06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 SUBAT 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Güvenlik firması raporundan, SSK Ankara Dışkapı Hastanesi'nin içler acısı görünümü 6 Simitçiden içki servisi'YUSUFÖZKAN ANKARA-SSK Ankara Dışkapı Has- tanesi'nin güvenliğini üstlenen bir fir- manın hastane başhekimine sunduğu ra- por, sağlık kuruluşlannın yeterli dene- timden yoksun olduğunu ortaya koydu. Güvenlik raporunda, bazı hastane perso- nelinin. kadınlar tuvaletinde sevişirken yakalandığı ve bir simitçinin gece saat O3.00'te sağlık personeline aikollü içki ve sigara servisi yaptığı belirtildi. Ra- porda, hastane otoparkinda uyuşturucu kullanan çocuklar ile servislerde yanke- sicilerin yakalandığı kaydedildi. Rapor- da, başhekim şofbrünün aşın derecede sarhoş yakalandığı ve aşçının, taksi şo- forû, seyyar satıcı ve pazar esnafina ay- lık 500 bin lira karşılığında hastaneden yemek sattığının saptandıgı vurgulandı. SSK Dışkapı Hastanesi'nin güvenli- ğinden sorumlu olan Elit Güvenlik Hiz- metleri Limited Şirketi'nin, Başhekim Gülten Özgün'e sunduğu 27 Kasım-2 Arahk 1995 tarihlerini kapsayan çalışma raporu, Zeld Aiasya ile Metin Akpınar'ın basrolünü oynadığı 'Hastane' adlı dizi- • SSK Dışkapı Hastanesi'nin güvenliğinden sorumlu olan Elit Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi'nin, Başhekim Gülten Özgün'e sunduğu 27 Kasım-2 Arahk 1995 tarihlerini kapsayan çalışma raporu, Zeki Aiasya ile Metin Akpınar'ın başrolünü oynadığı 'Hastane' adlı diziyi aratmayacak gülünçlükte olaylann yaşandığını ortaya koydu. yi aratmayacak gülünçlükte olaylann ya- şandığını ortaya koydu. Hastanelerin ye- terli denetimden yoksun olduğunu da vurgulayan Güvenlik Müdürü Yavuz Er- güven imzalı raporda, 27 kasım-2 aralık tarihlerinde, SSK Dışkapı Hastanesi'nde yaşanan olaylar şöyle sıralandı: 27 Kasım 1995: Gece saat 24.00 sıra- lannda hastane otoparkı içinde 4 şüphe- li kişi belirlenmiş, 2 kişinin hapçı, diğer 2 kişinin de 'uhu' koklayıcısı 17-18 yaş- lannda gençler olduğu görülmüş ve po- lise teslim edilmiştir. 00.30 sıralannda otoparkta hastane personeline ait özel otolann kapısını aç- maya çalışan 2 kişi görülmüş, ancak par- maklıklardan kaçan kişileryakalanama- mıştır. 05.00'teacil servise gelerek üst katlar- daki kliniklere çıkmak isteyen simit sa- tıcısına engel olunmuş, bilahare bu kişiy- le yapılan görüşme sonucu, kliniklerde görevli personele içki ve sigara vermek için her gece hastanenin tüm klinikleri- ni dolaştiğı kendi beyanlan ile anlaşıl- mıştır. Bu tarihten itibaren simitçi hasta- ne içine sokulmamaktadır. 28 Kasıın 1995: Saat 10.30 sıralannda acil servis içinde bir yurttaşın cüzdanını çalan bir kişi yakalanarak polise teslim edilmiştir. Saat 13.15 sıralannda acil ser- vis yoğun bakım ünitesinde görevli olan personele fiili saidında buiunan bir kişi etkisiz hale getirilerek polise teslim edil- miştir. Hastane tuvaletinde aşk 29 Kasun 1995: Saat 17.00 sıralannda acil servis içindeki bayanlar tuvaletinde, hastanede görevli bir bay personel (haki renkli önlüklü) ile hastane dışından bir bayanın aynı tuvalet içinde zina halinde bulunduklan tespit edilmiş ve anında bu- rayı terk etmelerinin sağlanmasını taki- ben, hastane personeli bay, kaçarak ka- labalıkta izini kaybettirmiştir. Gece saat 03.00 sıralannda kendisini basın mensubu olarak tanıtan bir kişi, 4. katta görevli bir hantmla görüşmek iste- miştir. Hemşire hanımla yapılan telefon gö- rüşmesinin ardından refakatle kliniğe çı- kanlan kişi, yanm saat sonra elinde 40 kilogramlık bir koli ile aşağıya inmiştir. Yapılan kontrolde, kutu içinde koçanlar- la "hastane çıkış bdgesi"olduğu görül- rnüştür. llgili hemşire hanım aşağıya çağnlarak biigisine başvurulmuş ve o- nun müdahalesi sonucu, kişinin gidişine engel olunamamıştır. Diyetisyen Ayşe Hanım'ın istemi üze- rine personel yemekhanesine tahsis edi- len güvenlik elemanı aracılığıyla yemek yiyenler kontrollü olarak içeriye alınmış ve nonnal zamanlarda yetmediği görü- len yemeğin artarak herkese yettiği be- lirlenmiştir. 30 Kasım 1995: Saat 01.00 sıralannda acil servisten tünele inen merdiven boş- luğunda görülen hastane personeli (hiz- metli), görevliler tarafından uyanlmış, kişi "Siziıı bize kanşmaya hakkuuz yok, ne istersetn yaparun" dıyerek kaçmıştır. Saat 03.30 sıralannda tünel içinde aşı- n derecede ve ayakta duramayacak de- recede aikollü bir şahısla karşılaşılmış, kendisine kimlik sorulduğunda "Başhe- kimin şoförü olduğu" yanıtı ahnmıştır. 1 Arahk 1995: Herhangi bir olay ya- şanmamıştır. 2 Arahk 1995: Personel yemekhane- sindeki kontroller sonucunda, görevli şe- fimizın "Hastanede görevli olmayan ki- şilerin yemekhaneden yararlanamaya- caklan" konusundaki sözlü uyansı sonu- cunda, müdahaleye kızan sorumlu aşçı, artan yemeği çöpe dökerek ekibimize öğle yemeği vermemiştir. Yapılan araş- tırma ve inceleme sonucunda, başta tak- si şoforleri, seyyar satıcı ve bazı pazar es- nafının 500 bin lira aylık ücret vermek suretiyle burada yemek yedikleri belir- lenmiştir. DISK Cenel Baskanı Budak: Ekonomik paylaşım adaletsiz • Budak, "Bu ülkeyi yönetenler, politikaya ve yönetme erkinde var olabilmek için halkı birbirine kırdıracak kadar demokrasiye inançsız; dünyadaki gelişmelerden habersiz; insan haklanna, özgürlüklere karşı, insanm doğasına ve yaşam biçimine karşı buyurgan, emir almaya alışmış, aldığı emri ne pahasına olursa olsun yerine getiren bir anlayışı insanlanmıza dayatıyor" dedi. İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Başkanı Rıd- van Budak, Türkiye'de sendikacılık yapabilmek için çeşitli kültür ve etnik kımlikleri kavramak, mez- hep, dil ve ırk farklılıklan- nı anlayabilmek gerektıgı- ni belirterek "Aksi takdir- de, birbirimizi yiyerek bi- raz var etnıeye başladığv mız DİSKi de yiyebiliriz" dedi. DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, olağanüstü genel kurulun ardından, kendisine ve eski yönetim kuruluna yöneltilen eleşti- rileri yanıtladı. Budak, önce iktidara ilişkin eleştirilenni sırala- dı ve Türkiye'yi yöneten- lerin halktan habersiz oi- duğunu belirtti. Budak, "Bu ülkeyi yönetenJer, po- litikaya veyönetme erkinde var olabilmek için halkı birbirine kırdıracak kadar demokrasiye inançsız; dünyadaki gelişmelerden habersiz; insan haklanna. özgürlüklere karşı, insanın doğasına ve yaşam biçimi- ne karşı buyurgan. emir al- maya alışmış. aldığı emri ne pahasına olursa olsun yeri- ne getiren bir anlayışı in- sanlanmıza dayanyor" de- di. Türkiye'de demokrasi- nin sanayi toplumu olama- ması nedeniyle gelişmedi- ğini savunan Budak. özeni- len 'Avrupa modeli'nın. Avrupa işçi sınıfının bur- juvaziyle 200 yıllık müca- delesi sonucunda elde edil- diğıni unutmamak gerekti- ginı vurguladı. Bu sonucu bilmeden ve değerlendir- meden DlSK'in hiçbir şey yapma şansı bulunmadığı- nı dile getiren Budak, Yeni Dünya Düzeni'nin serma- yenin dünyada egemenli- gini güçlendirdigini kay- detti. Budak, şöyle konuş- tu: "Yeni Dünya Düzeni öy- lesine güçiendi ki geçtiği her yerde emeğüı hakten- nı tırpanladL, geçtiği her ül- keyi ucuz emek cenneti yaptL Bugün kayıplann ne- deni bu. Insanİarın öldü- hilmesinin. dünyanın bir çok yerinde yaşanan etnik savaşlaruı, Türki>e'de Kürt insanıyla Türk insa- nının çatışmasının sebebi adaletsiz ekonomik payla- şun." Rıdvan Budak, DtSK Genel Kurulu'na siyasal parti temsilcilerinın çağnl- maması nedeniyle yönelti- len eleştirileri de yanıtladı. Budak, sosyal demokrat partilerin genel seçimler sırasında "vftrine koymak için" kendisine milletveki- li adaylığı önerdiklerini, emeğı temsil etmek için başka hiçbir şey yapma- dıklannı söyledi. Rıdvan Budak, "Partilere teslim olarak işçi sınıfının sendi- kacılığı yapılmaz. İlişkileri kucağa oturarak sürdüre- mezsiniz, kimliğinizi ko- rursunuz veöyle sürdürür- süniiz" dedi. 3 i.' ' / • / • (Foto^raf:HATİCE TUNCER) ış,yaşamı durdurdu İstanbul Haber Servisi - Yağışlar, yurdun birçok yennde yaşamı felç etti. Iki gündür süren kar yağışı nedeniyle bazı bölgelerde yollar trafige kapanırken Karayollan ekiplen yol açma çalışmalannı sürdürûyor. Istanbul'da yoğun kar yağışı ve yollardaki buzlanma nedeniyle birçok araç yolda kaldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kriz masası oluşturdu. Özellikle kentin yüksek kesimlerinde etkili olan kar yağışının ulaşımı engellememesi için belediyece oluşturulan knz masasının kontrolündeki ekipler. ana yollarda tuzlama çalışmalannı dün gün boyu sürdürdüler. Karayollan ekipleri de buzlanmanın yoğun olduğu Sanyer, Beşiktaş, Kâğıthane, Gaziosmanpaşa, Güngören ve Kartal çevresinde çalışmalarına devam ettiler. Meteoroloji yetkilileri ise kar yağışının 2 gün daha süreceğini belirterek dün sabah yapılan ölçümlcre göre. kar kalınlığının Florya'da 2, Kartal'da 2, Bahçeköy'de 15, Sarıyer'de 9 ve Kumköy'de 4 santimetreyı bulduğunu kaydettiler. Trakya'da önceki aksamdan itibaren etkili olan kar yağışı. yerini soğuk havaya bıraktı. Edirne'de dün gece en düşük hava sıcaklığı sıftnn altında 2 derece olarak gerçekleşirken meteoroloji yetkilileri, dün ısının sıfınn altında 7 derece olduğunu belirttiler. Tekirdağ'da da kar yağışı etkisini kaybederken soğuk hava hayatı etkilemeyi sürdürûyor. ODP İzmir toplantısı 'Diğer sol partilerden farklıyız' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Uftık Uras, sol ve sosyaiist diger partilerden farklı olduklannı dile getır- erek, "ÖDP'de arök kaybedecek hiçbir şeyi ounayanlar bir araya gddi" dedi. özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin İzmir toplantısı dün Balçova Termal Tesisleri'ndeyapıldı. Kalabalık biryurt- taş grubunun izledigi toplantıda, slo- ganlar atıldı, devrim sarkılan söyiendı. Toplantıya, küçük çocuklardan, yaşlı in- sanlara dek çok sayıda yurttaşın katılımı dikkat çekti. Uras, partileşmelerinin bir şenlik havasında gerçekleştirildiğıni ve Türkiye geneline yayıldığını söyledi. ÖDP'nın diğer sol ve sosyaiist partiler- den farklı olduğunu sa\ unan Uras, "Pw- timiziıı kuruluş mantığı oMukca faıidı. Bu parti eleştirel bir değerlendinne ya- parak aşağıdan yukan kurulaa, sef&f, herkesin yan >ana durduğu, kimsenin kunseninönüne çıknıadıgu düzene ve re- jime nıuhalifolanlann. sö/ü kesHenkria, sesini ifade edemeyenkrin partisi. Kim- senin adına konuşulmayan, herkesin k- endi kendini ifade ettiği bir parti. Kapi- talizmi aşmayı hedefleyen, esitlikçi. özgürtükçü, enternasyonâlist bir sosvaJ- izmi önüne koyanlann partisi" dedi. Uras, "12 Eylül sonrası savrulanlarla, düzene muhalif olan, ancak kendisini politik olarak ifade edemeycnler topar- landı. İnsanlar bu 15 yıl içinde politik- leşmenin önündeciddi kavgılaria buraya kadar geldiler. Artık biz kaybedecek hiçbir şeyuniz olmadığı bir noktaya geldik. Bu nedenden dolayı, bütün farkhlıklan konıyarak, bütün moral güçler yan yana geîdi ve biz bu farkb an- layışımızı. düzene muhah'f olanlann oluşturduğu bu şenliği Türkiye genelinde >a>gınlaştırmak durumundavız" dıye konustu. ÖDP MYK üyesi Bütent Forta, "Bu ülkenin en inatcı insanlanna merhaba" diyerek başladığı konuşmasında şunlan söyledi: "Onlar, bir bakanlar kurulunu bile toplayamazken biz Türkiye'nin her yerinde binleıie toplanıyoruz. Toprak uyanıyor. Bîtti dediler, öldii dediler. Ama biz yanıtımızı afişlerimizle, pankart- lanmızla veriyoruz. ÖDP bir umut o- larak doğuyor» Herşevi kirietiyoıiar. Biz birtemiziikyapmak istiyoruz. Hepimizin ülke politikasında söz sahibi olabilmesi için yola çıkbk. Onlar ülkeyi kendileri için yönetiyor biz de kendimiz için yönet- mehyiz." ' •• HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Beşikçi'nin 2. Mektubu. Ismail Beşikçi cezaevinden yeni bir mektup daha yollamış. Dar aralıkh 16 daktilo sayfası tutuyor. "Beşikçi'nin Mektubu" yazıma bir yanıt... Ve tıpkı ilk mektuptaki gi- bi, doğrularla yanlışlar yan yana. Özgürfüğüne kavuşacağı, düşüncelerini serbestçe yazacağı günlerin gelmesini dileyerek; bir kez daha ko- nuya dönmek zorunluğu doğuyor. • * • Sayın Beşikçi neler soylüyor? 1) "Cevap veriyorsunuz; halbuki kamuoyu Beşikçi'nin mektubunun tamamını bilmiyor. Sizin mektuptan seç- tiğiniz küçük küçük cümleler aracılığıyla biliyor." Haklı!.. Ama başka da bir çare yok. 2) "Devletin temel tercihlerine göre, yani resmi ide- olojiye uygun bilgi üretme çabası, bilim yöntemi anla- yışına düşman birtutumdur. Demokratlığa hiç sığmaz... Sizi eleştiren düşüncelerin baskı altına alınması, boğul- maya çalışılması, sizin düşüncelehnize haklılık getinr mi?" Haklı!.. Ama bilgi üretilmez, edinilir. Ve de şu ya da bu ideolojiye uygunluğuna göre değil, "doğru" ya da "yanlış" oluşuna göre degerlendirilır. Ben bilgi üretmiyorum; Kemalizmin tarihsel haklılığı- nı ortaya koyan bilgileri sergilemeye çalışıyorum... Sırf Atatürk'ü ve Kemalizmi karalamak için bilgi üretilme- s/"nin de bilimsellikle ve demokratlıkla ilgisi olmadıgı- nainanıyorum... • • • 3) "Kemalizm ırkçı bir düşünce ve eylemdir. Kema- listler, Büyük Britanya ve Fransa gibi emperyalist dev- letlerle işbirliğiyaparak, Kürdistan'ın ve Kürt ulusunun bölünmesini, parçalanmasını ve paylaşılmasını sağla- mışlardır... Ben Kürtlehn Ortadoğu'da, bağımsız, bir- leşik, demokratikbir Kürdistan kurmasındanyanayım." Işte, "bilgi üretme"n\r\ çok güzel bir örnegi! "Türkiye Cumhuriyeti'nı kuran Türkiye halkına Türk milleti denır" diyen... Ulus kavramını bir ırk bırliğine de- ğil, bin yıllık kültür sentezine oturtan Atatürk "ırkçı". Şeyh Said isyanı sayesinde, Kuzey Irak'taki petrol bölgesini ingiltere'ye terk etmek zorunda kalan.. Kema- list Türkiye "emperyalizmin işbirlikçisi". Ama aralannda bir "dil birliği" bile bulunmayan, za- man zaman ancak bir çevirmen aracılığıyla konuşabi- len (Açın bakın Goişi Kojima'nın araştırmasına; Türki- ye'de yaşayan Kürtler arasında bile, birbirini anlama- yan 14-15 kesim saptamış!).. Ortadoğu'daki Kürtlerin -sadece ırksal köken nedeniyle- tek bayrak altında top- lanmalannı savunan Sayın Beşikçi "ırkçı" değil, herhal- de "ülkücü" (yani ıdealist)! Doğru söze ne denebilir ki?! 4) "Türk'ün 'üst-kimlik' olarak kabul edilmesinin iki temel koşulu vardır. Bunlardan biri, Kürt'ün 'alt-kimlik' olarak kabul edilmesidir. Ikinciside Türk'ün 'alt-kimlik' olmadığının iyice anlaşılmasıdır... Bir kere Kürtlerin ulu- sal ve toplumsal variığı hiçbir zaman kabul edilmemiş- tir. Devletin Kürt politikası, her zaman ırkçı, inkârcı ve imhacı olmuştur. öteyandan, TürkdeArap, Kürt, Fars, Rus, Yunan gibi etnik kimliklerden biridir." Bu sözlerde doğru ile yanlış yan yana. "Üst-kimlik" bir anlamda "alt-kimlik"lerin sentezinden oluşur. Tıpkı "ulusal kültür"ün de "a/f-/cü/fü/'"lerin sen- tezinden oluşması gibi... Bu biiir. Defalarca -kanıtlarıyla birlikte- yazdım: Ne bu toprak- lara Türkiye. ne de üzerinde yaşayanlara Türk adını ko- yan Atatürk'tür. Daha en az 7 yüzyıl öncesinden başla- yarak, bu adlan Avrupalılar koymuşlardır. (Acaba ne- den?)... Bu ikiii... Evet... Türk adı, Yunanistan'da, Bulgaristan'da, Bo- manya'da "alt-kimliktir. Ama Türkiye'de -Kemalizmden çok öncesine uzanan tarihsel nedenlerte- "üst-kimlik" olmuştur... Bu da üüüç. Fransa'da yaşayan Brötonlar, Okitanlar, Korsikahlar, Basklar vb için "Fransa"kimliği "üst-kimlik" olduğun- da bu "demo/craf"lığa ters düşmüyor da; Atatürk'ün yapmak istediği acaba neden "faşistlik" oluyor? • • • 5) "Üst-kimlik anlayışı, kendince 'olması gereken'/ soylüyor ama 'olan'/ anlama, kavrama gibi bir sorunu yok." Devrim "olanı kabul etmek" değildir. "Olması gere- ken"'! hızlandırmaya çalışmaktır. Kabile düzenini, aşiret düzenini, etnik kökene dayalı bölünmüşlüğü kabul e- den; aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlar arasın- da bir "biz" duygusu yaratamayan hangi toplum çağ- daşlaşabilmiştir? 6) "Esas düşüncem, profesörlerin, yazahann, bası- nın, üniversitenin, devletgibi düşünmelerinin, devletgi- bi tavır ve davranış sergilemelerinin bilim yöntemi açı- sından ne anlama geldiğinî irdelemeye çalışmaktır." Bu köşede, "Aynlıkçı Düşünce Serbest Olmalıdır"di- ye yazı çıktı... Isteyenlenn Kürtçe radyo-TV kurmalan- nı, Kürtçe dil kursları açmalarını savunan yazılar çıktı... Beşikçi'lerin içerde olmalarındaki yanlışlığı vurgulayan yazılar çıktı... HEP'in TBMM'de grup kurmasını dileyen yazılar çıktı... Demek bunlar da hep "resmi ideoloji"? • • • Sevgili Mumcu'dan esinlenerek; "bilgi sahibi olma- dan fikirsahibi olma "nın yanlışlığını ah bir öğrenebilsek! Ve bir de "ö/7g/"nin değil, ancak "fikir"\n üretilebile- ceğini... Sinop'ta öğretmen laymıı MÎYASEİLKNUR Sinop Valiliği, Kamu Ça- lışanlan Sendikası'nın 20 Aralık 1994yıhndadüzenle- diği "iş bırakma"" eylemine ve Sosyaiist Birlik Parti- si'nce düzenlenen panel ve müzik şölenlerine izleyici olarak katıldıklan gerekçe- siyle 400 öğretmen hakkm- da soruşturma açtı. Valiliğin ceza yağdırdığı öğrermen- lerden 22'sine il içi ve dışın- da sürgün cezası verilirken. 9 öğretmen kademe ilerle- mesinin durdurulması, 61 öğretmen maaş kesilmesi, 278 öğretmen kınama, 312 öğretmen uyan cezasına çarptınldı. Son bir ay içinde 7 öğretmene daha sürgün ce- zası verildi. tdarenin cezala- nndan yılan 58 öğretmen emekliliğini istedi. CHP Er- zıncan Millervekili Mustafa Yıklu konuyu TBMM gün- demine getirdi ve Milli Eği- tim Bakanı'nın cevaplandır- ması istemiyle Meclis Bas- kanhğı'na soru önergesi ver- di. Kamu Çalışanlan Sendi- kası'nın Ankara'da 1994 yı- lı sonunda düzenledığı "iş ttrakma" eylemine onbin- lerce memur katılmış ve ey- Olağanüstü Hal tazminatı gitti geldi ARIFASLAN BATMAN - Güneydoğu Anadolu'da Olağanüstü Hal Bölgesi'nde görev ya- pan kamu çaiışanlartna ödenen ve 15 ocakta kaldınldıgı acıklanan ek tazmi- natın. yoğun tepkiler ve toplu istifa gi- rişimlerinin ardından yeniden verilece- ğinın biidiriimesi sevinç yarattı. Bat- man'da tazıninatın kesılmcsıyle atama dilekçesi veren 800 öğretmen başvuru- sunu geri çekti. Bölgede görev yapan 220 bmi aşkın kamu çalışam arasında güvenlik görev- lileri, savcı, hâkim. korucular dışindaki diğer işçi ve memuriardan kesıtecegi belırtilen "OJa|anüsrii Hal Taznıioa- tf'nın hükümet tarafından yeniden ve- rilmesinin benimsenmesi çaiışanlarara- sında bayram havası yaratö. Hükümetın karanndan sonra Maliye Bakanhğı, defterdarlıklan uyararak ça- lısaniann bordrolannın buna göre dü- zenlenmesini istedi. Batman miiletvekilleri Faris Ozde- mir ve Atauliah Hantidi, tazmınatın başta öğretmen ve diger kamu çalışan- lanndan kesilmemesi için konuyu TBMM ile Milli Eğitim Bakanlığı'nda gündeme getirdikten sonra milletvekii- leri MusaOkçu ve AlaattkıSever Ayduı da destek vermişlerdi. Ek tazmınatın kaldınfrnasmı protes- to etmek amacıyla Batman'da 800, Si- irt'te 600, Mardin'de 700, Şırnak'ta 200 öğretmen Ban ilierine toplu atama iste- ğinde bulunmuştu. İki yıl önce yürüriü- ğe giren kararia getirilen ek tazminatlar 15 Ocak 1996 tarihinde kesilmişti. Öğ- retmenlerin yani sıra sağlık görevlileri de Baü ilierine atama istemisti Ayda 3 ile 4 mıtyon lira arasmda tazmınat alan öğretmen ve diğer görevlilerin yeni dü- zenlemeyle tazminatiannm arttınlabi- leceği de kaydedildi. Batman'da atama isteğinde buiunan 800 öğreönen dilek- çesini geri çekti. Ek tazminatm yeniden verilmesiyle haksızlığın giderildiğine dikkat çekenöğretmenler, özetle şunla- nsöyledilen "Boigeye >vni atanaa öğretmenlerie uzunsürehiznıetv«reDeğitimcininma- asıektazminatm kakhrdmas vüzünden hemen bemen aynı se\iyçye düşmüştö. Ortada haksuiık vardL hakstzlığın gi- deriimesinden son derece sevincliyiz." Eğitım-Bir Sendıkası Batman Şube Başkanı Nureöin Kazakdayaptığı açık- lanıada, ek tazminatın yeniden verilme- sinin sevindirici olduğunu, haksızlığın ortadan kaldınlmasıyla egitimcinin da- ha uzun ydlar yörede hizmet verecegi- m belirtti. lem sonunda Bakanlar Ku- rulu eyleme iştirak eden me- murlar hakkında soruşturma açılmamasını istemisti. An- cak PTT'den sonra Milli Eğitim Bakanlığı da öjret- menlere ceza yağdırdı. Ozel- likle Sinop'ta görev yapan öğretmenler Vali ve Milli Eğitim Müdürü'nün iste- miyle cezalandınldı. Sinop Muhabirimiz Cengiz Dcmi- rel'in verdiği bilgiye göre, Sinop'taki öğretmenler. Ka- mu Çalışanlan Sendika- sı'nın "iş bırakma" eylemi- ne katılmanın dışında o dö- nemde Birleşik Sosyaiist Parti ile henüz birleşmemiş olan Sosyaiist Birlik Partisi İl yönetiminin düzenlediği halka açık müzik şöleni ve panellere katılmak suçundan da cezalandınldılar. Sinop'ta düzenlenen "La- ikhk ve DemokrasT, "Kent ve Demokrasi'', "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" ko- nulu panellere izleyici ola- rak katılmalan suç sayılan öğretmenler, 657 Sayılı Dev- let Memurlan Kanunu'nda belırtilen "sadakat, devlete bağhhk, davranış ve işbirli- ği'' ilkelerine uymadıklan gerekçesiyle ceza aldılar. Vali M.İrfan Kurucu'nun ceza yağdırdığı öğretmenler arasında sendikal faaliyet- lerdebulunanlarönceliği alı- yor. Öğretmenlerin bağlı bu- lunduğu Eğitim-tş Sendika- sı'na uğramak da valiye gö- re suç sayılıyor. Konuyu TBMM gündemine getiren Erzincan Millervekili Mus- tafa Yıldız, Milli Eğitim Ba- kanı Turhan Tayan'ın yanıt- laması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Yıldız, önergesinde, "Sinop Valiüğince 1993 yıhn- dan bu yana yüzlerce öğret- menimizin kıyuna uğradığı- nı" belirterek, olumsuzluk- lannı düzeltilmesin istedi. CHP'li Yıldız'm, Milii Eği- tim Bakanı Tayan'dan yanıt- laması istemiyle yönelttiği sorular şöyle: "50 öğretmenin U içi ve il dışı sürgüne gönderildiği doğru mudur? - Yaklaşık 400'e yakın öğ- retmen hakkında idari so- ruşturma yapılnuş nudır? - 200 öğretmene kınama, 200 öğretmene uyan, 15 öğ- retmene kıdem durdurması, 40 öğretmene maaştam kes- me cezalan veribniş midir? - Son bir ay içinde bu ili- mizde kaç öğretmen sürül- müştür? Sürütane gerekçeie- ri nelerdir? - Tüm bu olanlardan ba- kanlığınızın bilgisi var mı- dır? - Şu andan itibaren ne gi- bi tedbir abnayı düşünüyor- sunuz? -Mevcutkıyımlann düzel- tilmesi yönünde bakanlık olarak ne gibi tedbirler ab- nacakür?" Ş u b a t DUNYA SEVGİLİLER GÜNÜ (St. Valentine's Day) "En güzele. en yakına, en sevgiliye..." sevgi dolu sözcüklerle "dünyaları" armağan edin. 1 st. x 5 cm. boyutundiiki ilanlar KD\r dahil 1.500.000 TL. Bilgi için: Pınar Buht,ekapılı \lcıi\J l Türkocjüı ıJd 31 * 4! C jüalı^l Tclofon ?n's4MI-ftl F.ı\ > 13 N4 63
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle