Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
*30 ABALIK1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yükseköğretiınde 4
3ET liderliği• Bilimsel yayın yönünden değerlendirilen Türk
üniversitelerinde, öğretim üyesi başına en çok yayının Bilkent,
Başkent ve Boğaziçi üniversitelerinde olduğu saptandı.
BARIŞ DOSTER
Üni\ersıtelen. Bilimsel Yaşın
Yönünden Değerlendirme Komısvonu.
1995 >ılı raporunu hazırladı.
"Komısvon. bulgulan. aralık a> ı
ortalannda Lrmersitelerarası Kurul
Başkanlığı'na sundu. Raporagöre
oğretım üvesı başına düşen bilimsel
yayın onalamasında Bilkent. Başkent
"\e Boğaziçi uni\ersıtelerı ılk üç sırayı
alırken Sülevman Demırel. Nığde ve
Balıkesir ünnersiteleri »on 3 sıravı
paylaştılar. Prof. Dr. Miimin Aksoy'un
başkanlıöında. Prof. Dr. Nevzat
Aktekin>rof Dr Semih Baskan. Prof
Dr. Salim Çıracı. Prof Dr. Şinasi
Ellialtıoğlu ve Prof Dr Emin
Kansu'dan oluşan kurul. sıralamavı
yaparken ünıverMtelerdekı ötretım
iıvesi savısındaÖSYM'nın 1*994-95
istatıstıklerıni baz aldı. Bilimsel
yavınlarda ise 1995 vılı Fen Bilımleri
îndeksı. Sosval Bılımler İndeksı.
Bılgısavar \e Matematık Bılımler
İndeksi ile Sanat ve Beşen Bılımler
tndeksi esai alındı Bır ünıverMte için
bu indeksler arasında bırden fazla
indekste yer alan ya>ınlar. bırer defa
savıldı. Yayın puanlannın
hesaplanmasında da her yavın ıçın bu
vavındakı vazaradreslennde kaç
değışik kurumun adresi bulunduğu
esas. alındı. Rapora göre fen bilımleri
dalında 1995 vılında Hacettepe
Crmersıtesı 365, ODTÜ 223. Ankara
Üniversıtesı ıse 207
makale ile ilk
sıralan aldılar. Bılgısavar ve matematik
alanmda Bilkent Ünıversıtesı 30
makale ile başı çekerken onu 22
makale ile ODTÜ. 123'er makale ile
de Boğaziçi \e İstanbul Teknık
ünıversitelen izledı. Sos>al bılımler
alanında ODTÜ 18 makale ile başı
çekerken Bilkent 1 7. Boğaziçi
Unıversitesi de 16 makale ile onun
arkasından geldiler. Güzel Sanatlar ve
Beşeri Bilimler'de de Boâaziçı
Unıversitesi 12. Bilkent 3. ODTÜ ıse 2
makale ürettı. Türkı>e"de güzel
sanatlar konıu.unda ılk akla gelen
üniversıte olan Mimar Sınan
L'nıversıtesı'nin ıstatıstıklerde bile ver
almadığı dıkkati çektı.
Makale üreten 10 üniversite
1- Hacettepe Ü 377 adet
2- ODTÜ 265 adet
3- Ankara Ü 214 adet
4-İstanbul Ü. 195 adet
5-İTÜ 151 adet
6-EgeÜ. 136 adet
7-GazıÜ. 119 adet
8-Bilkent Ü 118 adet
9-Boğaziçi Ü. 105 adet
10- Marmara Ü 83 adet
Öğretim üyesi başına düşen
ortalama yayın sırasına göre
ilk 10 Türk üniversitesi:
l- Bilkent U. 0.5513
2-Başkent Ü. 0.5413
3- Boeaziçı Ü. 0.3463
4- ODTÜ 0.2775
5- Hacettepe Ü 0.2672
6- Karadenız Teknik Ü. 0.1583
7-K.oçÜ. 0 1574
8-AkdenizÜ. 0.1535
9-ErcivesÜ. 0.1453
10-İTU 0 1360
Demokrasi
Platformu'nun
Zonguldak'ta
düzenlediği
mitingde
Susurluk'taki
kazaya
neden olan
kamvonu
simgele>en
oyuncak.
açık
arttırmayla
(Fotoğraf: AA)
Demokratik kitle örgütlerı ve bazı siyasi partiler halkın da katılımıyla isteklerini dile getirdi
Temiztoplum için elele• Manisa'da hükümeti göreve çağıran binlerce kişi
Cumhurbaşkanrnın Devlet Denetleme Kurulu'nu devreye
sokmasını istedi. Susurluk'taki kazaya neden olan kamyonla
aynı plakayı taşıyan oyuncak kamyon. Zonguldak'ta
düzenlenen mitingde açık arttırmayla satıldı.
Haber Merkezi-Demokratik kıt-
le örgütlerı ve bazı siyasi partiler.
"temiz toplum" ıçın diin v ıne me\ -
danlardavdı Manisa"da hükümeti
göreve çağıran binlerce kışi Cum-
hurbaşkanı'nın Devlet Denetleme
Kurulu"nu devreye sokmasını ıs-
tedi Susurluk'taki kazava neden
olan kamvonla aynı plakayı taşı-
yan ovuncak kamvon. Zonguldak'ta
düzenlenen mitingde açık arttır-
mavla satıldı. ÖDP. Samsun'da
"Pandora'nın Kutusu"nu açtı "Çü-
ler", "Ağar". "Çete". "Mafya".
"Bucak" vazılı kutularvekırli ça-
maşırlar. üzerlenne deterjan dökü-
lerek halk tarafmdan süpürüldü.
Gülcan Gördes'in bildırdığıne
göre Manısada dün Mons Şınası
Çocuk Hastanesı önünde saat
12.00 de başlavan •'Demokratik.
Temiz Toplum" vurüv üşüne katılan
vaklaşık 1500 kışi. "Yaşasın de-
mokrasimücadelemiz". "Emekçi-
lerdeğil.çeteleryargılansın~. "Dev-
let-mafya-aşiret. bu ne rezalet".
•'Susma sustukça sıra sana gele-
eek". "Basınsusturulamaz". "Ba-
ğıınsızyargı.temizyönetim". ~Do-
kunulmazuklarkaidınlsın". "Yaşa-
sın demokratik.temiz > önetim mü-
tadelemiz". "DevletDenetleme Ku-
rulu göre\e" v e "Mafy a yönetim iç
jçe, halk nerede" sloganlannı ata-
rak dev let \e hükümet vönetıcile-
rini göreve çağırdı.
Manisa "Demokratik.Temiz Yö-
fierinı Platformu"nun düzenlediği
açıkhava toplantısına: CHR ÖDP.
HADEP. İP. Baro. Eğıtim-Sen. Türk-
Iş, TabibOdası. Tüm-Malıve- Sen.
Orkam-Sen, SES. Tanm- Sen. Ener-
jı Yapı Yol-Sen. Tüm Sosval-Sen.
tnşaat Mühendislen Odası. Ata-
turkçü Düşünce Derneğı. Manisa
BırlıkveHacı Bektaşı Velı Anado-
lu Kültür Yakfı'nın vönetıci ve üve-
lerıyle vurttaşlar katıldı.
Açıkhavatoplantisinakatılanlar.
"çürümenin hat safhaya vardığını"
belırterek Devlet Denetleme Ku-
rulu'nundevreyesokulnıasını ıste-
dıler.
Zonguldak'ta Demokrası Plat-
formu'nun düzenlediği mitingde.
Susurluk'taki kazava neden olan
kamyonla aynı plakav ı taşıyan oyun-
cak kamvon açık arttırmavla satı-
şa çıkarıİdı. Kamvonu. Genel Ma-
den-lş Sendikası Genel Başkan Ve-
kılı Selahattin Ataman 60 mılvon
lırava satın aldı. Ovuneak kamvo-
nun satışından elde edılecek gelı-
nn, Susurluk olayımortav a çıkaran
kamyonun şoförüne verileceğı bıl-
dırıldı. ÖDP de Samsun'da "L'lke-
y i çetelere bırakmayacağız" mıtın-
gı duzenledı. Cemil Ciğerim ve
MehmetÖzdemir'ın haberıne gö-
re Cumhurıvet Meydam'nda dü-
zenlenen mitingde "Pandora'nın
Kutusu" açıldı. Kutunun ıçınden çı-
kan üzerınde "Çete", "Mafya",
"Bucak", -Çiller", "Ağar" > azı lı ku-
tular ve kırlı çamaşırlar konuşma-
lann şapıldığı kamvonun üzennden
yere atıldı. Daha sonra üzerlenne
ÖDP yazılı kutudan deterjan dökü-
len çamaşırlar. partılıler \e halk ta-
rafından süpürüldü.
Mitingde konuşan ÖDP Genel
Başkan Yardımcısı Erdal Kara. er-
ken seçımçağnsındabulundu Ka-
ra. "Bu ülkenin erken seçime ihti-
>acı \ar. Bunun için alanlara çıkma-
ya başladık. Onun için hodri mev-
dandivoruz" dedı.
Basri Atılganer'ın bıldırdıeıne
göre HADEP. ÖDP. SlP. Lise-Yjer
\ e Pırsultan Abdal Canlar Derne-
ğı. Bandırma'da "Kamyon bekkme.
Kirli düzenden hesap sor" mıtıngi
duzenledı Mitingde konuşan HA-
DEP MYK üvesrKudretGözütok.
"öldürülen parti üyelerinin sorum-
lulannın da Susurİuk kazasıy la or-
ta>a çıkan çete" olduğunu söv ledı.
ÖDP: Dünyanın en anlamlı kazasını unutmayacağız
Yeniyıhn ödemitemizsiyasetANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni y\\
için beklentiler çetesiz toplum, temiz
siyaset ûzerinde yoğunlaşh. CHP, Susurİuk
ile başlayan süreçteki gelişmelerin
gûndemden düşmesini engellemek
amacıyla "Çetesiz toplum. temiz siyaset"
afişleri ve bloknotlan hazırladı. Özgürlük
ve Dayanışma Partisi (ÖDP) de DYP
Şanlıurfa MilleUekili Sedat Edip Bucak'ın
Susurİuk'ta kaza yapan otomobilinin
fotografının yer aldığt yılbaşı kartlannda.
"Bilmek istiyoruz!" ve "Dünyanın en
anlamlı kazasını unutmavaeağı/" mesajıoı
iletti. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin
yaptığı yazılı açıklamada, 1997*ye
girerken, Türkiye'de demokrasinin büyük
bir sınav verdiğini kaydetti. Susurluk'ta 3
kasım akşamı meydana gelen trafik
kazasından sonra ortaya çıkan gerçeklerin
siyaseti derinden sarstığmı, devletin
çeteler tarafmdan nasıl kuşatıldığını,
çeteleşmenin de\ letin en üst noktalanna
ve kamu görevlilerine kadar nasıl
ulaştığını gözler önüne serdiğini belirten
Keskin, konunun iktidar partileri
tarafmdan gûndemden çıkanlmak
istendiğini dile getirdi. "Türkiye'de
vatandaşımızın de\ letine, kurumlanna ve
siyasal sistemine yeniden güvenebilmesi,
öncelikle bu konunun ayduılatılmasına,
hukuk dışına çıkarak suç işleyenlerin bir
an önce yargı önüne çıkarılmalarına
bağudu*'* diyen Keskin. konunun
gûndemden düşmemesi ve kamuoyunun
denetiminin sürmesi amacıyla
hazırladıklan 2 ayrı afiş ve bloknotlan
tüm örgütlerine gönderdiklerini bildirdi.
CHP'nin hazırladığı afişlerden ilkinde.
DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcıst
ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, DYP
Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak,
Polis Okulu Müdürü Hüseyin Kocadağ ile
katiiam zanlısı AbdullahÇatlının
yüzlerinin birer parçasından "kolaj"
tekniğiyle oluşturulan portre, kurukafa
biçimüıde resmedildi. Bir bölümü siyah,
diğer bölümü aydınlık olan ikinci afişte de
Susurluk'taki kazaya ilişkin gazete
kupürleri ve sıyasetçi-polis-mafya üçgeni
teması işlendi. ÖDP de Sedat Bucak'ın
Mercedes marka otomobilinin kaza
geçirdikten sonraki durumunun
fotoğrafınm yer aldığı yılbaşı kartlannda,
"Bihnek istiyonız!" ve "Dünyanın en
anlamlı kazasını unutmayacağız'' yazılan
yer aldı. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı
Yıldmm Kaya, yılbaşı mesajında,
"Emektcn yana. özgür ve demokratik bir
yaşamı birlikte kurmak için nice yıilara"
dileğini diie getirdi.
ORUŞ I PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV
Kamuoyunun ilgisı Çiller aılesi üstün-
de toplandıkça eski başbakanın olağan-
dışı girışimci eşinin önceki bir yaşamda
pek de önemlı sayılmayan bir Rus çan
olarak yaşamış olduğuna ilişkin önceki
açıklaması, kendi hakkındaki son savlar-
dan ötürü. belleklere bir kez daha geli-
yor. Özer Çiller'ın yaptığı gibi, biz de ha-
yalimize gem vurmayalım. Dışışleri Ba-
kanımızın eşi önceki yaşamında acaba
hangı çardı?
Slavların putperest kültürünü bir yana
iterek Hıristiyanlığı kabul eden Vladimir
Suyatolaviç olabilir mi? Tüm Rusları tek
bir dınde birleştirmek isteyişıne baka-
rak, bütün Türkiyelileri özelleştirme ide-
olojisınde bir araya getirmeye baş koy-
rnuş Çiller ailesi arasında bir benzeıiık ak-
la geliyor. Özer Bey. ınşallah Türki bir halk
olan Tatarlara karşı savaşmış Yuri Vse-
vclodoviç değildır. Eğer önce isveçlile-
ri önüne katıp süren ve sonra da Livan-
ysşövalyelerini Peipus Gölü'nde perışan
Ozer Çiller Hangi Çardı?
eden Aleksandr Nevski ıse, bu olay onu
çarcı, komünist ya da pazar ekonomısi
yanlısı olsun tüm Rusların gözünde çağ-
lar boyu ulusal kahraman yapar kı. birTC
başbakan yardımcısı eşi olarak bu du-
rum hiç yakışık almaz.
Özer Bey'ın ruhu acaba takma adı "ka-
lita" yani "para çıkını" olan İvan Dani-
loviç'in bedenınde mi aranmalı? Yoksa
Don Nehrı kıyısındakı zaferınden ötürü
"Donskoy" dıye de anılan Dimitri İvano-
viç mıydı? Özer Bey şımdıkı açık renklı
görünümüyle "Kara" lakaplı ikinci Vasi-
li herhalde değıldir. Ayrıca bu kişinin kör
edilmiş oluşundan ötürü gönül de razı de-
ğil. Sessız sedasız oluşuna da bakarak
"Muthiş İvan "ı da yakıştıramıyoruz.
Rus tarihinde bırkaç sahte çar da var.
Godunov'un en küçük oğlunu tahttan
eden sahte Birinci Dimitri gibı. Yoksa Bü-
yük (Deli) Petro muydu? O da Çiller'ler
gibi yaşamda büyük değişiklikler yap-
mamış mıydı? Ama Türklere karşı çarpı-
şan da oydu. Öte yandan Özer Bey'in dık-
katine sunulur ki. neredeyse hiçbır Rus
çarı Türklere yakın davranmamıştır. Bü-
yük Petro da Ruslar için neler yapmış
olursa olsun, yük hep halk yığınlarının
şırtındaydı. işte burada bir benzerlik var.
Özer Bey önemsiz bir çar olduğunu ay-
rıca açıkladığına göre iz bırakmamış. an-
lamsız yüzlü ve duakeş ikinci Petro ola-
bilir mi?
Ancak Üçüncü Petro hiç değıldir. çün-
kü o başkaldıran köylülerin önderi Puga-
çov'dan başkası değıldi. Bır Çıller'ı da-
ha önceki yaşamda bile böyle bir ko-
numda düşünmek zor. Birinci Paul da
olmasın derim; o da bir komployla öldü-
rülmüştü. Birinci Aleksandr döneminin
çalkantılı olayları "önemsiz çar" ek açık-
lamasına uymuyor. Gene, umarım, Türk-
lere 1833 antlaşmasını kabul ettiren Bi-
rinci Nikola değildir. Sonraki Boğazlar
anlaşmazhkları bundan kaynaklanmıştı.
Üstelik. Amıral Nakhimov Sinop'ta Os-
manlı donanmasını onun zamanında yak-
tı._
İkinci Aleksandr ise köleliği kaldırıp
kapitalizme giden yolu düzenlemesıyle bir
benzerlik gösteriyor. Son çar İkinci Ni-
kola da aynı toplumun komünızme hız-
la sürüklenişini görememişti. Hanı. 1905
ihtilalinın Kanlı Pazar'ında günlüğüne
şunları not eden ünlu çar: "Üşüdum. Ça-
riçe çay ve kazağımı getirdi. Dışarıda ba-
zı sesler."
Özer Çiller açıkladığı ve açıklayama-
dıklanyla yaşamını sürdüredursun, biz
üniversitedekı derslerımizde devlet yö-
netimının teorık olarak cıddı bir uğraş ol-
ması gerektiğinı söylemekte devam
ediyoruz.
UNICEF
Eğitimden
çok silaha
para
ANKARA (ANKA) -
Dünva ülkelerının sılah-
lanma ıçın lıarcadıklan pa-
ranın eğıtime av nlan para-
y ı gerıde bıraktığı saptan-
dı. 2000 vılınadek dün-
vadakı tüm çocuklan oku-
İa göndermenın malivetı-
nın vılda 6 mılvar d'olar
olacağı. bu rakamın ıse sı-
lahlara harcanan paranın
v üzde bınnden bile daha az
olduğu bıldınldı.
Bırleşmı^ MılletlerÇo-
cuklara Yardım Fonu
(UNICEF) raporu, gelış-
mekte olan ulkelerde 6-11
yaş ara.sinda 140 mılyon
çocuğun okula gıtmediği-
nıortavakoydu. 18>aşın-
dan küçükler de değerlen-
dınldığınde okula gitme-
>en çocuk savısının 400
milvonu geçtığıne yer ve-
nlen raporda. bu çocukla-
rın çoğunun bedensel ge-
lışimlenne zarar v eren teh-
likelı ışlerde çalıştırıldığı
kavdedıldı.
Gelışmekte olan ülke-
lerdekı çocuklann en az
dörtte bınnın çeşitlı ışler-
de çaliştınldığı belırtılırken
sanıvede kullanılan çocuk
işgücünün v üzde 5 oranın-
da olduğu ıfade edıldi. Ra-
porda. çocuk ışçılenn vüz-
de 95'inın kav ıt dı^ı ışler-
de çalıştırıldığınd dıkkat
çekılırken bırçok çocuğun
da tarlalarda. çıftlıklerde
vadaevlerdeçaliştıöı kav-
dedildi.
"Eğitim, sorunun bir
parçasıdır. Şimıli. bu kez
çözümün bir parçası ola-
rakyeniden biçimlendiril-
melklir" görüşüne v er \ e-
nlen raporda. çocuklann
fızıksel. zıhınsel. ruhsal.
ahlakı ve sosval vönden
gelişmesıne engeî olabı-
lecek her turlü ışlerde ça-
lıştırılmalarıtıın en temel
çocuk haklannın ıhlal edıl-
mesı anlamına geldığıne
dikkat çekıldı.
Hükümetlere bütçeleri-
nın yüzde 20'sını eğitime
vesosval hızmetlereavır-
maları önerılen raporda.
çocuklann çalıştırılarak
sömunılmelenneson ver-
menın çözünıünün eğitim
olduöu vurüulandı.
1 . Basım
Haziran 1996
. Basım
Haziran 1996
. Basım
Ağustos 1996
. Basım
Kasım 1996
AYDEVLANMA
EMRE KONGAR
ODTÜ'de Bir Toplantı
Ortadoğu Teknik Üniversitesf nin öyküsünü bilir
misıniz?
Duyduğuma göre, saygıdeğer bir "sosyal bilim-
ler" profesörü olan çok sevaığım hocam Arif Pa-
yaslıoğlu, ODTÜ tarıhını yazmış.
Prof. Payaslıoğlu, yine duyduğuma göre bu ara-
da, ODTÜ'de değıl, Bilkent'tehocalıkyapıyormuş.
Sevgılı hocamın yazdığı ODTÜ tarihinden mem-
nun olmayan ODTÜ'nün kurucu rektörü Kemal
Kurdaş da anılarını yazıyor.
Bılıyorsunuz (ya da bılmıyorsanız, şımdi öğrene-
ceksınız). YÖK'ün kurucu başkanı Doğramacı bir
süre, ODTÜ'nün Mütevelli Heyetı Başkanlığı'nı da
yapmıştı. •
Kurdaş'ın anılarında. ODTÜ ile Doğramacı ara-
sındakı sürtüşmelere ışık tutacak çok önemli açık-
lamalar olacak.
Bu arada. bıldiğım kadar, Prof. Erdal İnönü de
anılarının ikinci ya da üçüncü cıldınde ODTÜ'deki
yönetıcilik günlerini aktaracak.
Böylece. gerçeklerı, çeşıtlı yönlerıyle öğrenmış ola-
cağız.
ODTU hakkında bir tarihsel gerçeği de ben ha-
tırlatayım sıze:
ODTU modelı, mevcut üniversıtelerın özerklığin-
den ve (o dönem moda olan sözcükle) "ılericiliğin-
den" bıkmış olan Menderes hükümeti tarafmdan,
iktidarın doğrudan kontrol edebıleceği bır üniver-
site kurmak ıçın, Demokrat Partı dönemınde icat
edılmıştı.
Üniversite. ıktıdar tarafmdan atanan bır "Müte-
velli Heyet" tarafmdan yönetilıyor ve hocaları, dev-
let memuru güvencesıne sahıp olmadan özel söz-
leşme ile çalıştırılıyordu. Böylece kaderleri hüküme-
tın ıkı dudağı arasında olan üniversite hocalarının
ve dolayısıyla tum unıversıtenın "iktidarın boraza-
nı" olması amaçlanmıştı.
Sıstem kuruldu. İşlemeye başladı ve...
Ve üniversite-ıktidar ılişkılerı açısından model tam
ters bir sonuç verdi: ODTÜ Türkıye'nın en seçkin,
en özgürlukçü üniversitesi oldu.
• • •
İşte bu ılginç ve çok değerli üniversitenin Kamu
Yönetımi Bölümü geçenierde "siyaset ve kültür" ko-
nulu bır panel düzenledi.
Bölüm başkanı Raşit Kaya, kolunu kırmış oldu-
ğu ıçın. panelı bır başka değerli bılım adamı, Prof.
Şinasi Aksoy yönetıyordu.
Benım de katıldığım paneldeki ötekı konuşma-
cılar Prof. Türker Alkan ve değerli araştırmacı Ne-
cat Erder'dı.
Erder, devletı "toplumda meşru olarak güç kul-
lanan tek otorite" olarak tanımladı. Her devletin
kendi meşruıyetı ıçın bir hukuk sistemi ve bir ide-
oloji ürettığinı vurguladıktan sonra, "Susurluk ola-
yı" ile ortaya çıkan bunalımın, bugünkü devlet ya-
pısını bu açıdan zorlayıpzorlamayacağını sorgula-
dı.
Alkan, Türkiye'de demokrasinin, kımse elinde
diktatörtük yapacak kadar güç bulunduramadığı için
yürüdüğünü kaydetti ve toplumdaki eskı değerle-
rın çözüldüğünü, ama yerlerine yeni değerlerin gel-
mediğini vurguladı.
Erder esas olarak. Susurluk bunalımının, devle-
tin ıdeolojık ve hukuksal temellerini etkıleyecek de-
recede derinleşme eğılımı gösterdiğını belirtti.
Alkan da Turkiye'nin laik-dinci, kırsal-kentsel, fe-
odal-endüstrıyel gibi, farklı değerler arasında salı-
nıp duracağını söyledi.
Ben, bugünkü olayların uzaknedenlerinin 1950'li
yıllara dayandığını, yakın nedenlerinin ise 1980 as-
kerı darbesi tarafmdan sıyasal partilerın kapatılma-
sında ve o dönemde yapılan uygulamalarda aran-
ması gerektiğinı belirttım. Askeri yönetım, partileri
kapatarak, polıtıkacıların "eğitilme, süzülme vese-
çılme" süreçlerını bozmuştu.
Toplantı, aralarında değerli bilim adamı Korel
Göymen gıbı hocaların da bulunduğu dinleyicile-
rın de katkılarıyla üç saat kadar sürdü.
• • •
Benim bu yazıda sız okuyucularıma aktarmak is-
tedığım bilgı, ODTÜ'de olduğu gibi
pek çok platformda, "Susurluk olayı-
nın" sorgulanarak. yırmıbirinci yüzyı-
la gıden ülkemizın geleceğine ilişkin ir-
delemelerin yapıldığı ve artık. Turki-
ye'nin bir "yenidenyapılanma" süre-
cini başlatma zorunda olduğu düşün-
cesının gittikçe kabul gördüğü.
Bu süreç içınde, ünıversıtelerin vaz-
geçilmez biryeri var. Fakat, YÖK bas-
kısını yaşayan ünıversıteler, henüz bu
^ baskıdan kurtulmadan, bir başka sal-
'^^f \ dırı ile karşı karşıya kalmış durumda-
f ' lar: İktidar. YÖk aracılığı ile üniversi-
telerı tam anlamıyla denetim altına al-
mak istiyor.
Oysa tarih bıze. bu tür çabaların bü-
tünüyle ters teptığıni gösteriyor. OD-
TÜ'nün öyküsünü onun için anlattım.
Ben. Türkıye'nın geleceğini sosyal
demokrat ıdeoloji çerçevesinde ör-
gütlenmışyeni bir devlet ve yeni bir hu-
kuk düzenınde görüyorum. Yani top-
W l a n t ı d a Necat Erder'in dile getirdiğı
beklenti doğrultusunda bazı değiş-
H m e l e n n olacağını ve bunlann sosyal de-
mokrat bir ideolojı çerçevesinde ger-
çekleşeceğinı düşünüyorum.
ODTÜ'nün öyküsünü ve adı geçen
panelde konuşulanları, YÖK'ün yok
edılmesı gereken mevcut baskısını bi-
le yeteriı görmeyerek, üniversiteleri, ik-
tidarın kolesı yapmak isteyenlere say-
gıyla duyururum.
Not: 22 aralık gecesi "liderlerzirve-
sı" sonrası, değerli televızyon haber-
cısı Reha Muhtar, Show TV'de can-
lı yayında Ecevit'e. "Siz pek çok as-
keri darbeye mazhar olmuş bir lider
olarak..." diye bir soru sordu. Mazhar
olmak "naılolmak". "onurlanmak"de-
mektır. Belkı "muhatap olmuş" ya da
"duçar olmuş" demek ıstedı. Ama kul-
landığı "mazhar olmak" deyımi niye-
tınin tam tersıni ifade ediyordu.