Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 1996 SAL
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türkçe Sözlük
ADNAN BİNYAZAR
S
ozlukler, toplumu doğru du-
şunmeye, kavramsaT du-
yumsamaya, söylenım (te-
leffuz) guzellığıne yoneltır
Sözluge ya da ansıklopedıye
bakma alışkanlığı edınmış
bır devlet adamı, ağzından hangı sozcuk-
lenn dökulduğünü bıleceğı gıbı Azer-
baycan'ı "Azerbeycan" bıçımınde soyle-
mez, "Böyle sanaün içine tükurürüm!"
dıyerek kendı anlayış kıtlığını sergıleyen
bır yonetıci eşofman'a "eşortman" de-
mez SaJt Atarürk'un çağdaşlık devnmı-
ne karşı çıkmak ıçın devrim sozcüğünu
kullanmayıp "inkılâp"ı yeğleyen, onu
doğru söylenımıyle kullanır Nededığını
bılmek, kışıyı yanılgılardan kurtanr, on-
da bır ıçguvenın doğmasına yol açar Ne
var kı, bılgının erdemıne ınanmamış, bıl-
gısızhğın bırçağ tutsakJığı olduğunu kav-
ramamış kışıler ıçın bunlann hıçbır anla-
mı yoktur Üstelık, bılgıçlık budalalan
bunlar arasından çıkar
NecatiCumah,bırgün, yenı çıkmış bır
sözlüğu kanştınrkan, "Ben sozlük oku-
nım" demıştı Kuşkusuz, bununla, bır
sozluğü roman gıbı okuduğunu aniatmak
ıstememıştı Onunkı, kavramlara getın-
len tanımlann, sözcûk çağnşımlarının ya-
rattığı bılgı evr^nınde dolaşmaktı
Tıpkı okuma ısteğı gıbı, ıyı bır sozlûk-
te çekıcı bır yan vardır Doğru tammlan-
mış kavramlar, yenı çağnşımlarla anlama
yetısını gehştırır Bu yönuyle sozlukler,
duyarlı bılgı denetleyıcısıdır Iyı bır soz-
luk karşısında bıldıİdenmızı, bılmedık-
lenmızı, sozcukler dünyasının denekta-
şından geçınnz Bu yönuyle moda soy-
leyışlerden, bılgıçlık taslama tuzağındân
ancak sozlülder kurtanr bızı Giobai soz-
cüğunun buyusunu "bütunsel" bozar
Konsensüs'u dıllennden duşürmeyen bu-
yukler *uzlaşım"ı kullandıklannda, bu-
nun kendılennı kuçultmedığını anlarlar
Sunucular, gostencıler bılgelığe özenen-
ler performans yerıne *>etkinlik"ı yeğler-
lerse, kendı dıllennın sessel ve anlamsal
beğenısıyle düşünmeyı de yerıne getır-
mış olurlar Yoksa ağızlannın dıl tadı bo-
zulur
Kavramsal düşunmeyı ıyı bır sozlük
sağlar ancak Iyı bır sözlukte tanımlar,
kavramsal yoğunluğu yansıtmalıdır Soz-
luğun bır ucu eskı, bır ucu yenı duyulma-
ya başlayan sozcuklerde olduğu ıçın, bu
denge de ıyı tutturulmalıdır Sozlukler,
kullanımdan düşmuş sozcuklen kapsa-
mında daraltırken, çağdaş kavramlarla
sureklı beslenmelıdır Kavramsal düşun-
ce bınmlen (tenmler), soyleme ve anlam
aşınmı söz öbeklen (deyımler), bılgece
sözler (atasözlen) sozcuklenn tûrevlen
sözlüğe yansımalıdır Sozlükçûnun, dıl-
sel gelışmelen, dıldekı guncelhğı çok ıyı
ızlemesı gerekır
Sözluğün kötüsu ıse yararsız bır öğret-
men gıbı, kafalan kanştmr, söylenımde
yanlışlıklarayol açar, kışının bılgı denge-
sını çarpıtır 1yı bır sözlük, evımızın er-
demlı oğretmenıdır Bu oğretmen, kışıyı
kendı kafa donammından kurtanp kav-
ramsal aydınlığa kavuşturur
Ali Pfisküllüoğiu'nun Yapı Kredı Ya-
yınlan arasında çıkan 1700 sayfalık Turk-
çe Sozlûk'ünu gonınce bunlan düşun-
dum Bır, gerçek Türk Dfl Kurumu'nun
sozluğunutanımıyla, ıçenğıyle, yazımıy-
la yozlaştıran resmı kurumculara bakın,
bırde, Puskülluoğlu'nun, tek başına, ner-
deyse kusursuz sayılabılecek bu dev ya-
pıtını gözlenruzın önüne getınn1
Onlann, Tûrkçe'yı dıl yıkımına uğrat-
ma gınşımlen, yıllar önce, "Yaşayan
Tûrkçe" şamatasıyla başlamıştı "Yaşa-
yan Türkçe"nın kullanılması gerektığını
savunan bırçok bılım adamı goz gore go-
re bır yanlışı doğrulama yolunu seçmış-
tı Oysa, örneğm Kâşgarb Mahmırt, ger-
çek Turk Dıl Kurumu'nun bulduğu, ko-
kü Turkçe bırçok sozcukle alay eden "ya-
şayan dil"cıler gıbı davransaydı, yanı dı-
lımıze soluk aldırmaz Arapça, Farsça soz-
cuklenn Turkçe karşıljklannı, ıl ıl, oba
oba dolaşıp bulmasaydı, dihrniz o buyuk
gelışım adımını atmış olur muydu'' Ata-
mazdı' Dıl at gıbı yılkıya çıkanlamaz
"Dfl canbdır,kendi kendinivar eder" yar-
gısı bılımsel yontemle bağdaşmaz Dıle
can veren, ınsanın yaratıcı gucudur Dılı
canlı sayıp kendı doğruirusunda gelışme-
ye bırakmak, eylemsızlenn, bılım adamı
sanı taşıyan bal yapmaz anlann mantığı-
dır Nıtekım, Turk Dıl Kurumu'nun şım-
dıkı resmı yönetıcılen dıle kendı eylem-
sızlıklennı bulaştırmakla kalmamışlar,
dılsel gelışmeyı toplumsal emekten de
yoksun bırakmışlardır Onlar, TDK'yı
görkemlı bır beton yığını olarak dondur-
dular
Kâşgarlı Mahmut'la başlayan bılınçlı
dılcılık. Şemsettin Sami'lerle, Hiiseyin
Kâzım Kadri'lerle çağdaş gelışımlere
ayak uydurmuştur Orneğın, Şemsettin
Samı'nın, Arapça ve Farsça'nın etkısıy-
le egemenlık yıtımıne uğramış Turkçe
sözcüklen bulup çıkarması, tam bır dıl bı-
lıncıyle Osmanlıcanın karşısına Türk-
çe'yı kovması, dıl bağımsızlığımızın ılk
adımlan sayılmalıdır Dıl sorununu teme-
lmden aldığı ıçm bu sözlukler bugun de
onemlennden bır şey yıtırmış değıldır
Şu da bır gerçek kı, kökenı sağlam dıl-
ler, bır sure başka dıllenn etkısınde kal-
salar da, -hele bu, sozcuk aşamasmda
olursa-, özlennden bır şey yırumıyorlar
Hatta, bırdılın başka bır dılle karşılaşma-
sı, o dılın yaranna bıle olabılır Kâşgarlı
Mahmut'un Arapçayla bu bağlamda ta-
nışıklığı olmasaydı, Turkçe'de bır kultür
dılının gereğı olarak ureyen bırçok soz-
cuğe ve bu sözcüklenn turevlenne karşı-
lık arama gereksınımı olmayacaktı Dıl-
lenn bırbınyle karşı laşmasında yanlışlık,
bır dılın, obûrdıllenn varlıgını kendı var-
lığı sayıp eluu kolunu bağlayarak eylem-
sızieşmesınden kaynakJanır Herdılesoz-
cük gırebıhr Onemlı olan, ışgal ordulan
karşısında gostenlen dırencın sozcûkJer
aşamasında da gostenlmesıdır Kâşgarlı
Mahmut'un yaptığı gıbı, başka dıllenn
kavramlanna karşılık aramak, tenmlen-
ne tenmler bulmak, kendı öz dılının ve-
nlennı ortaya çıkarmak, dıle bağımsızlı-
ğını kazandırmak demektır Ataturk'ûn
dıl ve kultur devnmının ozü de budur,
toplumsal kulture tam bağımsızhk sağla-
maktır
Puskülluoğlu'nun Türkçe Sözlük'u
hem bılınçlı bır dıl anlayışmın, hem bı-
lımsel sözlükçülüğun bır omeğı Şöyle
kı, sözlukler bır dılın sozcukJennı, bu
sözcuklenn turevlennı, deyımlennı, ata-
sozlennı, argosunu banndınp, anlam
alanlannı belırlemesıyle değer kazanır
Bu yonden, sozcuklenn tek yazan yok-
tur Başta halk olmak uzere, sanatçılar,
düşunurler, bılımcıler, uygulay ımcılardır
sozlük yazarlan Sozlük, bılgı ımecesıdır
Bu bağlamda, onemlı olan, sözluğü ha-
zırlayanın yontemıdır Bın başlar, başka
bın, bılınenlen aktararak bunlarayenıle-
nnı katarak, var olanlar uzennde değışık-
lıkler yaparak, ekleyerek, çıkararak gelış-
önr sozluğü Ne var kı, bütun bunlar soz-
lukçunun emeğının ayırdına vanlmasına
yetmez Sözluğün yenılığını yapan bütün
emekJer, sozlük kullanıldıkça ortaya çı-
kar Sözluk, aynntılann oluşturduğu tam-
hk'la manç uyandınr Işte, Puskülluoğ-
lu'nun sozluğü, "aynnülann oluşturdu-
ğu tamlık"la değer kazanıyor Aynca
Püskulluoğlu, yabancı sozcukJen, yalın
ozan dılı ve Türkçe'nın söz değerlenmn
besledığı bır dıl beğenısıyle açıkhyor
Boylece, kulturumuz nerdeyse kusursuz
bır sözlük kazanmış oluyor
ARADABIR
MEHMET UĞURLU
Ankara Barosu Avukatlanndan
Yeni Bir Anadolu
Öpgütlenmesi
Turkıye'yı eğık bır duzlem uzenne kaydınp zayıf
duşurme çabasında olan guçlenn varlığı bır gerçek-
tır 12 Eylul'un tum partılerı kapatması ıle doğan sı-
yasal boşluktan yararlanan bu guçler hızla orgutlen-
mışler ve ortak bır stratejı belırlemışlerdır
Bu ortaklığın bır ayağını koktendıncılık, bır ayağını
boluculuk ve bır ayağını da sıyasal ve ekonomık maf-
ya anlayışı oluşturmuştur
Turkıye gıbı ınsanlannın buyuk çoğunluğu Muslu-
man olan bır ulkede, aynı zamanda laık demokratık
rejımın varlığı, Ortadoğu'nun teokrat dıktatorlennı ur-
kutmektedır Islam ınancı ıle demokrasının bağdaş-
mayacağı propagandalan yaparak kendı halklannı
kandıran bu teokrat dıktatoıier, Turkıye'dekı rejım
karşıtı yandaşlanna buyuk destekler sağlamaktadır-
lar
Çağdaş yaşam bıçımını benımseyıp ulusal bılınce
ermış bulunan Turk toplumundan ummetçı bır top-
lum yaratılmaya çalışılmaktadır Ancak ne bu toplum
artık ummetçılığe fırsat venr ne de Anadolu toprak-
lan uzennde, dınsel ya da etnık hangı nedenle olur-
sa olsun, bır federasyon kurulabılır Boyle bır ozlem
ıçınde olanlar ve bununla bırlıkte kendı art duşunce-
lennı saklayarak, kaynağı Anadolu kulturu olan bır
mezhebı kotuye kullanıp boluculuğun hızmetıne sun-
maya çalışan bazı kuçuk gruplar yanıldıklarını anla-
yacaklardır
Bolucu teror orgutune destek veren hem çevremız-
dekı bazı devletler ve hem de "dunyayı ancak bızyö-
netınz" anlayışındakı emperyalıst Batı ulkelen, bu or-
gutun Turkıye'de ışledığı cınayetlerı gormezden gel-
mektedırler Turkıye'ye karşı duşmanca bır tutum
ıçındedırler ömeğın, Yunanıstan, "Megalo Idea" ha-
yalıyle Turkıye Cumhunyetı gerçeğını hâla kabullene-
memış havalarda Bu komplekslı durumu ıle bıze aıt
olan kayalıkları dahı ışgal edecek kadar sorumsuz
davranışlar ıçıne gırebılmektedır Oysa Ege'nın her ıkı
ulke çıkarlan ıçın bır banş denızı olması mumkundur
Sunye, demokrasısı ve sanayısı ıle gelışmekte olan
bır Turkıye'den rahatsızlık duymaktadır Turkıye'nın
Guneydoğu Anadolu Projesı (GAP) aslında gelecek-
te Sunye ıle bırlıkte tum Ortadoğu uikelennın tıcan ya-
şamına katkı sağlayacak buyuk ve onemlı bır proje-
dır Buna ılışkın lyıye yonelık bırdeğeriendırme yapa-
cağına, bolucu teror orgutune yataklık etmektedır
Ne var kı bu sılahın ters tepebıleceğını bılmesı gere-
kır Rusya, Orta Asya'da bağımsızlığına kavuşan
cumhunyetlerle Turkıye arasındakı ekonomık, top-
lumsal ve kulturel ılışkılerın gelışmesınden rahatsız-
lık duymaktadır Karadenız Ulkelen Işbırlığı Proje-
sı'nde olduğu gıbı ustelık bırçok konuda kendısı ıle
ışbırlığı oJanaklan bulunmasına karşın Iran, Suudı
Arabıstan ve bazı obur şeyhlıkler, Turkıye'dekı laık de-
mokratık rejımı kendı geleceklerı bakımından tehlıke-
lı bır ornek olarak gorup Atatürk'e ve onun kurduğu
rejıme karşı duşmanca duygular beslemektedırler
Emperyalıst Batı devletlerı, geleneksel "bol ve yö-
net" stratejılennı, "Yenı Dunya Duzenı" gıbı yenı ye-
nı yontemlerle, azgelışmış ulkeler arasına nıfaklar so-
kup ya da mıkro mıllıyetçılıklerı ve ırkçı yaklaşımlan
korukleyıp kendı ıçınde kanştırarak somuru duzen-
lennı surdurme çabasındadırlar Bu emperyalıst dev-
letler "demokrası" ve "ınsan haklan" anlayışı gıbı yu-
ce duygulan da hep ıstısmar etmışlerdır Tum bunla-
ra karşın, Turkjye elbette bır hukuk devletı olma ozel-
lığını, demokrası ve ınsan haklanna saygı anlayışını
rejımın temelı bılmektedır
Aynca, cumhunyete karşı oluşan cephenın bır baş-
ka ayağı olan sıyasal ve ekonomık mafya ıle ozelleş-
tırme ve gumruk bırlığını bırlıkte değerlendırmek du-
rumundayız Devletın ust katmanlarında ruşvet ve
yolsuzluklann donduğu, kışıye ozel özelleştırme ça-
balannın varlığı, ekonomıde verımlılık ılkesı yenne
halka aıt olan KİT'lenn yok pahasına satılmaya çalı-
şıldığı gozardı edılemez Bunun gıbı, toplum gumruk
bırlığını kendı sıyasal geleceğı ıle eşleştınp ulke çıkar-
lanndan odunler vermeye yatkın olan polıtıkacı tıpın-
den kuşku duymakta haklıdır Uretıme yonelık yatı-
nmlar yenne, ulkede rantçı-tefecı bır anlayış yaratma-
ya çalısanlar devletırflasasuruklemektedırler Bu eko-
nomık polıtıkalarla bolucu ve koktendıncı akımlara or-
tam hazırlanmış olmaz mO Boylesı bır ekonomık sıs-
teme terk edılmış olan toplumun sıyasal ve ekono-
mık mafya tarafından teslım alınabıleceğı açıktır
Turk ulusu, Ataturkçu Duşunce Derneğı örgutlen-
mesı ıle bu engeJlen aşabıleceğını ulusal kurtuluş mu-
cadelesınde verdığı başanlı sınav ıle gostermıştır Ke-
malıst ılkelenn daha da kökleşmesı amacıyla yola çt-
kan Ataturkçu Duşunce Derneğı, halktan aldığı guç-
le gıderek ulkenın her sorununa somut çözumler ure-
ten bır duşunce platformuna donuşmektedır Orgut-
sel dısıplını ve demokratık yapısı ıle toplumda oluşan
duygu, duşunce ve tepkılerın ulkemız geleceğınde
yonlendıncı olabılmesı ıçın onemlı bır görev ustlenen
Ataturkçu Duşunce Derneğı, yenı bır Anadolu orgut-
lenmesıdır
Bayramlar: Sevinç Duraklan
MUHSİNE HELİMOĞLU YAVUZ Halkbıhmcı-yazar
C" ^ ^ ^ ^ ^ ^ insel ve ulusal baiamdan,
^M ^ ^ k özel önem taşıyan ve ulus-
^m ^ B ça kuüanan günler' olarak
tanımlıyor ansıklopedıler
bayramı Kâşgarb Mah-
mut ıse Islamıyetten önce
Oğuzlar'ın eğlenıp şenlık yaptıklan gunlere
"bayram" dedıklennı belırtıyor tslamıyetten
sonra dını bayramlanmız oluyor ve gıderek bun-
lara ulusal bayramlar da eklenıyor
Bu sozlük ve ansıklopedık açıklamalann dı-
şında. benım bayramlara daha başka ve doğnı-
subırazdahuzunlubıryaklaşımım var HanıLa-
martine'ın
u
Eyzaxnan,yavaşlatakışınıvı:sizgü-
zelsaatier/Durdunın koşunuzu"dedığı gıbı ben-
ce de adına "raman" denen ve olume doğru on-
lenemez, karşı konamaz bır hızla akıp gıden ya-
şam ırmağı ıçınde ınsanlar yer yer "sevinç du-
raklan'' yaratmak ıstemışler ve adına bayram
dedıklen bu duraklara da özel anlamlar, ışlevler
yuklemışler Bu özel anlamlardan da her toplu-
mun kendısıne göre ozel uygulamalan doğmuş
Orneğın Çınlılenn ılk uç gununü çok yoğun ola-
rak kutladıklan, toplam beş gun suren "Bahar
Ba>ramlan"nda dunyanm dort bıryanına dağıl-
mış Çmlıler, akın akm ülkelenne dönerler (Be-
nım Istanbul'dakı Çmlı doktorum U de şubat
ayında kutlanacak bu bayram ıçın buyük bır te-
laş ve tatlı bır heyecanla Pekın'dekı evıne gıttı
Çınlı kardeşlenmız bu bayramın bınncı gunun-
de "Kapalı (içli) manrT yerler ve boylece yenı
yılın bolluk, bereket ıçınde geçmesını sağlama-
yı amaçlarlar tkıncı gun çeşıtlı "ev makarnala-
n" (bır rur enşte) yıyerek, sağlıklı ve mutlu ola-
caklanna ınanırlar Uçuncü gun ıse "açık (düz-
içsiz) manö" yıyerek gunlennın açık, karmaşa-
dan uzak, düzgün ve sorunsuz geçmesını dıler-
ler
Çeşıtlı Turk topluluklartnda olduğu gıbı,
Azerbaycan'da da coşkuyla kutlanan "Nevruz
Bayramı" ıse adına "llahır (ilâhir = sonuna ka-
dar Çarşambalar" denılen martın dort çarşam-
bası kutlanır Evrenın oluşumuna temellık ettı-
ğıne ınanılan ve adına "Çehar Unsur" (Dort
oğe) denılen hava, su, ateş, toprak adına toren-
ler yapılır Bu törenlerde pek çok uygulamanın
yanı sıra adına "honça" denen bır tepsı ıçınde
yedı turlü çerez komşulara ıkram edılır
Ramazan bayramında şeker, tatlı, kurban bay-
ramında et dağıtılması, Hınstıyanlann Paskal-
ya bayramındakı renklı yumurtalan, hep bu u>-
gulamalann varyantlandır Dıkkat edılırse, bu
uygulamalann onemlı bır kısmını "oral doyum"
oluşturuyor; damak ve mide yoluyla uısanlann
mutlu kdınmasmın yanı sıra, tinsd değerler de
öne çıkanlıyor.
Tum sevınçlen olduğu gıbı, bayram sevınçle-
nnı de bır çocuk ruhu kadar sınırsız duyumsa-
yabılecek, rengârenk coşkularla çoğaltabılecek
daha başka bır duyarlılıkduşunemıyorum Ama,
gıderek çocuklar bayram sevıncının ne menem
bır şey olduğunu da bılemez olacaklar dıye kor-
kuyorum Çunku artık günümuzde, bayram de-
yınce, çocuklannı kaptıklan gıbı arabalara dol-
duran ana-babalar dınlenceye (tatıle) çıkıp bu-
yuk yorgunluklarla da gen donuyorlar
Eskı ve guzel bayram geleneğını surdurmek
ısteyen bır yazar arkadaşım, kapısına gelen ço-
cuklara bayram armaganı olarak "mendfl" ver-
mek ıstemış Çocuklardan bınsı buna çok şaşa-
rak "Bize niye mendıl venyorsun kı, zaten daha
once verdigini bile kullanmadık" demış Bukez
şaşırma sırası kendısıne gelen dostum, "Bu ço-
cuklann bayram geleneğınden filan haberieri
yok" dıye dert yamyordu Oysa mendılın, çeşıt-
?i toplumlann yasammdakı ınsan ılışkılen, ozel-
hkle de kadın-erkek ıiışkılen açısından çok
onemlı ve geleneksel bır yen, bır anlamı ve ay-
nca çok ozel de bır ışlevı vardır Kadın, erkeğe
duyduğu ılgıyı mendıl vererek ya da mendılını
yere düşurerek belırtır
Sevgılıye venlen mendıl, onemlı bır "sevgi
itirafi", bır "kabullenme kanıtı"dır Orneğın
Shakespeare'm çok tanınmış trajedısı Othel-
lo'da, kotu yureklı duzenbaz Iago (Yago), bır hı-
leyle ele geçırdığı guzel Desdemona'nın men-
dılını Othello'ye gostererek kansının ona ıha-
net ettığını söyler ve Othello'nun Desdemona'yı
boğarak öldurmesıne neden olur Cervantes'ın
Don Kışot'unda ıse Don Kışot, sevgılısı Dulsı-
ne sandığı handakı hızmetçı kızdan kendısıne bır
armağan vermesını ısteyınce, kız onunla alay
ederek belınde takılı olan, temızlık yaparken
kullandığı kırlı bırpaçavrayı venr Bunu, sevgı-
lısının kendısıne verdığı guzel bu- mendıl olarak
alan Don Kışot, onu yüreğının üstunde taşır, za-
man zaman da kendısıne uğur getırmesı ıçın ber-
ber leğenınden oluşan mığfennın kenanna takar
Recaizade Mahmut Ekrem'ın "Araba Sevda-
sı" romanındakı, ayakJan yere basmayan, alaf-
ranga meraklısı "Bihruz" ıse namuslu, nazenm
bır genç kız sanarak ardına duşruğü bır hayat ka-
dınının bılerek yere duşurduğu mendılını buyuk
heyecanlarla alıp ope-koklaya koyun cebınde ta«
şır
Bu "mendil fetişi" her ne kadar Mehmet Ra-
uTun "Eylul"unde yennı "eWrven"e bırakırsa
da, genelde hep mendıl olarak onemını korur
Mendılle gondenlen bu "sevgi Uetisi" yalnız
romanlara oykulere değıl, şıırlere, şarkılara, tur-
kulere manılere de konu olmuştur Omegın, şu
halk türkusunu bılmeyenımız var mıdır "Men-
dilimde guloya / Gülmedim doya doya / Dertlere
karrvorum/Günleri saya saya/Al benı krvamam
senL" Ya. "Isküdar'agiderıken bır mendil bul-
dum / Mendilimın içıne de şeker lokum doldur-
dum / Kâtibımı arar ıken vanımda buldum / Kâ-
tip benım ben kâtibın el ne kanşır/Kâtibııneko-
lalıdagömleknegüzelyaraşır'" şarkısındakı, ıçı-
ne şeker lokum doldurularak sevgılıye goturü-
len mendıle ne demelı Ya manılerdekı mendıl-
ler'
Sevgılıye gondenlen mendıller öyle düpeduz
kumaş parçalan değıldır elbette Onlar beraber-
lennde ıçerdıklen ışaretlerle, hepsı bırer "sem-
bol mektup"tur Anlayıp okuyabılmek ıse ma-
nfet ıster Gelın bu "mendfl mektup"lardan ba-
zılarmı bırlıkte okuyalım Sevgılıye göndenlen
mektubun eger bır İcoşesı yanıksa, bu "Sana ü-
gi duyuvorum" demektır Dort koşesı yanıksa
"ateş bacayı sarnuşür", ortada "dddi" bır aşk
soz konusudur Ya, hem dort koşesı, hem de or-
tası yanıksa, ışte o zaman bır "karasevda" kar-
şısmdayız demektır kı, durum gerçekten vahırn-
dır Mendılın kenanndakı oyalann dılınde çok
şenlıklı bır anlatım oluşturulur doğrusu Kenar
oyası "duz iğne"yse "Sende gonlum yok, boşu-
na umutianma" demektır "KazayağT ıse sev-
gılı, "Seni seviyonını ama, Jdmselene beffi etme"
demektedır Ya "cığer dekti" ıse ışte o zaman yı-
ne "vabjm" bır durum var demektır, çünku bu
bızım yıne bır "karasevda" karşısında olduğu-
muzu gostenr Ya mendıl koşelenne "kanaYice"
ıle ışlenen, gaga gagaya vermış, rengârenk "aşk-
u sevda" kuşlanna yurek mı dayanır
Soz halk kulturu olunca, daha ne denn an-
lamlar ne bıtımsız ımgeler ne duşsel yaratılar
vardırkı,nesızsorunnebensöyleyeyım Çun-
ku onlan anlatmaya bu koşenın sınırlan yetmez
Ama, bundan boyle lutfen "mendil" deyıp geç-
meym, bayramlarda da çocuklara mendıl ver-
meyı gözardı etmeyın Iyı bayramlar
PENCERE
TARHŞMA
Unutulmuş Kentte Uğurum 01!..
ımı kışı ve
olaylar
onıks
mermer
sutunlara
.kazılı anılar
gıbı usumuza yer ederler
Tanhın dennhklennde hep
yaşarlar Benım de
yaşamımda, Uğur Mumcu
ve Onat Kudar gıbı dostlar
vardır Bu bşı olay ve
zaman dılımlen, ışte böyle
kalıcı ve soru ışaretlen ıle
yükludur Tıpkı, 12
rakammın uğursuzluğu
gıbı Yırmı alü yıl öncesını
unutamıyorum I2Mart
dönemınde, Fakir
Baykurt'un evınde berber
Nazmi ıle benım
mektubumuz bulunduğu
ıçın önce Ulukışla ve
Adana, sonra da Ankara
Mamak'ta tutukJanıp TÖS
davası sanığı olarak uzun
sure yatmıştım 12 Eylül
dönemınde de ötekı aydmlar
gıbı ben de nasıbımı
almıştun 10 yıl
yasamımdan bır parça
eksılmıştı 12 Hazıran
1971 'de Ankara Dışkapı
Gozetımevınde, Uğur
Mumcu, Muammer Aksoy,
Mümtaz Soysal, Fakır
Baykurt ve yuze yakın aydın
ıle sabah ıçtımasında sıra
dayağından geçmenın
ürkutücülüğünü hıç
unutamıyorum Korkak ve
yılgm kıinılenne karşın,
Uğur Mumcu'nun ömek bır
Türk aydını olarak cesaret
ve dırengenlığı hepımıze
güç vermıştı Baskı ve
zulnıe karşı moral
kaynağımız olmuştu
Evet, tıpkı Uğur Mumcu
gıbı Onat Kutlar'ı da ocak
ayında kaybettık. 11 Ocak
BÜLENT DİKMENER
HABER ÖDLLÜ YARIŞMASI
Gazetecı Bulent Dıkmener ın anısını vaşatmak \e Türk gaze
tecılıgme olan katkılannı manevı vonden surdürmevı sağlamak
amacıyla adına 1980 yılında konulan "Haber Ödulu " 1995-
1996 dönemınde de surdürülmektedır Ödül koşullan »öyledır
1 Ödule her Turk gazetecı aday olabılır
2- Adavlık gazetecmın kendı, ya da Ödul Komıtesrnın onen-
sı ıle gerçekleşir
3-Oduleada> gostenlecek haberlenn I Nısan 1995 ıle 31 Mart
1996 tanhlen arasında gunlük gazeteler ya da surelı \ayımlar-
dan bınnde vavımlanmış olması gereklıdır
4 Odule aday olabılmek ıçın nıtelıklen 3 maddede belırtılen
haberlenn yayımlandığı gazete ya da surelı yayımlann 1 sayısınm 10 Nısan 1996 gunu ak-
şamına kadar Bulent Dıkmener Haber Odülü PK 246/lstanbul adresıne taahhutlü olarak ulaş
tırılması zorunludur
5 Oduller
a) Haber odülu
b) Mansıyon
c) Jün ozel odulu
olarak belırlenmıştır
Kazananlara odulu sımgeleven bırer plaket ıle özel armağanlar venlır
6 Seçıcı Kurul Erhan Akyıldız, Müfit Alaçalı, Yalçın Bayer, Fıkret Dağlıoğlu, Or-
han Erınç,Yalçın Frvalçın, Doğan Katırcıoğlu,Ergın Konuksever.Oktav Kurtböke.Tur-
ga> Olcay to, Deniz Som. Yılmaz Tunçkol, Seçkın Türesay ve Ulvı Yanardağ dan oluş
muştur
ÖDÜL KOMİTESİ
1995'te Onat Kutlarve 1993
ocağının 24'ünde de Uğur
Mumcu aynı kaden
paylaştılar Belleğımıze
kazıdığımız ötekı guzel
ınsanlar gıbı onlar da uyudu
Sankı, ölûmlen bıle
yarenlıktı Uğur Mumcu
ıçın 24 Ocak 1994'te
Sılıvn'de yazıp, panelde
okuduğum "Uğurnm O)"
şun ıçın Toktannş Ateş ve
Onat Kutlar, bu şıır mutlaka
bestelenmelı demışlerdı
Uğur Mumcu'nun davasını
dıle getıren dızelenn
müzıkle güzelleşeceğını
vurgulamışlardı
"Ankara'nm tasua bakarak
susmamah" ınsanlık Onat
Kutlar oldukça duygusaldı
Çunkü o bır ınsandı Bu şıın
okurken dalıp gıtmıştı
çoktan Bır yıl sonra
aynı kadere kurban
gıdeceğını bılemeden
Onat Kutlar. Uğur
Mumcu nun ardından şu
dızelen yazmıştı,
"Unutulmuş Kent" şıınnde
".JViçta bu kadar ölü var /
NkJn bu kadar çok deniz
setleri / Ve niçin bu kadar
çok/ L nutmak istediğimiz
şey var / _. / Ama
çıkamrvorum / Nereye
yürusem ayağıma kan
bulaşıyor / Terör içındeyını /
_ / Yaşarken geriye dönüp
baktı^mda / Arkadaşlarunı
durmadan duşunüyorum /
Ne kadar çok ötdük
yaşamak içjn-."
Yaşamını yakından
bıldığım, çok şey ve çok
zaman paylaştığım dost
ınsanlar hakkında dar bır
yazı çerçevesınde hareket
etmenın zorluğunu
bılınm Onlan anlamak,
onlann eserlennı
okumaktan geçtığını
anımsatarak
Uğur Mumcu'nun
dedığıgıbı "Bugisahibi
obnadan fikır sabibı
olunmuyor" hıçbır zaman
Dursun Özden
Sılıvn
KADIKÖY3.ASLÎYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1995/807
Davacı Hamıt Cem Topbas vekılı Av Fılız Inal tarafından
Çemenzar, Oray Sıtesı, B Blok, No 27 Göztepe-Kadıköy ad-
resınde mukım davalı Ayşenur Topbaş aleyhıne açılan boşan-
ma davasında Davalının yapılan tahkıkatlara rağrnen teblığe
sanh adresı tespıt edılemedığnden davanın ılanen tebhğıneka-
rar venlrnış olup HUMK 179 200 ve 190/2 hukümlen gereğı
davalı savunma ıle ılgılı olarak göstereceğı delıl ve belgelen
bu tebhğden ıtıbaren 10 gun ıçınde göstenp başka makamlar
da olanlann davalı tarafından gıderlennın karşılanması haJın-
de ıstenmesı konusunda kesın mehıl venldığı ve yıne HUMK
213 ve 377 mad hükumlenne gore durusmanuı bırakıldığı
29 2 1996 gunü saat 10 05'te davalının mahkemede hazır bu-
lunmadığı takdırdeyokluğundadevam edılecegı vehukum ve-
nleceğı ılanen teblığ olunur 5 2 1996 Basın 71763
Esrara Pişen Lokma...
On bır ayın surtanı mubarek ramazan bu yıl da geJ-
dıgeçtı
Bugun bayram1
Pekı, nasıl geçtı ramazan?
Devletın televızyonu ıle bırlıkte butun kanallarda rf-
tarla yatılıp sahuria kalkıldı Bır yanda çengı çalgı,
gerdan gobek, ote yanda baklava borek' Polıtıka-
cılar, her AJIahın gunu rftar yemeğı verdıler
Iftar yemeklennde bol bol dedıkodu yaptılar, ha-
sımlannın kuyusunu nasıl kazacaklarını konuştulan
fitne ıle fucur, ze/tınyağlı lahana sarması, ımamba-
yıldı, vezırparmagı, kadıngobeğı sıyaset tuzağı, par-
tıcı ıftırası, koalısyon çamuru, acılı yalan dolan, ek-
şılı zehır zıkkım, mubarek ramazan boyunca sofra-
lardan hıç eksık olmadı
Pekı, bu ne bıçım ramazan?
Bu ne bıçım ıftar sofrası?
Bu ne bıçım sahur?
Davula tokmağa vur'
Oruç, Musluman ruhunu fitne ıle fesattan anndır-
mak ıçın tutulmaz mı?
Televızyonlarda Muslumanlık yapayım derken Is-
lamı sıyaset çamuruna buladılar
•
Bır suru saçlı sakallı adam ve az da olsa taıfe-ı nı-
sadan eksık etek, bır yandan oruç tutarlarken yurek-
len duğum duğum sabah akşam ne duşunduler
- Nasıl bırnumara yapayım da karşımdakıne unu-
tamayacağı bır kazık atayım
Oysa oruç nazıktır
Bozulabılır
Nasıl bozulur? Sabah dışlennı fırçalarken dış ma-
cununun tadı damağınayayılırsa vallahı de bıllahı de
oruç bozulur
KaJbını temız tutacaksın
Cınsı munasebet yasak
Ya sıyası munasebet?
•
Oruç, Yahudı ve Hınstıyan goreneğıdır, Hazreti
Muhammet Hıcret'ten sonra Yahudılenn yaptığı gı-
bı "aşura" gununde oruç tutulmasını buyurmuştu,
Hıcret'ın ıkıncı yılında Muslumanlara ramazan oru-
cunu getırdı
Ama her Musluman, ramazan orucunu tutmaz
Alevınınkı başkadır
Bektaşının başı oruçla hoş değıldır, Baba Erenler
ramazan ayında da ıçer
Kaygusuz Abdal'ın şu dortluklen, yryıp ıçmenın
otesınde bır anlamı vurguluyor
Esrara pışen lokma
Karnımız aç, tez olsa
Kahvaltıya yuz tavuk
Uç yüz ellı kaz olsa
Uç kışı ıdık handan
Karnımız açtı dunden
Üç araba buğday undan
Bır kabaca somun olsa
Pışse gelse felte felte
Otursak yesek tarta tarta
Seksen bın pışmış yumurta
Ûçölçecıktuzolsa *•* ' ' ••"•••»•<<•"
Renklı medyanın televızyonlannda fitne ıle fucu-
run kaynatıldığı zengın ıftar sofralannı ızleyen mılyon-
larca yoksulun duygulannı Kaygusuz Abdal dıle ge-
tınyor
•
Ramazanda ıftar sofrası kurduk, ama, ıftar sofra-
sında hukumet kuramadık
Inşallah bayramda kuranz
Bır ay boyunca oruca, ıftara, sahura fitne kanştı-
ranlar, bayramda opuşup koklaşmalı
1
Şeker Bayramı yoksula da zengıne de kutlu ol-
sun
ANMA
ÖMER C. KORZAY
(1966-1986)
ÖMER'im
Trafık canavan senı aramızdan
alalı on yıl oldu Bızler senı hıç
unutmadık O güzel yûzun
gozlenmın onünde "Amcacım"
dıyen sesın kulaklanmda Senı
çok ozluyoruz Nur ıçınde yat
AMCAN
SÜRMENE KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1994/2
KararNo 1995/19
Sürmene Orman lşletme Müdürlüğü tarafından dava-
lılar Hasan Demırcı ve arkadaşlan aleyhıne açılan Sür-
mene Çamlıca Mahallesı nde kauı 112 ada, 22 parsel sa
yılı taşınmaza ılışkın kadastro tespıtının ıptalıne dan" da-
vanın yapılan açık duruşması sonunda,
Mahkememızce 11071995 tanhJ] ve dava konusu par-
selle ılgılı olarak komısyonca venlen 15 03 1983tanhve
123 sayılı komısyon karanrun ıptalı ıle taşınmazın nıte-
lığının orman olarak göstenlmek suretı ıle Hazıne adına
kayıt ve tescıluıe daır karar davalılardan Osman Selahat-
tın oğlu 1956 doğumlu Osman Yılduay Boran a teblığ
edılemedığı ve tam aramalara rağmen de adresı tespıt edı-
lemedığınden, ılanen teblıgat yapılmasına karar venlrnış
olmakla, 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun ılgılı hükum-
len gereğınce ışbu ılan, gazetede ılanından ıübaren 15
günlük yasal sure ıçensınde yasal hakkını kullanması,
kullanmadığı takdırde hükmün kesınleşeceğı ılan olunur
Basm 71923
KOVANCILAR ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1994/23
Davacı Mustafa Aslan tarafından davalılar Nurettın
Ötelaş ve Sıddık Soydan aleyhıne açılan maddı ve mane-
vı tazmınat davasuıın yapılan ara karan gereğınce,
Karar uyannca davalı Sıddık Soydan'ın uzun aramala-
nna rağmen bulunmadıgı ve adresının tespıt edılemed»7-,
ğınden duruşmanın atılı bulunduğu 12 3 1996 tanh ve
09 45'te yapılacak ışbu ılanın yayım tanhınden ıtıbaren
15 gün ıçensmde taraflara teblığ edılmış olacağı ve ışbu
ılanın dava dılekçesı yerıne kaım olacağı cevap ve delıl-
lennızı duruşma gunune kadar bıldırmenız veya duruş-
ma günü hazır bulunmanız, aksı şekılde davanın yoklu-
ğunuzda devam edıp karara bağlanacağı hususu ılanen
teblığ olunur 14 11 1995
Sıddık Soydan - Seyfettın ve Fatma'dan olma 3 3 1950
Mutkı doğumlu Muş ılı Hasköy ılçesı Kocaınış Köyu nü-
fusuna kayıtlı
Basın 60265