23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 AIMKARA kulisi IŞIK KANSU Bir yukan bir aşağı... (Fotoğraflar: RIZA EZER) Farkeden ne? K öşemizde, RP'nin koalisyon ortağı olmasından haklı olarak kaygı duyulduğuna değinip, 4 yilhk DYP-SHP ve CHP koalisyon hükümetleri döneminde gerçekieşen bazı olayları anımsatmış ve "Ne farketti?" diye soımuştuk. Bir hanım okuyucumuz, "Evet, saydığınız bütün bu olaytar son 4 yıllık iktidar döneminde gercekleşti, ama" deyip, özetle şu eleştirileri yöneltti: "SHP ve CHP, 50 milletvekili ile iyi ntyetli girişimlerde bulundu koalisyon boyunca. Bürokraside köşeleri kapmış olanlara karşı mücadele ettiler. Örneğin, Terörie Mücadele Yasası'nın 8. maddesinin değiştirilmesi için uğraş verdiler. Solun, hükümette olması bile bizlere destekti. RP'nin iktidar ortağı olması çok şeyi farkettarir." Okurumuzun bu görüşlerine katılıyor ve saygı duyuyoruz. Biz de biliyoaız, RP'nin ortak olduğu bir iktidarda, sol düşüncenin savunduğu birçok çağdaş ilkeden ödün verilecegrni. Ancak, "Ne farketti?" diye vurgulamak ıstediğimiz nokta şu: RP iktidarda olsa gerçekleşebilecek uygulamaların, sol bir partinin koalisyonunda yapılmış o'masıdır. Elbette, son 4 yılda olumlu gelişmeler ıçın adımlar atıldı, ama olumsuzluklar ağır bastı. Yapılacak ış, bu olumsuzlukları belleğimizden silmeden, solun, evrensel ve ulusal çizgisinden sapma yapmamasını, yeniden halkın, emekçilerin soluğu durumuna gelmesini sağlamaktır. Yani, solun ıktidannda, bozukluğundan yakındığımız düzende çok şeyin farkedeceğini geniş kitlelere inandırmaktır. Unutulmayanlar Tansu Çiller, DYP'ye teveccüh gösterenleri unutmuyor. ANAP'tan ayrılıp, DYP'ye geçtikten sonra bir süre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan eski Çorum Milletvekili Ateş Amiklioğlu'nu, seçim yıtirince. Türk Ticaret Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı'na atadı. SHP'deyken kadından sorumlu Devlet Bakanı, daha sonra CHP'den istifa ederek, DYP'den milletvekili adayı olan Önay Alpago'nun da gönlü alındı. Alpago, Çiller tarafından "yargı, kadın ve siyasetten" sorumlu Başbakanlık Başdanışmanlığı'na getirildi. Demokrasilerde, iktidar nimetlerinden yararlanmak için çare tükenmez. Temenni DŞP Genel Başkanı Bülent Ecevft, partili milletvekillerine RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile ilgili bir anısını anlattı. Anı, 1974'lerdeki CHP-MSP koalisyon ortaklığı dönemine ait. Ecevit, bir sabah gazetelen açar ki, MSP lideri Erbakan demeci patlatmış: "100 bin uçak, 100 bin tank yapacağız." Duyan, Türkiye'yi Üçüncu Dünya Savaşı'na hazırlanıyor sanacak. Bülent Ecevit, ilk fırsatta, Necmettin Erbakan'a sormuş: "Sayın Erbakan, ben bu demece bir anlam veremedim. Dünyada ekonomik bunalım var. Ülkede sıkınta var. Haydi 100 bin uçağı yaptık diyelim, 100 bin pilotu nereden bulacağız?" Erbakan, susmuş, ezilmiş, büzülmüş, ama yanıtı da bulmuş: "Siyasette bunlar, temenni manasında söytenir." Ecevit, anının sonunu şöyle bağladı: "Şimdi, Sayın Erbakan Islam dinanndan söz edryor. Hertialde bu da temenni manasında." Zaten Turkiye'de RP'ye oy veren yüzde 20 dolayındaki seçmen de, Erbakan'ı Başbakan gönnek istıyor. Temenni manasında. Bayram deyince Şeker Bayramı, kapıdan bakıyor. Şair Şükrü Erbaş ile AJi Cengizkan, çocukluk düşlerine at koşturdular ve "bayram" sözcüğunün duyumsattıklannı aktardılar. Şükru Erbaş, çocuk kurnazlığı ile bayram namazından kaytarmanın yollannı ararmış. Eve gelen konuklara hizmet etmenin sıkıntısı, büyüklerin vereceği bayram harçlıklannı hesap edince coşkuya dönüşürmüş. Aylarca alınsın diye yalvardığı naylon ayakkabının, ucuz bir kalemirfya da "örgücü Mazlum amca"ya bir kazak ördürmenin sevinci geliyor Erbaş'ın aklına, "Bayram" deyince. Bir de, çok zoruna giden, ahırdaki hayvanlann sabah-akşam hiç aksatılmayan bakımı, temizliği. AJi Cengizkan ıse, eskı bayramlardan çok, eski insanları aradığını söyluyor. Bu duygusunu şöyle açıklıyor: "Eski bayramiar deyince, insan geçmişe dönüyor ve kalabalık aileyi, bireyler arası etkileşimin çok yoğun olduğu, ama elbette bayramda bu yoğunluğun üç-beş kat arttığı aile ilişkilerini anyor. Bunda, bizim kuşağın yaşlanmasının rolü yok sanıyorum. Dünya ve toplum değiştikçe, genel ilişkiler ve aile yapılan da değişiyor ve dolayısıyla bayram gibi özel bir durumun zengin yaşanması da yoksullaşıyor." AVRUPA BİRLİ&Î Açtırma kapağı Medyamızda, mantık pınltıları eksik olmuyor. Işte bir sonuncusu: "Cola Cola'nın bulunmadığı ülkede özgürtük olmaz." Coca Cola'nın anavatanı ABD'nin, işine gelmediği ülkelerin kapaklannı açıp, havasını aJdığı doğru. Tıpkı, çıkartannı savunacak olanlara da tescilli marka verdiği gibi. BALARISI MasrafSofta ile Bektaşi, bayramın ilk günü paşayı ziyaret etmişler. Izzet ve ikramdan sonra paşa, softaya sormuş: "Sigara içer misin?" Softa, geri çevirmiş: "Hayır efendim, mekruhtur." "Içki filan?" Softa, "Cık" demiş, "Haramdır. 1 ' Paşa, "Çalgı, eğlence?" deyince de, "Lafını bile ağzımıza almayız" karşılığını vermiş. Paşa, bu kez Bektaşi'ye dönmüş, aynı sorulan yöneltmiş. Bektaşi, hepsine "Evelallah, imanım" yanıtını verince, paşa, emir vermiş: "Hoca efendiye bir mecidrye, babaerenlere de on altın verin." Softa, karşı çıkmış: "Paşam, bu zındığa on artın, benim gibi birine de bir mecidrye veriyorsunuz. Buna, vicdanınız nasıl razı olur?" Paşa, gülmüş: "An hoca efendi, sizin hiç masrafınız yok, şükür. Oysa babaerenlerin, o kadar harcaması var ki..." KATKIDA BULUNANLAR: ZİYA AKSOY, TÜREY KÖSE. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK HARBÎ SEMİH POROY GADDAR DAVUT NURİKURTCEBE EYVAH AKA BULUT BEBEK NURAYÇtFTçt MIRMIRLAR VĞURDURAK ...*.'MO MA ÇOK:TAA^ > % T | TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 19Şubat GBNERAL KUROPATKİN MANCURM'DA- Ü İBU6ÜN, İ>SA/ ALeYE <864-'7E SU8AY Ç./&1/V OSA4ANU-£U£ SAI/AÇf StHASffJOA eue'YrMiA/ı' Geç/&U'?/ PLEt^ve ve çipteA seçipr ÇAftPfŞMALA£tNP>A TÛRKLJB&'İU tcARŞf SAFLAB/HDA e ALMIŞTT. 190* '75- BAŞGösreıeeM />aer 4* HU& SOIİUNU, RUS>A'yi, JAPONX İ YA SÜ&ÛKL£MİŞTİ. AVNI YtL İŞGAL. EO£A/ JAPOMLA&, GKTESİ rtU ÛA MUKOeU 'OB GAUP SeLİNCE, <5£HE&U. , Geueı. i ÎKI g/e &t&çe y A. 7€K S/fi AÇA&& Gâ İLAN T.C. ANTALYA ASIİYE 5. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1994/950 KararNo: 1995/790 Davacı Mustafa Sevmez vekili Av. Sedat Yüce tarafindan davalı Mehmet Çetin aleyhıne açılan velayetin nezi davası sonunda; Adana ilı, Kozan ilçesi, Kızlarsekısı köyü, cılt 083/03, sayfa 04, kütük 7) 'de nüfiısa kayıtlı bulunan Mustafa oğlu Emıne'den doğma Mehmet Çetin'in, 16.8.1982 doğumlu Emine Çetin'in ve 10.2.1985 doğumlu Yunus Çetın'ın üzenndeki velayet hakkmın kaldınlması- na, baba ile çocuklann sosyal ılişkilerinin sağlanması amacı ile her ayın ilk pazargünü saat 09.00'dan 19.00'a kadar olan zaman süreci icerisinde baba ile çocuklann görüştürülmesıne, Vası tayini isteminde mahkememiz görevsiz olduğundan dava dilekçesmuı bu bölümûnün görev yönûnden reddine, dosyanın görevlı sulh hukuk mahkemesine bu yönden göndenlmesıne, davalı Mehmet Çetin'in yokluğunda adresi tespıt edılemedıgınden karar verilmış olup, karar teblığı yenne kaim olmak ûzere ılanen tebliğ olunur. (HUMK'nin 213 ve 337. mad.) Basın: 69053
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle