29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6ŞUBAT1996SAU OLAYLAR VE GORUŞLER İlköğretimdbn Temel Eğitime RIFAT OKÇABOL Boğazıçı Ümversıtesı K ımı >abancı sozcukJenn Turkçe karşılıklannı de- ğışık bıçımlerde kullan- dığımız oluyor Eğıtım alanındakı kullanımdan çarpıcı bır ıkı örnek he- men \enlebılır Nedense îngılızce'dekı primarv (ılk) (education (eğıtım) kavra- mına ilkeğm'm yenne tngılızce'dekı te- achingsozcuğunun karşılığı olan oğretim sozcuğunu kullanarak ilkoğretim dıvo- ruz Ozgun kullanımda eğıtım sözcuğu bulunan başka kavramlara da ortaöğre- tim, yuksekoğretim, ikili oğretim dı yoruz Apprenticeship (çırak. çıraklık) training (yetıştırme) yenne de bu kez çıraklık eği- timikullanılıyor Ingılızce'deayn ıçenk- lı kavramlar olan in-service (hızmetıçı) education ıle in-service training kav ram- lanna da tek karşılık vermışız Hizmeti- çi eğitim. Oysa eğıtım ıle yetıştırme ara- sında önemlı aynm vardır ve UNESCO bu aynmı şoyle belırtmektedır Eğrtim. her meslek için gerekli bilgile- ri, ahlaki-manevı değerlen ve anlav ışı ge- ttştirme ereğını guden etkınlıkler olarak yorumlanır. Eğitimin amacı, gençlere ve yetişkinlere, içinde yaşadıklan toplumu etkileyen gelenekler ve duşunceler, kendi kültürleri ve başkalannm kuhurieri, do- ğa yasalan uzerinde bir anlayış geliştir- mek ve Uetişimde temel sayüan veöbur be- cerileri kazandırmak için zorunlu olan koşullan sağlamaktır. Yetiştirme isebir kimsenin beiirli bir işi gereğince yapabümesi için koşul olan tu- tumlann, bilgüerin ve becen kalıplarının gettştirilmesi demektir (UNESCO, Yetiş- kin Eğitimi Terimkri, Çev. A.F. Oğuzkan, Ankara, 1985,17). Sozluk anlamıyla oğretim bellı bır amaç ıçın gereken bılgılen verme ışıdır GenellıkJe Arapça kokenlı tedrts, tedri- sat ve talim sozcukJen yenne kullanıl- maktadır ve eğıtım sozcüğunden çok Tûrkçedekj kullanım bıçımıyle yetıştır- me (training) sözcuğune daha yakındır UNESCO'nun, ılköğretımden yetenn- ce yararlanamamış yetışkınlenn yaşam- lannda gerekJı olacak eğıtıme basicedu- carion-temeleğirimdemesınden sonra bu kavram gıderek çocuk eğıtımınde de kul- lanılır olmuştur Bızde bu bağlamda te- mel eğıtım kullanımı, alışılmış beş yıllık oğretımın ötesınde bır anlamla. 1971- 1972 öğretım jılında Mıllı Eğıtım Ba- kanlığı'nın 18 okulda Teme! Eğıtım Ya- tılı Bolge Okulu denemesıyle başlamış- tır Sonra bu kavram, uçuncu beş yıliık plana ve 1973 yılında kabul edılen 1739 sayılı Mıllı Eğıtım Temel Kanunu'nagır- mış, 24 Hazıran - 4 Temmuz 1974 tan- hınde yapılan IX Mıllı Eğıtım Şûrası'nın gundemını oluşturmuştur Nedense, 1983 yılında 1739 sayılı yasada yapılan bır değışıklıkle temel eğitim kavramından iiköğretim kavramına gen donulmuştur Yunus Emre, bır bakıma bugünun te- mel eğıtım anlayışını yuzyıllar oncesın- den ıkı satıra sığdınvermış "Uim iBm bil- mekrjr, ilinı kendini bilmektir/sen kendi- ni bilmedin ya nice okumaktor" demıştır Kendını bılmenın bırboyutu "haddini bilmek" ve alçakgonüllu olmaksa obur bovutu kışının kendı yeteneklennm ay- nmına vanp kendını olabıldığmce gelış- tırmesı değıl mıdır9 Ancak, toplumlann bu anlayışa gelmelen kolay olmamış yuzyıllar sürmuştür Geçmışte eğıtım de- ğıl oğretim vardır Temel oğe bırey değıl toplumdur Oğretımde amaç bıreyın eğı- tılmesı değıl toplumsal oğretının çocuğa aktanlmasıdtr, bıreyın kendısını tanıma- sı -bılmesı değıl, toplumu bılmesı toplu- mun bır kopyası olmasıdır Bu oğretım- de toplum (topluma egemen olanlar) ıçın ne onemlıyse ve yeterlıyse oğretim onun- la sınırlı kalmıştır Uzun bır sure, toplu- mun ıçınde bulunduğu ınanç sıstemı bu oğretımde en buyuk payı almıştır Top- lum gelıştıkçe dın oğretısı, gereksınım- len karşılayamaz olmuş, okuma-yazma ve hesap konulan da oğretıme eklenmış- tır Gun gelmış, orneğın Almanya'da 1763 ve Fransa'da 1793 yıllannda top- lumsal gereksınım ılkoğretımın zorunlu olmasını gerektırmış, gıderek tanh ve coğrafya gıbı pek çok değışık konu oğ- retim programına katılmıştır tlkoğretımdekı bu gelışmeler, Batı dunyasındakj başka gelışmelerde gorul- duğu gıbı, gecıkerek de olsa Osmanlıyı da etkılemıştır Osmanlılaraskerbırulus olduklanndan, yenılık gereksınımlen de once askersel alanda duyulmuştur Batı- dakı benzer okullar nıtelığınde olan ılk eğitim kurumu 1773 yüında askeri deniz okulu olarak (Muhendıshane-ı Bahn-ı Humayun) açılmıştır Ilkoğretımın zo- runlu olması duşuncesı II. Mahmut za- manında 1824 yılında gundeme gelmış, 1839 yılından sonra 4 yıllık zorunlu ıl- koğretımın uygulanmasına ve yaygınlaş- tınlmasına çalışılmıştır Vakıflara bağlı ve dın oğretımı ağırlıklı mahalle mek- tepleri'nde değışım ve gelışım guç ola- cağından, Batı ülkelenndekı konulan da ıçerecek ılkokullar (mektebı ıptıdaıler) Eğıtım Bakanlığı (Maanf Vekâletı) tara- fından 1800'lu yıllarda açılmaya başlan- mıştır İlkokul sonrası eğıtım veren Ruş- tıyelenn ılk programındakı dersler (Arapça Sarf ve Nahıv, Nuhbe-ı Vehbı, Farsça ve Tuhfe-ı Vehbı Turkçe tnşa, Hat, Lugat, Ahlak) bu okullardakı oğre- tımın nıtelığının bır göstergesıdır Hen- dese (geometn), coğrarya ve tanh gıbı dersJer daha sonralan Ruşdıye program- lanna gınnıştır 1913 yılında çıkan geçıcı iiköğretim yasası, ilkokul ıle ortaokulu (ıptıdaı ıle Ruşdıye) bırleştırerek ılkokulun otesın- de oğrenımı ıçeren iiköğretim kav ramını getırmış, bu oğretımın zorunlu ve para- sız olacağını vurgulamıştır Bırkaçı dı- şında bugunun gelışmış ülkelen daha İ 900'lenn başmda beş yıllık zorunlu eğı- tımı hemen butun çağ çocuklanna yay- gınlaştırmışken, Osmanlılann nmrası ola- rak, 1923 yılında ılkokulda okuyan ço- cuk sayımız ancak 342 bıne ulaşabılmış- tır Batı heryenjhkte bılımsei ıçenklı ders- lenn sayısını arttırmış, eğıtımdekj bılım- sel ağırlık toplumdakı gelışmeyı, değış- meyı hızlandırmıştır Bu süreçte iiköğre- tim kavramına çocuğun toplum ıçın ye- tıştınlmesı yanında çocuğun bır ust oku- la hazırlanması boyutu da eklenmıştır J J. Rousseau'dan başlayarak özellıkle ın- sancıl (humanıst) duşünurlenn katkıla- nyla öğretmen odaklı (dolayısıyla top- lum odaklı) oğretim gıderek yennı ço- cuk odaklı-öğrenen odaklı eğitime bırak- mıştır Boylece Batı'da eğıtım oğretımı aşmış, çocuğa bır şeyler oğretılmesının yanında kışılığını gelıştırmesı, kendını tanıması ve kendısını gerçekleştırmesı, ulaşabıleceğı en ust duzeye çıkması, onem kazanmıştır Hemen butun devletlenn demokrası, ınsan haldan ve eğıtım hakkı gıbı evren- sel değerlen benımsemesıyle temel eğı- tım, çocuklann kendılennı çevrelennı doğayı ve dûnyayı tanımalan, kışılıkle- nnı gelıştırmelen, yaşama hazırlanmala- n ve ınsanca yaşayabılmelen ıçın gerek- li gorulen eğıtım anlamında kullanılma- ya, toplumlann gelışmışlık duzeyıne bağlı olarak da en az 8 yıl olarak uygu- lanmaya başlanmıştır Gunluk kullanımda eğıtımle ılgılı kav- ramlar, Uetişim kurmakla yeterlı olmak- tadır Ancak, kımı duyarlı durumlarda eğitim ıle oğretim sozcuklennı seçıp kul- lanırken ozen gostermekte yarar vardır ARADABİR ERTUĞRUL KAZANCI Eğıtımcı-Hukukçu Yüz Binlerce Gönülde... Gazetecı-yazar ve hukuk adamı Uğur Mum- cu'nun, artık yerteşmış bır deyım olan "faılı meçhul" denılen bıçımde katlınden bu yana uç yıl aktı, gıttı Bu akan sureçte ıse aydınlatılması yonunde hıçbır sonuç alınamadı Verılen "onur" sozlen, "namus temınatla- n" gerçekleşmedı Tertıpçıler, bılınmez keyıfler ıçın- de ellerını kollarını sallayıp gezmelennı surdurduler Bu durum, krımınal tanh ıçın ayıp Mumcu'nun ılke- lerını ve savunduklannı benımseyenler ıçın de buyuk bır acıdır Uğur Mumcu, cumhurıyetçı, ılerıcı, laık, demokrat ve Ataturkçu bır bılım adamıydı Tum omru, yurekten saygın olduğu ve sevdalısı bulunduğu halkının ve ul- kesının çağdaş bır zemınde, dırlık, esenlık ve mutlu- luk dolu yaşamsal savaşımı ıçın geçmıştı Sosyo- ekonomık ve sıyasal olayîar, Mumcu'nun kalemınde toplumcu bır dennlık ve guç kazanarak halk yaranna yıllarca ırdelenmıştır Uğur Mumcu, cumhunyetçıydı Hanedanlığa daya- lı, eşıtlığı reddeden bır saltanat rejımı, elbette toplum- cu bır anlayışa sığmazdı Uğur Mumcu, ılerıcıydı Çunku o, "her tuıiu mela- netın genlıkten doğduguna" ınanmıştı Genış halk krt- lelennın, çagcıl ve bılımsei yaklaşımlara saygılı bırya- pıda bulunmalarını vazgeçılmez bır gerek olarak sa- vunmaktaydı Uğur Mumcu, laıktı Çunku o, yuzyıllar boyunca teokratık nıtelıklı bır devlet yapısının topluma ancak dogmatık kurallar getıreceğıne ve ınsanları ozgur ter- cıhlerı bakımından kısıtlayıp engelleyeceğıne ınan- maktaydı Mumcu, dınsel ve mezhepsel kavga ve mudahalelerın ınsanlığın felaketıne neden olduğunu saptamıştı Bunun ıçın de, devletın manevı ınançlar- da yansız olması gerektığını ongoren laık duşunce- ye sıkı sıkıya bağlrydı Uğur Mumcu, demokrattı Çunku o, ınsanlığın dü- şunce ufkunu daraltan her turlu engele karşıydı Ya- şanılan çağın bılıncıne ulaşmayan, ınsanlık dunyası- nı genye ıtmeye çalışan bağnaz eğılımler, elbette Uğur Mumcu'nun mucadele ettığı oğelerdı Uğur Mumcu, hukukun ustunluğune ınanan ve bu- nu savunan kışıydı Çunku "hukuk devletı olmayı, yasa devletı olmaktan ayıran" ınce ve yuksek çızgı- yı bılen ınsandı Sıyasal ıktıdar olma erkını ele geçır- dıkten sonra, meclıslerden geJışıguzel yasalar geçır- meyı ış sanan ve fakat hukukun ustunluğunu zede- leyen uygulamalara tavır alan bır duşunurdu Uğur Mumcu Uğur Mumcu, araştırmacı bıryazardı Çunku o, ka- muoyuna sunduğu her yazısının, gerçekçı bır denn- lıkten geçtıkten sonra oluşması yanlısıydı Yılmaz bır durustluğun sımgesı, karanlık ışlenn teşhırcısı ve ce- saretın kudretlı bır kalemı olarak tanınmıştı Bu tanın- ma ıse gerçekten çok haklı nedenlere dayalıydı Uğur Mumcu, Kemalıst aydıntık devnmıne ıçtenlık- le bağlıydı Çunku o, "ıstıklal-ı tam" ılkesıne ınanan, ekonomık yonden ayakları uzerınde durabılen, gele- ceğı başka ulkelerın çıkarlanna peşkeş çekılmeyen, kışılıklı ve uluslararası duzeyde saygın bır polıtıkanın adı olan Kemaiızmı cıddıyetle savunuyordu Uğur Mumcu'ya saygı gostererek değerını kabul- lenmek de bellı bır anlam ve sorumluluk taşır Bu so- rumluluk, antıemperyalıstçızgıdeyeralmaktır Faşıst ve teokratık dogmalara karşı çıkmaktır Bu sorumlu- luk, Mustafa Kemal'ın ılke ve devnmlenne ozen gos- termek demektir Nıhayet bu sorumluluk kısaca, ın- san olma bılınç ve onuruna çağcıl duzeyde sahıp ol- mak demektir Uğur Mumcu'yu saygılaria anıyoruz Toplumsal bır ozgorevın bu yığıt ınsanına, ortak bır dunya goruşu paylaşmanın yaklaşımıyla sevgıler sunuyoruz Uğur Mumcu geldı geçtı, ama ılke ve ınançlan yuz binler- ce gonulde yaşayıp duruyor ILAN TC ARHAVİ ASLİYE HIJKUK MAHKEMESİ Sayı 1992 43 Davacı Hamdı Akgumuş vekılı tarafindan davalılar Nazım Gumüş Orhan Gumuş Yalçın Gumuş, Ilmıye Ozdemır, Fıkrrye Turna Nadıa Şenoğlu, Fıknye Akgu- muş, Sanıye Ozkılıç ve Ayşe Gursel aleyhıne ıkame olunan tapu ıptalı \e tescıl davasının yapılan açık du- ruşması sonunda venlen ara karan uyannca Kıbledağ ko>u Guney^u Rıze de mukım Muhıttın eşı Rabıa Akgumuş ıle yıne aynı yerde mukım Ahmet kı- zı Akıf eşı Fıknye Akgumuş adreslenne çıkanlan da- vetıyeler, davalılara teblığ edılemedığınden ılanen teb- lıgat ıcrasına karar venlmıştır Duruşmanın bırakıldığı 27 2 1996gunu saat 09 30'da davalılann mahkememızın duruşma salonunda hazır bulunması veya kendılennı bır vekılle temsıl ettırme- len, duruşmaya gelmedıklen takdırde duruşmanın gununun ve dava dılekçesının teblıgat kanunlan hukumlennce teblığ edılmışsayılacağı ılanen teblığ ol- unur 1 12 1995 Basın 62238 Önce İçimizde Hoşgörü... ERTAN UN\'ER£5A/ Torbalı Beledıye Başkanı A slında uzun süreden gelen bır bun konuya duyarlı bır yaklaşımla katıldığı da tartışma, yenı bır ıvme kazandı gozlenmekte O arada bır yenı bıçemı de (us- 3 grup 4 KonuyuyenidenvealtyapBmdaııeleal- lubu da) bırlıkte getırdı tvme, makgerekir'derkenhangı amacı güduyor 17 Ake- surece gore hızı belırlendı Bı- sımı ıçınde ulaşmak ıstedığı erek nedır 9 Neden çem de yenı bır yapıyı böy le bır yontemı gerekli ve daha da otesı, zorun- tartışma, yenı bır ıvme kazandı O arada bır yenı bıçemı de (us- lubu da) bırlıkte getırdı tvme, surece gore hızı belırlendı Bı- çem de yenı bır yapıyı Tartışma, dının ınsanlığı en zayıf noktasından somurmede kuilanılması, somürmeyı en temel ve evTensel boyutlardan. en dar feodal grup v e bırey boyutlarına dek surme ışlev ı olgusu ıle bunun kar- şitlan arasında Ivme bu karşıtlıkta Bıçemdekı yenı yapı, bu karşıtlığın olçutlenn- dekı aynlıklann ortaya çıkmasıyla belırdı (Ivme, aslında evrensel düzeylı Onlann ıçenk gınntıle- nne ılende uğranacak. Bıçem ıse sanınm en ba- şat olçekte ülkemızde yenı bır yapı sergılıyor Ana konu da o) Ancak, önce ıvmenın sûreç-hızı ılışkısını tır- mandıran oluşumun asal kesımlenne bır bakalım Başlıca 4'e aynlıyorlar, kımı başat ayırtlarla ve uyuşumlarla A) Cumhunyetçı, laık, çağdaş, demokrat, akıl- cı, bılımcı kesım B) Çağgensı, çarpık ınakçı sıyasal ve şenatçı, ıçtenlıksız, duzmecı, dıncı kesım ı;ııC) Karmaşadakı, postmodernıst, metaforacı, iıtopyacılığı zedeleyecek duzeysızlığe'bıle ınen J^esım D) Dını, geçmışte de, gûnumuzde de yennde değerlendıren dındar kesım rvmedekı tırmanış A ıle B arasında, C bır ana- forun ıçınde savruluyor, savrulurken de A'ya vur- madan gecemıyor, çunkü aslında genel sosyoeko- nomi pofitiği ıle bağlı olduğu yenı dunya duzenı de anaforda bır o yana, bır bu yana savrulmakta C ıse gelışmelen şımdılık ızlıyor Ancak, kesın olan şu kı buyuk çoğunluğu ıle B'ye karşı tavır- da ve A'ya karşı da ıkırcıklı Böyle bır duzlemde gelışıyor bıçemın koşulla- n' Bıçemdekı yenı yapı, daha öncelen pek su yu- zûnden olmayan bır yenı tavır onerme noktasına odakJanıyor Dın olgusu ıle ılgılı olarak, karşıt kesımler A ıle B arasında hoşgörü ortamına yö- nelme ve bunun gereksızlıği Burada C'ye çoğun- lukla gulunup şoyle bır dokunduruluyor C ıse konunun dışında saygıyla karşılanıyor Bu yenı ta- vır onerme A'yı başlıca 3 gruba ayırdı (B ıse hoş- görü konusunda ya suskun, ya uyuşmacı, ya lyı- ce karnından konuşuyor ya da "bilinen o sözcû- ğü" tum duzeysız gereklennı uygulamakta1 ) A'nın, B'ye karşı bıçem tavnnda avnşan gnıp- lan şöyle 1 - 'Hoşgörulfi olmalıyız, bu zorunlu, en azın- dan gerekİidir diven' grup 2 - 'Hoşgonılu nlmamabvız, bu düşkünlüğü ge- tirir, eski tavnmız surmelidir' dıyen grup 3- 'Konu bu denli valın ve sıradan değildir. ye- niden ve altvapısından ele alınmalı' dıyen grup A'nın ıçındekı bıçem tartışması. 1 ve 2 grup arasında suruyor Hem yenı oğe gıbı bır ızlenım vererek, hem de ıyıce karmaşarak O arada 3 gru- lu goruyor 17 Öncelıkle avnı yolun yolculannın "kendi ara- lanndaki hoşgörüyü" bıle, bu bıçemın boyle tar- tışılmasıyla sağlama olanağını elde edemeyecek- lennı ve altyapısal yaklaşıma vanlmadan da elde etmelennın söz konusu olamayacağını kanıtla- mayı amaçlıyor 3 grubun, A kesımı ıçındekı ereğı ıse artık bır yenı düzlemın, kesım ıçınde kesın olarak oluştu- rulmasını sağlamaktır Bu duzlemı, -düzmece ve yapay olarak yaratılan- A'yı, B ve C karşısında ge- nye duşme, tutuculaşma ızlenımı veren olumsuz görünümden kurtanp çağdaş bır yaklaşıma ulaş- tırarak gerçekleştırmektır Böyle bır yöntemın gerekli ya da zorunlu gö- rulmesının nedenıne gelınce, konunun bızı ıçı- mızdeyoğaltan, tuketenyönu bır yana, ınsanlığın geleceğı ıle çok yakın ılıntısı vardır da ondan Once kendı aramızda bır bılımsei paydada buluş- mak başat koşuldur da ondan Konunun bılımsei paydasının nesnel gerçekle- n doğrultusundakı bu yöntemın, ozen ıle uygır- lanmasıyla, görûlecektır kı, B ve C karşısında bu- yuk bır ustûnluk sağlanırken Ç ıle de bır başka nı- celıksel ve nıtehksel ustunluğe de ulaşılmaktadır Bu paydanın nesnel gerçeklen doğrultusunda ılerlerken en onemlı kaynaklanmız, aslında dun- yanın (doğanın) dıyalektığı ıçınde durup durmak- tadır, daha dunkû gıbı yenı yepyenı Konumuzun özelınde eğılınmesı gereken oğeler, sorulara, so- rulann bılımsei yanıtlanna bırakılmalıdır Bırdu- zen ıçınde orneİdenebılu" Once yalnızca sorular Dın nedır 9 Dın nasıl doğmuştur 9 Dının amacı nedır, ne olmuştur' Insanlık dınden neler kazan- mış, neler yıtırmıştır 9 Sonra da kımı sorular ve kısa kısa yanıtlan Özellıkle son zamanlarda dın uzennde ve yıne özellıkle Islam dını uzennde neler uygulanmak- tadır 9 Savrulan ve dağılan dünya düzenının en önem- lı oğesı ınsana oynanan sınsı oyunun başat alanı dındır Kımlık bunalımınaduşen ınsanın çıkış ara- yışfan, YDD (yenı dünya duzenı) tarafindan, dın uzenne, çarpıtılarak yoğunlaştınlıp, kapıtalızme bır ek soluğun daha sağlanması amaçlanmakta- dır O arada, uç onemlı dınden, bu yonde kuila- nılması en çok gözetılen dın de tslamdır tslamın sıyasallaşması, ılımlı şenat gıbı oyunlar, bunu an- latıyor (Daha kapsamlı yorumlar ıçın. dunyanın yenı sosyo ekonomı polıtığıne donuk genel çalış- mamın bınncı bolumü 21 Yuzyıl Teknokıtlesel Sosyal Demokrası Çağı-Umıt Yaymcılık-Sayfa 186-212) Islam uzenndekı oyunun, ulkemızdekı "özgün konumu" nedır 9 Ülkemız, YDD'nın avucuna almaya çabaladı- ğı dunyada, lslama ılışkın olasıhklann duzenlen- melennde bıleşke alanını oluşturmaktadır Ceza- yır, Mısır, Suudı Arabıstan ve Korfez ulkelen, Fı- lıstın, Iran, Sudan, Pakıstan, Afganıstan, Tacıkıs- tan onumüzdekı kısa gelecekte bır bıleşkeye doğ- ru yaklaştınlmak ıstenıyor Işte o bıleşkenın ola- silıklan ulkemız uzennde denenıyor Bır bakın tüm otekılere, 21 yüzyıla doğru gıdışte hıçbın "ömekmodel-bOeşke''olusturma ozellığı taşıyor- lar mı 9 Sorular ve yanıtlar çoğaltılabılır Yazı yen ıle ırdeleme amacı bu olçutte ortuştu sanınm O ne- denle son bır soru ve yanıtla toparlamalıyım As- lında konunun en canahcı noktası da burası Bu gerçeklenn ışığında A ne yapmalıdır 9 Öncelık, 1400 yıllık geçmışıyle gunumuz arasındakı Is- lam konusunda Ç ıle (dındar kesımle. dınıne bağ- lı-laık, dınsel gostenden uzak) uzlaşma noktala- n oluşturmaya venlmelı, Islamı sıyasallaştırarak, -kışısel ozgurlükler konumunda-, B'nın (şeıratçı kesımın) yaratmak ıstedığı demokrası karşıtı ya- p_ı uzennde ıvedı bırleşme odağı kurulmalıdır Oylece -toplumsaldan önce- bıreylere dönük de- mokrası bırlıktelığı odağı yaratılmalıdır Buodak- ta, islamın, aslında bıreysel anlamda özgur ınsan kutsallığını oluşturduğuna ılışkın kesın gerçek uzennde uzlaşma saglanmalıdır Insanın, gerçek- ten tum ozellıklenyle 'insan vüceligi birey öz- gürluğü"duzeyıne, ancak tslamın bıre>sellığı ıle vanlabılıneceğı konusundakı kesın gerçeğın uze- nnde bütunleşılmelıdır Bunlann hıçbın zorluk- la karşılaşmaz Çünku hoşgorunun gerçeğı, taşı- nabılır karşıtlıklar arasında kolayca kurulabılır Taşınamaz karşıtlıklar, olsa olsa yapay ve duzme- ce hoşgörü gostenlen sergılmeye yarar Bu demokrasıdüzlemli nylaşma,daha bırçok et- menle guçlendınlmelıdır Gerçekten de bu konu- da, bızı destekleyıcı çok önemlı ıkı deney, hemen kısa bır sure once yaşandı Islam dunyasında, 1995 sonunda Cezayır'de FlS'a, 1996 başında da Fılıs- tm 'de H AMAS 'a karşın ınsan, -kınk dökuk de ol- sa- demokrasıden yana bır yapı taşıdığını ortaya koyup sandık başına gıttı, demokrasıye uzandı Aslında tum evrensel gelışımler de ınsanlığı o yö- ne doğru taşımıyor mu 9 Oluşturulacak o demokrası duzlemı ıçınde, B ıle tum tartışma ve uzlaşma çabalan, hoşgoru gı- nşımlen sona erdınbnelı, o kesım yalıtılmalıdır B ve C kendı aralannda soyleşıp dursunlar 1 Kendı ıçınde "boşgörûyü", bılımsei temelde elde etmış olan A, bır de dındar kesımle uzlaşıya vannca, dın kavramı ve Islam yerlı yenne konun- ca artık erek, gerçek ınançlı ve ıçtenlıklı, çıkar- sız, yalnızca ınancalar yuzünden dıncı kesım ara- sında bulunanlarla. ıçtenlıksız, düzmece (sahte- kâr), çarpık ve sapkın sıyasal ve şenatçı dıncılık ayırdını(farkını)ortayakoymakolmalıdır Inanın, bu aşamada, dıncı kesım ıçındekı bırçok ınsan, dındar kesıme doğru akacaktır Oylece dın, Islam ıçınde de yenıden yenne taşınmış olacak ve şen- atçı, dıncı çarpıklıklar ve çarpıtmalar, yaratılacak o akılcı ve gerçek hoşgörülu bırlıktelığın gucu ıle yenılecektır Ancak "önce içimizde hoşgörü" 1 PENCERE TARTIŞMA Polis Haklı mı? ~^^^^^« vrensel I * gazetesı ^ L ^ ^ muhabın • 1 Metin • j Göktepe'nın ı^^^^riv gozetım altına alındıktan sonra olu bulunması, polısın vatandaşa karşı tavnnı bır kez daha gundeme getırdı Gerçı bu konu gundemden hıç duşmuş değıldı Ancak bu kez bır medya mensubuna karşı ışlenen cınayet varortada Henuz daha geçen yıl yaşanan Gazı Mahallesı \e Umranıye olaylan unutulmuş değıl Yırmı ldşının olduğu yuzlerce kışının yaralandığı olaylarla ılgılı polısler hakkında başlatılan soruşturmalar Trabzon Ağır Ceza Vfahkemesı'nın salonlannda surunuyor Şımdı yenıden bu son olayda polıs hakkında yapılacak soruşturmadan medet umuluyor Bılındığı gıbı gorevlı polısler hakkında yapılacak araştırma ve yurutulecek dısıplın soruşturması savcılıkça değıl, Içışlen Bakanlığı mufettışlennce yapılmaktadır Polıs Vazıfe ve Salahıvetlen Kanunu'nun Ek 9 maddesı, bu konudakı soruşturma yetkısını savcıdan alarak ıdan makamlara vermıştır Bu madde gereğince, Memunn Muhakematı Hakkındakı Kanun uyannca yapılacak ıdan soruşturma nıtehğı gereğı adlı soruşturmadan farklı olarak dar kapsamlı kalacak ve adlı soruşturma usullen kullanılmadığı ıçın tanık dınleme ve dığer delıllerden yararlanma olanağı da olmayacaktır Soruşturma, mufettışlerce lstanbul polısı bünyesınde kapalıdevre olarak yurutülecektır Daha da onemlısı, soruşturma sonucunda venlecek karara, olaydan zarar goren mağdurlar, son olayda Göktepe'nın yakmlan olayın asıl muhataplan ıtıraz da edemeveceklerdır Oysa doğrudan Cumhunyet Savcılığf nca hazırlık soruşturması yurutulebılmış olsaydı, sonuçta venlecek karara taraflann ıtıraz hakkı da bulunacaktı Kaldı kı mufettışlerce hazırlanan rapor, polıslen suçlu gorerek haklannda yargılamanın gereklıhgı İcaran alsa dahı, bu karar lstanbul ll 1dan Kurulu'nca uvgun bulunması halınde ancak konu yargıva ıntıkal edebılecektır Şayet tespıt edılebılırse, olaya kanşan polıslenn soruşturmada kendılennı Polıs Vazıfe ve Salahıyetlen Kanunu'na dayanarak savunmalan gayet kolaydır Gerçekten de bu kanun metnı polıse aşın ınısıvatıftanıyan "oiağanüstü dönem"dc çıkanlmı^tır Sozgelımı sılah kullanma yetkısını duzenleyen 16 madde son derece muğlak hukumlerie dolu "Devletin nüfuz ve icraatına karşı gebne, polisin vazifesini yapmasına yalnız ve toplu olarak mukavemette bulunma" gıbı her turlu yoruma açık hükumler, özellıkle toplumsal olaylarda polısın kolayca kendısını savunabıleceğı gerekçelerdır Orneğın bır foto muhabın, gazetesıne net ve yakın haber fotoğraflan çekmek ıçın olayı ıçınden goruntulemek ısterken "polisin vazifesini yapmasına engei olmuş" sayılabılır Dolayısı ıle bu yasalar uyannca yurutulecek soruşturmalar sonucunda kamu vıcdanının rahatlayacağını söylemek saflık olur Gerçekten de daha once benzer olaylarda açılan soruşturmalar ne cıddı bır sonuca ulaşmış ve ne de polısın keyfi uygulama ve yetkı kullanmasını engelleyebılmıştır PVSK'nın bu bakış açısı değışmeden, soruşturmalardan beklenen amaç sağlanamaz Çunku yasa bu halı ıle kotu nıyetlı gorevlılen dahı korumaya elvenşlıdır Ölumle sonuçlanan ve toplumda ınfıal uyandıran bu tıp olaylarda polısın eğıtımsızlığı de gene yonetıcıler tarafindan adeta mazur gosterme olarak ıfade edılmektedır Bılındığı gıbı polıs eğıtımı, yasa uyannca polıs okulu kolejı ve polıs akademısı tarafindan yurutülmektedır Bu kurumlarda uygulanacak eğıtımın sıstemı ve ıçenğı Polıs Yüksekoğretim Kanunu'nun 6 maddesınde duzenlenmıştır Genel olarak bu okullarda venlen eğıtım- oğretım, şımdılerde çok tartışılan "vatandaşın polisi- devletin poüsi" ıkılemıne de açıklık kazandıracak nıtehktedır Bu yasada polıs eğıtımı alacak kışılenn şovenıst bır mıllıyetçıhkle yetıştınlmesı amaçlanmaktadır Sonuçta polıs, Türk devletım "kutsal devfet" goren ve vatandaşı devletın kulu olarak kabul eden bır anlayışla eğıtılmektedır Şımdı "Efendım polisimiz eğitimsizdir, eğitime önem verümeMdir'' dıyenler, öncelıkle, bu yasalan gozden geçırmelıdırler Yıllardır bu zıhnıyetle eğıtım gormüş polısın, bır anda vatandaşın polısı olmasını beklemek hayaldır Polısın davranışının tartışıldığı her olay bıze, guvenlık kuvvetlennın eğıtımının, gorev ve yetkılennı duzenleyen yasalann (ozelhkle PVSK'nın) hukuk dışı hukümler taşıdığını bır kez daha göstermıştır Bu kurallar bütunu değışmedığı surece açılan soruşturmalardan ınandıncı sonuçlar çıkmayacak ve onemlı olçüde zedelenmış olan kamu vıcdanı tatmın olmayacaktır Hasan Ürel, Avukat Sol Pantîlerin İkirciklenmesi... 24 Aralık seçımlerınde sol partılerın toplam oy ora- nı yuzde25! CHP az kalsın ulke barajının altında ka- lıyordu, yuzde 10'u guçlukle aştı DSP'nın de yuzde 14'le ovunmesı yakışıksız kaçar Seçımden sonra da her ıkı partı aşağı yukan aynı şeylen soyluyorlar - Yenı hukümetı merkez sağ kursun' Refah'ı ık- tıdardan uzak tutmanın çaresı ANAYOL'dur Yazık' Sol, ulkeyı şerıatçılıktan koruyacak gucu kendı dı- şında arıyor, çunku ıktıdara donuk sozu kalmadı Is- lamcı partı buyuyunce Turkıye'nın çok partılı yaşa- mında koşelenen uçgenın en dar açısı, solun buluş- tuğu yer değıl mı? Oysa Avrupa'da ve dağılan Sovyetler Bırlığı'nde sol varlığını koruyor, kımı ulkelerde yukselıyor, Turkı- ye'de nıçın genlıyor7 • Sol, her şeyden once kapıtalızmın dunya ölçeğin- de gelışmesıne sağlıklı bır tanı koymalı!. Gerçekçılık solun ozudur Amerıka'dan kaynaklanan goruş neyı savunuyor Sanayı devnmı aşıldı, bılgı toplumu kuruldu, kol gu- cu tanhe kanştı, sosyalızm sızlere omur, serbestph yasa sorunlan çozecek tek yoldur, emperyalızm dı- ye bır şey yoktur, küreselleşme vardır. Pekı, kapıtalızmın eşıtsızlığı ureten bır ıçenğı yok mu9 Yoksul ulkelen somuren duzeneğın adı emper- yalızm değıl mıydı9 Eğer pıyasa ekonomısı her şe- yı çozumlüyorsa, ne sola gerek var, ne sosyalızme • önyargısızyaklaşım, bılımsellığın zorunlu kuralıdır Küreselleşme dun de vardı, bugun de var Kristof Kolomb'un Amenka'yı keşfetmesı, kureselleşmenın buyuk atılımıdır Ingılız, Hındıstan'ı ele geçırınce de- mıryollan doşedı, telgraf tellerı çektı, uygariığı bu ge- n Asya ulkesıyle paylaşıp kureselleşmede onemlı bır adım attı Amenkalı petrolcu ışadamı, Çın'egaz lam- basını soktu Uygarlık yayilmasının bır yuzu bu1 Ötekı yuzu de Çın'ın ve Hındıstan'ın emperyalıst- lenn elınde somurulmesıdır Madalyonun ıkı yuzu bır- bınnı tamamlar Bugun ABD, Suudı Arabıstan'dadır, Kuveyt'tedır, Bırleşık Arap Emıriıklen'ndedır Nıçın"? Yanıtını sol vermelı 1 Emperyalızm gûnumuzde ge- çeriıyse, solun goruşu buna gore ayarianacak' Yok, kapıtalızmın ıçenğı değışmışse, emperyalızm ve so- muru bılgı toplumu sermayecılığınde yoksa, sosya- lıstlenn dunya goruşlennden vazgeçmelen gerekır Turk.ye'dekı sol partıler, halkı yenıden kazanmak ıstıyorlarsa, once bu konularda açık seçık bır karara varmalıdırlar, kafası ıkırcıklenen, ne dedığını bılme- yen onculerle hıçbır yere ulaşamazlar • Solun "emperyalızm've "küreselleşme" kavram- lannda saydamlaşmasının bır zorunluğu dahd var Bugun ortalık kan revan ıçındedır, Turkle Kurt, Sırp- la Boşnak, Arapla Yahudı, Ermenıyle Azen, Rusla Çeçen, Turkle Yunan boğaz boğazadır. Nıçın? Etnık kavgalar ıle kurtuluş savaşlannı hangı ölçü- ye vuracağız"? Ikısı de "super guç "un duzeneğın- de yaşayan ıkı yoksul halk bırbırını neden kınyor'? Bu sorunun yanıtını btlımsel yontemle açıklamak zo- rundadır sol 1 Sol partı bu konuda halkın karşısına açık seçık bır çozumle çtkamazsa, sağdan farkı kal- maz • Emperyalızm sozcuğunu ıcat eden, "Şarklı kafa- sı" değıl, Avrupalı' Emperyalızme karşı olmak, Ba- tı'ya karşı olmak değıl, uygarlığı savunmaktır Ancak gûnumuzde emperyalızm ve somuru dun- yada kalmadıysa, ne guzel haber 1 Pıyasa ekonomı- sı, eşıtlığı, sosyal adaletı, sosyal guvenceyı sağlıyor- sa, ınsanlık yaşadı demektir Oyleyse bırakahm sol- culuğu "Yaşasın sağcıhk" dıyelım! Sol partılenmızın bır an once bu konularda say- damlığa kavuşmalannı dılıyoruz DEMOKRASI İÇİN KARİKATÜR ÖDÜLÜ ÖDÜLTÖRENİ Karaca Tıyatrosu, Tünel, lstanbul 6 Şubat 1996 Salı, Saat 19 00 PROGRAM Açılış / Canol Kocagöz Ferda Ereren Muzık Dınletısı Dıa Gostensı Odul Dağıtımı / Musa Kart, Leman Panel "Demokrasi ve Karikatür" KATILANLAR* Canol. Kocagöz, Eflatun Nuri, Ertan Aydın, Ferit Öngören, llhan Selçuk, Necati Abacı, Semih Balcıoğlu, Tuncay Akgün, Turhan Selçuk * Isımler alfabetık sırayla yazılmıştır. KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ Yerebatan Samıcı Çıkışı Sultanahmet Tel 513 60 61 Faks 5272618 VEFAT NURYAY'ımı, şınnlık muskamı, şınnemı Layık olduğu yere kaybettım ' Çok ısterdı, tut derdı ama tutamadım Hakkı olan mutluluğu buldu HAYKAN AKYAKA KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 1994/94 Esas 1995/42 Karar Davacılar Nebı Akyol Sureyya Akyol, Enver Akyol, Yaşar Akyol, Bınnet Akyol, tskender Akvol tarafindan davalılar Rıza Bulut, Cengız Bulut, Cafer Bulut, Senem Bulut, Sakıne Bulut. Gulenaz Bulut, Yurda Bulut, Bestı Bulut aleyhıne açılan men ı mudahale davasının mahke- memızUe yapılan açık vargılaması sonucunda, Mahkememızce venlen 21 12 1995 tanh, 1994/94 esas, 1995/42 sayılı karar gereğince Davacılann subuta ermeyen davalannın reddıne dava konusu 163 ve 127 no'lu parsellenn davalı Cengız Bulut adına tapuya tescılıne karar venlmıştır tşbu ılanın neşnnı muteakıp davalılar Cafer, Senem, Sakıne, Gulenaz, Yurda, Bestı Bulut tarafından 15 gûn yasal süre ıçensınde temyızedılmedığı takdırde ışbu ka- rann kesmleşeceğı ılanen teblığ olunur 19 01 1996 Basın 69145
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle