04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisiIŞIK KANSU Kurgusal habercilik T elevizyonlar şıdcet. ölüm, kan dolu. Ozetıri aktaracağımız mektup. bırsos^al hızmet uzrıanından geliyor. "Arena" progranında ye- alan yetiştirme yurdunda bır sosyal hizmet uzmanının çociKİan nasıl dövdüğüne ilişkin görüntüler Lzerire yazılmış. Mektupta, bu görüntülerin. üzerıne kamera yerleştır len bır başka genç tarafından çekilciçine, orogramın "kurgu" üzerinde yükseldiğine dikkat çekılerek, şu eleştiriye yer verilmış: "Sebebi ne olursa olsun, çocuklara, gençlere el kaldınlmasını haklı gösterecek bir savunma, hiçbir şekilde yapılmamalıdır, yapılmamaktadır da. Her meslek grubunda, mühendislerde, avukatlarda, polislerde, gazetecilerde, din görevlilerinde kesinlikle olmaması KAFAKOPARIP TORBALAYANggN.' İ IEC gerektiği halde, sahip olduğu meslek etiğine, bilime, yasaya aykırı davranışlar sergileyen, meslektaşları tarafından kesinlikle dışlanması, ilgili yerlerde hesap vermesi gereken kişiler olabilmektedir. Bu kişiler sebebiyle, işini, mesleğini özveriyle, doğrulardan sapmadan, aldığı formasyonun bilimsel gereğini yapanların da kamu vicdanında yargılanmasına göz yumulmamalıdır." Mektupta, 20 bin çocuğun. gencin, binlerce özürlünün, yaşlının. desteğe gereksinim duyan ailelerin hızmet aldığı tek kurum olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esırgeme Kurumu'nun (SHÇEK). ışlevlerinı yerine getirebilmesinin temel koşulunun daha fazla meslek elemanı ve çağdaş yönetımler olduğunun altı çizilip. şu uyarıda bulunulmuş: "Program yapımcıları, son tahlilde 'Devlet, korumaya muhtaç çocuğa bakamıyor. eziyet edıyor' noktasından hareketle, çözümü vakıflarda, cemaatlerde arayanlara, el ovuşturarak bunu gerçekleştirme fırsatını kollayanlara zemin oluşturduklarının farkında değiller mi?" Mektup, SHÇEK'm ve çocuklann geleceğınin "reyting" yanşma kurban edilmemesi ıstemiyle bitiyor. Yeni sağ parti üzerine bir kitap S ağ partilere de. sol partilerin kimi sözcülenne de bakıyorsunuz. hemen hemen aynı görüşlerı savunuyorlar. Yani "neoliberal". yanı "yeni sağ" akımın savlarını gündeme getırıyorlar. Türkiye Orta Doğu Amme idaresi Enstitüsü öğretim üyelerınden Doç. Dr. Birgül Ayman Güler'in kaleme aldığı "Yeni Sağ ve Devletin Değişimi" adlı yapıtı. konuya ilişkin önemli bır kaynak kıtap olarak öne çıkıyor. Güler, kitabında, yeni sağın ideolojik örgüsünün. azgelişmiş ülkeler ıçın tam olarak kurgulandığını söylüyor ve bu kurguyu şöyle özetliyor: "Azgelişmiş ülkeler, siyasal kültürlerinde kemikleşmiş 'geleneksel'lik nedeniyle otoriter yönetim yapıları üretmektedirier. Demokrasinin yokluğu, geçmişin mirasıdır. Herşeyin devlete bağlandığı bu kültürel yapı, kapitalist girişimciliğin doğmasını önlemiş ve kalkınma sürecini boğmuştur. 'Ulusal kalkmma' hedefi ile içe kapanma, geleneksel siyasal kültürü durmadan yeniden üretmiş ve kalkınma gerçekleşemeyen hedef olmuştur. O halde, azgelişmiş ülkelerin geleneksel toplumlara özgü iktidar yapısı engelinden kurtulmaları gerekir. Bunun yolu, modern dünyaya açılma ya da modern tiünya ile bütünleşmedir. Dünyantn içinde bulunduğu küreselleşme süreci, modernleşme ve demokratikleşme için çağımızın fırsatını sunmaktadır. Çünkü küreselleşme, azgelişmiş ülkelere toplumun gözeneklerini tıkayan devletten kurtulmayı şart koşmaktadır. Küreselleşme sürecinin gereklerini yerine getirmek, devletin hem ekonomi, hem de toplumsal yaşamdan çekilmesi demektir. Devletin işgal ettiği alan pıyasa' tarafından dolduruldukça, azgelişmiş siyasal kültürün kendisi ve otoriter- baskıcı yönetim biçimlerinin yerieşme olasılığı ortadan kalkacaktır." Bu kurgu, yıllardır topluma adeta ezberletıldi. Zaten Sayın Güler, şu saptamayı yapıyor: "Ülkemizde sivil toplumcular, ikinci cumhuriyetçiler ve liberallerin dillerinde dolaşan bu öykü, 1980'li Kötü örnek Çorum'un Hacıhamzaköy beldesındeki CHP'Iİ belediye başkan adayı bir kadın: Nesrin Ekmenci. CHP lideri Deniz Baykal geçenlerde Hacıhamzakoy'de şöyle konuştu: "Türkiye'ye bir kadın başbakan seçtiniz de, burada belediyeye niye bir kadın seçmiyorsunuz?" Eğer Nesrin Ekmenci belediye başkanlığı seçımini yitinrse. en büyük etkenlerden biri Baykal'ın bu konuşması olabilir. "Niye?" diye sorarsanız... Niyet iyı de, örnek kötü. yılların yeni dünya düzeni ile birlikte doğmuştur." Güler, bu görüşe karşıt yaklaşımfann da. yeni toplum tasarımlarında devletten mümkün olduğu kadar kaçmaya çalıştıklarını. sonuçta yeni sağ ile birlikte "sivil toplum", "yerelleşme", "yerel yönetim", "gönüllü kuruluşlar" gibi kurum ve kavramlara sarıldığını vurguluyor. şu yorumu yapıyor: "Böylece, büyük ideal olarak demokrasi talebi, taraflann birbirinden nerede ayrıldıklannı belirsizleştirmektedir. Yeni sağ politikalar, ulusaşırı sermayenin ivedi çıkaıian ile sınırlı bir miyoplukla baskın şekilde savunulmaktadır." Ayrıca. "Sistem" diyor Güler, "her ulusun kendi içinde ve dünya genelinde de uluslar arasındaki eşitsizlikleri arttırma yönünde sonuçlar yaratmaktadır." Kitaptan. sisteme karşı dirençlerle ilgili son bir alıntı: "Olası dirençler ise, yönetsel düzlemde bürokratik aygıt içten çözülerek, toplumsal düzlemde çalışan kitleler örgütsüzleştirilerek, ulusal düzlemde mikromilliyetçilik teşvik edilerek önlenmeye çalışılmaktadır. Kısacası, yeni sağ ideoloji ile örtülü uygulamalar sermaye merkezli yapılan nedeniyle doğrudan toplumsal refahı ve ulusal bağımsızlığı tehdit etmektedir." Sayın Güler'in kitabı, dünya ve Türkiye üzerine kafa yormaya çalışanlara salık venlir. Özellikle solda politikayapanlara... Gerçeğin örtülü yanı A nkara'da özel poliklinikte yapılan penisilin iğnesi sonrasında bir çocuk öldü. Çocuğun ailesı. poliklinik önünde eylem yaptı. olaylar çıktı. Bu. işin çıplak gerçeği. Gerçeğin bir de örtülü yanı var. Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Cihat Oğan. özel polikliniklerın, özellikle 1980'den sonra, büyük kentlerde farklı alanlardan hekimlerin bir araya gelmesi ile kurulduğunu anımsatıyor. Oğan'a göre. bu tür kuruluşların yasal yükümlülükleri ve uymaları gereken kurallar henüz belirlenmiş değil. Peki. özel polikliniklerin mantar gibi türemelerinin gerekçesi ne? Oğan, şunlan söylüyor: "Özellikle birinci basamak kamu sağlık hizmetlerinin yeterli düzeyde olmayışı, sevk zincirinin kurulmaması nedeniyle hastanelerdeki yığılmalar nedeniyle yaşanan sorunlar, özel muayenehane ve hastanelerde verilen hizmetleri satın alma gücü olmayan kesimlerin görece ucuz hizmet veren bu polikliniklerin oluşmasına ve yaygınlaşmasına neden olmuştur. Bakanlığın görevi, öncelikle kamu sağlık hizmetlerindeki aksaklıklann çözüme ulaştınlmasıdır. Bu çözüm ise, yıllardır terennüm edilerek uygulanmaya çalışılan sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi değildir." Oğan. son dönemde Ankara il Hıfzıssıhha Kurulu'nun aldığı karar ile il Sağlık Müdüriüğü'nün özel polıkliniklere belli standartlar getirmeye çalıştığmı belirtiyor ve "Tüm bu çaiışmalardaki eksik yan, merkezi sağlık otoritesi olan Sağlık Bakanltğı'nın yasal mevzuatın yenileştirilmesi ve bu alandaki uygulamafar konusunda etkin olmamasıdır" diyor. Sağlık alanında da "bıraktılar yaptılar, bıraktılar geçtiler." Sonuç? tnsan sağlığı da satılıyor. Sosyal adalet , on sosyalist devleti yıktık' , dıyen DYP lideri Tansu 'Çiller. şimdi sosyal adaletçı olmuş. büyük sermayeye savaş açmış. Bakm ne diyor: "Türkiye'de sosyal adafet yok. Bir numaralı hedefimiz sosyal adalet. Bu yüzden artık büyük sermaye kendine dikkat etsin. Halkın büyük bir bölümü bugün zor geçiniyor. Bundan sonra sistemin kolaylıkları onlar için çalışacaktır." Gazetecı ustamız Cüneyt Arcayürek, Tansu hanım için "Ne kitap okur, ne de doğru dürüst gazete. Çevresindekilerin önüne getirdiklerinden güncel yutturmacalarına uygun bulduklarını ayırır, çıkar kürsülere söyler" diyor. Eh. madem öyle. Sayın Çiller'ın ağzından çıkanı, kulağının duymasına yardımcı olmak amacıyla Prof. Dr. Cahit Talas'a, "Hocam, sosyal adalet nedir" diye sorduk. Talas. yanıtladı: "Sosyal adalet, toplumda yaşayan insanlar arasında gelir bölüşümü bakımından uçurumlara dönük oluşumları engelleyen bir önlemler bütünüdür. Bizim gibi gerikalmış, gelişmekte olan ülkelerde sosyal adalet henüz emekleme durumundadır. Memurlar, işçiler dahil gelir bölüşümü bakımından sosyal adaletle bağdaşmayacak farklılıklar içinde bulunmaktadırlar. Sosyal adalet konusu, bizim gibi ülkelerde güncelliğini muhafaza etmektedir. Enflasyonun en büyük felaketzedesi olan işçi ve ücretli kesimi gözardı eden REFAHYOL iktidarı, sosyal adalet sözünden hiç söz etmese daha iyi olur." Sahi. bundan bırkaç yıl önce işçilere, memurlara "sıfır" zam öneren Başbakan, her 100 liranın 55 lirasını nüfusun yüzde 20'sinin aldığı dönemın de Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller değil mi? Öyle. Yok canım. Sayın Çiller'in ıfade etmek istediğı sosyal adalet, başka bir sosyal adalet olmalı. evresindekilere bir sormak gerek... HAYVAJVLAR ISMAIL GILGEÇ KİM KİME DUM Dl MA BEUÎÇAK ÇİZGİLİK K.ÂMİL MİSAKKI HARBİ SEMİH POROY GADDAR DAVLT \ıni KIRTCEBE Htotrraot- MIRMIRLAR IĞIRMRAK D'M... f fI çbp- 6' AN/LAMl- TARİHTE BUGÜN m:\mz ARIKAS 2 Kasım BMKLET MERAKİ. 13Z4'T£ BU&UM, LOHORA-Ö4 iulıMÇ giK. ££X£ı 7 ACT1N SAUIU 'A®CV OO j »^ /CUU/) TE2&WL*fifr IKG1Lİ2 Sti 8IH MODE8N AlST KULLAHKIADtĞt DA ÛSTÛN- DEKt YAZ/PA BELrKTİLMıÇr:. B'rSDÜLETı^ & 90 seer sie. ASAçnvj OYULKIUJŞTV•
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle