Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 MART1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Beykoz ve Sanyer'den sonra Ömerli ve Darlık bölgeleri de SİT ilan edildi:
Teıııiz 8iıiçin son luııııtç• İstanbul İki
Numaralı Koruma
Kurulu, 15 Mart 1996
tarihli toplantısında,
aralannda
Sultanbeyli,
Alemdağ. Sangazi,
Sultançiftliği gibi
belediyelerin de
bulunduğu Ömerli ve
Darlık barajlan su
havzalarına giren tüm
alanlar için "'doğal
SİT" karan aldı.
İstanbul Haber Servisi - ts-
tanbul İki Numaralı Kültür
ve Tabiat Yarlıklarını Koru-
ma Kurulu, kentin Anadoiu
yakasındakı en geniş içme
suyu rezervuarlannı oluştu-
ran Ömerli \ e Darlık baraj 1a-
n çevresindeki tüm orman
alanlannı \e havzanın tama-
mını "doğal StT" olarak ko-
ruma altınaaldı.
Kurulun 15 Mart 1996 ta-
rihindeki toplantısında sonuçlandırdığı
ve tutanağa bagladığı doğal SlT kararı.
Külrür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Var-
tıklannı Koruma Genel Müdürlüğü'nün
22 Mart 1996 günü "yazışma ve işlemle-
ridurdurmasr nedeniyle Kurul Müdür-
lügü tarafından dağıtımı yapılamıyor.
ÎSKİ tarafından bır süre önce yönet-
melik değişikliğiyle imara açılan koru-
ma alanlanvla birlikte bölgedeki diğer
kaçak gelişen yerleşmeleri de kapsamı-
na alan doğal StT karanna. yöredeki bel-
de ve ilçe belediyelerinin yanı sıra Bü-
yükşehir Belediyesi temsilcileri de kar-
şı çıktılar.
Koruma Kurulu karan ise İstanbul
Teknik İJnrversitesı'nin içme suyu hav-
zalanndaki doğal koruma alanlannın
"SİT" statüsü içinde ele alınmasını ön-
gören raporlanna ve yine aynı konudaki
benzer görüşleri içeren diğer ilgili ku-
rumlann belgelenne dayanılarak Kültür
Bakanlığı görevlilerince hazırlanmış tes-
pit ve değerlendirme çalışmalannı esas
alıyor.
1993'te İSKİ başvurmuştu
Buna göre Ömerli ve Darlık havzala-
n ile bu hav zaları besleyen akarsular ve
ormanlık alanlarla birlikte bölgedck:
Sultanbeyli. Alemdağ, Sultançiftliği, Ye-
nidoğan, Çekmeköv, Samandra, Sanga-
zi gibi belediyelerin yanı sıra Pendik ıl-
çesine bağlı aynı havzadaki köyler de
"dogal SİT" kapsamında imarkısıtlama-
sına bağlanıyor.
İstanbul Üç Numaralı Koruma Kuru-
lu'nun geçen kasım \e aralık aylannda-
ki kararlanyla kentin kuzeyindeki or-
man, tanm veyeşil alanlan Elmalıbara-
jı su havzasıyla birlikte koruma altına al-
dığı BeykozveSanyerilçeleri doğal SİT
karannın ardından, bu kez İki Numaralı
Koruma Kurulu'nun da aynı alanlara
kom-,11 koııumdakı Umcrlı ve Darlık hav-
zalannı vine doğal SİT olarak tespit ve
ilan etmesi. aslında 1993 yılında başla-
tılan bilimsel çalışmaların sonuçlarına
da^anıyor.
Son SİT kararına yönelik edinilen bil-
gılere göre. İSKİ'nin talebi üzerine Istan-
bul'un su havzalannda bıraraştırma ya-
pan İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve
Bölge Planlama Bölümü'ndeki bilimsel
komisvon. 17.1i.1993 tarihli bir raporla
bu alanların. korunabilmesi için "dogal
SİT" kapsamına alınmalan gerektiğini
ISKl'yle birlikte Kültür Bakanlığı'nada
bildiriyor.
4
Yükseköğretim parah yapılmah'
Rektörler, Cumhurbaşkanı'na sunduklan raporda özel üniversitelerin desteklenmesini istedi
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Cniversite rektörle-
ri. Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'e sunulan "Çağdaş Eğitim-
Çağdaş Cniversite" başlıklı rapor-
da, üniversitelerin çağdaş hale ge-
tirilebilmesı ıçın ilk. ortaveyükse-
köğretimin bütünlcştırilmesi, özel
üniversitelerin desteklenmesi. öğ-
renci konseylerinin kurulması.
Atatürkçü ve laik düşünceden
uzaklaşılmaması gerektiğini bildir-
diler. Rektörler. üniversitelerin pa-
ralı hale getırilmelerinin, çağdaş
yapıya ka\uşma yolunda gerekli
bir adım olduğunu sav undular.
Yükseköğretim Kurulu'nca
(YÖK)Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e sunulan "Çağdaş Eği-
tim-Çağdaşİ'nKersite
r
'başlıklı ra-
porda. üniversite rektörlerinın. çağ-
daş eğitım \e ünıversitenın nasıl ol-
ması gerektiğıne ilişkin görüşleri-
ne yer verildi. Rapora göre rektör-
lerden bazılarının görüşleri şöyle:
Prof. Dr. Cezmi Öncüer(Adnan
Menderes Ünıversıtesi Rektörü):
Çağdaş eğıtim. dogmalardan uzak
bilim ve teknolojinin gerekleri
doğrultusunda, güncel yaklaşım ve
vöntemlerle, üretken bakış açısıy-
!a vapılan her türlü çalıjmalardır.
Günümüzde özellikle sosyai biiim-
ler alanında eğitim. soru bile so-
rulmadan sona eren bir konferans
nıteliğindedir. Eğitim birbütündür.
Sadece yükseköğretimde çağdaş-
lığa yönelik önlemler aiınması ye-
terli değildir. Bu nedenle tüm eği-
tim sıstemimizde çağdaş eğitimin
gereklen yerıne getınlmelıdir.
Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı
(Afyon Kocetepe Üniversitesi Rek-
törü): Eğitim ve öğretim faaliyeti.
ilk, orta ve yüksek gibi yapay bö-
lümlere konu olmayacak bir bütün-
dür. Ancak ülkemızde bu bürünlük
maalesef parçalanmıştır. öyle kı,
bu kopukluk yüzünden yükseköğ-
retime gelebilmiş ve bu anlamda
belli bir formasyonu kazanmış ol-
duğu kabul edilen bir gence kendi
ana dilini ve kendi yakın tarihini
tekrar öğretmek zarureti ortaya çı-
kabilmektedir. Ortaöğretimdeki
çok çeşitlilik. ortaöğretim ile yük-
seköğretim arasındaki kopukluğu
veya boşluğu daha da derinleştir-
mektedir.
Prof. Dr. Tuncer Karpuzcuoğ-
lu (Akdeniz Üniversitesi Rektörü):
Bazı çevrelerin vükseköğretimin
sorunlarını, kendılerine göre anla-
dıklan "üniversiteözerkliğr. bunu
da YÖK'ün mevcudiyeti ile rektör-
lerin atamayla gelmesıne ındırge-
mişler ve yanlış platformdaki bu
anlamsız olduğu kadar da yüzeysel
tartışmalar ülkeye zaman kaybettir-
miştir. Yükseköğretim pahalı bir
hizmettir. bu nedenle de paralı ha-
le getirilmelidir.
Prof. Dr. Günal Akbaj (Ankara
Üniversitesi Rektörü): Universite
çahşanlanna \e öğrencilerine üni-
versitelilik ruhu kazandıran, ku-
rumlanylaözdeşleşmelerini sağla-
yan, onlan yenileyerek daha nite-
likli ve verimli. çalışmalanna im-
kân veren sosyal. kültürel. sanatsal
ve sportif etkinlikleri ve tesislerin
önemi büyüktür. Buna gereken
özen gösterilmelidir. Fakültelerde
yönetim kurulunun gözetimı altın-
da. her sînıfta yılda bir kez kapalı
oyla yapılacak seçimlerle belirle-
necek ikişer öğrenci temsilcisinin
katılacağı "öğrenci konseyleri"
oluşturulmahdır.
Prof. Dr. lYlehmet Haberal (Baş-
kent Üniversitesi Rektörü): Üni-
versitelerin sorunlannın altında öğ-
retim maliyetlennin karşılanma-
sındaki güçlükleryatmaktadır. Öğ-
renci katkıları konusunda adil bir
sistem oluşturulamamıştır. Gelir
durumu yüksek olanlardan öğre-
tim maliyetinin tamamanının alı-
nacağı düzenlemeler oluşturulma-
hdır.
Prof. Dr. İ srün Ergüder (Boğa-
ziçi Üniversitesi Rektörü): Öğren-
ci katkı payları gerçekçi düzeylere
getirilirken diger taraftan ihtiyacı
olan öğrencilere burs \ erilmesi için
gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Prof. Dr. İsmail Hakkj Oüğer
(Dumlupınar Üniversitesi Rektö-
rü): Üniversitelerin laık ve Atatürk-
çü düşünceden sapmaması ve var-
sa eksende kaymalann düzeltilme-
si gereklidtr. Ûniversitedeyeniaçı-
lacak bırimlerin ulusal ve bölgesel
gereksinimleri dikkate alarak. çev -
re, kurum ve kuruluşlarla işbirliği
sağlanarakaçılmalıdır. Üniversite-
lerin çağdaşlıktandaötedegelecek
yönelimli yapılandırılması üniver-
sıtenin topluma sıçrama yaptınla-
bilmesi, öncül yapılanma ve bilim-
sel üretimle mümkün olabilecek-
tir.
Prof. Dr. UğurBügetlGaziantep
Üniversitesi Rektörü): Yükseköğ-
retim harçlan. üniversıte bütçesin-
de önemli bir pay olacak şekilde
yükseltilnıeli. zengin bu bedelı
ödemeli. fakir ise istediği anda burs
alarak harcını karşılamalıdır.
Sultanbeyli,
Alemdağ,
Sultançiftliği,
Yenidoğan,
Çekmeköy,
Samandra,
Sangazi gibi
belediyelerin
yanı sıra
Pendik ilçesine
bağiı aynı
havzadaki
köyler de
"doğal SİT"
kapsamında
imar
kısıtlamasına
bağlanıyor.
Bakanlığın bu raporu ilgili Koruma
Kurulu'na "değerlendirilmek üzere" ilet-
mesi sonucunda da ilk çalışmalar başla-
tılıyor.
Yine İTÜ'nün bu kez 22 Kasım 1995'te
benzer görüşünü jeniden Koruma Kuru-
lu'na bildirmesi ve ardından Çevre Mö-
hendisliği Bölümü'nce de su havzalarının
doğal koruma altına aiınması vönünde-
ki çalışmasının rapor olarak sonuçlan-
ması üzerine konuyugündemine alan ts-
tanbul lkı Numaralı Koruma Kurulu, 8
Mart 1996günlü toplantısında değerlen-
dirmesinı yaptıktan sonra İJ Mart
19%'da bölgedeki incelemelerini sonuç-
landınyorve 15 Mart 1996
günlü toplantısında da "do-
ğal SİT" karannı kesınleşti-
rerek tutanağa bağlıyor. Bu
toplantıdahazırbulunan Bü-
yükşehir Beledıye Başkan-
lığı temsilcisi ise karara kar-
şı çıkıyor. ancak doğal SlT
karan. 2863 sayılı yasa uya-
nnca yürürlüğe girmiş olu-
vor.
YOK YASA TASLAGINA TEPKI
'Öğretim üyelerinin
görüşü abnmadı
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı
Prof. Dr. Kemal Gürüz tarafından
hazırlanarak Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e sunulan YÖK yasa tasansı
taslağı. öğretim üvelerinin görüşlerinin
alınmadığı gerekçesiyle eleştirilere neden
oldu. Öğretim Üveleri Derneği Genel
Başkanı Prof. Dr.
Alpaslan Işıklı.
üniversitelerin görüşleri
ahnmadan önemli bir
yasa taslagının
hazırlanmasının kabul
edilir bir durum
olmadığını söyledi.
Alpaslan Işıklı, örgütlerin
| tepkisizliğe zorlandığını
ve bu tepkisizliğin de
YÖK düzeninin
! benimsenmesinden
kaynaklandığı yönünde
yorumlann yapıldığını
vurgulayarak "YÖK
düzeninin, öğretim üveleri
tarafından benünsenmiş
olduğunu iddia etntek
mümkün değildir'' diye
konuştu. Işıklı,
demokratık bir universite
yapısının büyük bir
özlem olduğuna dikkat
çekerek YÖK'ün
yapısının değiştirilmesine
; ilişkin önemli bir y asa
' taslagının öğretim üyelerinin görüşü
alınmadan hazırlanmasının kabul edilir
1
bir durum olmadığını kaydetti. Işıklı.
I üniversitelerin, paralı olanlann
okuyabildiği. parasız olanların da
eğitimden yoksun kaldığı 19. yüzyıla
özgü sınıfsal bir yapıya hapsedilmek
istendiğini ileri sürdü.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi öğretim üyesi
Prof Dr. Mahmut Adem de YÖK'ün
keyfi uygulamalann yapıldığı bir
yapısının olduğunu vurgulayarak "Yasa
taslağı hiç tartışılnıadı. Yönetim
demokratikleştirilmek istenmiyorsa hiç
kimseye de bir şe\ sorulmaz" dedi. Prof.
Dr. Süleyman Çetin Ozoğlu. öğretim
üyelerinin görüşü alınmadan hazırlanan
yasa taslagının doğrudan
Cumhurbaşkanı'na sunulmasının
düşündürücü olduğunu
söyledi. Öğretim üyelerinin
tepkisine neden olan
taslakta. rektörlerin
atanmasında YÖK'ün devTe
YOK Başkanı Prof.
Dr. Kemal Gürüz
tarafından
hazırlanarak öğretim dişi birakı'İmasıT
Üyelerinin görüşü Üniversitelerarası Kurul'un
vetkilerinin sınırlandınlarak
"Akademik Değerlendirme
Kurulu" oluşturulması
öngörüldü.
Taslak uyannca,
üniversitelerin bütçelerinin
hazırlanması ve
öğrencilerden alınacak katkı
paylan )eniden
düzenlenecek. Universite ve
yüksek teknoloji
enstitülerinin yönetim
kurullan, Bakanlar
Kurulu'nca her yıl belirlenen
katkı payı miktannın 3 katını
geçmemek koşuluyla,
öğrencilerden ek katkı payı
almaya yetkili kılınacak.
Aynı yönetim kurullan.
belirleyeceği miktarlarda
lisansüstü öğrencilerınden de katkı
payı alabilecek. Öğretim üyeleri ve
öğrenciJerin siyasetle ilgilenmelerinin
önündeki engelleri kaldıran taslakta.
öğretim elemanlannın siyasi partilere üye
olabilmeleri hükme bağlandı.
Üniversitelerin organlan ve senatolannda
oy sahibi olmak koşuluyla
"öğrenci birliğj" oluşturulması öngörülen
taslakta, yabancı üniversitelerin
Türkiye'de şube açmalarına da
olanak tanındı.
alınmadan
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'e
sunulan YÖK yasa
tasansı taslağı
tepkilere yol açtı.
Öğretim Üyeleri
Derneği Genel
Başkanı Prof. Dr.
Alpaslan Işıklı,
taslağın öğretim
üyelerinin görüşleri
alınmadan
hazırlanmasının kabul
edilir olmadığını
söyledi.
DUYURU
OYAK SİGORTA A.Ş. 1994 ytlı sonu itibariyle topladığı kâr
paylı hayat sigortalarına ait primlerden yasal indirimler
çıkarıldıktan sonra kalan miktar ile önceki yıllara ait riyazi
ihtiyat ve kâr payı ihtiyatlannın toplamı olan 79.595.562.503.-
T.L.'nı sigortalılar adına yatırıma yöneltmiştir.
1995 yılında bu yatırımlardan net 102.359.191.675-T.L
gelir elde edilmiş olup, bu gelirin %95'i kâr paylı hayat
sigortalılarının hesaplarına aktarılmıştır.
Kâr paylı tarifeler için 1995 yılında sigortalılara (teknik faiz
dahil) net olarak asağıda belirtilen oranlar dahilinde kâr payı
dağıtılmıştır.
T.L. Poliçeleri için : % 1 3 3
Dolar Poliçeleri için : % 22.5
Mark Poliçeleri için : % 32.5
NOT:
Kâr payı 1995 yılı ve öncesinde satılan poliçelerden halen yürürlükte
olanlara dağıtılacaktır.
Mevcut sigortalılarımıza dağıtılan kâr payının tümü yatırım getirisi
olmayıp, geçmiş yıllarda düzenlenerek rıyazı ihtiyat ayrılan, fakat 1995
yılı içerisinde iptal edilen poliçelerin 1994 yılı riyazi ihtiyat getırilerının
geçerlı olan polıçe sahıplerine pay edilmesi ile oluşturulmuştur
OYAK SİGORTA A.Ş.
Yukarıdaki duyurumuzda kâr payı verılen poliçelerden olujan portföy,
tûm hak ve menfaatleri ile birlikte 01.01.1996 tarihi itirjanyte AXA OYAK
HAYAT SİGORTA A.S. ne devredilmijtjr.
EloYAK
HAYAT SİGORTA
İLKSAN'ın arazüeri
de korumada
Ömerli ve Darlık hav zala^
nifloğal SlT karan yasal ola^
raksonuçlanmışveyürürlü»
ğe girmiş olmasına rağmen.
Kültür Bakanlığı Koruma
Genel Müdürlüğü'nün, ka-
rann ardından "müdürlük
vazışmalannı durdurması
nedeniyle" dağıtılamıyor v e
ilgililere tebliğ edilemiyor.
Edinilen bilgilere göre.
SlT kapsamına alınan hav-
za içerisinde kaçak yapılaş-
mayla gelişen belediyelerin
yanı sıra, aralannda "İLK-
SAN" gibi örneklerin de bu-
lunduğu çok sayıda "koope-
ratif arazisi'' yer alıyor. Bu
belediyelerin ve kooperatif-
lerın Büyükşehir Belediye-
si ve ISKl'yle birlikte doğal
SlT karanna tepki göstere-
rek. yeni Kültür Bakanı A-
gah Oktay Güner'le Koru-
ma Kurulu'nu şikâyet ettik-
lerı bildiriliyor.
Koruma Genel Müdürlü-
Î
jü'nün 22 Mart 19% günü
stanbuTdaki her üç Koru-
ma Kurulu'ndaki tüm yazış-
ma ve tebligatları "telefon
talimatıyla" durdurması ise
yine Istanbul'daki son SlT
kararlarına karşı bakanlık-
takı yeni yönetimin "'ilkmü-
dahalesi" olarak yorumlanı-
yor.
İstanbul İki Numaralı Ko-
ruma Kurulu'nun 15.3.19%
tarihli doğal SİT ilanından
sonra. daha önce Üç Numa-
ralı Kurulca doğal SlT kap-
samına alınan Sanyer ve
Beykoz ilçeleriyle birlikte
Ömerli ve Darlık bölgesin-
deki tüm ilçe ve belde bele-
diyelerinde bundan böyle
ancak "korumaamaçlı imar
planlanyla" uygulama ya-
pılabilecek.
İSKİ'nin "*su havzalannı
imara açan" son yönetmel ik
değişikliği ise yine bu SlT
kararlanyla birlikte Elmak,
Ömerli ve Darlık kuşağında
artık g»çerli değil.
Öte yandan Mimarlar
Odası ile İnşaat Mühendıs-
leri Odası'nın İSKİ yönet-
meliğini iptal istemiyle lda-
re Mahkemesi'nde açmış
oldukları dava ise sürüyor.
Dava kapsamında son SlT
kararları dışında kalan. ken-
tin Rumeli yakasındakı Ali-
beyköy, Terkos, Sazlıdere,
Biiyükçekmecegibi su hav-
zaları da bulunuyor.
Bütün bunlann yanı stra
yine Ömerli ve Darlık hav -
zaları doğal StT kararıyla
birlikte. bölgedeki "belde
beledivelerinin" 1 SObinöI-
çeklı nazım plan kapsamı
dışında kalan "bağımsı/ i-
mar yetkileri" de koruma
amaçlı planlama zorunlulu-
ğuna bağlanarak 2863 sayı-
lı yasa kapsamında "dene-
tim altına" alınmış oluyor.
CUMHURIYETTEN
OKIIRLARA
ORHAN ERİNÇ
Sömüpülen SSK
Uzun süredir "SSK'nin kurtanlması" gerekçesine
dayalı bir tasfiye senaryosu uygulanmaya çalışılıyor.
Iş güvencesinin bulunmadığı, işsizlik sigortasının
uygulanmadığı bir ülkede, Batı'daki ülkelerin emek-
lilik yaşlarından örnekler verip emeklilik süresini uzat-
manın yollarını açmaya çalışmak, utanılacak birsiya-
sal davranış bile sayılmıyor.
Bütün gözler, SSK'nin açıklarını kapatmak için Ha-
zine'den yapılmakta olan ödemelerde. Özel sektöre
yapılmakta olan teşvik ödemelerinin yanında, sosyal
açıdan büyük bir açmazı önlemeye yönelik bu öde-
menin kaynağında devletin sosyal güvenlik sistemi-
ne on paralık katkıda bulunmamasının yanı sıra, yıl-
larca SSK birikimlerini sömürmüş olmasının da bü-
yük payı olduğunu kimse hatırlamak istemiyor.
6O'lı yıllardan bu yana yayımlanmış olan SSK yılhk
raporlarına bir göz atmak, bugünkü durumu gerçek-
te siyasal iktidarların, SSK'yi birikimlerini düşük faiz-
li devlet tahvillerine yatırmaya zorlayarak yarattığını
görmek için yetip de artıyor.
Özel sektöre, bankalara, kişilere, yıllar önce yüzde
18'lerle devlet tahvilı pazarlarken, SSK'ye "Sen yüz-
de 6 alacaksın" dıyen, devletin yürütme erkinı elinde
tutan siyasal iktidarlar. 1980'lerin başında yıllık faiz
yüzde 32 iken devlet tahvillerinden SSK'ye ödene-
cek faiz oranını yüzde 24'e yükseltenlerin övünme-
lerini hatırlayın bir.
Prim alacaklannı toplayamaz duruma düşürülen
SSK, bu arada özelleştirme furyasmdan da nasibini
almış durumda. Özelleştirme kapsamındaki KİT'lerin
SSK'ye olan prim borçlarının 4 trilyon liraya ulaştığı-
nı ve işverenler ödemeye yanaşmadığı takdirde, bu
borçların tahsil edilemeyeceğini Güneş Gürson ha-
berleştirdi.
•
Dünya Bankası'nın, özelleştirme kapsamındaki Er-
demir, rafineriler ve Petrol Ofisi'nin 1 milyar dolara
yaklaşan dış borçlarının Hazine güvencesi altına alın-
masını istediğini Esra Yener yazdı.
Türkiye'nin, Çekiç Güç'ün süresinin uzatılması için
ABD ile pazarlıklan sürdürdüğünü Lale Sarıibra-
himoğlu kamuoyuna iletti.
•
Iran'ın şeriatçı terörü neden ve nasıl desteklediği-
ne ilişkin bilgileri içeren Emnıyet Genel Müdürlüğü ile
istihbarat elemanlannın hazırladığı raporu Evin Gök-
taş haberleştirdi.
•
Şekerpancan üreticileri ile süt ve et üreticisi hay-
vancılık sektörünün sorunları her geçen gün artıyor.
Doğrudan tüketicileri ilgilendiren sorunların ulaştığı
boyutu, geçen hafta da "Çiftçi Dostu" köşesi yaza-
rımız Sadullah Usumi ile ekonomi servısimiz gözler
önüne serdi.
•
Manisa'daki liseli gençlere yönelik işkencelerle il-
gili savların, Avrupa fnsan Hakları Komisyonu ile ilgi-
li kuruluşlara iletildiğini Izmır Büromuz duyurdu.
•
Yükseköğretim öğrencilerinin, harçlann yüksekliği-
ni protesto etmek için düzenledikleri eylemler sürer-
ken, yapılan açıklamaların aksine henüz harç kredir
lerinin ödenmediğinı Asuman Abacıoğlu kamuoyu-
na iletti. ' ' --»'•"ı
•
Çevre konusuna gösterdiğimiz duyarlık, geçen haf-
ta da sayfalarımıza yansıdı. 21 mart Nevruz'un yanı
sıra "Ormancılık ve Ağaçlandırma Bayramı" idi. Ok-
tay Ekinci ile Cengiz Yıldınm, ormanların yok edil-
mesine yol açan yasal değişikliklerin sonuçlarını yaz-
dılar. 22 Mart Dünya Su Günü'nde dünyanın ve ülke-
mizin sorunlarını da yalnızca okurlarımız izleyebildi-
ter.
•
Çevre Bakanı Mustafa Taşar'ın Çevre Fonu'nda
300 bin lira kalmasından yakınışını da Osman Aydo-
ğan aktardı.
•
Aydın Engin'in ilgi ile izlenen "Komünist Partiler
ve Zümrûdüanka" başlıklı yazı dizisi, hafta içinde bit-
ti ve yerini Erbil Tuşalp'ın "Şeriatı Beklemenin Oa-
yanılmaz Hafifliği" başlıklı dizisi aldı.
•
Cumhuriyet'in tartışılmaz üstünlüklerinden birini
oluşturan Kültür Bölümü'nün ağırlıklı konusu, 8. Ulus-
lararası Ankara Film Festivali'ydi. Etkinlikleri Cumhur
Canbazoğlu izledi ve aktardı.
Kültür Servisimiz şimdı de 30 mart günü başlaya-
cak 15. Uluslararası İstanbul Film Festivali'ni tüm ay-
nntıları ileyansıtmanın hazırlıklarını yapıyor. istanbul-
lu okurlarımız, 28 mart günü vereceğimiz özel ekte,
festivale ilişkin tüm ayrıntıları bulabilecektir.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf-
ta geçirmeniz dileği ve saygılarımızia.
Öğrenci,
demokratik
uiuniversite istiyor
ANKARA (ANKA) -
Öğretim yılı başından ben
harçlara yapılan zamları
protesto eden üniversıte
gençliği. Yüksek Öğretim
Kurulu'nda başlatılan ye-
niden yapılanma çalışma-
larında da söz hakkı istıv or.
Universite öğrencileri.
"demokratik ünrversite re-
formu" için 20 öneri eetır-
di.
Öneriler arasında YÖK
ve harçlann kaldınlmasın-
dan öğretim üyelerine sen-
dika verilmesine kadar bir
dizi teklif bulunuvor.
Üniversite öğrencileri.
hazırladıklan. "Demokra-
tik Cniversite Reformu için
Acil Taleplerimiz" başlıklı
bildiride, YÖK'ün kaldın-
larak üniversite yönetim le-
rinin her kademede de-
mokratık seçimlerle belır-
lenmesıni ıstediler.Üniver-
sitelere idari ve mali özerk-
lik verilmesi gerektiğini
kaydeden öğrenciler, öğre-
tim görev lileri ile diğer üni-
versite çalışanlarına da >ö-
netime katılma ve örgüt-
lenme hakkı verılınesıni
önerdıler. Öğrencilerin
"demokratik üniversite re-
formu'" için önerileri şöyle:
"Harçlar kaldınlmalı. fi-
nal ve bütünlemeler dışın-
daki ara sınav lar iptal edil-
meli, özel ve vakıf ünKersi-
telerine verilen destekler
kaldınlmalı. nav lon üniver-
sitelerin kurulması engette-
nerek me\ cut ünhersiteler-
deki eğitim ortamı gelişti-
rilmeli. Bilimsel araştırma-
lann vapılması için özgün
çalışma ortamı saglanmalı.
L niversitelerde okutulan
dersler tüm dogmalardan
anndınlnıalı ve bilimsel bir
temele oturtulmalı. Polis ve
jandarma üniversitelerden
çekilmeli. Özel güvenlik bi-
rimleri lağvedilmeli. burs-
lar 10 nıilvona çıkanlarak
her vıl enflasvona göre ye-
niden beliıienmeli. Anadil-
deeğitim özgüıiüğü sağlan-
nıalı. Öğrencilere istediği
dalda öğrenim yapabilme
hakkı tanınmalı. ÖSS ve
ÖYS sınavlan kaldınlmaİL
Öğretim üvelerine ve üni-
versite çalışanlarına grevU-
toplusözleşmeli sendika
hakkı verilmeli. İ niversite-
ler «erici, şoven. millivetçi,
faşist kadrolardan arın-
dırılmalı."