Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYGARLIKLARIN İZİNDE. OKTAY EKİNCİ
Yüzyılın en büyük kent doruğu HABITAT-II, UNESCO'nun 50. yılında toplanıyor
En değerli lıaziııeıııiz kültür...
Kısa adı UNESCO (Unıted Natıons
Educatıonal. Scıentıfic and Cultural Or-
ganızatıon) olan Birleşmis Milletier Eği-
tijn.BilimvekulturOrgutu,BM vebağ-
lı bır uzmanlık kuruluşu oiarak >ıne eğı-
tım, bılım ve kultur alanında "dunya ba-
nşına katkıda bulunacak" bır uluslara-
rası ışbırlığını gerçekleştırmek uzere
1946 yılında kuruldu
Ozellıkle 1960'lardan sonra \e
1970'ler boyunca. ağırlıklı oiarak " 3 .
Dünya ÜlkelerTndeki" sorunlarla ılgı-
lendığı ıçın zaman zaman gelişmış Batı
ulkelennın hukumetlen tarafmdan "soJ-
culukla" (') suçlandı
O kadar kı ornegın ABD, UNES-
CO'nun gelışmekte olan ulkelerdekı eğı-
tım ve kultur projelenne katkı ve deste-
ğmden oturu sureklı buyuyen butçcsını
"Hur dünyaya karşı olan sivasi oluşum-
lara ekonomik vardım" şekîınde yorum-
layarak "kısıtlanması gerektiğJni" bıle
gundemegetırmıştı Nıtekım 1986'dada
yıne ABD. yanına İngiltere'vı dc alarak
aynı gerekçelerle UNESCO'dan çekıl-
dıklennı ılanettıler
Oysa kı UNESCO. temelde solcu ol-
duğundan ya da "sosyalûme egilimi bu-
lundugundan" falan degıl, ılgı konuian
ıçerısıne gıren eğıtım bılım ve kultur
alanlannda yeryuzundekı en cıddı \e ya-
şamsal s-orunlann, ozellıkle gen kalmış
veya gelışmekte olan ulkclerde yaşan-
masından oturu. "evrensel bir sorumlu-
luk" oiarak çabalannı 3 Dunva uzenn-
de yoğunlaştırmak zorunda kalmıştı
Âyrıca, ozellıkle "kültür" alanında
tum yeryuzu uygarlıklannın tanhten ge-
len bınlerce yıllık bınkımı de yıne ağır-
lıklı oiarak gelışmekte olan ulkelerdey-
dı \e bu zengın dun>a mırasının korun-
masından sadece o ulke halklannın de-
ğıl. aslında "tum insanuğın ortak yara-
n"soz konusuydu
l>te bu evrensel sorumlulugun karşı-
tıgı oiarak vıne UNFSCO'nun 20 vuz-
yıl uygarlık sovlemıne kazandırdığı
uluslararası kultur proıeiennın hıç ku:?-
kusuz en genış kapsamlısı "Dunya Mi-
ras Listesi" çalışması olmuştur
1994 yılının aralık ay ında Tayland'da
yapılan toplantıda Safranbolu'nun da ka-
tılması sonucunda Turkıye nın bugun "8
tarihsel merkeayle" yer aldığı UNES-
CO Dunya Mırası Lıstesı'nde. dunyada-
kı tum kıta ve ulkelerden yaklaşıİc 350
kadar uygarlık odağına dıkkat çekılıyor
Aynı zamanda ulusal ve uluslararası
yardım kampanyalanyla. tum ınsanlık
adına "öncelikle kurtanlması için" guç-
bıriığı çagnsı anlamına gelen bu evren-
sel mıras lıstesındekı ulkemızın dığer
merkezlen ıse şoyle sıralanıyor Kapa-
dokya, İstanbuL, Pamukkale, \anthos-
Leeton,Divriği lluCamü, Boğazkoy ve
NemruL. (ve Sarranbolu)
UNESCO'nun. yıne butun dunyadakı
350'ye yakın uygarlık merkezını koru-
mak ve kurtarmak ıçın sadece "kendi
butçesiyte" proje gelıştırmesı ve uygula-
ması elbette kı olanaksız 7aten asıl
Dunva insan yerleşmelen tanhinde çok ö/el bır veri olan kapadokva. geleceğe de esın kay-
nağıolmasıiçin l \ESCO'nun Dünya Vlirasılistesindeyeralıyor. Ncvar ki Purkiyebu essi/
zengintiğinehâlâsadece'ruristikgozle" bakıvor. lıpkı II \BIT\Trapomndaolduğugibi...
7
946
yılında
kurulan
UNESCO,
özellikle
gelişmekte olan
ülkelerin kültür
ve uygarlık
kimliklerini
yitirmemeleri
için 50 yıldır
çaba gösteriyor.
Türkiye ise
sahip olduğu
bunca zengın
mırasına ve
tarihsel
binkimıne
rağmen,
UNESCO'nun
evrensel
söylemine
ulusal kültür ve
kalkınma
politıkalannı
yansıtma
konusunda
nedense hep
çekımser
kalıyor...
amaç ve hedeflenen vontem de bu degıl
UNESCO bu çabalarıy la. ınsanlığın
ortak bılıncını ve sorumluluğunu ozel-
lıkle "kulturel sürekliliğin erdemleri'"
uzennde yoğunlaştırmava çahşıvor Ulu-
sal sorumluluklan "gezegenbilinci"ıçe-
rısınde evjeııs>el kultur davanı^masına
kazandırmaya gavrct edıyor
İşte bu nedenle de aslında kuruluş
amacındakı "dunva banşuia katkı" ere-
ğını ıçı boş sıyasal sovlemlerden kurta-
rarak "halklar arasında tarihten gelen
yaratıcılığın ortak yazgı birliğine'davan-
dırdıgı ıçın gostermelık bans savunucu-
lannın da artık tepkısinı çekıyor
Deyımyenndevse UNESCO, "tekku-
tuplu" ve uluslararası vağmaya davalı
bır yenı dunya duzenınc karşı "yuder-
ce ve binlerce kutuplu" ve vağma yerıne
uvgarlığın sureklılığıne onem \eren ge
leceğın banşçıl dunva duzenı ıçın yıne
tumkıtalardakı "insanlıkbirikiminrya-
şatmavaçalışan bır uluslararası dayanış-
ma orgutu olarak giderek onem kazanı-
vor
Bırleşmi!} Vbltetfer ın bu ozverılı ku-
ruluşu. gunumüzde ne denlı "etkisiz" go-
runurse gorunsun. orneğın Mısır ve Su-
dan'dakı Nübye tapınaklarının Assuan
Barajı golu altında kalmaktan kurtarıl-
ması ıı,ın başka yerlere taşınmasını sağ-
layan I960-I98Ö arasındakı 20 vıllık o
muthış çabasını dunva durdukı,a artık
ınsanlık unutmayaı.aktır Benzerşekılde
vervuzundekı kımı horlanan ve czılcn
halklann kulturel kımlıklennın ve tanh-
ten gclen gcleneklerının korunması yo-
nundekı (,alı^malarını da yıne ınsanlığın
unutması ve yadsıması mumkun değıl-
dır
Nevarkı butun bunlararagmen, buyıl
kuruluşunun "90. yılını" kutlayan ve
ABD ıle Ingıltere'nın etkın desteklennı
<,ekmelennın uzennden de "10 jıh" ge-
nde bırakan UNtSCO'ya karşı. Turkı-
ve'nın ve ozellıkle tılkemızdekı kulturc
bılıme ve uygarlığa duyarlı çevrelennın
yetennce ılgı ve yakınlık gosterdıklen-
nı soylemek zorolsa gerek
ilgınçtır, ornegın bır kısım "toplum-
eu" aydın çcvreler UNLSCO'yu hâlâ
"Batı gudümünde" ve BM'nın sıradan
bır yardım kuruluşu vb ımajlar ıçınde
değerlendırerek bu orgute soğuk bakabı-
lıyorlar ya da cn a/ından hıç değılse ıl-
gılenme gercksınmcsını bılc duymuyor-
lar Ama daha da ılgıncı. UNFSC O'nun
ne olduğunu ve ınsanlık ıçın ne denlı
onemlı <,abalar ıçensınde bulunduğunu
çok lyı bılen kımı çevrelerıse "iıstelikbu
konuda resnıen gorevli olduklan haldc".
bu uluslararası kuruluşla Turkıye'vı ve
bızlen daha yakın ılışkıler ıçensınde "ta-
nıştırma" konusunda hemen hıçbır şey
vapmıyorlar
Orneğın kultur Bakanlığı ıle eşgudum
ıçensınde ı,alışmalar vapması ıjereken
bır "UISESCO Türkiye MUli Komitesi"
var Ama tartışmasız değerlı uyelerden
oluşan bu komıtemızın ne gıbı etkınlık-
ler ıçensınde olduğunu, neler yaptığını
ya da planladığını bugune dek ne oğre-
nebılnış. ne de cıuyabılmış değılız Asıl
onemlısı kamuoyu da bu komıtenın yı
ne UNFSC O'nun gelıştırdıgı evrensel
kulturpolıtıkalannı ulkemızdede hıç de-
ğılse tartişmagundemınegetınlmesı ko-
nusunda ne duşundugunu ve neyı tasar-
ladığını bılmıyor
Boy le olunca da Turkıye, taşıdığı bun-
ea zengın kultur ve uygarlık bınkımının
"dunva banşı ve ınsanlığın ortak escnli-
ği" açısından taşıdığı onemın tarkına bı-
le varmadan. sahıp olduğu değerlere y a-
kışmayacak kultur ve kalkınma polıtıka-
lanyla 3 bın vıla doğru vozlaşarak yol
alıyor
Oysa yıne ozellıkle Turkıye'nın, he-
men tum alanlarda ulusal gundemıne
alıp tartışması ve değerlendırmesı gere-
ken çok onemlı UNESCO projelerden
bın vebelkı deen "\aşamsal**olanı. hıç
kuşkusuz "Kulturel Gelişmenin Dünya
On Vılı*" programı ve buna bağlı eylem
planıydı
8 Aralık 1986'da Bırleşmiş Milletier
Genel kurulu nta onaylanıp ılan edılen
kulturel Gelışmenın Dunya On Yılı,
1988*de resmen yururluğe konmuştu vc
1977*yc dek geçecek 10 yıl ıçınde tum
uye ulkelerın "kalkınmada kulturel bo-
>utu öne çıkaracaklarT bır gelışme po-
lıtıkasını ulusal soviemlenne vekararla-
rına vansıtmalannı ongoruyordu
Sınıdı aradan 9 \ı( geçtı ve bu onemlı
sıyasal kultur kampanvasının uluslarara-
sı sonuçlannı degerlendırmek ıçın gen-
ye sadece "1 yıP kaldı
Turkıye ıse yıne bu UNESCO kam-
panyası ıçın geçen 9 yılı tam bır ılgısı/
lık ve duyarsızlık ıçınde harcadığı gıbı
hıç değılse kalan bır yıl ıçerısmde "kul-
turel getişmeiçin" artık bır şeyler y apma-
nın hazırlığı da pek gozlenmıyor
Ovsa, "e\ sahibi" olmakla ov unduğu-
rnuz llazıran ayındakı HABITAI-II
Dunya kent Zırvesı nın gundemını bıle
temelde "uygarlıgın sua'kliüği" oluştu-
ruyor Buna karşın yıneoncelıkle UNES-
CO Mıllı k'omıtemız, Kulturel Gelışme-
nın Dunya On Yılı programındakı he-
detten orneğın "HABITAT Ulusal Rapo-
ru" çalışmalanna bıle taşımadığından,
Turkıye bu "altın firsatı" dunya kultur-
lerı ıçensındekı /engın ve evrensel ko-
numunu onc çıkaramadan "kaçınnak"
tehlıkc.sıyle de karşı karşıya kalmış go-
runuyor
'On yıl' programında sınıfta kalıyoruz...
Merkezı Paris'te bulunan (Nevv York'ta
degıl) BM UNESCO orgutunun ıkı
yılda bır toplanan genel konferansı,
1982 yılında Mexfco'dakı dunva
buluşmasında, ozellıkle 2 Dunya
Savaşı'ndan sonrakı kalkınma
polırıkalannın genel bır
değerlendırmesını \aparak, "yalnız
nkel ve maddi bir gelişmeye dayanan
kalkınma kavramının" artık terk
edılmesı gerektığıne dıkkat çektı
Cunku bu "sadece ekonomik
beklentilere dayaiı" polıtıkalar
yuzunden temelde uygarlığın on
koşulu olan "insan ve yarattığı kultur"
hızla yoksullaşıyor. boylece gelışmenın
süreklılığı de tehlıkeye gınyordu
"Kültür, her bireyin ve her topluluğun
yaşamında temel oğedir" saptamasını
vapan 1982 Mexıco Konferansı.
"hedefi insan olan kalkınmanın onemli
bir kulturel boyutu vardır" dıyerek
tum ulkelen bu yonde bır yenı
seferberlığe davet ettı
Konferansın çağnşını gundemıne alan
Birieşmiş Milletier Genel Kurulu da 8
Aralık 1986 tanhinde. "Kültürel
Getîşmenin Dünya On Vılı" başlıklı
bır evrensel eylem programının 1988-
1997 yıllan arasında yıne tum uye
ulkelerce yaşama geçınlmesını
onaylayarak resmen yururluğe koydu
UNESCO'nun desteğı ve onderlığınde.
"kalkuuna sureclerinde kultur
hoyurunu goz onunde bulundurmak"
ve buna bağlı olarak da "yaratma
veteneklerivlc kulturel vaşamı bir
butun olarak harekete geçırmek"
şeklınde ozetlenen "iki temel
eksenTl
uzennde yoğunlaştınlan 10 yıl
programı, uye ulkelerde bu yonde
genış bır "tartışma ve karar surecinin"
vaşanmasını ongoruyordu
Bunun sağlanabılmesı ıse hıç kuşkusuz
ancelıkJe yıne bu programın
jerekçelennı ve hedeflennı belırleyen
UN ESCO rarx>runun, uye ulkelerde
''ulusal dillere çevrilerek" ılgilı tum
•esmı. ozel \e gonullu kuruluşlara
lağıtımın yapılması, boylece
oplumun genış kesımlennın
)iigıiendınlerek ulke gundemıne
cazandınlmasıydı Turkıye'nın bu
jnemlı kampanyaya "kayıtsız"
.alması, daha 1988 yılında UNESCO
>elgelennın deyış yenndeyse
.amuoyundan "saklanması" ıle
>aşlamıştı UNESCO Mıllı
Comıtesı'ne Pans'ten gondenlen
UÎVESCO'nun kültür 10 \ılı programı "Bütiın kültiırier eşsaygınlıktadır'" divor. Buna karşın örneğin
Mardin'deki kent kimliği "gözden ırak" bir \oksulluğun baskısı altında sessizce yok olup gklhor.
Fransızca metınler ve kıtapçıklar, "dil
bilen" bırkaç komıte uyesının dışinda
hemen hıç kımseye duyurulmamış ve
dağıtılmamıştı OysalOyıl
programının oncelıkh başlıklan
arasında. "toplumun kulturel
kimliğinin tanınması ve
zenginleştinlmesi", "butun kultuıierin
eşsaygınlıkta destekJenrnesi".
"kalkınma projeierinde halkın katihmı
ve çıkarlanıun gozerilmesi" gıbı
ozellıkle Turkıye de yaşanagelen
sorunlar açısından buyuk onem taşıyan
ve yurt duzeyınde tartışmaya açılması
gereken kavram ve yakla^ımlar vardı
Istanbul'dakı MımarlarOdası
yonetıcılerı. 1989 yılında bu programın
yıne Fransızca bır kopyasını
"tesadüfen" gordukten sonra once
Turkçesını elde etmek ıçın gınşımlerde
bulundular Ne sar kı bunun
olmadıgını tark edınce kendı
olanaklarıyla tercumesını vapıp "e
Vayınlan'nın" da desteğı altında aynı
yaymevmden kıtap şeklınde basımını
gerçekleştırerek Turkıye kamuoyuna
armagan ettıler
Ne var kı on yıl programı bu şekılde
"kitaplastıktan" sonra bıle y ıne
UNESCO nun ulkemızdekı resmı
temsilcılennın gereklı ctkınlığı
gostererck boy lcsıne onemlı bır
evrensel kampanyayı Turkıye
uygarlığına rehber kılmak uzere
gorevlennı yaptıklannı soylemek
mumkun değıl
Başta Aziz Nesin olmak uzere bırkaç
duvarlı vazanmız ve aydınımız dışinda
da hemen hıç kımse şu geçen dokuz yıl
ıçınde Kulturel Gelışmenın Dunva On
Yılı ndan sozetmedı, ulkemızdekı
kulturel erozyonu korukleyen yağmaya
dayalı kalkınma vc kentlcşme
polıtıkalannın "bu programdaki
hedefler açısından sorgulanması"
yapılamadı
Oysa yıne 1989'un eylul ayında
Mımarlar Odası'nca Mardin'de
du7enlenen "Anadolu, Kültür \e
loplumsal Gelişme .Sempoz>umu~ndu.
Guneydoğu ıllennın dışinda Istanbul
Ankara ve Izmırden katılan çok sayıda
aydın. yazar, mımar. tanhçı ve bılım
adamı, sempozyumun 9 9 1989 tanhlı
sonuç bıldırgesınde Turkıye
kamuoyuna şu çağrıyı yapmışlardı
"Bugun Anadolu"da yaşanan kulturel
ve doğal çevre vağmasının, yuzlerce
yıldan bu yana rastlanmayan bir
tahribatı y urdun her vanına sarmış
bulunduğunu gorerek kultur
değerierinın çeşıtliliğini ve farklılığını
toplumsal gelışmenin onunde bir engel
değil, tersine daha mutlu ve demokratik
bir toplum yaratma surecinin
oianaklan olarak kabul ettığimid ve
kalkınma sureclerinde vıne kulturu
ekonomik, tcknolojik ve bilimsel
kalkınmanın uyumunu sağlayan " temel
harç saydığımuı (_.) ilan edivoru/."
Benzer şekılde orneğın Sulevman
Demirelde henuz "muhalefette"
olduğu 1990yıhndakı bır
konuşmasında, daha once kendısıne
UNESCO'nunKultur on yılı programı
gondenpyorumlamasım üteyen
mımarlara şoyle seslenmıştı
"Çeşitli medenivetlerin bu uıkeye
bıraktığı birikımı bız hor goremeyiz.
larıhı ha/ınderımızın bıkkınlığı
ıçensınde olarrtav ız. Tarihimizden
şıkâyetçı olamayız. İmar ve inşava e\et.
Ama kultur varlıklanmızın tahribine
havır, buna karşıyız. (...) Bu
yanl'şlıklann faturasını Türkiye
kulturu ile oder, dısanda hakfannı
kullanamayarak oder.." (13 Ocak
1990 Istanbul-SheratonOteh)
Evet, UNESCO'nun kuruluşunun 50
yılındayız ABD ve Ingıltere nın "Bu
örgut, sadece kalkınmakta olan
ülkelerin kulturuyle ilgileniyor^
dıyerek bunu kendı dunva
egemenlıklen onunde sakıncalı
gorduklen ıçın aynlmalannın
uzennden de 10 y ıl geçtı Bu arada en
onemlısı. yıne Turkıye gıbı
kalkınmakta olan ulkelerın tanhten
gelen saygınlıklannı evrensel
kımlıklenvle guçlendırmelen yonunde
eşsız bır eylem planı olan Kulturel
Gelışmenın Dunya On Yılı
programında ıse 9 değerlı yıl hemen
hıçbır şey yapılmadan gende kaldı
Şımdı artık butun bu boşa harcanan
fırsatlardan sonra vıne de son bır
olanak var, HABITAT-II Konferansı
Eğer Turkıye oncelıkle kultur ve tanh
bınkımının onemını ve ayncalığını
fark edıp bu uluslararası zengınlığı
dunya kent doruğunun tartışma
duzlemlenne bır "esin kaynağı" olarak
taşıyamazsa, HABITAT'ın ulkemızde
yapılmış olması da boşa harcanan bır
fırsat olarak gende kalacak Hem
bızım açımızdan hem de yıne bu
tanhsel birikımı dcğerlendırme
olanağından "yoksun kalacak" olan
dığerkatılımcı ulkeler açısından
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Savaş ve Barış
Eğer kultur, banşı savunmayı bırıncıl gorev dıye
benımsemezse, başkaca hıçbır gorevınde ınandırıcı
ve etkın olamaz
Ote yandan barış zamanlarında barıştan yana çık-
mak elbetsavsaklanmaması gereken amapekguç
olmayan bır çabadır Asıl çetın olan ıse, savaş tehlı-
kesının yoğunlaştığı, dahası gerçekleştıgı zamanlar-
da bıle barışı, onsuz olunamaz bır erdem nıtelığıyle
ve hıç yılmadan savunmayı surdurmelctır
Dunya tarıhı, savaşlara ve antlaşmalara tarıh duş-
mekle yetınır Savaşmak ısteyen yonetımlerın, halk-
larını savaş duşuncesıne bır uyuşturucuya alıştırırca-
sına nasıl alıştırdıklarından ıse pek soz etmez Tıpkı
o savaşlarda can verenlerın kımı zaman ne uğruna
olduklerını bıle bılmeyışlerını de kayda deger bulma-
dığı gıbı
Ta başlangıçtan bu yana savaşın ınsana çıkarttığı
hesabı tutmak, genelde yonetımlerın ve resmı tarıh-
lerın değıl, sanatın edebıyatın ve ınsanların bırbırıy-
le savaşma nedenlerının her şeyden once doğada-
kı duzene aykırılığının bılmcıne varmış gerçek aydın-
ların ışı olmuştur
Unlu Fransız tıyatro adamı Edmond Rostand'ın
oğlu olan Maunce Rostand, 1921 yılında yayımla-
nan "Öldurduğum Adam" adlı romanında B'rıncı
Dunya Savaşı'nda oldurduğu genç bır Alman aske-
rını unutamayan bır Fransız gencının kendı kendısıy-
le yaptığı amansız hesaplaşmayı ışler Genç Fransı-
za gore savaşta gerçekleştırdığı bu eylem, "gerçı
butun dunyanın afettıgı, ama kendı ıç dunyasının de-
nnlıklerınde asla bağışlanamayacak bır cınayettır"
Boyle bır eylemı butun dunya onayladığı, dahası yu-
celttığı ıçın, genç adama ışledığı suçun kefaretını
odetebılecek hıçbır "dunyevı makam" yoktur Genç
Fransız,şoyleder "Benıbağtşlasaydıeğer, Tann'nm
bıle haksız olduğunu duşunebılırdım " Savaştan uç
yıl sonra Almanya'ya gıden genç, admı bıldığı "oldur-
duğu adamın" aılesını bulur ve onlara kendını, olen
oğullarmın dostu olarak tanıtır Bu arada olen gencın
babasının Fransızlara duyduğu nefretın ne denlı bu-
yuk olduğunu gorunce, belkı oldurduğu ınsanın da
savaşa aynı nefretle katılmış olduğunu duşunerek
acısını bıraz olsun hafıfietmeye çalışır Gelgelelım an-
ne ona, olen oğlunun savaşa duyduğu nefretı ve hıç-
bır ayrım yapmaksızın butun ınsanlara duyduğu sev-
gıyı dıle getıren mektuplarım okuyunca, genç Fran-
sız, "duşmanlann" ıçınden kendısıne "en kardeş ola-
nını" oldurmuş olduğunu anlar
Maunce Rostand, bu romana dayanarak yazdığı
aynı adlı oyunun fınalınde, savaşta olen Alman gen-
cının annesının şu sozlerıne yer venr "Ben, kendımı
savaşta çocuklannı yıtırmış Fransız analanna, hıçbır
şeylerını yıtırmemış Alman analanna olduğumdan
daha yakın hıssedıyorvm '
Bu, resmı ağızların ya da kımı zaman resmı ağız-
lardan çok daha ılerı olçude savaş fanatığı olan med-
yanın değıl, fakat dogrudan ınsanlığın mesajıdır
Ozellıkle savaş tehlıkesınm yoğunlaştığı donemler-
de, savaşmak uzere olan her ıkı ulusa mensup bır
avuç sanatçı ve duşunur barıştan yana çıkmayı hâ-
lâ surduruyorlarsa, medyada çahşanlarm bunun kar-
şısında takınmaları gereken tavır, bu çabaları kuçum-
semek ya daetkısız kılabılecek başka nedenlere -or-
neğın "tıcan"nedenlere
1
baglamakdeğıl fakatola-
bıldığınce desteklemektır Çunku bu barış çabalan-
nı surdurenlerın amaçlan, en azından bır bunalımın
en yoğun saatlerınde bır kayalığa bayrak dıkerek
"haberparsası" toplama peşınde koşan medya or-
ganlarının amaçlan kadar 'tıcan" değıldır
1
"Sıvıl toplum"u agızlanndan duşurmeyen ama tı-
raj ve "ratıng" uğruna "Yarbana bır savaş'" anlayı-
şından da vazgeçemeyen bu çevrelere karşılık, ba-
rış mesajının Kardak krızının hemen ardından, "Bız
barış ıstıyoruz ve Yunanıstan 'a elımızı uzatıyoruz'" dı-
yen Genelkurmay Başkanı Sayın Org İsmail Hakkı
Karadayı'nın ağzından gelmış olması çok duşundu-
rucudur
1
Bır ulkenın kendı ulusal onurunu ve yararlannı ko-
rumak ıçın kararlı davranmak amacıyla atması gere-
ken kararh adımlar, barış çabalannı dışlayıcı gırışım-
ler sayılmak zorunda değıldır Albert Eınstein ın şu
sozu, barışın asla kendılığınden gerçekleşemeyece-
ğının en çarpıcı kanıtlarından bırıdır "Savaş uğruna
hıç karşı koymaksızın goze aldığımız ozvenlen, ba-
rış uğruna da goze almakla yukumluyuz
Savaş, gerçekleşebılmesı ıçın ınsanın ınsanlığını ve
kulturun kendısıne kazandırdığı butun değerlerı ar-
kasında bırakmasını koşul kılan bır durumdur Barış
ıse bır kultur ışıdır ve gende bıraktığı yırmı yuzyıla kar-
şın bunun bılmcıne varamamış bır kultur, kendını ın-
sanca bır kultur dıye nıtelendırme hakkını yıtırmış de-
mektır
Aktör Martin Balsam öldü
ROMA (RELTER) - Oscar odulu sahıbı Amenkalı
aktor Martin Balsam Romada bır otel odasında olu
bulundu Rıhtımlar Uzennde ve On Ikı Ofkelı
Adam" gıbı fılmlerdekı rollerıyle unlenen Balsam.
1964 yılında "1000 Soytarı fılmındekı roluyle En lyı
Yardımcı Aktor Oscan nı kazanmıştı karıyenne
•Rıhtımlar Uzennde tılmı ıle başlayan ve Alfred
Hıtchcock un Psycho (Sapık) "Breaktast at TıfTany"
(Tıffany de Kahvaltı) gıbı unlu fılmlerde rol alan
Balsam. 1985 vapımı St Elmosfıre ve son olarak
I995'te çevnlen 'Unknovvn Soldıers" adlı fılmlerde
yer almıştı
Savaş Dmçel'den 'Çok Sesli'
karikatürler
Kultur Servisi-Tıyatro sanatçısı Savaş Dınçel "Cok
Sesh" adını verdığı kankaturlerını Harbıye Muhsın
Ertuğrul Tıyatrosu Fuayesı'nde sergılıyor Pek çok
kıtabı resımleyen, oyunlara afı^ hazırlayan Dınçel ın
•Çalamadığım aletlen çızdım dedığı kankaturlen 25
>ubat tarıhıne dek gorulebılır
AtatüPk ve Kitap Sevgisi' paneli
Kültür Servisi- Kadıkoy Azı/ Berker Halk
Kutuphanesı'nde bugun saat 13 30 - 15 30 saatlen
arasında 'Ataturk ve Kıtap Sevgısf başlıklı hır panel
duzenlenıyor L'lusiararası Lıons ! 18-> Voı n
Cevresı Arşıv ve Kutuphane kt>nııtesı nın 1 Jı ıle
duzenlenen panele kattlmak ısteyenlcr ıçın
Rasımpaşa Mah Nuzhet Efendı Sok No
Kadıkoy
Beatles'tan bir yeni parça daha
Kultur Servisi - Ffsanevı topluluk Beatles, Free As A
Bırd' adlı parçadan sonra yenı bır sıngle daha çıkarttı
23 yıl aradan sonra bırarayagelengrup uyelen ıle
1980'de oldurulen John Lennon ın eskı kayıtlardakı
sesının bırlıktelığınden doğan bu parça "Real Love'
adını taşıyor 4 mart tarıhındc dunya muzık pıyasasına
sunulacak olan "Real Loveda. Paul Mc Canney unlu
rock'n roll kralı Elvıs Preslcy'ın basçısının kullandığı
gıtan çalıyor