Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 1996 PERŞEMBE
12 HABERLER
Küreselleşmenin başkenti Davos'ta enflasyonla savaş ve tasarruflın erdemleri onaylandı
'Katil kapitalizm'ingeleceği• 1995 Aralık aymda
Fransa'da patlak veren işçi
hareketleri, "alarm çanı"
yerine geçmiştir. Davos
forumunun kurucusu Profesör
Klaus Schwab,
"Küreselleşme son derecede
kritik bir e\Teye girmiştir. Sert
önlemlere dönüş gereği
giderek artmaktadır.
Küreselleşme, birçok sayıda
ülkenin ekonomisine ve
siyasal istikranna büyük
zararlar vermiştir" demektedir.
IGNACIO RAMONET
Le Monde Diplomatique
gazetesi başyazan
7
970'ten bu yana her yıl, kış
ortasında, gezegenin belli
başlı sorumluluklan -devlet
başkanlan, uluslararası
büyûk kuruluşlann
yöneticileri- ekonomi,
serbest mübadele ve küreselleşme
konulanndakı gelişmeleri saptamak
için tsviçre'nin küçük kenti Davos'ta
bir araya gelırler. Dünyanın yeni
efendilerinin buluşma yeri olan Davos
ekonomık forumu, yadsınmaz biçimde
hiperliberalizmin merkezi,
küreselleşmenin başkenti, "tek
düşüncenin" önde gelen odağı haline
gelmiştir.
2 bin "küresel Hder", bu yıl da şaşmaz
bir alışkanlıkla, enflasyonla •
savaşılması, bütçe açıklannın
kapatılması, kısıtlayıcı para
politikalannın sürdürülmesi, emeğin
esnekliğinin cesaretlendirilmesi,
koruyucu-devletın parçalanması ve
serbest mübadelenin teşvik edilmesinin
geregıni onaylamışlardır.
Tasarrufiın erdemJeri
Bu "sevimH prensler**, dünyaya
aydınlık bir gelecek vaat etmişler.
ülkelerin dünya ticaretine artan
biçimde katılmalan, hükümetlerin
açıklan, harcamalan ve vergileri
aşağıya çekme yolunda caba
göstermeleri ile övünmüşler,
Fransa'da 1995'in Aralık ayında işçi ve öğretmenJerin başlatûgı grevier, ülkede yaşamı aJrtist etti.
özelleştirmeleri alkışlayıp tasarruflın
erdemlerinin altını çızrnişlerdir. Onlara
göre artık politik ya da ekonomik bir
alternatif yoktur, Intemet destekli
pazar tarafından sahiplenilen gezegen,
bir bakıma, sanki "tarihin sonunu"
yaşamaktadır. Rekabet onlann
gözünde tek "devindirici" güçrür:
"Örneğin, ister bir kişi, ister bir
kuruluş ya da bir ülkc olsun -diyc
acıklamaktadır Nestle'nin patronu
Helmut Maucher- bu dünyada hayatta
kalabilmek için önemli olan
komşusundan daha fa/Ja rekabet
gücüne sahip olmakür." Veyl bu çizgiyi
izlemeyen hükümetiere: "Çazar, onlan
anında cezaJandıracaktır -dfye uyanyor
Bundesnak'ın başkanı Hans
Tietmcyer- çünkii polirikacdar bundan
böyle finansaJ pazann denetimi
altindadır."
Fransız "İşçi Gücü" (Force Ouvriere)
sendikasının genel sekreteri Marc
Blondel ın de saptadığı gibi "kamu
gücü, en iyimser bakışla. kuruluşlann
taşeronu durumundadır. Hiikümet
eden "pazardır". Hiikümet ise
yöneticidir."
Zafer çığlıklan da eksik olmamıştır.
Microsoft'un patronu BiHGates,
"Amerika Birleşik Devletleri'nin
üstünlüğü artacaktır: Yeni teknolojiler
Amerikandır, pazann patlamasından
en çok biz çıkar sağlayacağız"
demektedir. Eski Fransız Başbakanı
Rayinond Barre ise. "Dünya, uzun
erimli bir gelişme sürecine girmiştir.
Sermaye, bundan böyle gezegenin
rümüne yayümıştır" diye şaktmaktadir.
Alarm çanlan
Ne var kı bu seçkın bilmışler
topluluğunda ilk kez bir kuşkunun,
giderek bir endişenin varlığı açıkça
duyumsanmış, iyimserhk dönemının
sona erdiği ortaya çıkmıştır. Bu konuda
1995 Aralık ayında Fransa'da patlak
veren işçi hareketleri, "alarm çanı"
yerine geçmiştir.Davos forumunun
kurucusu Profesör Klaus Schwab, ilk
uyanyı bizzat formüle etmıştir:
"KüreseUeşme son derecede kritik bir
evreye girmiştir. Sert önlemlere dönüş
gereği giderek artmaktadır.
KüreseUeşme çok sayıda ülkenin
ekonomisi ve siyasal istikranna önemli
zararlar vermiştir."
Başka uzmanlar daha da kötümserdir.
Ömeğin, Harvard Business Revıew'in
eski yöneticisi ve "The VVorld
Class"(Dünya Sınıfı) adlı eserin yazan
Rosabcth M'oss Kanter. 'Ücretlilerin
ne/dinde güven varatılmamalu. YereJ
topluluklann kentlerin ve bölgelerin
kürescUeşmeden yarar saglayabilmeleri
için kuruluşlar arasında işbirliğinin
örgüttenmesi gerekmektedir. Aksi halde
tkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana
benzeri görünmeyen sosyal
patlamalara tanık olunacaktir"
demektedir. Önde gelen enerji
kuruluşlanndan Asea Brovvn
Boveri'nin (ABB) alarm çığlıklan atan
patronu Percy Barnevik'in büyük
korkusu da aynıdır "Eğer şirketler
yoksulluğun ve işsizliğin önünü
kesmezlerse, varîıklılarla muhtaçlar
arasında gerilim artacak, terorizm ve
şiddet yayguıiaşacakür."
Bu endışe liberalizme en yatkın
çe\Telere de yayılmaktadır. ABD
demokrat senatörü Bill Bradley'e göre,
halihazir rekabet ateşi, iş güvensizliği
ve ücret düşüklüğü yüzünden
"Amerikan orta sınrfi giderek kötüleşen
bir biçimde yaşamakta, yaşam
düzeylerini korumak için daha fazJa
çalışmak zorunda kalmaktadır."
KüreseUeşmenin bedeli
Biraz da bu nedenle Amerikan haftalık
dergisi Newsweek, tek başlanna 363
bin ücretlinin işine son veren on iki
büyük patronu çarmıha gererken
"kiUercapitalizm"'i (katil kapitalizm)
suçlamakta tereddüt etmemiştir. "Bir
zamanlar toplu işten çıkarmalar ayıp
sayılır, yüzkarası bir davTaıuş olarak
görülürdü. Bugün işten çıkarmalann
sayıian artükça borsanın yüzü
gülmektedir", diyen aynı dergi de
şiddetli bir güce başvurma dönemine
dönüşten endişe
duymaktadır.u
Küreselleşme, sanayi
demokrasilerimizde yoksullaşmış ve
umudunu yitirmiş bir alt-sınıf
yaratmak üzeredir." Bunu söyleyen
kım? Öfkeli bir sendikacı mı? Eskil bir
Marksist mi? Hayır. Bunu günümüz
Amerikan Çalışma Bakanı Robert
Reich söylemektedir.
Amenkan Çalışma Bakanı
ücretlilenn sayılannda indirim yaparak
yurttaşlık görevlerine aykın hareket
eden şirketlenn cezalandınlmasını ve
ek bir vergı ödemeye mecbur
edilmesıni talep ermiştir.
Aklı selim kazanacak mıdır?
Sosyal gelişme olmadan tatmin edici
birgelışmenın olamayacağı sonunda
kabul edilecek mıdır
0
Sağlam bir
ekonomi, yıkılmış bir toplumun
üzerine nasıl bina edilebilir?
Ingiliz patronlar, ekonominin gelişmesi için ücretlerin arttınlması gerektiğini savunuyor:
Ücret-fîyat bağı yeniden sağlanmalı
JEAN-GABRIEL FREDET
Le Nouvel Observateur
"Ücretleri arttiratan!" Bunu
söyleyenin Fransa'nın en güçlü sol
sendika birliği CGT'nin Genel
Sekreteri Louis Vlannet olduğunu
sanıyorsanız, fena halde
yanılıyorsunuz. Bu slogan, kısa bir
süre önce Ingiliz Sanayi
Konfederasyonu'nun (TÜSlAD'tn
karşılığı) muhafazakâr başkanı Adair
Turner tarafından ortaya atılmıştır.
Turner, daha da etkili olması için bu
çağnyı geçen ocak sonu Londra'da
toplanan büyük Ingiliz gruplannın
ücret politikalan sorumlulan önünde
yapmıştı. Asgari ücret olgusunun
bulunmadığı ultraliberal bir ülkede
ortaya atılan bu düşüncenin gerekçeleri
ise beton gibi sağlam. "Son üç yüda"
diye açıkhyordu Turner, "tngfltere,
ücretlerk' fîyatlar arasında bağı
koparmışür. Bu olağanüstü durum.
ulusal gelir içinde ücretlerin düşmesine
yol açmıştır. Şimdi bunun tam tersini
yapmak gerekmektedir." Pekı ama bu
nasıl yapılacaktır?
Ücretlilerin şirketiere katdum
Ekonominin uzun erimli gelişmesi
ücretlerdeki reel artıştan geçmektedir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken.
bunun enflasyonun alevlenmesine ve
L
Adair Turner
ngiliz Sanayi Konfederasyonu'na göre,
bordro artık işin düşmanı değil. Britanya'nın
ultraliberalleri için bu görüş gerçek bir
devrim sayılıyor. Ancak Fransa'da patronlar
ve hiikümet aksi görüşte kararlı görünüyor.
kuruluşlann rekabet gücünü ortadan
kaldıracak maliyet başıboşluğuna yol
açmadan yapılmasıdır.
Ne var ki bu, oldukça cesaret isteyen
bir girişimdir. Adair Tumer, böylece,
esnekliğin kötü yanına sırtını çevirerek
-hisse dağıtımı ya da kâr payı yoluyla-
ücretlilerin şirketiere güçlü bir biçimde
katılımını hedefiemektedir. Bütün
bunlan laftan ibaret saymak, kuşkusuz
mümkün. Ama Ingiliz Sendikalar
Birliği TUC'un genel sekreteri ve aynı
zamanda hükümetin muhatabı Monks,
Turner tarafından ortaya atılan "yeni
görüşe" destek vermiş ve "Ingiliz
patronlan böylece motive edilmiş ve iyi
fiyat ödenmiş bir emeğin işlerin
yûrümesi için en iyi harcı oluşturduğu
gerçegini kabul etmektedir" demiştir.
Patron örgütünün sosyal işler
sorumlusu ve sozü edilen kültürel
devrimin ilham kaynağı John
Crittland'a göre, "Ekonomide esneklik
ve verimülik kuşkusuz son derecede
önemli olgulardır. Ama ücretler talebin
başuca uyancısu geüşmenin yakıtıdır.
Oysa rekabet uğruna ulusal gelirde
ücretlerin payı giderek düşmektedir
(1991'de yüzde 66.5,1994'te yüzde
625)." Başka bir deyişle işçilerin ve
orta sınıfin geliri gerilemiştir. Oysa
piyasalann canlt olduğu yıllarda böyle
bir olguya hiç rastlanmamıştır. Üstelik
bu değişim salt adaletsiz değil, aynı
zamanda da tehlikelidir. Yeniden bir
gerileme-deflasyon'a dönüşülmesini
engellemek için eğilimin tersine
çevrilmesi, ücretliler için bir "arü"
kaynağın ortaya konulması
gerekmektedir. Reel değer olarak
ücretlenn uzun vadede artışi
ekonominin hedefleri arasındadır. Ne
varkı Cnttland'ın bu hedefe vanlması
için koyduğu süre bu konuda herhangi
bir iyimserliğe ızın vermiyor.
Crittland'ın kişi başına reel ücret
artışının 20-25 yıl içinde ikiye
katlanması önerisıni, düş kınklığı
yaratsa da, yine ılginç saymak
mümkün.
Katıiımcı ekonomiye destek
Enflasyonun denetimden çıkması nasıl
önlenebilecektir? "Ücret artışlannı
kuruluşlar bazında kişiselleştirip geniş
bir görüş alam elde etmek ve fiyat
artışlannın ne yoldan olursa olsun
otomatiğe bağlı hareketini engellemekle
bu pekâlâ mümkündür. Aynı şey
ekipler bazında da yapılmalı, ücret
Tekçıkaryol: BanşasanlmakHÜSEYtV BAŞ
- w ~ -w-AMAS'ın
<
'dmselfanatizmşerbetiy-
M M Je"uyuşturup "ayaklı bombaya" dö-
^ ^ ^ J nüştürdüğü çocuk yaştaki "kamika-
^^^^J ze"lerinin art arda giriştikleri katli-
m m amJaria altmış masum insanın ölü-
JL. -^L~ müne, yüzden fazlasının yaralanma-
sma yol açmalan; onca emekle sağlanan banş süreci-
ni bir kez daha ciddi bir biçimde tehlikeye attığı bir sı-
rada devreye giren "Banş YapKilan"zirvesiyle son
anda direkten dönmüş görünmektedir. Son çırpınışla-
n simgeleyen kamikazeler, Japonya'yı yenilgiden kur-
taramamıştı. HAMAS'ın cennet vaadiyle kandırdığı
lslamcı kamikazeleriyle, Israil'deki fanatikJerin ve
çevredeki despot rejimlerin ekmeğine yağ sürmekten
öte bir başan elde etmeleri mümkün değildir.
Batıdan ve doğrudan çok sayıda ülke liderinin ka-
tıhmıyla Şarm El Şeyh'de düzenlenen zirvede, tsrail
ile Filistin arasındaki banş sürecinin Filistinlilerin
içinde bulunduğu acil ekonomik ihtiyaçlara öncelik ta-
nınarak destekJenmesi, dahası ikili işbirlikleri yoluy-
la bölgede ve uluslararası alanda terörün kaynaklan-
nm kurutulması karar alrına alınmıştır. Zirveye katı-
lan ülkeler, otuz gün içinde hazırlayacaklan bir kara-
n katıiımcı ülkelere sunacaklardır.
Teröre destek veren ülkeler
Şarm El Şeyh fonımunda alman kararlann hangi ül-
keleri hedeflediği kimsenin saklısı değil. Bu ülkeler
foruma katılmayı reddederek, kimliklerini belirtmiş-
lerdir. lran, Suriye, Libya, Sudan ve kimi şeriatçı ve
despot şeyhliklerin Israil'le Filistin arasındaki banş sü-
recini engelleyerek Filistin'de fslami bir düzen kurul-
masmı amaçlayan HAMAS'a gizli-açık çok yönlü
destek verdiklerini sağır sultan bile bijmektedir. Üs-
telik bu, somut kanıtlanyla ortadadır. Ömeğin bir sü-
re önce Saraybosna'da bazı Iranh fanatik dinciler ey-
leme hazırlandıklan bir sırada silahlanyla birlikte ya-
kayı ele vermişlerdir. Bu ülkenin çatişmanm başından
bu yana Bosna'da bir "tslam cumhuriyetPkurulması
için lslamcı kesimlere, silah dahil her türlü yardımda
bulunduğu yine herkes tarafından bilinen bir gerçek-
tir. Iran'ın Türkiye'de de benzer faaliyetler sürdürdü-
ğü konusunda da önemli ipuçlan olduğu resmi ma-
kamlarca ileri sürülmektedir.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde kanlı eylemlere imza
atan lslamcı fanatikJere her türlü maddi ve siyasal des-
tek veren ülkelerin saptanmasını öngören zirve kara-
nnın, daha sonra girişilmesi beklenen ve "kmama-
dan", etkjsi denenmiş "ambargo"ya uzanan "yaptı-
nmlar" konusunda özellikle Batılılar arasında derin
görüş aynlıklannın bulunması, sözü edilen kararlann
uygulanmasının sanıldığı kadar kolay olmayacağını
ortaya koymaktadır. Ömeğin lran ve Suriye ile önem-
li ekonomik rlişilere sahip Fransa ve Almanya, gide-
rek tüm Avrupa Birliği, bu ülkelerle "eleştireldiyalog-
dan"yana olduklannı açıklamışlardır. Bunun anlamı
açıktır. Batı Avrupa, bölgeyi ve dünyayı tehdit eden
fanatik teröre karşı bile olsa önemli tecimsel çıkarla-
nndan kolay kolay vazgeçmeyecekler, iş yaptınmlara
gelince, "ipe un sermeye" çalışacakJardır. Fransa ve
Almanya gibi ülkelerin Körfez savaşı öncesinde ve sı-
rasında Irak'la alışverişlerini sürdürdükleri, hatta Sad-
dam'ın güçlü annadasının oluşmasmda belirleyici rol
oynadıklan henüz belleklerden silinmemiştir. Zehırii
gaz üreten teknolojileri Irak'a Alman firmalan tara-
fından sağlandığı da yine kimsenin sakJısı değildir. KJ-
saca, önemli tecimsel çıkarlar söz konusu olduğunda.
anh şanlı insan haklan savunucusu büyük dev letler, za-
man zaman bu onursuz politikalan benimsemekte sa-
kınca gönnemektedirler.
İsrail ektiğini biçiyör
Üstelik işin içinde siyaset gereği girişilen bazı ay-
mazlıklar da vardır. Örneğin Tel-Avi\ "in Arafafın li-
derliğindeki Filistin kurtuluş cephesini zayıflatmak
için şu ya da bu biçimde HAMAS'a destek verdiğin-
den söz edilmektedir. Bazı çevrelere göre İsrail, şim-
di ektiğini biçmektedir. Rabin'in öldürülmesinin ar-
dında aşın fanatikJerin etkin olduğu gizli servislerin
bulunduğu kuşkulan da yok değildir. Daha açık bir de-
yişle banşa tehdit salt lslamcı fanatiklerden gelme-
mektedir. Ama her şeye karşın çıkış yolu, her iki taraf
için de banşa sanlmaktan geçmektedir. Ancak bu ko-
nuda her iki tarafa da önemli görevler düşmektedir,
Zirvede vanlan uluslararası destek, banş sürecine ye-
ni bir ivme kazandıracaktır.
Süreç, ne denli haklı bahanelere dayandınlırsa da-
yandınlsın, savsaklanmamalıdır. Filistin devletının
tam olarak kurulmasına ilişkin sürece hız kazandırmak
banşın en güçlü teminatıdır. Fransız Cumhurbaşkanı
JacquesChirac'ın da önemle altını çizdiği gibi, önce-
likJer arasında öncelik, Filistin halkının ekonomik ola-
rak ayağa kaldınlmasıdır. Ne var ki bu, Amerika ve
Batı Avrupa Birliği başta olmak üzere banştan yana
tüm ülkelerin Filistin halkına acıl, yoğun, kapsamlı ve
süreldi bir ekonomik yardımı ne ölçüde gerçekleşti-
rebileceklerine bağlıdır.
artışlannın performansla olan bağı
korunmahdır." Buradaki "felsefe" açık:
ücret skalası ve "merdivenindeki" katı
tutum kınlmalıdır. Ingiliz şirketlerinin
üçte biri şimdiden vergi yetkilıleri
tarafından da onaylanan, finansal bir
avantajın yanı sıra değerlerin
tanınmasına da yol açan bir katılım
sistemini hayatageçirmiştir.
ingiltz patronlannın birdenbire,
yakında John Major'un muhafazakâr
iktidannın yerini alması beklenen işçi
Partısi Başkanı Tony Blair'in ıstediği
"katıiımcı ekonomi"ye sahip çıkmalan,
çoklan için şaşırtıcı olmuştur. Ama
patronlar bunu şöyle yanıtlıyorlar: Bu
düşünce İşçi Partisi'ne özgü değildir.
Biz her zaman "ücretfilere kârdan pay
verihnesinden yana olduk".
Enflasyonu dizginlenmış, Avrupa'nın
en az vergi yüküne sahip ülkeleri
arasında yer almasından kaynaklanan
ucuz emek sayesinde Ingiltere, işsizliği
eritmek için esnekliği ve geçici işi son
kertesine kadar kullanmıştır. 29 aydan
bu yana iş talebı kesintisiz
gerilemektedir (Fransa'daki yüzde
11.8"e karşılık yüzde 7.9). Aynca
sanayideki verimlilik Almanya ve
ABD'ye oranla iki katı daha fazla
hızda artmaktadır
Aldaır Tumer. Thatcherizmin on altı
yıldan bu yana tarihe gömdüğü talebi,
ücretlerin arttınlması yoluyla yeniden
canlandınnaya çalışıyor. Ne ölçüde
başanh olacağını zaman gösterecek.
Denetimli ücret arüşı
Fransa'daki dunım, bundan pek farklı
değil. Ücretlerin arttınlması neredeyse
ulusal bir slogan. Sosyalistler,
"öcretterde denetimli" bir artışı
" savunuyorlar. Eski Başbakan Edouard
Balladur'un ise "alım gûcünün"
arttınlmasmdan yana olduğu biliniyor.
Konunun uzmanlanndan Fransız
Ekonomik Konjonkrürler
Gözlemevi'nin (OFCE) Başkanı Paul
Fitoussi'yc göre. "kamu harcamalan
kaldıracıyla piyasanın
hareketlendirilmesi mümkün değil.
Özel sektörde ücretlerin arttınlması
denenmeüdir. 1997'den itibaren de aynı
şey devlet sektöründe yapılmalıdır."
Neden olmasın? Ücretlereki küçük bir
artışm bile Fransız işçisine yardımcı
olacağından kuşku vok. Ancak Fransız
TÜSİAD'ı (CNPF)'buna karşı
çıkmaktadır. Fransız patronlanna göre
böyle bir girişim şiretlerin kârlannı
silip süpürmekJe kalmayacak, etkisi de
hemen sıfır düzeyinde olacaktır.
Ücretliler tüketim yerine tasarrufa
devam edeceklerdir. Hükümet de aynı
fikirde görünmektedir. Çalışma Bakanı
Jacques Barrot, "Evet, ücret bordrosu
işin düşmanı değildir" görüşünü
savunmakta, ama, Başkan Chirac'ın da
altını çizdiği gibi, "Tüketimin düşmanı
issizliktir" de demektedir. Tüketimi
arttırmak için küçük önlemlerle
yetinen Başbakan Juppe'nin ise bu
konuda dişe dokunur bir şeyler
yapması uzak bir ihtimal olarak
görünmektedir.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Kurtuluş Savaşı Anıları...
TÜYAP Izmır Kıtap Şenfiğı'nde, Erdoğan Sorguç, ba-
bası Ibrahim Ethem Sorguç'un, Kurtuluş Savaşı Ânıla-
n'nı armağan etti. Kıtap öyle sardı kı eiımden bırakama-
dım. Başucu kitabım oldu. Yedek Pıyade Teğmen Ibrahim
Ethern, kısa günlük notlarla, Kurtuluş Savaşı'nın günce-
sini tutmuş. Yer yer şiirsel bir anlatımı var.
Babasının anılannı yayımlayan Erdoğan Sorguç ile ağa-
beysi Orhan Sorguç, Konya lısesinden arkadaşlanm. Or-
han, sınıf arkadaşım, Erdoğan, ondan iki yaş daha küçük.
Onlar, Antalyalı, ama Konya'da okuduklan için kendileri-
nı Konyalı sayarlar.
Ibrahim Ethem, önce Fılıstin'e göndenlır, öğrenimi ya-
nm bırakılarak. Öğretmen okulu son sınjfından alınıp gö-
türülmüştür. Birinci Dünya Savaşı'nda, Filistin cephesin-
deki serüveni tutsaklıkla sonuçlanır. Iskenderıye'de, ingı-
lizlerin elindedır. Tutsaklık bittikten sonra Istanbul'a götü-
rülüp, terhis edilirler. Ibrahim Ethem, 26 Ağustos 1921 'de
deftenne düştüğü güncesınde, bir yerde şöyle der:
"Arkadaşlanmızın pek çoğu meydanı harpte bugün
kahramanlar gibi çarpışmaktadıriar. Biz burada (Antal-
ya'da) beş on kişi kalmıştık. Fakat biz de bugün hareket
ediyoruz.
Sakarya Muharebesinde zabitan zayıatı (ölümü) fevka-
lade bir raddeye (çizgıye) geldığınden ordudaki bu boş-
luğu doldurmak için bılumum ihtiyat zabıtanının (yedek
subaytannınj suratle cepheye sevklen Müdafaai Milliye
Vekaletınden (MilliSavunma Bakanlığı'ndan) ehemmıyet-
le askeriikşubelehne emredilmış olduğundan, bıze de şu-
beden birkaç gün evvel dertıal hareket etmemız için emir
venldı.
Cepheye gıdeceğımden son derece memnunum. Bü-
tün düşüncelenm cepheye ve muharebeyeaıt. Turitün bu
ebedi düşmanı ile çarpışacağımdan dolayı duyduğum
gururu hiçbir vakit tarifedemeyeceğim.
Birkaç gün evvelşubemizden emrialıralmaz derhalkâ-
tip olarak çalışmakta olduğum evkaf müdühyetine gide-
rek orduya iltıhak edeceğimi bildirmış, halihazır maaşımı
alarak hareket hazırlıklanna baş/amıştım... "Ibrahim Et-
hem'in güncesinden kimilerı şöyle:
23 Eylül 1337 (1921) Sivrihisar - Yağmur öğleye ka-
dar devam etti. Yağmuraltmda bir yürüyüşle saat dörtalaf-
rangada (16.00) Sıvrihısar'ı ışgal ettik. Fırka mızıkası bı-
zim taburun önünde idı. Halk şehnn hancinde bizı karşı-
ladı ve şıddetle alkışladılar.
Sivnhısar gayet dik ve yalçın bir dağın eteğinde ve önü
genış bir ova. Şehrin en güzel evleri Ermenılerde imış. Ha-
len Ermenı namına kımse kaJmamış. Biz de onlann evle-
rine yerteştık. Fakat ne cam var, ne de çerçeve. Sabaha
kadar gece üşudük.
24 Eylül 1337 (1921) Cumartesi - Duşman şehırde
tahribat yaprnamış. Turk köylennı Yunanlılara yaktırmak
maddesınden hüküm gıymiş binsi bugün öğle üzen çar-
şıda asılarak idam edildi. Nöbetçi zabıtıyım. Ağabeyime
ve arkadaşlara mektup yazdım.
25 Eylül 1337 Pazar - Kaldığımız evın açık pencerele-
rine çuval gerdık ve gecemızı gayet rahat geçırdik. Alayı-
mız bugün ilk defa talime çıktı.
26 Ağustos 1338 (1922) Cumartesi - Taarruz
Sabaleyin 5.15'te topçulanmız ateşe başladılar. Taarruz
ilerlıyor. Şımdıye kadar her tarafta şiddetli pıyade ve top-
çu muharebesı var. Etrafımıza pek çok top mermtsı düş-
tü. Top seslerınden kulaklanm fenalaştı. Pek şiddetli top-
çu ateşı altında 3. Taburumuz ile 10. Alay kahramanca bir
hücumla duşmana saldırdılar. Şımdı vakıt ıkındiye yakın.
3. Tabur daha evvel zaptertığı Kuçük Kalecık'te sebat edı-
yor. 10. Alay da Poyralı'yı ışgalden sonra ılen harekâtına
devam ederek tepelerı aştı görmuyoruz. Muharebe akşa-
ma kadar bütün şıddetı ile devam etti. Bugün Tezeklı Yay-
lası'na vakı olan hücumlanmızla 8. Fırkanın Kurtkaya'ya
taarruzu akim kaldı (sonuçsuz kaldı). -* -• '
26-27 Ağustos - Gece
Santepe'nın Küçük Kalecik'e müteveccih (dönük) olan
boğazı kapama vazifesını aldım. Muharebe fasıla ile ge-
ce her tarafta devam etti. Pek çok serseri kurşun geldı.
Dünkü 1. ve 2. bölüğün taarruzunda Yuzbaşı Irifan Efen-
di ile Mülazım (teğmen) Kemal Efendi yaralıdır. Bizim bir
yaralımız var. Efraddan da (erlerden de) yırmıye yakın ya-
ralı ve şehit vardır.
8. Fırka akşamdan sonra Kurtkaya'ya 136. Alay ile bir-
likte yine taarruz yaptı ise de muvaffak olamadt.
27 Ağustos 1338 Pazar
Güneş doğduktan sonra Niyazi'den mektup aldım. Her
tarafta şiddetli muharebeler oluyor. Sabah yine bomba gü-
rültülerı arasında Kurtkaya sukut etti (düştü). Şiddetli top-
çu ateşi altında etrafımızdaki tepeler kıt'alanmız tarafın-
dan zaptedıldı. Öğleden sonra hareket ettık. BataryaJan-
mızın yanından geçerek Tezekli yaylada ordugâh kurduk.
Düşman burada külliyetlı (çok) mıktarda sılah bomba ve
eşya bırakarak kaçmış. Dört cebel (dağ) topu ile dört adet
de makınalı tüfek var. Bir tane silah aldım. Etraftaki tepe-
ler şehitlerımiz ve düşman olulenyle dolu. Pek fecı ölüler
gördüm. Düşman siperlennı gezdik. Afyonkarahisar'da
yangın var. Düşman her tarafta perişan edıldığinden "ıle-
ri"emrinı aldık. Afyonkarahısar'ın garp şımalındekı (kuzey
batısındaki) tepelerde bulunan askerimizin ve bızım me-
serretimize payan yoktur (sevıncımiz sonsuzdur)...
Piyade Teğmen Ibrahim Ethem Sorguç'un yapıtı için
oğlu Erdoğan Sorguç'a başvurulabilır. (Telefonu: 0 232
421 43 67) Kitabı geçen yıl gören, okuyan Metin Toker,
Milliyet'te 24-25 Aralık 1995'te iki güzel yazı yazmış. Baş-
ka yazılar da çıkmış. Okunacak bir yapıt...
• • •
Vedat Dalokay ı. eşı Ayçeıle oğullan Banş'ı beş yıl ön-
ce bugun bırtrafik kazasında yrtirmiştik. Öksüz kalan Ba-
iamir, Hakan, Sibel, Gözde ye uzun yaşam dilıyorum.
BULMACA SEDAT YAŞAYAM
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Işsız güçsüz
gezmek. 2/ Tavır,
davranış... Un. et
vebamyaıleyapı-
lan bir yemeİc. 3/
"' aldı özge
âteşimizden şerâb
ü gül/Peymâne
söylesm bunu gül-
zâr söylesin"
(Yahya Kemal)...
Kiraya venlerek
gelir getırenmülk.
4/ Güneyden esen
yel... Küçük erkek " _
kardeş. 5/ Hayvanlara vuru-
lan damga... Budun ön kıs-
mından elde edilen dana etı.
6/ Dolma yapmak için hazır-
lanan kanşım... Ekmek ufağı.
7/ Halk dilinde eski ayakka-
bıya verilen ad... Karşı cms-
ten btrine ilgi göstererek gön-
lünü kazanmaya çalışma. 8/
Düzenli olarak ekim yapılan
arazi... Atasözlerine dayanan
didaktik Çin şiıri. 9/ Yumur-
ta biçiminde yapılan ve sekız
deliğı olan üflemeli bir çalgı.
YUKARIDAN AŞAĞFYA:
1/Kent dışında, başta eğıtım olmak üzere özel amaçlar için
kunılan yerleşme birimleri; kampus. 2/Eskı Yunan mimar-
lığında müzık ve tiyatro gösterilerinin sunulduğu yapı...
Yankı. 3/Güney Afnka Cumhunyetı'nın para bırimi... Ya-
banıl ıncır ağacına ve bu ağaçlarda döllenmeyi sağlayan si-
neğe venlen ad. 4/tskambilde ikıliden altılıya kadar olan kâ-
ğıtîar. 5/Su... Başlıca içeceğımız... Fazlaj'ağmur nedeniy-
le tahıllarda göriilen sürme hastalığı. 6/ Ustün bir yetkınin
gücünü simgeleyen değnek... Satrançta bırtaş.. Birbağlaç.
II Yerfıstığı. 8/Judo ve karatedeki en üst derecelere verilen
ad... Kapalı ve dört tekerlekli bir at arabası. 9/Genellikle
Uzakdoğu ülkelerinde B vıtamıni eksıklığinden doğan bir
hastalık.