Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 KASIM1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Bordeaux'da yapılan Arkeoloji Filmleri Festivali'nde bu yılın teması Anadolu kültürleriydi
'Midas' jüri özel ödülünü kazandı
VECDİ SAYAR
21-26 Ekim 1996 tarihleri arasında
Fransa'nm Bordeaux kentınde düzenle-
nen 5. Uluslaıarası Arkeoloji Filmleri
Festivali'nde btr Türk filmi, Şükrü Kü-
nüçen'in yönettiği "Midas" jiiri özel
ödülünü kazandı. Geçen yıllarda Yunan
ve Mısır uygarlıklannı işleyen ve gele-
cek festi\alde Roma uygarlığını konu
alacak olan fesrıvalde, bu yıl Anadolu
kültürleri ana tema olarak seçilmişti.
Programın "Küçük Asya" başlığı altın-
da yer alan bölümünde Anadolu'da ya-
şamışçeşitli uygarlıklara ilişkin arkeolo-
jik filmler sunuldu, sergiler açıldı.
1CRON0S adını taşıyan ve iki yılda
bir tekrarlanan festival, Phippe Dort-
he'un yönetimınde dünyanın en önemli
arkeolojik filmler festıvallerinden bin,
belki de birincısi. Bu yılki programda
Fransa, Italya. Almanya, Belçika, lsviç-
re, Bulganstan. Ispanya ve Türkiye'den
46 filmın yer aldığı yanşmanın yanı sı-
ra Italyan belgesel yönetmenı Francesco
Alüata'ya aynlmış birde retrospektif yer
alıyordu. Programın Anadolu uygarlık-
lanna aynlan bölümünde "Truva" \e
"Çatalhöyük"'kazılannı konu alan iki
Alman yapımı ıle TRT, Istanbul Üniver-
sitesi Film Merkezi ve MTV yapımı
filmler göstenldi.
Bubölümde sunulan İstanbul Ünıver-
sitesi Film Merkezi yapımlanndan "Çi-
ni", Aziz Albek'in, "Eski Antalya'nın
SularT ise Azız Albek - Sabahattin Evu-
• Dünyanın en önemli arkeolojik filmler festivallerinden biri olan ICRONOS'ta
bu yıl Şükrü Künüçen'in yönettiği 'Midas' Jüri Özel Ödülü'nü kazandı. Bu
alanda gerçekten başanlı olan Fransız filmlerinin ödülleri topladığı festivalde,
Türk yapımlannın tümüne özel bir mansiyon verildi. Festivale katılma
aşamasında, sergılerin gerçekleşmesinde yaşanan bütün zor koşullara karşın
Türkiye, bir ödülle dönmeyi başardı. Kırk yılda bir elimize geçen bir fırsatı daha
iyi değerlendirebilirdik.
boğlu'nun imzalarını taşıyordu. Türk
belgesel sinemasının öncüleri arasında
yer alan iki belgesel, görüntü kalitesinin
yetersizliğine karşın ilgi çekti. TRT de
festivale Ertuğrul Karslıoğlu'nun "Fı-
rat'ınTürküsü",MlgünSuna'nın "Ana-
dolu'da Bir Heykel Okulu", "Hitit Uy-
garüğı" ve "Anadolu'da Tarih", Zeynel
Elçioğlu'nun "Uygarlıklar Ülkesi Ana-
dolu'" ve Tülin Eraslan'ın "Bir Damla Su
Için* adlı filmleriyle katıldı. Gazi Üni-
versitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Şükrü
Künüçen'in "Midas" ve Evren Ann'ın
"Ayasofya'dan Süleymaniye'ye" filmle-
ri iİe birlikte toplam 10 Türk yapımı ka-
tılmıştı yanşmaya.
Aslında daha fazla Türk filmi gönde-
rilmişti Bordeaux'ya, ama bir kısım
film, festival broşürü basıldıktan sonra
Fransa'ya ulaşmıştı. Cem Hakyemez'ın
başkanlığını yaptığı Akitanya Fransız -
Türk Dostluk Derneği üyelen, filmlerin
simultane çevirisini de bizzat yaparak,
festivale büyük ölçüde katkıda bulundu-
lar. Programdaki filmler, Gazi Üniversi-
tesı'nın ıkı değerlı oğretım üyesi. Hale
Künüçen ve Şukrü Künüçen'in aylarsü-
ren ısrarlıgayretlerisonucubırarayage-
tirilebilmiş. Dışişlen Bakanlığı Tanıtma
Genel Müdürlüğü'müzün desteği ilefes-
tivale ulaştınlabilmiştı.
Arkeolojik film özel bir alan
Bütün bu zor koşullara karşın Türkı-
ye. bir ödülle dönmeyi başardı Borde-
au.\'dan. Napolı Antropolojı Müzesi Mü-
düru Francesco Fedele'nın başkanhğını
yaptığı. Türkıve'den Doç. EnderV'ann-
hoğlu'nun katıldığı uluslararasıjüri, Ber-
nard Rebatel ve Beatrice Berge'nin yö-
nettığı Fransız yapımı "BellekBoşluğu"
adlı filmi büyük ödüle değer bulurken.
Şükrü Künüçen'in yönettigı "Midas"
adlı belgesele de "tarihseJ mirasa ilişkin
duyaıiıuğı için jüri ödülü"nü vcrdi. 12
dakıkalık filmde Anadolu'nun en değer-
li kültür hazinelerınden bırı olmasına
karşın. yeterli bir korumaya sahıp olma-
yan "Midas" anıtı konu ahnıvor. "Mi-
das'" efsanesı ve Frigya uygarlığına iliş-
kin bılgıler venldıkten sonra, anıtın ko-
runmasına dönük hemen hıçbır şey ya-
pılmaması eleştınlıyordu. Künüçen, ya-
İın biranlatımlaışle\sel bir film yapma-
yı başarmış, koruma bilıncinin yaygın-
laşması doğrultusunda mütevazı bir
adımatmıştı.
Ne var ki Türkiye adına yanşan fılm-
lerimizin çoğunluğu, bu alanda Avru-
pa'dan ne kadar geride olduğumuzu gös-
teriyordu. Kuşkusuz eksiklerimiz yalnız-
cateknik alanda değildı. Herşeyi birden
anlatmaya çabalayan, bu yüzden laf ka-
labalığına boğulan, görsel anlatımdan
çok sözel anlatımı yeğleyen filmler. se-
yircivı btlmem ama benı bunalttı. Fılm-
lenmız, güzel kartpostallann birbın ardı-
na sıralandığı. bitmek bılmeyen tunstik
filmler niteliğıni taşıyordu çoğunlukla.
Arkeolojik filmın özel bir alan olduğu,
bılımsellıkle sanatsal kaygının bütünleş-
tiğı bir anlatıma gereksinim duyduğu
herhalde pek algılanamıyordu ülkemiz-
de. Yarışmada büyük ödülü kazanan
"Bellek Boşluğu", Marsilya kıyılannda
bulunan prehistonk kalıntılan konu alan
çok ilginç bir yapımdı. Denızaltı arke-
olojisini konu alan bir başka Fransız ya-
pımı da Andrevv Snell ve Thierry Rago-
bert'ın gerçekleştirdıği "Dünyanın 7.
Harikası" adlı film, jüri özel ödülü ve
halk ödülü aldı. "Archeologia'' dergisi
tarafından konulan ve bir arkeoloğa ve-
rilen "Bilim Ödülü* nün sahibı Jean-
Jacques ve Abra-Pkot tarafından ger-
çekleştirilen "İnsan, Demir, Kil ve Ateş"
filmi aracılığı ile araş.tırmasını bizlere
ileten Fransız arkeolog Jean-Claude
LeUanc oldu. Jüri büyük özel ödülü de
Jean-Pierre Thom'un "Kökenleri Do-
ğurtanlar" adlı filminin oldu. Jürinin
"arkeolojide uygulanan bilimsel metot-
lar" ödülünü verdiği "Mafrak: Emevile-
rin Izinde" adlı film de ılgınç Fransız
yapımıydı. Jün, bu ödülün yanı sıra "ta-
rihöncesinden bu yana Asya ve Avnıpa
toplumlarına sunulan kültürel zenginli-
ğin değerlendirilmesi ve ülkenin tarihsel
mirasına ilişkin duvariılıkyaratmaçaba-
sı nedeniyle" festivale katılan Türk va-
pımlannın tümünü özel bır mansıyonla
anmayı unutmadı. Hugues Fontaine ta-
rafından hazırlanan "Anadolu-Fırat"
sergisi, Kültür Bakanlığı Anadolu Mede-
niyetleri Müzesi tarafından hazırlanan
"Anadolu Medeniyetleri" fotoğraf ser-
gisi ile Fransız Kültür Merkezi'ne bağlı
Anadolu Araştırmalan Enstitüsü'nce
(Stefanos Yerasimos'un yönetıminde)
hazırlanan "Anadolu'da Kan Alanlan"
konulu sergiler de açıldı.
AST'ın 'İnadına Yaşamak' adlı
oyunu Samsun'da iptal edildi
AST 'inadına'
oynayacak
AN KARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Ankara Sanat Ti-
yatrosu'nun (AST) "İna-
dına Yaşamak" adlı oyu-
nunun göstenmı Sam-
sun'da !l Milli Eğıtim Mü-
dürlüğü'nce engellendı.
Ankara Kültür Sanat Plat-
formu(AKSP)olayı kınar-
ken, AST'tan yapılan açık-
lamada, "Oyunlanmızı
inadına inadına «ynavaca-
ğız" dendı.
Yazar Metin Balay'ın
yapıtından. Altan Erkek-
If'nin oynadığı tek kişilik
"İnadına Yaşamak" adlı
oyunun Samsun'da sergi-
lenmesı engellendi.
Samsun 19 Mayıs Lise-
si Salonu'nda. 26 ekim gü-
nü oynanması için gerekli
işlemleri yapılan ve salon
kirası yatınlan "inadına
Yaşamak" oyununun bü-
tün biletleri satılmasına
karşın, gösteri Samsun II
Mılli Eğitim Müdürü tara-
fından sözlü olarak iptal
edildi.
Oyunun gösterim tarihi
26 ekim olmasına karşın,
gösterinın yapılamayaca-
ğına ilişkin resmi yazı 28
ekimde AST oyunculan-
nın eline geçtı. AST. iptal
işleminin yanısıra ildeki
bazı polislerin tavnnın da
"dikkat çekici"olduğunu
açıkladı. AST'ın konuya
ilişkin açıklamasında şöy-
le denildı:
AKSP'den kınama
"•Heryerde ve özellikle
Samsun'da rüm oyunlan-
mızı "inadına inadına' oy-
nayacağımızı duyururuz.
Çünkti bizim oyunlanmız
' Yaşamak "bır ağaç gibı tek
ve hür / Ve bir orman gıbi
kardeşçesıne' olsun diye-
dir."
AKSP de, konuya iliş-
kin bir açıklama yaparak,
uygulamayı kınadı. Açık-
lamada. "Genel olarak de-
mokratik hak ve özgürlük-
lere. özel olarak sanata yö-
nelik sürdürülen her rtirlü
baskıya karşı çıkacağımı-
zı, AST'ın ve baskı gören,
yasaklanan rüm sanat ku-
nımlannj ve etkinlikJerini
destekleyeceğimizi hay-
kınvonız" dendi.
'Kararlarda Aksoy
gülümsüyor'
• Ömer Asım Aksoy
ölümünün 3. yıhnda
Dil Derneği'nin
düzenlediği
toplantıyla anıldı.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta
Güngör Özden,
mahkemenin
kararlannda
Aksoy'un hep
gülümsediğini,
kararlann yüzde
,99'unun öztürkçe
olduğunu söyledi.
ANKARA. (Cumhuriyet
Bürosu) - Dilbilimci, eski
ÇHP Milletvekih, hukukçu
Omer Asım Aksoy 3. ölüm
yıldönümünde Dil Derne-
ği'nin düzenlediği toplan-
tıyla anıldı.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör Öz-
den, "Övgülerin en güzeli
taklit edilmektir" derken,
"Anayasa Mahkemesi ka-
rarlannda Ömer Asım Ak-
soy'un güJümsediğini gö-
rürsünüz" dedi.
Ömer Asım Aksoy, Dil
Derneği'nin Çankaya Bele-
diyesi Kültür Merkezi'nde
düzenlediği toplantı ile
anıldı. Toplantıya, Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden. Aksoy'un
oğlu Prof. Dr. Suat Aksoy,
Türk Dil Kurumu eski uz-
manlan Aysel Dikmen,Tay-
yibe Uç v e yazar Sevgi Özel
konuşmacı olarak katıldılar.
Toplantının açılışında
konuşan Dil Derneği Baş-
kanı Şerafettin Turan. Ak-
soy'un 95 yıllık yaşamının
75 yılını Türkçe'ye adadığı-
nı söylerken, "Aksoy, yaşa-
Yekta Göngör Özden,
Anayasa Mahkemesi'nin
de Aksoy'un yolundan
gittiğini söyledi.
mı boyunca dil devrimini sa-
vunmuş ve genişletmiştir"
dedi.
Aksoy'un kendı sesınden
dinlenen yaşamının ardın-
dan, Anayasa Mahkemesi
Başkanı Özden, konuşma-
sına "İnsanJarın sözleriyle
eylemleri arasında ay kınlık
olduğu dönemde, Aksoy, bir
güneş gibiparlanuşür" diye
başladı. Özden, sözlerını
şöyle sürdürdü:
"En iyi övgü taklit edil-
mektir. Anayasa Mahkeme-
si kararlannda da Aksoy'un
hep tebessüm ettiğini görür-
sünüz. Kararlann yüzde
99'unda öz Türkçe göriir-
sünüz. Çünkü Anayasa
Mahkemesi de Aksoy'un
yolunda gidiyor. Yitirdiği-
miz insanlan anmanın bir
çok yolu vanür. Biz de böy-
le anıyoruz."
Aksoy'un oğlu Suat Ak-
soy da babasının sabırlı an-
cak mücadeleci yanından
sözederken. anılannı dinle-
yenlere aktardı. Konuşma-
cılar, Aksoy'un kışılıği ve
bilimsel çalışmalan hakkın-
da bilgiler verdiler.
5 kasımadek
sürecek
festivalde
Uluslararası
Festival
Jürisrnin
belirieveceği
filmlere en iyi
film. ikinci film
ve üçüncü film
ödülleri
verilecek.
Festivalde
yanşacak filmler
arasında Kutluğ
Atanıan'ın
"Karanhk
Sular" filmi de
ver alıvor.
DUŞUNCEYE SAYGI
Köln'de 'Tiirkiye Film Festivali' yapdıyor
Kümlr Servısi - Köln'de 1991 yı-
lındanbu yana vapılmakta olan 'Si-
nema Günfcri', bu vıl 'Köln Türki-
ye Film Festivali' adıyla düzenlenı-
yor.
Köln Büyükşehir Beledıve Baş-
kanı NorbertBurger'ın katkılanyla
gerçekleştirilecek festivali Köln Be-
lediyesı Kültür Dairesı. Köln Valı-
lıği. Alman Dışışlen Bakanlığı Kül-
tür Bölümü, Köln Gençlık Film Ku-
lübü \
r
e WDR Radyo-Televizyon
Kurumu desteklıyor.
Festivalin başkanlığını ünlü Al-
man yönetmen Prof. Jeanine Me-
erapfel ve Ankara Uluslararası Film
Festivali Başkanı MahmutTaliÖn-
gören yapıyor.
Köln Türkiye Film Festivali'nde
Ulusiararası Festival Jünsi'nin be-
lirleyeceği, 'En İyi Film', 'İkinci
Film' ve 'Üçüncü Film'e sırasıv la 5
bin, 3 bin ve bın mark verilecek. Ay-
nca 'En İyi Yönetmen', 'En İyi Ka-
dın Oyuncu' v e 'En İyi Erkek Oyun-
cu' seçilecek.
Bu yılki festival jürisi şu ısımler-
den oluşuyor: Ayşim Alpman
(\VDR). Uifried Reichart (WDR),
L'te Casper (ARTE). Arzu Toker
(WDR). Joachim von Mengerha-
usen (VV DR). Hans Peter Metzler
(ARTE). Dr.\VinfriedGellner(Köln
Kültür Dairesı). GeorgiosTsapanos
(Bonn. filmeleştırmeni). RenanDe-
mirkan (sinema, tiyatro sanatçı-
sı),HüseyinErdem(WDR). DrVVer-
ner Barg (Medya Sanat Yükseko-
kulu). Tevfik Başcr (yönetmen).
Atilla Dorsav (sinema yazan), Zey-
nep Oral (sanat eleştirmeni)
Festivalde yanşacak filmler ıse.
'Düş Gerçek \e Birde Sinema' (Tür-
kive 1995. Yön. Tülay Eratalav).
'Özlem Düne. Bugüne, Yarına'
(Türkiye 1995. Yön: Tülay Erata-
lav). '80. Adım'( Türkiye 1995. Yön:
Tomns Gıntlıoğlu). 'Gerilla' (Tür-
kiye 1995, Yön. Osman Sınav).'So-
kaktaki Adam' (Türkiye, Yön: Bı-
ket İlhan). 'AşkÖlümdenSoğuktur'
(Tıirkıye 1995 Yon. Canan Gere-
de), 'Sekizinci Saat' (Türkiye 1995,
Yön: Cemal Gözütok). -SoğukGe-
celer' (Türkiye 1995, Yön: Kadir
Sözen). 'Karanlık Sular' (Türkiye
1995. Yön: Kutluğ Ataman).
"Atıf Yılmaz ve Türkân Şoray
Filmleri Özel Gösterimi" çerçeve-
sınde ıse 'Talihli Amele' (1980),
'Selvi Boylum AJ Yazmalun'(1978),
'Gece, Melek ve Bizim Çocuklar'
(1994). 'Mine' (1982) ve 'Bir Yu-
dum Sevgi' (1984) göstenlecek.
Festıvalde uzun merrajlı Türk
filmleri yanşmasına ek olarak, Türk
ve Av rupah kısa ya da belgesel film
yönetmenlerin yapıtlan ılk kez bir-
likte sergilenecek, Alan Parker'ın
'Geceyansı Ekspresi', Xavier Kol-
ler'ın 'Umuda Yolculuk'. Elia Ka-
zan'ın 'Amerika, Amerika'. Jules
Dassinıtı 'Topkapı' adlı filmleri
'Yabancı yönetmenlerin Türkiye
filmleri'başlığı altındagösterilecek.
Festivalin Köln Gençlik Film Klü-
bü tarafından düzenlenen bır başka
bölümünde ise Kadir Sözen'in 'So-
ğuk Geceler', Ömer Kavur'un 'Yu-
sufileKenan'. MustafaAlnokların
'İstanbul Kanatlanmın Altında',
Canan Gerede'nın 'Aşk Ölümden
Soğuktur', Atıf Yılmaz'ın 'Berdel'
ve Nesli Çölgeçen'in 'İmdat ile Za-
rife' adlı filmleri Avrupalı sanatse-
verlerle buluşacak.
Aynı bölümün bir başka ağırlık
noktasını da Almanya'da yaşayan
Türkiye kökenlı gençlerin yaptığı
ve kendı yaşamlannı konu alan
filmler oluşturuyor.
Bu bölüm çok sayıda Türkiyeli
gencin katıldığı amatör vıdeo ya-
pımlannı ıçeren bir programla ta-
mamlanıyor.
Festivalde aynca, Türkiye ve Av-
rupa'da çekilmış 'İnsan Haklan' ve
'Göç' konulannı işleyen program ve
Atıf Yılmaz'ın Türkan Şorayağır-
ltk.li filmlerinden oluşan toplu gös-
tensı de yer alıyor.
Theater am Rudolfplatz'da Mus-
tafa Altıoklar'ın "İstanbul Kanatla-
nmın Ahında' filmiyle açılan festı-
valde film gösterimlerinin yanı sıra
açık oturumlar, Türkiye'den gelen
sinemacılarla söyleşiler düzen-
lenecek.
Doksan yaşında ölen Marcel Came, bir dönem sinema efsanesi yaratmıştı
Sinemaya aşkı hiç tükenmedi
• 1974'te çektiği son filmi, fotoğraf kolajlanndan oluşan ve 'încil'i
konu alan bir yan belgeseldi. Sinemanın 100. yılı dolayısıyla
Fransa'da gerçekleştirilen kutlamalara katılarak hâlâ dipdiri olduğunu
kanıtlayan Carne'ı sinemadan uzaklaştıran, ilerleyen yaşı değildi.
Çünkü sinema aşkı hiçbir zaman tükenmemişti.
Kültür Servisi - 1930"lar ve 1940'larda
vaptığı fılmlerle bır sinema efsanesi yaratan
Fransız vönehnen Marcel Came salı günü
Paris vakınlanndaki Calamart'taki hastane-
de öldü. Doksan yaşında ölen sanatçı "Les
Enfants du Paradis" (Cennetın Çocuklan)
ve "Hotel du Nord" adlı klasikleşmiş film-
leriyle büyuk üne kavuşmuş, İkinci Dünya
Savaşf ndan sonra yaklaşık otuz yıl boyun-
ca sinema çalışmalarını sürdürmüştü. An-
cak bu çalışmalan nitelik açısından ve tica-
n başanlan bakımından pek 30 ve 40'lann
fılmlerine yaklaşamayan filmlerdı.
Emektar yönetmen 20 yıllık bir aradan
sonra 1992 yıhnda 83 yaşındayken yeniden
setlere dönmeyi ve 19. yüzyıl Fransız yaza-
rı Guy de Mauppassant'ın 1875 yıhnda ge-
çen "Mounche" adlı öyküsünü ekrana taşı-
mayı denemışti.
İzlenimcılik akımının sanat dünyasına
gırdıği dönemi anlatacak oian filmde beş
genç adam ve beşinin de âşık olduğu ressa-
mın modelının yapacağı yolculuk anlatıla-
caktı. Ancak sanatçının bu son projesi de
maddi kaynak yetersızliği nedeniyle başan-
sızlıklasonuçlandı.
Carne, ılerlemış yaşına karşın 1992 Can-
nes Film Festivali'nde her gece sabahlara ka-
dar süren partilere katılarak ve herkese 'Hâ-
lâ enerji doluyum ve taptazeyim' diyerek gü-
cünü kanıtlamıştı.
1906 yıhnda doğan Came, babaannesi ve
halası tarafından yetiştirildi. Sonra sıgorta-
cı olmayı tercih etti. Başından beri sinema
hayranı olan sanatçı Fransız sanat okulların-
da sinema kurslan olmadığı için fotoğrafçı-
lık kurslanyla yetindi. Sonunda Fılm-Heb-
do smema dergisinin yönetıcı1iğine yükselen
Came, dergı sahibinin CharlieChaplin'ı ye-
ren bir yazısından ötürü dergıden ıstıfa ettı.
Bir film seti ziyaretmde yönetmen Jacques
Feyder tarafından asistan olarak işe alman
Came altı yıl sonra ılk uzun metrajlı filmini
yönetme şansına sahipoldu: Jenny. Bu film-
de şair Jacques Prevert ve müzisyen Joseph
Kosma ile birlikte çalıştı. Carne'nin, Jean
Gabin'e başrol verdiği 'Quai des Brumes'
önemli gişe başansına imza atan bir yapım
oldu. 1938 tarîhli 'L'HotelduNord'(kuzey
Oteli) filmi ise yıllardır Fransız sinemasının
klasiklennden biri olarak anıldı. Carne'nin
kariyerindeki belirgin düşüş, şairdostu Pre-
vert ile yollannın aynlmasından sonra baş-
ladı. Bu sıralarda ortaya çıkan Fransız 'Yeni
Dalga' akımı da onun klasık film anlayışına
hıç uymuyordu. Emile Zola'dan uyarladığı
'Therese Raquin' adlı filmi (1953) seyirci-
detı ilgi gördü.
MEMET FUAT
Kültür Şiiri
Sevgili Ş,
Bu sana yazdığım mektupların on bırıncısı oluyor
Daha bir süre, söylediğım gibı. cumartesılerı buradan
yazmayı sürdüreceğım. Sonra örnekler üzerınde ko-
nuşmamız gerekırse 'Adam Sanat'a geçerız.
Geçen mektubumun sonundakı sozler sana dokun-
durma fılan değildı. Gereksız alınganlık edıyorsun.
Yıllar yılı ortalama bır şıır yazıp kendıni buyuk şaır-
ler arasında görenlerden soz edıyorum. Sen her za-
man iyi şıır yazdın. Şıir beğenısı yuksek bır kımse ol-
duğunu kimse yadsıyamaz. Benım sende karşı çıktı-
ğım yön hep kapalılığın, şıınn kolaylıklarından yarar-
lanmakta fazla ilerı gitmen olmuştur.
Beşiktaş ıskelesinde karşılaştığımız gun,
"Sürekli sözcüklerle oynuyor, her şeyı örtüyorsun,
arkadaki insan, şaır görvnmüyor," demıştim.
"Şiinn öyle birgörevı yoktur," dıye kestırıp atmıştın,
bayağı öfkelenerek.
Şıirınin niteliğinı değil, bir ozellığını eleştırdığımı, nı-
ye bırtürlü anlamak ıstememıştın bılmem Ya lyıdır ya
kötüdür, ya beğenırsın, ya beğenmezsın gibı sozler et-
tindi...
Neyse, uzatmayalım, sen benim ölçülerimle iyi bır
şairsın. Kısacası o sözu seni düşünerek yazmadım.
Kültur şıın konusunda soyledıklerıne genelde katıh-
yorum. Ama çok aşırı gidıyorsun. Şıır bir bilgı aktarma
alanı değıl, doğru, ama bır kültür olayı. Aynca şıırie ders
de verilir, niye verılmesın!.. Başarabıldıkten sonra!..
Aslında kültür"û gunümüzde geçerli olan toplum-
bılimsel anlamıyla anlarsak, her şıır kültür şıiridır. bırya-
şam biçiminin urunudur. bır yaşam biçımıni yansıtır.
Kültür şıiri bölumlemesını bu sozcüğü bılgı. ınanç, du-
şünce dıye sınırlayanlar yapıyor.
Hadı bız de oyle duşunelim. Bolümlemede daha da
ileri gıdelim. Amaç, bır şeylerı anlatabılmek olduğun-
da bu tür bölümlemeler ışe yanyor.
Duygu şiiri ile duşünce şıın demiştık, sonra duşun-
ce şiiri dedığımızı de boldük, kultur şııri ıle şıırie duşun-
mek başka başka şeyler dedik. Şımdi bır de kültür şı-
ırinı bölelim.
Örnek vermeden de olur, çünkü çok iyi bıldiğın şa-
ırlerden söz edeceğım.
Asaf Halet Çelebi'yi düşün: Doğu gızemcılığıne il-
gi duyan, Uzakdoğu dınleri üzerıne bılgıler edınmış,
Mevlânâ, Mola Câmi, Naima, Ömer Hayyam uze-
nne çalışmalar yapmış bir kışi.
Şiirlerıni değışik kultürlerden edindığı bılgılerle örü-
yor, süslüyor, bir hava yaratıyor. Uzaktakı, ya da geç-
mişteki yaşam biçımlerının belirledığı inançlardan, du-
şüncelerden, değerlerden yarartanarak, ıçinde yer al-
madığı kültürlenn şıirienni yazıyor. Örnekse kendı Bu-
dist değil, ama bakıyorsunuz, bır şiirinde Budızmın
öğelenni kullanmış.
Günumüze gelelım.
Gençlere örnek olan usta bır şaır, Hilmi Yavuz, şı-
irlerini Osmanlı kültüründen öğelerle ışlıyor.
Bir Osmanlı gibı yaşadığı ıçın mı yapıyor bunu?
Hayır. (yı öğrenım görmuş, bır sure Batı'da kalmış,
çağcıl bır aydın.
Sanatta geleneklerle kurulan bağın önemıni Batılı sa-
natçılar gibi anlayıp değerlendınyor
Osmanlılık, yaşamında da ılgınç bır sus durumun-
da. Örnekse cebınde enfiye kutusuyla dolaşıyor
1940'ların Asaf Halet Çelebi'sı de, 1990'ların Hılmı
Yavuz'u da bilgıye dayanan bır işin uygulayıcıları. Bıl-
gi, akıl, ustalık önde. Ortaya konan kultur şıırı bır "kul-
tür bilgisi"nin ürü nü.
Şimdı bir de Asaf Halet Çelebi ıle aynı oğelerı kulla-
nan bir Budıst şaırı duşun. Ya da Hılmı Yavuz'la aynı
öğelerı kullanan bır Dıvan şaırını. Onlar ıçın bu oğele-
ri kullanmak bir bilgı sorunu değıldir. Bu öğeler onla-
rın şiirlerine kültürlennın doğal yansıması olarak gırer.
Demek ki bir kültürün ıçinde yaşayan şaırle o kültü-
ru dışardan bakıp bılgı olarak değerlendıren şaırın yaz-
dıklan şıirler arasında önemli bir aynm var. Bırıne "kül-
tür şiiri" dersek, öbürüne "kültür bılgısi şiırı" demelı-
yiz.
Çok ilginç bir durum da yazmaya çağdaş Türk şiirı-
nin eteklerinde başlayıp sonradan bu şıire Islam kül-
tür öğelenni sokanlarda ızlenıyor
Bu şaırler herhalde bır sus nıtelığındekı enfiye kutu-
suyla filan kalmıyor, islamın yaşam biçımıni butun yon-
leriyle benımsıyortardır. Gene de "kültür bılgısi şıın"
yazmanın ötesıne geçmelen kolay olmuyor.
Aslında bütun bu bolümlemelere karşı olduğumu
öncekı mektubumda söylemıştım. Gene soyluyorum:
Şiirde duygu, duşünce, her şey iç içedır. Neyin ne ka-
dar olacağı olçüp bıçılemez...
Tıpkı yaşamdakı gibi...
Sevgıler, selamlar...
Mersin DOB yeni
piyanoya kavuştu
Kültür Servisi-Devlet Sa-
natçısı piyanist GülsinOnav
Mersin Devlet Opera \e Ba-
lesı'ne alınan Yamaha mar-
ka pıyanoyla ilk konsen ver-
di. Eski Içel Valisi Gökhan
Aydıner ve Eski Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar'ın destek
ve girişımlerıyle Külîür
Merkezi Derneği Başkanı
ışadamı Hanri Atat'ın çaba-
sıyla sağlanan parav la Mer-
sin DOB yeni piyanoya ka-
vuştu. Geçen ocak avında
TOBAV'ın 'Sanata Evet' et-
kınlıklen kapsamında Mer-
sin'de yönettiği konserde şef
Hikmet Şimşek'ın. "Mersin
Valisi'ne rica etmiyorum.
emrediyorum. Mersin'e iyi
bir piyano alın"demesınden
sonra bırkaç ayda gerekh pa-
ra toplanarak veni pivano-
nun alınması sağlandı Eski
Kültür Bakanı Fıkn Sağ-
lar'ın da ız'edıûı konserde
Mersin DOB Genel Müzık
Dırektörü Nezih Seçkinın
yönettiği, Giilsın ünav'ın
solist olarak katıldığı kon-
serde Chopin ve Bcetho-
verTınvapıtlanseslendınldı
KITAP FUARI'NDA BUGUN
A SALONl
14.00- 16.00/ Panel:
Gençlik Ne Kadar Okuyor,
Düşünüyor, Üretiyor?
Yöneten: Oğuz Kaan
Sahcı
Konuşmacılar: Ercan
Karakaş. Burhan
Şenatalar, Cem Erciyes,
Özgür Doöan
16.00- 18 00 Panel:
Cezmi Ersöz ıle Söyleşi
'Saçlannın Kardeş
Kokusu', Günümüz
Toplumunda Yalnızlık ve
Sevgısızlik
18.00-20.00'Panel:
Yavıncılıgın Sorunlan \e
Korsan Baskılar.
Yöneten: Ataol
Behramoğlu
Konuşmacılar. Avdın
Ilgaz. Ceyhan Mumcu.
Erdal Öz
B SALONL
11.00- 12.00'
Almanva'nın Sesi Edcbiyat
Ödülü Lzerine Basın
Toplannsı
12 00- 14 00 Sövle^ı
'V'ansı Roman' vc
Özj aşam Ö> küsünde
Yönsemeler
Konuşmacı iar: İsmct Kür.
Sennur Sezer.
16 00- 17.00 İstanhtıl
Sanat Fuan TÜYAP Sanat
Eleştirmeni Yanşması
Ödülü Töreni
17.00- 19.00 Hılmı Yavtır
ıle Söyleşi
'EdebKat ve Gelenek".