27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•17 ŞUBAT 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Iki bürokratın açığa alınmasına neden olan Çalışma Bakanlığı raporunda yönetim suçlandı SSK'de usulsüz ihale raporu• Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun, SSK Kartal Hastanesi onarım inşaatı ihalesi hakkındaki yolsuzluk iddialannı içeren ve iki bürokratın açığa alınmasına neden olan raporunda yönetim suçlandı. Raporda, hastaneyle ilgili ihalede 1. keşfin düşük rutulması, davetli fırmalann seçiminde hata ve usulsüz işlemler yapıldığı suçlamalan yer aldı. GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Sosya! Sigor- talar Kurumu'nda (SSK) Ça- lışma ve Sosyal Güvenlık Bakanı Mustafiı Knl'un baş- (attığı operasyon, sıyasetçı- bürokrat çatışmasını tırman- dınrken; kurum bürokratla- nnı aklayan ve suçlayan fark- lı raporlar hazırlandı. Bakan- lık Teftiş Kurulu'nun, Kartal Hastanesi onanm inşaatı iha- lesinde usulsüzlükyapıldığı- nı belgeleyen ve bûrokratlar hakkında açılan soruşturma- lara dayanak oluşturan rapo- runa karşın; inşaat sırasında H a k - i ş K o n f e d e r a s y o n u C e n e l B a s k a n ı s a I i m U s l u 'Kul'un SSK operasyonu yargısız infaz' ANKARA (Cumhuriyt* Bürosu) - Hak-lş Konfederasyonu Genei Başkanı Salim Uslu, Çalışma ve Sosyaf Güvenlik Bakanı Mustsfe KuJ'un Sosyal Sigortalar Kurumu'nda (SSK) yapüğt operasyonu, "yargsız infaz* olaîrak nitelendırirken, Emekli-Sen Genei Başkanı İbrahim Şahin de SSK'nin batma noktasına getirilmesinden sorum]u olanlann yargılanmasuıı istedi. Hak-lş Genei Başkanı Satim Uslu. sıyasetçilerin kurumun sorunianm "birokrat çanşmasına indirgemcsinr elestirerek, "SSK'nin sorunlaru giderayak dedi. Uslu, basına yaptığı acıklamada, kurumun içinde bulunduğu duruma gelmesinde siyasilerin rolü oldugunu anımsatarak. "Sosyal yarttun /amnnnın karşıhksız oiarak kurum tarafindan karyfanmas konusunda siyas karar mekanizmalan sontmiuluk aknıa gjrmivor" diye konuştu. Devletin SSK'nin olanaklannı "ucuz krcdT olarak kullandığmı da ileri sûren Uslu, kurumun temel sorununun emeklilik yaşı olmadığını söyledi. DlSKe bağlı Emekli-Sen ûye işçi emeklileri SSK Genei Mûdürlüğü önünde toplanarak bir basırt açıklaması yaptılar. Sendika Genei Başkanı tbrahim Şahin, SSiC'nın yaşadığı sorunlardaki en önenüi nedenin "tstikrartnvplanbbirşekUdeyönetilnıeınesr olduğunu söyledi. SSK üzerindeki devlet hegemonyastnın. SSK'nin arpalık gibi kuTlanılmasınm kurumu batma noktasına getirdiginı belirten Şahin, şunlan söyledi: "SSK'nin bugünku konuma getirihnamde höküiDctlcfce uygubraan pottüadarm sorumhduğunu kabul eıfen Mustafa Kui samimi vedûrüstçe btr itirafta buiunmuştıtr. EmefcfiJer olarak SSK'nm batma noktasma gebnesmden sonımhı otaulann yargüanmasıın ve göre\ien»denistifoctntesiniBfiyoruz." kullanılan malzemelerle ilgi- li suçlamalann yerinde olma- dığını içeren bir rapor daha ortaya çıktı. ANAP Istanbul Milletve- kili Halit Dumankaya'nın, geçen yıl TBMM Başkanlı- ğı'na verdiği soru önergesi üzerine, eski Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Meh- met MoğuKay döneminde ya- pılan SSK Kartal Hastanesi onanm inşaatı ihalesi ve has- taneye alınan malzemelerle ilgili suçlamalar, ıki ayn ra- poru gündeme getirdi. Du- mankaya'nın önergesı ve Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlıgı'nın talebı üzen- ne, Mogultay döneminde ya- pılan inşaat onanmı ve ıha- leyle ilgili olarak soruşturma başlatan eski Çalışma Baka- nı ve CHP Hatay Mılletvekı- lı Nihad Matkap. Kul'un tav- nnı eleştırdı. Matkap, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede, "Bakanhğın içişlerinin bası- na yansmlmasııu doğru bul- muyonım. Bakan, ber tûriû tasamıfu yapabüir. Bu tasar- rufun dayanaklannın olup ot- mamasL, ayn bir tarnşma ko- nusu. Ama basına bilgi sızdı- nlması, bakanlığı zaafa dü- şürûr"dedi. Matkap. kurum- daki operasyonun. partı ıçin- de yaşanan "Tunceü-Erzin- can" çekişmesınin sonucu olduğu ıddıasına da "Parti içinde bir sonın varsa, parti- nin ilgili zeminlerinde tartışı- lır. İçimizde kalmah" yanıtı- nı verdı. Matkap döneminde ba- kanlık Teftiş Kurulu tarafin- dan başlatılan soruşturmada. onanm sırasında kullanılan malzeme, yakıt alımı, pence- relenn ve asansörlerin değiş- tirilmesi ile ilgili iddialar hakkında inceleme yapılarak "yapılacak herhangi bir iş- lem bulunmadığr sonucuna vanlırken; ihaleyle ilgili yol- suzluk iddialanna yönelik in- celemede. "soruştunna açıl- ması gerektiği" hükme bağ- Iandı. Bakanlık Teftiş Kuru- lu'nun, Matkap'ın bakan ol- duğu tarihte yaptığı incele- mede, "Müteahhitfirmaişçi- lerinin hastanede yatfıkian, hastanenin açılışıncian sonra da bazı işçilerin Kartal Kam- pı'nda kaldıklan ve bunlaruı ısınmalan için 20 nıihorı lira- lık yakıt alındığT. "hastane asansörlerinin sağlam oldu- ğu halde tamir edilmek yeri- ne değiştirildiği", "sağlam alüminyum p«ncerekrin \a- niarak \erine pimapen pen- Emeklilerde erken maaş sevinci Hükümet emekliye bayramdan önce ~şeker parası" vermeye karar >erince. emeklilerin bankalar önünde saatlerce bekleme ezheti sc\ ince dönüştü. Kmekliler dfln 9 günlük uzun tatil öncesindeki son işgününde paralanm alabilmek için sabahın erken saatlerinden itibaren banka önlerinde uzun ku> ruklar ohışturduJar. Bayrama az da olsa paralı girme sevincini yaşayan emeklifer banka vezneleri ve ATM gişcteri önündeki ezhetii beklevişten kurtulamadılar. Bazı bankalann ATM gişelerinin işlem yapmaması emekliler arasında "Sözde kolaylık yaptılar, ama sürekli bozuluTOr buniar" şeklindc yakınmalara neden oMu. Emekliler ellerinc geçen küçük bayram hediyesi ve yüzlerindeki küçük gülümsemevle bir bavramı daha karşılamaya hazırlandılar. (Fotoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU / HATİCE TUNCER) cereyapbnldığıT '. "hurdasa- Dşknnda ycdsu/Juk yapıld>- ğı". "kullanılabilirdurumda- ki demirbaşlann Kartal Kampı'na anldığı". "konfe- rans salonu kolruk yüzlerinin degiştirildiği ve hatalann yeni halı fryaüna>ıkanldığı"' suç- lamalan üzennde duruldu. 16 Mart 1995 tarihinde so- nuçlanan incelemede, bu id- dialar hakkında yapılacak herhangi bir işlem bulunma- dığı görüşü savunuldu. ihalede usulsüzlük ANAP lstanbul Milleteki- li Halit Dumankaya'nın önergesinde yer alan, ''Kar- tal SSK Hastanesi ihalesi 1992 fiyatlanyla 12 milyar 700 milyon lira keşif bedeile, davetusulü ile Güven Şahin'e verilip büahare yeni keşifle 1992 fiyatlan\la 43 milyar 320 mÜYon lira keşif artışı ile a>ıu müteahhide hangi yasa- ya göre verikü? Burada bu- v ük bir usutsüdük \v yolsuz- luk yok nıudur?" sorusu da bakanlık tarafından ayn bir inceleme konusu yapıldı. Cumhuriyet, iki bürokra- tın açığa alınması ve kurum genei müdürü hakkında so- ruşturma başlatılmasına da- yanak oluşturan Bakanlık Teftiş Kurulu'nun 8 Şubat 1996 tarihinde tamamlanan ve Kul tarafından işleme ko- nulan raporu ele geçırdi. Hastaneyle ilgili ihalede, 1. keşfin düşük tutulması, da- vetli fırmalann seçiminde hata ve usulsüz işlemler ya- pılması suçlamalannın yer aldığı raporda, ihaledeki ha- talı ve usulsüz ışlemlerden dolayı soruşturma yapılması gerektiği belırtildi. Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Mustafa Kul, önü- ne gelen raporun gereğinı ye- rine getirdiğini belirterek "Ben, kendime göre doğnı olanı yapüm. Konunun mah- kemeye gitnıesi için, sonış- turma açılması lazundı. Gö- reve devanı etmeJerine ûdn versem,daha bûyük kıyamet kopmaz mıydı? Vlcdanun rahat, huzurluyum. Seyirci mi kalmalıydun?" diye ko- nuştu. Kul, kurumdaki ope- rasyonun, siyasetçi olarak SSK Yönetim Kurulu'nday» istediği bazı atama kararlan- nın yerine getırilmemesin- den dolayı yapıldığı iddiala- nnı dayalanladı. Öte yandan SSK Genei Müdürü Kemal Kınçdaroğlu hakkında başlatılan soruştur- mada, henüz savunmasının alınması yönünde bir işlem yapılmazken; açığa alınan İnşaat ve Emlak Daıre Baş- kanı Tuncer Cüler'ın açığa alınma yazısı, raporlu oldu- ğu için kendisine tebliğ edi- lemedi. Kurumu özelleştirmeye yönelik uygulamalar yap- makla suçlanan ve hakkında soruşturma başlatılan SSK Genei Müdürü Kılıçdaroğlu da bu suçlamalara. "özefleş- tirme ile özerkleştinnenin kanşûnldığ]" yanıtını verdı. Kılıçdaroğlu, Çalışma Daka- nı Kul'un. Kasım 1994 tari- hinde fazla emekli maaşı ödemeleriyle ilgili olarak kendisine sağlıklı bilgi veril- mediği yolundaki suçlama- sına da "4 Arahk 1995 tari- hinde, bilgisayardan kaynak- lanan hatavla ilgfli olarak ku- rum tarafından denetim baş- laüldı. 2 mityon 350 bin sigor- talıya yapılan ödemeler tek tek gözden geçiriliyor. Mü- kerrer olduklan belirlenen- ler,aşama aşama geri ödüyor. Kesin sonuç oluşmadan, na- sıl bakana bilgi vcrebiliriz" dedi. 4 Adresi belli ihale soruştunılsıın'Teftiş Kurulu'nun inceleme raporunda, saptanan usulsüzlüklerin 'ihalenin belli bir firmanın üzerinde kalması yönünde gayret gösterildiğ İzlenimi yarattığı' ve 'SSK Kartal Hastanesi onanm inşaatı ihalesindeki hatalı ve usulsüz işlemlerin soruşturulması gerektiği' belirtildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Çal ışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul'un, soruşturma açılması için onay verdiği Teftiş Kurulu'nun incele- me raporunda, saptanan usulsüzlüklerin "ihalenin belli bir firmanın üzerinde kalması yönünde gayret gösterildigi izlenimi yarafüğı" \ e "SSK Kartal Has- tanesi onanm inşaatı ihalesindeki hatah ve usulsüz iş- lemlerin soruşrurulması gerektiği'" belirtildi. Hastane mşaatında 1992 yılı fiyatlanyla öngörü- len 12 milyar 700 milyon liralık 1. keşif bedelinin düşük tutulduğu ve bu konuda yönetim kuruluna bil- gi verilmediğinin kaydedıldiği raporda, 1200 civa- rtnda firmanın davetiye usulüyle ihaleye çağnldığı ve 16 firmanın seçildiği belirtildi. Raporda yer alan saptamalar. şöyle stralandı: -Onanm inşaatı ihalesi 1. keşif özetinin, kurumun mali darboğaz içerisinde bulunduğu gerekçesiyle 30-35 milyar liradan 12 milyar 700 milyar liraya dü- şürûlmesiyle, gerçek keşif tutan üzerinden ihaleye çıkanlmış olması halinde, davetli firmalann karne tutarlan veya iş bitirmelerinin bu ihaleye çağnlmak için yeterli olmayacağının dikkat çektiği, -Bayındırlık Bakanlığı'nca yayımlanan 1992 Yı- lında Girişilecek Yapım thalelerinde Uygtın Bede- lin Tercihinde Kullanılacak Kriterler Hakkındaki Tebüğ hükümlerinin 20 Ağustos 1992 tarihinde SSK Y~önetim Kurulu'nca değiştirilerek, SSK thale Iş- leanleri Yönetmeliği'nin 35/a maddesinde düzenle- nen kapalı teklif usulüyle ilanen yapılacak işlerde ge- çerli kılındığı, bu nedenle de belli istekliler arasın- da kapalı teklif (davetiye) usulüyle yapılan Kartal Hastanesi onanm inşaatı ihalesınde bu tebliğ hü- kümlennı uygulama imkânı olmadığı, dolayısıyla davetli fırmalann seçiminde Bayındırlık Bakanlığı tebliğınin uygulandığı beyanının gerçeği yansıtma- dığı, - Kartal Hastanesi onanm inşaatı ihalesine davet edılen firmalann, kurumu daha önce iş yapmış ve- ya tanıtım dosyası venniş fınnalann yer aldığı ka- talogtan seçildiğinin beyan edilmesine karşılık, iha- leye davet edilen Hakan İnşaat ve Tic. A$ unvanlı fîrmanın yer almadığı, - İhaleye davet edilen 16 firmadan, Filiz İnşaat ve Taahhüt Ticaret AŞ firması dışında kalan 9 firma- nın ağırlıkh olarak altyapı inşaatı yaptıklan, arala- nnda onanm inşaatı ihalesini de kazanan Güven tn- şaat Taahhüt Tic. AŞ firmasının da bulunduğu, Al- kan inşaat Taah. AŞ, Başak İnşaat ve San. AŞ, Hü- seyin Simur, Gökyol İnşaat ve San. AŞ, lnanca İn- şaat ve Taah. Ltd.Şti. unvanlı 6 firmanın yalnızca y- ol, su, kanalizasyon ve çevre düzenlemesı gibi alt- yapı inşaatı yürüttükleri, bina vb. yapım veya ona- nm işi yapmadıklan, mektupla davet usulünün se- çilmesindeki amacın, kuruma daha önce iş yapmış ve başanlı olmuş firmalann seçilmesi ile kendı fa- aliyet alanlannda teknik yeterlilikleri ve güçlen ıda- rece bılinen güvenilir isteklilere işin yaptınlması ol- duğu, Kartal Hastanesi onanm inşaatı ihalesınde fir- ma seçiminin bu şekilde yapılmayarak belirtilen amaçtan uzaklaşıldığı, - Kartal Hastanesi onanm inşaatı ihalesine davet edilen firmalar arasında ihalede açıklık ve rekabet ortamının oluşmasını engelleyebilecek bazı benzer- likler bulunduğu; Bulvar tnşaat ve Tic.AŞ ile Kazım Demircioğlu firması arasında aynı adreste müştere- ken faaliyette bulunma, telefon ve faks numaralan- nın ortak olması gibi bazı benzerlikler bulunduğu, Güven İnşaat ve Tic. AŞ ile Alkan İnşaat Tic. AŞ fir- masının da aynı adreste müştereken faaliyette bulun- duklan, yıne ihaleye davet edilen Yasın Mollaoğlu firmasının Güven inşaat Tic. AŞ'nde kurucu ortak olduğu, - ihaleye davet edilen Sirkeciler İnşaat Tic. AŞ ve Hakan İnşaat Tic. AŞ firmalannın aynı adreste fa- aliyette bulunma, telefon ve faks numaralannın ay- nı olma benzeriiği dışında, kurucu ortaklannın aynı gerçek kişiler olduğu ve Hakan İnşaat Tic. AŞ'de, Sirkeciler inşaat Tic. AŞ tüzel kişiliğimn yüzde 50 payı bulunduğu, ancak ihaleye katılmalan ıstenilen firmalara gönderilen davet mektuplannın B bendi- nin 4. maddesinde "Aynı ihale için gerçek veya tüzd Idşi veya kişilerin iştirakleri ile teşekkül olunmuş or- taklıklardan ve bunların ortaklanndan yalnız biri kaülma başvunısunda bulunabilir. Buna riayet et- meyenlere o iş için hiçbir suretle kaülma belgesi vç- rilınez'' hükmü getırilmesıne rağmen. bu hükme ay- kın olarak davetli fırmalann seçiminde görev alan komisyonun aynı tüzel ve gerçek kişilerin iştirakle- riyle teşekkül olunmuş, Hakan İnşaat ve Tic. AŞ ve Sirkeciler tnşaat Tic. AŞ firmasına ihaleye katılma belgesi niteliğinde olan davet mektubu gönderildi- -1. keşfin düşük tutulmasından başlayarak. davet- li firmalann seçiminde yapılan bir dizi hata ve usul- süz işlemlerden, ihalenin belli bir firma üzerinde kalması yönünde gayret gösterildigi izlenimi yarat- tığmdan, SSK Kartal Hastanesi onanm inşaatı iha- lesmdeki hatalı ve usulsüz işlemlerin soruşturulma- sı gerektiği kanaatine vanldığı, - Kartal Hastanesi onanm inşaatı ihalesinin 2 No'lu ihale Komisyonu tarafından yapılarak 25 Ka- sım 1993 tarihli belli istekliler arasında kapalı teklif usulüne göre venlen geçerli tekliflerin 1. ortalama sonucu bulunan indirim oranı olan yüzde 9.646'nın bir üstü ve en yakın indirim oranı olan yüzde 10.51 teklifini veren Güven İnşaat Tic. San. AŞ firması- nın makul bulduğu karannın, yönetim kurulunca 10 Arahk 1992 tarihli karan ile onaylanarak, Şahin Gü- ven'in kurucu ortağı ve yönetim kurulu başkanı ol- duğu Güven tnşaat Tic. San. AŞ firmasıyla 7 Ocak 1993 tarihinde sözleşme imzalamak suretiyle i- halenin kesinleştiği.. anlaşılmıştır. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ne Oldu Bize?.Sevgisız, hoşgörüsüz, asık suratlı birtoplum olduk. Televizyon kanallanmız kan-revan içinde. Toplumu- muzun en üst düzeylerinden başlayan bir çatışma; ka- deme kademe en altlara kadar gidiyor. "Biz adam olmayız" anlayışı, neredeyse toplumun tümüne egemen olmuş durumda. Gençlerimiz, ço- cuklanmız yannlarla ilgili düşündükleri zaman, karalar bağlıyorlar. Sosyal güvenlik sistemi çökmüş durum- da. Esnaf konuşuyor: "Eyvah! Ha battık, ha bataca- ğız." Tüccar konuştuğu zaman da aynı manzara, sa- nayici konuştuğu zaman da, çiftçi konuştuğu zaman da. Hele memurun, işçinin ve emeklinin sesi bile du- yulmuyor. Aziz Nesin'in çok farklı bir bağlam içinde dile ge- tırdiği, "Toplumumuzun yüzde 6O'ı aptaldır" ifadesi, neredeyse dogru birözdeyiş olarak kabul edilecek. Dış dünyaya karşı sürekli bir kompleks içindeyiz. Ve aynı zamanda sürekli ve düzenli bir biçimde itilip kakılıyo- ruz. Acaba böylesine umutsuzluğu, böylesine yılgınlığı, böylesıne horlanmayı hak ettik mi? Böylesine karam- sar olmanın haklı ve anlaşılabilir bir zemini var mı? Hiç sanmıyorum. Hiç sanmıyorum; zira, eğer günümüz Türkiyesi'ni 1920'lerie, 1930'larla karşılaştınrsak, tüm "namüsait koşullara" karşın, çok şeyler başarıldığını, çok mesa- fe alındığını görürüz. Pekı alınan mesafe yeterli midir? Başanlan şeylerie yetınmemız mümkün mü? Elbette hayır, milyon kere hayır. Ama çok daha iyisini hak et- tığimize inansak ve bunu talep etsek bile, elde edilmiş olanı küçumsemenîn bir anlamı, bir mantığı var mı? Çocuklanmızı, gençlerimızi binbir kompleks içinde ye- tiştinmenin, onian karamsarlık ve kötümserliğin kör ku- yulanna mahkûm etmenin ne gerekçesı olabilir? Dünyanın tüm ülkelerinde ilk ve ortaeğitimin temel amaçlanndan biri, gençlere ve çocuklara yurt sevgisi ve özgüvenin aşılanmasıdır. Ve bunun için kimi lider- ler "hatadan münezzeh" bir biçimde anlatılır. O kişile- re "karizmatik" bir nitelik verilir. Kimi tarihsel olgular, biraz abartılarak sunulur. Hatta kimi zaman saptırma- lara da başvurulur. Doğrusu istenirse, bu konularda aşın gidilmesine ve hele saptırmalara kesinlikle ve şiddetle karşıyım. Za- ten kendine "bilım adamı" sıfatı yakıştınlan birinin böy- le bir şeyı düşünmesi bile mümkün değildir. Kaldı ki; kimi "süperzekâlılar" yakın tarihimizle "resmi tarih" di- ye dalga geçedursun, bu tarihin saptınlmaya gereksi- nım duyulmayacak kadar haklı ve doğru olduğunu dü- şunüyorum. Yakın tarihimizdeki kimi olaytann "biraz" saptınldıgmı ve abartıldığını düşünsem bile, bu kadar abartmanın kimseye zararı da dokunmaz. Geçenlerde bizim bölümden genç bir meslektaşım odama geldi. Biraz hoş-beşten sonra "Hocam"dedi, "sızin iyimseıiiğinizin stmnı çözdüm". "Hayrolsun" diye yanrtladım, "nasıl çözdün bu sır- n"? Bu genç meslektaşım cumhuriyetin ilk yıllanyla il- gili bir çalışma yürütüyordu. "Eğer" dedi, "Türkiye 1920'lerin, 1930'lann koşullannda çökmediyse ve o zor dönemleri atlatabildiyse, günümüzün zoriuklannı haydi haydi atlatır". Ben de gerçekten öyle düşünüyorum. Hatta orala- ra kadar gitmemiz de gerekmez. Daha "dün" yasadık- lanmıza bir göz atmak yeter. 1975-1980 arasının eko- nomik ve toplumsal zelzelesıni aşan, 1980-1982 ara- sının siyasal karanlıklarını geride bırakan Türkiye, gü- nümüzün sorunlannı da elbette geride bırakır ve gü- nümüzün sorunlannın da elbette üstesinden gelir. Iç borçlar 1.5 katrilyon lira, dış borçlar 80 milyar do- lar olmuş. Olsun. 1920'lerde, 1930'larda çok daha ağır bir borç yükü altındaydık ve hiçbir şey üretemiyorduk. Bugün Türkiye ekonömisi, herşeye rağmen "üretiyor". Ve sadece üretmekle kalmıyor, ihraç ediyor. Okullar bir açılıyor, 15 milyon "bebemiz" dersbaşı yapıyor. Üniversrtelerimizde yüz binlerce gencimiz var. Ama öğrenimimizde dağ gibi sorunlar varmış. Olsun, o sorunlan da aşanz. Zaten yıllardır dişimizle tımağı- mızla, bu dağ gibi sorunlan aşmanın mücadelesini vermiyor muyuz? Türkiye her şeye rağmen "ilerfiyor". Toplumumuz- daki kimi "şeriatçı" akımlann güçlenmesi, bazı çevre- lerde panik yarattı. Aslında o şeriatçı akımlar her za- man ve her yerde vardı. Ancak şımdilerde demokrasi içinde kendilenni ifade olanağına kavuştular. Yoksa herhangi bir güçlenmeleri söz konusu değildi. Geçenlerde Cahit Kayra'nın "1938 Kuşağı" adlı ki- tabını okudum. Enfes bir anı kitabı. Cem Yayınlan çı- karmış. Zaten bu arada çok güzel kitaplar çıktı. Önü- müzdeki günlerde bazılannı tanıtacağım. Cahit Kayra, kitabının bir yerinde 1940'lann Sürme- nesi'ni anlatıyor (s. 103): "Sürmene'de sokakta kadın yoktu. Kaymakam eşi ile biryere, birziyarete gidece- ğizaman, kendisi birkaldınmda, eşisokağın ötekikal- dınmında yürüyorlardı. Kadın ve erkeğin yan yana yü- riımesi yasaktı." Eğer yolunuz bugün Sürmene'ye düşerse, farklı bir manzara görürsünüz. Kimi kaymakamlar kadınlaria el sıkışmıyormuş. Canları sağolsun. Tarihin çarkını onlar da geriye döndüremez. Suçlamalarda özel hastane parmağı • Doç. Dr. Yavuz Yörükoğlu, başhekimi olduğu SSK Etlik Ihtisas Hastanesi'nin tam kapasiteyle çalışması durumunda, özel sektöre devletçe ödenen trilvonlarca iiranın kesilecegini belirtti. YUSUFOZKAN AIVKARA - Bölümünde görevlı 2 asistan tarafından 'hastalara iigisizdavTanarak ölümlerine neden olmak'la suçlanan SSK Dışkapı Has- tanesi Kalp-DamarCerrahi- sı Servisi Şefi ve SSK Etlik Ihtısas Hastanesi Başhekı- mı Doç. Dr. Vavuz Yörükoğ- lu. başında bulunduğu ihti- sas hastanesi projesinın. SSK tarafından her yıl özel sağlık kurumlanna ödenen tnlyonlarca liralık rantı en- gelleyecek olması nedeniy- le. çıkar gruplannm saldın- sına uğradığını söyledi. Yörükoğlu, devlet cebın- den özel sektöre aktanlan tnlyonlarca lırayı kesecek ihtisas hastanesinin çalış- masını önlemek amacıyla 1 yıldır kendisine komplo ku- rulmak istendığını iddia et- ti. Yörükoğlu, yaptığı açık kalp amelıyatlanndaki ölüm oranının da iddialann aksi- ne, Türkiye ortalamasının alnnda olduğunu vurguladı. SSK Dışkapı Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölü- mü'ndeki 2 asistan tarafin- dan, 'hastalara iigisizdavra- narak ölümlerine yol aç- mak'la suçlanan Doç. Dr. Yörükoğlu, hakkındaki sav- lara ilişkin olarak Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtladı. 15 Temmuz 1995'ten bu ya- na klımkte toplam 173 açık kalp ameliyatı yapıldığını ve bu dönemde toplam ölüm oranınm 8 hasta ile yüzde 4.6 olduğunu bildiren Yörü- koğlu. 1 Ocak 1996'danbe- ri yapılan 39 açık kalp ame- liyatında ise ölüm oranının sıfir olduğunu kaydetti. Tür- kiye'de açık kalp cerrahisi ölüm oranının yüzde 5-10 arasında bulunduğunu anla- tan Yörükoğlu, kendi klini- ğindeki oranm, Türkiye or- talamasınm altında olduğu- nu vurguladı. SSK ihtisas hastanesinin planlandığı şekilde tam ka- pasiteyle çalışması duru- munda, yılda yaklaşık 1500 açık kalp ameliyatı, 5-7 bin anjiyo, 30-45 bin hemodi- yaliz ve 50-60 böbrek transplantasyonu (nakli) ameliyatı yapılabileceğini v urgulayan Yörükoğlu, "Bir açık kalp amefiyatmda kullanılan matzemenin tuta- n en az 150 milyon lira. Bu- nu binle çarpögınızda kor- kıtnç bir rant ortaya çıkıyor. Bu paranın SSK'nin bünye- sinde kalması, bazı çevrele- rin işine gehBiyor" diye ko- nuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle