Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 MART 1996 PAZAR
14 KÜLTÜR
İŞARET FİŞEĞİ ZEKl COŞKLTN
6
Bu memleket bizim' değiLYeni Hayat,belkı de gerçekten hayatı-
mızın dınamıklenne ışaret edıyor
Orhan Pamuk'un romanında uç oğe
var Gızıne ve kaynağma enşılemeyen,
her ele geçırenın kendınce yorumlayıp
yenıden kurduğu metın/kıtap, o kıtaba
her bakanın ka>nağa ve anlatılanın gız-
lenne ulaşmak ıçın gınştığı yolculuk,
tutkuya donuşen giz yolculuğunda ha-
yatın heba oluşu Bır de zaten heba ol-
muş hayatlat Yenı Hayat'i bılmeyen-
arama>anlar, hayatı "mavi ışdtab" tele-
vızyon ekranından ızler Arka planda-
kı yazi bır yana bırakılırsa romanda ha-
yat ıkı ekranda akıp gıder Otobüs pen-
cerelen \e TV Her ıkısı de bır tur gece
yolculuğudur Hayat ve dünya, ona ba-
kanın dışındadır
Yenı Hayat'ta anlatılan her yere ve her
şeye "yabancıiık hıçbır yere ve hıçbır
şeye aıt olmama, bır tur kaybolmuşluk,
gunumüzun gerçeğı Oyle olmasa, TV
ekranlanna bıraz da rastlantıyla yansıv an
Hakkân bızı bu kadar şaşırtmazdı Öy-
le olmasa Hakkân'de ınsanlann çoplük-
ten yıyecek topladığı haben karşısında
Camus'nun "anneniz öidü" habennı
alan Yabancı 'sı gıbı sıradan bır haber ka-
yitsızlığını yaşamazdık
Hakkan çok uzaksa, Gazı Mahallesı
lstanbul 'da Orada yaşananlar da çopluk-
te yıyecek arama kadar tuyler urpertıcı
Gazı Mahallesı'ndekıler"sivasal'*sa, Nı-
şantaşı'nda, Etıler'de, Bağdat Cadde-
sı'nde gun boyu defalarca çoplen kanş-
tıranlann varlıği gundelık sıradan gorun-
tuler Ama onlar da tıpkı TV ekranına
yansıvan Hakkân gıbı gözumuzun onun-
den geçıp gıdıyor Hayat, olduğu gıbı su-
ruyor "Yabancriık da
Brezılya'nın "favela" denen gecekon-
dulannı anlatan Çoplük, bızde de onlar-
ca basım yaptı ve unutuldu Çopluk, o
hayatı yaşavanın bınncı elden anlatımı-
dır Bugun bızı şaşırtan Hakkân, 20 yıl
önce -Çopluk 'un populer oldugu sıralar-
ıkı ayn anlatıya konu olmuştu Şukru
Gumuş, 1968'de gonullu olarak Hakkâ-
n'de görev almış, sadece ıkı kışının Turk-
çe bıldığı Gelıtan Koyu'nde 9 öğrencıy-
le ılkokul açmıştı Oradakı hayatı Zap
Boylan'ndaanlattı Roman 1976'daya-
yımlandı
Ferit Edgü, 1966-67 de "yedeksubay
öğretmen" olarak Hakkân'deydı Daha
once yaşadığı Pans'le Hakkân arasında-
kj uçurumu bır tür Camus "yabancı
T>
lı-
ğıyla ızleyıp once " Doğ/m" olarak tasar-
ladığıromanıO'yu kaleme aldı Roman,
Zap Boylan'ndan bır yıl sonra, 1977'de
yayımlandı 1980'lerdefılmealındı Ed-
gu, "CehennemdeBir MevsHn"den esın-
lenerek "Hakkâri'de Bir Mevsun" adını
verdı çalışmaya
Hantanın ucundakı hayatı yazıya dö-
ken goz önune seren yapıtlann son 20
yıldır gozden düşmesı, yazı hantasmın
ve yazıdakı hayat(lar)ın daralmasına
denk düşuyor Yazıya gırmeyen, gıreme-
yen yerler ağır ağır "memleket" olmak-
tançıkıyor. hantadansılınıyor "Memle-
ket"ten kopan yazınm da hayat sahası
7
azı ve yazann, yaşadığı yer ve hayat karşısında kendını "yabancı" hıssetmesı, yüz
yıl öncesıne dek uzanıyor. Yabancılık, bir başka memleket, bır başka "yeni bır
hayat" tasanmıyla, ımgelemıyle başlar. Osmanlı aydın/yazan Batı ve onun
düşüncesiyle yüz yüze gelınce duydu ılk yabancılık halinı. Yazı -ve roman- büyük
ölçüde o halın ürünü olarak doğdu. Büyük planda düşünülen "memleket" ve "hayafın
yenilenmesi, ıçınde bulunduğu halden kurtanlması ıçın kaleme alındı romanlann çoğu.
daralıyor Hayat, kâbuslu. her an kazalar-
la, olumle yüz yuze gelınen gece yolcu-
lannı andınyor Otobus camından ya da
"beyaz cam"dan, TV'den ızlıyoruz
memleketı, hayatı
"NaturaJizm", "köyedebrv-atı-dilekçe
edebiyaü" vb dıye kapıdan kovdugumuz
"klasik" gerçekçı yazının yennı "hiper-
gerçek" alıyor artık Okuduklanmız da
ızledıklenmız gerçekten daha gerçek ol-
duğu ıçın "gerçekHk" duygusu uvandır-
mıyor bızde TV'dekı Hakkân göruntü-
len gıbı Yenı Hayat da gelıp geçıyor Her
şey bır anlık
"Memleket" ve "Edebiyat"
Yazı ve yazann yaşadığı yer ve hayat
karşısında kendını "yabancı" hıssetme-
sı, yûz yıl öncesıne dek uzanıyor Yaban-
cılık. bır başka memleket, bır başka "ye-
ni bir hayat" tasanmıyla, ımgelemıyle
başlar Osmanlı aydın/yazan Batı ve
onun duşuncesiyle yüz yuze gelınce duy-
du ılk yabancılık halinı Yazı -veroman-
büyuk olçüde o halm urünü olarak doğ-
du Buyuk planda düşunulen "memle-
ket'' ve "hayafın yenilenmesi, ıçınde
bulunduğu halden kurtanlması ıçın ka-
leme alındı romanlann çoğu
Küçuk, yerel plandakı -tstanbul'un dı-
şındakı- ılk "memleket" ve "hayat" ger-
çeklen, 1890'da Nabizade Naznn'ın Ka-
rabibik'ıyle sergılendı Romanın kahra-
manı Antalyalı bır koyluydu Oradakı
koy de köylu de o zamana dek yazıya
yansıyan memlekete ve ınsana benzemı-
yordu Aynı yıl yayımlanan Mizancı Mu-
rad'ın Turfanda mı Turfa mı romanı, bü-
yük plandakı "memleket'' ve "hayat" ta-
sanmlannın, "kurtuluş" tasanmlannın
yerel olçekte başlatılmasmı ışaret edı-
yordu Yazar. Manısa'nın Velıler çıftlı-
ğı'nde "ideal" ınsanlarla "yerel hayat"
kurarak ulkeye yon gosterme çabasın-
daydı
Nabızade'nın "naturalizm"ıyle Mı-
zancı Murad'ı "idealizm"ı 1910'da ya-
yımlanan Ebubekır Hazım'ın (Tepey-
ran) Kuçuk Paşa'sında bırleşır O da Ço-
rum'un bır koyuyle lstanbul arasındakı
uçurumu göstenr
XlX'ınsonyılıylaXX yuzyılınılkon
yılı arasında bıçımlenen bu temel kurgu,
"memleketgerçeği", 1970'lenn ortalan-
na dek yazıya, özellıkle romana egemen
oldu
Cumhunyet donemınde merkezle taş-
ra/koy, aydın-halk uçurumuna ılk ışaret
eden Yakup Kadri oldu, Yaban'la Yıne
1930'larda Sabahattin Ali , Kuyucakh
YusuTla Sadri Ertem, Çıknklar Durun-
ca'yla, 1940 larda Reşat Enis. Toprak
Kokusu, Elunek Kavgamız, Kara Top-
rak gıbı yapıtlarla "taşra"dakı hayatı,
ınsanı anlattılar 1950'lerde Koy Enstı-
tulenn romanlan geldı, aynı evrede "Üç
Kemaller". Çankın-Çonım yoresi Ke-
mal Tahir'le, Çukurova bölgesi Orhan
Kemal ve Yaşar Kemal'le romana açıl-
dı Oylü bıraz daha erken bakmıştı
"memleket"e tlk basımı 1920'deyapı-
lan Refik Halıt'ın Memleket Hıkâyelen
1909-1919 arasında kaleme alınmıştı
Yukanda anılan Sabahattin Alı 'den Sad-
n Ertem'e, "Üç Kemaller"e, FakurBay-
kurt'tan dığer Koy Enstıtüluler'e dek
Cumhunyet dönemı yazarlannın hemen
tümu ılkın oykude kalem oynatmıştı
Onlann 1970'lerdekı ızleyıcılen Osman
Şahin ve Bekir Yıküz Guneydoğu, Fırat,
Harran, Urfa yoresını yazdılar
Roman ve oyküde 1970'lenn ortalan-
na dek süren "memleket" edebıyatı, an-
lattığı gerçeğe, yoreye farklı sorunsal-
lar, farklı usluplarla yaklaşsa da galıba
ortak bır tematığı paylaşıyordu Nâzrni
Hikmet'ın "bu memleket bizim" dızesi,
butun bu edebıyatın ortak hareket nok-
tası gıbıdır
1970'lenn ortalannda yazıyı "memle-
ketten kurtarma" çabalan başladı Ar-
dından yazı ve yazar, çeşıtlı -ve çoğu
haklı- etkenlerle "memleketi kurtar-
mak"tan vazgeçtı Bovlece "yeni ha-
yat"a yoneldığımız 1980'lerde memle-
ket ıçın yazıda da memleket bıttı
Ama donup ardımıza baktığımızda,
ıkısının bırden ve bu kez gerçekten, Fı-
ılen bıtmek uzere olduğunu goruyoruz
Artık "bu memleket bizim" değıl Şım-
dı bır başka şaın ve dızelennı anmak ge-
rekıyor Edip Cansever'ın tam da
1970'lerde yazdıklan, bıtışın habercısı
gıbı "dağünuş pazar yerlerine benzryor
şimdi istasvonlar / \e dağılmış pazar yer-
lerine memleket" ve edebıvat
1
Bilimin susması
Tuhaf ama bılımın "memleketi"ı terk
edışı de yazının terk ettığı donemlere
rastlıyor sankı Bugun açlık var, toplum-
sal çozulme ve çatışma var Ama bunlar
üstune soz sov leyen "bilim" yok Oysa
bılım, 197O'lı vıllardaTurkıye'yledaha
ılgılıydı Tolumsal çozumlemelerde en
gözde "veri"ler edebıyat alanından ge-
lıyordu NiyaziBerkes,ŞerifMardin, Ke-
mal Karpat, Mubeccel Kıray, Çetin Yet-
kin ve daha bır dızı toplumbılımcının ya
da sıyasetbılımcının çalışmalanna bakı-
labılır 1970'lerle bırlıkte kopan gelene-
ğı son donemde ızleyen ıkı ısım var ta-
ner Timur (Osmanlı-Turk Romanında
Tanh, Toplum ve Kımlık), NilüferGöle
(Modem Mahrem)
1960'larda tdris Kuçukomer, Sencer
Divitçioglu gıbı bılımadamlan Turkıye
toplumunu çözumlemede ATUT (Asya
Tıpı Uretım Tarzı) modelını onermıştı
Bu, romandan (Kemal Tahır) sınemaya
(Halit Refiğ)dek çeşıtlı sanatlan etkıle-
mıştı
Acaba memleket "dağdmış pazar yer-
lerine" benzedığı ıçın mı yazı ve bılım
sustu, yoksa onlar sustuğu ıçın mı "da-
ğılmtş pazar yerlerine benziyordu şim-
di" memleket
0
8 . U L U S L A R A R A S I A N K A R A F l L M F E S T l V A L t
\ Aııkaradaki yanşmada iddiah
CUMHUR CANBAZOĞLU
Festıvalde bugün ağırlık Macar filmle-
nnde Beş Macar fılmmın ıkı tanesı, bu yıl
Ankara'ya konuk olan Peter Bacso'nun
1969 yapımı Tanık'ıyla, bu fılmden çeyrek
yuzyıl sonra yonettığı Veniden Tanık. Bu ıkı
filmı art arda ızlemeiennı onenyonız sıne-
maseverlere 50'lı yı 1larda Macar ortasmı-
finın yaşantısını tum çıplaklığıyla yansıttı-
ğı ıçın fılmmı 80'lenn başına dek gosten-
me sokmavan Bacso, ıkı >ıl once Yenıden
Tanık la değışen degerlerle Macarlann ne-
reden nere>e geldıklennı ırdelerruştı Ma-
car sınemasının en ozgun seslervnden olan
Bacso'yu Ankara'da keşfetmek kolay ele
geçmeyecek bır fırsat
Batı, pıyasa ışı fılmlere pek benzemeyen
yapımlara 'alternatifsine-
ma' dıyor, ışte bu ışın us-
talanndan, 75 yaşındakı
Miklos Jancso'dan Kızıl
tlahi ve Umutsuzlar var
programda Sorunlan or-
taya koyarken tanhsel
kökJen es geçme>en, or-
tülu anlatımı seven, her
fılmde aynı goruşü tekrar
etüğı ıçın eleştınldığınde,
'İnsan her yaprtmı deği-
şik dünya görüşüyle üret-
mez' dıyerek yapıtlayan
Jancso, lstanbul Fılm
Festıvalı'nde geçmış yıl-
larda junde görev yap-
mıştı Umutsuzlar (1965)
yonetmenın ılk fılrru, Kı-
zıl tlahı ıse 1871 yıhnda
Avrupa'da göstenldığın-
de buyuk beğenı topla-
yan, tanm kokenlı dev-
nmden kesıtler sunan bır
B U G Ü N
KAVAKLTOERE
1230 Macon Bebeğı
1530 Boğmaca
18J0 Tanık
21.00 Yenıden Tanık
MEGAPOL(Yeşıl)
12.15 Ozlem Düne
Bugüne Yanna
15.15 Bocek
18.15 Gunduz Guzelı
21.15 TurkTutkusu
MEGAPOUKırmızı)
12.00 Tamtakır
15.00 Kızıl llahı
18.00 Umutsuzlar
21.00 Kımse Benı
Sevmıyor
Diiş, Gerçek, Bir de Sinema adlı yapıtı gos-
tenlenTulay Eratalay'ın bugun de Özkm...
Düne... Bugüne™ Yarma'sı var aynı sıne-
mada Senaryosunu Artun Yeres'le \ykut
Tankuter'ın yazdığı fılm Hulki Aktunç'un
Bir Yer Göstericinin Hayaü, Kemal TamV'ın
Arabacı, Ze»at Selimoğlu'nun Bıkiırcınlar
adlı oykulennın sınemaya uyarlanmış halı
Bol ödullu Bocek. şansını bır de Ankara
Fılm Festıvalı'nde denıyor bu yıl Erhan
Bener'ın aynı adlı romarunı sınemaya akta
ran Ümit Elçi, Bocek'le geçen yıl beklene-
nın uzennde gışe hasılatı yakaladı Bocek,
uzun yıllar emnıyet teşkılatmda önemlı go-
revlerde bulunduktan sonra pasıf bır gorev-
le masa başına çekılen polıs Recaı'nın ya-
şadıklannı, geçmışe dönerek ınsanlan ne-
den yok edılmesı gereken bocekJer olarak
gorduğünu, bugunku ruh-
sal durumunun nedenını
yansıtmayı denıyor Fılm,
son donemde yerlı yapım-
larda rastlanmadık ölçude
bol mesajı olan, bır tabuyu
daha devınp polısın ıyı ve
kotu yanlannı beraber ve-
ren, yer yer Meltem Cıun-
bul'un canlandırdığı yan
karakterlenn uzun böldm-
lenyle temposunu yıtıren,
1995'ın kalıtelı yerlılen
arasında göstenlen bır ça-
lışma Bızce ulusal yanş-
ma Bocek'le tstanbul Ka-
natiarunm Altmda arasın-
da geçer
Gunun flaş fılmı olarak
Peter Greenaway'ın Ma-
con Bebeği'nı gosterebılı-
nz Fılm, Tann'ya saygı
gostermedığı ıçın kadınla-
nn kısırlıkla cezalandınl-
Ümit Elçi'nin "Bocek' filminde Halil Ergün ve Peter Greenanay 'in 'Macon Bebeği'
çalışma Macar fılmı olarak gunun lıstesın-
de bır de Peter Gardos'un 1986 yapımı bol
odullu Boğmaca adlı çalışması var
Festıvalde bu yıl daha once ıkı kez gös-
tenlen Türk Tutkusu, Aranda'nın Desıde-
na adlı lspanyol guzelıyle Türk rehber Ya-
man'ın bıtmez tükenmez ıhtırasla suren aş-
kını anlattığı fılmı lspanyol usta Bunuel'ın
ünlu Gundüz Güzeli de ıkıncı kez goste-
nmde
Fransızlann ıse ıkı fılmı ızlenecek bu-
gun Bınncısı genç Mario Vernoux'nun ılk
uzun metrajlı çalışması Beni Kımse Sevmi-
yor. Batılı kadının erkeklerden neler çektı-
ğını, ancak her zamankı gıbı bır çıkış yolu
bulup mutluluğu yakaladığı oykulerden bı-
n bu fılm, ıkıncı yapıt Cedric Klapisch'ın
Tamtakır'ı Dun Megapol Yeşil Salon'da
dıklan bır toplumda geçıyor Kadınlar, ço-
cuksuzluğun acılannı yaşarken çok yaşh
bır kadın, guzel ve sağlıklı bır bebek dun-
yaya getınyor Tannnın bır mucızesı oldu-
ğuna ınanılan bebek, kılıse ve ablası tara-
fından hemen kullanılıyor Kılıse çocuğun
korunması gereken kutsal bır varlık olduğu-
nu ılen surup onu sahıplenıyor, abla da kı-
lıseden ıntıkam almak ıçın bebeğı boğu-
yor
Greenavvay hıç endışe duymadan kılıse-
nın ahlaksızlığa, modernlığe karşı çıkmaya
ne kadar açık olduğunu vurgulayarak yıne
çok tartışılan bır örnek verdı Macon Bebe-
ğı'yle Fılmdekı şıddet ılgınç, Hollyvvo-
od'dakı şıddetı kanıksayan seyırcı belkı de
ılk kez bır Avrupa filminde bu derece sert
yorumla karşılaştı ve şaşırdı
ÜÜBÜTÜN YÖNLERİYLE
YAŞAR KEMAL OLAYI
DEVLET ÇARKINDA ATAMA
RÜZGARLARI
BU NEVRUZ RESMİ NEVRUZ
LİDERLERİN MAL VARLIĞINI KİM
PENETLEYECEK?
POLİS TABANCALARI NASIL ALINDI?
TEMEL EĞİTİM 8 YILA ÇIKIYOR
İSTİKLAL MARŞI DEGİŞTİRİLSİN Mİ?
• ABD YOZONU TUMdYF-YE DÖNUYOR
• HR1IIUC\W>IN\UM VJL
• FUTBOLUN MPARATORU -FATIH TERIM"
• \K1KMBK ILFRSİDI 1)1- Bl U M MJR
• KENTU BIR OZAN "BCLENT ORTAÇGİL"
• DIKKM III 1 VT1I 11
Testival
Türkiye
smırlannı
zorluyor'
ANKARA (Cumhunyet
Burosu) - Smema emekçılen,
bu yıl sekızıncısı yapılan An-
kara Uluslararası Fılm Festı-
valı'ne destek vermeyı gele-
nek halıne getıren Çankaya
Beledıye Başkanı Doğan Taş-
delen'ı zıyaret ettıler Sanata
yıllarca emek verdıkten son-
ra hastaneye duşen sanatçılar
ıçın "içûıin sızUdıgmı" belır-
ten Taşdelen, devletın, eko-
nomıye olduğu kadar sanata
da destek vermesı gerektığı-
nı söyledı Festıvale verdığı
destekten dolayı Taşdelen'e
teşekkur eden, Dünya Kıtle
tletışımı Araştırma Vakfı
Başkanı Mahmut Taü Ongo-
ren de, Ankara'dakı fılm fes-
tıvalının Turkıye smırlannı
zorlayan boyutlara ulaştığını
vurguladı
Turkıye'de sanatçılara ye-
terlı derecede onem venlme-
dığını belırten Taşdelen, "Sa-
natcüanmızayeterincedestek
olmuyoruz. Turkne'de sanat-
çüanmmn ozgürce eser uret-
mesini sağla>acak zemini ha-
zuiamak zorundayız" dedı
Akün Sıneması'nda önce-
kı gece düzenlenen açılış tö-
renıne Kültür Bakanı Agâh
Oktav Guner, eskı Kültür Ba-
kanı ve tçel Mılletvekılı Fik-
ri Sağlar. Çankaya Beledıye
Başkanı Doğan Taşdelen Ta-
nk Dursun IC, AK Ncsin de
katıldılar Mahmut Talı On-
gören'ın sunuşunu yaptığı ge-
cede, açılış konuşmasını Fık-
n Sağlar yaptı Kültür Baka-
nı Güner kültür emperyahz-
mıne karşı ulusal smemanın
savunulması gerektığını kay-
dettı Prof Dr Alı Nesın,
"Aziz Nesin Emek ÖdüUeri-
ni" nedeğergorulenGiovan-
ni Scognamillo ve Nijat
Ozön'e odüllennı verdı Ge-
cede, "25. Kare" smema der-
gısıne ve afış >anşmasında
dereceye gırenlere odullen
venldı "Yeşilcamın Beş Us-
tasına Güzelleme" başlıklı
gostenmden de kısa bır bo-
lüm sunuldu
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Zap Televizyonları
Bır yurttaş olarak, bu ulkede, televızyon ekranı
karşısında her gece bır dızı duyguyu yanyana, peş-
peşe, ıçıçe yaşamaktan yorgun duştum
Şaşınyorum Ofke duyuyorum Hem ekranın kar-
şısında durduğum ıçın kendım adına, hem de ekra-
nın arkasındakıler adına ırtanç duyuyorum Sınırie-
nm bozuluyor, gulmeye başlıyorum Sonra gene bır
ofke krızı gelıyor Gene şaşkınlık bastırıyor, gene
utanç Geceyı boylece tamamlıyorum
Soylemesı kolay Televızyondan hepten vazgeçı-
lebılır elbette Bunu yapan yakınlarım var Bırşey yı-
tırmedıklenne ınanıyorum Çok şey kazandıklanna
ınanıyorum Gelgelelım, tek başına bır olgu değıl te-
levızyonumuz Bakmamaya başlayınca, gazetelere
de, Meclıs'e de, maçlara da, fuar ve festıvallere de
bakmamak gerekebılır Ulkeye bakmamak, onu gor-
memeyı oğrenmek gerekebılır Burada yaşamama-
nın yollarını arayıp bulmak gerekebılır
Benım kışısel çıkmazım bu Burada yaşıyorsam,
bakmadan edemem Pek çok kışının çıkmazı bu
Televızyona hepten karşı olanlardan da değılım
Nıtelıklı yayın buyuk katkılar getınyor ınsana Du-
zeylı filmler, belgeseller, tartışma ve eğlence prog-
ramlan olunca ufkunuz genışlıyor Bu durum geçer-
lı olduğunda, sorun farklı Konuşmayı soyleşmeyı,
kıtap okumayı ya da muzık dınlemeyı engelleyecek
olçude ekran tutsağı olunup olunmadığı konusun-
da sorun varsa var Ayn bır yazının konusu bu Be-
nım şımdı uzennde durduğum bızım televızyon ka-
nallarımızın yarattığı "sevıye" duğumu
Rastgele bır ornekten hareket edeceğım Geçen-
lerde, 24 dolaylarında yayımlanacağını gazeteden
oğrendığım nıtelıklı bır filmı beklemek ıçın ekran kar-
şısındaydım Fılm, elbette bır saatgeç başladı Stan-
dartlaşan bır saygısızlık Bır oncekı program, sozu-
mona "haber" programıydı Ama yuz kızartıcı bır
maskaralık etrafında çeyrek saat geçınldı, sınırler
gerıldı Ardından fılm başladı, ama ıkıdebır o kana-
lın tanıtım programlanyla kesıldı, fılmın gerılımlı ya-
pısını hıçe sayacak olçude onu delık deşık etmeyı
başardılaryayında Çevırıdeamansızyanlışlıklargo-
ze çarpıyordu Seslendırme tek kelımeyle berbattı
Ikı saatlık film uç saatte bıttı, dayak yemış gıbıydım
Televızyon kanalı yonetıcıien "ratıng" ıle ılgılı ıste-
dıklen kadar açıklama yapsınlar, benım gıbılenn "tı-
p//c"ızleyıcıyı temsıl etmedığını duşunsunler, boşu-
na Yonetıcılık konusunda kesınkes başansız, olçu-
suz, kaybetmeye mahkûmlar
Tıpık ya da atıpık, hıçbır seyırcı kendılennden da-
ha az akıllı değıl Onları ıkıdebır en çok ızlenen ka-
nal olduğunuzu vurgulayarak etkıleyemezsınız ön-
ce adam gıbı yayıncılık yapmayı oğrenmek gerekır
Sozunu ettığım fılmı yayın programına almak za-
ten yanlış Ancak benım gıbılerı, sayıları bır avuç ka-
lan koyu sanat filmı tıryakılennı ılgılendıren karma-
şık, zor ızlenır bır yapıt Onları da boyle mutlu etmek
olanaksız Fılmı ıkıdebır olmadık yennden dakıkalar-
ca keserek, kotu çevırı ve seslendırme yaparak Bu-
tunuyle "faydasız kılısenın papaz/"hıkâyesı, anlaya-
cağınız
Aynı fılmlerı aynı yıl ıçınde defalarca gostererek,
haber programlarını paparazzıleştırerek, aynı sunu-
culan, yapımcılan, programları bır kanaldan ötekıne
taşıyarak ıyı yayıncılık yapılabıleceğını sananlar en
hafıfinden yanılıyortar Bırbırierıne oykunmelen yal-
nızca bıktırıcılıklannı arttırıyor, ınsan sonunda nıte-
lıklı komedyenlen eskı ve yenı programlanyla her
kanalda gordukçe kaçacak yer arıyor
Onun ıçın de en sık ızlenen program Zap
Televızyon kanalı sahıplerı, yonetıcılerı ortalama
Turk ınsanını hepten aptal sanmakta haklılar mı, bır
ıkı yıl ıçınde daha ıyı anlayabıleceğız, sanıyorum
Kaybettıklen trılyonlar ağır bastıkça
Ben, saygılı, dakık, nıtelıklı programlaradayalı, ha-
bercılığı soğukkanlı ve cıddı bır uslupla yapan, ya-
pıcı, ınsana değer veren bır yayıncılığı benımseye-
cek ılk kanalın otekılerı sollayacağına ınanıyorum
Her gun ayn renk ve bıçım saçla ekrana çıkmak-
tan başka manfetı olmayan sunucular, termınator
edalı habercıler, en cılkı çıkmış yaklaşımlan sergıle-
yen magazıncıler, hıçbır derınlığı olmayan talk-
shov/cular, bellı sıyaset ya da çıkar çevrelerını apa-
çık kollayan yayın polıtıkalan ıle şu anda dupeduz
bır felaket kutusu televızyon
Ne yazık kı, o kohne bulduğumuz, burun kıvırdı-
ğımız TRT hâlâ tek seçenek konumunda Ve çokses-
lılığı tek seshlığe beş altı yılda ındırgemeyı başaran
ozel televızyonlar yokuş aşağı ınıyorlar
Bu sorumluluğu ustlenenler kım acaba''
Hâmış Sahı, vıdeoya ne oldu?
Can Yiicel, yoğun bakımda
iyileşiyon
Kültur Servisi- 15 Mart Cuma gunu. 'goğus ağnsı'
şıkâyetıyle oğle saatlennde Haydarpaşa Sıyamı Ersek
Goğus Kalp ve Damar Cerrahısı Merkezı'nde yoğun
bakıma alınan şaır Can Yucel'ın durumu gıderek
ıyıleşıyor Yucel'ın doktoru Haluk Ergın'ın verdığı
bılgıye gore oncekı gun goğsundekı ağnlar nedenıyle
hastaneye getınlen Yucel, enfarktus tehlıkesını atlato
Şaınn, rahatsız edılmemek ıçın yoğun bakıma
alındığını soyleyen Dr Ergın, Yucel'ın hastaneye
geldığı andakı şıkâyetlennın ortadan kalktığını, yemek
yıvebıldığını ve ayağa kalkabıldığını belırttı Ergın,
pazartesı günune dek yoğun bakımda kalacak olan
Yucel'ın anjıyo olup olmaması konusundakı karann
daha sonra bellı olacağını soyledı
Kapikatüpistlerimize
17. Yomiuri Uluslararası ödillü
Kültür Servisi- Bu yıl Japonya'da düzenlenen ' 17
Yomıun Uluslararası Kankatur Yanşması' sonuçlandı
73 ulkeden 9989 kankaturun katıldığı yanşmada
kankatunst Gurbüz Doğan Ekşıoğlu. Muhammet
Şengoz, Abdullah Uçvıldız, 100 bın Japon yenı
tutanndakı Excellenc> Pnze' ıle odullendınhrken,
Raıf Gökkuş, Sumru Ekşıoğlu ve Osman Gural
Suroğlu'nun çalışmalan mansıyona değer bulundu.
Kopenhag'da 600 festival
KOPENHAG (UBA)-Kopenhag, 1996 yıhnda
Avrupa'nın 12'ncı kultur başkentı olarak yaklaşık 600
festival sunuyor Yıl boyunca gerçekleştınlecek kültür
ve sanat festıvallen ıçın yoğun bır hazniık devam
edıyor llkbahar aylannda her şeyden önce şehnn
tanhmı anlatan eserler muzık, fılm çalışmalan ve 20
yuzyılın dızaynı konusunda çaltşmlar sunulacak Yaz
aylannda açık hava gostenlenyle çevre konulu
gınşımlenn on plana çıkacağı Konpenghag'da,
sonbaharda ıse med>a projelen ıle moda ve gençlık
çalışmalan sunulacak \vrupa'nın 12'ncı kultur
başkentı Kopenghag da en onemlı sanat projesı ıse "96
Contaıner" adıyla tanıtılıyor Bu proje kâpsamında 96
lıman şehnnden gelen 96 sanatçı, mayıs ıle eylul aylan
arasında 96 adet kontev nerde gosten yapacak