07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MART1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Beykoz ve Sanyer'den sonra Ömerli ve Darlık bölgeleri de SİT ilan edildi: Teıııiz 8iıiçin son luııııtç• İstanbul İki Numaralı Koruma Kurulu, 15 Mart 1996 tarihli toplantısında, aralannda Sultanbeyli, Alemdağ. Sangazi, Sultançiftliği gibi belediyelerin de bulunduğu Ömerli ve Darlık barajlan su havzalarına giren tüm alanlar için "'doğal SİT" karan aldı. İstanbul Haber Servisi - ts- tanbul İki Numaralı Kültür ve Tabiat Yarlıklarını Koru- ma Kurulu, kentin Anadoiu yakasındakı en geniş içme suyu rezervuarlannı oluştu- ran Ömerli \ e Darlık baraj 1a- n çevresindeki tüm orman alanlannı \e havzanın tama- mını "doğal StT" olarak ko- ruma altınaaldı. Kurulun 15 Mart 1996 ta- rihindeki toplantısında sonuçlandırdığı ve tutanağa bagladığı doğal SlT kararı. Külrür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Var- tıklannı Koruma Genel Müdürlüğü'nün 22 Mart 1996 günü "yazışma ve işlemle- ridurdurmasr nedeniyle Kurul Müdür- lügü tarafından dağıtımı yapılamıyor. ÎSKİ tarafından bır süre önce yönet- melik değişikliğiyle imara açılan koru- ma alanlanvla birlikte bölgedeki diğer kaçak gelişen yerleşmeleri de kapsamı- na alan doğal StT karanna. yöredeki bel- de ve ilçe belediyelerinin yanı sıra Bü- yükşehir Belediyesi temsilcileri de kar- şı çıktılar. Koruma Kurulu karan ise İstanbul Teknik İJnrversitesı'nin içme suyu hav- zalanndaki doğal koruma alanlannın "SİT" statüsü içinde ele alınmasını ön- gören raporlanna ve yine aynı konudaki benzer görüşleri içeren diğer ilgili ku- rumlann belgelenne dayanılarak Kültür Bakanlığı görevlilerince hazırlanmış tes- pit ve değerlendirme çalışmalannı esas alıyor. 1993'te İSKİ başvurmuştu Buna göre Ömerli ve Darlık havzala- n ile bu hav zaları besleyen akarsular ve ormanlık alanlarla birlikte bölgedck: Sultanbeyli. Alemdağ, Sultançiftliği, Ye- nidoğan, Çekmeköv, Samandra, Sanga- zi gibi belediyelerin yanı sıra Pendik ıl- çesine bağlı aynı havzadaki köyler de "dogal SİT" kapsamında imarkısıtlama- sına bağlanıyor. İstanbul Üç Numaralı Koruma Kuru- lu'nun geçen kasım \e aralık aylannda- ki kararlanyla kentin kuzeyindeki or- man, tanm veyeşil alanlan Elmalıbara- jı su havzasıyla birlikte koruma altına al- dığı BeykozveSanyerilçeleri doğal SİT karannın ardından, bu kez İki Numaralı Koruma Kurulu'nun da aynı alanlara kom-,11 koııumdakı Umcrlı ve Darlık hav- zalannı vine doğal SİT olarak tespit ve ilan etmesi. aslında 1993 yılında başla- tılan bilimsel çalışmaların sonuçlarına da^anıyor. Son SİT kararına yönelik edinilen bil- gılere göre. İSKİ'nin talebi üzerine Istan- bul'un su havzalannda bıraraştırma ya- pan İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'ndeki bilimsel komisvon. 17.1i.1993 tarihli bir raporla bu alanların. korunabilmesi için "dogal SİT" kapsamına alınmalan gerektiğini ISKl'yle birlikte Kültür Bakanlığı'nada bildiriyor. 4 Yükseköğretim parah yapılmah' Rektörler, Cumhurbaşkanı'na sunduklan raporda özel üniversitelerin desteklenmesini istedi EMİNE KAPLAN ANKARA - Cniversite rektörle- ri. Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'e sunulan "Çağdaş Eğitim- Çağdaş Cniversite" başlıklı rapor- da, üniversitelerin çağdaş hale ge- tirilebilmesı ıçın ilk. ortaveyükse- köğretimin bütünlcştırilmesi, özel üniversitelerin desteklenmesi. öğ- renci konseylerinin kurulması. Atatürkçü ve laik düşünceden uzaklaşılmaması gerektiğini bildir- diler. Rektörler. üniversitelerin pa- ralı hale getırilmelerinin, çağdaş yapıya ka\uşma yolunda gerekli bir adım olduğunu sav undular. Yükseköğretim Kurulu'nca (YÖK)Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunulan "Çağdaş Eği- tim-Çağdaşİ'nKersite r 'başlıklı ra- porda. üniversite rektörlerinın. çağ- daş eğitım \e ünıversitenın nasıl ol- ması gerektiğıne ilişkin görüşleri- ne yer verildi. Rapora göre rektör- lerden bazılarının görüşleri şöyle: Prof. Dr. Cezmi Öncüer(Adnan Menderes Ünıversıtesi Rektörü): Çağdaş eğıtim. dogmalardan uzak bilim ve teknolojinin gerekleri doğrultusunda, güncel yaklaşım ve vöntemlerle, üretken bakış açısıy- !a vapılan her türlü çalıjmalardır. Günümüzde özellikle sosyai biiim- ler alanında eğitim. soru bile so- rulmadan sona eren bir konferans nıteliğindedir. Eğitim birbütündür. Sadece yükseköğretimde çağdaş- lığa yönelik önlemler aiınması ye- terli değildir. Bu nedenle tüm eği- tim sıstemimizde çağdaş eğitimin gereklen yerıne getınlmelıdir. Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı (Afyon Kocetepe Üniversitesi Rek- törü): Eğitim ve öğretim faaliyeti. ilk, orta ve yüksek gibi yapay bö- lümlere konu olmayacak bir bütün- dür. Ancak ülkemızde bu bürünlük maalesef parçalanmıştır. öyle kı, bu kopukluk yüzünden yükseköğ- retime gelebilmiş ve bu anlamda belli bir formasyonu kazanmış ol- duğu kabul edilen bir gence kendi ana dilini ve kendi yakın tarihini tekrar öğretmek zarureti ortaya çı- kabilmektedir. Ortaöğretimdeki çok çeşitlilik. ortaöğretim ile yük- seköğretim arasındaki kopukluğu veya boşluğu daha da derinleştir- mektedir. Prof. Dr. Tuncer Karpuzcuoğ- lu (Akdeniz Üniversitesi Rektörü): Bazı çevrelerin vükseköğretimin sorunlarını, kendılerine göre anla- dıklan "üniversiteözerkliğr. bunu da YÖK'ün mevcudiyeti ile rektör- lerin atamayla gelmesıne ındırge- mişler ve yanlış platformdaki bu anlamsız olduğu kadar da yüzeysel tartışmalar ülkeye zaman kaybettir- miştir. Yükseköğretim pahalı bir hizmettir. bu nedenle de paralı ha- le getirilmelidir. Prof. Dr. Günal Akbaj (Ankara Üniversitesi Rektörü): Universite çahşanlanna \e öğrencilerine üni- versitelilik ruhu kazandıran, ku- rumlanylaözdeşleşmelerini sağla- yan, onlan yenileyerek daha nite- likli ve verimli. çalışmalanna im- kân veren sosyal. kültürel. sanatsal ve sportif etkinlikleri ve tesislerin önemi büyüktür. Buna gereken özen gösterilmelidir. Fakültelerde yönetim kurulunun gözetimı altın- da. her sînıfta yılda bir kez kapalı oyla yapılacak seçimlerle belirle- necek ikişer öğrenci temsilcisinin katılacağı "öğrenci konseyleri" oluşturulmahdır. Prof. Dr. lYlehmet Haberal (Baş- kent Üniversitesi Rektörü): Üni- versitelerin sorunlannın altında öğ- retim maliyetlennin karşılanma- sındaki güçlükleryatmaktadır. Öğ- renci katkıları konusunda adil bir sistem oluşturulamamıştır. Gelir durumu yüksek olanlardan öğre- tim maliyetinin tamamanının alı- nacağı düzenlemeler oluşturulma- hdır. Prof. Dr. İ srün Ergüder (Boğa- ziçi Üniversitesi Rektörü): Öğren- ci katkı payları gerçekçi düzeylere getirilirken diger taraftan ihtiyacı olan öğrencilere burs \ erilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Prof. Dr. İsmail Hakkj Oüğer (Dumlupınar Üniversitesi Rektö- rü): Üniversitelerin laık ve Atatürk- çü düşünceden sapmaması ve var- sa eksende kaymalann düzeltilme- si gereklidtr. Ûniversitedeyeniaçı- lacak bırimlerin ulusal ve bölgesel gereksinimleri dikkate alarak. çev - re, kurum ve kuruluşlarla işbirliği sağlanarakaçılmalıdır. Üniversite- lerin çağdaşlıktandaötedegelecek yönelimli yapılandırılması üniver- sıtenin topluma sıçrama yaptınla- bilmesi, öncül yapılanma ve bilim- sel üretimle mümkün olabilecek- tir. Prof. Dr. UğurBügetlGaziantep Üniversitesi Rektörü): Yükseköğ- retim harçlan. üniversıte bütçesin- de önemli bir pay olacak şekilde yükseltilnıeli. zengin bu bedelı ödemeli. fakir ise istediği anda burs alarak harcını karşılamalıdır. Sultanbeyli, Alemdağ, Sultançiftliği, Yenidoğan, Çekmeköy, Samandra, Sangazi gibi belediyelerin yanı sıra Pendik ilçesine bağiı aynı havzadaki köyler de "doğal SİT" kapsamında imar kısıtlamasına bağlanıyor. Bakanlığın bu raporu ilgili Koruma Kurulu'na "değerlendirilmek üzere" ilet- mesi sonucunda da ilk çalışmalar başla- tılıyor. Yine İTÜ'nün bu kez 22 Kasım 1995'te benzer görüşünü jeniden Koruma Kuru- lu'na bildirmesi ve ardından Çevre Mö- hendisliği Bölümü'nce de su havzalarının doğal koruma altına aiınması vönünde- ki çalışmasının rapor olarak sonuçlan- ması üzerine konuyugündemine alan ts- tanbul lkı Numaralı Koruma Kurulu, 8 Mart 1996günlü toplantısında değerlen- dirmesinı yaptıktan sonra İJ Mart 19%'da bölgedeki incelemelerini sonuç- landınyorve 15 Mart 1996 günlü toplantısında da "do- ğal SİT" karannı kesınleşti- rerek tutanağa bağlıyor. Bu toplantıdahazırbulunan Bü- yükşehir Beledıye Başkan- lığı temsilcisi ise karara kar- şı çıkıyor. ancak doğal SlT karan. 2863 sayılı yasa uya- nnca yürürlüğe girmiş olu- vor. YOK YASA TASLAGINA TEPKI 'Öğretim üyelerinin görüşü abnmadı ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz tarafından hazırlanarak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunulan YÖK yasa tasansı taslağı. öğretim üvelerinin görüşlerinin alınmadığı gerekçesiyle eleştirilere neden oldu. Öğretim Üveleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı. üniversitelerin görüşleri ahnmadan önemli bir yasa taslagının hazırlanmasının kabul edilir bir durum olmadığını söyledi. Alpaslan Işıklı, örgütlerin | tepkisizliğe zorlandığını ve bu tepkisizliğin de YÖK düzeninin ! benimsenmesinden kaynaklandığı yönünde yorumlann yapıldığını vurgulayarak "YÖK düzeninin, öğretim üveleri tarafından benünsenmiş olduğunu iddia etntek mümkün değildir'' diye konuştu. Işıklı, demokratık bir universite yapısının büyük bir özlem olduğuna dikkat çekerek YÖK'ün yapısının değiştirilmesine ; ilişkin önemli bir y asa ' taslagının öğretim üyelerinin görüşü alınmadan hazırlanmasının kabul edilir 1 bir durum olmadığını kaydetti. Işıklı. I üniversitelerin, paralı olanlann okuyabildiği. parasız olanların da eğitimden yoksun kaldığı 19. yüzyıla özgü sınıfsal bir yapıya hapsedilmek istendiğini ileri sürdü. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof Dr. Mahmut Adem de YÖK'ün keyfi uygulamalann yapıldığı bir yapısının olduğunu vurgulayarak "Yasa taslağı hiç tartışılnıadı. Yönetim demokratikleştirilmek istenmiyorsa hiç kimseye de bir şe\ sorulmaz" dedi. Prof. Dr. Süleyman Çetin Ozoğlu. öğretim üyelerinin görüşü alınmadan hazırlanan yasa taslagının doğrudan Cumhurbaşkanı'na sunulmasının düşündürücü olduğunu söyledi. Öğretim üyelerinin tepkisine neden olan taslakta. rektörlerin atanmasında YÖK'ün devTe YOK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz tarafından hazırlanarak öğretim dişi birakı'İmasıT Üyelerinin görüşü Üniversitelerarası Kurul'un vetkilerinin sınırlandınlarak "Akademik Değerlendirme Kurulu" oluşturulması öngörüldü. Taslak uyannca, üniversitelerin bütçelerinin hazırlanması ve öğrencilerden alınacak katkı paylan )eniden düzenlenecek. Universite ve yüksek teknoloji enstitülerinin yönetim kurullan, Bakanlar Kurulu'nca her yıl belirlenen katkı payı miktannın 3 katını geçmemek koşuluyla, öğrencilerden ek katkı payı almaya yetkili kılınacak. Aynı yönetim kurullan. belirleyeceği miktarlarda lisansüstü öğrencilerınden de katkı payı alabilecek. Öğretim üyeleri ve öğrenciJerin siyasetle ilgilenmelerinin önündeki engelleri kaldıran taslakta. öğretim elemanlannın siyasi partilere üye olabilmeleri hükme bağlandı. Üniversitelerin organlan ve senatolannda oy sahibi olmak koşuluyla "öğrenci birliğj" oluşturulması öngörülen taslakta, yabancı üniversitelerin Türkiye'de şube açmalarına da olanak tanındı. alınmadan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunulan YÖK yasa tasansı taslağı tepkilere yol açtı. Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, taslağın öğretim üyelerinin görüşleri alınmadan hazırlanmasının kabul edilir olmadığını söyledi. DUYURU OYAK SİGORTA A.Ş. 1994 ytlı sonu itibariyle topladığı kâr paylı hayat sigortalarına ait primlerden yasal indirimler çıkarıldıktan sonra kalan miktar ile önceki yıllara ait riyazi ihtiyat ve kâr payı ihtiyatlannın toplamı olan 79.595.562.503.- T.L.'nı sigortalılar adına yatırıma yöneltmiştir. 1995 yılında bu yatırımlardan net 102.359.191.675-T.L gelir elde edilmiş olup, bu gelirin %95'i kâr paylı hayat sigortalılarının hesaplarına aktarılmıştır. Kâr paylı tarifeler için 1995 yılında sigortalılara (teknik faiz dahil) net olarak asağıda belirtilen oranlar dahilinde kâr payı dağıtılmıştır. T.L. Poliçeleri için : % 1 3 3 Dolar Poliçeleri için : % 22.5 Mark Poliçeleri için : % 32.5 NOT: Kâr payı 1995 yılı ve öncesinde satılan poliçelerden halen yürürlükte olanlara dağıtılacaktır. Mevcut sigortalılarımıza dağıtılan kâr payının tümü yatırım getirisi olmayıp, geçmiş yıllarda düzenlenerek rıyazı ihtiyat ayrılan, fakat 1995 yılı içerisinde iptal edilen poliçelerin 1994 yılı riyazi ihtiyat getırilerının geçerlı olan polıçe sahıplerine pay edilmesi ile oluşturulmuştur OYAK SİGORTA A.Ş. Yukarıdaki duyurumuzda kâr payı verılen poliçelerden olujan portföy, tûm hak ve menfaatleri ile birlikte 01.01.1996 tarihi itirjanyte AXA OYAK HAYAT SİGORTA A.S. ne devredilmijtjr. EloYAK HAYAT SİGORTA İLKSAN'ın arazüeri de korumada Ömerli ve Darlık hav zala^ nifloğal SlT karan yasal ola^ raksonuçlanmışveyürürlü» ğe girmiş olmasına rağmen. Kültür Bakanlığı Koruma Genel Müdürlüğü'nün, ka- rann ardından "müdürlük vazışmalannı durdurması nedeniyle" dağıtılamıyor v e ilgililere tebliğ edilemiyor. Edinilen bilgilere göre. SlT kapsamına alınan hav- za içerisinde kaçak yapılaş- mayla gelişen belediyelerin yanı sıra, aralannda "İLK- SAN" gibi örneklerin de bu- lunduğu çok sayıda "koope- ratif arazisi'' yer alıyor. Bu belediyelerin ve kooperatif- lerın Büyükşehir Belediye- si ve ISKl'yle birlikte doğal SlT karanna tepki göstere- rek. yeni Kültür Bakanı A- gah Oktay Güner'le Koru- ma Kurulu'nu şikâyet ettik- lerı bildiriliyor. Koruma Genel Müdürlü- Î jü'nün 22 Mart 19% günü stanbuTdaki her üç Koru- ma Kurulu'ndaki tüm yazış- ma ve tebligatları "telefon talimatıyla" durdurması ise yine Istanbul'daki son SlT kararlarına karşı bakanlık- takı yeni yönetimin "'ilkmü- dahalesi" olarak yorumlanı- yor. İstanbul İki Numaralı Ko- ruma Kurulu'nun 15.3.19% tarihli doğal SİT ilanından sonra. daha önce Üç Numa- ralı Kurulca doğal SlT kap- samına alınan Sanyer ve Beykoz ilçeleriyle birlikte Ömerli ve Darlık bölgesin- deki tüm ilçe ve belde bele- diyelerinde bundan böyle ancak "korumaamaçlı imar planlanyla" uygulama ya- pılabilecek. İSKİ'nin "*su havzalannı imara açan" son yönetmel ik değişikliği ise yine bu SlT kararlanyla birlikte Elmak, Ömerli ve Darlık kuşağında artık g»çerli değil. Öte yandan Mimarlar Odası ile İnşaat Mühendıs- leri Odası'nın İSKİ yönet- meliğini iptal istemiyle lda- re Mahkemesi'nde açmış oldukları dava ise sürüyor. Dava kapsamında son SlT kararları dışında kalan. ken- tin Rumeli yakasındakı Ali- beyköy, Terkos, Sazlıdere, Biiyükçekmecegibi su hav- zaları da bulunuyor. Bütün bunlann yanı stra yine Ömerli ve Darlık hav - zaları doğal StT kararıyla birlikte. bölgedeki "belde beledivelerinin" 1 SObinöI- çeklı nazım plan kapsamı dışında kalan "bağımsı/ i- mar yetkileri" de koruma amaçlı planlama zorunlulu- ğuna bağlanarak 2863 sayı- lı yasa kapsamında "dene- tim altına" alınmış oluyor. CUMHURIYETTEN OKIIRLARA ORHAN ERİNÇ Sömüpülen SSK Uzun süredir "SSK'nin kurtanlması" gerekçesine dayalı bir tasfiye senaryosu uygulanmaya çalışılıyor. Iş güvencesinin bulunmadığı, işsizlik sigortasının uygulanmadığı bir ülkede, Batı'daki ülkelerin emek- lilik yaşlarından örnekler verip emeklilik süresini uzat- manın yollarını açmaya çalışmak, utanılacak birsiya- sal davranış bile sayılmıyor. Bütün gözler, SSK'nin açıklarını kapatmak için Ha- zine'den yapılmakta olan ödemelerde. Özel sektöre yapılmakta olan teşvik ödemelerinin yanında, sosyal açıdan büyük bir açmazı önlemeye yönelik bu öde- menin kaynağında devletin sosyal güvenlik sistemi- ne on paralık katkıda bulunmamasının yanı sıra, yıl- larca SSK birikimlerini sömürmüş olmasının da bü- yük payı olduğunu kimse hatırlamak istemiyor. 6O'lı yıllardan bu yana yayımlanmış olan SSK yılhk raporlarına bir göz atmak, bugünkü durumu gerçek- te siyasal iktidarların, SSK'yi birikimlerini düşük faiz- li devlet tahvillerine yatırmaya zorlayarak yarattığını görmek için yetip de artıyor. Özel sektöre, bankalara, kişilere, yıllar önce yüzde 18'lerle devlet tahvilı pazarlarken, SSK'ye "Sen yüz- de 6 alacaksın" dıyen, devletin yürütme erkinı elinde tutan siyasal iktidarlar. 1980'lerin başında yıllık faiz yüzde 32 iken devlet tahvillerinden SSK'ye ödene- cek faiz oranını yüzde 24'e yükseltenlerin övünme- lerini hatırlayın bir. Prim alacaklannı toplayamaz duruma düşürülen SSK, bu arada özelleştirme furyasmdan da nasibini almış durumda. Özelleştirme kapsamındaki KİT'lerin SSK'ye olan prim borçlarının 4 trilyon liraya ulaştığı- nı ve işverenler ödemeye yanaşmadığı takdirde, bu borçların tahsil edilemeyeceğini Güneş Gürson ha- berleştirdi. • Dünya Bankası'nın, özelleştirme kapsamındaki Er- demir, rafineriler ve Petrol Ofisi'nin 1 milyar dolara yaklaşan dış borçlarının Hazine güvencesi altına alın- masını istediğini Esra Yener yazdı. Türkiye'nin, Çekiç Güç'ün süresinin uzatılması için ABD ile pazarlıklan sürdürdüğünü Lale Sarıibra- himoğlu kamuoyuna iletti. • Iran'ın şeriatçı terörü neden ve nasıl desteklediği- ne ilişkin bilgileri içeren Emnıyet Genel Müdürlüğü ile istihbarat elemanlannın hazırladığı raporu Evin Gök- taş haberleştirdi. • Şekerpancan üreticileri ile süt ve et üreticisi hay- vancılık sektörünün sorunları her geçen gün artıyor. Doğrudan tüketicileri ilgilendiren sorunların ulaştığı boyutu, geçen hafta da "Çiftçi Dostu" köşesi yaza- rımız Sadullah Usumi ile ekonomi servısimiz gözler önüne serdi. • Manisa'daki liseli gençlere yönelik işkencelerle il- gili savların, Avrupa fnsan Hakları Komisyonu ile ilgi- li kuruluşlara iletildiğini Izmır Büromuz duyurdu. • Yükseköğretim öğrencilerinin, harçlann yüksekliği- ni protesto etmek için düzenledikleri eylemler sürer- ken, yapılan açıklamaların aksine henüz harç kredir lerinin ödenmediğinı Asuman Abacıoğlu kamuoyu- na iletti. ' ' --»'•"ı • Çevre konusuna gösterdiğimiz duyarlık, geçen haf- ta da sayfalarımıza yansıdı. 21 mart Nevruz'un yanı sıra "Ormancılık ve Ağaçlandırma Bayramı" idi. Ok- tay Ekinci ile Cengiz Yıldınm, ormanların yok edil- mesine yol açan yasal değişikliklerin sonuçlarını yaz- dılar. 22 Mart Dünya Su Günü'nde dünyanın ve ülke- mizin sorunlarını da yalnızca okurlarımız izleyebildi- ter. • Çevre Bakanı Mustafa Taşar'ın Çevre Fonu'nda 300 bin lira kalmasından yakınışını da Osman Aydo- ğan aktardı. • Aydın Engin'in ilgi ile izlenen "Komünist Partiler ve Zümrûdüanka" başlıklı yazı dizisi, hafta içinde bit- ti ve yerini Erbil Tuşalp'ın "Şeriatı Beklemenin Oa- yanılmaz Hafifliği" başlıklı dizisi aldı. • Cumhuriyet'in tartışılmaz üstünlüklerinden birini oluşturan Kültür Bölümü'nün ağırlıklı konusu, 8. Ulus- lararası Ankara Film Festivali'ydi. Etkinlikleri Cumhur Canbazoğlu izledi ve aktardı. Kültür Servisimiz şimdı de 30 mart günü başlaya- cak 15. Uluslararası İstanbul Film Festivali'ni tüm ay- nntıları ileyansıtmanın hazırlıklarını yapıyor. istanbul- lu okurlarımız, 28 mart günü vereceğimiz özel ekte, festivale ilişkin tüm ayrıntıları bulabilecektir. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf- ta geçirmeniz dileği ve saygılarımızia. Öğrenci, demokratik uiuniversite istiyor ANKARA (ANKA) - Öğretim yılı başından ben harçlara yapılan zamları protesto eden üniversıte gençliği. Yüksek Öğretim Kurulu'nda başlatılan ye- niden yapılanma çalışma- larında da söz hakkı istıv or. Universite öğrencileri. "demokratik ünrversite re- formu" için 20 öneri eetır- di. Öneriler arasında YÖK ve harçlann kaldınlmasın- dan öğretim üyelerine sen- dika verilmesine kadar bir dizi teklif bulunuvor. Üniversite öğrencileri. hazırladıklan. "Demokra- tik Cniversite Reformu için Acil Taleplerimiz" başlıklı bildiride, YÖK'ün kaldın- larak üniversite yönetim le- rinin her kademede de- mokratık seçimlerle belır- lenmesıni ıstediler.Üniver- sitelere idari ve mali özerk- lik verilmesi gerektiğini kaydeden öğrenciler, öğre- tim görev lileri ile diğer üni- versite çalışanlarına da >ö- netime katılma ve örgüt- lenme hakkı verılınesıni önerdıler. Öğrencilerin "demokratik üniversite re- formu'" için önerileri şöyle: "Harçlar kaldınlmalı. fi- nal ve bütünlemeler dışın- daki ara sınav lar iptal edil- meli, özel ve vakıf ünKersi- telerine verilen destekler kaldınlmalı. nav lon üniver- sitelerin kurulması engette- nerek me\ cut ünhersiteler- deki eğitim ortamı gelişti- rilmeli. Bilimsel araştırma- lann vapılması için özgün çalışma ortamı saglanmalı. L niversitelerde okutulan dersler tüm dogmalardan anndınlnıalı ve bilimsel bir temele oturtulmalı. Polis ve jandarma üniversitelerden çekilmeli. Özel güvenlik bi- rimleri lağvedilmeli. burs- lar 10 nıilvona çıkanlarak her vıl enflasvona göre ye- niden beliıienmeli. Anadil- deeğitim özgüıiüğü sağlan- nıalı. Öğrencilere istediği dalda öğrenim yapabilme hakkı tanınmalı. ÖSS ve ÖYS sınavlan kaldınlmaİL Öğretim üvelerine ve üni- versite çalışanlarına grevU- toplusözleşmeli sendika hakkı verilmeli. İ niversite- ler «erici, şoven. millivetçi, faşist kadrolardan arın- dırılmalı."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle