06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 1996 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI Sovyetler'e kafa tutan, Çin'le yollannı ayıran Arnavutluk'ta büyük değişimler yaşanıyor EnverHocabugünleri görseydi... 7 990 Temmuzu'nu anımsıyor musunuz? Binlerce Arnavut; gemılen. şilepieri, sallan, san- dallan, motorlan, çatanalan tıklım tıklım doldurup ltal- ya'nın Bari ve Brindizı liman- lanna akmıştı. İtalyan polisi, ilk gün şaş- kmlığının ardından bu "Arnavut istiia- sı"nı copla. dipçikle durdurmuştu. On binlerce aç, yoksul ve umutsuz Ar- naviit, Batı Avrupa'nın "eoıperyalist-ka- pitalist" metropollerine kapağı atmak Komünist Partiler ve Zümriklüanka içın çırpınıyordu. Büyük çoğunluğu ge- risın geri, yoklugun v e umutsuzluğun ül- kesine. Amavutluk'a geri gönderildiler. Ardından 6 bın Arnavut, ülkedekı büyü- kelçiliklere sığındı. Yurtdışına çıkış iznı ve politik sığınma hakki istiyorlardı. O günlerde. Federal Almanya'nın Tiran Büyükelçisi. "Kapılar açılsa sanki bü- tûn Amavııtluk boşaJacak" diye yazıyor- du. Arnavut usulü komünizm Önce Sovyet- ler Birliği ve ötekı sosyalist ülkelere kafa tu- tan; ardından gözünü biie kırpmadan tek müttefikı Çın Halk Cumhun- yeti ıle ipleri ko- paran küçücük Avrupa ülkesi lar. Çöküşü durdurmaya bu da yetmedi. 1991 Ocak ayında ayaklanan kitleler, En- ver Hoca'nın dev anıtını kaidesinden, Başbakan Adfl Careanu'yu da iskemle- sinden alaşağı ettiler. Aynı yılın martın- da, Ramiz Alia, AEP'nin iktidannı ko- ruyabilmesi ıçin son manevraya girişti ve erken seçim karan aldı. 1945'ten bu ya- na Arnavutluk'ta ilk çok partili seçim yapılacaktı. 1989depremi, Amavutluk'u da sarmıştı. Seçimler, sanılanın tersine komünistlenn zaferiyle sonuçlandı. An- cak bu kez partinin ba- şında artık Enver Hoca çizgisinin sadık yan- daşlan yoktu. Kendile- rine "refonncu kanat" diyen, ortodoks bir ko- münist çizgiden çok, sosyal demokrat ilke- leri benimseyen komü- nistler (!) dizginleri ele geçirmişti. Seçim za- ferini de kendi başan- lan olarak vitrinlediler. Arnavutluk Emek Par- tisi, oylann yüzde 56'sını, parlamentoda- kı iskemlelerin de üçte ıkisini kazanmıştı. Buna rağmen muhalefetle ortak hare- ket edebilecek koşullararandı. Yeni Baş- bakan Fatos Nano, deneyimsiz ve -he- nüz- programsız muhalefeti yatıştırabil- mek ve işbirliğine çekebilmek için, için- de sosyalizm terimi geçmeyen bir "geçiş dönemini anaya- sası" önerdi. Bu manevralarla Ar- navutluk Emek Partisi iktidannı. Ramiz Alia da devlet başkanhğı koltuğunu bir sü- re daha korumayı başardılar. 1991 Hazira- nı'nda, resmipar- ti metinlerinde in-Fatos Nano Enver Hoca Arnavutluk. yıllar yılı "Arnavut usulü bir komünizm"ı savunduktan sonra bir- den çöküyordu Putlaştınlmış lider En- ver Hoca'nın 1985 'teki ölümünden son- ra rejim 5 yıl dayanabilmiş ve sonunda dikışleri patlamıştı. Aradan beş yıl daha geçti. 1996'dayız. Arnavutluk'ta yeminli antikomünist Sa- H Berişa devlet başkanı. Enver Hoca'nın ülkenin yoksulluğuyia tam bir çelişkı yansıtan anıtmezan, artık bir konserva- tuvar. Bir zamanlar ülkenin tek egemeni Arnavutluk Emek Partisi çoktan feshe- dildi. Ardılı Arnavutluk Sosyalist Parti- si (ASP), Tıran'da çok katlı bir binanın üst katlanndan birinde etkinlik gösten- yor. Bina girişinde görkem değil, çöpler ve pislik egemen. Çok kısa bir özet, bir anımsat- ma: Ölümsüz sa nılan Enver Ho- ca'nın ölümün- den sonra yerine. beklendiği gibı. Hoca'nın kendi- sinin saptayıp i- lan ettiği veliahtı Ramiz Alia, ko- münist partisinin Ramiz Alia (AEP) ve devle- tin başına geçtı. Ancak yukanda aktar- dığımız Temmuz 1990'daki yığınsal ka- çış dalgasının ardından parti ıçindeki muhalif kanat agırlığını koydu ve kilit noktalardaki ''parti şahinleri"ni etkisiz- leştirdi. Olaylar durulmadı, tersine hız- landı. 1990 Aralık ayında komünistler. ülkede görece bir demokrasi öngören ye- nı bir anayasa taslagını tartışmaya açtı- san bilincinin üretebileceği en mükem- mel siyasal organizasyon olarak tanımla- nan Arnavutluk Emek Partisi'nin onun- cu \e sonuncu kongresı toplandı. Parti feshedildı. Yenne Arnavutluk Sosyalist Partisi (ASP) kuruldu. Antikomünist başkan Mart 1992'de yapılan genel seçimler- de, üretım araçlannın özel mülkiyetini tek mülkiyet biçimi olarak benimseyen, çok acil birözelleştirme programı öngö- ren, koşullar elverince NATO ve AT'ye girmeyi hedefleyen, IMF ile derhal gq- rüşmelere başlamaktan yana olan De- mokrat Parti (DP). seçimleri açık fark- lakazandı. Par- lamentodakı is- kemlelerin üçte ikisi, bu kez DP'nin eline geçmişti. Sali Berişa devlet başkanı oldu. Arnavutluk'ta 47 yıl sonra ilk kez bir antiko- münist, iktidara gelmişti. Enver Hoca çizgisine sadık komünist- lerle hesaplaşma, daha 1991'de "reform- cu kanafın iktidan döneminde başla- rruştı. Önce Enver Hoca'nın eşi Necmi- ye Hocatutuklandı. Ancak büyük temiz- iik DP iktidannda gerçekleşti. 1993 Ha- ziranı'nda eski başbakan Fatos Nano ve ardıl partinin yöneticileri, en azılı anti- komünistleri bile güldüren sudan yol- suzluk ıddialanyla birbiri ardına tutuk- landılar. Mahkeme (!), Nisan 1994'te so- nuçlandı. Sanık]ar"evraktasahtekârük, kamu malını zimmetine gecirmek" gibı çok ciddi (!) suçlardan dolayı on ikişer yıl hapse mahkûm edildiler. Aynı yılın haziranında ise sıra, son sosyalist devlet 1990 Temmuzu'nda binlerce Arnavut, Italya'nın Bari ve Brindizi limanlanna akın etmişti. Sali Berişa başkanı Ramiz Alia ve dokuz önde ge- len komünistteydi. Onlar da hapse mah- kûm oldular. Arnavutluk'ta yeni hükümet koalisyo- nunu oluşturan "Demokratik BirtiVin küçük ortaklan, hafta Başkan Berişa'nın partisinden demokrat parlamenterler. bu göstermelik duruşmalan kınadılar ve "StaHn'in ünlü temizlik mahkemelerin- den hiçbir farkı yok" diye nitelediler. özelleştirmenin faturası Demokrasiye alışmamış yoksul Arna- vutluk'ta Sali Berişa yönetimi, siyasal ve ekonomik fiyaskolarla kısa sürede yıprandı. Ne sözü edilen basın özgürlü- günden eser vardı, ne anayasa referandu- mundan. Ostüne üstlük, özelleştirme ve kamu mülkJerinin tasfıyesı adı altında tüm ül- ke haraç mezat özel mülkiyete tapulanı- vermişti. Kişi başına düşen ulusal üreti- min 620 dolan geçmediği bu yoksul ül- kededolarmilyonerlen tûredi. "Ölü doğdu" gözüyle bakılan ardıl, Arnavutluk Sosyalist Partisi, 1994 so- nundan itibaren şaşılacak bir canlanma gösterdi. Siyasal yelpazenin açıkça sağ kanadında yer alan Sali Berişa ve ortak- lanna karşı çok etkili bir muhalefet baş- ladı. ASP, smırlı basın özgürlüğünü iyi kullandı. Tırmanan yolsuzlukJan cesa- retle sergiledi. Aşın hızlandınlmışözel- Ieştirmeye karşı sosyal içerikli fren ön- lemler savundu ve ülkede özellikle Be- rişa'nın DP'si tarafından bşkırtılan mil- liyetçı kabarmaya açıkça karşı çıktı. Kendine dış dünyadan destekler aradı (sonuç alamamasma rağmen), Sosyalist Enternasyonal'e katılmak için başvur- du, ulusal düşman Yunanistan'ın sosyal demokrat partisi PASOK ile sıkı ilişkiye girdi. Bütün bunlar, ASP'ye puan kazan- dırdı.Eğer Sali Berişa, son dakikada bir siyasal manevraya başvurmazsa bu yılın ilİcbahânnda Arnavutluk'ta parlamento seçimleri var. Ülkenin sanayi merkezi Elbasan başta olmak üzere Güney ve Or- ta Arnavutluk'ta ASP, ş : mdiden birinci parti konumunda. Sendıkalı işçiler ve köylüler arasında hâlâ çok güçlü. Bugün Arnavutluk'ta iki siyasal güç karşı karşıya: Eski komünistler (ASP) ve antikomünistler (DP). Enver Hoca'nın ünlü Arnavutluk Emek Partisi'nin ardı- h. dönüşmüş. değişmiş, büyük ölçüde sosyal demokratiaşnus. ASP, seçimlerden iktidar partisi olarak çıkarsa buna Arna- vutluk'ta çok az kişi şaşıracak. 'Komşi'de yol arayışlan sürüyorulgaristan'da 1989 sonra- sında yaşananlar. ilk bakış- ta ötekı sosyalist ülkeler- den farkh değil. Ök bakış ise çoğu kez yüzeyseldır. Bu yüzeysellikle yetinme- yi göze alırsak, dizinin Bulgaristan'a ay- nlan bölümünde "Biraz Romam-agibi ol- du. Komünistier iktidan hemen hiç elden kaçırmadı. Biraz Macaristan'a benziyor. Halkın umutlannın odaklandığı en bü- yük si\-asal güç, ardıl parti, yani eski ko- münistfer" diyerek noktayı koyardık. Ancak Orta ve Doğu A\Tupa'daki ko- münist partilerin 1989 depreminden son- ra yerlerini alan ardıl partileri irdeleme- ye çalıştığımız bu dızide, Bulgaristan Ko- münist Partisi'nin ardılı Bulgaristan Sos- yalist Partisi'nin (BSP) özel bir yeri ve önemi var. 1989'a kadar komünist parti- lerin iktidan elinde tuttuğu ülkelerin hiç- birinde gözlenmedıği ölçüde yoğun, cid- di \e derinlemesine bir tartışma, BSP içinde sürüyor. 1989 sonunda Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) ıçindeki muhalefet kanadı. handı> se ömürboyu genel sekreterliğe se- çılmiş gibi dav- ranan Todor Jivkov'u göre- vinden aldı ve daha 1987 Temmuzu'nda üretilmiş "yeni sosyajizm" mo- delinin, parti- nin bundan böyleki siyasal çızgısini belir- lediğinı ilan et- TodorJİvkov ti. Jivkov'u, par- Bulgaristan'da hükümetin istifasını isteyen madenciler, 1990 yılında greve gittiler tınin tepe kadrolanndaki 1989-1990 te- mizliği izledi. Ardından BKP'nin tek par- ti iktidanna olanak tanıyan anayasal dü- zenleme iptal edıldi. Sendikalara kâğıt üstünde kalmayacak bir bafımsızlık ta- nındı. Ancak halk kitleleri, özellikle rejim karşıtlan bununla yetınmediler ve BKP'yı ülkedeki muhalefet güçlenyle bir Yuvarlak Masa Toplantisı'na zorladılar. BKP bunu kabul etmekle yetinmedi ve burjuva muhalefetın hükümet ortaklığına katılmasını da önerdi. Bu arada Türk azmlığın adlannın zorla Bulgarlaştınlma- sını öngören ırkçı politika da mahkûm edıldi. 8 Şubat 1990'da BKP'nin olağanüstü kongresı toplandığında Jivkov futuklan- mıştı. Durmadan taktik hatalaryapan (da- ha sonra daha budalaca hatalar da yapa- cak olan) burjuva muhalefet hükümete katılmayı reddedince zorunlu olarak, Andrey Lukanov başkanlığında. salt ko- münistlenn yer aldığı bir geçış hüküme- ti kuruldu. Haziran 1990 seçımlerinı B- SP kılpayıyla da olsa kazandı. 18 Aralık 1994 seçımlennde ise iktidar, yine B- SP'nin başını çektıği bir koalısyonda kal- dı. BSP. ortaklan sivasal partiye dönüş- müş çevrecı hareketin partisi Ekoglasnost ve komünıstlerin çok çok eski ortağı AleksandrStamboltskiadlı köylü partisi, oylann yüzde 43'ünü topladılar \e 240 üyeli parlamentoda iskemlelerin 125'ine sahıp oldular. Bulganstan'da ardıl'ın ik- tidan, artık her türlü târtışma ve kuşku- dan uzak. Ancak önemli olan nokta, bizce bu de- ğil. BSP'nin 8 Subat 1990'daki olağanüs- tü kongresinde geçmiş dönemden temel- li bir aynlığı ve Marksist-Leninist parti modelinden köklü bir farkı ortaya koyan bir dizi kavram tartışmaya açıldı. tşte bun- lardan birkaçı: Denetimli bir pi>asa ekonomisi. Bura- da serbestpivasaterimının değil piyasa te- riminin yeğlenmesi rastlantı değil. BSP, fi>atlann emir komuta ekonomisi içinde değil. piyasa koşullannda belirlenmesinı öngörüvor \e burada sosval yaralar aça- cak gelişmelerın önlenmesi için etkili bir denetim düze- neğı öngörüyor. Birbiriyle ya- nşan karma mülkiyet düze- ni. Kuşkusuz burada üretim araçlannın mül- kiyetinden söz ediliyor ve Tito Yugoslavya- sı'nın özvenetim . . , , modeli benzeri Andrey Lukanov bir üretim sürecı öngörülüyor. İktidan ele gecirmc aracı olarak silahh dcvrim ilkesi reddediliyor. Keza siyasal çoğulculuk tam bir öncelik taşıyor. Her türlü diktatoryal hükümet biçimi ise açık- ça mahkûm ediliyor. BSP ıçindeki bu zorlu konulann tartı- şılması, Haziran 1994'teki kongrede ka- bul edilen yeni parti programında yeni bir aşarnaya ulaştı. Program "Bulgaristan topraklan üstünde sosyalist ülküleri ye- nilemekveyaşamagecirmek'" ılkesını be- nimsiyor. Demokrasinin bir yol olarak de- ğil, BSP'nin siyasal özü olarak görüldü- ğü de programda özel vurgularla yer alı- yor. Bulgaristan"daki ardıl partinin ara- yışlan ve ürettiği yanıtlar küçük, görece yoksul, geçmişinin günahlan pek ağır ve uluslararası arenada pek de ağırlığı olma- yan bir Balkan ülkesinde çok kişiyi şaşır- tan, çok kişiyi de kıvandıran, kimilerini de öfkelendiren bir zenginlik ve derinlik taşıyor. Türkiye sosyalistlerinin, hele he- le sorulan olup yanıtlar arayanlann, bu- runlannın dibındeki "komşi"den alacak çok derslerı var. Yarın: Doğu Almanya POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Şişe Dayanır mı?.. Yeni hükümet daha güvenoyu almadan rakıya zam- mı bastırdı, iki yüz bin liralık rakıyı üç yüz bine çıkar- dı. Ardından, alay eder gibi, 'rakıdan sonımlu Devlet Bakanı' özür diledi: "Akşamcılar bağışlasınlar!.." dedi. Rakıyı yalnız akşamcılar ıçermiş gibi. Erbabı bilir, bunun öglencisi var, ikindicisi var, sa- bahçısı var... Dahası, vakttli vakitsiz içeni var. "Bakan hangi türden?" Ağzına sürmezlerdenmiş... Bugüne kadar rakıya da tütüne de selam vermemiş. Kolayca "Benibağış- lasınlar!.. "diyebilir. Bağışlariar mı? Belki. Neyzen'den açalım. Paşalardan birine "Içmeyece- ğim" diye söz verir. Gerçekten de bir süre içmez. Bir gün bakar ki Paşa, Neyzen karşıdan zil zurna geliyor. Çevirir durdurur, yolunu keser: "Hoh..."öe. "Hoh"öer. Kutsal koku yok... Paşa iyice sıkıştınr. Neyzen'e yüklenir. Söylemek zorunda kalır. "Paşam, bu sefer yukandan aşağı doğru değil, aşağıdan yukanr doğru içtim." Gençler tenkiyeyi bilirler mi acep? Bilenler bilme- yenlere tenkiyeyi öğretsinler!.. Hep Bekri'den, Eşreften, Neyzen'den, ünlü içki- cilerden söz edilmez ya.. Orhan Veli de iyi içkiciler- dendi. Fırsat buldu mu hemen çilingir sofrasını ku- rardı. Orhan Veli, Gelibolu'nun Doganaslanı'nda asker- lik ederken 'talim't kırar, "Salim'in Yeri"ne giderdi. Salim'in yeri bakkaldan bozma küçücük bir yerdi. Oıtıan, Salim'e gittiğinde çadınn üstüne şöyle bir be- yit asardı: Herkes gider talime Orhan gider Salim 'e Bu iki dize demektir ki Orhan, Salim'in yerindedir. Başka bir yerde aranmaya... Aranacaksa Salim'in ye- rinde arana... Meşhur meseldir, Ahmet Haşim şöyle der: Göllerde bu dem bir kamış olsam Akşam gene akşam Dilediğin kadar "gene akşam" sıraladıktan sonra göllerde bir kamış olunur... Orhan Veli göllerde kamış olma yerine, rakı şişesinde balık olur. Rakı şişesinde balık olsam Rakı şişesinde balık olmak bir dilektir. Bu dilege sı- ğındın mı rakı şişesinde balık olma da yakışır. Şair sö- züneyalan damgasını vuranlarvardır. "Aldanmakışa- ir sözü elbette yalandır." Yalandır. Vallahi yalandır, billahi yalan!.. Orhan Veli'nin canı iyıce bir lokantaya Degüstas- yon'a gitmek ister. Bilenler hatıriasın: Degüstasyon, ünlü çöküntüden sonra bir "enkaz" olarak olduğu gi- bi duruyor. Bir daha onarmadılar da... Şimdi derme çatma dizeleri yerierine dizelim: Canan ki gündüzleri gelmez Akşam görünür havz üzerinde Şimdi havz üzerinde de görünmüyor. Nâzım Hik- met, Ahmet Haşim'i Degüstasyon'daki iskemlesin- de oturtur. Ahmet Haşim'e de, Peyami Safa'ya da bu iskemle yakışır. Orhan Veli'deyse canan, "Degüs- tasyon 'a gelmez", Balık Pazan'na hiç gelmez. Tümü şöyle: "Canan ki Degüstasyon'a gelmez Balıkpazan'na hiç uğramaz" Hele bu rakı zammından sonra ayakları geri geri gi- der... Dayanır mı şişedir bu!.. Kınldı, parçalandı.. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ 1956-1958 yıl- lan arasında tstan- bul'dayayımlanan haftalık mızah dergisi... Bir nota. 2/Tavır.davTanış... Elektrondan ağır, protondan hafıf bır atom cisimci- ği. 3/ Telve ile ya- 6 pılmış sahte kah- ve... Bır nota. 4/ Ensız... Bırtürge- çirimsiz toprak. 5/ Başlıca, temel ni- 1 2 3 4 5 6 teliğinde olan... Ekinlere za- rariı bır böcek. 6/Deriye sür- me ya da ovma yoluyla uygu- lanan ve ağnlann dındırilme- sineyarayan sıvı ilaç. 7/Hin- distan'da yerli ve Avrupalı kanşığı melez. 8/ Temeli tak- lıde dayanan sözsüz oyun... Özel bir mantarla keçi ya da ınek sütünün mayalanmasıy- la hazırlanan ekşi içecek. 9/ Vılayet... Yedıncı sanat. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dındarlan dinden saptırmak ıçın kıyametten önce ortaya çıkacağına ınanılan kışı... Bır soru ekı. 2/Serbest meslek adamlannı içmde toplayan resmı birlik... Büyük bakraç. 3/ İçinde afyon bulunan sulu bir ilaç. 4/ Celp eden, çeken. 5/ Çıkar yol, çare... .AJcdeniz yöresıne özgü bıtkı topluluğu. 6/ Eğik, meyilli... Tavlada bir sayı... Hayvanlara vurulan dam- ga. II Sıcak yenen bir çeşıt telkadayıfı. 8/Macaristan'ın pa- ra binmı... fşaret. 9/ Rıhtımlarda halat bağlamaya yarayan demir halka... Sınır nışanı. T.C. BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI Gümrükler Genel Müdüıiüğü İstanbul Gümriikleri Başmüdürü Sayı: B. 02.1.GÜM.4.06.10,09.HlK. Konu: 092/10/20(92)-1226 Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin esas: 992/14, karar: 993/377 sayılı, 7.7.1993 günlü karan uya- nnca idaremıze 830.000.- TL para cezası ödemeye yü- kümlü Tahsin Alkan kararda belırtılen adresinde buluna- madığından mezkûr para cezası tahsıl edılememektedir. Tebligata esas olacak başkaca bır adresı bilinmediğin- den 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28. ve 29. madde- lenne göre ilanen tebliğine karar venldi. Teblıgat yerine kaım olmak üzere teblığ olunur. Basın: 74768
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle