Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Cehalet, Fanatizm, İhtirasın Çığlıklan...
Prof. Dr. KEMAL ONEN
Y
il 1807. Çökmekte bulu-
nan iilkeyi. giiniin koşıılla-
rı ve olanaklan ölçüsünde
düzeltmeyi. ılerlemıey i he-
defleven'Padışah IIİ. Se-
lim'in. tarihlerinıi7de "ni-
zanncedid"(veni dü/en) dive adlandınlan
ve askerı. ıdari. eğıtiınsel \ e ayrıca üıtueıı
ıılemanın nufıi7unu kırnıav a yönelık ıslahat
cabalan. bır süre sonra. karşısında: cehalet,
ihtiras ve fanatızmı tenısilen Patrona Halil
veyandaşlannı bulurve IM. Selim'in tahlın-
dan mdırilıp öldürülmesi ile facialaşır. Asi-
lerin sloganlan "Din elden g»di)or"\e istek-
leriısesankıvokmıışgibı. "*şeriat*"tır Aslın-
da ıstedikleri "iktidar"dır.
Alemdar Mustafa Pa$a \ o ku\\etleri bu
mcş'um olav ı bertaraf eder \ e Mahmut H'yi
tahta çıkanrlar. Ama cehalet ihtiras vefana-
lızmin çjlgınlıklan bu ileri sjöriirıüslii venı
djzencı padışaha karşı da bir süre sonra "şe-
riatın mtıhafa/asr bahanesiyle boy göster-
treye>eltcnir. Sultan Mahmut II \e destek
oıan dc\ let adamlarının kararlı tutuınlan ile
başkaldın sadece bertaraf edilmekleyetınil-
mez, Yenieeri ocakları da kaldınlır. Tarihı-
mizde "YAKAİ Ha>ri>e" denilen olay yaşa-
mr.
Izleyen dönemlerde, Tanzimat (1839). Is-
lahat Fermanı (1856): eğitımde. idarede. as-
kerlikte yenileşme, değişme ve modernleş-
meyeyönelık birtakim çaba vegirişimlersü-
rer. Giderekedebiyat. sanat, teknoloji veçok
dar bir çevıede kalsa da tefekkiirde skolas-
tık, donuk kalıplardan kurtulma ve topluma
çağdaşbirbenlik kazandırmaçabalan vehe-
\eslen sınırlı şekılde gözlenir. AKSuavi'ler.
Zi>a Paşalar. Namık Kemal'ler daha sonra
Mithat Paşa"lar, vb. bu gelişmenin. değiş-
tnenın kismen saikleri ve ürünleridir.
1876 da "anayasa"tesisedilir. Kuşkusuz fa-
natik teokratik yapı veyönetimin hâlâ biröl-
çüde sürdüğü Türk-Osmanlı toplumunda bu.
önemli bir aşamadır. Ama, bir bölümün ce-
haleti. bir kısmının iktidar hırsı \e ulemanın
desteği ile anayasa kisa bir süre sonra rafa
kaldınlır. Mithat Paşa sürgünde öldürülür.
\rtık ıstibdada \e birbakıma *irticai"'bırdö-
nemegirilir.
Hürriyet ve Islahaf taraftarlannın giderek
artması, uluslaşma şuurunun gelişmesi. Ba-
tı daki dÜ7en ve fikirlerle tanısmanın yaygın-
laşması ile sonuçta ilk Meşrutıyet tesis edi-
lebilır (I9Ü7
). Artık kargaşa bıtse ya. hayır
bıtme7. Genecehalet, fanatizm vcmevkı ih-
tirası. "Din elden gidiyor, şeriat terk edildi"
çığlıklan ile ülkede 31 Vfart irticaı başkal-
dınsını yaratır. Bu haile de başlıca ordunun
müdahalesi ile bertaraf edilir.
Türk-Osmanlı toplumu. Birinci Dünya
Harbi'nden parçalanmış olarak çıktıktan
sonra yeniden bir mücadeleye atılır. "Türk-
k'ri Av rupadan - Küçük Asya'dan kmma ve
eski Vünan'ı bu topraklarda ihva etme" tıe-
vcs ve hayalleri ile ıneşbu yedi düvelle kar-
şı karşıyadır.
Tiirk milletinin bagımsızlık veegemenlik
hakkına vürekten inanan. onda bu güciı gö-
ren, modernlesme veavdınlıga yönelık, mö-
tefekkirkafalı büvük bir kumandanın, Mus-
tafa KenıaPın önderliğınde ınillet: koca bir
imparatorluk kuran ve yaklaşık 150 yıldır
Batıhlaşma çabası içinde olan bu toplumun
yok edılemeyeceğıni yedi düvele karşı ver-
diği savaşımlagöstererek heveslerini kursak-
lannda bıraktr.
Dininahlak, iman veibadeteilişkin vchu-
rafeden anndınlmış esaslanna saygılı. ras-
yonel-ilericı. pozitif bilim. irfan ve de tefek-
kürü Batılılaşma ve çagdaşlaşmayı hedefle-
yen laik Türkıye Cumhumeti kurulur.
Ne çare ki yine cehaleı. fanatızm. kör ih-
tiras ve hıyanetler. geçirilmi> onca sıkıntıva
karşın. çeşıtli çevre ve düzeylerde siirer Yi-
ne başkaldınlar, "din. şeriaL dKanet elden gi-
divor,hilafet kaMınkJı"avazeleri ile gündeın-
dedir. Bugırişimler elbetteyinedevleteebas-
tırıl(r. Ama biter mi cehalet. ihtiras ve hıva-
net? Menemen'de boy göstermeye kalkar.
Hem de düşnıan ışgal ve esaretını görnıüş bır
kasabada. Çığlıklar yine aynıdır: "Şeriat is-
teriz!" Birkaçsehitverilirvebıtirilir. Devrinı-
ler gelişir. saygın bir dev let eıkar yenjden
sahne\e. Bu arada lwın bır olav gözlenir:
Günümüzde bazı ki^i. grup ve kesimlerin
kendisine nispetten medet umduklan, ogün-
lerin basbakanı. Mustafa Kemalci olarak gir-
diği TBMM'de 1955te "Sizistersenizhilafe-
ti de getirebilirsinfo'" der. Bu aslında siyasal
hedefli bir kandırmaca ve duygu oksama^ı-
dır. aına istennıeverek de olsa irticai bir ifa-
dedir
Son VM(I > ıllık dönemde laik demokratik
\e modernlcşmeyi hedef alan Türkiye Cum-
hurivetiniıı bu özelliklerinin > ıpratilması k;in
artık eski sloganlaryerine. ~sessiz v« derinden
giderek tabana, eğitime-öğretime, ıtıües$ese-
lere sızma" yöntemi uygulanır. Özellikle ik-
tısadi sıkıntılar ve dıni duygular işlenerek
"irtkaayön»eyııl" verilmektedir. Böylecedi-
nin bezirgânlığı ve polıtızasyonu ve bu yol-
la mevkı ve güç kazanma bir yöntem halini
alnııştır. Bu afledılmeztutum.siyasal iktidar-
lar ve onlann basıııdakilerin. çok az istisna-
sı ılezanıanzamanbaşvurdııklanbiryöntem
olageldi Cehalet.fanatizmveçıkaralığaka-
palı ve ilerlemeye, av dınlanmava açık olan İs-
lam dininc u>mavan vc ona zarar veren, va-
kın veu/akçevremi/deki kötii Islam' imaj-
It ba/j Müslüman ülkeler arasında, bir ' Isla-
mivet vahası' gibi duran saygın. akılcu geli-
şen lürkjveC umhurivetLvalııı/camilletinii-
le değiL İslama da en hiiyük hi/meti vernıis
ve vernıev i sördürmektedir.
Bunun tersinı dü^ünen siyasetçi. sözde
ulema vebirkısım islaincıC.')düsünürvd. ile
uzlaşma. dı\alog esasen olanaksızdır. Zira
oturduğumıız zemin ve konuşrugumuz di I v e
hedetlerimi7 farklı. tefekkür \e personalite
yapımız ayndır Bunlar mevki sahıbi de ol-
salar. ilim ve irfan iddiasındaki ulemadan da
sayılsalar ve hatta üniversitelerde hasbelka-
der hoca da olsalar ya da olmuş da bulunsa-
lar dıyalog zor. olanaksız ya da boşunadır.
BugünlerdevineSelim III. Mahmut II dö-
nemlenndekileri. 31 Mart, Şeyh Saıt, Mene-
men başkaldınlannı çağnştıran gösteriler ve
mütarekedöneminin birkısım İstanbul bası-
nındakı havaya benzer yayınlar ve hevesler
gözden kaçmıvor. Bu arada içte ve dışta, ül-
keninaydınlığa, mutluluğayöneliktemelfel-
sefe ve politikalannı, bütünlüğünü, onurunu
hedef alan. karalayan. saptırmaya. parçala-
maya yeltenen girişimlere ve bunlara karşı
bazen teslimiyetçi ve bazen işbirlikçi davra-
nışlan da hayret ve ibretle izliyoruz. Ama iç
ve dıştaki sakim hevesler, saptırma gay retleri
vedüşmanlıkJar. onlan düşünenlerin kursak-
lannda kalacaktır. Vedi düvele karşı gücünü
ve onurunu göstermiş, aydınlığa vönelnıiş
Türk toplumu, bu yoldaki kararlılığını elbet-
te muhafaza vc müdafaa etnıesini bilecektir.
Bazen musibetler, ınsanlargibi. uluslarada
doğruyu bulmakta yardımcı olabilir. Yazımı
bir ayetin bir bölümü ile baglıyorum (Baka-
ra2l'6):
"ASA EN TEKREHÜ şe> en v« hüvcha>-
rün leküm." (Sızce hoş olmayan bir şey, ha-
vırlı olabilir.)
ARADA BIR
VEDAT GUNYOL
• ••Ölümün Yaraşmadığı
Ölüm, aklıma sığdıramadığım bir olgu. Büyük
şair Dağlarca'nın, başkası ölürama ben ölmem di-
yen bir dizesi aklımdan hiç çıkmıyor. Başkalarının,
yakınlannın ölümüne insan zamanla ahşıyor ve bu-
nu doğal karşılıyor. Ben, nice ölümlere, yadırgaya
yadırgaya, sonunda alışa alışa geldim bu yaşa. Bir
tek ölüm var, 1953'ten bu yana unutamadığım: Or-
han Burian'ın ölümü. N e denlı bağlıydım ki ona
(hâlâ bağlryım anısına) bir türlü hazmedemiyorum
yokoluşunu. Montaigne'ın çok bağlı olduğu dos-
tu, kendinden önce ölüyor. Ortarılmaz bir acı çö-
küyor yüreğine, tıpkı benim Orhan Burian'ın kaybı
karşısında duyduğurn ve hiçbir zaman dindireme-
diğim acım gibi.
Şimdi bugünlerde, bir yeni ölüm, derinlerden vur-
du yüreğimi. Can dostum Halit Çakır, üniversite
hocası, çeviri ustası, şakanın en incesinden, nük-
tenin en zarifine kanat açan, güler yüzü, işlek ka-
fasının ınanılmaz sıcaklığıyla çevresine mutluluk
saçan can dostum Halit Çakır da yok artık.
Yıllarca önce, Yücel dergisinde, dil ustüne eği-
len yazılarıyla yayın yaşamına başlayan Halit Ça-
kır, T. VVilliams'ın Arzu Denen Tramvay adlı yapı-
tının çevirisiyle, Muhsin Ertuğrul'un hayranlığını
kazandıktan sonra, Türkçeye var gücüyle sarılıp,
çeviri alafTtndabifbirınden güzel veyetkin atıhmlar
yaptı.
Bir minibüs yolculuğunda, araç kapısının birden
açılmasıyla başı üstüne düşüp can verdiğini, sev-
gili eşi bana telefonda bildirdiğinde, inanın, çarpıl-
dım. Olacak şey değildi bu. Tıpkı Albert Ca-
mus'nün, hani o, "Yaşam saçma bir şeydir" diyen
Camus'nün, arabasını bir ağaca çarparak saçma
bir ölümle yaşamdan ayrılması gibi saçma bir ölüm
Halit Çakırcığımın ölümü.
Halit Çakır'ın dostları arasında Dağlarca ile ben
vardım diyebilirim. Dağlarca'nın Yücel dergisi çev-
resinde tanıyıp çok sevdiği Halit'in ölümünü ben-
den telefonla öğrendiği zaman sesinin titreyişlerin-
de, gözyaşlarının ıslakhğı vardı.
Dağlarca, geçen gün beni telefonla aradı, Halit
için yazdığı bir şiiri sundu bana. Yakında çıkacak
olan kitabına koyacağı bu şiiri istediğim gibi değer-
lendirme yetkisini bana verirken, yine kirpikleri ıs-
lak ıslaktı.
Günlerce düşünüp düşünüp yazdığı "Kımılda-
masızlık Ağıdı" başlıkh bu şiiri sunuyorum sizlere:
Tahtalıköy'ü anımsadım ürküyle
öldüğünü söyleyince Vedat Günyol
Bilesin, eşit karanlıktadır şimdi
Yürüdüğümüz sokak, gördüğün yol
Kapandı açılmamak üzere kapısı evin
Çıkan ne bilir ne anlar
Binlerce kez dövünecek ayrılığa
Içerde kalanlar
Atatürkçüydü devrimciydi
Türkçe'yle süslüydü Halit Çakır
Ûlüler çırılçıplak gömülüyor ya
Kimlere btrakabilir eşsiz güzelliğini o, nasıl bıra-
kır
Çevirmendi de titiz mi titiz
Yaşama 'yı ölüm 'e dönüştürürken eli ayağı kas-
katı ak
Bütün kaskatı kesilmişlerle
Evrendışı kımıldamasızlık ülkesini kuracak.
Fazıl Hüsnü Oağlarca
ALEVCOŞKUN
KUVAYI MİLÜYE'NİN KURULUŞU
... Kıtabın yazarı yapılını
hazırlamak ıçın ılgınç bır
zamanı seçmiş:
Turkıyede bugun "Yenı
Mandacıların seslen
duyuluyor. ulkenın
parçalanmasından soz
açılıyor. Sevr yandaşlan
Lozan'a karşı çıkıyor.
Kuvayı Mılliye ruhu ile alay
edılmeye çalışılıyor.
Sanırım onümüzdekı
günlerde ''Kurtuluş"
tarihimıze her
zamankınden daba çck
başvurmak zorunda
kalacağız.
İLHAN SELÇUK
500.000 TL (KDVdahıiı
Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Safkımsöğüt Sckak
No: 9/8 Cağaloğlu- İstanbul Tel:514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322
K4YJ
WLLİYE\\İ\
KIRILIŞI
TARTIŞMA
ADD'ye Saldın
2
0 ekım pazar
akşamı
Atatürkçü
Düşünce
Derneği (ADD)
Kartal
ŞubesTnin bulunduğu iş
merkezine giren kişiler.
camlan kırıp derneğe zarar
verdikten sonra tekbir
getirerek kaçıyorlar. Bu
arada üç el silah sesi
duyuluyor. ama onlardan
mı, yoksa o giinkü ınaçla
tnı ilgili; belli olmuyor. Eh,
artık kuraldandır;
"filozofça" bildirılerini de
bırakıyorlar kapıya.
Şimdi İslamın hoşgörü ('.')
sınırları içinde
gerçekleştirilen bu cylemi
birkaç soru ile irılelcyclinı:
- Kimdir bunlar1
'
1930'da Kubila\"ın başını
kesenlerle: IMuammer
Aksoy, Bahriye İJçok, l'ğur
JVlumcu ve daha nice
aydınımızı katledenlerle,
Sıvas'ta 37 aydınımızı
yakanlarla bir akrabalıkları
var nııdır? Parayı pulu
nercdcn bulurlar? Dev letin
kollıık görevlilcri bunları
tanır mı. i/ler mi'.' Kınıı
dev let kuruluşlannda
yuvalandıkları doğrıı ımı?
- Amacları nedir'.'
Bir siyasal paıiide
örgütlenerek dcmokrasinın
kurum ve kurallan içinde
erke mi gelmek isterlcr:
yoksa hcrkesin gö/ü
öııünde. deınokrasinin
sağladığı olanaklar içinde
demokrasiyi yok etnıeye
yönelen örgiitlü bir
devinim mı karsımı/daki'.'
F.ğer ikincisi geçerli ıse
yetmiş yıllık a) dınlanma
döneminin sorumluluğunu
tasıyan (umhuriyet kuşağı
ile nasıl hesaplaşmayı
düşüııüyorlar: kanlı mı.
kansız mı? Uu arada kendi
aralarındaki hesabı nasıl
görecekler; Afganistan vc
benzeri örneklerdeki gibi
mi'.' Laikliğe kar>ı
oldugunu gizlemeyen bir
siyasal parti erkte
bulunduğuna ve neredeyse
elli yıldır istekleri adım
adım gerçekleştiğine göre
nedcn zora bas,v uruyorlar'.'
Parti ile göriiş ayrılıklan
mı var; yoksa bunlar
birbirini tamamlayan
sıyasalar mı? Tekil
olmaktan çıkan bu
saldınlar şeriatın kendisini
tehlikede gördüğünü mü
simgeliyor? Yoksa takıyye
ustalan ambalajlama
işleminde yeterince başanlı
olamıyor mu?
Bir soru daha:
- "Ülkesi ve milietiyk
bölünmez bütünlügü"
konusunda çok titiz
davranan devlct, bunlar
hakkında ne düşünüyor'
Yoksa bunlar "onlar" değil
mi?
Kaya Çerin
Kğitimci, V'azar
Bilgi için:
Buyükdere Caddesi No- lUEsentepe. 80280 Istsibul Tel (212)211 66 61'303 Faks f212l 2'1 65 58 BANKAPİTAL
PENCERE
öüDönüm Noktası!..
Güneydoğu sorununda bir çıkış noktaa var...
Bir de dönüm noktası.
Çıkış noktası PKK'nın 1984'teki ilk eylemidir...
Dönüm noktası 1991 Körfez Savaşı.
ilk eylemi körükleyen, 12 Eylül faşizminin özellik-
le Diyarbakır'daki akıl almaz aymazlığı ve zulmüdür.
Aymazlık 1980li yıllarda sürdü, 1991 'de Körfez Sa-
vaşı'ndan sonra Irak ordusunun elinden çıkan silah-
lar PKK'ye nasip olunca, terörün ivmesi çarpıcı bi-
çimde yükseldi.
Şimdi yeni bir dönüm noktasındayız.
Nedir o?..
Bütün göstergeler. 'terör' sözcüğünün 'umutsuz-
luk' ile anlamdaşlığını sergiliyor.
•
Başlangıçtaki hesaba göre PKK, Güneydoğu'da
ilk 'kurtarılmışbölge'yisağlayacak, Türkiye'nin bö-
lünmesi 'fiilen' gerçekleşecekti. Bu hayale kapılan-
lar kimlerdi? . 'öao/â/fnin 'Ikitelli'ye dönüşme su-
recinde, hem 'tekelci' hem de 'marjinal' yayın or-
ganlarının köşelerinde epey tohumlandı bu fikir...
Ama tutmadı.
'En iyi istihbarat' bütün gazeteleri inceden ince-
ye gözden geçirmekle yapılır. PKK'nin Güneydo-
ğu'da yenilgiye doğru sürüklenişinin göstergeleri,
şimdi haber ve yorumların satıraralarında izleniyor.
Yurtseverlerin üstünden de bir karabasanın örtü-
sü yavaş yavaş kalkıyor.
Önemli bir dönüm noktasındayız.
Çünkü bu sorunun çözümü, her şeyden önce, as-
keri alandaki sonuca bağlıydı.
•
Güneydoğu'daki 'Olağanüstü Ha/'in kaldırılma-
sına ilişkin ilk küçük adım atılıyor.
PKK bölgede OHAL'in sürmesi için elinden gela-
ni ardına koymayacaktır. Yıllardan beri o yörelerd^
oluşan savaş lobileri de barışı canı gönülden iste-
mezler. Şehit yakınlannın akıttığı gözyaşlarının ku-
ruması kimilerinin işine gelmeyecektir.
Ancak Kürtlerin demokratik haklarını elbirliğiyle
yaşama geçirebilmek umudu, terör bastırıldıkça
gerçekliğe dönüşebilecek. PKK'nin yenilgisine dö-
nük yolda 'dönüşü olmayan' bir noktaya varılmış-
sa, Türkiye'nin genelinde demokratikleşmeyi en-
gelleyecek bir gerekçe -ya da bahane- kalmıyor.
Neydi o bahane?..
Diyorlardı ki:
"Kürtçülere özgürlük tanımak, terörü yüreklen-
dirmek anlamma gelir."
PKK'nin amaçlarına ulaşmadaki olanaksızlığı or-
taya çıkıp kanıtlandıktan sonra demokrasi yolları
daha kolay döşenir.
Demokrasi herkese gereklidir...
Yalnız Kürtlere değil...
Türklerin günahı ne?..
•
Ülkemizin tam anlamında demokrasiye kavuş-
ması, kaçınılmaz bir hedef...
iki yüzyıldan beri Türkiye yüzünü bu hedefe çe-
virmiştir. Batılılaşmanın öteki adı demokratikleşme
değil mi!.. Avrupa Birliği'ne neden girmek istiyo-
ruz?.. Hem 21 'inci yüzyılın bütün dünyada 'İnsan
Haklan Yüzyılı' olacağı dile getirilmiyor mu?..
Demokratikleşme yolunda ilk adımlar ne olmalı?..
Kürtçe yayın yapacak televizyon, Kürt kültürünü
araştıracak ve tarihini inceleyecek kurumlar, Kürt-
çede tam özgürlük!.. Kürtçülerin cezaevlerinden
kurtarılması!.. Vb...
•
Terör olayında meydan muharebesi yoktur; çok
geniş bir alanda egemenlik kurup denetimi sağla-
dın mı, uzun sürede örgütü bitirmek vardır.
PKK örgütünün terör meydanında bitirilmesi, Tür-
kiye'de demokratik sürecin hızlandırılmasıyla eşan-
lamlı bir değer taşımaktadır. Türk ile Kürdün barış
sürecinde birlikte demokratik savaşını yürütmesi,
süreci hızlandıracak en etktli birliktir.
Bir dönüm noktasına yaklaşılıyor
PAZARCIK ASLI\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1995-620
Davacı Hazine tarafından davalı Ibrahim Çamkıran.
Halil Çamkıran. Elif Çamkıran aleyhineaçılan tapu ipta-
li ve tescil davasının yapılan yargılaması sırasında dava-
lıya ilanen tebliğe karar verilmış olmakla;
Davalı Halil-lbrahim-Elıf'in duruşma günü olan
5.12.1996 günü saat 9'da mahkememizde hazır bulunma-
sı veya kendisini bır vekılle temsıl ettirmesi. aksi takdir-
de yokluğunda karar verileceği dava dilekçesi tebliği ye-
rıne geçerli olmak üzere ilan okmur.
Basın: 114095
Kadınlar
Pazartesi
koltuğunda
konuşuyor.
1-10 Kasım arasında
her gün, Tüyap Kitap Fuarı
Pazartesi Dergisi standında.