Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 1996 PAZAR
14 KULTUR
İSARET FİŞEGİ ZEKİ COŞKUN
I
v ı kı PaulSimon,Peter GabneL,Stmg,
lanAndersongıbı 'star'lar •\vorMniu-
$ic' ve 'Locakolors' peşıne düştûler
Allahtan dunya müzık endustnsının
patronları kendılerı dışındakı dıştndakı
'dünva'lara bakıp yerel renklen verel ses-
len keşfettıler O keşıf olmasa, bızım mu-
zık pıyasasına yön \erenler kendi 'yerel
renkler'ımızı seslenmizı goremeyecektı
belkı de Belki de turkuler ve onun ses-
lendınldıği bağlama bırdenbıre boyle kıy-
mete bınmeyecektı
Osmanlı nın asla yanına vöresme vanaş-
tınnadıgı Turkıve elıtınm 'çalı supürgesi
gıbı haşur huşur çatlak sesli âşık bözuntu-
lan' dıyc kapıdan kovduğu o ıslah olmaz
'kırüses'ler nıha\et 'vtorldmusıc' sayesın-
de bacadan gırme ıırsatını buldu Nelere
kadırşudunvamuzıkendustnsı kulağımı-
zın ve kdlbımi7in gonlümüzün kendi ses-
lenmıze. duygulanmıza duyumlanmıza
açılmasını sağlıvor
Sadece haik muzığı değıl, 'alaturka' da
oyle 'Hace-ı evvel' (ılkoğretmen) denen
kısatd 'Hace' dıye anılan Abdülkadır Me-
ragTvı en bırklasığımtz Itn'vı Kantemı-
roğlu'nu yorumlayan çalışmalan bugun ye-
mden du> uvorsak, onu da 'locakolors" mo-
dasına borçluv uz 30 > ıldir pıyasada olan
ArifSağ.konservatuvardakıegıtımcılığısı-
rasında bıle ağza alınmayan 'hoca' sıfatı-
na bugun pıvasanın kabuluyle kavuşmuş-
sa 'pop starlan'nca bıle saygı gönıyorsa
ışm sırrı vıne 'worldmusic'te
Ltanmasam ı>ı kı Etıyopya-Somalı kn-
zı yaşandı da. Batı muzık endustnsı Afn-
ka muzığıne kulak kabarttı dıyeceğım
Aynı şekılde lsraıl-Arapçatışması Ortado-
ğu'nun Yugoslavya'yı parçalayan savaş
Balkanlar'ın dağılan SSCB halklan ara-
sındakı elnık savaş Kafkas-Orta Asya mü-
zıklermın keşfınde dunva mûzık borsala-
nnda 'kotc edilme'sınde etken oldu bır ba-
kıma Amenka'nın guneyı (Latın ezgılen)
l9t>0 lardan ben, Küba sonrasında,
1970'lerde Şılı vle ardından Arjantın'le
zaten borsadaydı
Borsada sıstem, 'halka açüma' adı altın-
da 'ucuz maliyetü kredi' almaktır Elınız-
dekı malın (ışletmenın) değen uzennden
belırledığınır bır bölümünu (hısselennızı)
satışasunar para toplarsınız Hıssealanlar
oorandagelırgıdennıze kâr-zarannızaor-
tak olur Ama dümen sızdedır Dunya mü-
zık endustnsının etnık müzıklere verel
renklere bakışı, yaklaşımı da böyle
Ne de olsa 'yeıti dünya duzeni'nde yaşı-
yoruz
Nevse kı bır gerçek daha var 'Yuka-
n'dakı her şey 'aşağı'ya deforme ve deje-
nereolarak abartılarak vansır 'Aşağıdaki-
ler\ 'vukan'nın yaptıklannı kendı dıllen-
ne.zıhmlenne alışkanlıklanna. dünyalan-
na 'tercüme' ederek 'takUt' ederler
Işte bu deformasyon ve tercüme-taklıt
uygulaması, yerlı rantıye-elıtlenn 'world-
music' nıvetıne folk ve makam müzığını
yenıden repertuvara almalan, orayayatınm
yapmalan kendı müzığımızı keşfetmenın
ötesınde o muzığın sahıplennın, temsılcı-
lennın '\ukan'ya karşı tanhsel rövanşı an-
lamına da gelıyor
Henuz sonuçtan soz edılemez. sadece
rovanşaçıkıldı Budabıradim
Tasfiye ve taklit
Tasfıye ve taklıt Türkıye'dekı mûzık po-
Iıtıkasınm ozetı sloganıdir Alaturkayı tas-
fiye edersınız, 'kendi öz musikimiz" dıye
sanldıgınız haik müzığını 'Notaja alaca-
ğıın, çok seslendireceğiın, aranje edeceğinı,
çağdaşlaştıracağıni' dıve bozarsınız Bır
bakıma onu da tasfıve edersınız Bunu ya-
parken \a Fransız Beşlen'nı ya Rus Beş-
len nıornekalırsınız Taklıdı'Turkçesoz-
lü hafıf Baü muziği'ne kadar vardınrsınız
Sonunda avnı taklıtçılıkle 'woridmusic'le
kendı seslennıze kulak kabartırsınız
lşın tasfıye >onu bıraz da Karadenızlı-
nın kedısını vıkamasma benzer Hanı 'Ne
vapıyorsun. öldureceksın hayvam' derruş-
ier de 'Yok, > ıkarken degiL, sıkarken öldu"
demişvaadam ohesap Müzıktekı'terniz-
lik' tutkusu Turkıve muzığınde aynı kaza-
ya>ol açtı
Yakın zamana dek sıyasal otonte, onun
doğrultusunda var olan duşünsel-kultürel-
sanatNdi otonteler onlann dağrultusunda-
kı kıtle ı'etışım avgıtlan kendı çızdıklen
'estetık' ıçınde toprağm ve sokağm sesme
hep "kıriı" olarak baktı 'Yukandakiler'.
kendılenne kırlı goıunen sesı 'sterilize'
edıp 'aşağıdakiler'e sundular daha ötesı
dayattılar \ma temızlık (stenlızasyon)
operasyonlanmuzığıboğdu Ses hervıka-
'Kirtises'm rövanşı
rasfiye ve taklıt
Türkıye'dekı müzjk
polıtıkasının ozetı,
sloganıdır Alaturkayı tasfıye
edersınız, 'kendı oz
musıkımız' dıye sanldıgınız
haik müzığını 'Notaya
alacağım, çok seslendıreceğım,
aranje edeceğım,
çağdaşlaştıracağım' dıye
bozarsınız Bır bakıma onu da
tasfıye edersınız Bunu
yaparken ya Fransız Beşlen'nı,
ya Rus Beşlen'nı örnek
alırsmız Taklıdı 'Türkçe sozlu
hafıf Batı muziği'ne kadar
vardınrsınız Sonunda aynı
takhtçılıkJe 'worldmusıc'le
kendı seslennıze kulak
kabartırsınız
ımdılerde 'pop' soundu
ıçınde makam (alaturka)
ve folk ezgılennın
^ıkselen değer'ler arasına
gırmesı, tasfıye edılen
'kırlıses'lenn rovanşıdır Anf
Sağ, o 'kırhses'ın tıpık
temsılcısı Solıstlığınde en
kuçük bır 'gösten', gırtlak,
hançere oyunu vb. yok
'Hınltıh' denecek derecede
mat bır ses ve son derece yalın
bır yorum var Bu ses ve
yorumun 'elıtler'ce de kabul
görmesı 'worldmusıc-
localcolors' modasının ^ -*
etkılennden daha ote anlamlar
taşıyor
İKİ KİTAP
Pıvasa ılgısmın kulturel bır \enilen-
meye dönuşmesı ancak muzığın kendı-
sıvle nıtelığıyk ılgılı tartışmalara bag-
lı Dünva muzık borsalannda \erel mu-
zıklenn ış vapmasma koşııt olarak bızde
de haik muzığının vıldızıparlasa da soz
konusu tartışmadan eser vok Bu alan-
da en truvuk sontnlardan bırı dc \azıh
kavnaktann hsıtlılığı
Sav Yayınian nın çıkardığı ıh btap
kavnakdeğen taşıdığı ıçın bnrada anma
gereğını duvm'onız llb llamdı Tan-
ses ın hazırladığı Haik Turkulen oteh
/4/«j Nuş ımzasını taiivan Rumelı Tuı-
kulerı Her ıh kılap da gıt/te'\ e bestele-
n (notaları) ıçernor Rastlanlıva bakın
kı ıh htap da bır bahma dif kavnak-
lı ' HamdıTanses Almamadavaşavan
kendısı de çalıp w\ leven bır haik mıızı
<>ıtutkunu ozan Rumelı Turkulen L\e ıl-
bn 1985 te Yugasla^a da basılmış Ha
zırlavanAlui Vı^ odonemde Uaktdon
- Bosna cumhurıvetlen vatandaşı ı eKo-
sova Uuzmenler BırtıŞt ııvesnmış
200 'un ustunde turkunun gufle ve nota
larım ıçeren htabın sonunda notas\ on
tür \e makamlara ılışhn kısa a<,ık
lamalaı \eralıvor
mada tınısmj, ruhunu, rengını, kokusunu
yıtırdı Ortaya çıkan şey herkesm (hem yu-
kannın hem aşağının) kulaklannı tırmala-
dı
Aşağıdakılenn ayakta tuttuğu pıyasa,
adeta vukanya, 'Kulak ünmalama ö>ie ol-
maz bojle olur' dercesıne yıllarca 'çıglık'
attı Bûrokratveelıtleregöre'ataturka'sı-
yaseten kırlı '-geri'- olduğu ıçın yasaklan-
dı Oolma>mca ıslah edılmeyeçalışıldı lş
pıyasaya düştü Türküler. yıne büroklara
gore "çalı süpurgesı gıbı haşur huşur çat-
lak seslı âşık bo/unrulan (arafindan. va ulu-
mau. ya ağlamakh gaano çığırtkanlan ta-
rafindan" sov lenıyordu 'insanda bulanü
uvandınrlardı'.
O da 'Yforttan Sesler' korosuyla terbıye
edıldı Ama haik bürokrattemızlığını tut-
madı Onlann tasfiye ettığı alaturka ve'ça-
lı süpürgesı gibi haşur huşur çatlak sesli
âşık bozuntulan'nuı melezmden kendı mü-
zığını 'arabesk'ı yarattı
Şımdılerde 'pop' soundu ıçınde makam
(alaturka) ve folk ezgılennın 'yükselen de-
ger'ler arasına gırmesı tasfiye edılen 'kir-
Uses'lerın rovanşıdır
Işık Doğudan Yfikselir yayımlandığında
vıne bu savfalarda 'Kehanetsayılmavacak
bırsaptama şimdıden t-apıiabilir' demıştik
"NasıJ kı, 'Sezen soundu nunttire\Jen(„)
varsa, doğudan vükselen tşığın da Lde>ıcı-
leri (üstelık talebeler değiL belkı taklıtçıler)
çıkacaktu-." (4glama Dıve DıveAğlatan Mu-
zık, öAgustos /PPT) Aradan geçen kısa sü
re saptamalanmızı doğruladı O voln ızle-
ven türev ler taklıtler peşpeşe geldı
Pıyasa şımdi turkulenn v e alaturka ma-
kamlannın peşınde Bırzamanlann'kiriı-
ses'ı şımdı revaçta
Doğudan yükselen ışık patlamasından
'worldmusk' modasından bağımsız olarak
kendı bıleşım aravışlarını çabasını
1970'lerden ben surdüren Ozdemır Erdo-
ğan'ın Şubat 1996 ortalannda çıkardığı
Türk haik muzığı yorumlannın bır ayı bul
madan40 bınlık satışı aşması da ılgının bır
ba^ka boyutunu gostenyor
Oysa Erdoğan "25 vıl once ılk çalışma-
lan başlarbğımızda bu denemelere buvuk
tepkı »ardı" dıvor Zulfiı Lıvaneu, "Nevler-
suı'le 20 yıl sonra, ılk çıkışındakı gıbı ye-
nıden semahlara nefeslere, turkülere donu
yor O da Sezen Aksu gıbı 'saz heyeti'ne
Arif Sağ'ı davet ve dahıl edıvor
Ama tum bunlardan daha onemlısı, 'kır-
Bses'ın kendı ıçınde yaşanıyor Vırtuozlu-
ğu bağlamadakı ustalığı tartışılmavan
ama solıstlığıne dudak bükülen Anf Sag
konserlenndeartıkvepvenıbırızleyıcıkıt-
lesıne çalıp söylüvor 1990'lann başında
Ankara Hıpodrom Konsen 100 bını aşkın
bır toplulukça ızlense de medvada hıçbır
'ses' bulmuvordu Ama Işık Doğudan Yük-
selırdekı katkısı sonrasında Rumelıhısan
konserlerı genış yankılar varattı Nısan
1995'te pıya^ava çıkan son kasetı Umut, yı-
ne Işık Doğudan Yükselırve konserler son-
rasında tırmanışa geçtı haik muzığınde
pek rastlanmayan 250 bının üstünde bırsa-
tışı vakaladı Bunlar son derece önemlı
Çunku Anf Sag o 'kırfises'ın tıpık temsıl-
cısı Solıstlığınde en kuçuk bır 'gosteri';
gırtlak hançere oyunu vb vok Ibrahım
Tatlıses'ınkı gıbı göklere çıkanlan pınltılı
bır sesı de yok Tam tersıne 'hmiülı' de-
necek deretede mat bır ses ve son derece
valın bır vorum var
Bu ses ve vorumun 'elider'ce de kabul
gormesı 'vvoridmusıc-localcotors' modası-
nın etkılennden daha ote anlamlar taşıyor
Çünkü Anf Sag hem okuyuş hem bağla-
mayı kullanım bıçımıvle haik muzığinm
ustundekı 'stenlızasvon' ızlennı sılmek gı-
bı tanhsel bır mıs>onu da yuklenıyor
Temizlik harekâü ve sonuçlan
Cumhunvet elıt ve bürokratlan Türkı-
ye'de muzığın hemen her türü üstünde tam
bır terör estırdıler Alaturkanm bır dönem
radyodan yasaklanması, konservatuvarda
eğıtımden kaldınlması vb epey tepkı gör-
dû Dışandan bakanlar 'Alaturka yasak-
landı, haik müziği öne çıkanldı" derler
Ama terör her ıkı tur ıçın de avnı ölçude
budayıcı ve yok edıcıydı Işte ıkı türün res-
mı ıcrasına ılışkın ıkı tepkı, ılkı Neyzen
Tevfık'ten
\4usıh namına zıllet ştı sazı / Yurdumıc-
dan azametle vavılır / Cehlın afak-ı cıhana
avazı1
/ Tuvlenm urperıvor duvdukça /
Telsızm ışlemesmden maksatı Çıtsm uç-beş
pezevengın boğazı
Neyzen kendı aıt olduğu şehırlı/alatur-
kacı cepheden 'telsiz' (radyo) ıcrasını ye-
nyor Taşralı-köylü cephesınde de durum
aynı Öykü şöyle Köylünun bın mağaza-
va gırer Satıcıva 'Bana ıvı bır rad>o ver,
ama IMuazzezTunng'in rurkusü mürküsü
çıkarsa almam, ona gore'der Alır adam
radyoyu köyune gıder Radyoyu evın baş
köşesıneyerleştınr düğmesını çevınr, rast-
lantı bu ya, Muazzez Türing'den türküleı
çıkar Adamın radyoyu kaptığı gıbı yere
çalması bır olur
Köylü Muazzez Tünng'ı tanımıyor el-
bette Onunla bır alıp veremedıgı yok O
sanatçınındabırkusuruyok kendısineve-
nlen form ve edayla ışını ıcra edıyordu
Ama köylü, bıldığı sevdıgı söyledığı tür-
külenn o vorumunu ıstemıyordu
Uyumsuzluğun altında yıne o temızlık
harekâtı var
Radyo (TRT, daha açığı devlet) haik mü-
zığını 'notasyon'a alırken saza da kendın-
ce bır 'düzen' vermıştı Melodıvı üç telde
ayn tınılarla veren klasık bağlama düzenı
TRT'de de tek tele ınmış perdeler arasın-
dakı tonlar kaybolmuş, sonuçta ortaya ger-
çekten 'haşurhuşur'bırsesçıkmıştı Köy-
lu de şehırlı de bunu beğenmıyordu Aşık
geleneğı ıçınde taşradayetışen veTRT'nın
düzenlemesıyle karşılaşanlar baglamanm
oradakı kullanım bıçımını 'bozuk düzen'
dıye adlandınyordu
Boşuna söylenmemış 'Sazım dfizen tut-
muyor, tel bozuk bozuk' O kadar duzen
şehırlıyı de taşralıyı da kendı müzığınden
soğuttu BayramAracı,ÇekicAli,HaaTa-
şan. Muharrem ve Neşet Ertaş, Alı Ekber
C, ıçekgıbıgeleneğe bağlı sanatçılarsa TRT
mıkrofonlannı ancak 'mahalb sanatçı" ola-
rak kullanabıldıler Yanı 'locakarfors' sıfa-
tıyla
1
Şehırlı elıt, saz ve turkûyü 1940'larda
Ruhı Su'dan duyarak, opera ve şan tavn
ıçınde 'esteöze' edılmış bıçımıyle ya da
Aşık Veysel örneğınde 'halkçılık' gereğı
sevdı 1960 larda 'halkçılık'ın sol versı-
yonlan çıktı Türküler de TİP çevresınde-
kı Aşıklar Derneğı'yle şehırlı avdın çevre-
ye ulaştı Ama TRT'dekı 'sterilızasvon'un
bır başka bıçmı bu kez 'poütik-esteOk' düz-
lemde gerçekleşıyordu
Aynı evrede folk ürünlennın 'pop-rock'
tarzında yorumlanyla şehu-gençlığının ku-
lağı bu ezgılere alıştı Mogollar'dan Mo-
dern Folk fçlüsu ne Cem Karaca'dan Fik-
ret Kızıkık a donemın "starlar'ı 'pop'u yer-
lıleştırmek ıçın haik muzığıne yöneldıler
Tam bu rüzgâr kesılıyordu kı 1970*lenn
ortalanndan başlayarak Zülfü Lıvanelı ve
ardıllannın 'politik-estetik' yorum dene-
melennde haik muzığı yıne temel malze-
me halıne geldı 1980 lerde gerek pıyasa
türkücülen (orneğın Ibrahım Tatlıses), ge-
rek türkülerde polıtık pıyasada yer bulma-
ya çalışanlar ('özgun-protest'çıler) 'ege-
men tiir'e arabeske vöneldı 1990'lara
böyle gelındı
Ve nıhayet 'worldmusic' etkısiyle este-
tıkçıler, popçular vb 'otantik' olanı arama-
ya basladı Yukanda kabaca çızılen cum-
hurıyet tarıhı boyunca şu va da bu kanal-
dan 'sterilize' edılen bozulan malzeme
olarak kullanılan haik muzığı, 'otantik' ka-
raktenyle ışte bu noktadan ıtıbaren kabul
görûr oldu
Şımdılerde Anf Sağ -ve arkadaşlannın-
gördüğü kabul bugüne dek bağlama dûze-
nmden turkulen okuyuş tarzına dek resmı
ve sıvıl sıyasetçılenn. resmı ve sıvıl sanat-
çılann düzeltmeye çalıştıklan 'kirlises'ı nı-
hayet onaylamalan anlamına gelır
Şımdı asıl soru şu Dûnya müzık borsa-
sının Svorldmusk-localcotors' polıtıkası mı
geçerlı olacak Turkıye'dede, yoksa bu mü-
zjğın gerçek sahıplen, gerçek kımlıkleny-
le mı yükseltecek seslennı9
Ya da geçen vılkı sorumuzu yınele>e-
lım "Beyaz Türklerin türkûsü" mü mşa
edılecek -tasfıye ve taklıt sürecek mı- yok-
sa gerçekten turkü mu söylenecek0
Fransız Kukla Tîyatrosu, Istanbııl'a geliyor
Kültur Servisi - Fransız Kukla Tıyat-
rosu 'La Lune', 15- 20 mart tanhlen ara-
sında temsıl vermek uzere Istanbul'a ge-
livor
Akademı lstanbul ve Armada Otel ış-
bırlığıv le kurulan, evrensel sanat ve kul-
turetk'ınlıklen sunmanın yanı sırabırye-
me-ıçme yen de olan Talımhane'nın açı-
lışını da gerçekJeştırecek olan Fransız
Kukla Tıyatrosu 'Theatrea Vfenir' Gnmm
Kardeşlen'ın bır oykusunden Carl
OrfTun 1938'de besteledığı 'La Lune'
(Ay) operasmı, bır 'kukla tiyatrosu'na
donuşturen Karina Cheres'ın kurduğu
bır topluluk 1983 te kurulan topluluk
ıkisi C haıllot Devlet Tıyatrosu'nda ure-
tılen ve ovnanan, vedı kukla gostensı ger-
çekleştırmış Yetışkınlere yonelık goste-
nler de yapan Theatre A Venır, 1986'dan
bu vana Fransız Kultur Bakanlığı odene-
ğı ıle desteklenıyor Fransız Kukla Tıyat-
rosu'nun buyük ustalanndan sayilan
Cheres tarafindan sahnelenen oyun,
Fransa da yedı yıldır oynanıyor ve buyük
beğenı topluyor Cheres'ın grafikerlık,
reklamcılık, çocuk kıtaplan resımleme,
staj anımasyonlan ıle başlayan 'kukla ö-
yatrosu'nda yoğunlaşan sanat eğıtımı
ıçensınde Turkıye de var Sanatçı, Me,
Turcs, Ils' göstenlen kapsamında, Mul-
house'de Alsace-Plunelle Derneğı tara-
findan duzenlenen Yaşar Kemal'ın 'Fîl-
ler Sultanı ile Kml Sakallı Topal Kann-
ca' adlı yapıtından uyarlanan gostenlenn
sergılemış Theatre A Venır'ın 15-20
mart tanhlen arasında Talımhane'de ser-
gıleyeceklen 'La Lune' adlı oyunun ko-
nusu şoyle 'Ay olmadıgı Için' gecelenn
hep sımsıyah olduğu bır ülkede başlayan
oykü, ayı çalıp koylenne asan, ona zarar
gelmesın dıye başında nobet tutan ço-
cuklann, ölumlennden sonra ayı payla-
şıp yeraltına karanlıklarulkesınegötür-
melen ıle gelışıyor ve çocuklann yeral-
tındakı 'ölfller krallıgında' cıv ıl cıv ıl bır
ortam yaratıp kısa zamanda duzenı alt
ust etmelen uzenne 'Aziz Pierre'ın ayı,
paltosunun altına saklavıp onu venıden
gökyuzune asmasıyla son buluvor
Oyunun duzenı tum basıtlığını koru-
masınarağmen gostençokçeşıtlıgorse!
olanaklar ıçenyor Tahta ve ıplı kuklalar
Çır el kuklalan, son bolumde ortaya çı-
kan maskelı bır oyuncu tarafından oyna-
nan Azız Pierre'ın maskesı gıbı malze-
me çeşıtlılığı yedıden yehnıye ızleyenle-
n buvuluyor Kendı geleneğını yaratan
Kanna Cheres ve Theatre A Venır (Ge
lecek Tıyatrosu) "La Lune ıle bır van-
dan klasık yapılara baglı kalırken bıryan-
dan da bakış açılannda ve kukla oynatı-
mında muthış bır reform ozgurluğu ılan
edıyor
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Yuruyuşsuzluk
Şubat ayı, Avrupa'da ıkı buyuk "yürüyüş'e sahne
oldu Once ispanya'da (Madnd ve Valensıya'da), ay-
nı gece ıçınde bır mılyonu aşkın ınsan bulvarlan ve
onları bırbırienne bağlayan alanlan doldurdu Ardın-
dan, yuz bınler bu kez Belfast sokaklarında yan ya-
na geldı
Ikı yuruyuşun ıkı ortak noktası goze çarpıyordu Is-
panyollar ETA'nın teror operasyonları, Irlandalılar
IRA'nın bombalı eylemlen nedenıyle yurume karan al-
mışlardı Teror ve şıddete karşı sloganların egemen
olduğu bu toplu tepkılerdekı ıkıncı onemlı ortaklık
asıl dıkkat çekıcı yanıydı ışın
Tertemız gıyınmış, genç ve orta yaşlı, kadın ve er-
kek, sağcı ve solcu "burjuva"\ard\ yuruyenler Şup-
hesız gençler ya da ışçıler de vardı aralarında, ama
ağırlığı otekıler tutuyordu
Onu duşundum Uğur Mumcu cınayetının ardın-
dan yapılan buyuk yuruyuşler sayılmazsa, bızde so-
kağa çıkan hep oğrencıler, ışçıler, memurlar, sıyasal
orgutlerdır Toplumun bır kesımı, kısacası Burjuva-
laryurumezler Toplum, butununde genış kesıtler ha-
lınde sokaklara, meydanlara çıkmaz Teyzelenmız,
annelenmız, bankerienmız, dıplomatlanmız, ışadam-
lanmız, akademısyenlenmız yan yana gelıp kolektıf
bır karşı çıkışın sessız sozculen olmayı goze almaz-
lar
Ispanya'dakı, Irlanda'dakı, çığ gıbı şehrın anada-
marlanna ınen, ağır ağır ılerierken banş çağrılarında
bulunan kalabalıklann etkısı, yıllardır alışageldığımız
sert sloganlı yuruyuşlere oranla çok daha guçlu ola-
bılıyor oysa
Bıreylerı yurumeyı, yuruyuşun onemını yetennce
kavrayamamış toplumlar yurumeyı bılmıyor, akıl ede-
mıyorlar Onları yan yana getırecek sayısız olay ola-
gelırken ustelık Burjuvalar gerçekten burjuvalaşabıt-
seterdı, hıç değılse ınsan haklan, kayıp ınsanlar, yar-
gısız ınfazlar, duşunce ve ıfade ozgurluğu turunden
evrensel burjuva kazanımlan çığnenırken yurumek-
ten çekınmezlerdı
Adalet Ağaoğlu yla konuşuyorduk geçenlerde
Son zamanlarda hıçbır yazarımızda rastlamaz oldu-
ğumuz bır ozeleştırel yaklaşımla, kendısını de suç-
layarak artık kımsenın otekının haklı davasına arka
çıkmadığını soylerken huzun ıçındeydı
Gerçekten de, sımgesel çıkışlar bır yana, kımse
haklı davasında başkasına sahıcı destek vermez ol-
du bu ülkede Yorulduk, kanıksadık, çaresızlık kuyu-
suna mı duştuk, yoksa adamsendecılık mı ılıklenmı-
ze ışledı, kestıremıyoruz
Ahmet Altan, duşuncelennı ıfade ettığı ıçın mah-
kûm edılıyor ve yer yennden oynamıyor, orneğın Yer
yennden oynamalı, oynatılmalıydı Kulak tırmalayıcı
bır sessızlık kaplıyor her yen, tam tersıne Bırakalım
haksızlık karşısında edılgın olunmasını, boylece hak-
sızlıktan pay alınıyor bana kalırsa
Bu "durum"un bırdenbıre oluştuğunu duşunmek
safdıllık olur Bıreyler, gruplar, kesımler kendı arala-
nnda nıcedır kırdınlıyordu, gormeye yanaşmadık Ha-
nemıze uğramayan belayı gormezlıkten gelmeye
alıştık Gene aynı hıkâye Sıra benı almalarına geldı-
ğınde, ses çıkaracak kımse kalmamıştı
Etık çozuldu, çozuleyazdı Yaptığımız kesın doğru
muydu, bunu blçeceğîmıze, haksızlıktan pay alma-
mıza yol açacak basıt gerekçelere sığınır olduk Bu
da bır yuruyuş turuydu, bızı buraya getırdı
Kendı payıma artık yalnız kalındığını duşunuyo-
rum, Ispanyollar, Irlandalılar kadar acı çekmedıkçe
bıreylenmız de toplumumuz da ayılmayacak galıba
Oysa, bızım de Lorca'lanmız Bobby Sands'lenmız
olmuştu, olmamış mıydı"? Onları gomduk, yalnız bı-
raktık ve yapayalnız kaldık Aramızdan yenı Lorca'lar,
Bobby Sands'ler çıkacak ve çıt çıkmayacak bu gı-
dışle
Yurumeye başlamak gerek Tahsin Yücel'ın unu-
tulmaz kahramanı Katıba gıbı Sonra, başka yuruyuş-
çulen yanımızda gorebılınz Bunuel'ın bır filmındekı
gıbı En sonra, toplum yurumeye karar verebılır, Is-
yanya'da ve irianda'da olduğu gıbı
öburturlusu Koturumluk
Hâmış Oto Şampuanlı Yıkama tamlamasını yadır-
gıyordum, geçenlerde bır "ef ve tavuk galensı" gor-
dum Yer ve ışlev ıçın sınır tanımayacak mıyız
1. TÜYAP İZMİR KİTAP HJARI
12 00 - Okurlarla Sohbet Nedım Gursel/Duzenleyen
TUYAP
14 00 - Panel "Çağdaş, Toplumda Basın, Bılım, Sanat
ve Bırey" Sevgı Özel Mustafa Ekmekçı Aysel Ekşı,
Şükru Erbaş Duzenleyen Ümıt Yayıncılık
15 00 - Panel "Toplumsal Değışım ve Şıır"^Turgay
Gonenç, Hıdayet Karakuş, Huseyın Yurttaş
Duzenleyen Edebıyatçılar Derneğı
17 00 - Panel "Mıllı Mucadele Basmı" / Ismaıl Sıvn,
Yaşar Aksoy, Pof Dr Zekı Ankan Prof Dr Ergun
Aybars, Turkmen Parlak, Prof Dr Bılge Umar
Duzenleyen tzmır Gazetecıler Cemıyetı
19 00 - Odul Torenı - "Semıh Balcıoğlu"
Konuşmacılar Semıh Balcıoğlu, Alpay Kabacalı,
Turgay Gonenç Duzenleyen TUYAP
MÜZİK
Bılkent Senfonı Orkestrası konuk şef Peter Gulke'nın
yönetımınde saat 16 00'da Bılkent Konser Salonu'nda
bır konser venyor Schubert "Senfonık Fragmanlan -
Andante", Mozart "4 Keman Konçertosu" ve Haydn
"10 Senfonı'nın yorumlanacağı konsenn solıstı Suna
Kan
SEMİNER
"Duşün Hareketlennde Kadın a Bakış" başlıklı
semıner ve "Dunyada Kadın" dıa gostensı Izmır
Evrensel Kultur Merkezı'nde (445 70 18)
BUGUN
SOYLEŞİ
Dostlar Tıyatrosu'nun sahneledığı "Içımdekı Çığlık"
adlı oyun ıle ılgılı soyleşı saat 17 OO'da Martı Sanat
Evı'nde gerçekleştınlecek Soyleşıye Genco Erkal
(uyariayan), Özgûr Yalım (yönetmen), Duygu
Sağiroğlu (dekor-kostum tasanmcısı) Jülide Kural
(oyuncu), Tekın Tesel (oyuncu) katılıyor (251 52 00)
KONFERANS
Prof Dr Gungor Uras'ın vereceğı "1996 Yılında
Türkıye'nın Ekonomısı Nereye Gıder
9
' konulu
konferans saat 16 OO'da St Joseplıler Derneğı, Eğıtım
Vakfı Konferans Salonu'nda ızlenebılır (336 03 54)
ANMA
Emıl Gahp Sandalcı saat 18 00'de BEKSAV'da
duzenlenen "Emıl Galıp Sandalcı'yı Anıyoruz" adlı
etkınhkle anılıyor (349 91 55)
ŞENLİK
8 Mart Kadınlar Günu dolayısıyla Bahçelıevler
Halkevı saat 13 OO'da Kadın Şenlığı duzenlıyor Şenlık
Soğanlı Işık Düğun Salonu'nda ızlenebılır
(507 39 15)