25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET KÜLTÜR 13 MART 1996 ÇARŞAMBA 14 IstanbııL, Odeon'a ne kadar uzak? ORHAN ALKAYA Odeon Sineması yanıp kül olrnasaydı eğer, İzzetTozkoparan'ı düşünmeyecek- tim, çünkü çok işim vardı. Zaten hep çok işimiz oluyor ve etrafi- mıza bakmaya mecalsizliğimiz hayatı- mıza yön veriyor. Odeon Sineması yanıp lcûl olmasaydı Ahmet Levendoğlu'nu da düşünmeye- cektim. Bir vakitler, karşılıkli yazışma- lar yoluyla onu epey düşünmüş ve bu mesaiden bunalmıştım çünkü. Odeon Sineması 'nı uzun süreli bir de- neyim için Tiyatro Stüdyosu'nun kirala- dığını duyduğumda oysa lzzet'le Ah- met'i aynı uzamda kesiştiren tutkuyu. belki başlangıçta onlann bile arüayama- yacagı kerte kavramıştım. Bir an bir şim- şek çakımı hızıyla. Sonra unutmuştum tabii... lzzet'i, AÇOK'a omuz veren bir inşa- at işçisi olarak tanıdım. ]970'li yıllann ortalan olmalı... AÇOK, Ümit ve Turgut Denizer'in agabeyliğinde, Türkiye'nin en sıkı tiyatro deneylerini yapıyor ve su- nuyordu. BûJent'li, Selma'lı, Serdar'Iı, Arsıın'lu, Aziz'li, Ferhat'lı bir kadroyla alışılmadık biçimler araştınyor; bir sem- tin tiyatrosu olma tevazuunu devleştiri- yor, Ferhat ile Şirin'den Keloğlan'a, sah- nede mucizeler yaratıyordu. tşte Izzet, bu AÇOK'a omuz veriyor- du. Şaşırtıcı bir yaratıcı zekâsı vardı. Yoktan var etmeyi beceren bir Mimar Sinan izdüşümü gibiydi. Ardından Moda Sineması geldi. Bel- ki hatırlanmaz, lstanbul'un ilk ve etkin sivil kültür merkezı olan Moda Sinema- sı'nın hayalıni de önce Izzet görmüştü. Bir seks filmleri sinemasını, tırnakJany- la kazıyarak kültür merkezine dönüştü- Tiyatro Stüdyosu'na 'sembolik kan bağışı' Tiyatn» Stûdyosu, Zeynepkâmil'deki Odeon Sinemasrnı tiyatro salonuna dönüştürmüstü. 370 kişılık yeni bir tiyatro salonunda, kendı evinde perdelerini açma hazırlığı içindeyken çıkan yangın, sadece yeni oyunun değil, riyatronun 6 yıllık tüm binkimini de -kostüm. dekor ve teknik donanım- yok etti. Tiyatro Stûdyosu 20 martta Terry Johnson'ın 'Histeri' oyunuyla perdesini açacaktı. Şımdi herşeye karşin yıne de perdesini açma kararlılığı içınde. Çeşıtli tıyatroiann, çok sayıda tiyatro insanının desteğıyle... Stüdyo Oyuncubn "Gergendanlaşma", Bilsak "Savaş Oyunları", Tiyatro Tam"Katıl!enn Gecesi", Tiyatro Ti "Adam Adamdır", Dostiar Tiyatrosu "Içimdekı Çığlık", Tıyatroma"Tanı" adlı oyunlannın bir gecelik gelırleriyle Tiyatro Stüdyosu'nun perdesini açabılmesı içın katkıda bulunacaklar. Martı Sanatevi de bu tıyatrolardan o geceler ıçın kıra parası almayarak destek sağlıyor. (Bu kampanyaya destek vermek isteyenler Tiyatro Stûdyosu 'na 0-212- 260 79 00 f lı telefondan ve 0-212 261 83 80 nolufakstan ulaşabiHrier.) ren Izzet'ti. Sonra alışmadığı bir semte, Bakır- köy'e uzandı ve Karya Sineması'nı "yapü". Izzet, hep bir çocukluk evi sı- cakliğı anyordu. Sinemaya ve tiyatroya tutkundu. Konuşmak yerine iş yapmayı seviyordu. tlkokul öğretmenim RukiyeHanım'ın kocası HaşimKanar'ınbırşiin. hepzih- nimde asılı durmuştur. "Urbalarunız bozdu, potinierimiz Beykoz / Nedenseya- dırgadılar bia." Izzet de, Rizeli ve ken- disi olmaktan vazgeçmeyen haliyle hep yadırgandı. Ahmet Levendoğlu da bence böyle bir ınsan. Onun seyrüsefen çok farklı Sıkı bir Batı kültürü, iyi bir formasyon, bir kentli yaşama estetiği. Ama kendini ifade etmekte aceleci davranmayan bir tutku. Yanlış olduğu yerde bile "doğru" denebilecek bir Ro- bespierre etiği. Arzuladığına ulaşmak için gereken enerjiyi, zaman içinde diri tutma hüneri. Tiyatro Stûdyosu, Üsküdar'da bir sa- lonu mesken tutfuğunda ne yapmak is- tediklerini anlamıştım. Insan, duvarla- nyla kınştırmadığı, sokağını ellemedıği. kapı tokmağını koklamadığı bir mekân- daysa eğer, otel odasında hünkârbeğen- di yapıyor gibidir. Seyyareye benzersen, mehpareye yûz sürersin. Ama rüzgârda bile olsa, tiyat- ronun kök salmaya ihtiyacı vardır. On- lar Ahmet Levendoğlu ve arkadaşlan, yani Zuhal Otcay, Ayşe Sflivri, Haluk Bil- ginen Ceiai Pcrk. Işjl Kasapoğlu, Duygu Sağıroğlu. kendi evlerini ararken, ız- zet"ın Odeonu'na rastgelmişlerdi. Bu hayırlı bir rastlaşmaydı. Çok se- vinmiş ve kısa zamanda unutmuştum. Sonra bir yangın haberi... Bir lcaynak makinesi, bir kıvılcım ve beş dakika... lzzet'le Ahmet'i buluşturan doğru çiz- gi yanmıştı. Hadi söyleyeyim, acı çekiyorum. Bek- lentilerim biraz daha eridi, zaman karşı- sında biraz daha rutukJaştım. Yeni bir şeylere yönelirken, var olanlan yitirme- nin kederi... Ama olan olmuştur ve olmuşla ölmü- şün çaresi yokrur. Şimdi, Izzet'in hayaline omuz verme- nin, Ahmet ve arkadaşlannın var ettiği o sıkı Tiyatro Stüdyosu'nu arzulamanın tarri zamanıdır. 1 İ Z M 1 R U Y A K İ T A U A R I Savaşsız, özgür bir dünya özlemi... EBRL KAŞLI IZMİR - 1. TÜYAP Izmir Kitap Fu- an' nda çeşıt! ı yaym kurul uşlannın ve Tür- kıye Yazarlar Sendıkası, Edebiyatçılar Der- neğı, Pen Yazarlar Demeğı, Karikatürcü- ler Demeğı ve Çağdaş Gazeteciler Deme- gi'nın düzenledikleri etkınlıklerle sürüyor. "Ege'de Banş" ve "Düşünce Özgüruıgû" panellennde savaşsız, özgür bir dünya öz- İemlen ve beklentılen dıle getirildi. Fuarda kıtaplar kadar etkinlikler de il- giyle izleniyor. Bu kez konu Ege'de Banş olunca lzmırliler de panele ilgi gösterdi. Türkıye Yazarlar Sendikasf nın düzenledi- ğı ve Emin Karaca'nın yönettiğı "Ege'de Banş" paneline, Mümtaz Soysal, Turgay Okaytu ve Eşber Yağmurdereli konuşma- cı olarak katıldı. Mümtaz Soysal, Ege'nin, 'baün olmak' arasmda bir hendek gibi ol- duğunu vurgulayarak, Yunanlılar'm kendi- lerinı hendeğin batılı olmak tarafında Tür- kiye'yı ise hendeğin batılı olmayan yanın- da gördüklerini söyledi. Ege'deki sorunla- nnı 'katlanışlar' yüzünden meydana geldı- ğini vurgulayan Soysal, "Çiftçilik ile de- nizcilik arasında kalmışız. Bu yüzden Ege dentnnden beklentilerimizi kiMtlamıştz. Bi- rinin yapüğı kötü şeye diğerinin hiç ses çı- karmaması>Ia oluşan katlanışlar, Ege'de sorunlara yol açmıştır. Bu banşçıl görünflnı değil, yeni gerginliklerin yarablmas] sonı- mıdur. Sonınlann çözûmünde elimizdeki İsnir Büyükşehîr Belediye Boşkanı Sayıj PEN Yazarlar Dernegi'nin düzenledtgi _ "Dûşünce Ozgürlüğü" başlıklı panele konuşmacı olarak, ProtDr. Özdemir Nutku, Şükran Kurdakul ve ÖnerYağa kaükülar. çeşitiiolanaklan dogru kuflanmamı/ gere- Idr. Bu yüzden hukuk kuralianndan \arar- lanmalıyız. Hukuk iyi kuDanıldığında ger- çek bir silahnr. Ama iyi kullanamazsak so- nınlann çozümü için gerçek silahlara ihti- yaçdu>«cagır''dıye konuştu. Gazetecinin görevi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti adına pa- nele katılan Turgay Olcaytu da, basının Ege'de yaratılan son krizde de rolü oldu- ğunu \ urgulayarak. "Bir gazetecinin göre- vi haberi yararmak değil, haberi en doğru şekilde izlemek ve halka duyıırnıaktır. Ga- zetecikr bu Ukelerinden sapmadan göre\- lerin yapmalan gerekir. Eskidcn ekonomi prenslcri vardı, şimdi basın prensleri var. Basın istediklerini ön plana çıkanp, iste- diklerini yerin dibine geçirebOJyor"dedi. Eşber Yağmurdereli de savaşları, savaş ekonomosını ayakta tutmak için, merkez güçlerin ortaya çıkardığını belirttı. Yağmurdereli, "Dünyada herkes banş- tan söz ederken, bugun dünvada sa\aşı kış- kırtan bir sistem var. Ekonomisini savaş araçlan üzerine kuran bu merkez güçler, ortahğı kızjşnnyor. Kendi aralannda banş içinde görünen bu güçler. kenar mahatte di\c adlandırdıklan Türkiye, Yunanistan gibi ülketerde pazar yaratmaya çahşıyor- lar"dıye konuştu. PEN Yazarlar Dernegi'nin dûzenlediği "DöşünceOzgüriüğü" isegünün ikıncı pa- nelıydı. Panelekonuşmacı olarak, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Şükran Kurdakul ve Öner Yagcı katıldılar. Bu panelde konuşmacılar düşünce öz- gürlüğünün sadece aydınlardüzeyınde kal- madığını belirterek, halkın da bu konuda duyarlı olması gerektığını vurguladılar. Şükran Kurdakul, sanatçının beyninde ya- rattığı şeyın paylaştıkça güzel olduğunu belirterek, sanatçılanmıza sahip çıkılması gerektığini söyledi.tnsanlar üzennde ken- dilığınden bir oto-sansür gelıştiğini belir- ten Prof. Dr Nutku ıse şöyle konuştu: "Dûşündüklerini rahatca söyleyenler u kadar kötü harcandı ki şimdL eğitim ve aile- den kaynaklanan bir oto- sansür gelişti. 12 E> lül'dcn sonra silikJeştirme ve kişiliksideş- tirme tutumuna gküldi. 12 F.\ lül'den sonra üniversiteler kendilerini topariayamadılar. Heryıl üniversiteler için aynlan eğitim büt- çesi azalmaktadır. Bu da araştırmacı ve düşünmeci olması gereken üniversitelerin yok olmasıdır. V'arolan ünncrsitelerimizi geliştirip, konjyacağunıza yeni üniversiteler açmakyanhş bir potitikiadır. Bu yeni ünKer- sitelere atanan hocalar sayesinde kavuklu kafalar yetiştirilmck istentyor." '19. Yüzyıl Istanbulu 'nda Sanat Ortamı' Kültür Servisi-SanatTarihı Demeğı, *HABITAT2'yeHa- zutk* başlıkh, "19. Yüzyıl tstanbulu'nda SanatOrtamı" ko- nulu iki günlük bir sempozyum düzenliypr. Perşembe ve cu- ma günlen Fındıklı'daki Mımar Sinan Üniversitesi Oditor- yumu'nda düzenlenecek sempozyumda, 12 bilim adarru ko- nuyla ilgıli bildiriler sunacaklar. Toplantıda, 19.Yüzyıl ls- tanbul'unda mimari, resim, edebiyat, tiyatro alanlanndaki gelişmeler, sanatçılar, batı etkisi, sanayi devriminin etkisi gi- bi konular tartışjlacak. Konuşmacı olarak Prof.Dr.Semavi Eyice, ProfJ)r. Onder Küçükerman, Prof. Dr.Mustafa Ce- zar, Prof.DnAfrfe Batur, Prof.Dr.Yıldız Demiriz, ProflhvSemra Gennaner, Prof.Dr.Günsel Renda, Doç.Dr. Feryal lrez,.Doç.Dr.Uğur Tanyeli, YanLDoç.Dr..Necla Ars- lan, Engin Öztndes, Engin Liudağ'ın katılacaklan toplantı sonunda 19.yüzyı! Türk müzığinden ömekJer dinJetilecek. Perşembe sabahı saat 10.00'da açılacak sempozyumda. ilk bildiriyi "19. YüzyıldalstanbuPdaBatıhMimarlar, Ressam- lar, Edebiyatçılar" konusundaProf. Dr. Senıavi Eyice suna- cak. ilk gün aynca, Prof. Dr. Önder Küçükerman "Sanavi devrimüûn 19. Yüzyıl Osmanlı Devleti'ndeki Etkileri ve Sa- nat Kavramındaki Değişiklikler" konusunda, Doç. Dr. Fey- ral Irez "Çırağan Sarayı: MUIi Saraylar Arşrvi'nden Bazı Önemli ve Bilinmeyen Belgeler" konusunda, Vard. Doç. Dr. Necla Arslan "19. Yüzyıl Gravüıierinin lstanbul'un Sanat Ortamındaki \eri" konusunda, Engin Özendes "tmparator- luk Başkentinde 19. Yüzyıi Fotoğrafçıhğı" konusunda bıldı- rilerini sunacaklar. Cuma günü ise, Doç. Dr. Uğur TanyeB'nin "19. Yüzyıl Türkiyesi'nde Mimari Bilgi Alanımn Yeniden Kuruluşu", Prof. Mustafa Cezar'ın "19. YüzyıMa Önemli Işlere Imza- sını Atnuş Bir Mimanmız: Abdülhaiim Bev ", Prof. Dr. Afi- feBatur'un "19. Yüzyıl tstanbulBasınında Sanat veMimar- bk", Prof Dr. Yıldız Demiriz'ın "19. Yüzyıl Osmanlı Baş- kentinde Khap Süsteme Sanan", Prof. Dr. Semra Germa- ner'ın "Ban Tarzı Resmin Istanbul Naşamma Katıhşı ve Yer AJdıgı Ortamlar", Prof. Dr. Günsel Renda'nın "Konstantin Kapıdağlı Hakkında Yeni Görüşler" \c Engin Uludağ'ın "Oluşum Süreci İçinde 'Ortaoyunu'ndan 'Perdeü'ye Türk Tiyatrosu" konulu bıldinlen sunulacak. Sempozyum 19. yüzyıl Türk müzığinden örneklerin sunulacağı bir dinletıy- le sona erecek. K Ü L T Ü R 0 Ç İ Z t K K  M İ L M A S AR A C I Özel Tiyatro Yapımcüan Dernegi'nin dûzenlediği 'Karanhkta Birlşık, Yaşasuı Tiyatro' başhkh gecedeeski Kültür BakanıFıkri Sağlar'm şükran piaketini yeniKüJtür Bakanı AgahOktay Gflner verdL (Fotoğraf: HATICE TUNCER) 1996 TTC4P <Hİ.İIl.ri verildiKültür Senisi - Özel Tiyatro Ya- pımcılan Dernegi'nin (TlYAP) dü- zenledığı "Karanhkta Bir Işık, Yaşa- sın Tiyatro" şöleni birçok tiyatro sa- natçısınm yanı sıra eski Kültür Ba- kanı Fîkri Sağlar ve yeni Kültür Ba- kanı Agâh Oktay Güner'in katılı- mıyla önceki gece AKM'de gerçek- leştirildi. Levent Tfilek ve Zuhal Gencer'in birlikte sundugu, AB Poyrazoğlu, Mehmet Esen, Le>1a Teküİ ve Nejat Uygur'un küçük birer gösteri ile ka- hldıklan gecede 1996 TTYAP ödül- leri de sahiplerini buldu. Program öncesi gazetecilerin, DGM'nin Ya- şar Kemal'e verdiği cezaya ilişkin sorulannı yaratlayan yeru Kültür Ba- kanı Agâh Güner, "Türldye'de bir kanun varsa bu kanun herkes için geçerhdir. Kanun kaldınhncaya ka- dar herkes o kanuna saygı duymah- dır. Aksi halde bu ülke anarşi ülkesi olur. Benim Yaşar Kemal"i okumam, Kvmem, Yaşar Kemal'in edebi alan- da taşıdığı değerier ona da bu kanu- naflıîsletmeyetkisivennez"şeklın- de konuştu. Yaşar Kemal'in mahkumiyetini gazetecilerden öğrenerek, "Neden mahkum oimuş? Olay nedir, hiçbir jey bUmiyorum" yanıtını veren Agah Oktay Güner, bunun yazılma- sının da haksızhk olduğunu öne sü- rerek, kendini "9 saat sfiren topian- bdan çıkoğımızda bana Yaşar Ke- mal ile ügfli sonı soruldu. ToptandSJ- rasında neden ceza verildigini nere- den bileyim" diyerek savundu. "Ancak bu ayn bir konu. Ben oku- yan, düşünen bir kültür adamıyım; ama bir tarafim da hukukçu benim. Hukukun özü. insanı kurtarabO- mektir, insanı mahkûm etmek değil" dıyerek olanlarm nedenlerinı Türki- ye'nin bir geçiş döneminde oluşuna bağlayan Güner, verdiği örnekte Ab- met Altan ile Ahmet Tan'ı kanştıra- rak, Terörle Mücadele Yasası'nda, 8.maddenin değişiklik yapılmasın- da ANAP'ın RP'la birlikte muhale- fet yaptığını nedense unutup, bir hu- kuk talihsızliği yaşandığından ya- kındı: Hukuk taHhsizBği yaşıyoruz "Türkiye dünegöreçok mesafe al- mıştır. Şimdi mesele, hukuki zemin- de bu aşamalan gerçek küabflmek- nr. Eğer zulüm Yaşar Kemal'e yapıl- dığında Ahmet Tan'a yapıldığında veya Hekimoğlu Ismail'e yapıldığın- da siz bu zulmü kendinize yapılmış hissetmiyorsanız o zaman siz o zulme talip olursunuz. Bizim söylemek iste- diğimiz bunun bir hukuk talihsizliği olduğudur. Ama bu talihsizh'k Tür- kiye'nin geçirdiği sosyal gelişme. Biz bunun gavTeti içindeyiz. Eğer biz hu- kuku,demokrasiyi daha sağhklı şart- lara kavuşturursak böyle sonınlar yaşanmaz"dedi. Daha sonra gerçekleştınlen ödül töreninde TtYAP, eski Kültür Baka- nı Fıkri Sağlar'a, göreve geldiğı gün- den ıtıbaren sanata ve sanatçıya gös- terdiğı özel ilgi ve destek nedeniyle bir şükran plaketi verdi. Güner, Fik- ri Sağlar'ı kutlayarak. ".Nemutluona ki çauşnğı yıllann sonunda siz değer- b sanatçılann ödülüne sevgLsinc maz- har olmuştur. Bir siyaset adamı için bu gnzeJ bir neticedir"dedi. Odülünü yeni Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner'in elinden alan Sağlar, ödülün kendısi için çok bü- yük bir onur olduğunu belirttiği ko- nuşmasında, tiyatronun, toplumun görmesi gereken gerçekleri anlatan sanatlann anası olduğunu, en baskı- cı dönemlerde de halk sussa bile ti- yatronun başkaldırdığını söyledi. Sağlar,aynca. YasarKemaraiîişkin venlen cezaya da değinerek "Bugün Yaşar Kemal'ler, Ahmet Altan'lar düşündüklerinden dolayı tutuklanı- ynrsa, hatta hapis cezalan ahyorlar- sa. onun müsebbipleri bugün kendi yaptıklanndandolayı nerhaldeönce- İikle kendilerinden özür dilemeleri gerekir" dedı. Özgür, çağdaş, uygar bir Türkıye'yi hep birlikte, sanatçı- lar, aydınlar, düşünürler önderlığin- de kurulacağını vurgulayan Sağlar, sanatçılara şükran borcu olduğunu ifade ederek bu ödül içın teşekkür et- ti: " Ben şu anda aranızda en mutiu olan Idşilerden birisiyim. Ç ünkü ger- çekten toplumun a> dınlığa çağdaşu- ğa ileriye görüren sanatçılar tarafin- dan bu büyüködüllc onutiandınhyo- rum. Bu onur benim yaşamım bo- yunca unutamayacağım bir şerefoia- cak. Siztere teşekkür ediyorunı. Siz- ler olmazsanız 1 ürkiye olmaz, Tür- kiye'nin geleceği olmaz, Türkiye dünyaçağdaş uluslar ailesi içinde ye- rin i alamaz." Gecede aynca uzun yıllar tiyatro- ya emek veren Muhsin Kurtaran'a, Türkiye'de çocuk tiyatrosunun ku- rulması ve gelıştırilmesı yönündekı çabalanndan dolayı Ferih Egemen'e, TİYAP'ın çaîışmalanna destek ve- ren Tiyatro Oyunculan Derneğı'ne, tiyatro eleştırmenı KâmilSuveren'e, özel tiyatronun Türkiye'de kabul edilmesi ve sevilmesırıe katkılann- dan dolayı Gazanfer Ozcan ile Gö- nül Ülkü'ye, uzun yıllar tıyatro sa- natçısı Tolga Aşkıner'e ve 40 yıldır pcrde açan Dormen Tıyatrosu'na bi- rer şükran plaketi verildi. Sağlığı el- vermediği içın Tolga Aşkıner'in ödülünü kız kardeşi alırken, hayatta olmayan Ferih Egemen'in ödülünü Ahmet Gülhan. ışlcri nedeniyle ge- ceye katılamayan katılamayan Gö- nüJ Ülkü ile Gazanfer Özcan'm ödü- lünü de kızlan Fulya Ozcan Cndüz aldı. Ödül töreni sonrası Kültür Bakan- lığı Devlet Modern Folk Müzik Top- luluğu bir konser verdı. Kitapçılar fuara tepki gösterdi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu)- Kitap fuan, Izmirli kitapçı- lan kızdırdı. Kitapçılar Derneğı Izmir Temsilcisi Erdal tlgen, fu- ara "Bitpazan" benzetmesi yapa- rak, yayınevlerinın kendilerine verdikleri fiyatın altında kitap sattıklannı söyledı. TÜYAP Ge- nel Koordınatörü Deniz Kavuk- çuoğlu ıse, fuann uzun dönemde kıtapçılara da yararlı olacağı gö- rüşünde. lzmir'de bu yıl ilk kez düzenle- nen TÜYAP Kitap Fuan, kitabev- leriyle yayınevlerini karşı karşıya gerirdi. Dün Kültürpark içindeki fuara gelen kitabevi temsicilen, indirimli satısa karşı çıktılar. Fu- ann panayır biçimine dönüşme- sınden yakınan kitapçılar. buraya harcanan parayla ucuz kitap satı- şının yaygınlaşabileceğini ve ye- ni kiıabevlerinin açılmasına ola- nak sağlanabileceğini belirttiler. Fuann kendilenne zarar verdıği- ni düşünen Izmirli kitapçılar, bu- nun nedenlerinı TÜYAP Genel Koordinatörü Deniz Kavukçuoğ- lu'na da anlattılar. Fuan "Bitpazan" olarak ta- nımlıyan Erdal llgen, indirim]] ki- tap satışlanndan tedırgın oldukla- nnı söyleyerek "Burada kitabev- lerine verilen fiy aOn da altındaki- tap satılıyor. Kitapçılar çok güç durumdâlar. 'Bunun adı libera- lizm" deyip, aşağıdakinc vurmak doğru değildir. Bu bir haksız reka- bettir. Ne ticaret odası, ne kitapçı- lar oda% böyle bir haksız rekabe- te dur demedi. Ankara ye Istan- bul'da bu bir kereoluyor. İzmir'de ise, çeşitii adlarla düzenlenen fu- arlarla, suyu çıkanldı" dedi. Kitabevlerinın tedırginlık duy- masına gerek olmadığını söyle- yen Kavukçuoğlu, Istanbul örne- ğinı anımsatarak, "Bu fuan İstan- bul'da ilk kez açüğımızda Taksim ve Beyoğiu civannda iki kitabevi vardı. 14 yıl sonra orada 140 kita- bevi var. Kitapçılar şimdi bize kı- zıyorlar. Ancak bu fuar asıl yara- n onlara getirecektir. Fuann pa- nayırolarak değcriendirilmesinde de olumsuz bir durum yok" dedı. BODRUM AKÇABÜK'TE (15-30 HAZÎRAN-EYLÜL) SATILIK DEVREMÜLK MÜR: 17.00'den sonra 240 10 26 •*>> KIRMIZIBALIK ÇOCUKEVİ VEKULÜBÜ Aile Toplantılan: VII "SATRANÇ VE TİYATRO ÇOCUKLARDA ZEK VE DUYGU EĞİTtMtNE NELER KATAR?" Moderatör: Dr. Erdal Atabek Satranç öğretmeni: Bülent Güner Tiyatro Öğretmeni: Tuna Egemen Kırmızı Bahk Ailesi davetlidir. Dışandan katılacaklann telefonu rica olunur. Tanh: 17 Mart 1996 Pazar günû, saat: 12.00 Yer: Kalamış Fener Cad. Gazi Mehmetçik Sk. No: 7 Fenerbahçe Tel.:0216 414 62 92-414 62 61 Faks:0216 414 62 61 MEİS CAFE & BAR Bu Çarşamba ve Her Çarşamba Saat: 2S.3O'da Bülent Ortacgil Mis Sokak NO: 20-BEYOGLU Rei: 2+4 22 70 - 293 99 73 Heznnpen Bar Çarşamba akşamkm REBETİKOve BALKANŞARKIIARI & MUAMMERKETENOOĞUJ veSUMKU Rez: 252 58 44 - 224 04 04 Istiklal Cad. Odakule karjısı BILSAK 5. KAT Rezervasyon: 293 37 74 . / M E L I S SÖKMEM C _ , _„ <-'"*' Ercüment Vural Soganc, sok. 7/5 TtıbaÖnal S.raselv.ler- Jost* Taksim ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1995/104 vasi / Karar No: 1996/10 vasi Hâkim: Kemal Güzel, 20998 Kâtip: Zarif Nalbantoğlu HÜKÜM OZETt Mahkememıze ait 28.2.1996 tarih, 1995/104 vasi esas, 1996/10 vasi karar sayılı ilanla Beyaze Pehlivan vesayet altına alınarak kendisine Ayşe Şenyürek vasi tayin edilmiştir. 28.2.1996 Basın: 74846 BEYOĞLU4. ASÜYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davacı Maliye Hazi- nesi vekılı tarafindan da- valı Adnan Mavigül aley- hine açılan alacak dava- sında verilen ara karan gereğince, Davalı Adnan Mavigül adına Ataköy 9. kısım E.2 A-D 10 adre- sinde tebligat yapılama- dığından 14.2.1996 tarih- lı duruşmada davalıya ilan yolu ile tebligat ya- pılmasma karar verildi- ğinden: Davalı Adnan Mavigül'ûn duruşma gü- nü olan 14.5.1996 günü saat 10.30'da duruşmada hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, esasa 10 gün içinde cevap ver- menizHUMK'nin213/2 mad. uyarınca duruşma günü ve saatinde mahke- memizde hazır bulunma- dığmız takdırde düruş- malara yokluğunuzda de- vam edileceği hususu da- vetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 27.2.1996 Basın: 73913
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle