27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
*30 ABALIK1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yükseköğretiınde 4 3ET liderliği• Bilimsel yayın yönünden değerlendirilen Türk üniversitelerinde, öğretim üyesi başına en çok yayının Bilkent, Başkent ve Boğaziçi üniversitelerinde olduğu saptandı. BARIŞ DOSTER Üni\ersıtelen. Bilimsel Yaşın Yönünden Değerlendirme Komısvonu. 1995 >ılı raporunu hazırladı. "Komısvon. bulgulan. aralık a> ı ortalannda Lrmersitelerarası Kurul Başkanlığı'na sundu. Raporagöre oğretım üvesı başına düşen bilimsel yayın onalamasında Bilkent. Başkent "\e Boğaziçi uni\ersıtelerı ılk üç sırayı alırken Sülevman Demırel. Nığde ve Balıkesir ünnersiteleri »on 3 sıravı paylaştılar. Prof. Dr. Miimin Aksoy'un başkanlıöında. Prof. Dr. Nevzat Aktekin>rof Dr Semih Baskan. Prof Dr. Salim Çıracı. Prof Dr. Şinasi Ellialtıoğlu ve Prof Dr Emin Kansu'dan oluşan kurul. sıralamavı yaparken ünıverMtelerdekı ötretım iıvesi savısındaÖSYM'nın 1*994-95 istatıstıklerıni baz aldı. Bilimsel yavınlarda ise 1995 vılı Fen Bilımleri îndeksı. Sosval Bılımler İndeksı. Bılgısavar \e Matematık Bılımler İndeksi ile Sanat ve Beşen Bılımler tndeksi esai alındı Bır ünıverMte için bu indeksler arasında bırden fazla indekste yer alan ya>ınlar. bırer defa savıldı. Yayın puanlannın hesaplanmasında da her yavın ıçın bu vavındakı vazaradreslennde kaç değışik kurumun adresi bulunduğu esas. alındı. Rapora göre fen bilımleri dalında 1995 vılında Hacettepe Crmersıtesı 365, ODTÜ 223. Ankara Üniversıtesı ıse 207 makale ile ilk sıralan aldılar. Bılgısavar ve matematik alanmda Bilkent Ünıversıtesı 30 makale ile başı çekerken onu 22 makale ile ODTÜ. 123'er makale ile de Boğaziçi \e İstanbul Teknık ünıversitelen izledı. Sos>al bılımler alanında ODTÜ 18 makale ile başı çekerken Bilkent 1 7. Boğaziçi Unıversitesi de 16 makale ile onun arkasından geldiler. Güzel Sanatlar ve Beşeri Bilimler'de de Boâaziçı Unıversitesi 12. Bilkent 3. ODTÜ ıse 2 makale ürettı. Türkı>e"de güzel sanatlar konıu.unda ılk akla gelen üniversıte olan Mimar Sınan L'nıversıtesı'nin ıstatıstıklerde bile ver almadığı dıkkati çektı. Makale üreten 10 üniversite 1- Hacettepe Ü 377 adet 2- ODTÜ 265 adet 3- Ankara Ü 214 adet 4-İstanbul Ü. 195 adet 5-İTÜ 151 adet 6-EgeÜ. 136 adet 7-GazıÜ. 119 adet 8-Bilkent Ü 118 adet 9-Boğaziçi Ü. 105 adet 10- Marmara Ü 83 adet Öğretim üyesi başına düşen ortalama yayın sırasına göre ilk 10 Türk üniversitesi: l- Bilkent U. 0.5513 2-Başkent Ü. 0.5413 3- Boeaziçı Ü. 0.3463 4- ODTÜ 0.2775 5- Hacettepe Ü 0.2672 6- Karadenız Teknik Ü. 0.1583 7-K.oçÜ. 0 1574 8-AkdenizÜ. 0.1535 9-ErcivesÜ. 0.1453 10-İTU 0 1360 Demokrasi Platformu'nun Zonguldak'ta düzenlediği mitingde Susurluk'taki kazaya neden olan kamvonu simgele>en oyuncak. açık arttırmayla (Fotoğraf: AA) Demokratik kitle örgütlerı ve bazı siyasi partiler halkın da katılımıyla isteklerini dile getirdi Temiztoplum için elele• Manisa'da hükümeti göreve çağıran binlerce kişi Cumhurbaşkanrnın Devlet Denetleme Kurulu'nu devreye sokmasını istedi. Susurluk'taki kazaya neden olan kamyonla aynı plakayı taşıyan oyuncak kamyon. Zonguldak'ta düzenlenen mitingde açık arttırmayla satıldı. Haber Merkezi-Demokratik kıt- le örgütlerı ve bazı siyasi partiler. "temiz toplum" ıçın diin v ıne me\ - danlardavdı Manisa"da hükümeti göreve çağıran binlerce kışi Cum- hurbaşkanı'nın Devlet Denetleme Kurulu"nu devreye sokmasını ıs- tedi Susurluk'taki kazava neden olan kamvonla aynı plakayı taşı- yan ovuncak kamvon. Zonguldak'ta düzenlenen mitingde açık arttır- mavla satıldı. ÖDP. Samsun'da "Pandora'nın Kutusu"nu açtı "Çü- ler", "Ağar". "Çete". "Mafya". "Bucak" vazılı kutularvekırli ça- maşırlar. üzerlenne deterjan dökü- lerek halk tarafmdan süpürüldü. Gülcan Gördes'in bildırdığıne göre Manısada dün Mons Şınası Çocuk Hastanesı önünde saat 12.00 de başlavan •'Demokratik. Temiz Toplum" vurüv üşüne katılan vaklaşık 1500 kışi. "Yaşasın de- mokrasimücadelemiz". "Emekçi- lerdeğil.çeteleryargılansın~. "Dev- let-mafya-aşiret. bu ne rezalet". •'Susma sustukça sıra sana gele- eek". "Basınsusturulamaz". "Ba- ğıınsızyargı.temizyönetim". ~Do- kunulmazuklarkaidınlsın". "Yaşa- sın demokratik.temiz > önetim mü- tadelemiz". "DevletDenetleme Ku- rulu göre\e" v e "Mafy a yönetim iç jçe, halk nerede" sloganlannı ata- rak dev let \e hükümet vönetıcile- rini göreve çağırdı. Manisa "Demokratik.Temiz Yö- fierinı Platformu"nun düzenlediği açıkhava toplantısına: CHR ÖDP. HADEP. İP. Baro. Eğıtim-Sen. Türk- Iş, TabibOdası. Tüm-Malıve- Sen. Orkam-Sen, SES. Tanm- Sen. Ener- jı Yapı Yol-Sen. Tüm Sosval-Sen. tnşaat Mühendislen Odası. Ata- turkçü Düşünce Derneğı. Manisa BırlıkveHacı Bektaşı Velı Anado- lu Kültür Yakfı'nın vönetıci ve üve- lerıyle vurttaşlar katıldı. Açıkhavatoplantisinakatılanlar. "çürümenin hat safhaya vardığını" belırterek Devlet Denetleme Ku- rulu'nundevreyesokulnıasını ıste- dıler. Zonguldak'ta Demokrası Plat- formu'nun düzenlediği mitingde. Susurluk'taki kazava neden olan kamyonla aynı plakav ı taşıyan oyun- cak kamvon açık arttırmavla satı- şa çıkarıİdı. Kamvonu. Genel Ma- den-lş Sendikası Genel Başkan Ve- kılı Selahattin Ataman 60 mılvon lırava satın aldı. Ovuneak kamvo- nun satışından elde edılecek gelı- nn, Susurluk olayımortav a çıkaran kamyonun şoförüne verileceğı bıl- dırıldı. ÖDP de Samsun'da "L'lke- y i çetelere bırakmayacağız" mıtın- gı duzenledı. Cemil Ciğerim ve MehmetÖzdemir'ın haberıne gö- re Cumhurıvet Meydam'nda dü- zenlenen mitingde "Pandora'nın Kutusu" açıldı. Kutunun ıçınden çı- kan üzerınde "Çete", "Mafya", "Bucak", -Çiller", "Ağar" > azı lı ku- tular ve kırlı çamaşırlar konuşma- lann şapıldığı kamvonun üzennden yere atıldı. Daha sonra üzerlenne ÖDP yazılı kutudan deterjan dökü- len çamaşırlar. partılıler \e halk ta- rafından süpürüldü. Mitingde konuşan ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Kara. er- ken seçımçağnsındabulundu Ka- ra. "Bu ülkenin erken seçime ihti- >acı \ar. Bunun için alanlara çıkma- ya başladık. Onun için hodri mev- dandivoruz" dedı. Basri Atılganer'ın bıldırdıeıne göre HADEP. ÖDP. SlP. Lise-Yjer \ e Pırsultan Abdal Canlar Derne- ğı. Bandırma'da "Kamyon bekkme. Kirli düzenden hesap sor" mıtıngi duzenledı Mitingde konuşan HA- DEP MYK üvesrKudretGözütok. "öldürülen parti üyelerinin sorum- lulannın da Susurİuk kazasıy la or- ta>a çıkan çete" olduğunu söv ledı. ÖDP: Dünyanın en anlamlı kazasını unutmayacağız Yeniyıhn ödemitemizsiyasetANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni y\\ için beklentiler çetesiz toplum, temiz siyaset ûzerinde yoğunlaşh. CHP, Susurİuk ile başlayan süreçteki gelişmelerin gûndemden düşmesini engellemek amacıyla "Çetesiz toplum. temiz siyaset" afişleri ve bloknotlan hazırladı. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) de DYP Şanlıurfa MilleUekili Sedat Edip Bucak'ın Susurİuk'ta kaza yapan otomobilinin fotografının yer aldığt yılbaşı kartlannda. "Bilmek istiyoruz!" ve "Dünyanın en anlamlı kazasını unutmavaeağı/" mesajıoı iletti. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin yaptığı yazılı açıklamada, 1997*ye girerken, Türkiye'de demokrasinin büyük bir sınav verdiğini kaydetti. Susurluk'ta 3 kasım akşamı meydana gelen trafik kazasından sonra ortaya çıkan gerçeklerin siyaseti derinden sarstığmı, devletin çeteler tarafmdan nasıl kuşatıldığını, çeteleşmenin de\ letin en üst noktalanna ve kamu görevlilerine kadar nasıl ulaştığını gözler önüne serdiğini belirten Keskin, konunun iktidar partileri tarafmdan gûndemden çıkanlmak istendiğini dile getirdi. "Türkiye'de vatandaşımızın de\ letine, kurumlanna ve siyasal sistemine yeniden güvenebilmesi, öncelikle bu konunun ayduılatılmasına, hukuk dışına çıkarak suç işleyenlerin bir an önce yargı önüne çıkarılmalarına bağudu*'* diyen Keskin. konunun gûndemden düşmemesi ve kamuoyunun denetiminin sürmesi amacıyla hazırladıklan 2 ayrı afiş ve bloknotlan tüm örgütlerine gönderdiklerini bildirdi. CHP'nin hazırladığı afişlerden ilkinde. DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcıst ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak, Polis Okulu Müdürü Hüseyin Kocadağ ile katiiam zanlısı AbdullahÇatlının yüzlerinin birer parçasından "kolaj" tekniğiyle oluşturulan portre, kurukafa biçimüıde resmedildi. Bir bölümü siyah, diğer bölümü aydınlık olan ikinci afişte de Susurluk'taki kazaya ilişkin gazete kupürleri ve sıyasetçi-polis-mafya üçgeni teması işlendi. ÖDP de Sedat Bucak'ın Mercedes marka otomobilinin kaza geçirdikten sonraki durumunun fotoğrafınm yer aldığı yılbaşı kartlannda, "Bihnek istiyonız!" ve "Dünyanın en anlamlı kazasını unutmayacağız'' yazılan yer aldı. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Yıldmm Kaya, yılbaşı mesajında, "Emektcn yana. özgür ve demokratik bir yaşamı birlikte kurmak için nice yıilara" dileğini diie getirdi. ORUŞ I PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV Kamuoyunun ilgisı Çiller aılesi üstün- de toplandıkça eski başbakanın olağan- dışı girışimci eşinin önceki bir yaşamda pek de önemlı sayılmayan bir Rus çan olarak yaşamış olduğuna ilişkin önceki açıklaması, kendi hakkındaki son savlar- dan ötürü. belleklere bir kez daha geli- yor. Özer Çiller'ın yaptığı gibi, biz de ha- yalimize gem vurmayalım. Dışışleri Ba- kanımızın eşi önceki yaşamında acaba hangı çardı? Slavların putperest kültürünü bir yana iterek Hıristiyanlığı kabul eden Vladimir Suyatolaviç olabilir mi? Tüm Rusları tek bir dınde birleştirmek isteyişıne baka- rak, bütün Türkiyelileri özelleştirme ide- olojisınde bir araya getirmeye baş koy- rnuş Çiller ailesi arasında bir benzeıiık ak- la geliyor. Özer Bey. ınşallah Türki bir halk olan Tatarlara karşı savaşmış Yuri Vse- vclodoviç değildır. Eğer önce isveçlile- ri önüne katıp süren ve sonra da Livan- ysşövalyelerini Peipus Gölü'nde perışan Ozer Çiller Hangi Çardı? eden Aleksandr Nevski ıse, bu olay onu çarcı, komünist ya da pazar ekonomısi yanlısı olsun tüm Rusların gözünde çağ- lar boyu ulusal kahraman yapar kı. birTC başbakan yardımcısı eşi olarak bu du- rum hiç yakışık almaz. Özer Bey'ın ruhu acaba takma adı "ka- lita" yani "para çıkını" olan İvan Dani- loviç'in bedenınde mi aranmalı? Yoksa Don Nehrı kıyısındakı zaferınden ötürü "Donskoy" dıye de anılan Dimitri İvano- viç mıydı? Özer Bey şımdıkı açık renklı görünümüyle "Kara" lakaplı ikinci Vasi- li herhalde değıldir. Ayrıca bu kişinin kör edilmiş oluşundan ötürü gönül de razı de- ğil. Sessız sedasız oluşuna da bakarak "Muthiş İvan "ı da yakıştıramıyoruz. Rus tarihinde bırkaç sahte çar da var. Godunov'un en küçük oğlunu tahttan eden sahte Birinci Dimitri gibı. Yoksa Bü- yük (Deli) Petro muydu? O da Çiller'ler gibi yaşamda büyük değişiklikler yap- mamış mıydı? Ama Türklere karşı çarpı- şan da oydu. Öte yandan Özer Bey'in dık- katine sunulur ki. neredeyse hiçbır Rus çarı Türklere yakın davranmamıştır. Bü- yük Petro da Ruslar için neler yapmış olursa olsun, yük hep halk yığınlarının şırtındaydı. işte burada bir benzerlik var. Özer Bey önemsiz bir çar olduğunu ay- rıca açıkladığına göre iz bırakmamış. an- lamsız yüzlü ve duakeş ikinci Petro ola- bilir mi? Ancak Üçüncü Petro hiç değıldir. çün- kü o başkaldıran köylülerin önderi Puga- çov'dan başkası değıldi. Bır Çıller'ı da- ha önceki yaşamda bile böyle bir ko- numda düşünmek zor. Birinci Paul da olmasın derim; o da bir komployla öldü- rülmüştü. Birinci Aleksandr döneminin çalkantılı olayları "önemsiz çar" ek açık- lamasına uymuyor. Gene, umarım, Türk- lere 1833 antlaşmasını kabul ettiren Bi- rinci Nikola değildir. Sonraki Boğazlar anlaşmazhkları bundan kaynaklanmıştı. Üstelik. Amıral Nakhimov Sinop'ta Os- manlı donanmasını onun zamanında yak- tı._ İkinci Aleksandr ise köleliği kaldırıp kapitalizme giden yolu düzenlemesıyle bir benzerlik gösteriyor. Son çar İkinci Ni- kola da aynı toplumun komünızme hız- la sürüklenişini görememişti. Hanı. 1905 ihtilalinın Kanlı Pazar'ında günlüğüne şunları not eden ünlu çar: "Üşüdum. Ça- riçe çay ve kazağımı getirdi. Dışarıda ba- zı sesler." Özer Çiller açıkladığı ve açıklayama- dıklanyla yaşamını sürdüredursun, biz üniversitedekı derslerımizde devlet yö- netimının teorık olarak cıddı bir uğraş ol- ması gerektiğinı söylemekte devam ediyoruz. UNICEF Eğitimden çok silaha para ANKARA (ANKA) - Dünva ülkelerının sılah- lanma ıçın lıarcadıklan pa- ranın eğıtime av nlan para- y ı gerıde bıraktığı saptan- dı. 2000 vılınadek dün- vadakı tüm çocuklan oku- İa göndermenın malivetı- nın vılda 6 mılvar d'olar olacağı. bu rakamın ıse sı- lahlara harcanan paranın v üzde bınnden bile daha az olduğu bıldınldı. Bırleşmı^ MılletlerÇo- cuklara Yardım Fonu (UNICEF) raporu, gelış- mekte olan ulkelerde 6-11 yaş ara.sinda 140 mılyon çocuğun okula gıtmediği- nıortavakoydu. 18>aşın- dan küçükler de değerlen- dınldığınde okula gitme- >en çocuk savısının 400 milvonu geçtığıne yer ve- nlen raporda. bu çocukla- rın çoğunun bedensel ge- lışimlenne zarar v eren teh- likelı ışlerde çalıştırıldığı kavdedıldı. Gelışmekte olan ülke- lerdekı çocuklann en az dörtte bınnın çeşitlı ışler- de çaliştınldığı belırtılırken sanıvede kullanılan çocuk işgücünün v üzde 5 oranın- da olduğu ıfade edıldi. Ra- porda. çocuk ışçılenn vüz- de 95'inın kav ıt dı^ı ışler- de çalıştırıldığınd dıkkat çekılırken bırçok çocuğun da tarlalarda. çıftlıklerde vadaevlerdeçaliştıöı kav- dedildi. "Eğitim, sorunun bir parçasıdır. Şimıli. bu kez çözümün bir parçası ola- rakyeniden biçimlendiril- melklir" görüşüne v er \ e- nlen raporda. çocuklann fızıksel. zıhınsel. ruhsal. ahlakı ve sosval vönden gelişmesıne engeî olabı- lecek her turlü ışlerde ça- lıştırılmalarıtıın en temel çocuk haklannın ıhlal edıl- mesı anlamına geldığıne dikkat çekıldı. Hükümetlere bütçeleri- nın yüzde 20'sını eğitime vesosval hızmetlereavır- maları önerılen raporda. çocuklann çalıştırılarak sömunılmelenneson ver- menın çözünıünün eğitim olduöu vurüulandı. 1 . Basım Haziran 1996 . Basım Haziran 1996 . Basım Ağustos 1996 . Basım Kasım 1996 AYDEVLANMA EMRE KONGAR ODTÜ'de Bir Toplantı Ortadoğu Teknik Üniversitesf nin öyküsünü bilir misıniz? Duyduğuma göre, saygıdeğer bir "sosyal bilim- ler" profesörü olan çok sevaığım hocam Arif Pa- yaslıoğlu, ODTÜ tarıhını yazmış. Prof. Payaslıoğlu, yine duyduğuma göre bu ara- da, ODTÜ'de değıl, Bilkent'tehocalıkyapıyormuş. Sevgılı hocamın yazdığı ODTÜ tarihinden mem- nun olmayan ODTÜ'nün kurucu rektörü Kemal Kurdaş da anılarını yazıyor. Bılıyorsunuz (ya da bılmıyorsanız, şımdi öğrene- ceksınız). YÖK'ün kurucu başkanı Doğramacı bir süre, ODTÜ'nün Mütevelli Heyetı Başkanlığı'nı da yapmıştı. • Kurdaş'ın anılarında. ODTÜ ile Doğramacı ara- sındakı sürtüşmelere ışık tutacak çok önemli açık- lamalar olacak. Bu arada. bıldiğım kadar, Prof. Erdal İnönü de anılarının ikinci ya da üçüncü cıldınde ODTÜ'deki yönetıcilik günlerini aktaracak. Böylece. gerçeklerı, çeşıtlı yönlerıyle öğrenmış ola- cağız. ODTU hakkında bir tarihsel gerçeği de ben ha- tırlatayım sıze: ODTU modelı, mevcut üniversıtelerın özerklığin- den ve (o dönem moda olan sözcükle) "ılericiliğin- den" bıkmış olan Menderes hükümeti tarafmdan, iktidarın doğrudan kontrol edebıleceği bır üniver- site kurmak ıçın, Demokrat Partı dönemınde icat edılmıştı. Üniversite. ıktıdar tarafmdan atanan bır "Müte- velli Heyet" tarafmdan yönetilıyor ve hocaları, dev- let memuru güvencesıne sahıp olmadan özel söz- leşme ile çalıştırılıyordu. Böylece kaderleri hüküme- tın ıkı dudağı arasında olan üniversite hocalarının ve dolayısıyla tum unıversıtenın "iktidarın boraza- nı" olması amaçlanmıştı. Sıstem kuruldu. İşlemeye başladı ve... Ve üniversite-ıktidar ılişkılerı açısından model tam ters bir sonuç verdi: ODTÜ Türkıye'nın en seçkin, en özgürlukçü üniversitesi oldu. • • • İşte bu ılginç ve çok değerli üniversitenin Kamu Yönetımi Bölümü geçenierde "siyaset ve kültür" ko- nulu bır panel düzenledi. Bölüm başkanı Raşit Kaya, kolunu kırmış oldu- ğu ıçın. panelı bır başka değerli bılım adamı, Prof. Şinasi Aksoy yönetıyordu. Benım de katıldığım paneldeki ötekı konuşma- cılar Prof. Türker Alkan ve değerli araştırmacı Ne- cat Erder'dı. Erder, devletı "toplumda meşru olarak güç kul- lanan tek otorite" olarak tanımladı. Her devletin kendi meşruıyetı ıçın bir hukuk sistemi ve bir ide- oloji ürettığinı vurguladıktan sonra, "Susurluk ola- yı" ile ortaya çıkan bunalımın, bugünkü devlet ya- pısını bu açıdan zorlayıpzorlamayacağını sorgula- dı. Alkan, Türkiye'de demokrasinin, kımse elinde diktatörtük yapacak kadar güç bulunduramadığı için yürüdüğünü kaydetti ve toplumdaki eskı değerle- rın çözüldüğünü, ama yerlerine yeni değerlerin gel- mediğini vurguladı. Erder esas olarak. Susurluk bunalımının, devle- tin ıdeolojık ve hukuksal temellerini etkıleyecek de- recede derinleşme eğılımı gösterdiğını belirtti. Alkan da Turkiye'nin laik-dinci, kırsal-kentsel, fe- odal-endüstrıyel gibi, farklı değerler arasında salı- nıp duracağını söyledi. Ben, bugünkü olayların uzaknedenlerinin 1950'li yıllara dayandığını, yakın nedenlerinin ise 1980 as- kerı darbesi tarafmdan sıyasal partilerın kapatılma- sında ve o dönemde yapılan uygulamalarda aran- ması gerektiğinı belirttım. Askeri yönetım, partileri kapatarak, polıtıkacıların "eğitilme, süzülme vese- çılme" süreçlerını bozmuştu. Toplantı, aralarında değerli bilim adamı Korel Göymen gıbı hocaların da bulunduğu dinleyicile- rın de katkılarıyla üç saat kadar sürdü. • • • Benim bu yazıda sız okuyucularıma aktarmak is- tedığım bilgı, ODTÜ'de olduğu gibi pek çok platformda, "Susurluk olayı- nın" sorgulanarak. yırmıbirinci yüzyı- la gıden ülkemizın geleceğine ilişkin ir- delemelerin yapıldığı ve artık. Turki- ye'nin bir "yenidenyapılanma" süre- cini başlatma zorunda olduğu düşün- cesının gittikçe kabul gördüğü. Bu süreç içınde, ünıversıtelerin vaz- geçilmez biryeri var. Fakat, YÖK bas- kısını yaşayan ünıversıteler, henüz bu ^ baskıdan kurtulmadan, bir başka sal- '^^f \ dırı ile karşı karşıya kalmış durumda- f ' lar: İktidar. YÖk aracılığı ile üniversi- telerı tam anlamıyla denetim altına al- mak istiyor. Oysa tarih bıze. bu tür çabaların bü- tünüyle ters teptığıni gösteriyor. OD- TÜ'nün öyküsünü onun için anlattım. Ben. Türkıye'nın geleceğini sosyal demokrat ıdeoloji çerçevesinde ör- gütlenmışyeni bir devlet ve yeni bir hu- kuk düzenınde görüyorum. Yani top- W l a n t ı d a Necat Erder'in dile getirdiğı beklenti doğrultusunda bazı değiş- H m e l e n n olacağını ve bunlann sosyal de- mokrat bir ideolojı çerçevesinde ger- çekleşeceğinı düşünüyorum. ODTÜ'nün öyküsünü ve adı geçen panelde konuşulanları, YÖK'ün yok edılmesı gereken mevcut baskısını bi- le yeteriı görmeyerek, üniversiteleri, ik- tidarın kolesı yapmak isteyenlere say- gıyla duyururum. Not: 22 aralık gecesi "liderlerzirve- sı" sonrası, değerli televızyon haber- cısı Reha Muhtar, Show TV'de can- lı yayında Ecevit'e. "Siz pek çok as- keri darbeye mazhar olmuş bir lider olarak..." diye bir soru sordu. Mazhar olmak "naılolmak". "onurlanmak"de- mektır. Belkı "muhatap olmuş" ya da "duçar olmuş" demek ıstedı. Ama kul- landığı "mazhar olmak" deyımi niye- tınin tam tersıni ifade ediyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle