Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinkaya 9 Yaznşlerı Müdürlen:
fbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
0 Haber Merkczı Müdürü. Hakan Kara
• Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat. Cengiz
Yıldırım • Ekonomr Bülent Kızanlık
0 Kültür: Handan Şenköken # Spor:
Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami
Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Biigı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kımılu. tttuuı Sdçuk(Başkan),
Orhan Erinç, OkU> Kurtböke
Hilunel ÇetinkaYa, Şuknu Soner,
Ergun Balo, Dinç Trçuıç, tbrahim
Yıidız, Orhan Bursalı, MaıUfa
Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısr Mustafa Baibav 9 Haber Mudurü
Doğan Akın Atatûrk Bulvan No 125, Kat:4. Bakanlıldar-
Ankara Tel- 4195020 (7 hat), Faks. 4195027 • Izmır
Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S. 2 3 Tel
4411220,Faks: 4419117«AdanaTemsUcısLÇetinYiğeııoğ|u,
inönûCd 119S.Noi Kat:l,Tel 3522550, Faks 3522570
Müessese Müdûrü- Erol Erknt •
Koordmatör Ahmet Konıban 9
Muhasebe BûkntYenet •ldare
Hüseyin Cürer 9 t^letme Önder
Çelik • Bılgı-tşlem Nail tnal
Bl S ü
MEDYAC:»Yöoetım
Kurulu Ba$kanı-Genel
Müdur Gülbtn Erduran
9 Koordmatör Reha
Iptınuı 9 Genel Mudür
Bilgisayar Sıstem. Mürnvet Çiler Yardancısı Mioe Akdıg
MEDYA G : •
Yönetim Kurulu
Başkanj - Genel
Müdur Üstun
Akmen •Murahhas
üye Borı GöneiK
Yayımlayan ve Basan: Yetu Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncihk A Ş
Türicocagı Cad 1Q 4] Cağajoglu 34334 lst PK 246 Ulanbui Td (0/212) 512 05 05 (20 hatj haks (0 21J) 511 85 95 6ŞUBAT1996 Imsak: 5.37 Gûneş: 7.04 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.07 Akşam 17.33 Yatsı: 18.54 MEDYA C Tel 514 07 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61, Faks 5118466
Erbil. mide
kanaması
İSTANBUL(AA)-
Tiyatro sanatçısı ve
televizyon sunucusu
Mehmet Ali Erbil. mide
kanaması geçirerek
hastaneye kaldınldı.
Sabaha karşı saat 03.00
sıralannda rahatsızlanan
Erbil, eşi Nergis Kumbasar
tarafından l.U. Tıp
Fakültesi'ne kaldınldı.
btaıtbul'da hava
olçumlen
• İSTANBUL(AA)-
Istanbul'de son 24 saatte
yapılan hava kirliliği
ölçümlerinde Bağcılar'da
kükürdioksit ile duman,
Eyüp'te ise sadece duman
için belirlenen kısa vaadeli
sınır değerlerin aşıldığı
belirlendi. Istanbul Bölge
Hıfzıssıhha Enstitüsü
Müdürlüğü'nden yapılan
yazıh açıklamaya göre,
kükürdioksit için kısa
vadeli sınır olarak
belirlenen metreküpte 400
mikrogram değeri
Bağcılar'da 416 olarak
ölçüldü.
Ögretmen
kadroları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Milli Eğitim
Bakanlığı, Eğitim-Sen'in,
öğretmenlerin emekli
olması nedeniyle
kadrolann boşaldığı
yolundakı açıklamasının
gerçegi yansıtmadığını
ileri sürdü. Bakanlık, 1995
yılının başından bugüne
kadar 24 bin ögretmenin
emeklilik işlemlennin
tamamlandığTnı, emekli
öğretmenlerden boşalan
kadrolara da 25 bin yeni
ögretmen alındığını
bildirdi.
Havana'da
Atatürk büstü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Istanbul
Esenyurt Belediyesi
tarafından yaptınlarak
Küba'ya gönderilen
Atatürk büstü, başkent
Havana'nın Vedado
semtinde yer alan bir parka
dikjldi. Dışişleri
Bakanlığı 'ndan edinilen
bilgilere göre 30 ocak
tarihinde gerçekleştirilen
açılış töreninde iki ülke
milli marşlan çalındı ve
Türkiye'nin Havana
Büyükelçisi Aykut Berk ile
Havana Belediye Meclisi
Başkanlığı yetkilileri şeref
kıtası eşliğinde büste
çelenk koydu.
İstanbul'un
yangm bilançosu
• İSTANBUL(AA)-
Istanbul'da geçen yıl
meydana gelen toplam 7
bin 284 yangında 57 kişi
hayatını kaybederken,
yaklaşık 600 milyar liralık
zarar oluştu. Geçen yıl
yangının en çok Şişli,
Fatih, Kadıköy, Usküdar
ve Bakırköy'de en az ise
Avcılar, Halkalı,
Küçükçekmece ve
Sefaköy 'de meydana
geldiği öğrenildi.
Emniyefin
yarışması
• Istanbul Haber Servisi-
lstanbul Emnıyet
Müdürlüğü, ilkokul
öğrencileri arasında
"2000'li yillarda nasıl
polis amcalar ve ablalar
görmek istersiniz
çocuklar" konulu bir
yanşma düzenledi.
Emniyet Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamaya göre
Emniyet Teşkilatı'nın 151.
kuruluş yıldönümü
nedeniyle düzenlenecek
yanşma resim, şiir ve
kompozisyon dallannda
yaptlacak.
dagcı kayboldu
• BURSA(AA)-Uludağ
Volfram Madeni
yakmlanndaki buzluklara
tırmanmak isteyen 2
profesyonel dağcıdan
haber alınamıyor. Dağcılık
Federasyonu yetkilileri,
Istanbul Bölgesi
dağcılanndan Ümit
Babalık ve Utku Aynlmaz
adlı dağcılardan haber
alınamadığTnı bildirdiler.
Kayrp dağcılan bulmak
üzere, Uludağ Jandarma
Karakolu'ndaki kurtarma
timi. kar motorlanyla
bölgede arama
çalısmalanna başladı.
Prof. Mehmet Sağlam, korsan üniversitelerin halkı aldattığını öne sürdü
Üraversitede diploma oyunuEMtVEKAPLAN
ANKARA - Yabancı üniversıtelenn
Türkiye'de şubelerini açan ve "korsan
üniversite'' olarak adlandmlan
kuruluşlann, işbirliği yaptıklannı ıddia
ettikleri yabancı üniversitelen de
aldattıklan ortaya çıktı. Yüksek Öğretim
Kurulu (YÖK) Genel Kurulu ve Yürütme
Kurulu üyesi Prof. Dr. Mûmin Köksoy,
yapılan araştırmalarda, ilgili
üniversitelere, Türkiye'deki şubelerinden
mezun olacak öğrencilere verilecek
diplomalann denkliğinin tanınmayacağı
konusunda bilgi verilmediğinin
belirlendiğini söyledi.
Yasal dunımu gizliyoriar
YÖK, yabancı üniversitelerin Türkiye'de
şubelerini açan ve diploma vaat eden
kuruluşlann yasal zemine oturtulması
için çahşmalannı sürdürürken, söz
konusu 5 kuruluşun, işbirliği yaptıklannı
iddia ettikleri yabancı üniversitelerden
• YÖK Genel Kurulu üyesi Prof. Mümin Köksoy, korsan
üniversitelerin yabancı üniversiteleri de aldattıklannı kaydederek
"Bu üniversitelerin, diplomalannın denkliğinin tanınmayacağı
konusunda verilen bilgiden haberlen yok" dedi.
Türkiye'deki yasal durumu gizledikleri
ortaya çıktı. YÖK Genel Kurulu ve
Yürütme Kurulu üyesi Prof. Mümin
Köksoy yaptığı açıklamada, Ingiltere'de
araştırma yaptıklannı, bunun yanı sıra
Özel Uluslararası Bilimler Merkezi
(ISIS), Doğuş lleri Eğitim Kurumu,
Beykent lleri Eğitim Kurumu, Biltek lleri
Eğitim Kurumu ve Atılım Grubu'nun
şubelerini açtıklan London ve
Portsmouth üniversiteleri, Oxford
Brookes Üniversitesi, Liverpool John
Moores Üniversitesi, Southeastem
University Business Management ve
New England Üniversitesi ile ülkelerinin
üniversitelerle ilgili üst kuruluşlanna yazı
gönderdiklerini söyledi. Köksoy,
üniversitelerle yapılan yazışmalarda,
Türkiye'de üniversite açılabilmesi için
nelerin gerektiği ile yasal durumun ve
YÖK'ün görevinin anlatıldığını belirterek
şunlan söyledi: "İlgili üniversitelere,
şubelerinden mezun olacak öğrencilere
YÖK'ün denkük vermediğini ve şubelerin
yasal olmadıgını anlattık. Bize geien
vanrtlarda, bu üniversiteierle üst
kurullann Türkiye'deki yasal durumdan
haberdar edilmedikieri, yasaya aykın
olarak kurulduklan ve diploma
denkliğinin verilmeyeceği konusunda
bügilendirilmedikleri anlaşıku."
'Yabancılan da aldatmışlar'
Ingiltere'de Türkiye'den farklı bir
yükseköğretim sisteminin uygulandığını
anlatan Köksoy, liseyi bitiren öğrencilerin
hazıriık sınıfı eğitiminin ardından
üniversitelere gidebildiklerini kaydetti.
Köksoy, "korsan üniversite'' olarak
adlandınlan kuruluşlann, Milli Eğitim
Bakanlığf ndan alınan kurs belgesiyle
yabancı üniversitelere "hazıriık snun"
eğitimi verdiklerini söylediklerini
vurgulayarak " Yabancı üniversiteleri de
aldatnuşlar" diye konus.ru.
Sağlam: Meşnı değiller
Eski YÖK Başkanı ve DYP
Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr.
Mehmet Sağlam, yabancı üniversitelerin
şubeleri adj aitında verilen eğitimin
aldatmaca olduğunu vurgulayarak,
anayasa ve 2547 sayılı YÖK Yasası'nda
üniversite kurulabilmesi için gerekli
koşullann açıkça belirtildığini kaydetti.
Sağlam, "Söz konusu kuruluşlar, meşnı
obnadıklan halde bunlan yapıyoriar.
Meşnıluk kazandırddıklan zaman ne
yaparlar Idm bilir? Türkiye nereye
gklryor?" diye konuştu.
îyice çürüyen kent, her yıl birkaç milimetre sualtına doğru gidiyor
Venedik ölümün pençesindeKiiltürSmisi-Geçen haf-
ta pazartesi günü Venedik'te
tarihi La Fenice opera bina-
sını birkaç saat içinde yerle
bir eden yangm, çöktü çöke-
cek denen Venedik'in sonu-
nu getirmeye yermedi ama,
Venedik' in ne denli zayıf te-
mellere dayandığmın bir ka-
nıtı oldu. Venediklilerin yan-
gını söndürme girişimleri
ise başlı başına acıklı bir gül-
dürüydü; kentin modern
dünyaya ayak uyduramaya-
cak denli 'narin' yapısı açı-
ğa çıktı.
Itfaiyelerin yangın yerine
çabucak ulaşmalanna ne Ve-
nedik'in olmayan yollan, ne
çamurlu temeller üzerine
oturrulmuş küçük bir kale
gibi duran La Fenice'nin
ufak tefek giriş kapılan ola-
nak verdi. La Fenice'nin çey-
resindeki kanallar temizlik
çalışmalan için kurutuldu-
ğundan, su yollan da olanak
vermedi geçişe. Kanallar do-
lu olsaydı da pek farketme-
yeceko gerçi: Venedik'in ça-
murlu sulan, bu kez de o al-
çak köprülerinin altından ge-
çişini engelleyecekti itfaiye
motorlannın. Kısacası, yan-
gına yetişmeye çaüşuken bir
itfaiyecinin gözünü yaşar-
tacak derecede kötüydü tüm
koşullar. Kolayca öteki bina-
lara sıçrayabilecek denli bir-
birine yapışık, ahşap binalar
da cabası.
Elveda Venedik!
Venedik, sular üzerinde
ama, La Fenice yangınının
da kanıtladığı gibi, 1666 yı-
lında yangınla yerle bir olan
Londra'yla aynı kaderi pay-
laşabileceğı olasılığı hiç de
uzak görünmüyor. ttalya
Çevre Bakanlığı'ndan Gi-
anpiero Zuchetta şöyle bir
açıklama yaptı: "Yanguun
oiduğu pazartesi günü çok
riizgarb bir gün değMdi. Eğer
öyle olsaydı, alevler denizin
kjyısındaki binalara kadar
yayıiabilirdi. Bu da ne de-
mek? Elveda Venedik!"
18. yüzyıldan bu yana ya-
vaş yavaş 'çürüyen' Vene-
dik'in yaşadığı yangın, ken-
ti tehdit eden canavarlardan
yalnızca birisi. Venedik'in
güzelliği, kenti zamanın acı-
masızlığından korumaya yet-
miyor. Adriyatik denizinin
kuzeyinde, bir yandan ken-
ti modern koşullara uydur-
mak isteyenlerin, bir yan-
Çürüme de 'Venedik
gizemi'nin vazgeçilmez
bir parçası. Byron'dan
bu yana pek çok şair
Venedik'in yavaş yavaş
çoküşüne unutulmaz
ağıtlar yaktılar, ilahiler
söylediler.
18. yüzyıldan bu vana yavaş yavaş 'çürüyen' Venedik'te geçen hafta yaşanan yangın,
son yıllarda kenti tehdit eden canavarlardan yalnızca birisi.
dan kentin dokusunu boz- sağlarken, bir yandan datan- bugündür kente sürekli pa-
mak istemeyen nostaljikle-
rin tartışrnalan arasında, çü-
rümeye yüz tutmuş bir ceset
gibi duruyor Venedik. Gü-
neşli günlerde panldayan,
ama öte yandan lağım koku-
sundan, pislikten geçilme-
yen Venedik kanallan, ken-
tin durumunun aynası gibi.
TurizmJe ayakta
duruyor
Venedik turizmle ayakta
dururken, hemen yanı ba-
şındaki iki dev endüstri mer-
kezi Marghera ve Mestre,
İtalya'daki en büyük petro-
kimya fabrikalanna evsa-
hipliği yapıyoriar. Bu kent-
lerin tanker limanı, rafine-
rileri, kirnya fabrikalan en az
bir 15 bin kişiye iş olanağı
kerler nedeniyle çok yoğun
bir deniz trafiğine yol açtık-
lan için Venedik'in çamur-
lar içine gömülmesine ve
kanallannın atıklarla dolma-
sına neden oluyorlar.
Işin ilginç yanı, bu çürü-
me de 'Venedik gizemi'nin
vazgeçilmez bir parçası.
Byron'dan bu yana pek çok
şaır Venedik'in yavaş yavaş
çoküşüne unutulmaz ağıtlar
yaktılar, ilahiler söylediler.
Thomas Mann'ın sayesin-
de Venedik ve ölüm, insan-
lann aklına eşanlamlı ola-
rak yerlişti.
Venedik'i kurtarma ope-
rasyonlan ise, özellikle 1966
yılının kasım ayında kenti
mahveden selle birlikte baş-
ladı. Italyan hükümeti, o gün
rasal destek vereceğini ve
sellerden, yangınlardan ko-
rumak için her türlü bakım
ve onanm çalısmalanna ön-
cüliik edeceği konusunda
bitmez tükenmez sözler ver-
di. UNESCOda Venedik'i
korumak ıçın fon oluşturdu.
Iyi niyetli çauşmalar~
Ancak bu gibi iyiniyetli
çalışmalann kente pek fay-
dası olmadı. Venedik'te ger-
çekleştirilen son büyük 'ba-
kım' çalışması, 1970'li yıl-
larda Marghera ve Mestre
kentlerinin su gereksinim-
leri için Venedik'i yavaş ya-
vaş kurutmasını engellemek
için iki suyolu kemerinin in-
şası olmuştu. Bu çalışmalar.
Venedik'in sular aitında ka-
lacağı korkusuna şimdilik
bir son verdi ama bu endüst-
riyel kentlenn yol açtığı kir-
lenmeye bir son verileme-
di. Venedik, herşeye rağmen
her yıl birkaç milimetre su-
altına doğru gidiyor...
Kaa için37imza
Venedik, mimari ve sa-
natsal yapısını muhafaza et-
mek isteyen idealistler, so-
nınlan çözmeye çalışırken
kentin doğal dengesinin bo-
zulduğunu söyleyen çevre-
ciler ve olaya iş olanaklan
açısından yaklaşan sendika-
cılar arasında gidip gelen si-
yasal tartışmalann odağı ha-
linde. Venedik'tebirsokak
kazmak için örneğin, yerel
ve ulusal düzeyde 24 yetki-
li merciden 37ayn imzage-
rekiyor.
Venedik, üçkağıtçı beledi-
yelerin yönetimi aitında da
çok zaman kaybetti. Ne Hı-
ristiyan Demokrat Paro ne de
Sosyalist Parti, Venedik için
elletutulurbir şey yaptı. Hat-
ta Sosyalist Parti'nin Dışiş-
leri Bakanı Cianni De rVlic-
he&'in 1989 yılmda verdi-
ği izinle Pink Floyd'un San
Marco meydanında verdiği
dev konser çevredeki bina-
lara aşın titreşimden büyük
zarar verdi.
1993 'ten bu yana ise, Ve-
nedik. Massimo Cacciari
adında, Venedik'in yerlisi
bir solcu entelektüelden so-
ruluyor. Cacciari'nin son yıl-
larda Venedik'e bir parça
düzen getirdiği söyleniyor.
Çoğu Venedikli, kentin
sorurdanyla yaşamaktansa,
Venedik'i terketmeyi yeğli-
yor. Ikinci Dünya Sava-
şı'ndan önce 170 bin nüfus-
lu olan Venedik'te bugün 70
bin kişi yaşıyor. La Feni-
ce'nin yanması, Venedik'in
durumunu yine gündeme ge-
tirdi. Vali Cacciari'nun um-
duğu gibi iki yıl içinde res-
tore edilse bile, ne La Feni-
ce'nin ne de Venedik'in ar-
tık eskisi gibi olmadığı duy-
gusu varkentte. Ferdinando
Camon. La Stampa gazete-
sine yaptığı açıklamada du-
rumu özetliyor muydu yok-
sa?.."Yanguu söndürürken
ne kadar cesur görünüyor-
iardı! Ölümle pençeleşen bir
hastanınçevresindeki dok-
torlargibi_ Teşekküretmek
istiyoruz onlara, ama hasta
yinedeötecek_"
Prof. Mustafa Cürel
'Mikrop yaşamı
kolaylaştınyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-21. yüzyılda mar-
ketten mikrop eti satın alı-
nabileceği bildirildi. Adnan
Menderes Üniversitesi Mik-
robiyoloji Anabilim Dalı
öğretim üyesi Prof. Dr.
Mustafa GüreL " Bu etin ne
eti tadında olmasını ister-
sek o tatta olması da oiası-
du-"dedi.
Gürel, binlerce mikroor-
ganizmadan yalnızca 100
kadannın zararlı olduğunu
vurgulayarak "Eğer mik-
roorganizmalar yeryüzün-
den kaldınhrsayaklaşık iki
yıl içinde yasamın bitecegi
hesaplanmaktadır" diye
konuştu.
Mustafa Gûrel, mikroor-
ganizmalann önemine işa-
ret etmek için plastiklerin
yarathğı çevre kirliliğini ör-
nek gösterdi. Mikroorga-
nizmalann canlı atıklan çü-
rüterek bitkilerin kullanı-
mına sunduğuna dikkat çe-
ken Gürel, çevre kirliliğinin,
plastiği parçalayacak mik-
rop türlerinin olmaması ne-
deniyle ortaya çıktığını be-
lirtti. Gürel, gen mühendis-
liğinin, birçok maddeyi bak-
terileri yönlendirerek üret-
mek için çalıştığını belirt-
ti. Mikrop gücünden yarar-
lanmayı mümkün kılacak
bir buluşun daha büyük dev-
rim olacağını söyleyen Gü-
rel, şöyle devam etti:
"Ucreti,grevi,tophısâdeş-
mesi, dinlenmesi olmayan,
çok hıztı çauşan mikrobun
gücünden yararlanan top-
lumlar. her aianda insan va-
şamını daha kolay kılabil-
mektedir."
SEYAHATNAME YAVUZGÖR
1940ların Ankarası...
C
elal, Ziya ve ben, Kürt Meh-
met'in Posta Caddesi'ndeki
meyhanesini belledik, neden-
se.. Bazen şiş kebabı tabağının için-
den hamamböceği çıkabilir, amma 19
yaşında iken buna aldıran olmaz.
Yandaki masada "şairler" içiyor.
Meiih Cevdet, Oktay Rifat Orhan Vfe-
li, Ercüment vb. Bir de yaşlı, çok di-
yoptri gözlüklü bir adam var yanlann-
da: Nurullah Ataç...
Birkaç gece sonra bunlar bizi "sivil
hafiye" filan sandılar galiba... Ziya işi
halletti. Yavaş konuşmalanna gerek
kalmasın da biz de kulak misafıri ola-
lım, diye...
Kim olduğumuzu söyledi...
Biraz parâanınca, Karpiç'te keman
çalan Macar kızını dinlemeye gidiyo-
ruz.. Devrin bakanlan, milletvekilleri, In-
giliz, AJman, Rus memurlan, casusla-
n.. Herkes burada..
Rus gömleği, hafif sürçen ayağı ile
Baba Karpiç, bizden memnun. "GeVıç-
leri severim.." di-
yor, toprağı bol ol-
sun...
Franko'dan ca-
nını kurtarmış bir
Ispanyol piyanist
var, arkadaşımız.
Inanmayacaksınız,
amma adı Jose
Fandinio Maria
yelSabater... Ak-
şam üzerleri, Kar-
piç'inbannda,Ar-
jantin tangolan ça-
lıyor, iş bitip ken-
disini bulvardaki
karların üstünde
bulunca ıslıkla bir
şeytermınldanıyor
"Entemasyonal"...
Tango atmak için "Tabarin Bar"a gi-
diyor, bizim İspanyol...
Bir süre Anadolu Ajansı'nın Fran-
sızca tercüme bölümünde gece
08.00'den sabahın körüne kadarAFP
bültenlerini çevirdim.
"HarkofDüştü".. "HarkofGeriAlın-
dı".
Bizim bültenlerde her ikisi yan yana
basılıyor. Bitaraf ülkeyiz... Ajansta
TASS, Reuter, DNB (Alman Haber
Ajansı) UP vb'nin temsilcileri, dolaşıp
duruyor odalarda. Hepsi de kendi ha-
berini öne geçirme çabasında, ama pa-
buç bırakan yok.
1945. Almanlar teslim oldu. Ağus-
tosta Japonların kafasında patladı kı-
yamet günü...
Savaş bitti.. Rahat mı ettik? Yooo..
Bir süre sonra, "Ruslarşunuistiyor,bu-
nu istiyor..." Türkiye yalnız... Mamak
yönünden doğuya giden trenler görü-
yoruz. Içleri asker dolu... Dağ batar-
yalan var platform vagonlannda.. Sov-
yetler, büyükelçilerini geri çektiler.
"Devletbaşa, kuzgunleşe", "Gele-
cekleri varsa görecekleri de olur" de-
niliyor...
Nihal Atsız davasında, bizim okul-
dan da beş kişi "sorumlu" tutuldu. Bi-
rer yıl gündüzlüye çıkanldılar.
Yaz aylannda üniversite öğrencileri
"askeriikkampı"na çıkardık.. Bunlar-
dan birinde, nasıl olduysa oldu, bir
gün "Buyemeklerçokkötü, yemeye-
lim!" sözü dolaştı ortalıkta... Öğle ye-
mekleri, masalann üstünde kaldı... Bir-
iki saat sonra, Inönü, yaverleri ile,
dörtnala geldi kampa ve bize bir "fır-
ça" attı ki... Akşam üzeri, bir "askeri
tevkifhane"aracı geldi. Dil Tarih Coğ-
rafya Fakültesi'nden biröğrenciyi alıp
gittiler...
Olayın tahrikçisi olmakla suçlanan
bu çocuğun, sesıni çıkardıgını biıen
de yoktu, ama "solcuymuş" denildi.
Yemeklerdüzeldi...
•••
İki yıl "rötarla eninde sonunda Mül-
kiye'yi bitirdim.
Mali şube me-
zunu olduğum
için, hemen Ma-
liye Bakanlığı'nda
göreve başladım.
YıM948... Kasım
ayı.
Bumesleğealı-
şıp ısınmadan
uzaklaştm.. inan-
masızor, ama bu-
nun iki başlıca ne-
deni oldu:
"Femil Bağla-
rı" ve "Marshall
Planı"...
Birhaftalıkstaj-
yer iken elime bir
dosyaverdiler. İs-
tanbul'da, "femil bağlan" yapan bir
Musevi vatandaşa, 15.000 TL. "mu-
amele vergisi" kesmişler. Adam itiraz
etmiş. Itirazı ben inceleyeceğim... Ka-
nun, "tağyir" unsuru anyordu. Oysa,
bu mahut "bağlar", birgazlı bezin içi-
ne pamuk doldurup dikmekten ibaret-
ti.
"Vatandaş haklıdır" diye bir "derke-
nar" yazdık. Umum müdür çağırdı.
"Daima Hazine haklıdır" gibisinden
bir öğüt verdi.
Gençlik bu ya.. "Ben bu işi yürûte-
meyeceğim" diye tutturdum.
Bakanlık, müsteşarı çağırdı. İyi li-
san biliyormuşum... "Amerikan yar-
dımlan" başlıyormuş... Bu konu ile il-
gilenecek yeni bir devlet bakanlığı ku-
rulmuş. Beni oraya "raportör" gön-
derecek.
"Femil bağlan" ile boğuşmaktansa
Marshall Planı ile güreşiriz, ne ya-
palım?
Yarın: Meslek Deği$tirmek
Uluslararası Bilim Olimpiyatı'na katılacak öğrenciler kampta
Başarmın m*ı% çafaşmaktan ze\k almak
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - Bilim Olimpiyatı ekibinin
kampında deniz, güneş, disko ve kızlar er-
kekler yok. Bu kampta kâğıtlar, rakamlar, for-
müller, kara tahta, kitap ve kısacası ders var.
TÜBİTAK tarafından yapılan sınava ka-
tılanlar arasından seçilen başaniı öğrenci-
ler; yanşacaklan matematik, fizik, kimya,
biyoloji ve bilgisayar dallanna aynldılar.
14-27 ocak tarihleri arasında Antalya'da
Gençlik Spor Vakfi Oteli'nde kampa alınan
matematik dalı için 25, fizik dalında 14,
kimya dalında 14, biyoloji dalında 15 ve
bilgisayar dalında da 7 öğrenci 1996 Tem-
muz ayında yapılacak Uluslararası Bilim
Olimpiyatı'na hazırlandılar. Çeşitli üniver-
sitelerin öğretim üyelerince ders verilerek ha-
zırlanan öğrencilerin başaniı olduklan be-
lirtiliyor. Günde 9 saat yoğun ders program-
lanyla hazırlanan öğrenciler, haftada bir gün
tatiî yaptılar.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Okan Tekman, öğrencilerin standart
problem çözümü değil, çok ince aynntıyı ya-
kalayıp onunla problcmi sonuçlandırması
gerektiğini, bunun eğitimine ağıriık verdik-
lerini anlatıyor. Tekman, "Bu kamplarda
Antalya'da düzenlenen kurslardan sonra bir aşama sınavı yapılacak. Böylece ulusla-
rarası Bilim Olimpiyatı'na katılacak Türkiye ekibi belirienecek.
öğrencilere özellikle lise müfredaü dısuıda-
ki konularda bilgilendinneyi, onlara prob-
lemier üzerinde uzun süre konsantre olarak
düşünmeye ahştumayı amaçlryoraz. Yoğun
dersler dışında sosyal etkinlikkre de yer ve-
rilmektedir" dedi.
Öğrencilerden Orçun GökseL uluslarara-
sı bir başan elde ederek Türkiye'yi en iyi şe-
kilde temsil etmek istediklerini belirtirken
üniversitede bilgisayar üzerinde eğitim gör-
mek istediğini söylüyor. Umut Akdemir ise
ders çalışmayı bir zevk haline getirdikleri-
ni, tüm öğrencilere de bunu önerdiğini dile
getiriyor. Akdemir, elektrik- elektronik da-
lında eğitim görmek istiyor. Türkiye'de bir-
çok üniversitenin bulunmasına karşın öğren-
ciler "En iyi olarak zaten 3-4 üniversite var.
Bilkent,ODTÜ, Boğazici ve Hacettepe. Bun-
lann dışındakiler üniversite sayılmaz" diye
görüşlerini dile gerirdiler. Kampa davet edi-
lenlerin ağırlıklı olarak kolej öğrencileri ol-
ması dikkati çekiyor.
Bu kurslardan sonra yapılacak bir aşama
sınavından sonra Uluslararası Bilim Olim-
piyatı'na katılacak Türkiye ekibi beliriene-
cek. 1996 Temmuz ayında 37. Uluslararası
Matematik Olimpiyatı Hindistan'da, 27.
Uluslararası Fizik Olimpiyatı Norveç'te, 28
Uluslararası Kimya Olimpiyatı Rusya'da,
7. Uluslararası Biyoloji Olimpiyatı Ukray-
na'da ve 8. Uluslararası Bılgisayar Olimpi-
yatı da Macaristan'da düzenlenecek.
TÜBİTAK yetkilisi Haluk Yüce, ulusla-
rarası olimpiyatlarda birincilik alan öğren-
cilere TÜBÎTAK tarafuıdan bilim adamla-
nna verilmekte olan teşvik ödülünün tama-
mı kadar, ikincilik alanlara bunun yüzde
80'i kadar, üçüncülük alanlara yüzde 60'ı ka-
dar, mansiyon alanlara da yüzde 40'ı kadar
para ödülü verileceğini, aynca her öğrenci-
nin de TÜBlTAK'ın üniversite lisans bur-
siyeri olmaya hak kazandığını bildirdi.