30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10MART1996PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 24 ülkeden 356 filmin gösterileceği 8. Ankara Uluslararası Film Festivali 15 martta başhyor 4 Beyaz Geceler'de sabaha dek fibn ANKARA (Cumhııriyet Bürosu) - 8. Ankara Uluslararası Film Festivali'nde 24 ülkeden 356 film gösterilecek. Dokuz ayn kategoride gerçekleştirilecek festival sırasında sergi ve paneller de düzenlenecek. Ilk kez bu yıl gerçekleştrilecek " Yeşilçaın'ın 5 Ustasına GüzeUeme" adh bölümde Muhterem Nur, Erol Taş, Hayati Hamzaoğlu, Aliye Rona, Kadir Savuniçin bir gece yapılacak. Festival kapsamında, sabaha dek "beyazgece" adıyla altı gösterim gerçekleştirilecek. Yedi bölümün yer aldığı "Asya-Avnıpa Buluşması" da bu yıl düzenlenen festivalin yenilikleri arasmda yer alıyor. 8. Ankara Uluslararası Film Festivali, bu yıl dokuz bölümlük bir programla 15-24 mart günleri arasında gerçekleştirilecek. Vakıf yöneticilerinden yazanmız Mahmut Tali Öngören ile İbrahim DemireL, düzenledikleri basın toplantısında festival konusunda bilgi verdiler. Megapol, Kavaklıdere sinemalannda ücretli olarak izlenebilecek olan filmlerin yanı sıra festivalin ücretsiz gösterimleri, Alman, Ingiliz, Fransız kültür merkezlerinde ve Vakıfbank konferans salonunda yapılacak. Festivalin yanşma bölûmûnde, uluslararası canlandırma filmleri, ulusal uzun metrajlı, kısa metrajlı filmler ve belgesel filmler yanşacak. Yanşma dışı bölümde "Türk Sinema Tarihindcn. Bir Başka Bakış, Dünyaya Kısa Bir Bakış, l lusal Kısa Film Gösterimi, Asya-Avrupa Buluşmast" başlıklan altında çeşitlı filmler gösterilecek. "Asya-Avrupa Buluşmasr bölümünde, 19 ülkeden 56 film yer alacak. Buluşmada, "Türk Dünyası Sinemasu Macar Panoraması, İlk Âdımlar, Operadan Beyazperdeye, Sinemanın Ustalan, Senaryonun S'si Carriere, Sinemanın 100. YdT başlıklanyla Asya ve Avrupa Giovanni ScognamiUo A nkara Uluslararası Film Festivali'nde, / l "Asya-Avrupa Buluşması", .xA"Yeşilçam'ın 5 Ustasına Güzelleme", bölümleri de yer alacak. 24 ülkeden 356 filmin gösteriîeceği festivalde, bu yıl sabaha dek film gösteriminin sürdüğü 6 "beyaz gece" gerçekleştirilecek. 9 ayn kategoride film gösterimi yapılacak festival sırasında sergi ve paneller de dûzenlenecek. İlk kez bu yıl gerçekleştirilecek "Yeşilçam'ın 5 Ustasına Güzelleme" adlı bölümde Muhterem Nur, Erol Taş, Hayati Hamzaoğiu, Aliye Rona, Kadir Savun için bir gece dûzenlenecek. filmlerinden seçkin örnekler sunulacak. Festival kapsamında gerçekleştirilecek olan Ulusal Film Yanşması'nda, 12 film yanşacak. Yanşmamn sonuçlan 21 martta açıklanacak. Sonuçlan 17 martta açıklanacak olan Uluslararası Canlandırma Filmi Yanşması'nda 37 film yer alırken, Ulusal Kısa Film Yanşması'nda 55 film yanşacak ve sonuçlar 19 martta duyurulacak. Ulusal Belgesel Film Yanşması'nda ön elemeyi geçen ve tartışmalara neden olması beklenen 13 film arasında ödüle değer bulunanlar, 19 martta belirlenecek. Festivalin özel bölümü olarak belirtilen -Yeşilçam'ın 5 Ustasına GüzeUeme" adlı gösterimi tiyatro ve sinema sanatçısı Gfilsen Tuncer hazırladı. Bu program çerçevesinde Aliye Rona, Hayati Hamzaoğiu, Erol Taş, Kadir Savun ve Muhterem Nur için plaket hazuiandı. Plaketler Rona, Hamzaoğiu, Nur ve Taş ile geçen yıl yaşamını yitiren Kadir Savun'un yakınlanna verilecek. 16 martta dûzenlenecek gecede, bir dia gösterisi ve "Türk Sineması'nda Oyunculuk" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirilecek. Festival kapsamında, fotoğraf Sanatçısı İbrahim DemireTin fotoğraflanndan oluşan bir sergi de yer alacak. Sinema yazarlan Nijat Özön ve Giovanni ScognamiDo'yu günlük yaşamlannda fotoğraflayan Demirel'in yapıtlan, 15- 24 mart günleri arasında Galeri Sanat Yapım'da izlenebilecek. Filmlerin yanısıra düzenecek olan açık oturumlar, 19-22 mart günleri arasında gerçekleştirilecek. 19 mart günü saat 13.30'da, Vakııbank konferans salonunda dûzenlenecek olan "Belgesel Fılm Nedir, Ne Değfldir?" başlıklı oturumdan sonra, 20 mart, saat 13.30'da, "Canlandırma Sineması Nedir, Ne DeğUdir?" konulu söyleşi yapılacak. Türk Ingiliz Kültür Derneği'nde, 20 martta, saat 17.30'da dûzenlenecek olan açık oturumun konusu da ''Asya- Avrupa Buluşmasına Doğru" olarak belirlendi. Alman Kültür Merkezi'nde dûzenlenecek son açık oturum da, 22 martta, saat 18.00'de gerçekleştirilecek. Oturumda Türk sineması tartışılacak. Festival kapsamında hazırlanan ve üniversite öğrencilerinin katılacağı afiş yanşmasında da, gelecek yıl yapılacak festivalin afişi seçilecek. Yanşmada dereceye giren afişler, Galeri Sanat Yapım'da sergilenecek. Festivale bu yıl; Kültür Bakanlığı, Çankaya Belediyesi, Türki Cumhuriyetler Kalkınma ve lşbirliği Ajansı (TtKA), Bayındır Holding, Dünya Ticaret Merkezi, Milli Piyango, Ziraat Bankası, Sheraton Oteli, TRT, Piyale Makarnalan, Varan Turizm, Aras Kargo, Cıne-5, Türkiye Iş Bankası, Halk Bankası, Toshiba, Flash TV, British Council ve Fransız Kültür Merkezi'nin parasal destek sağladıklan açıklandı. Kısa filme, belgesele ve canlandırma sinemasına önem veren festivalin kurucusu ve yöneticisi Mahmut T. Öngören: Festivale 55 bin seyirci beldiyoruz CUMHURCANBAZOĞLU 8. Uluslararası Ankara Fılm Festiva- li'nin dokuz günlük maratonu 15 Mart cuma günü başhyor. 1988'den bu yana öğrencileriyle ve biravuç gönüllüyle fes- tivalin yükünü çeken MahmutTali Öngö- ren, türlü olanaksızlıklara karşın her yıl ne yapıp yapıp festivali ayakta tutmayı başanyor. Sekiz yaşına basan Ankara Film Festivali'nin tabii ki birçok eksiği var, ancak kısa filme, belgesele ve can- landırma sinemasına verdiği önemle bu dallann Türkiye'de en güçlü merkezi du- rumundalar . Aynca yerli uzunmetrajlı filmlere bir yanşma düzenleyerek katkı- yı sürdürüyorlar. Maddi yönden sabit kaynak bulamadıklan halde festivali 'amatör ruh'la yaşatabildiklerini anlatan Mahmut Tali Öngören bu yıl salonlara 55 bin izleyici bekliyor... - Festivalin aşağı yukan seyirci kapasi- tesi nedir? Bilet fiyatlan ne kadar bu yıl 1 MAHMUT TALt ÖNGÖREN- Ka- vaklıdere saionu 650, Megapol kırmızı salon 367, Megapol yeşil salon yüz seyir- ci kapasitesıne sahip. Amerikan filmleri bu yıl daha geniş salonlar buhnamızı en- gelledi, ancak buralan da Ankara'nın en iyi salonlan arasında yer alıyor. Festival- de bu üç salona gelenler bilet alarak film izleyecekler. Tam bilet ikiyüz bin, Beyaz Geceler üçyüz bin, öğrenci bileti yüz bin lira olacak. Bunun dışında Alman Kültür Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Türk- Ingiliz Kültür Demeği ve Vakıfbank kon- ferans salonunda kısa film, belgesel film ve çizgi filmi ücretsiz izlenebilecek. Maddi yönden sabit bulamadıklan halde festivali 'amatör ruh'la yaşatabildiklerini vurgujayan Mahmut Tali Öngören, bu vıJ yetişkin seyirci sayısını artnrmavı amaçladıklannı behrtijor. 8-Ankara Uluslararası Film Festivah'nde bu yıl Ulusal Kısa Fıûn Yanşması'nda 55 film yanşacak. Öngören, birinci festjvalden bu yana kısa metrajda merkez olmayı istediklerini de anımsatarak, "Yanşmamız Avrupa ve Asya'da bitiniyor arük" diyor. - Kaç seyirci bekiiyorsunuz ? ÖNGÖREN- Ankara'da sinemayla bi- rinci derecede gençler ilgileniyor. Yetiş- kinler tstanbul'daki kadar festivalle ilgi- lenmiyorlar. Amacımız bu yıl yetişkinle- rin sayısını arttırmak. Biletli ve ücretsiz toplam 55 bin izleyici bekliyoruz. - Her yabana fîünde elektronik aftyaa otecakmı? ÖNGÖREN- Iki salonda elektronik altyazı uygulanacak. Zaten uzunmetrajlı filmlerin yandan fazlası Türkçe altyazı- lı. Yaklaşık yirmi beş filmde elektronik altyazı bulunacak - Filmleri bangi yoUarla elde ediyorsu- nuz? ÖNGÖREN- Bu yıl 356 film var, bun- lann altı, yedi tanesi Türk cumhuriyetle- rinden geliyor. Bu bölüm için Türk lşbir- liği ve Kalkınma Ajansı'ndan yardım gördük. Filmleri şirketlennden ve Türki- ye temsilciliklerinden doğrudan doğruya aldık ve Ankara'daki kültür merkezleri de katkıda bulundu. - Türkiye'deyabancı film tüketen festi- vallerin sayısının artmasıyla birlikte bir- birlerinin yolunu kesme girişimlerinin başladığı konuşuluyor. Bunlar ne derece dogru? ÖNGÖREN- Benim de kulağıma gel- di. Daha işin başında olduğumuz için bu- nun bize ne kadar zarar verdiğini bilemi- yorum, ama zamanla etkilenebiliriz. - Ankara'nın yüzünü kısametraja çe- virmesinde kalheii uzun metrajlı fılm bu- lamamaşının etkisi var mı? ÖNGÖREN- Daha birinci festivalden ben kısa metrajda merkez olmak istiyor- duk. Sonra bunu geliştirdik, filmcileri festivale çekmek için daha gelişmiş yö- netmelikler getirdik. O sırada diğer fes- tivaller kısa metraja ve belgesele bizim kadar ilgi göstermiyorlardı. Sanıyorum şu andaki ilgilerinde de çok büyük rolü- müz var. Yanşmamız Avrupa ve Asya'da biliniyor artık. - Uluslararası sinema camiasında An- kara festitalinin yeri ne şu anda ? ÖNGÖREN- Uluslararası platformda adınızdan çok ağırlıklı söz ettirebilmek için uluslararası düzeyde uzun metrajlı bir yanşmaya sahip olmak gerekiyor. Böyle bir çalışmamız yok şu anda. Ancak Avrupa filmlerini festivalde göstermek için birçok girişimimizdevam ediyor. Bu açıdan Avrupa'da tanınıyoruz. Bu yıl il- ginç gelişmeleroldu. Avrupa'da düzenle- nen Türk haftalanna bizden yardım iste- niyor. Aynca Avrupa'da yaşayan Türkle- rin ikinci, üçüncü kuşak çocuklan bize film gönderdi göstermemiz için. Ekim ayında Köln'de Türkiye Filmleri Festiva- li dûzenlenecek. Bizim kısa film yanşma- sına, belgesel Fılm yanşmasına ve Türk Kısafilm Tarihinden bölümüne katılan filmleri istiyorlar. Daha sonra belki aynı program Nurnberg'de yapılacak. Yani Av- rupa'da düzenlenen Türk festivallerini katkıda bulunmaya başladık. Bunun dı- şında uluslararası festivallerden yardım alabilmek için oralara gidip bağlanhlar kunmak gerekiyor. Parasızlıktan gidemi- yoruz. - Avrupa-Asya Buluşması adıyla dû- zenlenecekbölüm ileride ülkelerarasında mini bir pazar oluşturabilir mi ? ÖNGÖREN- Üçüncü festivalde pazar oluşturmayı denedik ama tutmadı. Çün- kü film alıcılannın çogu Istanbul'da. An- cak bir daha deneyeceğiz. Önümüzdeki yıl küçük çapta bir pazar başlatabiliriz. Kısa film yanşmasına katılım süresi uzatıldı Kültür Servisi - Cumhuriyet Vakfi ve TÜRSAK (Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfi) işbirliğiyle, üniversitelerin iletişim ve sinema bölümJerinde öğrenim gören gençlere ve tüm amatör sinemacılara yönelik düzenlenen 'Bir Dakikahk Kısa Fılm Yanşması'na başvuru süresi, Cumhuriyet Vakfi 'na gelen yoğun talep üzerine 15 nisan pazartesi günu akşamına dek uzatıldı. Başvurular 15 nisana kadar». Bir yandan sinema öğrencilerini ve amatör sinemacılan desteklemek ve tecimsel şansı olmayan kısa film yapımını özendirmek, diğer yandan 3-14 Haziran 1996 tarihlerinde Istanbul'da gerçekleştirilecek HAB1TAT II Insan Yerleşimleri Konferansı çerçevesinde gündeme gelecek olan insan yerleşimleri ve kentleşme sorunlanna farklı bakış açılan getirebilecek sinematografik çahşmalara gösterim olanağı yaratmak amacıyla düzenlenen yanşmamn konusu 'insan yerleşimleri ve kentleşme sorunJarT Yanşmaya kurmaca, belgesel, canlandırma ve deneysel gibi farklı türlerde olan, süresi 1 dakikayı aşmayan (jenerik hariç), daha önce ödül almamış ve 1 Ocak 1994 tarihinden itibaren yapılmış, video ya da sinema (16mm/35mm) formatındaki tüm kısa filmler kahlabilir. Başvuru için filmlerin bir adet VHS ve 1 adet Betacam SP bandına aktanlmış kopyalan ile birlikte teslim edilmeleri gerekiyor. Süha Ann, Mehmet Açar, Derviş Pasin, Oktay EkincL Rekin Teksoy, Vecdi Sayar, Oktay Kurtböke ve Hilmi Etikan'dan oluşan seçici kurul, yanşma sonucunda birinciliğe değer bulduğu filme 75 milyon lira, ikinci filme 50 milyon lira, üçüncü filme ise 25 milyon lira ödül verecek. Yanşmaya katılmak isteyenlenn en geç 15 nisan pazartesi akşamına kadar TÜRSAK Vakfi'nın Gazeteci Erol Dernek Sokak Hanif Han No: 11/2 adresine başvurmalan gerekiyor. Aynntılı bilgi içintel: 251 67 70-244 52 51. Ankara'da karikatür sempozyumu Külrür Servisi - Türk ve Alman karikatür ustalan Franziska Becker, Ioan Cozacu, Nezih DanyaL Rudi Hurzlmeier, Piyale Madra, Marie Marcs, Tan Oral, Eray Özbek, Atfla Özer, Erich Rauschenbach 15-18 mart tarihleri arasında Goethe Institut ve Karikatür Vakfı'nın birlikte düzenledikleri etkinliklerde buluşmak üzere Ankara'da bir araya geliyorlar. Türk-Alman Karikatür Buluşması etkinlikleri, 15 mart cuma günü Kültür Bakanlığı Güzel sanatlar Galerisi'nde karikatürcülerin karma karikatûr sergisinin açılışıyla başlayacak, 16 mart cumartesı günü Alman Kültür Merkezi'nde karikatürcülerin ve katılımcılann birlikte yapacaklan "2000 Vılında Dünya" konulu uygulamalı seminerle sürecek. 17 mart pazar ve 18 mart pazartesi günleri Alman Kültür Merkezi'nde yapılacak sempozyumda karikatürcüler, karikarür sanatı üzerine hazırladıklan bildirileri sunacaklar. Sempozyumda Franziska Becker "Jiarikatürde Kadının Rolü ", Eray Özbek "Karikatür ve Mesaj", Piyale Madra "Kadın Karikatürcüler ", Rudi Hurzlmeier "Karikatür Bir Sanat mıdır? ", Erich Rauschenbach "Karikatürcünün Toplumdaki Yeri", Ioan Cozacu "Karikatür Güldürürve Yart Etkisi Yoktur", Tan Oral "Çağdaş Karikatür ve Politika tlişkileri ", Marie Marcks "Marie Marcks'ın KarikatürierindekiBiçim ve Dil Unsurlan", Atila Ozer "Gazete Karikatürcülüğü ve Geleneği", Nezih Danyal "Evrensel Karikatürün Tekdüzelik Sonınlan " konulannda hazırladıklan bildirileri sunacaklar. Türk / Alman Karikatür Buluşması, 18 mart pazartesi günü yine aynı yerde, uygulamalı seminerde çizilen "2000 Vılında Dünya" konulu karikatürlerden oluşan serginin açılışıyla etkinlikler sona erecek. Türk / Alman Karikatür Buluşması kapsamında, bir de Türk / Alman Gençlerarası Karikatür Yanşması dûzenlenecek. Yanşmamn konusu, yaşamımızda önemli bir yeri olan, her gûn kimbilir kaç kez açıp kapadığımız, girip çıktığımız kapılar. Yanşmaya, 25 yaş ve daha altındaki Türk, Alman genç karikatürcüler her türlü teknikle çizilmiş, en çok üç karikatürle katılabilirler. 30x40 cm boyutlanndan büyük olmaması gereken karikatürler, bir fotoğraf ve kısa özgeçmiş ile katıhmcının isim ve adresinin yazılı olduğu bir zarfla en geç 25 nisan tarihine kadar "Alman Kültür Merkezi, Atatürk Bulvan, No: 131, Kızılay, Ankara" adresine postalanması gerekiyor. Yanşmada bir adet bir aylık dil kursu ödülü, iki adet 200 DM tutannda para ödülü ve ödül kazanan bütün yanşmacılara Türk / Alman Genç Karikatürcüler Yanşması Plaketi verilecek. PENALTI MEMET BAYDUR Iş, Güç Cumhuriyet'te yazmaya 1993 eylülünde başlamı- şım. Aradan iki buçuk yıl geçmiş. Yüzyirmiden fazla yazı. Oyunları, çevirileri, hikâyeleri, denemeleri de işin ıçine katarsak iki buçuk yılda bin sayfa kadar ya- zı yazmışım. Gün başına bir sayfa düşüyor. Ortaya çıkmayan sayfaları da eklersek iki bin sayfa eder hepsı. Günde iki sayfa yazabiliyorum en çok. Onun da yarısı işe yaramıyor. Bir de çok verimli bir yazar olduğumu, "üretken" olduğumu söylerler, hep şaşı- nrım. Banagöre ben "şaşkının" biriyimdirzaten, ama en çok buna şaşanm. Günde iki sayfa verimlilik! Na- sıl oluyorsa!. • Biroyunu sahnelenmiş bıroyun yazan, televizyon- da bir açık oturumda rTürk tiyatrosu üstüne konuşu- luyordu) benim için "İyi yazıyor ama onun başka işi yok" anlamına gelen bir şey şöyledi epey oluyor. Bel- ki bu yüzden verimliydim. Öyle ya iş güç yoksa iyi yazmaya yükümlüsünüz bu düşünceye göre. Ben iyi yazdığımı düşünmüyorum ama yazı yazmanın bir iş olduğunu düşündüm hep. Bu daçoğu insanı gülüm- setır. Sayın Melih Cevdet Anday, bir yazısında, nüfus sayım memuru mesleğını sorduğum zaman "şairim" yerine "gazetecıyım" yanıtını verdiğini anlatır. Sait Faik'e de meslek hanesinde "yazar" olduğunu bil- diren pasaportunu vermeyi yadsımıştı güvenlik gö- reviileri yıllarca önce. Büyük yazanmız iş hanesinde "işsiz" yazan bir pasaport alabilmişti ancak. Yazmak, çoğumuz için iş değildir. Üretken olduğumuz söylen- se bile değildir. Kaç para kazandığınız önemlidir yal- nızca. Bununsa bence bir anlamı yoktur. • Hayatta ise anlam birdenbire, durup dururken çık- maz ortaya, John Berger'ın dediği gibi: Anlam, bağ- lantılan anlamakla keşfedilir ancak. Gelişim yoksa an- lam da yoktur. Ortada bir "hikâye", bir açılım yoksa anlam da yoktur. Bilgilertoplamı, "enformasyon" de- dikleri şey de kendi içınde bir anlam içermez. Bilgi- yi bir bilgisayara yükleriz ve anında bir hesabın faktör- lerine dönüşür bü- tün bilgiler. Oysa bu işlemin tersini gerçekleştirmek mümkün değildir. Kimsenin bilgısa- yardan bir "an- /am"çıkartması mümkün değildir. Çünkü anlam, bir yanıttır. Yalnız- ca bilinene değıl, bilinmeyene de verilmiş bir yanıttır anlam. Belki biraz da bu nedenden John Berger ötürü, anlam ile gız aynlmazlar birbirlerinden. Ikisidevaroluşlarını, zama- nın geçmesıne borçludurlar. Kesinlik, anlık olabilir. Kuşku, bir süreci ya da süreyi gerektirebilir. Anlam ise, bu iki kavramın bileşiminden doğacaktır. • T. S. Eliot mu söylemişti anımsamıyorum, geçerli tek eleştiri yöntemi akıllı olmaktır diye. Güzel söz doğrusu! Yalnız ne var ki bundan bir "tez" çıkarmak biraz zor olur gibime geliyor. "Yazar öldü" diyen Ro- land Barthes'ın kışkırtıcı bildirisi geliyor aklıma. Ya da "yazıda yazann kaçınılmaz boşluğu /yokluğu " üs- tüne ısrarla döktürmüş Jacques Derrida'nın yapıtı. Yazmak yok olmak değildir ama "yok haline" gelmek- tir deniyor. Önce birisi olmak, sonra iz (izler) bıraka- rak yitip gitmektir deniyor. Geriye ne kalıyor peki? • Geriye yazı kalıyor diyeceğim ama dilim varmıyor doğrusu. Dilim varmadığı gibi, lisanım da müsait de- ğil derdimi anlatmaya. Nedir, kimdir bir yazar? Ölüm, aşk, acı, zaman, bellek, siyasa üstüne döktüren; cin- sellik, tad ve haz, yalan ve dolan, tutku ve bıkkınlık üstüne kafa yoran; gitmeleri gelmeleri, geriye - ileri- ye dönüşleri, sesleri, kokuları, dokulan, görüntüleri, düşleri, oluşumlan ve yok oluşlan okurdan daha iyi anlatan ya da çözen ve bütün bunları yazmayı iş edinmiş bir manyak mı? Kendini beğenmişin biri mi? Bizler (okurlar) neden hem zamanımızı, hem de pa- ramızı harcayıp kimi kişilerin "hayat" üstüne yazdık- lannı okuyup ciddiye âiırız? Okuduğumuz yetmiyor- muş gibi, bir de o kitaplar üstüne yazılmış başka ki- taplan da alıp okuyoruz. Üstelik hepımizin işi gücü var, doktoruz, hukukçuyuz, öğretmeniz, işçiyiz, me- muruz. Sait Faik gibi işsiz güçsüzün yazdıklarını oku- yoruz yine de durmadan. Yoksa Sait Faik çalışkan mıydı? Üretken, işi gücü olan, ölünceye kadar çalı- şarak üretmiş bir insan mıydı? Bence olumludur bu soaılann yanıtı. • Kesinlik ile kuşkunun bileşiminden çıkar anlam. Burada kuşku ile kuruntuyu birbirinden ayırmak ge- rekir. Kuşku, aklın işlemesine yardımcı olur. Kuruntu ise boğar aklı. Ikisiyle de yazı yazılabilir elbette. Iki- sinin de okuru vardır. Anlam, kesinlikle kuşkunun bi- leşiminden çıksa bile kısrtlayıcı değildir. Her şeyden bir tek anlam çıkaran insanlann akıl erdiremedikleri de bundarr ibarettir aslında. Pamukkale Festivali 20 hazjranda Kültür Servisi- 2. Uluslararası Pamukkale Müzik ve Kültür Festivali bu yıl 20-26 haziran tarihlerinde düzenleniyor. 1992 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınan Pamukkale'ye müzik yoluyla dünyanın dikkatini çekmek amacıyla yapılan festival ulusal şarkı yanşması, yerli-yabancı pop yıldızlannın katılacağı konser, uluslararası şarkıcı yanşması bölümlerinden oluşuyor. Selmi Andak, Melih Kibar. Yanusz Sprotz, Nükhet Duru, Garo Mafyan, Figen Çakmak, Süheyla Özgûr, Izzet Öz, Yıldız Ibrahimova Dinçer, Aydın Ceylan, Nazmi Bilgin'den oluşan jurinin görev yapacağı ulusal şarkı yanşması bölümünde birinci olan yapıt Türkiye adına Pamukkale festivalinin uluslararası bölümünde yanşacak. Bu bölümün büyük ödülü 200 milyon. On yedi ülkenin katılacağı uluslararası şarkıcı yanşmasında şarkıcılar kendi bestelerinin dışında bir de Türk bestesini seslendirecekler. Bu bölümün büyük ödülüyse 5000 dolar. FİKRET KIZILOK BAHAR KONSERLERİ... Bağlantı için: MUTLU ÖDEMİS 0 532 245 36 37
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle