Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞÜBAT 1996 PERŞEMBİ
12 KULTUR
B E R L 1 N F 1 L M F E S T İ V A L İ ' N D E N N O T L A R
19ülkeden25filmin
vanşüğı 46. Beriin
Film Festivali, yanşma
kadar, Panorama,
Forum, Avrupa Fflm
Pazangibiyan
bölûmieriyle iigi çeken,
yedinci sanaön en
önemli üç vitrininden
biri bilindiği gibi,
Cannes ve Venedik'le
birlikte.
Görebfldigimiz
yanşma filmleri
arasında "Sense and
Sensbüity", "Get
Shorty" ve İngiliz
vapınıı iki tarihsel film
"Richard HPle
"Restoration" öne
çıkıyor.
Bertin'de HoIiywoo(Puıı gövde gösterisi
SUNGUÇAPAN
BERLİN - Her zamanki gibi soğuk,
karlı-buzlu, gri ve ıslak bir Berlin'de,
12 günlük film seyretme maratonumu2
başlayalı 4 gün geçivermiş, biz ısınana
ve havaya girene dek. 19 ülkeden 25
fîlmin yanştığı 46. Beriin Film
Festivali, yanşma kadar, Panorama,
Forum, Avrupa Film Pazan gibi yan
bölûmieriyle de ilgi çeken, yedinci
sanatın en önemli 3 vitrininden biri
bilindiği gibi. Cannes ve Venedik'le
birlikte. Bu yıl basın merkezinin,
yenıden sinemalara yakın, lüks bir
otele (Inter-Conti) konuşlandınlması
lyi olmuş. Amerikan ve Avnjpa
major'lannın kamp kurdugu, adım
başına bir ünlüye rastlanan Inter-
Conti'deki basın toplantılanna rağbet,
alişıldığı iizere oldukça fazla yine.
Satışa, pazarlamaya yönelik
muhabbetler, parlak tanıtımlar, yeni
tanışmalar, kokteyl partiler, akşam
yemeklen, resepsıyonlar da yine gırla
gidiyor. Tabiı bütiin bunlar da, festival
denilen oyunun bir parçası. Son
yıllarda iyice belirginleştiği gibi,
Avrupa'ya bahar çıkarması yapacak
Hollywood sınemasının yine parlak
gövde gösterisi niteliğinde geçen
festivale ünlülerini (VlP'lerini)
göndermiş Amenkalılar. Öyle ki, John
Travolta Ku"damUa volta atarken
Danny De Vlto Berlinlilerle
Kennedy'cilık oynuyor. Jodie Foster
başoyuncusu Holly Hunter'la çevresine
sempati yayarken, yanm yüzyıldır
sinemaya katkılanndan ötûrû verilen
Altın Aslan onur ödülünü alan Elia
Kazan da festivalin inkjyım patronu
Moritz De Hadebı'in kollannda mest.
kameralara, objektiflere gûlücükler
dağıtıyor; festıvalde birkaç filmiyle
bırden boy gösteren Robert Dtmney Jr.
en iyi aktör ödülüne göz dikiyor (tabii
festivali şereflendırmeleri beklenen
Bnıce W iUis. Anthony Hopkins. Sean
Penn'lerden sıynlabiİirse)...
Beriin'de gökyüzü kapab ama
yıldızlar paıiıyor
Sense and Sensibility
n yıllarda iyice belirginleştiği gibi,
Avrupa'ya bahar çıkarması yapacak
Hollyvvood sinemasının yine parlak
gövde gösterisi niteliğinde geçen festivale
ünlülerini göndermiş Amerikalılar. Yıldız
yağmuruyla yine parsayı toplayacağa
benzeyen Hollywood'un ağırlığını vurgulamak
için (özel gösterimleri de sayarsak) 28 yanşma
filminin 10'unun ABD yapımı olduğunu
belirtmek yeterlidir sanınm.
yapımcısmdan gizli kaçınp Market'e
soktuğu, tiner çeken, evsiz barksız
sokak çocuklannın hikâyesini
görûntüleyen "Soğuk Gecder" ve
Almanya'da doğma, yetişme Türk
yönetmen Seyhan Derin'in
Panorama'nın belgesel bölümünde yer
alan "Ben Annemin Kızıvını'' filmJeri,
sinemamızın adını duyuruyor bir
ölçüde.
Şimdilik öne çıkanlar
Kısacası. Wîm VVenders'e gönderme
yaparak dile getirirsek, Berlin'de
gökyüzü kapalı. ama yıldızlarla da
parlıyor icabında... John Travolta-Jack
Lernmon-Jodie Foster"larla başlayıp
Bruce Willıs-Susan Sarandon-Tim
Robbins'lerle sürecek vıldız
yağmuruyla yine parsayı toplayacağa
benzeyen Hollywod'un ağırlığını
vurgulamak için (özcl gösterimleri de
sayarsak) 28 yanşma filminin 10'unun
ABD yapımı olduğunu belirtmek
yeterlidir sanınm.
Avrupa'dan 12, Asya'dan 5,
Avustralyadan 1 ve Almanya'dan da
(sadece) 1 filmın yanştığı 46. Beriin
Film Festivali'nin geleneksel mekânı
Zoo Palast'ın önüne malum kırmızı
halı çekilmiş tabii, merakJısını 2
saatliğine, bambaşka düş âlemlerine
uçurmak için yine! 3 bini aşkın
'akkredierte' basın mensubuyla
sınema yazannm kalabalığına
kanşarak bir kez daha, kâh
hayalkınklıklanna uğrayarak, kâh
ınsan olmanın doruklanna çıkartan
aynksı filmlerin tadına vararak
izlediğimız Berlinale 96'da. resmi
yanşmayı tamamlayan Panorama
bölümü de Amerikan sineması
ağırlıklı. Büyük stüdyolann yanı sıra,
Sundance festıvalinin 1995 galibi
"VVellcome to the DoOhouse" gibi
kaçırmadığımız. bağımsız Amerikan
sinemasının ürünü kimi ilgınç
filmlerin de yer aldığı Panorama'da,
Fransız, Italyan ve lspanyol
sinemalannın güçlü düzeyinı
örnekleyen etkileyici filmlere de tanık
olduk. Keza lskandinav filmleri de
ilginçtı.
Sinematek yıllanmızın unutulmaz
yönetmenlerinden Isveçli Bo
Widerberg'in, savas yıllannda, güzel
öğretmeni tarafından hem sınıfta hem
de yatakta eğirileıı genç bir öğrencinin
öyküsünü anlattığı dönüş filmi "All
Things Fair" gibi. En iyı yabancı film
Oscar'ına da aday gösterilen, yanşma
bölümünde epey allciş alan bu Bo
Widerberg-lsveç yapımının yanı sıra,
son yıllarda Batı'nın gözdesi olan
Asya sineması da, Çın'ıyle,
Tayvan'ıyla, Japonya'sıyla yine
dişlerini gösteriyor festivalde. 46.
Beriin Film Festivali'nde olmayanlar,
Latin Amerika ve komünızmin
iflasından sonra kısırlaşan, eskiden
Doğu Bloku dıye tabir ettiğimiz
Çekoslovakya. Polonya, Macaristan,
Romanya sınemalan...
Geçen yıl Panorama'da Handan
Ipekçi'nın "Babam Askerde", Yavuz
Ozkan'ın "Yengeç Sepeti" fılmleriyle
temsil edilen Türk sineması bu yıl
hepten kayıp Berlin'de. Yine de
bildiğimiz kadanyla, yönetmenin
Altın ve Gümüş Ayı'lann hangi
filmlere gideceğine, ödülleri kimlerin
toplayacağma ilişkin tahmin ve
değerlendiımeler için henüz erken
sayılırsa da, görebildiğimiz yanşma
filmleri arasında u
Sense and
Sensibility", "Get Short> " ve ingiliz
yapımı iki tarihsel film, "Richard
HPle "Restoration" öne çıkıyor.
Başanlı olduklan çokça yazılıp
söylenen, Paul Mazursky'nin
"Faıthful", Bertrand Blier'nin "Mon
Homme", Tim Robbıns'in "Dead Man
\VaUdng" ya da Terry Giltiamın "12
Monkeys" filmlerinin daha
göstenlmediği Berlinale 96, gitgide
ısınıp hızlanarak sürüyor şimdilik.
Andrzej Wajdaustanın yine eski
defterleri kanştınp 1943'ün Varşova
gettosundaki Nazi kıyımı atmosfennde
geçen, Yahudi düşmanı Polonyalılan
sergileyerek bazı tabulan deşen son
esen "Wielki Tydzien-Paskalya
Günleri'nde" ise eski usul kJasik ve
ınsancıl bir filmdi, nedense Zoo
Palast'ın Alman seyircisinden tek bir
alkış dahi almayan.
Emma Thompson (Sense and
Sensibility-Akıl ve Duygu), Annette
Bening (Richard III), Holly Hunter
(Jodie Foster'ın ikin«t yönetmenlik
denemesinden başanyla çıktığı sevimli
aile güldürüsü, yanşma dışı, Home for
the Holidays-Evde Bayram Tatili'nde
çok iyiydi Holly Hunter) ya da Isveçli
fistık Marika Lagercrantz'den (All
Things Faır) çok, yanşmadaki iki
Fransız filminden biri olan, Elie
Chouraqui'nın "Les Menteurv
Yalancılar"ındaki Va'erie Bruni-
Tedeschi'ye. özellikle de Panorama'da
seyrettiğımiz Benoit Jacquot'nun "La
Füle Seule-Yalnız KE"ındaki yeni
yetenek VTrginie Ledoyen'e gönül
düşürdüğümüz festivalde bakalım daha
hangi güzeller güzeli yıldızlarla
tanışacağız?
Dormen Tîyatrosu'nun 40 ydhk serüveıri
Kültür Servisi- Kırk yıl geçti Dormen
Tiyatrosu perdelerini açtığından bu ya-
na. 40 yıl önce Parmakkapı'da bir arka
sokakta Moliere'in 'Gülünç Kibariar'
oyunuyla başlayan serü\ en bugün. Pan-
galtı'daki Dormen Tiyatrosu'nda sürü-
yor. Haldun Dormen, Metin Serezii, Ay-
fer Feray, Erol Günaydın, Cahide Son-
ku. Nisa Serezli, Cahit Irgat, Gülriz Su-
ruri, Altan Erbulak bir çırpıda akhmı-
za gelenler. Ya gelmeyenler... Tam tamı-
na iki yüz seksen oyuncu gelmiş geçmiş
bugüne kadar Dormen Tiyatrosu'ndan.
on dokuz da yönetmen. Yazarlar. dekor,
kostüm, afiş tasanmcılan, şarkı sözü
yazarlan hatta teknik personelden gişe-
cileri de eklersek, Dormen Tiyatrosu'nu
tam 500 kişilik bir ekibin taşıdığını gö-
rüyoruz 40. yaşına. Dormen Tiyatro-
su'nun başlangicından bugüne tam kad-
ro serüvenıni, yine bir Dormenci olan ve
Haldun Dormen'in "gelecegin Erol Kes-
kta'i" diye nitelendirdiği genç tiyatro-
cu Kerenı Atabeyoğlu kitaplaştjrdı. Ya-
pı Kredi Yayınlan'nm Ustalar Dizi-
si'nden çıkan. Keretn Atabeyoğhı'nun
hazırladığı "1955'ten 1995'eDonnenTî-
yatrosu'nun KırkYüı' adlı kitapta yalnız Hal-
dun Dormen'ın değil; kırk yıhn Dormencile-
ri de oyunlarla yaşanan pek çok ömrün dökü-
mü ve anılanyla rol alıyor...
Yıl 1955. Parmakkapı'nın arka sokaklann-
dan birinde taş çatlasa elli, bilemediniz altmış
kişiyi içine alabilecek bir salonda süreldi bir
telaş yaşanıyor. Çoğunluğunu Galatasaray Li-
sesi ve kolej ögrencilerinin oluşturduğu bir
grup gencin kurduğu Tiyatro Derneği, sergi-
ledikleri iki komedi ile (Moliere'in 'Gülünç
Kibarlar'ı ve GoJdoni'nin'Yalana'sı bu oyun-
lar) büyük başan sağlıyor. Bu gençler kimler
mi? ErolGünaydın.Tuncay Çavdar, UAık Esin,
Ozan Sungur. Ayperi Akalan, Candan SavTan.
Dekorlar Duygu Sağıroğiu, reji ise o günlerde
Yale'dekı tiyatro egitimini tamamlayıp yurda
dönen, Küçük Sahne'nin aktörlerinden Hal-
dun Dormen imzasını taşımaktadır.
Muhsin Ertuğrul'un Küçük Sahnesi iyice
tatsızlaşmıştır Haldun Dormen ıçın. Bütün
vaktini Parmakkaprdaki o salonda çalışmala-
nnı sürdüren Tiyatro Derneği'ne ayıran genç
Doımen'in aklına parlak bir düşünce gelmiş-
tir: "Neden buraya yapmryoruz tij^troyu?"
Dostlardan toplanan paralar ve Duygu Sağı-
Karanhk Komedi. (üstte), Şahane Züğürtier de Nevra Serezli ve Haldun Dormen (yanda).
roğlu'nun yoktan var eden yeteneği ile oluşur
Türk temaşa hayatmm 'Cep Tiyatrosu' adını
taşıyacak bu ilk oda tiyatrosu.. Altan Erbulak
komedyenliğe adımuıı butiyatroda atacak, gü-
zellik kraliçesi unvanlı Ayfer Feray, tüm ürkek-
liğini yenip Cep Tiyatrosu'nda 'Papaz Kaçb'
ile sahneye çıkacaktır ilk defa Kadıköy Sürey-
ya Sineması'ndaüç gün sahneleniroyun. 1955
yılının 22 Ağustosu'nda bastiran sıcaklara rağ-
men seyirci hınca hınç doldurur sinemayı. So-
nuç, seyircınin aralıksız reaksiyonlan histeri
krizine dönüşmüş ve Süreyya Sineması'nın
koltuklan aşın gülmeler nedeniyle kınlmışhr!
Her şey her zaman iyi gitmez elbette. Kimi
oyunlar büyük fıyaskoyla sonuçlanır. Dormen
Tiyatrosu oyunculan boş koltuklarla da karşı-
laşır sık sık. Topladığı tüm beğeniye rağmen
'SevgOfaneGöz KubkOi' ya da 'BonısunuÖt-
türen' istendiği gibi dolduramamıştır salonu.
1962 yılında para durumu tam bir felakettir.
'Şahane Züğürtier' işte tam bu sırada imdada
yetişir. Metin Serezli, Altan Erbulak, Erol Kes-
kin, BaşarSabuncu,TülinOral'ın rol aldıkla-
n oyunla birlikte Dormen Tiyatrosu Hüseyin
Kutman, Tol^ Aşkıner, Zejnep Tedü, Yusuf
Sezgingibi yetenekleri de katar kadrosuna.
1972-1984 yıllan arasında ekonomik sıkın-
tılaryüzünden kapanırtiyatro. Bu süre boyun-
ca bünyesinden çıkan tiyatrolarda yasamaya
devam eder Dormen ekolü. Haldun Dormen
'Komedi Tiyatrosu'nu kurmuştur. Bir gün
Egemen Bostancı'nın da ısranyla ikınci kez
kurulur Dormen Tiyatrosu. Fars türünün yet-
kin yazarlanndan Ray Cooney'in oyunlan sah-
nelenir art arda. 'Hangisi Kansı?', 'İkinin Bi-
ri', 'Her Evde Hır Var', 'Otel Paradiso", 'Kaç
Baba Kaç've Haldun Dormen- Kemal Uzun
ikilisinin yazdığı, müziklennı Melih Kibar'ın
bestelediği müzikal 'Yolun Yansı'.. Dile ko-
lay 40 yıh geride bırakıp 41. yıla adım attı
Dormen Tiyatrosu, ama iyisiyle ama kötüsüy-
le...
Haldun Dormen, tiyatroaşkıyla dopdolu ge-
çen 40 yılın ardından geriye baktığinda gör-
düklerini. 'hayal kınklıklan, başansızlıklar,
mali sıkınhlar, keçi boynuzu örneği bir tutam
başan için tonlarca sıkınn ve üziintü' dıye özet-
liyor 'Dormen Tryatrosunun 40 Yılı' kitabın-
da. Peki ya sonuç?.. "Yerteşmişbirefsane: Hiç-
bir$e>vdeğişmeyeceğiın,gereldrsebünınsıkın-
tılarını baştan yaşamaktan korkmayacağnn
bir efeane."
1ŞILDAKVE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
YiizYüze
Jorge Luis Borges, "Borges ve Ben" adlı, adın-
dan da anlaşılacağı gibi "kendini" betimlediği ünlü
denemesine şöyle başlıyor:
"Her şey ötekinın, Borges'in başından geçiyor...
Aramızın bozuk olduğunu söylemek, işi biraz fazla
büyütmek olur; ben yaşıyomm, kendimi yaşama bı-
rakıyonjm ki, Borges masallarını ve şiirierini yazabil-
sin. Ve o masallarla şiiher beni doğruyor."
Ve ona özgü şaşırtıcı üslupla sürdürüyor:
"Yıllar önce ondan kurtulmaya kalktım ve kent dı-
sındaki gecekondu mahallelerinin söylencelehni bı-
rakıpzaman vesonsuzlukla oyunlara yöneldim. Ama
o oyunlar da eninde sonunda Borges'in bir parça-
sı oldu çıktı... Anlayacağınız, benim yaşamım sürek-
li bir kaçış; ben her şeyi yitiriyorum ve her şey ya
unutulup gidiyor ya da ötekine kalıyor."
_ 1956 yılında kaleme aldığı denemeyi (Çev: Celal
Üster, AFA yay.) şöyle bitıriyor:
"Bu satıhan hangimiz yazıyor, ben mi, o mu, bil-
miyorum."
•
Aynaya baktığımda gördüğüm kim, ben mi öteki
mi? İlk bakışta tanımlamak güç değil belki. Bir yüz.
Benim aynadaki optik olarak görüntüm. Yüzümün
yansıması; yüzümün görüntüsü.
Peki yüzümü betimlemek olanaklı mı? Aynada
gördüğüm yüzü?
Hadi diyelim, yazının, kalemin gücüyle ve sözcük-
lerin içinde taşıdığı büyüyle bir biçimde ve bir kıs-
mıyla betimleyebılirim. Herne kadar Borges'in ikile-
mine düşsem de -ben'i mi, ötekıni mi yazdım-, yine
de yazıyla betimleyebılirim.
Peki bir ressam kendi yüzünü nasıl betimleyebi-
lir? Onu nasıl resmeder; tuvalin üzerindeki ne kada-
nyla kendi. ne kadanyla ötekı'dır?
Bir ressamın kendi yüzünü betimlemesi olanaklı
mıdır? Ya da nereye kadar! Resmettiği tuvaldekı yüz
kendisinin mi; yoksa Borges'in dediği gibi ötekinde
kalan mıdır?
•
Geçen hafta Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Ga-
lerisi'nde, "Türk Resminde Otoportre" başlıklı '//-
ginç'bk resim sergisi açıldı.
Doğrusu hazırlayanlan, serginin düzenleniş eme-
ğinin yanı sıra, öncelikle "böylesine bir düşünce" ve
"bu farklılığa" ulaştıklan için kutlamak gerekir.
1841 doğumlu Şeker Ahmed Paşa'dan, 1965
doğumlu Mustafa Horasan'a kadar atmış üç oto-
portre yer alıyor sergide.
Nazmi Ziya, ibrahim Çallı, Hikmet Onat, Avni
Lffîj, Feyhaman Ouran, Hamit Görefe, Eşref Üren,
Cemal Tollu, Şefik Bursalı, Ali Avni Çelebi, Zeki
Faik, Sabri Berkel, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Abi-
din Oino, Nuri lyem, Burtıan Uygur, Neş'e Erdok,
Sabahattin Tuncer vb. ressam otoportrelerıyle bi-
ze iç dünyalarını yansıtıyorlar(!).
Hüzünlü aydınlık, ciddi, neşeli, sevimli, endişeli,
keyifli, güvenli, karamsar, iyimser gibi sıfatlarla ta-
nımlamak olanaklı-yazının tanımlama sının bağla-
mında.
Öte yandan da bir tavır, bir yaşama biçimini yan-
srtan sıfatlar da eklemek olanaklı. ÖrneğJn, bohem,
bürokrat, bıçkın, modern, klasik, romantik vb.
•
Kuşkusuz otoportrenin tipik örneklerinin Röne-
sans ile başlaması, otoportrenin, "modemite"^felse-
fesiyle doğrudan bir ilişkısi olduğunu gösteriyor.
Insan, birey olarak tarih sahnesine çıkıyor. Biçimi,
bedeni, toplumsal bir varlık olmanın yanı sıra iç dün-
yasıyla, duygusuyla birlikte; beden ve ruh olarak yer
alıyor.
Otoportresıni yaptığı zaman da bir 'yüzyüze' du-
rumu söz konusu...
Sanatçı kendini nasıl görüyor? Ressam yüzünü
nasıl betimliyor? Aynada gördüğü yansımanın ardın-
da bulduklan neler? Aynanın dışına çıkıyor mu? İç
dünyasını ne kadanyla yansıtıyor? Farklı zamanlar-
da yaptığı otoportreler, o farklılıklan, iç dünyanın fır-
tınalarını yansıtabilıyor mu?
Ya da Borges'i izleyerek sorarsak, ressamın ken-
disinden otoportrede kalan ne?
Sorulann yanıtı kolay değil ve aslında sorular ve
sorunlar iç içe geçtiği gibi; somut bir 'yanıt'ın olma-
sı (bulunması) da çok önemli değil.
Belki de ressamın otoportresine bakıp bizim 'edin-
diklerimiz' yeterli.
Müzik-San başkanlıgına
Melih Abay getirildi
ANKARA (ANKA) - Müzılc, Sahne ve Gösteri
Sanatian Derneği Yardımlaşma ve Dayanışma
Sandığı'nın 1. olağan genel kurulunda sandık
başkanlıgına Melih Abay getirildi. Üyelerine, hastalık.
yaşlılık, sürekli ve geçici iş görmezliİc, doğum. ölüm,
doğal afetler, maddi sıkıntı, muhtaçhk ve geçici
işsizlik durumlannda karşılıksız yardım yapmak
amacıyla Müzik-Der bünyesınde oluşturulan Müzik-
San'ın 1. olağan genel kurulunda, sandık yönetim
kurulu asil üyeliklerine Melih Abay. Erkan Turan.
Cihangir Aktuğ, denetim kurulu asil üyeliklerine de
Hüseyin Gündüz, Atilla Şahin vr
e M. Haluk Kılıç
getirildi. Sandık yönetim kurulunun kendi arasında
yaptığı görev dağılımında ise sandık başkanlıgına
Melih Abay, sandık sekreterliğıne Erkan Turan, ve
sandık mali sekreterliğine Cihangir Aktuğ getirildi.
Tuncay Yılmaz Brüksel'de konser
verecek
Kühur Servisi - Uluslararası ödüllü, 26 yaşındaki genç
viyolonist Tuncay Yılmaz, Europalia etkinlikleri
çerçevesinde Brüksel'de bir konser verecek. 8 yıldan
beri ABD'de yaşayan Yılmaz, ilk konserini geçen yıl
Amerika'nın en prestıjlı salonlanndan Carnegie
Hall'da vermişti. Başanlı performansıyla izleyicilen
büyüleyen genç vıyoloniste, bu konseri sayesinde
Şikago, Palm Beach. VVashington, Virginia ve
Boston'u kapsayan bır turnenin kapılannı açmıştı.
1993 yılında 'Uluslararası Solistlik Diploması'nı
alarak bu unvanı elde eden ilk Türk viyolonist olan
Yılmaz, önümüzdeki yıl gerçekleştiriimesi planlanan
Europalia etkinlikleri çerçevesinde Adnan Saygun'un
'Keman Konçertosu'nu seslendirecek.
Sarıyer Sanat Tiyatrosu, tiyatro
Kültür Servisi - 1980 yılından bu yana çalışmalannı,
yüklenmiş olduğu bölgesel tiyatro zorunluluklanyla
birlikte yürüten Sanyer Sanat Tiyatrosu, tiyatro
şenliğine hazırlanıyor. Amacı tiyatroyu geniş bir
kesime yayma, gelecek kuşaklara arşiviyle,
sahnesiyle. kurumlaşmış bir tiyatro anlayışı ve yapısı
bırakma olan Sanyer Sanat Tiyatrosu, bu doğrultuda
amatör tiyatrolan bir araya getıren şenlikler
düzenlıvo»'