25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Ya>ın Koordınatörü Hikmet Çetinka\a# Yazuşlerı Mudurlerı fbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sonımlu ı # Haber Merkezı Muduru Hakan Kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser Ergun Balcı • ls.Cıhbarat Cengiz Ekonomı Bülent Kızanlık # Dii Haberler ^ ıldırım 9 Ekonom B ü e t Kz 0 Kultur Handan Senköken # Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler. Sami Karaören 9 Duzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe fiuğra 9 Yurt Haberkrı Viehmet Faraç Y ayuı K.umlu Orhan Erinç. Okta\ Kurtböke. Hikmet Çerinkav a. Şükran Soner. Ergun Balcı.DînçTa)aııç. İbrahim \ ıldı/. Orhan Bursalı, Mustafa Balba\.Hakan Kars. Ankara TemMİcısı Mustafa Balba\ 9 Haber Mudüru Doğan Akın \taiurk Bulsan No: \25. Kat 4. Bakaniıklar- Ankara Tel 4195020 (- hatt. Faks 4195027 • izmır Temsilcısı Serdar Kızık. H Zıva Blv 1352 S. 23 Tel 441 !220.Fak>. 44191 l7#AdanaTemsilcısı ÇetinYiğenoğtu, InönüCd. 119S No 1 Kat I.Tel: 3522550. Fak> 3522570 Muessese Mudüru Erol Erkut • MEDYAC:» Yonetım MEDYA G : • Koordınatör Ahmet Korutsan 9 K.urulu Başkanı-Gene! Yonelım Kurulu Muhasebe BülentYener#ldare Mudur Gûlbin Erduraa Başkam - Genel HüseymGürerAtşletme Önder • Koordınatör Reha Mfldûr l'Mnn Çelik • Bılgi-lşlem. Nail İnal • Işıtman • Genel Mudur Manen • Murahhas Bılgısa>arSıstem:MürihetÇiler Yardımcısı MineAkdag u\e Bora Gönenc \ ayımla>aB ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. B3Sin ve Yayıncılık A Ş TurkocjŞı C ı J 39 41 C'aiaiojlu 3 4 3 3 4 Ist P K 246 lslanbul Tel 10 212i 512 U5 05 (20 hali fak> (0 212ı 513 S5 95 25MART1996 Imsak: 4.26 Güneş: 5.52 Ögle: 12.17 tkindi: 15.44 Akşam 168.28 Yatsı:19 49 MEDYA C Tel 51407 5 3 - 5 1 3 95 80-513 8460-61. Faks 5118466 10 yıl önceki faciayı yaşayanlar, Türkiye'nin nükleer eneıjiden vazgeçme şansı olduğunu hatırlattılar ÇernobiPde işlenen insanbk suçu Miss Europe Suriye'de • Haber Merkezi- 1995 yılında Mıss Europe seçilen Çek Cumhuriyet'nden 18 yaşındaki Monika Zidkova. ülkesınin tanıtımı ıçın çalışıyor. Clkesinın yemek ve sanatını tanıtmak için bir delegasyonla birlikte Sunye'ye gelen Zidkova. oryantal eşyalar satan bir dükkaanın önünde dans ederek insanlann sempatisıni topladı. Zidkova'nın üsründe, dans sırasında Suriye'nin geleneksel giysileri vardı. 32. Kütüphane Hattası başlıyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-32. Kütüphane Haftası kutlamalan bugün başlıyor. Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner. haftanın açılışını Vakıfbank Konferans Salonu'nda yapacak. Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'nün düzenledığı etkınlıklerde, ""Bilgı Çağında Telıf Hakları ve Yayıncılık", "Gümrük Birlıgı Çerçevesınde Fikri Haklar", "Bilgısayar Yazılımı ve Telif Takian", "Telif Haklan. Yayıncılık ve Kütüphaneler", Entellektüel Mülkıyet Haklan", "Okuma Alışkanlığı ve Kütüphaneler" konulu panel, sempozyum ve konferanslar düzenlenecek. Meteoroloji Günü • ANKARA (L'BA)-Tüm dünyada kutlanan Dünya Meteoroloji Günü'nün 26.'sı başladı. Gün nedeniyle Meteoroloji Mühendisleri Odası'ndan yapılan açıklamada, Devlet Meteoroloji lşleri'nin (DMİ) görevinin yalnızca hava tahminleri yapmak olmadığı belırtildı ve DMl'de mühendislere yer verilmemesi eleştinldi. Açıklamada. "DMt eğerbu mesleğin gerçek sahipleri olan meteoroloji mühendislenni çalıştırmamakta \srar ederse halkın facialar yaşaması normaldir" denildi. FEJS 96 yapılıyop • ANKARA (AA) - Forum for European Journalism Student (Avrupa Gazetecilik Öfirencileri Forumu-FEJS-96). 25-31 mart tarihleri arasında. Yunanistan'ın başkentı Atina'da yapılacak. Aitane Natıonal Kapodıstrian Üniv ersitesi tarafından gerçekleştırilecek forumda Türkjye'yi. Ankara Üniversitesi tletişim Fakültesi öğrencileri Derya Öztürk ile Eylem Yanardağoğlu temsil edecek. "Basın. medya ve uluslararası ılişkiler" konulannın tartışılacağı toplantıya, Avrupa ülkelenndeki üniversitelerden 100'e yakın genç katılacak. Vergi Haftası • ANKARA (AA) - Geleneksel Vergi Haftası "nın 7"ncisi, bugün başlıyor. Hafta içinde yapılacak etkinliklerle vatandaşın vergi ödeme bilinç ve alışkanlığının geliştinlmesı amaçlanıyor. Hafta dolayısıyla Ankara'da. vergi daıreleri ile kamu hizmet binalanna, "Ben Mükellefim", "Hizmet ıçin Vanm", "Ülkemi Sevıyorum, Vergimi Ödüyorum", "Vergi Topluma Olan Borcumuzdur" yazılı, mükellef ve personele yönelik afişler asılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ukrayna"da Çernobıl Nükleer Santra- lı'nda Nisan 1986'dakı kazadan sonra radyasyon altında kalanlann 2 milyo- nunda ciddi rahatsızlıklar olduğu açık- landı. 919bm 500çocuktan 510"un- da tiroit bezi kanseri görüldüğü belir- lenirken, uzmanlar gerçek rakamlann çok daha fazla olduğunu belirtıyorlar. Molekül ve hücre üzerine araştırma- lar yapan Amerikalı doktor Johny Goff- mann ın incelemeleri. radyasyonun 475 bın kışının kan kanserinden öl- mesine şebep olacagını gösteriyor. ODTÜ Öğretim Üyeleri Derneği ve Greenpeace'in düzenlediği "Tanıklar Turu" söyleşisinde konuşan Ukrayna Parlamentosu millervekillerinden \Ta- demir Usatenko Çernobil facıası son- rası hükümetin ve parlamentonun na- sıl önlem alacaktannı bılemedıklennı ve zararlann katlandığını belirtti. Tür- kiye'nin önünde "vazgeçme" şansı ol- duğunu belirten Usatenko. "Ukray- na'da hem parlamento hem de hükii* mct atom lobisinin baskısı altında. Çer- nobil'de olanları bilmek bile istemiyor. Kazadan sonra iki ünite daha nükleer enerji üretimine geçti \e buna 2 ünite- nin dahaeklenmesi bekleniyor. Bu, in- sanlık suçudur" dedı. Gazeteci->azar Lubov Kovalevska- ya. kazanın ardından. santralda çalışan ve kurtarma çaltşmalanna katılan 350 bin kışiden 60 binınin öldüğünü, 46 bi- nınin sakat kaldığını açıkladı. Kovalevs- kaya yılda ortalama 7 bin kişinin kan kanserine yakalandığı bildirdi. Kovalevskaya, 15 bin kışide çeşitlı tümörler ortaya çıktığını ve bu tümör- lü hastalardan her vıl 5 binınin öldü- ğünü, 30 bınden fazla insanın hasta- lıklara karşı dırencını yıtırdığını. 400 bin kışıde solunum yolu rahatsızlıkla- • Gazeteci-yazar Lubov Kovalevskaya, kazanın ardından, santralda çalışan ve kurtarma çahşmalanna katılan 350 bin kişiden 60 bininin öldüğünü, 46 bininin sakat kaldığını açıkladı. Kovalevskaya, yılda ortalama 7 bin kişinin kan kanserine yakalandığını bildirdi. n görüldügünü bildirdi. Kovalevska- va, anılannı şövle anlattı: "Çernobil faciasının gerçekleştiği Pripjet şehrinde yaşayanların çoğu santralda çalışanlar ve aileleri idi. Ola- yın gerçekleştiği 25 nisan gecesinin er- iesi günü cumartesivdi: Ukrayna'da cunıartesileri sporetkinlikleri \ ediiğün- ler düzenlenir. Vetkililer, hiçbir uvarı- da bulunmadığı için etkinükler iptal edilmedi ve günlerce insanlar orman- da. rK'hirde. açık havada rad\as>on bu- lutunun içinde kaldılar. Radvasyonun yakarak sararttığı orman artık 'san orman' olarak tanımlanıvor. Ancak radyasyonun insanlar uzerindeki etki- si orman üzerindekinden çok daha /.or görülüyor. Olavın ardından vetkililer günlerce kamuoyunu uyarmakta te- reddüt ettiler ve ancak 3 mayısta şeh- ri boşaltma karan alındı. Milisler e\- lere girerek halkı otobüslere doldur- dular. 3 günlük kıvafet almalannın ye- terli olacağından başka hiçbir açıkla- ma yapılmamıştı. 1000 kadar otobüs- le şehrin 30 kilometre uzagındaki köv- lere taşındık. Öksürük. boğaz kuru- ması. ağızda metalik bir tat gibi bazı ra- hatsızlıklar «örülüvordu, ama kimse bunun sebebini tahmin edcmivordu. Üstelik yollardan geçerken kaldırdığı- mız radyasyonlu toz toprak üzerimize yapışmıştı \e beraberimizde geliyor- du. Çocuklann bademcikleri şişiyor, kansızuk görülüyordu. Etkiler Kiev 'de de hissedilir olmuşru. Facianın duyul- ması ile herkes mümkiin olduğu Prip- >et'in uzaklarına gitmeye çabaladı. l'zakta ailesi veya arkadaşlan olanlar onların v anlanna gittiltr. ancak çoğu- muz parasız, aç, günlerce yoUarda kal- dık." Üzerinden 10 yıl geçtikten sonra et- kilennin her geçen gün daha belirgin- leştığinı anlatan Kovalevskaya, rad- yasyonun yıllargeçmesıne rağrnen ha- va ve gıda maddeleri ile yayılmaya de- vamettığini belirtti. Sadece Ukra> na'da 7 milyon kişinin radyasyon altında kaldığını söyleyen Kovalevskaya, bunlann içinde 2 mil- >onun üzerinde insanın ciddi hasta- lıklar taşıdığını ve bunlann da 919 bin 500"unu çocuklann oluşrurduğunu bil- dirdi Kovalevskaya'nın açıklamalan- na göre radyasyondan etkilenmiş 919 bin 500 çocuğun vüzde 60'ının ileri- de tiroit bezi kanserine yakalanacak- lan uzmanlarca tahmin edilıyor. Ame- rikalı araştıracı doktor Johnv Goff- mann'ın incelemelenne göre. yetiş- kınler içinde 475 bin kısınin kan kan- serinden ölecegi açıklık kazanıyor. Ko- valevskaya, Çernobil santralında sı- zmtının olduğu blokun üzerine kur- şun ve beton döken uçağm pilotunun da aplestik anemiden yaşamını yıtir- dığıni anımsattı. Ukrayna Çocuklannı Çernobil Tra- jedisinden Koruma Vakfı Başkanı Na- talya Prebraknska, Ukrayna'da otori- telerin kazanın gerçek boyutlannın du- yulmasını ıstemedigini ve susturul- duklannı belirtti. Susan Sarandon, Ölüm Yolunda filmindeki Rahibe Helen karakteriyle Oscar'a aday gösterildi Olüm cezasım sorgulayan film • Sarandon, halen hayatta olan Helen Prejean'in yaşadıklarından müthiş etkilenmiş. Rahibe Helen'i arayıp bulan ünlü oyuncu, Helen ile aralannda yakın bir dostluk kurulduğunu söylüyor. Kültür Servisi -" Vaşlanmaktan murJuv um. Neden olnıavavım ki? N'aşlanmamanın al- ternatifı nedir bilivor musunuz? Ölmek. Öl- mckten, herkes gibi ben de korkuvorum. Bu filmi vaparken ölüm üzerine çok düşün- düm. Bence bu konuda sorulması gereken soru, 'kımın ölümü hak ettiği'değil, "ınsan- lann katil olarak adlandınlmay ı hak edip et- medığı.' Bazı zamanlar, bir kahraman ol- duğunuz için degil, sadece ve sadece insan oMuğunuz için 'Hav ır' demekzorunda ka- labilirsiniz. Ama bunun bedelini ne yazık ki çok pahauya ödeyenler var~. Onu. beyazperdede canlandırdığı o güç- lü kadın karakterlerle tanıdık. 'Lorenzo'sOil' (Lorenzo'nun Yağı), 'Theüna ve Louise', 'Atiantk City' va da 'Küçük Kadınlar" gi- bi filmlerde sagduyulu. güçlü kadın rolle- riyle parlayan 49 yaşındaki oyuncu Susan Sarandon, bu kez 'Dead Man \\alking'de (Ölüm Yolunda) canlandırdığı Rahibe He- len karakteriyle göz dolduruyor. Filmdeki performansıyla bu yılıfı Oscar adaylan arastna giren ünlü oyuncu, başarı- yı orta yaşında yakalayanlardan... lzleyıcı- de uyandırdığı o 'dirençli' kadın tıplemesı- ne rağmen kendını hiç de güçlü hıssetme- diğinı söylüyor Sarandon, Observer Re\ı- evv'un kendısiyle yaptığı söyleşide. "Can- kuıdırdıgım kadınlar ile benim aramda bü- yük fark >ar. Çünkü ben çok fazla hata va- pıyorunı. Ancak yaşınız ileıiedikçe kendini- zi daha güçlü hissettiğiniz kesin" SeanPennde başanü En lyi Kadın Oyuncu. En lyi Erkek Oyun- cu, En lyi Yönetmen ve En lyi Müzik dal- lannda Oscar adaylan arasına giren 'Dead Man Walking\ ölüm cezasına çarptınlmış. infaz edilecegi günü bekleyen genç bir adam ile (Sean Penn. bu filmdeki performansıy- la Oscar adaylığını zorluyor) ona yardım et- meye çahşan bir rahibenin arasındaki iliş.- kiyi konu alıyor. Fılmin yönetmenliğinı. Susan Sarandon'ın eşi , 'Player'(Oyuncu) ve 'Shamshank Redemption' (Esaretın Be- deli) gibi filmlenn başanh oyuncusu Tim Robbins üstlenıyor. "Bu filmi yapmak benim için kaçuulmaz- dır diyor Sarandon. Robbins'e filmin yö- netmenliğini üstlenmesi için büyük baskı yaptıgını anlatarak . Gerçekbiröyküden yo- la çıkılarak çekilen filmde canlandırdığı karakter, Rahibe Helen için "olağanüstü bir kadın'diyen Sarandon. halen hayatta olan Helen Prejean'in yaşadıklanndan müthiş etkilenmiş. Louisana'daki Angola hapishanesinde. idam edilmek üzere bekleyen mahkûmlan teskin etmekle görevli olan rahibe Helen"in öyküsünü okumakla kalmav, ıp bu öykünün kahramanını arayıp bulan ünlü oyuncu. He- len ile aralannda yakın bir dostluk kurul- duğunu sövlüyor Helen'ın. üzerinde The- odore Roethke'den birkaç mısra ile süsle- diği kartını gösterirken... "O, gerçekten de muhteşem bir kadın, ama öyküye sadece bu yüzden ilgi duyma- dım. Ölüm cezasının korkunçluğuydu beni Helen Prejean'in yaşadıklanna vonlendi- 49 vaşındaki sinema oyuncusu Susan Sarandon, "Canlandırdığım kadınlar ile benim aramda büvük fark var. Çünkü ben çok fazla hata vapıyomm. Ancak yaşınız ilerledikçe kendinizi daha güçlü hissettiğiniz kesin" diyor. ren" diven Sarandon için ölüm cezası, bir insanın başına gelebılecek en korkunç ce- zalandırma bıçımı "Daha da korkutucu olanu hükümetin, v etkiü makamlann idam cezası konusundaki tutumlan. ABD'deki tüm korumasız insanlar (siyahlar, evsizler, yaşlılar) hükümetin ihmalkârlığı sonucu ölüvor. Bu da bir tür ceza degil mi?" Ürkek da\ ranışının nedeni Çocukluğundan beri Katolik okullanna gitmi!; olan Sarandon. aldığı disiplinli eği- tımın. kımı doğruları söylerken ürkekçe davranmasına neden olduğunu düşünüyor. Yine de insanlann vanıtlamaktan hoşlaruna- dıkları sorulan sorma cesaretını buluvor kendınde "Yaşadığımortamauyumsagla- >abildiğimi söv levemem. Sanırım bu, haya- tımı daha da karmaşık bir hale sokuvor. Ki- mi zaman, gerçeği sövlemenin geçer yol ol- madığını anlıvorsunuz: çünkü gerçek, sanıl- dığından daha da acımasız." Bu özelliklerı ytızünden. bir zamanlar gıriştiği yönetmen- lık denevıminden vazgeçmiş ünlü oyuncu. Diplomatik bir insan olmadığını belirten Sarandon. insanlarla iletişim kurma konu- sunda eşi Robbins'i daha başanlı bulduğu- nu itıraf ediyor. 'Dead Man YV'alking'in çekimlerine baş- lamadan önce. rahibe Helen'in kitabını de- falarca okudugunu belirten Sarandon. da- ha önce bu denli rahatsız edici bir öyküyle karşılaşmadığını belinıyor havretle. "Beni en çok kavgılandıran şe>. ölmeden önce ço- cuklarıma güvenli, mutlu bir > aşam bıraka- bibnek. Kitabı okurken hcp bunu düşündüm. Ancak ölüm her an v aşamlanmızın içinde. Belki de bu düşüncey le >asama>a alışmamn da kolay bir volu vardır." Filmi eşi yönetiyor Kendisi de bir oyuncu olan eşi Tim Rob- bins'in yönettiği bir filmde ilk defa rol alan Sarandon'a göre başrolü paylaştığı Sean Penn'in güçlü oyunculuğu ve 'centilmen kisiliği'nın de fılnun başansında büyük pa- yı var. Sean'in canlandırdığı idam mahkû- mu Poncelet için şunlan söylüyor Sarandon. " Hapishanelerde,durumu Poncelet'ten çok daha kötü olan yu/lerce insan var. Pek ço- ğu.ölümün gölgesiahındayaşamaktan usan- mış durumda." Sean Penn'le çok uyumlu bir ikıli olduklarını belirten o>uncu, eşi Robbins'i anlatırken şakayla kanşık, "Çe- kim süresince hepimizin bildiği türden ka- n koca kavgalan dışında olumsu/ bir şe> geç- medi aramızda. ama şu da bir gerçek ki ba- zı anlar ona hiç katlanamıvordum" divor. Yine de beyazperdenin ender mutlu çift- lerinden olan Robbins ve Sarandon. bu yı- lın Oscar adaylan arasında güçlü bir yen olan 'Dead Man Walking"in başanlı bir film ol- duğu görüşünde bırleşıyorlar. Ünlü çıft. ge- çen yılın Oscar ödül töreninde beklenme- dık birprotesto gösterisi yaparak davetlile- rişaşırtmıştı. Hükümetin. HlVvirüsütaşı- dıklan savıyla ülke dışına çıkanlan Haıtı- lilere karşı uyguladığı aynmcılık polıtıka- sını protesto eden Sarandon-Robbıns ikili- sinın yann sabahki Oscar töreninde. izle- venlere bir sürpriz hazırlayıp hazırlama- dıklan merak konusu. Pamukkale, 'karakale'ye dönüşmesin • Üç yıldır Pamukkale'de araştırma yapan bilim adamlanndan Prof. Şakir Şimşek. gitgide kararan travertenlerin gelecek nesi1lere kalması için kalıcı önlemler alınması gerektiğini belirtti. İstanbul Haber Servisi- lerinin günlük. haftalık, ay- Pamukkale yöresindekı lıkvemevsımlikperiyodlar- dünvaca ünlü travertenle- rin kararmasının, yörede bu- lunan turistik otellerin ka- nalızasyonundan vetermal havuzlann atık sulanndan kaynaklandığı bılımsel ola- rak kanıtlandı. Bölgede üç yıldır çalışma sürdüren Prof. Şakir Şimşek travertenlerin gelecek nesillere aktanlma- sı için kalıcı önlemler alın- ması gerektiğine dikkatçek- ti. UNESCO tarafından "Dünya Kültür Mirası Lis- tesi"ne ahnan Pamukka- le'deki travertenlerinde üç yıldır araştınna yapan Ha- cettepe Üniversitesi öğre- tim üyesi ve Uluslararası Karst Su Kaynaklan Uygu- lama ve Araştırma Merke- zi (UKAM) sorumlusu Prof. Şakir Şimşek, travertenlerin yöredeki termal kaynaklar- dan oluştuğunu söyledi. Pamukkale'nin korunma- sı ve gelecek nesillere akta- nlması için Kültür Bakan- hğı, Denizli Valiliği ile Ha- cettepe Üniversitesi (HÜ) Uluslararası Karst Su Kay- naklan Uygulama ve Araş- tırma Merkezi (UKAM) ta- rafından proje başlatıldığı- nı belirten Prof. Şimşek. proje çerçevesinde mevcut ve olası su potansiyeli araş- tınlarak, termal sulann fı- ziksel ve kimyasal özellik- la gözlemlendiğini kaydet- ti. Termal su kaynaklannın traverten olusturma koşul- larının ızlendiğinı açıkla- yan Prof. Şimşek. çalışma- lann "Kaynak ve traverten koruma alanlannın a> nnh- lı olarak belirlenmesine ve kirlîliğin önlenmesine > öne- lik yürütüklügüne'* d'ıkkat çekti. Pamukkale travertenle- rinde kirlilik sonucu karar- ma meydana geldigini ve araştırmalannın bunun ne- denlerini de içerdiğini kay- deden Prof. Şimşek, kirlen- me nedenlerini arazi ölçüm ve gözlemleri ile laboratu- var analizleri sonucu sap- tadıklannı belirtti. Kirlili- ğin, yöredeki turistik otel- lerden kaynaklandığını sap- tadıklannı dile getiren Prof. Şimşek. bölgede hiç kana- lizasyon olmadığına dikkat çekerek "Bu nedenle turis- tiktesislerdeki fosseptiklerin büyük ölçüde su\a kanş- ması söz konusu. Dahası in- san kavnaklı katı atıklarda çeşitli etkilerle suva kanşı- yor "dedi. Prof. Şimşek, termal ha- vuzlann atık sulannın di- rekt olarak travertenlere akı- tılmasmın ve ziyaretçilerin travertenler üzerinde dolaş- masının da travertenlen kararttığını vurguladı. Pamukkale değil, rant korunuyor ÖMER YL?RTSEVTN DENİZLİ- 1960'hyıl- larda turizme açılan Pamuk- kale'de bugüne kadar hep "ranf egemen oldu. Bılim adamlannın deyimiyle "al- tın yumurtlayan tavuk" gi- bi görüldü. Dünyanın benzersiz do- ga harikası travertenlerin zengin tarih dokusu. hep ikinci plana itildi. Trav erten- lenn tepesindeki otellerin kaldınlmasından bu yıl da vazgeçildi. Kültür Bakanlıgı'nın ve Denizli Valisı'nin karşı çık- masına karşın 1996 yılına kadar uzanan gelişmelerde Pamukkale'yi degil, rantı koruyan zihniyet ön plana çıktı. Bunun en somut öme- gini, geçen hafta, Denizli Ozel îdare Müdürlüğü'ne ait Pamukkale Motel'in bir yıl süreyle yenıden kiraya verilmesi oluşturdu. Kültür Bakanlıgı'nın kıra süresi sona erdiğı için tahlıye edi- lerek bakanlığa devrini ıs- tedigi motel yılda 24 milyar gelirsağladığı için yeniden kiraya verilince çarpık ko- ruma zihniyeti yeniden tar- tışma konusu oldu. Pamukkale'yi koruma projesinin oluşmasına öncü- İük eden Mimarlar Odası Izmir Şubesi, son gelişme- ler üzerine yaptıgı açıklama- da, Beyaz Cennet üzennde çok çirkın oyunlar oynandı- gınıbıldirdi. Toplıuıdamı eşcinsellere bakışı, artık hoşgörülüÇeviri Servisi - Yakın zamana dek pek çok toplumda dışlanan eşcinseller, 9O'lı yıllarda medya, sinema. reklam ve magazin dünyası- na damgalannı vurdular. Eşcinseller bir yan- dan seçtikleri mesleklerde hızla yükselirken bir yandan da artık toplum tarafından kabul edil- meye başlandılar. Alman Focûs dergisinde yer alan habere gö- re Brad Pitt, Johnny Depp, Keanu Reeves gibi Amerikan sinemasının kıtlelen peşınden sürük- leyen starlan erkeksi bir cinsellik değil, yumu- şak bir çekicilik sunarken yalnızca kadınların hoşuna girmedıler. aynı zamanda biseksüalı- tenın de hoşgörü ile karşılanmasını sağladılar Öte yandan eşcinsel rollerle, imajlarını hiç sarsmadan Oscar alan oyuncular oldu. (Tom Hanks Philadelphia ile 1994 yılında). Parrick Swayze, bir kadını canlandırdığı To Wong Foo" ile çok iyi eleştiriler aldı. Eşcinseller hiçbir dönemde 90'h yıllarda olduğu kadar kabul görmedı. Örneğin Kraliçe Elizabeth, Elton John'u çaya davet edip, onu lngiliz müziğine katkılanndan dolayı krahyet nışanıyla ödül- lendırırken hiç tereddüt etnıedı. Önce onlara aıt barlar vardı. Ardından alış- verişmerkezlerı kuruldu. Onlartoplumun içi- ne değıl. toplum onlara sokuldu. İşe alınmada sorunlar ortadan kalktı. Eşcinsellenn işyerle- rinde özellıkle kadın arkadaşlan ile büyük bir uyutn içinde çalıştıklan ve iki cins arasında ko- ordınasyon sagladıklan gözlemlendı. Sonra medva girdı devreye ve eşcinsellerin büyük birbölümu >aratıcı meslekler seçerekbuış- kolunun değışık alanlanna kaydılar. Ağırlıklı olarak medya. sanat, reklam ve moda ile ilgi- lenmeye başladı lar. Calvin Klein reklam fotoğraflannda. özel- lıkle e^cınsel erkekler kullandı Avrupa kent- lerinın reklam panolannı ıç çamaşırlan sunan eşcinseller kapladı. Vetoplumların dikkati bu kitleler üzerine çekildi. Yapılan araştırmalar; Amerika, Almanya. Ingiltere. Isveç. Norveç ve Fransa gıbı ülke- lerde erkek nüfusun vüzde 10'unun eşcinsel- • Eşcinseller; medya, sanat ve moda alanlanndaki başanlanyla hem 1990'h yıllara damgalannı vurdular hem de Batfda toplumun bir parçası olarak kabul gördüler. lerden oluştuğunu ortaya koydu. Bu yüzde 10luk grubun yüzde 61'i lise ve yüksekokul mezunu. yüzde 42'si boş zamanlannda en çok alışveriş etmekten hoşlanıyor. Yüzde 56'sı yal- nız yaşıyor. ancak uzun süreli, tekil ve sevgi- ye dayanan bir ilişki özlemi içinde. Mesleklerinde başanlar Yapılan genış alanlı araştırmalar sonucun- da, eşcinsellerin seçerek yaptıklan meslekler- de klasik iki cinse göre daha başanlı oldukla- n ortaya konmuş durumda. Kazançlan da bir süre sonra diğerlerinden daha fazla oluyor. Bu mesleki yükselişin zirvedeki noktalara vardı- nlması hâlâ engelleniyor olsa da (araştırma sonuçlan bunu göstenyor). eşcinsellerin üst düzeylere kadar yükselmesı artık olağan sayı- lıyor. Eşcinsellerin tüketim harcamalan da ortala- mada kadın ve erkekten yüzde 24 daha fazla. Eşcinsel dergilerinin 2 bin kişı üzerinde yap- tıklan bir ankette, yüzde 49'un gelirinin ayda 5 bin markın üzerinde olduğu belirlenmiş. Lüksten, pahalı giysi ve antika eşyalardan hoşlanıyorlar. Erkeklere karşı kadınlara olduk- lanndan dahaolumsuz du> gular içındeler. Dü- şünsel bir üretim yeteneğıne sahıpler ve genel- likle bunu kullanabilecekleri mesleklerde ça- lışıvorlar. fç mimari, desinatörlük. moda, senaryo ya- zarlıgı en gözde alanlan. Onlan mesleklerin- de bu derece başanlı kılan bir faktörün de yüz- yılların ezilmişliğı ve horlanmışlığından sıy- rılma çabası olduğu uzmanlarca söyleniyor. 70'li yıllann sonunda başlayan bu mesleki ka- bul ve yükselişin. toplum içinde de kişisel ka- bul ve saygınlığı beraberinde getırdiginin al- tını çizen uzmanlar. eşcinsellerin, popülarite- nin yükselen değer halıne geldığı 90"lı yıllar- da bu nedenle toplum gündeminin baş sırala- nna oturduklannı belirtiyorlar. Eşcinsellerin neredeyse yansı tek partnerli ve uzun süreli bir ilişki içinde yaşıyor. Yalnız yaşayanlann ise istegi bu dogrultuda. Eşcin- seller arası ilişkide kıskançlık yerini olabildi- ğince koruyor. Aşk da... Geçici ilişkiler için pre- zervatif kullananlann oranı yüzde 65. A1DS ve dığercınsel hastalıklar onlan korkutuyor. Yüz- de 80'i asla bir kadınla beraber olmamış. Yüz- de Pi kadın giysileri giymiş, kadın giysileri- ni tahrik edici buluyor, ancak bunu sürekli yap- mıyor. Eşcinsel demek ve kuruluşlar giderek fonk- siyonlannı yitiriyor. Uzmanlar artık bir rahat- sızlık olmadığı en kapalı toplumlarca bıle ka- bul edılen eşcinselliğin bir an önce ilgi odagı konumundan indirilerek toplumlar içindeki dogal statüsüne kavuşturulması gerektiğini vurguluyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle