Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17MART1996PAZAR
12 DIZIYAZI
Bir zamanlann halklann kardeşliği çeşmelerinden bugün kan ve gözyaşı akıyor
• Yugoslav
ekonomik modeli,
bugün 1989
depreminden sonra
yeniden iktidara
gelme başarısı
gösteımiş hemen
bütün ardıl partilerde
üstünde en çok
tartışılan model,
kimileri için tek çıkış
yolu. Kısaca
özyönetim olarak
anılan model ve
üretim birimlerinin
yönetiminde o birimin
çalışanların kesin söz
ve karar sahibi
olmalarını öngörürdü.
Bu uygulama
Yugoslavya'da başarı
kazanamadı. Ama
büyük bir deney
birikimi sağladı.
Gyula Horn'un
sözleriyle, "Neyin,
neden yapılmaması
gerektiği"nin
göstergesi oldu. 1989 sonrası parçalanan Yugoslavya, kanlı bir iç savaş da yaşadı. Geride yıkılmış kentler, katmerlenmiş biryoksulluk kaldı.
Tito ilebaşladı, Tito ilebitti
7
ugosiavya, büyük olasılık-
la artık tanhte bir anı. Yu-
goslavya da. federal bir
partı nıteliğı taşıyan Yu-
goslavya Komünistier Bir-
h'gi YKB adh merkezi ko-
münıst örgüt de, bu partinin Leninci ve özel-
likle Stalincı partı modellerinden çok eıd-
di ölçüde aynlan özgün çızgisi deJosipBroz
Tho ile varolmus.ru. Tito'nun ölümüyle bir-
lıkte de yokoluş sürecine girdi. Şimdi Bal-
kanlardan Batı Avrupa'ya kadar uzanan bu
büyük ve hankulade ülkede mılliyetçılı-
ğın en kaba bıçımlen kol gezıyor Bir za-
manlann halklann kardeşliği çeşmelerin-
den bugün kan \e gözyaşı akıyor.
Tanhın tuhaf bir çelışkısı: Bir zaman-
lar resmibOsyalıstjdeoJojınin gevşek, sap-
kın olarak niteleyip çizgi-dışına ittiği Yu-
goslav ekonomik modeli, bugün 1989 dep-
reminden sonra >enıden iktidara gelme
başansı göstermiş hemen bütün ardıl par-
tilerde üstünde en çok tartışılan model.
kimılen için tek çıkış yolu. Tito dönemin-
de gelıştirilen bu model kısaca özyönetim
olarak anılırdı ve üretim binmlennın yö-
netımmdeo birimin çalışanlannkesın söz
ve karar sahibi olmalannı öngörürdü. Bu
uygulama Yugoslavya da başan kazanama-
dı. Ülkenin yoksulluk zıncirinı kırmasını
saglayamadı. .4ma başka hıç bir sosyalist
ülkede benzeri görülmeyen bir deney bi-
rikimi sağladı. Macaristan'dakı ardıl par-
tinin önden Gyula Horn'un sözlenyle,
"Neyin, neden vapılmaması gerektiği"ni
göstenv or
Ama artık o sosyalist mülkiyet deneme-
sıdebırtarih. Daha 1988'deparçalanmış,
tüm ülke üzenndekı sıyasal egemenlığini
yitirmiş Yugoslavya Komünistier Birli-
ği'nın (Partisınin) ardılını aramak elbette
Komünist Partiler
ve Zümrikiüanka
Balkanlar'daki milliyetçilik dalgası, en azgın ve faşizan temsilcilerini Sırplar arasında buldu.
mümkün değıl.
Parçalanan ve tek tek bağımsız devlet-
lerebölünen ülkede. federe komünist par-
tilerden dönüşüp iktidan hâlâ elinde tu-
tabilenler Sırbistan, Makedonya, Karadağ
ve Slovenya'da varlıklannı sürdürebiliyor-
lar. Buna karşılık Hırvatıstan'da, Bosna-
Hersek'te bu partılerin ızlerine bile rast-
lanmıyor. Eski Yugoslavya'nın en önem-
li federe parçalanndan Sırbistan'da, bu-
gün Slobodan Milosoiç'in önderliğinde-
ki Sırbistan Sosyalist Partisi (SSP) için ar-
dıl parti nıtelemesi büyük ölçüde doğru.
Parti. lıderinın damgasını vurdugu bir prag-
matistçızgi izliyor. Bir başka deyişleide-
olojık tartışmalann ikinci plana itildiği bir
partı. Örneğin SSP'de Sırp milliyetçili-
ğinden derin ızler de var, geçmiş komü-
Josip Broz Tito
nist dönemin ilke ve ideallerinden de. Sır-
bistan'da bir başka ardıl parti ıse küçük ama
şaşilacakdüzeydeetkili "Komünistier Bir-
liği - Yugoslavya için Eyiem Partisi"(KB-
YiEP). Bu partinin ideolojik çızgısıni Mir-
janaMirkoviçbelirliyor. Mirkoviç, Slobo-
dan Mıloseviç'ın karrsı ama SSP üyesi fi-
landeğil. Ama gözlemciler SSP'nin siya-
sal çizgisıni de Mirkovıç'in belırlediğine
Romanya'da erki elinde tutan nomenklatura: Kapitalizm lazımsa, onu da...
Dizginler Kızıl Kare'de• st başlıktakı yanm kalmış
~W~ "TTıûmleyı tamamlayarak yı-
m I neleyelım. Eskı komünistier
m I
w
Romama'\a kapitalizm la-
• / zunsa onu da biz yapanz"
^ •" dıyorlar. Çavuşesku döne-
mınde partı ya da devlet ya da ekonomik
aygıtiann dızgınlennı ellennde tutanlar,
Romanya'da sıyasal ıktıdan gene ve hâlâ
ellennde tutuyorlar. Tek fark: Eskıden sos-
yalızmı gerçekleştırmek(!) ıddıasındaydı-
İar: şımdı ülkeyı kapıtalızme görürmeyı
hedeflı>orlar. Nomenklatura, en kestırme
tanırruyla "partiaristokrasisi'' demek. Ko-
münist partilerinin iktidarda olduğu ülke-
lerde bu tanıma bir de "düzenin kaymağı-
nı yiyenler" eklenmelı.
Çavuşesku döneminde yozlaşmış, parti
elebaşılannın açık diktatörlüğüne dönüş-
müş rejim, bütün Doğu ve Orta Avrupa'yı
sarsan 1989 depreminden etkilenmeyebı-
lirdı. O yüzden Romanya Komünist Parti-
sı'nınverejimuıyıkılışınıbırhalkhareke-
tınden çok bir saray darbesi olarak nıtele-
mek belki daha dogru. ÜnJü ve ürkürücü
gızlı servıs l
*Securitate"nın bir kanadmın
rol aldığı 22 Aralık 1989 Darbesf nde bı-
lındığı üzere Çavuşesku ve kansı, göster-
melık bir mahkemede vargılanıp (!), kur-
şuna dızıldıler. Çavuşesku'ya bağlı kalan
Secuntate kadrolannın sılahlı sındırme ey-
lemlen bastınldı. Sokaklaradökülen halk.
handıyse histerik göstenlerde Romanya
bayrağının ortasındaki partı amblemını de-
lerek yürüdü. Kitlesel gösterilen ızleyen-
ler, hemen hemen bütün sosyalist ülkeleri
saran dönüşüm dalgasının Romanya'da da
gerçekleşeceğıni sandı. Darbenin daha ikin-
cı haftasında yanılgı apaçık ortayaçıkü: Geç-
mış dönemin iktidar erkini elinde tutan
kadrolaıı, gene iktidardaydılar. Ekonomı-
de. sıyasal alanda, Secuntate'de ve orduda
hamam ve tas - kısmen- değişmıştı ama tel-
laklar aynıydı.
Rejim muhalffleri
Hamam ve tastakı degışıkliklerözetle şöy-
le: 1990 başında Romanya Komiinist Par-
tisi (RKP) feshedıldı. Oriun yenne Ulusal
Koruma Cephesi (UKC) kuruldu. Başkan-
lığına İon İlkscu geçtı. Çav uşesku'nun son
dönemlennde gözden biraz düşmüş olan-
lar. kendılerine rejim muhalıfi süsü venp
Cephe'de kılıt görevler üstlendiler.
Mayıs 1990'daki seçimler. iktidar gücü-
nü elinde tutan "eskTlenn öngördüğü bı-
çımde sonuçlandı. Oylann üçte ikısını UKC
Romanya'da süregiden nomenklatura egemenliğine karşı protesto. Pankartta, "Polonya'da 10 yıl, Macaristan'da
10 ay, Doğu Almanya'da 10 hafta, Çekoslovakya'da 10 gün oldu. Romanya'da ne zaman?" drye soruluyor.
aldı. Başkan adayı olarak İlıescu'nun oy-
lan ıse yüzde 86'yı bulmuştu.
Ancak UKC ıçmdeki balayı kısa sürdü.
Seçımlerin üstünden bir yıl bılegeçmeden
RKP'nın ardıh olarak ortava çıkan ve ilk
seçimdede ıktıdan kapan UKC ıçındeken-
dılennı ~milliyetçi komünistier*' (ne de-
mekse?) ve "enternasvonalist komünist-
ier" olarak nıteleyen ıkı kanat ortaya çık-
tı. Cephe ıçındeki milliyetçi unsurlara yas-
lanan İlıescu, bölünmeyı hızlandırdı ve
"Ulusal Koruma Demokratik Cephea"nı
kurarak eskı Cephe"den aynldı.
1992 Eylül'ündeki seçımlerde, bölün-
müşlüğe rağmen İliescu'nun önderlığın-
dekı Ulusal Koruma Demokratik Cephesi
(kısaca Demokratik Cephe dıye anılıyor)
güç bela da olsa seçımlen gene kazandı. Bu-
güne kadar da iktıdannı sürdürmeyı basa-
nyor.
Romanya'daki siyasal tablo belli başlı üç
çızgiden oluşuyor: Eskı komünistlenn bü-
yük bir kesımıni kapsayan ilıescu'nun De-
mokratikCepbesi. 1990'dakı( şimdi bölün-
müş) cephe: UKC. Onun da başında eskı
bırtanıdık \ar PetriRoman. Dönüşümden
sonra kurulan ılk hükümetın başbakanı.
I989 öncesi RKP nomenklatura"smın bir
önde gelenı. Cçüncüsü de Demokratik Uz-
laşma: Etkısiz sosval demokratlarla ıtti-
faklar arayan gerçek burjuva muhalefet ha-
reketı. Bu üç çızgının ortak noktası. önder
kadrolannın Çavuşesku döneminde sorum-
luluklar üstlenmış "eski'' komünıstlerden
oluşması.
Devlet Başkanı tlıescu'nun fiılı yönetı-
mindekı Demokratik Cephe vandaşlannın
kurduğu parti bugün iktidarda: Romanya
Sos>al Demokrasi Partisi (RSDP). Eğer bir
ardıl partiden söz edilecekse en güçlüsü
RSDP. Cstelik 1995 Ocak ayında"RSDP,
kendi gıbı üç nomenklatura partisi ile bir
koalisyon ortaklığı kurdu. Romanya"da bu
dörtlü ıttıfak Kızıl Kare olarak anılıyor. Kı-
zıl Kare (kuşkusuz RSDP'nin tartışılmaz
ağırlığı altında)programatık olarak temkm-
lı bir reform politikası önenyor. Dizginler
ellennde kalmak ön ve zorunlu koşuluvia
özelleştirme ılke olarak benimsenıyor. Bu-
nun yanı sıra Kızıl Kare NATO ve Avrupa
Topluluğu'na katılmak ısteğmde.
Kızıl Kare'nin ikinci partisi Emeğin Sos-
yalist Paı-tisi (ESP). Bu parti "Çavuşesku
komüniznıinin" gerçek ardılının kendısi
olduğu inancı ve ıddasında. O kadar kı ko-
alisyon ortağı RSDP"yi, büyük kurtancı-
Çavuşeskunun ıdamından dolayı kınıyor
ve günü gelince hesap sorulacağından söz
edıyor. Son seçımlerde yüzde 3'lük seçım
barajını kılpa>ı aşan bu partı, modern bir
sanayıleşmestratejısini sa\unuvor\eızle-
nen "reform poütikasını" reddedıyor. Bu-
na rağmen koalisyon ortağı olarak da ka-
lı>or. İlıescu. bu durumu alaycı bir üslup-
la "tlkeler iyidir. Ama iktidar da tarJıdır"
dıye nıteledı.
Kızıl Kare'nin üçüncü köşesmi Georgi
Funarönderlığındekı Romanya UlusalBir-
lik Partisi (RUBP) oluşturu'yor. Bu aşın
milliyetçi partı. varlık nedenını handıyse ül-
kenın kuzeyındeki Macarazınlıkla müca-
deleyeayınnış. Sıyasa) etkınlikten çok Ma-
car azınlığın yaşadığı köylere sopalı. si-
lahlı saldınlar düzenlemeyı ve Macarazm-
lığa karşı ırkçı bir propaganda yürütmeyi
yeğliyor.
Karenın dördüncü köşesınde de Corne-
li Tudor önderlığındekı Büyük Romanva
Partisi (BRP) \ar. Bu partı de sosyalist ıl-
kelen, ırkçı-şoven polıtıkasının örtüsü ola-
rak kullanıyor ve Macar azınlığa yönelık
siyasal ve fıilı saldınlarda RUBP ile yan-
şıyor. Bir farkla. BRP bu saldınlannı anti-
faşıst e> lemler olarak adlandırıyor. Muha-
lefetı temsıl eden Petri Roman'ın Demok-
ratik Parti'sı deavnı kökten, Romanya Ko-
münist Partısi'nden gelıyor. Ana kadrola-
nnın hemen tümü 1989 öncesi nomenkla-
tura dan.
Özetle, Romanya"da gerçek bir ardıl par-
tiden söz etmek pek kolay değil. Buna kar-
şılık bir ardıl'dan söz edilebıhr: ton tlies-
cu.
Slobodan Miloseviç
işaret ediyorlar. Kuşkusuz burada "koca-
sını etkileyerek" gibi düzeysiz bir dediko-
du-analızı yapmıyoruz. Tersine Mirkoviç
küçük ama etkıli partısiyle SSP'nin sıya-
sal çizgısıne bellı ölçülerde yön veriyor.
SSP'nin bugünkü çizgısı ıçın en özet söz-
cüklerle söylersek "toplumsal sorumlu-
luklan sınırsız kapıtalizmin önüne koy-
mak"denebılir. Aynca SSP, geçmiş özyö-
netim dönemini çagnştıran bir "karma
mülkiyet modelf' öngörüyor ve özel ve ka-
mu mülkiyetlennın yanşmasının, ekono-
minin gelişmesının motoru olacağını sav-
nuyor.
Slakedon>a'daki eski komünistier ise,
ülkede sıyasal erkı bugün de ellennde tu-
tuyorlar. Başkan Glıgorov'un Sosyal Demok-
rat Birliği bu başanyı büyük ölçüde bölge-
de hüküm süren ulusal çekişmeler sayesin-
de, ülke içindeki siyasal çatışmalann sert-
leşmemesine borçlu.
Bosna-Hersek'te eski komünistlerin kü-
çük partisi, bir başka küçük parti ile, Sos-
yal Demokratlarla yanşıyor. Aralanndaki
fark eski komünistlerin partisınin, lzzetbe-
goviç'in tslam partisi ile belli alanlarda iş-
birliğine sıcak bakması.
Hırvatıstan'da ise politik arenada eski
komünistlerden ciddi bir iz yok. tvka Ra-
can önderliğındekı ardıl, "Hırvatistan Sos-
yal Demokrat Partisi'" 1994 seçimlerinde
oy oranı yüzde 5'ın de altınadüşünce, çok
daha küçük ve kökten milliyetçi parti ile
btrleşerek, komünist geçmişinden tam ola-
rak annma yolunu seçti. Ama bu manev-
ra da onu çizgi dışı bir siyasal güç olmak-
tan kurtarmış değil.
Slovenya'da demokrasi
adımları
Eski Yugoslavya'nın enkazı üstünde en
sancısız geçiş bugünkü Slovenya'da ger-
çekJeşti. Daha Yugoslavya'nın parçalanma-
sından önce, 1986'da, Yugoslavya'nın en
gelişmiş parçasını oluşturan Slovenya'da de-
mokratikleşme yönünde ciddi adımlar atıl-
mıştı. Slo\ıenva komiinistPartisi komünist
olmayan (ama antikomünist de olmayan)
Cumhuriyet Partisi'nin kurulmasma izin
vermişti. Ö dönemde karşısında engel ola-
rak Slovenya başkenti Lubliyana'yı değil,
Belgrad'ı bulan Cumhuriyet Partisi'nin li-
deri Müan Kucan bugün devlet başkanı.
Slovenya'da epeydir ılımJı bir siyasal ço-
ğulculuk egemen. Bu ülke içi çatışmalan
kutuplaştırmıyor ve demokratik bir siya-
sal yaşamı besliyor I990'da yapılan ılk
çok partilı seçimlerde ardıllar koalısyonu
yenildi.
Burjuva Demokrat Partiler koalisyonu
iktidan aldı.Bugiinse iktidar yeniden anhl-
laruı elinde. iktidar koalisyonu oluşturan
üç partiden ikisinin kökeni Slovenya Ko-
münist Partisi.
Dizınin Yugoslavya'ya aynlan bu bölü-
münü noktalarken son bır not: Slovenya,
komünist partilennin dönüşmesi ve ardıl-
lık tartışmalan için ilginç bir model. Özel-
likle parti ıçi demokrasi kavramının yaşa-
ma geçirilışı pek çok ardıl parti için ders-
lerle dolu.
Yarın: Bulgaristan ve
Arnavutluk
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
İzmîrliler Kitap
Şenliğini Sevdi!TÜYAP'ın Izmır Kitap Şenliği bu akşam sona eriyor.
Orada, birkaç gün içinde edindiğim ızlenim şuydu: \z-
mirliler, kitap şenliğini sevdiler! Kitap şenliğinin ortasın-
da, daha dördüncü gününde, TÜYAP yöneticilerinden
Deniz Kavukçuoğlu ile konuşuyoruz:
- Deniz Bey, TÜYAP'ın ilk çalışmalan ile ilgili bilgı ve-
rir misiniz?
- Ilk kez, Istanbul da 1982 yılında düzenledik. Bu yıl
15. yılımız kasım ayında Istanbul'da kutlanacak ve bir
jübile yılı olacak. Ankara'da kitap şenliğini iki kez düzen-
ledik, Izmir'de ise ilk kez düzenliyoruz.
- Izmir'in geleceği bakımından umutlu musunuz?
- Umut, geleceğe yönelik bir beklenti, bir duygu. Biz
şimdi Kitap Fuan'nın dördüncü günündeyiz; artık umu-
dun daha ötesinde, somut olarak gözlemlerimiz var; biz
Izmir'deki beklentilerimizin daha üzerinde bir kitapse-
ver ilgisıyle karşılaştık. Tabii Izmir, nüfus açısından, 12
milyonun üzerinde nüfusu olan Istanbul'la ya da 3 mil-
yonluk Ankara ile karşılaştınlabilecek bir kent değil; ya-
ni Istanbul'da, 355 bin krtapseverfuanmızı ziyaret etmiş-
ti; Ankara'da geçen yıl 180 bın krtapseveri ağırfadık TÜ-
YAP olarak; burada iki günde gelen kitapsever, 30 binin
üzerinde. Bu çok güzel bir sayı. Ve tabii buradan yola
çıkarak, bu fuara yüz binin epeyi üzerinde bir ziyaretçi-
nin, kitapseverin geleceğini söylüyoruz. Önümüzdeki
yillara yönelik de tabii, çok daha somut temeller üzerin-
de yapabileceğimiz şeyier olduğunu da gördük, kitap fu-
annda. Dün değerli hocamız Özdemir Nutku'yia konuş-
tuk, Ege tarihinden yola çıkarak, kendıleriyle birtikte
Ege'nin kültür tarihini tiyatro biçemiyle, teatral etkinlik-
lerte burada yaşatacağız. Ve çok görkemli bir kültür şö-
leni olacak gelecek yıl Izmir Kitap Fuan'nda. özdemir
Nutku: "Bunuyapanz" dedi. Ve çok sıcak karşıladı. De-
mek oluyor ki izmiriiler, gelecek yıl, çok keyifli, çok renk-
li, çok mutluluk verici bir kitap ve kültür şöleni yaşaya-
caklar.
- örneğin oyunlar mı sahneye konacak? Istanbul'da
var mıydı bu?
- Evet, oyunlar sahneye konacak. Istanbul'da buna
benzer bir şey yapmıştık; gayet güzel olmuştu. Çok çe-
şitli tiyatro gruplan da katılmışlardı. Bunun daha büyü-
ğünü, daha büyük boyutlusunu burada gerçekleştirece-
ğiz. Çünkü, Izmir ve Ege kültür sunusu açısından Tür-
kıye'nin çok önemli bir yöresi. Çok ünlü kışıler yetişmiş
bu kentte ve biz bu ilk deneyimizde de çok sıcak bir iliş-
ki kurduk Izmirlilerie, yani Izmirti aydınlarla, Izmııii kitap-
severlerie. Bunu gerçekten çok iyı değertendirmemiz
gerekir ve biz TÜYAP olarak, Egelilerin bu sıcaklığına la-
yık olmak zorundayız.
- Bu işe girerken eksikleriniz oldu mu? Bir özeleştih
yapabilir misiniz?
- Kuşkusuz, tabii bir kentte ilk kez böyle bir etkinlik
düzenlediğiniz zaman o kenti henüz yeterince tanıma-
mış oluyorsunuz. Bu tanıyamamaktan ileri gelen birta-
kım eksiklerimiz var. Örneğin, duyuru da bunlardan bi-
ri olabilir. Fakat basını ben izliyorum, basın haberienmi-
zi veriyor; televizyonlar, önceUMe TRT ve yerel TV'lere
çokteşekküretmemizgerekiyor. Onlarda veriyortar. Fa-
kat okullar, üniversiteler, kitapla ilintisi olması gereken
kurumlarla daha önceden ilişkiler kurulabilirdi, bunu ge-
lecek yıl telafi edeceğiz.
- Bir eksiğlniz bu mu? Başka yok mu?
- Teknik olarak yok; IZFAŞ'ın (Izmir Fuarcılık A.Ş.) ge-
rek fuar öncesi, gerek fuar sırasında çok yakın yardım-
lannı gördük; kendilerinden büyük destek aldık, bu ne-
denle teknik açıdan, organizasyon açısından hiçbir ek-
siğimiz yok. Bir de şunu söylemek gerekir tabif, bâzı ya-
yınevlen, çok farklı nedenlerle, Izmir Kitap Fuan'na uzak
kalmak istediler. Biz bu yayınevlerinin önemli bölümü-
nün gelecek yıl Izmir'de olacaklanna inanıyoruz, bekli-
yoruz. Ve tabii, yayınevi sayısı arttıkça, fuarda kitap çe-
şitleri de artıypr. Tabii, bunu sağlayacağımızı umuyoruz
gelecek yıl TÜYAP olarak.
- Bu yıl Izmir'de onur ödülü verdinız...
- Saygı ve şükran ödülü verdik Semih Balcıoğlu na.
Şu bakımdan: 1996 yılını UNESCO, Nasrettin Hoca'yı-
lı ilan etmişti; buradan yola çıktık, buradakı şölenin ana
konusunu, "Gülmece ve Kitap" olarak benimsedik. O
nedenle etkinliklerin bir bölümü gülmece ve kitap üze-
rine oldu. O nedenle de Türkiye'nin önde gelen altı ka-
rikatüristinin de sergileri açıldı. Balcıoğlu, Semih Poroy,
Kamil Masaracı, ismail Gülgeç, Muhrttin Köroglu ve
Uluslararası Karikatürcüler Derneğı'nın Nasrettin Hoca
sergısi, bu sergiye katılar, çok ünlü sanatçılar. Bu çer-
çevede ülkemizin en önde gelen çızeri, duayeni sevgili
Semih Balcıoğlu'na, bir saygı ve şükran ödülü verdik.
- Kitap şenliğıyle yabancı basın da ılgılenıyor mu? Is-
tanbul'da olduğu gibi...
- Izmir'le de ilgileniyorlar, fakat, bizim kitap fuanmız
Ankara, Istanbul, Izmir kitap fuarian, doğrudan doğru-
ya okura yönelik fuarlaj'dır. O nedenle bu fuarlarda ulu-
sal öğeler, yani yerii yayınevleri büyük ağıriık oluşturu-
yor. Bunun dışında da bu fuariann kimliklerini değiştir-
meyi biz düşünmüyoruz. Yani, bu fuarlar böyle kalacak:
Okura yönelik; kitabı mümkün olduğunca geniş kitleler-
le buluşturmak ve muttaka ve mutlaka bir edebiyat ve
kültür şöleni şeklinde geçen büyük etkinlikler olarak kal-
masını sağlamak....
•*•
Biga'nın Kahvetepe Köyü'nde domuz çiffliği kuran, an-
cak zamanın Çanakkale Valisi Erdinç Büyükakalın'ca
-şimdi Sakarya Valisi- çiftliği mühürlenerek domuz yav-
rulan açlıktan susuzluktan ölen Yusuf Tavukçu, birtür-
lü atlatamadığı beyin kanamasından 14 mart günü öl-
dü. Yusuf Tavukçu'nun eşi Mediha Tavukçu;
- Bizım babamızsınız, size habervemnek istedim! dedi
BULMACA SEDAT YAŞAYA1V
SOLDAN SAĞA:
1/ Paranın piyasa-
da azalmasıyla sa-
tın alma gücünün
artması. V Katego-
ri... Kutsal olduğu 3
için dokunulma-
ması gereken şey.
3/ Eskı dilde as-
lan...Kaide.4/Kâ-
fıgelmeyen... Yel- 6
kenin ucunda ıp
geçirmek üzere ya-
pılmış göz. 5/ Dört
köşedöşemetaşı...
Ayak direme. 6/
Kedi ya da köpek yavrusu...
Baryum elementinin sungesi.
II Örta Anadolu'da yaygın bir
bozlaktürü... Kadmlanngiy-
diği kolsuz üstlük. 8/ Din iş-
lerini devlet ışlerine kanştır-
mayan... Güney .'\menka'da
büyük sığır sürülennı güden
çobana verilen ad. 9/ lktisat-
ta para arzının, parasal gelır-
lenn ya da fıyatlann topluca
artışı.
Vl'KARIDAIV AŞAĞIYA:
1/ Hayvamn iki ayağını ıple bağlayarak yapılan köstek... In-
giltere'de çok sevilen bir cıns bira. 2/ Vücuttaki A1DS vırü-
sünü saptamakta kullanılan test.. Yön, taraf. 3/ Bir makyaj
malzemesı... Şıırde bir uyaktan sonra yinelenen aynı an-
lamdaki sözcük ya da eklere venlen ad. 4/ Işık akısı bınmi
"lümen"ın simgesi... Kaşa sıkıştınlarak kullanılan gözlük
camı. 5/ Uzaklık işaretı... Duman lekesi. 6/ Devmımi olma-
yan, duruk... Bır spor kulübümüzün kısa yazılışı. 7/ Yakup
Kadri Karaosmanoğlu'nun bır romanı... Küçük körfez. 8/
Bölmeli göçebe çadın... "Alt, aşağı" anlammda kullanılan
denızcilik tenmi. 9/ Arap abecesinde bir harf... Nıteliği
düşük mal.