Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13Ş4JBAT1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Jeım-Bip-Sen'e
:
suçlama
• İstanbul Haber Servisi -
Tüm Bel-Sen 3 No'lu
Şubesi, dün vaptığı yazilı
açıklamada lstanbul
Büyü Jcşehir Belediyesi ve
bağlı ilçelerdekı RP'li
belediyelerin seçim öncesi
•verdiktleri sözleri
tutma<iıkJannı belirtti.
Açıklamada '"Bem-Bir-Sen
adıyla. kurulan sendika tüm
RP'li fcelediyelerde olduğu
gibi K^artal'da da belediye
-başkamının açık koruması
_altında kayıt yapmakta.
Belediye başİcanı. işyerinde
_bu serıdika çoğunluğu
sağlamasa dahi sözleşme
'imzalayacağını söyledi"
denildi.
Yaşar Kaya'ya
mahkûmiyet
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 1 No'lu
DGM. kapatılan DEP'in
eski Genel Başkam Yaşar
^Kaya'yı. "bölücülük"
suçundan 101 milyon 825
bin lira ağırpara cezasına
mahkûm etti. Para cezas;.
"mahkeme tarafından tecil
edilirken. mahkûmiyet
karan. Kaya'nın tüm
aramalara karşın
bulunamaması üzerinc
•gazetede yavımJanarak
tebliğ edildı.
Harçları
ppotesto
• İstanbul Haber Servisi -
'Üniversite öğrencileri,
yükseköğrenim harçlanna
'yapılan zammı protesto
eylemlerini sürdürüyor.
İstanbul Üniversitesi
tletişim Fakültesi önünde
dün saat 13.30 sıralannda
toplanan öğrenciler
harçlara yapılan zamlan
kınayan bir basın
açıklaması okudular.
Ellerinde "Paralı üniversite
istemiyoruz" yazılı
pankartlar taşıyan
protestocular. daha sonra
.olaysız bir şekilde
jdağıldılar.
Sahte
diplomacılar
• ADANA(AA)-
Adana'da sahte diploma
düzenlemekten yargılanan,
aralannda erkek lisesi
müdür başyardımcısının da
bulunduğu, 13'ü natuklu 25
sanıktan 11 'i tahlıye edildi.
Adana 3. Ağır Ceza
MaHkemesi'nde dün
görülen davada, sanıklann
ifadeleri alındı. Mahkeme
heyeti. tutuklu sanıklardan
Ahmet Beyazıt, Yaşar
Göçmen, Hamza Kaplan,
Mustafa Kara, Hasan
Sankaya, Ramazan Kazar,
Tahsin Kekilli, Eyüp
Kütük, tbrahim Cinkara.
Necati Akaslan ve
Hayrullah Güvenç'in delil
yetersizlığinden tahliyesine
karar verdi.
Marcus için
Çiller'e başvuru
• İstanbul Haber Servisi -
Gazctecileri Koruma
Komitesi. basın kartı
yenilenmeyen Reuters
muhabiri Aliza Marcus için
Başbakan Tansu Çiller'e
baş\ urdu. Komite başkanı
William A. Orme Jr.
imzasıyla Çiller'e
gönderilen mesajda,
Marcus'un 1995 yilmın
sonunda basın kartınm
yenilenmesi için Basın
Yayın Enformasyon Genel
Müdürlüf ü'ne başvurduğu.
ancak 1996 Ocak ayında
birçok yabancı gazetecinin
kartlannın yenilenmesine
karşın Marcus'un kartının
yenilenmediği belirtildi.
Aczmendilere
dava
• İZMİR (Cumhuriyet
Bürosu) - Aczmendi
dergâhı açan ve daha sonra
polis tarafından gözaltına
alınan 3 kişi hakkında kılık
kıyafet ile tekke ve
zaviyelerin kapatılmasıyla
ilgili yasalara muhalefet
ettikJeri gerekçesiyle
soruşturma açıldı. Emniyet
sorgulan tamamlanan
sanıklar geçen cumartesi
DGM Savcılığı'na
gönderildi. Kapatılan
dergâhta yapılan
aramalarda Saidi Nursi'ye
ait yayınlar. Arapça
doldurulmuş bantlar ele
geçirildiğini belirten DGM
Raşsavcısı Abdulkadir
Âbacı. konunun DGM'nin
göre\ kapsamı dışında
olduğunun belirlendiğini
ve dosyanın İzmir
Cumhuriyet Savcılığı'na
görevsizlik karanyla
gönderildiğini belirtti.
İzmir Cumhuriyet Savcısı
Okay Güngör de sanıklar
hakkında dava açılacağını
belirtti.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, RP'nin suçlamalanna sert yanıt verdi:
Refah Partîsi saçmahyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit. RP'nin, ken-
dısınin I979'da "İran'daki İslam devrimi-
ni desteklediğT yolundaki savlannı, "saç-
malık" olarak değerlendirdi. Hükümet ara-
yışlan sırasında. adının gündeme getirilme
biçiminin kendisıni rahatsız ettiğini belir-
ten Ecevit, kendisıne görev verilmesi duru-
munda bunu "zaman sının ve dönüşümlü-
lük koşuluyla" üstlenmeyeceğini söyledi.
DSP lideri Ecevit, RP'nin kendisine yö-
nelik suçlamalan ile gündemdeki siyasi ge-
lişmelere ilişkin olarak Cumhuriyet'in so-
rulannı yanıtladı. Ecevit'in. sorulanmıza
verdiği yanıtlar şöyle:
- RP, Iran devrimini desteklediğinizi söy-
lüyor. Bu konudaki değerlendirmeniz ne-
dir?
- Büyük bir saçmalık. 1979'da başbaka-
nım, komşu ülkede rejim ve iktidardeğişik-
liği oluyor. Elbette "hayırlı olsun"diye bir
mesaj göndermemiz lazım. Dahadevrimin
ne olacağı belli değil, o sırada Komünist Par-
tisi bile var orada ve şöyle
demışim; "Komşumu/ ve
dostumuz İran'da yeni bir
döncm başlamışnr. Bu dö-
ncnıin kardeş İran halkına
hayıriı olmasını dilcrim."
Böyle bir mesaj gönderme-
mek anormal olurdu. Ben
rejtmi ne olursa olsun,
Iran'la iyi ılişkilere çok
önem veriyorum. Maalesef
bunu da hep engelleyen İran
oluyor. Gerek son şah dö-
neminde. gerek bu İslam
devrimi döneminde hep
Iran'dan Türkiye'ye bir
olumsuz bakış geldi; ama
ben öteden beri Iran'la iyi
ilişkilere büyük önem veri-
rim ve rejimi ne olursa ol-
sun o. bızi etkilemeye kal-
kışmamalan koşuluyla ken-
di iç sorunlandır. "Hayırlı
oteun"demişim. bunun ne-
resi İran devrimini destek-
liyor? RP için de olumlu
demeçler vermışim, o da
koalisyon kurmaya başlar-
ken. Ee ne diyeceğım? "Biz
anlaşamayız bu partivlc"
mi diyeyim? O sırada koalis-
yon kuruyoruz.
-1992'dede'Bizeenya-
kın parti RP" dediğinizden
söz ediyorlar, o nedir?
- Onu göremedim. şimdi
hatırlamıyorum neolduğu-
nu. Yalnız şunu söyledim
kı doğru. o parti de biz de
kendi farklı anlayışlanmız
doğrultusunda düzeni de-
ğiştirmek istiyoruz. Buyan-
lış değil. Ama RP ayn yön-
de. biz ayn bir yönde düzen
değişikliği istiyoruz. Onlar
RP'nin, 1979'da İran'daki İslam devrimini desteklediğini
öne sürdüğü DSP lideri Ecevit, bu iddiaya büyük tepki
gösterdi. Ecevit, sadece bir iyi niyet mesajı gönderdiğini
söyledi. Hükümet arayışlannı değerlendiren Ecevit, adının
gündeme getiriliş biçiminden de rahatsız olduğunu söyledi.
rejimi değiştirmek istiyor, biz ekonomik
sosyal düzeni değiştirmek istiyoruz. Dü-
zen değişikliği isteyen iki partiden biri odur.
doğru, bugün de aynı şeyi söyleyebilirim.
fçlerinde aklı başında insanlar var ama,
başta Erbakan'ın yalnız laiklik karşıtı tav-
n değil, birde hayalperestliği var. İslam di-
nan, İslam UNESCO'su, İslam NATO'su...
Bir İslam NATO'sunda İran, Irak, £uudi
Arabistan, Sudan nasıl bir araya gelebile-
cekler? Olacak şey mi? Tabii bunlar ciddi-
ye alınacak şeyler değil, ama Türkiye'de
iktidara oynayan bir partinin başkanının
böyle düşünceler öne sürmesi dünyada Tür-
kiye'nin itibannı yıkar. "Bunebiçimmem-
leket, iktidara oynayan birisi çıkıyor bunla-
n söylüyor" diye.
- Mcsut Yılmaz'la belirli ölçülerde devlet
anlayışı içindeki görüş birliğiniz, RP'yi ra-
hatsı/ediyorgaliba. Erbakan, hükümet ko-
nusunda, altyapısı hazır bir buluşma istiyor
görünüyor...
- Evet, bir de seçimi göze alıyor. Ben bir
teşhis koyamadım. Bu arada benim adımın
gündeme getiriliş biçimi de beni çok rahat-
sız ediyor. Sayın Mesut Yılmazbaşmdan be-
ri "Sizin başbakanuğımzı da biz kabul ede-
biliriz" diyor. Ama DYP'den öyle bir me-
saj gelmiş değil. Şiryandan karar alıyorlar
yetkili kurullannda oybirliğiyle, "Üçüncü
bir kişiye kesinlikle razı olmayız. Mesut \ı\-
maz bize Ecevit önerisini gctirirse reddede-
riz" diye. Zaten reddettiler. Ama diyorlar:
14
Ecevft'e görev verilir deo da bizegeiir, ken-
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
ANAP-RP koalisyonunda Erbakan'ın başbakanlığını tartışmayacaklarını açıkladılar
RP, soıuııt öneriler bekKyor
di başbakanuğı için öneride bulunursa yet-
kili kurullannuza götürürüz." Benim böy-
le bir talebim yok ki? Benim adımı ben
gündeme getirmedim. Sonra görev verilse
dahi, şimdi ben niye kapı kapı dolaşıp "Be-
ni başbakan yaparnusınız?'", diyeyim. Bcn-
den öyle bir talep gelmedi. Pekâlâ eğer ni-
yetleri varsa, iki parti aralannda anlaşırlar.
"Biz Ecevit'in başbakanuğı üzerinde birle-
şKtMTH" diye. O zaman vakit kaybına da ge-
rek kalmaz. Görev iade edecek de, Cumhur-
başkanı belki bana görev verecek. ben tur-
lara çıkacağım, neredeyse 45 gün dolar. Bü-
tün bunlara gerek yok. Sor.ra dediğim gi-
bi, benim böyle bir talebim yok, fakat bu
bana düşerse çok ağır bir görev tabii. Öyle
ben bir yıllık filan kabul edemem. 1 yılda
ekonomi düzlüğe çıkamaz zaten. Ben bir
öneride bulunmuştum Sayın Yılmaz'a, "Dö-
nüşümlü aanlıkta niye ilk vilı Tansu Çil-
ler'e vermiyorsunuz?'' dedim. Ekonomiyi
darboğaza onun sürüklediğini söylüyorsu-
nuz, doğru, o zaman bırakın da o darboğaz-
dan çıkış sürecini sağlasın.
Mesut Yılmaz'dan bir ses çık-
madı, fakat Tansu Çiller'le
birtelefon görüşmemizde "Siz
bunu kabul ederseniz, ben Sa-
yın Yıunaz'ı ikna etmeye ça-
hşmm" dedim. O dedi ki" "Ha-
yır, bir yılda düzlüğe çıkara-
mam,iki vü lazım" dedi. De-
dim ki: "SizEkim 1996\iase-
çim olmasını istiyordunuz, o
zamandemek ki biryılda eko-
nomiyi düzlüğe çıkirabilecc-
ginizidüşünüyordunuz?" Sa-
yın Çiller, "O akı ay önceydi,
ahj ay önce çok şeyler oİdu,
şimdi iki yıldan aşağı olmaz"
yanıtını verdi. Ama bana gc-
lince bir yıl. Olacak şey de-
ğil. Öyle bir görev bana dü-
şecek olursa tabii işi sağlama
bağlamak isterim.
- En az kaç yıl gerekir?
- Şimdi zaman sınınyla ve-
ya dönüşümlülük modeliyle
üstlenemem böyle şeyi. Dö-
nüşümlülük bizim ihtiyacı-
mız olarak gündeme gelmiş
değil ki. ANAP ile DYP an-
laşamadıklan için pek deola-
ğan olmayan öyle bir çözüm
gündeme gelmiş. Ama bana
görev düşecek olursa ben ni-
ye bunu dönüşümlü olarak
kabul edeyim? Bir süre ge-
çer, aralannda anlaşırlar, hü-
kümeti bozarlar. biz de ona en-
gel olamayız. Bozmadıklan
sürece de ilk kurulduğu şek-
liyle devam eder. Şimdi bir
yandan bir kriz programı, bir
yandan orta ve uzun vadeli
hedeflere yönelik bir prog-
ram. Ondan sonra da ben ken-
dimi biryılla sınırlayacağım.
Mümkün değil. lşte lOOgün-
de şunu yapanz, 500 günde
bunu yapanz, bunlar artık
inandıncı olmaktan çıktı top-
lum için.
- RP lideri, seçimin hcmen
ertesinde "Önceki dedikle-
rimi unutun" dedi, sonra bt-
• ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı eleştiren RP'li Şevket
Kazan, "Koalisyonu görüşmeyecek, hiçbir öneri
getirmeyecek, o zaman niye bu görüşme oluyor?" dedi.
dedi.ERGU1N AKSOY
ANKARA-RP
Genel Başkanı
Necmettin
Erbakan'la ANAP
lideri Mesut Yıbnaz
arasındaki
görüşmenin yanna ertelenmesi
çeşitli yorumlara yol açarken, RP
sıkı pazarlığa hazırlanıyor.
Yılmaz'dan somut önenler
bekleyen Erbakan. "Yann
dananın kuyruğu kopacak. ANAP
seçeneği ya devTe dışı kalacak ya
da sürecek" dedi. RP Grup
Başkanvekili Şevket Kazan da
Yılmaz'ı eleştirerek, "Hiçbir
öneri getirmeyecekse o zaman bu
görüşme niye oluyor? Herkes
akluıı başına toplasın"
Yılmaz'ın. "RP'ye koalisyon
önerisi ile gitmeyeceğim. Sadece
görüşeceğim"'açıklamasından
sonra Yılmaz'la dün yapacağı
görüşmeyi erteleyen RP lideri
Erbakan'ın, partisinin bugün
yapılacak grup toplanrısında
Yılmaz'a, "Somut önerilerle
geleceksen gel" çağnsında
bulunacağı öğrenildi. Partisinin
TBMM Grup Yönetim Kurulu ile
dün bir toplantı gerçekleştiren
Erbakan, hükümeti kurma
çalışmalan sırasında
olanaksızlann hepsinin
denendiğini vurgulayarak. "Biz
halkın beklediği, onun dertlerine
çare olacak bir hükümotin
kurulması için elimizden gelen
gayreti göstereceğiz" dedi. Yann
yapılacak görüşme için hazırlık
yaptıklannı belirten Erbakan, dün
yapılması gereken görüşmenin
daha iyi hazırlık ortamının
yaratılması için ertelendiğini
bıldırdı. RP Grup Yönetim
Kurulu'nun basına kapalı olarak
yapılan bölümünde de Erbakan'ın
kurmaylanna şunlan aktardığı
bildirildi: "Yannyapılacak
görüşmede dananın kuyruğu
kopacak. Sayın V ılmaz'ın
getireceği teİdifleri göreceğiz.
Halkı malamanın anlamı yok.
Mesut Bey, dönüşümlü
başbakanhk teklifi ile gelmeyecek.
Geleceğini dc sanmıvorum. Yann
RP-ANAP koalisyon hükümetinin
kurulup kunılmayacağı
netleşecektir. ,\NAP seçeneği ya
de\reden çıkacak, böylece biz de
başka seçeneklere bakacağız.
Sayın Yılmaz'a 'Önce bu işe var
mısınız'.
r
diyeceğim. Eğer yanıtı
'Evet' olursa hemen ilkeleri
belirle>eceğiz. Daha sonra bunu
kamuoy una deklare edeceğiz."
ANAP liderini eleştiren Kazan,
"Koalisyonu görüşmeyecek, hiçbir
öneri getirmeyecek, o zaman niye
bu görüşme oluyor? Türkiye'nin
sorunlan ortada, herkes akünı
başına toplasın" diye konuştu. RP
Grup Başkanvekili Necati Çelik
de ANAP'la bir restleşme içinde
olmadıklannı savundu. Olası bir
RP-ANAP koalisyonunda
Erbakan'ın başbakanlığını
tartışmaya açmalannın olanaksız
olduğunu belirten Çelik, Ecevit'le
sık sık görüşen Yılmaz'ı eleştirdi.
Çelik, "Hükümet kurma
çalışmalannı engelleyen bu
partiler halkın karşısma çıkıp
nasıl oy isteyecekler? Sayın
Ecevit'in tavn bizde hayal kınklığı
yaratnuşür" dedi.
razsertkşti.Siz,"Nekadarde-
ğişti. ondan emın değilim"
değerlendirmesini yapmıştv-
nız. Sanıyorum zaman sizi
haklı çıkanyor burada değil
mi?
- Evet. Bakmayın böyle
söylüyoruz ama, bir yandan
o yumuşak üslubu sergilerken
bir yandan da asıl niyetini
gösteriyordu. lşte hepsinin
sırtvnı sıvazlanz, gel karde-
ş:m. gel hele, deriz, tuzağa çe-
keriz. Belliydi, kendini tuta-
madan açığa vuruyordu bun-
lar. Fakat tabii ANAP'ın içı
kanşık. Bir yandan BBP fak-
törü var, bir yandan RP eği-
limli ANAP'lılar var. Taba-
nında laik, çağdaş düşünce-
li bir kesim de var. Seçim ka-
çınılmaz olursa DYP'nin de,
ANAP'ın da çok zaranna ola-
cağı kanısındayım.
Geç emekliliğin faturası SSK'ye kesildi. Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatıldı
SSK'de bakan-bürokrat kavgasıGUNEŞGÜRSON
ANKARA-Emeklilikyaşmın DYP-CHP
koalisyonu döneminde arttınlması girişim-
lerinin faturası, SSK'ye kesildi. Koalisyon
döneminin 5. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı MustafaKuLemeklilikyaşının art-
tınlması konusundaki açıklamalannın ardın-
dan. SSK Genel Müdürü Kemal Kıhçdaroğ-
lu hakkında, birden fazla konuda soruştur-
ma başlattı. SSK Yönetim Kurulu üyesi \e
Genel Müdür Yardımcısı YusufHatayÖnen
ile Inşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Tun-
cerGüler de Kulun talimatı üzerine, hak-
lanndaki yolsuzluk iddialan Teftiş Kum-
lu'nca saptandısı gerekçesiyle açığa alın-
dı.
Kul'un, Mehmet Moğultay'ın bakanlığı
döneminde göreve getirilen Kılıçdaroğlu
ile Önen hakkında başlattığı soruşturma ve
görevden alma işlemleri, "parti içi çekişme-
nin hesaplaşması" olarak nitelendirildi. Ça-
lışma Bakanı Kul. "Gazetelerdeboy boyya-
zılan iddialar var. Yapılması gerekeni yap-
tım. Parti içinde çekişme söz konusu değil"
dedi.
Önen ve Güler hakkında Teftiş Kuru-
lu'nun daha önce başlattığı incelemenin ta-
mamlanması üzerine, soruşturma açılması
için Teftiş Kurulu'na onay veren Kul, "Bü-
rokrat, bakanın karannı savunmak, siyasi
otorite ile aym dili konuşmak zorunda" de-
di. SSK Genel Müdüıü Kılıçdaroğlu hak-
• SSK. Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Yusuf
Hatay Önen ile Inşaat ve Emlak Daire Başkanı Tuncer Güler açığa
alındı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul, iddialar
nedeniyle yapılması gerekeni yaptığını söyledi.
satan Kul. bu komisyonun çalışmalannın "di-
ğer CHP'li çalışma bakanlannı zan altında
bırakıp bıraknıayacağı" sorusuna ise "Böy-
le bir şey söz konusu değil" yanıtını verdi.
Bakan Kul tarafından, emeklilik yaşı ko-
nusundaki açıklamalan nedeniyle, sözlü ve
yazılı olarak uyanlan KıJıçdaroglu hakkın-
da başlatılan soruşturmalar, kurumda sı-
kıntı yarattı. SSK Yönetim Kurulu, Kul'un
karannı 'politik' olarak nitelendirdi.
SSK Yönetim Kurulu üyesi Halil Tunç,
geçmişteki kurum yöneticilerinin siyasi ik-
tidara teslim olduklannı anımsatarak "Şim-
di, onun acısını çekiyoruz. Politikacılann,
kuruma müdahalesine taraftar değttun" de-
di. Kılıçdaroğlu'nun. kurumun en başanlı
yöneticilerinden biri olduğunu ifade eden
Tunç, siyasilerin müdahaleleri nedeniyle
kurumun içinde bulunduğu duruma geldi-
ğini vurgulayarak "Politik amaçlıatamalar
ve başka bazı kararlar, Yönetim Kuru-
lu'ndan dönmeye başladı. Kurumu bu ha-
le düşürenler, polhikacılar. Emeklilik yaşı
konusunda yapılan açıklamalar ise işin ba-
hanesi
n
diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu da ANKA'ya yaptı-
ğı açıklamada, yapılacak soruşturmalarla
kında, 'k'irurriun içinde bulunduğu finans-
man sorunlan. sağlık hizmetlerindeki aksa-
malar, emeklilere yapılan fazla odemeler
hakkında bilgi > ermemesi >e emeklilik yaşı
konusunda kadınlar için 60,erkekler için 65
yaş uygulamasına geçümesi konusunda ba-
sına yapüğı açıklamalar' yüzünden ayn ay-
n soruşturma başlatıldı.
Kul, Kılıçdaroğlu'nun. sosyal demokrat
birpolitika izlemek yerine. "SSK'ninözel-
leştirilmesi" yolunda uygulamalan olduğu-
nu da ileri sürerek, "Genel Müdürü açığa
almadım. İsteseydim, açığa alırdım. Her za-
man, >-argısız infazlara karşn ım. İddialar ke-
sinleşmeden açığa almak,yargKtz infaz olur-
du" diye konuştu. Emeklilik yaşının arttı-
nlmasımn 'hükümet politikasT oiduğunu
ve bu konuda sadece "sryasi otoritenin' ka-
muoyunu bilgilendirme yetkisi bulunduğu-
nu ifade eden Kul, Kılıçdaroğlu'nun bu ko-
nuda siyasi otorite tarafından verilen kara-
n 'savunmak zorunda olduğunu' söyledi.
Kul'un karanna tepki
TBMM'deCHP-DYPdöneminde kurum-
da yapılan yolsuzluklar hakkında araştırma
yapmak üzere komisyon kurulduğunu anım-
SSK'nin temel sorunlannın açığa çıkaca-
ğım belirterek kurumun yeniden düzenle-
nebilmesi, eksikliklerinin giderilebilmesi
açısından bundan ilk önce kendisinin mem-
nunluk duyacağıın kaydetti.
Yolsuzluk iddiasına yanıt
Görevden alma işlemlerinin ardında, SSK
Kartal ve Göztepe hastanelerinin kapasite-
lerinin arttınlmasına ilişkin ihalelerde, Mo-
ğultay'ın akrabası olan birmüteahhit ile es-
ki SHP İstanbul ll Başkanı AliÖzcan a "ay-
ncalık tanınması" iddiası ortaya atıldı.
Kul'un talimatı üzerine, dün açığa alı-
nan SSK Yönetim Kurulu üyesi ve Genel
Müdür Yardımcısı Yusuf Hatay Önen iddi-
alan yalanladı. "Bakan, bizi yemeye karar
verdL TBMM KİT Komisyonu'nda ele alı-
nan ve bir şey çıkmayan bir konuda suçla-
mayapdıyor"diyen Önen, SSK Kartal Has-
tanesi'nin kapasitesinin arttınlması işlomi-
nin 18 ay önce ve ucuza yapıldığını anım-
sattı. Önen. "18ay önce KİT Komisyonu'nda
tartışıldı. Bir şey çıkmadı. Bakan bize sah-
tekâr diyemiyor. Yüzakımızla, az parayla iş
yapük diye, bizi görevden alıyor" diye ko-
nuştu. Önen, kurumun iş yaptığı firmala-
nn Bayındırlık Bakanlıgı'nın bu konudaki
standartlan doğrultusunda seçildiğini de
ifade ederek "Madem öyle, 18 ay önce niye
görevden afanadıiar. Parti içi çekişrnelerin yan-
sunası söz konusu. Bizim verimize uşak getir-
mek istiyorlar" dedi.
POLMKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Cin...
Bir anne ve bir de teyze...
11 yaşında bir çocuk...
Anne Nezahat Biçer, teyze Ayfer Ertunç...
11 yaşındaki Sevgi Biçer hasta.
Baba Jandarma Uzman Çavuş Tamer Biçer, kı-
zını doktor yerine 'cinci hocalara 'götürüyor...
Sevgi Biçer, Milas Atatürk Ilkogretim Okulu 4-D
sınıfında öğrenci...
'Cinci hocalar', 11 yaşındaki Sevgi'nin iyileşme-
si için 'cin çıkarma' yöntemi öneriyorlar...
Diyorlar ki:
"Bu çocuğu cinler basmış. Cinleri kovmak için ba-
şına vurmak gerekir..."
Olayın bir başka boyutu da var.
Milas'ta Gazipaşa Mahallesi'ndeki askeri lojman-
larda oturan Jandarma Uzman Çavuş Tamer Biçer
ve ailesi, evlerinin 'cinli' olduğuna inanmışlar.
Arkadaşımız OlcayAkdeniz'in anlattığına göre bu-
rada oturan Tamer Biçer'in meslektaşları 'cin var"
gerekçesiyle başka mahalleye taşınmışlar...
İlkokul öğrencisi Sevgi, 'cinci hocalara' götürül-
meye başlanıyor bir süre önce. Yörenin özelliği ge-
reği 'büyücü, falcı' çoktur buralarda. Kimi hocalar
vardır ki kanserden belfıtığına, ülserden kırığa dek
her türlü hastalığı tedavi ettikleri söylenir. Yıllar ön-
ce bir önemli asker, hasta eşini bu yöredeki hoca-
lardan birisine götürdüğünü kendisi anlatmıştır ga-
zetelere...
Küçük Sevgi, içine kapanık bir çocuktur. Okul
Müdürü Hüseyin Kalaycı, sınıf öğretmenı Saibe
Çam, Sevgi'nin sessiz ve içine kapanıklığına kar-
şın çalışkan bir öğrenci olduğunu söyleyıp ekliyor-
lar:
"Ama biz Sevgi'nin uyumsuz bir davranış içine
girdiğine hiç tanık olmadık..."
Aileye yöredeki 'cinci hocalar'ca Sevgi Biçer'in 'cin-
ler tarafından kuşatıldığı' söylenince ne yapılacak?
Elbet, cinci hocaların söyledikleri...
• • •
Anne Nezahat ile 19 yaşındaki lise mezunu tey-
ze Ayfer, beş gün önce 'cinci hoca'mn söyledikle-
rini uygulamaya karar veriyorlar. Anne ve teyze,
Sevgi'yi evin odasına kapayıp baba Tamer Biçer'e
de şöyle diyorlar:
"Sen dışanda kalacaksın. Eğeriçenye girersen cin-
ler kaçmazmış..."
Baba salonda kalıyor...
Sevgi'yi odaya kapatan anne ve teyze 'cinci ho-
ca'nın yazdığı duaları okuyarak 'cin çıkarma' işle-
mine başlıyorlar...
11 yaşındaki Sevgi'nin başını duvara vuran anne
ve teyze, oldukça mutludur artık. Çünkü 'cinci ho-
ca', Sevgi'nin cinlerden böyle kurtulacağını söyle-
miştir...
Az sonra çığhk sesleri ortalığı inletmeye başlar. An-
ne ve teyze, Sevgi'nin başını duvara vurdukça kü-
çük kız bağırır:
"Yapmayın, vurmayın!.."
Anne Nezahat ve Ayfer'in sesleri duyulur:
"Cinlerikovuyoruz, cinlergidiyor..."
JW
Cinci Hoca; baba, anne ve teyzeye şöyle derriiş-
tir:
"Çocuğun kafasını duvara vunırken bağınp ağ-
larsa cinler kaçıyor demektir..."
• • •
Cin kovma işlemi iki saat sonra biter..
Artık Sevgi'nin çığlıkları dinmiştir.
Anne ve teyze, odadan dışarı çıkar...
Baba sorar:
"Cinler gitti mi?"
Anne ve teyze yanıt verir
"Evet, kovduk hepsini..."
Cinler gitmiştir, ama Sevgi de ölmüştür. Eli yüzü
kan içindedir. Olaya polis elkoyar, Gumhuriyet Sav-
cılığı soruşturma başlatır. Anne ve teyze, ManisaAkıl
ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilir...
Bu birdramdır...
Jandarma Uzman Çavuş Tamer Biçer, hâlâ inat-
la şöyle demektedir:
"Kızımı cinler öldürdü!.."
Kızını cinlerin öldürdüğünü söyleyen kişi bir as-
kerdir. Cinlere, hocalara inanan bu kişi, Milas Jan-
danma Komutanlığı'nda görev yapmaktadır.
Şimdi birtoplum düşünün ki, 2 bin yılına dört ka-
la 'cinci hocalardan, 'büyücü ve üfürükçü'\erüen
çare anyor ve kendi öz çocuklarını başını duvara vu-
ra vura öldürüyor...
Bu olay, bir Ege ilçesinde yaşandı....
Benzeri olaylar, Istanbul'un varoşlarında da yaşa-
nıyor...
Türkiye'yi ortaçağın karanlığına çekmek isteyen
'modern yobazlar'\n geceleri televizyon ekranlann-
daki konuşmalarını dinlerseniz ülkenin nereye gitti-
ğine sizler de tanık olabilirsiniz...
Nazarlıkla dolaşan popçulan, muskayı boynundan
çıkarmayan futbolcuları, cinlerle avunan politikacılan
olan bir toplumda daha çok Sevgi'lerölür...
S A L I T O P L A N T I L A R I
ÇOK PARTILI DUZENIN SO. YILINDA TÜRKİYE
GLOBALLEŞMENIN
KÜLTÜRE ETKİSİ
ŞAHIN ALPAY
KONUSMACILAR
FARUK BIRTEK. HALUK ŞAHIN
13 ŞUBAT 1996 SAAT: 18.30
YAPI KRrıDI
KÜLTL R
MERKEZI
Yıpı Kredl Sermei Çlfur KOtüphanesl
Isbklâl Caddes 2S5 Be^Jlu 80050 ISOHUJI Telefon- (0212; 2SZ 47 00/440-245 20 41
Salı Topıanttlan'nı. isteyen herkes ûcetsız olarak ızleyeöıtır
>AP|WKREDi