08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31ARALIK1996SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 1996, yeni yıla yüksek fiyat artış hızı, yüksek dış ticaret açığı ve dalgalı bir ekonomi devrediyor Ekonomi enflasyon çıkmazında ESRA YENER > Yı'an ilk 2 aylık döneminde DYP-CHP, mart- taziran döneminde ANAYOL. son 6 ayda da REFAHYOL hükümetleri tarafından yönetilen ekonomi. bu yılı da yine belirsizliklerle kapattı. ^ ^ ^ REFAHYOL hiikü- metleri tarafindan yönetilen ekonomi bu yılı da yine be- lirsizliklerle kapattı. 1996 yı- lı makro ekonomik dengeler- deki gelişmeler şöyle: Enflasyon: Toptan eşya fi- yatlan kasım sonu itibanyla ANKARA - Türkiye, 1996 yılında da yüksek enflasyon kıdenni üzerinden atamadı. Avrupa Birliği"yle gümrük btrliğinegirilen 1996 yılında ıthalattaki artrş. ihracattaki ar- yüzde 80.7, tüketici fiyatlan da yüzde 85.7 oranında ger- çekleşti. Devlet Planlama Teş- kilatı uzmanlan yıl sonu iti- banyla ortalama yüzde 85 dü- zeyinde enflasyon tahmini açıkladılar. Dışticaret:Türkiye"nin Av- rupa Birliği'yle gümrük bır- liğine girdiği 1996 yılı dış tı- careti açısından olumlu ge- lişmeler getirmedi. Gümrük- lerde bılgisayar kaydına geçil- memesı nedeniyle dış ticaret rakamlan geç açıklandı. Son açıklanan ocak-nisan döne- mi verilenne göre ihracatta- ki artış yalnızca yüzde 9.9 oranında kalırken ithalat yüz- de 32.4 düzeyinde yükseldi. Dış ticaret açığı yüzde 78.7 oranında artarak ilk 4 ayda 5 milyar 755 milyon dolara ka- dar yükseldi. Gümrük Müste- şarlığı hesaplamalannda. yıl sonu itibanyla dış ticaret açı- ğının 20 milyar dolan aşaca- ğı bildirildi. Gümrük birliği- nin ardından. Türkiye'nin Av- rupa Birliği ülkelerine ihraca- tı yüzde 5 düzeyinde yükse- lirken ithalatı yüzde 57.9 ora- nında arttı. Ödemeler denge- si, kısa vadeli dış sermaye akımlan, bavul ticaretine kar- şın açık vermeyı sürdürdü. Geçen yıl 2 milyar dolarolan cari işlemlerdengesi açığının bu yıl sonu itibanyla 7 milyar dolar ile rekor düzeye çıkma- sının beklendıği açıklandı. Büyüme: Ekonomi 1996 yılında da tüketim ve ithalat artışına dayalı olarak tehlike- li oranlarda büyümeyı sürdür- dü. Ekonomide, yılın ilk 3 ay- lık döneminde yüzde 9.6, ikin- ci 3 aylık döneminde 8.9 it- halat ve tüketime dayalı yaşa- nan yüksek oranlı büyüme. temmuz-eylül döneminde tu- tuldu. Ancak gayri safi milli tışL ikiye katladı. " Ekonomi, bu yılı da yıllık yizde 85'e ulaşan oranda fi- yat artışlan, 3 katrilyon lira- ya ulaşan dış, 75 mılyar do- lan aşan dış borç stoku, 20 "milyar dolarlık dış ticaret, 7 trulyar dolarlık can işlemler açığıyla kapattı. Ekonomi. it- halata ve tüketime dayalı ola- rak yüzde 8'e varan tehlikeli oranda büyürken sanayi yatı- jıınlan ve üretimdekı artış Jiüştü. " Ekonomi 1994 krizinin ar- dından gelen yüksek enflas- von, dalgalı büyüme çıkma- zından 1996'da da kurtulama- dı. Yılın ilk 2 aylık dönemin- de DYP-CHP, mart-haziran döneminde ANAYOL, son 6 REFAHYOL hiçbir önlem almadıANKARA (Cumhuriyef Bürosu) - Büyük vaatier ve hedfifierie hükü- roete gelen REFAHYOL, tüm gös- tergelere karştn biçbir önlem paketi almadı. Altyapısı bile oimayan pro- jelerle hazırladığı 3 kaynak paketiy- le kamuoyunu kandırmaya çalışaa, 1997 için""hsşraJr rakamlaria denk bütce hazırlayan hükümet, Uluslara- rast Para Foau (IMF), Dünya Banka- sı, OECD gibi uluslararası kuruluş- lann hiçbir uyansını dkıJemedi. Yaz aylanndan itibaren uyanlarına başia- yan kredi degerlendirme kuruluşla- n. Türkiye'nin kredi notunu birbir dü- şünneye başlarken IMF yeni bir y İÇİB umutsuz konuştu. Türkiye 1997 yılına i 1 miryar do- larlık dış borç yükümiülüğü. ihraca- tın ithalatı karşılamaması nedeniyle oluşan döviz açığına karşın, ulusla- rarası piyasaiardan kredi akmayacak bir konumda giriyor. REFAHYOL hükümeti, göreve gel- mesinin ardından halka çalışıyor iz- lenimi ve çözüm getirdiği mesajı ver- mek için 3 ayn kaynak paketi açık- ladı. Kaynak paketlerinin temelini, altyaptlan bile oimayan. gerçekleşti- rilmesi zor projeîer oluşturdu. 3 kaynak paİcetinin sonucu olarak hüfcümet bedelsiz ithalat karşılığı top- ladığı dövizlerle l milyar dolarlık, yurnçindekibankalardan aldığı döviz kredileriyle 2 milyar dolarlık olmak üzere 3 milyardolarlık 1 yıl vadeli ye- ni dış borç aldı. Vergi borçlanveSSK primiai ödemeyenlerle altın stokçu- İanna af getirildi. Hükümerin kamu lojman ve arazilerinin satışını öngö- ren ve lOmiIyardolarhkgeliröngö- ren kaynak paketlerinden biri de Ana- yasa Mahkemesı'nin kamu taşınmaz- lannin satışma ilişkin yasayı iptal et- mesiyle açığa düştü. Sonuç olarak ! kaynak paketi tamamen ortadan kal- karken 1997 bütçesine bu pakete da- yantlarak konulan 250 trilyon liralık gelir kalemi daha yıl geîmeden dol- du. Hükümetin tüm uyanlara karşın. önlem içeren hiçbirproje hazırlama- ması Tûrkiye'yi uiusiararası piyasa- lar vekuruluşlarkarşısında zor durum- da braktı. IMF, ekim ayındahüküme- tinhazıriadığıbütçeyi "iiayaliveger- çekleşmesişüpfıeir bulurkcn yeni bir "stand-by" için yapjsal önlemlerin alınmasını şart koştu. IMF'nin bu raporunun ardmdan, son 6 aydır hükümeti uyaran kredi değerlendirme kuruluşları, aralık ayı başmdan itibaren Türkiye'nin kredi notunu arka arkaya düşürmeye baş- ladıîar. gelir içinde temmuz-eylül dö- neminde 5.4 düzeyinde kalan artışta yine ithalatın payının yüksek olduğu. üretimdeki artışın düştüğü ortaya çıktı. Bu dönemde, büyüme hızı içınde. geçen dönemlerde 7.4 olan sanayi üretiminin artışı yüzde 5.5'e gerilerken ithala- tın çıkış oranı yine yüzde 33.4 gibi yüksek düzeyde kaldı. Cretim: 1995 yılında yüz- de 8-10 düzeylerine ulaşan imalat sanayıi üretımı, bu yı- lın ilk 10 aylık döneminde yüzde 6.6 oranında kaldı. Borç stoku: 1996 başında 1.5 katrilyon lira olan iç borç stoku, yıl sonu itibanyla 3 katrilyon liraya ulaştı. 73 mil- yar dolar olan dış borç stoku da 75 milyar dolan aştı. Tür- kiye'nin 30 milyar dolar dü- zeyındeki iç borç stoku, Dün- ya Bankası'nın milli gelirin yüzde 50'sı olarak açıkladığı tehlikeli sınınn da üzerine çık- tı. Bütçe: 1995 yılında 354 tril- yon lıra olan bütçe açığı bu yıl 1.3 katrilyon liraya ulaştı. Büt- çe açığının milli gelire oranı yüzde 10 oranına kadar yük- selerek rekor düzeye çıktı. REFAHYOL'un teşvik projesi kapsamında MÜSİAD'cı şirketler atağa kalktı İslami sermaye gözünü hayvaneıbğa dikti• Yozgatlı Yimpaş'ın Türkiye'nin en büyük et ve süt entegre tesisi Aytaç'ı satın almasının ardından, Konyalı • lttifak Holding ve Ihlas • Holding'in de hayvancılık 'sektöründe girişimleri olduğu belirtiliyor. H.\YRtYE MENGÜÇ REFAHYOL hükümetinın hay- vancılığa yönelik yapılacak yatı- nmlara getirmeyi planladığı ver- 'gi muafıyetleri ve ucuz krediler, Is- lami sermayenın iştahını kabarti' yor. Yozgatlı Yimpaş'ın Türki- .ye'nın en büyük et ve süt entegre tesisi Aytaç'ı satın almasının ardın- dan, Konyalı lttifak Holding ve Ihlas Holding'in de hayvancılık sektöründe girişimleri olduğu be- lirtiliyor. Sektörün ileri gelen biryetkiU- si, hemen her alanda faaliyeti olan ve hayvancılık sektörüne de göz di- ken lhlas Holding'in uzun süredir Trakya'dabir besi çiftliği kurmak Trilyonluk teşviklerBaşbakan Necmettin Erbakan ın 1970'li yıllardan bugüne ha^ancılık konusunda da- nışmanlıgını sürdüren ziraat mühendisi Mu- sa Demirei'vı Tanm ve Köyışlen Bakanlığı'na getirmesı ve Ziraat Bakanlığı'nın baglı bu- lundugu Devlet Bakanlığı'na getirilen Sab- ri Tekır'ın uzun süre üzerinde çalışarak oluş- turduğu ve Bakanlar Kurulu'na sunduğu ra- porlar, hayvancılık sektörüne yansımaya baş- ladı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın, "Hay- vancılıkta eski günlere kavuşulacak. 1 yıl için- de et ihraç eder duruma gelinecek" müjdesı- nin ardından Devlet Bakanı Sabri Tekir'e bağlı olan Ziraat Bankası'nın yüzde 48 faiz- le kullandırdığı hayvancılık kredilen faizı- nin sübvansiyonu için sektöre 10 trilyon li- ralık ka>Tiak sağlandı. A>nca Ziraat Banka- sı'ndan aktanlacak 18 tnlyon lıranın da ay- nı proje kapsamında kullandınlmasını öngö- ren yeni bir düzenlenme yapılması ıstendı. Bu arada Bakanlar Kurulu'ndan hayvancılı- ğın geliştinlmesi amacıyla tanmsal kalkın- ma kooperatıflerine aynlan 9 tnlyon lıralık kredinın 2 trilyon lırasınm koyunculuk pro- jelerindekullanılması ıçınkararçıktı. Buka- rara göre hay'vancılığın geliştinlmesi amacıy- la geçen yıl aynlan 18 trilyon lıralık kredi- den tanmsal kalkınma kooperatiflerine tah- sıs edilen 9 trilyon liranın 2 tnlyon lırası ko- yunculuğa aynldı. için arayışlar içinde oldugunu söy- ledi. Yetkili, İslami seımayeninbu sektqre yönejmesine neden ola- rak hükümetin sektöre ayırdığı kredileri gösterdi. Bu arada Konyalı lttifak Holding de hayvan besiciliği v e entegre te- sis kurma konusunda birtakım gi- rişimlerde bulunmaya başladı. Konya Ereğli'de bulunan 40 bin metrekarelık 650 hayvanm bulun- duğu bir besi çiftliğine ek olarak holding, yine Konya'nın Beyşehır Yenidoğan'da 1 milyon metreka- relik bir üretim çiftliği için kolla- n sıvadı. lttifak Holding Basın ve Halkla tlişkiler Sorumlusu Namık Güler. üretme çiftliğinde, büyük ve küçükbaş hayvancılığın >anı sıra kanatlı hayvan üretimi de ya- pılacağını belırtti. Holdingin un üretimi, marketçilik, petrol ıstas- yonu, bilgisayar otomosyonu ve al- tın ticareti gibi alanlard?. faaliyet- leri bulunuyor. Yaklaşık 30 bin ortaklı ve isla- mi sermayenin önde gelen grup- lanndan olan Yimpaş ise geçen kasım ayında Sabancı Grubu'nu dahı alt edip Türkiye'nin en büyük et ve süt entegre tesisi Aytaç'ı sa- tın alarak dikkatleri çekmişti. Yim- paş'ın da tıpkı lttifak Holding gi- bi marketçilik sektöründe yatınm- lan bulunuyor. Holdingin ayçiçek fabrikasından un fabrikasına, mo- bilyadan konfeksiyona, madenci- likten basın-yayın hizmetlerine kadar çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 24 şirketi bulunuyor. Yunanistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt pay kapma yanşında Arap ülkeleri Laleli pazanııa raldp çıkb• BaMil ticaretinin Türkiye ile BDT ülkeleri arasında yarattığı ticari potansiyelin yüksekliği, Yunanistan ve Arap ülkelerinin ilgisini çekmeye başladı. • Türk-BDT Iş Konseyi Başkanı Nihat Gökyiğit, söz konusu ülkelerin bavul ticaretini kendilerine çekebilmek için BDT ülkelerine çok cazip teklifler sunduğunu söyledi. MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ Yılda yaklaşık 10 milyar dolara varan iş hacmiyle kayıt dışı ekonomi içinde önemli bir yeri olan bavul ticaretinin uiusiararası ölçekte paylaşımı gündeme geldı. İş çevreleri tarafından "Haksız kazanca prim veriliyor" şeklinde eleştirilere uğrayan ve Laleli esnafinın da can daman olan bavul ticaretinin Türkiye ile BDT ülkeleri arasında yarattığı ticari potansiyelin yüksekliği, başta komşumuz Yunanistan olmak üzere Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'in ilgisini çekmeye başladı. Tarihsel ve coğrafi yakınlık nedeniyle Tûrkiye'yi kendilerine ticari partner olarak seçmekte zorlanmayan BDT ülkeleri vatandaşlannın, Sovyetler Bırlıği'nin dağılmasından sonraki süreçte artık yavaş yavaş iş hayatını ve kapitalizmin gereklerini öğrenmeye başladığını vurgulayan ekonomi çevreleri, bu kişilerin kendi çıkarlan için yeni ülkeler aramaya başladığına dikkat çekiyorlar. Aynı çe\Teler, Türkiye'de büyük potansiyele sahip bavul ticareti üzerinde yoğunlaşan yasadışılık gölgesinin kaldınlarak yasal altyapı getirilmesinin zorunluluğuna işaret ediyorlar. Özellikle Yunanistan ve bazı Arap ülkelerinin BDT vatandaşlanna ve hükümet yetkililerine günübirlik ticari ilişkilerin karşıhklı geliştinlmesi için çok cazip teklifler getirdiğini belirten ilgilıler, "10 milyar dolara yaklaşan bir pazar her an elimizden kaçabilir" uyansında bulunuyorlar. Türkiye'ye bavul ticareti yapmaya gelen turistlerin de yeni ülkeler aradığmı söyleyen konuyla ilgili çevTeler, bunda. Laleli esnafinın sattığı kalitesiz ürünlerin Türk malı imajında yarattığı olumsuzluğun da büyük rol oynadığını belirtiyorlar. Bavul ticaretinin her anlamda yeni düzenlemelere ihtiyacı oldugunu belirten Türk-BDT İş Konseyi Başkanı Nihat Gökyiğit, Akdeniz'den Körfez'e kadar birçok ülkenin "bavul"a göz diktiğini söyledi. Türkiye ile BDT ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin Laleli'de yoğunlaşan bavul ticareti ekseninde gelişeceğine inandığını belirten Gökyiğit, bu potansiyelin harcanmaması gerektiğini kaydederek şunlan söyledi: "Bütün komşulanmızın gözü - bavul rkarctinde. Herkes bu potansiyeli kendi ülkcsine çevirmek için uğrası>or. BDT ülkelerine çok cazip teklifler götürüyorlar. Özellikle Körfez ülkeleri, ticaret auşkanlıklaruu, BDT ülkelerinin günübirlik alişverişleriyle geliştirme arzusundalar. Bu anıaçla gelecek olanlara bedava uçak tahsis ediyorlar. Yunanistan hükümeti de bavul ticaretinin yapılacağı uygun yerlerin tanziınini öneriyor. Bunlara karşı önlem alınmazsa bu bü\ükpotansi>el elimizden kaçabilir." Laleli esnafinın yasadışılık zırhından da yararlanarak kalitesiz mallan satmaya başladığını söyleyen Gökyiğit, bu durumun dışandaki Türk malı imajını olumsuz yönde etkilemesinin yanı sıra günlükçüleri kaçırdığını ve değişik ülkeler aramaya yönelttiğıni açıkladı Hükümetin Laleli esnafinın işlerine yön verecek bir yasal düzenlemeyle bavul ticaretini kayıtlı hale getirmesini isteyen Gökyiğit. yerine yenisini getirmeden bavul ticaretini ortadan Valdırmanın büyük bir ekonomik kayıp olacağını savundu. Gökyiğit. " Bavul ticareti sadece ekonomik bir ilişki dcğil. ileriye yönelik sosval bir Uişkidir. Bugün günübirtik vapılan ticaretin ileride bu üîkelerle daha büyük çaplı ekonomik ilişkilerin başlanlmasında ön aşama olabileceği gözardı edilmemelidir. Bavul ticaretinin talibinin çok oldugunu da herkes bilnıclidir" dıye konuştu. Türkiye atağa kalktıBaşbakan Yardimcısî Tansu Çüter'in geçen haftalarda Rusya"ya yaptığı ziyarette gündeme gelen konulardan birinin de bavul ticareti oldugunu belirten DEÎK Türk-BDT îş Konseyi Başkanı Nihat Gökyiğit, Rus ve Türk hükümetleri arasında bavuf ticaretinin yasal düzenlemeye kavuşturuiarak sürdürülmesi konusunda işbİTİiği saglandıgmı bildirdi. Moskova Belediyesi'nin bavul ticaretini daha sağlam bir zernine oturtmak için kent içinde iş merkezi yapılması konusunda Türk hükümet yetkilileriyie anlaşmaya •vardığını kaydeden Nihat Gökyiğit, Moskova'da yapılacak bu merkez sayesinde bavul ticaretinin belirienmiş bir duram kazanacagîm söyledi. Gökyiğit £ximbank'ın, bu merkezin kurulmasî için Rusya'da iş yapan Türk fîrmalanna kredi vermeye haariandığtm da açıkladı. TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Refik Baydur, seferberlik ilan ettiklerini söyledi ' 1997 yılında yatınm ve üretime hız verilecek'• Baydur, Türk ekonomisinin en önemli sorununun yüksek enflasyon ve işsizlik oldugunu hatırlatarak, bu iki sorunun çözümü yolunda iş âleminin kendi üzerine düşen görevi yerine getireceğini bildirdi. tZMtR (AA) - Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refik Baydur, özel sektörün 1997'yi yatınm seferberliği yılı olarak kabul edeceğıni belırterek. "Türk özel sektörü, yatınm ve üretimini arürmak için bu yıl da yoğun çaba gösterecektiir" dedi. Baydur, Türk ekonomisinin en önemli sorununun yüksek enflasyon ve işsizlik oldugunu hatırlatarak. bu iki sorunun çözümü yolunda iş âleminin kendi üzerine düşen görevi yerine getireceğini bildirdi. Yatınm ve üretimi artırarak, enflasyonu ve işsizlığı bir ölçüde aşağı çekmeyi hedeflediklerini kaydeden Baydur, bu sorunlann çözümünün toplumsal banşa da katkı sağlayacağını açıkladı. Özel sektörün yatınmlara ağırlık vermesinin bir ölçüde yabancı sermaye ile kurulacak ortaklıklara bağlı oldugunu vurgulayan Baydur, şunlan söyledi: "Türkiye'de paranın en büyük alıcısı devlet Bu nedenle özel sektöre kaynak yönelimi çok düşük seviyelerde kalıyor. İş âlemi, yatınmda ihtivaç du> ulan kaynağı iş âlemi, yabancı şirketlerle evlilik kurarak, sağlam aya çalısacak. Ancak Batı ülkelerinde yaşanan ekonomik durgunluk da bu noktada fazla umutlu olmamızı engelliyor. Hedeflediğimiz ölçüde. yabancı evlilikleri de yapamav acağımız endişesindeviz. Fakat bu yolda Türk yatınmcısı yabancı şirketlerle diyalogunu sürdürüyor." Baydur, hükümetin süratle yapısal reforma yönelmesi gerektiğine işaret ederek. bu yönde atılacak her adımın yatınmcıya manevi destek vereceğini söyledi. TİSK Başkanı Baydur, 1996 yılında Türk işadamlan ile hükümet arasında olumsuz diyaloglann geliştığine dikkat çekerek, yeni dönemde bunlan aşma yolunda gayret gösterileceğinı belirtti. İŞÇİNİN EVREIVİNDEN ŞUKRAN SONER Umutlu Olsun Gazinoya parayı bastırdınız mı? Hele bir de ne çal- mak istetiğinizi soran kemancının kemanının telinin arasına bahşişi sıkıştırdınız mı?"Ça/ bir şeyler ama neşeli olsun" demesi kolay. "Yann yeni yıl, yazdığın umutlu, keyifli bir şeyler olsun" diyen gazetedeki oda komşularımın dileği- ni yerine getirmek öyle kolay gibi gözükmüyor. Birkaç gündür gazeteler, televizyon kanalları, 1996'nın değeriendirmesini yapıyorlar. Bir dizi olum- suzluğu saydıktan sonra da, sözü Susurluk'a geti- rip, 1996'dan daha kötüsü olamayacağına göre 1997'ye umutla bakılabileceğinin altını çiziyorlar. Çok karamsar olduğum daha önceki yıllara ait bir yıl sonu yazımda, geçen yılın olumsuzluklannın al- tını çizdikten sonra, "Daha kötüsü olamaz" deyip bir sonraki yıl için olumlu beklentilerimi sıraladığı- mı anımsıyorum. Tabii ki iyimserliğimde çuvallamış, "Daha kötüsü olamaz" diye düşündüğüm yıldan da- ha kötülerinin oldugunu görmüştüm. Yaşama sevinci, içgüdüsü ile gelen, geleceğe yö- nelik iyimseriik ve umutlu bakışla, geleneksel yeni yıl beklentisi içinde, "1997, 1996'dan daha iyiola- cak" demiyorum. Çünkü uzun birzaman diliminden geriye bakıldı- ğında 1996'nın çok da olumsuz değeriendirilece- ğini düşünmüyorum. Belki de tam tersi 1996, Tür- kiye'de önemli bir değişimin başlangıç yılı, ilk adı- mı olacak. Gerçekten bir dönemeçteyiz. Gelişmeler olumlu olur, Türkiye çağdaş demokrasıye, insan haklanna yönelik adımlar atabilirse, 1996 bu dönemeci baş- latan yıl olarak önemle anımsanacak. Yok Türkiye bunu başaramazsa, zaten gelecekte çok daha ka- ranlık yıllar olacağı için, 1996 çok kötü bir yıl değil, daha kötü yıllann başlangıcı sayılacak. "Yeniden" aylık siyasi dergisi," Susuriuk dosya- sında" altı çizilmesi gerekli önemli saptamalar yap- mış, kimileri başlıklara da yansımış: "12 Eylül Susuhuk'ta kamyona çarptı" başlıklı degerlendirmede, Susurluk'un Tûrkiye'yi 12 Ey- lül'den çıkartacak birfırsat olabileceği vurgulanıyor. Rejim ve devletin yeniden yapılanmasında, geçiş- te hangi örgütlenmeler önderlik ediyorsa, yapılan- manın ona göre şekilleneceği anımsatılıyor. "Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz" saptamasının yanın- da, Susurtuk'taki tuzağın altı çiziliyor: "Bugün Türkiye 'nin binbiryüzü var. Kaza belki bir yüzünü netleştirdi ama diğeryüzleri gizlemek için, 'tuzak içinde tuzak' oyunu oynanmaya başlandı b/'- te"deniliyor. Dergide bir de yazanmtz Ergin Yıkhzoğlu'nun "Yol- suzluğun ekonomi politiği" üzerine ilginç birdeğer- lendirmesi var: Dünyada ve ülkemizde sermaye gruplarının, aralanndakı savaşı, solun kazanımlann- dan korkmadan sürdürmek ve kirli çamaşırları or- tada yıkamak olanağını elde ettiklerini anımsatıyor. "Son yıllarda rüşvet skandallannın yayılması ve su yüzüne çıkmasının arkasında, bir taraftan derinle- şen ekonomik kriz (ve özelleştirme tehdidinin ka- mu personelinde geleceğe karşı güvensizlik yarat- ması vb.) diğer taraftan da hızlanan globalleşme var" saptamasını yapıyor. Global sermayenin parasal olanaklannın yanı sıra, medya şirketlerini, TV yorum- culannı, köşe yazarlannı da satın aldığını, bunlan ka- muoyu yaratmakta, rakip olan siyasetçiler üzerin- de baskı oluşturmakta, taraftariannı güçlendirmek- te kullandığının altını çiziyor. Yıldızoğlu'nu okurken, elimde olmadan medya- mızın kimi yıldız yazarlarının son bir-iki ay içindeki çizdikleri çerçeve kafamatakılıyor. Susurluk için bi- zim gibi iflah olmaz muhalifleri sollayarak yazdıkla- n keskin yazılarla birjikte varmaya çalıştıklan nok- talar dikkat çekiyor. Örneğin bir tanesi Çiller'in Su- surtuk'a bulaşmış Ağar ve Bucak'ı feda etmesi ko- şulu ile, iktidarda kalabileceğine yeni yıl tahminleri içinde yer veriyor. Erbakan ve Çiller ikilisinin etek- lerindeki taşları atmalan ve başarılı bir özelleştirme gerçekleştirmeleri, Refah'ın düzene uyum sağla- ması ölçüsünde uzun süre iktidarda kalabilecekle- rini söylüyor. Bugüne kadar yaşayıp gördüklerimiz, tüm belir- tiler de Çiller-Erbakan ikilisinin iktidarı bırakmamak için, birlikte yola çıktıklarını feda etmeye, her şeyi yapmaya hazır oldukları dogrultusunda. Onlar bir- likte koalisyon kurmadan da "birbirlerine çok ya- kıştıklannı", aynı hamurdan olduklannı düşünmüş ve yazmıştım. Beni yalancı çıkarmadılar. Ancak birlikte yola çıktıklannı, sıkıştıklarında or- tada bırakıp, Ağar'ı, Bucak'ı Susurluk'taki çarpan kamyona feda ederek iktidar ortakhklannı sürdür- meyi başarırlarsa, 1996 yılı gerçekten birdönemeç, ama Türkiye'nin çağdışı düzende aşağı doğru yu- varlandığı bir dönemeç, bugüne kadar yaşadıkları- mızı özlemle aratacak birfelaket dönemi başlangı- cı olacak. Yok, Türkiye'de rejimin, devletin yeniden yapı- lanması gündeme gelebilecek, hukuk devleti düze- nine doğru olumlu adımlar atılacaksa, 1998'e girer- ken ne iktidar ortaklığında ve ne de belki de parti- lerinin başında lider olarak Çiller ve Erbakan'ın ad- ları olmayacak. Çok kişisel asla değil, çok simgesel, Çiller ve Er- bakan gibi liderierin ne iktidarda ne de siyasi par- tilerinin başlannda olmalannın kader olmadığı ve de en önemlisi postalanmalannın, (pardon gönderil- melerinin) demokrasi içinde başarıldığı bir Türkiye dileği ile, 1997 kutlu ve de mutlu olsun. Cümrük birliği Türkiye-AB ortak gümrük tarifesi ANKARA (AA)-Türki- ye ile Avrupa Birliği (AB) arasında ımzalanan Kat- ma Protokol uyannca. ba- zı eşyalarda üçüncü ülke- lere uygulanacak ortak gümrük tarifeleri belirlen- di. Konuyla ilgili Bakanlar Kurulu Karan, Resmi Ga- zete'nin bugünkü sayısın- da yayımlanarak, yürürlü- ğe girdi. Karara göre, üçüncü ül- kelerden yapılan ithalatta uygulanacak vergi oranı, midibüs ve minibüste yüz- de 27.2 ile yüzde 27.9, bi- nek otomobillerde yüzde 26.8 ile yüzde 32 arasında değişiyor. Üçüncü ülkelerden itha- latta bazı eşyalara uygula- nacak vergi oranlan da şöyle: "Sandık,valiz,bavTil,si- gara kurusu vs. yüzde 22, çunento ve gübre torbala- n yüzde 26, porselen mut- fak eşyalan yüzde 37, sera- mik mutfak eşyası yüzde 38, oturmaya mahsus mo- bilyalar yüzde 20, diğer mobiryaiar ve bunlann ak- samlan yûzde 21." Bu arada, AB ülkelerin- de serbest dolaşımda bulu- nan üçüncü ülke menşeli sözkonusu eşyalann Tür- kiye'ye ithalinde, listede belirtilen gümrük vergisi oranlan ile bu eşyalar için AB ülkelerinde uygulanan gümrük vergisi oranlan arasındaki fark oranında vergi tahsil edilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle