23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 1996 PAZAR HABERLER Manisa Emniyeti'ndeki işkence, öğretim üyeleri ve 6 CHP milletvekilince bir kez daha gündeme getirildi 'ügkenceyi herkes bflshı9 ASUMAN ABACIOĞLtl MANİSA - Çocuklanmn başlanna ge- lenleri kimbilir kaçıncı kez anlatıyorlar- dı. Manisa Emniyet Müdürlüğü'nde iş- kence gören yaşlan 14 ile 20 arasında de- ğişen löçocuğunaileleri.bukezdeÜni- versite Öğretim Üyeleri Derneği "nden 25 öğretim üyesine bilgi verdiler. Veli- ler, Manisa Adliyesi'ndeki bu buluşma- nm ardından TBMM CHP grup yöneti- mince işkence olaylannı yerinde ineele- mek üzere görevlendirilen 5 millervekı- li ilegörüşmek ıçin CHP il merkezinegit- tiler ve orada da yine aynı sözleri tekrar- ladılar. Kimisi artık sürekli konuşmanın ver- diği alışkanlıkla daha soru sormadan baş- lıyordu anlatmaya. Kimisi basınınkarsı- smailkkezçıkıyordu. Kamuoyuna bu ka- darmal edilmiş olmasına karşın açık açık konuşmanın çocuklanna bir zarar vere- bileceğinden endişeliydiler. Kimisi ad vermekten bile çekiniyor. kimisi de *Çe- kin resünlerimizi, herkes bilsin*' diyordu. Gözlerinden bile sakındıklan çocuklan insanlık dışı işkeneeler görmüş anneler, babalar, kardeşler anlatıyor, dınleyenler gözyaşlannı tutamıyorlardı. "Ask^elekt- rik, soğuk su, çınlçıplak soymak,rinselta- ciz" gibı işkenceler kendılenne >apılsa bu kadaracı vermczdı. 14 yaşındaki oğlu içın bir anne, "Ço- cuğum ö/gürlük şiirleri yazanü, özgür- lükşnriyazmaksuçmuv 'diyesoruyor. Bır diğeri, "Bcnim kızım banjo yaparken utanır,beni bile içeri sokmazdT diyordu. Çocuklan ıçeride işkence görürken ne- reye başvuracaklannı bilemediklerini Anneler babalar anlatıyor Kimisi ad vermekten bile çekiniyor, kimisi de "Çekin resimlerimizi, herkes bilsin" diyordu. Gözlerinden bile sakındıklan çocuklan insanlık dışı işkenceler görmüş anneler, babalar, kardeşler anlatıyor, dınleyenler gözyaşlannı tutamıyorlardı. "Askı, elektrik, soğuk su, çınlçıplak soyınak, cinsel taciz" gibi işkenceler kendilerine yapılsa bu kadar acı vermezdi. Manisa Emnryeti'nde işkence gören liseli çocuklann yakınlan CHP'H parlamenterlerie görüştü. söylüyorlardı. Ne yazık kı çocuklannın başlanna gelenlerin "gerçek'* olduğuna dınleyenleri ınandırmak zorunda hisse- dıyorlardı kendilerini. Çünkü çoğu kim- sc onlara ınanmamıştı. Birer tcrörist gı- bı basının karşısına çıkanlan çocuklan top- lumateşhıredilmiş, konu komşulan "ateş oünavan yerden duman çıkmaz" düşün- cesıyle kendılenne ınanmamıştı. Gece- len adını vermeyen kişilerin telefonlany- la tcdirgın edilmiş, çevrelerinden soyut- lanmış ve "olan biten hakkında konus- mayın" tehditleriyle baskı görmüşlerdi. Bir yandan gencccik çocuklanna işken- ce yapanların yargılanmalanni istiyor, bir yandan da "Çocuğum cezalandınbr mı?" diye endişelenmekten kendilerini alamıyorlardı. Üniversite Öğretım Üyeleri Derneği öncülüğûnde Istanbul. Boğaziçi, Mar- mara, Mimar Sinan, Yıldız, Trakya ve Es- kişehir Anadolu üniversitelerinden 25 öğretim üyesi, ailelerle görüşmek üzere Manisa'daydilar. Manisa Tabıp Odası ve baro vetkılileriyle de görüşen öğretim üyeleri grubu. Buca Cezaevi'nde tutuk- lu olan gençlere onlan desteklcdikleri mesajı iletilmesinı kararlaştırdılar. Milletvekflleri devrede Öğretim üyeleriyle aynı gün TBMM CHP Grup Yönetimi'nce işkence olay- lannı yerinde incelemek üzere göre\ len- dirilen Manisa Millervekili Erdoğan Ye- tenç, Izmir Millervekili Sabri Ergül, Is- tanbul Millervekili AhmetGürvüzKeten- ci, Bursa Millervekili YahyaŞinisek ve An- taiya Millervekili Bekir Kumbul da Ma- nisa'yageldiler. CHPlzmirİI BaşkanıOs- manOzgüven'in dekatıldığı grupadına basına açıklama yapan Manisa Millet- vekili Erdoğan Yetenç, ıncelemeleri so- nucunda hazırlayacaklan raporu CHP Grup Başkanlığı'na sunacaklannı ve Meclis'te bir komisyon oluşturarak ko- nuyla ilgili verdiklen önerge Meclis'te gündeme geldiğınde, işkencenin sorum- lulannın yargı önüne çıkanlması için ça- lışacaklannı söyledi. Olayı başından be- ri izleyen Izmir Millervekili Sabri Er- gül'e partisinin konuya sahip çıkmasın- daki gecikme \ e Manisa Millervekili Ye- tenç'in daha önce ortaya çıkmamasının nedenlerine ilişkin gelen sorulara önce Ye- tenç yanıt verdi. O dönemde hasta oldu- ğunu ve Ergûl'e ancak u moral desteği'' verebildiğini belirten Yetenç. "Gecikmiş oJmamı/in bir sakıncası yokrur. Ben işin içinde olsaydım Sabri Ergül kadar başa- nlı olamazdım. Kimin yaptığı değil, na- sıl takip edildiği önemlidir" dedi. Daha sonra 25 öğretim üyesiyle bir araya gelen milletvekilleri görüş alışve- rişinde bulundular. Öğretim üyeleri adı- na açıklama yapan Öğretim Üyeleri Der- neği Başkanı Burhan Şenatalar, "Bura- da anlatılanlann üçte biri bile doğrtıysa bu çok vahim bir olaydır. Çok erken yaş- ta gençlerin işkence> le tanışması çok acı. Sorumlular en kısa zamanda orta>a çıka- nlmalı. Türkiye, geıtçlerinden korkan bir toplum ounamalıdır" dedi. ynı soru, gözlerdeki aynı sessiz çığlıkla yinelendi: "Devlet çocuklanmızı neden vermryor?" Gözalanda kav bolanlann ailelerinin, her cumartesi Galatasarav Lisesi öniinde gerçekleştirdikleri orurma ev lemleri 43. haftasına girerken vetkililere yönelttikleri soru halen yanıtsı/, Kayıp ailcleri, diin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Haftası nedenivle e> lemlcrinin gö/altında kaybedilen kadınlara adandığını belirterek açıklamalannda Avşenur Şimşek (27) ve gazeteci Aysel Malkaç'ın (25) kaybolma öyküsünü anlarnlar. Vnkara Sağlık-Sen'in kuruculanndan olduğu bildirilen Şimşek'in 24 Ocak 1995'te kaçınldığı ve 12 nisan tarihinde Kınkkak'de kafasına, çenesine >e göğsüne yakın mesafeden sıkılan 3 kurşun sonucu öldürüldüğü belirtildi. Açıklamada, gazeteci Aysei Malkaç'tan ise 7 Ağustos 1993 tarihinden bu yana haber alınamadığı. Malkaç'ın İstanbul Emniyet Müdiiıiüğü Siyasi Şubesi'nce gözaltında tutulduğuna >e işkence gördüğüne ilişkin tamkların bulunduğu bildirildi. Malkaç için Uluslararası Af Örgütû, PEN Yazaıiar Derneği, JHD İstanbu) Şubesi ve AvTupa Insan Haklan Komisvonu'nun girişimleri bulunmasına karşın devlet \etkililerinden hiçbir cevap alınamadığ^ vurgulandı. Kayıp ailelerinin eylemine kamu Emekçileri St'ndikalaru Edime Demokrasi Platformu, Banş İçin Bir Araya Grubu ve İngiltere İşçi Partisi temsikileri katıldı. E> lemin sonunda, ka>ıplardan Düzgün lekin'in annesi Elif Tekin ve bir başka kavıp annesi birbirlerine sanlarak bir süre ağladıktan sonra DYP Genei Raşkanı. eski Başbakan Tansu Çiller'den çocuklannı istediler ve "Çocuklarımııın suçlan varsa hapse atsınlar. Ama ka\ betmesinler. geri versinler. Biz Tansu Çiller'in çocuğunu alsak o ne yapar? Kendisi arabalann içerisinde gezerken biz morglarda çocuğumuzu anyoruz. (.elsin geride kalan yetimleri görsün" dediler. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) VEFAT ve TEŞEKKUR Tüm yaşamını, varlığını, Türk ulusunun Atatürkçü düşünce ve ilkelerle eğitimine, Köy Enstitüleri, öğretmenlik mesleği ve öğrencilerine adayan, onlarla bütünleşen M. RAUF ÎNAN'ı 29 Şubat 1996 günü sonsuz yaşama uğurladık. Cenaze törenine katılan, çelenk, bağış, telgraf, telefon ve ziyaretleri ile acımızı paylaşan; Cumhurbaşkam Sn. Süleyman Demirel TBMM Başkanı Sn. Mustafa Kalemli Başbakan Sn. Tansu Çiller, Anayasa Mah. Bşk. Sn. Vekta Güngör Özden, Devlet Bakanı Sn. Necmettin Cevheri, Milli Eğt. Bakanı Sn. Turhan Tayan'a, Kurumlar, kuruluşlar, öğrencileri, meslektaşlanna, akraba, ülkü arkadaşlan, dost ve sevenlerine, Bayındır Hastanesi çalışanlanna teşekkürlerimizi sunanz. AÎLESİ İHD: Dışişleri'nîn savları gerçek değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-lnsan Haklan Der- neği (İHD) Genel Sekreteri Hüsnü ÖndüL Dışişleri Ba- kanlığı'nın. ABD'nin hazır- ladığı insan haklan raporuna ilişkin değerlendirmesinde yer alan lHD"ye ilişkin sav- lann gerceklen yansıtmadı- ğını belirterek "^Dışişleri Ba- kanlığı valansiivlüyor" dedi. Öndül, hiçbir devletten yar- dım almadıklannı vurgular- ken İHD'nin PKK'nin ey- lemlerini de kınadığını söy- ledi. Dışişleri Bakanhğı'nın, ABD'nin Türkiye'deki insan haklan ihlalleri konusunda- ki raporuna ilişkin açıklama- sında, TİHV ve İHD'nin suç- lanması tepkılere neden oldu. İHD Genel Sekreten Ön- dül. Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. Dışişleri Bakan- hğı'nın Türkiye'de insan hak- lan ihlallennin engcllenme- sini ya da ortadan kalkması- nı sağlamak yennc, insan hak- lan örgütlerini suçlamasını "saldınjanlık" olarak nite- lendirdi. Dışişleri Bakanlı- ğı'nın tavnnı, dünyadaki bü- tün otoriter ve faşist devlet- lerin benzeryaklaşımlan ola- rak değerlendiren Öndül. şun- lan söyledi: "Oysa ParisŞar- n, 1991 MoskovâBelgesi, 1993 VKana tnsan Haklan Belge- si, 1994 AGİT Budapeşte top- lantaL, insan haklan örgütle- rinin öoemine işaret eden bel- gelerdir. Türkiye Ci'mhuri- yeti de bunlan imzaladı. Dt- şişleri Bakanhğı bizim siyasi oMuğumuzu. tarafsız olma- dığımuı. yurtdışından mad- di destek aldığtmızı ve PKK terori/mini kınamadığımızı iddia etmiş. Bunlar valan." ABD'nin ınsanhaklan ra- porunun İHD'yi "teyit etti- ğfai'" savunan, ancak benzer raporlann genellıkle propa- ganda amaçlı olduğunu ifa- de eden Öndül, "ABD.ölüm cıvalannın infazını gerçek- leştiren ilk 3 ülke arasında \er alnor, Suudi Arabistan \e Çin ile birlikte" dedi. istanbul DCM Serdar Güreş'e dava İstanbul Haber Servisi - DYPKilısMilletvekilivees- kı Genelkurma\ Başkanı Do- ğanGüreş'ın oğlu SerdarGü- reş hakkında. kendilerini özel gü\enlik görevlisı olarak ta- nıtarak suç işledığı belirtılen 4 kişinin işledığı suçlara ka- tıldığı gerekçesiyle tstanbul DGM'de dava açıidı. Serdar Güreş'in arkadaş- lan olduğu belirtilen 4 kişı hakkında 11 ayn suçtan dava açılmış, ifadesi alınmak için aranan, ancak 'bulunamayan' Serdar Güreş'in ıse dosyası aynlmıştı. Güreş'in Ankara DGM'de talımatla alınan ifadesinın İs- tanbul DGM Başsavcılığı'na ulaşmasından sonra açılan da- vada Serdar Güreş, "Hükümet memuriyetinin, um-aıt ve şe- refinin gaspı suçuna istirak" gerekçeMV le TCK.'nin 252/1 ve 65 '3. maddelenni ihlalle suçlandı. tddianameye göre Serdar Güreş, İstanbul Dev- let Gü\enlik Mahkemesi'nde önümüzdeki günlerde, 3 ay- dan 2 yıla kadar hapıs cezası istemiyle yargılanacak. Göztepe'de, D.Y. adh bir kadının 1995 yılı kasım ayın- da. polise. "alıkonularak te- cavüzedildigi'' iddiasıyla baş- vurması üzerine yapılan çalış- malar sonucunda. CengizTan- yridızı,Güven Kavmak, Hasan Katırcı ve Mehnıet Orhan Kavrar yakalanmışlardı. Serdar Güreş ifadesi alına- madığı için dava dışında tu- tulurken, talımatla ıfadesinin alınmasından sonra arkadaşı olan Tanyıldızı ve diğerleri- nin. "Suçişledigini bildigi hal- de göz > umduğu, ka>ıtsız kal- dığı ve doia>isı> la suça iştirak 6 0 ^ " gerekçesiyle dava açıl- dı. MtKRO ÇGD, basına yönelîk saldırdarı kınadı İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Gozetecıler Demeği (ÇGD) İstanbul Şubesi, bası- na yönelık saldınlann derlen- dığı ıki aylık raporunda, po- lisce. gözaltma almdıktan son- ra dövülerek öldürülen Me- tin Göktepe'nın katıllennin bır an önce yargı önüne çıka- nlmasını ıstedi. ÇGD istanbul Şubesi Yö- netım Kurulu üvelen, ikı ay- lık raporuyla ılgıli olarak İs- tanbul Tabıp Odası'nda toplan- tı düzenledi. Dünyanın birçok >erinde gazetecılere yönelık saldmlara karşı önleyıci ted- bırler alınıp sorumlulann yar- gı önüne çıkanldığının vur- gulandığı ranorda, Türkiye'de tam ters bır uygulama yaşan- dığına dıkkat çekıldı. Metın Göktepe'nın gözaltına alın- dıktan sonra dövülerek öldü- rülmesının üzennden ıkı ay geçmesıne karşın sorumlula- nn serbestçe dolaştığına işa- ret edıldığı raporda şöyle de- nıldı: u Bugüne kadar gözaltın- dan daşa^a.davaktan faifi meç- buicinayetiere kadar meslek- taşlannuzavöneliksaldınlann birçok örneğinin yaşandığı Türkiye'deGöktepe'nin öldü- rülmesi, gazetvciliğin ne ka- dar zor koşullar altındayapıl- dığının göstergesidir. Derne- ğiıniz bünyesinde oluşturulan Basuı ve Düşünce Özgüriüğü thlallerini tzleme Komisvo- nu'nun iki ayhkraporunuaçık- larken; kim tarafından, ne amaçja olursa olsun mestektaş- lanrnıza yapılan ve yapılacak tüm saldınlan kınıyoruz. Tra- fîk teröriine kurban verdiği- miz meslektaşımız Ahmet l çar'ı da saygıyla anıyor ve aiîesine başsağlığı dilhonız." Raporda ıhlaller şöyle açık- landı: 15 olayda 40 gözaltı. 5 tu- tuklama, 3 baskın. 21 toplat- ma. 2'sı polıs telsızinden ge- nele olmak üzere 7 tehdit, 10'u polısten kaynaklanan 12 sal- dırı, 1 cınayet. gazeteci ve ya- zarlaravenlen 18yılhapisce- zası, 9 mılyar 250 lıra para cezası. RTÜK'ten 6günyayın durdurma ve 15 uvan. DINÇ TAYANÇ Haram Ibadetlen... "Seçımsizlik" seçİTiinden bu yana, ne zaman "Aman Refah gelir!" teranesini duysam gülüveriyorum... Ne zaman birı çıkıp "ANAYOL kurtuluştur! Başka türtü Refah'm önü kesilebılemezü Laiklik için ANAYOL!!!" lafazanhğı etse kahkahalara boğuluyorum ki gözyaş- larıma kanşık... Yaşamın beni üniversiteli kıldığı yıllan hani şu 68'ler... "Anayasa" diye bır dersimiz var ki iki bölümiü; Teş- kilat-ı Esasiye Kanunu ve 1961 Anayasası... ilk bölüme takkeli, tespihlı ve de tekbirii b«r "hoca'ge- liyor. Prof. Selçuk Özçelik... Anayasa'nın "hoca'sı ise Prof. Tank Zafer Tunaya... Prof. Ozçelik'ın Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nu aşıp anayasacı olabileceğınden umudumu, Osmanlı Meş- rutiyeti'nden örnekler vererek girdiği ilk derste kesip "anayasa"ya ve "//enc/"liğine saygımdan Prof. Tuna- ya'nın hiçbir dersini sektirmiyorum. Derslerden bir ders, Tunaya sınıfa utuorta soruve- riyor: "Bana öyle bir örnek venn kı Batı demokrasi- lerinde 'siyasi' olmasın, ama Türk 'demokrasi's/ncte siyasi sayılsın(???)" Onca yüz kişilik sınıf suskun... Derken bir el kalkıyor ve "kıdemlı" olduğunu, dev- rimciliğiyle birtikte sonradan öğreneceğim Masis Kürkçügil kalkıp "Örneğin", diyor "Fransa Cumhur- başkam Charles de Gaulle pazar ayini için Notre Da- me Kilısesi'ne giderse sıyasal bir olay değildir. Ama, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Süleyman Demi- rel, cuma namazı için Süleymaniye Camii'ne gitti miydi siyasetin daniskası olur..." Masis'in bu "ders/", nıce yıllar sonra bugün bile ba- na, 450 kişilik sınıfta Prof. Tunaya'dan "pekiyi" alan tek ögrejıci olup da Malatyalı Cemil'den "Yuh inekü!" iltifatını(!) aldığım günkünden daha mı mutluluk veri- yor, hâlâ kestiremıyorum... Çünkü, Masis'in "sıyasal" dediği camileregidip cu- ma "eda eytemenın" yerine, "camiyı siyasi partileş- tirme" aşamasına geçıldı ama; ne bana o notu veren Tank Zafer Hocam kaldı ne de pekiyi almaktan mut- luluk duyduğum 1961 Anayasası... "Akl-ı evvel" ve de "omzu kalabalık" cuntacılar ile ellerinın altından eksık olmayan "maşalar", önce 1971'de "Bol geldı, daraltalım" dediler, ardından 1982'de ayetler ve de hadisler eşlığinde ırzına geç- tiler 1961 Anayasası'nın... Tek "fese///"(!) Türkiye Cumhuriyeti'nin hâlâ "ana- yasal demokrasi"ye{l) dayalı bir devlet olarak şeriata direnmesiü! Gamiye gıtme "sıyasetı "ni başlatan o günlerin baş- bakanı, bugünlerin cumhurbaşkam ve de "laıkliğin te- minatı"{\) Süleyman Demirel miydi gerçekten? Yok- sa bu "siyaset"(\) 1950'lerle birlikte Celal Bayar - Adnan Menderes ikilisı (ve de şürekâları) ile birtikte mi girrruşti Mustafa Kemal Atatürk un Cumhuriye- ti'ne? 1950'lerın başında ezan yeniden "Arapça değil mi, uydur uydur oku" mantığına dönüştürüldüğünde, Sü- leyman Bey'in ya da Necmettin Hoca'nın "esami- si" mi okunuyordu? Kımdi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkam mı, yoksa "komitacı" olduğuyla mı övündüğünün belir- sizliğinde Said-i Nursi Hazretleri'nin(ü!) elini "bus edip" alnına koyan mı? Ne zaman açmıştı Nurculu- ğun, Ticanitığın, Nakşıbendiliğin "necasef ağaçla- n"çıçeklerıni? Gene de "yemiyorum" Süleyman Bey'in "ha/cto°nı... Kolay mı Morisonculuktan Milliyetçi Cepheler'e, şap- ka bırakmaktan laıkliğin teminatı olmaya "tırman- mak" cami halılarını aşındırmacasına?.. Kım yıyebilır "tarihsel hatası "nı Milli Selamet'le yo- ğurup da Refah'ın önünü kesmek için ANAP-DYP ko- alısyonuna destek vermeyi üreten Bülent Ecevit'in "/caf/c//an"nı? Neyse. RP iktıdar bir yana iktidann "kumalı avra- dı" bile olamadı(l) yaü! Sahi, "avrat eli sıkmayan" hocaefendilerden "ica- zet" ve de "e// öpülesi" şeyhlerden "keramet" alan ve de "Kur'an... Ezan..." ile "başkadınefendi" olup da, laiklik uğruna(!) koltuk vermeye hazır(!) Boğaziçi Sul- tanı Tansu Çiller değil miydi? Yoksa, bır zamanların "takunyalı"s\ Mesut Yılmaz" "tarikatsız" mtydı? Yılmaz'ın "veliaht" olduğu dönem- lerde değil miydi "Büyük(!) Turgut"ur\ "fırkası"r\\n si- yaseti önce imam-hatiplere, ardından ilahiyat fakül- telerinden taşınp camilere, oradan da aşınp TBMM'ye sokması? Murat Karayalçın mıydı, Hikmet Çetin miydi, yok- sa "dört aydan sorumlu" Deniz Baykal mıydı göz- lerinı kapatıp "vaz/fes/"ni yapan? Eski bakanlar mıydı, "eskimiş" yeni bakanlar mı olacak yeni "ûmmetçiler"? Hepsine "helal olsun "!!! Ana fikir Haramzadenin dini "kâr"ö\r\ Ana fikrin ana flkri: Dini haram olamn şeriatından korkulmazü! Meslektaşımız AHMET UÇAR'! görevi başında geçirdiği bir trafik kazasında yitirmenin acısı içerisindeyiz. Ailesine ve meslektaşlanna başsağlığı dileriz. CI;MHURI\'ET GAZETESI'NDEN ARKADAŞLARı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle