13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fransa'da PKK operasyonu • PARİS(AAi- J-Yansa'nın başkenti Pariste dolandıncılık ve PKK hesabına uyuşturucu kivakçıhğı yapmak suçundan 25 kişi gözaltına alındı. Fransız adli Jcaynakian, gözaltına alınanlardan 14'üTürk 16 kısînin 150 kişiyi dolandırdığını. bunlar arasında öneml. şirketlerin de bulunduğunu kaydettiler. Aralannda Türklerin de bulunduğu 9 kişinin uvuşturucu kaçakçılığı yaptıklan gerekçesiyle gözaltına almdıği -beürtilirkcn operasyonda pnasa değeri 4 milyon dolar olan eroin \e kokain ele geçirildiği bildirildi. Yasadışı örgüt yargılanması • MANİSA(AA)- Manisa'da yasadışı örgüt propagandasını içeren yazı yazdıklan ve bildiri dağıttıklan iddiasıyla. 16 kişinin yargılanmasına bugün devam edildi. Manisa Asliye Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz plarak jargılanan ve aralannda lise öğrencilerinin de bulunduğu sanıklardan 16 yaı>ındaki A.M.B.. ifadesinde, vagonlara yazı yazmadığını \e bildiri dağıtmadığını. daha önceki ifadelerinın polıs baskısıyla alındığını. asıl beyanlannı Izmir DGM"deki davasında verdiğini söyiedi. Mehmet Pamak'a hapis cezası • İSTANBLL(AA)- Haftalık Selam gazetesinde yayımlanan "Rejim 71. yılında ayakta kalabilmek için ilave payandalar anyor" başhklı yazısında. halkı sınıf. ırk. din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesivle yargılanan gazetecı-yazar Mehmet Pamak, 1 yıl 8 ay ağırhapıs ve433 bın 333 lira ağır para cezasına çarptınldı. Mahkeme aynca. diger sanık gazetenin sorumlu yazı ışleri müdürii Sukuti Memeoğlu'nu ıse 3 milyon 25 bin lira ağır para cezasına mahkûm etti. Mahkeme. sanıklara verilen cezalann 5 yıl siireyle ertelenmesini de kararlaştırdı. RffAHYOL çatladı I KAYSERİ (Cumhuriyet) - REFAHYOL koalisyonu. Kayseri'de yeni dönem tl Genel Meclisi komisyon üyelikleri seçimlerinde çatladı. DYP'li üyeler. ANAP'lıveMHP'li üyelerle hareket ederek encümen, başkan vekilliği. meclis kâtipliği ve organize sanayi bölgesi yönetimine gidecek üyelikleri kendi aralannda paylaşırken. RP'lı üyeler komisyon üyeliklerinin hıçbirine giremedi. RP ll Başkanı Şerafettin Elmastaş, bu gelişmeyi." DYP'li arkadaşİar siyasetin gereğini yapmışlar. DYP'li üyeler arkadaşlanmızın ANAP ile görüşmesine öfkelenerek anlaşmaya girmişler" şeklinde değerlendirdi. Sendikalarm sonu gelmedi' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Hans Joachim Vergau. sendikalann işlevlerini yitirdiği görüşlerine katılmadığını belirterek "'Sendikalann sonunun gelmediğini düşünüyorum" dedi. \'ergau. Almanya'da sendikalann başansında Türk işçilerin katkısının bulunduğunu kaydetti. Almanya Medya Sendikası Başkanı Dr. Detlef Henseche de işçi ve işverenlerin bulunduğu sürece sendikalann da var olacağını söyledi. Açlık grevi • AYD1N (AA) - Aydın E Tipi Cezaevi'nde bir grup tutuklu ve hükümlünün açlık grevi 37. gününü doldururken. İHD Genel Yürütme Kurulu'ndan bir heyet. sağlık durumlannın ağırlaştığı öne sürülen 9 tutuklu ve hükümlü ile görüşmek üzere cezaevine girdi. Aydın Cezaevi'nde, cezaevi koşullannın iyileştirilmediği gerekçesiyle. 90 tutuklu ve hükümlü tarafından açlık grevi başlatılmıştı. Eylül-ekim aylannda düzenlenen operasyonlarda örgüte ağır kayıplar verdirildi 842 PKK'K öldüriÜdüDİYARBAKIR (AA) - Terörle mücadelede PKK'ye son iki ayda büyük darbe indinldiği, kış hazırlığının önemli ölçüde engellendiğı bildirildi. Güvenlik kuvvetlennin Güneydoğu'da eylül-ekim aylannda sürdürdüğü operasyonlarda, 842 PKK'li öldürüldü. Çatışmalarda, I2'si köy korucusu olmak üzere, 66 güvenlik görevlisi de yaşamını yitirdi. Yetkililerden alınan bilgive göre 1-30 eylül tarihlerinde Diyarbakır, Mardin, Şımak. Tunceli. Bıngöl. Van, Siirt, Batman. Hakkâri, Bitlis ve Muş bölgesi kırsal alanlannda güvenlik kuvvetlennin • Güvenlik kuvvetlerinin iki ay içinde sürdürdüğü operasyonlarda teröristlere ağır darbe indirilirken, çatışmalarda l_2'si köy korucusu olmak üzere 66 güvenlik görevlisi şehit oldu. sürdürdüğü operasyonlar sırasında çıkan çatışmalarda410 PKK'li öldürülürken 21 örgüt eyesi de yakalandı. Eylül avında 20 PKK'li kendiliğinden teslim olurken. yakalanan 82 örgüt üyesi, sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı. Aynı dönemde. 9'u geçici köy korucusu 31 güvenlik görevlisi de şehit oldu. 1-31 ekim tarihlerinde ise 432 terörist öldürüldü. 23 terörist sağ olarak yakalandı. 39 teröristin teslim olduğu bu dönemde vakalanan 120 örgüt üyesi, sevk edildiği mahkemelerce tutuklandı. Bu sürede, 3'ü geçıcı köy korucusu olmak üzere 35 güvenlik görevlisi de şehit oldu. Olağanüstü Hal Bölgesi kapsamındaki illerde sürdürülen operasyonlarda. teröristlerin kış hazırlığı yaptığı sığınak ve mağaralar ortaya çıkanlarak. buralarda önceki aylara oranla rekor düzeyde silah ve mühimmat elde edildi. Son iki avda 1151 adet uzun ve kısa namlulu silah. 5 adet havan. 8 roketatar. 539 roketatar mermisi. 8 bomba atar silah. 951 el bombası, 62 mayın. bir adet lav silahı. 142 adet elektrikli funye. bol miktarda dinamit, 169 adet havan mermisi ile 22 bin adet çeşitli cins ve marka mermi yakalandı. Ortaya çıkanlan çok sayıda sığınak ve mağarada ise 500 kutu silah yağı. 14.5 ton çeşitli gıda maddesi. 4 bin çift Mekap ayakkabı. 3 bin çift çorap bulundu. Aynı yerlerde yine teröristlere ait 5.5 kilogram esrar. 40 çuval tütün. bir adet jeneratör ile çok miktarda kamp malzemeleri ve bit ilaçlan cle geçirildi. Adana întihar saldırısma yardım eden 7 PKK'li yakalandı ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Biirosu)- Ada- na'da 25 ekım günü çevik kuvvet müdürlüğüne dü- zenlenen bombalı intihar saldınsının hazırlayıcılan olduğu ileri sürülen ve ara- lannda örgütün üst düzey bir sorumlusunun da bulundu- ğu 7 PKK'li vakalandı. Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, saldın\, ı teş\ ik eden. terörist L«yla Kaplan'a yön veren ve olay yerine silah tehdidiyle götürerek eyle- min yapılmasını sağlayan üst düzey sorumlu PKK'li teröristin gasp suçundan da aranan İsa kod adli Bayranı Yaruk (38) olduğunun be- lirlendiğini, 6 kişinin de Ya- ruk'a yardımcı olduğunu bildirdi. PKK'li terönstler Bav- ram Yaruk. Ham/a Pirinç (43). Abdullahİlkü(42). Mustafa Aydın (34). Rıfat Ergüner (30). İbrahim Ak- soy(38) ve Agit Timur'un (22), güvenlik güçlerineyö- nelik yeni eylem hazırlıkla- n içerisinde olduklannın belirlendiği kaydedildi. Ağar, Adana Valisi Oğuz Kağan Köksal ve Emniyet Müdürü Mehmet Gündog- du ile birlikte düzenlediğı basın toplantısında. "Arka- daşlannın kamnı yerde bı- rakmamak olayı işte budur" dedi. Olayın ardını ve arkası- nı arkadaşlannın kısa süre- de çıkaracağına olan güve- nini belirttiğini hatırlatan Içişleri Bakanı Mehmet Ağar. "Gerçekten de arka- daşlannuz, hiç kimseyi mah- cup etnıeksizin, kendileri- ne yaraşır bir şekilde çalış- nıayı sürdürdü ve bir hafta dolmadan olayı çözdii 1 " di- ye konuştu. Ağar, Bayram Yaruk'un, saldınyı gerçekleştiren Ley- la Kaplan'ı, taksiye bindi- np silah tehdidiyle olav ye- rine getirdiğınin anlaşıldı- ğını belirtti. Sıvas'taki saldmyla ilgi- li sorulan da yanıtlayan Ba- kan Mehmet Ağar. başlatı- lan soruşturmanın suçlu ara- maya yönelik olmadığını. amaçlannın hatayı. ihmali bulmak olduğunu söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Beşiktaş tur atlavınca gazeteler, 'İşte Atam Beşiktaş1 diye başlık attı. AVRUPA PARLAMENTOSU GENİŞ KAPSAMLI RAPORl TARTIŞMAYA AÇTI TetvrizmlemücadeleAP'nin gündemindeBRLKSEL (AA)- Avrupa Parlamentosu. bugüne kadar uzak kalmayı tercıh ettiği 'terorizm ve karşı mücadete 1 konusunda, ilk defa geniş kapsamlı bir raporu tartışmaya başladı. Söz konusu raporun ve karar tasansının Avrupa Parlamentosu'nda onavlanması. Türkiye. İngiltere, Ispanya gibi teröre karşı mücadele veren ve AB'nin bazı üyelerinden somut destek alama>an ülkeler açısından önem taşıyor. Lüksemburglu Hıristiyan Demokrat parlamenter VTviane Reding tarafından hazırlanan raporun ilişiğinde yer alan karar tasansında terorizmin tanımı yapılırken. "Bir ülkeye, halkına veya kurumlanna karşı. şiddete başvuran ve\a başvurmakla tehdit eden; bölücülük, aşın dinciük. idealizm veya soyut kavramlar uğruna şiddete başvurarak terör havası estiren grup veya bireylerin eylemleri terör eylemidir" ifadesi kullanılıyor. Terör eylemlerinın temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtladığı. bazen ülkelerin belirli bölgelerinde banşı bozduğu, demokratik kurumlann ve hukuk devleti kurallannın ışlemesini gölgelediği belirtilen karar tasansında, "Ban AB üyesi ülkeler terorizmle karşı • AP'nin terorizm raporu Lüksemburglu Hıristiyan Demokrat parlamenter Viviane Reding tarafından hazırlandı. Raporun ilişiğinde yer alan karar tasansında terorizmin tanımı yapılırken. "Bir ülkeye, halkına veya kurumlanna karşı, şiddete başvuran veya başvurmakla tehdit eden; bölücülük, aşın dincilik. idealizm veya soyut kavramlar uğruna şiddete basvurarak terör havası estiren grup veya bireylerin eylemleri terör eylemidir" karşıyalar, ba/ılan ise bu eylemler karşısında himayesizler" deniyor. Karar tasansında, AB bünyesinde terorizme karşı mücadele kurallannın bir katalog" kapsamında belirlenmesi. işbirliğinin organize edilmesi istendikten sonra özetle şu paragraf yer alıyor: *Demokratik yapıya sahip olan AB'de hiçbir ideoloji veya hedefe terör yoluyla ulaşılmasına müsamaha gösterilmemelidir. AB bünyesinde terör eylemlerine girişenlerin bu suçlan sivasi olarak algılanmamalı, cani ev lemler v asalara göre cezalandınlmalıdır." Karar tasansında. terörist örgütlerin ve eylemlerin 'istisnasız' aynı kefeye konulmalannın ve hiçbirine. hiçbir nedenle müsamaha gösterilmemesinin önemine de değiniliyor ve 'istisna stratejisi terorizmi şımartmaktan başka işeyaramaz' deniyor. AB'deki bazı terör eylemlerinin \e gruplannın bir kısım dış ülkeler denildi. tarafından beslendiklerinin, yönlendirildiklerinin ve uluslararası faaliyet gösterdiklerinin vurgulandığı karar tasarısında. teröre destek veren ülkelere karşı. ortak. diplomatik. siyasi ve ekonomık cephe alınması isteniyor. Teronzme karşı mücadele konusunda geniş detayların da ele alındığı karar tasansında. bu mücadelenin 'büyük nutuklarla değil. somut işbirliği ve dayanışma ile başarılabileceği' kaydedilerek. bu vönde çağnda bulunuluyor. Raporun önemi Avrupa Parlamentosu'nun muhtemelen uzun tartişma ve değişiklik önerilerinden sonra onaylayacağı bu karar tasansı, terorizmin ve terör örgütlerinin tanımını yapması. ortak mücadele öngörmesı ve AB içinde veya dışmda faaliyet gösteren örgütlere hiçbir siyasi destek sağlanmaması kuralını getirmesi açısından önem taş\yor. Fransa. İngiltere ve İspanya'nın önemle üzerinde durduklan bu rapor ve karar tasansının Avrupa Parlamentosu'nda onaylanması için ABD'nin de baskı yaptığı dikkati çekıyor. Türk uzmanlar. söz konusu karar tasansının onaylanmasının Ankara açısından da önemli bir 'koz' oluşturacağını belirtıvorlar. Rapor, Içişleri ve Kamu Özgürlüğü Komisyonu'nda görüşülmesi tamamlandıktan sonra Genel Kurul'a aktanlacak. Avrupa Parlamentosu'nun terorizm konusunu tartışmaya açması Brüksel'i büyük ölçüde rahatsız ediyor. Belçika'nın yakın geçmişi. bu ülkenin terorizme karşı mücadele konusunda mütteliklerivle hiç uzlaşmadığının kanıtlanyla dolu: Brüksel'de görev yapan Türk diplomat Dursun ,\kso>. 1983ün Temmuz avında terör örgütü ASALA tarafından katledilmiş. Hollanda'nm tutukladığı katil zanlısı terörist. görgü şahitlerine, Lahey ve Ankara'nın ısrarlanna. pek çok delile rağmen salıverilmişti. Aksov dosvası kısa sürede kapatıldı. Fransa'yı 1984-1986 yılında kana bulayan Doğrudan Eylem. ASALA, İslami Cihad gibi örgüt üyelerinin Belçıka'yı üs edindikleri belirlenmiş, Fransa, o dönemde Brüksel'e defalarca nota vermişti. 1984 sonbahannda, Fransa'da yüzlerce kişinin katilı olarak aranan Jean Marc Rouillan. Regis Schleider v c Nathalie Menigon isimli teröristlerin- Belçika'da. istihbaratçılann gözetimi altında' dolaştıklan. bu terönstlenn bir Belçikalı istihbaratçı>ı rehin almaları ve kaçmalan sonucu onaya çıktı. İspanvol terör örgütü ETA'nın militanlanna açık destek ve himaye veren Brüksel ile Madrid arasmdaki ilişkiler bir yıldır askıda bulunuyor. İspanya, AB'de. Belçika'vı "terörü himaye eden üye ülke' olarak adlandırdı ve resmen kınadı. İngiltere de Belçika'yı terör örgütü IRA'ya karşı yumuşak tav n v e teröre karşı mücadeleye katkıda bulunmaması nedeniyle resmen kınıyor. Almanva ve Fransa. yasakladıkları bölücü terör örgütü PKK ve yan kuruluşlanna Belçika'nın kapılan açmasını uzun süredir eleştirıvorlar ve 'Belçika'nın gevşek tutumunun, terorizme karşı aldıklan somut önlemleri etkisiz kıldığını" kaydediyorlar. IRMIKI AYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr Başlığı bile bulmuştum: Ay- n Dünyalar... Biraz bulanık da olsa esaslı bir Tırmık tasarla- mıştım. "Karar verdim" diye başla- yacaktı. "Artık Tansu Çiller'/ eleştirmeyeceğim. Boşuna ve anlamsız biruğraş bu. Harca- nan mürekkebe, kullanılan kâ- ğıda, geçen zamana yazık "di- ye devam edecekti. Daha sonraki paragraflarda Çiller'in değerleri ile benim (bi- zim?) değerlerimiz arasındaki uçurumları sergileyecektim. Hani o piyasa romanlarında, pembe dizilerde derler ya, ay- nen öyle yazacaktım: "Biz ve Çiller ayrı dünyalann insanla- rıyız. Değerterimiz arasmda uçu- nımlar var." Ardından Çiller'in mülk edinme hırsını ele ala- cak, "Haydi biri kendine, biri boşanırsa filan kocasına, biri büyük oğlana, biri küçük oğ- lana, haydi bin de Suna Ha- Ayn Dünyalar... nım'a" diyecek ve soracak- tım: "Gerikalan ve sayısını ken- dinin bile bilmediği mülkleri ne yapacak? Bu zenginliğe, servete sâmâna doymamanın itici gücü ne ola ki?" Bu bölü- mü "Kefenin ceto/yo/c"gibisin- den bir halk deyişi ile noktala- yıp sözü ABD'ye karşı tutu- muna getirecektim. • • • Hayır, öyle antiemperyalist birsöyleme niyetim yoktu. Sa- dece Çiller'in Amerikan olan her şeye düşkünlüğünü anla- makîa aşın zorlandığımı belir- tecektim. Bir kişinin kişisel not- lannda "Barbergelecek. p.m. 3.30" diye yazabilmesi nasıl açıklanır acaba? (Aynen öyle yazıyor. Belgelidir. İsteyene gösteririm.) Bu da bitince konuyu kültü- re ve özellikle Çiller Türkçe- s/'ne getirecektim. Sormayı ta- sarladığım şuydu: Çillerkültü- rel zayıfiığı yüzünden mi bu kadarberbat bir Türkçeyle ko- nuşuyor, yoksa Türkçesi ber- bat olduğu için mi kültürel ge- lişimi güdük kalmış? Son olarak da ölesiye merak ettiğim bir soruyu yazacaktım. Görüyoruz, Çiller Refah'ın top- lantılarına filan katıldığı zaman başını örtüyor, yumuk ellerini açıp şehla gözlerini devirip dua ediyor. Dinden imandan yana pek iddiamız filan yok ama, gene de çocukluğumuzda öğ- rendiğimiz kimi dualan, anla- mını bilmesek de bugün bile okuyabiliriz. Örneğin "Rabbi- yessir velati essir" diye başla- yanını filan. Peki.. Çiller acaba bir dua (herhangi bir dua) biliyor mu? Şaşkınlığını bile "Uuaawww" ya da "Oh my god!" diye ifade eden biri, ikindi vakti (2.40 p.m.) ellerini açıp fatiha pozu verdi- ğinde, kıpır kıpır dudaklanyla gerçekten de bir dua okuyor olabilir mi? Bu yanıtsız soruyu da ta- mam ettıkten sonra karanma geçecek; Çiller'i bundan böy- le asla eleştirmeyeceğimi yine- leyecek ve onun yerine Çil- ler'den kurtulmak için kafa pat- latmayı yeğleyeceğimi açıkla- yacaktım. (Gerçi bu konuda pek umu- dum yok. Çiller'den kurtulma- nın yolunu bulmak kolay iş de- ğil. Ne o kadar akıllıyım ne de siyaset biliminde hünerli. Ama gene de düşüneceğim,düşü- nenlerin sözlerine kulak vere- ceğım). Yazı, "Siz de aynı yolu izle- yin. Size de tavsiye ederim" di- ye bitecekfi... Sonra... • • • Sonra biraz soluklanmak için ara verdim, dışarı çıktım. Iznik Gölü kıyısında kısa bir yürü- yüş... Sonbahar beni öptü. Bağbozumu geride kaldı. Ama asmalardatoplanmadan kalmış, unutulmuş müşküle üzümü salkımları var. Ege'de bağbozumundan arta kalan üzümler yolcunun hakkıdır. Topladım. Çiy taneleri ve müş- küle üzümü... Sonra yol üstünde ayva çal- dım. Yıkamadan, şöyle elımle havını sıvazlayıp ısırdım. Kalan kemsiği futbol topu gibi hava- ya fırlattım. Bir vole. Ayva kem- siği İznik Gölü'ne düştü. Çiller'in de Tırmık'ın da ca- nı cehenneme... Ben ayn bir dünyadayım şim- di. Beni sonbahar öptü... POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mektup... izmir Buca Cezaevi'nden Kaan Toksoy'dan ge- liyor mektup. Kaan. cezaevlerinde yaşanan insan- lık dışı dramı anlatıyor uzun uzun... Diyor ki: "Biliyorsunuz ki, Diyarbakır Cezaevi'nde düzen- lenen bir askeri operasyonla silahsız ve 'devletin ko- rumasf altında bulunan, henüz yasal anlamda bi- le 'suçluluk'/an kanıtlanmamış on kişi, devletgüç- leri tarafından katledildi. Yine bildiğiniz gibi bu kat- liam ne ilkti ne de sonuncusu olacak bu gidişle. An- cak bu katliamın daha öncekilerden, küçük bir ay- rıntı gibi görünse de önemli bir farklılığı var. Benim de kaldığım Buca Cezeavi'nde 21 Eylül 1995'te ve Ümraniye Cezaevi'nde 4-5 Ocak'ta (1996) ya- şanan katliamlarda devlet hiçbir görevliyi sorumlu tutmamış sadece biz devrimci tutsaklardan, aile- lerimizden ve sizin de içinde bulunduğunuz halkı- mızın aydınlanndan gelen tepkileri etkisizleştirmek için katliam sorumlularının görevyerlerini değiştir- mış ve göstermelık davalaraçmıştı. Göstermelik di- yorum, çünkü burada (Buca Cezaevi; katliamın sorumlulan hakkında açılan davada sadece bir de- fa mahkemeye çıktık ve dava yedi aydır askıda tu- tuluyor. Böylesine önemli davalann, böylesine 'ıh- mal' edilmesi bile devletin yüzünü tüm çıplaklığıy- la göstermeye yetiyor. Dıyarbakır Cezaevi 'nde yaşanan katliam hakkın- da. olayla ilgili devletin en yetkili ağzı olan Adalet Bakanı Şevket Kazan şöyle diyor: 'Adalet Bakanı olarak bızım görevimiz, 9 Temmuz 1996 tarihinde yayımladığımız ve Türkiye'deki tüm cezaevlerine gönderdiğimiz genelgelerde belirtilen talimata, cezaevi müdürleri ve mümessil savcıların uymalarıdır. Benim bizzat müşahade ettiğim bu ge- nelgeyi bir kenara iterek keyfi uygulamalannı de- vam ettiren bu kişilerin, bu hareketleri, müfettişle- rimiz tarafından da tespit edilmiştir. Ve kendileri şu anda görevden uzaklaştırılmışlardır.' (28.09.7996/CumhuriyetJ Buraya kadar Adalet Bakanı'nın açıklamaları olumlu görünüyor. Bir de 20.10.1996'da Yeni Yüz- yıl'da yayımlanan, Adalet Bakanı'nın cezaevleriyle ilgili 'İnsan hakları cezaevinde de var' başlığıyla ve- rilmiş bir açıklaması bulunuyor. Burada öz olarak şunu ifade ediyor: 'Insanın kendi evinde bildiği hu- zuru cezaevinde bulması mümkün değil. Ama bun- lar da insandır ve suçları ne olursa olsun ınsanca muameleye layıktır.' Bizce -kendimizi suçlu kabul etmesek de- bu da bir anlamda olumlu bir açıkla- ma." • •• Kaan Toksoy, cezaevlerindeki yaşanan olayla- nn altını çizerken 'Buca 'da yaşanan vahşete' de de- ğiniyor... Mektup şöyle devam ediyor: "Ancak bizler (sizlerle birlikte bizler), daha önce- den de belli deneyimleryaşadık. Daha önceden yaz- dığım gibi ne Buca katliamında ne de Ümraniye katliamında hiçbirsorumlu ceza almadı. Açılan da- valar, sırf tepkilerin nötralize edilmesi amacıyla açı- lıyor. Davalann çabuk sonuçlandınlması için çaba sarf etmelerı gerekırken sırf olayı unutturmak için zaman geçirilip, duyarlı kesimler, yanisizler, duyar- sızlaştırılıyorsunuz. Buca 'da yaşanan katliam dava- sın/n seyn şimdi kimin gündeminde? Hemen he- men hiç kimsenin. Çünkü Buca katliamından son- ra gündeme giren o kadar çok olay var ki... Buca katliamı davası 'önemini kaybetmiş' oluyor. Ve zaten duyarlı olan kesimlerin giderek duyartılıkları- nı kaybedip insani duygularının körelmeyeyüz tut- ması, aslında çok önemli. Önemli olup da zama- nın uzamasından dolayı 'önemini kaybetmiş olay- lar' zincirine katılmasından kaynaklanmıyor mu?" • • • Kaan'ın yazdıklarına katılırsınız ya da katılmaz- sınız. düşüncelerini benimser ya da benimsemez- siniz o ayrı bir şey... Kaan. dört yıldır Buca Cezaevi'nde yatıyor. Ben onu hiç tanımıyorum. O ise beni yazılarımdan tanı- yor. Kaan, mektubunu şöyle noktalıyor: "Evet, hepimiz 'Artkyeter' diyebilmeliyiz. Bizbun- ları dediğimiz için cezaevlerine 'suçlu yaftası' takı- larak konuluyoruz. Yetmiyor, katlediliyoruz. Bunun- la kalmıyor, mekânımızda doğrulan dışarıya etkili şe- kilde yayabilmek için elimizde silah olan bedenle- rimizi ölüme yatırıyoruz. Çünkü mekânımızın ko- şulları bunu zorunlu kılıyor. Biz ıçerdekilerin ve siz dışardakilerin asıl sorunu, bence aynı anda ve topluca 'Artık yeter' diyeme- mek. Aynı anda, aynı şeyi haykırabilmek için biz eli- mizden gelen her şeyı yapıyoruz. Siz de dahil ol- mak üzere her kesime seslenerek 'Halk Komitele- ri'n/, 'Halk Meclisleri'n/, 'Demokratik Muhalefet Meclisleri'n/ oluşturmaya ve yaşatmaya çağırıyo- rum. Bunun ilk pratik adımları, halkımızın kanlany- la tarihe geçen, Istanbul Gazi Mahallesi'nde atılı- yor. Cezaevlerindeyaşanan katliamlann durması, hal- kımızın ortak sesi aynı anda vermesine bağlı. Ta- bii ki bunu başardığımızda, yalnız cezaevleri soru- nu değil, zincirieme olarak toplumumuzda yaşanan her türlü sorun çözülmeye başlayacaktır. Biz, başta kendini aydın olarak niteleyenlerimi- zin böylesi bir çaba içerisine girmesi gerektiğine ina- nıyoruz. Çünku halkımız, bağrında yetiştırdiği ön- cülerine, aydınlarına bakıyor. Bizler ortak hareket edebilirsek, işte o zaman 'sessiz çoğunluk1 , 'uyu- yan dev' vb. benzetmelerle nitelenen halkımız aya- ğa kalkıp hesap soracaktır, yaşananlara 'Artık ye- ter' diyecektir." Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR HİKMET ÇETİNKAYA AŞIK KADINLAR SOKAĞI Once bakıştılar. Soluksuz ka'dılar b'f sure... Erkek. kadının elıne dokundu. sonra başını önuneeğdı usulca... Bir zaman tunelınden geçıyor gıbıydıler Belkı biraz da düş yorgunuydular. Kadın ıçındekı coşkuyu dışa vuramıyo r du Gözterp kaçırıyordu erkeğın gozlerınden... Bırden "kırmızı mektupiara" daldı. Dedi kı "Bir çıçeğı bile yjmuşacık dokunuşlara sahıp bir aşkla seven sana ınat, be' çıglık ç'ğlıga ba§ırarak dıkenlen sevmeyı surdureceğım ." 300.000 TL.(KDVdahıi) Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sokak No: 9/B Cağaloğtu- Istanbul Tel:514 01 95/96 Posta çeki no.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle