Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0
Genel Yavın Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıişlerı MüdürJerı
Ibrahim Yıldız (Sorumlul. Dinç Tajanç
0 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
9 Gorsel Yonetmen Fikret Eser
Dı^ Habcrler Şinasi Damşoğlu 0 Istıhbaral:
Cengiz^ ıldırım 0 Ekononıı. Bülent Kızanlık
0 Kültur. Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami
Karaören 0 Duzdtme Abdullah Yazıcı
0 Fotoğrjf Erdoğan köseoğlu 0 Bılgı-Belgc
Edibe fiuğra 0 Yurt Haberlcrı Mehrriet Faraç
Ya\ınKurulu İlhanSelçuktBaşkan).
Orhan Erinç, Oktav Kurtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,
ErgunBakuD*nçTa\anç. [brahim
Vıldız. Orhan Bursalı, Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balba> 0 Haber Müdurir Dogan
.Akın Atatürk Buhan No: 125. Kar4. Bakanlıklar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 0 lzmır Temsılcısı:
SerdarKıak.H.ZıyaBK. İ352S 2 3Tel-4411220." Faks:
44191 P0AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlu. tnönüCd
119 S No I Kat I. Tel. 363 12 11. Faks 363 12 15
Müessese Müdürü. Erol Erkut 0
Koordınatör: Vhmet Korulsan 0
Muhasebe. Bülent Yener 0 İdare.
Hüseyin Gürer 0 Işletme Önd«r
Çelik 0 Bılgı-lslem. Nail Inal 0
Bılgısavar Sıstenı Mürihet ÇUer
MEDVA C: 0 Yonetım Kurulu
Ba^kanı - Genel Mudur Giilbin
Erduran • Koordınatör Reha
Işitman # Genel Mudur Yardımasi"
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
51395W)-513MWW>1.Faks 5I3S463
mlgtan ^ * Basao: Yenı Gun Haber ^ansı. Basın \e Yauncıiık A S
cai, C';«d '"* 4) Caiâloğlu _U3» Ist PK 246 IsUflbul fe) (0212i 512 05 05 (20 hal) Faks (0 212ı 513 S5 "5 9ARALIKI996 İmsak: 5.39 Güneş:7.10 Ögle: 12.04 İkındi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.09
Kanser
tedavisinde umut
• NEVVVORK (AA)-
Roket yakıtı olarak
kullanılan kımyasal bir
maddenin. göğüs kanserini
tedavi ettifii öne sürüldü.
"Drazine siiifat" adlı
madde. ilk kez Penthouse
dergisi sahibi Bob
Guccione'nin eşi Kathv
Keeton tarafından
kullanıldı. Syracuse Kanser
Araştırma Merkezi
görevlilerinden Dr. Joseph
öold Kathv Keeton'un
'drazine sülfaf haplan
kullanmaya başlamasından
sonra göğüs. karaciğer.
mide ve parıkreasına
yayılmış olan kanserin
hemen rümüyle yok
olduğunu belirtti.
Keeton'un birbuçukyıl
süreyle günde iki "drazine"
tableti aldığı öğrenildi.
Porsuk ve Alpu
kurtarılacak
• ESKİŞEHİR(AA)-
Eskişehir Biiyükşehir
Beledivesi tarafından 1993
yılında yapımına başlanan
pis su arıtma tesislerinin
birinc'bölümünün
tamamlanmak üzere olduğu
belirtildi. Porsuk Çayı ile
birlikteçok verimli tarım
arazilerine sahip Alpu
Ovasfnı da kirlilikıen
kurtaracak tesislerin 500
bin nüfusa bitap eden
birinci kısmı. kısa sürede
hizmete girecek. Pis su
arıtma tesisleri olmadığı
için Eskişehir'in
kanalizasvon atıklan
antılmadan Porsuk Çayı'na
veriliyordu.
AIDS testi
tartışması
• A,\KAR.A (A.NKA) -
Sağlık Bakanlığı'nın geçen
hafta kan ürtinlerine
yapılacak AIDS testi
konusunda yayımladıgı
genelgenin yanlış
anlaşıldığı bildirildi. Saglık
Bakanlıği Müsteşar
Yardımcısı Necdet Öz. kan
ürünlerine mutlaka AIDS
testi yapılmaMnı
istedıklenni. ancak bunun
vöntemini hekinıin
tasarrufuna bıraktıklannı
söyledi. Öz. '"Genelgede
mutlaka "eliza" veya 'lam'
testi vapılsın demedik.
Burada insanlar yanlış
yönlendiriliyor" dedi.
Deve Güreşi
Festivali
• İNCİRLİO\A(AA)-
Aydın'ın İncirlio\a
ilçesinde. kaymakamlık ve
belediye tarafından Deve
Güreşi Festivali düzenlendi.
Incirliova Kaymakamı
Saffet Karahısarlı. ilçede
geleneksel olarak yapılan
deve güreşlerinın bu yıldan
itibaren festivale
dönüştürüleceâini bildirdi.
Karahisarlı. 5 ocakta
Incirliova'da yapılacak
güreşlere. Türkive'nin
değişik bölgelerinden ünlü
güreşdevelerinın
katılacağını. tüm gelırinin
de yapımı devam eden
sağlık ocağının bitirilmesi
için harcanacağını söyledi.
Domuz avcılarına
mermi
• KONYA(AA)-
Konya'da. "domuz sürek
avı' projesı kapsamında.
çiftçiye 5 bin mermi
dağıtıldı. Konya İl Özel
İdare Müdürlüğü yetkilileri.
projenin. yüksek ve dağlık
yerleşim birımlerindeki
ekili tanm arazilenne zarar
veren domuz ^rülerini
imha etmek amacıv la
hazırlandığını belirtti. Son
vıllarda hızla çoğalan
domuz sürülerinin ekili
tanm arazilerinde ciddi
hasar yaptığını kaydeden
yetkililer. ferdi mücadelede
başanlı olamayan çiftçilere,
'sürek avı projesi' ile
katkıda bulunulduğunu
söylediler.
Üniversiteden
kadın merkezî
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Cniversitesi
(GAZC). Kadın Sorunları
Araştırma \e L'ygulama
Merkezi' kuruyor.
Rektörlükten vapılan
açıklamada.
Türkiye'de. tüm ginşımlere
rağmen günümüzde. kadın-
erkek eşitliöinin toplum
hayatına veterince
vansıtılamadığı. kadın i!e
erkeğin kalıplaşmış
rollerine dayalı
önvargılann. geleneksel
rollerin terk edilmesıni
saglamavj amaçlayan
çabaların yetersiz kaldığı
bildirildi.
REFAHYOL, Gelibolu'dan sonra şimdi de 1da Dağı eteklerini imara açma peşinde
Kaz Dagjan'nm yeşili yok olacak• Bayındırlık Bakanlığı'nca yöre
belediyelerine gönderilen Çe\ re
Düzeni İmar Planı'nda. Kaz
Dağlan'nın Edremit Körfezi'ne
bakan zeytinlik ve ormanlık
yamaçlannın. kıyı kuşağındaki
betonlaşmayla bütünleşecek şekilde
imara açılması öngörülüyor.
OKTAV EKİNCİ
Türkiye'nin birçok yöresinde gözlenen
çevreye saygısız imar uygulamaları nede-
niyle duyarlı çevrelerözellikle belediyele-
re yönelik tepkilerini giderek >ükseltiyor-
lar. 1985 > ılındaki İmar Yasası değişikîıgi-
ne bağlı olarak yerel yönetimlere de\ redı-
len imar yetküerinin kentlerde. kıyılarda
ve tüm ülkede yarattıgı "durum", bu tep-
kilerin temel gerekçesini oluşturu>or.
Ne var ki v ine 1985 yılından bu yana de-
gişik yasal düzenlemelerle merkezi hükü-
metin elinde tutulan birçok imar yetkisin-
de de çev reve \ e toplum yaranna savgılı ka-
rarlarverildiğini söylemek mümkün değil.
Önıegin özellikle 1980-1990 arasındaki
"askeri ve shil" dönemde. kentleri. kıyıla-
n ve ormanlan yagmalamaya yönelik turizm
tesisleri \e tatil konutları siteleri için imar
planı ve proje onaylan hep "ilgilibakanlık-
larca" gerçekleştırildi. Benzer şekilde 1.
sınıf tanm alanlanna kurulan fabrikalar.
orman arazilerinde ünıversite projeleri. SİT
alanlanndaki çeşitli vatırımlariçin de "iş-
bitirici" girişimcilerin başvuru adresleri
hep .\nkaraoldu...
Şimdı de REFAHVOL iktidan. her ne
kadar RP'nin "adil düzen** anlayışını da
içinde barındınyor olsa bile. yıllardır süre-
Edremit Körfezi'nin henüz betonlaşmayan zeytinlik yamaçlannı da REFAHYOL'un
Bayjndıriık Bakanlığı imara açıyor... (Fotoğraf: CENGİZ YILDfRIM)
gelen bu ">erel ve merkezi imar >ağmacı-
hğını"durdurmak bırvana. dahadageniş-
leterek sürdürme>i veğliyor.
REFAHYOL'un merkezi hükümete ait
imarvetkilerindende sadece "•imarrantı"
\e "arazitalanını" anladığı. geçen şu 3 ay-
lık dönemdeki bırkaç örnekle hemen orta-
ya çıktı. Sözgelimi daha hükümete gelinir
gelinmez. SİT kararlarına karşı çıkan RP'li
beledi\ eiere "koruma kuruliannı işlevsiz kıl-
ma" sözü veren REFAHYOL'un "KühürBa-
kanlığı kurmaylan," aynı SİT kararlarını
değıştirmeleri için veniden oluşturdukları
koruma kurulları üzerinde görülmemiş bir
baskı uyguluvorlar.
Korumacılara karşı bu "zulüm"politika-
sının yanı sıra yine RP'nin vönetimindeki
Bayındırlık Bakanlığı da kendi > etkisinde-
ki "çevredüzeniplanlannı"ülkeninende-
ğerli doğal ve tarihsel koruma alanlarını
"imara açacak şekilde" onaylayıp yürürlü-
ğe sokuyor.
Bayındırlık \e İskân Bakanlığı'nın Ge-
libolu Yanmadasf ndaki koruma alanlan-
nı ve kıvı kuşağını "imar vağmacılarına
teslim etme>i hedefle>en"l 25.000 ölçekli
çevre düzeni planı. geçen temmuz ayında
onaylanmış ve duvarlı kesımlerin büyük
tepkisini çekmişti. Planda aynca. "tarihi
ezen Çanakkale köprüsü" projesine de yer
verilmişvebuköprünün vöredeki tüm SİT
alanlannı tahrip edici etkıleri nedeni> le da-
ha önce Koruma Kurulu'ncareddedilmişol-
ması bile dikkate alınmamıştı.
Bakanlığınbuyağmacıimardüzenleme-
si, Çanakkale Belediyesi yöresel siv il grup-
lar ve Mimarlar Odası 'nca dav a konusu ya-
pılırken bu keza>Tiı bakanlık ünlü KazDağ-
İarı'nın Edremit Körfezi'ne bakan ''zeytin-
lik veormanhkyamaçlannr da imara açan
başka bir planı dev reye sokuv or. "Edremit
Körfezi Kıyı Kesimi 1/25.000 ölçekli Çevre
Düzeni Planı" adını taşıyan ve mitolojide
tt
İda Dağı" olarak anılan Kaz Dağlan'nın
eteklerindeki son kalan yeşil kuşagı da "kı-
>ıdaki betonlaşmayaeklemeyi" hedefleyen
bu plan, yöre belediyelerine "meclis kara-
njla uygulanmasr için gönderildi.
Edindigimiz bilgilere göre Körfez'in bu
yöresinde çevreye saygısıyla tanınan Güre
Belediyesi, bakanlıgın bu "dayatma" şek-
linde gönderdigi yagma planını reddederek
kendi planlannı uygulama karan aldı. Kı-
sa adı GÜMÇEDolan Güney Marmara Do-
gal ve Kültürel Çevreyi Koruma Dernegi
ile EdremitZıraatOdasıve Mimarlar Oda-
sı Temsikiligi ise bölgedekı Edremit, Zey-
tinli, Altınoluk gibi diğer belediyelenn de
benzer duyarlılığı göstermeleri için giri-
şimlerini sürdürüyorlar.
Bayındırlık Bakanlığı'nın REFAH\OL'la
birükte yeniden hız kazanan bu tür uygu-
lamalan. imaryetkilerinın Ankara'dadegil
yerel yönetimlerde kalması gerektiği yönün-
deki düşünceleri haklı çıkan>or. Ancak bu-
nun için de yine beledivelerin imar >etki-
lerini kullanırken kente ve çevreye duyar-
lı. bilimsel ve demokratik >erel kuruluş-
larla "ortak karar ve politikalar üreterek"
hareket etmelen. uyearlıöın da önkoşulu.
Bakahm. bu •'HÂBITAT-II ilkesi" ne za-
man anımsanacak ve "yasalarayansımasj~
için de ne zaman umut vericı bir adım atı-
lacak'.'
Kimse kazanamayacak
Son Troya
savaşınm içindeyiz
Hastalık, kişinin psikolojik yaşamını da etkiliyor
Egzamayı kaşımayınİstanbul Haber Senisi - Genel ola-
rak hastalıklann tümü insanlar üzerin-
de oluniMizetkileryapar. Ancak bu has-
talık. kişinin görünümünü bozuvorsa
daha ciddi sorunlara neden olabilir.
Doç. Dr. Nahide Onsun. vücudun her
bölgesinde görülebilen egzamalann
kişinin psikolojik yaşamını çok fazla
etkilediğine dikkat çekerek "Bu kişi-
ler >e aileleri için onlann sorunlanna
cevap bulabilecekleri okullar açılma-
b"dedi.
Vakıf Gureba Tıp Kongresı kapsa-
mında diizenlenen "Dermatoloji Gü-
nü" düıı Arınada Oteli'nde yapıldı.
"Atopik dermatit" konusunun tartı-
şıldıgı panele katılan uzmanlar. egza-
manın hafife alınmamasını istediler.
Vakıf Gureba Hastanesi Dermatoloji
Kliniği'nden Doç. Dr. Nahide Onsun.
atopik egzamanın (doğuştan gelen. ki-
şinin savunma fonksiyonlarının yer
aldığı hücrelenn farklılıklar göstere-
rek çevresel allerjenlere bir reaktör
gibi cevap vermesi) yaşam üzerine et-
kilerınin 1994 vılından buyana ınce-
lenmeve başlandığını söv ledi. Ingilte-
reveABD'degenişkatılımlı olarak va-
pılan bıraraştınııada. insanlann astı-
mı ve divabetı. atopive tercih ertiği-
nin anlaşıldığını söv leyen Onsun, araş-
tırma sonuçlannı şö\ le özetledi: "Araş-
tırmaya katılanların >üzde9l "i kaşın-
tılardan etkilenivor. vüzde 75'i hasta-
Iığındanutançduvu>or,vüzde45"inin
günlük aktiviteleri bozulmuş. vüzde
76'sının givimi bozulmuş, vüzde 70'i
spor aktiv itelerine katılamıv or, v üzde
34"ünün cinsel havah etkilenmiş."
Bebeklerde egzama
Onsun. Ingiltereve ABD'dedoğan
bebekienn > üzde 20 sinde atopı bulun-
duğunu. bunlann v üzde I O'unun da eg-
zama olduğunu belirtti. Türkıve'deke-
sin bir araştırma vapılmamasına kar-
şın atopik egzamanın vüzde 10 cıva-
rında bulundugunu tahmin eden Doç.
Onsun. en beürgın behrtileri de "ka-
şıntı vekuruluk"olarak sıraladı. Has-
talıgın kalıtsal olduğunu kavdeden
Onsun. "Elinde egzama olan bir has-
ta geldiğinde iyice incelenmivor. O>sa
altında ciddi bir neden vatabilir. .Aile-
ler de bebeklerinde deri problemi ol-
duğunda çocuk hastalıklarına götü-
rüvor. Oysa gelmeleri gerekenler der-
matologlar" diye konuştu.
Prof. Dr. John Burtonda ıyileşme-
sı için egzamanın kaşınmamasını is-
tedi. Burton. hastalann yapması gere-
kenleri de şövle sıraladı:
"- Güçlü parflim ve sabun kullan-
mavın. Sıvı sabunu tercih edin.
- Fazla banvo vapmak derivi kuru-
tacağından tercih edilmemeli.
- Tropikal bölgelerde tatil \apmak-
tan. aşırı teıieten sporlardan kaçının.
- Et ve yumurtadan uzak durun.
- E> tozu akarları da kötü etkiler. O
yüzden temizliği elektrik süpürgesiy-
İe vapın. tozların odaklandığı veıiere
plastik örtü örtün.
- Elleri yıkadıktan ve duş aldıktan
sonra nemlendirici kullanın." e-posta : tan (a vol. com. tr
CENGİZ BEKTAŞ
GÜRE - Troya'da
yapıimakta olan
kazılarda şimdiye dek
bilinmedik pek çok
gerçek ortaya çıkıyor.
Bunlardan bin de
Homer'in anlattığının tek
Troya savaşı olmadığı...
Geçmişte pek çok Troya
savaşı olmuş olduğu...
Şaşılacak bir gerçek değil
bu elbette... Böylesine
bitek topraklan ele
geçirmek için geçmişte
kimbilir kaç kez
çapulcular da> andı
Anadolu'nun kapısına...
Bunlardan en
sonuncusunu Çanakkale
savaşlan diye biliriz
çogumuz... Oysa
şimdilerde Tro>a
savaşlannın en korkuncu
sürüyor. Geçmiştekilerin
içinde en çok bilıneni.
Homer'in anlattığı Troya
savaşının "istilacılan"
bile bugün sürmekte oian
savaşın yok edicilen
yanında "figüran"
kalırlar...
En acımasıa...
Evet! Bugün Trova
savaşlarının en zorlusunu
venvor Anadolu...
Anadolu doğası
açısından bakıldığında en
acımasızı, kalleşi.
sırtından vuranı... Öyle
bir tek kentin koruma
duvarlan önünde değil
hem... Anadolu'nun her
yerinde birden... En
azından bütün
kıyılannda, bütün
ormanlannda...
Dün Bergama'daydım.
Belediye Başkanı Sefa
Taşkın'ın benden önce
Ovacık köylülerinin
doldurduğu odasında...
Siv anür kullanarak altın
çıkarmak için
saldıranlann karşısında
ne yapacaklarını bilemez
durumdalar Ovacık
bölgesinin köyleri...
Kimler kimlerle işbirliği
içindeler, anlaşılamıyor...
Kiminle. nasıl
savaşılacak, kimden
"medet" umulacak"
7
..
Şaşınp kalmış durumda
Anadolulular...
Bu savaşın bile iki yanı
var: Yitirecekolanlar,
kazanacakolanlar... Buna
karşın Edremit
Körfezi'ndeki savaşın
kazanacak olanı yok. Ve
bu, bir türlü
anlatılamıyor. Yüzlerce
yıllık zeytinleri (bin
yıliıklan da var) yok
ederek yerlerine bloklar
dikenler. cenneti.
gözlerini kırpmadan
cehenneme çevinvorlar.
Kendilen de bu
cehennemin içindeler...
Bunu nasıl anlamıyorlar?
Bu nasıl kör edıcı bir
hırs? "Otuz kırk \ı\ sonra
buralar çöl olacak"
diyenlere karanlık
karanlık bakıvorİ3r.
Işlerini daha İcolav. daha
çabuk vapabilmek için
her yola başvuruvorlar.
En alttan en üste her
bağlantıyı kurabılivorlar.
"Edremit Körfezi'ndeki
Çevre Düzeni Planı"
düzenienmış. halktan
kaçırarak askıva bile
çıkarmadan
onavlanmıştır kımı
beldelerde... Daha önceki
pek çok benzennde
olduğu gibi bu planla da
kaçak yapılar
yasallaştınlıyor. Üstüne
üstlük yeni imar alanlan
açılıvor. Türkiye'nin
çölleşmesine d'oğru hızla
gıdiliyor ışte... Bu planın
geçerliği hemen
kaldırılmalıdır.
Kaçak yapılaşma hiçbir
biçimde I öv le para cezası
falan uygulanarak)
bagışlanmamalıdır. Yeni
plan. yerinde. soluk
borumuzu kesmeyecek
biçimde
gerçekleştirilmelidir.
Sürmekte olan Trova
savaşının bılincıne
varamazsak. hepimız
birden aç kalacağız...
Çocuklarımız Afrikalı
çocukların kaderini
pavlaşacaklar...
Bu insanlıktan çıkmış.
bilinçsiz kişılerı
durdurmanın günü
geçiyor...
Yoğurtçuların sesi kısıldı
Nerede o eski İstanbul divenler pek de haksız smilmaz. Çoğumuz bu
yorucu kentte düne kadar görmeje alışkırı olduğumuz güğümle siit
ve boza satıcıları ile zil sesivle dolaşan voğurtçuları özler olduk.
Onlar da beton yığınlanna dönüşmüş İstanbul'a inat hepimize
sürpriz yaparak "Nbğurtçu" nidalanyla hiç beklemediğiniz bir anda
sokakarasında karşınıza çıkabilir. (Fotoğraf: HATİÇE TLNCER)
Magnezyum
kalp krizi
tehlikesini
azaltıyor
İstanbul Haber Servisi -
Insan vücudunda doğal ola-
rak bulunan minerallerden
biri olan "Magnezyum~un
stres etkisi ile salınan adre-
nalin hormonlarının salımı-
nı engelleyerek kalp krizi
riskini azalttığı bildirildi.
Magnezyumun. aynca er-
ken doğum riski ve gebelik
kramplannın. astım. migren
gıbı atakların ve kadınlarda
sık görülen adet sancıları-
nın azalmasını sağladığı da
savlanıvor.
Türkive'de oral magnez-
yum formunun pastil olarak
ilk kez piyasaya sürüldüğü
"Magnezy um-Diasporal"
adlı ilacın insan vücudun-
daki etkilerini anlatan Ber-
lin Cniversitesi öğretım üve-
si Prof. Dr Jürgen V'ormann.
magnezv umun v ücuttaki en
önemli eksikliğinin kalp kri-
zine yol açması olduğunu
belirtti.
V'ormann. magnezyum
eksikliğinin en çok diyet ya-
pan. kronik mide bağırsak
hastalığı çeken. beslenme
bozukluğu olan. aşırı insü-
lin ve idrar söktürücü ilaç-
lar kullanan ve alkolik olan
insanlarda aörüldüğünü söy-
ledi.
Magnezyum kullanmaya
en çok ihtiyacı olanlar ise
hamileler, emziren kadınlar,
idrar söktürücü ve dijital kalp
ilacı kullananlar. diyet ya-
panlar. stres koşullan altın-
da çalışanlar ve ağır spor
dallannda spor yapanlar ola-
rak sıralandı.
Magnezyum-Diasporarin
magnezyum eksikliği olma-
yan ve magnezyum kullan-
maya ihtiyacı olmayanlarda
da koruvucu etki yarattıgı,
ancak böbrek yetmezliği
olanlarda yan etkisi olacağı
bildiriliyor.
SÖYLEŞİ ATTİU İLHAN
Yolsuzlukların 'Demokratikleştirilmesi'
Uluslararası liberal 'Sistem'in, 'küreselleşme-
yi' başarıyla uyguladığı bölge, bilindiği üzere,
ABD'nin 'arka bahçesi' Latin Amerika'dır: serü-
ven, aynen bizde olduğu gibi, 80'li yılların başın-
da başlıyor; 9O'lı yılların ortalarında al/nan sonuç
nedir, merak mı ediyorsunuz?
Öyieyse. şu garip listeyi bir gözden geçiriniz:
1 / Meksika'da eski devlet başkanının kardeşi Ra-
ul Salinas de Gortari, 'devlet kademelerindeki si-
yasi nüfuzunu kullanarak şirketlere çıkar sağla-
mış', böylece yabancı bankalardaki şerveti 120
mtyon dolara ulaşmış. 2/Venezuela'nm Özal'ı. Car-
los Andres Perez, 'ortulu odenekten çektıği 17
milyon doları usulsüz kullandığı için, Yüksek Mah-
kemece suçlu bulundu'; aynca, 'banka yönetici-
leri, batan bankalardaki yüzmilyonlarca dolanzim-
met/erine geçirdikleri için yargılanıyorlar'. 3/ Ar-
jantin'de on'un üzerinde devlet yetkilisi IBM'le
yapılan sözleşmede milyonlarca dolarlık şahsi çı-
kar sağlamışlar. 4/ Brezilya'da müfettişler, batan
bir mâli kurumun yolsuzluklarını araştırıyorlar, bu
kurumun vergi mükelleflerine maliyeti beş milyar
dolar olarak hesaplanıyor. 5/ Ekvador'da ekono-
miyi yöneten başkan yardımcısı Alberto Dahik, 'zim-
metine para geçirdiği için, tutuklanmasına karar
verilince' palas pandıras kendini Kostarika'ya atı-
yor: vs... vs...
Evet farkındayım, insan bu haberieri hiç yadır-
gamadan okuyor, çünkü, 80'li yılların başından iti-
baren aynı ekonomik reforrnlan yaparak, yâni 'özel-
leşip küreselleşerek' Yeni Dünya Düzeni'ni uygu-
lamaya başlayan ülkemizdede, benzer olaylar hiç
eksik olmuyor; neredeyse birbirine zincirleniyor.
Peki, bundan çıkarılacak bir sonuç yok mudur?
'Kurumsallaşmış, mafia...
Yooo, hayır! Yorumlamaya kalkışmayacağım:
'Yeni Dünya Düzeni hakkında iyi şeyler dü-
şünmediğim malûm, yapacağım yorum tek taraf-
lı olmakla suçlanabilir; iyisi mi, 'öteki taraftan' ol-
duğu inkâr kabul etmez bir gazetenin, bu yolsuz-
luklar zincirini nasıl değerlendirdiğini, size aktara-
cağım. Bakar mısınız ne diyor:
"...serbest piyasa ekonomisinin, ona eşlik
eden demokratikleşmeyle biriikte, bölgede iş
dünyasının ve devletin faaliyetlerini şeffaflaş-
tıracağına ilişkin, geniş bir kesim tarafından
paylaşılan ortak bir kanı vardı; ancak şu anda
yolsuzluk her zamankinden daha yaygın, sa-
dece oyuncular değişti; bürokratların ve dik-
tatörlerin yerini, sıkı ittrfak içindeki yeni bir işa-
damı ve politikacı sınrfı aldı. (...) Yeni siyasi öz-
gürlüklerin, yolsuzluğu da demokratikleştire-
bileceğini herhalde hiç kimse tahmin edemez-
di." fThe Wall Street Journal. 8 Temmuz 1996)
Merkezi New York'da bulunan Uluslararası Özel
Dedektiflik Bürosu Kroll Asosiates'in Brezilya
Bürosu yöneticisi James VVygand, kendi açısın-
dan durumu şöyle yorumlamış:
"...geçmişte yolsuzluk genelde küçük çap-
lıydı, vergi müfettişine açıktan ödeme yapılır,
ya da bir evrakı imzalatmak için rüşvet verilir-
di; bugün ise yolsuzluklar daha opportünistleş-
miş ve kurumsaflaşmış durumdadır, mafia'nın
tarzına çok yakın; yapılan yolsuzluklardan bü-
yük kazançlar sağlanıyor, çünkü ortada dönen
para çok büyük." (Aynı gazete, aynı sayı).
Ne denildiğinin farkındasınız değil mi? Yolsuz-
luklar 'Daha opportünistleşmiş, daha kurumsallaş-
mış', 'mafiaViOT tarzına çokyakın'mş, 'ortada dö-
nen para çok büyük olduğu için. yapılan yolsuz-
luklardan büyük kazançlar sağlanıyor'muşl.
Allah Allah, adam sanki bildik bir ülkeyi anlatı-
yor.
Sistem'in isleyişi bozuk...
Kesin olan nedir? Wall Street Journal'ın san-
dığı gibi Latin Amerika'daki hukuk sıstemi-
nin dünyaya açılan ekonomileri denetlemek göre-
vini yerine getirmekte yetersiz kalması mı; yoksa
Yeni Dünya Düzeni diye 'kaktırılan 'emperyalist/Iİ-
beral 'Sistem'in işleyişindeki bozukluk mu? El-
bette, ikincisi! Aksi halde. gezegene bu düzeni ne-
redeyse zorla kabul ettirmeye uğraşan 'gelişmiş'
ve zaten 'dünyaya açılmış' liberal ekonomilerde de
(ABD, Japonya, Fransa, italya, ingiltere, Al-
manya vs) benzer rezillikler paçadan akar mıydı?
Türkiye açısından-olumsuzluk iki düzeyde gö-
rülüyor: yolsuzluk 'ekonomisinin' 'faturası'hemen
bütünüyle laik iddialı 'alafranga' yönetimlere çıka-
rıldığı için. olay Refah Partisi'nin iktidara gelme-
sinde, önemli bir iç faktör rolünü oynadı, bu bir; ikin-
cisi, Türkiye'ye karşı 'Soğuk Savaş'ta. halkın ço-
ğunluğu, boğazına kadar yolsuzluklara batmış yö-
netici kadrolara asla güvenemiyor: 'Soğuk Sa-
vaş' dönemi liderve partilerinin dışında, 'temiz'
lider ve partilere 'hayati ihtiyaç' hissedilmesi-
nin temel sebebi de bu!
nttp.7/ www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html