Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 KASIM 196 CUJIARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
BTS'Lİn ıaporunda Dünya Bankası'nm demiryollannı yağmalama peşinde olduğu ileri sürüldü
'Otoyollar Türldye için Kiks'
\TJSUF OZ^AN
ANKARA-Birleâk Tişımacıîık Ça-
lısanlan Senikası'nTi (BTS) hazırladı-
ğı raporda. liinya tankisı'nın. Türki-
ye'deki derrryollarnı uğmalama pe-
şinde olduğı Mirgulınarak. otoyollann
ülke içın lük. olduğj ka>dedildı. BTS
Genel Başkaı Orhaı Aİtuğ da. Türkı-
ye'nin en öncnıli sorınlarndan bıri olan
ulaşım sisteiindekı çarpıklığın. 1946
.yılından bu \wa u>i.»-ilanın yanlış poli-
tikalann bir »mucuoduğunu belirterek.
giınde ortalrma 20 insanın ölümüne.
mılyarlarca Ira para»al kayba yol açan
çarpıkJığın çczlimünin. demiryollannın
geliştirilmesnde yatığını bildirdı.
BTS, ulaşın sistenindeki çarpıklığın
giderilmesin vönelk olarak "Veniden
Yapılanma Aiı \ltin4a Demiryollanmız
Üzerinde Oyıanan CKunlar" başlıkh bir
rapor hazırlaıi. BTSGenel Başkanı Aİ-
tuğ. yetkili rr*kamla"a gönderilen rapo-
run sunuş yaasında. »elişmiş ülkelerde-
ki gibi Türkiyî'de de Jemiryollanntn ge-
liştirilmesı. bınun içn yatınmlar yapıl-
ması gerekirlen. şirrdi var olan demir-
yollannın da Dünya Sankası'nın dayat-
malan dogrutusundı tasfiye edilmeye
çalışıldığını »ıldirdi Aİtuğ. "BTS ola-
•Birleşik Taşımacılık çalışanlan (BTS) Sendikası Genel Başkanı Orhan Aİtuğ, Türkiye'nin en önemli
sorunlanndan biri olan ulaşım sistemindeki çarpıklığın, 1946 yılından bu yana uygulanan yanlış
politikalann bir sonucu olduğunu belirterek günde ortalama 20 insanın ölümüne. mılyarlarca lira
parasal kayba yol açan çarpıklığın çözümünün demiryollannın geliştirilmesinde yattığını bildirdi.
rak. demiryollanmızın, emperyalizmin
bir kunımu olan Dünya Bankası aracılı-
ğıyla tasfiye edilmesine karşı çıkıyoruz"
dedi.
BTS'nin 11 sayfalık raporunda. Dün-
ya Bankası tarfından kiralanan ABD'li
"Booz-Allen & Hamilton" adlı danış-
manlık firmasının Türkiyc Cumhurive-
ti De\letDemiryollan'nın(TCDD)"ye-
niden yapılanmasr çalışmalannı yürüt-
tüğü anımsatılarak, şöyle denildi:
"Demiryollanmızın gerçekten bir ye-
niden yapılanmaya ihtiyacı vardır. Aİna
Düny a Bankası'nın tuttuğu firma, işte bu
özlemi çirkin enıellerine alet ediyor. Ama-
cı TCDD'yi küçiiltmek. tasfiye etmek \e
arta kalanı yerli. yabancı sermavedarla-
ra peşkeş çekmek olan, bırakalım
TCDD'yi çağdaş hale getirmeyi, mevcut
yenileme yatırımlarına bile karşı olan
Dünya Bankası, TCDD'yi yağmalama
planını 'yeniden vapılanma' adı ile yut-
turmaya çalışıyor. TCDD gibi stratejik
bir kurumu özelleştireceğim, yabancıla-
ra satacağım diyemiyor."
Türkiye'de karayolu taşımacılığının
yüzde 95'inin karayolu. y iizde 3-4'ünün
demiryolu, kalanının da dcniz ve hava-
yolu ıle yapıldığı belırtilen raporda. yük
taşımaeılığının da \ü/de 80'inin kara-
yolu. yüzde 10'unun ise. demiryolu ara-
cılığıyla yapıldığı vurgulandı.
Yolcu ve y ük ta^ımacılığında tüm ağır-
lığın karayoluna binmesinın. 2. Dünya
Savaşı sonrası uygulanan bilinçli. dışa
bağımlı ulaşım politikaların bir sonucu
olduğu kaydedilcn raporda, 1955 yılın-
da demiryollannın yük taşımacılığında-
ki payının yüzde 53. yolcu taşımacılı-
ğındaki payının da yüzde 24 olduğu
anımsatıldı.
2. Dünya Savaşı sonrası. cumhuriyet
döneminde uygulanan ulaşım politikala-
rının terk edilerck. tüm kaynaklann ka-
rayolu yapımı. pctrol ve otomobil dışa-
lımı içinseferberedıldiğı vurgulanan ra-
porda. şöyle devam edıldı:
**Karayollanna dayalı bu ulaşım siste-
nıi. halkımıza, ülkemize e,ok pahalıya mal
olmaktadır. Bu maliyetin başında trafik
kazalarının neden olduğu can kaybı get-
mektcdir. İilkemi/de günde 20-25 kişi,
bay ram tatillerinde 250-300 kişi. > ılda 7-
8 bin kişi trafik ka/alannda can \ ernıek-
tedir. V ü/binltrin üzerinde insan da ya-
ralanmakta \e sakat kaln.akiadır. İ ç y ıl-
lık Kurtuluş Savaşı sürcsincc ülenlerin
sayısı. 1 yılda trafik ka/alannda ülenle-
rin say ısından daha a/dır. Sermayenin
sözcüsü basına \e yetkililere göre bu du-
rumun sorumlusu "irat'ik canavarı'dır.
Trafik canavan dedikleri de, süriicüler-
den başkası değildir. Fakat esas trafik ca-
na\an, ülkemi/ ulaşımını kendi çıkarla-
n için bu halesokan ve karayollannı mez-
bahaya çeviren uluslararası potrol, oto-
mobil tekelleri \e bunlann yerli işbirlik-
çileridir."
Karayollannadayalı ulaşımın, sonde-
rece pahalı olduğu. kcntlerde hava kırli-
liğine yol açtığı. ormanlan yok ettiği de
dile getirılen BTS raporunda. üç şeriıli
bir otoyol yapımının. saatte 260-400 ki-
lometre hıza elverişli demiryolu yapımı
malıyetinden 1.5 ile 3 kat pahalı olduğu
belirtildi. Raporda. böyle bir demiryolu-
nun ömrünün 30 yıl olmasına karşın. oto-
yol ömrünün 10 yılla sınırlı olduğu kay-
dedilerek "Demiryolu için 50 metre ka-
mulaştırma gerekirken, otoyol için 100
metreye gereksinim vardır. Taşıma açısın-
dan demiryolu yüzde 200 daha fazla ka-
pasiteye sahip ve enerji tüketimi açısın-
dan da 2-10 kat daha ucu/dur" denildi.
Raporda. şu görüşlere yer \erildi:
"İ Ikemi/de yapılan ve yapılmakta
olan, 'çağ atlamanın' kanıtı olarak gös-
terilen otoyollar, bu ülke için lükstür, sır-
tımı/da bir yüktür veTürkiye'nin ulaşım
sorununu çözmekten çok uzaktır. Hem
kay nak yokluğundan şikâyetetmek, borç
batağı içinde boğulmak hcm de ulaşım
alanında demiryolları, denizyoüarı yeri-
ne en pahalı ve ülkemiz için gereksizolan
otoyollara dünyanın parasını harcamak
tam bir saçmalıktır. İ Ikemi/de otoyollar
yüzde 2-5 kapasite ile kullanılmaktadır.
î stelik otoyollardaki trafiğin yüzde 45-
6O'ı ağır vasıtadır. Yani Türkiye, kam-
yonlar veotobüslerle taşımacılık yapmak
için otoyol inşa eden bir ülkedir. belki de
bu saçmalığı yapan tek ülkedir."
SSK batırılırken özel hastaneler beslendi
Kaynaklar düşük faizli
tahviQere yafarddı
BANU SALV1AN
ANKARA - Sosyal Sigortalar Kurumunun
(SSK.) nakit kiynaUannın düşük faızlı tahvil-
İereyatınldığı jrtayaç ktı. Hazine tah\il \ebo-
nolan bankalaageçenseneyıllık yüzde 130 fa-
ızle venlırken SSK'nın kaynaklan yıllık yüz-
' de 107dolayıniafaizlerledegerlendınldi.SSK..
dışandan satır aldığı sağlık hızmetlennden 14
kat daha fazla hızmet. erdığı kendı hastanele-
rine tedavı için 18 trihon 132 milyar lira har-
carken, özel scğlık kurulıı^lanna tedavilcr için
4 trilyon 31 mıhar lira ödeme yapmak zorun-
da kaldı. Hazine'nın de. batın-
lan Istanbul Bankası ıle özcl-
leştirilen TÖBANK'tan kuru-
ma devredilen emekli sandıkla-
nnın toplam 7^.4 trilyon liraci-
\annda olan yükü karşılama ta-
ahhüdünü hâlâ yerine getirme-
dığıbildırildı. '
SSK Genel Müdürlûğü'nün
1996 Nisan raDoruna göre. ik-
tidar KİT'lerde olduğu gibi.
SSK'nin nakitlerini de düşük
faizli tahvillere yönlendırdi.
Raporda. SSK'nin. De\let Ya-
tınm Bankası tah\ illenne yıllık
yüzde 107.77 oranında faizle
I milvar 500 milyon lırasının.
CİN annda olduğunu. bu yılıtı ekim sonu itibany-
la da bu rakamın 150 trilyon liraya ulaştığını be-
lirttıler.
Rapora göre. kurumun 1994 yılında 207 mıI-
yar 769 milyon lira olan kira gelirfen. 1995 yı-
İında 406 miKar liraya ulaştı. Raporda. kuru-
ma aıt 24 bina. 84 dükkân \e toplam 1 milyon
137 bin 42 metrekarelik arsanın 5 tnlyon lira-
ya Emlak Bankası'nadevredildiği ve 1 Temmuz
1994 ile 2 Nisan 1996 tarihleri arasında kuru-
ma toplam 8.7 tnlyon lira taız getınsı olduğu
kaydedildi. Devire ilişkin olarak 1993 yılında
çıkanlan yasada bu maharlıklarının Emlak
Bankası tarafından satışı daön-
• SSK, dışandan satın
aldığı sağlık
hizmetlerinden 14 kat
daha fazla hizmet
verdiği kendi
hastanekrine tedavi
için 18 trilyon 132
milyar lira harcarken
özel sağlık
kuruluşlanna tedaviler
için 4 trilyon 31 milyar
lira ödeme yapmak
zorunda kaldı.
aylık yüzde 9.03 faizli Hazine tahvıline 5 tril-
yon lirasının \e yıllık TEFE+6 faizle Hazine
tahviline de 940 milyar lirasının yatınldığı bıl-
dirildi. SSK yetkilileri. bankalara geçen yıl yüz-
de 130 faizle Hazine tahv illeri verilirken. kuru-
mun nakitlerinin düşük faizle değerlendirilme-
sinin hükümetın baskisından kaynaklandığına
dikkat çektiler.
Raporda. repoya \ atınlan nakitlerden de ku-
rumun geçen \ıl 1 trilyon 365 milyar lira. buyı-
lın ilk 3 ayında 920 milyar lira gelir elde ettiği
bildirildi.'SSK \etkilileri. 1995 yılı içinde re-
poda aralıklarla dönen paranın 155 tnlyon lira
Çalışma \c Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'ndan bir yetkili hü-
kümetin TBMM'ye sunduğu
SSK'nin malvarlıklannın satı-
şıyla ılgıli düzenlemenın Yö-
netim Kurulu'nabırakılmasına
lilişkin yasa tasansına göre tüm
maKarlıkfannın satılabileceği-
nri6e1irtirXen. Emlak Bankası
gibi bir araci kuruluşun \e de-
\ irden sonra kuruma gelen fa-
ızın de ortadan kalkacağına
dikkat çekti.
SSK. 1995 yılında 47 trilyon
616 milyar lira sağlık harcama-
sı yaptı. SSK. kendı tesislerinde 408 bin liraya
tedavısini vaptığı bir hasta için özel sağlık ku-
ruluşlanna 1.5 milyon lira ödedi.
Yatan bir hasta için de. kurumun sağlık tesis-
lerinde günlük 667 bin lira harcanırken. özel ku-
ruluşlara 2 milyon 700 bin lira aktanldı. Kuru-
mun 1994 \ ılı raporlannagöre. SSK, kendı sağ-
lık tesislerinde gerçekleştmlen 947 bin 666 y a-
takta \e 34 mıKon ayakta tedavı içın 18 trilyon
132 milyar lira öderken; kurum dışındaki has-
tanelerde yapılan 2 bin 971 yatakta tedavı ve 2
milyon 589 bin 841 muayene için 4 tnlyon 31
milvar lira ödemek zorunda kaldı.
153 yıllık Servres porselen
vazo da müzayedenin ilginç
eserleri arasında yerini al-
dı. 85 cm yüksekliğindeki
\azonun satış fıyati 220 mil-
vonlira. • -. v .-
Istte: Yüz
milyon lira-
dan satışa sıı-
nulan hransız
bronz saat.
19. vü/yıl Bo-
hem çamçak
isesağda.
Preziosi'nin
İstanbul ko-
nulu suluboya
tablosuise460
nıilyona satışa
sunulacak.
*- J
Annkavesanateserierimüzayedesi.yannsaat
M.OO'te Çırağan Sarayı Balo Salonu'nda
gerçekleştirilecek. Bugün Çırağan Saray ı Balo Salonu'nda tanıhmı yapılacak olan eserlerin
arasında.çeşitli anrika eşvalar. takılar \f >ağtıboya tablolar yer alıyor. 1'ablolann arasında,
Ali Halil tarafından yapılmış olan ~Çengelkö\" adlı tu\al ü/erine yağlıboya taMo gibi
birçok eser bulunuyor. Tarihi eserierin fıyarlan 9 - 500 milyon lira arasında değişiyor.
Suçlama sürüyor ama sorumlu yok
4 yaşındaki Şenol Pehlivan'ın penisilin enjekte edilmesinden sonra yaşamını yitirmesinden sorumlu
tutulan Çağn Tıp Merkezi yetkilileri tüm önlemleri aldıklannı belirterek suçlamalan kabul etmiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-4 yaşın-
daki Şenol PehJivan adlı çocuğun. penisilin
enjekte edilmesinden sonra yaşamını yitir-
inesi olayından sorumlu tutulan Çağn Tıp
Merkezi yetkilileri, çocuğun kurtanlması
l«çin bütün önlemleri aldıklannı ve gereken
îıertürlü müdahalede bulunduklannı bıldir-
»iler.
J Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'nün incele-
Jnesi sonucunda da gerekli önlemin alındığı
J*elirkndi. Sağlık Bakanhğı Müsteşar Yar-
«dımcısı Dr. VecdetÖz. olayla ilgili soruştur-
*na yapmak üzere uzman birbaşmüfettiş gö-
îev lendirdiklerini belirterek "Olümün peni-
silin alerjisinden olup olmadığı belli değil.
Jiaşka bir neden de olabilir.
Jiunu soruşturma sonunda
^nlavacağız'" dedi. Türk Ta-
«bipleri Birliği (TTB) Merkez
jConseyi Başkanı Dr. Füsun
"Bsıyek. bu tür olaylar bahane
ledilerek penisiline karşı
Scampanya başlatılmasının
5^anhş olacağmı söyledi.
* Altındağ Selahattin Doğan
Mahallesi'ndeki Ulubey
Çağn Tıp Merkezi-nde. ön-
cekı gün pöıisjlin iğnesi ya-
pılan 4 yaşındaki Şenol Peh-
'İivan, bir süre sonra yaşamı-
vitirdi. Pehlivan ailesi.
siyapılmış. Tekrar tekrar testyapılmaz. Çün-
kü alerjinin ne zaman olacağı belli olmaz. İğ-
nevi yaptıktan sonra, kalp basıncı. suni solu-
nunı uygulandı. Alerjiyi önlemek için adre-
nalin. dekort, avil enjekte edildi. Oksijen ve-
rildi. Ama hasta eks oldu. Ölümün alerjiden
olduğu bile belli değil."
Sağlık Müdürlüğü'nce yapılan inceleme-
de de iğnenin yapıldığı kliniğin donanırrunın
yeterli olduğu ve gerekli tüm öniemlenn
alındığı ortaya çıktı.
Öz. olayın soruşturulması için dün sabah
birbaşmüfertışatadıklannıanımsatarak "Pe-
nisilin alerji oluşturabilir. Bu ilk dozdada or-
taya çıkmayabilir. Bu tür antibiyotikiere kar-
şı kliniklerin her zaman hazırüklı olması la-
zım. Şimdi biz penisiiinden olduğunu düşü-
nerek konuşuyoruz. Ancak iilüm sebebi fark-
b bir şey de oİabilir"dedi.
Konunun Adli Tıp'a intikal ettiğini anım-
satan Öz. gerçek ölüm nedeninin Adli Tıp ra-
poruyla belirleneceğinı söyledi.
Öz. Adli Tıp raporuna göre iğne yapılan
kliniğin sorumlu bulunması durumunda hcm
mesleki hem de adli yaptınm uygulanabile-
ceğini bildirdı.
TTB Başkanı Dr. Füsun Sayek de penisi-
lin alerjilenne her zaman rastlanabileceğıni
belırterek "Ancakpenisilin bizim için,herşe-
ye rağmen gerek maliyeti, gerekse etkinliği
açısından hâlâ çokdeğerli bir ilaç. 2'nci. 3'ün-
cü,4'üncü nesil antibiyotiklerçıkmasına rağ-
men, penisilin kadar etkili değil çoğu" dıye
konuştu. Bu tür olaylar bahane edilerek top-
lumda penisiline karşı kampanya başlatma-
nın yanlış olacağını vurgulayan Sayek, şöy-
le konuştu:
"Ankara'daki olay büyükbirşanssızlık.A-
ma test sırasında bile alerji olabilhor. Olayı
araştınyoru/. Penisilin alerjisi her zaman ola-
biliyor. Toplumsal bazda \e hasta bazında
düşündüğümüzde, pcnisilini suçlayan birta-
\ıryanlışolur. Çünkü bizim en ürktüğünıü/
olay, bu yaygin. uygun olmayan antibiy»tik
kuİlammı nedeniyle direnç gelişmesi. Direnç
gelişmemesi için de en uygun antibiyotiğin
dcntnmesi laam. Bu da çoğunlukla penisilin-
dir."
nı
olayla ilgili olarak özel tıp
merkezini sorumlu tutarken
Sağlık Bakanlığı da soruştur-
mabaşlattı.
Çağn Tıp Merkezi yetkıli-
ılen, medyanın kendilenne
1 "yargısız infaz" yaptığını sa-
vunarak. penisilin alerjisine
karşı her türlü önlemi aldık-
lannı söylediler. Tıp merkezi
yetkılilen, şöyle dedi ler:
"Çocuğa başka doktor ta-
ranndan reçete verilmiş.
!800Mük penisilin yazılmış,
yapmak zorundaydık. Bize
gelmeden bir gece önce de Şe-
nol Pchli\an"a penisilin iğne-
Islamcılar Turizm Bakanı'na kızgın
GÜNDÜZtMŞİR
Başbakan Necmettin Erbakan'ın, hac gezisinin
karayohıyla da yapılabileceği yönündeki açıkla-
masından sonra trilyonluk hac pastası için kolla-
rı sıvayan tsiamcı kesim, sahibi olduğu medya
aracılığıyla "hac volundaiki takoz"olarak nitelen-
dirdiği Diyanet fşleri Başkanlığı ile Turizni Ba-
karuJîahattin Yücel'ı topa tuttu.
îngilizTurizm Acenteleri Birliği'nin Lütfi Kır-
dar'daki kongresine katılan Turizm Bakaru Ba-
hattin Yücel, bazı insanlann kendilerini daha
Müslüman görmelerinin. hac konusunda onlara
ekstra avantajlar sağlayacağı anlamma gelmedi-
ğini söyledi.
Yücel, Diyanet Işleri Başkanlığı'nm da devlet
eliyle hac turizmi yaprnasını uygun bulmadığını
vurgulayarak."Diyanetİşleri Başkanlığı hac orga-
nizasvonundan çekilmeti ancak denetleme görevi-
ni yerine getirmebdir" dedi.
karayoiu ile hacca gidilip gidilmemesinin sa-
dece güvenlikle ilgili bir konu olduğunu kayde-
den Yücel, "1618 sayüı^asanın getirdiklerini uy-
guluyoruz. Kendilerini fslami kimlik alonda daha
rahat hissediyorlar ve öyle davranıyorlar diye on-
lara hac yapmay la ilgili yasalara aykın herhangi
bir nak ve yetki düşmez. Buna hnkân da tanıma-
• Yücel, Diyanet İşleri
Başkanhğf nın da devlet eliyle hac
turizmi yapmasını uygun bulmadığını
vurgulayarak "Diyanet İşleri
Başkanlığı hac organizasyonundan
çekilmeü, ancak denetleme görevini
yerine getirmelidir" dedi.
yız" diye konuştu. Yaklaşık 15 trilyon liralık hac
geliri üzerinde yaratılan kavganm ardmda İsviç-
re. Avusturya. Singapur ve Suudi Arabistan'dan
Türkiye'ye aktanlan "Hoca kontenjanrnın yattı-
ğı belirtildi. RP'nin, iktidar gücünü kullanarak
Miili Gençlik Vakff nın da içinde yer aldığı
u
Mil-
K Görüş" tarafından sağianan yaklaşık 7 bin kişi-
lik bu lisanssız kota ile trilyonlarla ifade edilen kâr
yanında Suudi Arabistan'da "siyasi kari/ma"nın
da peşinde olduğuna dikkat çektiler.
Erbakan'ın hac konusunda yaptığı son açikla-
malar üzerine başlayan tartışmanın geçmişi 1985
\;ıhna dayanıyor. Dönemin başbakanı Turgut
Özal, Milli Göriiş Teşkilatı'nm önderliğindeki
acentelerin yaklaşık 3 bin kişilik lisanssız kotası-
nı fark edince "Devlet içinde devlet oünaz" diye-
rek yasal kotanın dışındaki hac seyahatini engel-
lemişti. Bu gelişme üzerine piyasanın altında bir
kâr ile hac seyahati gerçekleştiren Milli Görüş'ün
kiraladığı 12 uçak gen çevnlmışti.
Peşin alınan paralann da hacı adaylarına geri
ödenmesi nedeniyle RP büyük zarara uğramıştı.
Söz konusu dönemde Milli Görüş adına seyahati
organize eden '"Van Der Zee" şirketinin yönetici-
leri arasında "RP'nin kasa$ı" Beşir Darçın da yer
almıştı.
Turizm çevreleri, Necmettin Eribakan'm hac se-
yahati ile yapmayı plandığı yeni düzenlemelerin
1985 yılının rövanşı niteliğinde olduğunu, bu kez
farklı olarak RP'nin iktidan elinde tuttuğunu be-
lirtiyorlar.
Adını açıklamak istemeyen ancak uzun süredir
hac seyahati gerçekleştiren bir turizm şirketinin
üst düzey yetkilisi de hac organizasyonunda yet-
ki verilen A grubu seyahat acentelerine getirilen
yıllık 1 milyon dolarciro şartmınözelliklebuşart-
lan yerine getiremeyen Islamcı kesim acenteleri-
ni rahatsız ettiğıne dikkat çekerek şunları söyle-
di:
"Bu şarb yerinegetiremeyen acentelerin büyük
çoğunluğu Milli Görüş'e bağlı acenteler. Bu acen-
tclersadece 15 trilvonluk pastan pay almak için sa-
dece hac döneminde ortaya çıktıklan için istcnen
şartian yerine getiremiyor.1
"
Misilleme
Refah
TRT'de
ortağını
kenara itti
HLLYAKAR.\BAĞH
ANKARA-DYP'nin
ağırlığını koyduğu
gerekçesiy le TRT Genel
Müdürlüğü aday listcsine
tepkisini. atamayı askıya
alarak yapan RP. haber
bültenlerinde avantajlı
duruma geçti.
MuhaleteneykenTRT
ekranından istediği ölçüde
yararlanamayan RP. genel
müdür boşluğundan da
yararlanarak ana haber
bültenlerinde süre
yönünden DYP'ye karşı
ayantaj sağladı. ^
Başbakan Necmettin " * w
Erbakan ın. TRT Genel -
Müdürlüğü'ne atama
yapmayı Afrika gezisine
ilişkin kararnamenin
imzalannın DYP'li
bakanlarca
tamamlanmasına
bağladığına işaret edildi.
Demirel de sıcak
bakmıyor
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirerın de olası
spekülasyonlan dıkkate
alarak akrabası \e TRT
\'önetim Kurulu üyesi
Tuncer Enginertan'ın
genel müdürlüğüne sıcak
bakmadığı bildirildi.
Radyo ve Televizyon Üst
Kuriılu'nun(RTİJK.)
hükümete TRT Genel
Müdürlüğü için yaklaşık 1
a> önce bildirdiği üç
adayla ilgili sorun
aşılamadı.
Adaylar arasında RP'li
isimlerin yer almamasına
tepki gösteren hükümet
ortağı RP. geçiş sürecinden
yararlanma yolunu seçti.
TRT Genel Müdürlüğü
boşluğundan yararlanan
RP'nin. TRT'nin ana haber
bültenlerinde süre
yönünden DYP'ye önemli
ölçüde fark yaptığı
bildirildi.
Çiller ve Gül devrede
Vekâletle vönetilen
TRT'de. RP'li Devlet
Bakanı AbduilahGül'ün
haber sıralamasında ve
seçimınde söz sahibi
olduğu belrrtılirken.
DYPGenel Başkanı.
Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Tansu
Çiller'in Basın
Müşa\ iri ve TRT Yönetim
Kurulu üyesi Mehmet
Bican'ın bültenlerdeki
etkisini geri plana çektiği
bildirildi.
TRT çevreleri.vargı
karanyla göre\ i düşürülen
Tayfun Akgüner'in genel
müdürlüğü döneminde
Akgüner'e karşı olumsuz
tutumuyla dikkat çeken
Mehmet Bican'ın. Hacı Ali
Demirel'in damadı Tuncer
Enginertan'ın genel müdür
olması için kollan
sıvadığını dile getirdiler.
Bican ile Enginertan'ın
TRT Yönetim
K.urulu'ndaki uyumlu
çalışmalanna dikkat çeken
TRT yetkililen.
Engınertan'ın genel müdür
olması durumunda
TRT'nin idan anlamda da
DYP'nin etkisıne
gıreceğine işaret ettiler.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Hiç mi Değişmediler?..
Bundan bir süre önce bu sütunda yayımlanan,
"Değişen Kim?" başlıklı yazım, çoğunlukla arka-
daşlarımdan gelen bir dizi eleştiriye neden oldu.
Kimi okurlarım anımsayacaklardır, ama ben kısa-
ca yeniden özetlemek istiyorum. O yazının ana dü-
şüncesi, şu anda hükümet ortağı olan iki partinin
ve liderlerinin, çok büyük bir değişiklik içinde olma-
dıkları iai. Daha ilk ortaya çıktıklan andan itibaren
önce Milli Selamet Partisi'nde, daha sonra da Re-
fah Partısi'nde, "ılımlılardan radikallere" uzanan bir
yelpaze olduğunu; Doğru Yol Partisi içinde de, ik-
tidar olma "açlık ve iştahının" her şeyin önüne ge-
çen bir biçimde var olduğunu dile getiriyordum.
"Insaf" diye karşı çıktı kimi arkadaşlarım, "Erba-
kan Hoca'nın kendini 'gerçek' Atatürkçü ve laik i-
lan etmesi, Anıtkabir defterine Atatürk övgülerı
düzmesi; Tansu Çiller'/n elde tespih 'Sıyaset dinin
hizmetindedir' diye konuşması, bunlann ciddi bi-
çimde değiştiklerini göstermiyor mu? Bundan iki
yıl önce böyle davranırfar mıydı, böyle konuşuriar
mıydı?"
Doğrusunu isterseniz, ben o yazıyı kaleme aldı-
ğım zaman, Tansu Çiller "Siyaset dinin hizmetinde-
dir" incisini (!) henüz dile getirmemiş, TBMM DYP
Grup Toplantısı'nda, elde tespih gazetecilere poz
vermemiş ya da en azından böyle resim çekilme-
sinden rahatsız olmamıştı. Fakat yazımın ana dü-
şüncesınin doğru olduğuna hâlâ inanıyorum.
Gerek MSP zamanında, gerekse RP zamanında
Necmettin Hoca, hep ılımlı davranış ve konuşma-
ları yeğlemiştir. Parti içindeki "radikaller" ya da bir
başka deyimle "katılıktan yana" olanlar, iktidar ol-
mak ve iktidarda kalmak uğruna hep çenelerini kıs-
mak zorunda kalmışlardır. Tabii iktidarda olmanın ni-
metlerinden sonuna dek yararlanmasını da bilmiş-
lerdir. Her iki tarafın tutumlarının Müslümanlığa ne
derece yakıştığı da tartışılması gereken ayrı bir ko-
nudur.
Doğru Yol Partisi ve onun öncesindeki Adalet
Partisi, tipik birer kadro partisi özelliğindedirier. Bu-
nu geçen yazımda da vurgulamıştım. Bu tür parti-
ler seçim dönemlerinde "kitleselleşirier". Ve iktidar
olmak ya da iktidarın ciddi bir biçiminde "alterna-
tifi" olmak zorundadırlar. Zaten eğer bu izlenimi
uyandıramazlarsa, silinir giderler.
Bugün Doğru Yol Partisi'nin yöneticileri ve millet-
vekilleri iktidar olmaya ne denli koşullanmış durum-
daysalar, parti örgütleri ve hatta seçmenleri de o
denli koşullanmış durumdadırlar. "iktidar", bu tür
partilenn varlık ve variıklarını sürdürebilme nedeni-
dir.
Sanıyorum 1987 Mılletvekili Genel Seçimle-
ri'nden önceydi. Antalya'ya giden Süleyman De-
mirel'i karşılamak isteyen DYP seçmenleriyle po-
lis arasında çatışma çıktı. Ve kimi DYP'liler adama-
kıllı hırpalandılar. Hiç alışık olmadıkları bir davranış
biçimiydi bu. Şaşkına döndüler. Ve sanıyorum o
olaydan sonra Demirel 1987 seçimlerinin hedefini
küçülttü ve "çekirdekbirgnıp" kurmanın mücade-
lesine başladı. Ve gerçekten 1987 sonrasında siya-
sete yeni atılıyormuşçasma çalışmaya başladı. Ve
bu çabayla 1991 Milletvekili Genel Seçimleri'nde
yüzde 30 oy topladıktan sonra, Özal'ın ölümü üze-
rine başbakanlığı bırakarak Çankaya'ya "kaçması-
nı" mazur gördüm... Ama daha sonra Tansu Çiller'le
baş başa kalan Erdal inönü'nün bu işı götüreme-
mesi de çok doğal.
Eğer Özal'dan sonra Demirel Çankaya hırsına ka-
pılmasa ve Çankaya'ya bir başkasını göndererek
koalisyonu sürdürseydı, sanırım bugünkü sorunla-
rm pek çoğunu yaşamazdık. Neyse, bunlar artık
gerilerde kaldı...
1995 Milletvekili Genel Seçimleri'nden sonra Tan-
su Çiller'in laiklik ve Atatürkçülüğü öne çıkarması-
nın temel nedenleri; hem partisinin içindeki "dev-
let uzantısı" milletvekillerini tatmin etmek ve hem
de ANAP'ın RP ile bir koalisyon kurmasını engelle-
mek idi. Zira ANAP'ın yapısı ve en azından seçmen-
lerinin bir bölümü, RP ile koalisyon kurmalarına
DYP'den çok daha uygundu.
Ancak ANAP-RP koalisyonu, tam tabiriyle
"90'dan döndü" ve değişimli başbakanhk formü-
lüyle ANAYOL koalisyonu kuruldu. Tansu Çiller baş-
bakanlıkta ilk sırayı boşuna vermemişti. Fakat Me-
sut Yılmaz çetin ceviz çıktı, "el köftelerine" tav ol-
madı. Ve ANAYOL kısa sürede çöktü.
ANAYOL'un yıkılmasından sonra yurtdışında ve
yurtiçinde sürdürülen "laiklik" kampanyası da,
ANAP-RP koalisyonu korkusunun temeline daya-
nıyordu. Zaten DYP Meclis Grubu da, kısa sürede
tadını aldığı ve alıştığı iktidarın gitme korkusuna ka-
pılmıştı. Hemen her şeye razıydı.
Erbakan Hoca, kimi konularda cin gibidir. Sinir
bozucu bir biçimde, "çatır çatır" pazairlık eden bir
Mesut Yılmaz yerine, tam bir "teslimiyet" içindeki
Çiller'i yeğledi.
ANAP'ın RP ile koalisyon yapması gündemde
iken, ANAP'lı kadınlar izlenimini vererek mitingler
yapan DYP'Iİ hanımlar nerede şimdi? Nerede TB-
MM'yi basacak kadar "laik" ve "Atatürkçü" geçi-
nen hanımlar? Kendı köşelerinde iktidarın nimetle-
rini kendi çaplarında paylaşıyorlar. Laiklik falan
umurlannda değil...
Çiller DYP Başkanlığı'ndan kolay kolay düşürü-
lemez. Ama DYP Meclis Grubu (eğer istese) Çiller'i
frenleyebilir. Ama ya daha sonrası?.. iktidar olma-
manın maliyetini nasıl öderler?
TURBAN'da suçlanan genel müdür hem millet-
vekili hem de kendisi için kurulan komisyonda üye.
Böyle şey duyulmuş. işitilmiş değildir. Ama ortada
büyük çıkarlar var. Ve hepsi kendince bir pay kapı-
yor.
Çiller'in elindeki tespihten çok daha önemli tes-
pihler var, zincirler var. Menfaat zincirleri, menfaat
tespihleri. Ve bunlarda bir noktada kopma olursa
bütün tespihler darmadağın olur.
"Siyaset dinin emrindedir' cümlesine gelince...
inanıyorum ki, ne anlama gelebileceğini düşün-
memiştir. Düşünse, söylemezdi.
Gün
Y*r
PANEL
Cumhuriyetin Dinamikleri
İlhan Selçuk
(Yazar)
Doğu Perlnçek
(İP Genel Bafkanı)
Ali Topuz
(CHP Genel Başkan Yardımcısı)
Yöneten
İsmet Kemal Karadayı
(Yazar, Şaır, Hukukçu)
2 Kasım 1996 Cumartesi Saat 15:00
Caddebostan Küttür Merkezi
Plajyolu, Haldun Taner Sk. Caddebostan
^ PARTİSİ
KAOKÛY LÇE ÛRGLtTÜ