05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 1996 SAL OLAYLAR VE GORUŞLER Türkçe Sözlük ADNAN BİNYAZAR S ozlukler, toplumu doğru du- şunmeye, kavramsaT du- yumsamaya, söylenım (te- leffuz) guzellığıne yoneltır Sözluge ya da ansıklopedıye bakma alışkanlığı edınmış bır devlet adamı, ağzından hangı sozcuk- lenn dökulduğünü bıleceğı gıbı Azer- baycan'ı "Azerbeycan" bıçımınde soyle- mez, "Böyle sanaün içine tükurürüm!" dıyerek kendı anlayış kıtlığını sergıleyen bır yonetıci eşofman'a "eşortman" de- mez SaJt Atarürk'un çağdaşlık devnmı- ne karşı çıkmak ıçın devrim sozcüğünu kullanmayıp "inkılâp"ı yeğleyen, onu doğru söylenımıyle kullanır Nededığını bılmek, kışıyı yanılgılardan kurtanr, on- da bır ıçguvenın doğmasına yol açar Ne var kı, bılgının erdemıne ınanmamış, bıl- gısızhğın bırçağ tutsakJığı olduğunu kav- ramamış kışıler ıçın bunlann hıçbır anla- mı yoktur Üstelık, bılgıçlık budalalan bunlar arasından çıkar NecatiCumah,bırgün, yenı çıkmış bır sözlüğu kanştınrkan, "Ben sozlük oku- nım" demıştı Kuşkusuz, bununla, bır sozluğü roman gıbı okuduğunu aniatmak ıstememıştı Onunkı, kavramlara getın- len tanımlann, sözcûk çağnşımlarının ya- rattığı bılgı evr^nınde dolaşmaktı Tıpkı okuma ısteğı gıbı, ıyı bır sozlûk- te çekıcı bır yan vardır Doğru tammlan- mış kavramlar, yenı çağnşımlarla anlama yetısını gehştırır Bu yönuyle sozlukler, duyarlı bılgı denetleyıcısıdır Iyı bır soz- luk karşısında bıldıİdenmızı, bılmedık- lenmızı, sozcukler dünyasının denekta- şından geçınnz Bu yönuyle moda soy- leyışlerden, bılgıçlık taslama tuzağındân ancak sozlülder kurtanr bızı Giobai soz- cüğunun buyusunu "bütunsel" bozar Konsensüs'u dıllennden duşürmeyen bu- yukler *uzlaşım"ı kullandıklannda, bu- nun kendılennı kuçultmedığını anlarlar Sunucular, gostencıler bılgelığe özenen- ler performans yerıne *>etkinlik"ı yeğler- lerse, kendı dıllennın sessel ve anlamsal beğenısıyle düşünmeyı de yerıne getır- mış olurlar Yoksa ağızlannın dıl tadı bo- zulur Kavramsal düşunmeyı ıyı bır sozlük sağlar ancak Iyı bır sözlukte tanımlar, kavramsal yoğunluğu yansıtmalıdır Soz- luğun bır ucu eskı, bır ucu yenı duyulma- ya başlayan sozcuklerde olduğu ıçın, bu denge de ıyı tutturulmalıdır Sozlukler, kullanımdan düşmuş sozcuklen kapsa- mında daraltırken, çağdaş kavramlarla sureklı beslenmelıdır Kavramsal düşun- ce bınmlen (tenmler), soyleme ve anlam aşınmı söz öbeklen (deyımler), bılgece sözler (atasözlen) sozcuklenn tûrevlen sözlüğe yansımalıdır Sozlükçûnun, dıl- sel gelışmelen, dıldekı guncelhğı çok ıyı ızlemesı gerekır Sözluğün kötüsu ıse yararsız bır öğret- men gıbı, kafalan kanştmr, söylenımde yanlışlıklarayol açar, kışının bılgı denge- sını çarpıtır 1yı bır sözlük, evımızın er- demlı oğretmenıdır Bu oğretmen, kışıyı kendı kafa donammından kurtanp kav- ramsal aydınlığa kavuşturur Ali Pfisküllüoğiu'nun Yapı Kredı Ya- yınlan arasında çıkan 1700 sayfalık Turk- çe Sozlûk'ünu gonınce bunlan düşun- dum Bır, gerçek Türk Dfl Kurumu'nun sozluğunutanımıyla, ıçenğıyle, yazımıy- la yozlaştıran resmı kurumculara bakın, bırde, Puskülluoğlu'nun, tek başına, ner- deyse kusursuz sayılabılecek bu dev ya- pıtını gözlenruzın önüne getınn1 Onlann, Tûrkçe'yı dıl yıkımına uğrat- ma gınşımlen, yıllar önce, "Yaşayan Tûrkçe" şamatasıyla başlamıştı "Yaşa- yan Türkçe"nın kullanılması gerektığını savunan bırçok bılım adamı goz gore go- re bır yanlışı doğrulama yolunu seçmış- tı Oysa, örneğm Kâşgarb Mahmırt, ger- çek Turk Dıl Kurumu'nun bulduğu, ko- kü Turkçe bırçok sozcukle alay eden "ya- şayan dil"cıler gıbı davransaydı, yanı dı- lımıze soluk aldırmaz Arapça, Farsça soz- cuklenn Turkçe karşıljklannı, ıl ıl, oba oba dolaşıp bulmasaydı, dihrniz o buyuk gelışım adımını atmış olur muydu'' Ata- mazdı' Dıl at gıbı yılkıya çıkanlamaz "Dfl canbdır,kendi kendinivar eder" yar- gısı bılımsel yontemle bağdaşmaz Dıle can veren, ınsanın yaratıcı gucudur Dılı canlı sayıp kendı doğruirusunda gelışme- ye bırakmak, eylemsızlenn, bılım adamı sanı taşıyan bal yapmaz anlann mantığı- dır Nıtekım, Turk Dıl Kurumu'nun şım- dıkı resmı yönetıcılen dıle kendı eylem- sızlıklennı bulaştırmakla kalmamışlar, dılsel gelışmeyı toplumsal emekten de yoksun bırakmışlardır Onlar, TDK'yı görkemlı bır beton yığını olarak dondur- dular Kâşgarlı Mahmut'la başlayan bılınçlı dılcılık. Şemsettin Sami'lerle, Hiiseyin Kâzım Kadri'lerle çağdaş gelışımlere ayak uydurmuştur Orneğın, Şemsettin Samı'nın, Arapça ve Farsça'nın etkısıy- le egemenlık yıtımıne uğramış Turkçe sözcüklen bulup çıkarması, tam bır dıl bı- lıncıyle Osmanlıcanın karşısına Türk- çe'yı kovması, dıl bağımsızlığımızın ılk adımlan sayılmalıdır Dıl sorununu teme- lmden aldığı ıçm bu sözlukler bugun de onemlennden bır şey yıtırmış değıldır Şu da bır gerçek kı, kökenı sağlam dıl- ler, bır sure başka dıllenn etkısınde kal- salar da, -hele bu, sozcuk aşamasmda olursa-, özlennden bır şey yırumıyorlar Hatta, bırdılın başka bır dılle karşılaşma- sı, o dılın yaranna bıle olabılır Kâşgarlı Mahmut'un Arapçayla bu bağlamda ta- nışıklığı olmasaydı, Turkçe'de bır kultür dılının gereğı olarak ureyen bırçok soz- cuğe ve bu sözcüklenn turevlenne karşı- lık arama gereksınımı olmayacaktı Dıl- lenn bırbınyle karşı laşmasında yanlışlık, bır dılın, obûrdıllenn varlıgını kendı var- lığı sayıp eluu kolunu bağlayarak eylem- sızieşmesınden kaynakJanır Herdılesoz- cük gırebıhr Onemlı olan, ışgal ordulan karşısında gostenlen dırencın sozcûkJer aşamasında da gostenlmesıdır Kâşgarlı Mahmut'un yaptığı gıbı, başka dıllenn kavramlanna karşılık aramak, tenmlen- ne tenmler bulmak, kendı öz dılının ve- nlennı ortaya çıkarmak, dıle bağımsızlı- ğını kazandırmak demektır Ataturk'ûn dıl ve kultur devnmının ozü de budur, toplumsal kulture tam bağımsızhk sağla- maktır Puskülluoğlu'nun Türkçe Sözlük'u hem bılınçlı bır dıl anlayışmın, hem bı- lımsel sözlükçülüğun bır omeğı Şöyle kı, sözlukler bır dılın sozcukJennı, bu sözcuklenn turevlennı, deyımlennı, ata- sozlennı, argosunu banndınp, anlam alanlannı belırlemesıyle değer kazanır Bu yonden, sozcuklenn tek yazan yok- tur Başta halk olmak uzere, sanatçılar, düşunurler, bılımcıler, uygulay ımcılardır sozlük yazarlan Sozlük, bılgı ımecesıdır Bu bağlamda, onemlı olan, sözluğü ha- zırlayanın yontemıdır Bın başlar, başka bın, bılınenlen aktararak bunlarayenıle- nnı katarak, var olanlar uzennde değışık- lıkler yaparak, ekleyerek, çıkararak gelış- önr sozluğü Ne var kı, bütun bunlar soz- lukçunun emeğının ayırdına vanlmasına yetmez Sözluğün yenılığını yapan bütün emekJer, sozlük kullanıldıkça ortaya çı- kar Sözluk, aynntılann oluşturduğu tam- hk'la manç uyandınr Işte, Puskülluoğ- lu'nun sozluğü, "aynnülann oluşturdu- ğu tamlık"la değer kazanıyor Aynca Püskulluoğlu, yabancı sozcukJen, yalın ozan dılı ve Türkçe'nın söz değerlenmn besledığı bır dıl beğenısıyle açıkhyor Boylece, kulturumuz nerdeyse kusursuz bır sözlük kazanmış oluyor ARADABIR MEHMET UĞURLU Ankara Barosu Avukatlanndan Yeni Bir Anadolu Öpgütlenmesi Turkıye'yı eğık bır duzlem uzenne kaydınp zayıf duşurme çabasında olan guçlenn varlığı bır gerçek- tır 12 Eylul'un tum partılerı kapatması ıle doğan sı- yasal boşluktan yararlanan bu guçler hızla orgutlen- mışler ve ortak bır stratejı belırlemışlerdır Bu ortaklığın bır ayağını koktendıncılık, bır ayağını boluculuk ve bır ayağını da sıyasal ve ekonomık maf- ya anlayışı oluşturmuştur Turkıye gıbı ınsanlannın buyuk çoğunluğu Muslu- man olan bır ulkede, aynı zamanda laık demokratık rejımın varlığı, Ortadoğu'nun teokrat dıktatorlennı ur- kutmektedır Islam ınancı ıle demokrasının bağdaş- mayacağı propagandalan yaparak kendı halklannı kandıran bu teokrat dıktatoıier, Turkıye'dekı rejım karşıtı yandaşlanna buyuk destekler sağlamaktadır- lar Çağdaş yaşam bıçımını benımseyıp ulusal bılınce ermış bulunan Turk toplumundan ummetçı bır top- lum yaratılmaya çalışılmaktadır Ancak ne bu toplum artık ummetçılığe fırsat venr ne de Anadolu toprak- lan uzennde, dınsel ya da etnık hangı nedenle olur- sa olsun, bır federasyon kurulabılır Boyle bır ozlem ıçınde olanlar ve bununla bırlıkte kendı art duşunce- lennı saklayarak, kaynağı Anadolu kulturu olan bır mezhebı kotuye kullanıp boluculuğun hızmetıne sun- maya çalışan bazı kuçuk gruplar yanıldıklarını anla- yacaklardır Bolucu teror orgutune destek veren hem çevremız- dekı bazı devletler ve hem de "dunyayı ancak bızyö- netınz" anlayışındakı emperyalıst Batı ulkelen, bu or- gutun Turkıye'de ışledığı cınayetlerı gormezden gel- mektedırler Turkıye'ye karşı duşmanca bır tutum ıçındedırler ömeğın, Yunanıstan, "Megalo Idea" ha- yalıyle Turkıye Cumhunyetı gerçeğını hâla kabullene- memış havalarda Bu komplekslı durumu ıle bıze aıt olan kayalıkları dahı ışgal edecek kadar sorumsuz davranışlar ıçıne gırebılmektedır Oysa Ege'nın her ıkı ulke çıkarlan ıçın bır banş denızı olması mumkundur Sunye, demokrasısı ve sanayısı ıle gelışmekte olan bır Turkıye'den rahatsızlık duymaktadır Turkıye'nın Guneydoğu Anadolu Projesı (GAP) aslında gelecek- te Sunye ıle bırlıkte tum Ortadoğu uikelennın tıcan ya- şamına katkı sağlayacak buyuk ve onemlı bır proje- dır Buna ılışkın lyıye yonelık bırdeğeriendırme yapa- cağına, bolucu teror orgutune yataklık etmektedır Ne var kı bu sılahın ters tepebıleceğını bılmesı gere- kır Rusya, Orta Asya'da bağımsızlığına kavuşan cumhunyetlerle Turkıye arasındakı ekonomık, top- lumsal ve kulturel ılışkılerın gelışmesınden rahatsız- lık duymaktadır Karadenız Ulkelen Işbırlığı Proje- sı'nde olduğu gıbı ustelık bırçok konuda kendısı ıle ışbırlığı oJanaklan bulunmasına karşın Iran, Suudı Arabıstan ve bazı obur şeyhlıkler, Turkıye'dekı laık de- mokratık rejımı kendı geleceklerı bakımından tehlıke- lı bır ornek olarak gorup Atatürk'e ve onun kurduğu rejıme karşı duşmanca duygular beslemektedırler Emperyalıst Batı devletlerı, geleneksel "bol ve yö- net" stratejılennı, "Yenı Dunya Duzenı" gıbı yenı ye- nı yontemlerle, azgelışmış ulkeler arasına nıfaklar so- kup ya da mıkro mıllıyetçılıklerı ve ırkçı yaklaşımlan korukleyıp kendı ıçınde kanştırarak somuru duzen- lennı surdurme çabasındadırlar Bu emperyalıst dev- letler "demokrası" ve "ınsan haklan" anlayışı gıbı yu- ce duygulan da hep ıstısmar etmışlerdır Tum bunla- ra karşın, Turkjye elbette bır hukuk devletı olma ozel- lığını, demokrası ve ınsan haklanna saygı anlayışını rejımın temelı bılmektedır Aynca, cumhunyete karşı oluşan cephenın bır baş- ka ayağı olan sıyasal ve ekonomık mafya ıle ozelleş- tırme ve gumruk bırlığını bırlıkte değerlendırmek du- rumundayız Devletın ust katmanlarında ruşvet ve yolsuzluklann donduğu, kışıye ozel özelleştırme ça- balannın varlığı, ekonomıde verımlılık ılkesı yenne halka aıt olan KİT'lenn yok pahasına satılmaya çalı- şıldığı gozardı edılemez Bunun gıbı, toplum gumruk bırlığını kendı sıyasal geleceğı ıle eşleştınp ulke çıkar- lanndan odunler vermeye yatkın olan polıtıkacı tıpın- den kuşku duymakta haklıdır Uretıme yonelık yatı- nmlar yenne, ulkede rantçı-tefecı bır anlayış yaratma- ya çalısanlar devletırflasasuruklemektedırler Bu eko- nomık polıtıkalarla bolucu ve koktendıncı akımlara or- tam hazırlanmış olmaz mO Boylesı bır ekonomık sıs- teme terk edılmış olan toplumun sıyasal ve ekono- mık mafya tarafından teslım alınabıleceğı açıktır Turk ulusu, Ataturkçu Duşunce Derneğı örgutlen- mesı ıle bu engeJlen aşabıleceğını ulusal kurtuluş mu- cadelesınde verdığı başanlı sınav ıle gostermıştır Ke- malıst ılkelenn daha da kökleşmesı amacıyla yola çt- kan Ataturkçu Duşunce Derneğı, halktan aldığı guç- le gıderek ulkenın her sorununa somut çözumler ure- ten bır duşunce platformuna donuşmektedır Orgut- sel dısıplını ve demokratık yapısı ıle toplumda oluşan duygu, duşunce ve tepkılerın ulkemız geleceğınde yonlendıncı olabılmesı ıçın onemlı bır görev ustlenen Ataturkçu Duşunce Derneğı, yenı bır Anadolu orgut- lenmesıdır Bayramlar: Sevinç Duraklan MUHSİNE HELİMOĞLU YAVUZ Halkbıhmcı-yazar C" ^ ^ ^ ^ ^ ^ insel ve ulusal baiamdan, ^M ^ ^ k özel önem taşıyan ve ulus- ^m ^ B ça kuüanan günler' olarak tanımlıyor ansıklopedıler bayramı Kâşgarb Mah- mut ıse Islamıyetten önce Oğuzlar'ın eğlenıp şenlık yaptıklan gunlere "bayram" dedıklennı belırtıyor tslamıyetten sonra dını bayramlanmız oluyor ve gıderek bun- lara ulusal bayramlar da eklenıyor Bu sozlük ve ansıklopedık açıklamalann dı- şında. benım bayramlara daha başka ve doğnı- subırazdahuzunlubıryaklaşımım var HanıLa- martine'ın u Eyzaxnan,yavaşlatakışınıvı:sizgü- zelsaatier/Durdunın koşunuzu"dedığı gıbı ben- ce de adına "raman" denen ve olume doğru on- lenemez, karşı konamaz bır hızla akıp gıden ya- şam ırmağı ıçınde ınsanlar yer yer "sevinç du- raklan'' yaratmak ıstemışler ve adına bayram dedıklen bu duraklara da özel anlamlar, ışlevler yuklemışler Bu özel anlamlardan da her toplu- mun kendısıne göre ozel uygulamalan doğmuş Orneğın Çınlılenn ılk uç gununü çok yoğun ola- rak kutladıklan, toplam beş gun suren "Bahar Ba>ramlan"nda dunyanm dort bıryanına dağıl- mış Çmlıler, akın akm ülkelenne dönerler (Be- nım Istanbul'dakı Çmlı doktorum U de şubat ayında kutlanacak bu bayram ıçın buyük bır te- laş ve tatlı bır heyecanla Pekın'dekı evıne gıttı Çınlı kardeşlenmız bu bayramın bınncı gunun- de "Kapalı (içli) manrT yerler ve boylece yenı yılın bolluk, bereket ıçınde geçmesını sağlama- yı amaçlarlar tkıncı gun çeşıtlı "ev makarnala- n" (bır rur enşte) yıyerek, sağlıklı ve mutlu ola- caklanna ınanırlar Uçuncü gun ıse "açık (düz- içsiz) manö" yıyerek gunlennın açık, karmaşa- dan uzak, düzgün ve sorunsuz geçmesını dıler- ler Çeşıtlı Turk topluluklartnda olduğu gıbı, Azerbaycan'da da coşkuyla kutlanan "Nevruz Bayramı" ıse adına "llahır (ilâhir = sonuna ka- dar Çarşambalar" denılen martın dort çarşam- bası kutlanır Evrenın oluşumuna temellık ettı- ğıne ınanılan ve adına "Çehar Unsur" (Dort oğe) denılen hava, su, ateş, toprak adına toren- ler yapılır Bu törenlerde pek çok uygulamanın yanı sıra adına "honça" denen bır tepsı ıçınde yedı turlü çerez komşulara ıkram edılır Ramazan bayramında şeker, tatlı, kurban bay- ramında et dağıtılması, Hınstıyanlann Paskal- ya bayramındakı renklı yumurtalan, hep bu u>- gulamalann varyantlandır Dıkkat edılırse, bu uygulamalann onemlı bır kısmını "oral doyum" oluşturuyor; damak ve mide yoluyla uısanlann mutlu kdınmasmın yanı sıra, tinsd değerler de öne çıkanlıyor. Tum sevınçlen olduğu gıbı, bayram sevınçle- nnı de bır çocuk ruhu kadar sınırsız duyumsa- yabılecek, rengârenk coşkularla çoğaltabılecek daha başka bır duyarlılıkduşunemıyorum Ama, gıderek çocuklar bayram sevıncının ne menem bır şey olduğunu da bılemez olacaklar dıye kor- kuyorum Çunku artık günümuzde, bayram de- yınce, çocuklannı kaptıklan gıbı arabalara dol- duran ana-babalar dınlenceye (tatıle) çıkıp bu- yuk yorgunluklarla da gen donuyorlar Eskı ve guzel bayram geleneğını surdurmek ısteyen bır yazar arkadaşım, kapısına gelen ço- cuklara bayram armaganı olarak "mendfl" ver- mek ıstemış Çocuklardan bınsı buna çok şaşa- rak "Bize niye mendıl venyorsun kı, zaten daha once verdigini bile kullanmadık" demış Bukez şaşırma sırası kendısıne gelen dostum, "Bu ço- cuklann bayram geleneğınden filan haberieri yok" dıye dert yamyordu Oysa mendılın, çeşıt- ?i toplumlann yasammdakı ınsan ılışkılen, ozel- hkle de kadın-erkek ıiışkılen açısından çok onemlı ve geleneksel bır yen, bır anlamı ve ay- nca çok ozel de bır ışlevı vardır Kadın, erkeğe duyduğu ılgıyı mendıl vererek ya da mendılını yere düşurerek belırtır Sevgılıye venlen mendıl, onemlı bır "sevgi itirafi", bır "kabullenme kanıtı"dır Orneğın Shakespeare'm çok tanınmış trajedısı Othel- lo'da, kotu yureklı duzenbaz Iago (Yago), bır hı- leyle ele geçırdığı guzel Desdemona'nın men- dılını Othello'ye gostererek kansının ona ıha- net ettığını söyler ve Othello'nun Desdemona'yı boğarak öldurmesıne neden olur Cervantes'ın Don Kışot'unda ıse Don Kışot, sevgılısı Dulsı- ne sandığı handakı hızmetçı kızdan kendısıne bır armağan vermesını ısteyınce, kız onunla alay ederek belınde takılı olan, temızlık yaparken kullandığı kırlı bırpaçavrayı venr Bunu, sevgı- lısının kendısıne verdığı guzel bu- mendıl olarak alan Don Kışot, onu yüreğının üstunde taşır, za- man zaman da kendısıne uğur getırmesı ıçın ber- ber leğenınden oluşan mığfennın kenanna takar Recaizade Mahmut Ekrem'ın "Araba Sevda- sı" romanındakı, ayakJan yere basmayan, alaf- ranga meraklısı "Bihruz" ıse namuslu, nazenm bır genç kız sanarak ardına duşruğü bır hayat ka- dınının bılerek yere duşurduğu mendılını buyuk heyecanlarla alıp ope-koklaya koyun cebınde ta« şır Bu "mendil fetişi" her ne kadar Mehmet Ra- uTun "Eylul"unde yennı "eWrven"e bırakırsa da, genelde hep mendıl olarak onemını korur Mendılle gondenlen bu "sevgi Uetisi" yalnız romanlara oykulere değıl, şıırlere, şarkılara, tur- kulere manılere de konu olmuştur Omegın, şu halk türkusunu bılmeyenımız var mıdır "Men- dilimde guloya / Gülmedim doya doya / Dertlere karrvorum/Günleri saya saya/Al benı krvamam senL" Ya. "Isküdar'agiderıken bır mendil bul- dum / Mendilimın içıne de şeker lokum doldur- dum / Kâtibımı arar ıken vanımda buldum / Kâ- tip benım ben kâtibın el ne kanşır/Kâtibııneko- lalıdagömleknegüzelyaraşır'" şarkısındakı, ıçı- ne şeker lokum doldurularak sevgılıye goturü- len mendıle ne demelı Ya manılerdekı mendıl- ler' Sevgılıye gondenlen mendıller öyle düpeduz kumaş parçalan değıldır elbette Onlar beraber- lennde ıçerdıklen ışaretlerle, hepsı bırer "sem- bol mektup"tur Anlayıp okuyabılmek ıse ma- nfet ıster Gelın bu "mendfl mektup"lardan ba- zılarmı bırlıkte okuyalım Sevgılıye göndenlen mektubun eger bır İcoşesı yanıksa, bu "Sana ü- gi duyuvorum" demektır Dort koşesı yanıksa "ateş bacayı sarnuşür", ortada "dddi" bır aşk soz konusudur Ya, hem dort koşesı, hem de or- tası yanıksa, ışte o zaman bır "karasevda" kar- şısmdayız demektır kı, durum gerçekten vahırn- dır Mendılın kenanndakı oyalann dılınde çok şenlıklı bır anlatım oluşturulur doğrusu Kenar oyası "duz iğne"yse "Sende gonlum yok, boşu- na umutianma" demektır "KazayağT ıse sev- gılı, "Seni seviyonını ama, Jdmselene beffi etme" demektedır Ya "cığer dekti" ıse ışte o zaman yı- ne "vabjm" bır durum var demektır, çünku bu bızım yıne bır "karasevda" karşısında olduğu- muzu gostenr Ya mendıl koşelenne "kanaYice" ıle ışlenen, gaga gagaya vermış, rengârenk "aşk- u sevda" kuşlanna yurek mı dayanır Soz halk kulturu olunca, daha ne denn an- lamlar ne bıtımsız ımgeler ne duşsel yaratılar vardırkı,nesızsorunnebensöyleyeyım Çun- ku onlan anlatmaya bu koşenın sınırlan yetmez Ama, bundan boyle lutfen "mendil" deyıp geç- meym, bayramlarda da çocuklara mendıl ver- meyı gözardı etmeyın Iyı bayramlar PENCERE TARHŞMA Unutulmuş Kentte Uğurum 01!.. ımı kışı ve olaylar onıks mermer sutunlara .kazılı anılar gıbı usumuza yer ederler Tanhın dennhklennde hep yaşarlar Benım de yaşamımda, Uğur Mumcu ve Onat Kudar gıbı dostlar vardır Bu bşı olay ve zaman dılımlen, ışte böyle kalıcı ve soru ışaretlen ıle yükludur Tıpkı, 12 rakammın uğursuzluğu gıbı Yırmı alü yıl öncesını unutamıyorum I2Mart dönemınde, Fakir Baykurt'un evınde berber Nazmi ıle benım mektubumuz bulunduğu ıçın önce Ulukışla ve Adana, sonra da Ankara Mamak'ta tutukJanıp TÖS davası sanığı olarak uzun sure yatmıştım 12 Eylül dönemınde de ötekı aydmlar gıbı ben de nasıbımı almıştun 10 yıl yasamımdan bır parça eksılmıştı 12 Hazıran 1971 'de Ankara Dışkapı Gozetımevınde, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Mümtaz Soysal, Fakır Baykurt ve yuze yakın aydın ıle sabah ıçtımasında sıra dayağından geçmenın ürkutücülüğünü hıç unutamıyorum Korkak ve yılgm kıinılenne karşın, Uğur Mumcu'nun ömek bır Türk aydını olarak cesaret ve dırengenlığı hepımıze güç vermıştı Baskı ve zulnıe karşı moral kaynağımız olmuştu Evet, tıpkı Uğur Mumcu gıbı Onat Kutlar'ı da ocak ayında kaybettık. 11 Ocak BÜLENT DİKMENER HABER ÖDLLÜ YARIŞMASI Gazetecı Bulent Dıkmener ın anısını vaşatmak \e Türk gaze tecılıgme olan katkılannı manevı vonden surdürmevı sağlamak amacıyla adına 1980 yılında konulan "Haber Ödulu " 1995- 1996 dönemınde de surdürülmektedır Ödül koşullan »öyledır 1 Ödule her Turk gazetecı aday olabılır 2- Adavlık gazetecmın kendı, ya da Ödul Komıtesrnın onen- sı ıle gerçekleşir 3-Oduleada> gostenlecek haberlenn I Nısan 1995 ıle 31 Mart 1996 tanhlen arasında gunlük gazeteler ya da surelı \ayımlar- dan bınnde vavımlanmış olması gereklıdır 4 Odule aday olabılmek ıçın nıtelıklen 3 maddede belırtılen haberlenn yayımlandığı gazete ya da surelı yayımlann 1 sayısınm 10 Nısan 1996 gunu ak- şamına kadar Bulent Dıkmener Haber Odülü PK 246/lstanbul adresıne taahhutlü olarak ulaş tırılması zorunludur 5 Oduller a) Haber odülu b) Mansıyon c) Jün ozel odulu olarak belırlenmıştır Kazananlara odulu sımgeleven bırer plaket ıle özel armağanlar venlır 6 Seçıcı Kurul Erhan Akyıldız, Müfit Alaçalı, Yalçın Bayer, Fıkret Dağlıoğlu, Or- han Erınç,Yalçın Frvalçın, Doğan Katırcıoğlu,Ergın Konuksever.Oktav Kurtböke.Tur- ga> Olcay to, Deniz Som. Yılmaz Tunçkol, Seçkın Türesay ve Ulvı Yanardağ dan oluş muştur ÖDÜL KOMİTESİ 1995'te Onat Kutlarve 1993 ocağının 24'ünde de Uğur Mumcu aynı kaden paylaştılar Belleğımıze kazıdığımız ötekı guzel ınsanlar gıbı onlar da uyudu Sankı, ölûmlen bıle yarenlıktı Uğur Mumcu ıçın 24 Ocak 1994'te Sılıvn'de yazıp, panelde okuduğum "Uğurnm O)" şun ıçın Toktannş Ateş ve Onat Kutlar, bu şıır mutlaka bestelenmelı demışlerdı Uğur Mumcu'nun davasını dıle getıren dızelenn müzıkle güzelleşeceğını vurgulamışlardı "Ankara'nm tasua bakarak susmamah" ınsanlık Onat Kutlar oldukça duygusaldı Çunkü o bır ınsandı Bu şıın okurken dalıp gıtmıştı çoktan Bır yıl sonra aynı kadere kurban gıdeceğını bılemeden Onat Kutlar. Uğur Mumcu nun ardından şu dızelen yazmıştı, "Unutulmuş Kent" şıınnde ".JViçta bu kadar ölü var / NkJn bu kadar çok deniz setleri / Ve niçin bu kadar çok/ L nutmak istediğimiz şey var / _. / Ama çıkamrvorum / Nereye yürusem ayağıma kan bulaşıyor / Terör içındeyını / _ / Yaşarken geriye dönüp baktı^mda / Arkadaşlarunı durmadan duşunüyorum / Ne kadar çok ötdük yaşamak içjn-." Yaşamını yakından bıldığım, çok şey ve çok zaman paylaştığım dost ınsanlar hakkında dar bır yazı çerçevesınde hareket etmenın zorluğunu bılınm Onlan anlamak, onlann eserlennı okumaktan geçtığını anımsatarak Uğur Mumcu'nun dedığıgıbı "Bugisahibi obnadan fikır sabibı olunmuyor" hıçbır zaman Dursun Özden Sılıvn KADIKÖY3.ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1995/807 Davacı Hamıt Cem Topbas vekılı Av Fılız Inal tarafından Çemenzar, Oray Sıtesı, B Blok, No 27 Göztepe-Kadıköy ad- resınde mukım davalı Ayşenur Topbaş aleyhıne açılan boşan- ma davasında Davalının yapılan tahkıkatlara rağrnen teblığe sanh adresı tespıt edılemedığnden davanın ılanen tebhğıneka- rar venlrnış olup HUMK 179 200 ve 190/2 hukümlen gereğı davalı savunma ıle ılgılı olarak göstereceğı delıl ve belgelen bu tebhğden ıtıbaren 10 gun ıçınde göstenp başka makamlar da olanlann davalı tarafından gıderlennın karşılanması haJın- de ıstenmesı konusunda kesın mehıl venldığı ve yıne HUMK 213 ve 377 mad hükumlenne gore durusmanuı bırakıldığı 29 2 1996 gunü saat 10 05'te davalının mahkemede hazır bu- lunmadığı takdırdeyokluğundadevam edılecegı vehukum ve- nleceğı ılanen teblığ olunur 5 2 1996 Basın 71763 Esrara Pişen Lokma... On bır ayın surtanı mubarek ramazan bu yıl da geJ- dıgeçtı Bugun bayram1 Pekı, nasıl geçtı ramazan? Devletın televızyonu ıle bırlıkte butun kanallarda rf- tarla yatılıp sahuria kalkıldı Bır yanda çengı çalgı, gerdan gobek, ote yanda baklava borek' Polıtıka- cılar, her AJIahın gunu rftar yemeğı verdıler Iftar yemeklennde bol bol dedıkodu yaptılar, ha- sımlannın kuyusunu nasıl kazacaklarını konuştulan fitne ıle fucur, ze/tınyağlı lahana sarması, ımamba- yıldı, vezırparmagı, kadıngobeğı sıyaset tuzağı, par- tıcı ıftırası, koalısyon çamuru, acılı yalan dolan, ek- şılı zehır zıkkım, mubarek ramazan boyunca sofra- lardan hıç eksık olmadı Pekı, bu ne bıçım ramazan? Bu ne bıçım ıftar sofrası? Bu ne bıçım sahur? Davula tokmağa vur' Oruç, Musluman ruhunu fitne ıle fesattan anndır- mak ıçın tutulmaz mı? Televızyonlarda Muslumanlık yapayım derken Is- lamı sıyaset çamuruna buladılar • Bır suru saçlı sakallı adam ve az da olsa taıfe-ı nı- sadan eksık etek, bır yandan oruç tutarlarken yurek- len duğum duğum sabah akşam ne duşunduler - Nasıl bırnumara yapayım da karşımdakıne unu- tamayacağı bır kazık atayım Oysa oruç nazıktır Bozulabılır Nasıl bozulur? Sabah dışlennı fırçalarken dış ma- cununun tadı damağınayayılırsa vallahı de bıllahı de oruç bozulur KaJbını temız tutacaksın Cınsı munasebet yasak Ya sıyası munasebet? • Oruç, Yahudı ve Hınstıyan goreneğıdır, Hazreti Muhammet Hıcret'ten sonra Yahudılenn yaptığı gı- bı "aşura" gununde oruç tutulmasını buyurmuştu, Hıcret'ın ıkıncı yılında Muslumanlara ramazan oru- cunu getırdı Ama her Musluman, ramazan orucunu tutmaz Alevınınkı başkadır Bektaşının başı oruçla hoş değıldır, Baba Erenler ramazan ayında da ıçer Kaygusuz Abdal'ın şu dortluklen, yryıp ıçmenın otesınde bır anlamı vurguluyor Esrara pışen lokma Karnımız aç, tez olsa Kahvaltıya yuz tavuk Uç yüz ellı kaz olsa Uç kışı ıdık handan Karnımız açtı dunden Üç araba buğday undan Bır kabaca somun olsa Pışse gelse felte felte Otursak yesek tarta tarta Seksen bın pışmış yumurta Ûçölçecıktuzolsa *•* ' ' ••"•••»•<<•" Renklı medyanın televızyonlannda fitne ıle fucu- run kaynatıldığı zengın ıftar sofralannı ızleyen mılyon- larca yoksulun duygulannı Kaygusuz Abdal dıle ge- tınyor • Ramazanda ıftar sofrası kurduk, ama, ıftar sofra- sında hukumet kuramadık Inşallah bayramda kuranz Bır ay boyunca oruca, ıftara, sahura fitne kanştı- ranlar, bayramda opuşup koklaşmalı 1 Şeker Bayramı yoksula da zengıne de kutlu ol- sun ANMA ÖMER C. KORZAY (1966-1986) ÖMER'im Trafık canavan senı aramızdan alalı on yıl oldu Bızler senı hıç unutmadık O güzel yûzun gozlenmın onünde "Amcacım" dıyen sesın kulaklanmda Senı çok ozluyoruz Nur ıçınde yat AMCAN SÜRMENE KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1994/2 KararNo 1995/19 Sürmene Orman lşletme Müdürlüğü tarafından dava- lılar Hasan Demırcı ve arkadaşlan aleyhıne açılan Sür- mene Çamlıca Mahallesı nde kauı 112 ada, 22 parsel sa yılı taşınmaza ılışkın kadastro tespıtının ıptalıne dan" da- vanın yapılan açık duruşması sonunda, Mahkememızce 11071995 tanhJ] ve dava konusu par- selle ılgılı olarak komısyonca venlen 15 03 1983tanhve 123 sayılı komısyon karanrun ıptalı ıle taşınmazın nıte- lığının orman olarak göstenlmek suretı ıle Hazıne adına kayıt ve tescıluıe daır karar davalılardan Osman Selahat- tın oğlu 1956 doğumlu Osman Yılduay Boran a teblığ edılemedığı ve tam aramalara rağmen de adresı tespıt edı- lemedığınden, ılanen teblıgat yapılmasına karar venlrnış olmakla, 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun ılgılı hükum- len gereğınce ışbu ılan, gazetede ılanından ıübaren 15 günlük yasal sure ıçensınde yasal hakkını kullanması, kullanmadığı takdırde hükmün kesınleşeceğı ılan olunur Basm 71923 KOVANCILAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı 1994/23 Davacı Mustafa Aslan tarafından davalılar Nurettın Ötelaş ve Sıddık Soydan aleyhıne açılan maddı ve mane- vı tazmınat davasuıın yapılan ara karan gereğınce, Karar uyannca davalı Sıddık Soydan'ın uzun aramala- nna rağmen bulunmadıgı ve adresının tespıt edılemed»7-, ğınden duruşmanın atılı bulunduğu 12 3 1996 tanh ve 09 45'te yapılacak ışbu ılanın yayım tanhınden ıtıbaren 15 gün ıçensmde taraflara teblığ edılmış olacağı ve ışbu ılanın dava dılekçesı yerıne kaım olacağı cevap ve delıl- lennızı duruşma gunune kadar bıldırmenız veya duruş- ma günü hazır bulunmanız, aksı şekılde davanın yoklu- ğunuzda devam edıp karara bağlanacağı hususu ılanen teblığ olunur 14 11 1995 Sıddık Soydan - Seyfettın ve Fatma'dan olma 3 3 1950 Mutkı doğumlu Muş ılı Hasköy ılçesı Kocaınış Köyu nü- fusuna kayıtlı Basın 60265
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle