30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT1996 PAZARTESJ OLAYLAR VE GORUŞLER Böyle mi Olmalıydı? Turkıye Cumhunyetı, karanlıktan aydınlığa geçışın anıtsal yapısıdır Sömürûler ve odunlerle gelınen nokta kuşku vencıdır Değışen tutumlann bır nedenı olmalıdır. ÖZGÜN TÜZECÂNBukukçu A tatiirk Türkıyesı'nde Atatürk duşmanlıgı olanca hızıyla suruyor O'nun kazandırdıklan, "lıberal dûzen, serbest pazar ekonomısı, özel- Ieştırme, yap-ışlet-devret yöntemı" uy- gulamalanylabırerbıreryıtınlıyor Tam bağımsızlık ılkesını gerçekleştınp güç- lendırecek yerde gıderek bağımlılığa do- nuştürecek oluşumlar yeğlenmektedır Içte dınsel sömürûnün getıreceğı oylar gözetlerek venlen ödunlen, dışta ekono- mık sorunlardakı yardım beklentılennın durgunluklan ızlemektedır Türkıye Cumhunyetı'nın kuruluşunda kapıtülas- yonlan atarak, Osmanlı borçlannı yuk- lenerek kotanlan başanlar kuçümsen- mekte, gögüslenen gûçIukJer, katlanılan yoksunluklar alaya alınarak, vatan kurta- np devlet kuranlar kotulenerek değerler elden çıkanlmaktadır Devletı küçult- mekten söz edılerek devlet yıpratılmak- tadır Anayasa Mahkemesı Başkanı Sayın Özden'ın "ülke ve ulus oğelerinden olu- san bir insan ve bukuk kunımu" dıye ta- nımladığı devletı, günun koşullannda uğ- raşması gereksız ışlerden, ekonomık alandakı yûkJerden kurtanp anndırmak doğrultusundakj çalışmalar, "devteti kü- çuttmek"değıl güçlendırmek olur Siya- sal nedenlerle ulusal varuklann, devlet olanaklannın çarçtır edilmesı, şuna-buna peşkeşçekilmesı beceri sayilamaz. Devtet- ten yana olmanın "devletçı" demek oJ- madıgı, de> leti tutmaıun "tutuculuk" sa- yılamayacağı açıkür. Nerden gelip nereye gjttiğiınizi bilmeyenler, Ataturk ılkelen- nin guntın koşuİlanna uyumlu ırasının bilincınde olmavanlar, her şeyin özelleşti- rümcsındenyanaçabalaragırişenler, dev- letin yûkünıi azaltmaya karşı çıkmayan, ama yanhşlık ve vanılgılar için uyainda bulunanJan engeliemekle ve "ayakbağı" otmakla suçlamaktadjıiar. Ya onlara ne demeii? Anımsayanm mı? Unutmadık kı animsayalım "Ispat hakkı mı, tsmai] Hakkı mı?" benzetme- sıyle bırlıkte "Siz isterseniz hilafeti büe getirirsiniz. -Listeye odun koysam millet- vekili seçtiririm. -Orduvu astsubaylarla idare ederim. -Kara cubbetiler!" sözlen sıyasal edebıyatta nıte yıllar yankılan- mıştı 1960 Devnmı sonrasında "Plan mı, pilav mı? -Vbflar yürümekle aşmmaz.- -Dun dundür, bugün bugündur. -Bana sağcılann adam öidurdüğunu soykte- mezsiniz. -Hükûmetin üstünde Danıstay, Meclis'in üstünde Anayasa Mahkemesi otanaz" sozlenyle yıllar geçtı 1980'den sonra sayfalar dolduracak ıbret dolu soz- ler edıldı Son gunlerdekı yaJaşıksız benzetme- ler ve tartışmalara değınmıyoruz Bunla- n buruklukla ızlıyoruz Nerde Ata- türk'un ve tsmetlnönü'nun anlamlı, kap- samlı, ozdeyış nıletığındekı doyurucu ıçenklı unutulmaz sözlen9 "Anayasa'yı bir kere de biz delsek ne olur? -Seçim ön- cesindezam yapacak kadarenayı miyim? -Benim memurum işini bilir. -Ben zen- gınleri severim. -AnayasaMankemesi ka- nunlann kazava uğradığı yer değUdir" sozlennın yansıttığı anlayışla, 1919'lar- dan 1923'lerle 1950'lere taşıyan ılkelı anlayışlann bır tutulması olanaksızdır Ya son yıllardakı dıl sürçmesınden çok ötedekı anlamsız sözcukler, gereksız an- latımlar, yanhş ve sakıncalı söylemler Suç oluşturan açıklamalar Turkıyemız bu ıçler acısı duruma bırdenbıre gelme- dı Gelışmeler, doğal ve olağan bir yuk- selışı sağlarken, sonuçlann "fletişim, de- mokrasi, uzay, insan haklan çagT olarak adlandınlan çağımızın gostergesı sayıl- masına yeterlı bulunmadığında bırleşıl- mektedır Toplumsal düzeyımızın çızgı- sı donmuş durumdadır Curnhunyetın nı- telıklen, devletın ozu ve gucü yönünden tartışmalar uzucudur Boyle mı olmalıy- dı'' Vatan kurtaran, devlet kuran, devnm- len gerçekleştırerek bızlere bugünlen ve- renler böyle karalanıp kötulenecek, şen- at yonetımı çabalan bu ölçüde gızlı-açık yandaş bulacakmıydı9 Bırçok üst duzey yonetıcının, sorunlanna çözüm bekle- yerdenn, venlen sözlenn tutulmasını ıs- teyen yurttaşlann yuzune bakılmazken, Bakanlar aylarca Başbakan'la göruşme olanağı bulamazken, ınsana ve ınsanhğa zarar veren dmcılıklennı sınsıce surdu- ren tankatçılar, şeyhler, yönetıcılenn ve partı lıderlennın gozdesı, akıl hocası gı- bı karşılanıp uğurlanıyor Belli oğrenımı yapmışlardan seçılen okul mudürlen "şube" savunmasıyla açı- lan yenı ımam-hatıp okullan, Hacc'ago- turulen valıler, anayasanm 24 maddesı- nın değıştınlmesı, 4 maddesıyle bırlık- te laıklık ılkesmın kaldınlması ve laıklı- ğın tek tanıma bağlanması gınşımlen, şenatçılığın dayatması bırer rastlantı de- ğıldır Gıysı konusundakı devnm yasası- na karşın mahkeme salonlanna kadar uzanan aykınlıklar, yaygınlaştırmanm behrtılendır Taksım'e camı (Istanbul), metroya camı (Ankara) ve parklara camı (Trabzon), Osmanlı donemınde hıçbır devlet kurumunda yokken şımdılerde kı- mı yükseköğretım kurumlannda, kımı devlet kuruluşlannda, kımı yerel ve yuk- sek yargı yerlennde olusrurulan, ustelık kadınlar ve erkekler ıçın ayn döşenen ve camıye çevnlen mescıtler, devletın yapı- sının ve nıtehğının değıştınlmesı ama- cıyla özlenen ve gerçekleştınlen durum- lan gostermektedır Gelecekte karşılaşılacak üzücu ve acı olaylar, bugune değın atılan adımlann sonucuolacaktır Yannlan duşünmeyen- ler, bugûnlenn sorumlulandır Geçen yıl, yılda beş bın camı yapıldığını söyleyen Dıyanet Işlen Başkanı, bu yıl günde beş camıden söz etmış, fazla camı yenne okul yapılmasını onermıştır Kımı onem- lı kuruluşlara yeterlı kadro ve ödenek ve- nlmezken Dıyanet Işlen'ne seçımden önce bınlerce kadro venlmış, butcesı her yıl aşın düzeyde arttınhruştır Bır camı- de (Sultanahmet) altı ımam olduğu savı gerçekse, doğrultu ve amaç kolaylıkla saptanrruş olur Hukümet kurma hazuiık- lannı kımı gün tutkuyla, kımı gûn nazla, kımı gun zıtlaşma ve ınatlaşmayla sürdü- ren sıyasal partı hderlennın "donüşum - böJüşüm" aldatmacalanyla ele geçırmek ıstedıklen gûç, ülke çıkarlan ıçın değıl, partısel ve kışısel çıkarlan ıçın kullanı- lacak kanısı, lcuşku dûzeyını geçmıştır Böyle mı olmalıydık9 Toplumsal banşın gıderek güçlendınl- mesı, bağımsızlık, özgûrlûk ve ulusal egemenlığın kesıntısız ve kısıntısız ya- şanması, ınsan haklan ve demokrasırun koşulsuz savunulması, laıklığın ıçtenlık- le benımsenmesı yönünde doyurucu bır yaklaşıma tanık olamıyoruz Bırleştıncı olmak yenne aynmcı ve aynlıkçılığı ozendıren tutum, çözûm ararnak yenne sorun çıkarmak aymazlık değıl de nedır7 Kadınlara sırt çevıren bır partının hükû- met kurma aşamasında Cumhurbaşka- nı'nın Anayasa Mahkemesı'ne ıkı hu- kukçu bayan üye ataması bır umut ışığı olarak karşılanmıştır "Devtet laik otur, vatandaş olmaz" dıyen Cumhurbaska- nı'nın laıklığı sık sık savunması da bızı hakJı çıkarmıyor mu9 Değışme nedensız olamaz ARADABIR SADtYEAKAY Umut Verenler de VarBır kargaşa ortamında yaşamaktayız Yonetımde olanlar etlıye sutluye kanşmaz bır tutum ıçınde, hu- kumetın kurulmasına bel bağlamış, bugun yann du- rumlannın ne olacağının belırsızlığınden tedırgındır- ler Bu toz duman ıçındekı gorunumde umutsuzluk, guvensızhk yureklere yerleşmekte grtgıde yoğunlaşa- rak Guzel yurdumuzdakı sevgılı ınsanlarımızın bu durumdan nasıl kurtulabıleceklerını duşunmekten kendımızı alamıyoruz Ataturk'un başlattığı aydınlığa, yıllar sonra sırtını çevınp ıçlennı saran karanlık yetmezmış gıbı gövde- lennı ve kafalannı çarşaf, cuppe, türban, sank zın- danına sokanlann sayısı artarken onlara ılışmeyıp "Gıysı Devnmı" yasasını rafa kaldıranlar, "Oğretım Bıriığı" yasasını çığneyerek ortalığı kaplayan ımam- hatıp Ijselen yetmezmış gıbı bunlara sessız sedasız 23'unu daha katanlar (Cumhunyet, 25 Kasım 1995) ortalığı daha da karartıyorlar Bu arada bır dosttan gelen mektubun ıçınden çı- kan bır karşılama törenı programının fotokopısı, Tur- kıyemızın hangı noktada bulunduğunu, dının polıtı- kaya nasıl sokulduğunu gostermesı yonunden du- şundurucudur ' Bu guney ılımızdekı valılıkçe yapıldığı ve kamu ku- ruluşlanna dağıtılmış olduğu anlaşılan saatlendınlmış toren duzenlemesınde 11 45-12 30 saatlen arasında adı belırtılen bır camıde "cuma namazı" devlet pro- tokolune sokulmuş bulunuyor Cumhunyet tanhımız- de hıç olmayan bır bıçımde, laık yonetımde dın ıle devletın bırbınne kanştınlmak ıstendığını gormenın uzuntulu tepkısı sarryor ıçımızı Aynca bırkaç gun oncekı haberde (Cumhunyet, 20 Ocak 1996) "Ramazan ayı nedenıyle yurdun buyûk bolumunde valıler, çalışma saatlennde değışıklığe gıttıler Adana'da valılık genelgesıyle çalışma saat- len ıftar öncesıne denk getınldı Erzunjm, Trabzon, Mardın, Samsun, Ordu, Malatya ve Gazıantep'te ra- mazan çalışması uygulanarak çalışma 16 30'da so- na erecek" dıye kaygımızı çoğaltırken "bazı kentler- de bu uygulamanın tepkı çekerek kaldınldığını" bıl- dınyordu Ulkemızde her yıl ramazanda oruç tutanlar da var- dır, tutmayanlar da, ama kamu çalışmalannı namaz saatlenne gore duzenlemek, aslında kul ıle Tann ara- sındakı bır duyunç (vıcdan) sorunu olan dıni, kamu- yu ılgılendıren devlet ışıyle kanştırmaktır Islam dını ıse zoriayıcı değıldır Ataturk'un dedığı gıbı "Akla ve mantığa dayanır" Bunu nasıl goz ardı edebılıyor kı- mı yonetıcıler^ Bunlar karşısında bır çıkış yolu, bu kotuye gıdışe "dur>" dıyecek bır guzel, bır yığrt ınsana ozlem du- yan yureklenmıze bır muştu gıbı doluvermış olan, da- ha oncekı bır haben anımsıyoruz (Cumhunyet, 28 Kasım 1995) Ege'nın bır ılınde "Kent ıçınde sanklı ve cuppelı dolaşırken polısın Kılık-Kıyafet Yasası'na aykın davranıştan gozaltına aldığı ıkı kışının, RP ve ANAP'lı ûyelerce ıl genel meclısı karanyla serbest bı- raktınlmak ıstenmesı" uzenne Valı .. "Sert tepkı göstenp bu önenyı, değıl gundeme almak, okumam bıle, Türkıye Cumhunyetı yasalanna aykındır" dıye- rek venlen onergeyı gen çevırmış hem de "Bu nasıl bır teklıftır? Boyle bır şeyı onaylıyorsanız neden ay- nı şekılde sanklı ve cüppelı olarak buraya gelmıyor- sunuz? Bu, yargının ışıdır, böyle bır konuyu görüş- memız mûmkün değıldır" dıye bır guzel ders de ve- rerek 1 Adının anlamı gıbı olgun, soyadındakı demır gıbı sağlam, ınançlı valıyı yurekten kutlanz MERİÇ KADASTRO MAHKEMESİ EsasNo 1995/358 Davacı Orman Işletme Şeflığı'nın davalılar Mustafa Gırgın vs hakkında Menç ılçesı Akıncılar Köyü'nde oturduklannı beyan ıle açtıgı Akıncılar K 1076 parselm kadastro tespıtının ıptalı tescıl davasında davalıya tüm ça- baya rağmen teblıgat yapılamamış, hakkında 7201 SİC'nın 28 vd md sıne göre ılanen teblıgat yapılmasına karar\enlmış ve bu bakımdan davalı Mustafa Gırgın'ın dun^ınaııın bırakıldığı 2 4 1996 tanhınde saat 10 20'de mahkememızde hazır bulunmalan veya kendılennı vekıl ıle temsıl ettırmelen gerekmektedır Aksı takdırde dava, gıvaplannda sonuçlandınlacaktır Keyfiyet ılanen teblığ olunur 5 2 1996 Basın 71406 DUYURU T.C DURSUNBEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 1995/742 Davacı Dursunbey Üçeylül Mahallesı Çalköy çıftlı- ğınde oturur Mınnetı Kaymak tarafından açılan gaıplık davasının mahkememızde yapıian açık yargılaması sıra- sında venlen ara karan gereğınce, Davacının oğlu, Dursunbey Mollaoğlu Mahallesı nü- fiısuna kayıtlı Halıl ve Mınnetı oğlu 24 3 1967 doğumlu Ba\Tam Aktaş'ın açık adresını, sağ olup olmadığı husu- sunda bılgıa bulunanlann ılan tanhınden ıtıbaren bır yıl ıçınde mahkememıze müracaatlan ılan olunur Basın 71904 Küreselleşme: Bölünme, Çatışma ve Açlık İZZET ULUDAĞ Mersın Barosu Avukatlarmdan B ugün dunya üzennde bulunan bü- tun ulusal ve bağımsız devletler ve devletleşememış uluslar ve etnık guçler, "emperyalizmin yeni makyajlı yüzü Yeni Dunya Dûze- ni"nın (YDD) azgın ve amansız bır saldınsıyla karşı karşıyadır Bu saldınya ve yok edılme tehdıdıne karşı dırenen ulusal ve ba- ğımsız devletler ve bu ayakoyunlanna gelmeme- ye çalışan etnık güçler, ıçenden vedışandan eko- nomık ve ıdeolojık bırtakım yöntemlerle sıkıştı- nlmakta, ıçınden çıkamayacaklan kör burgaçla- nn (gırdaplann) karanlık sulanna doğru surük- lenmeye çalışılmaktadırlar Bu bağımsız devletlen yok etme ve uluslan bolüp parçalayarak bırbınne düşürme oyun ve çabalan, YDD'nın yenı bır ıcadı değıldır Her şe- yı yutmaya ve kendıne bağımlı hale getırmeye ça- lışan ve kaçınılmaz olarak yeryüzunde tam tekel eğılımı tasıyan emperyalizmin (ımparatorlukla aynı kökü paylaşırlar) ortaya çıkmasından bu ya- na, bağımsız ve ulusal devletler her zaman bu eğı- lıme nesnel olarak ayakbağı olagelmışlerdır Emperyalızm ve ulusal devlet ateşle barut gı- bıdırler Bın öbünınün yok olma nedenı ve sonu- cudur Bunedenleemperyalızmlebaşlayantanh- sel süreç, ulusal devletlerle bu kuvvet arasında- kı dıdışme, ıöşme ve çatışma anlammı taşır Za- manımızda var olan bır savaş emperyalıstler ara- sında değılse mutlaka, emperyalızm ıle ulusal devlet ya da ulusal devlet kurma çabasındakı uluslann arasında geçmektedır 1900'lenn başına kadar "kûresel" ve "üze- rinde gıineş batmayan" emperyalıst tngıltere, küreselleştırerek yutmak ıstedığı Anadolu halkı- nın verdığı bağımsızlık savaşı ıle önemlı bırdar- be yedı Ataturk'un dedığı gıbı hap halıne getı- np "bizi yutmak isteyen emperyalizm", Ana- dolu halkının bağımsızlık ve ozgurluk mucade- lesı karşısında tasını tarağını, Duyun-u Umumı- yesı'nı, manda tasmasını, gencı ve feodal müt- tefıklennı toplayarak apar topar güzel yurdumu- zu terk etmek zorunda kaldı Ancak halkımızdan yedığı o tekmeden sonra emperyalızm, boş mu durdu 7 Elbette hayır 1 Ka- pıdan kovduğumuz bu uluslararası soygun çete- sı, bınbır dolap ve yöntemle en zayıfanımızı kol- lamaya, bızı ekonomık, sıyasal, toplumsal ve as- ken yönden adım adım kuşatarak kendıne tama- men bağımlı hale getırmeye çalıştı durdu Kısa- ca 1923'lerde kaybettığı maçın rövansı ıçın ken- dıne en uygun zaman ve ortamı yaratmaya çalış- tı Yıne Atatürk'ûn dedığı gıbı "yonetımde bu- lunanlar kişisel çıkarlanıu emperyalistlerin siyasi ve ekonomik emelleriyle birleştirerek" Tûrkıye'yı ayakta tutan bütün altyapı dınamıkle- nnı ve bağımsız ekonomık ve sosyal yapıian bu- gün YDD'nın küreselleşme dalgasının altında yok etme gayretı ıçındedırler Maden ocaklan ve fabnkalanmız kapatılıyor Tersanelenmıze gınlıyor Ekonomık ve sosyal bütün kalelenmız zapt edılıyor Sevr'ın acımasız maddelennden bın olan tele- fon ıdaresının yabancı denetımıne sunulması pro- jesıne uygun olarak PTT'nın 'T'sının ozelleştı- nlmesı başta olmak üzere bütün kaynaklanmız, küreselleşme saldınsının dalgalan altında yok edılmeye çahşılıyor Ucuz tohum ve ılaç alamayan ve her alanda devlet desteğı ardından çekılen köylu, gıderek tanmdan uzaklaştınlıyor Görüldüğu gıbı dünyaya yayılabılmek ıçın ulu- sal devletlen ve ulusal üretımlen karşısında ra- kıp olarak görup onlan düzlemek isteyen kure- selleşme, Türkıye'nın butün bağımsız zengınlık- lennı sular altında bırakacaktır Sular altında bı- rakılan ulusal uretım yok edılecek, pahalılık ar- tacak, açlık ve sefalet kol gezecektır Iş bu kadarla bıtmıyor YDD, bu sonınlann karşısında kendıne dırene- bılecek güçlen darmadağan etmeye de çalışıyor 1919'larda bazı Anadolu aydınlannın kafasına "mandacıfak" fiknnı sokmadılar mı ? "Bağımsızlık, modası geçmiş bir akımdır" dedırtır kendıne bağımlı kafacıklara Dünyada emperyalızme karşı ılk bağımsızlık savaşını ve- ren devnmcı Mustafa Kemal'e YDD'ıun 2 cum- hunyetçısınden şenatçısına, 'yenı solcu'sundan neohberalıne ve Batıcı mıllıyetçı akımlanna ka- dar saldırtılmasmın ardında yatan gerçek budur Emperyalızm, hıçbır ülkeye, "Ben sizi yok edeceğim, parçalayacağım, açlık ve sefalet ge- tireceğim; işsizlikten ananızı ağlatacağım; baskı uvgulayacağım; etnik ve dinsel çatışma- lara yol açacağım" dıyerek gırmez YDD, "demokrasi, insan haklan, uygarlık" gıbı soyut soylemlerle ülkelere gırer Ulke ıçın- dekı dınsel ve etnık aynlıklan sozumona 'özgür- lük' vaat ederek korükler Çatışmalan alabıldığı- ne şıddetlendınr Kendıne bağımlı ıletışım araç- lan tarafindan bunun teonsını yapar Emperyalızm, kendısıne karşı bırleşebılecek ve dırenecek bütun güçlen parçalamak zorunda- dır Bu anlamda sözde "bağımsu", ancak ken- dıne bağımlı 'devletçıkler' bıle kurdurabıhr Böl- ge halklannı bırbınne düşürür Ulusalcılar, bu pohtıkalann aksını yapmak zo- rundadırlar Yanı bağımsızlık ve ozgürlük isteyen uluslar, ulus olma ozellıklennı yok etmek isteyen bu uluslararası yok edıcı güçlere karşı sadece bır- leşebılırlerse ayakta durabıleceklennı bılmek zo- rundadırlar Bağımsızlık ve özgurlük mücadelesı veren bü- tun ulusal önderler bunu bılırler 1919'larda Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, büyük cesaret ve buyük güç gerektıren bağımsız- lık savaşını sürdurebılmek ve zafer kazanmak ıçın Türkıye'nın Alevı, Sünnı, Turk ve Kürt bu- tün guçlenyle bırleştı Bunlan ozbeöz kardeş ılan ettı Bu bırlığın gerçekleşme olasılığı YDD'yı dı- ken üzennde oturtuyor Kendısı sözümona dün- ya ıle bırleşme çığlıklan atarken, entegrasyon dı- ye yırtınırken kendısıne karşı bırleşebılecek bü- tün güçlen atomlanna kadar parçalamaktan gen durmuyor Bağımsızlıklannı yok ederek yutup kendıne katmak ıstedığı ülkeler ıçındekı dınsel ve etnık aynlıklan dennleştınyor, bunlar arasuıda- kı çatışmalan Balkanlar'da ve Kafkasya'da oldu- ğu gıbı körüklüyor Kendısı dışında bölge halla- nın bu tür sorunlan banş ıçınde çözmesını de sü- reklı olarak engellıyor Bugün YDD, "insan haklan" ve "ozgürlük'' gıbı soylemlerle "en alt-kımlığe kadar demok- rasi" çığırtkanlığı ıle Turkıyemızde de bağımsız- lık ve özgürluk güçlennı atomıze etmeye, halkı "Sfinm", "Alevi", "Tûrk" ve "Kürt" dıye bö- lüp parçalamaya çalışıyor Bu bölünmenın bu parçalardan hıçbınne bır yarar sağlamayacağı ve emperyalizmin karşısında bunlann kolayca yu- tulmalanna hızmet edeceğı ortadadır Göruldüğü gıbı YDD'nın küreselleşmesı, ulu- sal planda üretım etkınlıklennı ve boylece em- peryalızme dırenme dayanaklannı ortadan kaldı- racak ve sıyasal sonucu olarak da kaçınılmaz bır bıçımde ulusal smırlan, bağımsız devletlen yok edecek ve ulus olarak buralarda var obnaya, ayak- ta durmaya çalışan toplumlann 'kışılıksız' ve "kimliksiz" yaşamalannı dayatacaktır Yanı 'kımlık* ıçın emperyalızme teslım ve kaynaşık olan etnık güçler de sılmdır gıbı ezılıp duzlene- cektır Ulusal üretımın azahnası dışa bağımlılı- ğın artmasma, ıç pıyasarun daralmasına, esnaf- tan çıftçıye, ışçıden ulusal sanayıcı ve tüccara ka- dar halkın butun kesımlennı etkıleyecek ve top- lu çoküşler yaşanacaktır Iç pıyasanın daraltıl- ması, yüzde 20'len asan ışsızlığuı alabıldığıne artmasına yol açacaktır Işsızlığın artması, üretı- mın yenıden daha da duşmesıne, bagımlılığın ve sömürgeleşmenın hızlanmasına, açlık ve sefale- tın orta sınıf katmanlanna kadar tırmanmasına yol açacaktır "Özgürlük", "insan haklan" ve "kimlik" vaat eden ve Talbott gıbı adamlanyla, İnsan Hak- lan Derneğı Genel Başkanı Akın Bırdal gıbı ba- zı orgüt sorumlulanyla gızlıce görüsup arkalann- da olduğu ızlenımını veren ABD emperyahzmı, etnık ve dınsel aynlıklan korükleyerek bolup par- çaladığı "Alevi", "Sünni", "Türk" ve "Kürt" gıbı bütün guçlen de sonuçta kendıne benzete- rek "entegrasvon yasası" gereğı yok edecektır Böylece "kimlik savaşımı veriyoruz" dıye yo- la çıkan ve bu amaçIa emperyalızmden yardım umanlar. husrana uğrayacaklardır Ulusal kımlıgın kazamlmasında da korunma- sında da tanhın bıze öğrettığı bıncık yol, emper- yalızme karşı net tutum almaktan ve dırenmek- ten geçmektedır TARTIŞMA Gidişat B ayılıyorum gıdışatımıza Gazetelenmıze, gazetecılenmıze bayıhyorum 1 Sıyasılenmıze bayılıyorum' Bazı TV'lere, yayın yonetmenlenne, bazı programcılanna, bazı yorumculanna' Kasıklanmı tutarak, kahkaha ıstensıne kapılarak' Yumruklanmı sıkarak, ağzım ısyandan kopükler saçarak, rahmetler okuyarak' Bayılıyorum efendım, bayılıyorum1 Dune kadar mangalda kül bırakmayanlann, bugun mangal boyunlannda gezdıklennı goruyorum1 Çanak gazetelennden bınne bakıyorum Bugunlere gelmemızın baş sorumlulanndan bınnın, daha doğrusu bır sıyasının yargı karanyla asıhrıasını cmayet sayan adam, gazetecı geçınıyor, hem de gazetenın yonetıcı kadrosunun ıçınde oturuyor 1 Aynı gazetenın başyazanna bakıyorum Turgut Ozal'ı büyuk devlet adamı kabul edıyor, üzennıze afıyet, bır de orta solda görunüyor1 Koşeyı tutmuş bınne bakıyorum Kendısını 'Uğur'dan sonra gelen gazetecı olarak tanıtıyor 1 Kesmedığı lahana yok, yemedığı turşu yok' Ama Refah'm ne olduğu sorulduğu zaman, soyleyemıyor, çekınıyor, korkuyor' Ya da hesabma gelmıyor Devletın tıkandığı noktada dırenıyor Varsa Çilkr ın servetı, hele hele Amenka'dakı varlığı1 lyı guzel de Refah'tan ne haber kardeşım9 Kendısı emeklerken, bız ganplere 'gûverte bileti' alarak Istanbul yollannı tutturan, en çok on kamarah, şılep bozması küçuk 'Bandırma' vapurunu luks gemı yapan gazetecıye bakıyorum Mustafa Kemal'ın bızı aldattığını nasıl da ortaya çıkardı, afenn ona1 Ama kabahat Mustafa Kemal'de' O şılep bozması vapurla Samsun'a gitmeye gerek duymayıp, bıraz daha dışını sıksaydı, bu gazetecuıın patronunun Ingıltere'den getırttığı luks yatı bekleseydı, olmaz mıydı yanı 9 Hem bızı yanıltmamış olurdu, hem de kendısı şoöoyle rahat ve de tunstık bır yolculuk yapmış olurdu 1 Her zaman çıkannı kollamış, gorkemlı bır gazetecımız var Tezgâhı zarar görmesın dıye Refah'ı da öyle allayıp pulluyor kı, kendı kafanızdan şuphe edersınız 1 Oysa babası ıyı bır laıktı, değerlı oğlunun bu tavnnı, otekı dunyadan nasıl algılıyoracaba91 Doğrusu ben merak edıyorum'Bır de dehşetengız yorumcumuz var Guzel gozlennı devıre devıre, kendıne ozgu ses tonu ve dıksıyonuyla, halktan yana gorunerek, ahkâm keser' Çoklukla da patronunun çıkarlan ıçın oyle saldırgan, oyle saldırgandır kı, ışın ıçyuzünü bılmesenız, "Tannm, bu ınsanlar ne kadar doğrucu, ne kadar temiz, ne kadar günahsız— Nedir başlanna gelen bu ışler, kurtar onlan tannm!" dıyesı gelır msanın' Bır tanhte sormuşlar bu dehşetengıze "Nedir yahu bu söytediklerin?" Bugune değın yalanlandığına tanık olmadığımız yanıtı şöyle olmuş "Parayı veren düdüğü çalar!" Bu şu demektır Bugunku patronu yuz venyorsa, sız ıkıyüz venrsenız, sızın ıçın otecektır' Işte bıze durustlük, namusluluk taslayan bınsı de bu' Haa bakın, bır yerde hakkmı yememek gerek 1 Cıddı ve yansız yorum yaptığı gunler de vardır 'Cumhuriyet'ın bazı haber ve yorumlannı kaynak gostermeden, kendı gorüşuymüş gıbı, bır guzel soyleyerek, herkesı hayretler ıçınde bırakır' Ya TV programlannda, haberlennde boy gosteren, Kemalıst duşuncelennden zerrece şuphe edemeyeceğımız aydınlanmızın, aymazhklanna ne dıyelım9 Kendı kendını yok edış surecını bız, tam kırk beş yıl once başlatmışız Şımdı tukendık, çukurun dıbınde can çekışıyoruz 1 Ahmet Yonılmaz - Ayvalık ŞİŞLİ 3. SULH HÜKUK HÂKİMLİĞf'NDEN 1995/1035 Esas/ 1995/1125 Karar Davacı Senem Şışman vekılı Av Ismaıl Orakçı tarafından mahkememıze açılan vası tayını davasında Latılokum Sokak No 35 Yenıevler / Mecıdıyekoy / Şışlı / tstanbul ad- resınde ıkamet eden mahcur Eyüp Şışman'a kansı Şahsenım Şışman, mahkememızın 14 11 1995 tanh ve 1995/1035 esas, 1995/1125 karar sayılı karan ıle vası tayın ed:lmış olduğu ılan olunur 16 1 1996 Basın 71939 Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04 PENCERE Medeni Kamıfun . . .70'inci Yıldönümü 1923 Devnmı'nın en büyuk atılımlanndan bın Türk Medeni Kanunu "öur 1926'da yururluğe gırdı 70'ıncı yılı kutlanıyor Medeni Kanun nedir? Yurttaşın kışısel haklannı, aıle, mulk, borç ve mı- ras ılışkılennı duzenleyen yasadır Söz konusu bır "Yurttaşlık Vasas/'dır Batı'dayurt- taşlıkyasalan "Aydınlanma Devnmı'run urunlen ola- rak ulusallaşma surecınde hayata geçınldıler Fran- sa'da devnmın ateşınde pışınlıp kotanlan yasa, kılı- senın bırey uzenndekı egemenlığını budadı Alman- ya'da yurttaşlık yasasından oncekı hukuk, Bızans'tan arta kalan kalrtımın urunlenydı, Bavyera'da yalnız ev- lenme uzenne yetmışı aşkın kural geçerlıydı, bır Al- man, hemangı bır olayda hangı hukuka bağlanaca- ğını bılemezdı, Alman Yurttaşlık Yasası 1896'da çık- tı, ulkeyı hukuk duzenınde butunleştırdı Uluslaşma surecınden once, Avrupa'da her ulke- de uygulanan hukuk, bır yamalı bohçaya benzıyor- du, Isvıçre'de Medeni Kanun'dan once kantonlann sayısı kadar yasa vardı Ya Turkıye'de? • Bızım seruvenımız, daha değışık bır renk taşıyor, ama temelde Avrupa'ya benzıyor Osmanh'da kar- gaşa o boyutta ıdı kı, Tanzımat'tan sonra Âli Paşa, Surtan Aziz'e "Fransız Yurttaşlık Yasası "nın Turkı- ye'de, olduğu gıbı benımsenmesı onensını gotur- muştu Osmanlı'da şenat hukuku şoyle boyle geçerfry'ken ımparatorluğu oluşturan her dınsel ya da etnık gru- bun kendısıne ozgu hukuku da uygulanıyordu Er- menıler, Rumlar ve otekı gruplann hukuklan ayrıydı, LozanAntlaşmast'ndabuayncalıkkorundu 1926'da Medeni Kanun yururluğe gırdıkten sonra, Lozan'da azınlık hukuklan korunmuş olan Emnenı, Rum ve Ya- hudı cemaatlen Adalet Bakanlığı'na başvurarak bu haklanndan vazgeçtıklennı bıldırdıler 1923 Devnmı amacına yonelıyordu, ınsanlar um- met bılıncınden yurttaşlık aşamasına doğru yuruyor bıreye kımlığını veren "medeni hukuk'u tum toplum benımsıyordu Avrupa ıle Turkıye arasındakı aynmın en çarpıcı yanı, "kadın" konusundaydı Turkıye, Is- vıçre Medeni Kanunu'nu benımsemekle şenatın ıkın- cı sınıf yaratık saydığı kadına, Batı uygarlığının enş- tığı duzeydekı haklan bır katemde sağlıyordu Daha sonra, 1934'te, kadınımız seçme ve seçılme hakla- nna kavuştuğu zaman, Batı'nın çoğu ulkesınden hu- kukça daha ılen bır konuma ulaşacaktı Aradan 70 yıl geçtı Uygarlık hıçbır zaman durduğu yerde duımaz, bu- gun 1926 tanhlı Yurttaşlık Yasası'nın da eskımış yan- lan bulunmaktadır, kadın haklannda daha ılen bır duzene kavuşmak zorundayız Cıns aynmını tam anlamında kaldıracak yenı ku- rallann Medeni Kanun'a aşılanması gerekıyor • Ne var kı, bır yandan bu yolda çabalar göstenlır- ken ote yandan şenat kurallanna donerek Turkıye'y 70 değıl, 1000 yıl genye goturmek isteyen akımlar sıyasal yaşamda gun geçtıkçe güç'lenıyor Kadını koleleştırmek isteyen bu sıyasal akımlan destekleyen kadınlar da var Yetmıyor bu 1 Turkıye'de, tıpkı geçmiş yuzyıllardakı gıbı, Yurt- taşlık Yasası'nı parçalayıp hercemaatın kendı huku- kuna sahıp çıkmasını isteyen dıncı ve ayrılıkçı akım- lar sıyasayı etkılıyor Bunlar, ulkeyı nasıl bır hukuk kar- maşasına surukleyeceklennı ya duşunemıyoriar ya da hukuk tanhını bılmıyoriar Şenat tutkusuyla gozlen bağlanmıştır Korebe oynuyorlar İLAN T.C. PENDtK BtRİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo 1995/293 Karar No 1996/45 Davacı Sevda Özüak tarafindan davalı Levent Özûak aleyhıne açılan boşanmadavasının yapıian açık duruşma- sı sonunda MK'nın 134/1 maddesı gereğınce şıddetlı geçımsız- lık sebebıyle boşanmaya, taraflann müşterek çocuklan Anıl Özüak'ın velayetının davacı anneye tevdııne, görüş hakkı tanınmasına karar venlmış olmakla Davalı Naıl ve Ayşe'den olma 1957 doğumlu tstanbul Üsküdar Ayazma C 07/02, S 84, K 239'da nüfusa ka- yıtlı oluphalen STFA Galata şanüyesı Karaköy-lstanbul adresınde oturdugu bıldınlen, ancak kendısıne karar teb- lığıne karar venlmış olmakla ışbu ılanın yayun tanhm- den ıtıbaren 15 gün ıçensınde boşanma karannı davalı- nın temyız edılebıleceğıne, süresı ıçensınde mahkeme- mıze başvuraıazsa boşanma karannın ınfaz ıçın nüfus müdürlûğüne göndenleceğının bılınmesı, davalı Levent Özüak'a daveüye yenne kaun olmak üzere ılanen teblığ olunur Basm 72120 tLAN T.C. ADİLCEVAZ KADASTRO MAHKEMESİ DosyaNo 1990/398 Davacı Karakol Köyü Tüzelkışılığı tarafindan davalı Hasan Çevık ve müdahıl davacı Hazıne aleyhıne mahke- memızde açılan kadastro tespınne ıtıraz davasının yapı- ian yargılaması sırasında Davalılardan Ahmet kızı Memnüme (Çevık) Kork- maz'ın tüm aramalara rağmen aynntılı adresuıın tespıt edılemedığı anlaşıldıgından mahkemece ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmışbr Duruşmanın ahlı bulundugu 13 3 1996 günü saat 09 30'a kadar davalı olarak mahkememızde hazır bulun- manız veya bır vekılle kendınızı temsıl ettırmeruz, aksı takdırde duruşmanın yokluğunuzda yapılacağı ılan ol- unur Basın 71401 İLAN T.C. ERENKÖY GİRİŞ GÜMRtfK MÜDÜRLÜĞU'NDEN Gümrüğümüzce Ünerler Tunzm Motorlu Araçlar ve Servıs Hızmetlen Tıc ve San A Ş firması adına tescıl- h 9962 sayılı 17 03 1993 günlü gınş beyannamesı muh- tevıyatı eşyanın kıymet farkından kaynaklanan 94 058 000 -TL gelır eksığı fırma adresınde bulunama- dığından teblığ edılememıştır 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun ılgılı hükümlen ge- reğmce teblıgat yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ ol- unur Basın 72027
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle