Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Sosyalistler Sosyalistler Sosyalistler...
Prof. Dr. COŞKUN OZDEMİR
B
ızım kuşak, sosyalızmı seruvenınde Çetın Altan gıbı yurek senn-
once >asak kıtaplardan leten, "Oh be!
ızım
once vasak kıtaplardan
oğrenmeye çalışmıştır
Max Beer ın Sosyal Mü-
cadeleler Tarihi e'lden ele
geçen unlu bır kıtaptı
60"li yıllarda 147 facıası ıle yurttan uzak
duşen Turkıye'nın yıtırdığı aydınlıklara
yönelmış bınlerce ınsandan bınsı. Mark-
sıst ınançla yuklu, coşku dolu, heyecan
dolu arkadaşım Rana KartaL, sosyalızmı
tanımamda ve bendekı sosyalızm mera-
kının \e eğılımının yukselişınde onemlı
rol oynamıştır Bu guzel ınsanın ve onu
tanıyan ortak dostlann kulaklan çınlasın
dılenm Duha sonra V on dergısı ıle sos-
yaiızmı daha yakından tanıdık. aydınlan-
dık ufkumuz gelıştı genışledı Mıllt ge-
lınn boluşumunu, sosyalıst mucadelele-
n,dunyadakı modellen oğrendık Yasak-
larvavaş yavaşgevşerken sosyalızmı an-
latan çeşıtlı kıtaplar da bırbın ardı sıra ya-
yımlaTiır oldu Çetin Altan o vıllardaçık-
tı sahneye Bu ustun yazı ve anlatım ye-
teneğıne sahıp mılıtan sosyalıst yazar, ne
kadarguzel vene kadar çarpıcıbırbıçım-
de orneklıyor ve somutlaştınyordu top-
lumdaemeğın rolunu oıuelığını, somu-
rüyü, kapıtalızmın çırkın ve gaddar yu-
zunu Ne çok şey oğrenıyorduk ondan
Ama aynı Çetın Altan, ınanılmaz bır do-
nüş yaparak yıllar sonra koşe donme fel-
sefesının oncüsu. emeğı, emekçılen de-
ğıl. zengınlerı seven Özal'ın yanında yer
alacak, topluma "AllaJTın ipine sanlın...
Benim memurum işini bilir" duzeyınde
mesajlar veren bu ınsanı ovecek. yucel-
tecek ve yıllar ıçınde toplumcu olarak ta-
nınan daha bırçoklan onun yolunu ızle-
yecektır
tlhan Setçuk 60'larda başlayan yazı
dedırtenbır sosyalıst ya-
zardır llhan Selçuk 30yılı aşanbırsure-
den ben bır tutarlılık abıdesı gıbı dımdık
ayakta kalmış. değışen koşullarda dun> a-
nın ve toplumun ıçme duş.tuğu bunalım-
larda ve uğradığı ışkencelenn ardından
hıç sarsılmamış, Sovyetler ın yıkılışının
ardından egemenlenn tum dunyaya da-
yattığı Yenı Dünya Duzenı'nı sağlıklı bır
şekıldedeğerlendıren, onun gerçek yuzu
nu ortaya koyan. yıllann yıpratmadığı.
tersıne. olgunlaştırdığı, Atâtürkgıbı bu-
yuk bır devnmcının ve onun gerçekleş-
tırdığı devnmlenn Turkıye'de sosyalız-
mın gelışımındekı oncu rolunu ozumse-
mış bır soylu yazar nıtelığını korumui}-
tur
Ugur \Iumcu,Turk toplumunda ve ya-
yın dunyasında daha sonrakı > ıllarda bır
yıldız gıbı parlayan genç. ınanclı bır sos-
yalıst olarak ortaya çıktı V urcklı, tutar-
Ulık sembolu, yurtseverlık anıtı yığıtçe,
korkusuzca doğrulann savaşını veren,
yolsuzluklann uzenne gıden Ataturkçu
buyuk bır yazar
Yılmayan, yorulma>an, eğılıp bükul-
meyen. belgesel. araştırmacı gazetectlı-
ğın eşsız bır temsılcısı, haksızlığa uğra-
yanlann, somurulenlerın, aldatılanlann
sozcusu, bağımsızlığın. antıempcryalız-
mın sımgesı Uğur Mumcu Her yazısı
bır coşku varatan, Turkıve'ye olduğu gı-
bı tum dunyaya seslenen. daha guzel, da
ha aydınlık, eşıtlıkçı banşçı, somurusuz
bır dunya ıçın yaman bır savaş veren bır
vuce ınsan K.ırlenmekte olduğuna yıl-
lardır bırlıkte tanık olduğumuz bır top-
lumda onun savaşçı, gur ve ınançlı scsı
bır umut, bır dayanak olmuştur Uğur
Mumcu'nun koşe yazarlığı yaptığı Cum-
hurivet gazetesini, aydınlanmanın savu-
nucusu Cumhunyet ı okumayıp kupon
gazetelennı yeğleyen ve aydın dıye nıte-
lenenınsanlarbenıdaırnaşaşırtmıştır İ>ı
nıyetlı b'r şaşkınlıktır bu Duşunen. du-
yan, uygar, çağdaş bır dunya ozlemını
taşıyan, emekten, aydınlanmadan yana
ınsanlann Uğur Mumcu'ya, llhan Sel-
çuk'a boşvermelennı, onlara yukandan
bakmalannı anlamak kolay değıldır
Mumcu">u dışlayıp kımı. Turk basının-
dakı koşe vazarlan arasında kımlen oku-
yorlardı ve yeğlıyorlardı acaba bu ust dü-
zey aydınlanmız Onlan okumayan,
yazdıklannı onemlı bulmayan, kücumse-
yen. tıddıye almayan aydınlara, sosya-
İıstlere çok rastladım Tıpkı Ataturk'u
umursamayan. bu eşsız dcvnmcıyı ku-
çumseyen hem de sosyalıstlık adına ona
karşı çıkan neredeyse adını ağzına al-
maktan utanç duyan sosyalıstlen tanıdı-
ğım gıbı Onlan şaşkınlık ıçensınüe de
olsa anlamaya. algılamaya çalıştım fır-
sat buldukça dınledım yazdıklannı
ozenle okudum Sağduyusuna guvendı-
ğım ınsanlardan yararlanma>a çalıştım
ıtıraf edenm kı bır açıklamaya ulaşama-
dım Benımaçıklamam bırkafakanşık-
lığı, bır zıhın karmaşası. bır kışısel buna
lım ve doyumsuzluk psıkolojısı ıçınde
oluşan komplekslerdır Buna kanıt ara-
mak ısteyenler LeventC'inemreve Ruşen
Çakır'ın hazırladığı "Sol, Kemali/me Ba-
kıyor" adlı roportaj kıtaba başvurabılır-
ler OradaTurkıye'nın unlu solculannın
goruşlennı ve duşuncelennı okumak sa-
nınm bunun ıçın tazlasıyla yetcrlı ola-
caktır Ben burada sadece ıkı ornek ver-
mekle yetınecegım Bır unlu ve uretken
solcumuz, Ataturk'u taklıt cdcn 12 hy-
lül'un başının bu taklıdınde çok başanlı
olduğunu çunkü Ataturk'un kendısının
de ondan farklı olmadıgını belırtmekte.
ardından lutfedıp her şeye karşın bu ıkın-
cısının daha vakışıklı ve akıllı gıbısıne
geldığını eklemektedır Otekı ytne çok
unlu vc çeşıtlı yapıtlar vcrmi!) vctencklı
bır solcumuz da Çerkez Etem'ın Ktırtu-
luş Savaşı na gore daha halkçı bır scçe-
neğıtemsıl ettığını Ataturk un bazı şey-
ler yaptığını -o da lutfedıyor- ama hata-
lannın sevabından fazla olduğunu ılerı
surmektedır Vazık kı, ulkemızde bu ay-
mazlık salgın bır hastalık gıbı yayılmış,
kuçumsenmeyecek sayıda kendısıne sos-
yalıst dıyen ınsanı etkısı altına almıştır
Psıkopatolojıye başvurmadan onlan an-
lamanın olanak dışı olduğu kantsında-
yım
Ilerıcılığı amaçlamış, sömuruyualt et-
meyı hedeflemış emekten, eşıtlıkten ya-
na bır dunya goruşune ınanmış bır sos-
yalıvtın dunyanın en buyuk devnmlenn
den bın gerçekleştırmış. polıtıkacılann
45 yıllık ıhanetıne karşın dırenen avak-
ta kalan /\nadolu aydınlanmasının ve bır
buyuk kulturdevrımının oncusu olmuş,
demokrasının, sosyalızmın onundekı en-
gellen kaldırmış, onların yolunu açmış
bır devrımcıyı görmezlıkten gelmesını
vorumlamak bence başka turlu mumkun
değıldır Vakın zamanlarda unıversıtede
yıllardırtutarlılığını dengesını koruyan,
ınançları sarsılmayan dayanıklı, dık baş-
lı ılkelı bırbılımadamı duşunadamıvc
sıya\etçı Mümtaz Soysal'ı faşıst ve mıl-
lıyetçı olarak tanımlayan hızlı ve genç
sosyalıstlere rastlıyorum
Aydınlarımi7i ve volculanmızı da ıçı-
ne alan tum bu umut kıncı ınsan manza-
ralan karşisında venı kurulan partı bana
umut venyor Hele onun genç vepırıl pı-
rıl apaydınlık bır kafaya sahıp olduğunu
gozledığımız başkanını bır televızyon
programında ızlemek benı gonendırdı
Partının yepyenı soylemınden umutlanı-
yorum
Bırdekorktuklanmvar Doğrusu Ata
turk karşıtlığını Pkk vandaşlıgını sıvıl
orgut ve dc\ lete muhaletet gerekçcsı ıle
serıatçı vakınlığını. ıkıncı cumhunyetçı-
lığı bcnımscmış sosyalıstlerden korku-
yorum 7O'lı yıllarda Sovyetler'e tek soz
soyletmeyen. bunu ıhanetle eş tutan
"Amerikalı gönince arkamızı donelim"
biçımınde dâhıyane sosyalıst evlemler
ıcat eden, Mustafa Kemal'ı bır burjuva
paşası sayıp Kurtuluş Savaşı nın ardın-
dan Marksızmı kurmadığı ıçın devrım-
lennı gerçekleştınrken demokratık dav-
ranmadığı saltanat ve hılafetı halka sor-
madan kaldırdığı hart devnmını halka
danışmadan yaptığı ıçın suçlayan, frak-
sıyonlara bolunup bırbınnı ınsafsızca ve
olçusuzce suçlayan sosyalıstlerden tena
halde urkuyorum Umut bağladığımız
yenı partının bu tur sağlıksız tutum ve
davranışlardan kendını arındırmasını dı-
lerım Bu davranışları benımscyen ve
surdurenler, bence, sosyalızmı doğru yol-
dan saptıranlar ve başansızlığa mahkûm
edenlerdır Umanm bu nıtelıktekı ınsan-
lar yenı partıde ağırlık kazanamayacak-
lardır Ben yargımda vanılmadığımı sa-
nıyorum Buna büyuk yazar Uğur Mum-
cu ıle bırlıkte İlhan Selçuk ve Mumta/
Soysal'ı tanık gostermek ıstedım Sevgı-
lı Uğur Mumtu senı daıma buyuk bır
sevgı, saygı ıle anacağız Sesın hepımı-
zın kulaklarında yankılanıyor Turkı-
ye nın tum ılencı guçlen ve sosyalıstle-
n senı daıma ozgurluklerıtjincan vermış
yığıt ınsanlarla bırlıkte özgurluğe adan-
mış bır top çıçek gıbı algılayacak, ana-
cak ve yaşatacaktır
Dovuştun, değı^medın
Kaçmadın tukenmedın
Bızım sesımızdın, bızlcr ı«,ın öldun
Senı hıç unutmayacağız Uğur Mumcu1
ARADA BIR
Prof. BAHRt SAVCI
Demokpasi İçreliğe
Dikkat!
Ben, kuramlar'.n dedığıne onem verınm
Bu ne demektır'' "Sıyasada, demokrasının kural-
lan ıçınde kalmak, bırgenel kuraldır" demektır Şım-
dı denebılır kı bunca dert, somut pratık onlemler
beklerken, soyut demokrası kurallannın labırentlen-
ne mı dalalım'?
Labırente gırmek değıl, ama somut onlemlerı de
demokrası ıçre almaktan kaçamayız
"Kuva-yı Mıllıyecı, Irade-ı Mıllıyecı" Mustafa Ke-
mal, bır Halıfe-Sultanlığı "munhezım-munkanz-mul-
ga" kılarak (yanı yok kılarak) cumhunyetı oluşturur-
ken, bır demokratık cumhurıyetın "ulusal kuvvetle-
n yapıcı-ulus ıstencını egemen kılıcı kuramlar" ıçın-
de kalıyordu Gucu de buradan gelıyordu
Ve boylece ınsanı kulluktan, toplumu ummetlılık-
ten kurtararak Batılı demokrasının ozgur ve toplum-
cu ozune ınme devınımlerıne gırme olanağı bulunu-
yordu
Şımdı de bızler, butun bunalımlardan, ancak "de-
mokratık pariamentarızm"kurum\an - kurallan - ılke-
lerı ıçınde kalarak çıkabılırız Yanı butun tutumlan-
mızı, demokrasının, onun da pariamenter yapı ılke-
lennın estetığıne uydurmak zorundayız Guniuk so-
runlarımızda da başbakana eşıt yetkılı başbakan
yardımcılığı "kabıne hukumet" sıstemının kendıne
özgu "tek" kurulluğuna aykırıdır
Bır de "sıstemın ıçınde "lık sorunu var Denılıyor kı,
var olan akımlarımız ve partılerımız, demokratık sıs-
temın ıçındedırler Tamam da herkesın, her partının,
sıstem ıçındelığı o kadar kuvvetie ılerı surulemez
Turkıyemızde semavılığın fanatıklık gomleğını gıy-
mış cezbelılerımız var Alt sosyal katmanları, sema-
vılığın vaıthğıyle avutarak bu cezbenın ıçıne çeken-
lenmız var Ulus egemenlığıne dayalı demokratık re-
jımımızı kaldırıp yenne doğgmaların duzenını getır-
mek ısteyenlerımız var Dınsel saf ınançları, kendı
yeryuzu sıyasalarının aracı olarak kullanan aşırı sağ
akımımız var
"Bunlar, Turkıyemız, Turkulusumuzıçındedırier
1
"
dıyerek "ıstedıklen demokrası dışı duzenı, gerekır-
se zorla-kılıçla gerçekleştırme hakkının sahıbıdır-
ler" dıyerek onlan demokratık sıstemımızın oğesı
saymak, o kadar kolay değıldır Bu, hem cumhun-
yet ve demokrası tanhımızın urunu ve de amacı olan,
o anayasalara bıle egemen olan sosyal paktımıza
terstır, hem de dunya demokrasısının ınsan haklan
bıldırgelerının temel ılkesıne aykırıdır (Bu temel ılke,
hıçbır hak veozgurluğun, demokrasıyı ımha ıçın kul-
lanılamayacağını vurgulayan ılkedır) Yanı, ınsanlann,
alt sosyal katmanların umutlarını hılelı yonlendırme-
terle demokratık sıstemımızı genye goturmeye (nc'ılı-
ğe) bır demokratık cevaz yoktur
Bu cevazsızlığı vurgulayan yerlı ve dunya mevzu-
atının dışında, Turkıye'dekı "mıllı ve manevı değer-
lere saygılılık" oluşturan ınsan oğesı yoktur, ancak
şerıatçılığa endekslenmış "kul" vardır Onda, bılım
kılavuzluğundakı bır yeryuzu toplumu ve toplumsal-
lığı yoktur Semavılığe endekslenmış "ummet" var-
dır Bu kul ve ummet, butun çağdaş değerierden, do-
ğanın bılımsel mutalaasının urettığı yeryuzu venle-
rınden uzaklaştırılmak ıstenır Dogmalarla çevrılır
Vıcdanlar alanındakı o sonsuz ınanç ozgurluğu de
takıyyetere bağlanır
Oysa kı Turkıyemız, ınsan oğesıne dayalı olan, bu
ınsanı bağımsızlaştırıcı ozgurluklerte donanımlaştı-
ran, yoksulluğu, semavılık avuntularıyla dengeleme-
yı bırakıp yeryuzu olanaklanyla gıderen bır us-bılım
demokrasısı ve onun salt çoğunluğunun ıstencıyle
oluşturulan yonetım sıstemı ıçındedır Bu sıstemı,
onun tersı olan boyutlarla değıştırmek ısteyenlerı,
nasıl demokrası sıstemı ıçınde sayabılırız'?
Anılann Izinde Kasım Gülek...
ŞİNASİ OZDENOGLUHukuk^u £
K
ısa bır sure once sonsu/luğa yol-
cu ettığımız, bır zamanların
halkçı ve renklı sıyasetçısı,
CHP'nın unlu Genel Sekreterı
Kasım Gülek'ın. demokrası ya-
şamımızda uç onemlı etkınlığı.
sanınz buyuk çoğunlukla teslım edılmıştır
Bunlardan bınncısı Ulkemızde sıyasetın
halkla bırlıkte yap\lması yontemının Gulek'le
başlamış olmasıdır Ikıncısı Gulek'ın, koy koy,
bucak bucak dolaşıp. onemlı yenılgılere uğramış
olan partısını, olaylı ve etkılı bır muhalefct ruz-
gârı estırerek ayakta tutmayı başarmasıdır Gu-
lek'ın bır uçuncu etkınlığı de Ulkesının "agre-
mansa"elçısı olarak yurtdışındakı hızmetlendır
Polıtıkacıların. yurttaş dıleklennı "Yenicesi-
garası paketinin arkasına" yazıp, unuttukları bır
donemın ardından. Kasım Gulek'ın 1950'de
CHP Genel Sekreten seçılmesı yerınde bırolay-
jdy, Temsılcılerının yuzunu görmeye ozlemlı
halk kıtleîenyle kaynaşmanın yeni yontemlerı-
nı uygulayarak ayağına çank çekıp(ığrenmeden,
çekınmeden) teker teker el sıkarak yurdun her
koşesını dolaşıp. halkın dılıyle konuşan dınamık
Genel Sekreter'ın, CHP'nın 1950ve 1954 "bu-
yük venilgiler'
>
'ınden sonra 19^7 başansındakı
buyuk etkınlığı yadsınamaz
Ulkemızde, polıtıkacının "el sıkma yönte-
mi",Gulek'e ozgu bır davranış olarak nıtelendı-
nlmıştır Bu davranışın kaynağını -> ıllar once-
sıne gıderek- şoyle anlatmıştı
Gulek, Paris'te sıyasal bılgıler oğrenımı gor-
mektedır lyı bır rastlantı, yıllar sonra Fransa'da
bakanlık, 1959'da başbakanlık yapacak olan
Mechel Debre'lerde pansıyonerdır Hukuk oğre-
nımı yapmakta olan Debre, Radıkal Sosyalıst
Partısf nde ucretlı memurdur Gunun bırınde
Gulek'ı partının kongresını ızlemeyc goturur
Lıder Herriot; coşkulu bır konuşmadan ve alkış-
lardan sonra delegelenn elını teker teker sıkıp
hatır sorarak ayrılır
Kasım Gulek. hemen orada karannı vermış-
tır Ulkesıne donunce polıtıkaya atılacak ve Her-
not'nun "el sıkma" yontemını uygulavacaktır
Turkıye'ye donüp 1940'tamılletvekılıseçılerek
uluslararası toplantılara katılınca Bay Herrıot
ıle dostluğu başlamıştır Gulek de artık unlen-
mış, bakan da olmuştur Edouard Herrıot Gu-
lek'e. sıyasettekı başansının sırrını sorduğu bır
gun, o da hemen "Sizden oğrendim. Secmenle-
rimin teker teker elini sıkarak başardım
T>
> anı-
tını venr
Atatürk hayranı, Fransa'nın Ulusal Meclıs
Başkanı Herrıot bu yanıta hem şaşınr hem de
duygulamr (Bır sure oncekı bır TV programın
da Gulek. bu el sıkma olayını ABD Başkanı
kı Parlamenleı
Roosevelt'ten oğrendıgını açıklamıştı Sanıyoruz
bu yanılgı, geçen uzun yıllann Gulek'e armağan
ettığın unutkanlıktan ılerı gelmıştır )
Yabancı dil hünert, geniş çevre
Kasım Cjulek'ın yabancı dıl konusundakı us-
tun yeteneğının. ona uluslararası toplantılarda
seçkın bır yer sağladığı kuşkusuzdur Turkıye-
AT Karma Parlamento Komısyonu'nun bır top-
lantısı sırasında, Hollanda'nıngenç Dışışlen Ba-
kanı Verterterp'le >an yana duştuğumuzde, bı-
ze ılk olarak Gulek'ı sormuş. sonra da onun Tur-
kıye'yı tanıtmadakı etkınlığınden ovguyle soz
etmıştı Gulek' ın yabancı dıl becensıyle ılgılı bır
anısını buraya aktarmadan geçemeyeceğım
NATO parlamenterlerı toplantılannın bırınde.
konuşmasına Fransızca başlayıp. Almanca sur-
duruyor ve ustun bır İngılızceyle tamamlıyor
KasınTGûiek TopJantıya katılan ve yenı seçıt-
dığıjçın kpndı ulkesının parlamentcrlennı ^etc-
nnce tanımayan genç bır İngılız mılletvekılı.
Gulek'ı kutladıktan sonra hcyecanla soruyor
u
Sor, si/ İngiltere'nin hangi bölgesinin milletve-
kilisinb?"
Gulek'ın yanıtı kısadır
"Benim iilkem Türkiye'dir."
Bırkaç yabancı dılı ustun yetenekle konuşan
Gulek, kendı dılıne ve halkının kulturune çok
onem venr. Turkçe konuşurken yabancı sozcuk-
ler kullanmamaya çok ozen gostcnrdı
Kasım Gulek, -kıskançlıkların da etkısıyle-
zaman zaman yanlış bır goruntuyle kamuoyu-
na "Amerikanvari hafifliklerin adamı" gıbı ta-
nıtılmak. ulkeyc yaptığı onemlı hızmetlen unut-
turulmak ıstenmıştır Mılletvekıllığı. senatorluk
ve Dakanlık gorevlerı vanında. ışte otekı bazı
gorev lerı Avrupa Konsevi Kurucu L'yeliği, Av-
rupa Konse>i \ssamWesi Başkartvekili, NATO
Parlamenterlen Kurulu Kurucu ü>esi ve Siyasi
Komisvon Başkanı. Birleşmiş Milletler Koreko-
mısyonu Başkanı vc Vtlantik Konsevi L vesi.
Gulek vearkadaşlarının sıvasal yaşamlannın
sondonemı İsmetPaşa'nınonlan C FİP Yuksek
Onur Kurulu na vcrmesıylebaşlar Buolay Ara-
lık 1962 de butun ulkede bır şaşma yaratmış,
Turk basını bu olav ı gunleae manşette vermış-
tır (Sıyasal tarıhımıze "S'lerda^ası^dıyegeçen
bu dramatık hukuk savaşımında rahmetlı arka-
daşım Av Kemal Sanibrahimoğlu ıle bırlıkte
Kasım Gulek Nihat Erim ve \>ni Doğan'ı sa-
v unduk Ihraçlar sırasında C umhunyet Senato-
su Onur Kurulu seçılemedığınden 3'lerle bırlık-
te hareket eden senator Turgut Gdle, > uksek
Onur Kurulu'na verılememış boylece "4'ler
olajTkamuoyunda "3'lerda\ası"dıyeanılmış-
tır)
O donemde yururlukte olan 1961 Anayasa-
sı'nın "^1 maddcsıyle "savunma hakki" kabul
edılmıştı ve C HP Tuzuğu nun 69 maddesı ıse
"Hakkında ceza veriiecek partili >azı \a da soz-
k kendini savunur" hukmunu ıçen>ordu
Turk ve Isv ıçre yuksek mahkemelerı kararla-
n da kışının savunma hakkının vageçılmezlığı-
nı v urguluyordu Tum bu guçlu kamtlara karşın,
mahkeme "tedbir" ıstemımızı reddettı Amacı-
mız Ihraç kararlarını "tedbir" yoluyla durdu-
rup, 3'lerın CHP Kurultayı'na gırmelerını. ger-
çeklerı orada açıklamalannı sağlamaktı Ancak
"tedbir" kararlanna karşı Yargıtay yolu açık ol-
madığı ıçın bu haksızlığa katlanmak zorunda
kaldık
3'lerl yılsurcyleCHP'dençıkarıldılar Busu-
renın bıtımınde yenıden \uvaya donduler \n-
cak bu kez Gulek'ı yenı bırdarbe beklıyordu Bu
kez. "kesin ihraç istemivle'" Yuksek Onur Ku-
rulu naverıldıve I963'te, omrunuadadağı C HP
tte Jİtşktst kesıldı
Senatorluğunun ardından. 1971'de yenıden
partısîne"3ohmek ıst?m1$se de bırzamanlar po-
lıtıkada yakın destek verdığı dostları buna en-
gel oldular Gulek, artık Turkıye'dekı sıyaset
çarklarında acımasızca yaralanmış bır "Yorgun
Savaş^rydı
Kasım Gulek ve arkadaşlarını adalet onunde
ınançla ve onurla savunduk Bu çetın hukuk sa-
vaşımı şu satırlann yazarına ıkı donem mıllet-
vekıllığıne mal oldu
Gulek'ın sıyasettekı bayı yanlış davranışlan-
nı hıçbır gun onaylamadık Zamanında u> anla-
rımız oldu Genel başkanlık umuduyla, Cumh-
riyetçi Cu\en Partisi'ne alınma gırışımlerının
sonuçsuz kalışı daha sonrakı yıllarda reddedı-
leceğını bıle bıle CHP yetkılılerıne ust uste baş-
vuruda bulunuşu ur.lu polıtıkacıyı yapratmış,
onu sevenlerı de uzmuştu
Kasım Gulek, kalbı ıyılıklerle dolu bır ınsan-
dı Kımseye kın tutmazdı Halkıyla ovunç du-
yar, ulkesını coşkuyla severdı
Kışılığını sıyasete adamış ınsan -bır başka uğ-
raşla polıtıkaya sırt çevıremıyorsa- o artık "ka-
nadı kınlmış bir kuş"tur Gulek'ın bakanlıkta,
ya dd partı yonetıcılığınde gozu yoktu Valnız-
ca parlamenterlık ıstıyordu Boylece, ulkesının
sesını dış dunyada duyurma olanağına kavuş-
muş olacaktı
CHP'de hak etmeyen pek çok kışıye sunulan
bu olanak. Kasım Gulek'ten csırgenmıştı Ve
ı,etın yılların savaşımcısı son gunlerını, Bahçe-
lıevler I Caddesı'ndekı evınde. şomınesınınba-
şında. ıbretle dolu yakın tarıhı sessızce. yaralı
bır aslan soyluluğuyla seyredecektı Sıra. yenı
kurbanlara gelmıştı Ve Gulek. butun bu oyun-
lann oynandığı arenada. > ıne sev gıy le anılatak-
TARTIŞMA
İnsan Haklan Derneği ve Şeriat
ndre
Mercier,
hak ve
ozgurluk
kavramlan
HOTEL
MANAGEMENTSTUD1ES
IN SWITZERLAND
Swıss and US Dıplomas
2&3 year Programmes ın Englısh
Transfer to Furopean and LS Unıversıtıes (BA BS)
^credıted b> ASFH and CCA VVashıngton DC
H l fJÎ HOTEL INSTITUTE1
* " MONTREUX
1^ avenue des Mpes CH-1820P
Montreux Suıtzcrland
Tcl (0211 % i '404 Fax (021) 963 8016
farklan şu şekılde
açıklamış Ozgurluk. daha
çok bırlıkte getırdığı bazı
guçlük ve engellere karşın
bır şeyde ısrar etme, onu
halletme ve aşma
olanağıdır Ozgurluk,
hıçbır şekılde bır kışının
her ıstedığını yapabılmesı
anlamına gelmez
Hak kav ramı. ancak odev
kavramıyla bırlıkte
duşunülürse
temellendınlebıhr
Odevler arttıkça. haklar
da artar Haklar ıkı
şekılde ortaya çıkarlar Ya
kabul gormuş bır kurum
tarafından yasal
kılınmıştıryada
ınandırma (ıkna),
gelenek, hatta şıddet yolu
ıle oluşan toplu bır
uzlaşma yolu ıle
yasallaştırılmıştır (1)
Bu tanımlamalara gore
ınsanlann davranışlan,
duşuncelerı toplum ya da
devlet yasalan taratından
sımrlanırsa ozgurluk
kavramı doğar Duyunç
(vıcdan) ozgurluğu buna
en lyı ornektır Bırey
olmanın gereklenndendır
duyunç ozgurluğu
Uğrunda çok savaşlar
verdığımız halde. hâlâ
ulaşamadığımız
ozgurluklerden bırısıdır
bu İnsan Haklan Derneği
de (İHD) sınırlanan
haklardan doğan
özgurluklerı savunmak
ıçın ortaya çıkmıştır
Şenata karşı olduğunu da
her zaman yaptığı
konuşmalarla belırtrrıştır
Uygulamalarında ıse çıfte
olçutlu (standartlı)
davrandı İHD
Şenatçı bır oğretmen, bır
oğrencısıne "fahişe"
dcyınce. okullardakı
şenatçı oğretmenlen
kınamak ıçın basına
demeç veren de İHD'ydı
Şenatçı duşuncelennden
dolayı ordudan atılan
subayların haklarının ıhlal
edıldığıne ınanan da
Bıryandan ınsanlann
duşunce ve ıbadet
ozgurluğune kanştığı ıçın
ordu suçlanıyor. ote
yandan şenatçı
duşuncelennden dolayı
bır oğretmen kınamyor
Bu ve bunun gıbı
uygulamalardakı
tutarsızlıklar İHD'nın
amacının uzum ycmek
değıl de bağcı dovmek
olduğunu duşunduruyor
Şenatçı duşuncenın
ozgurluğunu savunup,
bunu bır hak gıbı
algılamak yanlış olur
Çunku. haklar odevlen de
bırlıkte getırır Şenatçı
duşuncenın odevlen
arasında, ınsanlan baskı
ıle susturma, ummet
toplumu yaratma, kar>ı
çıkanlan acımasızca yok
etme sayılabılır Insan
haklannı savunmak ıçın
ortaya çıkan bır derneğe
yaraşan ıse laık duşunceyı
sav unmaktır
Şu an İHD'nın yaptığını
bır zamanlar İran'da
Halkın Mucahıtlen orgutu
yapmıştı Devnmcı
Islamıyet anlayışını
yayarak Ayetullah
Humevni'ye buyuk destek
vermışlerdı Sozumona
devnm sonuçlanınca,
partılen kapatılanlar.
oldumlenler. hapse
atılanlar, baskı ıle
sındırılenler ılımlı
Muslumanlar ıle sol
duşuncevı benımsemış
olan kışıler olmuştu Bu
kara devrımın
gerçekleşmesınde buyuk
katkıları olanlar. yok
edılmışlerdı
Gerek toplum kuralları.
gerekse yasalar tarafından
haklanmızın çığnendığı
bır donemdeyız
Haklarımızı savunacak
derneklere
gereksınımımız var Fakat
haklarımızı savunacak
derneklenn, Halkın
MucahıtlerıveTUDEH
Partisı'nın yaptıkları
yanlışlıkları \apmamalan,
laıklığe ınanmalan ılk
koşuldur Şenatın hâkım
olduğu ortamlarda ınsan
haklanndan soz etmek
olanaksızdır Buyuzden
Insan Haklan Evrensel
Bıldırgesı'nın IHD
taratından hem kılıç, hem
kalkan oiarak
kullanılmasına ızın
verılemez
(1) Menıeı Andre Insan
Haklarının Temellerı
Insan Haklarının Felsefı
Temellerı L lustararası
Semıneıı Hatetlepe
Unneısılesı Ya\ınlaıt
\a\ıma Hazııla\an
loanna Kuçuradı s 13-25
Gülhaıı
Do^rraıııacıoğlu
Çttrlu
PENCERE
Şinasi NahifHI Ardından
Pat dıye çıkagelırdı Şinasi Nahit, ne zaman nasıl
geleceğı belkı olmazdı O Ankara daydı, bız Istan-
bul'da 'Dolmuş' mızah dergısının yonetım yerı bır-
den şenlenır, ortalık bayram yenne donerdı
- Oooo Şinasi gelmışi
Şinasi gelmış demek, Ankara Istanbul'a gelmış de-
mektı 1950'lıyıllardayız Şinasi ısındıkça konyak ta-
dında anlatmaya başlardı
Ne anlatırdı''
Ne anlatırsa tatlı anlatırdı Gerçek mıydı dıle getır-
dıklerı, kurgu muydu"? Ne olursa olsun, takıp takıştı-
rır, bulup yakıştırır, ıkı uç fırça darbesıyle olağanus-
tu bır portreyı ortaya çıkaran usta ressam gıbı baş-
kentın kulısıne dalıp çıkar, çoğu zaman bu soyleşı Be-
yoğlu'nun alçakgonullu bır meyhanesınde son bu-
lurdu
•
Şinasi Nahıt onyargısız, gıllıgışsız, yaşamının kımı
donemınde ıçkıcı, ama her donemınde gazetecı olan
kışıydı, yaşamında hırs yoktu dostluk vardı, uçkâğıt
yoktu, uzenne yazı yazılacak beyaz kâğıt vardı, omur
boyu hıç değışmeden hep Şinasi olarak kaldı Gele-
ceğe gunumuzun basın yaşamını çızen bırkaç kıtap
bıraktı kı değerlerı ılerde daha çok anlaşılacaktır İs-
met Paşa'nın Mevhıbe Hanım'dan yana akrabasıy-
dı Şinasi, ama oyle bır halı de yoktu, Ankara'nın Ba-
bıâhsı Ruzgâriı Sokağın çocuğuydu
1933 yılında Atatürk, Pembe Koşk'te Şınası'yı gor-
muş yanına çağırmış
- Adın ne senın?
Şınası'
- Kaçıncı sınıftasın'7
- Orta ıkM
- Ilerde ne olacaksın?
Gazetecı1
- Gazetecı olursan hep doğruyu yazacaksın, soz
mu?
-Soz'
Şınası Nahıt "Gazetecı Olunmaz, Gazetecı Doğu-
lur" adlı kıtabında bu anısını anlattıktan sonra dıyor
kı "44 yıllık gazetecıyım, Ataturk'e verdığım sozu da-
ıma tuttum " Doğrudur Şınası mesleğınde yalan soy-
lemedı, bu yuzden kımı zaman kendısını mapusane-
de buldu
•
Yıl 1956
Şınası bır yazısından oturu ıçerde Dr HüsnuGök-
sel bu duruma uzuluyor Yalnız o değıl, Goksel ın uç
buçuk yaşındakı kızı Aslı ve altı buçuk yaşındakı oğ-
lu Azız de olayla ılgılenıyorlar Şınası'nın hapıshane-
lık resmını zamanın unlu dergısı Akıs te goren Aslı dı-
yor kı
- Baba, Şınası Amcam boyle hıç guzel olmamış,
kel gıbı bır şey Ona soyle de bır daha saçlannı kes-
tırmesın
1
Altı buçuk yaşındakı Azız durumu Ash'ya açıklıyor,
Şınası Amcası'nın hapıste olduğunu, saçlarının bu
nedenle kesıldığını anlattıktan sonra
- Ama merak etme, dıyor Şınası Amca hırsız fılan
değıl, gazetecı de onun ıçın hapse gırdı
Azız sonra babasına donuyor
- Gazetecıler hep hapse gırer değıl mı baba?
1956'dan 1996 ya geldık, gazetecı yalnız hapse
gırmıyor, polıste dovuıerek olduruluyor
40 yılda epey ılerledık
1
Şınası Nahıt'ın parlak yıllarındakı gazetecılık dun-
yası, uzak bırgalaksı gıbı ışıl ışıl kaldı Şınası'nın ozel
yeteneğı matbaa murekkebıne mızah katmasıydı
O gunlerde holdınglerın altına ağ gerdığı ıpte cam-
bazlık yapmak, basın mesleğınde olmayacak bır ış-
tı 1996'da medyanın tezgâhı para basarken tepe-
sınde hapıs ve olum dolaşan gazetecı "marjınal çev-
re "den çıkıyor, otekıler de bu durumu seyredıp ya-
nm ağızla eleştınr gıbı yaptıktan sonra egemenlerte
al takke ver kulah, ışın kıyağına kaçıyorlar
Şınası, basın tanhımızın en renklı sayfalarına unu-
tulmayacak anılar bırakarak bu dunyadan çektı gıt-
tı
Gule gule Şınası
NASIL BİR PARTİ NASIL BIR MUCADELE
Ayhan Gedız/Sergı Yayınevı
Partı ve Orgutlenme-Avrupa Sıyası Partılen -
Sovyetler Bırlığı'nın -Turkıye Sıyası Partılen -
Kemalızm nedır ne değıldır
Doğru orgutlenme ve çalişma bıçtm» nasıl
olmalıdır t
Butun kıtapçılarda
İstemeadresı Sergı Yayınevı 0232 483 72 22
Kabıle Dağıtım 0232 483 32 99
inkılapKıtabevı 0212 514 06 10
Guncel Dağıtım 0312 435 23 09
İ.U. KADIN SORUNLARI ARAŞT1RMA VE
UYGULAMA MERKEZİ
İSTANBUL KADIN KURULUŞLARI BİRLİĞİ
PANEL
GÜNDEMDE MEDENİ KANUN VAR
Açış konuşması: Prof Dr Bulent Berkarda
i U Rektoru
Oturum Başkanı. Prof. Dr. Necla Arat
I U Kadın Sorunlan Araştırma
ve Uygulama Merkezı Muduru
Konuşmacılar Prof. Dr Ergun Özsunay
I U Hukuk Fakultesı oğretım uyesı
Prof. Dr llhan Ulusan
I U Hukuk Fakultesı ogretım uyesı
Prof. Dr. Aysel Çelıkel
I U Hukuk Fakultesı Dekanı
Av. Nazan Moroğlu
Turk Hukukçu Kadınlar
Derneği Başkanı
Gösten: BALE
Menç Sumen yonetımınde
Devlet Opera ve Balesı Sanatçılan
Gun: 15 Şubat 1996 Perşembe
Saat: 1100 14 00
Yer I U Fen Fakultesı Konferans
Salonu VEZNECİLER
BL'RSA BİRİNCİ SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1995 1333
K Maraş Nurhak ılçesı Merkez Mahallesı 084/03 cılu
5^ sayfa 60 hanede nufsa kavıtlı Alı ve Zelı>ha'dan ol-
ma 1953 dogumlu Alıgul Sakallı hacır altına ahnarak
kendısıne Mustata Güvertın vası tayın edılmıştır
Keytıyet ılan olunur
Basın 7119!
Istanbul Unıversıtesı ndcn aldığım oğrencı karnemı
ka>bettım hukumsuzdur
LRSLI ORi\hR