25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 1996 PERŞEMBE HABERLER Diyarbakır DGM Başsavcısı, daha çok 'tecavüz ve soygun' gibi yüz kızartıcı suçlar işlediklerini bildirdi Konıeıımııı suç dosyası kabarık 1000 korucu yargıda OHAL Vali Yardımcısı Ertürk, genelde sayılan 55 bin civannda bulunan ve sürekli sayılan değişen geçici köy koruculannın içinde PKK ile işbiriiği yapanlann bile bulunduğunu belirterek şu ana kadar çeşitli suçlar nedeniyle 1000 civannda köy korucusu hakkında yasal işlem yapıldığını söyledi. 'Büyük vahamet yaşanıyor' Diyarbakır İHD Şubesi yetkilileri, geçici köy koruculannın yarattığı olay ve sorunlar nedeniyle bölgede büyük bir vahametin yaşandığını öne sürdüler. Köy koruculanna ayda bir trilyon liraya yakın para ödendiğini anımsatan ÎHD yetkilileri, 'Koruculuk sistemi kurulduktan bu yana bunlara ödenen parayla bölgemiz şimdiye kadar ihya edilirdi' dediler. EVİN GÖKTAŞ ANKARA - PKK'ye karşı mücade- lede 1988'lı yıllarda oluşturulan "ge- çici köy konıculuğu" sisteminin, böl- gede zaman zaman büyük sorunlara yol açtığı bildirildi. Şimdiye kadar bin korucu hakkjnda çeşitli suçlardan dolayı yasal işlem ya- pıldığı ve hemen hemen tümünün gö- revine son verildiği öğrenildi. Korucu- lann "PKK'yeyardım \eyatakligui'' ya- nı sıra daha çok "kaçakçüik, kız kaçır- ma, tecavüz ve soygun" gibi yüz kızar- tıcı suçlar işlediği belirtildi. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mah- kemesi (DGM) Başsavcısı BddrSelçuk, köy koruculannın daha çok "kaçakçı- lık, hırsızhk, kız kaçırma, tecavüz ve soygun" gibi yüz kızartıcı suçlar işle- diklerini belirterek "Her meslekte ol- duğu gibi korucularda da bölgenin aşi- ret yapısından kaynaklanan bazı ne- denİerden dolayı bu tür suçlan işleye- biüyorlar" dedî. Köy koruculannın Memurin Muha- kematı Yasası 'na tabi olduklannı, Ola- ğanüstü Hal (OHAL) Yasası ile bir il- gilerinin bulunmadığını anımsatan Sel- çuk, koruculann adli suçlanyla ilgili cumhuriyet savcılıklannca haklannda yasal işlem yapıldığını ifade etti. Selçuk. PKK'ye yardım ve yataklık suçundan dolayı DGM'de halen yargı- lanmakta bulunan köy koruculannın bulunduğunu kaydetti. Kaç korucu suç işledi? OHAL Bölge Vali Yardımcısı Ahmet Ertürk, bölgede halen görev yapan ge- çici köy korucu sayısının 55 bin dola- yında olduğunu anımsatırken, bu sayı- nın sürekli olarak değiştiğine dikkat çekti. Gönüllülerle birlikte bu sayının 65-70 bin civannda olduğunu ifade eden Ertürk, şimdiye kadar çeşitli suç- lar nedeniyle 1000 civannda köy ko- rucusu hakkında yasal işlem yapıldığı- nı ve hemen hemen tümünün görevine son verildiğini belirtti. Köy koruculanndan PKK'ye yardım ve yatakJık yapanlar olduğu gibi ken- diliğinden silah bırakanlann da bulun- duğunu anımsatan OHAL Bölge Vali yardımcısı Ertürk, suç işlediği saptanan korucular hakkında hiçbir müsamaha gösterilmeden gerekli yasal işlemlerin anında uygulandığını söyledi. Ertürk. 55 bin channdaki geçici köy korucusuna şu anda ayda 11 'er milyon lira maaş ödendiğini bildirdi. Insan Haklan Derneği (ÎHD) Diyar- bakır Şubesi yetkilileri, geçici köy ko- ruculannın yarattığı olaylar ve sorun- lar nedeniyle bölgede büyük bir vaha- metin yaşandığını öne sürdüler. Köy koruculanna ayda bir trilyon li- raya yakın para ödendiğini anımsatan İHD yetkilileri "Koruculuk sistemi ku- rulduktan bu yana, bunlara ödenen pa- rayla fabrika yapılsaydı bölgcmiz şim- diye kadar çoktan ihyaedilmişolurdu" dediler. Yetkililer, koruculuk sistemiyle ilgi- li görüşlerini şöyle dile getirdiler: "Geçici köy konıculuğu sisteminin yaygınlaştığı 1988 vılından 19%'va ka- dar geçen sürede, suç işlediği belirle- nen bin kadar kö\ korucusunun görev- den uzaklaşhnldığı ve haklannda yasal işlem yapıldığı belirtiliyor. Gerçeği tam olarak yansıtmadığı konusunda ciddi şüpheler bulunan resmi açıklamalar- daki rakamlann bile vüksek olması. köy koruculannın yarattığı vahim du- rumu ortaya çıkanyor. Hükümet programlannda yer alan 'köy konıculuğu sisteminin yeniden düzenleneceği ve kademeli olarak kal- dınlacağı'vaatleri şimdiye kadar bir türiü verine getirilmedi. Hatta daha da yavgınlaştınldı. koruculuk sisteminin, OHAL uygulaması kalksa bile devam edeceği söy leniyor. Koruculara ödenen maaşlar ileyapı- lan silah, cephane ve malzeme yardım- lan dikkate alındığında, köy korucula- nnın Türkiye bütçesine getirdiği yük ayda bir trilyon liraya yakındır. Bu sis- tem uygulamaya konıüduğu yıldan bu yana, koruculara ödenen paralarla şim- diye kadar fabrika \ apılsa> dı, hem böl- gemiz ekonomik \onden kalkınmış ve hem de terör konusuna kökiü çözüm ge- tirilmiş olurdu. Şu ana kadar bir mil- yona yakın insana iş olanağı yaratılmış olurdu. Ne var ki bu vapılmadı. Bu tür yan- hş uygulamalar nedeniyle, bölgemiz her geçen gün yoksullaşmakta ve halk giderek daha da büyük bir sefalet içine terk edilmektedir." içişleri Bakanı Cüney 'Hükümet konağı kuşatılmadı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Eskişe- hir Milletvekili NecatiAlbay, TBMM'de, Şımak'ın Beytüşşebap ilçesinde hükümet konağını kuşata- rak birsanığın serbest bırakılmasını isteyen koru- cular hakkında soruşturma açılıp açılmadıgını gün- deme getirdi. İçişleri Bakanı Ulkü Güney, olayın basına yansımasının ardından soruşturma basjat- tığını belirterek "Ancak, olay basına yansıdığı gibi ohnanuşnr. Güvenlik güçleri ve idarenin bir ihma- ü söz konusu değüdir" dedi. TBMM'de gündem dışı söz alan DSP Milletve- kili Albay, basına yansıyan olayı anlatarak "Ka- nnı adına görev yapan hâkün ve kaymakam, görev- lerini nasıl verine getirecekler?" dedi. Albay, geliş- melerin "Devlet yokmu" sorusunu akla getirdiği- ni vurgulayarak ilçede silahlı kişilerce hükümet konağı sanlmışken, asker ve polisin talebe karşın yardım etmemelerinin anlaşılmaz bir tutum oldu- ğunu söyledi. "Olağanüstü haL bölgede terörüön- leyen değil terörü varatan bir konuma getmektedir'' diyen Albay, olaylarla ilgili soruşturma açılıp açıl- madığını sordu. Albay' ın iddialanna yanıt vermek üzere kürsüye çıkan İçişleri Bakanı Ülkü Güney, konuyla ilgili basında çıkan yazıyı ihbar kabul ede- rek inceleme başlattıklannı söyledi. Güney, şöyle dedi: "Nesim Timur adındaki yurttaş, memura ha- karet etmesi nedeniyle tutuklanıyor. İlçede tanınan bir kişi olması nedeniyle aşiretine bağlı 25-30 kisi, bırakılması yönünde talepte bulunmak üzere, hü- kümet konağuun önüne geimişler. Güvenlikönlem- leri nedeniyle bir olay olmamıştır. Gelen grup bir süre sonra dağümışbr. Sanık avukan bir üst mah- kemeye müracaatetmiştir. Sanık, bu şeküde serbest bu-akilmısür." Güney, "hükümet konağuun sanldığı yönünde" çıkan iddialann da yanJış olduğunu savunarak in- celemenin sürdüğünü, Adalet Bakanlığı'nın da so- ruşturma başlattığını söyledi. Güney, olayda güven- lik güçlerinin ve idarenin bir ihmalınin olmadığını da sözlerine ekledi. Federal Alman Anayasayı Koruma Örgütü'nün radikal akımlar raporu 6 PKK'ye yasak, şiddet getirdi' BONN (Cumhuriyet)- "Fe- deral Alman Anayasayı Koru- ma Orgütü'< nün. Almanya'da- ki radikal akımlar ve örgütler üzerine yayımladığı son rapor- da, PKK'nin yasaklandıgı 1993 yılından beri ülkede şiddet ey- lemlerine başvurduğu belirtil- di. Raporda, "toplantı yasak- laruıa aldırmayan PKK yan- daşlannın zaman zaman Al- man polisrvle bilinçli birbicim- de çatışma aradıklan'1 ifade- sinede yer venldı. tçişleri Bakanlığı'na bağlı Federal Alman Anayasayı Ko- ruma Örgütü'nün ülkede fa- aliyet gösteren radikal akım- lar \ e örgütler üzerine yayım- ladığı raporunda. PKK ve di- ğer militan Kürt örgütlerine geniş yeraynldı. Federal Al- manya'da. çoğunluğunu Tür- kiye"den gelen 450 bin ile 500 bin arasında Kürdün yaşadığı belirrilen raporda. "TürkiveTde- ki birçok Kürt örgütü kimiza- man şiddet ve terör yoluyla kendi bölgelerinde bir otono- mi statüsii elde etmek ya da bir Kürt devleti kurmak ama- cıyla savaşıyor" görüşüne yer verildı. Raporda. 1993 yılında Al- manyaidaki en büyük, etkili ve militan Kürt örgütü olarak gös- ÇHD'liler Agar'ın hak ve özgürlüklere yöneok saldnnlardan birinci derecede sorumlu olduğunu ileri sürdüler. (HATİCE TUNCER) ÇHD'den Ağar'a karşı imza kampanyası İstanbul Haber Servisi -Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi üyesi avukatlar, Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın görevden alınması için imza kampanyası başlattı. Ağar'ın emniyet genel müdürii olarak görev yaptığı dönemde hak ve özgürlüklere yönelik saldınlardan birinci derecede sorumlu olduğu belirtilen dilekçe, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunulacak. ÇHD İstanbul Şube Başkanı Levent Tüzel ve şube yöneticileri tarafından dün İstanbul Adliyesi baro odasında yapılan açıklamada, Bakan Mehmet Ağar'ın hükümette Adalet Bakanı olarak yeralmasının hukukçular tarafından kaygıyla karşılandığı belirtılerek şunlarsöylendi: "Hukukçular olarak hukukla uzaktan yakından ilgisi olmayan, geçmişi hukuk dışı uygulamalarla dolu olan Mehmet Ağar'ın Adalet Bakanhğı'nı kabul etmediğimi/i ilan ediyor, görevden alınması için çaba içerisinde olacağunızı befirtiyoruz" Levet Tüzel ve ÇHD üyesi avukatlar yaptıklan açıklamanın ardından ilk imzalan atarak kampanyayı başlattılar. NOTLAR /ORAL ÇALIŞLAR Erkekler meclisinde kadınlar üzerine muhabbet... Zina suçu, erkeklerin icat ettiği bir suçtur. Kendisinde dört kadınla evlenme hakkı gören Müslüman erkek de metresiyle veya sevgilisiyle birlikte olmayı doğal hakkı sayan Batılı erkek de aynı mantıkla hareket ediyorlar. E rkeklerin en hoşlandıklan, kadının beraber olabileceği erkeği yaşamın tadını seçmesine kanşmaktan da geri çıkardıklan işlerden birisi, durmazlar. eşi yeya sevgilisi dışında Zina suçu, erkeklerin icat ettiği bir bir kadınla birlikte suçtur Kendisinde dört kadınla yaşamın tadını çıkardıklan işlerden birisi, r eşi yeya sevgilisi dışında bir kadınla birlikte olmaktır. Erkekler, aşkın ve tensel hazzın çeşitliliklerinde dolaşmaktan büyük bir zevk alırlar. Bir başka güzel bir kadınla birlikte olmak hayali. erkeklerin en çok özlem duyduklan fantezilerindendir. Erkeğin. güzel bir kadınla birlikte olma isteği son derece insani bir duygudur. Aşk ve tensel haz konusundaki sınırlan aşmak istemesi, onun içtepilerinin, insan olmasmın doğal bir sonucudur. Erkekler. güzel kadınlar üzerine 'muhabbet' etmekten büyük bir keyif alırlar. Ama hiç düşünmezler ki kadınlann da bir bedeni ve beyni bulunmaktadır, onlar da aşkın ve tensel hazzın farkındadırlar. "An şu kadınla beraber olsam" diye düşünen erkek, aynı şeyleri eşinin veya sevgilisinin de hissedebileceğini aklına getirmek istemez. "Kadm muhabbetT yapan birçok erkek, şu soruyla karşılaştığında şaşınp kalır: "Senin eşin veya sevgilin de tıpkı senin gibi bir başka erkeği düşlese veya onunla birlikte olmak istese ne yaparsın?" Bu soruya. "O da benim gibi hareket edebilir" diyecek kaç erkek çıkar? Kendisi yeni sevgililer bulup eşini veya sevgilisini terk eden öyle erkekler var ki bırakıp gittiği eşini ciddi ciddi kontrol etmekten de vazgeçmez. Onun yeni bir erkekJe olmasına tahammül edemez. O kadannı "içlerine sindirenler" de ev lenme hakkı gören Müslüman erkek de metresiyle veya sevgilisiyle birlikte olmayı doğal hakkı sayan Batılı erkek de aynı mantıkla hareket ediyorlar: Biz erkeğiz, istediğimizi yapanz. tktidargücü, yüzyıllardır erkekJerin elinde bulunduğu için, sonın, hep erkeklerin bakış açısıyla ele alınmış; kanunlar onlann gözüyle hazırlanmış, yasakJar onlann ihtiyaçlanna uygun şekilde düzenlenmiştir. Kadınlar, haklı olarak bugün, yasalardaki ve erkek egemen sistemdeki kurallan değiştinnek istiyorlar. Ama bu değişiklikleri yapması gereken Meclisimiz de ne yazık ki tamamen erkek egemen bir çoğunluğa sahiptir. Erkek egemen sistem, baskıcı ve yasakçı bir sistemdir, tutucu bir sistemdir. Bugün uygarlaşan ve kendisine yeni ufiıklar arayan erkekler de haklı olarak bu erkek egemen sistemin acısını çekiyorlar. Erkek egemen sistem yalnızca siyasal sonuçlanyla değil. daha çok toplumsal sonuçlanyla kadına olduğu gibi erkeğe de acı çektiriyor. Erkek de aşkı ve sevgiyi doya doya yaşayamıyor, kadın da. tkiyüzlü bir cinsel dünya, erkeği de kadını da mutsuzluğa ve karşılıklı sahtekârlığa itiyor. Öncelikle biz erkeklerin harekete geçmesi gerekir diye düşünüyorum. Önce erkek egemen kanunlan, onunla birlikte erkek egemen külfürü değişrirelim. Kadınlann da istediklerini sevebilecekleri, bizleri sevmedikleri zaman özgürce hareket edebilecekleri toplumsal ve maddi ortamı yaratalım. Çünkü gerçek aşk o zaman yaşanabilir. Cinsel haz, o zaman bir derinlik kazanabilir. Kadınlann üzerindeki en temel baskı, ekonomik baskıdır. Bu ekonomik baskı. geleneksel baskı ile birleşerek onlann hayatlannı erkeklere bağımlı hale dönüştüriiyor. Iktidar ve para sahibi erkek, cinselliği de kendi egemenlik alanı olarak kullanmayı tercih ediyor. Özgür erkeğin tercihi. özgür bir kadın olmalıdır. Demokrat erkeğin tercihi demokrat bir kadın olmalıdır. Demokrat olduğunu söyleyen birçok erkeğin, iş kadın özgürlüğüne gelince ne kadar maço ve despot olduklannı görmek, kadınlannı hayal kınklığına uğratmıştır. Evet biz erkekler, erkek egemenliğine dayalı sistemi olduğu gibi, cinsel dünyamızı da değiştirmek istemiyoruz. Kolay kolay da bu egemenlikten vazgeçmeyeceğimiz anlaşılıyor. lşte parlamentonun hali, 550'de 13 kadın milletvekili. Dünyayı ve Türkiye'yi değiştirecek ve erkekleri de özgürlüğe kavıışturacak güç kadınlann elinde. Belki önce siyaset alanında etkinliklerini artırarak yola çıkacaklar. Ama asıl devrim cinsel yaşamımızda olacaktır. Kadının da bir bedeni ve beyni olduğu, eşi veya sevgilisi dışında yakışıklı erkekleri isteyebileceği ve arzulayabileceği gerçeği unutulmamalıdır. Bu olanağı onlar da kullanabilirler. Erkekler, buna hazır ve razı mısınız? Onlann da kadın dünyalannda, "erkek muhabberi" yapmasına yüreğiniz elveriyor mu? Cekic Cüc tartısmaları Seçenekler olgunlaşıyor • ABD, Çekiç Güç'ün süresinin uzatılması için "temenni"lerini sunarken Türkiye de teknik sorunlann aşılması için baskıda bulunuyor. Çekiç Güç'te denetiminin artmasını isteyen Türkiye. bu gücün basına bir Türk komutanın geçmesini de istiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, ABD, Ingiltere ve Fransa tarafından oluşturulan Çekiç Güç'ün Türkiye'deki görev süresinin uzatılıp uzatılmaması tartışmalanyla birlikte, uluslararası güce verilecek yeni statü için seçenekler de olgunlaşmaya başladı. Çekiç Güç'te denetimini arttıracak olan Türkiye. angajman kurallannı da işleterek bazı teknik sorunlann aşılmasını istiyor. Uluslararası güce. büyük birolasılıkla NATO içinde bir statü sağlanması bekJenirken diğer bir olasılığın da koalisyon ortaklarından Ingiltere ve Fransa'nın güçten çekilmesi ve Çekiç Güç'ün Türkiye ve ABD arasındaki mevcut Savunma ve Ekonomik İşbiriiği Anlaşması'na(SEİA) bir protokolle eklenmesi olduğu kaydedildi. Kuzey Irak'tayaşayan Kürtlerin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in saldınlanna karşı korunması amacına yönelik olarak Adana'da Incirlik Üssü'nde konuşlu olan Çekiç Güç'ün görev süresi 31 martta doluyor. Ankara'da görûşme TBMM'nin uluslararası gücün Türkiye'deki geleceği ile ilgili vereceği karar hakkında tartışmalar sürerken Çekiç Güç'e verilecek yeni statü Ankara ve Washington'da yapılan görüşmelerde ele alındı. Dışişleri Bakanlıği Müsteşan Büyükelçi Onur Öymen ve Genelkurmay II. Başkanı Örgeneral ÇevikBir'in mart ayı başlannda ABD'ye yaptıklan; ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Strobe Talbott ve Beyaz Saray'ın ulusal güvenlikten sorumlu temsilcisi Sandy Berger'in de Türkiye'ye yaptıklan ziyaretlerde, Çekiç Güç ile ilgili seçeneklerin ele alındığı kaydedildi. Uluslararası gücün işleyişindeki teknik sorunlann da ele alındığı görüşmelerde. Çekiç Güç'ün NATO'ya bağlanması ile SEİA kapsamına alınması seçenek- lerinin ağırlık kazandığı belirtildi. ABD, gücün süresinin uzatılması için *tetnenni"lerini sunarken Türkiye de teknik sorunlann aşılması için baskıda bulundu. Çekiç Güç'te denetiminin artmasını isteyen Türkhe, bu gücün başına bir Türk komutanın geçmesini de istiyor. terilen PKK'nin yanı sırayan kuruluşlan olan ERNK, FEY- KA-Kurdistan, Kürdıstan Ko- mitesi. Berxwedan Yayınevi ve Kürdistan Haber Ajansı'nın da (KURD-HA) yasaklandıgı anımsatıldı. İçişleri Bakanlı- ğı'nın bu yasağuıdan sonra söz konusu örgütlerin yeniden ya- pılanmaya gîttikJerinin anla- tıldığıraporda,Aralık 1993'te Köln'de Almanya Kürdistan Enformasyon Bürosu'nun fa- aliyete başladığı, KURD- HA'nm KURD-A adıyla ye- niden çalışmaya başladığı ve FEYKA'nın yerine de Fede- ral Almanya Kürt Dernekle- ri Federasyonu'nun (YEK- KOM) kurulduğu belirtildi. Ey lemlerin listesi Yasaklanmasıyla ülkedeki faaliyetleri zoriaşan PKK'nin, bu tarihten sonra şiddet ey- lemlerine başvurduğu, za- man zaman da Alman poli- siyle bilinçli bir çatışma ara- dıklan ifadesine yer verildı. Raporda, PKK ve yan kuru- luşlannın 1994 yılında Al- manya'da gerçekleştirdikleri olaylar ise şöyle sıralandı -1994 yılı Nevnızu'nda 19 ve 28 mart tarihleri arasuıda çıkan olaylarda 60€ kadar gösterici gözaltına aiınırken 106poKsve itfaiye görevfci ya- ralandL - Ağustos ve eylül aylann- da YEK-KOM tarafından dü- zenlenen ve Bonn'dan Ce- nevre'ye kadar uzanan bir bi- siklet turunun başlangıç top- lantısının bazı Kürt gençle- rinin yasaklanan ERNK ti- şöttleri giymesi ve bu grubun polis tarafından dağıtılmak istenmesi üzerine çıkan olay- larda birçok polis yaralandı. Göstericiler, Bonn ana pos- tanesine saldırdılar. -26eylülde Kürdistanh Öz- gür Kadınlar Hareketi (TAJK) tarafından düzenle- nen, Mannheim'de başlayan ve Strasburg'a uzanan Da- yanışma Yürüyüşü'nde çı- kan olaylarda bazı polis gö- rev lilerinin üzerine benzin sı- kıldı >e bir tanesi ateşe veril- meyeçauşıldL 340 kadar gös- terici gözaltına alındı. Ertesi gün 200 yeni gösterici Mann- heim'de toplanarak belediye binasınıghİLToplanma yasa- ğının kaldınlmasını isteyen göstericilerle yetkililer ara- sında yapılan görüşmeler so- nucunda 250 Kürt kadını oto- büsleıie Fransa sınınna geti- riierek buradan Strasburg'a yürümelerine izin veriklL - PKK'nin yasaklanması- nı protesto etmek amacıyla 26 kasım tarihinde Almanya'nın çeşitli kentlerinde düzenle- nen gösterilerde yine olaylar çıktı. Özelliklc Kassel'da bir- çok polis görevlisi yaralandı. 'Zoria bağış toplanıyor' Raporda ayTica."PKK'nin faaliyetlerini finanse etmek amacıyla Kürtlerdcn kimi za- man şiddet yoluy la bağış top- landığı, bağış yapmak iste- meyenlerin ise dövüldükle- ri" belirtildi. Raporda, bu gi- bi durumlarla başa çıkabil- mek amacıyla ihbarda bulun- mak isteyen ya da tehdit edi- len kişiler için özel telefon hatlannın oluşturulduğuna ve birçok kentte polis tarafın- dan komisyonlar kurulduğu- na dikkat çekildi. Raporda. PKK'nin örgüt disiplinine uymayanlan ceza- landırdıği \xırgulanırken 1994 yılında ihanetİe suçlanan ba- zı örgüt üyelerinin Hamburg ve Bremen'da ağır yaralandı- ğını. bir kişinin ise VVupper- tal'da öldürüldüğü belirtildi. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Bilim ve Bilim Adamımn Yeni Rolleri ' Dünyanın en önde gelen üç yerbilimcisinden biri Xa- vier Le Pichon, önceki hafta ülkemizdeydi ve Colle- ge de France'ın her yıl düzenlediği bir hafta süren ge- leneksel seminerini bu kez İTÜ Genel Jeoloji'ye taşı- mıştı. Bilimciler dünyanın en ilginç bölgelerinden biri olan Doğu Akdeniz'de ülkelerin/karaların nasıl yer değiş- tirdiği konusunu hararetle tartışırırken, Xavier Le Pic- hon ile günümüzde bilim ve bilim adamımn toplum- dakiyeni rolleri konusunda ilginç ve keyifli bir görüş- me gerçekleştirdik. Burada, bu görüşmenin ana nok- talanna değinecegiz ••• Bilim ve bilim adamı, gelişme süreci içinde bugün toplumun her bakımdan odak noktalanndan birine otur- du. Dünün bilimsel gelişmesi, daha çok, tek tek bilim adamlannın, büyük bilginlerin önemli buluşlanna, par- lak beyinlerde çakacak ışıklara bağlıydı. Doğa'nın en temel bilimsel yasaları böyle keşfedil- di. Günümüzde ise bilim artık büyük bilim adamlan- nın keşifleriyle değil, büyük bilimsel ekiplerin çalışma- larıyla ilerliyor. Bilim bütün dünyayı saran dev bir çark döndürü- yor. Ve bütün önemli buluşlar artık bu çarkın dişlileri ara- sında üretiliyor. Bu durum, bilim dünyasının bugünkü birinci ger- çeğini oluşturmaktadır. • • • Ikınci gerçek de şu: Artık bilim genelde küçük pa- ralarla yapılan bir ış değil. Gerçi küçük paralarla ya- pılacak çok önemli ve çok sayıda iş vardır. Ama bili- min ana çarklan dev paralarla dönüyor. Kamu bütçesinden bilime aktanlan büyük bütçe- ler, bilimin günümüzde toplumla ilişkisini ve gelişme sürecini belirleyen ana etken. Artık bilim adamımn, salt kendi kafasındaki soru- ların ve meraklann peşinde koştuğu dönemlerin gi- derek sonuna gelinmekte. Profesör Le Pichon'a göre, toplum, bilime aktardı- ğı paralann, doğrudan toplumun yaranna dönük ürün- lerini ve sonuçlannı görmek istemekte. Le Pichon, "Artık bilimi toplumun gereksinimleri mi yönlendiriyor" sorusuna şu yanrtı veriyor Insanlarbiz- den artık sıfır riskli bir toplum yaratmamızı istiyor ve bekliyor... Bu gerçeğin bir yansı. Üniversite, toplu- mun ihtiyaçlanna, isteklerine yanıt vermek zorunda- dır. Bize akıtılan paranın hesabını vermek zorunda- yız. Gerçeğin ikinci yansı ise bilimin kendi istikame- tindegelişmesidir. Bilimin kendimomenti var... Ikiya- rartı iş yapıyoruz: Toplumun geleceği açısından önem taşıyan teknisyen sınıfıyetiştiriyoruz, toplumun ihtiyaç- lanna yanıt veriyoruz. Bütün bunlann arkasındaki iti- ci güç de insanın merakıdır... Profesör Le Pichon, toplumun bilimin güçleri üze- rinde artan baskısına dikkat çekerek, bir değişim sü- reci yaşandığını ve toplumun baskısının toplumun ih- tiyaçlarına yanıt veren bir bilim oluşturma yönünde ileriediğini vurguluyor: "Çok doğal bir seyir izliyomz. Milli gelirin yüzde 2.5'u bilime gidiyor. Bu muazzam bir para ve bu paranın hesabını istiyorlar..." • • • Profesör Le Pichon bu gelişme karşıanda Fransa'da bilim adamlannın değerlendirilmesinde yeni kriterler ortaya çıktığına dikkat çekiyor. Artık, bilim adamı, salt yaptığı bilimsel araştırmalara, ürettiği bilgilere, öğre- tim yeteneğine göre değil, aynı zamanda bilimi hal- ka yaymakta, halka bilimsel servis vermekte göster- diği başarılar, yaptığı katkılaria da değerlendiriliyor. Yani popüler alanda neler yaptı? Bilim müzeleriyle ilişkileri var mı? Popüler yazılar yazıyor mı? Vs. • • • Bizim bilim dünyası bu gelişimeleri dikkatle izlemek zorunda... Profesör La Pichon ile söyleşiyi ve Türkiye de da- hil olmak üzere Doğu Akdeniz'in tektonik evrimi üze- rine CBT için yazdığı makalesini, iki hafta sonraki Cumhuriyet Bilim Teknik'te yayımlayacağız. Kısa... Kısa... Kısa... Kısa... Kısa. • Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay, hükümetin memura yıl sonuna kadar önerdiği yüzde 20'lik zammın, "Artık ölebilirsin" anlamına geldiğıni söyledi. • Dışişleri Bakanhğı Müsteşan Büyükelçi Onur Öymen siyasi danışma toplanülan kapsammda Almanya, Fransa ve Rusya'ya gklecek. Uluslararas! kargo taşımacılığı yapan bir fırma aracılığıyla Amerika kıtasındaki bir ülkeye 3 kilo 400 gram Afyon sakızı göndermeye çalışan Iran uyruklu 3 kişi yakalandı. • CHP Şişli ilçe örgütü. Hakkâri'nin Yüksekova üçesine gönderilmek üzere giyecek ve yiyecek >ardımı kampan\ası başlato. Türkiye Genel Hizmetler Işçıleri Sendikası 3, 6 ve 7 No'lu şubeleri. dün yaptıklan yazılı açıklamada, gözaltmda bulunan Sağlık-Sen üyesi Raziye Katırcı'nın serbest bırakılmasını istedi. • Boğaziçi L niversitesi KandiDi Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre, İskenderun Körfezi'nde dün saat 13.49 sıralannda 42 şiddetinde bir deprem meydana gekU. • Bahçelievler Belediye Başkanlığı iie Türk Kadınlar Birliği'nin işbirliğiyle düzenlenen "Bilinçli Kadın ve Kadın Sağlığı" konulu toplantı. bugün saat 12.30'da Bahçelievler N. F. Kısakürek KültürMerkezi'nde yapılacak. • Yaklaşan HABITAT-II Kent Zirvesi'ne hazuiık için İç Hatlar Geliş Sakınu'nun bakuna alınması doiayısıyla yurtiçi seyahat eden yolcular. 28 mart tarihinden itibaren Istanbul'a geüşlerinde Dış Hatlar Terminali Geliş Kaü'nda aynian salonu kuüanacaklar. • Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, bir köşe yazısında RP Genel Başkanı Erbakan ve partinin tüzel kişiliğine hakaret edildiği gerekçesiyle Hürriyet gazetesi köşe yazan Emin Çölaşan ve gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürii Hasan Kılıç'ı, 150 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm etti. • tşçi Partisi ü\elerinden Ahmet Şencan (Ahmet Amca) yaşamını yitirdi. 1922 > ılında Yugoslavya'da doğan Şencan, Nazi işgaline karşı sa\aşan Tito'nun partizan ordusu sailanna katılarak başladığı devrimci mücadeleyi, Türkiye'de İşçi Partisi üyesi olarak sürdürdü ve 12 Eylül sonrasuida tutuklanarak yargüandı. • Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Kürtçeyi yabancı dil kabul ederek seçim propagandasında Kürtçe konuşan eski Millletvekili Mahmut Alınak hakkında soruşturma başlattı. Bu yüzden ifadesi alınacak olan Alınak, dava açılması halinde 6 yıla kadar hapisle yargılanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle