Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Çetinkaya • Yazıişlerı Müdürleri:
Ibrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu)
0 Haber Merkezi Müdüru: Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Gene! Yaym Yönetmenı. OrhanErinç© Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbaraı Cenctz
Gene! Yayın Koordınatörü Hikmet i'101
".™ • Ekonomı Büjent Kızanlık
Ç i k » Y i i M d l i • K " 1
^ J*"\dtn
$ £ n
K
k
/ * e
, n
1 * 1 ^
Abdulkadır Yucelraan • Makaleler Samı
Karaören • Düzeltme AbduUah Yazıcı
« Fotoğrat: Erdogan Köseoğlu • Bılgı-Belge:
Edibe Buğra » Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yaymkunılu-HuuıSdçukrBaşkan).
Orhan Erinç, Olday Kurtböke.
HikmctÇetinkaya, Şiknn Soner,
ErgunBda,DlnçTayaııç, tbraUm
Vüdız, Orhaıı Bvulı, MusUfa
Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı: Mnstafa Balbay 9 Haber Müdürü
Doğan AIOD Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanhklar-
Ankara Tel. 4195020 (7 tıat), Faks 4195027 • tzmır
Temsılcısr Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel.
44n220,Faks:4419117«AdamTen]SÜası:ÇetinYiğaK>gıı,
InönüCd. 119S N o l Katl,Tel: 3522550, Faks: 3522570
Müessese Müdürii ErolErkut* MEDYA C: • Yonetım MEDYA G : •
Koordınatör Ahmet Koruban 0 Kunılu Başkanı-Genel Yönetım Kunılu
Muhasebe. BülentYenerVldare Mûdür Gilbin Erduran Ba$kanı - Genel
HüseytaGürer#lşletme Önder • Koordınatör Reha Müdür CılSn
Çelik • Bılgı-lsjem: Naii lnal • Ifitmuı • Genel MıuSOr Akmea •Murahhas
Bılgısayar Sıstem. Mürövet ÇUer Yardancısı MineAJufcg uye BoraGönenç
Yayunfyu ve Buan: Yenı Giin Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş
Tmiocag) Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK. 246 Istanbul Tel (0,212) 512 05 05 (20 hal) Faks <0<212) 513 85 95
13 MART 1996 Imsak: 4.48 Güneş:6.12 Öğle: 12.21 tkindi: 15.37 Akşam 18.15 Yatsı: 19.34 MEDYA C Tel 514 07 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61, Faks- 5118466
Ozon
• CENEVRE(AA)-
Grönland'dan fskandinavya
ve Sibirya'nın batısına
kadar olan bölgenin
üzerindeki ozon
tabakasındaki deliğin,
rekor büyüklüğe ulaştığı ve
kanserojen ultraviyole
ışınlannın iki katına
yükseldiği bildirildi. Dünya
Meteoroloji Kuruluşu'ndan
yapıian açıklamada,
deliğin, ocak ve şubat ayı
ortalannda birkaç gün ve
mart ayının ilk on günü
boyunca yüzde 45'e kadar
varan ölçüde büyûdüğû
belirtildi.
Bıİyi
Arkadaşım Şiip'
• Haber Merkezi - Mavi
Radyo'da çarşamba günleri
20.00-21.00 saatleri
arasında canlı olarak
yayımlanan ve Enver
Topaloğlu'nun hazırlayıp
sunduğu 'En İyi Arkadaşım
Şiir Hakkında Bildiklerim'
adlı şiir söyleşi programı
sürüyor. 90.6 frekansından
yayın yapan Mavi
Radyo'daki programa
bugün, şair Haydar Ergülen
konuk oluyor
AÖFÜitere
eksınav
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Öğrenci Seçme
ve Yerleştirme Merkezi
(ÖSYM), sınav ücretıni
ödemedikleri için ara
sınavlara giremeyecek olan
Anadolu Universitesi
Açıköğretim Fakültesi
öğrencilerine ek sınav
yapılacağını açıkiandı.
ÖSYM'den yapılan yazılı
açıklamada, sınav
takviminc ilişkin bilgılerin
önümüzdeki günlerde
açıklanacağı bildirildi.
Bahçelievler'de
70bmfidan
• İstanbul Haber Servisi -
Bahçelievler Belediye
Başkanlığı'ndan yapılan
açıklamada, 2 yıl içinde 57
bin fidan dikimi
gerçekleştirildiği ve bu
rakamın birkaç ay içinde
79 bine ulaşacağı belirtildi.
Belediye Başkanı Saffet
Bulut, Bahçelievler'de
ikamet eden kişi ve
kurumlara, 556 34 26 no'lu
telefona-müracaat ile
ücretsiz fıdan dağıtımının
sürdürüldüğünü açıkladı.
20 bin başvuru
• İstanbul Haber Servisi -
istanbul tl Sınav Yûrütme
Kunılu Başkanı Dündar
Uçar, kolej sınavlannın
başvuru süresinin sona
ermesi dolayısıyla yapOğı
yazılı açıklamada, bu yıl
kolej sınavlanna başvuran
öğrenci sayısının geçen yıla
oranla yüzde 15 artarak 20
bin 130 u bulduğunu
belirtti.
Diana'nın aşklam
• LONDRA(AA)-
Dünya kamuoyunu bir
süredir aşklanyla meşgul
eden Prenses Diana'nın aşk
ılişkilerine, bu kez de
lngiltere spor tarihine ragbi
kahramanı olarak geçen
ünlü sporcu Will Carling
katıldı. lngilız basınında
konuya ilişkin yer alan
haberlerde bu seferki aşk
hikâyesinin, prensesin,
Prens Charles'la yapöğı
pazarlığı aleyhine
döndürebileceği
belirtiliyor.
Türkiye bu yıl da 14 Mart Tıp Bayramı'nı, oluşturamadığı sağlık politikası ve sorunlarla karşılıyor
21 milyon Irişinm sağhk güvencesi yok• Dünya ülkeleri 2000
yılında herkese sağlık
hedefine emin adımlarla
ilerlerken Türkiye, 40
yıldır sürdürdüğü
arayışlara karşın sağlık
hizmetlerinde sağlıklı bir
yapı oluşturabilmiş değil.
Bütçeden sağhğa aynlan
pay, gelişmiş ülkelerin
çok gerisinde kalırken
Türkiye, tıkanma
noktasına gelen sağlık
sistemi ve giderek artan
bulaşıcı hastalıklarla tam
bir keşmekeş yaşıyor.
GÜNDÜZİMŞtR
tnsan yaşamının aynlmaz bir parça-
sı olan doktoru, eczacısı, dişhekimi,
ebesi, hemşiresi ve hastabakıcısıy la yak-
laşık 300 bin kişilik sağlık ordusu, ya-
nn 14 Mart Tıp Bayramını daha kutla-
maya hazırlanıyor.
Dünya ülkeleri, 2000 yılında herke-
se sağlık hedefine emin adımlarla iler-
lerken ülkemizde ne yazık ki hâlâ ulu-
sal bir sağhk politikası oluşturabilmiş
değil. Sağlık hizmetlerinin sosyalleşti-
rilmesi, tam süre çalışma yasası, zorun-
lu hizmet yasası, sağlık hizmetleri te-
mel yasası ve sağlık reform yasası, son
40 yılda sağlıklı bir toplum ohna yolun-
da arayışlann birer örneği.
Sağlık hizmetlerinin sosyalleştiril-
mesi ise her türlü destekten uzak, ade-
ta "sosyaOeştinne kötüdür" dedirtmek
istercesine ihmal ediliyor.
Bütün bu gelişmelere her siyasi ikti-
dann "Ben bilirim" tavn da ekJenince
ortaya sağlıkta politikasızlık gibi bir
gerçek çıkıyor. Bugün sağlık hizmetle-
rinin hangı bölümüne bakarsanız bakın
yakınmalar eksik olmuyor. Bunun ana
nedenlerinden birisi de bütçeden sağlı-
ğa aynlan paylann artan nüfusa karşın
her geçen gün azalmasında yatıyor. Ör-
neğin 1980 yılında bütçeden sağhğa 4.21
pay aynlırken bu oran 1985 yılında 2.54,
1990'lı yıllarda ise ortalama yüzde 4'ler
seviyesinde seyrediyor.
Gelişmiş ülkelerde yüzde lO'lara ya-
kın aynlan bu payın bizde yansına bi-
le yaklaşılamaması nedeniyle sağlık,
birsorunlaryumağınadünüşüyor. Böy-
lece genel bütçe yetersizlikleri, sağlık
hizmetlerinin tek elde toplanamaması,
hizmetin yürütülmesinde politik eği-
limlerin ağır basması, hizmet zincirinin
kurulamaması, sağlık hizmetlerinde alt-
yapı eksiklikJeri, koruyucu sağlık hiz-
metlerinin terk edilmişlıği, giderek ar-
tan bulaşıcı hastalıklar gibi son derece
önemli sorunlar, sağlık hizmetlenni iyi-
den iyiye dengesizleştiriyor.
Sağlıktaki diğer göstergeler incelen-
diğinde ise yine ortaya karamsar bir
tablo çıkıyor. Bugün nüfus artış hızı
binde 17.8 olan Türkiye'de bebek ölüm
oranı binde 46.8 gibi ciddi bir oran ser-
giliyor.
Ortalama yaşam süresi erkekte 65
kadında 70 olarak saptanırken yaklaşık
21 milyon kişinin hiçbir sağlık güven-
cesi bulunmuyor. SSK., tüm birimleriy-
le çökme noktasına gelirken verdiği
sağlık hizmeti de her geçen gün büyük
eleştirilerin odak noktasını oluşturuyor.
Ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin fi-
nansmanı ise çok karmaşık bir yapı arz
ediyor. Örneğin SSK. kapsamında olan-
lann (20 milyon) sağlık gideri SSK'ce,
Bağ-kur kapsamında olan (10 milyon)
kişinin sağlık gideri Bağ-Kur'ca, dev-
let memuru ve Emekli Sandığı kapsa-
mında olanlann (10 milyon) sağlık gi-
derleri genel bütçeden, Türk Silahlı
Kuvvetleri mensuplannın sağlık harca-
malan Milli Savunma Bakanlığf nca,
borsalar, bankalar, sigorta şirketleri, ti-
caret ve sanayi odalan mensuplannın (1
milyon) sağlık harcamalan ise özel san-
dıklar taranndan karşılanıyor.
Ozelleştirme
Yine ülkemizde 981 kişiye bir hekim
düşürken 2.274 kişiye bir uzman he-
kim düşüyor. Bu oranlar, lursal kesim-
de ikiye üçe katlanırken kentlerde sa-
yısal olarak düşebiliyor.
TTB Genel Sekreteri Dr. Ata Soyer,
1980 sonrasını ülkemizde sağlık hiz-
metlerinde özelleştirmenin yûkseldiği
bir süreç olarak niteliyor. Gelinen nok-
tada halk sağlığından büyük ödünler
verildiğini belirten Dr. Ata Soyer buge-
lişmeleri şöyle özetliyor:
"Halkın cebinden özel sağlık sektöru-
ne harcanan para artmıştır. Kamu fon-
lanna işci, memur, emekli, çalışan, vb.
katksı artnnlmışür. Geieneksel bütçege-
lirierinden zi\ade, döner sermayede ve
fon gelirleri Ue çahşanlann katkılann-
da artış söz konusudur. Kamu sağlık va-
tınmlan ktsıimış,özei sağlık sektörü teş-
vik edilmiş, böyletikle özel sağhk sektö-
rü devtet eüyle kamu sağlık sektörü kar-
şısında seçenek haline getirilmiştir. Ba-
n kamu sağlık hizmetleri, taşeronlaşür-
ma, dernek, vakıf vb. yöntemlerle fiilen
özeUeştirilmektedir."
SSK'nin özeueştirilmesi için sert tartşmalar sürerken hastanderdeki bildik manzaralarda değişiklik yok. (Fotoğraf: ERDOÖAN K.OSEOĞLU)
SSK'de kuynıldar bitmiyor
Bir yetkili: SSK batmaz. Organizasyon bozukluğu giderilirse sorun çözülür
SAADETUSLU
SSK hastanelerinin bildik
manzaralan olan kuyruk ve
kalabahk yine yerini koru-
yor. Hastanede muayene ol-
mak için sabahın 06.00'sın-
dan, hatta 03.00'ünden beri
bekleyen hastalar, vakitleri-
ni gazete okuyarak. örgü öre-
rek geçirirken bir yetkili,
"SSK batmaz. Organizas-
wn bozukluğu giderilirse so-
run çözümlenir" diyor.
Kentin çeşitli bölgelerin-
den sabahın köründe kalkıp
tstanbul SSK Hastanesi'ne
gelen hastalann tek amacı
numara alıp işlerini bir gün-
de halledebilmek. Fakat er-
ken saatlerde gelseniz bile
muayene kuyruğu, ilaç kuy-
ruğuderken işinizi "birgün-
de halledebilmeniz neredey-
se bir hayal".
Hastanelerdeki bekleyiş-
ten en çok etkilenenler, ço-
cuklarla yaşhlar. Yaşlılar,
"Senelerdir bu çileyi çek-
mekten btkttk" diye yakı-
nırken çocuklann bazısı bir
sedye üzerinde sabah uyku-
sunu tamamlıyor. bazısı da
kenara bırakılmış bir mer-
divenin üzerinde oyun oy-
nuyor.
Her serviste yaklaşık 100-
150 arasında hasta muayene
edilmesine rağmen, ilginç-
tir işler çabuk bitiyor! Çün-
kü insanlar 3-4 dakikada mu-
ayene edildikten sonra teş-
his konuyor.
Muayenesini tamamlaya-
bilenleri yeni bir kuyruk,
'flaç kuyruğu' bekliyor. Da-
ha önceki günlerden muaye-
ne olup ilacını alamamış in-
Doktorlardan Cumhuriyet'e iki ödül
Haber Merkezi - Türk Tabipleri Bir-
liği, İstanbul Tabip Odası ve Diyarbakır
Bölge Tabipler Odası ödülleri sahiplen-
ne verildi."Basm-Sağhk, OnurveDr. Cen-
giz Kıbç Demokrasi - Emek Ödülün
nQ,
gazetemizden, "Sağhk Bakanlığı'ndaki
kadrolaşma" haberlen ıle Yusuf Ozkan
alırken istanbul Tabip Odası "14 Mart
Sağlık Haftası Ödülfi" de "özüriü çocuk-
lann egitim ve sağlık konusunda yaşadı-
^sıkutüvccıknıazlan" gözlemlen ve rö-
portajlanyla dıle getıren gazetemız mu-
habırlennden Flgen Atala>'a venldı. Dı-
yarbakır Bölge Tabipler Odası tarafından
bu yıl ilk kez düzenlenen "Banş, Dost-
hık ve Demokrasi Ödülû", gazeteci-ya-
zar Ahmet Altan'a \enldi.
İstanbul Tabip Odası tarafından her
yıl sağlık haftası nedeniyle verilen ödül-
ler için dûn IÜ İstanbul Tıp Fakültesi
1933 Reform Amfisi'nde bir tören dü-
zenlendi. Bu yılki basın ödüllen, araş-
tırma dalında Özgür Yaşam dergisinden
CemileÇakıra. Haber Odülü Yeni Yüz-
yıl gazetesmden Dideıtı Ünsal'a, Özel
Basın Ödülü ise Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti taranndan yayımlanan "Bizim
Gazete"ye verildi. İstanbul Tabip Oda-
sı tarafından Tıp Bılim Odülü'ne layık
görülen Prof. DruAsunıan Ü. Müfluof-
lu ile Dr. Sevinç Ozgüner, tnsan Haklan
Banş ve Demokrasi Odülü'ne layık gö-
rülen Metin Göktepe'nın annesi Fadime
Göktepe ıle 'Cumartesi Analan' adına
ödüle layık görülen Baba Ocak'ın ödül-
len ise hafta içinde düzenlenen törenle
sahiplenne verilecek.
TTB, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniy-
le her yıl dagıttıgı "Basın - Sağlık, Onur
ve Dr. Cengiz Küıç Demokrasi - Emek"
ödülleri". dün Fransız Kültür Merke-
zi'nde yapılan törende dağıtıldı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) 1995 yı-
lı ödüllen, dün akşam düzenlenen tören-
le sahiplenni buldu. Fransız Kültür Mer-
kezi'nde düzenienen törende, basın sağ-
lık dalında ödüle deger görülen gazete-
mız muhabıri Yfosuf Ozkan. EvTensel ga-
zetesı muhabiri Şirin Ümer, Sabah ga-
zetesınden Nevin Bilgin. Nokta dergisin-
den Neşe Sandoğan, 'Teke Tek' progra-
mının yapımcısı Fatih Ahayk,ödüllerini
aldılar. TTB Onur Ödülü, Dınar depre-
minde zor koşullarda hizmet veren Di-
narh hekimler ıle "Türkiye'deki özelleş-
tirme ruzgânna karşı direncin simgesi"
olan Kamu Işletmelen Geliştirme Mer-
kezi'ne (KİGEM) venldı.
TTB Cengiz Kılıç Demokrasi - Emek
Ödülü, yaralı bir PKK militanım tedavi
ettiğı gerekçesiyle 20 ay hapis yatan Di-
yarbakırlı doktor bfaan Diken ile halen
hapiste bulunan Tüm Sağlık-Sen Genel
Başkanı Fevzı Gerçek adına Tüm Sağ-
lık-Sen Ankara şube yöneticılerine venl-
di.
6
Özel sigortacılık, SSK'ye
alternatîf olmamah9
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA-Sosyal güvenliğin herkes için
bir "hak", devlet için de "görev" olduğu il-
kesinden hareket eden işçi ve işveren sen-
dikalan, kurumun "yumuşak bir geçiş süre-
d"yle yeniden yapılandınlması gerektiğini
savunuyor. Özel sigortacıhğın, "sosyal si-
gorta sistemine bir alternatiP olarak geliş-
tirilmesine karşı çıkan sendikalar, kayıt dı-
şı sektörde çahşanlann sosyal güvenceye
kavuşturulması gerektiğini vurguluyor. Türk-
Iş, Hak-lş, DİSK ve TISK'in 2 yıl önce üze-
rinde uzlaşüklan, zirvede yeniden gözden ge-
çirecekleri, öncelikh çözüm önerilerinden ba-
zılan, şu başlıklar altında sıralanıyor :
- Sosyal güvenük, devlet politikası haline
getirilmelklir. SSK'yi siyasi iktklarlarm ha-
zır kaynak olarak görmesi ve mevcut varhk-
lanıun diğer alanlarda kullanılmasuıın en-
gellenebflnıesi için sosyal güvenfik uygubma-
lan, devlet politikası haline getirilmeü ve si-
yasi Bdidarlann müdahalesinden kurtanlma-
hdır.
- SSK'nin fınansmanına hiçbir katkısı ol-
mayan devletin kurum yönetim kurulunda-
ki temsilci sayısı azaltılmalıdır. Kurumun en
yüksek yönetim ve karar alma sorumlulu-
ğunu taşıyan yönetim kunılu, hükümet ağır-
lıklı konumdan kurtanlarak işçi ve işveren
ağırlıklı bir konuma dönüştürülmelidir.
-Sosyal sigortanın finansmanına,devtetkat-
kıda bulunmahdır. Sosyal güvenliğin finans-
manına de\ let katkısı bir an önce sağlanma-
hdır. Bu katkı. AB ülkelerinde örnekleri gö-
rüldüğü üzere. doğrudan primlere iştirak
şeklinde olabileceği gibi (j üzde 2 oranmdan
baslatilıpkademeli olarak yuzde 10'akadar
artacak biçimde) sigortanın açıklannı ka-
patmak >e genel bütçeden sosyal güvenük ve
sağhk harcamalanna iştirak etmek şeklinde
de olabiür.
- Sigorta primoranlan düşürülmelidin Ek
bir vergi niteliğine dönüşmüş olan sigorta
prim oranJan mutlaka düşürülmelidir.
- Sigortalı sayısının arttınlması için kayıt
dışı sektörün kapsama alınmasını sağlayıcı
çalışmalar yapılmabdır. Kurum gelirlerini
artnrmanın yegâne yolu, kuruma yeni sigor-
talılar kazandırmaktır. Bu amaçla istihdam
vergisine dönüşen fon uygulamalarına son ve-
rilerek iştetmelerin üzerindeki sosyal yükkr
azalblmabdır. Ka\ıt dışı istihdam olanakla-
nnın da kavıt içine alınması sonucu, sigorta-
lı sayısı ve prim gelûierinin arttırdması he-
deflenmelidir.
sanlar burada da sabahın er-
ken saatlerinde uzun kuy-
ruklar oluşturuyor. Saatler-
ce bekledikten sonra aradık-
lan ilacı bulamamaktan ya-
kınan bu kuyrugun hastala-
n da aynı amacın peşinde:
"tnşallah işimi bugün biti-
rip buradan gideceğim.
n
'SSK batmaz'
Siyasetin gölgesi, sağlı-
ğın ve eğitımin üstünden çe-
kilmedikçe hiçbir şey yapı-
lamayacağmı vurgulayan bir
yetkili, "Türkiye'de öncesis-
temi oturtacaksuuz. Kim ne
derse desin bugün ülkemiz-
de kalp, göz, ilik ameliyaü
dünyaya ihtiyaç kalmadan
hizmet verecek seviyeve gel-
nuştir" diyor. Bu gelişmele-
rin "bir elin parmaklan ka-
dar" olduğunu da söyleyen
yetkili, şu bilgileri veriyor:
"Tıpta Uerlemek için iyi
hekim yetiştireceksiniz, yeni-
likkri öğrenecekseniz; yalnız
hekim değil laborant, anes-
tezi uzmanı gibi ara hizmet-
lileri yetiştireceksiniz ve fi-
nansman sağlayacaksınız.
Türkiye'de kaliteli yapılan
işler özekte. Aşamalar üni-
versitelerde olmuyor. Hoca-
sı, talebesi ounayan 40 tane
fakülte açnuşsuuz. Kim aç-
mış? Poütikacılar. Senede 5
bin 500 mezun yeriyoruz,
ama kadro yok. Üniversite-
ler kaliteli hekim yetiştire-
mıyor."
Türk halkının doktorlara
ve hastanelere güvenmedi-
ğini, önce bu güvencenin
sağlanması gerektiğini vur-
gulayan yetkili, "Sağhk, ka-
liteli olacak, kolay erişilebi-
lir olacak, yeniliklere açık
olacak, dengeli dağmlacak
ve en önemlisi güveniür ola-
cak" diyor.
Yetkilinin, çözüm yollan
için görüşleriyse şunlar
"SSK batmaz. Sistem ve
organizasyon bozukluğu var.
Bu sorunlann çözülmeye-
cek yanı yok. Yeter ki yanm
bilgili insanlar buraya geti-
rilmesin. Hastanelere bağiı
dispansertere aletedevat ko-
nup doktorlann yerterinde
durmalan sağlanırsa poiik-
liniklere gelen hasta sayısı 3
binden 500'e düşer. İnsanlar
evlerine yakın olan yerlerde
tedavi olur. Hastaneier ame-
üyat ve yatak işini halletme-
IL Grip olan buraya geime-
melL SSK iyi bir organizas-
yonla, akılla ve pofitikacdarm
ellerini üzerinden çekmesi
şarbyla kurtulur."
SEYAHATNAME YAVUZGÖR
Gemiciler, turîstler, Çin denizattıları...
Gemiciler
Açık deniz limanı olan Köstence'den
başka, Tuna limanlan olan Galati (Ka-
las), Tulcea ve Braila limanlan ile Silist-
re'nin tam karşısında bulunan diğerTu-
na limanı Galaraşi de başkonsolosluk
görev çevresinde idi.
Bu limanlara, yük taştyan, buralardan
navlun alan Türk ticaret gemilerinin ba-
zı sonjnlan oluyordu. Bunlann en süre-
geni, liman trafıginin yoğun oldugu ba-
zı sürelerde, boşaltma ve yükleme işle-
rinin gecikmesi ve dolayısı ile sürsitar-
ya sorununun ortaya çıkması idi.
Çok yoğun bir trafiği olan Kösten-
ce'nin liman müdürü, eski bir deniz kur-
du idi ve aramızda bir dostluk ilişkisi
oluşmuştu. Bildiğım kadar, bizim gemi-
lere elınden geldiğı kadar "müsait" dav-
ranıyordu.
Diğer bir sorun, bizim ticaret filosu
gemilerinin, uluslararası deniz kuralla-
nnın, sefere çıkmak için gerekli gürdü-
ğü bazı belgeieri, bağlı olduklan liman
müdüriüklerinden vize ettinmeden sefe-
re çıkmalanndan kaynaklanıyordu....
Bunlann en önemlisi, "Sea worthi-
ness Certifıcate" denilen ve geminin
denizde sefer etmeye elverişli olduğu-
nu saptayan belgedir. Bundan başka,
radyo-telefon, radar, yükleme araçlan-
nın da (vinç vb) işler halde olduğunu
gösteren belgeler de var...
Bütün belgelen tamam Türk gemisi
göımedim desem, gerçek bir yaklaşım
olmaz bu.... Ama, adını venmek isteme-
diğim, 5200 tonluk bir yük gemimiz var-
dı. Kimyevi gübre alıp götüren bu ge-
minin radan bozuktu, aslında yok sayı-
labilirdi. Kaptanın ifadesine göre pusu-
la da, bilmem kaç derece "off"muş.
Kaptan, bana paraketanın da sağlıklı
işlemediğini söyleyince, "Peki kaptan,
nasıl yolunu buluyorsun?" di-
ye soracak oldum. "Ben sular-
dan ve kuşlardan yolumu bu-
turvm"cevabını akjık, bu sevim-
li, güteç, yaşlı deniz kundu, Ka-
radeniz evladından...
Turistler
Bizim bölge, Mamaia, turis-
tik bölgesinin tam ortasında...
Romen turist Örgütü OMTnin
vermediği veya tam vermek is-
temediği rakamlan, sağdan soi-
dan aldığımız bilgilerle tamam-
layınca, yaklaşık 60 km. uzun-
luğundaki bu Karadeniz sahili-
ne, Romenlerin 3, hatta 3.5 mil-
yar dolarlık yatırım yaptıkları
anlaşılıyordu.
1976 yılı rakamlanna göre bu
bölgeye "geceleme hesabı" ile
2 milyon turist gelmiş. Turist
mevsiminin sadece 3 ay, hazi-
ran, temmuz ve ağustos olduğu düşü-
nülürse, küçümsenecek bir rakam de-
ğıldi bu. Ama, bildiğiniz gibi, üç tür ya-
lan vardır: 1) Yalan, 2) Kuyruklu yalan,
3) Istatistik.
Romenlerin verdiği rakamın çarpıtıl-
mış, abartılmış olduğunu söylemek is-
temiyorum tabii... Rakam doğru idi...
Ancak bu 2 milyonu oluşturan öğeleri
mikroskop altına alınca, manzara deği-
şiyordu:
1 milyonu Romen turistler, 750 bini de
Doğu Avrupa çıkışlı turistlerden oluşan
bu toplamın, sadece 250 bini "döviz
ödeyen" grubu oluşturuyordu.
Bana verilen bir rakama göre Münih-
Köstence-Münih uçak gidiş-geliş dahil,
15 gün, tam pansiyon bir program için
350 mark gibi bir ücret alınıyordu.
Bunun ince hesabını ONT yapadur-
sun... Yukarıda bahis konusu büyük
devlet yatınmının ekonomik rantabili-
tesi konusunda kuşkumu saklıyorum.
Zaten, bazı Romen yetkililer, devletin
bunu "kazanmak" için değil, "tanıtmak"
için yapmaya devam ettiğini söylüyor-
lardı. Turistik bölgenin 10 km. kuzeyine
devasa bir petrol rafınerisini de otur-
tunca, Mamaia ve civarı, terkedilmiş
otellerin arasında dolaşan yerii halkın
avuntu yeri olarak kalmış olacak, her-
halde...
Çin denizalblan
Romanya ile Çin arasındaki iyi ilişki-
ler çerçevesinde, -adını anımsamryo-
rum- bir Çin lideri, Romanya'yı ziyaret
etti (1977). Bu ziyaret sırasında verdiği
söylevlerde Sovyetler'e attı tuttu, Çin-
li...
Gittikten sonra Sovyetler'in, "Buada-
mı böyle nasıl konuşturdunuz?' drye, Ro-
menlere "serzeniş "İe bulunduklannı işrt-
tik. Romenler de, "Söylevlerini evvelce
sansür mü edecektik" tarzında bir ce-
Vcip verdikleri anlaşılıyor.
Bu sürtüşme gidedursun, Romen-Çin
müşterek bildinsinde, "Çin Halk Cum-
huhyeti'nin Köstence 'de bir başkonso-
losluk açacağı" açıklanıyordu.
Vali ile belediye reisine soruldukta,
"Evet, geldıler buraya... Elimızdeki bi-
nalan gösterdik. Bunlar çok kûçük de-
diler. 35 kişilik bir kadro düşünüyortar-
m/ş..."yanıtınıaldık...
1980 Ağustosu sonunda, Kösten-
ce'den aynimadan, kentte biz, SSCB, Çe-
koslovakya ve Libya'nın başkonsolus-
luklan vardı. Çinlilerin gelip gelmedikte-
rini bilmiyorum.. Sanmıyorum da...
Ancak, bu "Çin masalı "nın ilginç bir
"faslı" var ki, bunu anlatmadan geçmek
istemedim:
Büyük Çinli'nin ziyaretinden birkaç
gün sonra iki Amavut diplomatı, "neza-
ketziyareti" diye başkonsolosluğa gel-
diler. Izaz-ı ikram ettik... Türk-Arnavut
dostluğundan bahsettik. Bu iki diplo-
mat, "Size bir sır vereceğiz. Yabancı
değilsiniz..." diye söze başlayıp, inanıl-
ması cidden güç bir haber ilemler. Bu "giz-
li haber!"e göre Çınliler, Bulgar sınınna
yakın, Romen Mangalia limanı tezgâh-
lannda kendi icatlan olan "cep denizal-
tılan" inşa edip içlerine de, icabında nük-
leer başlık taşıyabilir füzeler monte ede-
ceklermiş...
Bu "bilgi"ye teşekkür ettik, gittiler...
Köstence'deki Sovyet Başkonsolus-
luğu ile iyi ilişkilerimiz vatlı. Hatta ikide
birde, güzel satranç oynayan, babacan
Çek Başkonsolosu'nu da alıp üçlü sat-
ranç turnuvalan tertip ediyorduk.. En iy4-
miz, genç bir ataşe olan, iyi Ingilizce ko-
nuşan, Sivastopol doğumlu, yakışıklı bir
delikanlı idi.
Amavutlar gitti. Sovyet Başkonsolo-
su, hemen ziyaretegeldi... Kuşkulu idi.
Öy!e ya, Çinliler, arkasından Arnavutlar,
Köstence'de "cirit" attıklanna göre bir
şeylerdönebilirdi...
Yanında, Ingilizce tercümeyi yapan
genç Sivastopollü da vardı. Böyle ufak
bir kentte, kimin nereye gittiği herkes-
çe bilindiğinden, Sovyet memurlannın,
Arnavutlann bizi ziyaret ettiğinden ha-
berdar olduklan belli idi. Bu Sovyet mes-
lektaşlanma, Amavutluk'la aramızdaki iyi
ilişkileri üstüne basarak anlattıktan son-
ra, mizah rengi vererek, Çin denizaftıla-
n öyküsünü de aktardım...
•••
Birkaç gün sonra, SivastopolKi'ye çar-
şıda rastladım. "Bizim patron, bu deni-
zaltı öyküsünü ciddiye aldı. Üç gündür,
her gün bizi Mangalia'ya gönderiyor.
Gözünüzü açın, diyor. Olan bize oldu..."
diye yakındı.
lzmir yolcu gemimiz, Romenlerle ya-
pılan anlaşmaya göre haftada üç kez
Köstence'ye geliyor, buradan aldığı Ba-
tı Avrupalı turistleri Istanbul'a götürüp bir
günlük Kapalıçarşı, Tarabya, Topkapı
vb. gezilerden sonra geri getiriyordu.
30 ağustos günü, Türkiye'ye dönmek
üzere "lzmir"e bindik. ilk dış göreve gi-
derken de Tarsus"la, 1952'deki seya-
hatimin anılan geri geldi... Kanımca, son
dış görevden dönüşümdü bu.. Amma
böyle olmadı. Bir festi daha varmış ki-
tapta...
Izmir, 18.00'de rıhtımdan ayrıldı. De-
ğerli deniz adamı, dostum Izzet Kap-
tan'ın idaresinde Karadeniz'e açıldık.
Akşam yemeğinden sonra, kaptanla
güvertede otururken, sanki "Neptün"
denizden çıktı, "lzmir"\ yakaladı ve ha-
vaya kaldınp, tekrar sulann üstüne bı-
raktı. "Hava çıktı..." dedi kaptan ve
"köşk"e gitti...
Karadeniz bu... Ne vakit ne olacagı bel-
li olmaz...
Ertesi sabah, saat 9'a doğnj, Şile Fe-
neri'ni geçtik. Güzelim boğazı seyrede
seyrede Galata nhtımına bağlandık.
Yarın: 1980 Eylül Ankarası
Planlama Dairesi