25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE HABERLER lOKasm sanığına 1 yıl hapis • K\YSERt(Cumhurivet) -Ka>seri'de 10 Kasım Atatürk'ü Anma törenlerinde Kuran'dan ayetler okuyarak Atatürk aleyhine sözler kullanan Mutasım Yüksel'e 1 yıl 3 ay hapis cezası verildı. Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Yûksel'in cezası samimi itiraflan da göz önüne alınarak ertelendi. Su îıplatmaya 500 nrilyon ceza • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, TBMM Başkanvekili ve DYP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in bulunduğu kürsüye su atan RP Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ı, "kişilik haklanna hakaret ettiği" gerekçesiyle 500 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Emre Kongar'a PoJonya nişanı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eski Kültür Bakanlığı Müsteşan Prof. Dr. Emre Kongar'a Pölonya Komodor Nişanı, yann 18.30'daPolonya Büyükelçiliği'nde düzenlenecek bir törenle verilecek. Kongar daha önce de Almanya Federal Cumhurbaşkanı'nın Büyük Liyakat Nişanı ve ttalya Cumhurbaşkanrnın Komendatör Nişanı ile ödüllendirilmişti. Tacikistan'la • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile Tacikistan arasında geçen yıl eylül ayında Duşanbe'de imzalanan Çevresel tşbirliği Anlaşması, Bakanlar Kunılu'nca onaylandı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan anlaşma uyannca, Türkiye ve Tacikistan, atmosferin korunması, sanayi ve tanm faaliyetleri, kentsel altyapı hizmetleri sonucu ortaya çıkan atık sulann bertarafı, kıtaiçi su kaynaklan, smıraşan su yollan ve su kalitesinin korunması konulannda işbirliği yapacaklar. 4 PKK'li öMürüldü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Güvenlik güçlerince Diyarbakır ve Bitlis'te düzenlenen operasyonlarda 4 PKK'li öldürüldü, 1 PKK'li yakalandı. Mardin, Siirt, Şırnak ve Van'ın kırsal alanında yapılan aramalarda da 34 silah, 41 roketatar mermisi, bine yakın çeşitli çapta mermi ele geçirildi. Olayla ilgili olarak 9 kişi gözaltına alındı. Görevden alma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) Genel Müdürü Mehrnet Bozdemir görevinden alındı. Bozdemir, geçen yıl mayıs ayında görevinden alınmış, ancak Danıştay'a actığı davayı kazanarak genel müdürlüğe tekrar dönmüştü. Havaş'ta istîfa • İSTANBUL(AA)- Havaalanlan Yer Hizmetleri AŞ (Havaş) Genel Müdürü Murat Öztürk ile Genel Müdür Yardımcılan Çetin Özbey ve Turgay Kuttaş, görevinden istifa etti. Murat Oztürk, istifalannın 17 şubat cumartesi gününden geçerli olduğunu belirterek, " Havaş 'ın özelleştirilmesiyle birlikte 11 ay önce devraldığımız görevimizdeki misyonumuzu tamamladığımıza inanıyoruz" dedi. Düzettme Gazetemizin dünkü sayısının bazı bölgelere dağıtılan nüshalannda "Olaylann Ardındaki Gerçek" ve "Gündem" yazılanyla "Kamu çalışanlanndan özelleştiımeye tepki" başlıklı haberin birinci sayfadaki bölümleri, teknik bir hata sonucu devam sayfasında tekrar edilmiş, yazılarla haberin devam bölümleri yayımlanamamıştır. Bu yanlışhktan dolayı okurlanmızdan özür dileriz. DYP'de amblem kavgasıDYP'de, 3. kişinin başbakanlığında ANAP-DYP koalisyonu kurulması için bastıran muhalifler, GlK ve grup karanna rağmen girişimlerine DYP Tüzüğü'nü dayanak gösterdiler. OSMANAYDOĞAN ANKARA - DYP'de Başbakan Tansu Çiller'i başbakan olma konusun- daki ısranndan ötürü suç- layan ve 3. kişinin başba- kanlığında ANAP-DYP ko- alisyonu kurulması için bastıran muhalifler, DYP Tüzüğü'nü daya- nak aldılar. tzmir Milletvekili Rıfat Serda- roğhı'nun da aralannda bulunduğu muha- lifler, Genel tdare Kurulu (GlK) karanna kar- şın tüzüğün 82. maddesindeki, parti genel başkanı dışında bir milletvekilinin başba- kanlığında hükümet kurulabileceğine iliş- kin hükmü gerekçe göstererek DYP yöne- tımini razı etmeye çalışıyorlar. DYP yönetimine, gazete ilanlanyla bay- rak açan muhalif kurucularla parti yöneti- cileri arasında, duyunılarda DYP amblemi- nin kullanılması nedeniyle hukuk tartışma- sıdabaşladı. DYP'deki gerginlik, muhaliflerin baskı- yı arttırmalanyla birlikte "hukuk ve tüzük tarüşmalannr gündeme getirdi. Tansu Çil- ler, kendi başbakanhğı konusunda ısrar ede- • Tansu Çiller ve DYP yönetimine gazete ilanlanyla bayrak açan muhalif kurucularla parti yöneticileri arasında, duyurularda DYP amblemi kullanılması nedeniyle hukuk tartışması çıktı. DYP'nin atmaya hazırlandığı kurucular, Kurduğumuz partinin amblemini kullanmamızı kimse engelleyemez" dediler. rek ANAP'la koalisyon iplerini tamamen ko- şı çıktığını söyledi. Tüzüğün hükümet ku- panrken muhalifler, 3. ismin başbakanlı- ğında ANAYOL hükümeti kurulması için DYP Tüzüğü'nün de olanak sunduğunu be- lirttiler. Önderliğini Devlet Bakanı Cavit Çağiar ve lzmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu'nun yaptığı muhalifler, DYP'den bir ismin baş- bakan olmasmı ve ANAP'la DYP'nin hü- kümet kurmasını istediler. Üçüncü kişinin başbakanlığına karşı çı- kan Tansu Çiller, GlK ve grupta bu konu- da karar aldırdı. Ancak. GtK ve grubun bağlayıcı karanna karşın ısrarlannı sürdü- ren muhalifler, DYP Tüzüğü'nün 82. mad- desine dikkat çekerek parti organlannda is- temlerini dile getirmeyi sürdürüyorlar. Rıfat Serdaroğlu, tüzüğün 3. kişinin baş- bakanlığına olanak sağladığını ve en doğ- ru yolun bu olduğunu, ancak Çiller ve par- ti yönetiminin bu formüle "sıyaseten" kar- rulması ve bakanlann saptanmasını düzen- leyen 82. maddesi, şu düzenlemeyi getiri- yor: "Cumhurbaşkanı hükümeti kurma göre- vini, anayasa gereğince partinin genel baş- kanına verdiği takdircle. genel başkan, GİK ve TBMM parti grubunu toplayarak istişa- re ettikten sonra bakanlan tespit eder. Par- ti genel başkanı, başbakan olmadığı takdir- de ise başbakan hk görevi verilmiş olan par- ti üyesi, partinin genel başkanı ile birlikte yu- kanda belirtilen kurullaıia istişarede bulu- nur." İlan tartışması lmza toplayıp DYP'yi olağanüstü kong- reye götürerek Tansu Çiller'i devirmeyi he- defleyen parti dışındaki muhaliflerin verdi- ği gazete ilanlan da tartışma yarattı. Önceki gün yapılan GtK toplantısında, muhaliflerin başlattığı hareket değerlendi- rilirken aynı zamanda parti kurucusu olan genel başkan yardımcılan Mehmet Gölhan ve İsmail Köse, gazete ilanlannda tüm ku- ruculan kapsayacak biçimde "DYP kuru- cıuan" tanımlamasının ve kır atlı DYP amb- leminin kullanılmasının yasaya aykın oldu- ğunu savundular. Genel merkez yöneticileri SezarAygen ve Mehmet Dülger'in sözcülüğünü yaptığı mu- halifleri engelleyebilmek için dava açmak dahil, hukuki yollan araştırmaya başladılar. 50 kişiden oluşan muhalif kurucular ise mart ayına kadar ikinci, gerekirse üçüncü ilanı da vereceklerini ve DYP amblemini kul- lanmayı sürdüreceklerini bildirdiler. Muhalif kuruculann sözcüleri, bir kişi- nin ilan vermesi durumunda "DYP kuru- cusu" denilebileceğini, ancak çok sayıda kişi bulunduğu için "DYP kunıculan" ifa- desinin kullanıldığmı ve bunun suç olma- dığını belirttiler. Kurucular, kurduklan partiyi, "kendisi- ni hor gören yabancı eflerden kurtarmak" istediklerini belirterek ~Bu partiyi kuran kişiler olarak hiç kimse amblemimizi kullan- mamızı engeUeyemezler'* dediler. ÇHD üyesi avukatlar, son günlerde artan savunma hakkına yönelik olumsuz uygulamalara tepki gösterdiler Avukatlardan DGM'ye alkışlı protesto• Çağdaş Hukukçular Derneği tstanbul Şubesi'ne üye avukatlar, DGM'deki savunma hakkını tehdit edici uygulamalan, dün saat 11.00'de İstanbul DGM bahçesinde toplanarak kınadılar. tstanbul Haber Servisi - Çağdaş Hukukçular Derneği tstanbul Şube Başkanı Avukat Levent Tüzel, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde (İDGM) savunmaya yönelik artan olumsuz uygulamalan görüşmek üzere İstanbul DGM Başsavcısı Erdal Gökçe'ye başvurduklannı belirterek "İstanbul DGM Başsavcısı bih kabul etmemiştir. Aramızdan bir temsiki ile görüşmek istemiş, avukatlar olarak biz de bunu kabul etmedik. Başsavcıyı tstanbul Barosu ve Ban>lar Birligi'ne dilekçeyle şikâyet edeceğiz*' dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği tstanbul Şubesi'ne üye avukatlar, DGM'nde son günlerde artan savunma hakkına yönelik olumsuz uygulamalar ve özellikle mahkeme salonlan ile mahkeme kalemlerini birbirine bağlayan koridorlardan giriş ve çıkışlann avukatlara da kapatılmasını, dün saat 11.00'de tstanbul DGM bahçesinde toplanarak yaptıklan basın açıklamasıyla protesto ettiler. Avukatlar adına Levent Tüzel şu açjklamayı okudu: "Onceteri de üzerimiz aranmaya çahşıkh, görcv yapan meslektaşlanmız kimi bahanelerie tartaklandı, dunışma salonlanna aluımak istenmedi. Özellikle siyasi, politik da>alarda savunma yapan avukatlann "potansiyel suçlu' ve 'tehlikeli kişi' olarak nitetendirilmesine Avukatlar adına bir açıklama yapan Levent Tüzel, baskılara bir anöoce son verilmesinJistedi.(Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA) medya ve TV programlannda rastlar okluk. Savunmayı yok sayan bu ve benzeri yaklaşımlara son verilmesini istiyoruz. Devamı halinde mahkemeler sa>ıınmasız yargı yapacaklardır." Yaklaşık 30 kişilik avukat topluluğu basın açıklamasının ardmdan uygulamalara son verilmesi isteklerini iletmek ve 128 avukatın imzaladığı ortak dilekçeyi sunmak amacıylalDGM Cumhuriyet Başsavcısı Erdal Gökçe'yle görüşme talebinde bulundu. Gökçe'nin görüşme isteğini geri çevirmesi üzerine, avukatlar İDGM girişinde savcıyı alkışla protesto ettiler. Levent Tüzel, burada yaptığı açıklamada ise "Başsavcryı tstanbul Barosu ile Banolar BirliğTne şikâyet edeceğiz. Bassavcının hareketini hukukçu kimügiyle bağdaşnranuyoruz" şeklinde konuştu. Güçlükonak'ta araştırma yapan banş heyeti, güvenlik güçlerini suçladı ' 11 Idşiyi devlet öldiirdiT• Siirt'in Güçlükonak ilçesinde 11 köylünün öldürülmesi olayını inceleyen Banş Inisiyatifı ve heyet başkanı Şanar Yurdatapan, köylülerle görüştüklerini açıklayarak "Bu hadiseyi devletin yaptığı net bir şekilde ortadadır ve hangi kanadının yaptığını da kendi bulmak zorundadır" dedi. Köylüler de yakınlannın bir helikopterin gözetiminde askerler tarafından öldürüldüğünü öne sürdüler. Yaklaşık bir ay önce yalolan ve on bir kişinin yasarrunı > itirdigi minibüste, bilekten kopmuş insan ayağı bulundu. NtZAMETTİN KAPLAN DtYARBAKIR/SttRT -Sı- irt'in Güçlükonak ilçesinde 4'ü köy korucusu 11 kişinin öldürülmesı olayını araştır- mak üzere bölgeye gelen ba- nş heyeti, olayın devlet güç- lerince gerçekleştirildiğini açıkladılar. Köylülerle de gö- rüştüklerini açıklayan heyet başkanı Şanar Yurdatapan, "Bu hadiseyi devletin yapuğı net bir şekilde ortadadır ve hangi kanadının yapoğmı da kendi bulmak zorundadır" dedi. Köylüler de yakınlannın bir helikopterin gözetiminde askerler tarafından öldürül- düğünü öne sürdüler. 14 ocak günü Güçlüko- nak'ta minibüsün içindeki 11 kişinin yakılarak öldürülme- si olaymdan sonra resmi ma- kamlar, eylemi PKK'nın ger- çekleştırdiğini açıklamışlar- dı. Ancak farklı iddıalar üze- rine oluşturulan bir banş he- yeti bölgeye gelerek ıncele- melerde bulundu. Heyet üye- leri mayın tehlikesine karşın altı saat süren zorlu bir yol- culuktan sonra Güçlükonak'ta yakılan minibüse ulaşabildi- İer. 11 kişinin öldüğüolayye- rinde inceleme yapan ve "ko- puk bir insan ayağt" ile "boş kovan"bulan heyet üyelen, daha sonra Koçyurdu Kö- yü'ne geçerek ölenlerin yakın- lanyla görüştüler. EvleTde ya- pılan görüşmeler sırasında gü- venlik güçlen içeri ahnmadı. Banş heyeti ile gönlşen köy- lüler, olayın devlet güçleri ta- rafından gerçekleştirildiğini öne sürdüler. Ölen minibüs şoförü Beşir Nas'ın eşi Emine Nas, kuca- ğında altı aylık bebeğiyle ka- tıldıgı görüşmede şunlan söy- ledi: "Eşim, askerler tarafından bir taşıma işi için evden alm- dL Bir süre sonra silah sesle- ri geldL O sırada bir ht'likop- ter de orada uçuyordu. Ko- rucular. olay yerine ghmek is- tedL Fakat karakol bırakma- dı. Karşı knydeki koruculara göre helikopterden ıne\yjlere asker indiıîldi. onlar da ateş etti. Olavda bir er dahi öbey- di, olayın PKK tarafından ya- püdığını söylerdim. Ama ko- camı devlet öldürdfl." Adının açıklanmamasını isteyen bir kişi de, Haütadın- da bir askerin sabah saat 06.30'daevlenne gelerek kar- deşine "Karakolkomutanı se- ni çagmyor" dedığini belirte- rek olayı şöyle anlattı: "Yamnda iki uzman çavuş da vardL Kardeşimle beraber dört korucuy u da köyden gö- türdiner. Araç Taşkonak'a gj- derken yukandan birhelikop- ter dt onu izliyordu. Aynı is- tikamete giden Fındık-Sürt minibüs şoförü Davut ile PTT'ci Ah de bizimkileri gö- riiyor. Kardeşûn hariç, diğer 10 kişinin gözleri bezle, vü-' cutlan da iple kolruklara bağ- lıymış." Öldürülenlerden Abdülha- Bm Ydmaz'ın babası Abdul- lah Yılmaz ise ağlayarak şun- ları söyledi: "Oğlumu sabah uykudan uyandırdılar. .Askerler, 'Ka- rakol komutanı izne gıdecek, yenne Güçlükonak'tan Uğur komutan gelecek. Onu getire- ceğiz' dediler. Üç askerle git- tiler. Yaklaşıkiki saatsonra si- lah sesleri gekü. Oraya gjtmek istedik. izin vermediler. Aym andaolayyerindebir heükop- ter uçuyordu. Helikopterin onlan lioruduğunu sanmış- ok. Korucular gitmck istedL ama askerler izin vermedi. Dokuz korucudan beşi köy- deydL 'Çatışma var' diyegön- denniyoriardı. Eğergerçekten çatışma obaydı önce korucu- lan gönderirlerdi.'" Banş Inisiyatifı ve heyet başkanı Şanar Yurdatapan, bu olayın kuşkulu ve karanlık hiçbir yanının olmadıgını sa- vunarak "Son derece açık ve net PKK bu sakhrıvı gerçek- teştirmiş dcğüdir. 'kim yap- tı° di\e sorduğumuzda ölen- lerin yakınlan, tereddütsüz 'devlet' diyor. Burada suçlu devteoır. Hesapmuuakasorul- mahdır*' dedi. Yazar Lütfı Ka- leti de' 'Tanıklann ifadelerin- den anlıyoruz ki devlet adına birfleri hareketediyor. Bu, çok açık seçik devlet adına yapı- lan bir cinayettir" bıçımınde konuştu. Canh görmek... tngiliz PEN Kulübü Başkan Yardımcıs! BerniceRubinsde "Teoride ne olduğunu gayetiyî bilhordum. Ama canh olarak görmek bambaşka" diyerek sözlerinı şöyle sürdürdü: "Gördükİerim, tahmin et- tiklerimden çok daha kötüy- müş. Olay;devlet gücü taraftn- dan çarpıahyor. Minibüs fa- ciasuidan devletin sorumlu <Â- duğuna dair yeterince kamt gördüm." Daha sonra Akın Birdal, AIi Bulaç. Prof. AM Nesin, Ali Rıza Gülçiçek. VJtan Tan, Cem Ozdemir, C hristoph Schwen- nicke, Ercan Kanar, Ferhat Tunç. Güliz Kaptan, Hasan San. Hüsevin Okçu, Hüsnü ÖndüL thsan Arslan, İsmail Arslan. Leyia Peküz, Lütfı Ka- ieli, Mehmet Metiner, Münir Ceylan, Nuri Baj kaL Osman Tunç, Sadık Bayantimur, Si- yanıi Erden, Şanar Yurdata- pan, Prof. Tahir Hatipoğlu, Veli Ozdemir'den oluşan he- yet Sıvas'a geçti. Heyet üye- len, buradaki köy boşaltma iddialannı da yerinde incele- dikten sonra her iki olayla il- gilı olarak cuma günü Baş- bakanlık, TBMM, Milli Gü- venlik Kurulu ve Anayasa Mahkemesi önünde birer ba- sın toplantısı düzenleyecek. Alman Yeşıller Partısı Mil- letvekili Cem Ozdemirde ay- nı gün Almanya'da olayı ka- muoyuna duyuracak. Araştır- malar sonucu, hazırlanacak raporun başta devlet yetkili- leri olmak üzere Avrupa Par- lamentosu ve uluslararası in- san haklan kuruluşlanna da gönderileceği vurgulandı. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Değinmeler 1. Aykırı düşünce Bazen aykın düşünmekte yarar vardır Refah iktidan Türkiye ekonomisinin süreğen hasta- hklarını tedavi eder mi? Ekonomiyi rant ekonomisi ol- maktan çıkartır, parayı yatınma yöntendirir, enflasyon içinde yüksek kalkınma temposu tutturabilir, üretimi arttırabilir mi? Bozulan gelir dengesini, orta ve alt sı- nıflar lehine düzeltir mi? En azından, iktıdarda kala- bildiği süre içinde bunun ilk işaretlerini verir ve ilk se- çimlerde daha büyük bir hamle için güç toplar mı? Bir Refah iktkjannın, bütün bu sorulan olumlu ya- nıtladığını düşünün. Endişelendiniz mi? Bildik merkez sağ parti iktidarlan hem de sosyal çje- mokrat ortaklıklarla, bunlann hiç birini başaramadı. Üs- telik dengeler daha bozukju. Bir kısım sermayedarın, Refah iktidanyla laik yaşa- mın -ne kadar laikse!- tehlikeye gireceği endişesin- den çok, ekonomik kaynaklann akış yönünün deği- şeceği endişesi içinde olduğunu varsaymalıyız. Türkiye'de asıl gümbürtü, Refah iktidan yeni bir eko- nomik denge kurmayı başarırsa kopacak. Başarır mı, başarabilir mi, bu ayrı bir soru. Refah, ancak, ekonomik bir başandan sonra, din tüc- carlığı kisvesinin bazı gereklerini de yerine getirme ge- reksinimi duyabilecektir. Ekonomik geniş bir taban yaratamadan, bazı din- sel zortamaları ve dönüşümleri topluma dayatabilme- si için, bir "kaçıklar iktidan" kurmaları gerekir. Türkiye gibi bir ülkenin böyle kaçıklıkları kaldırama- yacağını bilmek için ise, önce yaşayıp da görmeye hiç gerek yok. 2. İki grup sosyal bilimci Sosyologlanmız arasında toplumdaki ana gelişme- leri değerlendirme / yorumlama konusunda derin ay- rılıklar var. Örneğin köktendinci çevrelerin toplum içinde bir "kapalı toplum" oluşturmalan nasıl yorumlanacak? Bir süre önce Istanbul'da yapılan Sanal Şirket pa- nelinde görüldüğü gibi, bazı sosyologlanmız, örneğin Prof. Dr. Ayşe Öncü, bu gelişmeyi, toplumsal zengin- lik, kültürlerin yan yana yaşaması olarak değerlendi- riyor ve benimsiyor. Bazı sosyologlanmız ise bu gelişmeden oldukça kaygı duyuyor. Kültürel, toplumsal çeşitlilik / zenginlik, öncelikle, ay- n din, ırk ve geleneklerin bir arada yaşamalannda söz konusu değil mkjir? Müslümanlık, Türkiye için bir kültürel çeşitlilik mi- dir? Yoksa, bu ülkenin ortak bir kültürü müdür? Herhalde ikincisi. Müslümanlığın ortak kültürü oluşturduğu Türkiye'de, köktendinciliğin amacı nedir? Toplum içinde bir "kültürelçeşitlilik" olarak yaşamak mı? Yoksa, köktendinciliği bütün halka dayatmak ve dinin gereklerine göre yaşayan bütüncül bir toplum- sal sistem kumnak mı? Toplum bilimcileri ikrye ayırmak mümkün. Gözlemci grup, toplumsal geiişmeleri satt seyredi- yor ve "gözlern" yapanlardan oluşuyor. İkinci grup ise bu gözlemlerin toplumsal kökenleri- ni araştırıyor, yorum ve değeıiendirmeleriyle "toplum- sal/kültürel çeşitlıliğın ve zenginliğin" sürmesine kat- kıda bulunmaya çalışıyor. 3. Habitat Anısı nerede? Berlin'de anacaddelerden biri üzerindeki evlerin farklılığı, gözüme çarpmıştı. Habitat benzeri birdün- ya konferansı anısınagerçekleştirilen bir projenin ürün- leriydi bu evler. Yüzyılın son büyük toplantısına ev sahipliği yapa- cağız. Habitat'tan geriye, Istanbul'a, Türkiye'ye ne kala- cak? Ev sahipliği yapmıs olmaktan öte? Yel esecek, sel götürecek mi? Istanbul'da bir Habitat Anısı projesi yapmak, Istan- bul'da kalıcı bir eser yaratmak niçin düşünülmedi? Yoksa yapılıyor da haberimiz mi yok? Yeniden tüzelkisiligine kavuştu Boşaltılan köy savasımı kazandı FERtT DEMtR TUNCELt-Sıvas'ta tepki çeken köy boşaltma olaylannın daha önce yoğun olarak yaşandığı Tunceli'de, 1994 ve 1995 yıllan arasında 151 köy ve 400 mezranın boşaltıldığı bildirildi. Tunceli Valiliği'nin insan yaşamadığı gerekçesiyle haritadan sildirdiği 48 köyden Esene\ier'in, tçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın kazanılması üzerine yeniden tüzelkisiligine kavuştuğu öğrenildi. Kentte geçen iki yıl içinde yoğunlaşan ve büyük tepki çeken köy boşaltma olaylan sırasında evlerinden askerler tarafından götürüldüğü iddia edilen 17 kişiden 5'i, çeşitli zamanlarda ölü bulunurken 12'sinden iki yıldır hiçbir haber alınamıyor. 1994yılında sonbahar aylannda Bolu Dağ Komando Tugayı'nın Tunceli'de başlatöğı operasyonlar sonucunda kente bağlı yüzlerce köy yakılmış ya da boşaltılmış, köylerde yaşayan insanlar da zorunlu göçe tabi tutulmuş. Resmi olarak yapılan açıklamalara göre, Tunceli ve yöresinde 1994 ve 1995 yıllan arasında 151 köy ,400mezra boşaltıldı. Bu dönemde Tunceli'de güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonlar sonucunda evlerinden askerler tarafından alındığı iddia edilen 17 kişiden 5'i, çeşitli zamanlarda ölü bulunurken 12'sinden iki yıldır hiçbir haber alınamadı. Içişleri Bakanı Nahit Menteşe ve Müsteşar Bekir Aksoy dönemlerinde, kentteki 48 köy resmen haritadan silındı. Bakan ve müsteşar, Tunceli merkez ile Hozat, Çemişgezek, Mazgirt, Ovacık, Nazımiye ve Pûlümür ilçelerine bağlı 48 köyde kimsenin yaşamadığı ve devlet hizmetlerinin götürülenıediği gerekçe gösterilen Tunceli Valiliği'nin raporuna dayanarak 48 köyün haritadan silinmesi işlemini uygulamaya soktular. Hukukzaferi O dönemde köylerin kasıtlı olarak haritadan silindiği iddialannın yoğunlaşması ve kamuoyu tepkisinin de artmasıyla Hozat ilçesine bağlı Esenevler Köyü Muhtan Kahraman Zengin, bakanlık aleyhine Malatya tdare Mahkemesi'nde actığı davayı kazanarak köyünün tüzelkişiliğini geri almayı başardı. Mahkeme, Içişleri Bakanlığı'mn "Köyde muhtar ve ihtiyar heyetinl seçecek yeterli sayuun bulunmadıgı" gerekçesiyle tüzelkişiliğln iptali karannı "hukuka uygunlugunun" bulunmadıgı gerekçesiyle iptal etti. 48 köyden büyük bölümünde yağmalama yaşandığı öne sürüldü. Evlerini kilitleyerek köylerini terk eden ve yağmalama sonucu tüm varhklannı yiriren yüzlerce köylünün geri dönüş umudu da tükendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle