Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
KÜLTÜR
13 MART 1996 ÇARŞAMBA
14
IstanbııL, Odeon'a ne kadar uzak?
ORHAN ALKAYA
Odeon Sineması yanıp kül olrnasaydı
eğer, İzzetTozkoparan'ı düşünmeyecek-
tim, çünkü çok işim vardı.
Zaten hep çok işimiz oluyor ve etrafi-
mıza bakmaya mecalsizliğimiz hayatı-
mıza yön veriyor.
Odeon Sineması yanıp lcûl olmasaydı
Ahmet Levendoğlu'nu da düşünmeye-
cektim. Bir vakitler, karşılıkli yazışma-
lar yoluyla onu epey düşünmüş ve bu
mesaiden bunalmıştım çünkü.
Odeon Sineması 'nı uzun süreli bir de-
neyim için Tiyatro Stüdyosu'nun kirala-
dığını duyduğumda oysa lzzet'le Ah-
met'i aynı uzamda kesiştiren tutkuyu.
belki başlangıçta onlann bile arüayama-
yacagı kerte kavramıştım. Bir an bir şim-
şek çakımı hızıyla. Sonra unutmuştum
tabii...
lzzet'i, AÇOK'a omuz veren bir inşa-
at işçisi olarak tanıdım. ]970'li yıllann
ortalan olmalı... AÇOK, Ümit ve Turgut
Denizer'in agabeyliğinde, Türkiye'nin
en sıkı tiyatro deneylerini yapıyor ve su-
nuyordu. BûJent'li, Selma'lı, Serdar'Iı,
Arsıın'lu, Aziz'li, Ferhat'lı bir kadroyla
alışılmadık biçimler araştınyor; bir sem-
tin tiyatrosu olma tevazuunu devleştiri-
yor, Ferhat ile Şirin'den Keloğlan'a, sah-
nede mucizeler yaratıyordu.
tşte Izzet, bu AÇOK'a omuz veriyor-
du. Şaşırtıcı bir yaratıcı zekâsı vardı.
Yoktan var etmeyi beceren bir Mimar
Sinan izdüşümü gibiydi.
Ardından Moda Sineması geldi. Bel-
ki hatırlanmaz, lstanbul'un ilk ve etkin
sivil kültür merkezı olan Moda Sinema-
sı'nın hayalıni de önce Izzet görmüştü.
Bir seks filmleri sinemasını, tırnakJany-
la kazıyarak kültür merkezine dönüştü-
Tiyatro Stüdyosu'na
'sembolik kan bağışı'
Tiyatn» Stûdyosu, Zeynepkâmil'deki Odeon Sinemasrnı
tiyatro salonuna dönüştürmüstü.
370 kişılık yeni bir tiyatro salonunda, kendı evinde
perdelerini açma hazırlığı içindeyken çıkan yangın,
sadece yeni oyunun değil, riyatronun 6 yıllık tüm
binkimini de -kostüm. dekor ve teknik donanım- yok
etti. Tiyatro Stûdyosu 20 martta Terry Johnson'ın
'Histeri' oyunuyla perdesini açacaktı.
Şımdi herşeye karşin yıne de perdesini açma kararlılığı
içınde. Çeşıtli tıyatroiann, çok sayıda tiyatro insanının
desteğıyle...
Stüdyo Oyuncubn "Gergendanlaşma", Bilsak "Savaş
Oyunları", Tiyatro Tam"Katıl!enn Gecesi", Tiyatro Ti
"Adam Adamdır", Dostiar Tiyatrosu "Içimdekı
Çığlık", Tıyatroma"Tanı" adlı oyunlannın bir gecelik
gelırleriyle Tiyatro Stüdyosu'nun perdesini açabılmesı
içın katkıda bulunacaklar. Martı
Sanatevi de bu tıyatrolardan o geceler ıçın kıra parası
almayarak destek sağlıyor.
(Bu kampanyaya destek vermek isteyenler Tiyatro
Stûdyosu 'na 0-212- 260 79 00
f
lı telefondan ve 0-212 261
83 80 nolufakstan ulaşabiHrier.)
ren Izzet'ti.
Sonra alışmadığı bir semte, Bakır-
köy'e uzandı ve Karya Sineması'nı
"yapü". Izzet, hep bir çocukluk evi sı-
cakliğı anyordu. Sinemaya ve tiyatroya
tutkundu. Konuşmak yerine iş yapmayı
seviyordu.
tlkokul öğretmenim RukiyeHanım'ın
kocası HaşimKanar'ınbırşiin. hepzih-
nimde asılı durmuştur. "Urbalarunız
bozdu, potinierimiz Beykoz / Nedenseya-
dırgadılar bia." Izzet de, Rizeli ve ken-
disi olmaktan vazgeçmeyen haliyle hep
yadırgandı.
Ahmet Levendoğlu da bence böyle bir
ınsan. Onun seyrüsefen çok farklı Sıkı
bir Batı kültürü, iyi bir formasyon, bir
kentli yaşama estetiği.
Ama kendini ifade etmekte aceleci
davranmayan bir tutku. Yanlış olduğu
yerde bile "doğru" denebilecek bir Ro-
bespierre etiği. Arzuladığına ulaşmak
için gereken enerjiyi, zaman içinde diri
tutma hüneri.
Tiyatro Stûdyosu, Üsküdar'da bir sa-
lonu mesken tutfuğunda ne yapmak is-
tediklerini anlamıştım. Insan, duvarla-
nyla kınştırmadığı, sokağını ellemedıği.
kapı tokmağını koklamadığı bir mekân-
daysa eğer, otel odasında hünkârbeğen-
di yapıyor gibidir.
Seyyareye benzersen, mehpareye yûz
sürersin. Ama rüzgârda bile olsa, tiyat-
ronun kök salmaya ihtiyacı vardır. On-
lar Ahmet Levendoğlu ve arkadaşlan,
yani Zuhal Otcay, Ayşe Sflivri, Haluk Bil-
ginen Ceiai Pcrk. Işjl Kasapoğlu, Duygu
Sağıroğlu. kendi evlerini ararken, ız-
zet"ın Odeonu'na rastgelmişlerdi.
Bu hayırlı bir rastlaşmaydı. Çok se-
vinmiş ve kısa zamanda unutmuştum.
Sonra bir yangın haberi... Bir lcaynak
makinesi, bir kıvılcım ve beş dakika...
lzzet'le Ahmet'i buluşturan doğru çiz-
gi yanmıştı.
Hadi söyleyeyim, acı çekiyorum. Bek-
lentilerim biraz daha eridi, zaman karşı-
sında biraz daha rutukJaştım. Yeni bir
şeylere yönelirken, var olanlan yitirme-
nin kederi...
Ama olan olmuştur ve olmuşla ölmü-
şün çaresi yokrur.
Şimdi, Izzet'in hayaline omuz verme-
nin, Ahmet ve arkadaşlannın var ettiği o
sıkı Tiyatro Stüdyosu'nu arzulamanın
tarri zamanıdır.
1 İ Z M 1 R U Y A K İ T A U A R I
Savaşsız, özgür bir dünya özlemi...
EBRL KAŞLI
IZMİR - 1. TÜYAP Izmir Kitap Fu-
an' nda çeşıt! ı yaym kurul uşlannın ve Tür-
kıye Yazarlar Sendıkası, Edebiyatçılar Der-
neğı, Pen Yazarlar Demeğı, Karikatürcü-
ler Demeğı ve Çağdaş Gazeteciler Deme-
gi'nın düzenledikleri etkınlıklerle sürüyor.
"Ege'de Banş" ve "Düşünce Özgüruıgû"
panellennde savaşsız, özgür bir dünya öz-
İemlen ve beklentılen dıle getirildi.
Fuarda kıtaplar kadar etkinlikler de il-
giyle izleniyor. Bu kez konu Ege'de Banş
olunca lzmırliler de panele ilgi gösterdi.
Türkıye Yazarlar Sendikasf nın düzenledi-
ğı ve Emin Karaca'nın yönettiğı "Ege'de
Banş" paneline, Mümtaz Soysal, Turgay
Okaytu ve Eşber Yağmurdereli konuşma-
cı olarak katıldı. Mümtaz Soysal, Ege'nin,
'baün olmak' arasmda bir hendek gibi ol-
duğunu vurgulayarak, Yunanlılar'm kendi-
lerinı hendeğin batılı olmak tarafında Tür-
kiye'yı ise hendeğin batılı olmayan yanın-
da gördüklerini söyledi. Ege'deki sorunla-
nnı 'katlanışlar' yüzünden meydana geldı-
ğini vurgulayan Soysal, "Çiftçilik ile de-
nizcilik arasında kalmışız. Bu yüzden Ege
dentnnden beklentilerimizi kiMtlamıştz. Bi-
rinin yapüğı kötü şeye diğerinin hiç ses çı-
karmaması>Ia oluşan katlanışlar, Ege'de
sorunlara yol açmıştır. Bu banşçıl görünflnı
değil, yeni gerginliklerin yarablmas] sonı-
mıdur. Sonınlann çözûmünde elimizdeki
İsnir Büyükşehîr Belediye Boşkanı Sayıj
PEN Yazarlar
Dernegi'nin
düzenledtgi
_ "Dûşünce
Ozgürlüğü"
başlıklı panele
konuşmacı
olarak,
ProtDr.
Özdemir
Nutku,
Şükran
Kurdakul ve
ÖnerYağa
kaükülar.
çeşitiiolanaklan dogru kuflanmamı/ gere-
Idr. Bu yüzden hukuk kuralianndan \arar-
lanmalıyız. Hukuk iyi kuDanıldığında ger-
çek bir silahnr. Ama iyi kullanamazsak so-
nınlann çozümü için gerçek silahlara ihti-
yaçdu>«cagır''dıye konuştu.
Gazetecinin görevi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti adına pa-
nele katılan Turgay Olcaytu da, basının
Ege'de yaratılan son krizde de rolü oldu-
ğunu \ urgulayarak. "Bir gazetecinin göre-
vi haberi yararmak değil, haberi en doğru
şekilde izlemek ve halka duyıırnıaktır. Ga-
zetecikr bu Ukelerinden sapmadan göre\-
lerin yapmalan gerekir. Eskidcn ekonomi
prenslcri vardı, şimdi basın prensleri var.
Basın istediklerini ön plana çıkanp, iste-
diklerini yerin dibine geçirebOJyor"dedi.
Eşber Yağmurdereli de savaşları, savaş
ekonomosını ayakta tutmak için, merkez
güçlerin ortaya çıkardığını belirttı.
Yağmurdereli, "Dünyada herkes banş-
tan söz ederken, bugun dünvada sa\aşı kış-
kırtan bir sistem var. Ekonomisini savaş
araçlan üzerine kuran bu merkez güçler,
ortahğı kızjşnnyor. Kendi aralannda banş
içinde görünen bu güçler. kenar mahatte
di\c adlandırdıklan Türkiye, Yunanistan
gibi ülketerde pazar yaratmaya çahşıyor-
lar"dıye konuştu.
PEN Yazarlar Dernegi'nin dûzenlediği
"DöşünceOzgüriüğü" isegünün ikıncı pa-
nelıydı. Panelekonuşmacı olarak, Prof. Dr.
Özdemir Nutku, Şükran Kurdakul ve
Öner Yagcı katıldılar.
Bu panelde konuşmacılar düşünce öz-
gürlüğünün sadece aydınlardüzeyınde kal-
madığını belirterek, halkın da bu konuda
duyarlı olması gerektığını vurguladılar.
Şükran Kurdakul, sanatçının beyninde ya-
rattığı şeyın paylaştıkça güzel olduğunu
belirterek, sanatçılanmıza sahip çıkılması
gerektığini söyledi.tnsanlar üzennde ken-
dilığınden bir oto-sansür gelıştiğini belir-
ten Prof. Dr Nutku ıse şöyle konuştu:
"Dûşündüklerini rahatca söyleyenler u
kadar kötü harcandı ki şimdL eğitim ve aile-
den kaynaklanan bir oto- sansür gelişti. 12
E> lül'dcn sonra silikJeştirme ve kişiliksideş-
tirme tutumuna gküldi. 12 F.\ lül'den sonra
üniversiteler kendilerini topariayamadılar.
Heryıl üniversiteler için aynlan eğitim büt-
çesi azalmaktadır. Bu da araştırmacı ve
düşünmeci olması gereken üniversitelerin
yok olmasıdır. V'arolan ünncrsitelerimizi
geliştirip, konjyacağunıza yeni üniversiteler
açmakyanhş bir potitikiadır. Bu yeni ünKer-
sitelere atanan hocalar sayesinde kavuklu
kafalar yetiştirilmck istentyor."
'19. Yüzyıl
Istanbulu 'nda
Sanat Ortamı'
Kültür Servisi-SanatTarihı Demeğı, *HABITAT2'yeHa-
zutk* başlıkh, "19. Yüzyıl tstanbulu'nda SanatOrtamı" ko-
nulu iki günlük bir sempozyum düzenliypr. Perşembe ve cu-
ma günlen Fındıklı'daki Mımar Sinan Üniversitesi Oditor-
yumu'nda düzenlenecek sempozyumda, 12 bilim adarru ko-
nuyla ilgıli bildiriler sunacaklar. Toplantıda, 19.Yüzyıl ls-
tanbul'unda mimari, resim, edebiyat, tiyatro alanlanndaki
gelişmeler, sanatçılar, batı etkisi, sanayi devriminin etkisi gi-
bi konular tartışjlacak. Konuşmacı olarak Prof.Dr.Semavi
Eyice, ProfJ)r. Onder Küçükerman, Prof. Dr.Mustafa Ce-
zar, Prof.DnAfrfe Batur, Prof.Dr.Yıldız Demiriz,
ProflhvSemra Gennaner, Prof.Dr.Günsel Renda, Doç.Dr.
Feryal lrez,.Doç.Dr.Uğur Tanyeli, YanLDoç.Dr..Necla Ars-
lan, Engin Öztndes, Engin Liudağ'ın katılacaklan toplantı
sonunda 19.yüzyı! Türk müzığinden ömekJer dinJetilecek.
Perşembe sabahı saat 10.00'da açılacak sempozyumda. ilk
bildiriyi "19. YüzyıldalstanbuPdaBatıhMimarlar, Ressam-
lar, Edebiyatçılar" konusundaProf. Dr. Senıavi Eyice suna-
cak. ilk gün aynca, Prof. Dr. Önder Küçükerman "Sanavi
devrimüûn 19. Yüzyıl Osmanlı Devleti'ndeki Etkileri ve Sa-
nat Kavramındaki Değişiklikler" konusunda, Doç. Dr. Fey-
ral Irez "Çırağan Sarayı: MUIi Saraylar Arşrvi'nden Bazı
Önemli ve Bilinmeyen Belgeler" konusunda, Vard. Doç. Dr.
Necla Arslan "19. Yüzyıl Gravüıierinin lstanbul'un Sanat
Ortamındaki \eri" konusunda, Engin Özendes "tmparator-
luk Başkentinde 19. Yüzyıi Fotoğrafçıhğı" konusunda bıldı-
rilerini sunacaklar.
Cuma günü ise, Doç. Dr. Uğur TanyeB'nin "19. Yüzyıl
Türkiyesi'nde Mimari Bilgi Alanımn Yeniden Kuruluşu",
Prof. Mustafa Cezar'ın "19. YüzyıMa Önemli Işlere Imza-
sını Atnuş Bir Mimanmız: Abdülhaiim Bev ", Prof. Dr. Afi-
feBatur'un "19. Yüzyıl tstanbulBasınında Sanat veMimar-
bk", Prof Dr. Yıldız Demiriz'ın "19. Yüzyıl Osmanlı Baş-
kentinde Khap Süsteme Sanan", Prof. Dr. Semra Germa-
ner'ın "Ban Tarzı Resmin Istanbul Naşamma Katıhşı ve Yer
AJdıgı Ortamlar", Prof. Dr. Günsel Renda'nın "Konstantin
Kapıdağlı Hakkında Yeni Görüşler" \c Engin Uludağ'ın
"Oluşum Süreci İçinde 'Ortaoyunu'ndan 'Perdeü'ye Türk
Tiyatrosu" konulu bıldinlen sunulacak. Sempozyum 19.
yüzyıl Türk müzığinden örneklerin sunulacağı bir dinletıy-
le sona erecek.
K Ü L T Ü R 0 Ç İ Z t K
K Â M İ L M A S AR A C I
Özel Tiyatro
Yapımcüan
Dernegi'nin
dûzenlediği
'Karanhkta
Birlşık,
Yaşasuı
Tiyatro'
başhkh
gecedeeski
Kültür
BakanıFıkri
Sağlar'm
şükran
piaketini
yeniKüJtür
Bakanı
AgahOktay
Gflner verdL
(Fotoğraf:
HATICE
TUNCER)
1996 TTC4P <Hİ.İIl.ri verildiKültür Senisi - Özel Tiyatro Ya-
pımcılan Dernegi'nin (TlYAP) dü-
zenledığı "Karanhkta Bir Işık, Yaşa-
sın Tiyatro" şöleni birçok tiyatro sa-
natçısınm yanı sıra eski Kültür Ba-
kanı Fîkri Sağlar ve yeni Kültür Ba-
kanı Agâh Oktay Güner'in katılı-
mıyla önceki gece AKM'de gerçek-
leştirildi.
Levent Tfilek ve Zuhal Gencer'in
birlikte sundugu, AB Poyrazoğlu,
Mehmet Esen, Le>1a Teküİ ve Nejat
Uygur'un küçük birer gösteri ile ka-
hldıklan gecede 1996 TTYAP ödül-
leri de sahiplerini buldu. Program
öncesi gazetecilerin, DGM'nin Ya-
şar Kemal'e verdiği cezaya ilişkin
sorulannı yaratlayan yeru Kültür Ba-
kanı Agâh Güner, "Türldye'de bir
kanun varsa bu kanun herkes için
geçerhdir. Kanun kaldınhncaya ka-
dar herkes o kanuna saygı duymah-
dır. Aksi halde bu ülke anarşi ülkesi
olur. Benim Yaşar Kemal"i okumam,
Kvmem, Yaşar Kemal'in edebi alan-
da taşıdığı değerier ona da bu kanu-
naflıîsletmeyetkisivennez"şeklın-
de konuştu.
Yaşar Kemal'in mahkumiyetini
gazetecilerden öğrenerek, "Neden
mahkum oimuş? Olay nedir, hiçbir
jey bUmiyorum" yanıtını veren
Agah Oktay Güner, bunun yazılma-
sının da haksızhk olduğunu öne sü-
rerek, kendini "9 saat sfiren topian-
bdan çıkoğımızda bana Yaşar Ke-
mal ile ügfli sonı soruldu. ToptandSJ-
rasında neden ceza verildigini nere-
den bileyim" diyerek savundu.
"Ancak bu ayn bir konu. Ben oku-
yan, düşünen bir kültür adamıyım;
ama bir tarafim da hukukçu benim.
Hukukun özü. insanı kurtarabO-
mektir, insanı mahkûm etmek değil"
dıyerek olanlarm nedenlerinı Türki-
ye'nin bir geçiş döneminde oluşuna
bağlayan Güner, verdiği örnekte Ab-
met Altan ile Ahmet Tan'ı kanştıra-
rak, Terörle Mücadele Yasası'nda,
8.maddenin değişiklik yapılmasın-
da ANAP'ın RP'la birlikte muhale-
fet yaptığını nedense unutup, bir hu-
kuk talihsızliği yaşandığından ya-
kındı:
Hukuk taHhsizBği yaşıyoruz
"Türkiye dünegöreçok mesafe al-
mıştır. Şimdi mesele, hukuki zemin-
de bu aşamalan gerçek küabflmek-
nr. Eğer zulüm Yaşar Kemal'e yapıl-
dığında Ahmet Tan'a yapıldığında
veya Hekimoğlu Ismail'e yapıldığın-
da siz bu zulmü kendinize yapılmış
hissetmiyorsanız o zaman siz o zulme
talip olursunuz. Bizim söylemek iste-
diğimiz bunun bir hukuk talihsizliği
olduğudur. Ama bu talihsizh'k Tür-
kiye'nin geçirdiği sosyal gelişme. Biz
bunun gavTeti içindeyiz. Eğer biz hu-
kuku,demokrasiyi daha sağhklı şart-
lara kavuşturursak böyle sonınlar
yaşanmaz"dedi.
Daha sonra gerçekleştınlen ödül
töreninde TtYAP, eski Kültür Baka-
nı Fıkri Sağlar'a, göreve geldiğı gün-
den ıtıbaren sanata ve sanatçıya gös-
terdiğı özel ilgi ve destek nedeniyle
bir şükran plaketi verdi. Güner, Fik-
ri Sağlar'ı kutlayarak. ".Nemutluona
ki çauşnğı yıllann sonunda siz değer-
b sanatçılann ödülüne sevgLsinc maz-
har olmuştur. Bir siyaset adamı için
bu gnzeJ bir neticedir"dedi.
Odülünü yeni Kültür Bakanı
Agâh Oktay Güner'in elinden alan
Sağlar, ödülün kendısi için çok bü-
yük bir onur olduğunu belirttiği ko-
nuşmasında, tiyatronun, toplumun
görmesi gereken gerçekleri anlatan
sanatlann anası olduğunu, en baskı-
cı dönemlerde de halk sussa bile ti-
yatronun başkaldırdığını söyledi.
Sağlar,aynca. YasarKemaraiîişkin
venlen cezaya da değinerek "Bugün
Yaşar Kemal'ler, Ahmet Altan'lar
düşündüklerinden dolayı tutuklanı-
ynrsa, hatta hapis cezalan ahyorlar-
sa. onun müsebbipleri bugün kendi
yaptıklanndandolayı nerhaldeönce-
İikle kendilerinden özür dilemeleri
gerekir" dedı. Özgür, çağdaş, uygar
bir Türkıye'yi hep birlikte, sanatçı-
lar, aydınlar, düşünürler önderlığin-
de kurulacağını vurgulayan Sağlar,
sanatçılara şükran borcu olduğunu
ifade ederek bu ödül içın teşekkür et-
ti: " Ben şu anda aranızda en mutiu
olan Idşilerden birisiyim. Ç ünkü ger-
çekten toplumun a> dınlığa çağdaşu-
ğa ileriye görüren sanatçılar tarafin-
dan bu büyüködüllc onutiandınhyo-
rum. Bu onur benim yaşamım bo-
yunca unutamayacağım bir şerefoia-
cak. Siztere teşekkür ediyorunı. Siz-
ler olmazsanız 1 ürkiye olmaz, Tür-
kiye'nin geleceği olmaz, Türkiye
dünyaçağdaş uluslar ailesi içinde ye-
rin i alamaz."
Gecede aynca uzun yıllar tiyatro-
ya emek veren Muhsin Kurtaran'a,
Türkiye'de çocuk tiyatrosunun ku-
rulması ve gelıştırilmesı yönündekı
çabalanndan dolayı Ferih Egemen'e,
TİYAP'ın çaîışmalanna destek ve-
ren Tiyatro Oyunculan Derneğı'ne,
tiyatro eleştırmenı KâmilSuveren'e,
özel tiyatronun Türkiye'de kabul
edilmesi ve sevilmesırıe katkılann-
dan dolayı Gazanfer Ozcan ile Gö-
nül Ülkü'ye, uzun yıllar tıyatro sa-
natçısı Tolga Aşkıner'e ve 40 yıldır
pcrde açan Dormen Tıyatrosu'na bi-
rer şükran plaketi verildi. Sağlığı el-
vermediği içın Tolga Aşkıner'in
ödülünü kız kardeşi alırken, hayatta
olmayan Ferih Egemen'in ödülünü
Ahmet Gülhan. ışlcri nedeniyle ge-
ceye katılamayan katılamayan Gö-
nüJ Ülkü ile Gazanfer Özcan'm ödü-
lünü de kızlan Fulya Ozcan Cndüz
aldı.
Ödül töreni sonrası Kültür Bakan-
lığı Devlet Modern Folk Müzik Top-
luluğu bir konser verdı.
Kitapçılar
fuara tepki
gösterdi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu)- Kitap fuan, Izmirli kitapçı-
lan kızdırdı. Kitapçılar Derneğı
Izmir Temsilcisi Erdal tlgen, fu-
ara "Bitpazan" benzetmesi yapa-
rak, yayınevlerinın kendilerine
verdikleri fiyatın altında kitap
sattıklannı söyledı. TÜYAP Ge-
nel Koordınatörü Deniz Kavuk-
çuoğlu ıse, fuann uzun dönemde
kıtapçılara da yararlı olacağı gö-
rüşünde.
lzmir'de bu yıl ilk kez düzenle-
nen TÜYAP Kitap Fuan, kitabev-
leriyle yayınevlerini karşı karşıya
gerirdi. Dün Kültürpark içindeki
fuara gelen kitabevi temsicilen,
indirimli satısa karşı çıktılar. Fu-
ann panayır biçimine dönüşme-
sınden yakınan kitapçılar. buraya
harcanan parayla ucuz kitap satı-
şının yaygınlaşabileceğini ve ye-
ni kiıabevlerinin açılmasına ola-
nak sağlanabileceğini belirttiler.
Fuann kendilenne zarar verdıği-
ni düşünen Izmirli kitapçılar, bu-
nun nedenlerinı TÜYAP Genel
Koordinatörü Deniz Kavukçuoğ-
lu'na da anlattılar.
Fuan "Bitpazan" olarak ta-
nımlıyan Erdal llgen, indirim]] ki-
tap satışlanndan tedırgın oldukla-
nnı söyleyerek "Burada kitabev-
lerine verilen fiy aOn da altındaki-
tap satılıyor. Kitapçılar çok güç
durumdâlar. 'Bunun adı libera-
lizm" deyip, aşağıdakinc vurmak
doğru değildir. Bu bir haksız reka-
bettir. Ne ticaret odası, ne kitapçı-
lar oda% böyle bir haksız rekabe-
te dur demedi. Ankara ye Istan-
bul'da bu bir kereoluyor. İzmir'de
ise, çeşitii adlarla düzenlenen fu-
arlarla, suyu çıkanldı" dedi.
Kitabevlerinın tedırginlık duy-
masına gerek olmadığını söyle-
yen Kavukçuoğlu, Istanbul örne-
ğinı anımsatarak, "Bu fuan İstan-
bul'da ilk kez açüğımızda Taksim
ve Beyoğiu civannda iki kitabevi
vardı. 14 yıl sonra orada 140 kita-
bevi var. Kitapçılar şimdi bize kı-
zıyorlar. Ancak bu fuar asıl yara-
n onlara getirecektir. Fuann pa-
nayırolarak değcriendirilmesinde
de olumsuz bir durum yok" dedı.
BODRUM AKÇABÜK'TE
(15-30 HAZÎRAN-EYLÜL)
SATILIK DEVREMÜLK
MÜR: 17.00'den sonra 240 10 26
•*>>
KIRMIZIBALIK ÇOCUKEVİ
VEKULÜBÜ
Aile Toplantılan: VII
"SATRANÇ VE TİYATRO
ÇOCUKLARDA ZEKÂ VE DUYGU
EĞİTtMtNE NELER KATAR?"
Moderatör: Dr. Erdal Atabek
Satranç öğretmeni: Bülent Güner
Tiyatro Öğretmeni: Tuna Egemen
Kırmızı Bahk Ailesi davetlidir.
Dışandan katılacaklann telefonu rica olunur.
Tanh: 17 Mart 1996 Pazar günû, saat: 12.00
Yer: Kalamış Fener Cad. Gazi Mehmetçik Sk. No: 7 Fenerbahçe
Tel.:0216 414 62 92-414 62 61
Faks:0216 414 62 61
MEİS CAFE & BAR
Bu Çarşamba ve Her Çarşamba Saat: 2S.3O'da
Bülent Ortacgil
Mis Sokak NO: 20-BEYOGLU Rei: 2+4 22 70 - 293 99 73
Heznnpen
Bar
Çarşamba akşamkm
REBETİKOve
BALKANŞARKIIARI
&
MUAMMERKETENOOĞUJ
veSUMKU
Rez: 252 58 44 - 224 04 04
Istiklal Cad. Odakule karjısı
BILSAK
5. KAT
Rezervasyon: 293 37 74
. / M E L I S SÖKMEM C _ , _„
<-'"*' Ercüment Vural Soganc, sok. 7/5
TtıbaÖnal S.raselv.ler-
Jost* Taksim
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1995/104 vasi / Karar No: 1996/10 vasi Hâkim:
Kemal Güzel, 20998 Kâtip: Zarif Nalbantoğlu
HÜKÜM OZETt
Mahkememıze ait 28.2.1996 tarih, 1995/104 vasi
esas, 1996/10 vasi karar sayılı ilanla Beyaze Pehlivan
vesayet altına alınarak kendisine Ayşe Şenyürek vasi
tayin edilmiştir. 28.2.1996 Basın: 74846
BEYOĞLU4.
ASÜYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Davacı Maliye Hazi-
nesi vekılı tarafindan da-
valı Adnan Mavigül aley-
hine açılan alacak dava-
sında verilen ara karan
gereğince, Davalı Adnan
Mavigül adına Ataköy 9.
kısım E.2 A-D 10 adre-
sinde tebligat yapılama-
dığından 14.2.1996 tarih-
lı duruşmada davalıya
ilan yolu ile tebligat ya-
pılmasma karar verildi-
ğinden: Davalı Adnan
Mavigül'ûn duruşma gü-
nü olan 14.5.1996 günü
saat 10.30'da duruşmada
hazır bulunmanız veya
kendinizi bir vekil ile
temsil ettirmeniz, esasa
10 gün içinde cevap ver-
menizHUMK'nin213/2
mad. uyarınca duruşma
günü ve saatinde mahke-
memizde hazır bulunma-
dığmız takdırde düruş-
malara yokluğunuzda de-
vam edileceği hususu da-
vetiye yerine kaim olmak
üzere ilanen tebliğ olu-
nur. 27.2.1996
Basın: 73913