Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT1996 PAZARTESJ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Böyle mi Olmalıydı?
Turkıye Cumhunyetı, karanlıktan aydınlığa geçışın anıtsal
yapısıdır Sömürûler ve odunlerle gelınen nokta kuşku vencıdır
Değışen tutumlann bır nedenı olmalıdır.
ÖZGÜN TÜZECÂNBukukçu
A
tatiirk Türkıyesı'nde
Atatürk duşmanlıgı
olanca hızıyla suruyor
O'nun kazandırdıklan,
"lıberal dûzen, serbest
pazar ekonomısı, özel-
Ieştırme, yap-ışlet-devret yöntemı" uy-
gulamalanylabırerbıreryıtınlıyor Tam
bağımsızlık ılkesını gerçekleştınp güç-
lendırecek yerde gıderek bağımlılığa do-
nuştürecek oluşumlar yeğlenmektedır
Içte dınsel sömürûnün getıreceğı oylar
gözetlerek venlen ödunlen, dışta ekono-
mık sorunlardakı yardım beklentılennın
durgunluklan ızlemektedır Türkıye
Cumhunyetı'nın kuruluşunda kapıtülas-
yonlan atarak, Osmanlı borçlannı yuk-
lenerek kotanlan başanlar kuçümsen-
mekte, gögüslenen gûçIukJer, katlanılan
yoksunluklar alaya alınarak, vatan kurta-
np devlet kuranlar kotulenerek değerler
elden çıkanlmaktadır Devletı küçult-
mekten söz edılerek devlet yıpratılmak-
tadır
Anayasa Mahkemesı Başkanı Sayın
Özden'ın "ülke ve ulus oğelerinden olu-
san bir insan ve bukuk kunımu" dıye ta-
nımladığı devletı, günun koşullannda uğ-
raşması gereksız ışlerden, ekonomık
alandakı yûkJerden kurtanp anndırmak
doğrultusundakj çalışmalar, "devteti kü-
çuttmek"değıl güçlendırmek olur Siya-
sal nedenlerle ulusal varuklann, devlet
olanaklannın çarçtır edilmesı, şuna-buna
peşkeşçekilmesı beceri sayilamaz. Devtet-
ten yana olmanın "devletçı" demek oJ-
madıgı, de> leti tutmaıun "tutuculuk" sa-
yılamayacağı açıkür. Nerden gelip nereye
gjttiğiınizi bilmeyenler, Ataturk ılkelen-
nin guntın koşuİlanna uyumlu ırasının
bilincınde olmavanlar, her şeyin özelleşti-
rümcsındenyanaçabalaragırişenler, dev-
letin yûkünıi azaltmaya karşı çıkmayan,
ama yanhşlık ve vanılgılar için uyainda
bulunanJan engeliemekle ve "ayakbağı"
otmakla suçlamaktadjıiar. Ya onlara ne
demeii?
Anımsayanm mı?
Unutmadık kı animsayalım "Ispat
hakkı mı, tsmai] Hakkı mı?" benzetme-
sıyle bırlıkte "Siz isterseniz hilafeti büe
getirirsiniz. -Listeye odun koysam millet-
vekili seçtiririm. -Orduvu astsubaylarla
idare ederim. -Kara cubbetiler!" sözlen
sıyasal edebıyatta nıte yıllar yankılan-
mıştı 1960 Devnmı sonrasında "Plan
mı, pilav mı? -Vbflar yürümekle aşmmaz.-
-Dun dundür, bugün bugündur. -Bana
sağcılann adam öidurdüğunu soykte-
mezsiniz. -Hükûmetin üstünde Danıstay,
Meclis'in üstünde Anayasa Mahkemesi
otanaz" sozlenyle yıllar geçtı 1980'den
sonra sayfalar dolduracak ıbret dolu soz-
ler edıldı
Son gunlerdekı yaJaşıksız benzetme-
ler ve tartışmalara değınmıyoruz Bunla-
n buruklukla ızlıyoruz Nerde Ata-
türk'un ve tsmetlnönü'nun anlamlı, kap-
samlı, ozdeyış nıletığındekı doyurucu
ıçenklı unutulmaz sözlen9
"Anayasa'yı
bir kere de biz delsek ne olur? -Seçim ön-
cesindezam yapacak kadarenayı miyim?
-Benim memurum işini bilir. -Ben zen-
gınleri severim. -AnayasaMankemesi ka-
nunlann kazava uğradığı yer değUdir"
sozlennın yansıttığı anlayışla, 1919'lar-
dan 1923'lerle 1950'lere taşıyan ılkelı
anlayışlann bır tutulması olanaksızdır
Ya son yıllardakı dıl sürçmesınden çok
ötedekı anlamsız sözcukler, gereksız an-
latımlar, yanhş ve sakıncalı söylemler
Suç oluşturan açıklamalar Turkıyemız
bu ıçler acısı duruma bırdenbıre gelme-
dı Gelışmeler, doğal ve olağan bir yuk-
selışı sağlarken, sonuçlann "fletişim, de-
mokrasi, uzay, insan haklan çagT olarak
adlandınlan çağımızın gostergesı sayıl-
masına yeterlı bulunmadığında bırleşıl-
mektedır Toplumsal düzeyımızın çızgı-
sı donmuş durumdadır Curnhunyetın nı-
telıklen, devletın ozu ve gucü yönünden
tartışmalar uzucudur Boyle mı olmalıy-
dı'' Vatan kurtaran, devlet kuran, devnm-
len gerçekleştırerek bızlere bugünlen ve-
renler böyle karalanıp kötulenecek, şen-
at yonetımı çabalan bu ölçüde gızlı-açık
yandaş bulacakmıydı9
Bırçok üst duzey
yonetıcının, sorunlanna çözüm bekle-
yerdenn, venlen sözlenn tutulmasını ıs-
teyen yurttaşlann yuzune bakılmazken,
Bakanlar aylarca Başbakan'la göruşme
olanağı bulamazken, ınsana ve ınsanhğa
zarar veren dmcılıklennı sınsıce surdu-
ren tankatçılar, şeyhler, yönetıcılenn ve
partı lıderlennın gozdesı, akıl hocası gı-
bı karşılanıp uğurlanıyor
Belli oğrenımı yapmışlardan seçılen
okul mudürlen "şube" savunmasıyla açı-
lan yenı ımam-hatıp okullan, Hacc'ago-
turulen valıler, anayasanm 24 maddesı-
nın değıştınlmesı, 4 maddesıyle bırlık-
te laıklık ılkesmın kaldınlması ve laıklı-
ğın tek tanıma bağlanması gınşımlen,
şenatçılığın dayatması bırer rastlantı de-
ğıldır Gıysı konusundakı devnm yasası-
na karşın mahkeme salonlanna kadar
uzanan aykınlıklar, yaygınlaştırmanm
behrtılendır Taksım'e camı (Istanbul),
metroya camı (Ankara) ve parklara camı
(Trabzon), Osmanlı donemınde hıçbır
devlet kurumunda yokken şımdılerde kı-
mı yükseköğretım kurumlannda, kımı
devlet kuruluşlannda, kımı yerel ve yuk-
sek yargı yerlennde olusrurulan, ustelık
kadınlar ve erkekler ıçın ayn döşenen ve
camıye çevnlen mescıtler, devletın yapı-
sının ve nıtehğının değıştınlmesı ama-
cıyla özlenen ve gerçekleştınlen durum-
lan gostermektedır
Gelecekte karşılaşılacak üzücu ve acı
olaylar, bugune değın atılan adımlann
sonucuolacaktır Yannlan duşünmeyen-
ler, bugûnlenn sorumlulandır Geçen yıl,
yılda beş bın camı yapıldığını söyleyen
Dıyanet Işlen Başkanı, bu yıl günde beş
camıden söz etmış, fazla camı yenne
okul yapılmasını onermıştır Kımı onem-
lı kuruluşlara yeterlı kadro ve ödenek ve-
nlmezken Dıyanet Işlen'ne seçımden
önce bınlerce kadro venlmış, butcesı her
yıl aşın düzeyde arttınhruştır Bır camı-
de (Sultanahmet) altı ımam olduğu savı
gerçekse, doğrultu ve amaç kolaylıkla
saptanrruş olur Hukümet kurma hazuiık-
lannı kımı gün tutkuyla, kımı gûn nazla,
kımı gun zıtlaşma ve ınatlaşmayla sürdü-
ren sıyasal partı hderlennın "donüşum -
böJüşüm" aldatmacalanyla ele geçırmek
ıstedıklen gûç, ülke çıkarlan ıçın değıl,
partısel ve kışısel çıkarlan ıçın kullanı-
lacak kanısı, lcuşku dûzeyını geçmıştır
Böyle mı olmalıydık9
Toplumsal banşın gıderek güçlendınl-
mesı, bağımsızlık, özgûrlûk ve ulusal
egemenlığın kesıntısız ve kısıntısız ya-
şanması, ınsan haklan ve demokrasırun
koşulsuz savunulması, laıklığın ıçtenlık-
le benımsenmesı yönünde doyurucu bır
yaklaşıma tanık olamıyoruz Bırleştıncı
olmak yenne aynmcı ve aynlıkçılığı
ozendıren tutum, çözûm ararnak yenne
sorun çıkarmak aymazlık değıl de nedır7
Kadınlara sırt çevıren bır partının hükû-
met kurma aşamasında Cumhurbaşka-
nı'nın Anayasa Mahkemesı'ne ıkı hu-
kukçu bayan üye ataması bır umut ışığı
olarak karşılanmıştır "Devtet laik otur,
vatandaş olmaz" dıyen Cumhurbaska-
nı'nın laıklığı sık sık savunması da bızı
hakJı çıkarmıyor mu9
Değışme nedensız
olamaz
ARADABIR
SADtYEAKAY
Umut Verenler de VarBır kargaşa ortamında yaşamaktayız Yonetımde
olanlar etlıye sutluye kanşmaz bır tutum ıçınde, hu-
kumetın kurulmasına bel bağlamış, bugun yann du-
rumlannın ne olacağının belırsızlığınden tedırgındır-
ler Bu toz duman ıçındekı gorunumde umutsuzluk,
guvensızhk yureklere yerleşmekte grtgıde yoğunlaşa-
rak Guzel yurdumuzdakı sevgılı ınsanlarımızın bu
durumdan nasıl kurtulabıleceklerını duşunmekten
kendımızı alamıyoruz
Ataturk'un başlattığı aydınlığa, yıllar sonra sırtını
çevınp ıçlennı saran karanlık yetmezmış gıbı gövde-
lennı ve kafalannı çarşaf, cuppe, türban, sank zın-
danına sokanlann sayısı artarken onlara ılışmeyıp
"Gıysı Devnmı" yasasını rafa kaldıranlar, "Oğretım
Bıriığı" yasasını çığneyerek ortalığı kaplayan ımam-
hatıp Ijselen yetmezmış gıbı bunlara sessız sedasız
23'unu daha katanlar (Cumhunyet, 25 Kasım 1995)
ortalığı daha da karartıyorlar
Bu arada bır dosttan gelen mektubun ıçınden çı-
kan bır karşılama törenı programının fotokopısı, Tur-
kıyemızın hangı noktada bulunduğunu, dının polıtı-
kaya nasıl sokulduğunu gostermesı yonunden du-
şundurucudur
' Bu guney ılımızdekı valılıkçe yapıldığı ve kamu ku-
ruluşlanna dağıtılmış olduğu anlaşılan saatlendınlmış
toren duzenlemesınde 11 45-12 30 saatlen arasında
adı belırtılen bır camıde "cuma namazı" devlet pro-
tokolune sokulmuş bulunuyor Cumhunyet tanhımız-
de hıç olmayan bır bıçımde, laık yonetımde dın ıle
devletın bırbınne kanştınlmak ıstendığını gormenın
uzuntulu tepkısı sarryor ıçımızı
Aynca bırkaç gun oncekı haberde (Cumhunyet, 20
Ocak 1996) "Ramazan ayı nedenıyle yurdun buyûk
bolumunde valıler, çalışma saatlennde değışıklığe
gıttıler Adana'da valılık genelgesıyle çalışma saat-
len ıftar öncesıne denk getınldı Erzunjm, Trabzon,
Mardın, Samsun, Ordu, Malatya ve Gazıantep'te ra-
mazan çalışması uygulanarak çalışma 16 30'da so-
na erecek" dıye kaygımızı çoğaltırken "bazı kentler-
de bu uygulamanın tepkı çekerek kaldınldığını" bıl-
dınyordu
Ulkemızde her yıl ramazanda oruç tutanlar da var-
dır, tutmayanlar da, ama kamu çalışmalannı namaz
saatlenne gore duzenlemek, aslında kul ıle Tann ara-
sındakı bır duyunç (vıcdan) sorunu olan dıni, kamu-
yu ılgılendıren devlet ışıyle kanştırmaktır Islam dını ıse
zoriayıcı değıldır Ataturk'un dedığı gıbı "Akla ve
mantığa dayanır" Bunu nasıl goz ardı edebılıyor kı-
mı yonetıcıler^
Bunlar karşısında bır çıkış yolu, bu kotuye gıdışe
"dur>" dıyecek bır guzel, bır yığrt ınsana ozlem du-
yan yureklenmıze bır muştu gıbı doluvermış olan, da-
ha oncekı bır haben anımsıyoruz (Cumhunyet, 28
Kasım 1995) Ege'nın bır ılınde "Kent ıçınde sanklı
ve cuppelı dolaşırken polısın Kılık-Kıyafet Yasası'na
aykın davranıştan gozaltına aldığı ıkı kışının, RP ve
ANAP'lı ûyelerce ıl genel meclısı karanyla serbest bı-
raktınlmak ıstenmesı" uzenne Valı .. "Sert tepkı
göstenp bu önenyı, değıl gundeme almak, okumam
bıle, Türkıye Cumhunyetı yasalanna aykındır" dıye-
rek venlen onergeyı gen çevırmış hem de "Bu nasıl
bır teklıftır? Boyle bır şeyı onaylıyorsanız neden ay-
nı şekılde sanklı ve cüppelı olarak buraya gelmıyor-
sunuz? Bu, yargının ışıdır, böyle bır konuyu görüş-
memız mûmkün değıldır" dıye bır guzel ders de ve-
rerek
1
Adının anlamı gıbı olgun, soyadındakı demır
gıbı sağlam, ınançlı valıyı yurekten kutlanz
MERİÇ KADASTRO MAHKEMESİ
EsasNo 1995/358
Davacı Orman Işletme Şeflığı'nın davalılar Mustafa
Gırgın vs hakkında Menç ılçesı Akıncılar Köyü'nde
oturduklannı beyan ıle açtıgı Akıncılar K 1076 parselm
kadastro tespıtının ıptalı tescıl davasında davalıya tüm ça-
baya rağmen teblıgat yapılamamış, hakkında 7201
SİC'nın 28 vd md sıne göre ılanen teblıgat yapılmasına
karar\enlmış ve bu bakımdan davalı Mustafa Gırgın'ın
dun^ınaııın bırakıldığı 2 4 1996 tanhınde saat 10 20'de
mahkememızde hazır bulunmalan veya kendılennı vekıl
ıle temsıl ettırmelen gerekmektedır Aksı takdırde dava,
gıvaplannda sonuçlandınlacaktır Keyfiyet ılanen teblığ
olunur 5 2 1996 Basın 71406
DUYURU
T.C DURSUNBEY ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 1995/742
Davacı Dursunbey Üçeylül Mahallesı Çalköy çıftlı-
ğınde oturur Mınnetı Kaymak tarafından açılan gaıplık
davasının mahkememızde yapıian açık yargılaması sıra-
sında venlen ara karan gereğınce,
Davacının oğlu, Dursunbey Mollaoğlu Mahallesı nü-
fiısuna kayıtlı Halıl ve Mınnetı oğlu 24 3 1967 doğumlu
Ba\Tam Aktaş'ın açık adresını, sağ olup olmadığı husu-
sunda bılgıa bulunanlann ılan tanhınden ıtıbaren bır yıl
ıçınde mahkememıze müracaatlan ılan olunur
Basın 71904
Küreselleşme: Bölünme, Çatışma ve Açlık
İZZET ULUDAĞ Mersın Barosu Avukatlarmdan
B
ugün dunya üzennde bulunan bü-
tun ulusal ve bağımsız devletler ve
devletleşememış uluslar ve etnık
guçler, "emperyalizmin yeni
makyajlı yüzü Yeni Dunya Dûze-
ni"nın (YDD) azgın ve amansız
bır saldınsıyla karşı karşıyadır Bu saldınya ve
yok edılme tehdıdıne karşı dırenen ulusal ve ba-
ğımsız devletler ve bu ayakoyunlanna gelmeme-
ye çalışan etnık güçler, ıçenden vedışandan eko-
nomık ve ıdeolojık bırtakım yöntemlerle sıkıştı-
nlmakta, ıçınden çıkamayacaklan kör burgaçla-
nn (gırdaplann) karanlık sulanna doğru surük-
lenmeye çalışılmaktadırlar
Bu bağımsız devletlen yok etme ve uluslan
bolüp parçalayarak bırbınne düşürme oyun ve
çabalan, YDD'nın yenı bır ıcadı değıldır Her şe-
yı yutmaya ve kendıne bağımlı hale getırmeye ça-
lışan ve kaçınılmaz olarak yeryüzunde tam tekel
eğılımı tasıyan emperyalizmin (ımparatorlukla
aynı kökü paylaşırlar) ortaya çıkmasından bu ya-
na, bağımsız ve ulusal devletler her zaman bu eğı-
lıme nesnel olarak ayakbağı olagelmışlerdır
Emperyalızm ve ulusal devlet ateşle barut gı-
bıdırler Bın öbünınün yok olma nedenı ve sonu-
cudur Bunedenleemperyalızmlebaşlayantanh-
sel süreç, ulusal devletlerle bu kuvvet arasında-
kı dıdışme, ıöşme ve çatışma anlammı taşır Za-
manımızda var olan bır savaş emperyalıstler ara-
sında değılse mutlaka, emperyalızm ıle ulusal
devlet ya da ulusal devlet kurma çabasındakı
uluslann arasında geçmektedır
1900'lenn başına kadar "kûresel" ve "üze-
rinde gıineş batmayan" emperyalıst tngıltere,
küreselleştırerek yutmak ıstedığı Anadolu halkı-
nın verdığı bağımsızlık savaşı ıle önemlı bırdar-
be yedı Ataturk'un dedığı gıbı hap halıne getı-
np "bizi yutmak isteyen emperyalizm", Ana-
dolu halkının bağımsızlık ve ozgurluk mucade-
lesı karşısında tasını tarağını, Duyun-u Umumı-
yesı'nı, manda tasmasını, gencı ve feodal müt-
tefıklennı toplayarak apar topar güzel yurdumu-
zu terk etmek zorunda kaldı
Ancak halkımızdan yedığı o tekmeden sonra
emperyalızm, boş mu durdu
7
Elbette hayır
1
Ka-
pıdan kovduğumuz bu uluslararası soygun çete-
sı, bınbır dolap ve yöntemle en zayıfanımızı kol-
lamaya, bızı ekonomık, sıyasal, toplumsal ve as-
ken yönden adım adım kuşatarak kendıne tama-
men bağımlı hale getırmeye çalıştı durdu Kısa-
ca 1923'lerde kaybettığı maçın rövansı ıçın ken-
dıne en uygun zaman ve ortamı yaratmaya çalış-
tı
Yıne Atatürk'ûn dedığı gıbı "yonetımde bu-
lunanlar kişisel çıkarlanıu emperyalistlerin
siyasi ve ekonomik emelleriyle birleştirerek"
Tûrkıye'yı ayakta tutan bütün altyapı dınamıkle-
nnı ve bağımsız ekonomık ve sosyal yapıian bu-
gün YDD'nın küreselleşme dalgasının altında
yok etme gayretı ıçındedırler
Maden ocaklan ve fabnkalanmız kapatılıyor
Tersanelenmıze gınlıyor Ekonomık ve sosyal
bütün kalelenmız zapt edılıyor
Sevr'ın acımasız maddelennden bın olan tele-
fon ıdaresının yabancı denetımıne sunulması pro-
jesıne uygun olarak PTT'nın 'T'sının ozelleştı-
nlmesı başta olmak üzere bütün kaynaklanmız,
küreselleşme saldınsının dalgalan altında yok
edılmeye çahşılıyor
Ucuz tohum ve ılaç alamayan ve her alanda
devlet desteğı ardından çekılen köylu, gıderek
tanmdan uzaklaştınlıyor
Görüldüğu gıbı dünyaya yayılabılmek ıçın ulu-
sal devletlen ve ulusal üretımlen karşısında ra-
kıp olarak görup onlan düzlemek isteyen kure-
selleşme, Türkıye'nın butün bağımsız zengınlık-
lennı sular altında bırakacaktır Sular altında bı-
rakılan ulusal uretım yok edılecek, pahalılık ar-
tacak, açlık ve sefalet kol gezecektır
Iş bu kadarla bıtmıyor
YDD, bu sonınlann karşısında kendıne dırene-
bılecek güçlen darmadağan etmeye de çalışıyor
1919'larda bazı Anadolu aydınlannın kafasına
"mandacıfak" fiknnı sokmadılar mı
?
"Bağımsızlık, modası geçmiş bir akımdır"
dedırtır kendıne bağımlı kafacıklara Dünyada
emperyalızme karşı ılk bağımsızlık savaşını ve-
ren devnmcı Mustafa Kemal'e YDD'ıun 2 cum-
hunyetçısınden şenatçısına, 'yenı solcu'sundan
neohberalıne ve Batıcı mıllıyetçı akımlanna ka-
dar saldırtılmasmın ardında yatan gerçek budur
Emperyalızm, hıçbır ülkeye, "Ben sizi yok
edeceğim, parçalayacağım, açlık ve sefalet ge-
tireceğim; işsizlikten ananızı ağlatacağım;
baskı uvgulayacağım; etnik ve dinsel çatışma-
lara yol açacağım" dıyerek gırmez
YDD, "demokrasi, insan haklan, uygarlık"
gıbı soyut soylemlerle ülkelere gırer Ulke ıçın-
dekı dınsel ve etnık aynlıklan sozumona 'özgür-
lük' vaat ederek korükler Çatışmalan alabıldığı-
ne şıddetlendınr Kendıne bağımlı ıletışım araç-
lan tarafindan bunun teonsını yapar
Emperyalızm, kendısıne karşı bırleşebılecek
ve dırenecek bütun güçlen parçalamak zorunda-
dır Bu anlamda sözde "bağımsu", ancak ken-
dıne bağımlı 'devletçıkler' bıle kurdurabıhr Böl-
ge halklannı bırbınne düşürür
Ulusalcılar, bu pohtıkalann aksını yapmak zo-
rundadırlar Yanı bağımsızlık ve ozgürlük isteyen
uluslar, ulus olma ozellıklennı yok etmek isteyen
bu uluslararası yok edıcı güçlere karşı sadece bır-
leşebılırlerse ayakta durabıleceklennı bılmek zo-
rundadırlar
Bağımsızlık ve özgurlük mücadelesı veren bü-
tun ulusal önderler bunu bılırler
1919'larda Samsun'a çıkan Mustafa Kemal,
büyük cesaret ve buyük güç gerektıren bağımsız-
lık savaşını sürdurebılmek ve zafer kazanmak
ıçın Türkıye'nın Alevı, Sünnı, Turk ve Kürt bu-
tün guçlenyle bırleştı Bunlan ozbeöz kardeş ılan
ettı
Bu bırlığın gerçekleşme olasılığı YDD'yı dı-
ken üzennde oturtuyor Kendısı sözümona dün-
ya ıle bırleşme çığlıklan atarken, entegrasyon dı-
ye yırtınırken kendısıne karşı bırleşebılecek bü-
tün güçlen atomlanna kadar parçalamaktan gen
durmuyor Bağımsızlıklannı yok ederek yutup
kendıne katmak ıstedığı ülkeler ıçındekı dınsel ve
etnık aynlıklan dennleştınyor, bunlar arasuıda-
kı çatışmalan Balkanlar'da ve Kafkasya'da oldu-
ğu gıbı körüklüyor Kendısı dışında bölge halla-
nın bu tür sorunlan banş ıçınde çözmesını de sü-
reklı olarak engellıyor
Bugün YDD, "insan haklan" ve "ozgürlük''
gıbı soylemlerle "en alt-kımlığe kadar demok-
rasi" çığırtkanlığı ıle Turkıyemızde de bağımsız-
lık ve özgürluk güçlennı atomıze etmeye, halkı
"Sfinm", "Alevi", "Tûrk" ve "Kürt" dıye bö-
lüp parçalamaya çalışıyor Bu bölünmenın bu
parçalardan hıçbınne bır yarar sağlamayacağı ve
emperyalizmin karşısında bunlann kolayca yu-
tulmalanna hızmet edeceğı ortadadır
Göruldüğü gıbı YDD'nın küreselleşmesı, ulu-
sal planda üretım etkınlıklennı ve boylece em-
peryalızme dırenme dayanaklannı ortadan kaldı-
racak ve sıyasal sonucu olarak da kaçınılmaz bır
bıçımde ulusal smırlan, bağımsız devletlen yok
edecek ve ulus olarak buralarda var obnaya, ayak-
ta durmaya çalışan toplumlann 'kışılıksız' ve
"kimliksiz" yaşamalannı dayatacaktır Yanı
'kımlık* ıçın emperyalızme teslım ve kaynaşık
olan etnık güçler de sılmdır gıbı ezılıp duzlene-
cektır Ulusal üretımın azahnası dışa bağımlılı-
ğın artmasma, ıç pıyasarun daralmasına, esnaf-
tan çıftçıye, ışçıden ulusal sanayıcı ve tüccara ka-
dar halkın butun kesımlennı etkıleyecek ve top-
lu çoküşler yaşanacaktır Iç pıyasanın daraltıl-
ması, yüzde 20'len asan ışsızlığuı alabıldığıne
artmasına yol açacaktır Işsızlığın artması, üretı-
mın yenıden daha da duşmesıne, bagımlılığın ve
sömürgeleşmenın hızlanmasına, açlık ve sefale-
tın orta sınıf katmanlanna kadar tırmanmasına
yol açacaktır
"Özgürlük", "insan haklan" ve "kimlik"
vaat eden ve Talbott gıbı adamlanyla, İnsan Hak-
lan Derneğı Genel Başkanı Akın Bırdal gıbı ba-
zı orgüt sorumlulanyla gızlıce görüsup arkalann-
da olduğu ızlenımını veren ABD emperyahzmı,
etnık ve dınsel aynlıklan korükleyerek bolup par-
çaladığı "Alevi", "Sünni", "Türk" ve "Kürt"
gıbı bütün guçlen de sonuçta kendıne benzete-
rek "entegrasvon yasası" gereğı yok edecektır
Böylece "kimlik savaşımı veriyoruz" dıye yo-
la çıkan ve bu amaçIa emperyalızmden yardım
umanlar. husrana uğrayacaklardır
Ulusal kımlıgın kazamlmasında da korunma-
sında da tanhın bıze öğrettığı bıncık yol, emper-
yalızme karşı net tutum almaktan ve dırenmek-
ten geçmektedır
TARTIŞMA
Gidişat
B
ayılıyorum
gıdışatımıza
Gazetelenmıze,
gazetecılenmıze
bayıhyorum
1
Sıyasılenmıze
bayılıyorum' Bazı TV'lere,
yayın yonetmenlenne, bazı
programcılanna, bazı
yorumculanna' Kasıklanmı
tutarak, kahkaha ıstensıne
kapılarak' Yumruklanmı
sıkarak, ağzım ısyandan
kopükler saçarak, rahmetler
okuyarak' Bayılıyorum
efendım, bayılıyorum1
Dune kadar mangalda kül
bırakmayanlann, bugun
mangal boyunlannda
gezdıklennı goruyorum1
Çanak gazetelennden bınne
bakıyorum Bugunlere
gelmemızın baş
sorumlulanndan bınnın,
daha doğrusu bır sıyasının
yargı karanyla asıhrıasını
cmayet sayan adam,
gazetecı geçınıyor, hem de
gazetenın yonetıcı
kadrosunun ıçınde
oturuyor
1
Aynı gazetenın
başyazanna bakıyorum
Turgut Ozal'ı büyuk devlet
adamı kabul edıyor,
üzennıze afıyet, bır de orta
solda görunüyor1
Koşeyı tutmuş bınne
bakıyorum Kendısını
'Uğur'dan sonra gelen
gazetecı olarak tanıtıyor
1
Kesmedığı lahana yok,
yemedığı turşu yok' Ama
Refah'm ne olduğu
sorulduğu zaman,
soyleyemıyor, çekınıyor,
korkuyor' Ya da hesabma
gelmıyor Devletın tıkandığı
noktada dırenıyor Varsa
Çilkr ın servetı, hele hele
Amenka'dakı varlığı1
lyı
guzel de Refah'tan ne haber
kardeşım9
Kendısı
emeklerken, bız ganplere
'gûverte bileti' alarak
Istanbul yollannı tutturan,
en çok on kamarah, şılep
bozması küçuk 'Bandırma'
vapurunu luks gemı yapan
gazetecıye bakıyorum
Mustafa Kemal'ın bızı
aldattığını nasıl da ortaya
çıkardı, afenn ona1
Ama
kabahat Mustafa Kemal'de'
O şılep bozması vapurla
Samsun'a gitmeye gerek
duymayıp, bıraz daha dışını
sıksaydı, bu gazetecuıın
patronunun Ingıltere'den
getırttığı luks yatı
bekleseydı, olmaz mıydı
yanı
9
Hem bızı yanıltmamış
olurdu, hem de kendısı
şoöoyle rahat ve de tunstık
bır yolculuk yapmış
olurdu
1
Her zaman
çıkannı kollamış, gorkemlı
bır gazetecımız var
Tezgâhı zarar görmesın
dıye Refah'ı da öyle allayıp
pulluyor kı, kendı
kafanızdan şuphe edersınız
1
Oysa babası ıyı bır laıktı,
değerlı oğlunun bu tavnnı,
otekı dunyadan nasıl
algılıyoracaba91
Doğrusu
ben merak edıyorum'Bır de
dehşetengız yorumcumuz
var Guzel gozlennı devıre
devıre, kendıne ozgu ses
tonu ve dıksıyonuyla,
halktan yana gorunerek,
ahkâm keser' Çoklukla da
patronunun çıkarlan ıçın
oyle saldırgan, oyle
saldırgandır kı, ışın
ıçyuzünü bılmesenız,
"Tannm, bu ınsanlar ne
kadar doğrucu, ne kadar
temiz, ne kadar günahsız—
Nedir başlanna gelen bu
ışler, kurtar onlan tannm!"
dıyesı gelır msanın' Bır
tanhte sormuşlar bu
dehşetengıze "Nedir yahu
bu söytediklerin?" Bugune
değın yalanlandığına tanık
olmadığımız yanıtı şöyle
olmuş "Parayı veren
düdüğü çalar!" Bu şu
demektır Bugunku patronu
yuz venyorsa, sız ıkıyüz
venrsenız, sızın ıçın
otecektır' Işte bıze
durustlük, namusluluk
taslayan bınsı de bu'
Haa bakın, bır yerde
hakkmı yememek gerek
1
Cıddı ve yansız yorum
yaptığı gunler de vardır
'Cumhuriyet'ın bazı haber
ve yorumlannı kaynak
gostermeden, kendı
gorüşuymüş gıbı, bır guzel
soyleyerek, herkesı
hayretler ıçınde bırakır'
Ya TV programlannda,
haberlennde boy gosteren,
Kemalıst duşuncelennden
zerrece şuphe
edemeyeceğımız
aydınlanmızın,
aymazhklanna ne dıyelım9
Kendı kendını yok edış
surecını bız, tam kırk beş
yıl once başlatmışız Şımdı
tukendık, çukurun dıbınde
can çekışıyoruz
1
Ahmet Yonılmaz -
Ayvalık
ŞİŞLİ 3. SULH HÜKUK HÂKİMLİĞf'NDEN
1995/1035 Esas/ 1995/1125 Karar
Davacı Senem Şışman vekılı Av Ismaıl Orakçı tarafından mahkememıze açılan vası
tayını davasında Latılokum Sokak No 35 Yenıevler / Mecıdıyekoy / Şışlı / tstanbul ad-
resınde ıkamet eden mahcur Eyüp Şışman'a kansı Şahsenım Şışman, mahkememızın
14 11 1995 tanh ve 1995/1035 esas, 1995/1125 karar sayılı karan ıle vası tayın ed:lmış
olduğu ılan olunur 16 1 1996 Basın 71939
Romanlarınız ve ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel.: 554 08 04
PENCERE
Medeni Kamıfun
. . .70'inci Yıldönümü
1923 Devnmı'nın en büyuk atılımlanndan bın Türk
Medeni Kanunu "öur
1926'da yururluğe gırdı
70'ıncı yılı kutlanıyor
Medeni Kanun nedir?
Yurttaşın kışısel haklannı, aıle, mulk, borç ve mı-
ras ılışkılennı duzenleyen yasadır
Söz konusu bır "Yurttaşlık Vasas/'dır Batı'dayurt-
taşlıkyasalan "Aydınlanma Devnmı'run urunlen ola-
rak ulusallaşma surecınde hayata geçınldıler Fran-
sa'da devnmın ateşınde pışınlıp kotanlan yasa, kılı-
senın bırey uzenndekı egemenlığını budadı Alman-
ya'da yurttaşlık yasasından oncekı hukuk, Bızans'tan
arta kalan kalrtımın urunlenydı, Bavyera'da yalnız ev-
lenme uzenne yetmışı aşkın kural geçerlıydı, bır Al-
man, hemangı bır olayda hangı hukuka bağlanaca-
ğını bılemezdı, Alman Yurttaşlık Yasası 1896'da çık-
tı, ulkeyı hukuk duzenınde butunleştırdı
Uluslaşma surecınden once, Avrupa'da her ulke-
de uygulanan hukuk, bır yamalı bohçaya benzıyor-
du, Isvıçre'de Medeni Kanun'dan once kantonlann
sayısı kadar yasa vardı
Ya Turkıye'de?
•
Bızım seruvenımız, daha değışık bır renk taşıyor,
ama temelde Avrupa'ya benzıyor Osmanh'da kar-
gaşa o boyutta ıdı kı, Tanzımat'tan sonra Âli Paşa,
Surtan Aziz'e "Fransız Yurttaşlık Yasası "nın Turkı-
ye'de, olduğu gıbı benımsenmesı onensını gotur-
muştu
Osmanlı'da şenat hukuku şoyle boyle geçerfry'ken
ımparatorluğu oluşturan her dınsel ya da etnık gru-
bun kendısıne ozgu hukuku da uygulanıyordu Er-
menıler, Rumlar ve otekı gruplann hukuklan ayrıydı,
LozanAntlaşmast'ndabuayncalıkkorundu 1926'da
Medeni Kanun yururluğe gırdıkten sonra, Lozan'da
azınlık hukuklan korunmuş olan Emnenı, Rum ve Ya-
hudı cemaatlen Adalet Bakanlığı'na başvurarak bu
haklanndan vazgeçtıklennı bıldırdıler
1923 Devnmı amacına yonelıyordu, ınsanlar um-
met bılıncınden yurttaşlık aşamasına doğru yuruyor
bıreye kımlığını veren "medeni hukuk'u tum toplum
benımsıyordu Avrupa ıle Turkıye arasındakı aynmın
en çarpıcı yanı, "kadın" konusundaydı Turkıye, Is-
vıçre Medeni Kanunu'nu benımsemekle şenatın ıkın-
cı sınıf yaratık saydığı kadına, Batı uygarlığının enş-
tığı duzeydekı haklan bır katemde sağlıyordu Daha
sonra, 1934'te, kadınımız seçme ve seçılme hakla-
nna kavuştuğu zaman, Batı'nın çoğu ulkesınden hu-
kukça daha ılen bır konuma ulaşacaktı
Aradan 70 yıl geçtı
Uygarlık hıçbır zaman durduğu yerde duımaz, bu-
gun 1926 tanhlı Yurttaşlık Yasası'nın da eskımış yan-
lan bulunmaktadır, kadın haklannda daha ılen bır
duzene kavuşmak zorundayız
Cıns aynmını tam anlamında kaldıracak yenı ku-
rallann Medeni Kanun'a aşılanması gerekıyor
•
Ne var kı, bır yandan bu yolda çabalar göstenlır-
ken ote yandan şenat kurallanna donerek Turkıye'y
70 değıl, 1000 yıl genye goturmek isteyen akımlar
sıyasal yaşamda gun geçtıkçe güç'lenıyor
Kadını koleleştırmek isteyen bu sıyasal akımlan
destekleyen kadınlar da var
Yetmıyor bu
1
Turkıye'de, tıpkı geçmiş yuzyıllardakı gıbı, Yurt-
taşlık Yasası'nı parçalayıp hercemaatın kendı huku-
kuna sahıp çıkmasını isteyen dıncı ve ayrılıkçı akım-
lar sıyasayı etkılıyor Bunlar, ulkeyı nasıl bır hukuk kar-
maşasına surukleyeceklennı ya duşunemıyoriar ya
da hukuk tanhını bılmıyoriar
Şenat tutkusuyla gozlen bağlanmıştır
Korebe oynuyorlar
İLAN
T.C.
PENDtK BtRİNCİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo 1995/293
Karar No 1996/45
Davacı Sevda Özüak tarafindan davalı Levent Özûak
aleyhıne açılan boşanmadavasının yapıian açık duruşma-
sı sonunda
MK'nın 134/1 maddesı gereğınce şıddetlı geçımsız-
lık sebebıyle boşanmaya, taraflann müşterek çocuklan
Anıl Özüak'ın velayetının davacı anneye tevdııne, görüş
hakkı tanınmasına karar venlmış olmakla
Davalı Naıl ve Ayşe'den olma 1957 doğumlu tstanbul
Üsküdar Ayazma C 07/02, S 84, K 239'da nüfusa ka-
yıtlı oluphalen STFA Galata şanüyesı Karaköy-lstanbul
adresınde oturdugu bıldınlen, ancak kendısıne karar teb-
lığıne karar venlmış olmakla ışbu ılanın yayun tanhm-
den ıtıbaren 15 gün ıçensınde boşanma karannı davalı-
nın temyız edılebıleceğıne, süresı ıçensınde mahkeme-
mıze başvuraıazsa boşanma karannın ınfaz ıçın nüfus
müdürlûğüne göndenleceğının bılınmesı, davalı Levent
Özüak'a daveüye yenne kaun olmak üzere ılanen teblığ
olunur
Basm 72120
tLAN
T.C.
ADİLCEVAZ KADASTRO MAHKEMESİ
DosyaNo 1990/398
Davacı Karakol Köyü Tüzelkışılığı tarafindan davalı
Hasan Çevık ve müdahıl davacı Hazıne aleyhıne mahke-
memızde açılan kadastro tespınne ıtıraz davasının yapı-
ian yargılaması sırasında
Davalılardan Ahmet kızı Memnüme (Çevık) Kork-
maz'ın tüm aramalara rağmen aynntılı adresuıın tespıt
edılemedığı anlaşıldıgından mahkemece ılanen teblıgat
yapılmasına karar venlmışbr
Duruşmanın ahlı bulundugu 13 3 1996 günü saat
09 30'a kadar davalı olarak mahkememızde hazır bulun-
manız veya bır vekılle kendınızı temsıl ettırmeruz, aksı
takdırde duruşmanın yokluğunuzda yapılacağı ılan ol-
unur
Basın 71401
İLAN
T.C.
ERENKÖY GİRİŞ GÜMRtfK
MÜDÜRLÜĞU'NDEN
Gümrüğümüzce Ünerler Tunzm Motorlu Araçlar ve
Servıs Hızmetlen Tıc ve San A Ş firması adına tescıl-
h 9962 sayılı 17 03 1993 günlü gınş beyannamesı muh-
tevıyatı eşyanın kıymet farkından kaynaklanan
94 058 000 -TL gelır eksığı fırma adresınde bulunama-
dığından teblığ edılememıştır
7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun ılgılı hükümlen ge-
reğmce teblıgat yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ ol-
unur
Basın 72027