Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1996 CUMARTESİ
HABERLER
3 K a s ı m Y e r e l A r a s e c i m l e r i
CHP Osmaniye'den umuthıGenelde tutucu tak
î*eçmen kitlesine
cahip OsmaniyeU«e
jsğ partiler araîiada
umansız bir segn
sürüyor.
I^HP'liler, seçime
catılmayan DSPnim
yylarının da
c^ndilerine
/-öneleceğini ve
>öylece aradan
.ıynlacaklannı
»elirtiyorlar.
AMİH AZ.VIİ EZESt ~
OSMANİYE - Canl. h*re-
etli, bol vaatli. 'il'li rirp>ro-
aganda dönemini n arlından
»SJnaniye'de seçim gedı çat-
. Seçmenleri, yann cy lannı
uJianmak üzeresandk başı-
a gitme heyecanı sarii.
Osmaniye genelde rutucu
ir seçmen kitlesine satıip.
u nedenle de seçim n sağ
artiler arasında g:çm«:si
îkleniyor. DYP. R.P. N HF* \e
NAP bu seçimde kıraı kı ra-
a birmjcadele venectk. Tra-
:k kazası sonucu öltn eski
Jelediye Başkanı Mısa Şa-
In'in MHP'Ii olm&ınAan
olayı. bu partinin «y >ounsıyelinı ken-
c lehlerine çevînnekisteyen diğer sağ
prtilerin bazılanmn ıdaylan da MHP
İikenlı.
Ancak bu seçimdeCHP'nin şansını
attıran bazı gelişmeledevar. Bunlardan
bri DSP'nin seçime grmeyişi ve bu par-
tnin seçmenlerinirı C-IP'ye yönelmesı
yrtundaki beklentL
Bir diğer etmen • •se>ölgede güçlü du-
nrr»daolan BBP'nin.dav çıkarması \e
BAYKAL'DAN KARAPAYrYA DESTEK
'Erbakan'ın
belkemiği yok'
Cumhuriyet Halk Partisi lideri Deniz Baykal'ın önceki gün Osmaniye'de gerçekleştirdiği mitinge ilgi büvükrii.
Katılınıın diğer partilerin mitingierinden daha yüksek olması CHP'lilerin seçimi ka/anma umudunu artırdı.
ALPER BALLI/
AHMETŞEFİK
TRABZON/CEYİKLİ -
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal. hükümetteki " U "
dönüşlerinı eleştirirken Baş-
bakan Necmettin Erba-
kan'ın ıçindc bulunduğu
kabın şekline çok kolay uy-
duğunu belirterek, -Öylesa-
nıyorum sayın Başbakan'ın
belkemiği yok" dedı. Genel-
kurmav Başkanı Orgeneral
İsmail Hakkı Karadayı'nın
demokrasiye bağlılığından
kuşku duymadığını vurgula-
yan Baykal. "Sayın Genel-
kurmay Başkanı bu kontı-
larda çok giiven v<eren bir an-
layışasahiptir"görüşünüdi-
le getirdi.
CHP lideri. yann yapıla-
cak ara yerel seçimler için
sürdürdüğü yurt gezisinde
Trabzon ıia gazetecilerin so-
rulannı yanıllarken. seçim-
lerde iktidarpartilerinin ola-
naklan nedeniyle şansları-
nın yüksek olduğunu vurgu-
ladı. Baykal. Başbakan Er-
bakan'ın. "tiirban, kurhan
derisivehacseyahati"ne iliş-
kin görüş ve girişımlerini
nasıl değerlendirdiği yolun-
daki birsoruyaşuyanıtı ver-
di: "Sayın Başbakan, içinde
bulunduğu kabın şeklini çok
kolayca alıyor. Anlık ihtiyaç-
laria değişik açılımian çok
kolayca yapıyor. G ün oluyor,
"En büyük Atatürkçü biziz'
diyor, Atatürk posterini ası-
yor. Sayın Başbakan'ın bel-
kemiği yok. Viizüne her tür-
lii maskeyi takabiliyor. Tiir-
kiye'deki demokratik cum-
huriyet rejimi. küçük siyaset
oyunlannı etkisiz kılacak gü-
ce sahiptir."
etkin bir seçim kampanyası yüriitmesi.
Bu partınin başta RP olmak üzere sağ
partilerden önemli mıkıarda oy kopara-
bileceğı ilen sürülüyor.
Bu etmenlere sağ partiler arasındaki
çekişme ve o> bölünmesi de eklenince
C'HP'nin seçimi kazanma şansı olabilc-
ceği belirtiliyor. Toplam seçmen sayısı-
nın 76.500 olduğunu anımsatan CHP'li-
ler. son seçimde C'HP'nin 4.150. D-
SP'nin 4.500 oy aldığını vurguluyorlar.
DSP oylannın CHP'ye kayması \e tutu-
cu oyların sağ partiler arasında bölün-
mesi durumunda adaylarının aradan sıv-
nlabileceği görüşünü savunuyorlar.
CHP bu seçimde tutucu oylann da bir
bölümü için uğraşıyor. "İnanmışamala-
ik biri"diye tanıttıklan bir adayla seçim
yanşıni yürüten CHP'liler, propaganda-
larında "İslami söylem*'i de eksik etmi-
yorlar.
CHP'lılcrin seçim şanslannın arttığı
yolundakı görüşlcr. Deni/ Bavkal'ın se-
çime bırkaç gün kala >aptığı mitingle bir
ölçüde doğrulanmış gıbıydi. Baykal'ın
mitınginin. bu seçim kampanyası döne-
nıinde Osmanive'de gerçekleştirilcnle-
rin en büyüğü olduğu konusunda herkes
birleşti.
Gençlerin mıtinge daha fazla ılgi gös-
terdiğiniönesürenbırCHP'li "Bukadar
gencin bulunduğu \erde umut olmaz
mı?" dıyor
Renklı bir kampanya dönemı geçircn
'son ilimiz' Osmaniye"de artık -
son söz'
deseçmenin.
Osmanive'de şu adaylar vanşacak:
DYP: Ahmet Vıldınm. CHP Rüştü
Çenet. RP MehmetGürbüz. MHP Me-
mili Kınkkanat. ANAP: Eşref Aygün,
BBP: Zekeriya Kızıldağ. İP: Sadullah
Mert. MP EminCansız, HADEP: Mah-
mut Becerikli. Bağımsrz: Basri Çırakoğ-
lu
pankart astlar
Çiller'e
Akhisar
tepkisi
• Manisa'nın
beldesinde, miting
aıanına "Dedini^ h;
Akhisar ya il ola«;actr,
ya il olacaktır",
"Sözleriniz senetti,
senedin vadesi g«slci".
"Hani söz? Nereadtil."
pankartlan asan
yurttaşlar, Çiller"îdei
Akhisar'm il
yapılmasını istedilcr.
1MERİHAK
MANtSA - DYP Genel
Başkanı ve Başbak-ar Yar-
dımcısı Tansu (illtr.
DYP'nin çıkargruplan.e te-
kellerle halk için biiyik bir
micadele içinde ol<İLğuru
savundu. Çiller, M e s u Yıl-
maz' ın "3 ay içinde b>u liikü-
0361^6^50216^111 deele>-
tirerek. "1991 'den b e r i >umı
söylüyor. Peki şu hiiBvimeti
sen kur dedik. Geçicri tçütr
bile 6 ay çalışırken « 3 a bile
ta^ıyanıadı" diye konufıı.
Çiller. yann ara yerel>eçı-
melerin yapılacağı Manı-
sa'nin Dilek beldesi il; tz-
mır'in Çırpı beldesindt hai-
kaseslendi. Dilek"te kaaba-
lık yurttaş grubu tarafndan
karşılanan Çiller için Ka;ırla-
nan pankartlar ilginçta.Ala-
nın en görünür yerine aiilan
"Dediniz ki; Türki\e"*tlf tek
bir ilçe U olacaksa o d a Akhi-
sar'dîr" pankartı dikkaıçek-
ti. Bu pankartın yanındı ise
Çiller'in verdiği sözd>edur-
madığını gösteren pankailar
yeraldı. >4
Dedinizki;.AJvkisar
yailolacaktır,ya il olacakır".
"SözJeriniz senettir, senîdin
vadesi geldi. Vkhisar'ım I ol-
masını istiyoruz". "Verişi-
niz il sözünü u n u t m a t u "
"Hani söz? Nerede i l ? " ?an-
kartlan miting meyda_nnda
asılıydı. Çiller, miting bo-
yunca Akhisarlıların IDL IS-
temlenne yanıt vermetdı
K.onuşmasında. DV" Pnin
sürekli olarak üreticıninva-
nında oiduğunu belirtenıÇil-
ler'e tütünden yapılan bir
kolye takıldı ve poşu bağian-
dı. Çiller. son 3 yıidır verdık-
leri fiyatla tütüncüyü ssevın-
dirdiklerini, sıranın paffruk-
çulara geldiğini sö^ledi.
Yurttaşlann. "Hacı, batrLpa-
mukçuya acı. Prinı sistemini
istiyflmz" pankartlann a \a-
nıtolarak. "PrimsepriiMip-
raysa para. hazineyse hazine.
Bunlann hepsi si/jer için se~
ferber olacak. Bu iilkedk ha-
n çıkar gruplan, tekell er si-
zin yakanıza vapışmıs. h=tkkı-
nızıalma>açalışı>or1ar. Bun-
larla mücadelede sizin, hak-
kın yanındayız" dedı. I3una
karşın Çiller. vurttaş.ların
"Pamukta laf değil, prian is-
tiyoruz" bağırışlarına ^ a
vermedi.
Mesut Yılmaz Osmaniye'de hükümet ortaklanna yüklendi
'Rehinebacı, haayamecbur'
• ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. Osmaniye'nin il olması için
daha önce önerge verdiklerini,
ancak destek bulamadıklarını
belirterek. "Osmaniye'nin kimseye
diyet borcu yoktur" dedi.
DÜRDANE KOCAOĞLU
OSMANhE - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. REFAMYOL hükümetinin
ömrünürı lazla uzun olmadığını savunarak
u
Hacıbacıyolcu"dedi. DYP"Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımeısı Tansu Çiller'in,
yolsuzluk dos>aları nedeni\le Başbakan
Mecmettin Erbakan'ın istediklerini yapma-
ya mecbur olduğunu kavdeden Yılmaz,
"Rehine bacıva kîzmayın" dıye konuştu.
Yılmaz, 3 kasım yerel ara seçımleri do-
layısıyla çıktığı yurt gezisini dün Osmani-
ve'de sürdürdü. Osmanive'de cuma nama-
zını a>nı yerde miting vapmak üzere bulu-
nan BBP Genel Başkanı Muhsin YazKioğ-
lu ile birlikte kılan Yılmaz. daha sonra hal-
kahıtapetti. Yılmaz. Başbakan Erbakan'ın.
DYP Genel Başkanı. Başbakan Yardımeısı
ve Dışişleri Bakanı Çiller için daha önce
"Ga\urgelini"dediğini ammsatarak "Şim-
di ortak olunca Türkmen gelini mi oldu?"
diye konuştu.
İl olmanın Osmaniye'nin uzun zamandan
beri rüvası olduğunu kavdeden Yılmaz.
"Biz daha önce Osmaniye'nin il olması için
yasa önerisi verdik. Ama desteklemediler.
Eğer şimdi seçim olma.sa.vdi, Osmanive'v i il
yapmayacaklardı. Osmanivc'nin hiç kim-
seye diyet borcu yoktur. Bu y alnı/ca bir hak-
kın teslimidir. Kimseye seçim rüş\eti karşı-
lığı oy \ermek zorunda değilsiniz" dedi.
'Biz de büyük il yapacağız'
Osmaniye'nin büyük bir ıl olamadığını,
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Er-
zin ve Andınn'ın O^manive iline bağlan-
masının kabul edilmedığini anlatan \'ıl-
maz.
H
Osmaniye'yi büyük bir il haline ge-
YILMAZ'IN SIKINTISI- Kamuoyunda ateşli bir (.alalasarav taraftan olarak bili-
nen ANAP lideri Mesut Yılmaz, önceki gün Antalya Fale/ Otel'de (ialatasaray- Pa-
ris Saint Gernıain karşılaşmasını i/Jerken oldukça sıkıntılı anlar yaşadı. Sarı kırnıı/ı-
lı ekibin yediği gollerle bunalan Yılma/ dördiincü golden sonra kendisini tutamadı ve
"Off.. yeter artık" diyerek sıkıntısını dile getirdi. (Fotoğraf: A A)
tirmek inşallah bize nasip olacak"dı\o ko-
nuştu.
Yılmaz. REFAHYOL hükümetinin ikti-
dara gelirken halka verdiği hiçbir sözü ye-
rine getirnıediğini. iddialannın aksine zam
yagdırdığını, haram ilan edilen faizi "ne-
ma" adı altında 14
helal"kıldığını. vaatlcri-
ni unutarak Çekıç Güç'ün görev süresini
uzattığını. IMF ile masaya oturduğunu an-
lattı.
ANAP lideri \ ılmaz. hükümet ortağı
Çiller'eyüklenırken de "Çiller RP'yeengel
olmak için oy aldı ama sonra gidip koltuk
değneği oldu"dedı. "Bacıya hiç kızma-
yın^diyen Yılmaz. "Onun mazereti var, o-
nun dosyalan var. Hükümerte rehinedir. Er-
bakan Hoca ne derse onu vapmava. nereye
isterse oraya gitmeye mecburdur" görüşü-
nü tlıle getirdi.
Konuşmasında terör konusuna da deği-
nen ANAP lideri Mesut Yılmaz. "Terör
bitti mi? Hangi masalı anlatıyoriar? Dağda-
ki terör şehre indi. Onlar terörii bitireme/-
ler. Ama merak etmeyin, ay vıldı/Jı bayrak
inmeyeeek. e/an susmayacak. bu memleke-
ti de hiç kimse bölemeyecek. Bu değerter
hiçbir partiyeaitdeğildir. Buülkenindeğer-
leridir" dedi.
YSK kararı
Yayın yasağı
Türkiye
genelinde
• Yann seçim yapılacak 12
• yericşimtnerkezinde "içki ve silah
taşımâ" yasağı uygulanacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yüksek Seçim Kurulu (YSK). yarın 12
yerleşim merkezinde yapılacak yerel ara
seçimlerde "içki ve silah laşıma" yasağı-
nın seçim çevrelerinde, yayın yasağının
ise tüm Türkiye'de uygulanmasını karar-
laştırdı.
Seçim yapılacak olan Osmaniye ili,
Bucak ilçesi, Adıvaman-Suvarlı. Âmas-
ya-Aydınca. Aydın-Horsunlu, Çorum-
Hacıhamza. Denizli-Kızılcabölük. Izmir-
Çırpı, Manısa-Dilek. Mardin-Yalım. Sa-
karva-Kurtköy ve Trabzon-Geyikli bel-
delerinde. oy verme işlemi saat 07.00'de
başlayıp. saat 16.00'da sona erecek.
YSK'den yapılan açıklamada. ıçki ve si-
lah taşıma yasağının seçim yapılacak 12
yerleşim merkezinde uygulanacağı bildi-
rildi. Emniyet ve asayişi korumakla gö-
rev li olanlardan başka hiç kimse köy. ka-
saba ve kentlerde silah taşıyamayacak.
Yayın yasağı ise tüm yurtta uygulanacak.
Buna göre, saat 18.00'e kadar özel radyo
ve televizyonlar dahil her türlü yav ın or-
ganlan tarafından seçim ve seçim sonuç-
lanyla ilgili haber, tahmin ve yorum ya-
pılamayacak. Saat 18.00-21.00 arasında
radyolarda YSK tarafından seçim ile il-
gili verilecek haber ve tebüğleryayımla-
nabilecek. Saat 21 00'den sonra seçim so-
nuçlanyla ilgili haber. tahmin ve yorum
yapılması serbest olacak.
Bakanlar Kurulu. seçimlerde çalıştın-
lacak memur ve hizmetlilere, siyasi par-
ti temsilcileri ve hariçten çalıştınlacakla-
raverilecekgündelıklerıSOObın lırayaçı-
kardı. Seçimlerde görev lendirilenlere da-
ha önce 600 bin lira gündelik v eriliyordu.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Merak etmeyin Tansu Çil-
ler'den söz etmeyeceğim. Si-
ze Norveç'ın kadın başbakanı
Gro Harlem Brundtland ı. bir
siyaset kadınını anlatacağım.
Gro Harlem. üç dönem başba-
kanlık ve 12 yıllık parti liderli-
ğinden sonra istifa etti.
Bir siyasetçi, alışılmış kural-
lara göre neden istifa eder?
Başarısızlığa uğradığı zaman.
Norveç'in kadın başbakanı ise
saygınlığının zirvesinde iken ve
halkın yüzde 90 desteği arka-
sındayken böyle bir yola baş-
vurdu. istese daha yıllarca Nor-
veç siyasetinin zirvesinde otu-
rabilirdi. Öyle yapmadı. 12 yıl-
lık bir iktidarı yeterii gördü ve
kendisınden sonrakilere iyi bir
birikim bırakarak siyaset sah-
nesinden ayrıldr.
Bu yılın şubat ayında isveç
Dışişleri Bakanlığı'nın daveti
üzerine isveç'e gitmiştim. Nor-
veç'in komşusu bu ülkedeki
kadın hareketini yakmdan göz-
leme olanağı bulmuştum. is-
veç'teki durumun aşağı yukarı
Norveç'e benzedığini biliyor-
dum. Isveç'teki temel izleni-
mim; uygarlık ve demokrasiy-
le kadınların siyasette ve gün-
Bir Kadın Başbakandelik yaşamdaki etkinliği ara-
sında bir paralellik vardı. Ka-
dınlar iskandinav ülkelerinin
yaşamına zenginlik ve geliş-
mişlik katmışlardı. Kadınların
gücü ve ağıriığı arttıkça, bu ül-
kelerdeki yaşam daha barışçı
ve daha yumuşak hale gelmiş-
ti.
iskandinav ülkeleri dünyada
sivil toplumun güçlü olduğu ül-
keler. Bu ülkeleraynı zamanda
kadınların dünyada en etkin rol
oynadığı ülkeler. Izlanda'nın
devlet başkanı kadın. Nor-
veç'in başbakanı kadın. isveç
hükümetinin bakanlarının yarı-
sı da kadın.
Gro Harlem, Norveç'te işba-
şına geldiği zaman bir azınlık
hükümetinin başbakanıydı. 12
yıl sonra siyaseti bırakırken en
etkili politikacı olarak adını ta-
rihe yazdıracak noktaya gel-
mişti.
Kadınla gelişmişlik arasında
bir bağ kurunca, bazı Asya ül-
kelerindeki kadın başbakanlar
akla gelebilir. Indira Gandhi,
Benazir Butto, Golda Meir,
Bandaranaike gibi. Bu kadın-
ların başbakanlığı altındaki ül-
kelerin gelişmemişliğinden söz
edilebilir. Doğru. Ancak Hindis-
tan, Pakistan, israil, Sri Lanka
ne yazık ki erkek egemenliğinin
en güçlü olduğu ülkeler. Yal-
nızca kadın başbakan her şe-
yin ölçüsü olmuyor. Bu ülkele-
rin parlamentosunda kadınlar
çok küçük yüzdelerle temsil
ediliyorlar. Örneğin Türkiye'de
Tansu Çiller'in başbakanlığı
döneminde, TBMM'de 450
parlamenterin yalnızca 7'si ka-
dındı. isveç'te, Norveç'te, Fin-
landiya'da bu oran yüzde 50
cıvarında.
Bizim ülkemizde kadınlar
aleyhindeki birçok hüküm, bü-
tün uğraşmalara rağmen de-
ğiştirilemez. Miras, evlenme, iş
edinme, mülk edinme gibi ko-
nularda erkek egemenliğini pe-
kiştiren yasaları kaldırıp yerine
yenisini yapmak mümkün de-
ğil. Erkekler buna izin vermez.
Erkek egemen sistem en güç-
lü etkisini parlamentolarda sür-
dürür.
Norveç'in kadın başbakanı,
bir erkekler cehenneminde bo-
ğuşarak başbakan olmadı. Ka-
dınların güçlü ve etkili olduğu
bir altyapının üzerinde, liderli-
ğini kabul ettirdi. Orada günde-
lik yaşamda güçlü bir kadın ko-
kusu, güçlü bir kadın zenginli-
ği kendini hissettiriyordu.
Geri ülkelerdeki kadınlar ise
erkek egemen kültürün içinde
ve o kültürü içselleştirerek mü-
cadele ediyorlar. Mesut Yıl-
maz'ın politika tarzıyla Tansu
Çiller'in politika tarzı arasında
bir benzerlik varsa bunun ne-
deni hâkim kültür. Her ikisi de
erkek egemen söylemin ağzı-
nadoladığı, "ezan, Kuran, bay-
rak" sözcükleriyle politika ya-
pıyorlar. Aynı şeyi israil'in sa-
vaşçı başbakanı Golda Me-
ir'de de görmüştük.
Norveç'in kadın başbakanı-
nın tavrı, siyasete yeni bir bo-
yut getiriyor. Bu çok önemli si-
vil bir boyut. Siyaset ille de
egemenlik için yapılmak zo-
runda değil. Bunu bir toplum-
sal hizmet olarak görmek ve ki-
şisel çıkarların üzerine çıkar-
mak da mümkün. işte Gro Har-
lem Bruntland örneği böyle bir
örnek.
Tansu Çiller'le farkını siz de
değerlendirebilirsiniz. Her ala-
na olduğu gibi siyasete de ka-
dın parmağı gerekiyor. Ama
ağırlığı olan ve kadın tarzını ge-
tiren bir parmak.
• • •
• Kitap Fuan dün başladı. Söz
kitaptan açılmışken, yeni oku-
maya başladığım ve heyecan-
la yeni şeyler öğrendiğim Ale-
xandra Kollantai'nin iki kita-
bından size söz etmek istiyo-
rum. Pencere Yayınlan'ndan
çıkan "Bir Büyük Aşk" ve "Işçi
Arılann Aşkı" kitaplarını size de
öneriyorum. Sosyalızmın kuru-
luş yıllannda, bir kadın devrim-
cinin, erkek egemenliğine kar-
şı mücadelesini anlatan bu ki-
taplarda, sosyalist erkek ön-
derlerin tutumu da çok geri.
Sosyalizmin kuruluş yıllannda
da erkek egemen söylem ken-
dini hissetiriyor. Merakla oku-
yacağınızı umuyorum.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Kahramanın Karısı
Güç bir konu. Zihnimi çoktandır kurcalıyor olsa
da bir ucundan başlamak ıçın yine de cesaret ge-
rekiyor... Kahraman kim? Neye göre, kime göre
kahraman? Bu kahraman ılle de erkek mıdir? Ka-
dın kahraman ve kocası da irdelenecek bir konu de^
ğil mi? Sizin kahraman dediğinız kişinin son dere-
ce sıradan. hatta küçük yanları yok mudur? Bu so-
rular çoğaltılabilır... Onları şımdılık bir yana bırakı-
yor, bu yazıda, beni asıl ilgilendirene, fazla derinle-
re inme iddiası da taşımadan değinmek istiyorum...
• • •
Jose Marti büyük bir şair. Küba Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nm önderi. Geride yirmi cildi aşkın eşsiz ya-
pıtlar bırakarak savaş aianmda can vermiş. Özel ya-
şamı ise mutsuzlukla dolu. New York'ta sürgündo-
lerken, karısı o sırada birkaç yaşlarındaki oğulları-
nı da alarak ispanyol ışgali altındaki Küba'ya dönü-
yor... Oğlundan bu kopuş Jose Martı'ye Latin Ame-
rika edebiyatının eşsız örneklennden "ismaelilo "yü
esinlemış... Karısına kırgınlığını ise başka şiirlerinr
de dile getiriyor. Feminist çevrelerin ve kadınlardan
asla kötülük gelmeyeceğine ıman etmiş kimselerin
"maçoluk" yaftasını yapıştracaklarından kuşku
duymadığım bu şiirlerden biri şöyle: "Zalimden mi?
Söz et zalimden I Söyle her şeyi, fazlasını da I Hayr
kır tüm hırsıyia köle göğsünün I Yargıla onu, ayıp-
la I Adaletsızlıkten mı? Söz et adaletsizlikten I An-
lat onu, nasıl sınsice I Yaklaştığını karanlıkta / Söy-
le, içınden gelen neyse. I Kadından mı? Açtığı ya-
radan I Can veriyor olsan bile I Kemlikle söz edip
ondan I Kendini küçük düşürme..."
Küba devrimi önderlerinin eşleriyle başlarının
dertteolması yazgı gibi bir şeyolmalı... Marti'nineşi
geçen yüzyılda kocasını New York'ta bırakarak iş-
gal altındaki Küba'ya. bir başka deyişle, düşmanın
karargâhına dönüyor... Bu yüzyılda da Castro'nun
eşı Küba'dan Amerika'ya kaçmış... (Fıdel Castro,
Marti'yle yazgılarının bu yöndeki benzerliği üzerin-
de de düşünmüş olmalı...)
• • •
Kahramanların karılarıyla üzüntülü ilişkileri konu-
sunda ömekler saymakla tükenmez. Puşkin'in, uğ-
runa düelloda can verdiği kansının mezar taşında
bir başka soyadı yazılı. Puşkin'in ölümünden son-
ra kadıncağız bir noterle evlenıyor ve ona birkaç ta-
nedeevlat veriyor.. Fransızvedünyaedebiyatının
devlerinden Victor Hugo'nun karısı, eleştirmen Sa-
inte-Beuve'ün metresiymış... Bulgar şairi Vaptsa-
rov'un, faşıstlerce kurşuna dizilmeden önce yazdı-
ğı "Veda Şiiri"nde. ımgesıni ölümsüzleştirdiği kan-
sının sonraki yaşamı hakkında bana Bulgaristan'da
pek de olumlu olmayan şeyler anlatmışlardı. Ömer
Seyfettin can çekişmekteyken, ayrıldığı eşi erkek
arkadaşlarıyla evin önünden şarkı söyleyerek ge-
çermış... Aziz Nesin'ın güncelerinde eşleriyle ilgili
acı gözlemler var... Nâzım Hikmet bu konuda Mar-
ti'nin şiirindeki öğüde uyuyor... Fakat Türkiye'den
ayrıldıktan sonra geride bıraktığı aileyle ilgili bir
üzüntüsü, bir "arkadaş" ihaneti yakın çevresince bi-
linmekte...
• ••.
Kadın ve erkek ilişkısi acıtan sorularla dolu. Bun-
lann, kadının kadın, erkeğin erkek olmasıyla ilgili
psikolojik, fizyolojik özelliklerden, yüzlerce hatta
binlerce yılda oluşmuş toplumsal değer yargıların-
dan, ahlâk anlayışlarından bağımsız olarak, birkaç
eşitlikçi formülle yanıtlanabıleceğını sanmak gü-
lünçtür. Yine kahraman ve karısı konusuna döner-
sek, kahramanlığı her halde en az tartışılabilecek
kimselerden Nelson Mandela, topumsal müca-
delesinde Prometheus'u bile gölgede bırakacak
bir zafer kazanmışken. 38 yıllık evliliğinin çökmesi-
ni engelleyemedi. Mandela'nın avukatı, duruşma-
da, bu evliliğın çöküş nedenini açıklarken, "Bayan
Mandela 'nın kamuoyu onündeki tavırlan ve sada-
katsizliğinin devlet başkanını utandırdığını" belirti-
yordu... 196O'lı 70'li yıllarda Kanada'nın siyasal ya-
şamına damgasını vuran Başbakan Trudeau, genç
eşi ve sevımli çocuklarıyla mutlu bir aile babası gö-
rünümündeydi. Sonra bayan Trudeau'nun, hem de
kocası başbakanken, bir hippiyle çekıp gıttığıni öğ-
rendik... Bayan Kennedy'nin, first lady'likten ve
John Kennedy gibi üstelık öylesine trajik bir ölüm-
le yok olup giden bir adamın eşlığinden sonra Ona-
sis'ın karısı olmasını (her türlü açıklama bir yana)
ben kadın-erkek ilişkısi konusunda bir soru ışareti
olarak zihnimdetaşımayı sürdürdüm...
• • •
"Kahramanın karısı" konusunda bir yazı yazmak
düşüncesi, bende. geçen aylarda Enver Paşa'yla
ilgili yayınlardan sonra oluştu... Enver Paşa, ölü-
münden birkaç gün önce karısı Naciye Sultan'a
gönderdiği son mektupla birlikte ona yabani çiçek-
ler, bir de altında yattığı kara ağaçtan kopardığı bir
dal gönderiyor... Kara ağaca çakıyla karısının adını
yazıyor... Onu ve "yavrularını" {o sırada henüz kü-
çük yaşlardaki üç çocuk) "Hüda'nın biriiğine" ema-
net ediyor... Naciye Sultan çok değil bir buçuk yıl
sonra Enver Paşa'nın kardeşiyle evlenecektir. Bu-
nu, anılarında şöyle dile getiriyor: "Çocukların ha-
yatta hamiye, güvenecek birine ihtiyaçlan vardı.
Onlariçin hiç şüphesiz en yakın ve müşfik insan ise
amcalan idi." Olağanüstü koşullarda yaşanmış, dü-
rüstlüklerinden kuşku duyulamayacak yaşamlara
gölge düşürmek amacında değilim. Bu örnekte be-
ni acıtan. romantizmle gerçekçilik (ya da gerçeklik)
arasındaki acımasız karşıtlık olmuştu...
• • •
Mustafa Kemal arkadaşlarıyla toplantıdayken,
Latife Hanım üst katta(toplantının uzamaması, pa-
şanın yukarı çıkması için) yüksek topuklu papuçla-
nylagürültü yaparmış... Kadınlar her zaman, herko-
şulda ille de haklı mıdırlar?..
Erbakan'dan köylüye
faizsiz kredi vaadi
ADNAN AV l'KA
MARDİN / \ALIM -
Başbakan Necmettin Erba-
kan, Mardin'de köylülere
"faizsiz kredi" sözü verdi.
Güneydoğu Anadolu Böl-
gesi'ne özel bir önem ver-
diklerini. kövlere dönü^ün
başlayacağını belırten F.r-
bakan. "Kapılan açacagız.
Bu bölgemiz. İslanı âlemi-
nin ortasında tiearet mer-
keziolacak" dedı. Erbakan.
komşu ülkelere de
u
Mar-
din<
egidergibi"gidilebıle-
ceğini söyledi.
Başbakan Necmettin hr-
bakan. yann belediye baş-
kanTığı seçimi yapılacak
Yalım beldesinde halka hi-
tap etti.
Hükümetin Güneydo-
ğıı'ya özel-birönem verdi-
ğini kavdeden Erbakan,
Güneydoğu'da terörün so-
na erceğıni belirtti.
Habur Sınır Kapısı'ndan
geçmek isteyen araçlann
15 gün süreyle bekletildıği-
ni kaydeden Necmettin Er-
bakan. bu beklemelerın
kaldırılacağını da kaydetti.
Erbakan, "ıVlardin'imize
nasıl gidiyorsak, Kuzey I-
rak'a, Suriye'ye de öy le gi-
deceğiz. Irak'la ricareti ser-
bestçeyapacağız. Petrol bo-
ru hattını açacağız. TI R'la-
rımız Irak, Suriye, İran ve
dünyanın bütün yerlerine
mal taşıyacak. Güneydoğu
yeniden hayat bulacak" de-
di.