23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1996 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI SoldaYeni Soluk 'Sosyalistyeşil' taraftan PM üyesi olan Aslı Delikara, ÖDP 'yi, diinyada benzersiz bir proje olmasından ötürü öne çıkarıyor. "ÖDP çokyeni bir sol proje. Dünya ölçeğine bakarsamz, ÖDP benzeri bir çalışma çok az. Brezilya lşçi Partisi benziyor biraz." Bir dönemin Dev-Genç Genel Sekreteri ÖDP MYK üvesi Bülent Forîa, solun Türkiye'dekitarihinin bir tür bölünmeler tarihi olduğıı vurgıılamasının ardından ÖDP'yi. birliği oluşturması açısından önemsiyor ilkağızda. Dünya çapında yeni fıkri arayışların altmdaki temelin, soldaki ayrılıkgerekçelerini ortadan kaldırdığım ve ÖDP'yi doğurdıtğunıı söylüyor. Bıı arada iki saptaması var: "Birincisi sol birleşmeliydi, ikincisi yenileşmeli. Bıı ikisi temel ihtiyaç olarak algılandığı için beklendiğinden daha kolay gerçekleşti ÖDP Belki de yenilgi, solu bilgeleştirdi. Sosyalizmin bir tarihsel dönemi bitmişti. Bunun en trajik görüntüsü Sovyetler'in çöküşüydü. Sosyalizm bitti denildi, kapitalizmin zaferi ilan edildi. Bıınıın bir tarihsel dönemin sonıt olduğıımı bilmeliyiz ama kapitalizmin zaferini kutsayarak da solcıtlukyapamayız. Bıı duruında ÖDP nin daim olduğıı ortaya çıkıyor. Bir parti kıırduk, hayatımız değişti diye düşünmek, çok sağlıkh bir bakış açısı değil. ÖDP piyangodan çıkmış bir şey değil. Bıınıın için emek sarf edildi. Bıtgün sosyalizm kendi yaşadığı deneyimlerden ne süzdü derseniz, özgürlükçülüktür. Ekonomiden sivasete, ideolojive kadar özgürlükçü birfelsefe. Işte ÖDP bııdur." 'Sol birleşmeli ve yenilenmeliydi'Açılış dansının tango olması planlanmamıştı. Ken- diliğinden gelişti her şey. 70"ine merdiven dayayan Fatma Hikînet İşmen'le topluluğun en gençlerinden Burhan Sönmez sahnede yerlerini aldılar. Eller birleş- ti. aikışlar >ükseldı. Ve tango başladı... Özgürlük \e Dayanışma Partisi'nin geçen ayın or- tasında. Yalova Çınarcık'taki parti meclisi toplantısı- nın ikinci günü de yoğun geçmiştı. Harb- tş tesislerin- deki gözlerden uzak bu buluşmada. temel olarak par- tinin sıyaset yapma tarzı ve sorunlar üzerine sıkı tar- tışmalaryapılıyordu. Gece. vemeğe geçildı. MYK. PM \e il başkanlan- nin oluşturduğu yaklaşık 200 kişilik topluluk, şerefe kaldınlan ilk bardaklann eşliğinde sahnede tango ya- pan çifti izlıyordu. Klasik tariflerinin dışında. daha farklı anlamlar ta- şıyordu bu tango: partnerler açısından, yıllardırbirbir- lerine revizyonıst ya da goşit diyen iki insan bugiin el ele buluşuyorlardı. Bin TİP'li olarak sosyalist parti- yi. diğen "devrimci hareket" geleneğinı temsil edıyor- du. Dansın izleyenlen açısından. geçmişte kurşun at- maya değin uzanan çatışmalardan sonra bugün aynı masada. yan yana duruşu gösteriyordu. Solculuk adına. sosyalizm adına neler söylememiş- lerdi kı birbirlerine... tırnak içinde devrimcisi. prole- teri, Maocusu. revizyonistı. goşısti. oportünisti. sos- yal faşisti. Maocu faşisti. Sovyetıği. Çincisi. Arnavut- lukçusu. kısacası her boydan. her soydan insanlann he- nüz bir yıllık beraberliğinin bu kez tangonun çevre- sındeki buluşmasıydı yaşanan... Şiirlerokundu, halay- iar çekildi. şarkılar ve marşlar söylendi yan yana ma- salarda. Yaşamlarını sos> alizme. devrime adamış. ha- pishanelerde. işkencelerde olmadık acılara direnmiş insanlar. geceyı hep bir ağızdafı söyledikleri Enternas- yonel marşıyla bitinyorlardı... Çınarcık'ta, hepsi bir aradayken kimi zaman toplantılann ortasından çagı- rıp. kimi zaman molalarda görüştük partinin yönetici kadrolarıyla. Bu görüşmeler öncesı yöneticilerin ço- ğunluğu. partinin bir eşıkte olduğunu vurguluyor. bu- gün gerçekleştirilen "Süpürüngitsin" gibi eylemlilik- lere isaret ediyordu. Temel olarak şu başlıklarla görüş- lerini almaya çalıştık. Birincisi, ÖDP'yi nasıl görüyor, nasil algılıyorlardı? İkincisi. partinin içindeki sıkıntı- lar \ e çözümleri neydı? Üçüncü olarak ÖDP'de en çok tartışılan gruplar. bıreyler. taraflar. farklı duruşlar için neler düşünüyorlardı ve son olarak ÖDP'nin gelece- ğini nasıl görüyorlardı? Geçmişin TKP'lisı. TİP'lisı, TSlP'lisi. Maocusu, Dev-Yol'cusu. Kurtuluşçusu. THKO'lusu, THKP- C'Iisi. TKEP'lisi \e4. Enternasyonalcisi. Troçkisti ne düşiinüyordu ÖDP için? Partıde hâlâ kartaldan başka kuş. Akaretler'den başka yokuş tammayan kırk yıllık eskıler ne haldeydi? ÖDP'de bir araya gelenler. karşılıklı bir etkileşim- le bir harmanlanma süreci örgütleyebildiler mi? Yok- sa bugün gelinen nokta. salt taratların kendi kabukla- rında yaşayıp yan yana durmaları mıydı? 'Parti. komutanların değil' ÖDP'nin bağımsız tarafında bulunanlardan Serdar Canbolatoğlu,\lahmut Eşitmez. Servet Kuru ve Ca- nan-Doğan Aiper, 3 kasımda lzmır il örgütünün dü- zenlediği konferansta şu bildiriyi sunarak bir yandan partinin kendilerine göre tanımını yapıyor, öte yandan sorunlaraişaretediyorlardı: "ÖDP. arkalannda birlik- leri olan komutanların bir araya gelip kurdukian bir parti değildir. Kendini çeşitli kimliklerle tanımlayan ya da kendi \aroluşunu hiçbir si> asal kimlikle ifade etme- yen grup ve bireylerin olduğu bir yapıda, merkeziyet- çi tar/jn ısrarcıları ulsa bile, böy le bir örgütlenme tesis edUemez... Soğuk Savaş. >erini bölgesel güç ve hege- monya mücadelelerine bırakü. Artık tüm toplumsal ve siyasal süreçler. emek-sermaye çelişkisi ve onun etra- tinda kümelenmiş tali sürtüşmelerle açıklanamıyor. Neo-liberalizm sadeee iktisadi çıkaıiara değil. insani olan her şeye temelden saldınyor. Bu duruma uygun yeni bir muhalefet etme şekli gerekiyor. Böyle bir tarz için kimsenin elinde bir reçete yoktur. Herkes el yorda- mıy la bir şey ler buluvor. kendini tarif etmey e çalışıy or... Esasen, ideolojik netsizlik sözünü dillendirenler. parti- nin az çok kendi çizdikleri ideolojik çerçevede bir net- liğe doğru çekilmesi gerekliliğini savunuyor. Oysa ki ÖDP'nin. kastedilen netteşmeyi, belki de hiçbirzaman vaşamaması gerekiyor..." Bıldınnin son bölümü ise gruplara yönelik eleştiri- len ıçenyordu: "Partiyi kurduğu ve burada e\ sahibi oldukları hissivatı ile hareket eden örgütiü sol siyaset- ler. kendi aralarında yürüttükieri pazarlıklar sonucu vardıklan konsonsuslan. riim ÖDP'lilere şamil savdı- lar. Oysa dönem dönem sağlanan bu örgütsel konsen- suslarda. ÖDP'yi oluşturan ve ÖDP'ü olmak dışında hiçbir örgiitsel donanıma sahip olmayan sessiz bir ço- ğunluğun katkısı vokru... Merkezdeki gruplann söyle- mek istedikieri şevleri açıkça değil de eski kavramla- nn yerine yeni kodlan geçirerek siyaset vapmalan, ÖDP'nin varhğını ve toplumdaki meşruluğunu küçül- tiivor. Bu duruma verilecek en ivi örneklerden biri "e- mekeksenli parti' kavramıdır. Kavramıdillendirenle- rin söylediklerinden anlaşıldığına göre, arzu edilen ge- leneksel 'işçi sınıfı partisı'dir.Ovsa 'emek eksenli par- ti ' kavramı,Sosyalist Enternasyonal'denödünçalınmış ve Türkive'deki sosval demokrat partilerce de uzunca bir dönem kullanılmış bir kavramdır. Böy le oluşan bir dil. kendi dışındakilere inandıklannı, yasadıklarını. Işsizlîk yoksuttuk ve savaş ODP 5 "X A) ÖDP, gündemdeki her olayla ilgili etkinlikler ve protestolaıia toplumun di- namik kesimlerini harekete geçirdi. hissettiklerini anlatmaktan aciz bir dildir. Bizler. bu farklı ve çok parçalı aravışlann hepsinin anlamlı oldu- ğuna inamyonız. Başta arzu ertiğimiz. çoksesU. demok- ratik. katılımcı. yenilikçi bir ÖDP'nin oluşması süreci- nin uzun, çileli. belki de bitimsiz bir siireç olduğunu bi- livor ve bu partiyi elbirliğiyle yaratnıak için elimizden geleni yapacağımıza kendi adımıza tebtiğ edi\oruz-.." Nasıl görüyorlar? Bu anımsatmalann ardından parti yöneticilerine dö- nüp, önce ÖDP'yi nasıl algıladıklarını soralım. GBK sürecinden gelen Dev-Genç kökenli Ahmet Asena'dan başlayalım. Asena. ÖDP'yi. temel oiarak grupların yan yana gelmesiyle oluşmuş bir bütün olarak algıla- mı\or. Bunun yenne "toplumsal muhalefet odaklan- nın birliğrdi\e bir tanımlama getırıyor \e şöyle açı- yor: "İnsanlann herhangi bir tanımlaması başka şev havatın kendisi başka şev. Baktığımız zaman ÖDP'nin suni bir teşhis olduğu vönünde bir gerilim var ama bence bu. parti hayabnın içinde yok. ÖDP'de şunlar Dev-Yol'cu.şunlarTKP'li, bunlartaban hareketinden dolavısıyla sosval demokrat bunlar sendikacı, şunlar feşmekan gibi tanımlamalar bir realite ama bütün se- naryoyu bunun üstünden kuramazsınız. Zaten hayat bunu kurdurmaz. Örneğin bugün parti olmayan par- ti fikri tartışüıyor. Çünkü havatın içinde bu fîkrin bir zemini oluştu. Bunu. gerçekliği doğrulandı anlamına almıyonım. Oysa kuruluşta. partinin ismi ne olacak tartışmalan vardı. Sosyalist ismi olmazsa ben bu par- ridc olmam diyen arkadaşlar \ ardı. Ama bugün parti- nin adının özgürlük ve dayanışma olmasını, en iyi o ar- kadaşiar anlabyor." Asena. ÖDP'nin bir özelliğini de siyaseti yapış \e kavrayış noktalannda gösteriyor. Örnek olarak belli noktalarda partinin adının du\ ulmadığına dikkat çe- kerken bunun gerekçesi için "ÖDPbunubizşöyleyap- tık. böyle vaptık. şuna damgamızı v urduk demiyor. A- ma her yerdeÖDP var" dıyor. Troçkist hareketten ge- len BSP kurucusu ve ÖDP MYK üyesi Masis Kürk- çügil'e göre ÖDP'nin en önemli özelliği ve tanımla- ması "çoğuleu" bir parti olması. "Buyüzden parti içe- risindeki farklılıklan neredeyse teşvik ertiğimiz sövle- nebilir. Belii kümelerin. programuı öyle değil böyle ol- nıalı dediği doğrudur ama partinin bir programı var ve o program doğmltusunda gidiyor. tnsanlar görüş- lerini söv lemeve devam edecekler, ama sonuçta parti- nin dediği oluvor." diyor. Türkiye'de sosyalist hareke- tin önderlerınden PM üyesi Sadun Aren'e soruyoruz bu kez: -ÖDP'yi temel anlamda nasıl algılıyorsunuz'1 "ÖDP yalnızca bir biıieşme değildir. aynı zamanda bir değişmedir. Bir çırpıda iktidan ele geçirip üretim araçlannı kamulaştırmakartıkolacakbirşey değildir. İktidara gelebilmek için voğun bir demokratik müca- dele gerekmektedir. Sosyalizmin yolunu açmak gerek- mektedir. Vani sosyalizme yeni yoUar arayan bir hare- ketoluştu bugün. İşte bunlar değişmedir. ÖDP'yi. dün- yanın değişin koşullannda emekçilerin, çalışanlann haklannı alnıak için yeni yoUar arayao bir hareketola- rak göriiyo/ıım." Partinin temel konularda bağlayıcı yaklaşımlannı da vurguluyor bu arada Aren. Örneğin Kürt sorununun ancak barışçıl yöntemlerle, demokratik \e insan hak- lan temelinde çözüleceği konusunda temel görüşler oluştuğunu söylüyor. Bu arada partilerde farklı görüş- ler olabileceğine dikkat çekerken "Diğer partilerde de böyle bir vapı var ama insanlar. bu noktada ÖDP'den daha tutarh olmasını isriyor. Oysa havatın kendisi de o kadar tutarh değildir. Ö bakımdan parti içerisinde de bazı çelişkilerin olması gayet doğaldır" di- yor. Bir dönemin Dev-Genç Genel Sekreteri ÖDP MYK üyesi Bülent Forta. solun Türkiye'deki tarihinin bir tür bölünmeler tarihi oiduğu \urgulamasimn ardından ÖDP'yı. birliği oluşturması açısından önemsiyor ilk ağızda. Dünya çapında yeni fikri arayışların altmdaki temelin. soldaki ayrılık gerekçelerini ortadan kaldır- D e r g i l e r d e s u ç l a m a l a r ODP insanlarla tanıstı mı?Önce vakın geçmışe uzandık. Sonra. parti binalarında dolaşan Kurtuluş. Ye- nıden. Sol Blok \e Yanyana adlanyla yayımlanan dergilere göz attık. Örne- ğin. Kurtuluş dergisinin eylül sayısında imzasız yayımlanan "Gelecekten ne bekliyoruz" başlıklı yazı dikkatimizi çektı. Yazı. birtakım parti içi eğilimle- rin geçmişi günümüze getirme çabala- rından söz ediyor. "Bu yaklaşım tarzı- nın esasL geçmiş avadanhklarla bugün bir savaş verilerek kısa erimde kendin- den menkul dev rimciliğin partiyi yön- lendirmesi arzusudur" denıliyordu. Bir- iıkgırişımınika\ra>amayanlannkestir- meden partiyi peşlerinden süriikleme sevdasına düştüklerinden söz ediyor- du .. Yeniden dergisinin ağustos sayısın- da "ÖDP üzerine düşünceler" başlıklı yazıda "Bazılannca bloka giden volda ÖDP'yi, bir geçiş unsuru olarak ele alın- dığı izİcnimi vermektedir" deniliyordu. Aynı dergının eylül sayısında ise ÖDP'nin kendisi dışında gelişen gün- demlere tepkı göstermek veya yardım etmek perspektifinin ötesine geçemedi- ği, çare arayan yığınlara yanıt verecek politik bir hattı ve buna bağlı eylem ve örgütlenmeyi somutlaştıramadığı ve bu durumun partinin tüm aktif üyelerince tespit ediidığı savunuluyordu. Insan haklan ıhlalleri ve barış talebi bakımın- dan HADEP'i desteklemeeksenindebir politik hat \e buna bağlı eylem hattının aşılamadığından söz ediliyordu... Iz- mir'de bağımsızlann çıkardığı Yanyana adlı derginin ikinci sayısında ise Cemal Sümerşunları sor«ukıyordu: "İnsanlar ÖDP'yle tanışn.ya ÖDP insanlarla tanış- tı mı? Kendimizi soluğumuza göre ta- nımlayan bir anlayışla bakarsak sokak bi/inı için açlık grev kri. basuı açıklama- laru gözaltı ve infazlara tepki. Kürt so- nınu ve anma günleriyle ilgili eylemler olarak sınırlı kalacak Bu tarz polifika- nm ortaya koyduğu eylemliklerin yara- n üzerine çok ciddi kaygılanm v ar. Ör- neğin dağmlan bildirileri verdiğimiz kaç kişi alıvor? Acaba 1917'de iletişim bu denii gelişmiş olsaydı Lenin biidiri dağıt- mav ı tercih eder mi\di? Biz politik çahş- nıayı parti binalarunızda sabahtan ak- şama kadar tartışmak. bir iki dergi çev- resiyle ivi diyaiog içinde olmak. bu çev- relere \ akınlık derecesini de devTİmcilik ölçüsü olarak görmek ve bu çev relerin oluşturduğu gündemlere ve eylemlere katılmayı bir sosyalistiik görevi olarak görüvorsak.dünvamızbundanibarettir ve sokak bizim için eski sokaktır..." dığını ve ÖDP'yi doğurduğunu söylüyor. Bu arada i- ki saptaması var: "Birincisi sol birleşmeliydi. ikincisi yenileşmeli. Bu ikisi temel ihtiyaç olarak algılandığı için beklendiğinden daha kolav gerçekleşti ÖDP. Belki de yenilgi. solu bilgeleştirdi. Sosv ali/min bir tarihsel dö- nemi bitmişti. Bunun en trajik görüntüsü Sovyetler'in çöküşüvdü. Sosvaiizm bitti denildi. kapitalizmin zafe- ri ilan edildi. Bunun bir tarihsel dönemin sonu olduğu- nu bilmeliyiz ama kapitalizmin zaferini kutsayarak da solculuk yapamayız. Bu durumda ÖDP'nin daim ol- duğu ortaya çıkıyor. Bir parti kurduk. hayatımız değiş- ti diye düşünmek.çok sağhklı bir bakış açısı değil. ÖDP pivangodan çıkmış bir şey değil. Bunun için emek sarf edildi. Bugün sosyalizm kendi vaşadığı deneyimlerden ne süzdü derseniz. özgüıiükçülüktür. Ekonomiden si- vasete, ideolojive kadar özgürlükçü bir felsefe. İşte ÖDPbudur." 1. TlP'le mücadeleye atılan, partide bağımsızlan ya da üçüncü tarafı temsilen MYK'yegiren Gencay Gür- soj'un çizdiği ÖDP tablosunun ana hatlannı. şunlar oluşturuyor: "Sol gruplardan daha bağımsız bir yerdeydim ben. Sosyalist birçevrenin,ama angaje olmamış sosv alist bir çevrenin temsilcisivim. Buradan bakbğimda. solun ola- bilecek ölçüde en geniş bölümünü buluşturdu ÖDP. Benim için bu yan önemlidir. Bugün partide. dünya- nın nereye gittiği, solun tartışıidığı. sosyalist sorunlann neler olduğu konusunda çok zengin hir tartişma orta- mı içerisinde olmadığımızı biliyorum. Buna karşın ka- ramsardeğilim. Aşağı y ukan SO'den bu yana birlik için yapılan mücadele 15 yılını doldurdu. 15 yılda bu me- safe bile bana ivi bir sonuç gibi geliyor. O yiizden ben umutiuyum." Kurtuluş kökenli PM üyesi Bülent Kahta. sıyasal ve ekonomik yöndeki tıkanmısjığın cumhuriyet tarihin- de hiç yaşanmamış boyutlara \ardığını vurguluyor. Buradan hareketle "ÖDP'de bu noktada emekçilerin üzerinde olan bu v ükü kaldırnıak. en azından kısa va- dede emekçilerin lehine olabilecek çözümler üretmek için ortaya çıkmışhr"diyor \ e ÖDP'nin bu şansı taşı- dığını bclırtıyor. Yeni projeler vurgulaması Dev-Genç eski başkanlarından PM üyesi Ertuğrul Kürkçü. ÖDP'nin bir yanıy la sistemden yılmış insan- lann ezıkliğini ve yalnızlığını gideımek amacıyla oluş- tuğunu vurguluyor. "Başka, daha genişölçekli bir pro- je haarianmair görüşünde. Partide kimilerinin bir karamsarlık süreci yaşadığı- nı, kurulduğu günden bu >ana sanki bir ivme azalma- sı varmış aJhr-degerlendiriJdigini vurgularken buna katılmadıgını, ÖDP'nin kuruluş aşamasıni başanyla tamamladığını söylüyor. BSP'de genel başkan yardımcılığı yapan PM üyesi ve Sol Blok'tan Metin Çulhaoğlu'nun gördüğü ÖDP şöyle: "Dünyada ve Türkiye'de öv le şey ler değişti ki es- kiden insanlar arasında gerçekten geçerii olan aynrn çizgilerinin bir kısmı ortadan kalktı. Bu a.vnm çizgile- ri ortadan kalkınca. yeni birlik çizgileri gündeme gel- di. Bunun sonucunda sosyalizmin değişik .ersiyonla- nnı sunan bir birlik partisi fikri ortaya çıktı, bu da ÖDP oldu. Sonra vol aldık. Parti kurulurken en vay- gın sloganlardan biri, parti olmayan parti yaklaşınııv- dı. Buna karşıydık. Şimdi bir sürii arkadaş. parti gibi parti olsun diyor. Türkiye'nin bugünkü koşullannda hem sokağa çıkacaksın, hem parti olmayalım divecek- sin; insani kurt kuş kapıvor. yalnız ve örgütsüz oldu- ğu nda." THKP C. De\-Genç. De\-Yol süreçlerinden gelen ÖDP PM üyesi Oğuzhan Müftüoğlu. ÖDP değerlen- dirmelerine sosyalizmin geçirdığı süreci özetleyerek başlıyor: "SSCB'nin çözülmesiyle dünya yeni bir dö- neme girdi. Tüm dengeler altüst oldu. Şu an yaşadığı- mız, bir geçişsürecidir. Geçmişten gelen sosvalizmin bi- rikimleri. yeni dönem solu için temel taşlar olacak. Dünya çapında kapitalizmin yeni evresi. kaçınılmaz olarak yeni koşullar yaratıyor. Buna karşı yeni sol po- litikalar, yeni devrimci politikalar gelişecektir. Yaşa- nan sosyalizm deneyleri Marksist sosyalizmden uzak- laşan sosv alizm biçimlerinin geçerii olmadığını göster- mişrir. Bu sosyalizm modelk'ri sadece ekonomik kalkın- mayı hedef alan. emekçi kitleleri demokratik katıhm- dan uzak tutan bir yadsıma içindedir. Daha üsriinlük- çü. kitielerin katıhmına açık bir sosvaiizm anlayışının başlangıcı olarak görüyorum yeni dönemi. ÖDP. bu ba- kımdan bir geçiş partisi niteliğini taşıyor. ÖDP'yi böy- le görüyorum." Yeniden şekillenirken Gelelim PM üyesi MuratBeige'ye. Belge, uzun sü- redir sağa kayan toplumun siyasi eğiliminin. bu nok- tadan sonra sola yönelmesinin söz konusu olduğunu söylüyor. Bu anlamda solda olan insanlann kitlelerle iletişim kurmaları ve aktif duruma geçmeleri gerekti- ğinıbelirtiyor. Dünyadakideğişiklıklerlebirlikte, sos- yalizmin temel ilkeleri sabit kalmak şartıyla. her şe- yin yeniden şekillendirilmesi gerektığini düşünüyor. Feminist hareketten MYK üyesi GülnurSavran son dönemde giderek azalan aşkın ve devrimin partisi vur- gulaması için ne düşünüyor? Bu sorunun yanıtıyla birlikte onun ÖDP tanımlaması. temel olarak şöyle: " Feminist kimliğimde bir parti özlemim. hep vardı. Bu partiye o yiizden geldim. Feminist kimliğimi bir yana bırakmış değilim. Gelme gerekçelerim yalanlanmış de- ğil. Türkiye'de solu kucaklayan bir sol partinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun yolu. hali açık. Birtakım /orluklar da yaşanmıyor değil. İçine girdik- çe işin çok da kolay olmadığın gördüm. Genel başka- nımız, konuşmalannı hâlâ \'aşasın aşk. yaşasın dev- nm' diye bitiriyor. Medya başlangıçta bunu magazin konusu olarak algıladı. Aşkın ve devrimin partisi lafı ÖDP'nin kimliğini tanımlayan birşey değil. sadece geç- mişteki baskıcı ahlakçıhğa karşıydı. ama bu çok abar- OkİL'' Partinin asıl anlamı TSİP kurucularından. SBP ve BSP'de genel yöne- tim kurulu üyeliklen görevlerinde bulunan ÖDP PM üyesi Tektaş Ağaoğlu. ÖDPyi bir süreç içinde sergi- lıyor v e "Şimdi teşkilat kuruluşlannı genişletme, yay- gınlaştırma ve örgütleri takip etme süreci yaşıyor. ÖDP'de bir dönüm noktası olarak görmüyonım par- tinin geldiği herhangi bir aşamay ı. Bu nedenie ÖDP bir- çok eşiği aşarak yoluna gidecektir" di> or Yarın: ÖDP'de taraflara ve geleneklere bakıs POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Öykü Böyledir... Her bir koltuğunda felsefe, sanat, edebiyat, eleş- tiri gibi türlü konularda bir paket taşıyan Vecihi Ti- muroğlu dostumuz, "1946yılında Dil ve Tarih Coğ- rafya Fakültesi'ne geldiğimizde, Behice Boran, Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes, Mediha Berkes, Nusret Hızır gibi hocalar üzerine dikkati- mizi çekmişlerdi. Daha kayıt bürosundayken kula- ğımızı bükenler vardı" diyor. Dil/Tarih, daha kapısından girerken tehlikeli bir okuldu. "Aman ha dikkat!" diyorlardı. Oysa vatan düşmanı diye niteledikleri Behice Boran, yaşamı- nın sonuna değin halkının savaşını vermişti. Öteki hocalar da öyle... Hep birer savaş verdiler. Geriye Pertev Naili Boratav Hoca kalmıştı. Tuttu- lar onu da Namık Kemal ve Ziya Gökalp'i eleştir- mekien mahkemeye verdiler. Konu edebiyatken si- yasete dönüştü... Mahkeme uzun sürdü. Sonunda mahkeme hocayı akladı. llhan Başgöz, "Bu aklanma üzerine olayı Enver Gökçe'y/e kutladık" diyor. "Tuna NehriAkmam Di- yor" türküsünü degiştirerek şöyle söylüyorlar: Tuna Nehri akmam diyor Etrafımı yıkmam diyor Şanı büyük Pertev Hoca Dil Tarih 'ten çıkmam diyor. Şair Enver Gökçe'yle yanık yanık söylüyorlar. Tür- kü sonraları çok ünleniyor. Mahkemeler, Namık Kemal ve Ziya Gökalp'i eleş- tirmenin suç olmadığını istedikieri kadar söylesin- ler. Fakültedeki sağ kanat gene boş durmuyor. Halk Partisi içindeki Reşat Şemsettin Sirer ka- nadıyla, Demokrat Parti içindeki sağ kanat birleşi- yorlar. Konuyu Meclis'e götürüyorlar. Bir yasa ge- çiriyorlar. Fakültedeki üç kürsünün ödeneğini kesi- yorlar. Böylece Pertev Hoca açıkta kalıyor. Namık Kemal'le Ziya Gökalp'i eleştirmek suç sa- yıldı. Öğretim kadroları bütçeden dıL ^tü. Faşizm, kolunu kanadını bir de böyle açmıştı. Pertev Hoca Paris'e gitti. Fakültede kürsüler kalktı. Hocalar dağıldı. Namık Kemal'le Ziya Gökalp'in eleştirisinden bir "tarih ola- yı" doğdu. Şair Enver Gökçe'nin o yıllarda pek ünü yoktu, dergilere yazardı. 1952'de tutuklananlar arasına En- ver'i kattılar. Sakalı ele bir verdi, bir daha kurtula- madı. Bir iki küçük ışte çalıştıysa da doyurucu ol- madı. Eğin'e bağlı köyüne gitti. Yıllarca orada kal- dı. Sonra döndü, şair Fethi Giray'ın Ankara Telgraf gazetesinde şair Ahmed Arif le birlikte çalıştı. Bir amansız hastalığa tutuldu, uzun süre çekti. 19 Ka- sım 1981'deöldü. 1945'te Dil/Tarih olaylanna karışanlar arasında şairdevardı. "DostDostllleKavga", "PanzerierÜs- tümüze Kalkar" adlı iki şiir kitabı vardır. Şiirlerinin ço- ğunu hapishanede, gurbette, sürgünde yazmıştır. Dil/Tarih olaylanna kanşmış olanlar da her biri bir yere dağılmıştır. Pertev Boratav Paris'e gitmiş, Ni- yazi Berkes Kanada Üniversitesi'nde ders vermiş, Behice Boran yurtdışında barınmıştır. llhan Başgöz Amerika'da ders vermiş profesördür. Vecihi Timuroğlu'nun dedi gibi: ,. j Bu öykü de böyledir. -j I B U L M A C A SEDAT YAŞAYAl* 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSACA: 1/ Adana ilinde bir baraj. 2/Kiraya ve- rilerek gelir getiren mülk... Czüntü, sı- kıntı. 3/ Havaalan- 3 larında bulunan ve etraftaki uçuşlan denetlemeye yara- yansıstem... Cam kapların içinde ya da hastalık sırasın- dadilde oluşan kır. 4/ "Sana kâfir de- 8 diler - - - biledım q Hakka bile" (Fa- ruk Nafiz Çamlıbel)... Ağızda güç eriyen bir şe- kercınsı. 5/tstemlı kas ha- reketlerinde düzensizlıge yol açan eşgüdüm bozuk- 3 luğu... Ender, seyrek. 6/ 4 Hidratlı doğal sodyum karbonat. II Bir nota... Gizli kapalı olmayan her türlü bilgi ya da öğretiye verilen ad. 8/ "Her tarafta yükseklik.hertaraftaıssız- lık Yalnız arabacının du- dağmda bir — " (Faruk Nafiz Çamlıbel). 9/ tnce ve keskın ses... Bir tür yabanmersini. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Batı Anadolu'da bir körfez. 2/ Bir dinin öğrenilmesi ge- reken inançlannın ve tapınma kurallarınm tümü... Anka- ra 'daki özel bir tiyatronun kısa yazılışı. 3/Tahta oymacısı... Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki. 4/ Fasıla... Hep olduğu yerde kalan büyük fıçı. 5/Bir makyaj malzeme- si. 6^Yiyecekbulamayan, yoksul kimse... Kiraz rakısı. 7/Ki- tap getirmemiş peygamber... Cezayir'de bir liman kenti. 8/ Bircins iri at. 9/Yeni çıkmayabaşlamış ekin... İyi bakım \e ilaç tedavisi. MARDİN SULH HUKUK HÂKİIVILİĞİ'NDEN DosyaNo: 1996 19 Davacı Mehmet BeşirNurdağ vekıli Av. Veysi Kahra- man tarafından davalı Hatip Akar aleyhine açılan Mardin Merkez Ortaköy Fayz Mevkii'nde bulunan 663 parsel sa- yılı taşınmazın satış yolu ile ortaklığının giderilmesi da- vasının açık yargılaması sırasında verilen ara karan ge- regince: Mardin Merkez Ortaköy Köyü. Köprübaşı Ma- hallesı. 1. Trafo Yanı. No: 58 adresinde ikamet etmekte iken adresi meçhul bulunan. zabıtaca araştınldığı halde tespit edilemeyen davalı Hatıp Akar'a duruşma günü olan 27.1.1997 günü saat 09.00'da duruşmaya gelmesi. gel- medığı takdırde kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi., ettirmediği takdirde duruşmaya yokluğunda devam edıleceği ve karar verileceği hususu dava dilekçesi örneği ile duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 127400 HAVSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacılar Kazım Olmaz mırasçılan \ ekılleri tarafından davalılar Idris Olmaz vs. aleyhlerine mahkememizde açı- lan tapu iptali ve tescil davasuıda; Davalılardan Sami Ol- maz ve Şükrüye Olmaz adlanna çıkanlan davetiye bila tebliğ iade edilmiş ve tüm aramalara rağmen davalılann tebligata yarar açık adresleri tespit edilemediğinden teb- liğ yerine geçmek üzere davalılara ilanen tebliğ yapılma- sı.davalılann ilanınyayımlandığıtarihten itibaren lOgün içerisinde davaya cevap vermeleri. vermediklen takdırde yargılamaya yokluklannda devam edileceği ve karara bağlanacağı hususlan ilanen tebliğ olunur. Duruşma günü: 20.2.1997, duruşma saati: 11.20 Basın: 127395
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle