Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 1996 PERŞEMBE
HABERLER
Diyarbakır DGM Başsavcısı, daha çok 'tecavüz ve soygun' gibi yüz kızartıcı suçlar işlediklerini bildirdi
Konıeıımııı suç dosyası kabarık
1000 korucu yargıda
OHAL Vali Yardımcısı Ertürk,
genelde sayılan 55 bin civannda
bulunan ve sürekli sayılan değişen
geçici köy koruculannın içinde PKK
ile işbiriiği yapanlann bile
bulunduğunu belirterek şu ana kadar
çeşitli suçlar nedeniyle 1000
civannda köy korucusu hakkında
yasal işlem yapıldığını söyledi.
'Büyük vahamet yaşanıyor'
Diyarbakır İHD Şubesi yetkilileri,
geçici köy koruculannın yarattığı
olay ve sorunlar nedeniyle bölgede
büyük bir vahametin yaşandığını öne
sürdüler. Köy koruculanna ayda bir
trilyon liraya yakın para ödendiğini
anımsatan ÎHD yetkilileri,
'Koruculuk sistemi kurulduktan bu
yana bunlara ödenen parayla
bölgemiz şimdiye kadar ihya edilirdi'
dediler.
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - PKK'ye karşı mücade-
lede 1988'lı yıllarda oluşturulan "ge-
çici köy konıculuğu" sisteminin, böl-
gede zaman zaman büyük sorunlara
yol açtığı bildirildi.
Şimdiye kadar bin korucu hakkjnda
çeşitli suçlardan dolayı yasal işlem ya-
pıldığı ve hemen hemen tümünün gö-
revine son verildiği öğrenildi. Korucu-
lann "PKK'yeyardım \eyatakligui'' ya-
nı sıra daha çok "kaçakçüik, kız kaçır-
ma, tecavüz ve soygun" gibi yüz kızar-
tıcı suçlar işlediği belirtildi.
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mah-
kemesi (DGM) Başsavcısı BddrSelçuk,
köy koruculannın daha çok "kaçakçı-
lık, hırsızhk, kız kaçırma, tecavüz ve
soygun" gibi yüz kızartıcı suçlar işle-
diklerini belirterek "Her meslekte ol-
duğu gibi korucularda da bölgenin aşi-
ret yapısından kaynaklanan bazı ne-
denİerden dolayı bu tür suçlan işleye-
biüyorlar" dedî.
Köy koruculannın Memurin Muha-
kematı Yasası 'na tabi olduklannı, Ola-
ğanüstü Hal (OHAL) Yasası ile bir il-
gilerinin bulunmadığını anımsatan Sel-
çuk, koruculann adli suçlanyla ilgili
cumhuriyet savcılıklannca haklannda
yasal işlem yapıldığını ifade etti.
Selçuk. PKK'ye yardım ve yataklık
suçundan dolayı DGM'de halen yargı-
lanmakta bulunan köy koruculannın
bulunduğunu kaydetti.
Kaç korucu suç işledi?
OHAL Bölge Vali Yardımcısı Ahmet
Ertürk, bölgede halen görev yapan ge-
çici köy korucu sayısının 55 bin dola-
yında olduğunu anımsatırken, bu sayı-
nın sürekli olarak değiştiğine dikkat
çekti. Gönüllülerle birlikte bu sayının
65-70 bin civannda olduğunu ifade
eden Ertürk, şimdiye kadar çeşitli suç-
lar nedeniyle 1000 civannda köy ko-
rucusu hakkında yasal işlem yapıldığı-
nı ve hemen hemen tümünün görevine
son verildiğini belirtti.
Köy koruculanndan PKK'ye yardım
ve yatakJık yapanlar olduğu gibi ken-
diliğinden silah bırakanlann da bulun-
duğunu anımsatan OHAL Bölge Vali
yardımcısı Ertürk, suç işlediği saptanan
korucular hakkında hiçbir müsamaha
gösterilmeden gerekli yasal işlemlerin
anında uygulandığını söyledi.
Ertürk. 55 bin channdaki geçici köy
korucusuna şu anda ayda 11 'er milyon
lira maaş ödendiğini bildirdi.
Insan Haklan Derneği (ÎHD) Diyar-
bakır Şubesi yetkilileri, geçici köy ko-
ruculannın yarattığı olaylar ve sorun-
lar nedeniyle bölgede büyük bir vaha-
metin yaşandığını öne sürdüler.
Köy koruculanna ayda bir trilyon li-
raya yakın para ödendiğini anımsatan
İHD yetkilileri "Koruculuk sistemi ku-
rulduktan bu yana, bunlara ödenen pa-
rayla fabrika yapılsaydı bölgcmiz şim-
diye kadar çoktan ihyaedilmişolurdu"
dediler.
Yetkililer, koruculuk sistemiyle ilgi-
li görüşlerini şöyle dile getirdiler:
"Geçici köy konıculuğu sisteminin
yaygınlaştığı 1988 vılından 19%'va ka-
dar geçen sürede, suç işlediği belirle-
nen bin kadar kö\ korucusunun görev-
den uzaklaşhnldığı ve haklannda yasal
işlem yapıldığı belirtiliyor. Gerçeği tam
olarak yansıtmadığı konusunda ciddi
şüpheler bulunan resmi açıklamalar-
daki rakamlann bile vüksek olması.
köy koruculannın yarattığı vahim du-
rumu ortaya çıkanyor.
Hükümet programlannda yer alan
'köy konıculuğu sisteminin yeniden
düzenleneceği ve kademeli olarak kal-
dınlacağı'vaatleri şimdiye kadar bir
türiü verine getirilmedi. Hatta daha da
yavgınlaştınldı. koruculuk sisteminin,
OHAL uygulaması kalksa bile devam
edeceği söy leniyor.
Koruculara ödenen maaşlar ileyapı-
lan silah, cephane ve malzeme yardım-
lan dikkate alındığında, köy korucula-
nnın Türkiye bütçesine getirdiği yük
ayda bir trilyon liraya yakındır. Bu sis-
tem uygulamaya konıüduğu yıldan bu
yana, koruculara ödenen paralarla şim-
diye kadar fabrika \ apılsa> dı, hem böl-
gemiz ekonomik \onden kalkınmış ve
hem de terör konusuna kökiü çözüm ge-
tirilmiş olurdu. Şu ana kadar bir mil-
yona yakın insana iş olanağı yaratılmış
olurdu.
Ne var ki bu vapılmadı. Bu tür yan-
hş uygulamalar nedeniyle, bölgemiz her
geçen gün yoksullaşmakta ve halk
giderek daha da büyük bir sefalet içine
terk edilmektedir."
içişleri Bakanı Cüney
'Hükümet
konağı
kuşatılmadı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Eskişe-
hir Milletvekili NecatiAlbay, TBMM'de, Şımak'ın
Beytüşşebap ilçesinde hükümet konağını kuşata-
rak birsanığın serbest bırakılmasını isteyen koru-
cular hakkında soruşturma açılıp açılmadıgını gün-
deme getirdi. İçişleri Bakanı Ulkü Güney, olayın
basına yansımasının ardından soruşturma basjat-
tığını belirterek "Ancak, olay basına yansıdığı gibi
ohnanuşnr. Güvenlik güçleri ve idarenin bir ihma-
ü söz konusu değüdir" dedi.
TBMM'de gündem dışı söz alan DSP Milletve-
kili Albay, basına yansıyan olayı anlatarak "Ka-
nnı adına görev yapan hâkün ve kaymakam, görev-
lerini nasıl verine getirecekler?" dedi. Albay, geliş-
melerin "Devlet yokmu" sorusunu akla getirdiği-
ni vurgulayarak ilçede silahlı kişilerce hükümet
konağı sanlmışken, asker ve polisin talebe karşın
yardım etmemelerinin anlaşılmaz bir tutum oldu-
ğunu söyledi. "Olağanüstü haL bölgede terörüön-
leyen değil terörü varatan bir konuma getmektedir''
diyen Albay, olaylarla ilgili soruşturma açılıp açıl-
madığını sordu. Albay' ın iddialanna yanıt vermek
üzere kürsüye çıkan İçişleri Bakanı Ülkü Güney,
konuyla ilgili basında çıkan yazıyı ihbar kabul ede-
rek inceleme başlattıklannı söyledi. Güney, şöyle
dedi: "Nesim Timur adındaki yurttaş, memura ha-
karet etmesi nedeniyle tutuklanıyor. İlçede tanınan
bir kişi olması nedeniyle aşiretine bağlı 25-30 kisi,
bırakılması yönünde talepte bulunmak üzere, hü-
kümet konağuun önüne geimişler. Güvenlikönlem-
leri nedeniyle bir olay olmamıştır. Gelen grup bir
süre sonra dağümışbr. Sanık avukan bir üst mah-
kemeye müracaatetmiştir. Sanık, bu şeküde serbest
bu-akilmısür."
Güney, "hükümet konağuun sanldığı yönünde"
çıkan iddialann da yanJış olduğunu savunarak in-
celemenin sürdüğünü, Adalet Bakanlığı'nın da so-
ruşturma başlattığını söyledi. Güney, olayda güven-
lik güçlerinin ve idarenin bir ihmalınin olmadığını
da sözlerine ekledi.
Federal Alman Anayasayı Koruma Örgütü'nün radikal akımlar raporu
6
PKK'ye yasak, şiddet getirdi'
BONN (Cumhuriyet)- "Fe-
deral Alman Anayasayı Koru-
ma Orgütü'<
nün. Almanya'da-
ki radikal akımlar ve örgütler
üzerine yayımladığı son rapor-
da, PKK'nin yasaklandıgı 1993
yılından beri ülkede şiddet ey-
lemlerine başvurduğu belirtil-
di. Raporda, "toplantı yasak-
laruıa aldırmayan PKK yan-
daşlannın zaman zaman Al-
man polisrvle bilinçli birbicim-
de çatışma aradıklan'1
ifade-
sinede yer venldı.
tçişleri Bakanlığı'na bağlı
Federal Alman Anayasayı Ko-
ruma Örgütü'nün ülkede fa-
aliyet gösteren radikal akım-
lar \ e örgütler üzerine yayım-
ladığı raporunda. PKK ve di-
ğer militan Kürt örgütlerine
geniş yeraynldı. Federal Al-
manya'da. çoğunluğunu Tür-
kiye"den gelen 450 bin ile 500
bin arasında Kürdün yaşadığı
belirrilen raporda. "TürkiveTde-
ki birçok Kürt örgütü kimiza-
man şiddet ve terör yoluyla
kendi bölgelerinde bir otono-
mi statüsii elde etmek ya da
bir Kürt devleti kurmak ama-
cıyla savaşıyor" görüşüne yer
verildı.
Raporda. 1993 yılında Al-
manyaidaki en büyük, etkili ve
militan Kürt örgütü olarak gös-
ÇHD'liler Agar'ın hak ve özgürlüklere yöneok saldnnlardan birinci derecede sorumlu olduğunu ileri sürdüler. (HATİCE TUNCER)
ÇHD'den Ağar'a karşı imza kampanyası
İstanbul Haber Servisi -Çağdaş
Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul
Şubesi üyesi avukatlar, Adalet Bakanı
Mehmet Ağar'ın görevden alınması
için imza kampanyası başlattı.
Ağar'ın emniyet genel müdürii olarak
görev yaptığı dönemde hak ve
özgürlüklere yönelik saldınlardan
birinci derecede sorumlu olduğu
belirtilen dilekçe, Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'e sunulacak.
ÇHD İstanbul Şube Başkanı Levent
Tüzel ve şube yöneticileri tarafından
dün İstanbul Adliyesi baro odasında
yapılan açıklamada, Bakan Mehmet
Ağar'ın hükümette Adalet Bakanı
olarak yeralmasının hukukçular
tarafından kaygıyla karşılandığı
belirtılerek şunlarsöylendi:
"Hukukçular olarak hukukla uzaktan
yakından ilgisi olmayan, geçmişi hukuk
dışı uygulamalarla dolu olan Mehmet
Ağar'ın Adalet Bakanhğı'nı kabul
etmediğimi/i ilan ediyor, görevden
alınması için çaba içerisinde
olacağunızı befirtiyoruz"
Levet Tüzel ve ÇHD üyesi avukatlar
yaptıklan açıklamanın ardından ilk
imzalan atarak kampanyayı
başlattılar.
NOTLAR /ORAL ÇALIŞLAR
Erkekler meclisinde
kadınlar üzerine muhabbet...
Zina suçu, erkeklerin icat ettiği bir suçtur. Kendisinde dört
kadınla evlenme hakkı gören Müslüman erkek de metresiyle
veya sevgilisiyle birlikte olmayı doğal hakkı sayan Batılı
erkek de aynı mantıkla hareket ediyorlar.
E
rkeklerin en hoşlandıklan, kadının beraber olabileceği erkeği
yaşamın tadını seçmesine kanşmaktan da geri
çıkardıklan işlerden birisi, durmazlar.
eşi yeya sevgilisi dışında Zina suçu, erkeklerin icat ettiği bir
bir kadınla birlikte suçtur Kendisinde dört kadınla
yaşamın tadını
çıkardıklan işlerden birisi,
r eşi yeya sevgilisi dışında
bir kadınla birlikte
olmaktır. Erkekler, aşkın ve tensel
hazzın çeşitliliklerinde dolaşmaktan
büyük bir zevk alırlar. Bir başka
güzel bir kadınla birlikte olmak
hayali. erkeklerin en çok özlem
duyduklan fantezilerindendir.
Erkeğin. güzel bir kadınla birlikte
olma isteği son derece insani bir
duygudur. Aşk ve tensel haz
konusundaki sınırlan aşmak
istemesi, onun içtepilerinin, insan
olmasmın doğal bir sonucudur.
Erkekler. güzel kadınlar üzerine
'muhabbet' etmekten büyük bir keyif
alırlar. Ama hiç düşünmezler ki
kadınlann da bir bedeni ve beyni
bulunmaktadır, onlar da aşkın ve
tensel hazzın farkındadırlar. "An şu
kadınla beraber olsam" diye düşünen
erkek, aynı şeyleri eşinin veya
sevgilisinin de hissedebileceğini
aklına getirmek istemez.
"Kadm muhabbetT yapan birçok
erkek, şu soruyla karşılaştığında
şaşınp kalır: "Senin eşin veya sevgilin
de tıpkı senin gibi bir başka erkeği
düşlese veya onunla birlikte olmak
istese ne yaparsın?" Bu soruya. "O
da benim gibi hareket edebilir"
diyecek kaç erkek çıkar?
Kendisi yeni sevgililer bulup eşini
veya sevgilisini terk eden öyle
erkekler var ki bırakıp gittiği eşini
ciddi ciddi kontrol etmekten de
vazgeçmez. Onun yeni bir erkekJe
olmasına tahammül edemez. O
kadannı "içlerine sindirenler" de
ev lenme hakkı gören Müslüman
erkek de metresiyle veya sevgilisiyle
birlikte olmayı doğal hakkı sayan
Batılı erkek de aynı mantıkla hareket
ediyorlar: Biz erkeğiz, istediğimizi
yapanz. tktidargücü, yüzyıllardır
erkekJerin elinde bulunduğu için,
sonın, hep erkeklerin bakış açısıyla
ele alınmış; kanunlar onlann gözüyle
hazırlanmış, yasakJar onlann
ihtiyaçlanna uygun şekilde
düzenlenmiştir. Kadınlar, haklı
olarak bugün, yasalardaki ve erkek
egemen sistemdeki kurallan
değiştinnek istiyorlar. Ama bu
değişiklikleri yapması gereken
Meclisimiz de ne yazık ki tamamen
erkek egemen bir çoğunluğa sahiptir.
Erkek egemen sistem, baskıcı ve
yasakçı bir sistemdir, tutucu bir
sistemdir. Bugün uygarlaşan ve
kendisine yeni ufiıklar arayan
erkekler de haklı olarak bu erkek
egemen sistemin acısını çekiyorlar.
Erkek egemen sistem yalnızca
siyasal sonuçlanyla değil. daha çok
toplumsal sonuçlanyla kadına
olduğu gibi erkeğe de acı çektiriyor.
Erkek de aşkı ve sevgiyi doya doya
yaşayamıyor, kadın da. tkiyüzlü bir
cinsel dünya, erkeği de kadını da
mutsuzluğa ve karşılıklı sahtekârlığa
itiyor. Öncelikle biz erkeklerin
harekete geçmesi gerekir diye
düşünüyorum. Önce erkek egemen
kanunlan, onunla birlikte erkek
egemen külfürü değişrirelim.
Kadınlann da istediklerini
sevebilecekleri, bizleri sevmedikleri
zaman özgürce hareket
edebilecekleri toplumsal ve maddi
ortamı yaratalım. Çünkü gerçek aşk
o zaman yaşanabilir. Cinsel haz, o
zaman bir derinlik kazanabilir.
Kadınlann üzerindeki en temel
baskı, ekonomik baskıdır. Bu
ekonomik baskı. geleneksel baskı ile
birleşerek onlann hayatlannı
erkeklere bağımlı hale dönüştüriiyor.
Iktidar ve para sahibi erkek,
cinselliği de kendi egemenlik alanı
olarak kullanmayı tercih ediyor.
Özgür erkeğin tercihi. özgür bir
kadın olmalıdır.
Demokrat erkeğin tercihi demokrat
bir kadın olmalıdır. Demokrat
olduğunu söyleyen birçok erkeğin, iş
kadın özgürlüğüne gelince ne kadar
maço ve despot olduklannı görmek,
kadınlannı hayal kınklığına
uğratmıştır. Evet biz erkekler, erkek
egemenliğine dayalı sistemi olduğu
gibi, cinsel dünyamızı da
değiştirmek istemiyoruz. Kolay
kolay da bu egemenlikten
vazgeçmeyeceğimiz anlaşılıyor. lşte
parlamentonun hali, 550'de 13 kadın
milletvekili.
Dünyayı ve Türkiye'yi değiştirecek
ve erkekleri de özgürlüğe
kavıışturacak güç kadınlann elinde.
Belki önce siyaset alanında
etkinliklerini artırarak yola
çıkacaklar. Ama asıl devrim cinsel
yaşamımızda olacaktır. Kadının da
bir bedeni ve beyni olduğu, eşi veya
sevgilisi dışında yakışıklı erkekleri
isteyebileceği ve arzulayabileceği
gerçeği unutulmamalıdır. Bu olanağı
onlar da kullanabilirler.
Erkekler, buna hazır ve razı mısınız?
Onlann da kadın dünyalannda,
"erkek muhabberi" yapmasına
yüreğiniz elveriyor mu?
Cekic Cüc tartısmaları
Seçenekler
olgunlaşıyor
• ABD, Çekiç Güç'ün süresinin uzatılması için
"temenni"lerini sunarken Türkiye de teknik
sorunlann aşılması için baskıda bulunuyor.
Çekiç Güç'te denetiminin artmasını isteyen
Türkiye. bu gücün basına bir Türk komutanın
geçmesini de istiyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, ABD,
Ingiltere ve Fransa tarafından oluşturulan Çekiç Güç'ün
Türkiye'deki görev süresinin uzatılıp uzatılmaması
tartışmalanyla birlikte, uluslararası güce verilecek yeni
statü için seçenekler de olgunlaşmaya başladı.
Çekiç Güç'te denetimini arttıracak olan Türkiye.
angajman kurallannı da işleterek bazı teknik sorunlann
aşılmasını istiyor. Uluslararası güce. büyük birolasılıkla
NATO içinde bir statü sağlanması bekJenirken diğer bir
olasılığın da koalisyon ortaklarından Ingiltere ve
Fransa'nın güçten çekilmesi ve Çekiç Güç'ün Türkiye
ve ABD arasındaki mevcut Savunma ve Ekonomik
İşbiriiği Anlaşması'na(SEİA) bir protokolle eklenmesi
olduğu kaydedildi.
Kuzey Irak'tayaşayan Kürtlerin Irak Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin'in saldınlanna karşı korunması
amacına yönelik olarak Adana'da Incirlik Üssü'nde
konuşlu olan Çekiç Güç'ün görev süresi 31 martta
doluyor.
Ankara'da görûşme
TBMM'nin uluslararası gücün Türkiye'deki geleceği
ile ilgili vereceği karar hakkında tartışmalar sürerken
Çekiç Güç'e verilecek yeni statü Ankara ve
Washington'da yapılan görüşmelerde ele alındı. Dışişleri
Bakanlıği Müsteşan Büyükelçi Onur Öymen ve
Genelkurmay II. Başkanı Örgeneral ÇevikBir'in mart
ayı başlannda ABD'ye yaptıklan; ABD Dışişleri Bakan
Yardımcısı Strobe Talbott ve Beyaz Saray'ın ulusal
güvenlikten sorumlu temsilcisi Sandy Berger'in de
Türkiye'ye yaptıklan ziyaretlerde, Çekiç Güç ile ilgili
seçeneklerin ele alındığı kaydedildi.
Uluslararası gücün işleyişindeki teknik sorunlann da
ele alındığı görüşmelerde. Çekiç Güç'ün NATO'ya
bağlanması ile SEİA kapsamına alınması seçenek-
lerinin ağırlık kazandığı belirtildi.
ABD, gücün süresinin uzatılması için *tetnenni"lerini
sunarken Türkiye de teknik sorunlann aşılması için
baskıda bulundu. Çekiç Güç'te denetiminin artmasını
isteyen Türkhe, bu gücün başına bir Türk komutanın
geçmesini de istiyor.
terilen PKK'nin yanı sırayan
kuruluşlan olan ERNK, FEY-
KA-Kurdistan, Kürdıstan Ko-
mitesi. Berxwedan Yayınevi
ve Kürdistan Haber Ajansı'nın
da (KURD-HA) yasaklandıgı
anımsatıldı. İçişleri Bakanlı-
ğı'nın bu yasağuıdan sonra söz
konusu örgütlerin yeniden ya-
pılanmaya gîttikJerinin anla-
tıldığıraporda,Aralık 1993'te
Köln'de Almanya Kürdistan
Enformasyon Bürosu'nun fa-
aliyete başladığı, KURD-
HA'nm KURD-A adıyla ye-
niden çalışmaya başladığı ve
FEYKA'nın yerine de Fede-
ral Almanya Kürt Dernekle-
ri Federasyonu'nun (YEK-
KOM) kurulduğu belirtildi.
Ey lemlerin listesi
Yasaklanmasıyla ülkedeki
faaliyetleri zoriaşan PKK'nin,
bu tarihten sonra şiddet ey-
lemlerine başvurduğu, za-
man zaman da Alman poli-
siyle bilinçli bir çatışma ara-
dıklan ifadesine yer verildı.
Raporda, PKK ve yan kuru-
luşlannın 1994 yılında Al-
manya'da gerçekleştirdikleri
olaylar ise şöyle sıralandı
-1994 yılı Nevnızu'nda 19
ve 28 mart tarihleri arasuıda
çıkan olaylarda 60€ kadar
gösterici gözaltına aiınırken
106poKsve itfaiye görevfci ya-
ralandL
- Ağustos ve eylül aylann-
da YEK-KOM tarafından dü-
zenlenen ve Bonn'dan Ce-
nevre'ye kadar uzanan bir bi-
siklet turunun başlangıç top-
lantısının bazı Kürt gençle-
rinin yasaklanan ERNK ti-
şöttleri giymesi ve bu grubun
polis tarafından dağıtılmak
istenmesi üzerine çıkan olay-
larda birçok polis yaralandı.
Göstericiler, Bonn ana pos-
tanesine saldırdılar.
-26eylülde Kürdistanh Öz-
gür Kadınlar Hareketi
(TAJK) tarafından düzenle-
nen, Mannheim'de başlayan
ve Strasburg'a uzanan Da-
yanışma Yürüyüşü'nde çı-
kan olaylarda bazı polis gö-
rev lilerinin üzerine benzin sı-
kıldı >e bir tanesi ateşe veril-
meyeçauşıldL 340 kadar gös-
terici gözaltına alındı. Ertesi
gün 200 yeni gösterici Mann-
heim'de toplanarak belediye
binasınıghİLToplanma yasa-
ğının kaldınlmasını isteyen
göstericilerle yetkililer ara-
sında yapılan görüşmeler so-
nucunda 250 Kürt kadını oto-
büsleıie Fransa sınınna geti-
riierek buradan Strasburg'a
yürümelerine izin veriklL
- PKK'nin yasaklanması-
nı protesto etmek amacıyla 26
kasım tarihinde Almanya'nın
çeşitli kentlerinde düzenle-
nen gösterilerde yine olaylar
çıktı. Özelliklc Kassel'da bir-
çok polis görevlisi yaralandı.
'Zoria bağış
toplanıyor'
Raporda ayTica."PKK'nin
faaliyetlerini finanse etmek
amacıyla Kürtlerdcn kimi za-
man şiddet yoluy la bağış top-
landığı, bağış yapmak iste-
meyenlerin ise dövüldükle-
ri" belirtildi. Raporda, bu gi-
bi durumlarla başa çıkabil-
mek amacıyla ihbarda bulun-
mak isteyen ya da tehdit edi-
len kişiler için özel telefon
hatlannın oluşturulduğuna
ve birçok kentte polis tarafın-
dan komisyonlar kurulduğu-
na dikkat çekildi.
Raporda. PKK'nin örgüt
disiplinine uymayanlan ceza-
landırdıği \xırgulanırken 1994
yılında ihanetİe suçlanan ba-
zı örgüt üyelerinin Hamburg
ve Bremen'da ağır yaralandı-
ğını. bir kişinin ise VVupper-
tal'da öldürüldüğü belirtildi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bilim ve Bilim Adamımn
Yeni Rolleri '
Dünyanın en önde gelen üç yerbilimcisinden biri Xa-
vier Le Pichon, önceki hafta ülkemizdeydi ve Colle-
ge de France'ın her yıl düzenlediği bir hafta süren ge-
leneksel seminerini bu kez İTÜ Genel Jeoloji'ye taşı-
mıştı.
Bilimciler dünyanın en ilginç bölgelerinden biri olan
Doğu Akdeniz'de ülkelerin/karaların nasıl yer değiş-
tirdiği konusunu hararetle tartışırırken, Xavier Le Pic-
hon ile günümüzde bilim ve bilim adamımn toplum-
dakiyeni rolleri konusunda ilginç ve keyifli bir görüş-
me gerçekleştirdik. Burada, bu görüşmenin ana nok-
talanna değinecegiz
•••
Bilim ve bilim adamı, gelişme süreci içinde bugün
toplumun her bakımdan odak noktalanndan birine otur-
du.
Dünün bilimsel gelişmesi, daha çok, tek tek bilim
adamlannın, büyük bilginlerin önemli buluşlanna, par-
lak beyinlerde çakacak ışıklara bağlıydı.
Doğa'nın en temel bilimsel yasaları böyle keşfedil-
di.
Günümüzde ise bilim artık büyük bilim adamlan-
nın keşifleriyle değil, büyük bilimsel ekiplerin çalışma-
larıyla ilerliyor.
Bilim bütün dünyayı saran dev bir çark döndürü-
yor.
Ve bütün önemli buluşlar artık bu çarkın dişlileri ara-
sında üretiliyor.
Bu durum, bilim dünyasının bugünkü birinci ger-
çeğini oluşturmaktadır.
• • •
Ikınci gerçek de şu: Artık bilim genelde küçük pa-
ralarla yapılan bir ış değil. Gerçi küçük paralarla ya-
pılacak çok önemli ve çok sayıda iş vardır. Ama bili-
min ana çarklan dev paralarla dönüyor.
Kamu bütçesinden bilime aktanlan büyük bütçe-
ler, bilimin günümüzde toplumla ilişkisini ve gelişme
sürecini belirleyen ana etken.
Artık bilim adamımn, salt kendi kafasındaki soru-
ların ve meraklann peşinde koştuğu dönemlerin gi-
derek sonuna gelinmekte.
Profesör Le Pichon'a göre, toplum, bilime aktardı-
ğı paralann, doğrudan toplumun yaranna dönük ürün-
lerini ve sonuçlannı görmek istemekte.
Le Pichon, "Artık bilimi toplumun gereksinimleri mi
yönlendiriyor" sorusuna şu yanrtı veriyor Insanlarbiz-
den artık sıfır riskli bir toplum yaratmamızı istiyor ve
bekliyor... Bu gerçeğin bir yansı. Üniversite, toplu-
mun ihtiyaçlanna, isteklerine yanıt vermek zorunda-
dır. Bize akıtılan paranın hesabını vermek zorunda-
yız. Gerçeğin ikinci yansı ise bilimin kendi istikame-
tindegelişmesidir. Bilimin kendimomenti var... Ikiya-
rartı iş yapıyoruz: Toplumun geleceği açısından önem
taşıyan teknisyen sınıfıyetiştiriyoruz, toplumun ihtiyaç-
lanna yanıt veriyoruz. Bütün bunlann arkasındaki iti-
ci güç de insanın merakıdır...
Profesör Le Pichon, toplumun bilimin güçleri üze-
rinde artan baskısına dikkat çekerek, bir değişim sü-
reci yaşandığını ve toplumun baskısının toplumun ih-
tiyaçlarına yanıt veren bir bilim oluşturma yönünde
ileriediğini vurguluyor: "Çok doğal bir seyir izliyomz.
Milli gelirin yüzde 2.5'u bilime gidiyor. Bu muazzam
bir para ve bu paranın hesabını istiyorlar..."
• • •
Profesör Le Pichon bu gelişme karşıanda Fransa'da
bilim adamlannın değerlendirilmesinde yeni kriterler
ortaya çıktığına dikkat çekiyor. Artık, bilim adamı, salt
yaptığı bilimsel araştırmalara, ürettiği bilgilere, öğre-
tim yeteneğine göre değil, aynı zamanda bilimi hal-
ka yaymakta, halka bilimsel servis vermekte göster-
diği başarılar, yaptığı katkılaria da değerlendiriliyor.
Yani popüler alanda neler yaptı?
Bilim müzeleriyle ilişkileri var mı?
Popüler yazılar yazıyor mı? Vs.
• • •
Bizim bilim dünyası bu gelişimeleri dikkatle izlemek
zorunda...
Profesör La Pichon ile söyleşiyi ve Türkiye de da-
hil olmak üzere Doğu Akdeniz'in tektonik evrimi üze-
rine CBT için yazdığı makalesini, iki hafta sonraki
Cumhuriyet Bilim Teknik'te yayımlayacağız.
Kısa... Kısa... Kısa... Kısa... Kısa.
• Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay,
hükümetin memura yıl sonuna kadar önerdiği yüzde
20'lik zammın, "Artık ölebilirsin" anlamına geldiğıni
söyledi.
• Dışişleri Bakanhğı Müsteşan Büyükelçi Onur Öymen
siyasi danışma toplanülan kapsammda Almanya,
Fransa ve Rusya'ya gklecek.
Uluslararas! kargo taşımacılığı yapan bir fırma
aracılığıyla Amerika kıtasındaki bir ülkeye 3 kilo 400
gram Afyon sakızı göndermeye çalışan Iran uyruklu 3
kişi yakalandı.
• CHP Şişli ilçe örgütü. Hakkâri'nin Yüksekova
üçesine gönderilmek üzere giyecek ve yiyecek >ardımı
kampan\ası başlato.
Türkiye Genel Hizmetler Işçıleri Sendikası 3, 6 ve 7
No'lu şubeleri. dün yaptıklan yazılı açıklamada,
gözaltmda bulunan Sağlık-Sen üyesi Raziye Katırcı'nın
serbest bırakılmasını istedi.
• Boğaziçi L niversitesi KandiDi Rasathanesi ve Deprem
Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nden verilen bilgiye
göre, İskenderun Körfezi'nde dün saat 13.49 sıralannda
42 şiddetinde bir deprem meydana gekU.
• Bahçelievler Belediye Başkanlığı iie Türk Kadınlar
Birliği'nin işbirliğiyle düzenlenen "Bilinçli Kadın ve
Kadın Sağlığı" konulu toplantı. bugün saat 12.30'da
Bahçelievler N. F. Kısakürek KültürMerkezi'nde
yapılacak.
• Yaklaşan HABITAT-II Kent Zirvesi'ne hazuiık için İç
Hatlar Geliş Sakınu'nun bakuna alınması doiayısıyla
yurtiçi seyahat eden yolcular. 28 mart tarihinden itibaren
Istanbul'a geüşlerinde Dış Hatlar Terminali Geliş
Kaü'nda aynian salonu kuüanacaklar.
• Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, bir köşe
yazısında RP Genel Başkanı Erbakan ve partinin tüzel
kişiliğine hakaret edildiği gerekçesiyle Hürriyet
gazetesi köşe yazan Emin Çölaşan ve gazetenin
Sorumlu Yazıişleri Müdürii Hasan Kılıç'ı, 150 milyon
lira tazminat ödemeye mahkûm etti.
• tşçi Partisi ü\elerinden Ahmet Şencan (Ahmet Amca)
yaşamını yitirdi. 1922 > ılında Yugoslavya'da doğan
Şencan, Nazi işgaline karşı sa\aşan Tito'nun partizan
ordusu sailanna katılarak başladığı devrimci
mücadeleyi, Türkiye'de İşçi Partisi üyesi olarak
sürdürdü ve 12 Eylül sonrasuida tutuklanarak
yargüandı.
• Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Kürtçeyi yabancı
dil kabul ederek seçim propagandasında Kürtçe
konuşan eski Millletvekili Mahmut Alınak hakkında
soruşturma başlattı. Bu yüzden ifadesi alınacak olan
Alınak, dava açılması halinde 6 yıla kadar hapisle
yargılanacak.