Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
1mtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 6
Genel Yayın Koordınatöru Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışleri Müdürlerı
Ibrahim Vıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu)
0 Haber Merkea MüdüriV Hakan Kara
9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dtş Haberlcr. Ergun Balcı 9 tstıhbaral: Ceneiz
Yıldırım # Ekonomı Bülent Kızanlık
# Kültür: Handan Şenköken O Spor
Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sami
Karaören # Düzeltme Abdutlah Yszrcı
# Fotoğraf Krdogan Köseoğlu # Bılgı-Belge
Edibe Btığra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
YaymKurulu. tlh»nS«*çıık(Ba$kaa).
Orhan Erinç, Oktay Kurtbökt,
Hikmet Çetinka> a. Şökran Sooer,
Ergnn BaJcı. Oinç Tavanç, tbnnim
\ ıldız, Orhan Burjalı, Musttfı
Balhay. Hakın Kara.
Ankara Temstlcısı. Mustafa BaJba\ # Haber Müdürû'
Doğan Akm Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-
Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • lzmır
Temsılcisr SenUr Kızık, H. Zıya Blv 1352 S. Z3 Tel.
4411220,Faks. 4419117»AdanaTemsılcısı.ÇetinYigeooglu,
Inönû Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550, Faks: 3522570
Müessese Müdünj ErolErkutO
Koordınalör Ahnıet Korulsan 9
Muhasebe Bülent Yener» Idare
HüseyinGürer#tşletme Önder
MEDYAC:»Yönetım
Kurulu Başkanı-Genel
Müdür Gülbin Erduran
9 Koordınalor Reha
MEDVA G : •
Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel
Müdûr Cıtün
Çelik'#Bılgı-i$lem Nailİnal» I;ıtman*Genel Mûdür Akmcn •Murahhas
Bılgjsayar Sıstem: Mürirvet Çfler Yardımcısı MineAkdağ üye BoraGönenç
YayımUyao ve Baıan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basın ve YayincıUk A Ş
TürkocagıCad39 41Cağalog)u34334lst PK 246 Istanbul Tel (0'212)512 05 05 <2OtıaO Faks (0 212)513 85 95 10MART1996 İmsak: 4.53 Güneş: 6.17 Öğle: 12.22 îkindi: 15.35 Akşam 18.12 Yatsr. 19.31 MEDYACTel 514 07 53 - 513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466
Ağaç kampanyası
süruyor
• İstanbul Haber Servisi -
lstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin başlattığı
"lstanbul'a 100 Bin Ağaç"
kampany asında önemli
başan sağlandı. Dikimi
Büyükşehir Belediyesi'ne
ait 50 bin agacın 22 bini
dikildi. Çukurları hazır olan
23 bin ağacin dikimi de
önümüzdeki iki hafta içinde
gerçekleştirilecek. Halka
satılması için aynlan ikinci
50 binlik bölümden ise
bugûne kadar 15 bin ağaç
satıldı. Yurttaşlann
istedikleri yerlere dikmesi
için aynlan ikinci bölümde
hedef, nisan sonuna kadar
40 bin ağacın satılması.
Fare mücadelesi
dengeyi bozdu
• EDtRNE(AA)-
Edime'nin lCarakasım
köyünde, köylülerin
bilinçsiz fare mücadelesi
sonucunda kedi, köpek ve
gelincikler ölürken,
kurtulmak istedikleri fareler
köyü istila etti. Edirne
Tanm tl Müdürü Rıza
Gündüz, konuya ilişkin
şunlan söyledi: "Zehirli
yiyecekleri farelerden çok
kedi, köpek ve gelincikler
yemiş."
Meluncanjar
bugün geliyor
• ANKARA (AA)-
Osmanlı denizcilerinin
torunlan olduklanna inanan,
ABD'de yaşayan
Meluncanlar, atalanmn
yaşadığı topraklan görmek
üzere bugün Turkiye'ye
geliyor. Meluncanlar;
lstanbul, tzmir, Bursa ve
Çeşme'yi kapsayan 'Miras
Turu'na katılacak. Kendisini
Meluncanlann kökenini
araştırmaya adayan Brent
Kennedy'nin annesi ve
teyzesinin de yer alacağı 18
kişilik ABD'li topluluk, bir
hafta süreyle lstanbul, Izmir,
Bursa ve Çeşme'de tarihi
yerleri gezecek.
Beni
güldürenler
Yirmi yıl kadar önceydi.
Marmaris'te bir festival
düzenleniyor. Bedia
Muyahhit, Vasfi Rıza Zobu
gibi sanatçılar da onur
konuğu. Vasfi Hoca bana:
"Havaalanından
Marmaris'e kadar sen
bizim arabayla gel" dedi.
Arada bir küçük tuvaleti için
inmesi gerekiyordu... Bedia
Hanım, Vasfi Bey, ben
arabaya bindik. Bir süre
sonra Hoca bana bir işaret
çaktı. Anladım ki tuvaleti
gelmişti. Şoför arkadaşa,
"Sağda biraz duralım
kardeşim" dedim. Araba
durdu. Vasfi Bey indi. Beş
dakika, on dakika yok. Az
sonra geldi, üzerindeki bej
pantolonun önü ıslanmış.
"Ne bu?" dedi Bedia
Hanım. Tam küçük
hacetimi görürken rüzgâr
çıktı Bedia" diye yanrtlatı
Vasfi Bey. Bedia Hanım hiç
sektirmeden lafı patlattı:
Tabii sen O'nu bulana
kadar meteoroloji
değişmiştir."
Okur mektubu:
Bu hafta tek mektubu
yanrtlasam kızar mısınız?
Kızmayın.. çünkü tek
mektup geldi... Şaka, şaka,
gelecek hafta ötekileri de
yanrtiayacağım.
- lstanbul Çapa'dan Nergis
Gören: "Ben Gaiatasaray
Üniversitesi Uluslararası
HişkilerBölürnü
öğrencisiyim...'' diyor ve
bizim okula her türlü manevi
yardıma hazır olduğunu
belirterek, Cumhuriyet'e
'Hoş geldin' diyor.
"Hoş buklum Nergis...
Güzel düşüncelerin için
teşekkür ediyor ve
okulunda başanlar
diliyorum."
TEMA Vakfı Başkam Hayrettin Karaca'ya göre sorunun temelinde erozyon var
'Enflasyon bereketten korkar'
KEREMILGAZ
Türkiye Erozyonla Mücadele,
Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan
Konıma Vakfı Başkam Hayrettin
Karaca. Türkiye'nin en büyük so-
runlanndan biri olan enflasyonun
temelinin toprak kayıbı olduğunu
öne sürdü. Erozyonla mücadelenin
hükümet programına ilk kez girdi-
ğini belirten Karaca. *Vatan topra-
ğuıın bir kanşuu, bir çakıl taşını ver-
meyiz" diyenlerin, "erozyon nede-
niyle bir yılda Kıbrts adasınm iisrü-
nü 10 santim kaunlığına kaplayan
toprağın eroz>t)navçrilmesine" du-
yarsız kaldıklannı vurguladı.
Admı ilk kez 1992 yılında kamu-
oyuna duyuran TEMA Vakfi, "Ena-
yon Dede" adıyla da anılan Hayret-
tin Karaca başkanlığında çalışma-
lanru sürdürüyor. TEMA Vakfı 'nın
bugüne kadar yaptığı çalışmalann
sonuç vermeye başladığını belirten
ve MesutYılina/'ın başbakanlığın-
da kurulan yeni hükümetten eroz-
yonla savaş konusunda umutlu ol-
duğunu anlatan Hayrettin Karaca,
"Hükümet programının 14. sa\fa-
sında erozyonla mücadelenin hükü-
met programına girdigini ögrendim.
Bugüne kadar ilk defa böyle bir şey
oluyor. Bundan önceki hükümetle-
rin bu konuda hiçbir çabası olma-
dı" dedi.
Anayasanın 44. maddesinin, dev-
letin toprağını korumayı içerdiğıni
anlatan Karaca, toprağı korumama-
nın anayasal bir suç olduğunu kay -
detri.
Siyasetçilerin ekonomik sorun-
lan, enflasyonu sürekli dile getirdi-
ğini, ancak enflasyonun ılacının üre-
tim olduğunu bilmediklerini anla-
tan Karaca. şöyle devam etti:
"Topraklanmız bereketsizleşijor-
sa, buğday üretimi azalıyorsa, bir
buçuk miİyar dolarlık buğday ithal
ediyorsak enflasyonla mücadeiedege-
ri kalmışrz demektir. Eğer senin top-
K3f3Ca: Topraklanmız
bereketsizleşiyorsa, buğday
üretimi azalıyorsa, 1 buçuk
milyar dolarlık buğday
ithal ediyorsak enflasyonla
mücadeiede geri kalmışız
demektir. Enflasyonun en
büyük düşmanı bereketli
topraktır.
raklann bereketli olursa enfasyon
korkar. Enflasyonun en büyük düş-
manı bereketli toprakör."
Birleşmiş Milletler'de mera ısla-
hı konusunda uzman olmuş ve Mo-
ritanya'da sekiz yıl çalışmış kişile-
re TEMA olarak rapor hazırlattık-
lannı da belirten Karaca, bu rapo-
ra göre, Güneydoğu Anadolu 'da bu-
lunan mera alanlannyı ıslah edil-
mesi durumunda 3 yılda 400 bin ki-
şinin bu bölgede istihdam edilece-
ğine dikkat çekti. Bu kadar kişilik
istihdamı sanayide hiçbir sektörün
sağlayamayacağını anlatan Karaca,
şu görüşlere yer verdi:
"Ben, hayırh bir iş yapmak iste-
yenlere' Hastane yapacağına, mera
ıslah ct' diyorum. Türkiye'de 21.7
mByonhektarmeranın3mflyonudı-
şındakiler kullanılmryor. Meralann
azalması halinde hay>ancıhğımrzge-
lişmeyecek. Etin değeri, o hayvanın
yediği besink ügilidir. Ahır hayvan-
cıhğıy la mera hayvancıbğı arasında
kalite farkı vartur. 35 yıkür mera ıs-
lah kanunu çıkarüamadL Her dö-
nemde teklif oldu. ancak bu kanu-
na sıra geunedL Bugün Türkiye me-
ralan 1858'den kalma bir nizamna-
meyle yönetiliyon"
Göçün nedeni erozyon
HABITAT 2 Konferansrnın bu yıl
tstanbul'da yapılacagını anımsatan
Karaca, bu konuda da şunlan söy-
ledi:
"Konferansta çarpık kentteşme
efeaimacak.Çarpık kentleşmenin ne-
deni ise topraktır. İnsan köyünde
mutiuysa niye İstanbul'a gelsin. tn-
sanın dogduğu büyüdüğü yerdeki
toprağının bereketini sağlamatayız.
Arnk kırsal kesimde insanlan bes-
leyecek kadar toprak yok. Bugün
teknolojiden yardım istiyonız. Tür-
kiye'de 4 mihon 77 bin kişi tarun-
dan gecimini sağlıyor.'Toprağı pay-
laşmak degil, topıagm verdiğini pay-
laşma' yoluna gjtmeüyiz"
savaş
sırasında,
çocuklann
yüzde I6'sı
ölülerin
arasında
gizlenmek
zorunda
kalırken yüzde
31'inintecavüz
vecinsel
saldınya taıuk
otduklan
betiriendL
• UNICEF
tarafindan
hazırlanan
raporda,
Ruandalı
çocuklann
tarihte daha
önce
görülmemiş
ölçülerde
şiddetin sarsıcı
psikolojik ve
fizyolojik
etkıleriyle karşı
karşıya
kaldıklan
belirtilerek
çocuklardaki
etkilerin
geçmesinin,
ancak nesiller
sonra
olabileceği
kaydedildi.
Şiddetin îzleri zor sîliııiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ruanda'da
Tutsi ve Hutu kabileleri arasında binlerce insa-
nın ölümüne yol açan savaşlann sonucu, çocuk-
lann maruz kaldıklan şiddetin etkileri, nesiller
sonra silinebilecek. UNICEF tarafindan hazır-
lanan raporda, çocuklann yüzde 80'inin yaşa-
yabilmek için 2 ay boyunca farklı yerlerde, yüz-
de 16'sının da ölülerin arasında gizlendikleri be-
liıtildi. Çocuklann yüzde 31'i de, tecavüz ve
cinsel saldınya tanık oldu.
Ruanda'nın başkenti Kigali'de bulunan UNI-
CEF Travma Tedavi Merkezi'nce 11 bölgeden
8 ile 19 yaş arasında 3 bin çocuk üzerinde yapı-
lan araştırmada, çocuklann yüzde 95'inin Tut-
si ve Hutu kabileleri arasındaki katlıamlarda şid-
det olaylanna ve ölümlere tanık olduklan orta-
ya çıktı. Araştırma raporunda, Ruandalı çocuk-
lann tarihte daha önce görülmemiş ölçülerde
şiddetin sarsıcı psikolojik ve fizyolojik etkile-
riyle karşı karşıya kaldıklan belirtilerek çocuk-
lardaki etkilerin geçmesinin ve yaralann sanl-
masının, ancak nesiller sonraolabileceği kayde-
dildi.
Rapora göre, çocuklann yandan fazlası kat-
liamlara ve insanlann sopalarla dövülmelerine,
yüzde 3l'i de tecavüz ve cinsel saldınya tanık
oldu. Çocuklann üçte biri, diğer arkadaşlannın
ölüm ve yaralama olaylannda yer aldıklannı be-
lirtti. Çocuklann yüzde 80'i 2 ay ve daha uzun
süre farklı yerlerde, yüzde 16'sı da ölülerin ara-
sında saklanarak yaşamını sürdürebildi. Savaş sı-
rasında öleceğine inanan çocuklann üçte ikisi
ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Çocuklann yüzde 80'inin kaybettikleri yakın-
lanyla ilgili kâbus gördüğü vurgulanan raporda,
çocuklann yüzde 27.6'sının aileleri için sık sık
ağladığı, yüzde 37.6'sının ailelerini anımsatacak
oyunlan artık oynamadıklan, yüzde 50.3'ünün
de sık sık ailesini düşündüğü kaydedildi.
SEYAHATNAME YAVUZGÖR
Romanya Sosyalist Cumhupiyeü
(Ağustos 1976 - Ağustos 1980)
Galatasaray'ın, Ortaköy'deki ilkoku-
lunda okurken bize 'transatlantik' gibi gö-
züken iki Romen yolcu gemisi gelip ge-
çerdi Boğaz'dan: Besarabya ve Transil-
vanya...
Türk dostu ve Balkan Antantı'nın iç-
tenlikle taraftan, Başbakan Tatarescu ile
Dışişlen Bakanı ve o zamanki adı ile 'Ce-
miyet-iAkvam'ın başkanı Tıtulescu'vu ta-
nırdık. Yakışıklı Kral Karol'ün, gönül ma-
ceralannı, Madam Lupescu'yu bilirdik.
Şimdi, 'Markoni Müzesi'ne kaldınlmış ol-
ması gereken, cızırtılı radyolardan Bük-
reş radyo istasyonunun iyi müzik veren
yayınlannı dinlemeye çalışırdık.
'KüçükParis' denilen Bükreş'e, sık sık
gidipgelen, lstanbul sosyetesinden, libe-
ral bir yaşam, eğlence ve şıklık öyküleri
işftirdik.
Yazlan 'Taksım Gaanosu'na gelip be-
yaz, işlemeli gömlekleri ile Romen müzi-
ği çalan 'Fanica Luca' orkestrasını izler-
dik...
Bizim için, 'Romanya' denilince, akla
bunlar gelirdi.
• • •
1976 Ağustosu'nun son günlerinde,
Sofya'ya geldim. Köstence'deki yeni gö-
revime otomobil ile gidıp Rusçuk'ta Tu-
na'yı aşmayı, Kazıklı Voyvoda
MBiail'in, vaktiyle cirit attığı Gi-
urgiu'dan (Yerköy) geçerek Bük-
reş'ten Köstence'ye ulaşrnayı
tasarlamıştm. Böyle de yaptjm.
Rusçuk ile Yerköy'ü birbirine
bağlayan 'Dostluk Köprüsü'nün
güneyindeki Bulgar askerine bir
'dovijdane' çekıp köprünün ku-
zey yakasına geçince, ilk Ro-
men askerini gördüm. Sevimli,
sanşın, güleç bir erdi bu... Beni
köprü üzerinde durdurdu. Sün-
güsünü arabaya yasladı. Başı-
nı içeri uzatarak 'sigaret' gibi bir
şeyler söyledi. Verdik...
Gümrük memurtan, sınır gö-
reylileri terbiyeli ve nezaketli...
Bükreş'e doğru giden şose, ma-
mur köylerden geçıyor. Biraz dar
ve virajlı, ama radyodan giren
folklor havası, bu aynntılann öne-
mini azaltıyor. Köylüler, işleri güçlerinde,
deviniyortar oradan oraya...
Burası, iyi tanıdığım Balkan havası dı-
şında kalmış bir yer: Romanya Sosyalist
Cumhuriyeti...
Dümdüz ve yeşil bir arazi... Hırşova'da,
Tuna'yı bu kez güneye doğru geçiyorsu-
nuz, geniş bir köprüden... Hava sıcak,
Panart Istrati'nin romanına başlık olmuş
'Baragan' ovası burası.. Hüzünlü bir gü-
zelliği var.
•••
llginç bir öyküleri var Romenlerin...
Roma'nın Dacia eyaleti imiş... Dacio-
Jet'lerin ülkesi... 700 yıl kadar kalmış bu-
ralarda Roma garnizonları... Bu yüzden,
Romen dili, Latincenin bir kolu.
Romalılardan sonra, bu ülkeyi isfla edip
gelip gidenlerin listesi uzun... Çok eski-
lere gitmeden, XIX. yüzyıla gelelim: Bu dö-
nemde, Kuzey'i Avusturya-Macaristan,
güneyi Osmanlı idaresinde kalmış bu ül-
kede, Fransız Devrimi'nin tohumlan ye-
şermiş.. 1848 yıllannda, Avrupa'nın herye-
rinde patlak veren 'millıyetçi', 'özgürtük-
çü' ve 'aynlıkçı' akımlardan Romanya da
nasibini almış. 1859 yılında, tarihi Uaşi (Yaş)
kentinde, Eflak, Boğdan ve Erdel'den ge-
len delegelenn toplantıstnda, 'Romanya'
sözcüğü, ilk defa kullanılmış...
Biraz tereddütten sonra, 1877-78 Türk-
Rus savaşma katılan Romanya Prensli-
ği, savaşın sonucunda ımzalanan 'Beriin
Anlaşması' ile özgür 'Romanya Krallığı'
olarak Avrupa haritasındaki yerini almış.
Tahta da özellikle Almanya'nın dayat-
ması sonucu, Birinci Karol oturtulmuş...
• • •
İkinci Balkan Savaşı sırasında, Bulga-
ristan'a giren Romen ordusu, bu harekât
sonucu, 'Quadrilatere' denilen Güney
Dobruca'yı ilhak etmiş. 1940'ta Alman-
lann ısran üzerine, Bulgaıiara geri veril-
miş bu bölge.
1. Dünya Savaşı'na 1916 yılında Itilaf
devletleri yanında katılan Romanya, ku-
zeyden Alman ve Avusturya-Macaristan
birtiklerinin, güneyden de Türk ve Bulgar
birliklerinin işgaline uğramış. Ordu, Mol-
davya'ya çekilmiş.
1. Dünya Savaşı'ndan en kârlı çıkan
devletlerden biri olmuş. Transilvanya ve
Besarabya'yı da ülkesine katan, Büyük Ro-
manya çıkmış ortaya..
Romanya'nın en pariak ve verimli dö-
nemi, I ve II. dünya sayaşlan arasında ka-
lan dönem galiba.. Şair Eminescu, kom-
pozitör Enescu ve Porumbescu, heykel-
tıraş Brankuş vb. sanat adamlan ile ro-
mancı istrati'nın ülkesinde, herşeyin 'toz
pembe' olduğunu söylemek kabil değil..
Zenginle fakir arasında korkunç bir uçu-
rum. Boyar denilen büyük toprak agala-
nna karşı köytülerce başlatılan ve kanlı bir
şekilde bastınlan 1907 ayaklanması. Ül-
kenin petrol zenginliği üzerine çöreklen-
miş yabancı şirketler, birkaç on tane si-
yasal parti ve bunlann arasında 2-3000'i
bulmayan üyesi ile Romen komünistferi.
Romanya, Almanya tarafindan, adeta
zorla II. Dünya Savaşı'na rrJlmiş. Rusya se-
ferine giden ordusu, perişan olarak Alman-
laria birtikte geri çekilmiş. 23 Ağustos
19441e Kızılordu'nun işgaline uğramış. Bu
kez de, elde kalan birlıkleri, Ruslar ade-
ta bir 'kalkan' olarak kullanıp Beriin'e ka-
dar ulaşmışlar.
Besarabya ve Moldavya, SSCB'ye git-
miş... Transitvanya, yenik Macaristan'dan
alınıp Romanya'ya bırakılmış.
Sovyet komiserlerinin, başta Vışinski ol-
mak üzere, kuvvet göstenleri ile birlikte
yürüttükleri ağır baskılar sonucu, bütün
partiler ortadan kaldınlmış, kral ülkeyi terk
etmiş ve Romanya, Caucescu'nun bili-
nen sonuna değin, Romanya Sosyalist
Cumhuriyeti süresini yaşamıştır.
• • •
Biz, Hırşova'da, Tuna'yı aşıp Kösten-
ce'ye vardığımızda, Romanya'da tam dört
yıl (30 Ağustos 1976-30 Ağustos 1980)
süren görevimiz süresince TC Köstence
Başkonsolosluğu bölgesine girmiştik...
Yarın: Dobruca-Türkler
ve Tatarlar
SAK ÜSTÜNDE MÜJDATGEZEN
Ben Aziz Nesin'i özledim...
ç m e s e n i z e
MSM
Cumhuriyet'teki bu köşeye gelen mektuplann
pek çoğu bizim okulun koşullarını ve durumunu
soruyor. Çok kısa anlatayım: 16-22 yaş arası lise
mezunu olmak ve iki aşamalı girış yetenek ve
genel küttür sınavlannı kazanmak yeterli. Tiyatro,
Şan, Gitar, Keman, Türk Halk Müziği, Klasik Türk
Müziği, Hafrf Müzik bölümleri var. Eğitim her gün
sabah sekiz, akşam on sekiz. Ayrıca: Cumartesi,
pazar 7-14 yaş grubuna tüm bölümlerde Hafta
Sonu Okulu ile 17-70 yaş grubu için her akşam
20.00-22.00 arası Akşam Okulu'muz var.
Telefonlannı vereyim: 348 80 72 - 73, (Faks: 74)
346 51 09. Ziverbey Durağı Kadıköy - İSTANBUL
MSM sınavlannı kazanarak dört yıllık eğitim
hakkını elde eden öğrencilerden dört yıl boyunca
hiçbir konuda hiçbir ücret talep edilmiyor. Mezun
olan öğrencilerden asistanlık sınavını kazananlar
okulda asistan olarak görev yapıyor ve beş yıl
sonra öğretmen oluyoriar.
Bunun böyle
olacağını
biliyordum. O'nu
bir gün ansızın,
durup dururken
zehir zemberek
özleyeceğimi ve
çaresiz
kalacağımı
biliyordum. öyle
de oldu.
Özlüyorum Aziz
Ağabey'i. İnsan
bazı acılara
giderek alışır.
Annem
öldüğünde, o
gece, Yaşar
Kemal bana
"Anne ölümüne
zor alışılır, buna
kendini hazıria"
demiş ve
annesinin
ölümüyle ilgili
anısını anlatmıştı. O gece Yaşar
Ağabey'le dört saatten fazla
konuşmuştuk. Daha doğrusu o
anlatmış ben dinlemiştim. Annemin
öldüğü gece beni en çok teselli eden
kişi Yaşar Ağabey olmuştu.
Aziz Nesin'in ölümünde de Leyla verdi
sakinleştirici
ilaçlan bana.
Zaman geçti,
unutur gibi olduk
acıyı. Ama ben,
bir gün ansızın
O'nu çok
özleyeceğimi
biliyordum. Ve bir
gün, Şile'de bir
otel odasında
geldi. Gözümde
tüttü Aziz
Ağabey. Bir
gazetenin
magazin
sayfasında
uygun bir boşluk
buldum. Şu şiiri
yazmışım:
"Tamam
geri gelecek
ama
bazı şartlar var"
deseler.
Çiğ timsah mı yemem
okyanuslan mı içmern
nehirieri yürüyerek mi geçmem
yaşamam mı boğazı tokluğuna?
Sen yeter ki geri gel.
Alışamadım yokluğuna.
27.7.95 Şile.
Güzel Sezen
Pazar'lık ve duvarlık sözler:
Düşûnüyorum, öyleyse durun.
"Hafta Sonu Gazetesi", insan
haklanna yaptığı tecavüzü yüzledim
diye aleyhimde olur olmaz şeyler
yazmıştı ya. Sezen Aksu açmış
telefonu, Yazı İşleri Müdürü Uğur
Güneri'ye: "Uğur, bu işi düzelt
sonra ilerde yaptığın haksızlıktan
dolayı çocuklannın yüzüne
bakamazsın" demiş.
Biz Sezen'le çok telefonlaşınz.
Sezen, bir ülkeye yüz yılda bir gelecek
ender sanatçılardandır. Üç dört dilde
söylenir şarkılan.
Yapmacıkstz, yalın, içten, dost
insandır. Benim üzülmeme üzülüp bir
gazetenin yazı işleri müdürüne tetefon
açacak kadar yüreklidir. Şu ülkede bir
avuç kadanz belki ama, bazan bu
kadan da yetiyor... Fazla olup
kirlenmektense az olup temiz kalmak
daha güzel.
Seni seviyorum Sezen
Bunu yazan Müjdat Gezen
Antolojilerin, Nâztm Hikmet ve
Orhan Veli'den sonra beni 'Büyük
Şair' olarak göstermelerini
alçakgönüllülükle karşılıyorum.
Yukandaki dizeleri inan çok kısa
sürede yazdım. Tabii kafiye tutturmam
kolay olmadı.
Sevdiğim
fıkralardan...
Diyorum ki, sevdiğim
fıkralardan arada
sizlere anlatayım. Eski
ama sürekli geçerli
olanlannı şöyle bir
ayıklayayım...
İki fukara hamal duvara
oturmuşlar,
ayakkabılarını da
Çikartmışlar
dinleniyoriar. Biri demiş
ki:
- Lan Hamza, senin
ayaklann benden
daha kirli
Ötekı yanıtlamış:
- Tabii oğlum, ben
senden beş yaş daha
büyüküm.
"SİZİ
seviyorum"
Bu iki sözcük son
zamanlarda özellikle
ekranlardan sıkça
kullanılır oldu. Bir de
"Kendinize dikkat
edin" var. İkisi de
Ingilizce kültürden geçti
bize. İkisi de yerinde
kullanıldığında çok
güzel. Ben kendi adıma
gerçekten, insanlan
çok seviyorum. Ama
hepsini değil. Ayınmım
var. Sonra anlatınm. Bu
haftalık bu kadar. Sizi
seviyorum. Ama...
Yazın
Gönderin
HAFTANIN ADAMI:
HAFTANTN KADINI:
HAFTANIN AKILLISI:
HAFTANIN APTALI:
HAFTANIN
POLtTÎKACISI:
HAFTANIN
TERBrYESlZt:
Haftanın
önemli
soru -
yanıtı:
- Eşekler
kumar oynar
mı?
-Evet,
genellikle
eşekler
kumar
oynar.
Ağır yazı
Epiktetos'un "stoisyen'' felsefesi insanı ne denli Pollyan-
nacılık girdabına itelese de. Falih Rıfkı'nın ta o zamanlarda
dediği gibi: "Her konçerto değişik kemanlarda a\ nı sesi ver-
mez." Bunu ne için söyledim? Platon kendi konumu içinde
eşcinselliği savunmadı ama, kendisi eşcinseldi. "Ne kuzguni
pelerinim anncceğim. ne de yaşulann giymesi adet olmuş
karalar..." William Sbakespeare, ünlü "Hamlefinin ağzın-
dan, babasının ölümüne duyduğu acıyı bu tümcelerle dile ge-
tirirken, o da Epiktetos ve Platon gibi iyimserlikle eşcinsellik
arasında gidip geliyordu...
Yazıyı daha fazla uzatırsam meraklanıp okuyacaksınız, iyi-
si mi keseyim.
Sakın benden böyle yazılar beklemeyin haaa. Zaten bekle-
yen kim?.. "Agır yaz da usta desinler" meselesi bana uymaz.
Ben FOBİ olsun diye yazıyonım. Pazardan pazara, güzel bir
tatil günû buradan karşılıklı ho^luklasalım. Mektuplanmzı:
MÜJDAT GEZEN - KADIKOY - İSTANBUL adresine
yazabilirsiniz. Bakarsuuz elime geçer.
Güzel bir hafta diliyorum. Yann pazartesidir. Sevgiyle...
Ekran gafları-.
Bizim MSM'nin fahri doktoru Selçuk Baran anlattı,
çok hoşuma gitti. Bu haftaki ekran gafına koydum.
Biraz gecikmiş ama, olsun.
Genç, film ve ses sanatçısı, bir televizyon
programında röportaj yapan sunucuya:
"Burnumdan devalüasyon ameliyatı oldum" demiş.
Okuyun: AŞK GECESİ - Honore de Balzac (Milliyet
Yayınlan)
Izleyin: DİKKAT YALÇIN MENTEŞ. Şişli G. Ülkü - G.
özcan Tiyatrosu.
Sevin: Basketbol Milli Takımı.