23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 1996 PAZAR 14 KULTUR İSARET FİŞEGİ ZEKİ COŞKUN I v ı kı PaulSimon,Peter GabneL,Stmg, lanAndersongıbı 'star'lar •\vorMniu- $ic' ve 'Locakolors' peşıne düştûler Allahtan dunya müzık endustnsının patronları kendılerı dışındakı dıştndakı 'dünva'lara bakıp yerel renklen verel ses- len keşfettıler O keşıf olmasa, bızım mu- zık pıyasasına yön \erenler kendi 'yerel renkler'ımızı seslenmizı goremeyecektı belkı de Belki de turkuler ve onun ses- lendınldıği bağlama bırdenbıre boyle kıy- mete bınmeyecektı Osmanlı nın asla yanına vöresme vanaş- tınnadıgı Turkıve elıtınm 'çalı supürgesi gıbı haşur huşur çatlak sesli âşık bözuntu- lan' dıyc kapıdan kovduğu o ıslah olmaz 'kırüses'ler nıha\et 'vtorldmusıc' sayesın- de bacadan gırme ıırsatını buldu Nelere kadırşudunvamuzıkendustnsı kulağımı- zın ve kdlbımi7in gonlümüzün kendi ses- lenmıze. duygulanmıza duyumlanmıza açılmasını sağlıvor Sadece haik muzığı değıl, 'alaturka' da oyle 'Hace-ı evvel' (ılkoğretmen) denen kısatd 'Hace' dıye anılan Abdülkadır Me- ragTvı en bırklasığımtz Itn'vı Kantemı- roğlu'nu yorumlayan çalışmalan bugun ye- mden du> uvorsak, onu da 'locakolors" mo- dasına borçluv uz 30 > ıldir pıyasada olan ArifSağ.konservatuvardakıegıtımcılığısı- rasında bıle ağza alınmayan 'hoca' sıfatı- na bugun pıvasanın kabuluyle kavuşmuş- sa 'pop starlan'nca bıle saygı gönıyorsa ışm sırrı vıne 'worldmusic'te Ltanmasam ı>ı kı Etıyopya-Somalı kn- zı yaşandı da. Batı muzık endustnsı Afn- ka muzığıne kulak kabarttı dıyeceğım Aynı şekılde lsraıl-Arapçatışması Ortado- ğu'nun Yugoslavya'yı parçalayan savaş Balkanlar'ın dağılan SSCB halklan ara- sındakı elnık savaş Kafkas-Orta Asya mü- zıklermın keşfınde dunva mûzık borsala- nnda 'kotc edilme'sınde etken oldu bır ba- kıma Amenka'nın guneyı (Latın ezgılen) l9t>0 lardan ben, Küba sonrasında, 1970'lerde Şılı vle ardından Arjantın'le zaten borsadaydı Borsada sıstem, 'halka açüma' adı altın- da 'ucuz maliyetü kredi' almaktır Elınız- dekı malın (ışletmenın) değen uzennden belırledığınır bır bölümünu (hısselennızı) satışasunar para toplarsınız Hıssealanlar oorandagelırgıdennıze kâr-zarannızaor- tak olur Ama dümen sızdedır Dunya mü- zık endustnsının etnık müzıklere verel renklere bakışı, yaklaşımı da böyle Ne de olsa 'yeıti dünya duzeni'nde yaşı- yoruz Nevse kı bır gerçek daha var 'Yuka- n'dakı her şey 'aşağı'ya deforme ve deje- nereolarak abartılarak vansır 'Aşağıdaki- ler\ 'vukan'nın yaptıklannı kendı dıllen- ne.zıhmlenne alışkanlıklanna. dünyalan- na 'tercüme' ederek 'takUt' ederler Işte bu deformasyon ve tercüme-taklıt uygulaması, yerlı rantıye-elıtlenn 'world- music' nıvetıne folk ve makam müzığını yenıden repertuvara almalan, orayayatınm yapmalan kendı müzığımızı keşfetmenın ötesınde o muzığın sahıplennın, temsılcı- lennın '\ukan'ya karşı tanhsel rövanşı an- lamına da gelıyor Henuz sonuçtan soz edılemez. sadece rovanşaçıkıldı Budabıradim Tasfiye ve taklit Tasfıye ve taklıt Türkıye'dekı mûzık po- Iıtıkasınm ozetı sloganıdir Alaturkayı tas- fiye edersınız, 'kendi öz musikimiz" dıye sanldıgınız haik müzığını 'Notaja alaca- ğıın, çok seslendireceğiın, aranje edeceğinı, çağdaşlaştıracağıni' dıve bozarsınız Bır bakıma onu da tasfıve edersınız Bunu ya- parken \a Fransız Beşlen'nı ya Rus Beş- len nıornekalırsınız Taklıdı'Turkçesoz- lü hafıf Baü muziği'ne kadar vardınrsınız Sonunda avnı taklıtçılıkle 'woridmusic'le kendı seslennıze kulak kabartırsınız lşın tasfıye >onu bıraz da Karadenızlı- nın kedısını vıkamasma benzer Hanı 'Ne vapıyorsun. öldureceksın hayvam' derruş- ier de 'Yok, > ıkarken degiL, sıkarken öldu" demişvaadam ohesap Müzıktekı'terniz- lik' tutkusu Turkıve muzığınde aynı kaza- ya>ol açtı Yakın zamana dek sıyasal otonte, onun doğrultusunda var olan duşünsel-kultürel- sanatNdi otonteler onlann dağrultusunda- kı kıtle ı'etışım avgıtlan kendı çızdıklen 'estetık' ıçınde toprağm ve sokağm sesme hep "kıriı" olarak baktı 'Yukandakiler'. kendılenne kırlı goıunen sesı 'sterilize' edıp 'aşağıdakiler'e sundular daha ötesı dayattılar \ma temızlık (stenlızasyon) operasyonlanmuzığıboğdu Ses hervıka- 'Kirtises'm rövanşı rasfiye ve taklıt Türkıye'dekı müzjk polıtıkasının ozetı, sloganıdır Alaturkayı tasfıye edersınız, 'kendı oz musıkımız' dıye sanldıgınız haik müzığını 'Notaya alacağım, çok seslendıreceğım, aranje edeceğım, çağdaşlaştıracağım' dıye bozarsınız Bır bakıma onu da tasfıye edersınız Bunu yaparken ya Fransız Beşlen'nı, ya Rus Beşlen'nı örnek alırsmız Taklıdı 'Türkçe sozlu hafıf Batı muziği'ne kadar vardınrsınız Sonunda aynı takhtçılıkJe 'worldmusıc'le kendı seslennıze kulak kabartırsınız ımdılerde 'pop' soundu ıçınde makam (alaturka) ve folk ezgılennın ^ıkselen değer'ler arasına gırmesı, tasfıye edılen 'kırlıses'lenn rovanşıdır Anf Sağ, o 'kırhses'ın tıpık temsılcısı Solıstlığınde en kuçük bır 'gösten', gırtlak, hançere oyunu vb. yok 'Hınltıh' denecek derecede mat bır ses ve son derece yalın bır yorum var Bu ses ve yorumun 'elıtler'ce de kabul görmesı 'worldmusıc- localcolors' modasının ^ -* etkılennden daha ote anlamlar taşıyor İKİ KİTAP Pıvasa ılgısmın kulturel bır \enilen- meye dönuşmesı ancak muzığın kendı- sıvle nıtelığıyk ılgılı tartışmalara bag- lı Dünva muzık borsalannda \erel mu- zıklenn ış vapmasma koşııt olarak bızde de haik muzığının vıldızıparlasa da soz konusu tartışmadan eser vok Bu alan- da en truvuk sontnlardan bırı dc \azıh kavnaktann hsıtlılığı Sav Yayınian nın çıkardığı ıh btap kavnakdeğen taşıdığı ıçın bnrada anma gereğını duvm'onız llb llamdı Tan- ses ın hazırladığı Haik Turkulen oteh /4/«j Nuş ımzasını taiivan Rumelı Tuı- kulerı Her ıh kılap da gıt/te'\ e bestele- n (notaları) ıçernor Rastlanlıva bakın kı ıh htap da bır bahma dif kavnak- lı ' HamdıTanses Almamadavaşavan kendısı de çalıp w\ leven bır haik mıızı <>ıtutkunu ozan Rumelı Turkulen L\e ıl- bn 1985 te Yugasla^a da basılmış Ha zırlavanAlui Vı^ odonemde Uaktdon - Bosna cumhurıvetlen vatandaşı ı eKo- sova Uuzmenler BırtıŞt ııvesnmış 200 'un ustunde turkunun gufle ve nota larım ıçeren htabın sonunda notas\ on tür \e makamlara ılışhn kısa a<,ık lamalaı \eralıvor mada tınısmj, ruhunu, rengını, kokusunu yıtırdı Ortaya çıkan şey herkesm (hem yu- kannın hem aşağının) kulaklannı tırmala- dı Aşağıdakılenn ayakta tuttuğu pıyasa, adeta vukanya, 'Kulak ünmalama ö>ie ol- maz bojle olur' dercesıne yıllarca 'çıglık' attı Bûrokratveelıtleregöre'ataturka'sı- yaseten kırlı '-geri'- olduğu ıçın yasaklan- dı Oolma>mca ıslah edılmeyeçalışıldı lş pıyasaya düştü Türküler. yıne büroklara gore "çalı süpurgesı gıbı haşur huşur çat- lak seslı âşık bo/unrulan (arafindan. va ulu- mau. ya ağlamakh gaano çığırtkanlan ta- rafindan" sov lenıyordu 'insanda bulanü uvandınrlardı'. O da 'Yforttan Sesler' korosuyla terbıye edıldı Ama haik bürokrattemızlığını tut- madı Onlann tasfiye ettığı alaturka ve'ça- lı süpürgesı gibi haşur huşur çatlak sesli âşık bozuntulan'nuı melezmden kendı mü- zığını 'arabesk'ı yarattı Şımdılerde 'pop' soundu ıçınde makam (alaturka) ve folk ezgılennın 'yükselen de- ger'ler arasına gırmesı tasfiye edılen 'kir- Uses'lerın rovanşıdır Işık Doğudan Yfikselir yayımlandığında vıne bu savfalarda 'Kehanetsayılmavacak bırsaptama şimdıden t-apıiabilir' demıştik "NasıJ kı, 'Sezen soundu nunttire\Jen(„) varsa, doğudan vükselen tşığın da Lde>ıcı- leri (üstelık talebeler değiL belkı taklıtçıler) çıkacaktu-." (4glama Dıve DıveAğlatan Mu- zık, öAgustos /PPT) Aradan geçen kısa sü re saptamalanmızı doğruladı O voln ızle- ven türev ler taklıtler peşpeşe geldı Pıyasa şımdi turkulenn v e alaturka ma- kamlannın peşınde Bırzamanlann'kiriı- ses'ı şımdı revaçta Doğudan yükselen ışık patlamasından 'worldmusk' modasından bağımsız olarak kendı bıleşım aravışlarını çabasını 1970'lerden ben surdüren Ozdemır Erdo- ğan'ın Şubat 1996 ortalannda çıkardığı Türk haik muzığı yorumlannın bır ayı bul madan40 bınlık satışı aşması da ılgının bır ba^ka boyutunu gostenyor Oysa Erdoğan "25 vıl once ılk çalışma- lan başlarbğımızda bu denemelere buvuk tepkı »ardı" dıvor Zulfiı Lıvaneu, "Nevler- suı'le 20 yıl sonra, ılk çıkışındakı gıbı ye- nıden semahlara nefeslere, turkülere donu yor O da Sezen Aksu gıbı 'saz heyeti'ne Arif Sağ'ı davet ve dahıl edıvor Ama tum bunlardan daha onemlısı, 'kır- Bses'ın kendı ıçınde yaşanıyor Vırtuozlu- ğu bağlamadakı ustalığı tartışılmavan ama solıstlığıne dudak bükülen Anf Sag konserlenndeartıkvepvenıbırızleyıcıkıt- lesıne çalıp söylüvor 1990'lann başında Ankara Hıpodrom Konsen 100 bını aşkın bır toplulukça ızlense de medvada hıçbır 'ses' bulmuvordu Ama Işık Doğudan Yük- selırdekı katkısı sonrasında Rumelıhısan konserlerı genış yankılar varattı Nısan 1995'te pıya^ava çıkan son kasetı Umut, yı- ne Işık Doğudan Yükselırve konserler son- rasında tırmanışa geçtı haik muzığınde pek rastlanmayan 250 bının üstünde bırsa- tışı vakaladı Bunlar son derece önemlı Çunku Anf Sag o 'kırfises'ın tıpık temsıl- cısı Solıstlığınde en kuçuk bır 'gosteri'; gırtlak hançere oyunu vb vok Ibrahım Tatlıses'ınkı gıbı göklere çıkanlan pınltılı bır sesı de yok Tam tersıne 'hmiülı' de- necek deretede mat bır ses ve son derece valın bır vorum var Bu ses ve vorumun 'elider'ce de kabul gormesı 'vvoridmusıc-localcotors' modası- nın etkılennden daha ote anlamlar taşıyor Çünkü Anf Sag hem okuyuş hem bağla- mayı kullanım bıçımıvle haik muzığinm ustundekı 'stenlızasvon' ızlennı sılmek gı- bı tanhsel bır mıs>onu da yuklenıyor Temizlik harekâü ve sonuçlan Cumhunvet elıt ve bürokratlan Türkı- ye'de muzığın hemen her türü üstünde tam bır terör estırdıler Alaturkanm bır dönem radyodan yasaklanması, konservatuvarda eğıtımden kaldınlması vb epey tepkı gör- dû Dışandan bakanlar 'Alaturka yasak- landı, haik müziği öne çıkanldı" derler Ama terör her ıkı tur ıçın de avnı ölçude budayıcı ve yok edıcıydı Işte ıkı türün res- mı ıcrasına ılışkın ıkı tepkı, ılkı Neyzen Tevfık'ten \4usıh namına zıllet ştı sazı / Yurdumıc- dan azametle vavılır / Cehlın afak-ı cıhana avazı1 / Tuvlenm urperıvor duvdukça / Telsızm ışlemesmden maksatı Çıtsm uç-beş pezevengın boğazı Neyzen kendı aıt olduğu şehırlı/alatur- kacı cepheden 'telsiz' (radyo) ıcrasını ye- nyor Taşralı-köylü cephesınde de durum aynı Öykü şöyle Köylünun bın mağaza- va gırer Satıcıva 'Bana ıvı bır rad>o ver, ama IMuazzezTunng'in rurkusü mürküsü çıkarsa almam, ona gore'der Alır adam radyoyu köyune gıder Radyoyu evın baş köşesıneyerleştınr düğmesını çevınr, rast- lantı bu ya, Muazzez Türing'den türküleı çıkar Adamın radyoyu kaptığı gıbı yere çalması bır olur Köylü Muazzez Tünng'ı tanımıyor el- bette Onunla bır alıp veremedıgı yok O sanatçınındabırkusuruyok kendısineve- nlen form ve edayla ışını ıcra edıyordu Ama köylü, bıldığı sevdıgı söyledığı tür- külenn o vorumunu ıstemıyordu Uyumsuzluğun altında yıne o temızlık harekâtı var Radyo (TRT, daha açığı devlet) haik mü- zığını 'notasyon'a alırken saza da kendın- ce bır 'düzen' vermıştı Melodıvı üç telde ayn tınılarla veren klasık bağlama düzenı TRT'de de tek tele ınmış perdeler arasın- dakı tonlar kaybolmuş, sonuçta ortaya ger- çekten 'haşurhuşur'bırsesçıkmıştı Köy- lu de şehırlı de bunu beğenmıyordu Aşık geleneğı ıçınde taşradayetışen veTRT'nın düzenlemesıyle karşılaşanlar baglamanm oradakı kullanım bıçımını 'bozuk düzen' dıye adlandınyordu Boşuna söylenmemış 'Sazım dfizen tut- muyor, tel bozuk bozuk' O kadar duzen şehırlıyı de taşralıyı da kendı müzığınden soğuttu BayramAracı,ÇekicAli,HaaTa- şan. Muharrem ve Neşet Ertaş, Alı Ekber C, ıçekgıbıgeleneğe bağlı sanatçılarsa TRT mıkrofonlannı ancak 'mahalb sanatçı" ola- rak kullanabıldıler Yanı 'locakarfors' sıfa- tıyla 1 Şehırlı elıt, saz ve turkûyü 1940'larda Ruhı Su'dan duyarak, opera ve şan tavn ıçınde 'esteöze' edılmış bıçımıyle ya da Aşık Veysel örneğınde 'halkçılık' gereğı sevdı 1960 larda 'halkçılık'ın sol versı- yonlan çıktı Türküler de TİP çevresınde- kı Aşıklar Derneğı'yle şehırlı avdın çevre- ye ulaştı Ama TRT'dekı 'sterilızasvon'un bır başka bıçmı bu kez 'poütik-esteOk' düz- lemde gerçekleşıyordu Aynı evrede folk ürünlennın 'pop-rock' tarzında yorumlanyla şehu-gençlığının ku- lağı bu ezgılere alıştı Mogollar'dan Mo- dern Folk fçlüsu ne Cem Karaca'dan Fik- ret Kızıkık a donemın "starlar'ı 'pop'u yer- lıleştırmek ıçın haik muzığıne yöneldıler Tam bu rüzgâr kesılıyordu kı 1970*lenn ortalanndan başlayarak Zülfü Lıvanelı ve ardıllannın 'politik-estetik' yorum dene- melennde haik muzığı yıne temel malze- me halıne geldı 1980 lerde gerek pıyasa türkücülen (orneğın Ibrahım Tatlıses), ge- rek türkülerde polıtık pıyasada yer bulma- ya çalışanlar ('özgun-protest'çıler) 'ege- men tiir'e arabeske vöneldı 1990'lara böyle gelındı Ve nıhayet 'worldmusic' etkısiyle este- tıkçıler, popçular vb 'otantik' olanı arama- ya basladı Yukanda kabaca çızılen cum- hurıyet tarıhı boyunca şu va da bu kanal- dan 'sterilize' edılen bozulan malzeme olarak kullanılan haik muzığı, 'otantik' ka- raktenyle ışte bu noktadan ıtıbaren kabul görûr oldu Şımdılerde Anf Sağ -ve arkadaşlannın- gördüğü kabul bugüne dek bağlama dûze- nmden turkulen okuyuş tarzına dek resmı ve sıvıl sıyasetçılenn. resmı ve sıvıl sanat- çılann düzeltmeye çalıştıklan 'kirlises'ı nı- hayet onaylamalan anlamına gelır Şımdı asıl soru şu Dûnya müzık borsa- sının Svorldmusk-localcotors' polıtıkası mı geçerlı olacak Turkıye'dede, yoksa bu mü- zjğın gerçek sahıplen, gerçek kımlıkleny- le mı yükseltecek seslennı9 Ya da geçen vılkı sorumuzu yınele>e- lım "Beyaz Türklerin türkûsü" mü mşa edılecek -tasfıye ve taklıt sürecek mı- yok- sa gerçekten turkü mu söylenecek0 Fransız Kukla Tîyatrosu, Istanbııl'a geliyor Kültur Servisi - Fransız Kukla Tıyat- rosu 'La Lune', 15- 20 mart tanhlen ara- sında temsıl vermek uzere Istanbul'a ge- livor Akademı lstanbul ve Armada Otel ış- bırlığıv le kurulan, evrensel sanat ve kul- turetk'ınlıklen sunmanın yanı sırabırye- me-ıçme yen de olan Talımhane'nın açı- lışını da gerçekJeştırecek olan Fransız Kukla Tıyatrosu 'Theatrea Vfenir' Gnmm Kardeşlen'ın bır oykusunden Carl OrfTun 1938'de besteledığı 'La Lune' (Ay) operasmı, bır 'kukla tiyatrosu'na donuşturen Karina Cheres'ın kurduğu bır topluluk 1983 te kurulan topluluk ıkisi C haıllot Devlet Tıyatrosu'nda ure- tılen ve ovnanan, vedı kukla gostensı ger- çekleştırmış Yetışkınlere yonelık goste- nler de yapan Theatre A Venır, 1986'dan bu vana Fransız Kultur Bakanlığı odene- ğı ıle desteklenıyor Fransız Kukla Tıyat- rosu'nun buyük ustalanndan sayilan Cheres tarafindan sahnelenen oyun, Fransa da yedı yıldır oynanıyor ve buyük beğenı topluyor Cheres'ın grafikerlık, reklamcılık, çocuk kıtaplan resımleme, staj anımasyonlan ıle başlayan 'kukla ö- yatrosu'nda yoğunlaşan sanat eğıtımı ıçensınde Turkıye de var Sanatçı, Me, Turcs, Ils' göstenlen kapsamında, Mul- house'de Alsace-Plunelle Derneğı tara- findan duzenlenen Yaşar Kemal'ın 'Fîl- ler Sultanı ile Kml Sakallı Topal Kann- ca' adlı yapıtından uyarlanan gostenlenn sergılemış Theatre A Venır'ın 15-20 mart tanhlen arasında Talımhane'de ser- gıleyeceklen 'La Lune' adlı oyunun ko- nusu şoyle 'Ay olmadıgı Için' gecelenn hep sımsıyah olduğu bır ülkede başlayan oykü, ayı çalıp koylenne asan, ona zarar gelmesın dıye başında nobet tutan ço- cuklann, ölumlennden sonra ayı payla- şıp yeraltına karanlıklarulkesınegötür- melen ıle gelışıyor ve çocuklann yeral- tındakı 'ölfller krallıgında' cıv ıl cıv ıl bır ortam yaratıp kısa zamanda duzenı alt ust etmelen uzenne 'Aziz Pierre'ın ayı, paltosunun altına saklavıp onu venıden gökyuzune asmasıyla son buluvor Oyunun duzenı tum basıtlığını koru- masınarağmen gostençokçeşıtlıgorse! olanaklar ıçenyor Tahta ve ıplı kuklalar Çır el kuklalan, son bolumde ortaya çı- kan maskelı bır oyuncu tarafından oyna- nan Azız Pierre'ın maskesı gıbı malze- me çeşıtlılığı yedıden yehnıye ızleyenle- n buvuluyor Kendı geleneğını yaratan Kanna Cheres ve Theatre A Venır (Ge lecek Tıyatrosu) "La Lune ıle bır van- dan klasık yapılara baglı kalırken bıryan- dan da bakış açılannda ve kukla oynatı- mında muthış bır reform ozgurluğu ılan edıyor KOŞEBENT ENİS BATUR Yuruyuşsuzluk Şubat ayı, Avrupa'da ıkı buyuk "yürüyüş'e sahne oldu Once ispanya'da (Madnd ve Valensıya'da), ay- nı gece ıçınde bır mılyonu aşkın ınsan bulvarlan ve onları bırbırienne bağlayan alanlan doldurdu Ardın- dan, yuz bınler bu kez Belfast sokaklarında yan ya- na geldı Ikı yuruyuşun ıkı ortak noktası goze çarpıyordu Is- panyollar ETA'nın teror operasyonları, Irlandalılar IRA'nın bombalı eylemlen nedenıyle yurume karan al- mışlardı Teror ve şıddete karşı sloganların egemen olduğu bu toplu tepkılerdekı ıkıncı onemlı ortaklık asıl dıkkat çekıcı yanıydı ışın Tertemız gıyınmış, genç ve orta yaşlı, kadın ve er- kek, sağcı ve solcu "burjuva"\ard\ yuruyenler Şup- hesız gençler ya da ışçıler de vardı aralarında, ama ağırlığı otekıler tutuyordu Onu duşundum Uğur Mumcu cınayetının ardın- dan yapılan buyuk yuruyuşler sayılmazsa, bızde so- kağa çıkan hep oğrencıler, ışçıler, memurlar, sıyasal orgutlerdır Toplumun bır kesımı, kısacası Burjuva- laryurumezler Toplum, butununde genış kesıtler ha- lınde sokaklara, meydanlara çıkmaz Teyzelenmız, annelenmız, bankerienmız, dıplomatlanmız, ışadam- lanmız, akademısyenlenmız yan yana gelıp kolektıf bır karşı çıkışın sessız sozculen olmayı goze almaz- lar Ispanya'dakı, Irlanda'dakı, çığ gıbı şehrın anada- marlanna ınen, ağır ağır ılerierken banş çağrılarında bulunan kalabalıklann etkısı, yıllardır alışageldığımız sert sloganlı yuruyuşlere oranla çok daha guçlu ola- bılıyor oysa Bıreylerı yurumeyı, yuruyuşun onemını yetennce kavrayamamış toplumlar yurumeyı bılmıyor, akıl ede- mıyorlar Onları yan yana getırecek sayısız olay ola- gelırken ustelık Burjuvalar gerçekten burjuvalaşabıt- seterdı, hıç değılse ınsan haklan, kayıp ınsanlar, yar- gısız ınfazlar, duşunce ve ıfade ozgurluğu turunden evrensel burjuva kazanımlan çığnenırken yurumek- ten çekınmezlerdı Adalet Ağaoğlu yla konuşuyorduk geçenlerde Son zamanlarda hıçbır yazarımızda rastlamaz oldu- ğumuz bır ozeleştırel yaklaşımla, kendısını de suç- layarak artık kımsenın otekının haklı davasına arka çıkmadığını soylerken huzun ıçındeydı Gerçekten de, sımgesel çıkışlar bır yana, kımse haklı davasında başkasına sahıcı destek vermez ol- du bu ülkede Yorulduk, kanıksadık, çaresızlık kuyu- suna mı duştuk, yoksa adamsendecılık mı ılıklenmı- ze ışledı, kestıremıyoruz Ahmet Altan, duşuncelennı ıfade ettığı ıçın mah- kûm edılıyor ve yer yennden oynamıyor, orneğın Yer yennden oynamalı, oynatılmalıydı Kulak tırmalayıcı bır sessızlık kaplıyor her yen, tam tersıne Bırakalım haksızlık karşısında edılgın olunmasını, boylece hak- sızlıktan pay alınıyor bana kalırsa Bu "durum"un bırdenbıre oluştuğunu duşunmek safdıllık olur Bıreyler, gruplar, kesımler kendı arala- nnda nıcedır kırdınlıyordu, gormeye yanaşmadık Ha- nemıze uğramayan belayı gormezlıkten gelmeye alıştık Gene aynı hıkâye Sıra benı almalarına geldı- ğınde, ses çıkaracak kımse kalmamıştı Etık çozuldu, çozuleyazdı Yaptığımız kesın doğru muydu, bunu blçeceğîmıze, haksızlıktan pay alma- mıza yol açacak basıt gerekçelere sığınır olduk Bu da bır yuruyuş turuydu, bızı buraya getırdı Kendı payıma artık yalnız kalındığını duşunuyo- rum, Ispanyollar, Irlandalılar kadar acı çekmedıkçe bıreylenmız de toplumumuz da ayılmayacak galıba Oysa, bızım de Lorca'lanmız Bobby Sands'lenmız olmuştu, olmamış mıydı"? Onları gomduk, yalnız bı- raktık ve yapayalnız kaldık Aramızdan yenı Lorca'lar, Bobby Sands'ler çıkacak ve çıt çıkmayacak bu gı- dışle Yurumeye başlamak gerek Tahsin Yücel'ın unu- tulmaz kahramanı Katıba gıbı Sonra, başka yuruyuş- çulen yanımızda gorebılınz Bunuel'ın bır filmındekı gıbı En sonra, toplum yurumeye karar verebılır, Is- yanya'da ve irianda'da olduğu gıbı öburturlusu Koturumluk Hâmış Oto Şampuanlı Yıkama tamlamasını yadır- gıyordum, geçenlerde bır "ef ve tavuk galensı" gor- dum Yer ve ışlev ıçın sınır tanımayacak mıyız 1. TÜYAP İZMİR KİTAP HJARI 12 00 - Okurlarla Sohbet Nedım Gursel/Duzenleyen TUYAP 14 00 - Panel "Çağdaş, Toplumda Basın, Bılım, Sanat ve Bırey" Sevgı Özel Mustafa Ekmekçı Aysel Ekşı, Şükru Erbaş Duzenleyen Ümıt Yayıncılık 15 00 - Panel "Toplumsal Değışım ve Şıır"^Turgay Gonenç, Hıdayet Karakuş, Huseyın Yurttaş Duzenleyen Edebıyatçılar Derneğı 17 00 - Panel "Mıllı Mucadele Basmı" / Ismaıl Sıvn, Yaşar Aksoy, Pof Dr Zekı Ankan Prof Dr Ergun Aybars, Turkmen Parlak, Prof Dr Bılge Umar Duzenleyen tzmır Gazetecıler Cemıyetı 19 00 - Odul Torenı - "Semıh Balcıoğlu" Konuşmacılar Semıh Balcıoğlu, Alpay Kabacalı, Turgay Gonenç Duzenleyen TUYAP MÜZİK Bılkent Senfonı Orkestrası konuk şef Peter Gulke'nın yönetımınde saat 16 00'da Bılkent Konser Salonu'nda bır konser venyor Schubert "Senfonık Fragmanlan - Andante", Mozart "4 Keman Konçertosu" ve Haydn "10 Senfonı'nın yorumlanacağı konsenn solıstı Suna Kan SEMİNER "Duşün Hareketlennde Kadın a Bakış" başlıklı semıner ve "Dunyada Kadın" dıa gostensı Izmır Evrensel Kultur Merkezı'nde (445 70 18) BUGUN SOYLEŞİ Dostlar Tıyatrosu'nun sahneledığı "Içımdekı Çığlık" adlı oyun ıle ılgılı soyleşı saat 17 OO'da Martı Sanat Evı'nde gerçekleştınlecek Soyleşıye Genco Erkal (uyariayan), Özgûr Yalım (yönetmen), Duygu Sağiroğlu (dekor-kostum tasanmcısı) Jülide Kural (oyuncu), Tekın Tesel (oyuncu) katılıyor (251 52 00) KONFERANS Prof Dr Gungor Uras'ın vereceğı "1996 Yılında Türkıye'nın Ekonomısı Nereye Gıder 9 ' konulu konferans saat 16 OO'da St Joseplıler Derneğı, Eğıtım Vakfı Konferans Salonu'nda ızlenebılır (336 03 54) ANMA Emıl Gahp Sandalcı saat 18 00'de BEKSAV'da duzenlenen "Emıl Galıp Sandalcı'yı Anıyoruz" adlı etkınhkle anılıyor (349 91 55) ŞENLİK 8 Mart Kadınlar Günu dolayısıyla Bahçelıevler Halkevı saat 13 OO'da Kadın Şenlığı duzenlıyor Şenlık Soğanlı Işık Düğun Salonu'nda ızlenebılır (507 39 15)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle