Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 1996 PAZAR
12 DIHYAZI
Eşitlikten eıkek üstünlüğüne
Cinsiyetçilik
'-JT'FlRDB/S HELVACIOOJLU. 2
• Çalışan, para kazanan kadınların parmakla gösterildiği yıllarda, kadının kazancının
erkeğinkine eklenerek evin geçindirilmesi fikrinin işlenmesi büyük önem taşırken, daha
sonra kadın ve erkeğin birlikte ürettiği anlayışından; ulusun maddi ve manevi değerlerini
erkeğin ürettiği anlayışa doğru dönüşüm yaşanır. Buna bağlı olarak 1950'li yıllarla birlikte
işçi kadınlar da ders kitaplanndan çıkarılır.
• 1950'lerden sonra, artan sayıda kadın çeşitli işkollarında çalışmaya başladığı halde; ders
kitaplannda kadınlar çalışma yaşamından dışlanıyorlar. Kadınların varoluşunu ev içi alanla
tanımlayan egemen anlayış, kadınlan "çalışan"dan saymıyor. Örneklerde, para kazanması
gereken erkek çocuk ile para kazanan baba imgeleri görülür; "Babamız bir işte çalışır" ve
"Annemiz ev işlerini yapar" cümleleriyle karşılaşılır.
1
987 Hayat Bılgısı 3 sınıf kıta-
bında kadının toplumsal rolune
ıiışkın şoyle bır yaklaşım bulu-
nuyor "Her evin temizlik. ahş-
veriş, yemek, çamaşır, bulaşık
vb. işlen vardır. Evin ışleri aile
fertfcri arasında ışbolümu ile yapdır. Aile-
de anne ev işlenne bakar. Gerekirse bir
işte çahşarak aile butçesine katkıda bulu-
nur Baba bır ışte çalışır ve kazancını aile
fertlennin gecırnj için barcar."
Kadını çalışma yaşamından dışlayan ba-
kış açısı, sık sık "Gerekirse bir işte çab-
şır" sozlenyle ıfade edılır Ders kıtapla-
nndakı erkekler ıçm bövle bır değerlen-
dııme yapılmaz Bır ışte çalışmayan baba
kavramı, hastalık \e sakatlıkta akla gelır
Çalışan kadının varlıgının kabul edıldığı
koşullarda ıse, ancak aılenın geçımıne
"yardımcı" olacağı vurgulanır Aılenın
gıderlenne kadının da katıldığına daır or-
neğe rastlanmaz
Oysa 1928 yılında okurulan 4 sınıf Yurt
Bılgısı kıtabında kadının, kazandığı pa-
rayla eşının omuzundakı yükü hafiflettı-
ğıne ılı»kın ornek bulunabılıyor
"Abmed'ın annesi ara sıra 'Gonuriere
gelir, çamaşır yikar. bazı komşulann ufak
tefek ışlennı gorur. aldığı uç beş kunışu
kocasuun kazancına ekleyerek onun omu-
zundakı geçinme yukunü haTıiletane>e ça-
h "
1950 lllerln mesleksiz kadını
Çaiışan, para kazanan kadınların par-
makla gostenldığı yılJarda. kadının ka-
zancının erkeğinkine eklenerek evin ge-
çındırılmes! fıkrının işlenmesi buyük
onem taşır
l920'lı. 30"lu yıllara aıt ders kıtaplann-
dakı konulann oznesı, muallım bey ve
erkek oğrencı olmakla birlikte doğrudan
cınsıyetçı mesajıar kulknılmı>or Çok az
resım ve fotografm kullanıldığı bu kıtap-
larda, fotoğraflarda ozellıkle kadın avu-
katlar gostenlıvor "Vazife halinde bir
Cumhurivet mahkemesi" altyazılı fotoğ-
rafta bır kadın ıkı erkek hakım gozukü-
yor Bır başka fotoğraf altında da "Bir
mahkemede kadın-erkek avukarfar"
cumlesı yer alı>or 1950 lerden sonra, ar-
tan sayıda kadın çeşıtlı mesleklerde ış-
koilannda çalışmaya başladığı halde,
ders kitaplannda kadınlar çalışma vaşa-
mından dışlanıvorlar Kadınlann varolu-
şunu ev ıçı alanla tanımlayan egemen an-
layış, 1950'den ıtıbaren ders kıtaplannın
bütununde, kadınları
u
çahşan"dan say-
mıyor Bu kıtaplarda kadınlar mesleksiz
Mesleklen olsa bıle asıl ış'ennın ev ka-
dınlığı olduğu anlatılıvor
"Erkek ve dişl'den
"er kl;i"ye
1950 oncesınde kadınlara bazı meslek-
lerde yer vermeyen az sayıda ornek ol-
masına karşın kadınlan çalışma yaşamı-
na yönlendıren, yureklendıren pek çok
örneğe rastlıyoruz 1935 yılına aıt. 5 sı-
nıf Okuma Kıtabı ndakı "Esnaf DestanT
adlı şu dörtlük ılgı çelocıdır
"Biz esnaf takunı severiz işı / Çalışır, yasa-
nz erkt k \e dı$ı ı Aranuzda yoktur tem-
bel bir Idşi / Ulusun ozuyuz biz, sanımız
var."
1952 yılı 5 sınıf Okuma Kıtabında ıse
aynı dörtluk şu bıçıme donüşuyor
"Biz esnaf takımı severiz işi / Çalışkan
gavretlı birer er kışı I \ramızda voktur
tembel bır kişi / Ulusun ozuyuz biz, şaıu-
mızvar."
Turkı>e'de, kadın ve erkeğin birlikte
ürettiği birlikte "ulusun özü ve şanı" sa-
yıldığı bır anlayıştan, ulusun maddı ve
manevı değerlennı erkeğin ürettığını ven
kabul eden bır anlayışa doğru donüşum
yaşanır Buna bağlı olarak da, l950'lı
Kadın narin ve şirin,
erkekgüçlü ve akıllı
1952 yılı Hayat Bılgısı 3 stnıf kıtabındakı "Kalabahk
Bir Aile" başlıklı dızelerde geleceğın kjz ve erkeklennde
olması ıstenen kışılık ozellıklen mesleksel yonelımlen
ve toplumsal rollen çok lyı (') anlarıltyor
"Aysel minik bir kızdır. Her sabah erken kalkar;
Yüreğınde herkese karşı buyuk sevgı var
Bahadır guzel sesli, kiiçücük bir yaramaz;
Marş. şarkı soylemeden bır dakıka duramaz
Can güzel romanlara, şiirlere merakn,
Çok unlu bır yazıcı olmakta onun aklı
Çetın daha şimdkJen kaptaniığa heveste.
Bu ayıp değıl ya, bır heves var herkeste
Dıngu terzi olacak; onun aklı dikişte,
O da ılerleyecek umanm kı bu ışte
Erol bilirün sanır bir çok tşleri ama.
Kardeşlen attılar pabuççugunu dama
Fıkret cıva gibi bir çocukrur geçemez ele,
Koşuculukta yoktur onu geçecek hele
Gungor ya bir muhendis yahut mimar olacak;
Sadece bu ışlerden hoşlanır o da ancak
Hale, nazb bir kızdır, ne konuşur, ne güler,
Ikı yanından sarkar ıpek saçlı orguler
Işık sa v umuşacık nazb ve şirin bir kız.
Pek çabuk hastalanır, hıç zora gelmez yalnız
hmet de tuhaf bir çocuk, sinirli ve kavgacL
Bır şeye de kızınca bağınr acı acı
Jale süsüne düşkiin, modadan aynlamaz,
Onun kadar suslenen belkı de bulunamaz
Ka\a nın cakasından yaklasılmaz yanına,
Dolaşırken bakamaz hıç soluna, sağına
Leyla çok tcmiz bir kızdır, işi ütiı çamaşır;
Hem çok becenklıdır, ış elıne yakışır
Metın hesabı sever; bir bankaya girecek,
Hem de çok tutumludur doldurai.dk bır çok çek'
Nazlı daha çok küçük, ama işe janyor,
Ortalık supuruyor, toz orumcek alıyor
Oğuz öyle şişman ki terazikri kırar,
Fakat pehlıvan kadar gucu, kuvvetı var
Ömer uslu, akıllı, iyilık sever, yapar,
Herkesle arkadaş, dost, her zaman, her ışte var
Pertev rcssam olacak, her gun çalışır durur.
Çok guzel resım yapar, çok guzel renkler vurur
Remzı keskin bakışh, korku bilmez kahraman.
Bütün kardeşlennden daha çetın ve yaman
Suna çiçek düşkünü, onlan diker, sular,
Onda çıçeklere karşı buyuk bır sevgı var
Şukru bir küçük subay, şimdiden asker gibi,
Yuruyüşu, gezışı bır kahraman er gıbı'
Turgut sanıyonım ki mızıkacı olacak,
Yalnız bılmem davul mu borazan mı çaJacak"
7
Uvgur ata biniyor, ama tahtadan ab,
Ne koşar, ne > urur, her tarafı kaskatı
Ulku av meraJdıst, elinde tüfek gezer!
Fare gezmeyen yerde. aslan yahut fıl sezer
Velı daha çok küçük, fakat o da açıkgöz.
Şeker, yemış vermeden ağzından alınmaz soz
Yavuı artist olacak; seviyor Karagözü,
Onun da tıyatroda ve sınemada gozu
Ze\ nep daha kundakta, yok sütten başka derdi,
Bıraz bu>ük olsaydı, kımbılır ne ısterdı "
yıllarla birlikte ışçı kadınlar da ders ki-
taplanndan çıkanlır I935'te4 sınıflarda
okutulan Okuma Kıtabı'nda ıse ışçılenn
anlatıldığı dızeler yer alıyor
"Her sabah erken erken / Ufuklar ağanr-
ken / Vağlanmış urbalan / Yüzleri gam-
sız, ar / Kadın. erkek. ihtivar / Taze kızlar.
çocuklar / Ellerinde bir sepet / Ya bir
mcndil, ya bır paket / Bu yoldan akın
akın / Geçeıier bunlar bakın"
Bu dızelenn yanında kadm ve erkek ışçı-
lenn olduğu bır resım bulunuyor Daha
sonrakı yıllarda ne ışçılenn, ne de ışçı
kadınlann anlatıldığı örneklere rastla-
maktavız
1953 yılı 5 sınıf Yurttaslık Bılgısı kıta-
bında "anne temizlik ve vemek işlerini
kendi yaparsa" e\de herkesın rahat ede-
ceğı belırtıhyor 1945 öncesı ders kitap-
lannda anneye yardım eden "işçi kadın-
dan" sıkça soz edıldığı halde, bu tanhten
sonra artık bütun ışleri anne yapmakta-
dır "Evde herkesin rahan" ıçın kadınlar
çalışırken, erkeklenn meslekı seçenekle-
nnın onunde engel kalmaz Erkek çocuk-
ların gelecektekı mesleklerı her fırsatta
yınelenır
"İlkokulu bitirdikten sonra okumayan,
babasının yanında çiftçilik yapan, babası-
nın yanında ticarct işlen >apan. veya ba-
basının dükkânında babasının sanatını
öğrenenler veyahut bu tşleri başkalannuı
yanında yaparak kcndikrini yetiştiren ve
iyi bir çiftçi, iyi bir tuccar, iyi bir sanatkâr
olarak yetişen, hayatlarını kazanan ve
zengin olanlar çoktur." Ders kıtaplann-
dakı erkek çocuk ılkokulu bitirdikten
sonra, okumasa da, çalışacağı alanda
"iyi" olma olanaklarını yakalayabılır
Kadınlann, meslek sahıbı olması gerek-
tığı veya mesleğı olduğu, onların da
kamusal alanda "iyi" olabıleceklen, ders
kıtaplan yazarlannın aklına hıç gelmıyor
1928 Yurt Bılgısı kıtabında ıse, kadın-
ların çalışma yaşamına ıiışkın örnekler
her fırsatta venlıyor
u
- Böyle hariçte çalışan kadınlar arasında
bildikleriniz var mı?
- Evet efendim Komşumuzun kızı has-
tabakıcılık edivor, bir arkadaşımızjn an-
nesi otekı mektepte muallimdir. bır ar-
kadaşımızın annesi de rürün şirketinde
kâtiptik fdiyor."
1950'lerden ıtıbaren ders kitaplannda
verılen örneklerde, para kazanması
gereken erkek çocuk ile para kazanan
baba ımgelenm bır arada göruyoruz Sık
sık, "Babamız bir işte çahşır" ve "An-
nemiz ev işlerini yapar" cümlelenyle kar-
şı laşabılıyoruz
Yann: Öğretmen anneden
hizmetkâr anneye
Ç A L I Ş M A Y A S A M I N D A K A D I N I N Y E R I / A V . M E B U S E T E K A Y
Mesleki işbölümünde cinsiyet aynmı
Kadınlann en yoğun çalıştıklan bankacıiık, teks-
tıl ve buro sektorlennde 1993 yılında Meryem Ko-
ra> tarafından yapı'an bır araştırmada kadınlann
yuzde 7
7'sı çalışmaya ekonomık nedenlerle başla-
dıklannı soylemışlerdır Aynı kadınlara ekonomık
durumlan ıyı olsa da çalışmayı surdurup surdurme-
yeceklen sorulduğunda, yaklaşık yuzde 6O'ı sürdu-
receklennı belırtmışlerdır
«.adınlan çalışmaya ıten faktörun. ağırlıklı ola-
rak ekonomık zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır
Çalışmayla birlikte ıse harcama yetkısı artan, ba-
gımsızlığına adım atan, sosyal guvenceye kavuşan
kadının artık çalışmaya bır zorunluluk olarak bak-
mdktan vazgeçtığı gorulmektedır Yadsınamayacak
bır gerçek de çalışma yaşamına atılan kadının ka-
dın-erkek eşıtsızlığıne ıiışkın geleneksel bakışın
yanlışlığını kavramaya başlaması ve kendmden ya-
na değışım ıstemesıdır lş pıya^asındalcı koşullann
kötuluğu, ucretın duşukluğu de evin çekıcılığının
korunmasında etkendır
Ev ve çocuklar ağırfıkta
Aynı araştırmada "Kadınuı oncelikli yeri neresi-
dir" sorusuna \enlen yanıtlar kadınlann oncelık-
lenndeçalışmadan vana bıreğ?lımortayaçıkmaya
başladığını gostermektedır Evı ile ışını aynı onem-
de goren kadınlann oranı ortalama yuzde 63 5'tir
Bu oran eğıtım duzeyının yuksek olduğu bankacı-
lıkta^uzde 80'e çtkmaktadır
TL'SIAD ın 1991 vılında yaptıgı "Turk Toplu-
munun Değerieri" konulu araştırmada ıse, denek-
lenn yûzde 6O'ı çalışmayı kazançtan bağımsız, hoş-
lanarak yapılması gereken bır ış olarak gördüklen-
nı soylemışlerdır "Kocanız istersc işi bırakır mısı-
nız" sorusuna, kadınlann yaklaşık yansı "hayır"
demıştır
TUSlAD'ın araştırmasına katılan deneklenn
yuzde 88 3'ü, kadınlann gerçek hayattan ıstedıkle-
n şeyın evı ve çocukJan olduğunu belırtmışlerdır
Çalışan bır annenın, çocuklanyla, çalışmayan an-
ne kadar sıcak ve guvenlı bır ılışkı kurabıleceğıne
ınananlann oranı yuzde 55 ıken, bu oran kentlı an-
neler arasında yukselmektedır Ev kadını olmanın
ış kadını olmak kadar tatmın edıcı olduğunu soy-
leyenlenn oranı ıse yuzde 80"dır
Kadına birlikte seçme şansı tanımadan "Yaevin,
kocan, çocuklann", "ya işin, mesleğin, özgüriü-
ğün"dendığınde, aılesı ve ış yaşamı arasındakı ter-
cıhı zorlaşan kadının ışten vazgeçme eğıhmı ağır
basıyor
Kadınlara göre meslekler
Çalışma yaşamında cinsiyet aynmının bır goster-
gesı de uğraşlann kadın ışı, erkek ışı dıye aynlma-
sıdır Bu olguya hem geleneksel değer yargılannın
hem yonlendıncı uygulamalann, ama aynı zaman-
da kadınlann tercıhlennın de neden olduğu anlaşıl-
maktadır
Kadınlann belırlı mesleklerde yoğunlaştıklan
gorulmektedır Düşükbecen ısteyen, erkekler tara-
fından tercıh edılmeyen tanm. hızmet sektorunun
belırlı kesımı, tutun. dokuma-gıyım, gıda. ambalaj
ışlen, kadın ışı dıye tanımlanabılır Kadınlar tanm
ışlennde hâlâ ışgucünun yansından çoğunu oluştur-
maktadır Kamu yonetımınde kadınlann çoğu önce-
lıkle daktılo, sekreter, buro gorevlısı, santral memu-
ru ve hemşıre olarak çalışmaktadır Yönetsel hıye-
rarşının en alt ve en ust kademelennın kadınlara ka-
palı olduğu soylenebılır
Kadın kamu gorevlılen, buyuk olçude Mıllı Eğı-
tım ve Sağlık Bakanlığı'nda toplanmıştır Bunlan
PTTGenel Müdurluğü ızlemektedır Oğrermenlık
aynı zamanda tatıller ve yanm gunluk mesaı nede-
nıyle en çok tercıh edılen meslek durumundadır
Sağlık alanında ıse kadın hekımler çocuk hastalık-
lan, kadın doğumda uzmanlaşıyor Toplumda da-
ha onemlı bır ımajı olan kalp ve beyın cerrahısı er-
keklenn tekelınde Endustn alanında ıse gemı, oto-
mobıl, uçak sanayıı yenne bısküvı, konserve, ço-
rap uretımı gıbı gıda ve tekstılde yoğunlaşıyorlar
Son yıllarda geleneksel olmayan alanlarda da ka-
dın sayısında onemlı bır artış gorulmektedır Orne-
ğın bılgıışlemde Avrupa ortalaması yuzde 20 ıken
bızde yuzde40'aulaşmıştır (Ist Mulkıyelıler Vak-
fı, Lıderlık, Yönetıcılık) Ancak bu oran banka ve
şırketlenn bılgısayara geçmesı nedenıyle yuksek-
tır llgınç bırnokta da, kadınlann yoğunlaştığı sek-
torlenn prestıj ve ucret ortalamasının duşmesıdır
Gelışmekte olan ülkelerde kadınlar tanmda, ge-
lışmış ülkelerde ıse hızmet sektorunde yoğunlaşı-
yorlar Genel olarak dunyada eğıtım, sosya! ışler
buro, hızmet sektorü kadın, endustn sektoru erkek
ışı olarak tanımlanıyor Avrupa Bırlığı'ne uye ül-
kelerde kadının ışgucune katılımı ortalama vuzde
39 9. tanmda yuzde 7 5, endustnde yüzde 20 5,
hızmet >ektonınde yûzde 72'dır (a g e )
Kadın vönetici çok az
Baskalannı yonetmek soz konusu olduğunda ka-
dın oranı daha da duşuyor Hıyerarşık olarak ne ka-
dar usteçıkılırsa kadın sayısıo kadar azalıyor 1991
yılmda kamu \e ozel sektorlerdekı ust kademe yo-
netıcılennın yalnızca yuzde 5 3'u kadındır Bu o-
ran sanayı kesımınde yuzde 1 8'e düşmektedır
Yuzde 33'u kadın olan unıversıte oğretım uyelen
arasında hıç kadın rektor yoktur (a g e )
Kadın yonetıcı sayısının az olmasında, çalışan
kadın sayısının az oluşu, kız çocuklannın okutul-
mayışının etkısı çok buyuk 1991 Turkıyesı'nde hâ-
lâ her 10 kadından 28'ı okur-yazar değıl Dığer
yandan kadınlann kendılenyle ılgılı ıddıalan yok
1993 yılında İTU ıktısat ve ışlerme fakultelennde
yapılan bır araştırmada, kız oğrencılenn yalnızca
uçte bın, kendılen ıçm koşulsuz bır meslek yaşa-
mı düşunduklennı belırtıyor Uçte ıkısı eşlen ızın
venrse. ıstedığı koşullarda ış bulursa, çocuğu bu-
yüduğundevb çalışabıleceklennı duşunuyor Unı-
versıte oğrencısı genç kızlann dahı kendı kımlık-
lennı ağırlıklı olarak anne-eş olarak tanımladığı
gorûluyor Çıcı kız sendromu olarak adlandınlan bu
kabullenış, çalışma yaşamında da pek değışmıyor
Çalışan kadın da guçlu gorunmekten korkuyor
Medya da bunu destekJıyor Hırslı ve guçlu kadın,
çevresınden destek görmuyor, yalnız kalıyor
SÜRECEK
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Dersim'deki Türkü...3 mart p>azarakşamı saat 19 30'da, Samsun'un Ladık-
Akpınar Koy Enstıtusu'nu bıtırenler, Ankara'da Starton
Otelı'nde bıraraya geldıler Aydın Ipek ın duzenledığı top-
lantıya katılanlar, bır bır kendılennı tanrttılar Aralannda
enstıtu yonetıcısı (mudur) Enver Mebne) (81) ile oğrermen-
ler de vardı Enver Metınel'ın konuşması çok etkıleyıcıy-
dı O, 1936 yılında atandığı Dersım'de (Tuncelı) geçen ıkı
yılını anlattı (Uzgoreçler ıçın telefonu 0 312/431 67 12)
Enver Metınel, Balıkesır'dekı Necatı Bey Öğretmen Oku-
lu'nu bıtınr bıtırmez, Istanbul'dan gelen ıkı arkadaşıyla bır-
lıkte, 1936 Ekımı'nde adı Tunceh'ye çevnlen Dersım'e
atanmıştı Arkadaşlanndan bırı Necdet Esın dı, şımdı Ba-
lıkesır'de yaşıyor o, Hozat'ın bır koyune atanmıştı oburu
de eskı Ankara Mıllı Eğıtım mudurlerınden Hasan 02-
bay'dı, oldu Dersım'e Elazığ uzennden gıderler Elazığ'a
vannca, orada Dersım Kurt ısyanını bastıımakla gorevlı
olan Abdullah Paşa ile tanıştınlırlar (Abdullah Paşa Kas-
tamonu'nun Taşkoprusu'nde 1878 yılında doğdu, tam adı
Hüseyın Abdullah Alpdoğan korgeneralhğe değın yuk-
seldı 1972 yılında 94 yaşında oldu )
"Dersım Harekâtı"n\ yoneten Abdullah Alpdoğan, genç
oğretmenlen uğuriarken
- Haydı evlatlar, haydı cumhunyetın genç ogretmenle-
n, göreyım sızı, Allah muvaffak etsın1
der
Paşa bununla Doğu dakı sorunun eğıtım yoluyla çozu-
lebıleceğını mı anlatmak ıstemıştı'7
Paşa, Enver Metınel'ın
omzunu okşamıştır
Ladık-Akpınar Koy Enstıtusu'nun eskı yonetıcısı Enver
Metınel, konuşurken duygularını saklamıyordu Ozetle,
şoyle dedı
- Oradan hıç unutmam, Çemışkezek yoluyla Dersım'e
gıdıyordum Yolyordam yok, kınk dokuk bır arabayla gıdı-
yorum Elazığ'dan Hanı şu Fırat a kanşan Murat Suyu'na
geldığımız zaman, bır sabaha karşıydı bızı ın cın olmayan
bıryerebıraktılar Baktık, onumuzde gurûlgurvl Murat Su-
yu, karşıdan bır sal gelecek onu beklıyoruz, onunla Murat'ı
geçeceğız Sal geldı, derme çatma bır sal Başladı herkes
'ke\ıme-t şebadet'getırmeye 'Ne oluyoruz''dıyorum, ken-
dılığımden ben de "kelıme-ı şehadet"gef/rd;m' Coskun su,
bızı Fırat'a sumkleyebılır Çemışkezek e geldım, uzun bır
yolculuktan sonra Katırla gelmıştım Katınn da bır türkü-
sû vardır, hıç unutmam Dunya fânı ımış ben de anladım
/ Katırcı kapıya geldığı zaman1
Enver Metınel, Çemışkezek te Dede Nüzfıet'le tanışır
Dede Nuzhet ozandır, taşlamacıdır 1920 lı yıllarda Mec-
lıs'e gıder, Meclıs tekı kara tahtaya
"Bu humyet mıdır, ya kat'ı zurnyet mıdır bılmem" dıye
yazar, ondan sonra çıkar gıder ıyı mı'> Dede Nuzhet'ın taş-
lamalannı 1957 yılında Ulus gazetesınde, "Yurt Köşele-
rrnden" başlığı altında yayımlamıştım
Enver Metınel, anlatıyor
''Dede Nuzhet 'te bır şıır deftenm kaldı, helalı hoş olsun
13 saat suren yolculuk bır çızgı gıbı geçtı Atandığım kö-
yunozamankıadı'Halmuge',sonradan'Aksoğut dıyede-
ğıştınldı Burası 50-60 evlık bır Turk koyuydu Çemışke-
zek'e bağlı bucağının eskı adı Başvartınık, yenı adı Başpı-
nar Süreklı Kurtlerle savaşım halındeydıler Koyun küçuk-
baş, buyukbaş hayvanlan akşam koye donerken yollan
Kürtlerce kesılıyor koyden ıkı delıkanlı oluyor Gıttığımde
köy yas ıçındeydı Goreve başladım Bır gün koyun ılen
gelenlennden Hacı Tahsın ile koyun vaızı Hasan Efendı
geldıler
- Muallım Beg, hoş gelmışsen sana çozemedığımız bır
şey vardır onu sormaya geldık
- Nedır?
- 5-6 metrelık bır ağaç getınn dedın, bunu musalla ta-
şının başına dıktın Her perşembe gunu oğleden sonra, oğ-
rencılennı topluyorsun, o musalla taşının ustune çıkıp oğ-
rencılennle bır turku soyluyorsun Hem sen, hem oğren-
cılenn turkuyu soylerken dıvan duruyorsunuz Kımse kı-
mıldamıyor Bu nedır nedendır''
- Bana bır hafta ızın venn o turkunun karşısında neden
dıvan durduğumuzu anlatacağım
1
dedım
O zaman kadın erkek arasında kaçgoç vardı Bır hafta
kadınlara, bır hafta erkekler-e, neden o turku soylenırken dı-
van durduğumuzu anlattım O zaman, perşembelerı oğle-
den sonra okulyan tatıl edılır, cuma gunu de tam tatıl olur-
du Merakettıklenotürkuyu, perşembe oğleden sonra cu-
martesı gunlen de sabah okula gırerken soylerdık Mun-
zurDağı'nın yuksek bır yenne, musalla taşının ustune çık-
tım Çocuklara, merak ettıklen turkuyu soytetıyonım Sızı
temın ederım, bır de gordum kı, kadınlar başlannda çatı-
lannı duzelttıler, yolda yuruyen herkes o turku soylenırken
dıvan durdu
1
(Koylulenn "turku dedıklen, Egemenlık -Is-
tıklal- Marşı'ydı 5-6 metrelık ağaç da bayrak dıreğı
1
)
Bır Hasan Onbaşı Karakolu oykusu vardır, benım bulun-
duğum Halmuge Koyu'ne yakın Karakolu bastılar, orada
Hasan Onbaşı ile 2-3 arkadaşı olduruldu Oranın adım 'Ha-
san Onbaşı koydular Hozat'ta, Bıngol, Tuncelı'de olay-
lann yüzde 70 oranında önu alınmıştı Sonra, Atatürk gel-
dı oraya Hozat'a gıderken çok sık bır ormanlık vardır Ata-
turk buraya 'Sın-geç' adım vermış Sın-geç koprusu' sa-
nıyorum (Sınmek, saklanmak demek)
1938'de ben aynldım oradan Aynlacağım gun, köyun
tanınmtş kışılennden Hacı Tahsın, sabah erken kaptyı açıp
odama gırmış, ben dahayatıyorum Uyandım baktım.yag-
muryağıyorsandım Çunku çatı gomnuyordu Gozûmü aç-
tım, benı evlat yenne koyan Hacı Tahsın ıkı gozu ıkı çeş-
me ağlıyor Gozyaşlan yuzune damlıyor
Hacı Baba, ne oluyor'' dıye doğruldum
Bır de dışan baktım bütun koy kadın çoluk çocuk (er-
kekler dışanlara çalışmaya gıderdı) yollara dokulmuşler,
benı uğuriayacaklar Dağkeçısı oralarda vardır, bır dağke
çısını kurban kesmışler, kurbanın kanını Hacı Tahsın alnı
ma surdu, şoyle dedı
- Allah hukumetı cumhunyete zeval vermesın
1
Senın gı-
bı bır oğretmene bızı kavuşturdu Ama, sana şu halk ve
oğrencılenn adına şunu soylemek ıstenm Sen artık bura-
ya donmeyeceksın Içımızde bu ozlem var Ama sen ke-
sınlıkle daha buyuk öğretmen olacaksın1
" (Ladık Akpınar-
lı Koy Enstıtulu oğrencılen, öğretmen arkadaşlan onu çıl-
gınca alkışlıyoriardı)
BULMACA SEDAT İAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9
SOLDAN SAĞA.
1/ Herhangı bır
devletın hukuku-
nagore yurttaslık
hakkından yok-
sun bırakılmış kı-
şı, vatansız 2/
Değerlı madenle- 4
nn anlık derece-
sı Bır ılımız 3/
Buyukbaş hay-
vanlara venlen
ortak ad Halk
dıhnde "ımdat,
yetışın'" anla-
mında kullanılan
unlem 4/Kalayın
sımgesı Vatanı Amenka
olup son yıllarda da yetıştı-
nlmeye ba$lanmış bırcevız
tûrü 5/ Tavlada bır sayı
Iran'ınplakaışaretı 6/Yos-
ma Bır cetvel turu II To-
pun makıne bolumunu ve
topçulan konıyacak bıçım-
de yapılmış zırhlı kule
Ozel bır cam kap ıçınde lı-
kor, şarap meyve ve ma-
densuyu kanştınlarak ha-
zırlanan ıçkı 8/ Makam Denyı kullanılabılecek dunı-
ma getırmek ıçın uygulanan ışlemlenn tumu 9/Karşı
akın
YUKARIDAJN AŞAĞrYA)
1/ Dıvan edebıvatinda beş mesnevının bır araya gelnıe-
sınden oluşan yapıt Jokeylenn gıydığı kenarsız başlık
2/ Ilen gelenler Dort koşe doşeme taşı 3/ Kopek ve
ıneklere yedınlmek ıçın un ve kepekle hazırlanan ye-
mek Mesele 4/ Tıp dılınde rontgen teknığının en ge-
lışmış bıçımı olan ışlemın kısa vazılışı Aşılması çok
guç doğal engel 5/ Asaf HaJetÇetebi'nın bır şıır kıtabı
Bır gıda maddesı 6/ Vanardağ kayahklan arasında bulu-
nan bır feldıspat turu Nazı partısının hucum kıtasını
sımgeleyen harfler II Içınde uın balık saklanan, denız-
den aynlmış havuz Kotu çırkın 8/Halkşaın Hıdıs-
tan'da yerlı \e Avrupalı kanşığı melez 9/ "Sever hayatı
beşer tâ 1 mezannda" (Tev fık Fıkret) Saç orgusu