Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1996 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
SoldaYeni Soluk
'Sosyalistyeşil' taraftan PM üyesi olan Aslı Delikara, ÖDP 'yi, diinyada benzersiz bir proje olmasından ötürü öne çıkarıyor.
"ÖDP çokyeni bir sol proje. Dünya ölçeğine bakarsamz, ÖDP benzeri bir çalışma çok az. Brezilya lşçi Partisi benziyor
biraz." Bir dönemin Dev-Genç Genel Sekreteri ÖDP MYK üvesi Bülent Forîa, solun Türkiye'dekitarihinin bir tür bölünmeler
tarihi olduğıı vurgıılamasının ardından ÖDP'yi. birliği oluşturması açısından önemsiyor ilkağızda. Dünya çapında yeni
fıkri arayışların altmdaki temelin, soldaki ayrılıkgerekçelerini ortadan kaldırdığım ve ÖDP'yi doğurdıtğunıı söylüyor. Bıı
arada iki saptaması var: "Birincisi sol birleşmeliydi, ikincisi yenileşmeli. Bıı ikisi temel ihtiyaç olarak algılandığı için
beklendiğinden daha kolay gerçekleşti ÖDP Belki de yenilgi, solu bilgeleştirdi. Sosyalizmin bir tarihsel dönemi bitmişti.
Bunun en trajik görüntüsü Sovyetler'in çöküşüydü. Sosyalizm bitti denildi, kapitalizmin zaferi ilan edildi. Bıınıın bir tarihsel
dönemin sonıt olduğıımı bilmeliyiz ama kapitalizmin zaferini kutsayarak da solcıtlukyapamayız. Bıı duruında ÖDP nin daim
olduğıı ortaya çıkıyor. Bir parti kıırduk, hayatımız değişti diye düşünmek, çok sağlıkh bir bakış açısı değil. ÖDP piyangodan
çıkmış bir şey değil. Bıınıın için emek sarf edildi. Bıtgün sosyalizm kendi yaşadığı deneyimlerden ne süzdü derseniz,
özgürlükçülüktür. Ekonomiden sivasete, ideolojive kadar özgürlükçü birfelsefe. Işte ÖDP bııdur."
'Sol birleşmeli ve yenilenmeliydi'Açılış dansının tango olması planlanmamıştı. Ken-
diliğinden gelişti her şey. 70"ine merdiven dayayan
Fatma Hikînet İşmen'le topluluğun en gençlerinden
Burhan Sönmez sahnede yerlerini aldılar. Eller birleş-
ti. aikışlar >ükseldı. Ve tango başladı...
Özgürlük \e Dayanışma Partisi'nin geçen ayın or-
tasında. Yalova Çınarcık'taki parti meclisi toplantısı-
nın ikinci günü de yoğun geçmiştı. Harb- tş tesislerin-
deki gözlerden uzak bu buluşmada. temel olarak par-
tinin sıyaset yapma tarzı ve sorunlar üzerine sıkı tar-
tışmalaryapılıyordu.
Gece. vemeğe geçildı. MYK. PM \e il başkanlan-
nin oluşturduğu yaklaşık 200 kişilik topluluk, şerefe
kaldınlan ilk bardaklann eşliğinde sahnede tango ya-
pan çifti izlıyordu.
Klasik tariflerinin dışında. daha farklı anlamlar ta-
şıyordu bu tango: partnerler açısından, yıllardırbirbir-
lerine revizyonıst ya da goşit diyen iki insan bugiin el
ele buluşuyorlardı. Bin TİP'li olarak sosyalist parti-
yi. diğen "devrimci hareket" geleneğinı temsil edıyor-
du. Dansın izleyenlen açısından. geçmişte kurşun at-
maya değin uzanan çatışmalardan sonra bugün aynı
masada. yan yana duruşu gösteriyordu.
Solculuk adına. sosyalizm adına neler söylememiş-
lerdi kı birbirlerine... tırnak içinde devrimcisi. prole-
teri, Maocusu. revizyonistı. goşısti. oportünisti. sos-
yal faşisti. Maocu faşisti. Sovyetıği. Çincisi. Arnavut-
lukçusu. kısacası her boydan. her soydan insanlann he-
nüz bir yıllık beraberliğinin bu kez tangonun çevre-
sındeki buluşmasıydı yaşanan... Şiirlerokundu, halay-
iar çekildi. şarkılar ve marşlar söylendi yan yana ma-
salarda. Yaşamlarını sos> alizme. devrime adamış. ha-
pishanelerde. işkencelerde olmadık acılara direnmiş
insanlar. geceyı hep bir ağızdafı söyledikleri Enternas-
yonel marşıyla bitinyorlardı... Çınarcık'ta, hepsi bir
aradayken kimi zaman toplantılann ortasından çagı-
rıp. kimi zaman molalarda görüştük partinin yönetici
kadrolarıyla. Bu görüşmeler öncesı yöneticilerin ço-
ğunluğu. partinin bir eşıkte olduğunu vurguluyor. bu-
gün gerçekleştirilen "Süpürüngitsin" gibi eylemlilik-
lere isaret ediyordu. Temel olarak şu başlıklarla görüş-
lerini almaya çalıştık. Birincisi, ÖDP'yi nasıl görüyor,
nasil algılıyorlardı? İkincisi. partinin içindeki sıkıntı-
lar \ e çözümleri neydı? Üçüncü olarak ÖDP'de en çok
tartışılan gruplar. bıreyler. taraflar. farklı duruşlar için
neler düşünüyorlardı ve son olarak ÖDP'nin gelece-
ğini nasıl görüyorlardı?
Geçmişin TKP'lisı. TİP'lisı, TSlP'lisi. Maocusu,
Dev-Yol'cusu. Kurtuluşçusu. THKO'lusu, THKP-
C'Iisi. TKEP'lisi \e4. Enternasyonalcisi. Troçkisti ne
düşiinüyordu ÖDP için? Partıde hâlâ kartaldan başka
kuş. Akaretler'den başka yokuş tammayan kırk yıllık
eskıler ne haldeydi?
ÖDP'de bir araya gelenler. karşılıklı bir etkileşim-
le bir harmanlanma süreci örgütleyebildiler mi? Yok-
sa bugün gelinen nokta. salt taratların kendi kabukla-
rında yaşayıp yan yana durmaları mıydı?
'Parti. komutanların değil'
ÖDP'nin bağımsız tarafında bulunanlardan Serdar
Canbolatoğlu,\lahmut Eşitmez. Servet Kuru ve Ca-
nan-Doğan Aiper, 3 kasımda lzmır il örgütünün dü-
zenlediği konferansta şu bildiriyi sunarak bir yandan
partinin kendilerine göre tanımını yapıyor, öte yandan
sorunlaraişaretediyorlardı: "ÖDP. arkalannda birlik-
leri olan komutanların bir araya gelip kurdukian bir
parti değildir. Kendini çeşitli kimliklerle tanımlayan ya
da kendi \aroluşunu hiçbir si> asal kimlikle ifade etme-
yen grup ve bireylerin olduğu bir yapıda, merkeziyet-
çi tar/jn ısrarcıları ulsa bile, böy le bir örgütlenme tesis
edUemez... Soğuk Savaş. >erini bölgesel güç ve hege-
monya mücadelelerine bırakü. Artık tüm toplumsal ve
siyasal süreçler. emek-sermaye çelişkisi ve onun etra-
tinda kümelenmiş tali sürtüşmelerle açıklanamıyor.
Neo-liberalizm sadeee iktisadi çıkaıiara değil. insani
olan her şeye temelden saldınyor. Bu duruma uygun
yeni bir muhalefet etme şekli gerekiyor. Böyle bir tarz
için kimsenin elinde bir reçete yoktur. Herkes el yorda-
mıy la bir şey ler buluvor. kendini tarif etmey e çalışıy or...
Esasen, ideolojik netsizlik sözünü dillendirenler. parti-
nin az çok kendi çizdikleri ideolojik çerçevede bir net-
liğe doğru çekilmesi gerekliliğini savunuyor. Oysa ki
ÖDP'nin. kastedilen netteşmeyi, belki de hiçbirzaman
vaşamaması gerekiyor..."
Bıldınnin son bölümü ise gruplara yönelik eleştiri-
len ıçenyordu: "Partiyi kurduğu ve burada e\ sahibi
oldukları hissivatı ile hareket eden örgütiü sol siyaset-
ler. kendi aralarında yürüttükieri pazarlıklar sonucu
vardıklan konsonsuslan. riim ÖDP'lilere şamil savdı-
lar. Oysa dönem dönem sağlanan bu örgütsel konsen-
suslarda. ÖDP'yi oluşturan ve ÖDP'ü olmak dışında
hiçbir örgiitsel donanıma sahip olmayan sessiz bir ço-
ğunluğun katkısı vokru... Merkezdeki gruplann söyle-
mek istedikieri şevleri açıkça değil de eski kavramla-
nn yerine yeni kodlan geçirerek siyaset vapmalan,
ÖDP'nin varhğını ve toplumdaki meşruluğunu küçül-
tiivor. Bu duruma verilecek en ivi örneklerden biri "e-
mekeksenli parti' kavramıdır. Kavramıdillendirenle-
rin söylediklerinden anlaşıldığına göre, arzu edilen ge-
leneksel 'işçi sınıfı partisı'dir.Ovsa 'emek eksenli par-
ti ' kavramı,Sosyalist Enternasyonal'denödünçalınmış
ve Türkive'deki sosval demokrat partilerce de uzunca
bir dönem kullanılmış bir kavramdır. Böy le oluşan bir
dil. kendi dışındakilere inandıklannı, yasadıklarını.
Işsizlîk
yoksuttuk
ve savaş
ODP
5
"X
A)
ÖDP, gündemdeki her olayla ilgili etkinlikler ve protestolaıia toplumun di-
namik kesimlerini harekete geçirdi.
hissettiklerini anlatmaktan aciz bir dildir. Bizler. bu
farklı ve çok parçalı aravışlann hepsinin anlamlı oldu-
ğuna inamyonız. Başta arzu ertiğimiz. çoksesU. demok-
ratik. katılımcı. yenilikçi bir ÖDP'nin oluşması süreci-
nin uzun, çileli. belki de bitimsiz bir siireç olduğunu bi-
livor ve bu partiyi elbirliğiyle yaratnıak için elimizden
geleni yapacağımıza kendi adımıza tebtiğ edi\oruz-.."
Nasıl görüyorlar?
Bu anımsatmalann ardından parti yöneticilerine dö-
nüp, önce ÖDP'yi nasıl algıladıklarını soralım. GBK
sürecinden gelen Dev-Genç kökenli Ahmet Asena'dan
başlayalım. Asena. ÖDP'yi. temel oiarak grupların
yan yana gelmesiyle oluşmuş bir bütün olarak algıla-
mı\or. Bunun yenne "toplumsal muhalefet odaklan-
nın birliğrdi\e bir tanımlama getırıyor \e şöyle açı-
yor: "İnsanlann herhangi bir tanımlaması başka şev
havatın kendisi başka şev. Baktığımız zaman ÖDP'nin
suni bir teşhis olduğu vönünde bir gerilim var ama
bence bu. parti hayabnın içinde yok. ÖDP'de şunlar
Dev-Yol'cu.şunlarTKP'li, bunlartaban hareketinden
dolavısıyla sosval demokrat bunlar sendikacı, şunlar
feşmekan gibi tanımlamalar bir realite ama bütün se-
naryoyu bunun üstünden kuramazsınız. Zaten hayat
bunu kurdurmaz. Örneğin bugün parti olmayan par-
ti fikri tartışüıyor. Çünkü havatın içinde bu fîkrin bir
zemini oluştu. Bunu. gerçekliği doğrulandı anlamına
almıyonım. Oysa kuruluşta. partinin ismi ne olacak
tartışmalan vardı. Sosyalist ismi olmazsa ben bu par-
ridc olmam diyen arkadaşlar \ ardı. Ama bugün parti-
nin adının özgürlük ve dayanışma olmasını, en iyi o ar-
kadaşiar anlabyor."
Asena. ÖDP'nin bir özelliğini de siyaseti yapış \e
kavrayış noktalannda gösteriyor. Örnek olarak belli
noktalarda partinin adının du\ ulmadığına dikkat çe-
kerken bunun gerekçesi için "ÖDPbunubizşöyleyap-
tık. böyle vaptık. şuna damgamızı v urduk demiyor. A-
ma her yerdeÖDP var" dıyor. Troçkist hareketten ge-
len BSP kurucusu ve ÖDP MYK üyesi Masis Kürk-
çügil'e göre ÖDP'nin en önemli özelliği ve tanımla-
ması "çoğuleu" bir parti olması. "Buyüzden parti içe-
risindeki farklılıklan neredeyse teşvik ertiğimiz sövle-
nebilir. Belii kümelerin. programuı öyle değil böyle ol-
nıalı dediği doğrudur ama partinin bir programı var
ve o program doğmltusunda gidiyor. tnsanlar görüş-
lerini söv lemeve devam edecekler, ama sonuçta parti-
nin dediği oluvor." diyor. Türkiye'de sosyalist hareke-
tin önderlerınden PM üyesi Sadun Aren'e soruyoruz
bu kez:
-ÖDP'yi temel anlamda nasıl algılıyorsunuz'1
"ÖDP yalnızca bir biıieşme değildir. aynı zamanda
bir değişmedir. Bir çırpıda iktidan ele geçirip üretim
araçlannı kamulaştırmakartıkolacakbirşey değildir.
İktidara gelebilmek için voğun bir demokratik müca-
dele gerekmektedir. Sosyalizmin yolunu açmak gerek-
mektedir. Vani sosyalizme yeni yoUar arayan bir hare-
ketoluştu bugün. İşte bunlar değişmedir. ÖDP'yi. dün-
yanın değişin koşullannda emekçilerin, çalışanlann
haklannı alnıak için yeni yoUar arayao bir hareketola-
rak göriiyo/ıım."
Partinin temel konularda bağlayıcı yaklaşımlannı da
vurguluyor bu arada Aren. Örneğin Kürt sorununun
ancak barışçıl yöntemlerle, demokratik \e insan hak-
lan temelinde çözüleceği konusunda temel görüşler
oluştuğunu söylüyor. Bu arada partilerde farklı görüş-
ler olabileceğine dikkat çekerken "Diğer partilerde
de böyle bir vapı var ama insanlar. bu noktada
ÖDP'den daha tutarh olmasını isriyor. Oysa havatın
kendisi de o kadar tutarh değildir. Ö bakımdan parti
içerisinde de bazı çelişkilerin olması gayet doğaldır" di-
yor.
Bir dönemin Dev-Genç Genel Sekreteri ÖDP MYK
üyesi Bülent Forta. solun Türkiye'deki tarihinin bir tür
bölünmeler tarihi oiduğu \urgulamasimn ardından
ÖDP'yı. birliği oluşturması açısından önemsiyor ilk
ağızda. Dünya çapında yeni fikri arayışların altmdaki
temelin. soldaki ayrılık gerekçelerini ortadan kaldır-
D e r g i l e r d e s u ç l a m a l a r
ODP insanlarla tanıstı mı?Önce vakın geçmışe uzandık. Sonra.
parti binalarında dolaşan Kurtuluş. Ye-
nıden. Sol Blok \e Yanyana adlanyla
yayımlanan dergilere göz attık. Örne-
ğin. Kurtuluş dergisinin eylül sayısında
imzasız yayımlanan "Gelecekten ne
bekliyoruz" başlıklı yazı dikkatimizi
çektı. Yazı. birtakım parti içi eğilimle-
rin geçmişi günümüze getirme çabala-
rından söz ediyor. "Bu yaklaşım tarzı-
nın esasL geçmiş avadanhklarla bugün
bir savaş verilerek kısa erimde kendin-
den menkul dev rimciliğin partiyi yön-
lendirmesi arzusudur" denıliyordu. Bir-
iıkgırişımınika\ra>amayanlannkestir-
meden partiyi peşlerinden süriikleme
sevdasına düştüklerinden söz ediyor-
du .. Yeniden dergisinin ağustos sayısın-
da "ÖDP üzerine düşünceler" başlıklı
yazıda "Bazılannca bloka giden volda
ÖDP'yi, bir geçiş unsuru olarak ele alın-
dığı izİcnimi vermektedir" deniliyordu.
Aynı dergının eylül sayısında ise
ÖDP'nin kendisi dışında gelişen gün-
demlere tepkı göstermek veya yardım
etmek perspektifinin ötesine geçemedi-
ği, çare arayan yığınlara yanıt verecek
politik bir hattı ve buna bağlı eylem ve
örgütlenmeyi somutlaştıramadığı ve bu
durumun partinin tüm aktif üyelerince
tespit ediidığı savunuluyordu. Insan
haklan ıhlalleri ve barış talebi bakımın-
dan HADEP'i desteklemeeksenindebir
politik hat \e buna bağlı eylem hattının
aşılamadığından söz ediliyordu... Iz-
mir'de bağımsızlann çıkardığı Yanyana
adlı derginin ikinci sayısında ise Cemal
Sümerşunları sor«ukıyordu: "İnsanlar
ÖDP'yle tanışn.ya ÖDP insanlarla tanış-
tı mı? Kendimizi soluğumuza göre ta-
nımlayan bir anlayışla bakarsak sokak
bi/inı için açlık grev kri. basuı açıklama-
laru gözaltı ve infazlara tepki. Kürt so-
nınu ve anma günleriyle ilgili eylemler
olarak sınırlı kalacak Bu tarz polifika-
nm ortaya koyduğu eylemliklerin yara-
n üzerine çok ciddi kaygılanm v ar. Ör-
neğin dağmlan bildirileri verdiğimiz kaç
kişi alıvor? Acaba 1917'de iletişim bu
denii gelişmiş olsaydı Lenin biidiri dağıt-
mav ı tercih eder mi\di? Biz politik çahş-
nıayı parti binalarunızda sabahtan ak-
şama kadar tartışmak. bir iki dergi çev-
resiyle ivi diyaiog içinde olmak. bu çev-
relere \ akınlık derecesini de devTİmcilik
ölçüsü olarak görmek ve bu çev relerin
oluşturduğu gündemlere ve eylemlere
katılmayı bir sosyalistiik görevi olarak
görüvorsak.dünvamızbundanibarettir
ve sokak bizim için eski sokaktır..."
dığını ve ÖDP'yi doğurduğunu söylüyor. Bu arada i-
ki saptaması var: "Birincisi sol birleşmeliydi. ikincisi
yenileşmeli. Bu ikisi temel ihtiyaç olarak algılandığı
için beklendiğinden daha kolav gerçekleşti ÖDP. Belki
de yenilgi. solu bilgeleştirdi. Sosv ali/min bir tarihsel dö-
nemi bitmişti. Bunun en trajik görüntüsü Sovyetler'in
çöküşüvdü. Sosvaiizm bitti denildi. kapitalizmin zafe-
ri ilan edildi. Bunun bir tarihsel dönemin sonu olduğu-
nu bilmeliyiz ama kapitalizmin zaferini kutsayarak da
solculuk yapamayız. Bu durumda ÖDP'nin daim ol-
duğu ortaya çıkıyor. Bir parti kurduk. hayatımız değiş-
ti diye düşünmek.çok sağhklı bir bakış açısı değil. ÖDP
pivangodan çıkmış bir şey değil. Bunun için emek sarf
edildi. Bugün sosyalizm kendi vaşadığı deneyimlerden
ne süzdü derseniz. özgüıiükçülüktür. Ekonomiden si-
vasete, ideolojive kadar özgürlükçü bir felsefe. İşte
ÖDPbudur."
1. TlP'le mücadeleye atılan, partide bağımsızlan ya
da üçüncü tarafı temsilen MYK'yegiren Gencay Gür-
soj'un çizdiği ÖDP tablosunun ana hatlannı. şunlar
oluşturuyor:
"Sol gruplardan daha bağımsız bir yerdeydim ben.
Sosyalist birçevrenin,ama angaje olmamış sosv alist bir
çevrenin temsilcisivim. Buradan bakbğimda. solun ola-
bilecek ölçüde en geniş bölümünü buluşturdu ÖDP.
Benim için bu yan önemlidir. Bugün partide. dünya-
nın nereye gittiği, solun tartışıidığı. sosyalist sorunlann
neler olduğu konusunda çok zengin hir tartişma orta-
mı içerisinde olmadığımızı biliyorum. Buna karşın ka-
ramsardeğilim. Aşağı y ukan SO'den bu yana birlik için
yapılan mücadele 15 yılını doldurdu. 15 yılda bu me-
safe bile bana ivi bir sonuç gibi geliyor. O yiizden ben
umutiuyum."
Kurtuluş kökenli PM üyesi Bülent Kahta. sıyasal ve
ekonomik yöndeki tıkanmısjığın cumhuriyet tarihin-
de hiç yaşanmamış boyutlara \ardığını vurguluyor.
Buradan hareketle "ÖDP'de bu noktada emekçilerin
üzerinde olan bu v ükü kaldırnıak. en azından kısa va-
dede emekçilerin lehine olabilecek çözümler üretmek
için ortaya çıkmışhr"diyor \ e ÖDP'nin bu şansı taşı-
dığını bclırtıyor.
Yeni projeler vurgulaması
Dev-Genç eski başkanlarından PM üyesi Ertuğrul
Kürkçü. ÖDP'nin bir yanıy la sistemden yılmış insan-
lann ezıkliğini ve yalnızlığını gideımek amacıyla oluş-
tuğunu vurguluyor. "Başka, daha genişölçekli bir pro-
je haarianmair görüşünde.
Partide kimilerinin bir karamsarlık süreci yaşadığı-
nı, kurulduğu günden bu >ana sanki bir ivme azalma-
sı varmış aJhr-degerlendiriJdigini vurgularken buna
katılmadıgını, ÖDP'nin kuruluş aşamasıni başanyla
tamamladığını söylüyor.
BSP'de genel başkan yardımcılığı yapan PM üyesi
ve Sol Blok'tan Metin Çulhaoğlu'nun gördüğü ÖDP
şöyle: "Dünyada ve Türkiye'de öv le şey ler değişti ki es-
kiden insanlar arasında gerçekten geçerii olan aynrn
çizgilerinin bir kısmı ortadan kalktı. Bu a.vnm çizgile-
ri ortadan kalkınca. yeni birlik çizgileri gündeme gel-
di. Bunun sonucunda sosyalizmin değişik .ersiyonla-
nnı sunan bir birlik partisi fikri ortaya çıktı, bu da
ÖDP oldu. Sonra vol aldık. Parti kurulurken en vay-
gın sloganlardan biri, parti olmayan parti yaklaşınııv-
dı. Buna karşıydık. Şimdi bir sürii arkadaş. parti gibi
parti olsun diyor. Türkiye'nin bugünkü koşullannda
hem sokağa çıkacaksın, hem parti olmayalım divecek-
sin; insani kurt kuş kapıvor. yalnız ve örgütsüz oldu-
ğu nda."
THKP C. De\-Genç. De\-Yol süreçlerinden gelen
ÖDP PM üyesi Oğuzhan Müftüoğlu. ÖDP değerlen-
dirmelerine sosyalizmin geçirdığı süreci özetleyerek
başlıyor: "SSCB'nin çözülmesiyle dünya yeni bir dö-
neme girdi. Tüm dengeler altüst oldu. Şu an yaşadığı-
mız, bir geçişsürecidir. Geçmişten gelen sosvalizmin bi-
rikimleri. yeni dönem solu için temel taşlar olacak.
Dünya çapında kapitalizmin yeni evresi. kaçınılmaz
olarak yeni koşullar yaratıyor. Buna karşı yeni sol po-
litikalar, yeni devrimci politikalar gelişecektir. Yaşa-
nan sosyalizm deneyleri Marksist sosyalizmden uzak-
laşan sosv alizm biçimlerinin geçerii olmadığını göster-
mişrir. Bu sosyalizm modelk'ri sadece ekonomik kalkın-
mayı hedef alan. emekçi kitleleri demokratik katıhm-
dan uzak tutan bir yadsıma içindedir. Daha üsriinlük-
çü. kitielerin katıhmına açık bir sosvaiizm anlayışının
başlangıcı olarak görüyorum yeni dönemi. ÖDP. bu ba-
kımdan bir geçiş partisi niteliğini taşıyor. ÖDP'yi böy-
le görüyorum."
Yeniden şekillenirken
Gelelim PM üyesi MuratBeige'ye. Belge, uzun sü-
redir sağa kayan toplumun siyasi eğiliminin. bu nok-
tadan sonra sola yönelmesinin söz konusu olduğunu
söylüyor. Bu anlamda solda olan insanlann kitlelerle
iletişim kurmaları ve aktif duruma geçmeleri gerekti-
ğinıbelirtiyor. Dünyadakideğişiklıklerlebirlikte, sos-
yalizmin temel ilkeleri sabit kalmak şartıyla. her şe-
yin yeniden şekillendirilmesi gerektığini düşünüyor.
Feminist hareketten MYK üyesi GülnurSavran son
dönemde giderek azalan aşkın ve devrimin partisi vur-
gulaması için ne düşünüyor? Bu sorunun yanıtıyla
birlikte onun ÖDP tanımlaması. temel olarak şöyle:
" Feminist kimliğimde bir parti özlemim. hep vardı. Bu
partiye o yiizden geldim. Feminist kimliğimi bir yana
bırakmış değilim. Gelme gerekçelerim yalanlanmış de-
ğil. Türkiye'de solu kucaklayan bir sol partinin çok
önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun yolu. hali açık.
Birtakım /orluklar da yaşanmıyor değil. İçine girdik-
çe işin çok da kolay olmadığın gördüm. Genel başka-
nımız, konuşmalannı hâlâ \'aşasın aşk. yaşasın dev-
nm' diye bitiriyor. Medya başlangıçta bunu magazin
konusu olarak algıladı. Aşkın ve devrimin partisi lafı
ÖDP'nin kimliğini tanımlayan birşey değil. sadece geç-
mişteki baskıcı ahlakçıhğa karşıydı. ama bu çok abar-
OkİL''
Partinin asıl anlamı
TSİP kurucularından. SBP ve BSP'de genel yöne-
tim kurulu üyeliklen görevlerinde bulunan ÖDP PM
üyesi Tektaş Ağaoğlu. ÖDPyi bir süreç içinde sergi-
lıyor v e "Şimdi teşkilat kuruluşlannı genişletme, yay-
gınlaştırma ve örgütleri takip etme süreci yaşıyor.
ÖDP'de bir dönüm noktası olarak görmüyonım par-
tinin geldiği herhangi bir aşamay ı. Bu nedenie ÖDP bir-
çok eşiği aşarak yoluna gidecektir" di> or
Yarın: ÖDP'de taraflara ve
geleneklere bakıs
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Öykü Böyledir...
Her bir koltuğunda felsefe, sanat, edebiyat, eleş-
tiri gibi türlü konularda bir paket taşıyan Vecihi Ti-
muroğlu dostumuz, "1946yılında Dil ve Tarih Coğ-
rafya Fakültesi'ne geldiğimizde, Behice Boran,
Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes, Mediha
Berkes, Nusret Hızır gibi hocalar üzerine dikkati-
mizi çekmişlerdi. Daha kayıt bürosundayken kula-
ğımızı bükenler vardı" diyor.
Dil/Tarih, daha kapısından girerken tehlikeli bir
okuldu. "Aman ha dikkat!" diyorlardı. Oysa vatan
düşmanı diye niteledikleri Behice Boran, yaşamı-
nın sonuna değin halkının savaşını vermişti. Öteki
hocalar da öyle... Hep birer savaş verdiler.
Geriye Pertev Naili Boratav Hoca kalmıştı. Tuttu-
lar onu da Namık Kemal ve Ziya Gökalp'i eleştir-
mekien mahkemeye verdiler. Konu edebiyatken si-
yasete dönüştü... Mahkeme uzun sürdü. Sonunda
mahkeme hocayı akladı.
llhan Başgöz, "Bu aklanma üzerine olayı Enver
Gökçe'y/e kutladık" diyor. "Tuna NehriAkmam Di-
yor" türküsünü degiştirerek şöyle söylüyorlar:
Tuna Nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Pertev Hoca
Dil Tarih 'ten çıkmam diyor.
Şair Enver Gökçe'yle yanık yanık söylüyorlar. Tür-
kü sonraları çok ünleniyor.
Mahkemeler, Namık Kemal ve Ziya Gökalp'i eleş-
tirmenin suç olmadığını istedikieri kadar söylesin-
ler. Fakültedeki sağ kanat gene boş durmuyor.
Halk Partisi içindeki Reşat Şemsettin Sirer ka-
nadıyla, Demokrat Parti içindeki sağ kanat birleşi-
yorlar. Konuyu Meclis'e götürüyorlar. Bir yasa ge-
çiriyorlar. Fakültedeki üç kürsünün ödeneğini kesi-
yorlar. Böylece Pertev Hoca açıkta kalıyor.
Namık Kemal'le Ziya Gökalp'i eleştirmek suç sa-
yıldı. Öğretim kadroları bütçeden dıL ^tü. Faşizm,
kolunu kanadını bir de böyle açmıştı.
Pertev Hoca Paris'e gitti.
Fakültede kürsüler kalktı. Hocalar dağıldı. Namık
Kemal'le Ziya Gökalp'in eleştirisinden bir "tarih ola-
yı" doğdu.
Şair Enver Gökçe'nin o yıllarda pek ünü yoktu,
dergilere yazardı. 1952'de tutuklananlar arasına En-
ver'i kattılar. Sakalı ele bir verdi, bir daha kurtula-
madı. Bir iki küçük ışte çalıştıysa da doyurucu ol-
madı. Eğin'e bağlı köyüne gitti. Yıllarca orada kal-
dı.
Sonra döndü, şair Fethi Giray'ın Ankara Telgraf
gazetesinde şair Ahmed Arif le birlikte çalıştı. Bir
amansız hastalığa tutuldu, uzun süre çekti. 19 Ka-
sım 1981'deöldü.
1945'te Dil/Tarih olaylanna karışanlar arasında
şairdevardı. "DostDostllleKavga", "PanzerierÜs-
tümüze Kalkar" adlı iki şiir kitabı vardır. Şiirlerinin ço-
ğunu hapishanede, gurbette, sürgünde yazmıştır.
Dil/Tarih olaylanna kanşmış olanlar da her biri bir
yere dağılmıştır. Pertev Boratav Paris'e gitmiş, Ni-
yazi Berkes Kanada Üniversitesi'nde ders vermiş,
Behice Boran yurtdışında barınmıştır. llhan Başgöz
Amerika'da ders vermiş profesördür.
Vecihi Timuroğlu'nun dedi gibi: ,. j
Bu öykü de böyledir. -j I
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAl*
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSACA:
1/ Adana ilinde bir
baraj. 2/Kiraya ve-
rilerek gelir getiren
mülk... Czüntü, sı-
kıntı. 3/ Havaalan- 3
larında bulunan ve
etraftaki uçuşlan
denetlemeye yara-
yansıstem... Cam
kapların içinde ya
da hastalık sırasın-
dadilde oluşan kır.
4/ "Sana kâfir de- 8
diler - - - biledım q
Hakka bile" (Fa-
ruk Nafiz Çamlıbel)...
Ağızda güç eriyen bir şe-
kercınsı. 5/tstemlı kas ha-
reketlerinde düzensizlıge
yol açan eşgüdüm bozuk- 3
luğu... Ender, seyrek. 6/ 4
Hidratlı doğal sodyum
karbonat. II Bir nota...
Gizli kapalı olmayan her
türlü bilgi ya da öğretiye
verilen ad. 8/ "Her tarafta
yükseklik.hertaraftaıssız-
lık Yalnız arabacının du-
dağmda bir — " (Faruk Nafiz Çamlıbel). 9/ tnce ve keskın
ses... Bir tür yabanmersini.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Batı Anadolu'da bir körfez. 2/ Bir dinin öğrenilmesi ge-
reken inançlannın ve tapınma kurallarınm tümü... Anka-
ra 'daki özel bir tiyatronun kısa yazılışı. 3/Tahta oymacısı...
Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki. 4/ Fasıla...
Hep olduğu yerde kalan büyük fıçı. 5/Bir makyaj malzeme-
si. 6^Yiyecekbulamayan, yoksul kimse... Kiraz rakısı. 7/Ki-
tap getirmemiş peygamber... Cezayir'de bir liman kenti. 8/
Bircins iri at. 9/Yeni çıkmayabaşlamış ekin... İyi bakım \e
ilaç tedavisi.
MARDİN SULH HUKUK
HÂKİIVILİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1996 19
Davacı Mehmet BeşirNurdağ vekıli Av. Veysi Kahra-
man tarafından davalı Hatip Akar aleyhine açılan Mardin
Merkez Ortaköy Fayz Mevkii'nde bulunan 663 parsel sa-
yılı taşınmazın satış yolu ile ortaklığının giderilmesi da-
vasının açık yargılaması sırasında verilen ara karan ge-
regince: Mardin Merkez Ortaköy Köyü. Köprübaşı Ma-
hallesı. 1. Trafo Yanı. No: 58 adresinde ikamet etmekte
iken adresi meçhul bulunan. zabıtaca araştınldığı halde
tespit edilemeyen davalı Hatıp Akar'a duruşma günü olan
27.1.1997 günü saat 09.00'da duruşmaya gelmesi. gel-
medığı takdırde kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi.,
ettirmediği takdirde duruşmaya yokluğunda devam
edıleceği ve karar verileceği hususu dava dilekçesi örneği
ile duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye yerine
geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 127400
HAVSA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacılar Kazım Olmaz mırasçılan \ ekılleri tarafından
davalılar Idris Olmaz vs. aleyhlerine mahkememizde açı-
lan tapu iptali ve tescil davasuıda; Davalılardan Sami Ol-
maz ve Şükrüye Olmaz adlanna çıkanlan davetiye bila
tebliğ iade edilmiş ve tüm aramalara rağmen davalılann
tebligata yarar açık adresleri tespit edilemediğinden teb-
liğ yerine geçmek üzere davalılara ilanen tebliğ yapılma-
sı.davalılann ilanınyayımlandığıtarihten itibaren lOgün
içerisinde davaya cevap vermeleri. vermediklen takdırde
yargılamaya yokluklannda devam edileceği ve karara
bağlanacağı hususlan ilanen tebliğ olunur.
Duruşma günü: 20.2.1997, duruşma saati: 11.20
Basın: 127395