25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1996 PAZARTESİ HABERLER Diyanet 'Camide ayine izinyok' • Diyanet tşleri Başkanı Yılmaz, 'Aczmendi' ayinlerine karşı bir genelge yayımladı: Camiler, tekke ve dergâh değil. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Aczmendi tarikatına mensup bir grubun Kadir Gecesi Kocatepe Camisi'nde yaptığı zikir ayini üzerine, müftülüklere bir genelge göndererek bu gibi hareketlerin engellenmesi uyansında bulundu. Camilerin tekke ve dergâh olmadığma dikkat çeken Yılmaz, "Camiler, topiu halde ibadet yaptian bir yenür. Tef çahp gösteri yaparak halkın huzurunu bozmak, İslam'm nıhuna aykmdır" dedı. Diyanet Işleri Başkanı Yılmaz, Din Işleri Yüksek Kurulu öncesinde dün düzenlediği basın toplanttsında, camilerin "sükun" içinde ibadet yapılan yerler olduğunu vurguladı. Yılmaz, Toplu halde, aleni şekilde zikir, camilerde hiçbir zaman yapılmamışür. Tef gibi alederin camilere sokulmasj djnimize ajlandır" uyansında bulundu. Müftülüklere camilerde bu gibi gösterilerinin yapılmasının engellenmesini öngören bir genelge gönderdiğini de bildiren Yılmaz, şu görüşleri dile getirdi: "Camiler her zaman sûkun içinde ibadetterin yapddığı yerlerdir. "Tef çalınmasın' demiyorum, ama bu «letierin camiye sokulmas, dini yönden sakıncalıdır. Camileri dergâh ve tekke batine getirmeye kimsenin hakkı yokhır." Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, basın toplantısında aynca, Türk cumhuriyetlerinde 30 cami ve 4 ilahiyat fakültesinin yapımınının Türkiye tarafından üstlenildiğini açıkladı. Türkistan'ın başkenti Aşkabat'a 40 kilometre uzaklıkta ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparraurad Niyazov TürkmenbaşTnın köyü olan Kıpçak'a yaptmlacak camınin açılış törenini Ramazan Bayramf nın ilk günü gerçekJeştireceklerini belirten Yılmaz, caminin 400 bin dolara mal olduğunu açıkladı. Yılmaz, bu ülkede kuracaklan ilahiyat fakültesinin de yaklaşık 2 milyon dolara mal olacağıru ve bu projelerin Türkiye Diyanet Vakfı'nca üstlenildigini söyledi. Papa'dan mektup Yılmaz, Vatikan Büyükelçisi'nin kendisıni ziyaret ederek Papa 2. Jean Paul adına kardinali tarafından yazılan mektubu ilettiğini söyledi. Papa'nın mesajında, ramazani övdüğünü, islam'm kutsal bir din olduğunu belirtmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Yılmaz, "Çağımızda en bûyük gereküKk dinler araa yakmlaşmadır" dedi. Yılmaz, Ramazan Bayramı'mn 20 şubatta başlayacağını vurgularken diğer Islam ülkelerindeki belirlemelere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Ramazanın zekât ve fıtre verilmesine bir araç oluşturduğunu anımsatan Yılmaz, memurlara fitre verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine, fitre veremeyecek durumda olan herkese fitre verilebileceğini belirtti. Yılmaz, Ramazan Bayramı'nın bir dinlence günü olarak değil, kişilerin bir araya gelerek sevgi ve sohbetin oluştuğu günler olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şu mesaj ı verdi: "Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda, asıriardır bizkri birbirimize bağlayan manevi ımsuriannuzdan biri olan mübarek Ramazan Bayramı'nın hayıriara vesfle olması niyazıyla; başta aziz miDetimizin, Türk cumhuriyeöeri ve diğer ûlkderdeki soydaş ve Müslüman kardeşlerimizin Ramazan bayramlannı yürekten kumıyor, bayramın ülkemiz ve tslam âleminin sükun ve huzuruna, tüm insanhğın banş ve hidayetine vesfle ohnasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ediyorum." Insan Haklan Vakfı, işkenceleri somut verileriyle kanıtlamayı sürdürüyor îşkence belgelenîyorASUMAN ABACIOGLU tZMİR - Insan Haklan Vakfı'nda bir işkence daha belgeleniyor. Işkence görmüş bir kişiye "Darp izi voköır" diye rapor veren doktorlann "görevüıi yapmadıklan" da bir kez daha kanıtlanıyor. Mehmet Sıddık Doğru, 13 şubat günü Çorlu'da yapılan DHKP-C operasyonlan sırasında gözaltına alındı. Ayru gün götürüldüğü Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü'nde "elektrik, kaba dayak, kfifür, hakaret ve göz bağfauna" uygulamalanna maruz kaidı. Kendı anlahmına göre 14 şubattaEmniyet görevlilerince götürüldüğü Tekirdağ'da Çınarlı Mahallesi'ndeki Sağlık Ocağı'nda doktorlar Doğnı'nun muayenesi sonucunda "Darp izi göriilmemiştir" raporu verdiler. Doğru, muayene sırasında polislerin dışanya çıkanlması isteğinin geri çevrildiğini, sağlık ocağından çıktıktan sonra polislerin doktorlann yanında bir süre daha oyalandığım söyledi. Doğru, 15 şubatta çıkanldığı savcılık tarafından serbest bırakıldı ve bu sırada sağlık raporunun sonucundan da haberdar oldu. Gözaltuıda işkence gördüğüne ilişkin yakınması ıse gözardı edildi. Mehmet Sıddık Doğru, işin peşini bırakmadı. Çorlu Cumhuriyet Savcılığı'na çıkarak yeniden muayene istedi. Savcıkğın muayene için sevk ettiği Çorlu Hûkümet Tabipliği'nde ise kendisine "10 günlük rapor" verildi. Doğru, bu raporun üzerine Çorlu Emniyeti'nin kendisini Çorlu Devlet Hastanesi'ne götürdüğünü ve noter huzurunda "heyet karşısına çıkardıklannr belirterek "Polis ile doktorlann konuşmaianndan raporun sonucunu tahmin ediyordum. Bu sonucu beklemeden, daha önceden biküğim İnsan Haklan Vakfi'na başvurmayı kararlaşûnhnî'' diyor. 17 şubatta Insan • Çorlu'da DHKP-C operasyonunda gözaltına alınan Mehmet Sıddık Doğru, işkence gördüğü için ÎHV'ye başvurdu. IHV Izmir Temsilcisi Dr. Veli Lök, Doğru'nun ellerindeki yaralardan alınacak dokular üzerinde "histo- morfolojik inceleme" yapılacağını, biyopsinin yanı sıra Doğru'ya "scihtigrafi" uygulanacağını belirterek, bu yöntemle de "kemiklerde ince çatlaklar ve mikrotravma bulgulan"nın ortaya çıkanlacağını söyledi. Haklan Vakfi'nm Izmir'deki temsilciliğine başvuruda bulunan Mehmet Sıddık Doğnı'nun burada görevli doktorlar tarafından yapılan ilk muayenesinde "her iki dinin başparmağındaki küçük elektrik yanığı izierinden elektrik işkencesi gördüğü'' belüiendi. Bunun bilimsel yöntemlerle kanıtlanması amacıyla hemen işlemlere başlandı. Insan Haklan Vakfı îzmir Temsilcisi Dr. VfeH Lök, Doğru'nun ellerindeki yaralardan alınacak dokular üzerinde "histo morfolojik inceteme" yapılacağını ve 3 gün sonra alınacak sonuçlarla "Kesin elektrik işkencesi yapilnuştn-" denılebıleceğını söyledi. Dr. Lök, biyopsinin yanı sıra Doğru'ya"scintigrafi" uygulanacağını belirterek bu yöntemle de "kemiklerde mce çatlaklar ve mikro travma bulgulanr 'nın ortaya çıkanlacagını.bunun da eklemlere düzenli darbelerin yapıldığını belirleyeceğini söyledi. Bu bulgular ile işkencenin kanıtlanacağını vurgulayan Dr. Lök, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim yapbğnnız çahşmalaria daha önceden işkence oimadığuu belirten raporlar değişebilir. İşkence gören kişilerin raporunun verilmesi sırasında nonnal adü np muayenesi yöntemlerine ek olarak bizim uyguladığunız ileri bilimsel yöntemier de yapılmabdır. Ancak biyopsi yöntemi işkenceden 3 hafta sonraya kadar uygulanmalıdır, daha geç kalınması sonuç vermez. Mahkemeler, bizim vakıf olarak verdiğimiz raporian. bilimsel yöntemiere dayandığı için deül olarak tanımaktadır." Mehmet Sıddık Doğru, ışkence gördüğünü kanıtlayan belgeleri aldıktan sonra mahkemeye başvuruda bulunacağını belirtiyor. Savcılıktaki ifadesinde işkence gördüğünün yer aldığını anımsatarak "Bu işin peşini bırakmayacagını" diyor. Sıvas'ta devleti, sağ basın ve bir yerel televizyon yönlendirip yönetiyor Valinin 'devekuşu' politikasıMtYASE tLKNUR Merkeze yakın olan Ulaş ilçesinde konuştuğumuz köy temsilcileri, valinin yaşanan olumsuzluklarda büyük payı olduğunu düşünüyor. Son seçimlerde RP'den milletvekilı seçilen eski Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ile yakın dostlugu olan Vali Aydın Güçlü'yü sağ basının özellikle de yerel bir gazeteye ve TV kanalma sahip Sirer Doğan'ın yönlendirdiği iddası oldukça yaygın. Vali Aydın Güçlü'nün CHP'nin iktidar ortağı olduğu bir dönemde atanması bir gaflet olarak değerlendiriliyor. Sıvas inceleme heyetinın Ulaş'tan sonra ikinci durağı Kangal'a bağlı Yellice Köyü. Bir zamanlar 130 hanelik bir nahiye imiş. Şündi hane sayısı 70. Koçgiri Isyanı'nı anlatan tarihi belgelerde de Yellice Köyü nahiye olarak geçiyor. lsyanın ilk hazırlık toplantısı Yellice Nahiyesi'nin Hüseyin Abdal Tekkesi'nde gerçekleştiriliyor. Yellice Köyü'nde güvenlik güçleri 11 Aralık 1995 'te bir operasyon gerçekJeşürerek muhtann da aralannda bulunduğu 14 kişi gözaltına alınıyor. Sıvas Jandarma Alay Komutanlığı'nın bodrumunda 8 gün kalıyorlar. Kaba dayağa tabi tutulan köylüler PKK'lilerin iki keze gece yansı köye gelerek bakkalı zorla açtınp erzak aldıktan sonra gittiklerini belirtiyorlar. Muhtar Ahmet Torun, PKK'lilerin köye gelmesinden sonra en yakın karakola başvurarak dunımu bildirdiklerini, ancak buna rağmen gözaltına alınarak hakaretlere ve dayağa maruz kalmalannın ağınna gittiğini söylüyor. *8 gfin betona yatırdılar' Muhtar Tonın, yakınmasmı şu sözlerle aktanyor:"Bizi betonun üzerinde 8 gün boyunca yatırdılar. Sivil güvenlik güçleri şâhsımıza ve kimligimize yönelik ağır hakaretlerde bulundular. En ağınma giden de bu. Oysa biz zaten teröristlerin köyümüze gelip bizi tehdit ederek erzak aldıklarım bildirmiştik" Gözaltına alman köylülerden Ali Abbas Sönmez de "beni feci şekilde dövdüler. dayağı hak edecek bir şey yapmadığımızı onlar da biliyor. Yoksa savcüık bizi serbest bırakır mıydı?" diye soruyor. Biz köyden aynldıktan bir gün sonra Vali Güçlü, yanına TRT, Anadolu Aajansı ve kendince sakınca görmediği baa gazeteciler ile güvenJik güçlerini alarak Yellice'ye gidiyor. Hayret Ertürk Yöndem'i unutmuş. Bize işkence ve hakaret gördüğünü anlatan köylüler doğal olarak bu kez inkar yolunu seçmişler. Köylülerin yaşadıklannı bu koşullarda inkar etmeleri eleştirilemez. Sonuçta inceleme heyeti bir gün sonra Sıvas'tan aynlacak, onlar orada bir başına kalacak. Yellice'den sonraki durağırruz ÇOCUKTAN AL HABERİ - tğdeli Köyü tlkokulu'nda gündüzleri öğrencfler gece- ieri özel tim mensuplan kalıyormuş. Oğretmen "Özel tim köyümüze hk; uğramadı" derken öğrenciler aksini söylüyor. 8 yaşındaki Musa Kazun Kocataş, kendinden bü- yük ablave ağabeylerini doğrulayarak "^Dkulda geceteri silahlı amcalar kalıyor" diyor. Divriği'nin HöbekKöyü. Yol boyunca karşılaştığımız köylerin birçoğu ekonomik nedenlerle terkedilmiş. Bacalar tütmüyor. Höbek Köyü'nün girişınde bulunan Karayollan Bakım Onanm Bölge Müdürlüğü askeri kışlaya dönüştürülerek asker konuşlandınlmış. 5 tank, 5 karyer ve 10 kadar da askeri kamyon görüyoruz. Diğer köylere oranla Höbek Köyü'nün durumu iyi. Köyde ikâmet eden hane sayısı 30'un üzerinde. Köyün arkasındaki kutsal Höbek Baba Dağı ziyaretcilere yasaklanmış. Köye yakın bir arazide üç ay önce 1 PKK'li terörist ölü olarak ele geçirilmiş. Bu olayla birlikte Dumluca Madeni'nde 19 araçın yakılması gerekçe gösterilerek Muhtar Kamber Yılmaz ile benzin istasyonu sahibi Yusuf Koçkaya ve oğlu Hasan Koçkaya gözaltına alınıyor. Araçlann benzinle yakılması nedeniyle güvenlik güçleri akaryakıt istasyonu bulunan Yusuf Koçkaya'dan şüphelenmiş. Gözaltuıda 6 gün kalmışlar. Muhtar Kamber Yılmaz, esprili biri. Olayı anlatırken önce gülerek göz kırpıyor sonra da "Devlet-i âliyemiz bizi kendi usul ve erkanınca ağırladı" diyor. "Dört köyün arasmda bir PKK'li vurulmuş. Köyümüzde vurulmadı ki. Bu olay nedeniyle dört köyün muhtan da gözaltına alındı. Uçaklar köyün üstünde alçaktan uçmaya başladı" diyen muhtann sözlenni gözaltına alınan akaryakıt istasyonu sahibi Yusuf Koçkaya tamamlıyor: "Güvenlik güçleri önce 'sizi vuracaklardı, o yiizden gözaltına alıyoruz' dediler. Sivas'a götürölürken gözierimiz bağlıydı. KangaPda yakıt almak için mola verildi. Bu sırada KangaPdaki BBP ve MHP yandaşları bulunduğumuz arabaya küfür ederek taş atmaya başladı. Linç edilme tehlikesiyle karşı karşıyaydık. Sıvas Jandarma Aiay Komutanlığı'nın bodrumunda bize işkence yaptılar. Oysa askerle köyümüzün diyalogu iyiydi. Odunlannı ve yakıtlarını bile bizden temin ederlerdi. Devletin eksikliğini bile biz gönüllü olarak giderirken bize yapılan muameleye bakın." Höbek köylüleri geleneksel konukseverliklerini göstererek heyet üyelerini beşer onar paylaşıp evlerinde ağırladılar. Evlere girilince özel sohbetlerde güvenlik güçlerinden şikâyetler daha da arnyor. Askerler geceleri sık sık arazide ateş edip köylüyii rahatsız edince durum muhtar kanalıyla komutanlığa iletilmiş ve ateşler bir süre sonra kesilmiş. Höbek'ten aynldıktan sonra sık sık gözaltılann yaşandığı tğdeli Köyü'ne uğruyoruz. Yolu çamur nedeniyle araç trafiğine kapalı. Uzaktan bakınca köy terkedilmiş gibi. Canlı bir varlığa rastlamak mümkün görünmüyor. Köyün girişindeki okulun camlan ve kapısı kınk. Içeride öğrencilerin bulunacağı kimsenin aklına gelmiyor. Kapıyı iteleyerek açıyoruz. Çocuklar korkup kaçışıyor. Oğretmen tahtada 15 öğrenciye ders veriyor. Tam bir sefalet tablosu. Beş sınıf birarada. Sadece iki öğrencinin sırtında önlük var. Sıralar ve tahta kınlmış. Bir süre önce köy muhtan ile 7 kişi gözaltına ahnmıştı. Oğretmen köyde asayışin normal olduğunu, özel tim ve askerin köye hiç uğramadığını söylüyor. Ancak çocuklar kulaklanmıza özel timin geceleri okulda konakladığını ve sıralan da onlann kırdığını söylüyorlar. Özel tim ısınmak için sıralan parçalayarak sobada yakıyormuş. 8 yaşındaki Musa Kazım "Geceleri okulda başka silahlı amcalar kalıyor" diyor. 'Stvas'tagöç ve işkence dursun'lstanbul Haber Servisi- Sıvas Yöre Halkıyla Dayanışma Platformu, Sıvas'ta meydana gelen köy boşaltma ve göçe zorlama olaylanyla ilgıli olarak Bakırköy'de protesto toplantısı yaptt. Özgürlük Meydanı'nda yapılan açıklamada, Sıvas'ta 63 köyün boşaltıldığı, Drvriği'de lll,Zara'da63 ilkokulun kapatıldığı. birçok yurttaşm gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada; Sıvas halkı üzerindeki baskılann sona erdirilmesi, ekonomik amborgonun kaldınlması, gözaltına alınanlann serbest bırakılması, Vali Aydın Güçlü'nün görevden alınması ve köylülere yapılan işkencenin sona erdirilmesi ıstendı. Sıvas'taki olaylara dikkat çekmek için Istanbul'da başlaülan açlık grevinin 8. güne ulaştığı da belirtilerek Alevi-Sünni aynmı yapılmaması istendi. "Susma, sustukça sıra sana gefecek", "tnsanhk onuru işkenceyi yenecek" sloganlan atan topluluk daha sonra sessizce dağıldı. (Fotoğraf: KEREM DLGAZ) BEBEE ERDAL ATABEK İpükNeyse Kumaş Odur... Uzun bir bayram tatili başladı bile. Tatillerin "kaçış psikolojisi" harekete geçti. Işlerden, evlerden, yaşa- nan sorunlardan, değişmeyen mekânlardan, bildik kalabalıklardan "kaçış". Birkaç günlüğüne bile olsa, gene dönüp gelineceği bilinse de "herşeyden kaçış". Bedeli giderek yükselen fiyatlarla ödense bile, vere- cek gücü olanlann göze aldığı bir "kaçış." Tatillerde bir yertere "kaçıvenvek" artık bir sosyal prestij ölçü- tü. Gidemiyorsanız, ya bir yazlık sahibi olamamışsı- nız ya da butçenizin deliği büyük. Tüketim toplumu insanlardaki değişiklik istegini de tüketecek, yolu yok. Ne ki trafik canavarı da uyanıveriyor. Yollarda uzayan araç kuyruklannı, bunların arasında zikzak yapan asfalt kovboylannı görünce bu canavar da- yanamıyor, kazalar, yaralılar, ölüler. Şöyler misiniz, kim bu canavar? Bir türlü makine kültürüne geçe- meyen insanlanmız değil mi? Direksiyonun başına geçince hayatının bütün doyumsuzluklannın acısını çıkarmaya çaiışan, kendini bir türlü bulamamış so- rumsuzlar değil mi? "Neden böyle?" diye düşünü- yorsunuz. Iplik neyse kumaş odur da ondan. ••• Son günlerde gençlerle iki söyleşim oldu. Birisi Kabataş Erkek Lisesi'nde, ötekisi Izmit'te Etken Dershanesi'nin düzenlediği bir toplantıda. Gençter dikkatle dinliyorlar. Merakla dinliyorlar. Sevgiyle dinliyorlar. Kabataş Erkek Lisesi'nin gerçekten gu- rur verici yeni "Kültür Merkezi"nde 21. yüzyıl uy- gariığının "tüketim uygartığı" olmayacağını, insan- lara tüketerek uygar olacaklarını söyleyen "tüketim toplumları"n\n yanıldığını, insana değer verecek olan yeni bir uygarlığın yaşanacağını, bunu da in- sanın kendisinin yaratacağını söyledim. Izmit'te "başannın nasıl bir yoldan geçtiğini, başannın ne olduğuna da insanın doğru karar vermesi gerekti- ğini" söyledim. Gençlerin sorulan hep toplumun sorgulanmasın- dan geçiyordu. Çok güzel, çok anlamlı, hem gün- cel, hem kalıcı bir sorgulamaydı bu. Ama üzülerek görüyorum ki toplum kendi gençlerinin farkında değil. Bu toplum gençlerini anlamıyor, gençlerini sevmiyor, gençlerini yetiştiremiyor. Genç insanlar da toplumun şablonu olan "daha çok para-daha çok prestij" ekseniyle kendi kişilikleri arasında bir denge kurmaya zorlanıyorlar. Karşılanndaki engel, hiyerarşik yapıyı sürdüren, sömürüyü kabullenmiş, bu sömürü ortamında kendi küçük çıkarlannın pe- şine düşmüş, insanlann toplumsal baskısıdır. Son- ra da aynı toplum, gençlerinin "daha iyi, daha ba- şanlı" olmasını istiyor. Iplik neyse kumaş odur. ••• ANAP-Refah iktidan kurulmak üzere. Dönüşümlü iktidar, dönüşümlü başbakan pazar- lıklan sürüyor. Içinize sinen bir başbakan var mı? Içinize sine- cek bir başbakanınız olacak mı? "Bilinç", nicedir bu toplumda bir coşku yarata- mıyor. Toplumda coşku yaratan kaynak artık "inanç'Ur. Inançla coşup bilinçte donuklaşan toplumlarda demokrasi olamaz. Bu yaşananlar demokrasi falan değildir, kimse yanılmasın. Çünkü, iplik neyse kumaş odur. • ••• Yeni bir kumaş için usta dokumacı değil, yeni bir iplik gerekiyor. Yeni bir iplik, yeni bir insandır. Akılcı, bilinçli, özgür, sorumlu, cesur yeni insan. Bunu yaratamazsak, bunu yaşatamazsak bekle- necek yeni bir şey yoktur. Iplik neyse kumaş da o olacaktır. RP'li başkan Atatürk düşmanı ÖZCANGÜNEŞ ŞANLJURFA-RP'li Bele- diye Başkanı Ahmet Bahct- van, Şanlıurfa kent merke- zindeki Kasaptaşı Parkı'na dıkılmesı planlanan Atatürk heykelini iki yıldır itfaiyenin bahçesinde bekletiyor. Nihat Ünal adlı yurttaşın 1993'te Şanlıurfa Beledıye- si'ne armağan ettiği Atatürk heykelinın, belediye tarafın- dan yaptınlan Kasaptaşı Par- kı'na konulması planlanmış- ü. Dönemin DYP'li Beledi- ye Başkanı l'gur EsatAkgöL heykeîin Güneydoğu Anado- lu Bölgesi'nin en büyük par- kı olan 75 bin metrekare ala- na kurulu Kasaptaşı Parkı'na dikileceğıni açıklamış, bu- nun için parkın tamamlan- masını bekleyeceklerini bil- dirmişti. Ancak.27 Mart 1994 yerel seçünleri sonucunda beledi- ye başkanlığma RP'li Ahmet Bahçıvan'ın gelmesiyle Ata- türk heykeli, Itfaiye Müdür- lüğü'nün araç parkı olarak kullanılan bahçesinde bıra- kıldı. Kasaptaşı Parkı'nın ya- pımınm tamamlanmasına kar- şın, heykeîin itfaiye bahçe- sinde kâlacağı öğrenildi. Be- lediye Başkan Yardımcısı Uğur Bevazgül,heykeîin Ka- saptaşı Parkı'na diİcilmesinin söz konusu olmadığını belir- terek "Atatürk heykeli itfa- iye bahçesinde kalacakur" dedi. Beyazgül, gerekçe ola- rak da heykeîin itfaiye müdü- rüne armağan edilmesini gös- terdi. Dönemin DYP'li Beledi- ye Başkanı, şımdiki ANAP Ü Başkanı Ugur Esat Akgöl ise heykeîin Kasaptaşı Parkı'na dikilmesinin kararlaştınldı- ğını anımsatarak "Belediye başkanfcğmdakabsydmı,At*- türk heykeiiniparkm bhimiv- le birlikte oraya dikecektik. Ancak buna zatnanımız ol- madi Atatürk heyketinin Ka- saptaşı Parkı'na dikümesige- reİdr" diye konuştu. Cumhuriyetin kurucusu uhı önder Atatürk'ün heykelinın itfaiye bahçesinde kaderine terk edılmış bir halde bırakıl- masına yurttaşlar tepki gos- terdi. yurdun birçok bölgesin- de RP'li yönetimJer tarafin- dan Atatürk düşmanlığı yapıl- masına kayıtsız kalınmasını daeleştiren yurttaşlar, Ata'ya gereken saygının gösteril- mesıni ve heykeîin Kasaptaşı Parkı'na dikümesini istediler. Sınırdan mayınlar kaldmlıyor AHMET BARUTÇU KİLİS - Suriye sınınnda bulunan mayın tarlalannın temizlenmesi çahşmalanna başlandı. Bölgeye gelen 5. Zırhlı Tugay Komutanlı- ğı'ndan uzman bir isuhkâm birliği, mayın tarlalannı tara- yarak antı-tank ve anti-perso- nel mayınlannı çıkarmaya başladı. Yetkilıler,sırunnter- mal kameralarla gözlenip ko- runması nedeniyle mayınla- nn stratejik öneminin kalma- dığını, bundan dolayı mayın tarlalannın temizlenmesinin kararlaştınldığını bildirdiler. Yaklaşık 720 kilometre uzunluğunda, 500 metre ge- nişliğinde, toplam 3.5 mil- yon dönümlük bir alanda (iki Kıbns adası büyüklügünde) gömülü bulunan mayınlann temizlenmesi çalışmalannın iki yılda tamamlanması bek- leniyor, Sınır güvenliğinin sağlanması ve kaçakçıhğın önlenmesi amacıyla 1950 yı- lında oluşturulan mayın tar-, lalannın bugüne dek geride' 9104 ölü, 12.158 yarah ve sakat bıraktığı behıtiliyor. Küis'te son olarak geçen günlerde 1. Piyade Tabu- ru'nda görevli Erhan Demir adlı er, nöbete giderken üze- rine bastığı mayının patlama- sı sonucu ağır yaralanmış, devlet hastanesıne kaldınlan erin sağ ayağı bilekten kesil- mışti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle