Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE
HABERLER
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün araştırmasına göre polis-halk ilişkisi sağlıklı değil
Halk poüstenşikâyetçiEVİIN GÖKTAŞ
ANKARA - Emniyet Genel Müdürlüğü Araştır-
ma Planlama ve Koordinasyon (APK) Daıre Baş-
kanlığı. halk ve polisin, birbirinden şikâyet neden-
lerini araştırdı. Araştırma sonucunda hazırlanan ra-
porda, polisin, "haJkm kendilerini küçümsemeleri
vesuçlulan ihbar etmemesinden yakındığT; halkın
da. "kaba davranışlar, işkence ve rüşvet iddialan ile
suçsuz insanların gözaltına ahnmasından" şıkâyet-
çi olduğu kaydedildı. Emnıyet Genel Müdürlüğü ÂPK
Daire Başkanı Nihat Dündar. hazırladığı raporda.
kendısine verilen görevleri genelde eksiksizbiçım-
de uygulayan polisin, halkın beklentilerini karşıla-
yamadığını belirtti. Dündar'ın hazırladığı raporda,
halkın polısle ilgili şikâyetlen şöyle sıralandı: "Ka-
ba sayüabilecek tutum ve davranışlara sahip. İşken-
ce, rüşvet, tarafsız olmama, yanh davranma ktöiala-
n çok sık yapdıyor. Gözaltına almanlar hakkında bil-
gi verilmediği gibi, yakıniany la da görüştürülmüy or.
Zaman zaman suçsuz insanları gözaltına alıyor. Di-
sipiinsiz davranışlarda bulunuyor. kıvafetinin bozuk-
luğu, bilgisizliği. eğitimsizliğj veolaylan önlemedeba-
şansızlığı rahatsız ediyor."
Polis neden yakınıyor?
Raporda, polisin. hizmet verdığı kesimden yakın-
malan da şöyle anlatıldr "Canla başla görev yapar-
ken halk bizeyardımcı olmuyor. Suç işlendiğinde, za-
manında bizi haberdaretmhor.Suçhıbn hima>eedip
gizliyor. Kurallara tam anlamıyla uy madıklan gibu
btzi zaman zaman küçiimsüyoriar. Polisi tehdit edi-
yorlar ve önyargılı dav ranıyorlar. Sık sık hakaret
ediyorlar. Suçlulann hemen hemen tümü mahkeme-
de işkence gördüklerini iddia ediyorlar. Halk, düriist
çahşaniarunızla, çahşmayanlanmızı ayırt etmesini btt-
miyor. Yalnızca şikâyette bulunuyor, taltif etmesini
bilmiyor."
'Şikâyet ve yakınmalar hakh'
Halkın polısten ve polisin halktan yakınmalann-
da haklı olduğuntrvurgulayan Dündar. "Özellikle
12 F.vliil öncesinde polisle halkın işbirliği yapması ge-
rekirken, çeşitli nedenJerie bu biriik sağlanamamış-
tır. Ancak, btınu izleyen dönemde vurtta sağlanan
huzur ve giivenliğin de etkisiyle yeniden karşılıklı gü-
ven ortamının dogduğu, ilişkilerin bu yönde geliştj-
rilebileceği söylenebilir"' dedı.
Sanayileşme ve gelışen teknolojıyle bırlıkte so-
runiann da arttığını kaydeden Dündar, raporunda,
şu saptamalarda bulundu: -Çağdaşdüşiince, polis-
ten beklentileri de farklılaştırmıştır. Çağunız koşul-
lannda polisin görevi, valnızca kuralları uy gulamak
değildir, oünamalıdır. Polis, aynı zamanda sosyal
problemleri çözücü, en azuıdan çözüme yardıın edi-
ci uygulamalar içinde olmalıdır. Polisten beklenen bu-
dur. Polis, suç ve suçluluk ile nedenlerini birükte de-
ğerlendirebilecek bir eğitim ve kültiir dü/eyinde ol-
maJıdır. Örnek vermek gerekirse, polis, ilk kez hır-
sızlık yapan bir çocuk ile hırsızhğı alışkanlık haline
getirmiş bir başkasına karşı aynı dav ranış ve tutum
içinde olmamalıdır. Gerçi her iki durumda da ka-
mu dü/cni bozulmuş,yasalara ay kın bir fıil tşlenmiş-
tir. Ancak, önemli olan valnızca kurallann uygulan-
ması değil, aynı zamanda suç işleyen bireylerin top-
luma yeniden kazandınlmasıdır. Kanunızca, çağ-
daş polis-halk ilişkileri, bu anlamda planlanmak ve
uygulanmak zorundadır."
Sorunlar tartısıldı
AP, RP'li koalisyonu
sorun olarak görmüyor
• Türkiye'deki hükümet kurma
çalışmalannı yakmdan takip eden Avrupa
Parlamentosu, Refah Partisi'nin koalisyon
ortaklığının parlamento için herhangi bir
sorun yaratmayacağı görüşünde.
OTLAR /ORAL ÇAUŞLAR
SEDEF KORAV
BRÜKSEL-Merkezi AJ-
manya'nın Essen kentinde
bulunan Türkiye Araştır-
malar Merkezi Brüksel Bü-
rosu'nun düzenlediği top-
lantıda Türk temsılci ve ba-
sın mensuplan, Avrupa Par-
lamentosu Sosyalist Grup
Başkanı Ingilız Milletveki-
li Pauline Green ile bir ara-
ya geldi.
Avrupa Parlamentosu bi-
nasında yapılan toplantıda
Türkiye ve Avrupa Parla-
mentosu ilişkileri, iki taraf
arasındakı sorunlar ve çö-
züm yollan tartısıldı. Tür-
kiye'deki son gelişmeler-
den ve yeni hükümet kurul-
ması çalışmalan konusun-
da- Türkiye Araştırmalar
Merkezi Brüksel Bürosu
yetkililerinden bılgı alan Pa-
uline Green, Türkiye'de Re-
fah Partisi'nin koalisyon or-
tağı olması durumunda Av-
rupa Parlamentosu'nun ön-
celikle yeni koalisyon hükü-
metinin politikalannı ve ic-
raatını izleyeceğini ve bu
icraata göre bir tavır oluş-
turacaklannı, Refah Parti-
si'nirı koalisyon ortagı olma-
sına karşı olmadıklannı söy-
ledi. Refah Partisi'nin Iran
gibi diğer Islam ülkelerin-
ılekı Islamcı partilerden
farklı olduğunu bildikleri-
ni söyleyen Green. bu par-
tinin iktıdara gelmesınde
kendileri açısından bir so-
run olmadığını belirtti
Avrupa Parlamentosu'nun
Türkiye'de yanlış tanındı-
ğından yakınan Pauline Gre-
en, Avrupa Parlamentosu
olarak PKK'yi bırçok kez
kınadıklannı ve PKK'yi bir
terörörgütü olarak tanıdık-
lannı belirtti. Gümrük bır-
liği oylaması öncesi birçok
Türk yetkilinin, Avrupa Par-
lamentosu mılletvekillen-
nin kapılannı aşındırdığını
hatırlatan Green. oylama-
dan sonra bu kişilerin tavır
değıştırdığini ve parlamen-
toya karşı sert ve kaba çıkış-
larda bulunduklannı söyle-
yerek "Bir daha bir şey is-
tediklerinde benim kapıma
geünesinler" dedi.
AP'nin duyariılıklan
Türkiye'nin Tunus. Fas
ve Israil gibi diğer Akde-
nız ülkelerinden farklı bir
konumda olduğunu ve güm-
rük birlığınin Avrupa Par-
lamentosu'nca tam üyeliğe
giden önemli biradım ola-
rak değerlendirildiğini be-
lırten Green. bu anlamda
Avrupa Parlamentosu'nun
Türkiye'den beklentilerinin
üye ülkelerden beklentile-
riyle aynı yönde olduğunu
ve bu nedenle lürkiye'de-
ki insan haklan ve demok-
rasi gibi konulara Avrupa
Parlamentosu olarak çok
önem verdiklerini belirtti.
Türkiye Araştırmalar Mer-
kezi. TÜSİAD, İKV (fktisa-
dıKalkınmaVakfı),TESK
(Türkiye Esnaf ve Sanat-
kârlan Konfederasyonu),
MEKSA (Mesleki Eğitim
ve Küçük Sanayiı Destek-
leme Vakfı). Türkiye Teks-
til ve Hazır Giyim {hracat-
çıları Birliğı, TÜGİAD
(Türk Genç Işadamlan Der-
neği) temsilcilennin ve Türk
basın mensuplannın katıl-
dığı toplantıda Sosyalist
Grup Başkanı Pauline Gre-
en. Avrupa Parlamento-
su'nun politik biryapı oldu-
ğunu belırterek paıiamento-
nun Türkiye konusunda al-
dığı kararlann da bu şekil-
de değerlendırilmesi gerek-
tiğını söyledi.
Kentin görece para ve statü sahipleri tatil beidelerine gitti. Parasızian ve statüsüzieri kentte kaldı. "Mal sahibi" gelince her şey eskisi gibi olacak.
Kırlardan şehirlere büyük kuşatma...Sosyalist gruplar içinde Maocula-
nn Türkiye devnmıne ılışkın genel te-
orilen, "kırlardan şehirlerin fethi" dı-
yeözetlenebilir. Çm devrimının önde-
ri Mao Zedung'un "milli demokratik
devrim'' teonsıne göre halk hareketı
önce kırlık bölgelerden başlanlacak. kır-
lık bölgelerde kurtanlmış bölge ku-
ran devnmcı hareket, buradan şehır-
len ele geçirecektı.
Bayram süresınce Istanbul'un mer-
kezlenne toplanan ınsan topluluklan.
Mao'nun ûnlü teonsını anımsatıyor. Şe-
hır. bırkaç gündür farklı bir ınsan ka-
labalıgına sahne oluyor. Varoşlarda
yaşayan Istanbul'un göçmenlen. şeh-
nn merkezıne akın ediyorlar. lşporta-
cılann, mal satmak amacıyla kurul-
muş çadırlann ce\resıni yoksul kala-
balıklar sanvor, alışık olmadığımız bir
kıtle sokaklan dolduruyor.
Emınönü Yeni Camı çevresı, Kadı-
köy, Bakırköy me>danlan kırlık böl-
gelenn ınsanlarınca fethedılmış du-
rumda. Yoksul ınsanlar, lstanbul Be-
ledıyesf nın bedava sagladığı kıtle ula-
şım araçlanyla > ığınlar halınde şehnn
nispetenkibarsemtlennevöneli>orlar.
Şehnn merkezını tstanbullulann alı-
şık olmadığı yoksul kalabalıklann sar-
ması, sıkıntılara da neden oluyor. Or-
neğın bızım odadan Serpil bu sıkıntı-
yı yaşayanlardan. Dün sabah telaşla ga-
zeteden ıçenye gırdı ve bu kalabahk-
tan duyduğu rahatsızlığı dıle getirdı
Moda çevresınde birbanka oturarak gü-
neşin batışını seyretmeye nıyetlenen
Serpil'e, gecekondu mahallelennın
bıçkın delıkanlılan rahat vermemı^-
ler. Serpil. cmsel tacıze uğradıgından
şikâyet edıyordu.
lstanbul, yılda 500 bın göç aldıgı söy-
lenen. dünyanın en hızlı büyüyen köy -
kentı haline dönüştü. Bu kadar hızlı nü-
fus artışını şehır kaldırmıyor. Eskıden
daha makul bir artış yaşayan lstanbul.
geçen yıllar içinde göçmenlen kendı
kültürüne katabılıyor. onlan şehırlıye
dönüştürebılıyordu. Ancak artık bu
olanak kalmadı. Kırlık bölgelerden
gelenler Istanbul'u dönüştürmeye baş-
ladılar. Kırlar. şehırlen fethedebılecek
bir ınısıyatıf kazandı.
lstanbul, büyük bir köye dönüşür-
ken, aynı köyden göçeden insanların
oluşturduklan yeni mahalleler ortava
çıktı. Istanbul'un uğradıgı bu acıma-
sız ıstıladan herkes şikâyet edıyor
Ama kımse de bunun nedenleri üze-
nne kafa yormuyor. Yalnızca lstanbul
değil. Çukurova ve Izmırde olağanüs-
tü göç alan bölgeler olarak dikkat çe-
kıyorlar. Pekı, bu oiağanüstü göçün
nedenı ne?
Sız Güçlükonak ısmını duydunuz'
mu? Hani bundan bir hafta kadar ön-
ce bir Barı> Gırişımı heyetının zıyare-
te gıttığı Sıırt'ın ılçesı. O ılçenın köy-
lennde hemen hemen hiç ınsan kalma-
mış. Son kalanlar da gıden heyetten
kendılerıne göç etmelerının saglan-
ması ıçın yardım talep etmışler. Ora-
lardaki yüzbınlerce, mılyonlarca ın-
san nereye gıtti? Tabıı kı büyük şehir-
lere Lstelık. çaresız, yersız yurtsuz
ve ışsız olarak buralara geldıler
Günah kimin?
Bazılan bu ınsanlara kızıyor ve tep-
kı göstenyor. Kım yennı. yurdunu.
toprağını gönüllü olarak terk etmek
ıster? Kım dogup büyüdüğü topraklar-
dan eşyalanm bıle toplayamadan ka-
çar? O insanların ne günahı var? Bir
günah varsa. yıllardıroralarda süren ça-
tışmalan. failı meçhul cınayetlen, köy
bombalamalannı görmeyen. görmek
ıstemeyen bızlenndır. Bomba oralara
düşünce. buralarda bir şey olmaz sa-
nanlar. varoşlarda toplanan kalabalık-
lardan ürküyorlar.
Sıvas'ta hâlâ köyler boşaltılıyor ve
bizlersesımızı çıkarmıyoruz. O insan-
lar nereye gıdecekler ve ne yapacak-
lar sanıyorsuhuzi? O insarilartn çocuk-
lannın makul tepkiler göstermesını
bekleyebıhr mısınız? Yersız yurtsuz,
hiç bir gelecek umudu olmayan gen-
cecik kızlann vedelikanlılann yumu-
şak bir sıyası zemındedurmalan müm-
kün mü? TİKKO. Dev-Sol nasıl olu-
şuyor ve gelışıyor, hiç düşündünüz
mü?
Refah Partisı hangi tepki temelin-
de örgütlenıyor, bılıyor musunuz? Ra-
mazan boyunca Istanbul'un çeşıtlı mer-
kezlenne ıftar çadırlan kuruldu. Bu
çadırlar yalnızca ibadet ıçın mı sanı-
yorsunuz? O çadırlar, kırlann şehirle-
ri ele geçinnesının sembollen olarak
dikılıpduruyorlar. N4aoZedung'un fı-
kırlerini savunanlar kırlardan şehırle-
ri bir türlü ele geçıremediler. Ama kır-
lar Istanbul'u ele geçırdi. Refah Par-
tisi'nin büyük şehırlerdekı başarısı,
kınn şehirlere üstünlügünü ifade edi-
yor. Göç ve göçe neden olan Güney-
doğu'dakı savaş sürdükçe, lstanbul çok
daha büyük sorunlar yaşayacaktır.
Belediyenin inanç gruplanna ayn ayn yer tahsis etmesiyle halk arasındaki yapay aynlıklar somutlaşıyor
Sıvas'ın Zara'smda mezarbklar da ayrdmış• Geçen ay polisler tarafından
gözaltına alınan Kâzım Dursun.
PKK'lilere erzak satmakla
suçlandığını söyledi. Gözaltında üç
gün kalan Dursun, gözlerinin
bağlandığını, çınlçıplak soyularak
vücuduna elektrik verildiğini ve
tazyikli su sıkıldığını söyleyerek
işkence gördüğünü öne sürdü.
MİYASE İLKNLR
Sıvas'ın köylenne yaptığımız gezı sü-
resince ne polis. ne asker ne de özel tim
tarafından rahatsız edıldık. Yol kontrol-
lerinde otobüsün plakasını görür gönnez
selam vererek "buyrun, geçin" diyen gö-
revli asker ve polisin özel muamele yap-
tığını söylemek yanlış olmaz. Ancak Dıv-
rigi "den sonra sivıl güvenlik görevlılerinın
bindiği Kartal marka bir beyaz otomobil
bizi oldukça uzaktan ızledı.
Güvenkaya'ya gidişımizde kullandığı-
mız minibüsü köy dönüşünde bırakıp tek-
rar otobüse geçtık. Bu sırada minıbüs s.ö-
förünüdurduran sivil polisler. minibüs şö-
förünü ve bıze rehberlik eden köylüyü sor-
gulamışlar. Güvenkaya'dan Zara ve İtn-
ranlı'ya geçtık. Hangi ilçeninsınınnagır-
sek bir polis otosu. görevi bir digenne dev-
rediyordu. Ancak hiçbir şekilde otobüste
bulunan heyetle bıre bir dıyaloğa girme-
diler. Sadece akşam karanlık bastırdıktan
sonra Sıvas şehir merkezine yaklaşıldı-
ğında 06 plakalı bir Renault'dân ınen gö-
revli otobüsü durdurarak. "Şehir merke-
zine girmeyi düşünüyor musunuz" dıye
sordu. Heyetten gınlmeyeceğı vanıtını al-
dıktan sonra izlemeyi bıraktı.
Sıvas şehir merkezine girmeyi kimse
düşünmüyordu. Hele Madımak katlıamın-
dan canını zor kurtaran Lütfû Kaleli, Mur-
taza Demir ve Ali Balkız hiç.
Zara'da Büyükköy'e ıığraına amacın-
daydık. Ancak Hacı Bektaş Veli Kültür
Dernekleri Ankara Şubesı Başkanı Ah-
met Şahin, Zara ve köylenne ait en sağ-
Güvenkaya Kövü'nden Muhtar Mehmet Kambur ile Rıza Ateş, gözaltına alındıktan sonra 6 giin sürekli gözleri bağlı bir
vaziyette dayak yedikJerini ve ağır küfiirierle kendilerüıe hakaret edildiğini belirttiler.
lıklı bilgilenn ve o köylerden temsılcile-
rin Zara Hacı Bektaş Velı Kültür Demeği
Şubesi'nde heyetı bekJedığini söyleyince
otobüs Zara ilçe merkezine doğru yönel-
di. Zara ılçe merkezinde otobüsü izleyen
polis aracı bırken iki oldu. Konuşacağımız
insanlan tedirgin etmemek içın ilçe mer-
kezinde bilgileri toparlayan ve kendileri de
gözaltına alınan üç yöneticiyi otobüse ala-
rak Imranlı'ya doğru yola çıkıldı.
Otobüste basına Zara'da olup bıtenler
hakkında bilgı veren Zara Hacı Bektaş Ve-
li Dernegı Başkan Yardımcısı Kâ/ım Dur-
sun, özellıkle ilçedekı sol görüşlü \e Ale-
vı esnaf uzennde yoğun bir baskının bu-
lunduğuna dikkat çekti.
Geçen ay polisler tarafından gözaltına
alınan Kâzım Dursun, PKK'lilere erzak sat-
makla suçlandığını söyledi. Gözaltında üç
gün kalan Dursun, gözlerinin bağlandığı-
nı ve cmlçıplak soyularak \ ucuduna elekt-
rik verildiğini ve tazyikli su sıkıldığını
söy leyerek işkence gördüğünü öne sürdü.
Sorguda kendısine hangi partiye oy ver-
diği ve hangi mezhepten olduğunun sorul-
duğunu belirten Dursun, haklı olarak so-
ruyor "Ben esnafım. Bana alışveriş yap-
mayagelene kimlik sonnam. Parasryla her-
kese mal satannı. PKK'lilere bugüne ka-
dar hiç mal satmadım. Zara'da benim gi-
bi gjda toptancısı olan ne kadar Alevi es-
naf varsa sorgudan geçti. Oysa PKK'liler
niçin bizden alışveriş yapsın. pekala bir
Sünni dükkân komşunıuzdan da alışveriş
yapabilirlcr. Neden onlar sorgudan geçmi-
yor da biz geçivonız. Aynca hangi partiye
oy verdiğim ve haugi mezhepten olduğum
buolayla ilgisi ne?"
Be> pınar Köyü'nden Şentürk İyidoğan
da Zara ilçe merkezinde gözaltına alın-
mış Özel otomobili olan Şentürk lyıdo-
ğan. dağdaki PKK'lilere otomobiliyle er-
zak taşımakla suçlanmış.
Geçen yılın aralık ayında gözaltına alı-
nan lyidoğan. bilindik işkence yöntem-
lennden nasıbinı almış. Ama yine de
"Arkadaşlanma göre ben daha az işken-
ce gördüm" dıyor. Bir gece Zara Karako-
lu'nda, altı gece de Sıvas Jandarma Kara-
kolu'ndaolmaküzeretoplam bir hafta gö-
zaltında kalıvor. Ancak savcılık tarafından
serbest bırakılıyor.
Imranlı'ya kadar konuştuğumuz Hacı
Bektaş Veli Derneği Başkan ve yönetici-
len gerçektcn şaşılası bir durumu aktan-
yorlar. Zara'da bir süreden beri Alevı ve
Sünni mezarlıklan aynlmış. Belediye her
iki inanç grubuna da ayn ayn yer tahsis
etmiş. Halk arasındaki yapay aynlıklar böy-
lece somuta dönüştürülmüş. Dönüşte ay-
nlan mezarlıklan göstenyorlar otobüste-
kılere. Zaralı olanlara bu durum pek ola-
ğandışı gelmıyor nedense.
Henüz zaman varken
Imranlı'da. Sıvas'ta 2 Temmuz 1992'de
katledilen HasretGültekin'ın köyü Han'a
uğruyoruz. Hemen asfaltın kenannda bu-
lunan Hasret Gültekın'in anıt mezannın ba-
şında saygı duruşunda bulunan heyetteki-
ler daha sonra köye gıriyorlar.
Köylüler askenn ıkı kez köye geldiğı-
ni ve arama yaptıktan sonra bir daha uğ-
ramadığını söylüyorlar. Ancak z^ara-lmran-
!ı yolunun daha önce teröristler tarafın-
dan ıkı kez kesılıp katlıam yapılması bu
bölgedekı güvenlik önlemlennın daha art-
masına yol açmış. Köy temsilcileriyie top-
lantı yapılarak köylere ılişkın bılgıler bir
tabloda ışlenıvor. Geziyi düzenleyen Av-
rupa Alevı Bırliklen Federasyonu, PirSul-
tan Abdal Derneklen. Divriği Kültür Der-
neği ve Imranlı Kültür Derneğı yaptıkla-
n tespitı daha sonra bir rapor halınde ka-
muoyuna duyurdular. Imranlı 'dan sonra
gezi tamamlandı. Dıvnği, Kangal ve Za-
ra gibi tmranlı dada köylerbir yandan PKK
bir yandan da güvenlik görev lilennın ara-
sında kalmış. Geziden sonra Sıvas'a iliş-
kın özetle şunlar söylenebılır: Durum he-
nüz vahım değil. BirTuncelivebirGüney-
doğu ile kıyaslanamaz. Eğergerekli ders-
lerçıkanlmazsa Sıvas'ın çok geçmeden Gü-
neydoğu'nun bırkentınden farkı kalmaz.
Sıvas'tayapılacak bir yanlış bir kıvılcımı
başlatabilirve Türkiye'nin tümbölgeleri-
ne bir anda yayılabilır.
BÎTTİÎ
PERŞEMBE
ORHAN BURSAU
Dünü Yarına
Bağlayan...
Paranın suyun içinde yalpalayarak dibe doğru
yol alışını heyecanla ve umutla seyrediyordum.
Çoğu kez, bardağın tam üzerindeyken yolu kınlı-
yor, sağına veya soluna düşüyordu.
Yüzüm neredeyse su yüzeyıne yapışmış, elim-
deki yüz paralık, beş kuruşluk, on kuruşluk bozuk
paralan bir bir su içine bırakıyorum; yüreğim pırpır,
paralann bardağın içine düşmesini bekliyordum.
Düşerse, bire iki, bire üç alacaktım.
Su dolu büyük bir peynir tenekesinin veya kova-
nın ortasına yerieştirilmiş çay bardağının içine pa-
rayı düşürmek, koîay bir hüner değildi.
Paralar, suyu dikine yarıp aşağıya ınmezdi.
Durmadan yalpalar, tam bardağın üzerindeyken
kayar ve dışa düşerdi.
• • •
Dün, artık kalmayan eski bayram yerlerinde do-
laştım.
Çocukluğumun geçtiği semtlerde onlardan
hiçbir iz yoktu.
Sadece belleklerde izdüşümleri bölük pörçük
yaşıyordu.
Istanbul'un eskı mahallelennde yüzyıllardır hep
aynı yerde kurulan bayram yerleri, son 20 yıl içinde
ya yollara ya da bınalara kurban gitmişti.
Oralan, çocukluk yaşamlannın ortak coşkulannın
paylaşıldığı yerlerdi.
Uzun zamandır artık hiçbirinin var olmadığını da
biliyordum.
Yine de gözlerim bayram yerlerinden kalkan,
mahalle çevresinde küçük veya büyük tur atan
bayram arabalann aradı.
Üzertenne tente gerilmiş, dört bir yanı küçük kâ-
ğıt bayraklarla, kâğıt fenerierle, rengârenk krepon
kâğrtlanyla süslenmiş at arabaJan görüntüleri^lüş-
lerimde koşturup durdular.
Sonra, bayram yerlerinde çocuklann binmek için
can attıklan arabacı atlannın nal seslerini duydum.
Amcamın köydeki küheylanları peydahlandı
gözlerimin önünde.
Altı yaşın heyecanıyla boyunlanna sanlarak veya
siyah yelelerıne tutunarak ilk kez bindiğim kızıl
kahverenkli atlar.
Ve ata bınince hemen büyümüş olma duygusu-
nu bilincimde duyumsadığımı anımsadım.
Arkasından, 6 ve 7 yaş yıllanmı geçirdiğim anne-
min köyündekı bayram şenliklen uçuşarak geldiler.
Boyumuzu iki metre yükselten tahta ayaklara bi-
nerek yanşa kalkıştığımız anlar canlandı.
Ve kocaman ceviz ve kızıl ağaçlarına kurulan,
köyün bir ucundan diğer ucuna yürek ağızda sal-
landığım dev salıncaklar...
• • •
Eski bayram yerlerim yoktular.
Sokaklar da koşuşturduğumuz sokaklar değildi.
Olmayışlarına üzülmedim.
Içim cız etmedi.
Çocuklar yine pınl pınl giyinmişlerdi ve bayramı
yaşamanın sevinci gözlerinde ışıldıyordu.
işte, dünü bugüne ve yannlara bağlayan da göz-
lerdeki bu mutluluk ışıttısıydı.
Bu ışıltının dışında her şey değişecek, dönüşe-
cekti.
Onların bugün daha başka görüntüler, anılar,
renkler ve olaylar yaşayıp biriktirdiklerine
inanıyorum.
Daha doğrusu, öyle olmasını arzuluyorum, umut
ediyorum.
• • •
Mutlu bayramlar...
THE INDEPENDENT:
6
Refah'lı koalisyon
sorun yaratmayacak'
• Türkiye eğer demokratik kurumlann Islamcı parti
ile nasıl uyum içinde çalışabileceğini göstermeyi
başarabilirse, bu deneyim, ılımlı fslamcılar ile nasıl
geçinebileceğinin yollannı arayan diğer Avrupa
ülkeieri için de bir model oluşturabilir.
LONDRA (Cumhuri-
yet)- tngiltere'nın ciddı ga-
zetelennden Independent'ın
dün başmakale sütununda
yer alan bir yorumda, Tür-
kiye'nin Avrupa'ya yeni bir
siyasi model getırmek üze-
re olduğu vurgulandı.
RP'nin demokratik bir Is-
lamcı parti olduğu, bu ne-
denle Batı'nın İran ve Ce-
zayır örneklerinı dikkate
alarak korkuya kapılmasına
gerek bulunmadığı belirtil-
di. Gazetede yer alan yo-
rumda şu görüşlere yer ve-
rildi:
Birkaç gün içinde. Islam-
cı bir parti, yeni kurulacak
koalisyon hükümetinin or-
tağı olacak. 1923 yılında la-
ik Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluşundan ve hilafetin
kaldınlmasından sonra, Is-
lam dini. devlet yönetimın-
den uzak tutulmaktaydı. La-
iklik. milliyetçilik ve Batı-
lı anlayış. 70 yıldır. devlet
yönetiminm ilkeleriydi. Tür-
kiye, bu süreçte, otoriter re-
jimler, askeri darbeler ve si-
yasi şiddete de tanık olur-
ken, bir yandan da ekono-
mık modernleşme ile de-
mokratik sürecin istikrarlı
biçimde oturmasını da ger-
çekleştirdı. Ancak bugüne
kadar Islamcı polıtikacıla-
nn devletin önemli bakan-
lıklanna gelmeleri görül-
memışti.
Batı, bundan dolayi kor-
kuya kapılmamah. Bazı la-
ik Türk polıtikacılar, Islam-
cı Refah Partısi'ni sorum-
suz bir dini aşınlık olarak nı-
teleyebilirler. Ancak bu yar-
gı, Refah Partısi ıktidarda
denenmeden verılmış bir
yargıdır. Refah Partisı, ül-
kenın bellı başlı kentlerin-
de iki yıldır hiçbir tartışma
yaratmadan yerel yönetim-
leri elinde bulunduruyor.
Yerel yönetımlerdeki başa-
nsı, geçen aralık ayında ya-
pılan genel seçimde de en
yüksek oyu almasını biraz
açıklıyor.
Partınin söyleminın ba-
zen radikal göründüğü doğ-
rudur. Lideri Necmettin Er-
bakan. Avrupa ile gümrük
birlığını. •Hıristiyan dün-
yasına kölelik' olarak nite-
İemişti Ancak Erbakan'ın
söylemi. asıl politikasının
yanında daha radikal görü-
nüyor. Erbakan katı bir lran-
lı ayetullah değil. aynı za-
manda eli silahlı bir Ceza-
yiıii şenatçı da değil. 19701i
yı 1larda üç kez başbakan
yardımcısı olarak hükümet-
lerde görev yapmış bir mü-
hendis ve bilim adamı. Mer-
kez sağdaki Anavatan Par-
tisi ile bir koalisyon kurar-
sa. ülkenın laik politikalan
ve dış polıtikasına karşı top-
yekün bir saldın başlatma-
sı beklenemez. Refah Par-
tisi, başansını. oyunu de-
mokratik kurallar içinde oy-
naması sayesınde kazanmış-
tır. Hükümet olması içinon-
lara bir şans tanınmalıdır.
Çünkü seçim sandığından
gelen bir yasallığı vardır.
Kavranması gereken nok-
ta, RP'nin hızla çağdaşlaşan
ve Batı yanlısı birülke için,
bölücü bir tehdit olmadığı.
demokratik bir Islamcı par-
ti olduğudur. Hatta Türkiye
eğer demokratik kurumla-
nn. Islamcı bır parti ile na-
sıl uyum içinde çalışabile-
ceğini göstermeyi başara-
bilirse. bu deneyim, ılımlı Is-
lamcılar ile nasıl geçinebi-
leceğinin yollannı arayan
diğer Avnıpa ülkeieri için de
bır model oluşturabilir.