Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13SUBAT1996SALI
HABERLER
Demirel ve
Erbakan davaları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 6. Asliye
Ceza Mahkemesi, HADEP
Altındağ ilçe kongresinde
yaptığı konuşmada
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e hakaret ettiği
gerekçesiyle 3 yila kadar
hapis cezası istemiyle
yargılanan Tevfik Kaya'nın
gıyaben tutukJanmasına
karar verdi. Ankara 2.
Asliye Ceza Mahkemesi de
RP ve Necmettin Erbakan'a
hakaret ettikleri
gerekçesiyle yargılanan
Milliyet gazetesı yazan
Memduh Samuray
Bayraktaroğlu'nun gıyaben
tutuklanmasını
kararlaştırdı.
TBMM
Içtüzük taslağı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM Başkanı
Mustafa Kalemli'nin,
TBMM lçtüzüğü'nün 20
maddesini değiştiren
taslağı, siyasi parti
gnıplannın ıncelemesine
sunduğunu bildirdi.
Kalemli, dün
gerçekleşririlen TBMM
Danışma Kurulu
toplantısının ardından
yaptığı açıklamada,
bütçenin genel kurulda
daha kısa sürede
görüşülmesi için idarenin
görüş biriiğine vardığını
söyledi. Kalemli, erken
seçim nedeniyle hazırlanan
geçici bütçenin süresinin
nisan ayında dolacağını
anımsattı.
MHP'den
ANAFa ret
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -MHP Genel
Başkan Yardımcısı Tuğrul
Tûrkeş, olası bir erken
genel seçimde ANAP-MHP
ittifakını düşünmediklerini
belirterek, "Türkeş
ayçiçeği, Mesut da güneş
değil. Seçimde ittifak
mevzubahis olamaz" dedi.
Tuğrul Türkeş, olası bir
erken genel seçime tek
başlaına gitmekte karar!ı
olduklannı söyledi. MHP
Genel Sekreter Yardımcısı
Akkan Suverde MHP'nin
kendi liden dışında hiçbir
siyasi parti Jiderini
destekleme karannda
olmadığını söyledi
Müfciyeliler'de
yeni yönetim
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Mülkıyeliler
Birliği Genel Kuruiu'nda
yapılan seçimde Alper
Aktan Yönetim Kurulu
Başkanlığı'na seçildi. tki
ayn listeyle gidilen seçimde
Hürol Sarp 200 oyda
kalırken, Aktan'ın listesi
449 oy aldı. Yönetim
kurulu üyeliklerine Hasan
Tahsin Benli, Selçuk
Göralcan, Yılmaz Tan,
Mehmet Kesimoğlu, R.
Aşkın Türeli, Ali Çolak
seçildiler. Mülkiyeliler
Birliği Vakfi Yönetim
Kurulu üyeliklerine de
Oğuzhan Gökalp ve geçen
iki dönem 2. başkanlık
yapmış olan Salih Er
getirildi.
sağlığa da el attı
• ANKARA (ANKA) - Iş
dünyasının birçok alanında
şirketleri bulunan
Nakşibendilerin lideri
Mahmut Esat Coşan,
sağlığa da el attı. Coşan,
sağlık tesisleri oluşturmak
için Istanbul'da şirket
kurdu. "Zinde Sağlık
Hizmetleri AŞ" adıyla
kurulan şirketin sermayesi
5 milyar lira düzeyinde
bulunuyor. Şirkette Yakup
Kocacık, 2 milyar 450
milyon, Esat Coşan'ın
sahibi olduğu Server
Holding 1 milyar, kendisi
500 milyon, Haksağ Sağlık
Hizmetleri AŞ 900 milyon,
Ahmet Coşkun Dündar 150
milyon liralık pay aldı.
'Terbiyesiz'
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP Tunceli
Milletvekili Kamer
Genç'in, kendisine
'terbiyesiz' diyerek kişilik
haklanna saldırdığı
gerekçesiyle RP Ankara
Milletvekili Ömer Faruk
Ekinci aleyhine açtığı 100
milyon liralık tazminat
davasına Ankara 7. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nde
devam edildi. Mahkeme
yargıcı, TBMM'den gelen
belgelerin incelenmesine
karar vererek, duruşmayı
erteledi. Ekinci, 6 Haziran
1995 tarihinde, TBMM'nin
119. oturumunu yöneten
KamerGenç'e terbiyesiz'
demişti.
Yönetim, ihraç tehdidine karşın tutumlarını sürdüren muhaliflere karşı yumuşuyor
DYP'de muhalifler imza tophıyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP yönetimi
ihraç tehdidine karşın sert
tutumlannı sürdüren mu-
halif milletvekillerine kar-
şı yumuşama politikası iz-
leyerek gerginliği azaltma-
ya çalışıyor. Grup ve genel idare kurulu
(GlK) kararlanna karşın, ANAP ve DYP'nin
3. kişi başbakanlığında koalisyon kurması
için bastıran RıfatSerdaroğhı ve CavitÇağ-
lar'ı disiplin kuruluna sevk etmek için dün
toplanması beklenen grup yönetim kurulu
toplantısı ertelendi. DYP yönetimine karşı
bayrak açan eski milletvekilleri ve il baş-
kanlanyla kuruculardan oluşan yaklaşık 90
kişi dün akşam iftar yemeğinde biraraya gel-
di. Muhalifler. 10 gün sonra lstanbul'da Hü-
samettin Cindonık'un yanı sıra çok sayıda
muhalıf milletvekilinin katılacağı büyük
bir salon toplantısı hazırlıyorlar. Kurucular
ve eski miIletvekiJlerinin DYP'yi olağanüs-
tü kongreye götürmek ve Genel Başkan
Tansu Çflter'i devirmek için bugün imza top-
lamaya başlayacaklan öğrenildi.
Çiller'in görüşmesine karşın ikna ede-
mediği Izmir Milletvekili Rdat Serdaroğ-
lu ve Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın, aksi
yönde grup ve GİK karan alınmasına kar-
şın 3. kişi ısrarlan ve eleştirileriyle disiplin
suçu işledikJeri gerekçesiyle durumlannı
ele almak üzere dün toplanacak olan grup
yönetim kurulu toplantısı ertelendi. Top-
lantının ne zaman yapılacağı konusunda bir
açıklama yapılmazken DYP Genel Sekre-
teri Tevfik Diker, hiç toplantı yapılmayabi-
leceğini söyledi. DYP Grup Yönetim Ku-
rulu'nun, Çağlar ve Serdaroğlu'nun açık-
lamalannı gündeme almadan toplantı yapa-
bilecegi ve disipline sevk etme işleminin gün-
demden düşürülmeye çalışılacağı ifade edil-
di.
DYP yönetiminin, muhaliflerin açıkla-
malanna karşı tutumunu yumuşatmaya baş-
lamasının, tepkilerini dile getirmeyen mil-
Ietvekillerinin de muhaliflerin yanında yer
almasından ve istifalaryaşanmasından du-
yulan kaygıdan kaynaklandığı belirtildi.
ANAP'la RP arasında yaşanan soğukluk
ve koalisyon kurma olasılığının azalması,
muhalifleri ANAYOL formülü konusunda
yeniden umutlandırcjı. Rıfat Serdaroğiu,
dün Ankara'ya gelerek bazı DYP'lilerle
toplantı yaptı. Birbirlerinden bağımsız ha-
reketeden küskün milletvekilleriyle, gaze-
te ilanlanyla DYP yönetimine karşı bayrak
açan DYP Kurucular Kurulu da dün akşam
iftar yemeğinde buluştu. Muhaliflerin,
DYP'yi olağanüstü kongreye götürmek için
bugünden itibaren imza toplamaya başla-
ma karan aldıklan öğrenildi. Yaklaşık 90 ki-
şinin kanldığı yemekte halen milletvekili olan
muhaliflerden yalnızca GlK üyesi Refaid-
din Şahin'in bulunması dikkat çekti. Yak-
laşık 30 eski milletvekilinin kanldığı yemek-
te halen parti yönetiminde görev yapan GtK
üyeleri Bakiİuğ ve OsmanSeyfide bulun-
du. Yemekten sonra konuşan Tuğ, beraber
hareket ettikleri arkadaşlanyla DYP'nin ne-
reye gittiğinin hesabmı soracaklannı belir-
terek. "Tekrar partrvi baştacı yapmak, es-
ki canlı günlerine getirmek ve >eniden ikti-
dar arar haJe getirmekten başka amacumz
yok" dedi. Tuğ, 10 gün sonrası için lstan-
bul'da "komutan, kunnay başkanı w karar-
gâhın"ortaya konulacağı büyük bir toplan-
tı organize ettiklenni bildirdi.
DYP Kurucular Kurulu Sözcüsü SezarAy-
gen de "Bugün yapacağımız iş; bir araya ge-
lerek, misyonumuzu kendisini hor gören ya-
bancı ellerden kurtarmaktır" dedi. Aygen,
hareketlerinin arkasında Hüsamettin Cin-
doruk ve Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in bulunmadığını söyledi.
Sorusturma
Göktepe
cinayetinde
sona doğru
• îstanbul II Idare
Kurulu, 48 polis
hakkında aldığı
yargılamanın
gerekliliği karannı
Emniyet'e gönderdi.
Îstanbul Haber Servisi -
Îstanbul İl tdare
Kurulu'nun gazeteci
Metin Göktepe'nin
öldürülmesinden sonra
'öklürme' ve 'gözaltına
aunanlara şjddet
uygulanması'
gerekçeleriyle başlatılan
soruşturmada 48 polis
hakkında verdiği "lüzumu
muhakeme" (yargılamanın
gerekliliği) karan, tebliğ
edilmesi için tstanbul
Emniyet Müdürlüğü'ne
gönderildi. Îstanbul 11 tdare
Kurulu karannın sanık
polislere tebliğ edilmesi
için Îstanbul Emniyet
Müdürlüğü'ne
gönderildiğini açıkJayan
Îstanbul Vali Yardımcısı
Yaşar Yaycı, sanık
polislerin tebligat ellerine
geçtiği günden itibaren
Danıştay'a itiraz için 5 gün
sürelerinin bulunduğunu
belirtti. Bu beş günlük
süre içinde Îstanbul
Valiliği'ne verilecek itiraz
dilekçeleri, tl tdare Kurulu
karanyla birlikte
Danıştay'a gönderilerek
itirazın değerlendirilmesi
bekJenecek. tl tdare
Kurulu'nun karar
tebligatını aldıktan sonra 5
gün içerisinde herhangi bir
itirazda bulunmayan polis
memurlan hakkındaki
karar kesinleşmiş sayılacak
ve haklanndaki dosya
doğrudan yargıya
ulaştmlacak. Eyüp Spor
Salonu'nda yapılan gözaltı
uygulamasını gerekli
şekilde denetlemediği ve
suç delillerini karartmaya
çaba gösterdiği öne sürülen
Eyüp İlçe Emniyet Müdürü
.VI. Ali Aydın Akdemir
hakkında yeterli delil
bulunamadığı gerekçesiyle
verilen "meni
mub.akeme"karan ise
herhangi bir iriraza bağlı
olmadan Danıştay'a
gönderilecek.
ANAP'tan RP'ye seçenekler
Yılmaz'ın, Erbakan'a dönüşümlü başbakanlık, güçlendirilmiş başbakan
yardımcılığı ve üçüncü kişinin başbakanlığında uzlaşma önereceği belirtildi
• ANAP Grup
Yönetim Kurulu ve
Başkanlık Divanı
toplantısına katılarak
görüşlerini açıklayan
30 milletvekilinden
yalnızca 3'ü her
koşulda RP ile
koalisyona karşı
olduklannı
açıkladılar.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Grup Yö-
netim Kurulu ve Başkanlık
Divanı ortak toplantısında,
dönüşümlü başbakanlık ko-
şuluyla RP ile koalisyon ya-
pılması eğilimı ortaya çık-
tı. Toplantıda görüşlerini or-
taya koyan 30 milletveki-
linden yalnızca 3'ünün her
koşulda RP ile koalisyona
karşı olduklannı bildirdik-
leri öğrenildi. RP'ye karşı ol-
duklannı belirten Balıkesir
Milletvekili SafaGiray. Sı-
nop Milletvekili Yaşar Top-
çu ve tstanbul Milletvekili
Emin KuJ, RP'li koalisyon-
lann rejim için tehlikeli ol-
duğunu vurguladılar. ANAP,
RP ile koalisyon yapıp yap-
mama konusundaki kesin
tavnnı bugün yapılacak grup
toplantısında belirleyecek.
RP'den gelen istek üzeri-
ne 2 gün ertelenen Mesut
Ydmaz-Necmettin Erbakan
göriişmesi öncesi taraflar,
bu zamanı yetkili kurullany-
la yaptıklan toplantılarla de-
ğerlendirdıler. RP, songün-
lerde ortaya çıkan görûş ay-
nlıklanndan doğan gergin-
liğin yumuşaması için çalı-
şırken, ANAP da DYP için-
den gelebilecek herhangi
bir sinyal ya da kopma için
zaman kazanmış oldu.
ANAP lideri Yılmaz, dün
Grup Yönetim Kurulu ve
Başkanlık Divanı üyeleri ile
çok sayıda milletvekilinin
kahldığı bir toplantı yaptı.
Toplantıda, RP ile bir koalis-
yon yapılıp yapılmaması
görüşülürken yann Erba-
kan'a götürülecek hükümet
formülleri ele alındı. Toplan-
ndan sonra gazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan ANAP
Genel Başkan Yardımcısı
ve Parti Sözcüsü İmren Ay-
kut yapılan ortak toplantı-
da 30 dolayında milletve-
kilinin görüşlerini ortaya
ANAP Başkanlık Divanı, dün bir araya gelerek, RP'ye götürülecek koalisyonseçeneklerini gozden geçirdi (AA)
koyduğunu, bugün yapıla-
cak grup toplantısında da
diğer milletvekillerinin din-
leneceğini kaydetti. Bazı
millervekillerinin ANAP li-
deri Yılmaz'ın DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevh'le sık
sık bir araya gelmesinden
duyduklan rahatsızlığı dile
getirdiklerini belirten Ay-
kut, şunlan söyledi:
"Basın farklı bir şekikk
bunuyansrto.Sanki,ANAFı
Ecevityönlendiriyor, göriiş-
leri fevkelade etkili oluyor
gibi izlenün almış birçok ar-
kadaşımız. Bunun doğru oJ-
madığı ifade edildi. Sayuı
Ecevit'leolan görflşmelerin
tamamen medeni ilişkiler
içinde her zaman fayda sağ-
layacak karşıhklı göriiş alış-
verişinden başka şe>' olnıa-
dıgı anlaşılmıştır."
Alınan bilgiye göre top-
lantıda konuşan milletve-
killerinin büyük çoğunluğu
RP ile yapılacak görüşme-
de başbakanlığın Yılmaz'a
verilmesi ve önemli bakan-
lıklann ANAP'abırakılma-
sı koşuluyla RP ile hükü-
met kurulabileceğıni dile
getirdiler. ANAP Îstanbul
Milletvekilleri KorkutÖzal
ve Hüsnü Doğan ile Yalova
Milletvekili Yaşar Okuyan
RP'ninbirsistempartısiol-
duğuna dikkat çektıler ve
Yılmaz'ın başbakanlığı ko-
şuluyla bir koalisyon kuru-
labileceğini belirttiler. Ba-
zı milletvekilleri ise Yıl-
maz'ın öncelikle başbakan
olması gibi bir koşul orta-
ya koymadan, dönüşümlü
başbakanlık modeline da-
yalı bir koalisyon kurulabi-
leceğini vurguladılar.
Daha önce, "DYP ile ko-
altsADn yapmamak için bir
nedenimiz \-arsa RP ile ko-
alisyon yapmamak için bin
nedenimizvar"diyen Îstan-
bul Milletvekili Büient
AkarcalTnın da RP ile bir
koalisyon kurulabileceğıni
dile getirmesi dikkat çekti.
Akarcah'nın, RP ile koalis-
yon pazarlığında çok dik-
katli olunması gerektiğini
belirterek. "RP ile koalis-
yon için asgari koşulumuz
Çiller'in önerisi olmah. Mü-
zakerelere dönüşümlü baş-
bakanhkla başlamabyız. flk
dönem bizde obnata" dedi-
ği öğrenildi.
Toplantıda, RP ile koalis-
yona her koşulda karşı çıkan
milletvekillerinden Balıke-
sir Milletvekili Safa Giray,
RP zihnıyetini iktidar, Erba-
kan'ı da başbakan yapma-
malan gerektiğini belirte-
rek, Yılmaz'a, "Ecevit'le
son görüşmenizin ardından
RP ilettgUiolarak vapdğını/
açıklamalar kamuoyunda
takdir topiadı. Olması gere-
ken debuydu. Peki o zaman
şimdi neyi tartmyoruz?"de-
di. Toplantıda söz alan Îstan-
bul Milletvekili Emin Kul da
RP ile koalisyon yapılması-
na karşı olduğunu bildirir-
ken Sinop Milletvekili Ya-
şar Topçu'nun da "RP'nin
içinde yer aldığı her türiü
hükünıetle rejim tehlikeye
girer" dediği öğrenildi.
ANAP'ın bugün yapıla-
cak Meclis grubu toplantı-
sındaki son değerlendirme-
nin ardından Yılmaz'ın, ya-
nn RP Genel Başkanı Erba-
kan'a dönüşümlü başbakan-
lığa dayalı koalisyon öneri-
si götürmesi bekleniyor.
ANAP'ın dönüşümlü baş-
bakanlık için de farklı al-
ternatifleri var. Bunlar şöy-
le:
1-3-1: Bu foımüle göre
birinci yıl Yılmaz Başba-
kan olacak, 3 yıl Erbakan
başbakanlık yapacak, son
bir yıl Yılmaz yeniden baş-
bakanlığa gelecek. Seçime,
Yılmaz başbakanlığında gi-
dilecek.
1-2-1-1: Bu formülde de
öncelik Yılmaz'da. Yılmaz
ilk yıl başbakanlık yapacak.
Sonraki 2 yıl Erbakan baş-
bakan olacak. Daha sonra-
ki bir yıl yine Yılmaz, son
yıl da Erbakan Başbakan
olacak. Böylece, seçımlere
Erbakan başbakanılğında
gidilecek.
3. kişi formütü:Bu formül
de dönüşümlü başbakanh-
ğa da>anıyor. tlk yıl RP ya
da ANAP içinden biri baş-
bakanlık yapacak. Daha son-
raki 2'şer yılda ise Yılmaz
ve Erbakan sırayla başba-
kanlık sorumluluğunu ala-
cak.
ANAP lideri Yılmaz, Er-
bakan'a bu dönüşümlü baş-
bakanlıklar yanında güçlen-
dinlmiş başbakan yardım-
cılığı formülünü de gö-
türecek.
GÜNDÜZ GÖZÜYLE
ANDAY
Ne Demek Taklitçi?
Kim Taklitçi?
Refah Partisi Başkanı Necmeddin Erbakan, ken-
di dünya görüşü d'Ş'nda kalanlan, başka bir deyişle,
köktendinci olmayanları, "Ah sizigidi taklitçiler sizi!"
diye alaya alıyor.
Ne demek taklitçi?
Bilmeyecek ne var, bunlar Batı kültür ve uygarlığı-
na dönük olanlardır ve alaya alındıklarına göre, ken-
di köklerinden kopmuş, yozlaşmış kişilerdir.
Tarihçiler, insanlık yaşamında önemli değişmelere
ve ilerlemelere ne() e n
olmuş olayları saptayarak bir
uygarlıklar zincirleı^esi kurmuşlardır; biz nerden ge-
lip nereye yöneldiğimizi buna bakarak çıkarmağa ça-
lışınz. Sümer, Mısır, Çin, Anadolu, Yunan, çağımızda
Batı, bu önemli köşetaşlarını oluşturan uygarlıklardır.
Çağının uygarlığı içinde yer alıp onu daha da ge-
liştirmeğe çabalamayan toplumlara "az gelişmiş",
"geri kalmış" gibi adlar takılır.
Imdi, uygarlığımızı, "gâvur işidir" diye küçük gör-
meğe kalkanlann bize hangi, nerdeki uygarlığı benim-
setmek istediklerini anlamanın olanağı yoktur.
Böyle olduğu için de, bizim "taklitçiler" diye alaya
alınmamız anlamsız kalır.
•
Peki, taklidin alaya alınacak, yozlaşma sayılabile-
cek türü yok mudur?
Olmaz mı! Öze değil de, biçime, görünüşe, göste-
rişe yönelik taklitlerdir bunlar.
İki örnek üzerinde durayım.
Alaturka müzik konserleri nicedir şefli olarak icra
ediliyor. Bu müzikte şefe ne gerek var! Ortada bir or-
kestra yok ki şefe gerekseme duyulsun! Alaturka mü-
zikte bütün çalgılar ve bütün şarkıcılar aynı ezgiyi, ay-
nı makamdan, aynı notadan söylemekle yükümlüdür-
ler. Birlikte başlamak, konserin düzenli yürümesi için
yeterlidir.
Çoksesli müzikte şef var, bizde de olsun mantığı
bu müziğin yapısına aykındır. Ikinci ömeğim, Islam en-
ternasyonali idealine yönelik köktendinciliğin, siyasal
partiler kurmasıdır. Islam Birliği'nde siyasal parti ola-
maz, ayn ayn parti programları olamaz, bu program-
lann uyum içinde bulunmalan gerekli anayasa da ola-
maz.
Köktendinci siyasal parti demokrasi taklididir ve sa-
dece görünüşe yöneliktir. Başka bir deyişle, aldatma-
cadır.
•
Gerçekten merak ediyorum:
Refah Partisi Başkanı Necmeddin Erbakan, Islamı,
çağımızın tek örnek uygarlığı olarak mı görüyor?
CHP'de istifalar
' Parti, Deniz Baykal
sevenler derneği oldu'
BOLU/
SAMSUN
(Cum-
huriyet) -
CHP Bolu il
örgütünde
aralannda Merkez ilçe
Başkanı Yüksel Ceyian'ın
da bulunduğu 186 kişi
partilerinden ıstifa etti.
Istifacılar CHP lideri
Deniz BaykaTı "Avrupa
tekelci sermayesinin
taşeronluğuna
soyunmakJa" suçladılar.
Samsun'da da SHP-CHP
birleşmesinin tam olarak
gerçekleşmetnesınden
yakınan 5 CHP yöneticısi.
partilerinden istıfa ettiler.
CHP Bolu Merkez İlçe
Başkanı Yüksel Ceylan,
yaptığı yazıli açıklamada
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal ve ekibınin
hizipçilik anlayışını
sürdürdüklerini öne sürdü.
Türkiye genelinde partide
tasfîye çahşmalannın
hızla sürdürüldüğünü
belirten Yüksel Ceylan,
şunlan söyledi:
"Türkiye'de sağ partiler,
ABD sermayesinin
taşeronluğunu
yapmaktadır. Partimizin
genel başkanı da Avrupa
tekelci sermayesinio .
taşeronluğuna
so^ıınmaktadır.
SeçimJerde kazanılan 49
milletvekilinden 43
tanesini kendi
yandaşlanna hediye
ederek köklerini tarihten
alan Atatürk'ün kurduğu
CHP'yi 'Baykal sevenler
derneği' haline
getirmişlerdir. Parti içinde
antidemokratik tavn
kuıamak ve parti
politikalannın Atatürk'ün
kurduğu tam bağunsızlık
ve dev rimcilik ruhundan
uzaklaşüğı için parti
üyeliğinden tstifa
ediyoruz." Bolu CHP
örgütünden istifa edenler
arasında 14 merkez ilçe
yönetim kurulu üyesi, 3
belediye meclisi üyesi ile
169 parti üyesi bulunuyor
Bu arada CHP Samsun il v
örgütünde de istifalar
yaşandı. İl yönetim
kurulu üyeleri Haluk
Gürkan, Hasan Vehbi
BUge, Reha Özdemir,
Mehmet Ali YazKi ve Gül
Aktaş, CHP-SHP
birleşmesinin tam olarak
gerçekleşmediği
gerekçesiyle partiden
istifa ettiler.
ÖRÜŞI HÜSEYİN BAŞ
S
anki Erbakan'ı ve yakın çevresini yeni tanıyorlar.
Oysa bugünkü partisinin de, öncekileri gibi,
gerektiğinde eğilipbükülerek, buülkeyi cumhuriye^i
ve laik köklerinden kopanp tslam köktenciliğinin
karanlığına çekme yönünde bir uğraş verdiklerini, sağır
sultan dahil, Türkiye'de ve dünyada bihneyen yok.
Ama gelin görün ki, bu konuda akılalmaz bir 'aymazlık'
Hoca efendinin niyetlerindeki onca açıklığa karşm, ne
hikmetse, bugün, bu saatte bile inatla süriiyor.
Hoca'nın, seçim öncesi tek başına iktidar olacaklan
palavrası, seçimlerde kaynağı kuşkulu büyük paralar seferber
etmesine, toplumu ahtapotun kollan gibi saran, bir miryonluk
imam-hatip ordusuna, cami çevresi örgütlenmelerine,
milyonlarla fmanse edilen tesettür salgınına, düpedüz iç
edilerek parti örgütlenmesi ve propagandasına yatınldığı
anlaşılan çalıntı Bosna paralanna, petrol kokulu tofıla dolara,
bizim 'hoşgörü' heveslisi cici demokratlanmızın, bunlann
ortaçağ tartışmalanna balıklama atlayarak yarattıklan medya
desteğine, fûtursuz yasadışı dinsei istismara rağmen,
gerçekleşmemiş ve muhterem Hoca efendinin partisi yüzde
19 küsurla kifafı-nefs etmek zorunda bırakılmıştır.
Hoca'nın tek başına iktidar palavrasının mumu yatsıyı
bulmasına bulmamıştır ama, bugün bu gerçek bazılannın
kafasına hâlâ dank ermişe benzememektedir. Müridlerine
iktidan sağlamakta yaya kalan Hoca efendi, seçim
'zaferinden'sonra koalisyona mahkûm olunca, bu kez
inanılması güç bir 'U dönüşüyle' ve bukalemunlan
kıskandıran, Danvin'i şaşkına çeviren bir hızlı değişimle,
dün söylediklerinin yüzde yüz tam tersini söyleyerek,
sistemin 'mesru' parçası olduğuna herkesi inandınp, koalisyon
biçiminde de olsa iktidara kapağı atmanın yollannı aramaya
koyulmuştur. Artık o, Batı kulübünün, faizin, gümrük
birliğinin, Avrupa ve Amerika'mn ve laik cumhuriyetin
yılmaz savunucusudur.
Hocamız, iktidar için kuru tahtalarda yatmaya razıdır.
Çünkü bir yolunu bulup, şurasından burasmdan iktidara
girmeyi başaramazsa, mutlaka iktidarolacaklanna inandırdığı
taraftarlannuı "Hoca'nuı iktidara geleceği yok" diyerek,
kendisini de partisini de bırakacaklanndan fena halde
Tutma Yanarsın!..'
tedirgindir. Düzenpartileriniikide bir "Refah'akarşı çıkan
O)' kaybeder" gibi saçmalıklarla korkutmaya çalışmasının
ardında bu korku yatmaktadır.
Yoksa, hangi aklıbaşında birparti rakiplerinin oy kaybından
endişe duyar? Tam tersine eğer Refah'a karşı çıkmak rakip
partilere gerçekten oy kaybettirecekse, herhalde bu Refah 'ın
derdi olmamalıdır. Ama, Hocaneylesin, bilinçli bir atletgibi,
enerjisinin tümünü yanşm son metresinde tüketmiş, ne var
ki. yanşı kazanmayı başaramamıştır. tktidara yamanmanın
yolunu bulamazsa. onun için iniş başlayacak ve Hoca ile
partisi, sittin sene, ağzında şeriatın nostaljik ılahileri,
toplumun marjında folklorik bir renk olarak varlığını sûrdüre-
cektır.
Takıyye: İki ucu keskin Acem kılıcı
Peki, Hocanın hem kendi taraftarlanna, hem de halkın
yüzde 80'ini, ezicı laik çoğunluğunu temsil eden düzen
partilerini *takıyye'denilen ve kendilerince 'meşru' sayılan
hile ile 'uyutmaya' çalıştığı ayan beyan ortada iken, bunu
hâlâ görmek istemeyenlere ne demeli? 'Takıvye' Hoca'nın
elinde iki tarafi da keskin acem kılıcıdır. Seçim öncesi
taraftarlannı ve tufaya gelen bir kısım ahaliyi, 'faiz haram,
Batı şeytan, adil düzen helâl', diyerek 'takıyye'lemiştir.
Seçim sonrası, koalisyon zorunluluğu ortaya çıkınca da bu
kez 'düzen partilerini'. 'faız helâl. Batı güzel, adil düzen
safsata' diyerek onlan da aynı şekilde takıyye' ile tufaya
getirmeye çalışmaktadır.
Bu uğraşında da yalnız değildir. ANAP'ın bahçesine
yerleştirdiği tahtaat'lardan çıkan müritlerini ortahğa salarak
Hoca"nın ve Refah'ın değiştiği, söylediklerinin hileolmadığı,
Refah'm da 'düzenin bir parçasT olduğu, bu nedenle de onunla
pekala koalisyon yapılabileceğı tezınin geçerli kılınması
y^önünde kullanmâktadır. Turgut Özal'ın biraderi Korkut
Ozal bunlann başında gelmektedır. Şimdi televizyon
ekranlannda bir yarıda Refah'ı şirin göstermeye çabalarken,
öbür yandan onu. sistem içinde 'meşruiyet' kazanması için
İavizin' her türlüsüne nza göstermeye çağırmaktadır. Korkut
Özal bunu başarabilirse iki tarafin da 'gözdesi' olacak, uzak
bir olasüık da olsa, kurulacak 'REFAHANA' koalısyonunda
bakanlıklardan bakanhk beğenecek duruma gelecektir.
Turgut Özal'ın biraderi, TV'de, 'hoşgörü'havarisi kesilip,
uzun uzun kendinden menkul devlet adamlığını anlattıktan
sonra, Refah'a da pekala alışılabilineceğiru 'Tayyip' ömeğiyle
vermiş. 'İştebakmİstanbulhaltapekataTayyip'eahşmıştiT,
diye buyurmuş. Ne yazık ki tstanbul halkının, en azından
yüzde 80 gibi ezici bir çoğunluğu, Tayyip efendinin belediye
başkanlığı konusunda Korkut Özal gibi düşünmemektedir.
Dahası. bugün. sayın başkanın nalmcı keseri gibi 'partisinin
nıüritfcrine' yontan, belediye işleri yerine her firsatta kafasına
takke geçirip cemaat önünde imamlık yaparak taraftarlanna
selam gönderen. evinde misafirlerini çağdaş giysiler(!)
içinde ve çorapla karşılayan bir belediye başkanına alışmak
şöyle dursun, 'aymazlığı'nın diyeti olarak gördüğü bu
durumun değişmesini dört gözle beklemektedir. Bay Tayyip,
tıpkı Bay Gökçek gibi, Îstanbul ve Ankara gibi kültür
beldelerinde yasayanlann yüzde 80'inin belediye başkanı
değildir.
Onlar, sadece taraftarlannın, kendileri gibi düşünenlerin
başkanlandır. Korkut Özal, televizyonun anılan programında
Refah'ı ve Tayyip'i şirin göstermeye çalıştığı bir sırada,
sanırım, Milliyet gazetesinin arka safyalanrun binnde çıkan
bir fotoğrafı görmemiş. haberi de okumamıştır. Haber,
belediye tarafından kapı dışan edilen tramvay işçilerinden
söz ediyordu. Fotoğrafise, Türkiye'de belki de ilk kez, bir
tramvay gişesinde tepeden tırnağa kara carşaflara bürünmüş
bir bayan görevliye aitti. Cumhuriyetçi, laik ve çağdaş
Türkıye'nın getirilmek istendiği karanlığı, sanınm hiçbir
şey bu kadar açık ve seçik ortaya koyamazdı. Ve bunlar,
Çankaya'da "Laik ve çağdaş cumhuriyetin bekçisiyim"
diyen Sayın Cumhurbaşkanı'na rağmen olabıhyordu. Sayın
Korkut Özal. Refah'ı şirjrt gösteımenin beyhude çabasından
vazgeçsin, boşuna kendini yormasın, hele Tayyip filan
deyip yaralanmızın üstüne basmasın. Bunu yapacağına bir
zamanlar basında bir hayli üzerinde durulan, despot Arap
şeyhlikleriyle içli dışlı ticaretten kazandığı trilyonlann
hesabmı versin, hele hele bilmiş ımam şişinmesinden
vazgeçsin. Bu milletin ikinci bir Özal'a tahammülü yok!
Ama işte ne kadar saklamaya çahşırsan çalış, ne kadar
takıyye yaparsan yap, gün olur insanı 'Allah söyletir!'
Nitekim Hocamızı da söyletmiş. Hem de koalisyon
pazarlığırun arifesinde. Gerçekten de, Sayın Erbakan, Arap
ülkeleri elçilerine verdiği iftar yemeğinde, dini bütün
kardeşleriyle bir arada olmanın engin coşkusuyla. takıyyeyi
fılan unutarak açmış ağzını yummuş gözünü, eteğinde ne
kadar taş varsa ortaya dökmüş.
Bu arada dini bütün kardeşlerinin eksiksiz her birine
'başbakan' olarak mavi boncuktar dağıtmayı da ihmal
etmemiş, Iran'daki |s iam 'devrunini' kutlamış, Filistin'e
Kudüs'ü bağışlamiı,. sıkıntıda olana para yardımı sözü
vermiş, Iran'daki Humeyni devTİmini' örnek aldıklannı. ancak
bunun gerçekleşmesınin 'sancıh' olacağını açıklamış, Arap
Natosu'ndan ve ekonomik birliğinden dem vurmuş. Ama
bütün bunlarla da yetinmemiş, cebinden nasılsa
Mercümek'ten kaçırmay, başanp, Alman teknolojisiyle
yaptırdığı bir altın paray^ xürk Lirası'nın pabucunu dama
atarak, geleceğin isl»,,, Dman" ^^^^ ^ ke z
^ ^ düşmana
ilan etmiştir.
Şu anda Hoca'n,n ' j s | a m devleti' ile ilgili vecibeleri
eksiksiz yenne getın]m
jş
bulunuyor Ramazan da\-uiu, yestl
sancak, hutbe ve nıhayet, 'lslani Dinan' adı altında 'sikke
vurmak!'
Eğer 'düzenin' cumhuriyetçi ve laik olduklannı ileri süren
partileri, çeşitli bahanelere sığınarak Refah'ı 'marjda'bırakma
yerine iktidara ortak ederlerse, ülkeyi içinden çıkılması
olanaksız bir karrraşaya ve ortaçağ karanlığına teslim
etmenin vebali ve (arihsel sonımluluğu ile karşı karşıya
kalacaklar, kendıl>rj v e pa r tileri yanı sıra milleti de
yakacaklardır.
Yedi uyurlann dikkatine sunulur!