Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MART1996 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA
HABERLER
DBP'nin
cpgütlenme
çalışmaları
• ANKARA (ANKA) -
Demokrasi ve Banş Partisi
<DBP) üç ilde daha örgüt
yönetim kurullannı
belirledi. DBP, tzmir, Yalova
ve Erzurum'da örgüt
çalışmalannı tamamladı.
Nierkez yürütme kurulu
tarafındân lzmir tl
Başkanlığı'na Nasır
Söylemez. Yalova II
Başkanlığı'na Tuncay
Aydıniçen ve Erzurum ll
Başkanlığı'nada Mehmet
Yılmaz getirildi.
*G. DoğıTda
fnisiyaüf askerde'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Hakkâri
Milletvekili Naim Geylani,
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'ndeki
uygulamalann
sıkıyönetimden daha ağır
olduğunu ve inisiyatifin
tamamen askerlerin elinde
bulunduğunu söyledi.
Terörii besleyen faktörlerin
dıkkate alınmadığım ve
yalnızca siiahlı mücadele
yürütüldüğünü söyleyen
Geylani, yaklaşık 100 bin
yurttaşın köy ve
mezralanndan göç etmek
zorunda bırakıldığını
bildirdi.
Kanar, askeri
mahkemede
• İstanbul Haber Servisi -
Insan Haklan Derneği
lstanbul Şube Başkanı
Ercan Kanar ile derneğin
eski yönetim kurulu üyeleri
"Halkı askerlikten soğutucu
propaganda" suçlamasıyia
açılan davada yargıç önüne
çıktı. Kanar, sorgusunda,
sivillerin askeri
mahkemelerde
yargılanmasının uluslararası
sözleşmelere aykın
olduğunu söyledi.
Beyaımame
süresi uzatıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-1995 yılina ilişkin
yillık gelir vergisi
beyannamelerinin verilmesi
ile birinci taksirini ödeme
süresi. 31 mart tarihinin
pazar gûrtüne rastlaması
nedeniyle 1 nisan akşamına
kadar uzatıldı.
Koruma görevlisi
davası
• İstanbul Haber Servisi-
Beyoğlu'nda "Kulüp 12"
adlı gece kulübünde 3
koruma görevlisini
öldürdükJeri ileri sürülen 2
sanıktan Hıdır Uluak'ın
idam, Tayftın Ahmet
Kurban'ın ise 5 yıla kadar
ağir hapis cezası istemiyle
yargılanmalanna başlandı.
Beyoğlu 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yapılan
duruşmada, Hıdır Uluak
kendisine yöneltilen
suçlamalan yalanladı.
Tayfun Ahmet Kurban ise
cinayeti kendisinin işlediğini
ileri sürdü, ancak öldürme
kastıyla ateş etmediğini
söyledi.
Kurdaıt
SOPU önergesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Erzincan
Milletvekili Mustafa Kul,
Türkiye'deki toprak
erozyonu konusundaki
tehlikenin geçmiş yıllara
göre azalıp azalmadığını
sordu. Kul. Orman Bakanı
Nevzat Ercan'ın yanıtlaması
istemiyle TBMM
Başkanlığı'na sunduğu sonı
önergesinde, uzmanlarca
Türkiye'nin gelecekte çöl
olma tehlikesi ile karşı
karşıya kaldığının ifade
edildiğini hatırlattı.
Daysal'dan
iş açıklaması
• İstanbul Haber Servisi -
DlSK Genel Sekreteri
lCemal Daysal dün yaptığı
açıldamada, özel iş bulma
bürolannın istihdain
yaratmayacağını belirterek
"Devlet tş ve lşçi Bulma
Kurumu'nu yok. ediyor"
dedi. Daysal, işsizlik
sorununun çözümünün
üretim alanlannın
geliştirilmesiyle
sağlanabileceğini belirtti.
Kahraman
toprağa verildi
• ANKARA (Cumhuriyet
B-ürosu) - Azerbaycan'da
geçen cumartesi günü
öldürülen Afyon Valisi
AJtmet Özyurt'un kızı
Özlem Kahraman, Cebeci
A.sri Mezarlığı'nda toprağa
verilirken damadı lsmail
ICahraman'ın cenazesi
rnemlekeri Kütahya'ya
g«>nderildi.
T'den sonra, Ziraat ve Halk bankalannm özelleştirme programı da ertelendi
DSP'den bütçe uyarısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-PTTnin
T'sinin satışından 1996 yılında hedeflenen
120 trilyon liralık geliri bütçe tasansından
çıkaran hükümet, bu yıl ıçinde Ziraat ve
Halk bankalannın özelleştirilmesini öngö-
ren programından da çark etti. Devlet Baka-
nı Rüşdfi Saracoğlu. Zıraat ve Halk banka-
lannın bu yıl satılmasının olanaksız olduğu-
nu söyledi. Bütçe görüşmelerinin ilk günün-
de dün Başbakanlık ve bağlı 5 kuruluşun
bütçe ödenekleri 924 milyar 500 milyon art-
tınldı.
DSP, sosyal güvenlik hizmetlerinin özel
sektöre devredilmesi hedefi ve Çekiç Güç
görev koşullannın ardından, bütçe konusun-
da da dışandan dolaylı destek verdiği hükü-
meti uyardı. DSP AnkaraMilletvekili Cök-
han Çapoğlu. "Bütçenin disiplin altına alın-
masu Meclis'in tasarruf yaparak halka kay-
nak aktaracağuıa güvcncevermesi gerekiyor"
dedi. Çapoğlu, bu yönde komisyonda iste-
dikleri değişikliklerin yapılmaması duru-
munda bütçe yasa tasansının genel kuruldan
geçmesinin zor olacağı uyansında da bu-
lundu. 1996 yılı bütçe yasa tasarısı görüş-
melerine başlayan TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nun dünkü toplantısında Baş-
bakanlık ve bağlı kuruluşlann bütçeleri ele
alındı. Komisyonda, muhalefet milletvekil-
leri, görüşmenin usul yönünden değiştirilme-
sini, önce bu yıl devlet harcamalannda ya-
pılacak lasarruflann belirlenmesini istediler.
DSP Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay.
bütçenin alt ve üst sınırlannın başta kesin-
leştirilmesinı, taşıt, mobilya-mefruşat gıbi zo-
runlu olmayan harcamalardan vazgeçilme-
si konusunda ilke karan alınmasını istedi.
Çapoğlu da. muhalefet olarak bütçenin
disiplin altına alınmasını istediklerini. ikti-
darmillervekillerininiseengellemeyegittik-
lerini söyledi. Hazıne'nin yüzde 131 ile borç-
landığını, buna karşın enflasyonun yüzde
65 oranında gerçekleştiğini v urgulayan Ça-
poğlu, devletin yüzde 40 reel faiz verdiğini
söyledi.Muhalefet milletvekilerinin tasar-
ruf önlemleri için ilke karan alınması yönün-
de istemde bulunmalan üzerine, DYP'li Nec-
mi Hoşver söz alarak, Plan ve Bütçe Komiş-
yonu'nda muhalefetin 15, iktidann da 25
milletvekili olduğunu, tasarrufa ilişkin bir il-
ke kararı alınmayacağını söyledi. Hoşver,
"Genel kurulda bütçenin ödenekleri artnn-
lamaz. Burada belirİenecek. Biz de burada
çoğunluktavız. Istediğinıiz önergeyi geçiri-
riz"dedi. Hoşver'in bu sözleri üzerine. Ça-
poğlu söz alarak, "Siz burada bütçe üzerin-
de istediğintri yapar geçirirsiniz. Ancak bu
sefer genel kuruldan bütçe yasa tasansı çık-
maz" uyansında bulundu.
Saracoğlu. komisyonda yaptığı konuşma-
da, Ziraat ve Halk bankalannın bu yıl satıl-
masının olanaksız olduğunu söyledi. Sara-
coğlu, bütçe dengeleri üzerine de şu göriiş-
leri dile getirdi:
"Imanm bütçe açığı 1 katrilyon lirayı aş-
maz. I katrilyon lirayı aşması. 200 trifvon Iİ-
ra da dış borçlanma üngördüğü için iç piya-
sadan \2 katrilyon borç alınması dcmcktir.
Bu büvük bir rakamdır. Bunun sonucunda
mali piyasalann yüzde 90 büyümesi gerçek-
leşir ki, bunun enflasyona etkisi de düşünü-
lemez."
Saracoğlu, sekerpancan üreticilerinin des-
teklemeavans primlerine ilişkin karamame-
nin de Bakanlar Kurulu'ndan çıktığını bildir-
di. Saracoğlu, Başbakan'ın yetkilerinin çok
geniş olduğu yönündeki eleştırilere katıldı-
ğını da belirterek. bütçe üzerindeki görüşme-
lerin tamamlanmasının ardından kamu yö-
netimiyle ilgili geniş bir proje başlatacakla-
nnı da sözlerine ekledi.
Toplantının sonunda eski bütçe tasansın-
da 23 trilyon 806 milyar lira olan Başbakan-
lık ödeneği 719 milyar, 522 milyar 501 mil-
yon lira olan Denizcilik Müsteşarlığı ödene-
ği 12 milyar yükseltildi. Komisyonda, DışTi-
caret Müsteşarlığı'nın ödeneği 60 milyar li-
ra arttınlarak 1 trilyon 912 milyar liradan 1
trilyon 972 milyar liraya, Gümrük Müsteşar-
lığı'nın ödeneği de 83 milyar 500 milyon li-
ra arttınlarak 4 trilyon 628 milyar liradan 4
trilyon 711 milyar 500 bin liraya çıkanldı.
Başbakan, 'bu denge içinde ülkeyi taşımanın mümkün olmadığını' söyledi
Yılmaz: Ekoııoıııi lıastaANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Mesut
Yıunaz, ekonomi ve dış po-
litika sorunlanndan yakı-
nırken halen koalisyon or-
tağı olan DYP'nin yöneti-
mindeki geçmiş dönemi
eleştirdi. Yılmaz, geçmiş
yıllardaki siyasi irade yeter-
sizligi nedeniyle Türkiye'de
bozulan dengelerin yapısal
reformlargerektirdiğini be-
lirterek "Bu denge içinde
Türkiye'yi istedigimiz yere
taşımak mümkün değil.
Böyle bir ekonomi tek keli-
meş le hasta demektir. Tür-
kiye, bu şekilde devam ede-
mez"dedi. Dışpolitikadada
ekonomi gibi parlak olma-
yan bir tablo devraldıklan-
nı anlatan Yılmaz, Türki-
ye'nin'bir "ihtilaf çembe-
ri" içinde olduğunu söyle-
di. Yılmaz, 2 haziranda ya-
pılacak yerel ara seçimler-
de hiçbir partiyle ittifaka
gıtmeyeceklerini. ancak ba-
n seçim bölgelerinde "mcv-
zi işbirligT yapabilecekle-
rini bildirdi.
Başbakan Mesut Ytlmaz. Iz-
mirli işadamlannın ekonomiye
bakışı ve hükümetten bölgesel
bekJentileri konusunda düzenle-
nen toplantıda v e ANAP TBMM
Grubu'nda yaptığı konuşmalar-
da, geçmiş dönemlere yüklendi.
Bütçe yetersizlikleri ve bozulan
ekonomik dengelerden yakınan
YıImaz. hükümetin bir darboğaz
içinde bulunduğunu söyledi. Yıl-
maz. "Bugün Türkiye'de, devlet
ekonomik kaynaklan akılcı dağı-
tan bir kurum olmaktan çıknıış.
ekonomheyük oian bir kurum ha-
line geuniştir. Devletin konumu-
Başbakan Mesut Yılmaz, İzmirli işadamlannın düzenlediği toplantıda geçmişe yüklendi. (Fotoğraf: AA)
nu yeniden belirlemeden, Türki-
ye'yi istediğimiz yere getireme-
>iz" dedi. Hemen hemen hiç ya-
tınm öngörülmeyen geçici bütçe-
nin, nisan ayı sonuna kadarki açı-
ğının 400 trilyon lira olduğunu ve
yıl sonuna kadar açığın 800 tril-
yonu bulmasının beklendiğini bil-
diren Yılmaz, tüm yatınmlar için
aynlan 200 trilyon liranın, sade-
ce SSK'nin Fınansman açığına
aynlan miktarla eşit olduğuna
dikkat çekerek "Böyle bir eko-
nomi tek kelimeyle hasta demek-
tir" dedi. Başbakan Yılmaz. bir
ay içinde birbiri ardına çok önem-
li özelleştirme projelerinin dev-
reyegıreceğini belirterek DSP'ye
özelleştirme konusunda mesaj-
lar taşıyan konuşmasında şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Bu bütçeyleekonomik istikra-
rı istenilen ölçüde gerçekleştir-
mek mümkün değil. Türkiye, ya-
pısal tedbirleri almadan bir yere
gjdemez. Türkiye, böy le gitmek-
te ısrar ederse, bu düzeyi de ko-
ruyamay ataktır. Türkiye'yi önü-
müzdeki yılJarda bugünkü duru-
muyla dahi götürebilmek müm-
kün değildir. Önümü/deki sene
belki hiç yatınm yapamay acağız.
Bugüne kadar. bu yapısal reform-
larda bir siyasi iradeeksikliği var-
dı. Özelleştirme konusunda bu-
gün arök hükümetteki siyasi ira-
de eksikliği gidorilmiştir. Ama bu
irade sadece hükümet açısından
me\ cuttur. Bu sivasi iradcnin ger-
çekleştirilebilmesi için ideolojik
yaklaşımlardan, popülizmden
uzaklaşmış, ideolojinin esiri ol-
mayan partilerüstü bir uzlaşma-
ya ihtiy aç var. İdeolojinin esiri ol-
mayan bir siyasi iradeye ihtiyacı-
mız var. Ama bu da yetnıez. Bu-
nu, hukuka saygılı olarak gerçek-
leştirmeliy iz. Herkesin hak ve hu-
kukunu koruyarak bunu yapnıa-
lıyız. Türkiye, bu sekilde yoluna
devam edemez."
Erbakan, Mam banş giicü önerdiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP lideri
Necmettin Erbakan. Çekiç Güç yerine
"İslam Banş Gücü" önerisinde bulunurken
Başbakan Mesut Yılmaz'ın Yunanistan'a
"zeytin dah" uzarmasını sert bir dille
eleştirdi. "Bu ülkenin yönetimi bu çoluk
çocuğa bırakılanıaz" diyen Erbakan.
medyayı da halkı zehirlemekle ve ülkeyi
tahrip etmekle suçladı. Partisinin grup
toplantısında konuşmasına medyayı
eleştirerek başlayan RP lideri Erbakan,
medyayı da rantiyeci olarak niteledi.
Medyanın bir elinin devletin kasasında
olduğunu, aldıklan trilyonluk teşviklerle
cincik-boncuk, tabak-çanak dağıtıklannı
kaydeden RP lideri. "Zehiri halka
akıtjyorlar. Bu böyle ghmez. Buna son
vereceğiz. Cincik-boncukla halkı
aklatamaziar. ülkeyi tahrip ediyorlar"
görüşünü savundu. TRT'yi de eleştiren
Erbakan. devlet TV'sinin taraflı davranarak
halkın aleyhine çalıştığını öne sürdü.
"Bütün bunlann hesabını soracaklannr
belirten Erbakan. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in ABD'ye yapacağı
gezi ile ilgili değerlendirmede de bulundu.
"Maşallah, Cumhurbaşkanımız çok
hareketlendi" diyen Erbakan. şunlan
söyledi: "İsrail'eveMtsır'agitti.
Döndükten sonra sanki Mısır'da bir şeyini
unutmuş gibi bir hafta sonra tekrar gitti.
Keşke bu sevahatler. miili politikamız için
yapılsaydı. Dış ülketerin arzulan peşinde
koşuyoruz. Sayuı Demirel'in ABD'de ne
konuşacağı beilidir.1
* Erbakan. Başbakan
Yılmaz'ın Yunanistan'a zeytin dalı
uzarmasının da yanlış bir hareket olduğunu
belirterek Yılmaz'ın da karanlık oda rejimi
uyguladığını bildirdi. Yılmaz'ın zeytin dalı
uzarmasının zamanlamasının yanlış
olduğunu. bunun da ülkeye zarar vediğini
savunan RP lideri. "Eline verilen metni
okudu. Sayın Yılmaz, Lahey'e gidilmeden
söz ediyor. Kimden bu izni akdı? Bu ülke
Mesut Yılmaz'ın oyuncağı değildir" dedi.
Necmettin Erbakan, yann TBMM'de
yapılacak Çekiç Güç oylaması konusuna da
değinerek başta Cumhurbaşkanı Demirel
olmak üzere Çiller, Yılmaz, Ecevit ile
Erdal İnönü'nün muhalefette ve iktidarda
Çekiç Güç konusunda ne soylediklerini
anlattı. Erbakan. "Çekiç Güç elbette
zararlı. Ancak bir faydası oldu. Bu konuda
RP dışındaki partilerin ne olduğunu
gösterdi. Hepsinin haline bakın" dedi.
Erbakan, hiçbir ülkenin Çekiç Güç gibi bir
zilliyeti kabul etmeyeceğini belirterek
"Çekiç Güç yerine neden İslam Banş Gücü
kuruhnuyor" diye sordu. Eıbakan,
sözlerini şöyle sürdürdü: "ABD'nin
buradaki amacu Müslüman ülkeleri
birbirine kırdırmaktır. Eğer Güney'den
Kuzey Irak'a bir saldın olacağı
hesaplanıyorsa niye 36. paralekle
mevzilenmiyorlar? Saddam, Ankara'dan mı
gelecek? Çekiç Güç şemsiyesi altında
misyonerlik yapılıyor. Bu gücün üzerinde
bir kontrolümü/ yok. Bu güç. sadece
hu/ursuzluk varatıvor."
fft
CEAS hesaplaşması
Karayalçın
ile Çay'dan
karşılıklı
suçlama
ANKVRA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHPgrubunda. Samsun Milletvekili
Murat Karayalçın'ın istemi üzerine
Çukurova Elektrik AŞ (ÇEAS) konu-
sunda açılan genel görüşme sırasın-
da gergin saatler yaşandı. Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı döneminde ÇEAŞ
konusundaki işlemlerı nedeniyle sert
eleştirilere hedef olan Hatay Millet-
vekili FuatÇay. karşı atakta buluna-
rak Karayalçın'ın belediye başkanlı-
ğı dönemiyle ilgili savlan anımsattı.
Genel Başkan Deniz Baykal' ın da tar-
tışmalardan sonra "hukukaaykınbir
durunı olmadığını. konunun kapandı-
ğmı" açıkladığı bildırildı.
CHP'nin hükümet ortaklığı döne-
minde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
görevini yürüten Fuat Çay, Sermaye
Piyasası Kurulunun (SPK) itirazlan-
na karşın ÇEAŞ'ta olağanüstü genel
kurul toplayarak Uzanlar'ın tekraryö-
netime gelmesine olanak sağlamıştı.
Bu işlem, tartışmalara yol açarken
Karayalçın, grup yönetimine başvu-
ruda bulunarak ÇEAŞ sorununun
"partili bir bakanın tarnşıbuı tasarru-
ftı olmaktan çıktığııu,CHP içinçokyp-
ratıcı boy udar kazanmava başladtğV
nı" belirterek konunun grupta tartışıl-
masını istemişti. Önergenin kabul edil-
mesi üzerine dün grupta ÇEAŞ konu-
sunda yapılan genel görüşmede, Ka-
rayalçın yalnız kaldı.
Edinilen bilgiye göre Karayalçın,
"Bu konuyu, parti içinde tartışma aç-
mak için gündeme getirmedim. SPK
taranndan küçüktasamıfçuyu koru-
mak amacıyla hazırlanarak hüküme-
te sunulan. ancak imzalanmayan tasa-
n, grupta tartışılmak L ygun gorülür-
se o tasan teklif olarak verilmeli. LJy-
gun görülmemesi dunımunda ise ha-
zırlanacakyem biröneri,TBMM Baş-
kanlığı'na çok ivedi olarak sunulma-
II Bu tasany ı bakanlanmız neden im-
zalamadı?" dedi.
Ankara Milletvekili Ali Dinçer ile
Genel Sekreter Adnan Keskin'in "Bi-
ze böyle bir kararnamegeunedi" söz-
leri üzerine, Karayalçın'ın "kararna-
me değil, tasandan söz ettiğine" dik-
kat çektiği öğrenildi. Alınan bilgiye
göre Keskin, "Benimimzalamadığım
çok şey oldu. Ama bana böyle bir şey
gebnedi" derken Ali Dinçer de "Böy-
le bir tasan bana gelmedi" dedi.
Tartışmalar sırasında Fuat Çay'ın
Karayalçın'ın belediye başkanlığı dö-
nemiyle ilgili çeşitli savlan içeren Ke-
rime Ata'nın kitabını göstererek "Si-
zin için de çeşhii şeyler söyleniyor. Si-
zin arkanızida bu khap var. Benim de
KİT Komisyonu'nda yolsuzluklarla
mücadele kitabını var. Kimse dokunul-
mazlık zırhının arkasına saklanma-
suı. SHP-CHP ay nmı ile politik prim
yapma peşüıde koşmasın" dediği ak-
tanldı.
OTLAR / ORAL ÇALIŞLAR
• • zgürlük ve Dayanışma
O
Partisi (ÖDP) Genel Baş-
kanı Ufuk Lras'a Star
TV'de "Kırmızı Komık"
programında Osman Balcıgil soru-
yor: "Programınızda, kapitalizme
karsL, özgürlük. eşitiik ve adaleti sa-
vunuyorsunuz. Hedefimi/ sınıfsız
toplumdur diyorsunuz. Bunlar es-
ki kaO anlayışlann veeskimiş göniş-
lerin devamı değil midir?"
Ufuk Uras. sakin bir şekilde ce-
vaplıyor: "Bu yazdıklarunızın es-
ki veya yeni olması (inemli değil.
Doğru oîup olmaması önemli. Siz
bu görüşlere karşı mısınız?"
Bu kez cevap sırası Balcıgil'de:
"Hayir karşı değUim. Ama bunlar
eskimiş fikirler. yeni tezleriniz var
mı?"
Ufuk Uras yine sakin ve gülüm-
seyen bir yüzle cevaplıyor. "Bizim
yeni düşüncelerimiz var. Eski uygu-
lamalardan farklı olarak yukan-
dan aşağıya partiyi ve sosyaliznıi
inşaetmeyi sav unuyoruz. Yukandan
belirlenen örgütlenme ve inşa tar-
zını değiştirdik. Herkesin kendi so-
rununu kendisinin ifade edeceği bir
ilişkiler ağı yaratmak istiyoruz."
Balcıgil dayanamıyor ve ikna ol-
mak istemiyor: **Parti kunıculan-
nın isimkrinigördük, bunlann hep-
Medyadaki eski solcular
si daha önce birbirinin gözünü oy-
dular. kavga etmeden daha ne ka-
dar idare edebileceksiniz?" Uras
hiç kızmıyor: "Bizgeçmiştenders-
lerçıkararak partiyi kurduk. Bizim
kavgamız bu çürümüş düzenledir.
Aramızda da ancak bu çürümüş
düzene nasıl muhalefet edeceğiz
kavgası olabüir ki, bunun da bir za-
ran olacağını sanmıyorum.'"
Balcıgil'le Uras arasındaki di-
yalog üç aşağı beş yukan bu şekil-
de sürüp gitti. Sözcükler tam böy-
le olmayabilir, ama içeriği buydu.
Balcıgil, bu arada. "döneklik" ko-
nusunu da gündeme getirmeyi unut-
madı. Uras ona da güzel bir karşı-
lık verdi: "Insanlar daha önce bu-
hınduklanyerden başka biryeregit-
mîşlerse bu oniann bileceği iştir.
Şündi ise bizimle beraberolmakis-
tivıniana bu olumlu bir adınıdır. Bu-
gün eşittik vçözgürlük idealimizi be-
nimseyen herkese kapımız açıktır.
Bizim geçmişle birsonınumuz yok."
ÖDP Genel Başkanı Ufuk
Uras'ın karşısındaki diğer Star men-
subu ise EsraZeynep'ti. Esra Zey-
nep, Balcıgil'den farklı bir yakla-
şım içindeydi. Uras'a izleyiciyi ay-
dınlatmak amacıyla sorular soru-
yor, sevimsiz bir tavır ıçtne gırmi-
yordu.
Balcıgil'i fazla tanımıyorum.
Ufuk Uras'a yönelttiği sorular ve
bu soruları soruş biçimi dikkatimi
çekti. Sanki Ufuk Uras'ladeğr! de
kendi geçmişiyle hesaplaşıyor gi-
bi bir hali vardı. Hâlâ mı sosya-
lizm, hâlâ mı adam olmadınız der
gibiydi. Sosyalistlerin yeniden si-
yaset sahnesine çıkmalanndan ve
hızla ülke çapında örgütlenmelerin-
den sanki rahatsız olmuştu. Dö-
nüp, dönüp, "Sizin yeni bir düşün-
ceniz yok. Hep klas'ik şeyler söy lü-
yorsunuz" diyordu. Ufuk Uras ise
sabırla yeni neleri soylediklerini
açıklamaya gayret ediyor, eşitiik
ve özgürlük idealleri için Balcıgil'i
ikna etmeye çabahyordu.
Balcıgil'in ikna olmaya niyeti
yoktu. Esra Zeynep araya giriyor ve
Balcıgil'in çizdiği profili yumuşa-
tarak. tartışmayı olumlu bir ortama
çekmeye çalışıyordu.
Program bittikten sonra. Balcı-
gil'in neden ikna olmak istemedi-
ği üzerine düşüncelere daldım. Çün-
kü Balcıgil onu tanıyanlann anlat-
tıklanna göre eskiden solcuydu.
Şımdi solcu olup olmadığını bile-
miyorum. Ama. bir şeylerin intika-
mını almak gibi niyeti olduğu his-
sine kapıldım. Şimdiki bulunduğu
yerin haklılığını kanıtlamak çaba-
sı içindeydi.
Son dönemde telev izyonlarda ve
basında birçok eski solcunun önem-
li köşe başlannı tuttuğunu görüyo-
rum. Bu eski solculann en büyük
derdi kendi geçmişleri. Bugün bu-
lundukları yerin haklılığını kanıt-
lamak için inanılmaz bir çaba sarf
ediyorlar. Eski solcular, sola düş-
manlıkta sağcılan gölgede bıraka-
cak kadar atak ve saldırgan bir tu-
tum ızliyorlar.
Gençler haklı taleplerle, çaresiz
bir şekilde sonunda sokağa dökü-
lüyorlar. Polisın acımasızlığı her-
kesi çileden çıkaracak boyutlara
ulaşıyor. Tam bu anda bu eski sol-
cular devreyle giriyorlar. Köşelerin-
de gençleri yalnızlığa itecek birta-
vır içine giriyorlar. Yetmiyor, TV
ekranlanna çıkıp kendilerinin na-
sıl nedamet getirdiklerini anlata-
rak. gençlerin moralini boztnaya
çalışıyorlar. O da yetmeyince bazı
sahte '68'liler bulup mektuplannı
yayımlıyorlar.
ÖDP'nin kitlesel bir muhalefet
hareketi umudunu vermesi birçok
eski devrimciyi canlandınyor ve
harekete geçiriyor. Yeni bir umut bi-
zim kuşak içinde yeniden yeşeri-
yor. Bu arada köşe başlannı tutup
düzenin nımetlerinden başı dön-
müş eski solculann birkısmı ise suç
üstü yakalanmış hissine kapıhyor-
lar. Ne yazacaklannı, ne yapacak-
lannı bilemiyorlar.
Bu kadar kızmalanna gerek yok.
Onlar orada kalabilirler. orada bu-
lunmalan onlann tercihi, kimse de
onlara kanşamaz. Kendileri baş-
kalannın karşısınaçıkmasınlarye-
ter. Türkiye'nin özgürlük ve de-
mokrasi rotasına oturtulması için
solculara, sosyalistlere herzaman-
kinden daha fazla ihtiyacı var.
Bunun önüne hiç olmazsa eski sol-
cular çıkmasın. Solun önüne çık-
mak için yeteri kadar gericı var
zaten.
POLTIİKA GÜTVLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Canan'ı Kimler Öldürdü?
CHP milletvekilleri Ercan Karakaş, Mahmut Işık ve
Mustafa Yıldız Van, Hakkâri yöresinde dolaşıp bir ra-
por hazıriadı. Raporu okuyunca "Güneydoğu'da ne-
leroluyor" sorusu bir kez daha gündeme geldi...
Üç milletvekili kötü hava koşullarında başlıyorlar ge-
ziye. Karakaş, Işık ve Yıldız, Afyon Köyü girişindeki 'ara-
ma noktası 'nda güvenlik güçlerince durduruluyor. As-
kerter üç milletvekilini aramak istiyorlar. Milletvekilleri
itiraz ediyor. Ancak yanıt şu oluyor:
"Emir böyle!"
Üç milletvekili yanıt veriyor:
"Ama biz milletvekiliyiz..."
Askerlerden birisi, üç milletvekiline şöyle diyor:
"Dün babam telefon etti, o da başbakan olmuş..."
Sanınz askerin yanıtı Güneydoğu'da olup bitenlerin
bir fotoğraf karesini oluşturuyor ve bunu en somırt bi-
çimdeyansıtıyor...
CHP rapoaınu okuyunca tüylerimiz diken diken ol-
du...
Abdullah Canan'ın yaşadıklan ve daha sonra ölü
olarak bulunması, gerçekten üzerinde önemli durul-
ması gereken bir nokta...
Güvenlik güçleri elbet terörle mücadele edecekler-
dir. Orada görevli subay, astsubay ve erler 'ölümle' bu-
run burunadırtar. Bugüne dek halkın güvenliği için şe-
hit olmuşlardır, binlercesi sakat kalmıştır. Ama Güney-
doğu'da her yurttaş potansiyel suçlu sayılmamalıdır.
CHP raporuna göre dört ay önce Yüksekova'ya ata-
nan Kaymakam Aydın Tetikoğlu, ilçeyi şöyle tanım-
lıyor:
"Burası, hem terörhem deesrar-eroin ticaretinin yo-
ğun olduğu bir bölge. Terör nedeniyle büyük göç ya-
şanıyor. Et ve Balık Kurumu dışında çalışacakyeryok.
Çevre köylerin boşalması sonucu Yüksekova'nın nü-
fusu 28 binden 60- 70 bine çıkmış."
Yüksekova'ya Sosyal Dayanışma Vakfı'ndan her ay
120 milyon lira gelıyormuş. Göçün yoğun olması ne-
deniyle okullar yetersiz kalıyormuş. Tüm köy okullan
kapalıymış. Bir tane yatılı bölge okulu varmış. llçede
20 okul, vekil öğretmenlerle öğretime başlamış.
Açlığın, yoksulluğun kol gezdiği toplumlarda ne olur?
Soygun, vurgun, terör...
CHP raporunu baştan sona okudum. Gördüm kı
Güneydoğu'da ipin ucu kaçmış...
• * •
CHP milletvekilleri, Güneydoğu'da ölümlerde ben-
zerlikler olduğunu anlatmışlar raporda. Karakaş, Işık
ve Yıldız, onun için şu soruyu yöneltiyorlar:
"Esrarla, eroinle hiçbir ilişki kurulamayan ve ölüm-
lehnde büyük benzertik olan kişileri kim ya da kimler
öldürdü sorusu nasıl yanıtlanacaktır?"
Ardından da ekliyorlar:
"O nedenle ölüm olaylan bir bütün olarak derhal cid-
diyetle incelenmelidir. Çünkü herkes açıklara karşı tez-
ler geliştirmektedir."
CHP raporunda Abdullah Canan olayı ilginç bir çiz-
gi oluşturuyor. 1991 genel seçimlerinde ANAP'tan mil-
letvekili seçilen daha sonra CHP'ye geçen Esat Ca-
nan'ın yeğeni olan Abdullah Canan'ın Kartı Köyü'nde-
ki evinin çevresinde bir sığınak bulunuyor. Bu sığınak-
ta dört terörist ölü olarak ele geçirilirken eroin ve es-
raryapımındakullanılanmalzemelerdeortayaçıkıyor.
Burada iki ayrı görüş var: 1 - Güvenlik güçlerine gö-
re sığınak Abdullah Canan'ın evinin bitişiğinde. 2- Kar-
lı köylülerine göre sığınak Abdullah Canan'ın evinin iki
kilometre uzağında...
Olaytarihi, 22 Eylül 1995...
iddiaya göre aralık ayı başlarında Hakkâri Koman-
do Tugay Komutanlığı'na bağlı Yüksekova Komando
Tabur Komutanlığı'nca, Abdullah Canan'ın köydeki
evi -aynca 10 başka ev- tahrip ediliyor.
Şimdi Abdullah Canan ve diğer köylüler ne yapacak?
Mahkemeye başvuracaklar. Onlar da Yüksekova Mah-
kemesi'ne başvurup hasar saptaması yaptınyortar. Ay-
nca Cumhuriyet Savcılığı'na da dilekçe venp Tabur Ko-
mutanlığı hakkında suç duyurusunda bulunuyorlar...
CHP raporunda olayın gelişimi şöyle:
Yüksekova Komando Tabur Komutanı Binbaşı Emin
Yurdakul, Abdullah Canan ve suç duyurusunda bu-
lunan iki kişiyi ilçe Jandarma Komutanlığı aracılığıyla
makamına çağınyor, çay ısmariıyor. Daha sonra 15
subay ve astsubayı odaya alıp şöyle diyor:
"Beyler, sizleh şikâyet edenlerin elebaşları bunlar.
Onlan çok iyi tanıyın..."
• ••
Olayın bundan sonrası tipik bir Amerikan savaş fil-
mini anımsatıyor...
Abdullah Canan, 17 Ocak 1996 günü saat 08.00'de
silah ruhsatını yeniletmekiçin Kariı Köyü'nden Yükse-
kova'ya hareket ediyor. Ancak yolda bir askeri kon-
voy tarafındân durduruluyor. CHP milletvekillerine gö-
re askeri konvoyda 'esrar, eroin' araması yapılıyor.
Otomobiliyle konvoyun arkasında bulunan Abdullah Ca-
nan, CHP'Iİ millervekillerinin iddiasına göre gözaltına
alınıyor.
Askeri yetkililer, gözaltı olayını kabul etmiyor.
Abdullah Canan'ın otomobili, 21 Ocak 1996'da Gü-
zeldere geçidinde (Yüksekova'ya 100 kilometre), ce-
sedi ise bir ay sonra 22 Şubat 1996 tarihinde Yükse-
kova'ya 20 kilometre uzaklıkta Altınbaşak Köyü yakı-
nında bulunuyor...
Ölüm olayındaki ilginç durum ise şu: Abdullah Ca-
nan, bir ay önce kayboluyor, ama ölüsü bulunduğun-
da bir hafta önce işkence edilerek öldürüldüğü' otop-
si raporuyla ortaya çıkıyor...
Abdullah Canan, 26 gün süreyle nerede kaldı acaba?..
Internet http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
İncelemeye alındı
Metin Göktepe
dosyası Damştay'da
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Evrensel gazetesi
muhabiri MetinGöktepe'nin
gözaltındaöldürülmesiyle il-
gili olarak haklannda İstan-
bul ll Idare Kurulu'nca "lü-
zunvu muhakeme" karan ve-
rilen 48 polisin yaptığı itiraz,
Danıştay"da incelemeye alın-
dı. Hakkında yeterlı kanıt bu-
lunamadığı gerekçesiyle
"men-i muhakeme" kararı
verilen Eyüp İlçe Emniyet
Müdürü IVI. Ali Aydın Akde-
mir'in dosyası da ıncelen-
mek üzere Danıştay'a gönde-
nldı.
Göktepeolayı ile ilgili dos-
ya. geçen hafta cuma günü
Danıştay'a gelmiştı. Dosya.
tetkik hâkimınin inceleme-
sinden sonra heyet tarafın-
dân görüşülecek. Danıştay 2.
Dairesi. olayı "acil işterden"
kabul ederek itırazları der-
hal incelemeye başladı. Itıraz-
lann reddedilmcsi durumun-
da, 48 sanık polıs. 3 ay ile 16
yıl arasında değişen çeşitli
hapis cezalan istemiyle ağır
ceza mahkemesınde yargıla-
nacak. Danıştay'ın itirazlan
reddetmesı dunımunda, dos-
yalan EyüpCumhunyet Baş-
savalığına gönderilecek olan
polislerden Çevik Kuvvet Şu-
be Müdürlüğü emniyet amir-
lerınden JVlehmet fşbitiren,
Metin Göktepe'nin "çokko-
nuşruğu için" gözahına alın-
ması emnnı vererek "görevi-
ni körtiye kullandığt" gerek-
çesiyle TCY'nin 228. mad-
desi uyannca 6 aydan 3 yıla
kadar hapis cezası istemiyle
yargılanacak.