Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE
HABERLER
lOKasm
sanığına 1 yıl
hapis
• K\YSERt(Cumhurivet)
-Ka>seri'de 10 Kasım
Atatürk'ü Anma
törenlerinde Kuran'dan
ayetler okuyarak Atatürk
aleyhine sözler kullanan
Mutasım Yüksel'e 1 yıl 3
ay hapis cezası verildı.
Kayseri 3. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde yargılanan
Yûksel'in cezası samimi
itiraflan da göz önüne
alınarak ertelendi.
Su îıplatmaya
500 nrilyon ceza
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 8. Asliye
Hukuk Mahkemesi, TBMM
Başkanvekili ve DYP
Tunceli Milletvekili Kamer
Genç'in bulunduğu kürsüye
su atan RP Karaman
Milletvekili Zeki Ünal'ı,
"kişilik haklanna hakaret
ettiği" gerekçesiyle 500
milyon lira tazminat
ödemeye mahkûm etti.
Emre Kongar'a
PoJonya nişanı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Eski Kültür
Bakanlığı Müsteşan Prof.
Dr. Emre Kongar'a Pölonya
Komodor Nişanı, yann
18.30'daPolonya
Büyükelçiliği'nde
düzenlenecek bir törenle
verilecek. Kongar daha
önce de Almanya Federal
Cumhurbaşkanı'nın Büyük
Liyakat Nişanı ve ttalya
Cumhurbaşkanrnın
Komendatör Nişanı ile
ödüllendirilmişti.
Tacikistan'la
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye ile
Tacikistan arasında geçen
yıl eylül ayında Duşanbe'de
imzalanan Çevresel tşbirliği
Anlaşması, Bakanlar
Kunılu'nca onaylandı.
Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanan
anlaşma uyannca,
Türkiye ve Tacikistan,
atmosferin korunması,
sanayi ve tanm
faaliyetleri, kentsel altyapı
hizmetleri sonucu ortaya
çıkan atık sulann bertarafı,
kıtaiçi su kaynaklan,
smıraşan su yollan
ve su kalitesinin korunması
konulannda işbirliği
yapacaklar.
4 PKK'li
öMürüldü
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Güvenlik
güçlerince Diyarbakır ve
Bitlis'te düzenlenen
operasyonlarda 4 PKK'li
öldürüldü, 1 PKK'li
yakalandı. Mardin, Siirt,
Şırnak ve Van'ın kırsal
alanında yapılan
aramalarda da 34 silah, 41
roketatar mermisi, bine
yakın çeşitli çapta mermi
ele geçirildi. Olayla ilgili
olarak 9 kişi gözaltına
alındı.
Görevden alma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Elektrik
Dağıtım AŞ (TEDAŞ)
Genel Müdürü Mehrnet
Bozdemir görevinden
alındı. Bozdemir, geçen yıl
mayıs ayında görevinden
alınmış, ancak Danıştay'a
actığı davayı kazanarak
genel müdürlüğe tekrar
dönmüştü.
Havaş'ta istîfa
• İSTANBUL(AA)-
Havaalanlan Yer Hizmetleri
AŞ (Havaş) Genel Müdürü
Murat Öztürk ile Genel
Müdür Yardımcılan Çetin
Özbey ve Turgay Kuttaş,
görevinden istifa etti. Murat
Oztürk, istifalannın 17
şubat cumartesi gününden
geçerli olduğunu belirterek,
" Havaş 'ın
özelleştirilmesiyle birlikte
11 ay önce devraldığımız
görevimizdeki
misyonumuzu
tamamladığımıza
inanıyoruz" dedi.
Düzettme
Gazetemizin dünkü
sayısının bazı bölgelere
dağıtılan nüshalannda
"Olaylann Ardındaki
Gerçek" ve "Gündem"
yazılanyla "Kamu
çalışanlanndan
özelleştiımeye tepki"
başlıklı haberin birinci
sayfadaki bölümleri, teknik
bir hata sonucu devam
sayfasında tekrar edilmiş,
yazılarla haberin devam
bölümleri
yayımlanamamıştır. Bu
yanlışhktan dolayı
okurlanmızdan özür dileriz.
DYP'de amblem kavgasıDYP'de, 3. kişinin başbakanlığında ANAP-DYP koalisyonu kurulması için bastıran muhalifler,
GlK ve grup karanna rağmen girişimlerine DYP Tüzüğü'nü dayanak gösterdiler.
OSMANAYDOĞAN
ANKARA - DYP'de
Başbakan Tansu Çiller'i
başbakan olma konusun-
daki ısranndan ötürü suç-
layan ve 3. kişinin başba-
kanlığında ANAP-DYP ko-
alisyonu kurulması için
bastıran muhalifler, DYP Tüzüğü'nü daya-
nak aldılar. tzmir Milletvekili Rıfat Serda-
roğhı'nun da aralannda bulunduğu muha-
lifler, Genel tdare Kurulu (GlK) karanna kar-
şın tüzüğün 82. maddesindeki, parti genel
başkanı dışında bir milletvekilinin başba-
kanlığında hükümet kurulabileceğine iliş-
kin hükmü gerekçe göstererek DYP yöne-
tımini razı etmeye çalışıyorlar.
DYP yönetimine, gazete ilanlanyla bay-
rak açan muhalif kurucularla parti yöneti-
cileri arasında, duyunılarda DYP amblemi-
nin kullanılması nedeniyle hukuk tartışma-
sıdabaşladı.
DYP'deki gerginlik, muhaliflerin baskı-
yı arttırmalanyla birlikte "hukuk ve tüzük
tarüşmalannr gündeme getirdi. Tansu Çil-
ler, kendi başbakanhğı konusunda ısrar ede-
• Tansu Çiller ve DYP yönetimine gazete ilanlanyla bayrak açan muhalif
kurucularla parti yöneticileri arasında, duyurularda DYP amblemi
kullanılması nedeniyle hukuk tartışması çıktı. DYP'nin atmaya
hazırlandığı kurucular, Kurduğumuz partinin amblemini kullanmamızı
kimse engelleyemez" dediler.
rek ANAP'la koalisyon iplerini tamamen ko- şı çıktığını söyledi. Tüzüğün hükümet ku-
panrken muhalifler, 3. ismin başbakanlı-
ğında ANAYOL hükümeti kurulması için
DYP Tüzüğü'nün de olanak sunduğunu be-
lirttiler.
Önderliğini Devlet Bakanı Cavit Çağiar
ve lzmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu'nun
yaptığı muhalifler, DYP'den bir ismin baş-
bakan olmasmı ve ANAP'la DYP'nin hü-
kümet kurmasını istediler.
Üçüncü kişinin başbakanlığına karşı çı-
kan Tansu Çiller, GlK ve grupta bu konu-
da karar aldırdı. Ancak. GtK ve grubun
bağlayıcı karanna karşın ısrarlannı sürdü-
ren muhalifler, DYP Tüzüğü'nün 82. mad-
desine dikkat çekerek parti organlannda is-
temlerini dile getirmeyi sürdürüyorlar.
Rıfat Serdaroğlu, tüzüğün 3. kişinin baş-
bakanlığına olanak sağladığını ve en doğ-
ru yolun bu olduğunu, ancak Çiller ve par-
ti yönetiminin bu formüle "sıyaseten" kar-
rulması ve bakanlann saptanmasını düzen-
leyen 82. maddesi, şu düzenlemeyi getiri-
yor:
"Cumhurbaşkanı hükümeti kurma göre-
vini, anayasa gereğince partinin genel baş-
kanına verdiği takdircle. genel başkan, GİK
ve TBMM parti grubunu toplayarak istişa-
re ettikten sonra bakanlan tespit eder. Par-
ti genel başkanı, başbakan olmadığı takdir-
de ise başbakan hk görevi verilmiş olan par-
ti üyesi, partinin genel başkanı ile birlikte yu-
kanda belirtilen kurullaıia istişarede bulu-
nur."
İlan tartışması
lmza toplayıp DYP'yi olağanüstü kong-
reye götürerek Tansu Çiller'i devirmeyi he-
defleyen parti dışındaki muhaliflerin verdi-
ği gazete ilanlan da tartışma yarattı.
Önceki gün yapılan GtK toplantısında,
muhaliflerin başlattığı hareket değerlendi-
rilirken aynı zamanda parti kurucusu olan
genel başkan yardımcılan Mehmet Gölhan
ve İsmail Köse, gazete ilanlannda tüm ku-
ruculan kapsayacak biçimde "DYP kuru-
cıuan" tanımlamasının ve kır atlı DYP amb-
leminin kullanılmasının yasaya aykın oldu-
ğunu savundular.
Genel merkez yöneticileri SezarAygen ve
Mehmet Dülger'in sözcülüğünü yaptığı mu-
halifleri engelleyebilmek için dava açmak
dahil, hukuki yollan araştırmaya başladılar.
50 kişiden oluşan muhalif kurucular ise
mart ayına kadar ikinci, gerekirse üçüncü
ilanı da vereceklerini ve DYP amblemini kul-
lanmayı sürdüreceklerini bildirdiler.
Muhalif kuruculann sözcüleri, bir kişi-
nin ilan vermesi durumunda "DYP kuru-
cusu" denilebileceğini, ancak çok sayıda
kişi bulunduğu için "DYP kunıculan" ifa-
desinin kullanıldığmı ve bunun suç olma-
dığını belirttiler.
Kurucular, kurduklan partiyi, "kendisi-
ni hor gören yabancı eflerden kurtarmak"
istediklerini belirterek ~Bu partiyi kuran
kişiler olarak hiç kimse amblemimizi kullan-
mamızı engeUeyemezler'* dediler.
ÇHD üyesi avukatlar, son günlerde artan savunma hakkına yönelik olumsuz uygulamalara tepki gösterdiler
Avukatlardan DGM'ye alkışlı protesto• Çağdaş Hukukçular Derneği
tstanbul Şubesi'ne üye avukatlar,
DGM'deki savunma hakkını
tehdit edici uygulamalan, dün
saat 11.00'de İstanbul DGM
bahçesinde toplanarak kınadılar.
tstanbul Haber Servisi - Çağdaş
Hukukçular Derneği tstanbul Şube
Başkanı Avukat Levent Tüzel, İstanbul
Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde
(İDGM) savunmaya yönelik artan
olumsuz uygulamalan görüşmek üzere
İstanbul DGM Başsavcısı Erdal
Gökçe'ye başvurduklannı belirterek
"İstanbul DGM Başsavcısı bih kabul
etmemiştir. Aramızdan bir temsiki ile
görüşmek istemiş, avukatlar olarak biz de
bunu kabul etmedik. Başsavcıyı tstanbul
Barosu ve Ban>lar Birligi'ne dilekçeyle
şikâyet edeceğiz*' dedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği tstanbul
Şubesi'ne üye avukatlar, DGM'nde son
günlerde artan savunma hakkına yönelik
olumsuz uygulamalar ve özellikle
mahkeme salonlan ile mahkeme
kalemlerini birbirine bağlayan
koridorlardan giriş ve çıkışlann
avukatlara da kapatılmasını, dün saat
11.00'de tstanbul DGM bahçesinde
toplanarak yaptıklan basın açıklamasıyla
protesto ettiler.
Avukatlar adına Levent Tüzel şu
açjklamayı okudu:
"Onceteri de üzerimiz aranmaya çahşıkh,
görcv yapan meslektaşlanmız kimi
bahanelerie tartaklandı, dunışma
salonlanna aluımak istenmedi. Özellikle
siyasi, politik da>alarda savunma yapan
avukatlann "potansiyel suçlu' ve
'tehlikeli kişi' olarak nitetendirilmesine
Avukatlar adına bir açıklama yapan Levent Tüzel, baskılara bir anöoce son verilmesinJistedi.(Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA)
medya ve TV programlannda rastlar
okluk. Savunmayı yok sayan bu ve benzeri
yaklaşımlara son verilmesini istiyoruz.
Devamı halinde mahkemeler sa>ıınmasız
yargı yapacaklardır."
Yaklaşık 30 kişilik avukat topluluğu basın
açıklamasının ardmdan uygulamalara son
verilmesi isteklerini iletmek ve 128
avukatın imzaladığı ortak dilekçeyi
sunmak amacıylalDGM Cumhuriyet
Başsavcısı Erdal Gökçe'yle görüşme
talebinde bulundu. Gökçe'nin görüşme
isteğini geri çevirmesi üzerine, avukatlar
İDGM girişinde savcıyı alkışla protesto
ettiler.
Levent Tüzel, burada yaptığı açıklamada
ise "Başsavcryı tstanbul Barosu ile
Banolar BirliğTne şikâyet edeceğiz.
Bassavcının hareketini hukukçu
kimügiyle bağdaşnranuyoruz"
şeklinde konuştu.
Güçlükonak'ta araştırma yapan banş heyeti, güvenlik güçlerini suçladı
' 11 Idşiyi devlet öldiirdiT• Siirt'in
Güçlükonak ilçesinde
11 köylünün
öldürülmesi olayını
inceleyen Banş
Inisiyatifı ve heyet
başkanı Şanar
Yurdatapan,
köylülerle
görüştüklerini
açıklayarak "Bu
hadiseyi devletin
yaptığı net bir şekilde
ortadadır ve hangi
kanadının yaptığını
da kendi bulmak
zorundadır" dedi.
Köylüler de
yakınlannın bir
helikopterin
gözetiminde askerler
tarafından
öldürüldüğünü öne
sürdüler. Yaklaşık bir ay önce yalolan ve on bir kişinin yasarrunı > itirdigi minibüste, bilekten kopmuş insan ayağı bulundu.
NtZAMETTİN KAPLAN
DtYARBAKIR/SttRT -Sı-
irt'in Güçlükonak ilçesinde
4'ü köy korucusu 11 kişinin
öldürülmesı olayını araştır-
mak üzere bölgeye gelen ba-
nş heyeti, olayın devlet güç-
lerince gerçekleştirildiğini
açıkladılar. Köylülerle de gö-
rüştüklerini açıklayan heyet
başkanı Şanar Yurdatapan,
"Bu hadiseyi devletin yapuğı
net bir şekilde ortadadır ve
hangi kanadının yapoğmı da
kendi bulmak zorundadır"
dedi. Köylüler de yakınlannın
bir helikopterin gözetiminde
askerler tarafından öldürül-
düğünü öne sürdüler.
14 ocak günü Güçlüko-
nak'ta minibüsün içindeki 11
kişinin yakılarak öldürülme-
si olaymdan sonra resmi ma-
kamlar, eylemi PKK'nın ger-
çekleştırdiğini açıklamışlar-
dı. Ancak farklı iddıalar üze-
rine oluşturulan bir banş he-
yeti bölgeye gelerek ıncele-
melerde bulundu. Heyet üye-
leri mayın tehlikesine karşın
altı saat süren zorlu bir yol-
culuktan sonra Güçlükonak'ta
yakılan minibüse ulaşabildi-
İer. 11 kişinin öldüğüolayye-
rinde inceleme yapan ve "ko-
puk bir insan ayağt" ile "boş
kovan"bulan heyet üyelen,
daha sonra Koçyurdu Kö-
yü'ne geçerek ölenlerin yakın-
lanyla görüştüler. EvleTde ya-
pılan görüşmeler sırasında gü-
venlik güçlen içeri ahnmadı.
Banş heyeti ile gönlşen köy-
lüler, olayın devlet güçleri ta-
rafından gerçekleştirildiğini
öne sürdüler.
Ölen minibüs şoförü Beşir
Nas'ın eşi Emine Nas, kuca-
ğında altı aylık bebeğiyle ka-
tıldıgı görüşmede şunlan söy-
ledi:
"Eşim, askerler tarafından
bir taşıma işi için evden alm-
dL Bir süre sonra silah sesle-
ri geldL O sırada bir ht'likop-
ter de orada uçuyordu. Ko-
rucular. olay yerine ghmek is-
tedL Fakat karakol bırakma-
dı. Karşı knydeki koruculara
göre helikopterden ıne\yjlere
asker indiıîldi. onlar da ateş
etti. Olavda bir er dahi öbey-
di, olayın PKK tarafından ya-
püdığını söylerdim. Ama ko-
camı devlet öldürdfl."
Adının açıklanmamasını
isteyen bir kişi de, Haütadın-
da bir askerin sabah saat
06.30'daevlenne gelerek kar-
deşine "Karakolkomutanı se-
ni çagmyor" dedığini belirte-
rek olayı şöyle anlattı:
"Yamnda iki uzman çavuş
da vardL Kardeşimle beraber
dört korucuy u da köyden gö-
türdiner. Araç Taşkonak'a gj-
derken yukandan birhelikop-
ter dt onu izliyordu. Aynı is-
tikamete giden Fındık-Sürt
minibüs şoförü Davut ile
PTT'ci Ah de bizimkileri gö-
riiyor. Kardeşûn hariç, diğer
10 kişinin gözleri bezle, vü-'
cutlan da iple kolruklara bağ-
lıymış."
Öldürülenlerden Abdülha-
Bm Ydmaz'ın babası Abdul-
lah Yılmaz ise ağlayarak şun-
ları söyledi:
"Oğlumu sabah uykudan
uyandırdılar. .Askerler, 'Ka-
rakol komutanı izne gıdecek,
yenne Güçlükonak'tan Uğur
komutan gelecek. Onu getire-
ceğiz' dediler. Üç askerle git-
tiler. Yaklaşıkiki saatsonra si-
lah sesleri gekü. Oraya gjtmek
istedik. izin vermediler. Aym
andaolayyerindebir heükop-
ter uçuyordu. Helikopterin
onlan lioruduğunu sanmış-
ok. Korucular gitmck istedL
ama askerler izin vermedi.
Dokuz korucudan beşi köy-
deydL 'Çatışma var' diyegön-
denniyoriardı. Eğergerçekten
çatışma obaydı önce korucu-
lan gönderirlerdi.'"
Banş Inisiyatifı ve heyet
başkanı Şanar Yurdatapan, bu
olayın kuşkulu ve karanlık
hiçbir yanının olmadıgını sa-
vunarak "Son derece açık ve
net PKK bu sakhrıvı gerçek-
teştirmiş dcğüdir. 'kim yap-
tı° di\e sorduğumuzda ölen-
lerin yakınlan, tereddütsüz
'devlet' diyor. Burada suçlu
devteoır. Hesapmuuakasorul-
mahdır*' dedi. Yazar Lütfı Ka-
leti de' 'Tanıklann ifadelerin-
den anlıyoruz ki devlet adına
birfleri hareketediyor. Bu, çok
açık seçik devlet adına yapı-
lan bir cinayettir" bıçımınde
konuştu.
Canh görmek...
tngiliz PEN Kulübü Başkan
Yardımcıs! BerniceRubinsde
"Teoride ne olduğunu gayetiyî
bilhordum. Ama canh olarak
görmek bambaşka" diyerek
sözlerinı şöyle sürdürdü:
"Gördükİerim, tahmin et-
tiklerimden çok daha kötüy-
müş. Olay;devlet gücü taraftn-
dan çarpıahyor. Minibüs fa-
ciasuidan devletin sorumlu <Â-
duğuna dair yeterince kamt
gördüm."
Daha sonra Akın Birdal,
AIi Bulaç. Prof. AM Nesin, Ali
Rıza Gülçiçek. VJtan Tan, Cem
Ozdemir, C hristoph Schwen-
nicke, Ercan Kanar, Ferhat
Tunç. Güliz Kaptan, Hasan
San. Hüsevin Okçu, Hüsnü
ÖndüL thsan Arslan, İsmail
Arslan. Leyia Peküz, Lütfı Ka-
ieli, Mehmet Metiner, Münir
Ceylan, Nuri Baj kaL Osman
Tunç, Sadık Bayantimur, Si-
yanıi Erden, Şanar Yurdata-
pan, Prof. Tahir Hatipoğlu,
Veli Ozdemir'den oluşan he-
yet Sıvas'a geçti. Heyet üye-
len, buradaki köy boşaltma
iddialannı da yerinde incele-
dikten sonra her iki olayla il-
gilı olarak cuma günü Baş-
bakanlık, TBMM, Milli Gü-
venlik Kurulu ve Anayasa
Mahkemesi önünde birer ba-
sın toplantısı düzenleyecek.
Alman Yeşıller Partısı Mil-
letvekili Cem Ozdemirde ay-
nı gün Almanya'da olayı ka-
muoyuna duyuracak. Araştır-
malar sonucu, hazırlanacak
raporun başta devlet yetkili-
leri olmak üzere Avrupa Par-
lamentosu ve uluslararası in-
san haklan kuruluşlanna da
gönderileceği vurgulandı.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Değinmeler
1. Aykırı düşünce
Bazen aykın düşünmekte yarar vardır
Refah iktidan Türkiye ekonomisinin süreğen hasta-
hklarını tedavi eder mi? Ekonomiyi rant ekonomisi ol-
maktan çıkartır, parayı yatınma yöntendirir, enflasyon
içinde yüksek kalkınma temposu tutturabilir, üretimi
arttırabilir mi? Bozulan gelir dengesini, orta ve alt sı-
nıflar lehine düzeltir mi? En azından, iktıdarda kala-
bildiği süre içinde bunun ilk işaretlerini verir ve ilk se-
çimlerde daha büyük bir hamle için güç toplar mı?
Bir Refah iktkjannın, bütün bu sorulan olumlu ya-
nıtladığını düşünün.
Endişelendiniz mi?
Bildik merkez sağ parti iktidarlan hem de sosyal çje-
mokrat ortaklıklarla, bunlann hiç birini başaramadı. Üs-
telik dengeler daha bozukju.
Bir kısım sermayedarın, Refah iktidanyla laik yaşa-
mın -ne kadar laikse!- tehlikeye gireceği endişesin-
den çok, ekonomik kaynaklann akış yönünün deği-
şeceği endişesi içinde olduğunu varsaymalıyız.
Türkiye'de asıl gümbürtü, Refah iktidan yeni bir eko-
nomik denge kurmayı başarırsa kopacak.
Başarır mı, başarabilir mi, bu ayrı bir soru.
Refah, ancak, ekonomik bir başandan sonra, din tüc-
carlığı kisvesinin bazı gereklerini de yerine getirme ge-
reksinimi duyabilecektir.
Ekonomik geniş bir taban yaratamadan, bazı din-
sel zortamaları ve dönüşümleri topluma dayatabilme-
si için, bir "kaçıklar iktidan" kurmaları gerekir.
Türkiye gibi bir ülkenin böyle kaçıklıkları kaldırama-
yacağını bilmek için ise, önce yaşayıp da görmeye hiç
gerek yok.
2. İki grup sosyal bilimci
Sosyologlanmız arasında toplumdaki ana gelişme-
leri değerlendirme / yorumlama konusunda derin ay-
rılıklar var.
Örneğin köktendinci çevrelerin toplum içinde bir
"kapalı toplum" oluşturmalan nasıl yorumlanacak?
Bir süre önce Istanbul'da yapılan Sanal Şirket pa-
nelinde görüldüğü gibi, bazı sosyologlanmız, örneğin
Prof. Dr. Ayşe Öncü, bu gelişmeyi, toplumsal zengin-
lik, kültürlerin yan yana yaşaması olarak değerlendi-
riyor ve benimsiyor.
Bazı sosyologlanmız ise bu gelişmeden oldukça
kaygı duyuyor.
Kültürel, toplumsal çeşitlilik / zenginlik, öncelikle, ay-
n din, ırk ve geleneklerin bir arada yaşamalannda söz
konusu değil mkjir?
Müslümanlık, Türkiye için bir kültürel çeşitlilik mi-
dir? Yoksa, bu ülkenin ortak bir kültürü müdür?
Herhalde ikincisi.
Müslümanlığın ortak kültürü oluşturduğu Türkiye'de,
köktendinciliğin amacı nedir?
Toplum içinde bir "kültürelçeşitlilik" olarak yaşamak
mı? Yoksa, köktendinciliği bütün halka dayatmak ve
dinin gereklerine göre yaşayan bütüncül bir toplum-
sal sistem kumnak mı?
Toplum bilimcileri ikrye ayırmak mümkün.
Gözlemci grup, toplumsal geiişmeleri satt seyredi-
yor ve "gözlern" yapanlardan oluşuyor.
İkinci grup ise bu gözlemlerin toplumsal kökenleri-
ni araştırıyor, yorum ve değeıiendirmeleriyle "toplum-
sal/kültürel çeşitlıliğın ve zenginliğin" sürmesine kat-
kıda bulunmaya çalışıyor.
3. Habitat Anısı nerede?
Berlin'de anacaddelerden biri üzerindeki evlerin
farklılığı, gözüme çarpmıştı. Habitat benzeri birdün-
ya konferansı anısınagerçekleştirilen bir projenin ürün-
leriydi bu evler.
Yüzyılın son büyük toplantısına ev sahipliği yapa-
cağız.
Habitat'tan geriye, Istanbul'a, Türkiye'ye ne kala-
cak?
Ev sahipliği yapmıs olmaktan öte?
Yel esecek, sel götürecek mi?
Istanbul'da bir Habitat Anısı projesi yapmak, Istan-
bul'da kalıcı bir eser yaratmak niçin düşünülmedi?
Yoksa yapılıyor da haberimiz mi yok?
Yeniden tüzelkisiligine kavuştu
Boşaltılan köy
savasımı kazandı
FERtT DEMtR
TUNCELt-Sıvas'ta tepki
çeken köy boşaltma
olaylannın daha önce
yoğun olarak yaşandığı
Tunceli'de, 1994 ve 1995
yıllan arasında 151 köy
ve 400 mezranın
boşaltıldığı bildirildi.
Tunceli Valiliği'nin insan
yaşamadığı gerekçesiyle
haritadan sildirdiği 48
köyden Esene\ier'in,
tçişleri Bakanlığı aleyhine
açılan davanın
kazanılması üzerine
yeniden tüzelkisiligine
kavuştuğu öğrenildi.
Kentte geçen iki yıl içinde
yoğunlaşan ve büyük
tepki çeken köy boşaltma
olaylan sırasında
evlerinden askerler
tarafından götürüldüğü
iddia edilen 17 kişiden
5'i, çeşitli zamanlarda ölü
bulunurken 12'sinden iki
yıldır hiçbir haber
alınamıyor. 1994yılında
sonbahar aylannda Bolu
Dağ Komando Tugayı'nın
Tunceli'de başlatöğı
operasyonlar sonucunda
kente bağlı yüzlerce köy
yakılmış ya da
boşaltılmış, köylerde
yaşayan insanlar da
zorunlu göçe tabi
tutulmuş. Resmi olarak
yapılan açıklamalara göre,
Tunceli ve yöresinde 1994
ve 1995 yıllan arasında
151 köy ,400mezra
boşaltıldı. Bu dönemde
Tunceli'de güvenlik
güçlerince düzenlenen
operasyonlar sonucunda
evlerinden askerler
tarafından alındığı iddia
edilen 17 kişiden 5'i,
çeşitli zamanlarda ölü
bulunurken 12'sinden iki
yıldır hiçbir haber
alınamadı. Içişleri Bakanı
Nahit Menteşe ve
Müsteşar Bekir Aksoy
dönemlerinde, kentteki 48
köy resmen haritadan
silındı. Bakan ve
müsteşar, Tunceli merkez
ile Hozat, Çemişgezek,
Mazgirt, Ovacık,
Nazımiye ve Pûlümür
ilçelerine bağlı 48 köyde
kimsenin yaşamadığı ve
devlet hizmetlerinin
götürülenıediği gerekçe
gösterilen Tunceli
Valiliği'nin raporuna
dayanarak 48 köyün
haritadan silinmesi
işlemini uygulamaya
soktular.
Hukukzaferi
O dönemde köylerin
kasıtlı olarak haritadan
silindiği iddialannın
yoğunlaşması ve kamuoyu
tepkisinin de artmasıyla
Hozat ilçesine bağlı
Esenevler Köyü Muhtan
Kahraman Zengin,
bakanlık aleyhine Malatya
tdare Mahkemesi'nde
actığı davayı kazanarak
köyünün tüzelkişiliğini
geri almayı başardı.
Mahkeme, Içişleri
Bakanlığı'mn "Köyde
muhtar ve ihtiyar heyetinl
seçecek yeterli sayuun
bulunmadıgı"
gerekçesiyle tüzelkişiliğln
iptali karannı "hukuka
uygunlugunun"
bulunmadıgı gerekçesiyle
iptal etti. 48 köyden
büyük bölümünde
yağmalama yaşandığı öne
sürüldü. Evlerini
kilitleyerek köylerini terk
eden ve yağmalama
sonucu tüm varhklannı
yiriren yüzlerce köylünün
geri dönüş umudu da
tükendi.