Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31ARALIK1996SAU CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
1996, yeni yıla yüksek fiyat artış hızı, yüksek dış ticaret açığı ve dalgalı bir ekonomi devrediyor
Ekonomi enflasyon çıkmazında
ESRA YENER
> Yı'an ilk 2 aylık döneminde DYP-CHP, mart-
taziran döneminde ANAYOL. son 6 ayda da
REFAHYOL hükümetleri tarafından yönetilen
ekonomi. bu yılı da yine belirsizliklerle kapattı.
^ ^ ^ REFAHYOL hiikü-
metleri tarafindan yönetilen
ekonomi bu yılı da yine be-
lirsizliklerle kapattı. 1996 yı-
lı makro ekonomik dengeler-
deki gelişmeler şöyle:
Enflasyon: Toptan eşya fi-
yatlan kasım sonu itibanyla
ANKARA - Türkiye, 1996
yılında da yüksek enflasyon
kıdenni üzerinden atamadı.
Avrupa Birliği"yle gümrük
btrliğinegirilen 1996 yılında
ıthalattaki artrş. ihracattaki ar-
yüzde 80.7, tüketici fiyatlan
da yüzde 85.7 oranında ger-
çekleşti. Devlet Planlama Teş-
kilatı uzmanlan yıl sonu iti-
banyla ortalama yüzde 85 dü-
zeyinde enflasyon tahmini
açıkladılar.
Dışticaret:Türkiye"nin Av-
rupa Birliği'yle gümrük bır-
liğine girdiği 1996 yılı dış tı-
careti açısından olumlu ge-
lişmeler getirmedi. Gümrük-
lerde bılgisayar kaydına geçil-
memesı nedeniyle dış ticaret
rakamlan geç açıklandı. Son
açıklanan ocak-nisan döne-
mi verilenne göre ihracatta-
ki artış yalnızca yüzde 9.9
oranında kalırken ithalat yüz-
de 32.4 düzeyinde yükseldi.
Dış ticaret açığı yüzde 78.7
oranında artarak ilk 4 ayda 5
milyar 755 milyon dolara ka-
dar yükseldi. Gümrük Müste-
şarlığı hesaplamalannda. yıl
sonu itibanyla dış ticaret açı-
ğının 20 milyar dolan aşaca-
ğı bildirildi. Gümrük birliği-
nin ardından. Türkiye'nin Av-
rupa Birliği ülkelerine ihraca-
tı yüzde 5 düzeyinde yükse-
lirken ithalatı yüzde 57.9 ora-
nında arttı. Ödemeler denge-
si, kısa vadeli dış sermaye
akımlan, bavul ticaretine kar-
şın açık vermeyı sürdürdü.
Geçen yıl 2 milyar dolarolan
cari işlemlerdengesi açığının
bu yıl sonu itibanyla 7 milyar
dolar ile rekor düzeye çıkma-
sının beklendıği açıklandı.
Büyüme: Ekonomi 1996
yılında da tüketim ve ithalat
artışına dayalı olarak tehlike-
li oranlarda büyümeyı sürdür-
dü. Ekonomide, yılın ilk 3 ay-
lık döneminde yüzde 9.6, ikin-
ci 3 aylık döneminde 8.9 it-
halat ve tüketime dayalı yaşa-
nan yüksek oranlı büyüme.
temmuz-eylül döneminde tu-
tuldu. Ancak gayri safi milli
tışL ikiye katladı.
" Ekonomi, bu yılı da yıllık
yizde 85'e ulaşan oranda fi-
yat artışlan, 3 katrilyon lira-
ya ulaşan dış, 75 mılyar do-
lan aşan dış borç stoku, 20
"milyar dolarlık dış ticaret, 7
trulyar dolarlık can işlemler
açığıyla kapattı. Ekonomi. it-
halata ve tüketime dayalı ola-
rak yüzde 8'e varan tehlikeli
oranda büyürken sanayi yatı-
jıınlan ve üretimdekı artış
Jiüştü.
" Ekonomi 1994 krizinin ar-
dından gelen yüksek enflas-
von, dalgalı büyüme çıkma-
zından 1996'da da kurtulama-
dı. Yılın ilk 2 aylık dönemin-
de DYP-CHP, mart-haziran
döneminde ANAYOL, son 6
REFAHYOL hiçbir önlem almadıANKARA (Cumhuriyef Bürosu)
- Büyük vaatier ve hedfifierie hükü-
roete gelen REFAHYOL, tüm gös-
tergelere karştn biçbir önlem paketi
almadı. Altyapısı bile oimayan pro-
jelerle hazırladığı 3 kaynak paketiy-
le kamuoyunu kandırmaya çalışaa,
1997 için""hsşraJr rakamlaria denk
bütce hazırlayan hükümet, Uluslara-
rast Para Foau (IMF), Dünya Banka-
sı, OECD gibi uluslararası kuruluş-
lann hiçbir uyansını dkıJemedi. Yaz
aylanndan itibaren uyanlarına başia-
yan kredi degerlendirme kuruluşla-
n. Türkiye'nin kredi notunu birbir dü-
şünneye başlarken IMF yeni bir
y İÇİB umutsuz konuştu.
Türkiye 1997 yılına i 1 miryar do-
larlık dış borç yükümiülüğü. ihraca-
tın ithalatı karşılamaması nedeniyle
oluşan döviz açığına karşın, ulusla-
rarası piyasaiardan kredi akmayacak
bir konumda giriyor.
REFAHYOL hükümeti, göreve gel-
mesinin ardından halka çalışıyor iz-
lenimi ve çözüm getirdiği mesajı ver-
mek için 3 ayn kaynak paketi açık-
ladı. Kaynak paketlerinin temelini,
altyaptlan bile oimayan. gerçekleşti-
rilmesi zor projeîer oluşturdu.
3 kaynak paİcetinin sonucu olarak
hüfcümet bedelsiz ithalat karşılığı top-
ladığı dövizlerle l milyar dolarlık,
yurnçindekibankalardan aldığı döviz
kredileriyle 2 milyar dolarlık olmak
üzere 3 milyardolarlık 1 yıl vadeli ye-
ni dış borç aldı. Vergi borçlanveSSK
primiai ödemeyenlerle altın stokçu-
İanna af getirildi. Hükümerin kamu
lojman ve arazilerinin satışını öngö-
ren ve lOmiIyardolarhkgeliröngö-
ren kaynak paketlerinden biri de Ana-
yasa Mahkemesı'nin kamu taşınmaz-
lannin satışma ilişkin yasayı iptal et-
mesiyle açığa düştü. Sonuç olarak !
kaynak paketi tamamen ortadan kal-
karken 1997 bütçesine bu pakete da-
yantlarak konulan 250 trilyon liralık
gelir kalemi daha yıl geîmeden dol-
du. Hükümetin tüm uyanlara karşın.
önlem içeren hiçbirproje hazırlama-
ması Tûrkiye'yi uiusiararası piyasa-
lar vekuruluşlarkarşısında zor durum-
da braktı. IMF, ekim ayındahüküme-
tinhazıriadığıbütçeyi "iiayaliveger-
çekleşmesişüpfıeir bulurkcn yeni bir
"stand-by" için yapjsal önlemlerin
alınmasını şart koştu.
IMF'nin bu raporunun ardmdan,
son 6 aydır hükümeti uyaran kredi
değerlendirme kuruluşları, aralık ayı
başmdan itibaren Türkiye'nin kredi
notunu arka arkaya düşürmeye baş-
ladıîar.
gelir içinde temmuz-eylül dö-
neminde 5.4 düzeyinde kalan
artışta yine ithalatın payının
yüksek olduğu. üretimdeki
artışın düştüğü ortaya çıktı.
Bu dönemde, büyüme hızı
içınde. geçen dönemlerde 7.4
olan sanayi üretiminin artışı
yüzde 5.5'e gerilerken ithala-
tın çıkış oranı yine yüzde 33.4
gibi yüksek düzeyde kaldı.
Cretim: 1995 yılında yüz-
de 8-10 düzeylerine ulaşan
imalat sanayıi üretımı, bu yı-
lın ilk 10 aylık döneminde
yüzde 6.6 oranında kaldı.
Borç stoku: 1996 başında
1.5 katrilyon lira olan iç borç
stoku, yıl sonu itibanyla 3
katrilyon liraya ulaştı. 73 mil-
yar dolar olan dış borç stoku
da 75 milyar dolan aştı. Tür-
kiye'nin 30 milyar dolar dü-
zeyındeki iç borç stoku, Dün-
ya Bankası'nın milli gelirin
yüzde 50'sı olarak açıkladığı
tehlikeli sınınn da üzerine çık-
tı.
Bütçe: 1995 yılında 354 tril-
yon lıra olan bütçe açığı bu yıl
1.3 katrilyon liraya ulaştı. Büt-
çe açığının milli gelire oranı
yüzde 10 oranına kadar yük-
selerek rekor düzeye çıktı.
REFAHYOL'un teşvik projesi kapsamında MÜSİAD'cı şirketler atağa kalktı
İslami sermaye gözünü hayvaneıbğa dikti• Yozgatlı Yimpaş'ın
Türkiye'nin en büyük et ve süt
entegre tesisi Aytaç'ı satın
almasının ardından, Konyalı
• lttifak Holding ve Ihlas
• Holding'in de hayvancılık
'sektöründe girişimleri olduğu
belirtiliyor.
H.\YRtYE MENGÜÇ
REFAHYOL hükümetinın hay-
vancılığa yönelik yapılacak yatı-
nmlara getirmeyi planladığı ver-
'gi muafıyetleri ve ucuz krediler, Is-
lami sermayenın iştahını kabarti'
yor. Yozgatlı Yimpaş'ın Türki-
.ye'nın en büyük et ve süt entegre
tesisi Aytaç'ı satın almasının ardın-
dan, Konyalı lttifak Holding ve
Ihlas Holding'in de hayvancılık
sektöründe girişimleri olduğu be-
lirtiliyor.
Sektörün ileri gelen biryetkiU-
si, hemen her alanda faaliyeti olan
ve hayvancılık sektörüne de göz di-
ken lhlas Holding'in uzun süredir
Trakya'dabir besi çiftliği kurmak
Trilyonluk teşviklerBaşbakan Necmettin Erbakan ın 1970'li
yıllardan bugüne ha^ancılık konusunda da-
nışmanlıgını sürdüren ziraat mühendisi Mu-
sa Demirei'vı Tanm ve Köyışlen Bakanlığı'na
getirmesı ve Ziraat Bakanlığı'nın baglı bu-
lundugu Devlet Bakanlığı'na getirilen Sab-
ri Tekır'ın uzun süre üzerinde çalışarak oluş-
turduğu ve Bakanlar Kurulu'na sunduğu ra-
porlar, hayvancılık sektörüne yansımaya baş-
ladı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın, "Hay-
vancılıkta eski günlere kavuşulacak. 1 yıl için-
de et ihraç eder duruma gelinecek" müjdesı-
nin ardından Devlet Bakanı Sabri Tekir'e
bağlı olan Ziraat Bankası'nın yüzde 48 faiz-
le kullandırdığı hayvancılık kredilen faizı-
nin sübvansiyonu için sektöre 10 trilyon li-
ralık ka>Tiak sağlandı. A>nca Ziraat Banka-
sı'ndan aktanlacak 18 tnlyon lıranın da ay-
nı proje kapsamında kullandınlmasını öngö-
ren yeni bir düzenlenme yapılması ıstendı.
Bu arada Bakanlar Kurulu'ndan hayvancılı-
ğın geliştinlmesi amacıyla tanmsal kalkın-
ma kooperatıflerine aynlan 9 tnlyon lıralık
kredinın 2 trilyon lırasınm koyunculuk pro-
jelerindekullanılması ıçınkararçıktı. Buka-
rara göre hay'vancılığın geliştinlmesi amacıy-
la geçen yıl aynlan 18 trilyon lıralık kredi-
den tanmsal kalkınma kooperatiflerine tah-
sıs edilen 9 trilyon liranın 2 tnlyon lırası ko-
yunculuğa aynldı.
için arayışlar içinde oldugunu söy-
ledi. Yetkili, İslami seımayeninbu
sektqre yönejmesine neden ola-
rak hükümetin sektöre ayırdığı
kredileri gösterdi.
Bu arada Konyalı lttifak Holding
de hayvan besiciliği v e entegre te-
sis kurma konusunda birtakım gi-
rişimlerde bulunmaya başladı.
Konya Ereğli'de bulunan 40 bin
metrekarelık 650 hayvanm bulun-
duğu bir besi çiftliğine ek olarak
holding, yine Konya'nın Beyşehır
Yenidoğan'da 1 milyon metreka-
relik bir üretim çiftliği için kolla-
n sıvadı. lttifak Holding Basın ve
Halkla tlişkiler Sorumlusu Namık
Güler. üretme çiftliğinde, büyük
ve küçükbaş hayvancılığın >anı
sıra kanatlı hayvan üretimi de ya-
pılacağını belırtti. Holdingin un
üretimi, marketçilik, petrol ıstas-
yonu, bilgisayar otomosyonu ve al-
tın ticareti gibi alanlard?. faaliyet-
leri bulunuyor.
Yaklaşık 30 bin ortaklı ve isla-
mi sermayenin önde gelen grup-
lanndan olan Yimpaş ise geçen
kasım ayında Sabancı Grubu'nu
dahı alt edip Türkiye'nin en büyük
et ve süt entegre tesisi Aytaç'ı sa-
tın alarak dikkatleri çekmişti. Yim-
paş'ın da tıpkı lttifak Holding gi-
bi marketçilik sektöründe yatınm-
lan bulunuyor. Holdingin ayçiçek
fabrikasından un fabrikasına, mo-
bilyadan konfeksiyona, madenci-
likten basın-yayın hizmetlerine
kadar çeşitli sektörlerde faaliyet
gösteren 24 şirketi bulunuyor.
Yunanistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt pay kapma yanşında
Arap ülkeleri Laleli pazanııa raldp çıkb• BaMil ticaretinin Türkiye
ile BDT ülkeleri arasında
yarattığı ticari potansiyelin
yüksekliği, Yunanistan ve
Arap ülkelerinin ilgisini
çekmeye başladı.
• Türk-BDT Iş Konseyi
Başkanı Nihat Gökyiğit,
söz konusu ülkelerin
bavul ticaretini
kendilerine çekebilmek
için BDT ülkelerine
çok cazip teklifler
sunduğunu söyledi.
MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ
Yılda yaklaşık 10 milyar dolara
varan iş hacmiyle kayıt dışı
ekonomi içinde önemli bir yeri
olan bavul ticaretinin uiusiararası
ölçekte paylaşımı gündeme
geldı. İş çevreleri tarafından
"Haksız kazanca prim veriliyor"
şeklinde eleştirilere uğrayan ve
Laleli esnafinın da can daman
olan bavul ticaretinin Türkiye ile
BDT ülkeleri arasında yarattığı
ticari potansiyelin yüksekliği,
başta komşumuz Yunanistan
olmak üzere Suudi Arabistan,
Birleşik Arap Emirlikleri ve
Bahreyn'in ilgisini çekmeye
başladı.
Tarihsel ve coğrafi yakınlık
nedeniyle Tûrkiye'yi kendilerine
ticari partner olarak seçmekte
zorlanmayan BDT ülkeleri
vatandaşlannın, Sovyetler
Bırlıği'nin dağılmasından
sonraki süreçte artık yavaş yavaş
iş hayatını ve kapitalizmin
gereklerini öğrenmeye
başladığını vurgulayan ekonomi
çevreleri, bu kişilerin kendi
çıkarlan için yeni ülkeler
aramaya başladığına dikkat
çekiyorlar. Aynı çe\Teler,
Türkiye'de büyük potansiyele
sahip bavul ticareti üzerinde
yoğunlaşan yasadışılık
gölgesinin kaldınlarak yasal
altyapı getirilmesinin
zorunluluğuna işaret ediyorlar.
Özellikle Yunanistan ve bazı
Arap ülkelerinin BDT
vatandaşlanna ve hükümet
yetkililerine günübirlik ticari
ilişkilerin karşıhklı geliştinlmesi
için çok cazip teklifler
getirdiğini belirten ilgilıler, "10
milyar dolara yaklaşan bir pazar
her an elimizden kaçabilir"
uyansında bulunuyorlar.
Türkiye'ye bavul ticareti
yapmaya gelen turistlerin de yeni
ülkeler aradığmı söyleyen
konuyla ilgili çevTeler, bunda.
Laleli esnafinın sattığı kalitesiz
ürünlerin Türk malı imajında
yarattığı olumsuzluğun da büyük
rol oynadığını belirtiyorlar.
Bavul ticaretinin her anlamda
yeni düzenlemelere ihtiyacı
oldugunu belirten Türk-BDT İş
Konseyi Başkanı Nihat Gökyiğit,
Akdeniz'den Körfez'e kadar
birçok ülkenin "bavul"a göz
diktiğini söyledi. Türkiye ile
BDT ülkeleri arasındaki
ekonomik ilişkilerin Laleli'de
yoğunlaşan bavul ticareti
ekseninde gelişeceğine
inandığını belirten Gökyiğit, bu
potansiyelin harcanmaması
gerektiğini kaydederek şunlan
söyledi:
"Bütün komşulanmızın gözü -
bavul rkarctinde. Herkes bu
potansiyeli kendi ülkcsine
çevirmek için uğrası>or. BDT
ülkelerine çok cazip teklifler
götürüyorlar. Özellikle Körfez
ülkeleri, ticaret auşkanlıklaruu,
BDT ülkelerinin günübirlik
alişverişleriyle geliştirme
arzusundalar. Bu anıaçla gelecek
olanlara bedava uçak tahsis
ediyorlar. Yunanistan hükümeti
de bavul ticaretinin yapılacağı
uygun yerlerin tanziınini
öneriyor. Bunlara karşı önlem
alınmazsa bu bü\ükpotansi>el
elimizden kaçabilir."
Laleli esnafinın yasadışılık
zırhından da yararlanarak
kalitesiz mallan satmaya
başladığını söyleyen Gökyiğit,
bu durumun dışandaki Türk malı
imajını olumsuz yönde
etkilemesinin yanı sıra
günlükçüleri kaçırdığını ve
değişik ülkeler aramaya
yönelttiğıni açıkladı Hükümetin
Laleli esnafinın işlerine yön
verecek bir yasal düzenlemeyle
bavul ticaretini kayıtlı hale
getirmesini isteyen Gökyiğit.
yerine yenisini getirmeden bavul
ticaretini ortadan Valdırmanın
büyük bir ekonomik kayıp
olacağını savundu. Gökyiğit.
" Bavul ticareti sadece ekonomik
bir ilişki dcğil. ileriye yönelik
sosval bir Uişkidir. Bugün
günübirtik vapılan ticaretin
ileride bu üîkelerle daha büyük
çaplı ekonomik ilişkilerin
başlanlmasında ön aşama
olabileceği gözardı edilmemelidir.
Bavul ticaretinin talibinin çok
oldugunu da herkes bilnıclidir"
dıye konuştu.
Türkiye
atağa
kalktıBaşbakan Yardimcısî
Tansu Çüter'in geçen
haftalarda Rusya"ya
yaptığı ziyarette gündeme
gelen konulardan birinin
de bavul ticareti oldugunu
belirten DEÎK Türk-BDT
îş Konseyi Başkanı Nihat
Gökyiğit, Rus ve Türk
hükümetleri arasında
bavuf ticaretinin yasal
düzenlemeye
kavuşturuiarak
sürdürülmesi konusunda
işbİTİiği saglandıgmı
bildirdi.
Moskova Belediyesi'nin
bavul ticaretini daha
sağlam bir zernine
oturtmak için kent içinde
iş merkezi yapılması
konusunda Türk hükümet
yetkilileriyie anlaşmaya
•vardığını kaydeden Nihat
Gökyiğit, Moskova'da
yapılacak bu merkez
sayesinde bavul ticaretinin
belirienmiş bir duram
kazanacagîm söyledi.
Gökyiğit £ximbank'ın,
bu merkezin kurulmasî
için Rusya'da iş yapan
Türk fîrmalanna kredi
vermeye haariandığtm da
açıkladı.
TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Refik Baydur, seferberlik ilan ettiklerini söyledi
' 1997 yılında yatınm ve üretime hız verilecek'• Baydur, Türk ekonomisinin en önemli
sorununun yüksek enflasyon ve işsizlik
oldugunu hatırlatarak, bu iki sorunun
çözümü yolunda iş âleminin kendi
üzerine düşen görevi yerine getireceğini bildirdi.
tZMtR (AA) - Türkiye İşveren
Sendikalan Konfederasyonu
(TİSK) Başkanı Refik Baydur,
özel sektörün 1997'yi yatınm
seferberliği yılı olarak kabul
edeceğıni belırterek. "Türk özel
sektörü, yatınm ve üretimini
arürmak için bu yıl da yoğun
çaba gösterecektiir" dedi.
Baydur, Türk ekonomisinin en
önemli sorununun yüksek
enflasyon ve işsizlik oldugunu
hatırlatarak. bu iki sorunun
çözümü yolunda iş âleminin
kendi üzerine düşen görevi
yerine getireceğini bildirdi.
Yatınm ve üretimi artırarak,
enflasyonu ve işsizlığı bir
ölçüde aşağı çekmeyi
hedeflediklerini kaydeden
Baydur, bu sorunlann
çözümünün toplumsal banşa da
katkı sağlayacağını açıkladı.
Özel sektörün yatınmlara
ağırlık vermesinin bir ölçüde
yabancı sermaye ile kurulacak
ortaklıklara bağlı oldugunu
vurgulayan Baydur, şunlan
söyledi: "Türkiye'de paranın en
büyük alıcısı devlet Bu nedenle
özel sektöre kaynak yönelimi
çok düşük seviyelerde kalıyor. İş
âlemi, yatınmda ihtivaç
du> ulan kaynağı iş âlemi,
yabancı şirketlerle evlilik
kurarak, sağlam aya çalısacak.
Ancak Batı ülkelerinde yaşanan
ekonomik durgunluk da bu
noktada fazla umutlu olmamızı
engelliyor. Hedeflediğimiz
ölçüde. yabancı evlilikleri de
yapamav acağımız
endişesindeviz. Fakat bu yolda
Türk yatınmcısı yabancı
şirketlerle diyalogunu
sürdürüyor."
Baydur, hükümetin süratle
yapısal reforma yönelmesi
gerektiğine işaret ederek. bu
yönde atılacak her adımın
yatınmcıya manevi destek
vereceğini söyledi. TİSK
Başkanı Baydur, 1996 yılında
Türk işadamlan ile hükümet
arasında olumsuz diyaloglann
geliştığine dikkat çekerek, yeni
dönemde bunlan aşma yolunda
gayret gösterileceğinı belirtti.
İŞÇİNİN EVREIVİNDEN
ŞUKRAN SONER
Umutlu Olsun
Gazinoya parayı bastırdınız mı? Hele bir de ne çal-
mak istetiğinizi soran kemancının kemanının telinin
arasına bahşişi sıkıştırdınız mı?"Ça/ bir şeyler ama
neşeli olsun" demesi kolay.
"Yann yeni yıl, yazdığın umutlu, keyifli bir şeyler
olsun" diyen gazetedeki oda komşularımın dileği-
ni yerine getirmek öyle kolay gibi gözükmüyor.
Birkaç gündür gazeteler, televizyon kanalları,
1996'nın değeriendirmesini yapıyorlar. Bir dizi olum-
suzluğu saydıktan sonra da, sözü Susurluk'a geti-
rip, 1996'dan daha kötüsü olamayacağına göre
1997'ye umutla bakılabileceğinin altını çiziyorlar.
Çok karamsar olduğum daha önceki yıllara ait bir
yıl sonu yazımda, geçen yılın olumsuzluklannın al-
tını çizdikten sonra, "Daha kötüsü olamaz" deyip
bir sonraki yıl için olumlu beklentilerimi sıraladığı-
mı anımsıyorum. Tabii ki iyimserliğimde çuvallamış,
"Daha kötüsü olamaz" diye düşündüğüm yıldan da-
ha kötülerinin oldugunu görmüştüm.
Yaşama sevinci, içgüdüsü ile gelen, geleceğe yö-
nelik iyimseriik ve umutlu bakışla, geleneksel yeni
yıl beklentisi içinde, "1997, 1996'dan daha iyiola-
cak" demiyorum.
Çünkü uzun birzaman diliminden geriye bakıldı-
ğında 1996'nın çok da olumsuz değeriendirilece-
ğini düşünmüyorum. Belki de tam tersi 1996, Tür-
kiye'de önemli bir değişimin başlangıç yılı, ilk adı-
mı olacak.
Gerçekten bir dönemeçteyiz. Gelişmeler olumlu
olur, Türkiye çağdaş demokrasıye, insan haklanna
yönelik adımlar atabilirse, 1996 bu dönemeci baş-
latan yıl olarak önemle anımsanacak. Yok Türkiye
bunu başaramazsa, zaten gelecekte çok daha ka-
ranlık yıllar olacağı için, 1996 çok kötü bir yıl değil,
daha kötü yıllann başlangıcı sayılacak.
"Yeniden" aylık siyasi dergisi," Susuriuk dosya-
sında" altı çizilmesi gerekli önemli saptamalar yap-
mış, kimileri başlıklara da yansımış:
"12 Eylül Susuhuk'ta kamyona çarptı" başlıklı
degerlendirmede, Susurluk'un Tûrkiye'yi 12 Ey-
lül'den çıkartacak birfırsat olabileceği vurgulanıyor.
Rejim ve devletin yeniden yapılanmasında, geçiş-
te hangi örgütlenmeler önderlik ediyorsa, yapılan-
manın ona göre şekilleneceği anımsatılıyor. "Artık
hiçbir şey eskisi gibi olamaz" saptamasının yanın-
da, Susurtuk'taki tuzağın altı çiziliyor:
"Bugün Türkiye 'nin binbiryüzü var. Kaza belki bir
yüzünü netleştirdi ama diğeryüzleri gizlemek için,
'tuzak içinde tuzak' oyunu oynanmaya başlandı b/'-
te"deniliyor.
Dergide bir de yazanmtz Ergin Yıkhzoğlu'nun "Yol-
suzluğun ekonomi politiği" üzerine ilginç birdeğer-
lendirmesi var: Dünyada ve ülkemizde sermaye
gruplarının, aralanndakı savaşı, solun kazanımlann-
dan korkmadan sürdürmek ve kirli çamaşırları or-
tada yıkamak olanağını elde ettiklerini anımsatıyor.
"Son yıllarda rüşvet skandallannın yayılması ve su
yüzüne çıkmasının arkasında, bir taraftan derinle-
şen ekonomik kriz (ve özelleştirme tehdidinin ka-
mu personelinde geleceğe karşı güvensizlik yarat-
ması vb.) diğer taraftan da hızlanan globalleşme var"
saptamasını yapıyor. Global sermayenin parasal
olanaklannın yanı sıra, medya şirketlerini, TV yorum-
culannı, köşe yazarlannı da satın aldığını, bunlan ka-
muoyu yaratmakta, rakip olan siyasetçiler üzerin-
de baskı oluşturmakta, taraftariannı güçlendirmek-
te kullandığının altını çiziyor.
Yıldızoğlu'nu okurken, elimde olmadan medya-
mızın kimi yıldız yazarlarının son bir-iki ay içindeki
çizdikleri çerçeve kafamatakılıyor. Susurluk için bi-
zim gibi iflah olmaz muhalifleri sollayarak yazdıkla-
n keskin yazılarla birjikte varmaya çalıştıklan nok-
talar dikkat çekiyor. Örneğin bir tanesi Çiller'in Su-
surtuk'a bulaşmış Ağar ve Bucak'ı feda etmesi ko-
şulu ile, iktidarda kalabileceğine yeni yıl tahminleri
içinde yer veriyor. Erbakan ve Çiller ikilisinin etek-
lerindeki taşları atmalan ve başarılı bir özelleştirme
gerçekleştirmeleri, Refah'ın düzene uyum sağla-
ması ölçüsünde uzun süre iktidarda kalabilecekle-
rini söylüyor.
Bugüne kadar yaşayıp gördüklerimiz, tüm belir-
tiler de Çiller-Erbakan ikilisinin iktidarı bırakmamak
için, birlikte yola çıktıklarını feda etmeye, her şeyi
yapmaya hazır oldukları dogrultusunda. Onlar bir-
likte koalisyon kurmadan da "birbirlerine çok ya-
kıştıklannı", aynı hamurdan olduklannı düşünmüş
ve yazmıştım. Beni yalancı çıkarmadılar.
Ancak birlikte yola çıktıklannı, sıkıştıklarında or-
tada bırakıp, Ağar'ı, Bucak'ı Susurluk'taki çarpan
kamyona feda ederek iktidar ortakhklannı sürdür-
meyi başarırlarsa, 1996 yılı gerçekten birdönemeç,
ama Türkiye'nin çağdışı düzende aşağı doğru yu-
varlandığı bir dönemeç, bugüne kadar yaşadıkları-
mızı özlemle aratacak birfelaket dönemi başlangı-
cı olacak.
Yok, Türkiye'de rejimin, devletin yeniden yapı-
lanması gündeme gelebilecek, hukuk devleti düze-
nine doğru olumlu adımlar atılacaksa, 1998'e girer-
ken ne iktidar ortaklığında ve ne de belki de parti-
lerinin başında lider olarak Çiller ve Erbakan'ın ad-
ları olmayacak.
Çok kişisel asla değil, çok simgesel, Çiller ve Er-
bakan gibi liderierin ne iktidarda ne de siyasi par-
tilerinin başlannda olmalannın kader olmadığı ve de
en önemlisi postalanmalannın, (pardon gönderil-
melerinin) demokrasi içinde başarıldığı bir Türkiye
dileği ile, 1997 kutlu ve de mutlu olsun.
Cümrük birliği
Türkiye-AB ortak
gümrük tarifesi
ANKARA (AA)-Türki-
ye ile Avrupa Birliği (AB)
arasında ımzalanan Kat-
ma Protokol uyannca. ba-
zı eşyalarda üçüncü ülke-
lere uygulanacak ortak
gümrük tarifeleri belirlen-
di.
Konuyla ilgili Bakanlar
Kurulu Karan, Resmi Ga-
zete'nin bugünkü sayısın-
da yayımlanarak, yürürlü-
ğe girdi.
Karara göre, üçüncü ül-
kelerden yapılan ithalatta
uygulanacak vergi oranı,
midibüs ve minibüste yüz-
de 27.2 ile yüzde 27.9, bi-
nek otomobillerde yüzde
26.8 ile yüzde 32 arasında
değişiyor.
Üçüncü ülkelerden itha-
latta bazı eşyalara uygula-
nacak vergi oranlan da
şöyle:
"Sandık,valiz,bavTil,si-
gara kurusu vs. yüzde 22,
çunento ve gübre torbala-
n yüzde 26, porselen mut-
fak eşyalan yüzde 37, sera-
mik mutfak eşyası yüzde
38, oturmaya mahsus mo-
bilyalar yüzde 20, diğer
mobiryaiar ve bunlann ak-
samlan yûzde 21."
Bu arada, AB ülkelerin-
de serbest dolaşımda bulu-
nan üçüncü ülke menşeli
sözkonusu eşyalann Tür-
kiye'ye ithalinde, listede
belirtilen gümrük vergisi
oranlan ile bu eşyalar için
AB ülkelerinde uygulanan
gümrük vergisi oranlan
arasındaki fark oranında
vergi tahsil edilecek.