29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 1996 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Devrim Sürecinde "Öğretim Birliği BAHİR M. ERÜRETEN Hukukçu 3 Maıt, Türk Devrim tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Yetmiş iki yıl önce 3 Mart 1924'te cumhuriyetin ilanı üzerinden henüz sekiz ay geç- meden, çağdaş devletin temel ilkelerini oluşturan önemli yasalar Tûr- kiye Büyük Millet Meclisi'nce çıkanl- mıştır. Bu yasalar, laik devlete giden ilk atılımlardır. Aynı gün üst üste kabul edi- len üç yasadan biri, Urfa Milletvekili Şeyh Saffet Efendi ve elli arkadaşımn ver- dikleri önerge doğrultusunda kabul edi- len "Hilâfetin Kaldınlması ve Osmanh Hancdanı mensuplannın T.C. sınırian dışına çıkanlması hakkındaki" 431 sayı- h yasa, Sıırt Milletvekili Halil Hulki ve elli arkadaşının verdiklen önerge doğ- rultusunda, dinin ve ordunun siyaset dı- şında tutulması amacına yönelik olarak kabul edilen "Şeriye ve Evkaf ve Erkânı Harbiye-i l'mumi\e Yekâletlerinin (Ba- kanlıklannın) kaİdınlması hakkında" 429 sayılı yasa ve Saruhan Milletvekili VâstfBey ve elli yedi arkadaşının verdik- leri önerge üzerine görüşülüp karara bağ- lanan 430 sayılı "Tevhidi Tedrisat" (Öğ- retim Birliği) yasasıdir. Bu yazımızın konusunu oluşturan Öğ- retim Birliği yasası; kaldınlan Şeriye Ba- kanlığı'na bağlı olan ve vakıflarca yöne- tilen ve dinsel eğitim veren okullar da dahil olmak üzere tüm eğitim veren okul- lan devletin gözetimi alrında, Milli Eği- tim Bakanlığı'na bağlamak, denetimin ve devrime dönük eğitimin birlik ve bir- likteliğini sağlama amacına yöneliktir. Cumhuriyet öncesi, yakın tarihimizdeki deneyimler, çift başlı eğitimin zararlan- nı gözler önüne sermiş bulunuyordu. Bu nedenle yasa, üzerinde ters yönde önem- li bir tartışma olmaksızın, Meclis'in oy- birliğiyle kabul edilip aynı gün yürürlü- ğe girmiştir. Yadsmamaz bir gerçekter ki, eğitimsiz bir ulus, çağdaş uygarlık düzeyini gere- ği gibi özümsemekten, kayıtsız koşulsuz ulusal egemenlikten, cumhuriyetin er- demlerinden aynk düşer. Bu nedenle çağdaş eğitim, devrimlerimizin altyapı- sını oluşturan en büyük etkendir. Her konuda olduğu gibi eğitim konu- sunda da ilk düşünce ve uygulama Ata- türk'ten gelmiştir. Anadolu'da henüz Kurtuluş Savaşı sürerken, Ankara'da. 16- 21 Temmuz 1921 tarihleri arasında ilk MaarifKongresi'ni topladı. Sakarya cep- hesinden gelerek Kongre'yi açtı. Onun gerek bu kongrede, gerekse, Bursa'nın kurtuluşunun hemen sonrasında 27 Ekım 1922 tarihinde öğretmenlerle yapmış bu- lunduğu toplantıdaki konuşmalar, Türk insanının eğitimine ne denli büyük önem verdiğinin kanıtinı oluşrurmaktadır. Cumhuriyetin yeni kuşaklannı yetiştir- mek amacıyla ilk eğitim seferberliğinin başladığı bu yıllan, 1928'de yürürlüğe giren yeni Türk harfleri ile okuyup yaz- manın başladığı süreçten itibaren eğiti- min gerçek kurumsallaşması ızledi. Halk okuma odalannın, ilkokullann-ve köy okullannın beş yıllık zorunlu eğitim dö- nemi, halkevleri. halkodalan, Köy Ens- titüleri hep bu dinarruk sürecin kurumsal- laştığı dönemlerdir. Bu süreç 1945 yılına değin sürdü. Bu tarihten sonra. eğitimin gereken önemi ile orantılı olarak ele ahnmadığını, hatta bu konuda bir geriye gidişin yaşandığını görmemek, gerçeklerden uzaklaşmak anlamını taşır. Günümüzde eğitim, dev- rimin öngördüğü niteliklerini yitirmiş, gereksinimden başka amaca yönelik din- sel eğitim veren kurslar, okullar yolu ile ilkel, denetimden uzak, hatta devrim kar- şıtı düşüncelerin yayıldığı ortamlar ola- rak. devletin temel ilkelerini sarsacak bo- yutlara gelmiştir. Öğretim Birliği, yerini. yüz yıl öncesinin Nizamiye Okullan - Medreseikiliğinegötürmüştür. Bundaen büyük etken; siyasal din öğesinin yürür- lükteki anayasa ve yasalara karşın ege- menliğinı açıkça sürdürmesi, yasalann gereği gibi uygulanmamasıdır. Öte yandan, laik görünümlü eğitimde de bir genleme yaşanmaktadır. Bugün Türkiye'de. eğitim çağinda yaklaşık on beş milyon çocuk ve gencin bulunması- na karşılık, eğıtime bütçeden aynlan pay, öbür kamu hızmetlerine oranla düşük dü- zeydedir. Öğretim elemanlanna verilen ücretler yetersiz olduğu ıçin yeteri kadar uyuklugun Formülü: [Çtrdym, Sermaye + İhtiyatlar O|zkaynaklar Bankacıhk, istikrar, ciddiyet ve disiplin gerektirir. Bir bankanın büyük- lüğü, sermaye ve ihtiyatlann toplamından oluşan özkaynaklanyla ölçülür. Sadece sermaye yeterli değildir. Fırtınah günler için "ihtiyath"davranmak, sahaya "yedeksiz" çıkmamak gerekir. Akbank. sermaye kadar ihîiyatlara da önem verir. Türkiye'nin en büyük özkaynaklartna sabip bankası Akbank'tır. Akbank'm gücünegiiç, güveninegüven katan özelliklerinden biri de istirakleridir. Yurdumuzda hiçbir bankanın erişemeyeceği büyüklükteki iştiraklere sahip olan Akbank, dünyanın dev kıınduşlanyla ülkemizdegerçekleştirdiği ortak yatınmlan ve sektörlerinin lideri olan iştirakleriyle gurıır duymakta ve Türkiye'ye güven vermektedir. Akbank iştirakleriyle de rakipsizdir. Akbank'ın kân ise, tamamengerçek bankacıhk işlemlerinden elde edilen kârdır. Akbank'ta yapay kâryoktur. Akbank'ın kârt gerçektir. Siz de, Akbank'ın bu büyükgücünden mutlaka yararlanın. • i . AKBANK G ü v e n i n i z i n E s e r i nitelikli eleman bulmak gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Bunun sonucu olarak da eğitimin niteliğinde düşüş gözlemlen- mektedir. Eğitimin, parasız olduğu sade- ce anayasada yazılıdır. llköğretimden, üniversite öğretimine kadar, yasal ya da yasa dışı yollarla "katkı payı" adı altın- da paralar istenmekte, ödeme gücü olma- yanlann çocuklan, istedikleri okulagide- memekte, parasal eşitsizliğin sonucu genç dimağlara acımasız yüzünü göster- mektedir. Her yıl. büyük bir sorumsuzlukla ye- nileri açılan imam-hatip okul'an, Öğre- tim Birliği Yasası'nm amacına ters düşen bir eğitim sisteminin uygulamalandır. Aynca, bu okullarda öğretmenler, yazık ki devrim karşıtı görüşlerini. genç öğren- cilere aşılamak için gereken çabayı gös- termektedirler. Milli Eğitim Bakanlı- ğı'ndaki kadrolaşma, bu okullarda izle- nen sisteme cesaret vermektedir. 1972 tarihinde kabul edilen imam-hatip lisele- ri yönermeliğinin 1 maddesi "Laik öğ- retim sistemimiz içinde, Milli Eğitim Ba- kanlığTnın hizmetleri arasında. ayn bir meslek okulu niteliğinde, Öğretim Birli- ği Yasasrnın 4. maddesi gere- ğince kurulmuş bulunan imam hatip okullannın amaçlan; 633 sayılı Divanet tşleri Başkanlığı Yasası'nın 22. maddesine göre imamlık, hariplik. Kııran kursu öğreti- ciüği. gereğinde, müftülük, vaizlik benzeri görev leri >ap- mak üzere orta öğretim gör- müş din görevlikri yetiştir- mektir" denilmesine ve bu- gün Türkiye'de, yukanda sa- yılan görevleri yapacak ka- dar görevli olmasına karşın, her gün sayılan artarak, hat- ta erkeklerden ayn olarak kızlar için dahi bu okullar açılmakta, okul sayısı yedi yüzü, öğrenci sayısı beş yüz bini geçmektedir. Bu durum- da, neden hâlâ bu okul sayı- lannın arttınldığını anlamak, -aslında siyasilerce anlama- mak- olanaksızdır. Bugün bu okullar artık öğ- renci almasa, Türkiye'nin kırk yıllık gereksinimini kar- şılayacak kadar din adamı- nın bulunması, tehlikenin boyutunu göstermek için ye- terlidir sanınz. Bu okullan bitirip, kendi meslekleri içinde iş bulama- yanlann ve onlann arkasın- daki siyasilerin baskısı ile yasada Özal zamanında ya- pılan bir değişiklikle, bu okullan bitirenlerin de, mer- kezi sistemle üniversite ve yüksek okullara girebileceği kabul edilmiş oldu. Bu yeni yasa iki başlı eğitimin yasal tescili anlamındadır. Bugün imam-hatip lisesi çıkışlılar, üniversitenin her dalında öğrenimine devam edebilmekte, imam-hatip kö- kenli, kaymakam, vali, hâ- kim ve savcı olabilmektedir. Tek ayncalık bunlann harp okullanna girememesi idi. Idı dıyoruz, çünkü bir süre sonra, imam-hatip adı altın- da değil de, liselere denkliği Milli Eğitim Bakanhğf nca onanmış normal lise görünü- münde olan, ancak dinsel amaçlı vakıflar tarafından kurulan kolejlerde, aslında, dinsel amaçla yetiştirilen gençler, normal lise mezunu işlemine uygun olarak harp okullanna girmek olanağını bulmayı zorlayacaklardır. Laik Türkiye Cumhuriye- ti'ni korumak, kollamakla yükümlü ordumuzun yapısı, disiplini ve yurdumuzu ko- ruma görevi ise bu tür dinsel eğitimle yetişmişlerin girme- sine olanak vermez. Bu soru- nu aynca yazacağım. • İLAN T.C. KARADENİZ EREĞLİ1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1994/338 KararNo: 1995/347 Davacı Fatma Yılmaz vekili Av. llker Öncel taraftndan davalı Orhan Yılmaz aleyhine açılan boşanma davası üzenne mahkememızce yapılan yargılamalar sonucu. Zonguldak-Alaplı ılçesı, Aşağıdağ Köyü nü- fusunda kayıtlı taraflann MK'nin 134. maddesi gereğince boşanmalanna, çocuklar Tuğba ve Tuğçe'nın ve- layetinin davacı anneye verilmesine, 19.10.1995 tarih, 1994,338 esas, 1995347 karar sayıiıil- amla karar verilmiş olduğu, davalıya karar tebliği yenne geçerlı ol- mak uzere ilan olunur. Basm: 69013 PENCERE Tuz Kokarsa... Düşenler kalkanlar, çalanlar çırpanlar, zalimler mazlumlar, yoksulun ahını alanlar, hesap sorulacak diye korkanlar, koltuklarma sımsıkı yapışanlar, haram yemek için iştah şurubu içenler, devlet malı deniz ye- meyen domuz diyenler, iktidar koltukları için birbir- lerini yiyenler, halkı baskıyla sindirenler ne yeni türe- diler ne de yalnız bize özgüdürler... Şirazlı Şeyh Sadi'nin "padişah öyküleri"nöen alj- nacak nice dersler var... • r Sultanın biri, kölesiyfe gemiye bindi. ' Köle deniz görmemiş biriydi, tir tir trtriyor, ağlayıp inliyor, çırpınıyordu... Yatıştıramadılar... • .• Sultanın keyfı kaçtı... Gemide bulunan bir görevli, padişaha dedi ki: . - Izin verirseniz, ben köleyi sustururum. Izin çıktı, görevli buyurdu, köleyi denize attılar, bir- kaç kez suda batıp çıkan adamı saçından yakalayıp çektiler, gemiye çıkan köle sustu, bir köşede otuç- du, gık demedi. . :, Sultan sordu: - Bu işin hikmeti nedir?.. - Köle daha önce suda boğulmanın rizikosunu tat- mamıştı, denedikten sonra gemideki selametin de- ğerini anladı. Tok kişiye arpa ekmeği hoş görünmez; cennet hurilerine araf cehennemdir; cehennem haî- kı için araf cennet!.. Biri sevdiğini sinesine basmı$, öteki "yaracaba gelirmi" diye kapıya gözlenni dik- miş!.. Bu iki insan arasında ne büyük fark vardır!.. • Tahta yeni geçen sultan, vezirlerin hepsini bağlâ- tıp zindana göndermiş... Sormuşlar: - Ne fenalık gördün ki, babanın vezirierinin icabt- na baktın?.. Sultan: - Bir fenalıklannı görmedim, ama, baktım ki hep- si benden korkuyorlar, hiçbir sözüme güvenmiyor- lar, kendi canlannı kurtarmak hesabıyla benim canı- ma kastederler diye ben de ikirciklendim, ne yapa- cağımı bilemedim. Bilgelere sordum, dediler ki: Bi- risi senden korkuyorsa, sen de ondan kork, birisi sa- na güvenmiyorsa, sen de ona güvenme!.. Yılan, çc- banı görünce "bu adam benim başımı taşla ezer" korkusuyla çobanın ayağını sokar. Ben geregini ye- rine getirdim. • Haccacı Zalim, ünlü bilgeye sormuş: - Ibadetlerden hangisi iyidir?.. Bilge demiş ki: Sultanım, senin için öğleye dek uyumak en iyisi- dir. - Neden?.. Bilge: - Çünkü uyuduğun sürece, halka zulüm yapamaz- sın!.. Fitnenin uyuması, uyanıklığından ehvendir. ' Ve bilge eklemiş: ; - Bir sultan için uyuduğu saatlerden daha iyisi yok- tur, çünkü iyiyi de kötüyü de düşünmediği gibi, kirrj- seden ne zarar gelecek diye kaygılanamaz. • "Haccacı Zalim" ile "Nuşirevanı Adil" tarihte bir- birinezrt iki sultan... Nuşirevanı Adil ava çıkmış, bir yerde konaklayıp av etini pişirmişler, kebaba serpecek tuz yokmuş, uşaklardan birini tuz için yakındaki köye göndere^ yazmışlar... Sultan demiş ki: ' ' '"' ' " " ' ' ' "' - Tuzu para ile al!.. Çevresindekiler: - Sultanım, demişler, bir parça tuzdan ne çıkar.., Nuşirevan: - Sonra köyden parasız tuz almak, hükümetçe âdet sayılıp köy harap olur; halkın bahçesinden sul- tan bir elma yerse, uşaklar ağacı kökünden çıkanr; bir yumurta alırsa, çevresindekiler bin tavuğu şişe geçirir... PANCAR MOTOR SANAYİveTİCARETA.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı'dan Pancar Motor Sanayı ve Ticaret A.Ş. Hissedariarının 4Û.OIağan Genel Kurul Toplantısı 29 Mart 1996 tanhine rastJayan Cuma günü saat 10.00'da Sahilyolu, Sultanahmet İSTANBUL adresındekı Kalyon Ote* toplantı salonunda yapılacaktır Şirket Esas Mukavelenamesı Mucibince, Hissedarların hamıl olduklan hısse senetlerını veya bunu ıspat eden vesaıkı toplantıdan bir hafta evvelıne kadar Şirket Merkezıne tevdı ederek gırış kartı almaları rica olunur. • Yıllık faaliyet raporu, Bılanço. Kar ve Zarar Hesabı ile Denetçıler raporu 22 Mart 1996 tarihinden lûbaren şirketımızde Sayın Hıssedariarın tetkik ve emırtenne amade bulundurulacaktır 6ÜNDEM 1 - Türk Ticaret Kanunu'nun 375. ve Şirket Ana Sözlesmesi'nin 52.maddesı hukümlenne göre Genel Kurul divanının teşekkükj ve 53.maddesi hukmune göre toplantı zaptımn ımzaianması hususunda teşekkul edecek dfvana yetkı verilmesı, 2- Şirketin 1995 yıh ışlem ve hesapları hakkında Yönetim Kurulu ve Denetçıler raporiarınm okunması ve müzakeresı, 3- Bağımsız denetım raporunun okunması ve onaylanması, 4- Yönetıtn Kurulu ve Denetçıler raportarı ile 1995 yılı Bilanço, Kar ve Zarar hesaplarının tasdikı ve Yönetim Kurulu Üyelerı ile Denetçilerın ıbra edılmesı, 5- 1995 faaliyet dönemi karının dağıtımı ile ılgili Yönetim Kurulu tekfflının mûzakeresı, 6- Ana Sözleşmenın 30. maddesı gereğince denetçılerin seçılmesı. 7- Yönetim Kurulu Uyeleri ile Oenetçılere verilecek ücretlerin tesbrti. 8- Dılek ve temenniler, MEİS CAFE & BAR Bu Salı ve Her Salı saat: 22.00'de EZGİNİN GÜNLÜĞÜMis Sokak NO: 20-BEYOÖLU Rez: 244 22 70 - S93 99 73 BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLJĞIGÜMRÜKLER GENEL MLDÜRLL ĞÜ İSTANBUL GÜMRÜKLERJ BAŞMÜDÜRÜ Sayı: B.02.1.GÜM.4.06.10. 09. HİK. Konu: 092/10/1814 (91)-1253 Fatih 1. Ashye Ceza Mahkemesrnin Esas: 991/201, Karar: 993/599 sayılı, 28.7.1993 günlü karan uyannca ıdaremize 48.186.000.- TL. para cezası ödemeye yükümlü Nev- zat îöroman, kararda belirtilen adresinde bulunamadığından mezkûr para cezası tahsıl ödilememektedir. Tebligata esas olacak baskaca bir adresi bilinmediğinden 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 29. maddelerine göre ilanen tebliğine karar verildi. Tebligat yerine kairrt olmak üzere teblığ olunur İstanbul Gümrükleri Ba$mfldürü Ahmet İhsan Ertan Gümrük Müdflro Basın: 73509
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle