Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ARALIK 1996 PAZARTE5İ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBMM Yüksek Öğrenimin Sorunlarmı Araştırma Komisyonu raporunda katkı paylan yüksek bulundu
ozu1111 ÎJM enci sloganlanndaHaber Merkezi -Ankara \ e fstanbul "da
katkı pa> ı adı altında harç alınrıasına kar-
şı çıkan üni\ersıte öğrencilerhin. yargıç
öraüneçıkanimalarınavolac/angösterile-
rinde kullandıkları sl'oganlar, TBMM
Yîiksek Öğrenimin Sorunlamı Araştır-
ma Komısvonutarafından sorunlann çö-
ziimüolarakgöstenldı. Raporda. vüksek
öğrenimdeki alt\ apı darbogazına dıkkat
çekılerek -Plan hedeflerine uJaşabilmek
içûı toplam 125 trihon lira daha ek öde-
neğe ihtivaç \ar~ denıldı.
ANAP Içel Mılletvekilı Halil Cin baş-
karlığındaki komisvon tarafından hazır-
lanan \e TMBB Baş'kanlığfna sunulan ra-
porda. öğrenci eylemlenne >ol açan kat-
kı paylan 'yüksek* bulunurker üniver>i-
te \apısi "hantal.verimsizvepahairdive
nıtelendırildi. ANKA'nın habenne göre
eğitimde 'fırsat eşitliği'nın ka\bolduğu
ifade edilen raporda •Nasıl bir üniversite
hedef alınmalıdır" ba^lığı altında öğren-
ci eylemlerimn başjıea sloganlan olan şu
ıfadelere ver verildı.
- Demokratik. özgür. özerk üniversite
- 1dan. akademik ve mali özerkliği olan
üni\ersite
• Üniversite öğrencilerinin yargıç önüne çıkanlmalanna yol açan gösterilerinde
kullandıkları sloganlar. TBMM Yüksek Öğrenimin Sorunlarını Araştırma Komisyonu
tarafından sorunlann çözümü olarak gösterildi. Raporda. yükseköğrenimdeki altyapı
darbogazına dikkat çekilerek "Plan hedeflerine ulaşabilmek için toplam 125 trilyon lira
daha ek ödeneğe ihtiyaç var" denildi.
- Araştırma yapan ve bilim üreten üni-
versite
- Kalitelı ve çağdaş eğitım sağlayan. bi-
lım yayan ûniversire
- Düşünceve inançözgürlüğününsiın-
gesi olan üni\ersite
- De\ let otoritesı \e akademik oligar-
şi içinde tıkanmavan üniversıte
- Katılımcılık. dınamızm. üretkenhk
ve rasyonellık ilkelerinı gözeten üniver-
site
- Özgüvenlı. demokratik. laık karakter-
li.sivil kültürüözümsemışöğrencilerve-
tiştiren ünhersite.
Oğrenciler yönetime
Raporda ^ı ÖK iin vebakanlıklann üni-
\erstteler üzerindeki vesayetinin kaldı-
nlması. YÖK'ün. koordinasyonu sağla-
van bir kurum halıne getırilnıesi de vur-
gulanırkenistenenradikaldeğişimlerşöv-
le sıralandı:
- Üniversite kendi kendini vönetmeli.
bütün vönetimler seçimie gelmeli
-Rektörvedekanlartekdereceliseçim
ile bölüm başkanlan veanabilimdalı baş-
kanları ise fakültelerdeki tüm öğretim
elemanlan ve bölüm öğrenci temsileisi-
nin katılımı ile oluşturulacak genel kurul-
ca seçilmeli. rektörlük ıki dönemle sınır-
landınlmalı.
- Karar yetkısi senato ve vönetim ku-
rullanndaolmalı
- Oğrenciler dernek kurabilnıeli. araş-
tırma görev lıleri. oğrenciler ve üniversi-
te çalışanlan üniversite kurullanndatem-
sıl edilmeli.
Raporda üniversitede altyapı sorunla-
rı ışlenirken üniversitelerin derslık. sos-
v al alan v e idare binaları gibı kapalı alan-
lann öğrenci başına düşen miktannın 13
metrekareolduğu. buoranın25 metreka-
relik uluslararası standardın altında ol-
duğuna dikkat çekildi Raporda. 28 olan
devlet üniversitesi savisinın ikıyıl içinde
hiçbirülkedekarşılaşılmavacakbiçımde
53'e çıkanldığı vurgulanarak şu bilgiler
kavdedildı:
"Eski üniversitelerdeveni kapasiteya-
ratmak ve veni kurulan 2? üniversitenin
mekân ihtivacım karşılamak için gerekli
olan ek fiziki vatınnı maliyetleri, \ üksek
Oğretim Kurunıu'ndan vapılan planlama
çalışmaları sonunda, 1997 > ılı için 70 tril-
von lira olarak belirJenmiştir. 1996 vılın-
da öngörülüp de tahsis edilerne>en 55 triJ-
von lira ödenek nıiktarı da buna eklendi-
ğinde. plan hedeflerine ulaşabilmek için
toplam 125 trihon lira daha ek ödeneğe
ihtivaç bulunduğu ortava çıkmaktadır.
1997 v ılıfivatlarıiçin >atırım ödeneği tu-
tan 57.5 trihon lira olarak öngörülmek-
tedir. Bunun da 16.6 trihon lirası nıaki-
ne-teçhizat >atınmı olup.gerçekteay nlan
fiziki vatıran ödeneği 40 trihon civarın-
dadır. Bu ise \erilmesi gereken miktann
beşte biridir. Kurulumuz. istenen ödenek-
lerin bir an önce lamamlaıınıası, üniver-
sitelerin altvapı tesislerinin eksiklikleri-
nin giderilmesi fikrinde olup. eksik kapa-
site kullanımı ve mekân sorunu olan yer-
lerde yüksek öğretimin aksavacağı görii-
şündedir"'
Raporda. altvapı sorunkınnın çözümü
için de şu önerıler sıralandı:
- Yanm kampuslar ödenekler av nla-
rak veva gönüllü kişi ve kuruluşlar ö/en-
dirilerek tamamlanmalıdir.
- Ellennde kullanımı mıimkün olmayan
kamu arazıleri var olan üniversitelere
1996 v ılı bütçe >asa ta>arısının 15. mad-
desinegöre satılacak gaş ri menkullerden
avrılacak payın yüzde 50'den. v üzde 90"a
çıkanlmasi gerekir.
- Zarar eden ve atıl durumda bulunan
K/T'lerin.özellik ar/edenleri ünh ersitelere
araştırma sahalan olamkdev miilmelidir.
SHCEKte seriatcı kadrolaşma
300kjşilik
sürgün listesi
befdetiliyor• SHÇEK'te dini eğitim \erilmesi yönünde
genelge yayımlanmasımn ardından baelı
kuruluşlarda dini içerikli programlar
oluşturulmaya başlandı. Etütlerde yalnızca
derslere yardımcı olmak amacı güdülen
yuvalardan Atatürk Çocuk Yuvası
Müdürlügü"nün "Dın ve Güzel Ahlak" başhklı
faaliyet programında. ""İslam dininin diğer
dinlere karşı üstünlüğü" gibi konular verahyor.
BAM SALV1AN
ANKARA - RP'h Deviet
Bakanı Sacit Günbe>'e bağlı
Sosval Hizmetler ve Çocuk
Esiraeme Kurumu'nda
iSHÇEKj RP. MHP veBBP
kadrolaşınası giderek artarken
çoğunluğu üst düzev v önetıcı-
lerle Saglık ve Sosval Hızmet
Emekçilerı Sendıkası (SES)
üvelerindenoluşan sürgün edı-
lenlerin sa> ısi 125 'e ula>tı. Ço-
cuk vuvaîarmda dini ıçerıklı
eğitim programlarının ağırlığı
arttırıldı. Kadın sığınma ev le-
rinin ve kreşlerin de kapatıb-
caöını ıleri süren SES Genel
Başkanı \e>si İ Igen. "ırkçı-se-
riatçı militan vetiştirecek kad-
ro varanlmava çalışıldığım"
söyledi.
Vakla>ık 28 binkişive 251
kuruluşuyla hızmet veren
SHÇEK"te hız kazanan kadro-
laşma konusunda RP'mn ken-
dı ıçındeveBBPılednlaşmaz-
lık vaşadığı öne sürüldü. ^a-
pjlan veni atamalarda meslek
ılgibi gözetılmezken sürgün-
lerde de eş durumunun dikka-
tealınmadığı kavdedildi. İller-
deki jöneticilenn tek tek ara-
narak istifava zorlandığı be-
lirtildı.
SHÇEK'te dini eğitim veril-
mesı > önünde genelge > as ım-
lanmasının ardından bağlı ku-
ruluşlarda dını içerikli prog-
ramlar oluşturulmava başlan-
dı. Etütlerde yalnızca derslere
yardımcı olmak amacı güdü-
İen çocuk v uv alanndan Atatürk
Çocuk Yuvası Müdürlüğünün
hazırladığı "Dime Güzel Ah-
lak" başlıklı faaliyet progra-
mında. "Allah se\gisi \e İslam
dininin diğer dinlere karşı üs-
tünlüğü" gıbı konular >er alı-
vor. Prograrnda. "Lai'klik \e
Âtatürk'ün laiklik anlavışı ile
Atatürk*ün dininıiz Ue ügili gö-
rüşleri\esozleri"konu başlık-
larının da bulunması dikkat
çekti. Sık sık görev lı değışi-
minin yuv alardaki çocuklarv e
bakımı üstienilen vaşlılarüze-
rinde olumsuz etki yarattığı
vurgulanırken yakJaşık 100 ço-
cuğun barındığı Behice Eren
Kreş v e Gündüz Bakıme% ı Mü-
dürü Fikri Akbin'ın tavininın
durdurulması için. veliler "*•
ımza topladılar.
SES Genel Başkanı \e\si
Ülgen. bütçede tav inleri çıka-
nlanlann >olluklannı v ermek
için veterli ödenek bıılunma-
ması ve tepkı çekmemek ıçın
300 kişilik sürgün listesinınde
bekletildiğini sövledı.
SHÇEK'te 21 bın çocuk ve
gence bakıldığını vurgulavan
L'laen şövlekonuştu:
-Asd amaç. REFAH^OL'un
ırkçı-şeriatçı düşünceleriniha-
\ atageçirecek\e kuruluşlarda-
ki korunmajamuhtaççocuk\e
gençkri kendi ideolojileri doğ-
rultusunda militanlan haline
dönüştürecek\önetici \e eğiti-
ci bazdaki kadrolaşmavı va-
ratmakhr. Bakanın her gittiği
kuruluşta ilk sorduğu soru.
' Mescidiniz v ar mı? Rahat na-
ınazkıldbılı_vornıusunuz?"ol-
maktadır. Kİz >etiştirme \ urt-
lanndakj/Jara Lzıınkollugı-
veceksınız. ıftetlı olacaksinız'
diyerek tesefrüre u>gun kı>a-
fetlerönermekte. namus anla-
>ışını tesettüre bağlamaktadır."
SES Genel Başkanı L'lgen.
Sos> al Varjıralaîma v e Dav a-
nı^ma Vakfı nın ı Fak-Fuk-Fon)
ödeneğının SHÇEK kanah} la
dağuılmaMnda partızanca u\-
gulama vapılacağı vönünde'ki
ka\gılarını dıle getırırken
-RP'nia BBP'nin >ıflardır*ap-
tığı propagandalar dev let üze-
rinden. de\ letparasn la resmi-
leştirilerek >apılabilecektir"
dedi. L Igen. kadın sığınma ev -
lerinin de kadınları "fahişe"
olarak göstererek kapatılmak
ıstendiâıni belırrtı.
l k î t t î YakJaşık 90 bin kişinin başMirusuyla skandatlar zincirine dönüşen Sos\alSigortalar Kurumu
J # l l l J (SSK) sınaMnın >azılı bölümü sona erdi. RPörgütleri veMilliGençlik Vakfı'ndaişealınacak-
ların listesinin çıkanldıgı iddiaları arasında gerçekJeştirilen sınavda. sıkışık oturan adavlann kopva çekmelerine olanak tanındığı gibi kimlik
kontrolünün >etersbJiği nedeniv le adav lann yerine başkalannın girmiş olabileceği kuşkusu doğdu. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ali Kemal
Başaran. soruların iktidar partili nıilletvekillerine verildigi > önünde duv umlan bulunduğunu \ urguladı. İşe girebilmek umuduyla Türki>e ge-
nelinden Ankara'\agelenon binlerce insanm sınav çilesindc va/ılı bölüm dün sona erdi. N ükscliş Koleji'nde dün 17 bin 500ortaokul mezunu
sınma girdi. V üksekokul. lise ve ilkokul mezunu adavlar. sınav sorularına "Sorulan kendileri vanıtlasın da görelim. Bu soruları vanıtlavabile-
cekolsak burada işimi/ nevdi" di\e tepki gösterirlerken ortaokul mezunu adavlar sorulan "kola\" buldukiannj sö>lediler. (Fotoğraf: AA)
Türban tartışmasını Danıştay çözecek
• Avukatların türban
ya da başörtüsüyle
duruşmalara girip
giremeyeceklerine
Danıştay karar \erecek.
Konuyla ilgili olarak iki
a\ukatın dilekçe
üzerinde çalıştıklarını
belirten TBB Başkanı
Özgen. davanın
önümüzdeki salı ve
çarşamba günü
açılacağını söyledi.
ANKARA (ANKA) - Türkıve Barolar Birliği
(TBBl. Adalet Bakanı Şevket Ka/an'ın avukat-
larıntürbanladuruşma\agiremeyeceklerıyönün-
dekı Barolar Birliği meslek kuralıvlaaynı vönde-
ki bakanlık genelgesini v ürürlükten kaldırarak bu
konuvu vargıcın takdirine bırakan genelgesinin ip-
taii amacıv la hafta içinde Danıştav 'a dav a açacak.
TBB. davada bakanlığın vazısıvla ilgili vürürlii-
âün durdurulmasını da ıstevecek.
" TBB Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen, Adalet
Bakanlığı'nın 19 kasım tarihli vazısıvla ilgili ip-
tal başvuru hazırlıklannın tamamlanmak üzere
olduğunu bildirdi. Konuyla ilgili olarak iki avu-
katın dilekçe üzennde çalıştıklarını belirten Öz-
gen. davanın önümüzdeki salı ve çarşamba günü
açılacağını sövledı. Adalet Bakanı Kazan'ın kı-
şisel göriişlerini bakanlık görüşü haline getırdi-
ğinı.bövlecekişiselgörüş vedeğerlendirmeleriv-
le vargıçları etkıleyebilmek amacıv la bakanlık
tüzelkişilığini araçolarak kullandığını sav unan Öz-
gen. "Bu davranış. görevini kötüje kulianma ni-
teliğindedir" dedi.
Prof. Dr. Özgen. Auıkatlık ^asası'nın av ukat-
lann mahkemelerde nasıl givineceğinı TBMM'nin
vetkısıne bıraktığını da anımsatarak Adalet Ba-
kanlığı'nın va da Adalet Bakanı"nın bu kararı de-
ğiştirme. gereksiz sayma \eva benzerı karar al-
ma vetkisı olmadığına dikkat çekti.
Bakanın TBB'nin genelgelenni yürürlükten
kaldırma vetkisı olmadıöını beiirten Özızen. ba-
kanlık vazısının türbanla ilgili Anavasa Mahke-
mesi veDanıştav kararlarınaaykırı olduğunu bil-
dirdi.
TBB Başkanı Prof. Dr. Özgen. iptal başvurudi-
lekçesinde vasaına, yürütme. yargı organlarıvla
gerçek ve tüzelkışilerı bağlavıcı niteliği bulunun
Anavasa Mahkemesı kararlarıvla Danıştav1
kara-
rına da yer \ crıleceğini söv ledi. Özgen. bakanlık
vazısının uygulamada aksaklığa neden olmama-
sı için de yürürlüğün durdurulma>ı talebinde bu-
lunacaklarını söv ledi. Özgen. bakanlığın türban
genelgesinden sonra Türkıve genelinde tüm var-
gıçları veavukatları tam bılgılendirmek amacıy-
la ilgili mevzuat ile vüksek mahkeme kararlarını
kendılerıne aöndermevi sürdürdüklerıni bildirdi.
Aman Şasırmayın!
KULIANIÇIIARIN EN ÇOK
TERCİH ETIİĞİ DÜNYA MARKALARİ,
MEDYA MARKET GÜVENCESİNDE,
SADECE 5 MİLYON PEŞİNAT,
12 AY'A VARAN TAKSİTLERLE! 2 8 1 İ 9 4 9
•' <•> >• •••««!« ı" u<
8i :i! lî
1
H;S' 'îîS! 'SS
• ERICSSON GH/GF 388 • NOKIA 8110 • SONY CM-DX 1000
• MOTOROLA 8200 • SHARP TQ - 450 • SIEMENS S4
ŞIMDI ARAYIN
ÖKADIKÖY
BOSTANCI
349 08 20
463 45 40
AYDINLANMA
EMRE KOIVGAR
Gazeteci mi Daha
Güvenilirdir Politikacı mı?
Son yapılan kamuoyu yoklamalan. halkın politika-
cıya olan inancını tümüyle yitirdiğini açıkça belirtiyor.
Medya, bellı sorunların üzerine gitmekle görevli
görülüyor. ama ona duyulan güven de sarsılmış du-
rumda.
Otoriter siyasal dönemden, kapalı toplumdan. giz-
li ilişkılerden ve en önemlısı bunları kendi çıkarlarına
alet eden muhterıs ve pervasız politikacılardan kay-
naklanan toplumsal yozlaşma, bir ahtapot gibi tüm
kurumlan sarmakta.
Bu korkunç gıdışe ''şeffaflık" ve "adalet" ilkeleri-
nin yaygınlaştınlması, yani "demokratik hukuk dev-
letinin" etkinleştırılmesı yoluyla "dur" denmez ise
yargı gibi, ordu gıbı hâlâ saygınlığını koruyabilen ku-
rumlar da yakında bu genel depremın kurbanlan ara-
sına katılır.
Hıç kuşkusuz, bu gidişın baş sorumlusu polıtıka-
cılar.
işin ilginç yönü, bu durumdan çıkışın anahtarının
da politikacıların ellerınde olmasıdır.
Çünkü şeffaflığı ve adaletin denetimıni yaygınfaş-
tıracak ve etkinleştirecek önlemleri parlamentoda
onların alması gerekıyor.
Pekı politikacılar bu arada ne yapıyor?
Yenı bir "sansüryasası" hazırlıyorlar.
Esas olarak başarısızlıklarını ve pisliklerini halktan
gizlemeye yönelik ızlenimi veren bu çaba, kendi açı-
larından da tümuyle yanlış.
* • •
Basına karşı savaş açan iktidar, ister istemez şu
soruyu gündeme getiriyor. "Acaba hangisi daha gü-
venılir, neden?"
Gerek politıkadakı gerekse yazılı ve elektronik ba-
sındakı "pıslıklere" hiç gırmeden, soğukkanlı bir ır-
deleme ile objektif açıdan bakmak ıstiyorum konu-
ya. Çünkü ben hem basın mensubu olarak hem de
politikacı kimliğiyle önemli deneyımler yaşadım.
Basının amacı, "doğru haber vermek". Hem ya-
şayabilmesı, yanı satış rakamlarının aşağıya düşme-
mesi hem de meslek ılkeleri açısından varlığı "cfoğ-
ru haber" vermesine bağlı.
Polıtikacının amacı ne? Ülke sorunları için çözüm-
ler üretmek. bunları halka aktarıp onay almak ve ik-
tidara gelıp uygulama yapmak. Yani politikacının
amacı. "vaatlerie halkı ıkna etmek ve bu vaatlerinı ha-
yata geçırmek."
Aslında basında da politikada da en büyük tehli-
ke "tekelleşme".
Aynca gazeteci patronuna, politikacı ise genel baş-
kanına bağımlı.
Ama ortak sorunfar, yanı benzeriikler hemen he-
men bu noktada bitiyor.
Şu farkları hemen anımsayalım:
Gazetecıliğın okulu var. Politıkanın yok.
Gazetecılığin meslek ılkeleri var. Politıkanın yok.
Başansız gazetecı, ış bulamıyor. Başarısız politi-
kacı da seçilemıyor, ama çok yüksek bir emekli ma-
aşı alabiliyor veya eski ışıne dönebiliyor.
Başarısız gazetede başanlı gazeteci. mesleğıne
başka yayın organlarında, saygınlığını koruyarak de-
vam edebiliyor. Başarısız partide başanlı politikacı-
nın başka partiye geçmesı "ilke ve güven" sorunu
doğuruyor.
Gazeteci halkın yaşamını doğrudan etkilemiyor.
Politikacı doğrudan etkiliyor.
Halkın gazeteciden beklediğı basit: Doğru haber
vermesi. Halkın politikacıdan beklediği karmaşık: Ki-
şisel, aılesel ve ülkesel toplam refahın yükseltilme-
sı.
Gazetecılıktekı başarı, "gerçeğe uygun haber üre-
tımı" gibi objektif bir ölçüte göre degeriendırilıyor. Po-
litikadaki başarı, "seçmenın desteği" gibı sübjektıf
bir kriter ile.
Böylece başhktakı sorunun yanıtı ortaya çıkıyor. Ta-
bii kı gazeteci daha güvenılır. Çünkü kendısinden
beklenen, sınırlı ve hemen denetlenebılen bir görev.
Oysa politikacıdan beklentı çok yaygın ve karmaşık,
üstelik, başarısı hemen denetlenemiyor.
Bence Türkıye'nın önündekı bunalımı aşmak için
politikacılar yazılı ve elektronik basını, yanı esas ola-
rak gazetecıleri düşman görüp hedef alacaklarına,
onlan müttefik olarak kabul edip işbirliği yapsalar, hem
kendilerinin hem de ülkenin çok daha yaranna olur.
Unutmayalım ki her iki grubun da yaşaması, etkın
ve verimli olabilmesı, ülkede demokrasinin işleme-
sine bağlıdır. Düşmanını ezmek için demokrasiyi ze-
deleyen, aslında intıhar etmektedir.
Not: Son günlerde çok güzel fılmler gösteren Ka-
nal D bazen filmi öyle bir yerinden kesip bir reklam
arası veriyor ki bırakın izleyicinin keyfinin kaçması-
nı, filmin anlamı bile etkilenebiliyor. Son örnegi, AJ Pa-
cino'ya Oskar kazandıran "Kadın Kokusu" adlı film-
de yaşadık. Bu filmin butün "ruhu" PacJno'nun en
sonunda söylediği uzun nutukta yatar. Bu nutku tam
ortasından kesip reklam koymuşlar. Film de berbat
olmuş tabiı.
Basın Konseyi
İletişim özgürlüğü
yasası hazırlanacak
İslanbul Haber Senisi -
Basın Konsevi Temsilciler
Kurulu.REFÂHIOLhükü-
metinin hazırladığı Basın
'»'asası önerilerinın demok-
ratik ıneşruıvetten voksun
olduğunu belirterek "bu öne-
rileri tümden reddettı. Kon-
sev. veni bir "iletişim özgür-
lüğü vasası'* hazırlama ka-
rarı aldı..
Basın Konsevi'nin dün
vapılan "GenişletümişOla-
ğanüstü Temsilciler Kurulu"
toplantısından sonra dün bir
bıldirı vayımlandı. Bildiri-
de. ülkemizde halen kısıtlı
olan iletişim özgürlüğünün
daha da daraltılarak haikın
gerçekleri öğrenmesinı en-
gellemek için 5680 sayılı
Basın \'asası ve diğer vasa-
ları değiştirmevi öngören
nıyet ve çabalara tümden
karşı çıkma kararı alındıgı
belirtildı. Bifdinde. başta
5680 sa>ılıyasaolmak üze-
re yazılı, sözlü v e görüntü-
lü basını ilgilendiren tüm
yasalann gözden geçinlme-
sine gereksınım olduğu ka\ -
dedilerek 5680 sav ılı yasa-
nın ele alınmasına Basın
Konseyi 'nin bu nedenle kar-
şı olmadığı belirtıldi. Bil-
diride başta Ba.Mn Konsevi
olmak üzere. sektörün
önemli temsilcilerinin «ö-
rüşlerinı almadan ve demok-
ratik meşruıvetini sağlama-
dan değışiklik önerilerini
hazırlamanın. hükümet pro-
tokolü ve çağımızın katı-
lımcı demokrasi anlav ışına
"taban tabana aykın" ol-
duğu bildirildi.
Temsilciler Kurulu'nun,
medvadünvasıyla ilgili or-
tava atılan bir önenye gös-
tereceği tavnn, "demokra-
tik meşnınet"e uygunluğu-
na göre belırlenmesıne ka-
rar verdiğinin de belırtildı-
ği bıldiride, özetle şu gö-
rüşlere yer verıldi:
"Temsilciler Kurulu. bil-
gi çağına giren dünvanın ve
toplumun gereksinimlerini
karşılavacak bir 'ıletişım
özgürlüğü vasasf hazırlama
kararı aldı. Bu yasanın ha-
zırlanmasına Basın Konse-
>i Vüksek Kurulu'nun >a-
nı sıra gazeteciter. bilim
adamları. sivil toplum ör-
gütleri \e sh asi parti temsil-
cileri de katılacaktır. Basın
Konsevi ülkemizdedahaöz-
gür ve daha sa>gın bir ba-
sın \aratnıak için kurulmuş-
tur. Basın Konsevi bu doğ-
rultuda bugüne kadar sür-
dürdüğü mücadelevi, bun-
dan b<iv le daha da dinamik
bir tunmıla devam ettireeek-
tir."