25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 1996 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Türkiye'ye Çağ Atlatan Felsefe-I Prof. Dr. ERDOGAN SORAL B ır tanıma göre "felsefe"; var- lıklann. ılkelerin ve nedenle- rın genel bılımidir. Bu bağ- lamda felsefe. bilimlerin so- vağacı sayılır. Tüm bılimler felsefenin türevleridir. Du- rum bu ise Türkıye'ye çağ atlatan felsefe acaba ne tür bir feîsefedir? Bir sosyal bilım olan iktisadın dayandığı felsefede özne "in- sandır". Iktısat bılimi insanın iktisadi faali- yette bulunurken sergilediği davranış biçim- lerini ınceler. Bu davranış biçimlerini yön- lendıren "akılcılığııı'' ürünü olan "akefcri" belirler. Bu noktadan yola çıkarak ülkemi- ze çağ atlattığı sö> lenen felsefenin ıktisada yansıyan yüzünde ıçerdiğı öznelerin, kim- ler, ılkelerin, neler ve akılcılığın nasıl bır akılcılık olduğunu araştırdık. Kuruculannı yakından tanımaya çalıştık. Bilinçli ya da bi- linçsiz bu felsefenin suntıculuğunu yapan- /arın hangi güdülerie. hangı nedenlerle bu felsefenin tutkunlan durumuna geldıklenni gözlemledik. Felsefenin kuruculan Felsefenin kuruculannı bır üçlü oluştu- rur. Üçü de orta gelırlı aılelerden gelen bu gençler, yükseköğremmlerini teknık ünıver- sitede gerçekleştirmışler, başanlı öğrenci- ler olarak bır vandan öğrenimlerini sürdü- rürken öte yandan teoloji've olan tutkulan- nı, bol bol okuyarak \e ünlü bir din adamı- nın oğretısinden (rahle-ı tedrisindenl geçe- rek tatmın etmişlerdır. Yasamlarının herev- resinde \e de\ let vönetımınde bulundukla- n dönemlerde başarılartnda ve başansızlık- lannda bu ikili eğilim"ın izlerı daima görül- müş, saplantılan bu oluşumun (formation) ürünlerı olarak değerlendirilmiştir. Daha önemlı olan bir başka tutkuları "tkaret'*e olan bağımlılıklandır. Ülkemizın son on beş yıllık yaşamına damgasmı vuran ekonomik bunalımların perde arkasında bu tutkunun etkılerini görürüz. Farklı derecelerde de ol- sa her üçünde gözlenen bu bagımhlıgm te- melinde teolojiye olan saplantılannın izdü- şümleri vardır. Bilindiği gıbı 12. yüzyıldan sonra Hıristiyandinidezenginlikleringeliş- mesini özendirmeye başlamıştır. lngıliz prü- tanizmi, uygulamada maddi başanyı Tan- n'nın bir ihsanı olarak göriirken, yoksullu- ğu bir kusur olarak mahkûm etmış, 'şükür'ü yadsımış ve Katolik halkını etkılemiştir. Böylelikle. tasamıf. zenginleşme ve teknik sermaye birikimi ahlaki (ethique) bır daya- nak bulmuştur. Bundan böyle üstünlük soy- da değil. zenginlikte kaynağını buluyordu (*). Bu üçlüden şımdi aramızda bulunmaya- nı, bir gün "Ben varsdlan severinT demek- le teolojiye olan bağlılığını dile getirmiştir. Teolojibağuntdığıvoksul - varsıl karşıtlığm- dan doğmuş olabilırdı. Ya da kapitalist ge- lişmenın öncülüğünü yapan ticaret kapitaliz- mine karşı duyulan hayranlıktan kaynaklan- mış olabilirdi. Nereden kaynaklanmış olur- sa olsun Türkiye. az ya da çok, ticaret kapı- talizmının ürünlerini toplamış, sanayileşme evresıne geçmiş bır ülkeydi. Bu aşamaya ulaşmak içın biiyûk faturalar ödenmış. bu sonuca salt Tiirk halkının çok büyük özve- risiyle ulaşılmıştı. Sanayıleşme aşamasında bır ülkenın tekrar ticaret kapitalizmine dö- nüp kendısini çıkmaz bır sokaga hapsetme- sının başka nedenleri olmalıdır. Çünkü Türk kapitalizmi ile Avruoa kapitalizmini karşı- laştırmanın yanılgılı olacağını artık sokak- taki çocuk bile bilmektedir. Iç ve dış ticaret hacmini gelıştirmek daha çok ûretmekle ola- naklıdır Türkiye. az üreten ve az ürettıği içın ne iç ne de dış pazarlara yeterli miktar- da mal ve hizmet satıp gereksindiği malları alamayan bir ülkedır. Dış ticaret açıklan de- ğişmez bir yazgı gibi algılanmakta. ödeme- ler dengesi açığı ancak kısa vadelı sermaye girişleriylekapatılabılmektedir. Lzun vade- lıden geçtik, kısa vadelı kredıvi bulmak bi- le her zaman mümkiin olamamaktadır. Üçlu'nün en kurnaa 12 Eylül 1980 darbesiyle üçlüden ikisi sürgünegönderılırkenüçüncüsüaskerlerta- rafmdan yürütme erkınin ön sıralanna geti- riliyordu. Cçlünün en kurnazı olduğunu kı- sa zamanda kanıtlıyordu. VarsıUığa tılaşma- da en kısa yolun tkaretten geçtiğini biliyor- du. Ama ticaretten önce Türkiye'nm en kı- sa zamanda tekrar tenısılı demokrasıve geç- mesi.askerlerinkışlalarınaçekilmesıgerek- liydi. Kapitalist Batı'va her fırsatta demok- rasi mesajlan veriyor. Atlantik ötesini bir baskı aracı olarak kullanıyordu. Tasarladık- lannın tümü gerçekleşmiş, düşlemediğı bır konuma gelmıştı. Kendisıni elınden tutup devlet katlannda hızla vükselmesinı sağla- yan ve üçlünün en deneyimlisiolaraktanım- lanan arkadaşlannı artık anımsamıvordu. Bağışlanmaları içın kanıuovuna gıdılen re- ferandumda. sandıklarda karşıoy kullanıl- ması için çarpıcı kampanvalarörgütlüvordu. O güne kadar gerçekleştıremedığı istek- lerinden en önemlısi bu olmuştur. Buna kar- şın kurucusu oldtığu sı>a»al partı 1983 se- çimlerinden büyük bırçoğunlukeldeederek utkuyla çıkacaktı.Sıra. 'ülkemize çağ atlat- Uğı söylenen felsefenin tasarımdan uvgula- maya aktanlmasına gelmıştı Bunun için üç karar çıkarılmıştır. Bunlar sırasıyla 29.12.1983 tarıhlı 28 sayılı. 7.7.|984tarihlı30sayılıveI 1.7.1989 tarih- li 32 sayılı kararlardır. Yürürlüktekı 1567 sayılı kanun üzerinde uzun süreden beri sürdürülen değişikhk ça- lışmalan sonuçlanmış \e 28 say ılı karar çer- çevesinde hazırlanıp bastırılan belgelerden Resmi Gazele"de yavımlanan 7541 sayılı K.H.K.. veekleri 28 Aralık 1983 gününü'bir sonrakı güne bağlayangecenin ilerlemişsa- atlerinde ekonomi yönetımınin önde gelen kurumlarının temsilcilerine dağıtılmıştır. Anılan kararname ile Hazıne \e Dış Ticaret Müsteşarlıgı tarafından hazırlanan aynntılı tebliğ. Türkiye "de o güne kadar uvgulan- makta olan kambıyo ve dış ticaret rejimine önemlı degişiklıkler getirmiştir. Nedir bu değişiklikler0 - O güne kadar TC Merkez Bankası tara- fından tek yanlı olarak saptanan ve alış-sa- tış fıvatları arasında yüzde 2'lik bir marj ıçınde el değıştirilmeleri zorunlu tutulan dö- v iz kurlarının oluşumuna önemli birdeğişik- lık getirilmiştir. 28 sayılı karara göre TC Merkez Bankası bundan böyle ana döviz sa- vılan ABD Doları içın her gün yüzde 2'lik marj içınde bir alış ve satış fiyatı saptaya- caktır. Buna göre çapraz kurlan. bir başka söyleyişle TL'nın başka ülke paralan karşı- sındakı degerlerıni ABD Dolan için sapta- dıgı kur üzerinden tespıt etmeye devam ede- cektir. \e var ki TC Merkez Bankasf nın ABD Doları için saptadıgı kur anık bağla- yıcı olmaktan çıkanlmakta. bankalar (**) bu kurun yüzde 6 altında ve üstünde oluşan bir bant (tünel) içinde kendı kurlarını her gün belırleyip "döviz değişim tabloların- da"ilan edeceklerdır. Örnegin. Merkez Ban- kası'nın belirledigı kur. 1 ABD Doları = 100 TL ıse. A bankası 1 doları lOOlırayaalıp 106 lirava satabılecektir. B bankası ise 102 lira- va aldığı 1 ABD Dolan'nı 105 liraya sata- bılecektir. Banka dışsatımcıdan (ıhracatçı- dan) ucuza alıp dışalımcıya (ıthalatçıva) pa- halıya sattığı oranda kazancmı arttınrıış ola- caktır. Böylelikle finans kuruluşlan belli bir bant içinde birbirleriyle rekabetedebılecek- lerdir. - Yabancı para alış ve satışlarında TC Merkez Bankası'nın tekelci konumu kırıl- tnaktadır. TC Merkez Bankası finans ku- rumları dışında gerçek ve füzelkışılerle ya- bancı para alım ve satımında bulunmaya- caktır. Özetle, yabancı para ya da bu para- lar üzerine yazılmış degerli kâğıtlann piya- sada alım ve satımı serbest bırakılmıştır. - Yurtdışına yabancı para çıkarmak ya da bir ticari işlem sonucunda yabancı ülkeler- de kazanılan parayı ülke dışında rutmak bel- li sınırlar içinde serbest bırakılmıştır. - Türkiye içinde yabancı paraya ya da onun üzerinden yazılmış değerlı kâğıtlara sahıp olmak ve bunlan bankalarda tutmak serbest bırakılmıştır. - Kambiyo rejimındeki bu önemli deği- şikliklerin koşutunda dış ticaret rejiminde de değişiklikler yapılmış ve bunlar genellikle mal ve hizmet. sermaye dolaşımında ser- bestlik saglamak şeklinde gerçekleştirilmiş- tir. Kambiyo rejiminde bant uygulaması dün- yanın tanımadıgı bir sıstem degildir. Avru- pa Birligi ülkelerinde günümüzde de uygu- îanmakta olan bu sıstemle ılgıli bazı bilgi- lerı geçmış yıllarda yazdıgım yazılarda ak- tarmaya çalışmıştık. Sistemin ne olup olma- dıg| önemli degildir. Önemli olan, uygulamada başan sağla- nıp saglanmadıgıdır. Bant uygulamasıyla çağ atladıgımız söyleniyorsa bu, büyük bır aldatmacadır. Çünkü tam bir başansızlığa uğramıştır. AB ülkelennde uygulanmakta olduğunu söylediğimiz bu sıstem. birlik iiyesi bazı ülkelerde de başansızlıga uğra- mıştır. Bu ülkelerdngiltere. ltalya. Portekiz. Ispanya) geçici olarak Avrupa Para Birli- ği'nin dışına alınmışlardır. Acaba neden'.' Bu sorunun yanıtını, Türkiye'deki gelişme- leri irdeleyerek gelecek yazımızda vermeye çalışacağız. (*) J. M. Albertini: Capitalisme et soci- alizme a epreuve, Les editeons ouvrieres (Paris 13e) (**) iniyılmda T.C. Merkez Bankası dışında ülkemizde 44 bankafaaliyettedir. ARADABIR DURSUN BERK Endişe ve Şiddet Endışe, çağdaş toplumların yaşamsal yönelimle- rini açıklamada başvurulması gereken temel kav- ramlardan biri olsa gerek. Çağımız, toplumların üre- tim güçlerinin dikey ve yatay gelişmelerinin sonucu yeniden yapılanma süreçlerinin yoğun olarak yaşan- dığı bir çagdır, aynı zamanda her yeniden yapılan- ma sürecinde, toplumsal dinamikler, oluşan yenı du- ruma (objektive) adapte olma anlamında yeni değer- ler, yeni değer yargılan arayışı içine girerler ve ken- dilerinı yeniden tanımlama zorunluluğunu hisseder- ler. Bu yeni arayışlar nesnel koşulların değişimine koşut (paralel) olarak gelişen, yeni değerlerin ve de- ğer yargılarının kurumsaliaşmasına dek, endişeyle kolkola sürer. Nesnel koşullara adaptasyonu sağla- yan deger ve değer yargılarının kurumsallaşması bir anlamda toplumsal dinamiklerin kendilerini net ola- rak tanımlamaları düzeyine ulaşmış olmaları anlamı- na da gelir bir bakıma. 19. yüzyılın ikinci yarısıyla 20. yüzyılın birinci yarı- sı Avrupa'da toplumsal altüst oluşların ve yeniden yapılanmalann yoğun olark yaşandığı tarihsel bir dö- nemdır. Degişimin ağır bastığı, kalıcı toplumsal den- gelerin ve bu dengelerle şekillenmiş, kurumların, oluşmadığı bu dönemde, Avrupalı toplumsal yığın- lara egemen hava, endişe ve panik havasıdır. Nite- kim bu hava edebiyattan felsefeye, felsefeden plas- tik sanatlara kadar kendini hissettirmiştir. Felsefi bir ekol olarak varoluşçuluk, sanatsal ekol olarak ger- çeküstülük bu toplumaal havanın doruklarıdır. Toplumsal yaşamın temel öğelerinden biri de gü- venlik duygusudur. insanlar kendilerini güvende (em- niyette) hissettikleri bir yapı içinde yaşamlarını sür- dürmek isterler. Yukarıda sözünü ettiğimiz dönem- de sistem kendisini ve kendi dengelerini yeniden üretecek etkili toplumsal kurumlara henüz kavuşa- madığı için toplumsal yığınlarsisteme karşı ciddi bir endişeye kapılmışlar ve bu endişe onların sisteme karşı duyduklan güvenlikte olma duygularını köklü bir biçimde törpülemiştir. Toplumsal yığınların sis- temle özdeşleşen özgürlük eğilimlehni de ortadan kaldırmış ve yığıniar kaba gücün, şiadetin ve zorun mutlaklaştırıldığı, özgürlüklerden arındırılmış, siyasal yapıları kurmaya yönelmişlerdir (insanlığın başbela- sı faşizmi inşa etmişlerdir). Türkiye'de endişenin leitmotif (anamotif) olduğu bir toplumsal süreç yaşanılmaktadır. Kuşkusuz bu sü- reç. geniş toplum katmanlarının sisteme karşı güven- sizliğe kapıldıklan, yaşamlarını güvenlikte hissetme- dikleri bir gerçekliğe sahiptir. Toplumsal yığınlara egemen endişe ve güven duygusu yitimi yığınları akıldışı eğilimlere büründürmekte ve bu eğilimler cin- netle, şiddetle ve kaba güçle ifade bulmakta... Sis- temin kendiliğinden oluşmuş çarpıkhğının ve denge bozukluklarının yanı sıra, sistemi işletenlerin (politi- kacı bürokratlar vs) sistemin kurumlannı (ahlak, hu- kuk vs) iflasa sürükleyen tutumlarda toplumsal yığın- ların sisteme karşı duyduklan güven duygusunu erozyona uğramasında önemli bir yer edinmektedir. Güven duygusunun bu düzeyde yitimi toplumsal yı- ğınları kendilerini ve kendi durumlarını tanımlama zorluğuyla karşı karşıya bırakmakta ve bu durumda yığınları akıldışılığa ve şiddete sevk etmektedir. Şid- det, insanın belirli bir toplumsal kültürle kazanılmış kimliğini tanımlayamama aczine düşmesi değil mi- dir, aynı zamanda... İLAN ELBAK ELEKTROLİTİK BAKIR SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Elbak Eiekfofıtık Baktr Saray ie T'caret A Ş. nın 1995 yılı faalıyetıne aıt hesapların gorjşulmesı sur esı do ar denetçılefin tespıtı, şırket ana sozleş- mesındekı mads'e tadıl' neaerı ile aşağ'da sıralı gündemı goruşmek uzere or- taklann Olağan Gene! Kurul Toplantısı 25 CK 1996 gunu saat 10.00'da Ok- çumusa Caddesı Kısmet Han No. 94 Kat 4-5 Karaköy' ISTANBUL adresın- de yapılacaktır Genel Kurul gundemınûe, 1 - Toolantı, Başkanlık Dıvanı seçımı ve toplantı tutanaklanna genel kurul adına ımzalamak ı.2ere dıvana yetkı venlmesı. 2- Yoretım kurulu ve murakıp raporiannın okunması 3-1995 taKvrr' yınna aıt bılanço kâr/zarar hesabı ile kânn dağıtımı hak- kjnda goruşme yapılarak karara bağlanması. 4- Yönetım kurulu ûyelen ile murakıplann ıbraları hakkında karar venlme- sı. 5- Şırket ana sözleşme değışıkl'ğı ile ılgıl' yeniden değerleme deger artış fonunup sernayeye ılavesının goruşulerek karara bağlanması. 6- Suresı bıten murakıpiarın seçımlerının yapdması ve ucretlennın tespıtı. 7- Turk Ticaret Kanunu'nun 334. ve 335. maddesıne göre yonetım kuru- lu üyelenne eın venlmesı. 1995 takvım yılına aıt yonetım kurulu faalıyet raporu, murakıp raporu ve bılanço, kâf'zarar hesapları toplantı tarıhınder, once 15 gun sure ile şırket mer- kezınde ortaklann tetkıkıne nazır buiuTnaktadır Toplantıya Bır temsılcı vasıtasıyla katılmak ısteyen hıssedarlann aşağıda- kı örnege uygun bır temsıl belgesını tanzım ve ımza ederek, temsılcının bu betge ile toplantıda hazır bulun^as r te"".,r etmelerı rca olunur TEMSİL BELGESİ ELBAK ELEKTROLİTİK BAKIR SANAYİ VE TİCAHET A.Ş. GENEL KURUL BAŞKANLIĞI'NA Ortağı bulunduğumuz şırketın'Zin 25 04 1996 Perşembe gunü saat 10.0O'da yapılacak Olağan Genel Kurulu toplantısında şırketımızı temsıle, na- mımıza oy Kulla^""aya gerektığınde zabıt ve belgeier iTizalamaya ve bılcum- le ortaklık haKİarını «uılanmaya, hernangı bır erteleme vakı oldugunda müte- akıp toplant 1 içın geçert olmak uzere Sayın yetkılı olduğunu bılrjınrız Saygılanmızla. "Bahar Temizliği"nde Bosch farkı Fark 1: Bosch elektrikli süpürgeleri çok sessizdir. Fark 2: Bosch elektrikli süpürgeleri çok katlı filtre sistemleriyle gerçek temizlik sağlar. Fark 3: Bosch elektrikli süpürgeleri 1700 satış noktasında 12 aya kadar taksitle satılır. K A M P A N Y A Y A D A H İ L O L A N Ü R U N L E R İ M İ Z BBS S100 • Elektronık kontrollü 300-1200 Wemışgücü • 2 adet gövdede efflegre akscsuar • 3 katlı hi|yenık filtre • Rltre doluluk göstergesı • Toz torbası dolum göstergesı • Otomatik kabıo toplama BBSSZ90 • 1300 W emiş gûcü • 2 adet gövdede entegre aksesuar • 4 katlı rıtryenık fırtre • Rltre doluluk göstergesı • Toz torbası dolum göstergesı • Otomatik kablo toplama BBS 7241 EU • Elektromk kontrollü 1400 W emış gûcü •3 adetgövdede entegreaksesuar • 4 katlı hıjyenık filtre • Enerjı tasarrufu sağlayan "ECO" güç kademesı • Elektronık toz torbası dolum göstergesı BBS 8560 • Elektronık ayariı 1500 W emış gücü • 3 adet gövdede entegre aksesuar • 5 katlı hijyenik filtre • Ayarlanabıten teleskobık çelik boru • Elektronık toz torbası dolum göstergesı BMS 2200 HalıYıkamah, Islakkunı •1100 W emiş gûcû • Islak ve nemlı kırler emilebilir ve kağrt filtresı yerieştirilerek normal kuru sûpürge olarak kullanılabilır -19 It toz. 11lt ıslak kirtutma kapasitesi B O S C H E ÜRÜNLER BBS 6100 KC «an BBS 6200 1300 »an BBS 7241 1400 »m BBS 8560 1500 »an BMS 2200 slakkuni L E K reşiN 9.651.000 10.661.000 14.707 000 19.211.000 18.751.000 T R i K PEŞİNAT 1.350 000 1.490.000 2.060 000 2 690 000 2.630.000 L I 6 TAKSİT 1 650.000 1 830.000 2 520.000 3.290 000 3.210.000 5 U P U TOPLAM 11 250.000 12.470 000 17.180 000 22.430.000 21.890.000 R G E L E R 1 PEŞİNAT 8 TAKSİT | 1.620.0001 1.360.000 1 790.000 2.470.000 3.230.000 1 500.000 2.070.000 2.700.000 3.150.000 2.630.000 M A TOPLAM 12.500.000 13.790 000 19.030.000 24.830.000 24.190.000 * T K PEŞİNAT 1.920.000 2.120.000 2.920 000 3.810.000 3.720.000 A M P lOTAKSfi 1.180.000 1 300.000 1.790.000 2.340.000 2.290.000 A N Y t TOPLAM 13.720.000 15.120 000 20.820.000 27 210.000 26.620.000 F I PEŞİNAT 2.04O.0O0 2.260.000 3.120 000 Y A T L 12 TAKSİT A R I TOPLAM 1 050 000'14.640.000 1.160.000 1.590.000 4.070.0001 2.080.000 3.970.0O0 2.030.000 16.180.000 22 200.000 29.030.000 28.330.000 0 8 3 0 2 1 1 40 29 0 600 211 40 24 -0 900 211 40 25 - Fryattara KDV dahıldır KDV ve dtger vergılerdekı değtşrktık fiyattara yansıtılacaktır. Kampanyamız 08 03 1996 tanhınde başlayıp, 30 03 1996 tanhımte sona erecekür Bu kampanya BSG Grvnberg Ev A/etlen Ticaret A Ş (Cemal Sahır Sokak 28,28 MectdıyekÖy-lstanbu!) tarafından auzenlenmtştrr Ûrünienmız BOSCH-AEG yetkıtt satıcılannda testım edılecektır Sanayı ve Ticaret Bakanlığınca 25.05 1994 tanh ve 21940 saytlı Resmı Gazete'de tlan edılen tebttğe uygunöur Ûrünlenrmz stok mtktarian ile sınıHıdır Perakende satış fıyatından peşınat duşûldukten sonra 1 peştn 6 taksitte %4 5 + KDV 1 peşın 8 taksıtte %6 3 + KDV. 1 peştn 10 taksıîte %7 6 + KDV 1 peşm 12teksttte%8.2 + KDVoranında ayitk basıt fatz uygulanmtşttr Fİyatianmız Turk ürasıdır BOSCHEn doğru seçim PENCERE Döner?.. Son yıllarda içerde ve dışarda ilginç bir merak sal- gınlaştı... Soruyortar: "Türkiye Cezayir'e döner mi?.." Hıh... Döner mi hiç!.. Çoğu kişi, harcaya harcaya tüketemediğimiz Ata- tûıic'ün laiklik devrimine güvenerek diyor ki: - Dönmez!.. Akla Arif Dino'nun ünlü şiirindeki çarpıcı deyiş ge- liyor: "Döner kebap... Dönmez olsun!.." Ülkede iç savaş boyutunda etnik terör var, kimse- nin kılı kıpırdamıyor; enflasyonun seyir defteri on yıl- dan beri yüzde 60 üzerinden, ama, enflasyon cana- vanyla yatıp kalkmak kimseyi ırgalamıyor; devletin imam okullartnda yarım milyon öğrenci şeriatçılık üzerine eğitiliyor, herkes görmezlikten geliyor ve so- ruluyor: - Türkiye Cezayir'e döner mi?.. Döner mi?.. Kes bir döner!.. • Iş geldi çattı, Refah Partisi'nin orduya posta koy: masına dayandı... RP Genel Başkan Yardımcısı Oğuzhan Asiltürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde din düşmanlığı yapıldığı1 nı söyleyip: "Böyle baskı" dedi "eski Sovyetler Biriiği'nde bi- le görülmemiştir." Şaka değil!.. Orduda din düşmanlığının geçerli ol- duğunu söyleyen kişi, Türkiye'nin en büyük partisi- nin Genel Başkan Yardımcısı'dır; Refah, Büyük Mil7 let Meclisi'nde en kalabalık milletvekili grubuna sa- hip değil mi!.. Peki, Türkiye Cezayir'e döner mi?.. Çünkü Refah'ın iktidara geçince neler yapacağı şimdiden belli!.. "Din düşmanı ordu"yu şeriatçılığın gereğine göre yeniden düzenlemek, Refah Partisi'nin ilk işi olacak!... Mal meydanda!.. Mostrası vitrinde!.. Bir milyarı aşkın nüfusuyla mağnptan maşrıka ya- yılmış Islam dünyasında laik devlet aşamasına ula- şan tek ülke Türkiye!... Demokrasiye ve temel özgürlüklere dayanan çağ- daş düzene en yakın ülke yine Türkiye... Ancak Türkiye bir tehlikenin eşiğindedir, "vahşi ka- pitalizm"in "rantiyeciliği" sürdükçe, şeriatçılık yok- sul k/tleleri kendine çektikçe, 2000 yılına nasıl gire- ceğimiz belli olmaz!.. Diyanet işleri Başkanı ne dedi: "Türkiye 'deki kadar cami Iran 'da yok!.." 70 bin cami için imam yetiştirmek hesabıyla yanm milyon öğrenci imam okullarında okutulur mu?.. Mesleki teknik öğretimi sollayan medrese öğretimi, imam mı yetiştiriyor, şehatçı militan mı?.. Bu sorula- rın yanıtlan boşluktayken Türkiye'nin en büyük par- tisinin genel başkan yardımcısı orduda dinsel baskı yapıldığını ileri sürüyor; şeriatçı medya açıkça Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırıyor... Çatışma şimdiden başladı mı?.. Yeşil bayrak açıldı mı?.. • < '. • Ve hepimizde bir merak: - Türkiye Cezayir'e döner mi?.. Döner kebap, dönmez olsun!.. "Kör kör parmağım gözüne" deyişinin körlüğünü yaşamıyor muyuz?.. BAKIRKÖY'DE DİŞ KLİNİCİ VE Dİ$ MALZEMELERİ İTHALAT VE PAZARLAMA ŞİRKETİ PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN DİŞHEKİMI VE FİNANS ORTAKLARI ARANIYOR. Tel.: (0212) 583 02 60 İLANEN TEBLİĞ Müslüm-Adile oğlu 1967 d.lu Şanlıurfa Suruç ilç. Ka- ra Köy. nüf. kyt.lı Faruk Güneş hakkında 5. Zh. Tug. As. Mahkemesı "nin 18.10.1995 gün ve 1995 1156-696 esas- karar sayılı hükmü ile sanık Faruk Güneş"in 1.8.1992- 7.4.1995 tanhleri arasında bakaya suçunu işlediği sabit görüldüğündeneylemıne uyan As. C.K.'nin 63 1 -A mad- desi üç aydan sonragelenler bendi gereöınce dört a>' müd- detle verilen hapis cezasının 647 sayılı kanunun 4' f. mad- desi gereğıncegünlüğü beş bın Türk Lirasrndan hesap- lanarak ağır para cezasına çe\rilmesine ve sanıgın neti- ceten altıyüzbm Türk Lirası (600.000- TL.) ağırpara ce- zası ile mahkûmiyetine, ağır para cezasının sanıktan de- faten tahsilıne; As. Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verılmiş olup verilen hiikmün sanığa tebliğ için bilinen tüm adreslerine yazılan müzekkerelere ragmen tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğ olunur. Basın: 76029 İLANEN TEBLİĞ Mehmet-Sevgilıoğlu ^^d.luOrdu Perşembe ılç. Sı- rakovacı köy. nüf. kyt.lı Bozova ilç. Jandarma Komutan- lığı'ndagörev lı iken firardaolan YavuzKarakuş hakkın- da 5. Zh. Tug. As. Mahkemesfnin 18.10.1995 gün ve 1995,992-698 esas-karar sayılı hükmü ile sanık Yavuz Karakuş'un 26.7.1993-18.4.1994 tarihlen arasında firar suçunu işlediği sabit görüldüğünden. eylemine uyan As. C.K.'nin 66 1-A maddesi gereğınce takdiren bir sene müddetle verilen hapis cezasının TCK'nin 59. maddesi gereğince 1 '6'sının indirilmesıne ve sanıgın netıceten on ay hapis cezası ile mahkûmiyetine. sanıein 21.2.1995- 9.3.1995 tarihlen arasında ğözetim altında 9.3.1995- 8.6.1995 tarihlen arasında tutuklulukta geçirdîği sürele- rin 353 sayılı kanunun 251 I maddesi gereğince mahkû- miyet müddetinden mahsubuna. As. Yargıtay >olu açık olmak üzere karar verılmiş olup verilen hükmün sanığa tebliğ için bilinen tüm adreslerine yazılan müzekkerelere ragmen tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğ olunur. Basın: 76030 SATILIK Ford TAUNUS GTS 2.0 93 model, 67.000 km. 51205 05/492 Türk Kalp Vakfı 20. Yılını Kutluyor TÜRK KALP VAKFI Tel.: (0.212) 275 1244(7 Hat) Faks: 266 47 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle