13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Bordeaux'da yapılan Arkeoloji Filmleri Festivali'nde bu yılın teması Anadolu kültürleriydi 'Midas' jüri özel ödülünü kazandı VECDİ SAYAR 21-26 Ekim 1996 tarihleri arasında Fransa'nm Bordeaux kentınde düzenle- nen 5. Uluslaıarası Arkeoloji Filmleri Festivali'nde btr Türk filmi, Şükrü Kü- nüçen'in yönettiği "Midas" jiiri özel ödülünü kazandı. Geçen yıllarda Yunan ve Mısır uygarlıklannı işleyen ve gele- cek festi\alde Roma uygarlığını konu alacak olan fesrıvalde, bu yıl Anadolu kültürleri ana tema olarak seçilmişti. Programın "Küçük Asya" başlığı altın- da yer alan bölümünde Anadolu'da ya- şamışçeşitli uygarlıklara ilişkin arkeolo- jik filmler sunuldu, sergiler açıldı. 1CRON0S adını taşıyan ve iki yılda bir tekrarlanan festival, Phippe Dort- he'un yönetimınde dünyanın en önemli arkeolojik filmler festıvallerinden bin, belki de birincısi. Bu yılki programda Fransa, Italya. Almanya, Belçika, lsviç- re, Bulganstan. Ispanya ve Türkiye'den 46 filmın yer aldığı yanşmanın yanı sı- ra Italyan belgesel yönetmenı Francesco Alüata'ya aynlmış birde retrospektif yer alıyordu. Programın Anadolu uygarlık- lanna aynlan bölümünde "Truva" \e "Çatalhöyük"'kazılannı konu alan iki Alman yapımı ıle TRT, Istanbul Üniver- sitesi Film Merkezi ve MTV yapımı filmler göstenldi. Bubölümde sunulan İstanbul Ünıver- sitesi Film Merkezi yapımlanndan "Çi- ni", Aziz Albek'in, "Eski Antalya'nın SularT ise Azız Albek - Sabahattin Evu- • Dünyanın en önemli arkeolojik filmler festivallerinden biri olan ICRONOS'ta bu yıl Şükrü Künüçen'in yönettiği 'Midas' Jüri Özel Ödülü'nü kazandı. Bu alanda gerçekten başanlı olan Fransız filmlerinin ödülleri topladığı festivalde, Türk yapımlannın tümüne özel bir mansiyon verildi. Festivale katılma aşamasında, sergılerin gerçekleşmesinde yaşanan bütün zor koşullara karşın Türkiye, bir ödülle dönmeyi başardı. Kırk yılda bir elimize geçen bir fırsatı daha iyi değerlendirebilirdik. boğlu'nun imzalarını taşıyordu. Türk belgesel sinemasının öncüleri arasında yer alan iki belgesel, görüntü kalitesinin yetersizliğine karşın ilgi çekti. TRT de festivale Ertuğrul Karslıoğlu'nun "Fı- rat'ınTürküsü",MlgünSuna'nın "Ana- dolu'da Bir Heykel Okulu", "Hitit Uy- garüğı" ve "Anadolu'da Tarih", Zeynel Elçioğlu'nun "Uygarlıklar Ülkesi Ana- dolu'" ve Tülin Eraslan'ın "Bir Damla Su Için* adlı filmleriyle katıldı. Gazi Üni- versitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Şükrü Künüçen'in "Midas" ve Evren Ann'ın "Ayasofya'dan Süleymaniye'ye" filmle- ri iİe birlikte toplam 10 Türk yapımı ka- tılmıştı yanşmaya. Aslında daha fazla Türk filmi gönde- rilmişti Bordeaux'ya, ama bir kısım film, festival broşürü basıldıktan sonra Fransa'ya ulaşmıştı. Cem Hakyemez'ın başkanlığını yaptığı Akitanya Fransız - Türk Dostluk Derneği üyelen, filmlerin simultane çevirisini de bizzat yaparak, festivale büyük ölçüde katkıda bulundu- lar. Programdaki filmler, Gazi Üniversi- tesı'nın ıkı değerlı oğretım üyesi. Hale Künüçen ve Şukrü Künüçen'in aylarsü- ren ısrarlıgayretlerisonucubırarayage- tirilebilmiş. Dışişlen Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü'müzün desteği ilefes- tivale ulaştınlabilmiştı. Arkeolojik film özel bir alan Bütün bu zor koşullara karşın Türkı- ye. bir ödülle dönmeyi başardı Borde- au.\'dan. Napolı Antropolojı Müzesi Mü- düru Francesco Fedele'nın başkanhğını yaptığı. Türkıve'den Doç. EnderV'ann- hoğlu'nun katıldığı uluslararasıjüri, Ber- nard Rebatel ve Beatrice Berge'nin yö- nettığı Fransız yapımı "BellekBoşluğu" adlı filmi büyük ödüle değer bulurken. Şükrü Künüçen'in yönettigı "Midas" adlı belgesele de "tarihseJ mirasa ilişkin duyaıiıuğı için jüri ödülü"nü vcrdi. 12 dakıkalık filmde Anadolu'nun en değer- li kültür hazinelerınden bırı olmasına karşın. yeterli bir korumaya sahıp olma- yan "Midas" anıtı konu ahnıvor. "Mi- das'" efsanesı ve Frigya uygarlığına iliş- kin bılgıler venldıkten sonra, anıtın ko- runmasına dönük hemen hıçbır şey ya- pılmaması eleştınlıyordu. Künüçen, ya- İın biranlatımlaışle\sel bir film yapma- yı başarmış, koruma bilıncinin yaygın- laşması doğrultusunda mütevazı bir adımatmıştı. Ne var ki Türkiye adına yanşan fılm- lerimizin çoğunluğu, bu alanda Avru- pa'dan ne kadar geride olduğumuzu gös- teriyordu. Kuşkusuz eksiklerimiz yalnız- cateknik alanda değildı. Herşeyi birden anlatmaya çabalayan, bu yüzden laf ka- labalığına boğulan, görsel anlatımdan çok sözel anlatımı yeğleyen filmler. se- yircivı btlmem ama benı bunalttı. Fılm- lenmız, güzel kartpostallann birbın ardı- na sıralandığı. bitmek bılmeyen tunstik filmler niteliğıni taşıyordu çoğunlukla. Arkeolojik filmın özel bir alan olduğu, bılımsellıkle sanatsal kaygının bütünleş- tiğı bir anlatıma gereksinim duyduğu herhalde pek algılanamıyordu ülkemiz- de. Yarışmada büyük ödülü kazanan "Bellek Boşluğu", Marsilya kıyılannda bulunan prehistonk kalıntılan konu alan çok ilginç bir yapımdı. Denızaltı arke- olojisini konu alan bir başka Fransız ya- pımı da Andrevv Snell ve Thierry Rago- bert'ın gerçekleştirdıği "Dünyanın 7. Harikası" adlı film, jüri özel ödülü ve halk ödülü aldı. "Archeologia'' dergisi tarafından konulan ve bir arkeoloğa ve- rilen "Bilim Ödülü* nün sahibı Jean- Jacques ve Abra-Pkot tarafından ger- çekleştirilen "İnsan, Demir, Kil ve Ateş" filmi aracılığı ile araş.tırmasını bizlere ileten Fransız arkeolog Jean-Claude LeUanc oldu. Jüri büyük özel ödülü de Jean-Pierre Thom'un "Kökenleri Do- ğurtanlar" adlı filminin oldu. Jürinin "arkeolojide uygulanan bilimsel metot- lar" ödülünü verdiği "Mafrak: Emevile- rin Izinde" adlı film de ılgınç Fransız yapımıydı. Jün, bu ödülün yanı sıra "ta- rihöncesinden bu yana Asya ve Avnıpa toplumlarına sunulan kültürel zenginli- ğin değerlendirilmesi ve ülkenin tarihsel mirasına ilişkin duvariılıkyaratmaçaba- sı nedeniyle" festivale katılan Türk va- pımlannın tümünü özel bır mansıyonla anmayı unutmadı. Hugues Fontaine ta- rafından hazırlanan "Anadolu-Fırat" sergisi, Kültür Bakanlığı Anadolu Mede- niyetleri Müzesi tarafından hazırlanan "Anadolu Medeniyetleri" fotoğraf ser- gisi ile Fransız Kültür Merkezi'ne bağlı Anadolu Araştırmalan Enstitüsü'nce (Stefanos Yerasimos'un yönetıminde) hazırlanan "Anadolu'da Kan Alanlan" konulu sergiler de açıldı. AST'ın 'İnadına Yaşamak' adlı oyunu Samsun'da iptal edildi AST 'inadına' oynayacak AN KARA (Cumhuriyet Bürosu)-Ankara Sanat Ti- yatrosu'nun (AST) "İna- dına Yaşamak" adlı oyu- nunun göstenmı Sam- sun'da !l Milli Eğıtim Mü- dürlüğü'nce engellendı. Ankara Kültür Sanat Plat- formu(AKSP)olayı kınar- ken, AST'tan yapılan açık- lamada, "Oyunlanmızı inadına inadına «ynavaca- ğız" dendı. Yazar Metin Balay'ın yapıtından. Altan Erkek- If'nin oynadığı tek kişilik "İnadına Yaşamak" adlı oyunun Samsun'da sergi- lenmesı engellendi. Samsun 19 Mayıs Lise- si Salonu'nda. 26 ekim gü- nü oynanması için gerekli işlemleri yapılan ve salon kirası yatınlan "inadına Yaşamak" oyununun bü- tün biletleri satılmasına karşın, gösteri Samsun II Mılli Eğitim Müdürü tara- fından sözlü olarak iptal edildi. Oyunun gösterim tarihi 26 ekim olmasına karşın, gösterinın yapılamayaca- ğına ilişkin resmi yazı 28 ekimde AST oyunculan- nın eline geçtı. AST. iptal işleminin yanısıra ildeki bazı polislerin tavnnın da "dikkat çekici"olduğunu açıkladı. AST'ın konuya ilişkin açıklamasında şöy- le denildı: AKSP'den kınama "•Heryerde ve özellikle Samsun'da rüm oyunlan- mızı "inadına inadına' oy- nayacağımızı duyururuz. Çünkti bizim oyunlanmız ' Yaşamak "bır ağaç gibı tek ve hür / Ve bir orman gıbi kardeşçesıne' olsun diye- dir." AKSP de, konuya iliş- kin bir açıklama yaparak, uygulamayı kınadı. Açık- lamada. "Genel olarak de- mokratik hak ve özgürlük- lere. özel olarak sanata yö- nelik sürdürülen her rtirlü baskıya karşı çıkacağımı- zı, AST'ın ve baskı gören, yasaklanan rüm sanat ku- nımlannj ve etkinlikJerini destekleyeceğimizi hay- kınvonız" dendi. 'Kararlarda Aksoy gülümsüyor' • Ömer Asım Aksoy ölümünün 3. yıhnda Dil Derneği'nin düzenlediği toplantıyla anıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, mahkemenin kararlannda Aksoy'un hep gülümsediğini, kararlann yüzde ,99'unun öztürkçe olduğunu söyledi. ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) - Dilbilimci, eski ÇHP Milletvekih, hukukçu Omer Asım Aksoy 3. ölüm yıldönümünde Dil Derne- ği'nin düzenlediği toplan- tıyla anıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Öz- den, "Övgülerin en güzeli taklit edilmektir" derken, "Anayasa Mahkemesi ka- rarlannda Ömer Asım Ak- soy'un güJümsediğini gö- rürsünüz" dedi. Ömer Asım Aksoy, Dil Derneği'nin Çankaya Bele- diyesi Kültür Merkezi'nde düzenlediği toplantı ile anıldı. Toplantıya, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden. Aksoy'un oğlu Prof. Dr. Suat Aksoy, Türk Dil Kurumu eski uz- manlan Aysel Dikmen,Tay- yibe Uç v e yazar Sevgi Özel konuşmacı olarak katıldılar. Toplantının açılışında konuşan Dil Derneği Baş- kanı Şerafettin Turan. Ak- soy'un 95 yıllık yaşamının 75 yılını Türkçe'ye adadığı- nı söylerken, "Aksoy, yaşa- Yekta Göngör Özden, Anayasa Mahkemesi'nin de Aksoy'un yolundan gittiğini söyledi. mı boyunca dil devrimini sa- vunmuş ve genişletmiştir" dedi. Aksoy'un kendı sesınden dinlenen yaşamının ardın- dan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden, konuşma- sına "İnsanJarın sözleriyle eylemleri arasında ay kınlık olduğu dönemde, Aksoy, bir güneş gibiparlanuşür" diye başladı. Özden, sözlerını şöyle sürdürdü: "En iyi övgü taklit edil- mektir. Anayasa Mahkeme- si kararlannda da Aksoy'un hep tebessüm ettiğini görür- sünüz. Kararlann yüzde 99'unda öz Türkçe göriir- sünüz. Çünkü Anayasa Mahkemesi de Aksoy'un yolunda gidiyor. Yitirdiği- miz insanlan anmanın bir çok yolu vanür. Biz de böy- le anıyoruz." Aksoy'un oğlu Suat Ak- soy da babasının sabırlı an- cak mücadeleci yanından sözederken. anılannı dinle- yenlere aktardı. Konuşma- cılar, Aksoy'un kışılıği ve bilimsel çalışmalan hakkın- da bilgiler verdiler. 5 kasımadek sürecek festivalde Uluslararası Festival Jürisrnin belirieveceği filmlere en iyi film. ikinci film ve üçüncü film ödülleri verilecek. Festivalde yanşacak filmler arasında Kutluğ Atanıan'ın "Karanhk Sular" filmi de ver alıvor. DUŞUNCEYE SAYGI Köln'de 'Tiirkiye Film Festivali' yapdıyor Kümlr Servısi - Köln'de 1991 yı- lındanbu yana vapılmakta olan 'Si- nema Günfcri', bu vıl 'Köln Türki- ye Film Festivali' adıyla düzenlenı- yor. Köln Büyükşehir Beledıve Baş- kanı NorbertBurger'ın katkılanyla gerçekleştirilecek festivali Köln Be- lediyesı Kültür Dairesı. Köln Valı- lıği. Alman Dışışlen Bakanlığı Kül- tür Bölümü, Köln Gençlık Film Ku- lübü \ r e WDR Radyo-Televizyon Kurumu desteklıyor. Festivalin başkanlığını ünlü Al- man yönetmen Prof. Jeanine Me- erapfel ve Ankara Uluslararası Film Festivali Başkanı MahmutTaliÖn- gören yapıyor. Köln Türkiye Film Festivali'nde Ulusiararası Festival Jünsi'nin be- lirleyeceği, 'En İyi Film', 'İkinci Film' ve 'Üçüncü Film'e sırasıv la 5 bin, 3 bin ve bın mark verilecek. Ay- nca 'En İyi Yönetmen', 'En İyi Ka- dın Oyuncu' v e 'En İyi Erkek Oyun- cu' seçilecek. Bu yılki festival jürisi şu ısımler- den oluşuyor: Ayşim Alpman (\VDR). Uifried Reichart (WDR), L'te Casper (ARTE). Arzu Toker (WDR). Joachim von Mengerha- usen (VV DR). Hans Peter Metzler (ARTE). Dr.\VinfriedGellner(Köln Kültür Dairesı). GeorgiosTsapanos (Bonn. filmeleştırmeni). RenanDe- mirkan (sinema, tiyatro sanatçı- sı),HüseyinErdem(WDR). DrVVer- ner Barg (Medya Sanat Yükseko- kulu). Tevfik Başcr (yönetmen). Atilla Dorsav (sinema yazan), Zey- nep Oral (sanat eleştirmeni) Festivalde yanşacak filmler ıse. 'Düş Gerçek \e Birde Sinema' (Tür- kive 1995. Yön. Tülay Eratalav). 'Özlem Düne. Bugüne, Yarına' (Türkiye 1995. Yön: Tülay Erata- lav). '80. Adım'( Türkiye 1995. Yön: Tomns Gıntlıoğlu). 'Gerilla' (Tür- kiye 1995, Yön. Osman Sınav).'So- kaktaki Adam' (Türkiye, Yön: Bı- ket İlhan). 'AşkÖlümdenSoğuktur' (Tıirkıye 1995 Yon. Canan Gere- de), 'Sekizinci Saat' (Türkiye 1995, Yön: Cemal Gözütok). -SoğukGe- celer' (Türkiye 1995, Yön: Kadir Sözen). 'Karanlık Sular' (Türkiye 1995. Yön: Kutluğ Ataman). "Atıf Yılmaz ve Türkân Şoray Filmleri Özel Gösterimi" çerçeve- sınde ıse 'Talihli Amele' (1980), 'Selvi Boylum AJ Yazmalun'(1978), 'Gece, Melek ve Bizim Çocuklar' (1994). 'Mine' (1982) ve 'Bir Yu- dum Sevgi' (1984) göstenlecek. Festıvalde uzun merrajlı Türk filmleri yanşmasına ek olarak, Türk ve Av rupah kısa ya da belgesel film yönetmenlerin yapıtlan ılk kez bir- likte sergilenecek, Alan Parker'ın 'Geceyansı Ekspresi', Xavier Kol- ler'ın 'Umuda Yolculuk'. Elia Ka- zan'ın 'Amerika, Amerika'. Jules Dassinıtı 'Topkapı' adlı filmleri 'Yabancı yönetmenlerin Türkiye filmleri'başlığı altındagösterilecek. Festivalin Köln Gençlik Film Klü- bü tarafından düzenlenen bır başka bölümünde ise Kadir Sözen'in 'So- ğuk Geceler', Ömer Kavur'un 'Yu- sufileKenan'. MustafaAlnokların 'İstanbul Kanatlanmın Altında', Canan Gerede'nın 'Aşk Ölümden Soğuktur', Atıf Yılmaz'ın 'Berdel' ve Nesli Çölgeçen'in 'İmdat ile Za- rife' adlı filmleri Avrupalı sanatse- verlerle buluşacak. Aynı bölümün bir başka ağırlık noktasını da Almanya'da yaşayan Türkiye kökenlı gençlerin yaptığı ve kendı yaşamlannı konu alan filmler oluşturuyor. Bu bölüm çok sayıda Türkiyeli gencin katıldığı amatör vıdeo ya- pımlannı ıçeren bir programla ta- mamlanıyor. Festivalde aynca, Türkiye ve Av- rupa'da çekilmış 'İnsan Haklan' ve 'Göç' konulannı işleyen program ve Atıf Yılmaz'ın Türkan Şorayağır- ltk.li filmlerinden oluşan toplu gös- tensı de yer alıyor. Theater am Rudolfplatz'da Mus- tafa Altıoklar'ın "İstanbul Kanatla- nmın Ahında' filmiyle açılan festı- valde film gösterimlerinin yanı sıra açık oturumlar, Türkiye'den gelen sinemacılarla söyleşiler düzen- lenecek. Doksan yaşında ölen Marcel Came, bir dönem sinema efsanesi yaratmıştı Sinemaya aşkı hiç tükenmedi • 1974'te çektiği son filmi, fotoğraf kolajlanndan oluşan ve 'încil'i konu alan bir yan belgeseldi. Sinemanın 100. yılı dolayısıyla Fransa'da gerçekleştirilen kutlamalara katılarak hâlâ dipdiri olduğunu kanıtlayan Carne'ı sinemadan uzaklaştıran, ilerleyen yaşı değildi. Çünkü sinema aşkı hiçbir zaman tükenmemişti. Kültür Servisi - 1930"lar ve 1940'larda vaptığı fılmlerle bır sinema efsanesi yaratan Fransız vönehnen Marcel Came salı günü Paris vakınlanndaki Calamart'taki hastane- de öldü. Doksan yaşında ölen sanatçı "Les Enfants du Paradis" (Cennetın Çocuklan) ve "Hotel du Nord" adlı klasikleşmiş film- leriyle büyuk üne kavuşmuş, İkinci Dünya Savaşf ndan sonra yaklaşık otuz yıl boyun- ca sinema çalışmalarını sürdürmüştü. An- cak bu çalışmalan nitelik açısından ve tica- n başanlan bakımından pek 30 ve 40'lann fılmlerine yaklaşamayan filmlerdı. Emektar yönetmen 20 yıllık bir aradan sonra 1992 yıhnda 83 yaşındayken yeniden setlere dönmeyi ve 19. yüzyıl Fransız yaza- rı Guy de Mauppassant'ın 1875 yıhnda ge- çen "Mounche" adlı öyküsünü ekrana taşı- mayı denemışti. İzlenimcılik akımının sanat dünyasına gırdıği dönemi anlatacak oian filmde beş genç adam ve beşinin de âşık olduğu ressa- mın modelının yapacağı yolculuk anlatıla- caktı. Ancak sanatçının bu son projesi de maddi kaynak yetersızliği nedeniyle başan- sızlıklasonuçlandı. Carne, ılerlemış yaşına karşın 1992 Can- nes Film Festivali'nde her gece sabahlara ka- dar süren partilere katılarak ve herkese 'Hâ- lâ enerji doluyum ve taptazeyim' diyerek gü- cünü kanıtlamıştı. 1906 yıhnda doğan Came, babaannesi ve halası tarafından yetiştirildi. Sonra sıgorta- cı olmayı tercih etti. Başından beri sinema hayranı olan sanatçı Fransız sanat okulların- da sinema kurslan olmadığı için fotoğrafçı- lık kurslanyla yetindi. Sonunda Fılm-Heb- do smema dergisinin yönetıcı1iğine yükselen Came, dergı sahibinin CharlieChaplin'ı ye- ren bir yazısından ötürü dergıden ıstıfa ettı. Bir film seti ziyaretmde yönetmen Jacques Feyder tarafından asistan olarak işe alman Came altı yıl sonra ılk uzun metrajlı filmini yönetme şansına sahipoldu: Jenny. Bu film- de şair Jacques Prevert ve müzisyen Joseph Kosma ile birlikte çalıştı. Carne'nin, Jean Gabin'e başrol verdiği 'Quai des Brumes' önemli gişe başansına imza atan bir yapım oldu. 1938 tarîhli 'L'HotelduNord'(kuzey Oteli) filmi ise yıllardır Fransız sinemasının klasiklennden biri olarak anıldı. Carne'nin kariyerindeki belirgin düşüş, şairdostu Pre- vert ile yollannın aynlmasından sonra baş- ladı. Bu sıralarda ortaya çıkan Fransız 'Yeni Dalga' akımı da onun klasık film anlayışına hıç uymuyordu. Emile Zola'dan uyarladığı 'Therese Raquin' adlı filmi (1953) seyirci- detı ilgi gördü. MEMET FUAT Kültür Şiiri Sevgili Ş, Bu sana yazdığım mektupların on bırıncısı oluyor Daha bir süre, söylediğım gibı. cumartesılerı buradan yazmayı sürdüreceğım. Sonra örnekler üzerınde ko- nuşmamız gerekırse 'Adam Sanat'a geçerız. Geçen mektubumun sonundakı sozler sana dokun- durma fılan değildı. Gereksız alınganlık edıyorsun. Yıllar yılı ortalama bır şıır yazıp kendıni buyuk şaır- ler arasında görenlerden soz edıyorum. Sen her za- man iyi şıır yazdın. Şıir beğenısı yuksek bır kımse ol- duğunu kimse yadsıyamaz. Benım sende karşı çıktı- ğım yön hep kapalılığın, şıınn kolaylıklarından yarar- lanmakta fazla ilerı gitmen olmuştur. Beşiktaş ıskelesinde karşılaştığımız gun, "Sürekli sözcüklerle oynuyor, her şeyı örtüyorsun, arkadaki insan, şaır görvnmüyor," demıştim. "Şiinn öyle birgörevı yoktur," dıye kestırıp atmıştın, bayağı öfkelenerek. Şıirınin niteliğinı değil, bir ozellığını eleştırdığımı, nı- ye bırtürlü anlamak ıstememıştın bılmem Ya lyıdır ya kötüdür, ya beğenırsın, ya beğenmezsın gibı sozler et- tindi... Neyse, uzatmayalım, sen benim ölçülerimle iyi bır şairsın. Kısacası o sözu seni düşünerek yazmadım. Kültur şıın konusunda soyledıklerıne genelde katıh- yorum. Ama çok aşırı gidıyorsun. Şıır bir bilgı aktarma alanı değıl, doğru, ama bır kültür olayı. Aynca şıırie ders de verilir, niye verılmesın!.. Başarabıldıkten sonra!.. Aslında kültür"û gunümüzde geçerli olan toplum- bılimsel anlamıyla anlarsak, her şıır kültür şıiridır. bırya- şam biçiminin urunudur. bır yaşam biçımıni yansıtır. Kültür şıiri bölumlemesını bu sozcüğü bılgı. ınanç, du- şünce dıye sınırlayanlar yapıyor. Hadı bız de oyle duşunelim. Bolümlemede daha da ileri gıdelim. Amaç, bır şeylerı anlatabılmek olduğun- da bu tür bölümlemeler ışe yanyor. Duygu şiiri ile duşünce şıın demiştık, sonra duşun- ce şiiri dedığımızı de boldük, kultur şııri ıle şıırie duşun- mek başka başka şeyler dedik. Şımdi bır de kültür şı- ırinı bölelim. Örnek vermeden de olur, çünkü çok iyi bıldiğın şa- ırlerden söz edeceğım. Asaf Halet Çelebi'yi düşün: Doğu gızemcılığıne il- gi duyan, Uzakdoğu dınleri üzerıne bılgıler edınmış, Mevlânâ, Mola Câmi, Naima, Ömer Hayyam uze- nne çalışmalar yapmış bir kışi. Şiirlerıni değışik kultürlerden edindığı bılgılerle örü- yor, süslüyor, bir hava yaratıyor. Uzaktakı, ya da geç- mişteki yaşam biçımlerının belirledığı inançlardan, du- şüncelerden, değerlerden yarartanarak, ıçinde yer al- madığı kültürlenn şıirienni yazıyor. Örnekse kendı Bu- dist değil, ama bakıyorsunuz, bır şiirinde Budızmın öğelenni kullanmış. Günumüze gelelım. Gençlere örnek olan usta bır şaır, Hilmi Yavuz, şı- irlerini Osmanlı kültüründen öğelerle ışlıyor. Bir Osmanlı gibı yaşadığı ıçın mı yapıyor bunu? Hayır. (yı öğrenım görmuş, bır sure Batı'da kalmış, çağcıl bır aydın. Sanatta geleneklerle kurulan bağın önemıni Batılı sa- natçılar gibi anlayıp değerlendınyor Osmanlılık, yaşamında da ılgınç bır sus durumun- da. Örnekse cebınde enfiye kutusuyla dolaşıyor 1940'ların Asaf Halet Çelebi'sı de, 1990'ların Hılmı Yavuz'u da bilgıye dayanan bır işin uygulayıcıları. Bıl- gi, akıl, ustalık önde. Ortaya konan kultur şıırı bır "kul- tür bilgisi"nin ürü nü. Şimdı bir de Asaf Halet Çelebi ıle aynı oğelerı kulla- nan bir Budıst şaırı duşun. Ya da Hılmı Yavuz'la aynı öğelerı kullanan bır Dıvan şaırını. Onlar ıçın bu oğele- ri kullanmak bir bilgı sorunu değıldir. Bu öğeler onla- rın şiirlerine kültürlennın doğal yansıması olarak gırer. Demek ki bir kültürün ıçinde yaşayan şaırle o kültü- ru dışardan bakıp bılgı olarak değerlendıren şaırın yaz- dıklan şıirler arasında önemli bir aynm var. Bırıne "kül- tür şiiri" dersek, öbürüne "kültür bılgısi şiırı" demelı- yiz. Çok ilginç bir durum da yazmaya çağdaş Türk şiirı- nin eteklerinde başlayıp sonradan bu şıire Islam kül- tür öğelenni sokanlarda ızlenıyor Bu şaırler herhalde bır sus nıtelığındekı enfiye kutu- suyla filan kalmıyor, islamın yaşam biçımıni butun yon- leriyle benımsıyortardır. Gene de "kültür bılgısi şıın" yazmanın ötesıne geçmelen kolay olmuyor. Aslında bütun bu bolümlemelere karşı olduğumu öncekı mektubumda söylemıştım. Gene soyluyorum: Şiirde duygu, duşünce, her şey iç içedır. Neyin ne ka- dar olacağı olçüp bıçılemez... Tıpkı yaşamdakı gibi... Sevgıler, selamlar... Mersin DOB yeni piyanoya kavuştu Kültür Servisi-Devlet Sa- natçısı piyanist GülsinOnav Mersin Devlet Opera \e Ba- lesı'ne alınan Yamaha mar- ka pıyanoyla ilk konsen ver- di. Eski Içel Valisi Gökhan Aydıner ve Eski Kültür Ba- kanı Fikri Sağlar'ın destek ve girişımlerıyle Külîür Merkezi Derneği Başkanı ışadamı Hanri Atat'ın çaba- sıyla sağlanan parav la Mer- sin DOB yeni piyanoya ka- vuştu. Geçen ocak avında TOBAV'ın 'Sanata Evet' et- kınlıklen kapsamında Mer- sin'de yönettiği konserde şef Hikmet Şimşek'ın. "Mersin Valisi'ne rica etmiyorum. emrediyorum. Mersin'e iyi bir piyano alın"demesınden sonra bırkaç ayda gerekh pa- ra toplanarak veni pivano- nun alınması sağlandı Eski Kültür Bakanı Fıkn Sağ- lar'ın da ız'edıûı konserde Mersin DOB Genel Müzık Dırektörü Nezih Seçkinın yönettiği, Giilsın ünav'ın solist olarak katıldığı kon- serde Chopin ve Bcetho- verTınvapıtlanseslendınldı KITAP FUARI'NDA BUGUN A SALONl 14.00- 16.00/ Panel: Gençlik Ne Kadar Okuyor, Düşünüyor, Üretiyor? Yöneten: Oğuz Kaan Sahcı Konuşmacılar: Ercan Karakaş. Burhan Şenatalar, Cem Erciyes, Özgür Doöan 16.00- 18 00 Panel: Cezmi Ersöz ıle Söyleşi 'Saçlannın Kardeş Kokusu', Günümüz Toplumunda Yalnızlık ve Sevgısızlik 18.00-20.00'Panel: Yavıncılıgın Sorunlan \e Korsan Baskılar. Yöneten: Ataol Behramoğlu Konuşmacılar. Avdın Ilgaz. Ceyhan Mumcu. Erdal Öz B SALONL 11.00- 12.00' Almanva'nın Sesi Edcbiyat Ödülü Lzerine Basın Toplannsı 12 00- 14 00 Sövle^ı 'V'ansı Roman' vc Özj aşam Ö> küsünde Yönsemeler Konuşmacı iar: İsmct Kür. Sennur Sezer. 16 00- 17.00 İstanhtıl Sanat Fuan TÜYAP Sanat Eleştirmeni Yanşması Ödülü Töreni 17.00- 19.00 Hılmı Yavtır ıle Söyleşi 'EdebKat ve Gelenek".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle