Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 1996 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türkiye'ye Çağ Atlatan Felsefe-I
Prof. Dr. ERDOGAN SORAL
B
ır tanıma göre "felsefe"; var-
lıklann. ılkelerin ve nedenle-
rın genel bılımidir. Bu bağ-
lamda felsefe. bilimlerin so-
vağacı sayılır. Tüm bılimler
felsefenin türevleridir. Du-
rum bu ise Türkıye'ye çağ atlatan felsefe
acaba ne tür bir feîsefedir? Bir sosyal bilım
olan iktisadın dayandığı felsefede özne "in-
sandır". Iktısat bılimi insanın iktisadi faali-
yette bulunurken sergilediği davranış biçim-
lerini ınceler. Bu davranış biçimlerini yön-
lendıren "akılcılığııı'' ürünü olan "akefcri"
belirler. Bu noktadan yola çıkarak ülkemi-
ze çağ atlattığı sö> lenen felsefenin ıktisada
yansıyan yüzünde ıçerdiğı öznelerin, kim-
ler, ılkelerin, neler ve akılcılığın nasıl bır
akılcılık olduğunu araştırdık. Kuruculannı
yakından tanımaya çalıştık. Bilinçli ya da bi-
linçsiz bu felsefenin suntıculuğunu yapan-
/arın hangi güdülerie. hangı nedenlerle bu
felsefenin tutkunlan durumuna geldıklenni
gözlemledik.
Felsefenin kuruculan
Felsefenin kuruculannı bır üçlü oluştu-
rur. Üçü de orta gelırlı aılelerden gelen bu
gençler, yükseköğremmlerini teknık ünıver-
sitede gerçekleştirmışler, başanlı öğrenci-
ler olarak bır vandan öğrenimlerini sürdü-
rürken öte yandan teoloji've olan tutkulan-
nı, bol bol okuyarak \e ünlü bir din adamı-
nın oğretısinden (rahle-ı tedrisindenl geçe-
rek tatmın etmişlerdır. Yasamlarının herev-
resinde \e de\ let vönetımınde bulundukla-
n dönemlerde başarılartnda ve başansızlık-
lannda bu ikili eğilim"ın izlerı daima görül-
müş, saplantılan bu oluşumun (formation)
ürünlerı olarak değerlendirilmiştir. Daha
önemlı olan bir başka tutkuları "tkaret'*e
olan bağımlılıklandır. Ülkemizın son on beş
yıllık yaşamına damgasmı vuran ekonomik
bunalımların perde arkasında bu tutkunun
etkılerini görürüz. Farklı derecelerde de ol-
sa her üçünde gözlenen bu bagımhlıgm te-
melinde teolojiye olan saplantılannın izdü-
şümleri vardır. Bilindiği gıbı 12. yüzyıldan
sonra Hıristiyandinidezenginlikleringeliş-
mesini özendirmeye başlamıştır. lngıliz prü-
tanizmi, uygulamada maddi başanyı Tan-
n'nın bir ihsanı olarak göriirken, yoksullu-
ğu bir kusur olarak mahkûm etmış, 'şükür'ü
yadsımış ve Katolik halkını etkılemiştir.
Böylelikle. tasamıf. zenginleşme ve teknik
sermaye birikimi ahlaki (ethique) bır daya-
nak bulmuştur. Bundan böyle üstünlük soy-
da değil. zenginlikte kaynağını buluyordu
(*). Bu üçlüden şımdi aramızda bulunmaya-
nı, bir gün "Ben varsdlan severinT demek-
le teolojiye olan bağlılığını dile getirmiştir.
Teolojibağuntdığıvoksul - varsıl karşıtlığm-
dan doğmuş olabilırdı. Ya da kapitalist ge-
lişmenın öncülüğünü yapan ticaret kapitaliz-
mine karşı duyulan hayranlıktan kaynaklan-
mış olabilirdi. Nereden kaynaklanmış olur-
sa olsun Türkiye. az ya da çok, ticaret kapı-
talizmının ürünlerini toplamış, sanayileşme
evresıne geçmiş bır ülkeydi. Bu aşamaya
ulaşmak içın biiyûk faturalar ödenmış. bu
sonuca salt Tiirk halkının çok büyük özve-
risiyle ulaşılmıştı. Sanayıleşme aşamasında
bır ülkenın tekrar ticaret kapitalizmine dö-
nüp kendısini çıkmaz bır sokaga hapsetme-
sının başka nedenleri olmalıdır. Çünkü Türk
kapitalizmi ile Avruoa kapitalizmini karşı-
laştırmanın yanılgılı olacağını artık sokak-
taki çocuk bile bilmektedir. Iç ve dış ticaret
hacmini gelıştirmek daha çok ûretmekle ola-
naklıdır Türkiye. az üreten ve az ürettıği
içın ne iç ne de dış pazarlara yeterli miktar-
da mal ve hizmet satıp gereksindiği malları
alamayan bir ülkedır. Dış ticaret açıklan de-
ğişmez bir yazgı gibi algılanmakta. ödeme-
ler dengesi açığı ancak kısa vadelı sermaye
girişleriylekapatılabılmektedir. Lzun vade-
lıden geçtik, kısa vadelı kredıvi bulmak bi-
le her zaman mümkiin olamamaktadır.
Üçlu'nün en kurnaa
12 Eylül 1980 darbesiyle üçlüden ikisi
sürgünegönderılırkenüçüncüsüaskerlerta-
rafmdan yürütme erkınin ön sıralanna geti-
riliyordu. Cçlünün en kurnazı olduğunu kı-
sa zamanda kanıtlıyordu. VarsıUığa tılaşma-
da en kısa yolun tkaretten geçtiğini biliyor-
du. Ama ticaretten önce Türkiye'nm en kı-
sa zamanda tekrar tenısılı demokrasıve geç-
mesi.askerlerinkışlalarınaçekilmesıgerek-
liydi. Kapitalist Batı'va her fırsatta demok-
rasi mesajlan veriyor. Atlantik ötesini bir
baskı aracı olarak kullanıyordu. Tasarladık-
lannın tümü gerçekleşmiş, düşlemediğı bır
konuma gelmıştı. Kendisıni elınden tutup
devlet katlannda hızla vükselmesinı sağla-
yan ve üçlünün en deneyimlisiolaraktanım-
lanan arkadaşlannı artık anımsamıvordu.
Bağışlanmaları içın kanıuovuna gıdılen re-
ferandumda. sandıklarda karşıoy kullanıl-
ması için çarpıcı kampanvalarörgütlüvordu.
O güne kadar gerçekleştıremedığı istek-
lerinden en önemlısi bu olmuştur. Buna kar-
şın kurucusu oldtığu sı>a»al partı 1983 se-
çimlerinden büyük bırçoğunlukeldeederek
utkuyla çıkacaktı.Sıra. 'ülkemize çağ atlat-
Uğı söylenen felsefenin tasarımdan uvgula-
maya aktanlmasına gelmıştı
Bunun için üç karar çıkarılmıştır. Bunlar
sırasıyla 29.12.1983 tarıhlı 28 sayılı.
7.7.|984tarihlı30sayılıveI 1.7.1989 tarih-
li 32 sayılı kararlardır.
Yürürlüktekı 1567 sayılı kanun üzerinde
uzun süreden beri sürdürülen değişikhk ça-
lışmalan sonuçlanmış \e 28 say ılı karar çer-
çevesinde hazırlanıp bastırılan belgelerden
Resmi Gazele"de yavımlanan 7541 sayılı
K.H.K.. veekleri 28 Aralık 1983 gününü'bir
sonrakı güne bağlayangecenin ilerlemişsa-
atlerinde ekonomi yönetımınin önde gelen
kurumlarının temsilcilerine dağıtılmıştır.
Anılan kararname ile Hazıne \e Dış Ticaret
Müsteşarlıgı tarafından hazırlanan aynntılı
tebliğ. Türkiye "de o güne kadar uvgulan-
makta olan kambıyo ve dış ticaret rejimine
önemlı degişiklıkler getirmiştir. Nedir bu
değişiklikler0
- O güne kadar TC Merkez Bankası tara-
fından tek yanlı olarak saptanan ve alış-sa-
tış fıvatları arasında yüzde 2'lik bir marj
ıçınde el değıştirilmeleri zorunlu tutulan dö-
v iz kurlarının oluşumuna önemli birdeğişik-
lık getirilmiştir. 28 sayılı karara göre TC
Merkez Bankası bundan böyle ana döviz sa-
vılan ABD Doları içın her gün yüzde 2'lik
marj içınde bir alış ve satış fiyatı saptaya-
caktır. Buna göre çapraz kurlan. bir başka
söyleyişle TL'nın başka ülke paralan karşı-
sındakı degerlerıni ABD Dolan için sapta-
dıgı kur üzerinden tespıt etmeye devam ede-
cektir. \e var ki TC Merkez Bankasf nın
ABD Doları için saptadıgı kur anık bağla-
yıcı olmaktan çıkanlmakta. bankalar (**)
bu kurun yüzde 6 altında ve üstünde oluşan
bir bant (tünel) içinde kendı kurlarını her
gün belırleyip "döviz değişim tabloların-
da"ilan edeceklerdır. Örnegin. Merkez Ban-
kası'nın belirledigı kur. 1 ABD Doları = 100
TL ıse. A bankası 1 doları lOOlırayaalıp 106
lirava satabılecektir. B bankası ise 102 lira-
va aldığı 1 ABD Dolan'nı 105 liraya sata-
bılecektir. Banka dışsatımcıdan (ıhracatçı-
dan) ucuza alıp dışalımcıya (ıthalatçıva) pa-
halıya sattığı oranda kazancmı arttınrıış ola-
caktır. Böylelikle finans kuruluşlan belli bir
bant içinde birbirleriyle rekabetedebılecek-
lerdir.
- Yabancı para alış ve satışlarında TC
Merkez Bankası'nın tekelci konumu kırıl-
tnaktadır. TC Merkez Bankası finans ku-
rumları dışında gerçek ve füzelkışılerle ya-
bancı para alım ve satımında bulunmaya-
caktır. Özetle, yabancı para ya da bu para-
lar üzerine yazılmış degerli kâğıtlann piya-
sada alım ve satımı serbest bırakılmıştır.
- Yurtdışına yabancı para çıkarmak ya da
bir ticari işlem sonucunda yabancı ülkeler-
de kazanılan parayı ülke dışında rutmak bel-
li sınırlar içinde serbest bırakılmıştır.
- Türkiye içinde yabancı paraya ya da
onun üzerinden yazılmış değerlı kâğıtlara
sahıp olmak ve bunlan bankalarda tutmak
serbest bırakılmıştır.
- Kambiyo rejimındeki bu önemli deği-
şikliklerin koşutunda dış ticaret rejiminde de
değişiklikler yapılmış ve bunlar genellikle
mal ve hizmet. sermaye dolaşımında ser-
bestlik saglamak şeklinde gerçekleştirilmiş-
tir. Kambiyo rejiminde bant uygulaması dün-
yanın tanımadıgı bir sıstem degildir. Avru-
pa Birligi ülkelerinde günümüzde de uygu-
îanmakta olan bu sıstemle ılgıli bazı bilgi-
lerı geçmış yıllarda yazdıgım yazılarda ak-
tarmaya çalışmıştık. Sistemin ne olup olma-
dıg| önemli degildir.
Önemli olan, uygulamada başan sağla-
nıp saglanmadıgıdır. Bant uygulamasıyla
çağ atladıgımız söyleniyorsa bu, büyük bır
aldatmacadır. Çünkü tam bir başansızlığa
uğramıştır. AB ülkelennde uygulanmakta
olduğunu söylediğimiz bu sıstem. birlik
iiyesi bazı ülkelerde de başansızlıga uğra-
mıştır. Bu ülkelerdngiltere. ltalya. Portekiz.
Ispanya) geçici olarak Avrupa Para Birli-
ği'nin dışına alınmışlardır. Acaba neden'.'
Bu sorunun yanıtını, Türkiye'deki gelişme-
leri irdeleyerek gelecek yazımızda vermeye
çalışacağız.
(*) J. M. Albertini: Capitalisme et soci-
alizme a epreuve, Les editeons ouvrieres
(Paris 13e)
(**) iniyılmda T.C. Merkez Bankası
dışında ülkemizde 44 bankafaaliyettedir.
ARADABIR
DURSUN BERK
Endişe ve Şiddet
Endışe, çağdaş toplumların yaşamsal yönelimle-
rini açıklamada başvurulması gereken temel kav-
ramlardan biri olsa gerek. Çağımız, toplumların üre-
tim güçlerinin dikey ve yatay gelişmelerinin sonucu
yeniden yapılanma süreçlerinin yoğun olarak yaşan-
dığı bir çagdır, aynı zamanda her yeniden yapılan-
ma sürecinde, toplumsal dinamikler, oluşan yenı du-
ruma (objektive) adapte olma anlamında yeni değer-
ler, yeni değer yargılan arayışı içine girerler ve ken-
dilerinı yeniden tanımlama zorunluluğunu hisseder-
ler. Bu yeni arayışlar nesnel koşulların değişimine
koşut (paralel) olarak gelişen, yeni değerlerin ve de-
ğer yargılarının kurumsaliaşmasına dek, endişeyle
kolkola sürer. Nesnel koşullara adaptasyonu sağla-
yan deger ve değer yargılarının kurumsallaşması bir
anlamda toplumsal dinamiklerin kendilerini net ola-
rak tanımlamaları düzeyine ulaşmış olmaları anlamı-
na da gelir bir bakıma.
19. yüzyılın ikinci yarısıyla 20. yüzyılın birinci yarı-
sı Avrupa'da toplumsal altüst oluşların ve yeniden
yapılanmalann yoğun olark yaşandığı tarihsel bir dö-
nemdır. Degişimin ağır bastığı, kalıcı toplumsal den-
gelerin ve bu dengelerle şekillenmiş, kurumların,
oluşmadığı bu dönemde, Avrupalı toplumsal yığın-
lara egemen hava, endişe ve panik havasıdır. Nite-
kim bu hava edebiyattan felsefeye, felsefeden plas-
tik sanatlara kadar kendini hissettirmiştir. Felsefi bir
ekol olarak varoluşçuluk, sanatsal ekol olarak ger-
çeküstülük bu toplumaal havanın doruklarıdır.
Toplumsal yaşamın temel öğelerinden biri de gü-
venlik duygusudur. insanlar kendilerini güvende (em-
niyette) hissettikleri bir yapı içinde yaşamlarını sür-
dürmek isterler. Yukarıda sözünü ettiğimiz dönem-
de sistem kendisini ve kendi dengelerini yeniden
üretecek etkili toplumsal kurumlara henüz kavuşa-
madığı için toplumsal yığınlarsisteme karşı ciddi bir
endişeye kapılmışlar ve bu endişe onların sisteme
karşı duyduklan güvenlikte olma duygularını köklü
bir biçimde törpülemiştir. Toplumsal yığınların sis-
temle özdeşleşen özgürlük eğilimlehni de ortadan
kaldırmış ve yığıniar kaba gücün, şiadetin ve zorun
mutlaklaştırıldığı, özgürlüklerden arındırılmış, siyasal
yapıları kurmaya yönelmişlerdir (insanlığın başbela-
sı faşizmi inşa etmişlerdir).
Türkiye'de endişenin leitmotif (anamotif) olduğu bir
toplumsal süreç yaşanılmaktadır. Kuşkusuz bu sü-
reç. geniş toplum katmanlarının sisteme karşı güven-
sizliğe kapıldıklan, yaşamlarını güvenlikte hissetme-
dikleri bir gerçekliğe sahiptir. Toplumsal yığınlara
egemen endişe ve güven duygusu yitimi yığınları
akıldışı eğilimlere büründürmekte ve bu eğilimler cin-
netle, şiddetle ve kaba güçle ifade bulmakta... Sis-
temin kendiliğinden oluşmuş çarpıkhğının ve denge
bozukluklarının yanı sıra, sistemi işletenlerin (politi-
kacı bürokratlar vs) sistemin kurumlannı (ahlak, hu-
kuk vs) iflasa sürükleyen tutumlarda toplumsal yığın-
ların sisteme karşı duyduklan güven duygusunu
erozyona uğramasında önemli bir yer edinmektedir.
Güven duygusunun bu düzeyde yitimi toplumsal yı-
ğınları kendilerini ve kendi durumlarını tanımlama
zorluğuyla karşı karşıya bırakmakta ve bu durumda
yığınları akıldışılığa ve şiddete sevk etmektedir. Şid-
det, insanın belirli bir toplumsal kültürle kazanılmış
kimliğini tanımlayamama aczine düşmesi değil mi-
dir, aynı zamanda...
İLAN
ELBAK ELEKTROLİTİK BAKIR
SANAYİ VE TİCARET ANONİM
ŞİRKETİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR
Elbak Eiekfofıtık Baktr Saray ie T'caret A Ş. nın 1995 yılı faalıyetıne aıt
hesapların gorjşulmesı sur
esı do ar denetçılefin tespıtı, şırket ana sozleş-
mesındekı mads'e tadıl' neaerı ile aşağ'da sıralı gündemı goruşmek uzere or-
taklann Olağan Gene! Kurul Toplantısı 25 CK 1996 gunu saat 10.00'da Ok-
çumusa Caddesı Kısmet Han No. 94 Kat 4-5 Karaköy' ISTANBUL adresın-
de yapılacaktır
Genel Kurul gundemınûe,
1 - Toolantı, Başkanlık Dıvanı seçımı ve toplantı tutanaklanna genel kurul
adına ımzalamak ı.2ere dıvana yetkı venlmesı.
2- Yoretım kurulu ve murakıp raporiannın okunması
3-1995 taKvrr' yınna aıt bılanço kâr/zarar hesabı ile kânn dağıtımı hak-
kjnda goruşme yapılarak karara bağlanması.
4- Yönetım kurulu ûyelen ile murakıplann ıbraları hakkında karar venlme-
sı.
5- Şırket ana sözleşme değışıkl'ğı ile ılgıl' yeniden değerleme deger artış
fonunup sernayeye ılavesının goruşulerek karara bağlanması.
6- Suresı bıten murakıpiarın seçımlerının yapdması ve ucretlennın tespıtı.
7- Turk Ticaret Kanunu'nun 334. ve 335. maddesıne göre yonetım kuru-
lu üyelenne eın venlmesı.
1995 takvım yılına aıt yonetım kurulu faalıyet raporu, murakıp raporu ve
bılanço, kâf'zarar hesapları toplantı tarıhınder, once 15 gun sure ile şırket mer-
kezınde ortaklann tetkıkıne nazır buiuTnaktadır
Toplantıya Bır temsılcı vasıtasıyla katılmak ısteyen hıssedarlann aşağıda-
kı örnege uygun bır temsıl belgesını tanzım ve ımza ederek, temsılcının bu
betge ile toplantıda hazır bulun^as r te"".,r etmelerı rca olunur
TEMSİL BELGESİ
ELBAK ELEKTROLİTİK BAKIR SANAYİ VE TİCAHET A.Ş.
GENEL KURUL BAŞKANLIĞI'NA
Ortağı bulunduğumuz şırketın'Zin 25 04 1996 Perşembe gunü saat
10.0O'da yapılacak Olağan Genel Kurulu toplantısında şırketımızı temsıle, na-
mımıza oy Kulla^""aya gerektığınde zabıt ve belgeier iTizalamaya ve bılcum-
le ortaklık haKİarını «uılanmaya, hernangı bır erteleme vakı oldugunda müte-
akıp toplant
1
içın geçert olmak uzere Sayın
yetkılı olduğunu bılrjınrız
Saygılanmızla.
"Bahar Temizliği"nde
Bosch farkı
Fark 1: Bosch elektrikli süpürgeleri çok sessizdir.
Fark 2: Bosch elektrikli süpürgeleri çok katlı filtre sistemleriyle gerçek
temizlik sağlar.
Fark 3: Bosch elektrikli süpürgeleri 1700 satış noktasında 12 aya
kadar taksitle satılır.
K A M P A N Y A Y A D A H İ L O L A N Ü R U N L E R İ M İ Z
BBS S100
• Elektronık kontrollü
300-1200 Wemışgücü
• 2 adet gövdede efflegre akscsuar
• 3 katlı hi|yenık filtre
• Rltre doluluk göstergesı
• Toz torbası dolum göstergesı
• Otomatik kabıo toplama
BBSSZ90
• 1300 W emiş gûcü
• 2 adet gövdede entegre aksesuar
• 4 katlı rıtryenık fırtre
• Rltre doluluk göstergesı
• Toz torbası dolum göstergesı
• Otomatik kablo toplama
BBS 7241 EU
• Elektromk kontrollü 1400 W
emış gûcü
•3 adetgövdede entegreaksesuar
• 4 katlı hıjyenık filtre
• Enerjı tasarrufu sağlayan
"ECO" güç kademesı
• Elektronık toz torbası dolum
göstergesı
BBS 8560
• Elektronık ayariı 1500 W emış
gücü
• 3 adet gövdede entegre aksesuar
• 5 katlı hijyenik filtre
• Ayarlanabıten teleskobık çelik
boru
• Elektronık toz torbası dolum
göstergesı
BMS 2200
HalıYıkamah, Islakkunı
•1100 W emiş gûcû
• Islak ve nemlı kırler emilebilir
ve kağrt filtresı yerieştirilerek
normal kuru sûpürge olarak
kullanılabilır
-19 It toz. 11lt ıslak kirtutma
kapasitesi
B O S C H E
ÜRÜNLER
BBS 6100 KC «an
BBS 6200 1300 »an
BBS 7241 1400 »m
BBS 8560 1500 »an
BMS 2200 slakkuni
L E K
reşiN
9.651.000
10.661.000
14.707 000
19.211.000
18.751.000
T R i K
PEŞİNAT
1.350 000
1.490.000
2.060 000
2 690 000
2.630.000
L I
6 TAKSİT
1 650.000
1 830.000
2 520.000
3.290 000
3.210.000
5 U P U
TOPLAM
11 250.000
12.470 000
17.180 000
22.430.000
21.890.000
R G E L E R 1
PEŞİNAT 8 TAKSİT
|
1.620.0001 1.360.000
1 790.000
2.470.000
3.230.000
1 500.000
2.070.000
2.700.000
3.150.000 2.630.000
M A
TOPLAM
12.500.000
13.790 000
19.030.000
24.830.000
24.190.000
* T K
PEŞİNAT
1.920.000
2.120.000
2.920 000
3.810.000
3.720.000
A M P
lOTAKSfi
1.180.000
1 300.000
1.790.000
2.340.000
2.290.000
A N Y t
TOPLAM
13.720.000
15.120 000
20.820.000
27 210.000
26.620.000
F I
PEŞİNAT
2.04O.0O0
2.260.000
3.120 000
Y A T L
12 TAKSİT
A R I
TOPLAM
1 050 000'14.640.000
1.160.000
1.590.000
4.070.0001 2.080.000
3.970.0O0 2.030.000
16.180.000
22 200.000
29.030.000
28.330.000
0 8 3 0 2 1 1 40 29
0 600 211 40 24 -0 900 211
40 25
- Fryattara KDV dahıldır KDV ve dtger vergılerdekı değtşrktık fiyattara yansıtılacaktır. Kampanyamız
08 03 1996 tanhınde başlayıp, 30 03 1996 tanhımte sona erecekür Bu kampanya BSG Grvnberg Ev
A/etlen Ticaret A Ş (Cemal Sahır Sokak 28,28 MectdıyekÖy-lstanbu!) tarafından auzenlenmtştrr
Ûrünienmız BOSCH-AEG yetkıtt satıcılannda testım edılecektır Sanayı ve Ticaret Bakanlığınca
25.05 1994 tanh ve 21940 saytlı Resmı Gazete'de tlan edılen tebttğe uygunöur Ûrünlenrmz stok
mtktarian ile sınıHıdır Perakende satış fıyatından peşınat duşûldukten sonra 1 peştn 6 taksitte %4 5
+ KDV 1 peşın 8 taksıtte %6 3 + KDV. 1 peştn 10 taksıîte %7 6 + KDV 1 peşm 12teksttte%8.2 +
KDVoranında ayitk basıt fatz uygulanmtşttr Fİyatianmız Turk ürasıdır
BOSCHEn doğru seçim
PENCERE
Döner?..
Son yıllarda içerde ve dışarda ilginç bir merak sal-
gınlaştı...
Soruyortar:
"Türkiye Cezayir'e döner mi?.."
Hıh...
Döner mi hiç!..
Çoğu kişi, harcaya harcaya tüketemediğimiz Ata-
tûıic'ün laiklik devrimine güvenerek diyor ki:
- Dönmez!..
Akla Arif Dino'nun ünlü şiirindeki çarpıcı deyiş ge-
liyor:
"Döner kebap...
Dönmez olsun!.."
Ülkede iç savaş boyutunda etnik terör var, kimse-
nin kılı kıpırdamıyor; enflasyonun seyir defteri on yıl-
dan beri yüzde 60 üzerinden, ama, enflasyon cana-
vanyla yatıp kalkmak kimseyi ırgalamıyor; devletin
imam okullartnda yarım milyon öğrenci şeriatçılık
üzerine eğitiliyor, herkes görmezlikten geliyor ve so-
ruluyor:
- Türkiye Cezayir'e döner mi?..
Döner mi?..
Kes bir döner!..
•
Iş geldi çattı, Refah Partisi'nin orduya posta koy:
masına dayandı...
RP Genel Başkan Yardımcısı Oğuzhan Asiltürk,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde din düşmanlığı yapıldığı1
nı söyleyip:
"Böyle baskı" dedi "eski Sovyetler Biriiği'nde bi-
le görülmemiştir."
Şaka değil!.. Orduda din düşmanlığının geçerli ol-
duğunu söyleyen kişi, Türkiye'nin en büyük partisi-
nin Genel Başkan Yardımcısı'dır; Refah, Büyük Mil7
let Meclisi'nde en kalabalık milletvekili grubuna sa-
hip değil mi!..
Peki, Türkiye Cezayir'e döner mi?..
Çünkü Refah'ın iktidara geçince neler yapacağı
şimdiden belli!.. "Din düşmanı ordu"yu şeriatçılığın
gereğine göre yeniden düzenlemek, Refah Partisi'nin
ilk işi olacak!...
Mal meydanda!..
Mostrası vitrinde!..
Bir milyarı aşkın nüfusuyla mağnptan maşrıka ya-
yılmış Islam dünyasında laik devlet aşamasına ula-
şan tek ülke Türkiye!...
Demokrasiye ve temel özgürlüklere dayanan çağ-
daş düzene en yakın ülke yine Türkiye...
Ancak Türkiye bir tehlikenin eşiğindedir, "vahşi ka-
pitalizm"in "rantiyeciliği" sürdükçe, şeriatçılık yok-
sul k/tleleri kendine çektikçe, 2000 yılına nasıl gire-
ceğimiz belli olmaz!.. Diyanet işleri Başkanı ne dedi:
"Türkiye 'deki kadar cami Iran 'da yok!.."
70 bin cami için imam yetiştirmek hesabıyla yanm
milyon öğrenci imam okullarında okutulur mu?..
Mesleki teknik öğretimi sollayan medrese öğretimi,
imam mı yetiştiriyor, şehatçı militan mı?.. Bu sorula-
rın yanıtlan boşluktayken Türkiye'nin en büyük par-
tisinin genel başkan yardımcısı orduda dinsel baskı
yapıldığını ileri sürüyor; şeriatçı medya açıkça Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne saldırıyor...
Çatışma şimdiden başladı mı?..
Yeşil bayrak açıldı mı?.. • < '.
•
Ve hepimizde bir merak:
- Türkiye Cezayir'e döner mi?..
Döner kebap, dönmez olsun!..
"Kör kör parmağım gözüne" deyişinin körlüğünü
yaşamıyor muyuz?..
BAKIRKÖY'DE
DİŞ KLİNİCİ VE Dİ$
MALZEMELERİ
İTHALAT VE PAZARLAMA ŞİRKETİ
PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN
DİŞHEKİMI VE FİNANS
ORTAKLARI
ARANIYOR.
Tel.: (0212) 583 02 60
İLANEN TEBLİĞ
Müslüm-Adile oğlu 1967 d.lu Şanlıurfa Suruç ilç. Ka-
ra Köy. nüf. kyt.lı Faruk Güneş hakkında 5. Zh. Tug. As.
Mahkemesı "nin 18.10.1995 gün ve 1995 1156-696 esas-
karar sayılı hükmü ile sanık Faruk Güneş"in 1.8.1992-
7.4.1995 tanhleri arasında bakaya suçunu işlediği sabit
görüldüğündeneylemıne uyan As. C.K.'nin 63 1 -A mad-
desi üç aydan sonragelenler bendi gereöınce dört a>' müd-
detle verilen hapis cezasının 647 sayılı kanunun 4' f. mad-
desi gereğıncegünlüğü beş bın Türk Lirasrndan hesap-
lanarak ağır para cezasına çe\rilmesine ve sanıgın neti-
ceten altıyüzbm Türk Lirası (600.000- TL.) ağırpara ce-
zası ile mahkûmiyetine, ağır para cezasının sanıktan de-
faten tahsilıne; As. Yargıtay yolu açık olmak üzere karar
verılmiş olup verilen hiikmün sanığa tebliğ için bilinen
tüm adreslerine yazılan müzekkerelere ragmen tebliğ
edilemediğinden ilanen tebliğ olunur. Basın: 76029
İLANEN TEBLİĞ
Mehmet-Sevgilıoğlu ^^d.luOrdu Perşembe ılç. Sı-
rakovacı köy. nüf. kyt.lı Bozova ilç. Jandarma Komutan-
lığı'ndagörev lı iken firardaolan YavuzKarakuş hakkın-
da 5. Zh. Tug. As. Mahkemesfnin 18.10.1995 gün ve
1995,992-698 esas-karar sayılı hükmü ile sanık Yavuz
Karakuş'un 26.7.1993-18.4.1994 tarihlen arasında firar
suçunu işlediği sabit görüldüğünden. eylemine uyan As.
C.K.'nin 66 1-A maddesi gereğınce takdiren bir sene
müddetle verilen hapis cezasının TCK'nin 59. maddesi
gereğince 1 '6'sının indirilmesıne ve sanıgın netıceten on
ay hapis cezası ile mahkûmiyetine. sanıein 21.2.1995-
9.3.1995 tarihlen arasında ğözetim altında 9.3.1995-
8.6.1995 tarihlen arasında tutuklulukta geçirdîği sürele-
rin 353 sayılı kanunun 251 I maddesi gereğince mahkû-
miyet müddetinden mahsubuna. As. Yargıtay >olu açık
olmak üzere karar verılmiş olup verilen hükmün sanığa
tebliğ için bilinen tüm adreslerine yazılan müzekkerelere
ragmen tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğ olunur.
Basın: 76030
SATILIK
Ford TAUNUS GTS 2.0 93 model, 67.000 km.
51205 05/492
Türk Kalp Vakfı 20. Yılını Kutluyor
TÜRK KALP VAKFI
Tel.: (0.212) 275 1244(7 Hat) Faks: 266 47 12