28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özel Dershaneler Birliği üyesi dershaneler burs kontenjanını arttıracak ve yurtlar açacak Şeriatçı dershanelerle mücadele MERİHAK FİGEN ATALAY Özel Dershaneler Birliği Derneği (Öz-De-Bir) üyesi dershaneler, dini ideolojile- rini yay gınlaştırmak amacıy- la açılan dershanelerle müca- dele karan aldı. Demokrat ni- telikteki bu dershaneler, din- ci dershanelerin öğrencileri- ni çekebilmek amacıyla üc- retsiz kitap dağıtacak, burslu öğrenci sayisını arttıracak ve yurtlar açacak. Uyguladıkları çeşitli yön- temlerle öğrencileri kendi politikalan doğrultusunda yetiştirmeyi amaçlayan ders- haneler, özellikle Anadolu'da "imamlandan da destek" gö- rüyor. Küçük yerlerde ima- mın. "Çoeuklannızı dersha- neye gönderecekseniz, dini bütün dershaneye gönderin" uyansı, çoğu kez yeterli olu- yor. Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nda da ctkili olan bu çev- reler. kimi okullara istedikle- ri müdürlerin atanmasını sağ- lıyor ve bu müdürler de öğ- rencilerini bu dershanelere gitnıeleri için yönlendiriyor. Bazı okullarda. bu dershanelerden gelen temsilcilenn yatakhaneye kadar çıkarak reklamlannı yapmalanna izin verildiği belirtiliyor. Dinci dershaneler. toplumun her kesi- minden öğrenci çekebilmek için farklı adlar altında faaliyet gösteriyot lar. tstan- bul'da, Fırat Hğitim Merkezi (FEM). Kültür Dershaneleri. güneyde Final Dershaneleri bunlara örnek oluşturuyor. Bu dershaneler, öğrencilerin aileleriyle ilişkilerini uzun bir süre için kesiyorlar. Öğrencileri. yurtlanndabanndinyor.be- Su. elektrik ve telefon borçları için öğrencilerden para toplanıyor îlk ve orta dereceli okullar borç batağında tZMİR - Milli Eğitim Bakanhğt'nın ilk ve orta dereceli okullara ayırdığı elektrik, su ve telefon ödeneklerinin kesilmesi, okullan borç batağına soktu. Camilerin su ve elektrik paralan devlet tarafından karşılamrken okullar, su, elektrik ve telefoB borçlannı ödemek için öğrencilerden aylık para toplamaya başladı. Eğit- Der Genel Başkanı Mustafa GazakL eğitiınin özelleştirilmesi için "yıkürma ve bıkUrma* politikalanna başlandığını söyledi. İlk ve orta dereceli okullar borç batağında. Okullann en büyük giderlerinden elektrik, su ve telefon paralannın kesilmesi, özellikle dargelirli ailelerin çocuklannın devam ettiği okullarda öğrencileri zor duruma soktu. Birçok okul da kaynak sıkmtısı yuzünden su paralannı ödeyemiyor. Kış aylannda da gönderilen yakttlann yetmetnesi yuzünden öğrencilerden toplanan paralarla eğitim ve öğretim sürdürûlmeye çalışılıyor. tsminin açıklanmasını istemeyen bir okul yöneticisi, elektrik ve telefon paralannın uzun süredir okullarca karşılanmaya çahşıldığıni belirtti. Eğit-Der Getıel Başkaru Mustafa Gazalcı, devletin eğitimin özelleştirilmesi sürecinde sorunlar yarattığınt dile getirdi. Gazalcı, temel bir insan hakkı olan eğitimin, devlet tarafından caydıncı bir biçimde öğrencilere yansıtıldığmı dile getirdi. Devletin, özellikle zorunlu eğitimde öğrenciye yük olmadan eğitim ortamını hazirlaması gerektiğini vurgulayan Gazalcı. " Yerel yönedmterin de devreye sokulınası lazım. Yeni kaynaklar bularak eğitim daha rahat hate getirümeu. Ancak uygulamaya bakttğıınızda eğitim, özelleştirmeye doğru götürülmek isteniyor. Buna karşı çıkmak gerekir. Eğitim. ülkenin geleeeğidir. Türkiye'nin eğrtimi para>a dökmesi, özeUestirmesi, kendi geteceğini karartmak demektir**dedi. Devlet okullannın niteliğinın sürekli düşürüldüğünü, araç gereç verilmediğini. yakacak parası gönderilmediğini belirten Gazalcı, şöyle konuştu: "Bu, devletin güçsü/Jüğü değil, özellestirmeye ortam haztriamaktır. Bu, bir tuzakbr. Eğhime daha çok pay. arttınlacak kaynak bulunacakken bağtştarta yürütülmesi, çocuklardan para alınınasıyla aslında eğitimin özelleştirilmesine ortam hazırianıyor. Cumhurbaşkam bütçesi yüzde 500 artürüryor. silaha yahnm yapüryor; ama eğhime belli bir vatınm yok. Fırsat eşitliği, eğitim paralı yapıhrsa kalkar." Gazalcı, camilerin, su ve elektrik paralannın devlet tarafından karşılanmasına karşın okullardaki uygulamamn yanhş olduğunu belirterek "İbadet her yerde yapfbr. Ama eğitim, insanın yaşama hakkından sonra en temel hakkı. En büyük ibadcttir. Ama burada bir kasıt var. kasıt, devlet okullannın nhetikkrini düşürmek, insanlan bıkbrmak, caydırmak" diye konuştu. dava kitap ve burs veriyorlar. Başanları- nı suni biçimde şişiren bu dershanelerin yöntemlerinden biri. İstanbul'da öğre- nim gören \e Türkiye sıralamasında 500. olabilecekbiröğrenciyi sonbirkaç ayda. örneğin Kars'a götürürerck öğrencinin Kars birincisi olmasını sağlamak. Bu dershaneler, Özel Dershaneler Bir- liği Derneği Öz-De-Bir'in kendilenne sıcak bakmaması üzerine Güven-Der'i kurarak dernekleştiler. Türkiye çapında yaklaşık bın üyesi bulunan Öz-De-Bir, bu dershanelere karşı mücadele karan aldı. Dernek Başkanı İbrahim Ankan'ın verdiği bilgiyc göre, öncelıkle öğrenci- lere ücretsiz kitap sağlamak amacıyla üye dershanelerin ortak olduklan bir ya- yın şirketi kuruldu. Anadolu liseleri. fen liscleri ve üniver- sıteye giriş sınavlannahazırlayıcı nitelik- tcki toplam 16 kitap, cn gcç ağustos ayın- da basılmış olacak. Oz-De-Birv ın önkırüeri Öz-De-Bir' in ikıncı adımı ise özellik- le İstanbul dışından gelecek öğrencilerin barınma sorununu çözmeyi amaçlayan yurtlann hızmete açılması olacak. Yurt yapımı ile ilgili çalışmalara önümüzde- ki yıl başlanması planlanıyor. Burs verilen öğrenci sayısı da arttın- lacak. Öz-De-Bir'e üye tüm dershane- lerde burslu öğrencilerin öğrenim gördü- ğünü. buna ck olarak geçen öğretim yı- lında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ği'nden gönderilen bin öğrenciye burs verildiğini belirten İbrahim Ankan. "Ka- pımua getip de parası/lıktan dönen öğ- renci olmamalı. Parası olmadığı için kayıt ettirilmeyen öğrenci Ö/-De- Bir'e müracaat etsin. Kcndi- sini üye dershanelerimizden birineyerleştirelim'" çağnsın- da bulundu. Arıkan, Öz-De-Bır üyesi dershanelerin kay ıt odalann- da buna ilişkin bir yazının asılı bulunduğuna dikkat çe- kerek dershaneye gitmek is- teyenlere buna dikkat ermele- rini önerdi. Özel dershane sahip ve yö- neticileri de eğitimi politika- ya araç olarak kullanan ders- hanelerden çok rahatsız ol- duklannı ve bu kurumlara karşv hiçbir yaptınm uygu- lanmadığını belirttiler. Bir dershane yöneticisi, Milli Eğitim Bakanlığfnın bu dershanelere çok hoşgörülü yaklaştığını belirterek şu ör- nekleri verdi: "Bakanlıktan bize gelen müfettişler, Atatürk resmi 2 santim sağa kaymış diye so- run çıkarabiliyor, bu dersha- nelerde ise Atatürk düşman- lığı öğretiliyor, ama bakanhk hiçbir şcy yapmıyor. Bir solcu dershane açılsa ve politik propaganda yapmaya kalksay dı şimdiye kadar çoktan kapısına kilit vurulmuştu" dedi. Ilkc Dcrshanesi yöneticilerinden Ah- met Doğrul. özel dershanelerin bazı ki- şiler tarafından siyasi platforma çekil- mesini, "'dershanelerin en büyük açma- zı" olarak değerlendirdi. Ahmet Doğrul. "Eğitimiamaçolmak- tan çıkanp kendi siyasi görüşleri doğrul- tusunda araç olarak kullanmak isteyen- leri şiddetle kınıyoruz" diye konuştu. Harç protestolannın yanı sıra farklı görüşlerden kaynaklanan sağ-sol çatışmalan başladı Üniversiteler yeni olaylara gebeHaber Merkezi - Üniversıtelerde harç protestolarının yanı sıra görüş aynlığmdan kaynaklanan sağ-sol ça- tışmalan başladı. Gazi Üniversite- si'nde sağ ve sol görüşlü öğrencilenn karşı karşıya geldığı gösteriler olay- sız sona erdı. Balıkesir Ünıversıte- si'nde ıkı karşıt grup arasında çıkan kavgada 5 öğrenci yaralandı. Öğren- ciler. İstanbul ve Izmir'de de protes- to gösterileri düzenlediler. Ankara Büromuzun haberine gö- re, Gazı Üniversıtcsı Özgürlük Giri- şimi'ni oluşturan yaklaşık 200 öğren- ci, dün Beşevler'de toplanarak harç- ları protesto etmek amacıyla slogan- laratarak Gazı Lni\ersıtesi Rektörlü- ğü'ne doğru yürüyüşe geçtıler. 21 Mart Nevruz Bayramı'nda MHPbay- raklan ve bozkurt işaretleri eşliğinde Gazi Cniversıtesi Rektörlüğü'ne yü- riiyen ülkücü öğrencilerin yolu kapat- masına izın \eren güvenlik güçleri- ııin. harçlan protesto eden öğrencile- ri kaldınmdan yürümeleri ıçın zorla- malan nedeniyle sık sık tartışma ya- şandı. Kampusa kadar polis kordonunda yürüyen öğreneıler, girişte durdurul- du. kampusta toplanan ülkücü öğren- eıler. "KomünistJer dışan. bilim içe- ri". "Allahsız komiinistler. >atan siz- den ne bekler". "Ülkücü harekel en- geUeneme/", "Poöse kalkan cller kı- nlır". "Bu bayrak inmez, vatan bö- r,Kadıköy Belediyesiönündeniskele mevdamna kadar yürüdü. (KUBİLAY TÜNTÜL) lünmez" sloganlan atıp sık sık tekbir getirerek diğer öğren-g p g ğ ğ cilenn kampusa sokulmasına ızin vermeyeceklenni bildir- di. Emniyet yetkilileriniru harçlan protesto eden öğrencile- rin rektörlükte basın açıklaması yaptıktan sonra dağılacak- lannı bildirmelerine karşın. ülkücü öğrenciler ikna edileme- di. Clkücü gruba karşı çok ıhmlı davranan güvenlik güçle- ri, Gazi Üniversitesi Ozgürlük Girişimi adına 3 öğrencinin Gazi Üni\ersitesi Rektörü Prof. Dr. EnverHasanoğlu ile gö- rüşmelerine izin verdi. Görüşme süresinde eylemci öğrenci- ler polıs çemberinde tutulurken çe\ rede toplanan ülkücü öğ- rencilerin çembere kadar gelerek tahrik edici sözler söyle- diklen ve çemberin kaldınlmasmı ıstedıklerı gözlendi. Rektörle vapılan görüşmenın ardından açıklama yapan öğrenciler. harç paralannı üdemediği gerekçesıyle kayıtlan yapılmayan 20 öğrencinin kayıtlarının yapılması vc okulda 2 parti tarafından örgütlenen öğrencilere karşı mücadele edi- leceği sözü aldıklannı söyledıler. K.onuşmalann ardından tekrar polis kordonunda Beşev- ler'c doğru yürüyüşe geçen öğrenci- ler, burada olaysız dağıldılar. Göste- ri sırasında güvenlik güçlerinin öğ- rcncilerlc diyalogkurmayaözen gös- tcrdikleri dikkat çekti. Balıkesır'de Necatıbey Eğitim Fa- kültesı'nden geldığı belırlenen 40 ka- dar öğrenci ile meslek yüksekokulu kantınindeki sağ görüşlü öğrenciler arasında çrkan tartışma krsa sürede kavgaya dönûştü. Olaylar sırasında 5 öğrenci yaralanırken kantındckı nıa- sa ve sandalyelerle camlar kırıldı. Olayla ılgılı 15 öğrenci güvenlik ku\- vetlennce gözaltına alındı. Bursa Uludağ Üniversitesi Görük- ie Kampusu'nda karşıt görüşlü iki öğ- rcncı grubu arasında başlayan tartış- ma kavgaya dönüştüğü sırada jandar- ma olaya müdahalc ederek grupları a\ ırdı. Olaydan sonra bazı öğrenciler gözaltına alınarak şehir merkezıne götürüldüler. İstanbul Haber Servisimizin habe- nnc görc İstanbul Üniversitc Öğren- cileri Koordınasyonu'nundündüzen- lediği yürüyüşe yaklaşık 2 bin ünı- versıtc ve lise öğrencısi katıldı. Öğ- rencilerin. Kadıköy Belediyesi önün- de toplandıkları öğle saatlerinde çok sayıda polis de aynı yerde yerini aldı. Öğrencıleje polis müdahalc etmcdi. ızmır Büromuzun bildirdiğine gö- re Bornova'daki Ege Üniversitesi Kampusu Edebiyat Fakültesi önünde öğle saatlerinde toplanan 'Demokratik Üniversite Platfor- mu'na üye bir grup öğrenci. Ankaratiakı gösteriler sırasın- da arkadaşlarının polis tarafından dövülerek gözaltına alın- malarını protesto ettiler. "Yaşasın demokrattk ünKersite", "Gözaltındakiöğrencilerserbestbırakılsın" sloganlannı ata- rak kampusta v ürüyüşe geçen öğrenciler, eylemlerini edebi- yat fakültesi önünde bitırdikten sonra dağıldılar. Eylem sı- rasında kendısıni gazetecı olarak tanıtıp fotoğraf çekmeye çalışan bir polıs. öğrencüer tarafından dövülmek ıstendi. TISK eğitimden memnun değil • TİSKYönetim Kurulu Başkanı Rcfik Baydur, ""mesleki eğitimin, dini eğitim haline geldiğini" söyledi. Haber Merkezi - Türkiye Işveren Sedıkaları (TİSİC) \önctim Kurulu Başkanı Re- fik Baydur. Türkiye"deki top- lam mesleki vc teknik orta- okul öğrencilerınin yüzde 88"inin din öğretimi veren okullarda eğitim gördüğünü belirterek "Mesleki eğitim, dini eğitim halinegetdi" dedi. TİSK tarafından düzenlenen 'Çalışan Çocuklara N onelik Küçük Ölçekli Metal Sanayii İşverenlerinin Duyarlılıklan- nı Artturmak' konulu semı- ner dün İstanbul'da Conrad lnternational Oteli'ndeyapıl- dı. Seminerdc konuşan TİSK Yönetım Kurulu Başkanı Re- fik Baydur. mesleki ve tek- nik eğitimin çocuk işçiliğinin önlenmesinde en güvenılir ve doğru yol olduğunu vurgula- dı. Baydur, Türkiye'nin gü- nümüz koşullannda mesleki ve teknik öğretime daha çok önem verilmesi gerektiğini kaydederek "Çünkü bugün Türkiye'nin mesleki se tek- nik eğitim almış nitelikli işgû- cüne ihtiyacı >ardır. Konfede- rasyon olarak işsLdik sonınu- nun çözümünü bü\ükölçüde burada görmekteyiz" dedi. Ml) TEK1NİK EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM LTESİ DOÇ. DR. SEMRA l'NAL'IN DOKTORA TEZİNİN ALINT1 OLDL ĞL SAPTA!\DI Tez sahtekârlığı bilime darbe vuruyorİstanbul Haber Servisi - Yüksek lısans \e doktora tezlerinde kaynak gösteril- meden alıntıiar yapılmast, jürilerin tezleri ciddi biçim- de incelememesi sonucu bu tezlerle unvanlar kazanılma- sı. bilim yaşamına darbe vu- ruyor. Çoğu ortaya çıkarıla- mayan bu bilime aykın uy- gulamalara son örnek. Mar- mara Üniversitesinde (MÜ) ortaya çıktı. MÜ Teknik Eğitim Fakül- tesi öğretim üyesi Doç. Dr. ~ ~ - — — Semra İ'nal'ın. Nisan 1987'de basılmış "Eğitim Fakültelerinde Okuyan Öğren- cilerin(îeleceğeYönelik Beklentileri" ad- lı doktora tezinde, Safiye Akbulufun Ey- lül 1986'dabasılmış "AtatürkEğitimFa- kültesi'nde Okumakta Olan Öğrencile- rin İleriye Dönük Beklentileri" adlı yük- sek lisans tezinden kaynak göstermeden alıntıiar yaptığı ortaya çıktı. Bilim çevrelennde usulsüz aktanm an- lamma gelen "intihal" kelimesinin kul- lanıldığı durumlara örnek olan bu olay- da. Akbulut'un. kaynak gösterilen bir ya- z:ann soyadında ve kitap sayfası numa- rasında yaptığı hataları bile aynen tezi- ne aktaran Ünal. "Çalışmalar aym dö- nemlere rastlamış. Doktora tezi, mastır tednin genişlctümişidir. O tezin sahibi kü- tüphane memurudur. Aynı kütüphane- den yararlandık. Kaynaklardan aynı bi- çimde yararlanmış. olabiliriz" dedi. Safive Akbulut. vüksek lisans tezini • Ünarın, Nisan 1987'de basılmış "Eğitim Fakültelerinde Okuyan Öğrencilerin Geleceğe Yönelik Beklentileri" adlı doktora tezinde, Safiye Akbulut'un Eylül 1986"da basılmış "Atatürk Eğitim Fakühesi'nde Okumakta Olan Öğrencilerin tleriye Dönük Beklentileri" adlı yüksek lisans tezinden kaynak göstermeden alıntıiar yaptığı ortaya çıktı. Kaynak gösterilen bir yazann soyadında ve kitap sayfası numarasmda yaptığı hataları bile aynen tezine aktaran Ünal. "Çahşmalar aynı dönemlere rastlamış. O tezin sahibi kütüphane memurudur. Aynı kütüphaneden yararlandık. Kaynaklardan aynı biçimde yararlanmış olabilinz" dedi. bir yılda hazırlamış. Tez. 1°86 yılının Eylül ayındabasılmış. Semra Ünal'ın ay- nı konudaki doktora tezinin basım tarihi ise Nisan 1987. Ancak Ünal tezine. "ül- kemizde bugüne kadar bu konuda araş- tırma yapümamışür"diye başlamış. Bu konudaki sorulanrmzı yanıtlayan Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi kütüphanesinde uzman kütüphaneci ola- rak görev yapan Safiye Akbulut, tezinin bir bölümünü bir seminerde dinleyen Semra Ünal'ın kendısine gelerek bu ko- nuda doktora tezi hazırlamak istediğini söylediğini ve tezini ödünç aldığını an- lattı. Semra Ünal'a göre ise "Safiye Akbu- lut, tezine kendisinden sonra başladı." Aynı cümleler, aynı kaynaklar... İki tez elbette başından sonuna kadar aynı değil. Ancak Semra Ünal. büyük bir rastlantı sonucu. Safiye Akbulut'la aynı kitapların aynı bölümlerinden alıntıiar yapmış. İşın garip yanı. hatalar da aynı olmuş. Akbulut kaynak gösterirken ya- zann soyadı olan Ka\ car yerine yanlış- lıkla "Kavgar" yazmış. Ünal da aynı ha- tayı yinelemiş. Akbulut. birkitaptan alın- tı yaptıği bölümün sayfa numarasını yan- lış yazmış. Unal da aynı hatayı yapmış. Kaynak gösterilerek yapılan alıntıiar, inanılmaz bir rastlantı sonucu aynı olmuş diyelim. Ancak bu kez de kaynak gösterilmeden yapılan alıntıiar soru işaretleri uyandın- yor. Örneğin. Akbulut'un tezinin 7. sa\- fasından bir eümle: "Ülkemizde, orta öğretim düzcyinde bulunan öğrencilerin yüksek tahsile de- vam etmek için yeterince yönlendirilme- diği, yeteneklerine uygun mesleklcre he- veslendirilmcdiklcri gerçeğini. bu konu- da arastırma yapan pek çuk araştırmacı \ urgulamaktadır." ünal'ın tczmin 10. sayfasından bir cümle: "Ülkemizde, orta öğretim düze- yinde bulunan öğrencilerin yüksek öğre- nimedevam etmek için yeterince yönlen- dirilmediği, yeteneklerine uygun meslek- lere heveslendirihnedikleri gerçeğint, bu konuda arastırma yapan pek çok araştır- macı belirtmektedirr Kaynak gösterilmeden, l-2kelimede- ğişikliği dışında aynen aktanlmış bu ör- nekleri çoğaltmak mümkün. Safiye Ak- bulut, tezinde İletişim Fakültesi öğTetim üyesi Doç. Dr. Suna Tevruz'un henüz basılmamış bir dcrs notunu da kullandı- ğını ve Ünal'ın bu bölümü de tezine ak- tardığını söyledi. Tezlerin bir de anket bölümü var. Ak- bulut'un, bu bülümün girişinde öğrenci- ye hitabcn yazdığt eümle de Ünal'ın te- zine aynen aktanlmış. Sorular da yerle- ri değiştirilmek kaydıyla hcmcn hemen aynı. Bu konuda Akbulut, "Sorulan İle- tişim Fakültesi'nde görevli Doç. Dr. Tülay Bozkurt ile haflrladık" derken Semra Ü- nal. "İki tezde de sorular ay- nı kişi tarafından. Hasan Tan tarafından geliştirildi" dedi. Safiye Akbulut. Semra Ü- nal'ın tezini gördükten son- ra MÜ Atatürk Eğitim Fakül- tesi Dekanlığı'na. YÖK'e ve Ünal'ın tezini gerçekleştirdi- ği İstanbul Üniversitesi Sos- yal Bilimler Enstitüsü'ne başvuruda bulunmuş, ancak YÖK'ten ve enstitüden bu- güne kadar yanıt alamamış. Dekan Prof. Dr. İnciEnginün'ün Akbulut'abu konu- da gönderdiği yazıda ise "Dr. Semra Ü- nal, tezinin basılması halinde kaynakça- da tezinizi gösterebileceğini ifade ettniş- tir"dcniliyor. Doçentliği de kuşkulu Buarada. Eğitim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ülkü l-lzunçarşdı. MÜ Teknik Eğitim Fakültesi Dekanlığı'na2 Kasım 1995 ta- rihinde göndcrdiği yazıda şöyle diyor: "Doç. Dr.Semra Ünarın şu veyabuşe- kilde mevzuat hükümlerine av kın olarak basılan -aslında ncrede ve nc şekiMe ba- sıkiığı belli olmayan- çalış,malannı fakül- te yayını olarak aksettirmiş \e dolavısıv- la doçentlik bilim jürisini de yamltmıştir. İI0likuralve>önetmcliklerinçiğnenme- sinden de ötc bilim ahlakı ile çelişcn bu durumun incelenmesini bilgi ve değer- lendirıııelerinıy.e an ederim." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Ereğli'den Banaz'a... Nereden nereye? ADD şube sayısı 100'ü aştığında çok sevinmiştik. Bu gûzel haberı okurlarımla paylaşmıştım... Oysa hafta- lar önce 200 de aşıldı. Üye sayısı ise 20 binin üzerin- de. Ama artık kanıksadık galiba... Çok doğal saymaya başlamış olmalıyım ki, toplumsal duyarlılığın bu anlam- lı göstergesini, aynı ülküyü paylaşanlara duyurmakta epeyce geciktim. ADD Genel Başkanı Suphi Gürsoytrakı, örgütlen- meden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tevfîk Kız- gınkaya'yı ve diğer Genel Başkan Yardımcısı Prof. Clnsal Yavuz'u özellikle kutlamalı... • • • Bir hafta önce Karadeniz Ereğlisi'nde, bir hafta son- ra Uşak Banaz'daydım. ADD'ler, Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernekleri ço- ğaldıkça, "sivil toplum" geliştikçe, istemlen karşılamak giderek daha da zortaşıyor. Ereğli'de de Banaz'da da ADD'ler daha çok yeni... ilk etkinliklerinin konuşmacısı olmak bir onurdu. Ereğli'de, tesislerin 550 kişilik sinema salonunda en az 700 kişi vardı... Kaymakam, DSP milletvekili, Ku- zey Deniz Saha Komutanı, yargı organlarının üyeleri, subaylar, denizcı erler ve çok sayıda kadın... Çok sa- yıda genç... Çok sayıda çiçek. Beş aylık derneğin dinamik başkanı Akın Çamcı mutluydu. Ama o ortamı bir başka heyecanla seyre- den yaşlı bir delikanlı oturuyordu ön sıralarda... Sayın Selahattin Canbay; Muammer Aksoy'un önculük ettiği ADD kurucularındandı. Şöyle diyordu: - Küçük bir yere sıkışmış, birkaç yaşlı, ortayaşlı in- sandık. Demeğe gün/erce gelip giden olmazdı. Hele bir genç kapımızı çalınca çok mutlu olurduk... Şimdi salonu dolduran, saatlerce ayakta bekleyen, coşku ile alkışlayan şu gençlere bakınca gözlerim yaşarıyor... Aksoy Hoca yaşayıp da görebilseydı bu günleri! • • • Otobüs Banaz'a girerken, karayollarının tabelasına baktım. Nüfusun 14 binden biraz fazla olduğu yazılıy- dı. Ama bu ufak kentin soğuk bir salonunda, yaklaşık 400 kişi vardı. Bir kısmı uzun süre ayakta beklemeyi göze alan ınsanlardt bunlar... Bir tatil gününde, sıcak evlerinde TV karşısında otur- mak varken, Atatürk ve Kemalizm heyecanı ağır ba- sanlar... Kimısı, bu heyecanı yıllar sonra yenıden duy- maya başlamış olanlar... Kimisi de çok sayıdaki genç gibi. bu heyecanı ilk kez duyanlar. • • • Karadeniz Ereğlisi'nde de Banaz'da da RP'nin gü- cü yok. Ama RR Ereğli'de bu kez 5 bin kadar oy toplamış. Kentin kenar mahallelerinde oturan, düzenın dışladı- ğı, umut veremediği kesimlerden... Bırzamanlar Ece- vit'e oy vermiş olanlardan. Çünkü "Bu düzeni değiştireceğiz!" diyen, bir za- manlar CHP'ydi. Şimdi ise RP dıyor aynı şeyi... Ve RP'nin ılçe başkanı, ADD'nın toplantısına geliyor. Ke- malizmın laiklik ve demokrasi anlayışını dinliyor. Not- laralıyor... Banaz'da da toplum sağlıklı. Ama eğitim sağlıksız. Gençler, "Atatürk ilke ve devrımleri" dersini bile na- sıl karşı-deyrimci. Atatürk karşıtı kişilerin verdiğini an- latıyorlar. Öğretmenler, okul yönetimlerinin genelde MHP ya da RP eğilimlilerinin elinde olduğunun ömek- lerini veriyorlar. Orada da Atatürk karşıtlığı devlet eliyle besleniyor... • • • Devlet Atatürk'ü terk edeli çok oldu. Ama toplum bu- nu yeni yeni anlıyor. Ve devletten umudunu kestikçe de kendisı Atatürk'e ve Kemalizme sahip çıkıyor. Benzer bir gelişimin, CHP içinde de bazı belirtileri var. Partiyi yok olmaktan kurtarmanm tek yolunun, Ke- malizmden.. Kemalizmi 21. yüzyıla taşımaya talip ol- maktan geçtiğini.. görenler artıyor. Bedri Baykam parti meclisinde haykınyor: - Altıok'un ikisıni atalım. üçünü atalım' diye vitrine çıkanlar, CHP'ye zarar vermektedırler! Bunları söylemek güzel de önemli olan gereğini ye- rine getirmek! Ok kırma meraklılarını vitrine çıkaran kim? Atatürk düşmanı Said-i Nursi'nin kitaplannın okunması için gazetelere ilan veren bakanlan baş tacı yapan kim? Taban Ereğli'de, Banaz'da, Anadolu'nun her yerin- de... Kemalizmin tartışılmasına artık dar gelen salon- larda... Taban büyük... Tavan ise Ankara'da, kişisel hesaplar içinde, giderek daha küçük. Bu çelişki giderılmeden esenliğe çıkılabilır mi? 244'ü serbest bırakıldı Z(y ogrencı tutuldandı A>'1C\RA (Cumhuriyet Bürosu)- Harçlardaki artışı protesto etmek ve demokra- tik üniversite ıstemlerini di- le getirmek amacıyla 23 martta gerçekleştirilen ve olayU sona eren eylemın ar- dından gözaltına alınan 270 öğrenciden 26'sı tutuklana- rak cezaevine götürüldü. Öğrencilerden 244'ü tutuk- suz yargılanmak üzere ser- best bırakıldı. Öğrenciler. Ankara Adh- ye Sarayındaki Adliye Kü- tüphanesi'nde 10 savcı tara- fından yaklaşık 7 saat sürey- le sorgulandılar. Sorguları- nın tamamlanmasınm ardın- dan ifadeleri değerlendiren Ankara Cumhuriyet Basın Savcılığı. gözaltındaki öğ- rencileri 30'unun tutuklan- ması istemiyle nöbetçi sulh ceza mahkemesine gönde- rirken 236'sını da serbest bı- raktı. Sorguların yapılmasının ardından gazetecilerin soru- larını yanıtlayan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Nazmi Şar\an. gözaltına alınan 270 öğrenciden 42'si- nın öğrenci olmadığını söy- ledi. DTCF'nın işgal edil- mesini "büyük bir provo- kasyon" olarak nıtelenleyen Şarvan. öğrencilerin "Polis kovalavınca fakülteye gir- mek /orunda kaldık" yö- nündeki ifadelerinı samimi bulmadığını belirtti. Tutuklanma istemiyle Ankara 13. Sulh Ceza Mah- kemesi'ne çıkarılan İ'lkü Gündoğdu,Ali Güzd,Altuğ İnderen. Zafer Beysüngü. Deni/ l fuk Yümaz. SerpU Çıplak. Dilek Gündüz. Ser- kan Erdoğan, Mehmet Gen- çav, DenizÇelik.Serset Pak- soy, Necibe Savaşkan (Atı- lım Gazetesi muhabiri), Cev her Özbek, Levent Ka- ratak, Hakan Günaslan, Köksal Kaysı. Devrim Kr- dem, Abdülkadir Tekin, Gü- SSK Gürter, Faruk Rasim \'e- lioğlu, Mahmut Dablan, Hü- seyin Pala, \olkan Kılıç, Mehmet Akagündüz, Ah- met Akyüz, Hüseyin Dur- muş. Abdurrahman Abat, Tukan Kocabaş. Ali Durda- ğı ve Mehmet Taşkın adlı öğrencilerden Dilek Gün- düz. Necibe Savaşkan. Fa- ruk Rasim Velioğlu ve Hü- se\in Durmuş serbest bıra- kıldılar. Ankara Numune Hastanesi'nde bulunan 4 öğrencinin de serbest bıra- kıldıkları öğrenildi. Hakla- rında tutuklama karan veri- len 4 kız öğrenci Ankara Mcrkez Kapalı Cezaevi'nc 22 erkek öğrenci de Elma- dağ Cezaevine götürüldü- ler,. Öte yandan öğrenim har- cı ödemedıgi için kayıtları >ilinen 13 İTÜ öğrcncisi, bugün Danıştay'a dava aça- cak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle