23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 1996 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Çanakkale'de Can Verenler... Yrd. Doc. Dr. OKTAY GÖKDEMİR Mersın İfnıversıtesı Fen-Edebnat Fakülîesı, Tarıh Bölümü X X yüzyılınenonemlısı- yasal ola>lanndan olan l Dunya Savaşı, hem nedenlen hem de sonuç- lan açısından XX yuz- yılda dunya insanlığının sıyasal, sosyal, ekonomık ve kulturel ge- lışmelennı dennden etkılemıştır 1 Dun- ya Savaşı, sanayıleşmış dunya devletle- nnın kendı aralanndakı rekabetlennın bır sonucu olarak dunyayı yenıden paylaş- malanydı XIX yuzyılda tngıltere, Fran- sa, Çarlık Rusyası gıbı devletler kendı sanayılenne hammadde ve pazar arama savaşımını başlatmışlar, bu sa\aşım gı- derek dunya sermayesının merkezıleş- mesıne ve uretımın yoğunlaşmasına ne- den olmuştur XIX yuzyıhn ıkıncı yansından sonra tıcaret kapıtalızmınden sanayı kapıtalız- mıne geçen bu devletler, meta ıhracından sermaye ıhracına yonelerek kapıtalızm öncesı ekonomık ılışkıler surecını yaşa- makta olan ulkelen kendılenne bağımlı hale getırerek "emperyalizm" tenmı al- tında dunya sıyasat coğrafyasını kendı aralannda paylaşmışlardı 1870'lerden sonra bu kervana Avrupa'da ulus-devlet süreçlennı tamamlayarak kısa zamanda sanayıleşen Almanya ve Italya'nın da ka- tılmasıyla bu dev letler arasındakı rekabet gıderek kızışmış ve temel ılgı alanlan da Osmanlı lmparatorluğu olmuştur Zıra,o dönemde Ortadoğu topraklan uzennde petrolun bulunması ve bu maddenın sa- nayıde kullanılan temel hammaddeler- den bın olması Osmanlı topraklan uze- nndekı emperyalıst savaşı daha da gûç- lu kılmıştır "Doğu sorunu", "hasta adam" gıbı kavramlarla Osmanlı Imparatorluğu'na yaklaşan emperyalıst devletler arasında gıderek güçsüzleşen Osmanlı İmparator- luğu ıse 1 Dûnya Savaşı'na kadar sıya- sal varlığını emperyalıst devletlenn ken- dı aralanndakı çıkar çatışmalanndan ya- rarlanarak surdürmuştur II. Abdülha- mit'le bırhkte Almanya'yı obur dev letle- re karşı denge oğesı olarak goren ımpa- ratorlukta 1 Dunya Savaşı'na dek Al- man etkısı kendısını gostermıştır 1914'e gelındığınde Avrupa'da bloklaşmanın kurumsallaşması, Balkanlar'dakı ulusçu- luk hareketlen, Fransa ıle Almanya ara- sındakı Alsace-Loraine sorunu dunyayı patlamaya hazır bır bombaya dönuştûr- muştu Bombanın fıtılı ıse Saray-Bos- na'da Av usturya-Macanstan velıahtının bır Sırplı tarafmdan oldurulmesıyle ateş- lenmıştır Boylece dunyayı dort yıl bo- yuncakanabulayacakolan 1 Dunya Sa- vaşı başlıyordu Osmanlı Devletı'nın başında bulunan İttıhat ve Terakkı onderlen Cemal, Enver ve Talat paşalar bu savasa Osmanlı Dev- letı'nı suruİderken Almanya ıle bır bağ- laşma yapıp ımparatorluğun ekonomık ve sıyasal çokuşünu durdurmak ıstemış- lerdı Boylelıkle Duyun-u Umumıye'den kurtulunacak, kaybedılen toprak parçala- n yenıden ele geçınlecek, ozellıkle En- ver Paşa'nın dûşuncesınde somutlaşan, Rusya'dakı Turklerle sıyasal bırleşme ya- nı "Turan hayaJleri" gerçekleşmış ola- caktı Almanya ıse Osmanlı padışahının elınde bulunan halifelikmakamından ya- rarlanarak tum dunya Muslumanlannı tngılız, Rus ve Fransız askerlenne karşı savaştırabıleceğını ve Avrupa'da Fransa ıle mucadele venrken Osmanlı ordusunu Ruslara karşı kullanabıleceğını düşune- rek böyle bır bağlaşmanın altına ımza at- mıştı Butun bu gelışmelenn sonucunda Osmanlı Devletı bır oldubıttıyle -Yavuz ve Midilli senaryosu- 1914 yılında 1 Dünya Savaşı'nın ıçensınde kendısını bulmuştu Alman Genelkurmayrnın emırlenyle Galıçya'dan Sunye, Hıcaz, Yemen ve Fı- lıstın cephelenne kadar çok genış bır alanda mucadele eden Osmanlı ordusu, Çanakkale Savaşı'na gelındığınde bu cephelenn hıçbınsınde başanlı olama- mıştı Çanakkale Savaşı oncesınde tngı- Iız Donanma Bakanı W. Churchill, Ingı- lız donanmasının Mannara'ya gınp îs- tanbul'uteslım alacağını ve Osmanlı lm- paratorluğu'nun ışının bıteceğını hesap- lıyordu Butun koşullar, lngılızlere Ça- nakkale'yı kolayca geçebıleceklen umu- dunu venyordu Çanakkale kolayca ge- çılınce Doğu sorunu çozumlenecek, Rus- ya'ya gereksınımı olan sılah, cephane ve malzeme gondenlerek Almanya ıkı ateş arasına alınacak ve savaş kısa zamanda ıtılaf devletlennın yengısıyle sonuçlana- caktı Bu bakımdan Çanakkale Savaşı, 1 Dünya Savaşı'nın gelışmelennı ve sonu- cunu etkılemesı açısından buyûk onem taşıyordu Irak, Sunye ve Kafkas cephe- len gıbı kısmı bır cephe değıl, savaşın so- nunu etkıleyecek bır cepheydı 18 Matt 1915'te tngılız ve Fransız donanmalan ıkı hat halınde Boğaz'ı geçmek ıçın sal- dırdılar, ancak 17 Mart 1915 gecesı Turk mayın gemısı Nusret, Boğaz'ı mayınla- mıştı Itılaf donanmalan Boğaz'ı geçe- meyınce Gelıbolu Yanmadası'na asker çıkararak dunyanın en büyuk savunma savaşlanndan bınnın başlamasına neden olmuşlardı Emperyalızm, Ingılız John'la Fransız Pıerre'ı, Anzak Benjamın'le Hıntlı Mus- lüman Abdurrahman'ı ve Çanakkale Sa- vaşı'nı olumsuzleştıren tûrkude olduğu gıbı "kimi on beşti, kimi evli"Anadolu Memet'lennı, Boğaz'ın mavı sulannda karşı karşıya getırmıştı 1 Dunya Sava- şı başladığında Sofya'da ataşemılıter ola- rak gorev yapan Mustafa Kemal. Çanak- kale Savaşı başladığında, once Tekır- dağ'dakı 19 Tumen Komutanlığı'na atanmış ve daha sonra da Anafartalar ve Conkbayın'nda 57 Alay'la Çanakkale Savaşı'nın Turklertarafından kazanılma- sına buyuk katkı sağlamıştı O, Alman komutan Liman Von Sanders'ın savaş planını beğenmıyordu Çunku San- ders'ın planı ıtılaf askerlennın tûmu ka- raya çıktıktan sonra gerçekleştınlecek bır taarruza bağlıydı Oysa Mustafa Kemal, bunun ağır ka- yıplara neden olacağını ve bu kuvvetle- nn karaya çıkmadan ımha edılmelen du- şuncesındeydı Almanların duşuncesı, tngılız ve Fransız ordusunu mumkun ol- duğunca Çanakkale'de oyalayarak zaman kazanmaktı Bu düşuncesını Harbıye Ne- zaretı'ne gondermış olduğu raporlarla da belııten Mustafa Kemal, emnndekı 57 alayla buyuk bır başan kazanarak Ça- nakkale Savaşı'nın kazanılmasında kılıt ad olmuştur Savaş sonucunda her ıkı ta- raf da ağır kayıplar vermış, ama ıtılaf do- nanmalan Çanakkale'yı geçemeyerek amaçlanna ulaşamamışlardır Çanakka- le Savaşı'nın Turkler tarafmdan kazanıl- ması, 1 Dunya Savaşı'nın ıkı yıl daha uzamasına neden olmuş, Çarlık Rusya- sı'na gereklı yardım ulaştınlamamıştır Oysa 1918'den sonra Çanakkale'yı ge- çemeyenler, ellennı kollannı sallayarak Istanbul'a gırmışler ve onlara karşı yıne aynı ınsan, "GeJdikleri gibi gkterier" dı- yerektepkısınıdılegetırmıştır Çanakka- le Savaşı'nı, tngılız ordusundakı Hıntlı Muslümanlan bılerek unutarak hılalın haça karşı kazanmış olduğu bır başan gı- bı göstenp dını motıfler kullanan ve Mustafa Kemal adını bu savaştan sılerek unutturmaya çalışan çevreler amaçlanna ulaşamamışlardır Onun gerçekJeştırdığı bu devasa olayı, onu yok sayarak değer- lendıren yenı Durnzadelere ve ona dık- tatör dıyen 2 cumhunyetçılere ve yenı Osmanlıcılara venlecek en guzel yanıt, Çanakkale Savaşı'nda yaşammı kaybe- den Anzak askerlennın analanna hıta- ben soylemış olduğu sozlerdır Bır devlet adamı olarak humanıstlığın en ûst boyutunu yakalayan Mustafa Ke- mal Atatürk, bu sozlenyle mıkromıllı- yetçılık duşüncelenyle dünyanm kaı.a bulandığı bır donemde bızlere onlarca yıl oncesınden mesajlar vermeye devam etmektedır "Bıı memleketin topraklan ustunde kanlannı doken kahramanlar._ Burada bır dost vatanın toprağındasuıız. Sizler Mehmetçiklerie yan vana, koyun kov unasuuz. Uzak diyarlardan ev tatlan- nı harbe gonderen analar! Gozyaşlannı- n dindiriniz. Evlatlannız, binm bağrt- mızdadır. Huzur içindedirier ve huzur içinde rahat rahat uyuvacaklardır. On- lar bu toprakta canlannı verdikten son- ra artık btdm ev latianmız olmuşlardır." ARADABIR EROL MUTERCİMLER 18MarfınAnlamı Uluslann tanhlerınde pekçok onemlı gun vardır Ço- ğu, tanhı bırer olay olarak kûtlanıp değerlendırılmekle bırhkte bazıları ıse daha farklı anlamlar ıçerır Bır sava- şın otesınde, dunden yanna onemlı mesajlar ıçeren olaylardır Bunlardan bınsı, her yıl 18 Mart'ia kutlanan Çanak- kale Denız Zafen'dır Belleklerımızı tazeleyelım Bınn- cı Dunya Savaşı'na Osmanh'nın gırışı 1914 Ekımı'dır Osmanlı'nın harrtadan sılınme kararının Ingıltere'nın stratejısı olduğunu bılıyoruz Bu, ingıltere'nın dunya- dakı ulusal çıkar konseptı ıle açıklanabılır Almanya da belırledığı ulusal çıkar stratejısı doğruttusunda Beriın- Bağdat-Basra hattını çızmek ve değerlendırmek zo- rundaydı Ote yandan Çartık Rusyası'nın uzun enmlı stratejısınde de Boğazlar'dan sıcak denızlere ınmek yatıyordu Gorulduğu gıbı uç devletın de sıyasal ve ekonomı stratejılennın odağı Anadolu'dur Bu durumda Osmanh'yı parçalamaya yonelmek, bu devletler bağlamında değerlendırıldığınde doğru bır karardır 18 Mart 1915, Kınm savaşından sonra dunyada ıkın- cı kez kurulan, ana guçlerı ingıltere ve Fransa donan- ma gemılerınden oluşan koalısyon guçlennın Çanak- kale'ye saldın tanhıdır Buyuk Armada, sabahtan ak- şama kadar suren denız-kara çatışmasında yenık du- şup Ege ye çekılmek zorunda kaldı Bu saldırının temel amacının lojıstık açıdan sıkışan Çarlık Rusyası'na yardım etmek olduğu bılınıyor Ar- mada'nın çok buyuk kayıplar vermesının yanı sıra yar- dım yolu tıkanan Rusya'da da Ekım 1917 devnmıne gıdışın sureç koşulları hazırlanıyordu Tarıhçıler, "Ça- nakkale su yolunun Turkler tarafmdan kapatılması, Rusya'dakı devrımı kolaylaştırmıştır" yorumunu da yapmaktadırtar Bınncı paylaşım savaş oncesı Osman- lı ordusunun eğıtım ve planlaması, lngıhzlere teslım edılmıştı Savaşın hemen oncesınde oluşturulan ko- şullar Osmanh'yı Almanlarayonelttı Çanakkale Boğa- zı savunmasında ingılız planlan degıştınhp Alman as- ken stratejılennın savunma planlan uygulandı Bu yenı planlama dogrultusunda kuçuk mayın ge- mısı Nusrat, 7/8 Mart 1915 gecesı (kaynaklann çoğu, mayınlann 17/18 mart gecesı dokulduğunu belırtırse de bu doğru değıldır) depoda kalan 26 tane mayını kı- yıya paralel doşedı Bılınen mayın dokme yontemı, kı- yıya dıktır Bu nedenle, beklenmeyen bu durum, Ar- mada'nın gemılennı yıtırmesıne, yuzlerce denızcısının olumune yol açmıştır 18 Mart utkusunu sağlayan Nus- rat mayın gemısının komutanı Tophanelı Yuzbaşı Hak- kı ve mayın dokme uzmanı Bınbaşı Nazmi Akpı- nar'dır Yuzbaşı Hakkı mayınların dokulduğu gece saynlı yureğıne yenık duşup gemıde yaşammı yıtır- mıştır Bınbaşı Nazmı Akpınar ıse hep sessız ve teva- zu ıçınde yaşamış, oğlu gazetecı Sedat Akpınar da- hıl 18 Mart utkusunun hazırlayıcısı olduğunu kımsele- re soylememıştır 5 Mayıs 1940 tanhınde olmuştur Nusrat mayın gemısını ıse muze yapmamız gerekırken bır denızcılık şırketıne sattık Belleklerdedır, Mersın lı- manında kum yuklu olarak batmıştı da kamuoyunun gundemıne ancak boyle gırebılmıştı, ama unutulup gıttı Donemın Fransa Başbakanı, Çanakkale ıçın şunu soyluyordu "Turkler Boğaz'ı kapamakla savaşın ıkı yıl uzamasına ve muttefıklenn mılyonlara varan ınsan gu- cu ve yuzlerce mılyahık maddı kayba uğramasına ne- den olmuşlardır " İngılız General Oglander'ın, "Çanakkale-Gelıbolu Askerı Harekâtı" adlı eserınde şu yorumu okuyoruz "Pek uygun başlamış olan gun, bu meçhul mayın hat- tının o olağanustu ve ortalığı kınp geçıren başarısı yuzunden, tam bır başansızlıkla sona erdı Bu 20 ma- yının, seferın talıhı uzenndekı etkısı olçulemez " Sir Ccoleyn Corbet'ın "Harekât-ı Bahnye" adlı ese- nnde de Nusrat'ın doktuğu mayınlarla ılgılı bır başka değerlendırmeye rastlıyoruz "Felaketlenn gerçek ne- denının anlaşılması uzun surmedı Gerçek şuydu 8 mart gecesınde Turkler, habenmız olmadan Erenkoy koyuna paralel olarak 20 mayın dokmuşler ve balıkçı gemılerımız, aramalar surecınde bunlara rastlama- mışlardı Turkler bu mayınlan ozel amaçla manevra sahamıza koymuşlar, gosterdığımız tum özen ve sağ- goruye karşın baş dondurucu bır utku kazanmışlar- dır" Uluslann tanhınde bu denlı buyuk utku gunlen en- derdır Ender olmanın otesınde bence, 18 Mart'ın an- lamı da çok farklıdır Bunlar 1) Ulusal çıkartarını gerçekçı ve ulusalcı ola- rak belırleyemeyen polrtıkacılar ulkelennı kaçınılmaz olarak çokuşun eşığıne getırmektedırler 2) Yazgısını bır başka ulusun behrlemesıne ızın ve- ren uluslar, seruvenın sonunda yuvariandıkları çuku- run kazıcısı olurlar Bır devlet, bır başkasını kardeşlık bağlanyla sevmez Her devletın ulusal çıkarlan vardır, onun peşındedır Kendı stratejını belırledığın gıbı kar- şındakılenn tasanlannı da kendı çıkariann dogrultusun- da yonlendırebılmelısın 3) Tarıhı, coğrafya belırlemektedır Boğazlar hâlâ daha jeopolıtığı belırleyen jeostratejık bolgelerdır TARTIŞMA Bizi Polise Verecekti... S oguk, yağışlı, karanlık bır Bursa sabahıydı Aylardan mart Yatılı okuldavdık Öğrencılenn çoğu paralı yatılı olmakja bırhkte bızım gıbı parasız yatılılann sayısi da hıç azımsanacak sayıda degıldı Ortaokulun uçuncu sınıfındaydık Yaşlanmız on dört-on beş Henuz ergenlık çagına gırmışız Dunyayı, ınsanlan, ıdeolojılen, kadınlan yenı yenı tanımaya başlamışız Sorular soruyor, kıtaplar okuyoruz Sorulanmıza yanıtlar bulabılme konusunda oldukça ıVecenız Buyürden/n^, bulursak okuyoruz Yanıt bulamadığımız sorulan, bırbınmızle konuşuyoruz Yatakhane onlennde, okul bahçesınde, herhangı bır sınıfta Ustelık, en fazla ıkı-uç kışı bır arada Okulun guzelce bır kutuphanesı de var Kıtaplann bırçoğu çok eskı olmasına karşın, gene de memnunuz En azından aydınlanma olanağımız var Anlayamadığımız, zorlandığımız eskı sozcuklerle karşılaşırsak o zamanlar kutuphane memuru olan Ismail Amca'ya soruyoruz Yaşı en azından altmış olan emektar Ismail Amca, sabırla bu sorulanmıza yanıt venyor O soğuk mart sabahı, her sabah vaptığımız gıbı sabah mutalaasına (bazılan etüt derdı) gıtmıştık Kısa bır sure sonra, nöbetçı öğrencı elınde bır kağıtla etüt salonuna geldı Ikı kışınin adını okudu Bın benımkı, öburu Şükrü' 1 nun Yedığı ıçtığı ayn gırmeyen ıkı arkadaşız O da benım gıbı parasız yatı11 Mudur Yardımcısı AbduUah Bey, bızı odasında beklıyormuş Sukru ıle goz goze gelıyoruz Neden acaba 7 Abdullah Bey'den hepımız çok korkuyoruz Okula, bu yıl yenı atama ıle geldı Çok sert bır ınsan Oğrencılen fena halde dovuyor Acımasızca Çare yok, gıdeceğız Uç mudur yardımcısının ortaklaşa kullandıklan odada Abdullah Bey valnız Ozerinde.lırmızıya kaçan kahver«ng» bır takıtn elbıse var Tuğla rengı Beyaz gomlek, sıyah uzenne beyaz çızgılı bır İcravat Bızı gorünce ayağa kalkıyor, hışımla uzenmıze doğru yonelıyor - Bızı çağırmışsınız - Kapatın kapıyı' Şukrü ıle tekrar goz goze gelıyoruz Durum çok kötü - Ulan sız neler yapıyoımuşsunuz'' . •> lyıce şaşkınız Işın kotüsu, korkmaya da başladık Elınde, boyundan bıraz kısa bır cetvelle Abdullah Bey Oldukça sınırlı, burnundan soluyor Bır yandan da bağınyor Eyvah' Gıttıkçe de yaklaşıyor Fena halde bır dayak yıyeceğız, bu belh - Ulan sız kendınızı ne sanıyorsunuz9 Ikı kıtap okuyunca adam mı oldunuz 9 - Hocam, ne yaptık bız 7 - Adama bak 1 Bır de konuşuyor 1 - Ama hocam suçumuz ne 9 Bunu duyan Abdullah Bey koşarcasına uzenmıze atılıyor Bana ve daha çok Şukru'ye elındekı cetvelle vuruyor Bız hâlâ hıçbır şey anlayabılmış değılız Saşkınlık ıçındeyız - Hocam nıye vuruyorsunuz' - Ulan sız 1 Allahsızlık propagandası yapıyoımuşsunuz ulan 1 - Kum' Bızmı' - Inkâretmeyın ulan' Sızı doğduğunuza pışman edenm uian 1 Tam bu sırada, odanın kapısı açılryor Başka bır rnudür yardımcısı Sdahattin Bey ıçen gınyor Sevınıyoruz Selahattın Bey bızı sever, bu sadıstın elınden kurtanr dıye duşünuyoruz - Ne anyorsunuz burada sız 7 - Bunlar Allahsız 1 Allahsızlık propagandası yapıyorlarmış Haklannda şıkâyet var Selahattın Bey de çok kızıyor Bızı kınayan bır ıkı cümle ettıkten sonra, odadan çıkıyor Adeta, Abdullah Bey'e çanak tutuyor Ver cezalannı der gıbı - Hocam, bız propaganda yapmadık - Yatakhanelerde, mütalaalarda propaganda yapıyormuşsunuz Bellı kı kendı aramızda konuştuklanmız başkalan tarafindan ışıtılmış ve okulun müdür yardımcısı ve dın bılgısı öğretmenıne ıletılmış - Sızı polise vereceğım' - Aman hocam' - Polıste aklınız başınıza gelır Başımızdan kaynar sular dokulmüş gıbı oluyor Yalnızca okumaya ve olanaklar elverdığınce araştirmaya eğılımı olan bız, suçlanıyoruz Polise venlmekle tehdıt edılıyoruz - Sıze kım söylemışse yalan soylemış Bız propaganda yapmadık - Görürsünuz' Sızı okuldan da attıracağım 1 Açın avuçlannızı' Avuçlanmızı açıyoruz Elındekı cetvelle avuçlanmıza acımasızca vuruyor Her v uruşunda ıçım cızlıyor, gozlenmden ateş çıkıyor Içımden, kufretmek ıstıyorum Ama, canımın açısından kufür bıle edemıyorum Hızını alamayıp kulaklanmızı çekıyor, tokat atıyor Bırden bır mucıze oluyor TenefRıs zılı çalıyor Yaşasın kurtulduk' - Defolun' Dışan çıkıyoruz Çalışkan oğrencıler olduğumuz ıçın, seven oğretmenlenmız çok fazla Bırçoğu da gerçek anlamda eğıtımcı Bunu bugun daha ıyı anlıyorum Yaşlı gozlerle, yaşadıklanmızı anlatıyoruz Uzulmememızı sıkılmamamızı oğutleyıp sorunu çözeceklennı söylüyorlar Gerçekten de çozduler Daha sonrasında, ne ben ne de Şukru hıçbır gızlı orgüte üye olmadığımız gıbı, Devrimin Getirdiği Türk Kadmı nce şunu bılelım kı hıçbır lıder, hıçbır devlet adamı 'kadm haklan' konusunda Atatürk gıbı, o olçude savaşım vermemıştır M Kemal, kadınlann da bırer ınsan olduğunu, onlann da erkekler gıbı yaşaması, çalışması ve toplumsal yaşama etkm katkıda bulunması gerektığını vurgulamış, sonra da bu ınanış dogrultusunda çaba harcamıştır Kadınlann hak sahıbı olmalan gereğı Atatürk devnmlennın aynlmaz bır parçasıdır Eşdeyışle onun Türk kadını konusundakı atılımlan, obur devnm gınşımlenyle bır bütün oluşturur Yada rahmeth H.V Velidedeoğlu'na hak vererek şoyle dıyebılınz "Atatürk de>Tİmleri bir bütündür. Çünkü onlar birbirini tamamlayan çabalardır." Bıraz genlere gıdelım Atatürk henuz harp okulu oğrencısı ıken, o yıllann düzenını değıştırmeyı duşunmekte ve bu konuda yapacaklannı arkadaşlanna anlatmaktadır Nıtekım daha sonrakı vıllarda sergıledığı başkaldın gınşımlen onun ılerde neler yapacağı konusunda ıpuçlan vermektedır Ancak kadınlann haklan konusunda ne duşunduğunu oğrenmemız ıçın 1919 yılına gelmemız gerekmektedır Şoyle kı, Erzurum Kongresı yapılmış, Atatürk başkan seçılıp gerçekleştınlecek olan Kurtuluş Savaşı'nın oncüsü ve lıden olarak polıtıka sahnesınde hak ettığı yen almıştır O sırada pek çok delegenın aklına şöyle bır soru takılmış Acaba M Kemal ılerde devlet başkanı olsa neler yapar7 Ama kımse bu soruyu ona yönekemıyor Sonunda böylesı bır yureklılığı gosteren bın çıkıyor Bu kışı Bıtlıs Valılığı'nden aynlıp Erzurum Kongresı'ne katılan, (unlu dekan Şevket Aziz Kansu ıle buyuk ozanlanmızdan Ceyhun Atuf Kansu'nun babası) Mazhar Müfrt Kansu'dur Gunlük tutma ve not alma meraklısı Kansu (ve arkadaşlan) 7-8 Temmuz 1919 gecesı Kemal'ı sıkıştınrlar O da kımseye duyurmamak koşuluyla soruyu şu dört tumce ıle yanıtlar 1) Cumhunyet kurulacak, 2) Padışah ve hanedanın konumu ele alınacak. 3) Örtunme kalkacak 4) Fesın yennı şapka alacak Bu yanıtlar uzennde duşunmek gerek Gorulüyor kı M Kemal kadını çarşaftan kurtarma ışıne o denlı onem vermıştır kı devlet rejımının hemen ardından konuyu ele almayı planlamış Bu arada M kemarın ne denlı gerçekçı olduğunu belırtrnekte de yararvar M Mufıt Kansu onu, ılenye donuk bu tasanlanndan ötüru hayalcı gıbı görme yanılgısını yaşamış, ama aradan yedı yıl geçer ve Atatürk Kastamonu'da şapka devnmını gerçekleştırmış olarak Ankara'ya doner Kendısını karşılayanlar arasında M M Kansu'yu görür ve sorar, "Azizim Mazhar Müfit Be>. kaçıncı maddedeyız? Noüanna bakıyor musun?" Sırası geldığı ıçın Kemal Paşa'nın ne denlı ılen goruşlu olduğunu böylece belırttıkten sonra bır de şu olayı anımsayalım Yıl 1922, Mudanya bırakışması (mutarekesı) yapılmaktadır Bu sırada Bursa'da olan Gazı M Kemal yaptıği konuşmada, kadın-erkek aynlığının bır toplum ıçın zayıflık olduğunu vurgular O, söylemek ve belırtmekle yetınmeyen bır lıderdı Duşundüklennı hep uygulamak ısterdı Çok geçmeden Izmır'de kızlar ıçın bır öğretmen okulu açtırması bunu gostenyor lstıyordu kı Türk kadını toplumda etkın rol alsın ve kendını kanıtlasın Türk kızlannın Avrupa ve dunya guzellık yanşmalanna katılmalannı ıstemesı de bu doğrultuda bır tuturn ıdı Orneğın Keriman Halis adındakı Turk kızının dunya gdzelı seçılmesı bu anlayışın sonucuydu Her firsatta çağdaş kadın anlayışını yaygınlaştırmaya çalışan Gazı Paşa. bu görüşunu kendı e\lenme olayında da sergıledı Eskıler bılırler, o yıllarda nıkâh perşembe gunu kıyılırdı Paşa bu geleneğı yıkma amacıyla kendı nıkâh torenını pazartesı gunune aldırdı Törene gelm, yuzu peçelı değıl açık olarak geldı Ve evlenme sırasında söylenmesı gereken 'evet' sozcüğunü, eskıden olduğu gıbı kapı arkasında değıl, torene katlanlann ortasında soyledı En onemlısı, kadınlanmıza gereken değen tümuyle veren, onlan yaraşır olduklan eşıtlık duzeyıne yukselten Yurttaşlık Yasası'dır (Türk Medenı Kanunu) Işte bu nedenledır kı Batılı toplumbılımcıler şoyle yazdılar Medenı Kanun'u kabul etmekle Türkıye bır uygarlıktan otekıne geçtı Pekı, neler oldu7 Yanı somut örneklerle anlatılacak olsa, kadınlanmız neler kazandılar bu yasayla 9 Kuşkusuz sorunun yanıtını aynntılı olarak vermeye kalkışmak hem hukuk uzmanlannın alanına bır tur saldın olur, hem de yazının sınırlannı aşar Ama şuncacığını belırtmeden geçemeyeceğım Eskıden ınsanlar evlenırlerken ımam nıkâhı ıle yetınırlerdı M Kanun, resmı nıkâhı zorunlu yaptı Boylece kurulan yuva ve ozellıkle kadının konumu devlet güvencesı altına alındı Dun evın erkeği "Senl boşadım" deyınce boşanma gerçekleşıyor, kadın ve çocuklar ortada kahyordu Oysa gunumuzde M Kanun bu tür facıalan önluyor yasadışı eylemlenn ıçınde de yer almadık Şımdı duşunuyorum da, o gun polise venlsekdık ya da okuldan atılsaydık, herhalde durumumuz daha farklı olurdu Sanınm, kendımızı o gunlerde yoğun yasanan teror olaylannın ıçınde bulur, kım bılır belkı de yıterdık Kendını bılen gerçek eğıtımcılenn varlığı sayesınde o gun bır zarar görmedık Ergenlık çağındakı gençlere nasıl davranacağını bılmeyen bır darkafalıya, kımse kulak asmamıştı Her gun onlarca cınayet ışlenıvordu ve o gunlerde Abdi İpekçi, Tütengil daha oldürulmemıştı Ve bdkı de, bu cınayetlen ışleyen kışılet, toplumsal hoşgorüsuzluğun vc şıddetın hışmına uğrayan gençlerdı Belkı de, bazılan oğretmenlen tarafından polise teslım edılıp okuldan atılmışlardı Kım bılır 7 Manısa'da, yaşlan 14 ıle 16 arasında değışen on altı genç, yasadışı orgüt üyesı olduklan ıçın, okul ıdaresı tarafindan polise teslım edılmışler ve polıste ışkence gormuşler Gözün aydm olsun Abdullah Hoca' Senın gıbılenn sayısı arttıkça, değenn anlaşılacaktır O gençlere gunlennı göstenn kı bır daha oyle şeyler yapmasınlar Dovun, kınn kafalannı, o kınlası ellennız ve bağnaz kafalannızla' Ve atın ıçenye kı kararsın yaşamlan bırer bırer, omurlennın bahannda Tonguç Akkuş Boşanmaya karar verme yetkısınde olan yargıçlanmız, önce boşanmayı zorunlu yapan nedenlen araştınyor ve bu arada çocuklann geleceklennı de güvence altına almanın gereklennı düşünuyor Son olarak bır olaya daha değınmek ıstıyorum M Kemal Sofya'da ataşe ıken bır arkadaşı (Şaİdr Zflmre) onu operaya goturur Kolağası M Kemal, opera olayını çok beğenır ve arkadaşına şo>le der "Bulgarlann bizi nasü yendiğini ve bızun bu küçük topluma neden venildığimizi şimdi çok IVI anlamış bulunuyorum." Şurası bır gerçek kı operanın varlığı bır ordunun gucune güç katmaz Ama bır toplumda operayı kurup yaşatacak ortam, duzey oluşmuş ıse o toplum uygar bır toplumdur Bu olay aynı zamanda sanata değer vermeyenlenn, dahası ona karşı çıkanlann kultür düzeylennın ne denlı yoksul ve çarpık olduğunu da anımsatıyor Şu gerçeğı ıyı bılelım Atatürk devrimleri. tam anlamıyla bır butundur Kadın haklan, Latın abc'si çarşaf ve fesın yasaklanması dılımızın anndınlması, Batı muzığıne yonelış vb Butün bunlar devnmlenmızın gerçekleşmesı ıçın temel koşullardır ve bınnden bınnın yokluğu o değerlı butune zarar venr SamiGürtürk PENCERE Kuşku Devleti!.. Mustafa Yılmaz dıyor kı "İHÖ (Islamı Hareket Örgutu) cınayet ışleyen ta- şeron bır örgut " Yılmaz, eskı CHP Mılletvekılı, "Meclıs Faılı Meç- hul Cınayetlen Araştırma Komısyonu" uyesı, polıs- te uyum ve eşgudum yokluğundan soz açıyor, kımı "ıhmallen " vurguluyor ve eklıyor "Istanbul Emnıyet Mudurluğu Terorle Mucadele yetkılılen, bıze verdıklen bnfıngde, İHÖ elemanları- nın Iran'da eğıtım gorduklennı ve Iran Konsoloslu- ğu'ndan para aldıklannı soyledıler " Kımılen şaşacak - Yok canım, olur mu?. Ancak unutulmasın kı Islamcı terorun Ortado- ğu'dakı en yaman orgutu HAMAS, sırtını doğrudan Tahran'a dayıyor • Bızım polıs uzenne çok şey soylenır Oysa polıs 150 bın kışılık bır orgut1 Bır orta hallı devletın ordusu' Içınde ne var, ne yok'? Artık soylenen soylenenı tut- muyor En kotüsu de bu!. Çetin Emeç'ı oldurduğu savıyla yakalanan İHO'den Irfan Çağıncı ıçın bır "emnıyet yetkılısı" demış kı "Çağıncı 'nın yakalanması ıyı olmadı Çunkü bu kı- şı, ıkı gun sonra Bursa'da Uğur Mumcu'nun katıl zanlısı olduğunu sandığımız bır orgut yetkılısıyle bu- luşacaktı " Acaba7 Guven duygusu bır kez yıtıp gıttı mı, "acaba "lar ço- ğalır; kuşku polıs orgutunu kemırmeye başladı mı, guvensızlığın sonu gelmez Ne yazık kı o aşamadayız • İHÖ'den Irfan Çağına, Çetın Emeç cınayetının te- tıkçısı mı'? Çağıncı, polıste bu yolda açık seçık ıfa- de vermış1 - Ben oldûrdum Ancak kuşku ortamından yararlananlar, hemen or- talığa sıs bombaları yağdırmaya başladılar - Sen polıste oyle konuştuğuna bakma, mahke- meye çıkınca ıfadesını değıştınr Olur mu olur Irfan Çağıncı, polıstekı sorgulamada Iran'la İHÖ'nun ılışkılerını sergılemış Bunun uzenne bır sıs bombası daha atılıyor - Bu senaryo Turkıye-lran arasını bozmak ıste- yenlenn manfetıdır Gerçek mı? Buna gore polısın ıçındekı bır guç, devletın ulus- lararası pohtıkasını belırlıyor Pekı, bu ışı polıs yalnız başına yapabılır mı? Bıtmedı Polts, Irfan Çağıncı'nın oldurulmesınden korkuyor- muş Sıkı guvenlık onlemlerı alınıyor Usuldendır, onemlı sanık ve tanıklar ozenle korunurtar; ama, bır kuşku daha fısıltı gazetesınde dıle getınlıyor - Irfan Çağıncı'yı devletın ıçınde yuvalanmış bır güç oldurtebılır Kuşku bır kez aklın yuvasına yumurtasını koydu mu, kuluçkadan ne çıkacağı bellı olmaz, ıkırcıklen- me, herkesın dûşuncesınde kanat çırpmaya başlar, senaryo ıçınde senaryo turetılır • Faıtı-meçhuf cınayetler yalnız ınsanlann canını al- mıyor, bır kuşku devletı yaratıyor, kamuoyunun ka- fasında guven duygusu yok oldu Ve yazık oldu Guven duygusunu yenıden yaratmak kolay değıl' Bır kez yıtıp gıttı mı, guvenı yenıden oluşturmak ıçın uzun yıllar gereklı 1 Bunun en kestırme yolu, faılı meçhul cınayetlerın faıllennı kısa surede yakalamak- tır S.S. MERT KENT KONUT YAPIKOOPERATIFI Sayın Uyemız, Kooperatıfimızın 1994-1995 yıllan Olağan Genel Ku- rul Toplantısı 14 Nısan 1996 Pazar gunu saat 10 OO'da Gazetecıler Cemıyetı, Burhan Felek Konferans Salonu, Cağaloğlu/İSTANBUL adresınde aşağıda behrtılen gun- dem gereğınce yapılacaktır Toplantıda gereklı çoğunluk sağlanamadığı takdırde Olağan Genel Kurulumuz 21 Nısan 1996 Pazar gunu aynı adres ve aynı saatte yapılacaktır Gundemımızın onemı bakımından toplantıya mutla- ka katılmanızı, mumkun olmadığı takdırde vekâlet yo- lu ıle temsılınızı nca edenz GÜNDEM: 1 - Yoklama ve açılış, 2- Başkanlık Dıvanı seçımı ve dıvana genel kurul tu- tanaklannın ımzalama yetkısının venlmesı, 3- Yonetım Kurulu çalışma, bılanço ve hesap rapor- lanyla Denetleme Kurulu raporlannın okunması, 4- Bılanço, envanter ve gelır-gıderfarkı hesaplannın ıncelenmesı ve karara bağlanması, 5- Yonetım ve Denetleme Kurullannın ayn ayn ıbra- sı, 6- Arsamızın SİT alanı ılan edılmesı nedenıyle yapılan çalışmalann değerlendınlmesı, 7- 1996 yılı butçesının goruşulerek karara bağlan- ması, 8- Yonetım ve Denetleme Kurullan uyelennın seçımı, 9- Dılekler ve kapanış YÖNETİM KURULU Değerli Meslektaşımız YAKUP ERSEV KAHRAMAN'ı 15.3.1996 günü kaybettik. Acımız sonsuzdur. Kederli ailesine, dostlanna, arkadaşlanna ve Maden Mühendisleri Topluluğu'na başsağlığı dileriz. TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI RMDffl MÜHBIDİSLHti 0OA8IZONGULDAK ŞUBESİ MADftl MÜHENDİSlfiit 0OAS1 l81WttUL ŞUBESİ MJUffll MÜHB«telSİ OOASI tZNİR ŞUBESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle