Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 1996 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Çanakkale'de Can Verenler...
Yrd. Doc. Dr. OKTAY GÖKDEMİR
Mersın İfnıversıtesı Fen-Edebnat Fakülîesı, Tarıh Bölümü
X
X yüzyılınenonemlısı-
yasal ola>lanndan olan
l Dunya Savaşı, hem
nedenlen hem de sonuç-
lan açısından XX yuz-
yılda dunya insanlığının
sıyasal, sosyal, ekonomık ve kulturel ge-
lışmelennı dennden etkılemıştır 1 Dun-
ya Savaşı, sanayıleşmış dunya devletle-
nnın kendı aralanndakı rekabetlennın bır
sonucu olarak dunyayı yenıden paylaş-
malanydı XIX yuzyılda tngıltere, Fran-
sa, Çarlık Rusyası gıbı devletler kendı
sanayılenne hammadde ve pazar arama
savaşımını başlatmışlar, bu sa\aşım gı-
derek dunya sermayesının merkezıleş-
mesıne ve uretımın yoğunlaşmasına ne-
den olmuştur
XIX yuzyıhn ıkıncı yansından sonra
tıcaret kapıtalızmınden sanayı kapıtalız-
mıne geçen bu devletler, meta ıhracından
sermaye ıhracına yonelerek kapıtalızm
öncesı ekonomık ılışkıler surecını yaşa-
makta olan ulkelen kendılenne bağımlı
hale getırerek "emperyalizm" tenmı al-
tında dunya sıyasat coğrafyasını kendı
aralannda paylaşmışlardı 1870'lerden
sonra bu kervana Avrupa'da ulus-devlet
süreçlennı tamamlayarak kısa zamanda
sanayıleşen Almanya ve Italya'nın da ka-
tılmasıyla bu dev letler arasındakı rekabet
gıderek kızışmış ve temel ılgı alanlan da
Osmanlı lmparatorluğu olmuştur Zıra,o
dönemde Ortadoğu topraklan uzennde
petrolun bulunması ve bu maddenın sa-
nayıde kullanılan temel hammaddeler-
den bın olması Osmanlı topraklan uze-
nndekı emperyalıst savaşı daha da gûç-
lu kılmıştır
"Doğu sorunu", "hasta adam" gıbı
kavramlarla Osmanlı Imparatorluğu'na
yaklaşan emperyalıst devletler arasında
gıderek güçsüzleşen Osmanlı İmparator-
luğu ıse 1 Dûnya Savaşı'na kadar sıya-
sal varlığını emperyalıst devletlenn ken-
dı aralanndakı çıkar çatışmalanndan ya-
rarlanarak surdürmuştur II. Abdülha-
mit'le bırhkte Almanya'yı obur dev letle-
re karşı denge oğesı olarak goren ımpa-
ratorlukta 1 Dunya Savaşı'na dek Al-
man etkısı kendısını gostermıştır 1914'e
gelındığınde Avrupa'da bloklaşmanın
kurumsallaşması, Balkanlar'dakı ulusçu-
luk hareketlen, Fransa ıle Almanya ara-
sındakı Alsace-Loraine sorunu dunyayı
patlamaya hazır bır bombaya dönuştûr-
muştu Bombanın fıtılı ıse Saray-Bos-
na'da Av usturya-Macanstan velıahtının
bır Sırplı tarafmdan oldurulmesıyle ateş-
lenmıştır Boylece dunyayı dort yıl bo-
yuncakanabulayacakolan 1 Dunya Sa-
vaşı başlıyordu
Osmanlı Devletı'nın başında bulunan
İttıhat ve Terakkı onderlen Cemal, Enver
ve Talat paşalar bu savasa Osmanlı Dev-
letı'nı suruİderken Almanya ıle bır bağ-
laşma yapıp ımparatorluğun ekonomık
ve sıyasal çokuşünu durdurmak ıstemış-
lerdı Boylelıkle Duyun-u Umumıye'den
kurtulunacak, kaybedılen toprak parçala-
n yenıden ele geçınlecek, ozellıkle En-
ver Paşa'nın dûşuncesınde somutlaşan,
Rusya'dakı Turklerle sıyasal bırleşme ya-
nı "Turan hayaJleri" gerçekleşmış ola-
caktı Almanya ıse Osmanlı padışahının
elınde bulunan halifelikmakamından ya-
rarlanarak tum dunya Muslumanlannı
tngılız, Rus ve Fransız askerlenne karşı
savaştırabıleceğını ve Avrupa'da Fransa
ıle mucadele venrken Osmanlı ordusunu
Ruslara karşı kullanabıleceğını düşune-
rek böyle bır bağlaşmanın altına ımza at-
mıştı Butun bu gelışmelenn sonucunda
Osmanlı Devletı bır oldubıttıyle -Yavuz
ve Midilli senaryosu- 1914 yılında 1
Dünya Savaşı'nın ıçensınde kendısını
bulmuştu
Alman Genelkurmayrnın emırlenyle
Galıçya'dan Sunye, Hıcaz, Yemen ve Fı-
lıstın cephelenne kadar çok genış bır
alanda mucadele eden Osmanlı ordusu,
Çanakkale Savaşı'na gelındığınde bu
cephelenn hıçbınsınde başanlı olama-
mıştı Çanakkale Savaşı oncesınde tngı-
Iız Donanma Bakanı W. Churchill, Ingı-
lız donanmasının Mannara'ya gınp îs-
tanbul'uteslım alacağını ve Osmanlı lm-
paratorluğu'nun ışının bıteceğını hesap-
lıyordu Butun koşullar, lngılızlere Ça-
nakkale'yı kolayca geçebıleceklen umu-
dunu venyordu Çanakkale kolayca ge-
çılınce Doğu sorunu çozumlenecek, Rus-
ya'ya gereksınımı olan sılah, cephane ve
malzeme gondenlerek Almanya ıkı ateş
arasına alınacak ve savaş kısa zamanda
ıtılaf devletlennın yengısıyle sonuçlana-
caktı
Bu bakımdan Çanakkale Savaşı, 1
Dünya Savaşı'nın gelışmelennı ve sonu-
cunu etkılemesı açısından buyûk onem
taşıyordu Irak, Sunye ve Kafkas cephe-
len gıbı kısmı bır cephe değıl, savaşın so-
nunu etkıleyecek bır cepheydı 18 Matt
1915'te tngılız ve Fransız donanmalan
ıkı hat halınde Boğaz'ı geçmek ıçın sal-
dırdılar, ancak 17 Mart 1915 gecesı Turk
mayın gemısı Nusret, Boğaz'ı mayınla-
mıştı Itılaf donanmalan Boğaz'ı geçe-
meyınce Gelıbolu Yanmadası'na asker
çıkararak dunyanın en büyuk savunma
savaşlanndan bınnın başlamasına neden
olmuşlardı
Emperyalızm, Ingılız John'la Fransız
Pıerre'ı, Anzak Benjamın'le Hıntlı Mus-
lüman Abdurrahman'ı ve Çanakkale Sa-
vaşı'nı olumsuzleştıren tûrkude olduğu
gıbı "kimi on beşti, kimi evli"Anadolu
Memet'lennı, Boğaz'ın mavı sulannda
karşı karşıya getırmıştı 1 Dunya Sava-
şı başladığında Sofya'da ataşemılıter ola-
rak gorev yapan Mustafa Kemal. Çanak-
kale Savaşı başladığında, once Tekır-
dağ'dakı 19 Tumen Komutanlığı'na
atanmış ve daha sonra da Anafartalar ve
Conkbayın'nda 57 Alay'la Çanakkale
Savaşı'nın Turklertarafından kazanılma-
sına buyuk katkı sağlamıştı O, Alman
komutan Liman Von Sanders'ın savaş
planını beğenmıyordu Çunku San-
ders'ın planı ıtılaf askerlennın tûmu ka-
raya çıktıktan sonra gerçekleştınlecek bır
taarruza bağlıydı
Oysa Mustafa Kemal, bunun ağır ka-
yıplara neden olacağını ve bu kuvvetle-
nn karaya çıkmadan ımha edılmelen du-
şuncesındeydı Almanların duşuncesı,
tngılız ve Fransız ordusunu mumkun ol-
duğunca Çanakkale'de oyalayarak zaman
kazanmaktı Bu düşuncesını Harbıye Ne-
zaretı'ne gondermış olduğu raporlarla da
belııten Mustafa Kemal, emnndekı 57
alayla buyuk bır başan kazanarak Ça-
nakkale Savaşı'nın kazanılmasında kılıt
ad olmuştur Savaş sonucunda her ıkı ta-
raf da ağır kayıplar vermış, ama ıtılaf do-
nanmalan Çanakkale'yı geçemeyerek
amaçlanna ulaşamamışlardır Çanakka-
le Savaşı'nın Turkler tarafmdan kazanıl-
ması, 1 Dunya Savaşı'nın ıkı yıl daha
uzamasına neden olmuş, Çarlık Rusya-
sı'na gereklı yardım ulaştınlamamıştır
Oysa 1918'den sonra Çanakkale'yı ge-
çemeyenler, ellennı kollannı sallayarak
Istanbul'a gırmışler ve onlara karşı yıne
aynı ınsan, "GeJdikleri gibi gkterier" dı-
yerektepkısınıdılegetırmıştır Çanakka-
le Savaşı'nı, tngılız ordusundakı Hıntlı
Muslümanlan bılerek unutarak hılalın
haça karşı kazanmış olduğu bır başan gı-
bı göstenp dını motıfler kullanan ve
Mustafa Kemal adını bu savaştan sılerek
unutturmaya çalışan çevreler amaçlanna
ulaşamamışlardır Onun gerçekJeştırdığı
bu devasa olayı, onu yok sayarak değer-
lendıren yenı Durnzadelere ve ona dık-
tatör dıyen 2 cumhunyetçılere ve yenı
Osmanlıcılara venlecek en guzel yanıt,
Çanakkale Savaşı'nda yaşammı kaybe-
den Anzak askerlennın analanna hıta-
ben soylemış olduğu sozlerdır
Bır devlet adamı olarak humanıstlığın
en ûst boyutunu yakalayan Mustafa Ke-
mal Atatürk, bu sozlenyle mıkromıllı-
yetçılık duşüncelenyle dünyanm kaı.a
bulandığı bır donemde bızlere onlarca
yıl oncesınden mesajlar vermeye devam
etmektedır "Bıı memleketin topraklan
ustunde kanlannı doken kahramanlar._
Burada bır dost vatanın toprağındasuıız.
Sizler Mehmetçiklerie yan vana, koyun
kov unasuuz. Uzak diyarlardan ev tatlan-
nı harbe gonderen analar! Gozyaşlannı-
n dindiriniz. Evlatlannız, binm bağrt-
mızdadır. Huzur içindedirier ve huzur
içinde rahat rahat uyuvacaklardır. On-
lar bu toprakta canlannı verdikten son-
ra artık btdm ev latianmız olmuşlardır."
ARADABIR
EROL MUTERCİMLER
18MarfınAnlamı
Uluslann tanhlerınde pekçok onemlı gun vardır Ço-
ğu, tanhı bırer olay olarak kûtlanıp değerlendırılmekle
bırhkte bazıları ıse daha farklı anlamlar ıçerır Bır sava-
şın otesınde, dunden yanna onemlı mesajlar ıçeren
olaylardır
Bunlardan bınsı, her yıl 18 Mart'ia kutlanan Çanak-
kale Denız Zafen'dır Belleklerımızı tazeleyelım Bınn-
cı Dunya Savaşı'na Osmanh'nın gırışı 1914 Ekımı'dır
Osmanlı'nın harrtadan sılınme kararının Ingıltere'nın
stratejısı olduğunu bılıyoruz Bu, ingıltere'nın dunya-
dakı ulusal çıkar konseptı ıle açıklanabılır Almanya da
belırledığı ulusal çıkar stratejısı doğruttusunda Beriın-
Bağdat-Basra hattını çızmek ve değerlendırmek zo-
rundaydı Ote yandan Çartık Rusyası'nın uzun enmlı
stratejısınde de Boğazlar'dan sıcak denızlere ınmek
yatıyordu
Gorulduğu gıbı uç devletın de sıyasal ve ekonomı
stratejılennın odağı Anadolu'dur
Bu durumda Osmanh'yı parçalamaya yonelmek, bu
devletler bağlamında değerlendırıldığınde doğru bır
karardır
18 Mart 1915, Kınm savaşından sonra dunyada ıkın-
cı kez kurulan, ana guçlerı ingıltere ve Fransa donan-
ma gemılerınden oluşan koalısyon guçlennın Çanak-
kale'ye saldın tanhıdır Buyuk Armada, sabahtan ak-
şama kadar suren denız-kara çatışmasında yenık du-
şup Ege ye çekılmek zorunda kaldı
Bu saldırının temel amacının lojıstık açıdan sıkışan
Çarlık Rusyası'na yardım etmek olduğu bılınıyor Ar-
mada'nın çok buyuk kayıplar vermesının yanı sıra yar-
dım yolu tıkanan Rusya'da da Ekım 1917 devnmıne
gıdışın sureç koşulları hazırlanıyordu Tarıhçıler, "Ça-
nakkale su yolunun Turkler tarafmdan kapatılması,
Rusya'dakı devrımı kolaylaştırmıştır" yorumunu da
yapmaktadırtar Bınncı paylaşım savaş oncesı Osman-
lı ordusunun eğıtım ve planlaması, lngıhzlere teslım
edılmıştı Savaşın hemen oncesınde oluşturulan ko-
şullar Osmanh'yı Almanlarayonelttı Çanakkale Boğa-
zı savunmasında ingılız planlan degıştınhp Alman as-
ken stratejılennın savunma planlan uygulandı
Bu yenı planlama dogrultusunda kuçuk mayın ge-
mısı Nusrat, 7/8 Mart 1915 gecesı (kaynaklann çoğu,
mayınlann 17/18 mart gecesı dokulduğunu belırtırse
de bu doğru değıldır) depoda kalan 26 tane mayını kı-
yıya paralel doşedı Bılınen mayın dokme yontemı, kı-
yıya dıktır Bu nedenle, beklenmeyen bu durum, Ar-
mada'nın gemılennı yıtırmesıne, yuzlerce denızcısının
olumune yol açmıştır 18 Mart utkusunu sağlayan Nus-
rat mayın gemısının komutanı Tophanelı Yuzbaşı Hak-
kı ve mayın dokme uzmanı Bınbaşı Nazmi Akpı-
nar'dır Yuzbaşı Hakkı mayınların dokulduğu gece
saynlı yureğıne yenık duşup gemıde yaşammı yıtır-
mıştır Bınbaşı Nazmı Akpınar ıse hep sessız ve teva-
zu ıçınde yaşamış, oğlu gazetecı Sedat Akpınar da-
hıl 18 Mart utkusunun hazırlayıcısı olduğunu kımsele-
re soylememıştır 5 Mayıs 1940 tanhınde olmuştur
Nusrat mayın gemısını ıse muze yapmamız gerekırken
bır denızcılık şırketıne sattık Belleklerdedır, Mersın lı-
manında kum yuklu olarak batmıştı da kamuoyunun
gundemıne ancak boyle gırebılmıştı, ama unutulup
gıttı
Donemın Fransa Başbakanı, Çanakkale ıçın şunu
soyluyordu "Turkler Boğaz'ı kapamakla savaşın ıkı yıl
uzamasına ve muttefıklenn mılyonlara varan ınsan gu-
cu ve yuzlerce mılyahık maddı kayba uğramasına ne-
den olmuşlardır "
İngılız General Oglander'ın, "Çanakkale-Gelıbolu
Askerı Harekâtı" adlı eserınde şu yorumu okuyoruz
"Pek uygun başlamış olan gun, bu meçhul mayın hat-
tının o olağanustu ve ortalığı kınp geçıren başarısı
yuzunden, tam bır başansızlıkla sona erdı Bu 20 ma-
yının, seferın talıhı uzenndekı etkısı olçulemez "
Sir Ccoleyn Corbet'ın "Harekât-ı Bahnye" adlı ese-
nnde de Nusrat'ın doktuğu mayınlarla ılgılı bır başka
değerlendırmeye rastlıyoruz "Felaketlenn gerçek ne-
denının anlaşılması uzun surmedı Gerçek şuydu 8
mart gecesınde Turkler, habenmız olmadan Erenkoy
koyuna paralel olarak 20 mayın dokmuşler ve balıkçı
gemılerımız, aramalar surecınde bunlara rastlama-
mışlardı Turkler bu mayınlan ozel amaçla manevra
sahamıza koymuşlar, gosterdığımız tum özen ve sağ-
goruye karşın baş dondurucu bır utku kazanmışlar-
dır"
Uluslann tanhınde bu denlı buyuk utku gunlen en-
derdır Ender olmanın otesınde bence, 18 Mart'ın an-
lamı da çok farklıdır
Bunlar 1) Ulusal çıkartarını gerçekçı ve ulusalcı ola-
rak belırleyemeyen polrtıkacılar ulkelennı kaçınılmaz
olarak çokuşun eşığıne getırmektedırler
2) Yazgısını bır başka ulusun behrlemesıne ızın ve-
ren uluslar, seruvenın sonunda yuvariandıkları çuku-
run kazıcısı olurlar Bır devlet, bır başkasını kardeşlık
bağlanyla sevmez Her devletın ulusal çıkarlan vardır,
onun peşındedır Kendı stratejını belırledığın gıbı kar-
şındakılenn tasanlannı da kendı çıkariann dogrultusun-
da yonlendırebılmelısın
3) Tarıhı, coğrafya belırlemektedır Boğazlar hâlâ
daha jeopolıtığı belırleyen jeostratejık bolgelerdır
TARTIŞMA
Bizi Polise Verecekti...
S
oguk, yağışlı,
karanlık bır
Bursa
sabahıydı
Aylardan
mart Yatılı
okuldavdık Öğrencılenn
çoğu paralı yatılı olmakja
bırhkte bızım gıbı parasız
yatılılann sayısi da hıç
azımsanacak sayıda degıldı
Ortaokulun uçuncu
sınıfındaydık Yaşlanmız on
dört-on beş Henuz
ergenlık çagına gırmışız
Dunyayı, ınsanlan,
ıdeolojılen, kadınlan yenı
yenı tanımaya başlamışız
Sorular soruyor, kıtaplar
okuyoruz Sorulanmıza
yanıtlar bulabılme
konusunda oldukça
ıVecenız Buyürden/n^,
bulursak okuyoruz Yanıt
bulamadığımız sorulan,
bırbınmızle konuşuyoruz
Yatakhane onlennde, okul
bahçesınde, herhangı bır
sınıfta Ustelık, en fazla
ıkı-uç kışı bır arada Okulun
guzelce bır kutuphanesı de
var Kıtaplann bırçoğu çok
eskı olmasına karşın, gene
de memnunuz
En azından aydınlanma
olanağımız var
Anlayamadığımız,
zorlandığımız eskı
sozcuklerle karşılaşırsak o
zamanlar kutuphane
memuru olan Ismail
Amca'ya soruyoruz Yaşı en
azından altmış olan emektar
Ismail Amca, sabırla bu
sorulanmıza yanıt venyor
O soğuk mart sabahı, her
sabah vaptığımız gıbı sabah
mutalaasına (bazılan etüt
derdı) gıtmıştık Kısa bır
sure sonra, nöbetçı öğrencı
elınde bır kağıtla etüt
salonuna geldı Ikı kışınin
adını okudu Bın benımkı,
öburu Şükrü'
1
nun Yedığı
ıçtığı ayn gırmeyen ıkı
arkadaşız O da benım gıbı
parasız yatı11 Mudur
Yardımcısı AbduUah Bey,
bızı odasında beklıyormuş
Sukru ıle goz goze
gelıyoruz Neden acaba
7
Abdullah Bey'den hepımız
çok korkuyoruz Okula, bu
yıl yenı atama ıle geldı Çok
sert bır ınsan Oğrencılen
fena halde dovuyor
Acımasızca Çare yok,
gıdeceğız
Uç mudur yardımcısının
ortaklaşa kullandıklan
odada Abdullah Bey valnız
Ozerinde.lırmızıya kaçan
kahver«ng» bır takıtn elbıse
var Tuğla rengı Beyaz
gomlek, sıyah uzenne beyaz
çızgılı bır İcravat Bızı
gorünce ayağa kalkıyor,
hışımla uzenmıze doğru
yonelıyor
- Bızı çağırmışsınız
- Kapatın kapıyı'
Şukrü ıle tekrar goz goze
gelıyoruz Durum çok kötü
- Ulan sız neler
yapıyoımuşsunuz''
. •>
lyıce şaşkınız Işın kotüsu,
korkmaya da başladık
Elınde, boyundan bıraz kısa
bır cetvelle Abdullah Bey
Oldukça sınırlı, burnundan
soluyor Bır yandan da
bağınyor Eyvah' Gıttıkçe
de yaklaşıyor Fena halde
bır dayak yıyeceğız, bu
belh
- Ulan sız kendınızı ne
sanıyorsunuz9
Ikı kıtap
okuyunca adam mı
oldunuz
9
- Hocam, ne yaptık bız
7
- Adama bak
1
Bır de
konuşuyor
1
- Ama hocam suçumuz ne
9
Bunu duyan Abdullah Bey
koşarcasına uzenmıze
atılıyor Bana ve daha çok
Şukru'ye elındekı cetvelle
vuruyor Bız hâlâ hıçbır şey
anlayabılmış değılız
Saşkınlık ıçındeyız
- Hocam nıye
vuruyorsunuz'
- Ulan sız
1
Allahsızlık
propagandası
yapıyoımuşsunuz ulan
1
- Kum' Bızmı'
- Inkâretmeyın ulan' Sızı
doğduğunuza pışman
edenm uian
1
Tam bu sırada, odanın
kapısı açılryor Başka bır
rnudür yardımcısı Sdahattin
Bey ıçen gınyor
Sevınıyoruz Selahattın Bey
bızı sever, bu sadıstın
elınden kurtanr dıye
duşünuyoruz
- Ne anyorsunuz burada
sız
7
- Bunlar Allahsız
1
Allahsızlık propagandası
yapıyorlarmış Haklannda
şıkâyet var
Selahattın Bey de çok
kızıyor Bızı kınayan bır ıkı
cümle ettıkten sonra,
odadan çıkıyor Adeta,
Abdullah Bey'e çanak
tutuyor Ver cezalannı der
gıbı
- Hocam, bız propaganda
yapmadık
- Yatakhanelerde,
mütalaalarda propaganda
yapıyormuşsunuz
Bellı kı kendı aramızda
konuştuklanmız başkalan
tarafindan ışıtılmış ve
okulun müdür yardımcısı ve
dın bılgısı öğretmenıne
ıletılmış
- Sızı polise vereceğım'
- Aman hocam'
- Polıste aklınız başınıza
gelır
Başımızdan kaynar sular
dokulmüş gıbı oluyor
Yalnızca okumaya ve
olanaklar elverdığınce
araştirmaya eğılımı olan bız,
suçlanıyoruz Polise
venlmekle tehdıt edılıyoruz
- Sıze kım söylemışse yalan
soylemış Bız propaganda
yapmadık
- Görürsünuz' Sızı okuldan
da attıracağım
1
Açın
avuçlannızı'
Avuçlanmızı açıyoruz
Elındekı cetvelle
avuçlanmıza acımasızca
vuruyor Her v uruşunda
ıçım cızlıyor, gozlenmden
ateş çıkıyor Içımden,
kufretmek ıstıyorum Ama,
canımın açısından kufür bıle
edemıyorum Hızını
alamayıp kulaklanmızı
çekıyor, tokat atıyor Bırden
bır mucıze oluyor TenefRıs
zılı çalıyor Yaşasın
kurtulduk'
- Defolun'
Dışan çıkıyoruz
Çalışkan oğrencıler
olduğumuz ıçın, seven
oğretmenlenmız çok fazla
Bırçoğu da gerçek anlamda
eğıtımcı Bunu bugun daha
ıyı anlıyorum Yaşlı
gozlerle, yaşadıklanmızı
anlatıyoruz Uzulmememızı
sıkılmamamızı oğutleyıp
sorunu çözeceklennı
söylüyorlar Gerçekten de
çozduler
Daha sonrasında, ne ben ne
de Şukru hıçbır gızlı orgüte
üye olmadığımız gıbı,
Devrimin Getirdiği Türk Kadmı
nce şunu
bılelım kı
hıçbır lıder,
hıçbır devlet
adamı 'kadm
haklan'
konusunda Atatürk gıbı, o
olçude savaşım vermemıştır
M Kemal, kadınlann da
bırer ınsan olduğunu,
onlann da erkekler gıbı
yaşaması, çalışması ve
toplumsal yaşama etkm
katkıda bulunması
gerektığını vurgulamış,
sonra da bu ınanış
dogrultusunda çaba
harcamıştır Kadınlann hak
sahıbı olmalan gereğı
Atatürk devnmlennın
aynlmaz bır parçasıdır
Eşdeyışle onun Türk kadını
konusundakı atılımlan, obur
devnm gınşımlenyle bır
bütün oluşturur Yada
rahmeth H.V
Velidedeoğlu'na hak vererek
şoyle dıyebılınz "Atatürk
de>Tİmleri bir bütündür.
Çünkü onlar birbirini
tamamlayan çabalardır."
Bıraz genlere gıdelım
Atatürk henuz harp okulu
oğrencısı ıken, o yıllann
düzenını değıştırmeyı
duşunmekte ve bu konuda
yapacaklannı arkadaşlanna
anlatmaktadır Nıtekım daha
sonrakı vıllarda sergıledığı
başkaldın gınşımlen onun
ılerde neler yapacağı
konusunda ıpuçlan
vermektedır
Ancak kadınlann haklan
konusunda ne duşunduğunu
oğrenmemız ıçın 1919
yılına gelmemız
gerekmektedır Şoyle kı,
Erzurum Kongresı yapılmış,
Atatürk başkan seçılıp
gerçekleştınlecek olan
Kurtuluş Savaşı'nın oncüsü
ve lıden olarak polıtıka
sahnesınde hak ettığı yen
almıştır O sırada pek çok
delegenın aklına şöyle bır
soru takılmış Acaba M
Kemal ılerde devlet başkanı
olsa neler yapar7
Ama
kımse bu soruyu ona
yönekemıyor Sonunda
böylesı bır yureklılığı
gosteren bın çıkıyor Bu kışı
Bıtlıs Valılığı'nden aynlıp
Erzurum Kongresı'ne
katılan, (unlu dekan Şevket
Aziz Kansu ıle buyuk
ozanlanmızdan Ceyhun
Atuf Kansu'nun babası)
Mazhar Müfrt Kansu'dur
Gunlük tutma ve not alma
meraklısı Kansu (ve
arkadaşlan) 7-8 Temmuz
1919 gecesı Kemal'ı
sıkıştınrlar O da kımseye
duyurmamak koşuluyla
soruyu şu dört tumce ıle
yanıtlar 1) Cumhunyet
kurulacak, 2) Padışah ve
hanedanın konumu ele
alınacak. 3) Örtunme
kalkacak 4) Fesın yennı
şapka alacak
Bu yanıtlar uzennde
duşunmek gerek Gorulüyor
kı M Kemal kadını
çarşaftan kurtarma ışıne o
denlı onem vermıştır kı
devlet rejımının hemen
ardından konuyu ele almayı
planlamış Bu arada M
kemarın ne denlı gerçekçı
olduğunu belırtrnekte de
yararvar M Mufıt Kansu
onu, ılenye donuk bu
tasanlanndan ötüru hayalcı
gıbı görme yanılgısını
yaşamış, ama aradan yedı
yıl geçer ve Atatürk
Kastamonu'da şapka
devnmını gerçekleştırmış
olarak Ankara'ya doner
Kendısını karşılayanlar
arasında M M Kansu'yu
görür ve sorar, "Azizim
Mazhar Müfit Be>. kaçıncı
maddedeyız? Noüanna
bakıyor musun?"
Sırası geldığı ıçın Kemal
Paşa'nın ne denlı ılen
goruşlu olduğunu böylece
belırttıkten sonra bır de şu
olayı anımsayalım Yıl
1922, Mudanya bırakışması
(mutarekesı) yapılmaktadır
Bu sırada Bursa'da olan
Gazı M Kemal yaptıği
konuşmada, kadın-erkek
aynlığının bır toplum ıçın
zayıflık olduğunu vurgular
O, söylemek ve belırtmekle
yetınmeyen bır lıderdı
Duşundüklennı hep
uygulamak ısterdı Çok
geçmeden Izmır'de kızlar
ıçın bır öğretmen okulu
açtırması bunu gostenyor
lstıyordu kı Türk kadını
toplumda etkın rol alsın ve
kendını kanıtlasın Türk
kızlannın Avrupa ve dunya
guzellık yanşmalanna
katılmalannı ıstemesı de bu
doğrultuda bır tuturn ıdı
Orneğın Keriman Halis
adındakı Turk kızının dunya
gdzelı seçılmesı bu
anlayışın sonucuydu
Her firsatta çağdaş kadın
anlayışını yaygınlaştırmaya
çalışan Gazı Paşa. bu
görüşunu kendı e\lenme
olayında da sergıledı
Eskıler bılırler, o yıllarda
nıkâh perşembe gunu
kıyılırdı Paşa bu geleneğı
yıkma amacıyla kendı nıkâh
torenını pazartesı gunune
aldırdı Törene gelm, yuzu
peçelı değıl açık olarak
geldı Ve evlenme sırasında
söylenmesı gereken 'evet'
sozcüğunü, eskıden olduğu
gıbı kapı arkasında değıl,
torene katlanlann ortasında
soyledı En onemlısı,
kadınlanmıza gereken
değen tümuyle veren, onlan
yaraşır olduklan eşıtlık
duzeyıne yukselten
Yurttaşlık Yasası'dır (Türk
Medenı Kanunu) Işte bu
nedenledır kı Batılı
toplumbılımcıler şoyle
yazdılar Medenı Kanun'u
kabul etmekle Türkıye bır
uygarlıktan otekıne geçtı
Pekı, neler oldu7
Yanı somut
örneklerle anlatılacak olsa,
kadınlanmız neler
kazandılar bu yasayla
9
Kuşkusuz sorunun yanıtını
aynntılı olarak vermeye
kalkışmak hem hukuk
uzmanlannın alanına bır tur
saldın olur, hem de yazının
sınırlannı aşar Ama
şuncacığını belırtmeden
geçemeyeceğım Eskıden
ınsanlar evlenırlerken ımam
nıkâhı ıle yetınırlerdı M
Kanun, resmı nıkâhı
zorunlu yaptı Boylece
kurulan yuva ve ozellıkle
kadının konumu devlet
güvencesı altına alındı Dun
evın erkeği "Senl boşadım"
deyınce boşanma
gerçekleşıyor, kadın ve
çocuklar ortada kahyordu
Oysa gunumuzde M Kanun
bu tür facıalan önluyor
yasadışı eylemlenn ıçınde
de yer almadık Şımdı
duşunuyorum da, o gun
polise venlsekdık ya da
okuldan atılsaydık, herhalde
durumumuz daha farklı
olurdu Sanınm, kendımızı
o gunlerde yoğun yasanan
teror olaylannın ıçınde
bulur, kım bılır belkı de
yıterdık Kendını bılen
gerçek eğıtımcılenn varlığı
sayesınde o gun bır zarar
görmedık Ergenlık
çağındakı gençlere nasıl
davranacağını bılmeyen bır
darkafalıya, kımse kulak
asmamıştı Her gun onlarca
cınayet ışlenıvordu ve o
gunlerde Abdi İpekçi,
Tütengil daha
oldürulmemıştı Ve bdkı de,
bu cınayetlen ışleyen kışılet,
toplumsal hoşgorüsuzluğun
vc şıddetın hışmına uğrayan
gençlerdı Belkı de, bazılan
oğretmenlen tarafından
polise teslım edılıp okuldan
atılmışlardı Kım bılır
7
Manısa'da, yaşlan 14 ıle 16
arasında değışen on altı
genç, yasadışı orgüt üyesı
olduklan ıçın, okul ıdaresı
tarafindan polise teslım
edılmışler ve polıste ışkence
gormuşler Gözün aydm
olsun Abdullah Hoca' Senın
gıbılenn sayısı arttıkça,
değenn anlaşılacaktır O
gençlere gunlennı göstenn
kı bır daha oyle şeyler
yapmasınlar
Dovun, kınn kafalannı, o
kınlası ellennız ve bağnaz
kafalannızla' Ve atın
ıçenye kı kararsın yaşamlan
bırer bırer, omurlennın
bahannda
Tonguç Akkuş
Boşanmaya karar verme
yetkısınde olan
yargıçlanmız, önce
boşanmayı zorunlu yapan
nedenlen araştınyor ve bu
arada çocuklann
geleceklennı de güvence
altına almanın gereklennı
düşünuyor Son olarak bır
olaya daha değınmek
ıstıyorum M Kemal
Sofya'da ataşe ıken bır
arkadaşı (Şaİdr Zflmre) onu
operaya goturur Kolağası
M Kemal, opera olayını çok
beğenır ve arkadaşına şo>le
der "Bulgarlann bizi nasü
yendiğini ve bızun bu küçük
topluma neden venildığimizi
şimdi çok IVI anlamış
bulunuyorum." Şurası bır
gerçek kı operanın varlığı
bır ordunun gucune güç
katmaz Ama bır toplumda
operayı kurup yaşatacak
ortam, duzey oluşmuş ıse o
toplum uygar bır toplumdur
Bu olay aynı zamanda
sanata değer vermeyenlenn,
dahası ona karşı çıkanlann
kultür düzeylennın ne denlı
yoksul ve çarpık olduğunu
da anımsatıyor Şu gerçeğı
ıyı bılelım Atatürk
devrimleri. tam anlamıyla
bır butundur Kadın haklan,
Latın abc'si çarşaf ve fesın
yasaklanması dılımızın
anndınlması, Batı muzığıne
yonelış vb Butün bunlar
devnmlenmızın
gerçekleşmesı ıçın temel
koşullardır ve bınnden
bınnın yokluğu o değerlı
butune zarar venr
SamiGürtürk
PENCERE
Kuşku Devleti!..
Mustafa Yılmaz dıyor kı
"İHÖ (Islamı Hareket Örgutu) cınayet ışleyen ta-
şeron bır örgut "
Yılmaz, eskı CHP Mılletvekılı, "Meclıs Faılı Meç-
hul Cınayetlen Araştırma Komısyonu" uyesı, polıs-
te uyum ve eşgudum yokluğundan soz açıyor, kımı
"ıhmallen " vurguluyor ve eklıyor
"Istanbul Emnıyet Mudurluğu Terorle Mucadele
yetkılılen, bıze verdıklen bnfıngde, İHÖ elemanları-
nın Iran'da eğıtım gorduklennı ve Iran Konsoloslu-
ğu'ndan para aldıklannı soyledıler "
Kımılen şaşacak
- Yok canım, olur mu?.
Ancak unutulmasın kı Islamcı terorun Ortado-
ğu'dakı en yaman orgutu HAMAS, sırtını doğrudan
Tahran'a dayıyor
•
Bızım polıs uzenne çok şey soylenır Oysa polıs 150
bın kışılık bır orgut1
Bır orta hallı devletın ordusu'
Içınde ne var, ne yok'? Artık soylenen soylenenı tut-
muyor
En kotüsu de bu!.
Çetin Emeç'ı oldurduğu savıyla yakalanan
İHO'den Irfan Çağıncı ıçın bır "emnıyet yetkılısı"
demış kı
"Çağıncı 'nın yakalanması ıyı olmadı Çunkü bu kı-
şı, ıkı gun sonra Bursa'da Uğur Mumcu'nun katıl
zanlısı olduğunu sandığımız bır orgut yetkılısıyle bu-
luşacaktı "
Acaba7
Guven duygusu bır kez yıtıp gıttı mı, "acaba "lar ço-
ğalır; kuşku polıs orgutunu kemırmeye başladı mı,
guvensızlığın sonu gelmez
Ne yazık kı o aşamadayız
•
İHÖ'den Irfan Çağına, Çetın Emeç cınayetının te-
tıkçısı mı'? Çağıncı, polıste bu yolda açık seçık ıfa-
de vermış1
- Ben oldûrdum
Ancak kuşku ortamından yararlananlar, hemen or-
talığa sıs bombaları yağdırmaya başladılar
- Sen polıste oyle konuştuğuna bakma, mahke-
meye çıkınca ıfadesını değıştınr
Olur mu olur
Irfan Çağıncı, polıstekı sorgulamada Iran'la
İHÖ'nun ılışkılerını sergılemış
Bunun uzenne bır sıs bombası daha atılıyor
- Bu senaryo Turkıye-lran arasını bozmak ıste-
yenlenn manfetıdır
Gerçek mı?
Buna gore polısın ıçındekı bır guç, devletın ulus-
lararası pohtıkasını belırlıyor Pekı, bu ışı polıs yalnız
başına yapabılır mı?
Bıtmedı
Polts, Irfan Çağıncı'nın oldurulmesınden korkuyor-
muş Sıkı guvenlık onlemlerı alınıyor Usuldendır,
onemlı sanık ve tanıklar ozenle korunurtar; ama, bır
kuşku daha fısıltı gazetesınde dıle getınlıyor
- Irfan Çağıncı'yı devletın ıçınde yuvalanmış bır
güç oldurtebılır
Kuşku bır kez aklın yuvasına yumurtasını koydu
mu, kuluçkadan ne çıkacağı bellı olmaz, ıkırcıklen-
me, herkesın dûşuncesınde kanat çırpmaya başlar,
senaryo ıçınde senaryo turetılır
•
Faıtı-meçhuf cınayetler yalnız ınsanlann canını al-
mıyor, bır kuşku devletı yaratıyor, kamuoyunun ka-
fasında guven duygusu yok oldu
Ve yazık oldu
Guven duygusunu yenıden yaratmak kolay değıl'
Bır kez yıtıp gıttı mı, guvenı yenıden oluşturmak ıçın
uzun yıllar gereklı
1
Bunun en kestırme yolu, faılı
meçhul cınayetlerın faıllennı kısa surede yakalamak-
tır
S.S. MERT KENT KONUT YAPIKOOPERATIFI
Sayın Uyemız,
Kooperatıfimızın 1994-1995 yıllan Olağan Genel Ku-
rul Toplantısı 14 Nısan 1996 Pazar gunu saat 10 OO'da
Gazetecıler Cemıyetı, Burhan Felek Konferans Salonu,
Cağaloğlu/İSTANBUL adresınde aşağıda behrtılen gun-
dem gereğınce yapılacaktır
Toplantıda gereklı çoğunluk sağlanamadığı takdırde
Olağan Genel Kurulumuz 21 Nısan 1996 Pazar gunu
aynı adres ve aynı saatte yapılacaktır
Gundemımızın onemı bakımından toplantıya mutla-
ka katılmanızı, mumkun olmadığı takdırde vekâlet yo-
lu ıle temsılınızı nca edenz
GÜNDEM:
1 - Yoklama ve açılış,
2- Başkanlık Dıvanı seçımı ve dıvana genel kurul tu-
tanaklannın ımzalama yetkısının venlmesı,
3- Yonetım Kurulu çalışma, bılanço ve hesap rapor-
lanyla Denetleme Kurulu raporlannın okunması,
4- Bılanço, envanter ve gelır-gıderfarkı hesaplannın
ıncelenmesı ve karara bağlanması,
5- Yonetım ve Denetleme Kurullannın ayn ayn ıbra-
sı,
6- Arsamızın SİT alanı ılan edılmesı nedenıyle yapılan
çalışmalann değerlendınlmesı,
7- 1996 yılı butçesının goruşulerek karara bağlan-
ması,
8- Yonetım ve Denetleme Kurullan uyelennın seçımı,
9- Dılekler ve kapanış
YÖNETİM KURULU
Değerli Meslektaşımız
YAKUP ERSEV
KAHRAMAN'ı
15.3.1996 günü kaybettik.
Acımız sonsuzdur. Kederli ailesine,
dostlanna, arkadaşlanna ve
Maden Mühendisleri Topluluğu'na
başsağlığı dileriz.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
RMDffl MÜHBIDİSLHti 0OA8IZONGULDAK ŞUBESİ
MADftl MÜHENDİSlfiit 0OAS1 l81WttUL ŞUBESİ
MJUffll MÜHB«telSİ OOASI tZNİR ŞUBESİ