Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç 0
Gcncl Ya\ın Koordınatörü' Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıışlerı Müdurlcrı
Ibrahim Yıldı/. DinçTayançlSorumlul
# Haber Merkezi Müdürü' Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser
üış Haberler Şinasi üanışoğlu 0 Ktıhbarat
Cengiz V ıldırım 0 Fkonomı Bülenl Kı/anlık
0 Kültıir Handan Şenköken 0 Spor.
Abdülkadir > ücelman 0 Makaleler Sanıi
Karaören 0 Duzdtmc Abdullah Ya/ıcı
0 Fotoğrat" Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Hahcrlcn: Vlchmet Faraç
YjvınKurulu İlhanSelçukl Başkan).
Orhan Erinç. Ok(a> Kurtbökc.
Hikmet (, ctinka>a, şükran Soner,
Ergun Bakı. Dinç Tavanç. İbrahinı
Vıldı/. Orhan Bursalı. Mustafa
Balba\. Hakan Kara.
<\nkaraTemMİcısı: MustafaBalba\ 0 HaberMudürü. Doğan
Akın Autürk BuKan No. 125. Kaf4. BakanlıkUr-AnkaraTel
4145U20 C hat). Fa^ 414502" 0 İzmır Temsılcısı
Serdar Kı/ık. H Zı>a Blv 1352 S. 2 3 Tel- 441 1220.
Fdkv 44141 P 0 Adana Tcmsıleisr Çetin Yiğenoğlu,
InonuCti 1 19 S No 1 Karl.Tel 3522550. Faks 3522570
Muessese Müdürü. Erol Erkut 0
Koordınatür Ahmet Korulsan 0
Muhasebc Bülent ^ ener 0 Idare
Hüse\in Gürer 0 l^letme Önder
Çetik'0 Bılgı-Ulem Nail İnal 0
Bılgısavar Sı^tcm Mürü\et ÇUer
MEDVV C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - (ienel Mudür Gülbin
Erduran V Koordınator Reha
Işırman • Genel Mudür YardımciM
Minc Akdağ Tel 514 07 53 -
51395 80-513S46O41.Faks 5118466
\aytmta-an .« B a s u : Yoı Gün Haber Ajansı, Basın \e Yayınalık A S
TJrko<3öCaj
:
9 4. Cagal. 21u 34334 tst PK 246 istantml Tel |0 2121 512 05 05 ı2ü hatl Fak» (0 2 [2) 5 1 ' H5 2KASIM 1996 İmsak:5O3 Güneş: 6.29 Oğle: 11.55 İkindi: 14.40 Akşam: 17.06 Yatsr. 18.27
Eczacıbaşı Tıp
Teşvik Ödülii
• ANKARA(AA)-1996
tczac.başı Tıp Teşvık
Ödülü'nü kazanan bilim
adamı. 5 <asın salıgünü
açıklanacak. Eczacıbaşı
Bilimsel Araşnrma ve Ödül
Fonu Yönetim KunJu, bu
yıl 7 araştırma projesine
parasai desiek sağlamayı
kararlaştırdı. Hacetepe
Üniversitesı'nde
düzenlenecek ödül rörenine
TBMM Başkarı Mustafa
Kalemli ce katılacak.
Çalışan Çocuklar
Komitesi
• İZMİR (AA) - İzmir'de,
Tü"rk-!ş3 Bölge
Temsilciliği bünyesrnde,
çalışma hayatındaki çocuk
işçilerin sorunlannın
çözümü amacıyla "Çalışan
Çocuklar Komitesi'"
oluşturulacağı bildirildi.
Türk-lş 3 Bölge Temsilcisi
Mustafa ICundakçı,
komitenin lzmir'de çalışan
çocuklann çalışma
ortamlan ve koşullannı
yerinde inceleyerek
çocuklann sorunlannın
çözümü doğrultusunda
çeşitli kampanyalar
düzenleyeceklerini söyledi.
Sınav takvimi
• A:\KARA (ANKA)-
Milli Eğitim Bakanlığı
1996-1997 öğrenimyılı
çalışma programını
belirlcdi. Buna göre
Anadolu liselerinegiriş
sınavı 1 haziran pazar günü
yapılırken 1996-1997
öğretim yılı 20 haziran
günü sona erecek. Fen
liseleriyle Anadolu
öğretmen liseleri sınavı 14
haziranda yapılacak
Öğrenci seçme sınavı 6
nisan. öğrenci yerleştirme
sınavı da 22 haziran günleri
gerçekleşecek. Anadolu
Teknik ve Anadolu Meslek
liseleri öğrenci ve
yerleştirme sınavı 3 mayıs
günü gerçekleştirilecek.
ÇÜ'de şenlik
• ADANA (Güney İlleri
Bürosu) - Çukurova
Üniversitesi öğrencileri
'Üniversiteler bizimdir'
adıyla 5 kasım günü bir
şenlik düzenliyorlar. ÇÜ
Balcalı Kampusu'nda. saat
12.00'debaşlayacak
şenlikte şiır ve müzik
dinletilerinin yanı sıra
çeşitli sivil toplum
kuruluşlannın temsilcileri
de konuşmalar yapacak.
Özel televizyonlarda giderek dozu artan şiddet içerikli programlar aileleri isyan ettirdi
Çooııldamııız şiddet kurbaııı
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA-Özel televizyonlarda giderek
dozu artan şiddet içerikli program ve görün-
tüler aileleri isyan ettirdi. Radyo ve Tele-
vizyonü'st Kurulu'ndan(RTÜK)yapımla-
ra müdahale isteyen çok sayıda aile, duy-
duklan korku nedeniyle çocuklannın uyu-
maktan çekindiklerini ve yatağa girmedik-
lerini dile getirdi.
Özel TV 'lerin haber, haber program, Re-
ailty Shovv, çizgi fılm yayınlannın şiddet yö-
nünden incelemeye alındığını belirten RTUK
Başkan Yardımcısı Fatih Karaca. kuru-
luşlann yöneticilerini sorumsuz davran-
makla eleştırdı.
özel TV'lerin toplumda yaşanan şiddet
olaylannı başka bir şiddetle kurgulayıp de-
falarca yayınladıklanna dikkat çeken Ka-
raca, "Toplumsal cinnetin alt yapısını med-
ya hazırlıyor" dedi.
lstanbul Esenyurt'ta 10 kişinin ölümüy-
le sonuçlanan facia, kesikbaş ve üniversite
öğrencisinin öldürülmesine ilişkin cinayet-
ler, ünlü işadamı Vehbi Koç'un naaşının ça-
lınmasıyla mezann başından yapılan canlı
yayınlarilecinsel ilişkilerdeki çarpıklıkla-
• Çocuklannın uyumaktan çekindiklerini ye gece korku içinde
uyandıklannı dile getiren çok sayıda aile RTÜK'e başvurdu. RTÜK
Başkan Yardımcısı Fatih Karaca. "Toplumsal cinnetin altyapısını
medya hazırlıyor"dedi.
nn işlendiği programlar yurttaşlann isya-
nına neden oldu. Devlet Bakanı Işılay Say-
gın, RTÜK'e başvurarak. masum çocukla-
nn özel televizyonlartarafından "boyhede-
fi" yapıldığınadikkat çekti. RTÜK'tendu-
ruma müdahale etmesini isteven Saygın"ın
önerisine çok sayıda ailenin katıldıöı bildi-
rildi.
'Repeıtuvara şiddet yöntemleri'
Ankara Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bi-
lim Dalı ögretim üyesi Doç. Dr. MehmetSun-
gur, ABD'delisedüzeyinde yapılan birça-
lışmada. erkek öğrencilcrin yüzde 28'inin.
kızlarda yüzde 7'sinin bir önceki ayda fi-
ziksel şiddet olaylarına kanştıklarının be-
lirlendiğini söyledi. Olaylara kanşanlann
yüzde 35'inde tıbbi müdahale yapıldığına
işaret eden Sungur, 15-24 yaş grubu arasın-
da ikinci ölüm nedenı olarak şiddetin gös-
terildiğine dikkat çekti. Şiddetin yakın iliş-
kilerde daha yoğun görüldüğünü kaydeden
Sungur. "Şiddet olaylan daha çok sosyo-
ekonomik düze>i düşük ülkelerdeyaşanıyor"
dedi.
Televizyonlarda yayınlanan şiddet ya-
pımlannın izleyen çocuklarda saldırganlık-
lan arttıncı özellik taşıdığını \urgulayan
Sungur. bunun çocuklann "davranışreper-
tuvarianna zarar verme yöntemlerTolarak
eklendiğine dikkat çekerek şunlan söy-
ledi:
"Medyanın oluşturduğu şiddeti gö/lem
yoluyla öğrenme, bu tür vapımlan izlcyen-
lcri daha öncc kendi davranış repertuvaria-
nnda olmayan yeni zarar vcrme yöntemle-
ri eklemesine neden oluyor. Bu tür görüntü
veyapımlan se>retmeoranı arttıkça baa in-
sanlarda agresifdavTanışlara karşı ortaya çı-
kan duygusal duyarlılık azabyor. YanL, kur-
banın lehine ü/ülme azalıyor. Belirii nokta-
dan sonra bireyierde,söz konusu olaylara kar-
şı duv gusal tcpki vermede azalma olabiliyor.
Agresif tepki \erme>le ilgili engellevici me-
kani/malar. yani kontrol ortadan kalkıyor.
Başkalannı görmesi. kendisini daha az kont-
rol etınesine neden oluvor."
Toplumda \ aşanan şiddet olaylannın med-
ya tarafından yansıtılış biçiminin önemini
vurgulayan Sungur."Medya, uyan yada top-
lumsal sorunu ortaya koymak yönünden
aktanyorsa bu dogru. ancak bu sınıriann dı-
şına çıkıyorsa tehlikeli" diy e konuştu.
RTÜK Başkan Yardımcısı Fatih Karaca,
şiddet olaylannın yansıtıhşındamedyanın,
dozu arttırmak için yeni bir keşifte bulun-
duğuna dikkat çekti.
Karaca. Cumhuriyefe yaptığı değerlen-
dirmede, şiddet olaylannın yeni bir olayla
yeniden kurgulandığını vurguladı. Kan, ke-
sikbaş ve ceset görüntülerinin özel scs ve
efektlerle kurgulandığını ve defalarca ek-
randan yinelendigine işaret eden Karaca.
"Toplumsal cinnetin alt yapısını medya ha-
zırüyor" diye konuştu. Av rupa Konseyi bün-
yesinde oluşturulan medya bölümünün önü-
müzdeki günlerde medyada şiddet sınınnı
belirleyen tavsiye kararlan alacaSı bildiril-
di.
Jet-Pa ilanı
için RTÜK'e
başvuru
• TÜRKKENT Genel Başkanı Oğuz Soydan,
reklamlann rekabet ahlakına aykın olduğunu
ileri sürdü. RTÜK yetkilileri, haksız rekabetten
çok, ağlayan çocuk görüntüleri nedeniyle
"çocuk istisman açısından' konuya
yaklaşılabileceğini söylediler.
ANKAR.4 (Cumhuri-
yet Bürosu) - TÜRKKENT,
Kadirİnanır'ındarolaldı-
ğı Jet-Pa reklamlannın ya-
saklanması için Radyo Te-
levizyon Üst Kurulu'na
(RTÜK) başvurdu. TÜRK-
KENT (Türkiye Kent Ko-
operatifleri Birliği) Genel
Başkanı Oğuz Soydan rek-
lamlar için "rekabet ahla-
kına aykın olarak pazar-
dan pay kapma kavgası"
değerlendirmesini yapar-
ken RTÜK yetkilileri, 6 ay-
n versiyonu olan reklam-
Çevreci
köyliilerin çöp
toplama yarışı
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Bodrum Gö-
nüllüleri'nin 'çöp seferi'
yaygınlaşıyor. Bodrum "dan
Gökova Körfezi "ne dek koy-
lann •turistikcöpkrini' çe\ -
reciler toplarken, şimdi de
köylüler aynı işlevi yerine
getıriyor. Muhtar Abdur-
rahman Keser öncülüğün-
de harekete geçen Ekincik
köylüleri ile tekne sahiple-
ri, düzenledikleri 'çöpsefe-
ri'nde, Marmaris-Dalyan
arasında kalan tüm koylan
tarayarak 4 tekne dolusu
çöp topladı. Muhtar Keser.
konuyla ilgili olarak. "Yat
turizminden ekmek yiyen-
ler, çöpün attına elini koyma-
II Herkes kendi kın unu ken-
di temi/Jemeli" dedi.
Muğla kıyılannda "Ma-
vi \bkuluk" sezonunun bi-
timine doğru koylardan tek-
nelerle 'turistikçöp' temiz-
leme çalışması başlatıldı.
Yıllardır Bodrum'dan Gö-
kova Körfezi'ne tüm koyla-
n Bodrum Gönüllüleri ön-
e-posta : tan (5 vol. com. tr
cülüğünde çevreciler top-
luyor. Özel Çevre Koruma
Bölgesi içinde bulunan bu
koylaraÖÇEK'in ilgisizli-
ği sürerken her koy gönül-
lüleri bekliyor. Bodrum Gö-
nüllüleri Genel Sekreteri
Saynur Gelendost. "'Bizim
gücümüz ancak Bodrum-
Gökova koylanna yetiyor,
hatta zor yetiyor" dedi.
llk kez bu yıl Marmaris-
Dalyan koylanna da köy-
lüler sahip çıktı. Dalyan'a
bağlı Ekincik Köyü Muhta-
n Abdurrahman Keser. köy-
lüleri ve yöredeki tekne sa-
hiplerini harekete geçirdi.
Böylelikle 'Ekincik Köyü
Muhtariığı 1. Çöp SeferT
Ekincik'ten ba^layarak Dal-
yan kanalına dek sürdürül-
dü. 4 tekne dolusu turistik
atığın toplandığı etkinlik-
te, en çok çöpün Dalyan ka-
nalındaki sazlıklardan çık-
ması dikkat çekti. Muhtar
Keser, bunun sorumlusunu.
"yatlardan rurlsleri atap ka-
nalda gezdiren tekneler"
olarak açıkladı.
"Bu işten ekmek yemeye
de>am edeceksek, \at turiz-
minden ekmek yiyenJer çö-
pün altınadini koymalı, her-
kes kendi koyunu kendi te-
miziemeli. Asıl önemlisi. bu
güzelim koylann kiıietUme-
mesi ama İdrienme yaşan-
dığına göre birilerinin de te-
mizlik yapması gerekiyor.
\ ıllardır bu işi Gökova'da
çevreciler yapıyor. Onlar-
dan ders alınacağına, bii-
tün koylan onlann temizle-
mesi bekkniyor" diyen Ab-
durrahman Keser. sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bölgedeki bütün koylar
Özel Çevre Koruma alaru
içinde. Yani burada dene-
tim ÖÇEK'in. Ama onlar
bölgede yapılann şekli şe-
mali ile uğraşıyorlar. Ko> la-
nn bir biçimde temizlenm^
sigerekiyor. Dalyan Kanalı
özel çevrenin yetkisinde ol-
makla biriikte Dalyan Bete-
diyesi'nin sorumluluğunda.
Onlar da bir şe> yapmıyor.
Biz de madem ki buradan
ekmek yiyoruz. bizim de so-
rumluluğumuz var deyip
kollan sıvadık. Çöpleri top-
lamak yetmiyor, imha et-
mek gerek. Hiç olmazsa bu
iş için bize destek olunma-
ü."
i /7 .. y\ 7 Ünlü rock
Ayrııık ruzgarları ^^,
•/
< J
Jagger'ın
manken eşi Jerry Hall. önceki gece Ro>al Court l'heatre'ın
kunıluşunun 4O.vıldönümü nedeniyle verilen gala yemeğine
iki bayan arkadaşıyla geldi. Yemekte aynı masava oturan ünlü
çift, gece bovunca birbiriy ke göz göze gelmemeye ve
konuşmamaya özen gösterdi. Geçen günlerde basına bir
açıklama yapan Hall, Mick Jagger'ın bitmez tükenmez
çapkınlıklanna daha fazla tahammül edemeyecegini ve en
kısa zamanda boşanma işlemlerine başlayacağmı
duyurmuştu. (Fotoğraf: REUTERS)
Karadeniz'de Türk-Rus rekabeti
CEM L'LUTAŞ
Birleşmiş Millctler Karadeniz Çevre Progra-
mı (BSEP) 1992'debaşlattığı çabalarla kurufdu-
ğundan beri inisiyatifi elinde tutan Türkiye ile Rus-
ya Federasyonu arasında rekabete neden oluyor.
Bu rekabet. son olarak İstanbul'da önceki gün
Karadeniz Çevre Programı'na taraf 6 ülkenin.
Stratejık Eylem Plam'nı bakanlardüzeyındeim-
zaladığı toplantıda ortaya çıktı. Programınev sa-
hipliğini. dolayısıyla da uygulanacak planın ini-
siyatifini elinde tutmak isteven Türkiye'ye kar-
şı Rusya Federasyonu, Karadeniz Koıni>vonu"na
yetki vermeyen tek ülke ûlduğundan 'E\ Sahibi
Ülke' anlaşması imzalanamıyor.
Daha önce de yine İstanbul'da eylülün ortala-
nnda toplanan Karadeniz Çevre Programı alt ko-
misyonunda da, "Ev Sahibi Ülke' anlaşma met-
ni hazır olduğu halde. yine Rus yetkililerin iti-
razlanyla ertelenmek zorunda kalmıştı.
Ruslar. "Ev Sahibi Ülke' olması durumundaTür-
kiye"de çalışacak Rus uzmanlara diplomatik ay-
ncalıklar verilmemesini gerekçe göstererek, an-
laşma imzalanmasını savsaklıyor. Türktarafı ise
• Ülkemizde çalışacak uzmanlan için
diplomatik ayncalık isteyen Rusya.
Türkiye"nin Karadeniz Çevre
Programf nda 'Ev Sahibi Ülke' olacağı
anlaşmayı imzalamıyor. Türk
cumhuriyetlerinde ve petrol boru
hatlarında süregelen Türk-Rus rekabeti.
çevre ile ilgili programlarda da
kendisini gösteriyor.
programda çalışacak Karadeniz ülkelerinin uz-
manlannabelliayncalıklarverileceğini. ancak bu-
nun diplomatik düzeyde olmasının mümkün ol-
madığını bildirdi.
Rus manevrası
Istenen bu ayncalığın da program çahşmalan
için bir zorunluluk olmayıp. Rusya'nın inisiya-
tifi ele geçirmek için yaptığı zaman kazanma
manevrası olarak nitelendi. Ancak Karadeniz
Çevre Programı'nın oluşumunda önemli katkı-
lan olan Türkiye'nin rolünün değişmesinin artık
mümkün olmadığını kaydeden yetkililerin verdi-
ği bilgiyegöre. 'Ev Sahibi Ülke' anlaşmasının ya-
pılabilmesi için Çevre Bakanlığı Dış tlişkilerDa-
ire Başkanlığ\ taraf olan diğer 5 ülkeden görüş
istedi.
Ancak hiçbirinden anlaşma metninin oluşma-
sına katkı anlamında bir görüş gelmediğinden. Çev-
re Bakanlığı da Dışişleri Bakanlığı ile biriikte met-
ni ha7irladı.
Daha önce görüş bildirmeyen Rusya Federas-
vonu. bu kez eylülde İstanbul'da yapılan toplan-
tıda hazırlanan metne itiraz etti. Önceki gün İs-
tanbul'da bakanlardüzeyinde yapılan toplantıda
"E\ Sahibi Ülke' anlaşması, daha önce planlan-
masına karşın ertelenmek zorunda kaldı.
Çünkü Rusya Federasyonu Çevre Bakanlığı
Müsteşan .\lexey Poryadin, hükümetinden yetki
belgesi getirmediğini bildirdi. Ancak tüm engel-
lemelere karşın Rusya'nın da aralık ayında yapı-
lacak toplantıda yetki belgesini vermek zorunda
kalacağı belirtildi. Izlenecek yola göre. taraf ül-
kelerden oluşan Karadeniz Komisyonu'nun Tür-
kiye ile anlaşma imzalayabilmesi için 6 ülkenin
de komisyona yetki belgelerini vermeleri gerekiyor.
lann incelendiğini, haksız
rekabetten çok ağlayan ço-
cuk görüntüleri nedeniyle
"çocuk istisman açısından*
konuya yaklaşılabileceğini
söylediler.
Jet-Pa, "Kiraödergibi,60
ay sabit taksit ödeyerek bir
yılda evinizesahip olun"çag-
nsını gazete ilanlan ve te-
levizyon reklamlan ile du-
yurdu.
Kadirlnanır'ındarolal-
dığı televizyon reklamla-
nnda "kooperatifçilesi" te-
masıişlendi. TÜRKKENT
Genel Merkezi ile bağlı tüı.ı
birlikler bu reklamlann ya-
saklanması için RTÜK'e
başvurdu. TÜRKKENT Ge-
neİ Başkanı Oğuz Soydan,
Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı ile ticaret odalanna da
başvurduklannı belirterek
şunlan söyledi:
" Reklamlar çok ahlaksı/-
ca. Bir sistemi bütünüyle ka-
ralayarak, rekabet ahlakı-
na aykın olarak pazardan
pay kapma kavgasına gir-
düer. Bu reklamlar nedeniy-
le, Kadir İnanır'dan mctin
yazanna kadar hepsi sorutn-
İudur, suçludur. Bunun pro-
fesyonellikle de ilgisi yoktur.
Manevi tazminat davalan
da açacağız. Maddi tazminat
davası açılabilir mi. onu da
araştınyoruz."
RTÜK yetkilileri ise baş-
vurulann incelendiğini be-
lirterek şu değerlendirmeyi
yaptılar: "Reklamın 6 ayn
versiyonu var, hepsi bütün
kanallarda yayımlannuyor.
Farklı kanallarda, fartdı \<er-
siyonlar yayımlanıvor. Tek
tek inceleniyor. İlk izlenime
göre haksız rekabete yol aca-
cak bir durum görünmü-
yor. Ancak ağlayan çocuk
görüntüsü var. Bu nedenle,
çocuk istisman açısından
bakılabilir."
Türk
otelcinin
Uzakdoğu
başansı
JAKARTA (AA) - An-
talyalı Çetin Şeker'in yönet-
tiği Jakarta'nın en lüks ote-
li Şangri-La bu yıl Uzakdo-
ğu'nun en başanlı oteli se-
çildi.
Çetin Şeker. otelciliğe gö-
nül vermiş Antalyalı bir ai-
lenin çocuğu. 36 yaşındaki
genç otel müdürü. lstanbul
Işık Lisesi'ni bitirdikten son-
ra, 1977'de, otelcilik eğitimi
görmek üzere Ingiltere'ye
gittiğini belirterek şunlan
söyledi:
"Okulu bitirdikten sonra
Fransa, İsviçre, İtah a'da bu-
laşıkçılıktan başlayarak her
kademede çalıştım. 1988'de
Türkiye'ye döndüm. .\nka-
ra Hilton Oteli'nde Ziyafet
Müdürü olarak görev yap-
üm. 19%'da Swissotel'in açt-
lışında bulundum."
Şeker'in. Türk turizmi ile
ilgili görüşleri şöyle:
"Türkiye''de çok güzelotel-
ler var. Türk insanı çok ve-
rinıli. Ancak bunu iyi değer-
lendirmek gerekiyor. Ciddi
biçimde otelcilik eğitimi ve-
ren kurumlann sayısı da az,
verilen eğitim de yetersiz."
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
'D ilimiz" deyince aldımıza ön-
ce 'Türkçemiz' geliyor, ama
ona olanlar oluyor. Buradaki 'dili-
miz', şu ağzımızdaki organ. Ağzımız-
daki 'dil'le pek ilgilenmiyoruz. Her
organımızlailgileniyoruzdaen önem-
li organımıza dönüp de bakmıyoruz.
Oysa 'dilimiz'le ne çok iş yapıyoruz
da haberimiz yokmuş gibi davranıyo-
ruz. Dilimiz çalışmasa en başta ko-
nuşamayız. Şimdi "Konuşuyonız da
ne oluyor" diyenlerimiz olacaktır.
Böyle diyenlerin de haklan yok de-
ğil. Konuşuyoruz da.. ne konuşuyo-
ruz? Ama dilimizin tek işi bu değil ki.
Ağzımıza aldığımız her lokmayı di-
limizle çeviriyoruz.
Dilimizle tadıyoruz, dilimizle ya-
lanıyoruz. Sıcak bir şey içince dilimiz
yanıyor. Korkunca dilimizi yutuyoruz.
Yanlış bir şey söyleyince dilimize kı-
zıyoruz. Söylenmemesini istedikleri
şeylerde 'dilimizin koparılması'yla
tehdit ediliyoruz. Dilimizle başımız
derde giriyor, dilimizle başan kaza-
nıyoruz. Yani dilimizle çok işimiz
var. Bütün bunlar bir yana, 'dilimiz'
de zamanla aşmıyor. Herkesin tutu-
muna göre de 'dil aşınması" çeşit çe-
şit oluyor. Bu hafta şu 'dil aşınması'na
bakalım diyoruz.
Dili doğrularla aşınanlar...
K^imi insanlann dili 'doğrulansöy-
A lemekten aşuııyor'. Bu insanlar
ne yapsanız ne etseniz doğrulan söy-
lemeden duramıyor. "Kardeşim, gel
bir daha düşün, doğrulan söylemek
sana mı kaldı? Şu dilini tutsan da ra-
Dilimize Neler Oluyor?..
hat etsen'Miyorsunuz. dinlemiyor.
Dokuzköyden kovuluyor. onuncu kö-
ye gidip gene doğrulan söylemeyi
sürdürüyor. Dinleseniz de söylüyor,
dinlemeseniz de söylüyor. Doğrusu in-
sanlar da güç durumda kalıyor. Din-
liyorsunuz, söylediklen haklı. Şimdi
ona hak verseniz siz de sıkıntıya gi-
riyorsunuz. Hakvermeseniziçinizde
bir şey kınlıyor. "Konuşma karde-
şim" diyorsunuz. "konuşma,bakba-
şın beladan kurtulmuyor." Ya da doğ-
ruyu konuşuyor. ama dinleyen yok.
"Boşuna dilini zora sokuyorsun, bak
dinleyen yok, neden boşuna konuşu-
yorsun" diyorsunuz. anlamıyor. Bir
kez bellemiş ya ille de doğruyu söy-
leyecek.
Bakın böylelerinin başına ne geli-
yor? Sonuçta bu 'doğnıcu da>Tit'la-
nn dilleri aşmıyor. 'Dil aşınması'na uğ-
ruyorlar ki hiçbir çaresi yok. Peki,
söylediklen işe yanyor mu? Kimine
göre hiçbir işe yaramıyor, söyledik-
lerini kimselere anlatamıyor. Kimile-
rine göre de çok işe yanyor. Söyle-
yene faydası olmasa da dinleyenlere
faydalan oluyor. Birilerine faydası
olsa da doğrulan söyleyenlerin ken-
dilerine pek hayTi dokunmuyor. Ne ya-
pacaksınız ki böylesi de var.
Dili yalanlarla aşınanlar...
r^imileri de var ki dilleri yalan söy-
A lemekten aşınıyor. Bunlar da çe-
şit çcşit. Öylc usturuplu yalan söyle-
yenler var ki söylendiği zaman yalan
olduğu hiç anlaşılmıyor. Sonradan
yalan olduğu ortaya çıkıyor, ama ar-
tık atı alan Üsküdar'ı geçmiş oluvor.
Bu yalancılann kendilerine sağladı-
ğı çıkarlar da yanına kâr kalıyor. Siz
şaşıp kalıyorsunuz. "Şunlann söyle-
diği her sözün yalan olduğunu bile bi*
le insanlar nasıl inanıyor" diyorsu-
nuz. Ama şaşmanın hiç faydası olmu-
yor, insanlar yalan olduğunu bile bi-
le bu yalancılan dinliyor, dahası bir
itibar gösteriyorlar ki parmağınız ağ-
zınızda kalıyor. "Demekki"diyorsu-
nuz. "bumemleketteepeyceyalanse-
ver\ar". Demek ki bir memlekette "ya-
lansever'ler oldukça yalancılar da ek-
sik olmuyor. Böylece çeşit çeşit ya-
lancılar ortaya çıkıyor. En usta ya-
lanlan söyleyenler en çok sev ilenler.
en itibar görenler oluyor. Yalanse-
v erler çoğaldıkça doğrulan söyleyen-
lerin dili daha çok aşınıyor, ama na-
file. Yalancılann kazanma şansı hep
dahayüksekoluyor. Bunlaryalan söy-
ledikçe başarıyor. başardıkça yalan-
lan daha da ustaca oluyor.
Eh. marifet iltifata göredir ya. ya-
lancının kazandığı yerde doğrular ne
işe yarar?
Dili yalamaktan aşınanlar...
ili yalamaktan aşınanlar en ka-
zançlı çıkanlar. El etek öpmek-
ten çanak yalamaya kadargeniş bir *ya-
lamaperspektifleri' var. Sonunda 'ya-
lak' mertebesine ulaşıyorlar ki orası
artık zirve. Bunlar kimin eli güçlüy-
se onu yalamaya başlıyorlar. Güçlü el-
ler. yağlı etekler bunların işi gücü
oluyor. Böyle elleri. böyle etekleri
bulurbulmaz başlıyorlar yalamaya. Bu
yalama da boşuna olmuyor. O eller-
den. o eteklerden ne ihsanlar akıyor,
ne ganimetler dökülüyor. Dilleri ya-
lamaktan aşınıyorsa da bir elleri yağ-
dan, bir elleri baldan çıkmıyor. Baş-
ka yerlerde burunlanndan kıl aldırmı-
yorlar ya yalaklık ettikleri yerde he-
men sürünmeye başlıyorlar. Yaladık-
lan elin gücü. eteğin yağı bitince he-
men yeni güçlü eller, yağlı etekler
aramaya başlıyorlar. Burunlan da bu
kokulan alacak biçimde geliştiği için
hiç sıkıntı çekmeden yenilerini bulu-
yorlar.
Dil aşınması da bir hastalık. ama ne
yapalım ki doktoru yok.