Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 OCAK 1996 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Cezaevi bunalınu
• Baştarafı 1. Sayfada
Sürgün gerekçesiv le başka ce-
zaevlerine sevk vapılmaması.
jtTEM \e polis işbiriiği ile ce-
zaevlerine vapılan saldınlara
son verilmesi. L mraııive kat-
liamını protesto ettikleri ve
devTİmci tutsaklara sahip çık-
tıklan için gözaltına aiınan
tiim insanlann serbest bıra-
kılması."
Nurtepe'de olaylar
Ümraniye'deki Üsküdar E
Tipi Cezaevfnde yaşananları
protesto eden bır grup. dün
Nurtepe'de ızınsız gösterı
yaptı v e ıkı otobüsü v aktı. Ak-
şam saatlerinde Nurtepe So-
kollu Caddesi'nın TEM yolu
sapağında toplanan yaklaşık
150 kışilık bir grup. yoldan
çevirdıklen ikı beledıye oto-
büsünü boşalttılar. Otobüsler-
den bırisine molotofkokteyli
atarak tahrip eden göstenci-
ler, ikınci otobüsü de aynı
cadde üzennde vaklaşık 300
metre ileriye götürerek ateşe
verdiler. Olayın ardından çev-
rede operasyon düzenleyen
polıs, kuşkulu gördüğü kişile-
ri gözaltına aldı. Operasyona
yüzlerce çev ık ku\ vet polisi-
nin yanı sıra altı panzer ve
zırhlı taşıma araçları da katıl-
dı. Bu arada Gebze Ceza-
evi'nde Devrimcı Sol da\ası
nedenıv le tutuklu bulunan sa-
nıklar da Üsküdar E Tipı Ce-
zaevı'ndeki olaylan protesto
etmek içın 3 günlük açlık gre-
vine baş'adıklannı açıkladı-
lar. Bağcılar Yenımahalle'de
ve Küçükköy Cengiz Topel
Caddesi'nde cezae\ı olayla-
nnı protesto etmek amacıyla,
yaklaşık 30"ar kişıden oluşan
iki grup dün gece lastık yak-
tıktan sonra korsan yürüyüş
düzenledı. Gösterıciler gü-
venlik güçlerinin olav yerine
gelmesınden sonra dagıldı.
Bu arada. Istanbul'un çe-
şitlı semtlerinde bazı >erlere
kimlığıbelirsızkişilercegece
atılan molotofkoktevliler. bır
kişının yaralanmasına yol
açarken maddı hasar meyda-
na geldi.
Emırgân'da Birinci Taşoca-
ğı Sokak'ta bulunan Mert At-
lı'ya( lSjaıtbakkaldükkânı-
na atılan molotofkokteylıden
Atlı. hafif yaralandı. Örnekte-
pe Etibank Caddesi 26 numa-
rada bulunan Güneş Kuyum-
cusu'na. Eyüp Ülkü Ocakları
Derneği'ne, Beyoglu Kulak-
sız Fındık Sokak'ta bulunan
bir ışyerine. Gazi Mahallesi
Ismetpaşa Caddesi'nde iki
yere molotofkokteyli atıldı;
saldınlan üstlenen olmadı.
Buca'daki eylem
Ümranıve'dekı olayları
protesto amacıyla Buca Ce-
zaevı'nde DHKP C. TİKKO.
MLKP. TDK.P da\alanndan
yargılanan yaklaşık 200 tu-
tuklunun başlattıgı eylem sü-
rüyor. Sorunun çözümü ıçin
Izmir Barosu 2. Başkanı Ca-
fer Özkan da devreye girdi.
Eylemciler, rehin aldıklan ce-
zae\ i müdürleri Bahattin
Güziük. Gürbüz Irgata ile 15
gardiyanı. Ümraniye olayla-
rıyla ilgili ta'min edici bilgi
ahnıncaya dek serbest bırak-
mayacaklarını açıkladılar.
Cezaevi yctkililen.jandar-
mayı içeri sokmayacaklannı
belırterek "Sorunıı göriişme-
ler yoluyla çözmeye çalışıyo-
nız"dedi!er.
Rehinelerin serbest bırakıl-
ması ve eylemin sona erdiril-
mesi ıçin cezaevi savcılan ve
yönetıcileri ile bir grup avu-
katın katıldığı görüşmeler. sa-
at 16.30 sıralannda sona erdi.
Görüşmelerle ılaılı açıklama-
larda bulunan ızmır Barosu
Başkan Yardımcısı Cafer Öz-
kan. rehin aiınan müdür ve
görevlilen tutuldukları ko-
ğuşta gördüğünü ve sağlık du-
rumlannın iyı olduğunu söy-
ledi. Özkan. şunları söyledi:
"Jzmir'de idarenin yapacağı
bir sev yok. Eylemciler. l'mra-
nive Cezaev i'nde meydana ge-
len olav laria ilgili olarak yetki-
liler hakkında soruşturma
açılmasım istiyoriar. Genelde
cezaevi koşullannın iyileştirü-
mesini talep ediyorlar."
Rehin tutulan göre\lılerin
îsimlerı şöyle: Müdür yar-
dımcıları Ğiirbüz Irgalı ve
Bahattin Güziük. ınfaz koru-
ma başmemuru Mehmet Gü-
ler, infaz koruma memurlan
Nihat Lygun, Mehmet Koca-
man. İbrahim Özdemir, Ziyat
Sönmez, Vavuz Dostel. Birol
Kahveci. Nural Karabulut.
Mustafa Erdoğan, Sülevman
KurfHaydar Taş. Sadık Ba-
viryaka. Rıza Çelik. Fevzi Ko-
çak. Sadık Doğu.
Adana'da 30 gözaltı
Ümraniye E Tipı Ceza-
e\ı "ndekı olaylan protesto et-
mek amacıyla İHD Adana
Şubesi "nde bir araya gelen de-
mokratik kıtle örgütü temsıl-
cilerinin vürüyüşü sırasında
gruba müdahale eden polis,
30 kışıyı gözaltına aldı.
Basın açıklaması yapan de-
mokratik kitle örgütlerınin
temsilcileri. daha sonra Baş-
bakan \ e Adalet Bakanlıgı" na
telgraf çekmek için Büyük
Postane"ye hareket etti. Gös-
tericiler yürüyüş sırasında
"Şehitlerölnıez" sloganıattı-
lar.
Aralannda İHD Adana Şu-
be Başkanı Metin Çelik'ın de
bulundugu grup. telgrafları
çektıkten sonra postane önün-
de güvenlik önlemi alan po-
lisler tarafından zorla bir ara-
ca bindirilerek emniyet mü-
dürlüğüne götürüldüler.
Sorun, cezaevi projesinde
ANKAR.\ (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Grup Baş-
kanvekılı \e eski Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurlu. son
günlerde cezaevlerinde > aşa-
nan olaylann temelinde. ce-
zaevlerının yanlış projelendı-
rilmesinden kaynaklanan so-
runların bulunduğunu sa\u-
narak 1991 yılında göreve
geldıkten sonra Eskışehır Ce-
zaevinı kapatan DYP-CHP
koalisyon hükümetinın, bu
cezaevini açma ihtiyacı ıçin-
de olduğunu ılen sürdü.
Cumhuriyefın. cezaevle-
rinde son günlerde yaşanan
olaylara ilişkin sorularını ya-
nıtlavan Sungurlu. Türkı-
ye'deki cezaes lerinin yapısı-
nın özellikle terör suçları ne-
deniyle tutuklu \e hükümlü-
ler içın u\gun olmadığını
vurguladı. Sungurlu. şunla-
rı söyledi:"*Koruma açısın-
dan uygun değil. Cezaevleri
içindedevlet tam bir güvenlik
sağlayamıyor. İçeride güven-
lik sağlaııamayınca. içeride
başkaları hâkim olunca. is-
tenmeyen olaylar gelişiyor.
Bütün dünya cezaevlerini in-
eelettik. Özel bir komis>on
oluşturuldu. Turkiye'de kaç
tip cezaevi yapüır. nasıl yapı-
lır. gerekli incelemelervapüdı.
Sonra bu komisyonunjüri ol-
ması kaydıyla cezaevi ihalesi-
ne çıkjkk şartname hazırian-
ÖL Ben. bakanlıktan aynldım.
Benden sonra gelen arkadaş-
lar. onu sürdürmediler."
Sungurlu. dığerönemlı ne-
denin ise "kamuoyu baskısı"
olduğunu sav layarak "Ceza-
evleri son derece farklıdır.
Çok müdahale olur. basını-
mız. siyasi partilerimizzaman
zamanflkiryürütüıier. TabiL
hiçbiryönetim kamuoyu bas-
kısının djşında kalamaz. Do-
la\ ısıyla birçok kaide zaman
zaman ihlal edilir. O kaidele-
rin ihlali de çoğu zaman mah-
kûmlann aleyhine olur" dıye
konuştu.
Can kaybı önlenmeK
ANKAR.4 (Cumhuriyet
Bürosu)-Uluslararası Af Ör-
gütü (L'AÖ), Adalet Bakan-
lığı'na gönderdiği mektupta.
cezae% lerinde çıkan olaylar
sırasında \urularak öldürü-
len mahkûmların. "resmi
makamlann ilgisi/liğinin
kurbanlan olduğunu" sa\ u-
narak Türkiye'yi kınadı.
Merkezi Londra'da bulunan
LAÖ. Türkiye'deki cezaev-
lerinde sistematik işkence
yapıldığını öne sürdü. 5 ocak
cuma günü Adalet Bakanı
FıruzÇilingiroğlu'na gönde-
riien mektupta. hükümet. da-
ha fazla can kaybına karşı
acil önlem almaya çağnldı.
Mektupta. cezaevlerine çağ-
nlan polis ve jandarmanın,
çıkan olaylan. yasadışı örgüt
üyelerini "cezalandırmak"
için kullandıklan iddia edil-
di.
UAÖ mektubunda. "Ör-
güt, Türkiye'deki cezaevle-
rinde mahkûmlara kötü mu-
amele edildiğinc dair gelen
haberler karşısında resmi
makamlann ilgisizliğini ve
güvenlik güçlerinin cezaevle-
rine baskınlan sırasında
mahkûmların öldürülmesi
olaylarını şiddetle kınar ve
Türkiye'yi daha fazla can
kaybının önlonmesi için aci-
len önlenıler aimaya çağmr"
dendı.Üsküdar E Tipı Ceza-
evi'nde meydana gelen olay-
larda 3 mahkûmun güvenlik
güçleriyle çıkan çatışmalar-
da öldürüldüğüne dikkat çe-
kilen mektupta. "Son olay-
larda resmi makamlann. pek
çok mahkûmun yaralanma-
sı \e ölümü üla\lannı doğnı
dürüst soruşturmamasL ce-
zaevlerini basan polis ve as-
kerlerin mahkûmJara saldır-
malannı cesaretlendiriyor"
görüşüne yer verildi.
'İşkence sistematik'
LAÖ. Türkiye'de polis ve
jandarma merkezlerinde gö-
zaltına alınanlara sistematik
ve yaygın biçimde işkence
yapıldığını öne sürdü. UAÖ,
mahkûmların protesto olay-
lannı bastırmak için çağnlan
polis ya da jandarmanın. ya-
sadışı silahlı örgütlerin. hü-
küm giyen ya da suçlanan
üyelerini •cezalandırmak'
için olaylan kullandıklannı
da öne sürerek ölüm ve ağır
yaralama olaylannın cezae\-
İerinde sıkça yaşanmaya baş-
ladığına dikkat çekti.
Son olaylann benzerleri-
nin geçmiş yıllarda Diyarba-
kırvediğerbazı cezae%lerin-
de de yaşandığını belirten
UAÖ, cezaevi yetkililerinin,
düzeni korumaktan sorumlu
olduklannı kabul etmekle
beraber. Adalet Bakanlığı'nı,
bu tür olaylarda kuvvet kul-
lanımını önleme ya da en aza
indirme yolunda acil önlem-
ler almaya çağırdı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Belki hiç gidemeyeceğim, ama haya-
limin ulaştığı bir yere yasakh olmayı ka-
bul edemem.
Bu düşüncelerin "Gündem"\n bu-
günkü konusuyla ilgisi yok gibi.. ama ne
zaman cezaevleriyle ilgili bir gelişme ol-
sa ister istemez "özgürlüklerin, özgür
olma isteminin sınırsızlığt"n\ düşünü-
rüm.
"Bıçak", kimisine "kanı "anımsatır, ki-
misine "ekmeği", kimine de "ağaçyon-
tup şekillendirmeyi"...
Cezaevleri de bende ilk, "özgürtüğü"
çağrıştırıyor.
Aslında cezaevi, "dörtduvar-kare de-
mirler" değil. Bu "dar" bir kavram. Asıl
tehlikeli olan, insanın kendi içindeki ve
kendisini hapsettiği cezaevi. Özellikle
"E tipi" cezaevlerinden aldığım mek-
tuplarda, tutuklu ve hükümlülerin kul-
landığı tümceler, dünyaya bakışları,
"beyinlerindeki" cezaevinin duvarlannı
yıktıklarını, demirlerden divit yaptıkları-
nı gösteriyor.
"E tipi" bir mektuptan bir paragraf
aktaralım:
"Cezaevlerindeki saldın ve direnişler,
ne insan haklarının hümanist kavram-
larına ne de saltyiyecek giyecek sorun-
lanna hapsedilebilir. Sorunun temelin-
de siyasi kimlik ve onur mücadelesi var-
dır. Tüm politikalann odağında bizleri
teslim almak, kişiliksizleştirmek; inanç-
larımızdan, değerlerimizden vazgeçir-
Cezaevlerinde 'Isyaıf...
mek var. Direnişimizin odağında ise be-
det ne olursa olsun siyasi kimliğimizi ve
onurumuzu korumak vardır..."
Bu. konunun başka bir yanı.
Toplumsal önyargının en acımasızol-
duğu konulann başında, cezaevi ve bu-
radaki sakinler geliyor.
Buradaki sakinler, toplumdaki ve yö-
neticilerdeki duyarsızlığa kinli. toplum
da buradaki sakinlere... Cezaevindeki
bir olayın topluma yansıtılış biçimi bu
durumu hemen ele veriyor:
"Cezaevinde isyan..."
Cezaevlerinde nedeni ne olursa ol-
sun herhangi bir olay çıkmışsa bu isyan-
dır. Olaylar bitince de başlık hazırdır:
"İsyan bastınldı."
Çok gerilere gitmeden son yıllara ba-
kalım:
- 1989'da Eskişehir Cezaevi'nde bir
tünelin ortaya çıkarılmasından sonra
hükümlülere verilen tüm haklar geri alın-
dı. Açlık grevi başladı. Grevin 35. gü-
nünde hükümlüler balık istifi araçlara
konarak 16 saatlik bir yolculuktan son-
ra Aydın Cezaevi'ne getirildi. Sonuç iki
ölü, onlarca sakat.
- 1991 'de Ankara Merkez Ceza-
evi'nde iki hükümlünün firarından son-
ra tutuklu ve hükümlülerin çoğu Eskişe-
hir'e sürüldü.
- 9 Şubat 1992'de Buca Cezaevi'nde
tünel ortaya çıkarıldı. Yine hakların rafa
kaldırılması, açlık grevi, sürgün. 43 gün
süren açlık grevinin ardından onlarca
sakat.
- 17 Temmuz 1995'te Buca Ceza-
evi'nden firar eden 4 hükümlünün ardın-
dan gerginlik arttı ve 19-25 Eylül 1995'te
meydana gelen olaylar sonunda 3 hü-
kümlü yaşamını yitirdi.
- Son olarak tutuklu ve hükümlülerle
yakınlarının, "Ümraniye tabutluğu" adı-
nı taktığı, Üsküdar E Tipi Cezaevi'nde
yaşananlar.
Tüm bu olaylarda dikkati çeken konu
şu:
- Devlet olayların üzerine "intikam"
mantığıyla gidiyor. "Siz firar etmeye mi
kalktınız, görürsünüz gününüzü. Her
şeyyasak", "Eylememigiriştiniz; sizis-
tediniz, cezanızı çekin"...
Cezaevleri var oldukça...
Şu anda cezaevinde bulunanların
dünya görüşüne katılıp katılmamak ay-
n konu. Örneğin, bana ulaşan mektup-
lardaki düşüncelerin çoguna katılmıyo-
rum. Ancak bu, "Bizim gibi düşünmü-
yorlarsa buna layıktırlar" mantığını ge-
tirmemeli.
Üsküdar'da yaşananlarla birfikte di-
ğer ülkelerden "patent" hakkını isteye-
bileceğimiz bir "Türk tipi cezaevi" mo-
deli ortaya çıktı.
Temel özellikleri şunlar:
- Bir kişi cezaevine girmişse mahke-
me kararı gerekmez; suçludur.
- Suçlunun hak istemeye hakkı yok-
tur. Suçlunun hakkı, yönetimin verdiği
kadardır.
- Bir kişi cezaevine kendi düşüncele-
ri ile girer, ama yönetimin düşünceleriy-
le çıkmaya mecburdur.
- Cezaevindekilere, sınırlı ölçülerde
kendini aç bırakma, yaralanma ve ölme
özgürlüğü verilir. Burada iki seçenek
vardır; bu özgürlüklerini kanlı mı kulla-
nacaklar, kansız mı?
- Kansız isterlerse, belli bölgelere ip
ve kemer bırakılır.
- Kanlı isterlerse seçenek boldur.
- Tutuklu ve hükümlü yakınları da po-
tansiyel suçludur. Buna zaman zaman
avukatlarını da dahil etmek gerekir.
Bugün yeni yılın ilk pazarı. Kafamda
yeni yıldan, yeni umutlardan söz etmek
vardı. Belki doğayı çırılçıplak soyan kış-
tan.. ya da doğanın sevinç gözyaşlann-
dan, başkenti iki gündür yıkayan yağ-
murdan...
Ama cezaevleri gergin olunca insanın
başka konulara eli varmıyor.
Melih Cevdet Anday'ın cuma gün-
kü yazısında, Bernard Shavv'ın derle-
melerinden aktardığı bir özdeyiş vardı.
21. yüzyıla dört kala cezaevlerine nasıl
bakmamız gerektiğini öğreten güzel bir
tümceydi:
"Cezaevleri var oldukça, hangimızin
içinde olduğu hiç önemli değildir."
OLAYLARIN
ARDEVDAKT
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
caktır. Erbakan'ın zor bır iki-
lemde olduğu dikkat çeki-
yor. Bir yanıyla. RP'nin, Av-
rupa'nın da kabul edebile-
cegi demokrat bir parti ol-
duğunu anlatmaya çalışıyor.
Diğer yanıyla oy aldığı taba-
nın "kadro" kesiminin is-
temlerinı yerine getireceğine
ilişkin işaretler vermeye ça-
lışıyor. Şeyh Nâzım Kıbn-
si' nın bugün gazetemizde y-
er alan demeci, RP'nin iliş-
kiler ağının bır başka boyu-
tunu ortaya koyuyor.
Anadolu'nun köylerine,
kasabalarına, hatta bazı
kentlerinecami, cumhuriyet
dönemiyle birlikte girmiştir.
Konunun bu yanı çok de-
rın bir tartışma konusudur.
Ancak, Türkiye'nin şeriat
düzeniyle yönetilmesi ge-
rektiğini düşunen grupların
kendi aralannda anlaşama-
dığını, "çarşafrenginde "bi-
le "sorun" çıktığını göz önü-
ne alırsak dın ve vıcdan öz-
gürlüğunden" yana olan
herkesin, laikliği sonuna ka-
dar savunması gereklidir.
Dikkati çeken o ki. Erba-
kan ağzındakı baklayı ne çı-
karıyor ne de yutuyor.
* • •
Tüm Yargı-Sen: Kansız da olabilirdi
İSTANBU17A.NKAR.A (Cumhuri>et)
-Tüm Yargı-Sen Başkanı Ali Yazıcı. ce-
zaes lerindeki olay lann kamuoyuna yan-
sıyan nedenlerinin "suni" olduğunu, te-
melinde ise "devletin toplumsal muhale-
feti bastırma" planının bulunduğunu sa-
\undu. İHD. Adalet Bakanlıgı Ceza \e
Tevkif E\leri Genel Müdürlüğü'ne Üs-
küdar E Tipi Cezaevi'nde saptadıkları
durumu bir rapor halinde göndenrken
bazı siyasi panıler \ e çok sayıda demok-
ratik kitle örgütü temsilcileri, olaylan kı-
nadılar ve sorumluların cezalandırılma-
sını istediler.
Olaylarda haklı ve haksız aramanın
yanlış olduğunu, genelin deöerlendiril-
mesi gerektiğini belirten Başkan Yazıcı,
şöyle devametti:
"Siyasi tutuklular neler istemiş; de\ let,
taahhüdünü niye>erincgetirmemiş? Tu-
tukiu, 'Avukatımızla yüz yüze görüşe-
lim", zivaretçiler "lçeri alınsın" demiş.
Devletönce kabul etmiş. sonra hayatage-
çirmemiş. Bunun nedeni açık. Zamlar
giimbür gümbür gelivor. yaşama stan-
dardı yü/de 25'e indirgendi. toplumsal
muhalefet vükselhor. Bu muhalefeti na-
sıl bastıracak? İs>ana mevdan verecek
cezaevindeki insanı susturduğu zaman
toplumu susturacak. ()la\ bu. Yoksa
mahkûmlaria cezaev i yönetimi arasında-
ki uy uşma/lık suni."
Olav lann "istense>di, kansız" bir şe-
kilde de bastınlabileceğini belirten Ali
Yazıcı. "Bunlarilkdefaolmuyorki. Ba>-
rampaşa''da defalarca oldu. Amaç,çözül-
mekolsavdı, istenseydi çözülürdü" dedi.
tHD tstanbul Şube Başkanı ErcanKa-
nar. Adalet Bakanlıgı Ceza ve Tevkif
Evleri Genel Müdürlüğü'ne Üsküdar E
Tipi Cezaevi'nde saptadıkları durumu
bir rapor halinde gönderdiklerini söyle-
di. Raporda mahkûmlaria görüştükleri-
ni ve olaylara neden olarak gösterilen sa-
yım \ermeme ve arama yaptırmama id-
dialannın gerçeği yansıtmadığı bildirii-
di. Medyada işlenen tünel iddiasının da
gerçek olmadıgının belirtildiği raporda.
ölümlere neden olan saldında esas paym,
jandarmanın sınır tanımaz şiddeti ve hu-
kuk dışı öldürme kastıyla davranmış ol-
ması gerçekliğinin ortada olduğu vurgu-
landı. Raporda. cezaevinde aslında açı-
lışından beri jandarmanın tartışılmaz.
başına buyruk keyfi yönetimi olduğu ve
bu duruma cezaevi yönetiminin basiret-
sız tutumunun da yol açtığı belirtilerek
sorumlu cezaevi yönetiminin görevden
alınması istendi.
. CHP Istanbul II Başkanı Mehmet Ali
Ozpolat da yaptıgı yazı lı açıklamada ce-
zaevlerinde yaşanan olayları kınay'arak
"Ümranhe Cezaevi'ndeki son olay an-
cak diktatörlükJerde görülebilir'" dedi.
CHP il örgütünün açıklamasmda, şu
görüşlere yer verildi:
"21. yüzyıla sadece dört yıl kahnışken
ve hemen gümriik birtiği ertcsinde bu
olavın vaşanmasu üikemizde demokrasi
ve insan haklarının genişlemesinden ra-
hatsız olan kesimlerin variığını bir kez
daha bize kanıtlamaktadır. Batı standart-
lannda bir demokrasi ve çağı yakalama
iddiasındaki bir ülkede durumu yargı or-
ganlannda görüşülmekte olan insanlara.
hem de onlar dört du\ar arasında. dev-
letin güvencesindev ken silah çekilivorsa
durup düşünmek gerekir. Bu sorumsuz-
luklann hesabını, unutmayalım ki tarih
önünde hep birlikte vermek durumunda
kalacağız. Bu ülkede polis de asker de
yargı görevine sovunmaktan artık vaz-
geçsin. Bizi vaşamakta olduğumuz cağ-
dan utandırmasınlar. Suçun cezasını >ar-
gı verir, infazı da >argı yapar. Polis ya da
jandarma değil. Ayrıca devletin gücü
dört duvar arasındaki bir tutuklu isyanı-
nınu ölümler olmadan da vatıştırmaya
vetmelidir. Cezaev leri birer işkencehane-
ye çevrilemez. Bir insana bir suçtan do-
lavı iki kez ceza verilemez."
Perinçek'ten protesto
İşçı Parti.M Genel Başkanı Doğu Pe-
rinçek, cezaevlennde mevdana gelen ve
3 tutuklu \ e hükümlünün yaşamını yitir-
mesiyle sonuçlanan olaylarla. devletin.
yargısız infazlan resmileştirdiğini ileri
sürdü. Perinçek. dün vaptığı yazılı açık-
lamada. devletin cezaevi politikasının
yıllardır şiddet üzerine kurulduğunu sa-
vunarak olaylan protesto ettiğinı bildir-
di. Devletın siyaM tutuklu ve hükümlü-
leri yurttaşı olarak göımediğinı ıleri sü-
ren Perinçek. şu görüşlen dile getirdi:
"Cezaevlerinde koğuşlara girilerek
devletin denetimi ve güvencesi altındaki
yurttaşlann öldürülmesi. yargısız infazın
resmileşmesidir. Bunu şiddetle protesto
edivoruz."
CIK MUTFAGIMDAN
Demet ve Aydın
yarışıyor, Sibel
Alaş stres alıyor!
i
Bu aksam 1 7\ 1 5
NoePe farkh kutlama
t
Demet ve Aydın hem yarışıyor hem de
parçalarıyla coşturuyor... Stres jürisi
Sibel Alaş sevilen şarkılarıyla
yarışmacıların stresini alıyor... Stres
yaratan 'hınzır'lar ise Suat Sungur,
Ayşegül Uygurer ve Ülkü Duru!
LEYLA TAV ŞANOĞLÜ
Istanbul da binlerce Rum
Ortodoks ve Gregoryen Er-
meni vatandaş, dün kilise-
lerde düzenlenen ayinler ve
törenlerle kendi Noellerini
kutladılar.
Hıristiyanlıkta mezheple-
rin yorum farkhlıgından
kaynaklanan bu alternatif
kutlamalann kaynağı. şö> le
anlatılıyor:
Katolikler ve Protestan-
lar, Isapeygamberin dogum
günü olan 24 aralığı 25 ara-
lığa baglavan gece. Noel'i
kutluyorlar. Ortodokslar ve
Gregoryenler için Noel yor-
tusu ise Isa peygamberın
Aziz Jean tarafından Ku-
düs'te vaftiz edildiği 6 ocak
aünü. Ortodokslar ayrıca
Isa'nın nehir suyunda vaf-
tiz edilişini. deniz suyuna
haç atarak simgesel olarak
kutluyorlar.
Dün İstanbul'da Yeşilköy.
Kuruçeşme ve Çengelköv
Rum Ortodoks kiliselerin-
deki avinlerin ardından. ha-
çı suvaatnıatörenlenvapıl-
dı. En görkemlısi de Çen-
gelköy "deki A>a Yorgi Kili-
sesı'nde oldu.
Avnı akşam da Feri-
köv
:
deki 12 Apostol Kilise-
si'nde Patrik Bartholome-
os'unda katıldığı birkonser
verildi.
Samatya >a da Türkçe
adıyla Kocamustafapaşa da-
ki Surp Kevork Ermeni
Gregonen Kilisesi'ndedün
sabah 09.30'da başlayıp
I2 45"e kadar süren Noel
ayini vardı.
Avıni Türk Ermenileri
Patrik Vekili Başpiskopos
Mesrob Mutafvan vöneti-
yordu. Sırtında işlemeli.
uzun harmanisi. elinde asa-
sıyla dualar okudu. vaaz
verdi.
Bunun ardından. ekmek
ve şarabın kutsanması töre-
ni yapıldı. Bu törende. Isa
peygamberin çarmıha geril-
nıeden bir gece önce hava-
rilerivle birlikte >ediği son
yemekte sö> lediği sözler
veniden anıldı.
Fes ve sarık
Feministler ayı
avında...
Üstelilc İstanbul'da değil
Kaçkarlar'da!
• Baştarafı 1. Sayfada
da şeyhi Londra'da tanıdıâı-
nı ve o günden bu yana
Müslüman olduğunu söyle-
yen Ingiliz. artık şeyh unva-
nına kavuşmuş ve adı da
'Şe)h YüsuP olmuş..
Fırsat bulmuşken Şeyh
Nâzım'a soruyorum:
- Peki Prens Charles da
müritleriniz arasında mı?
Onu Müslüman yaptığınız.
sünnet cttirdiğiniz yazıhvor.
Doğru mu bunlar?
- Elbette Prens Charles
Müslüman ve adı da Hüse-
vin Charies. Aynca sadece
Charles değil, kraliyet aile-
sinin tümü sünnetlı.
Prnes'in çocugunu sünnet e-
den doktorun adını da bıh-
vorum.
- Peki prensi nasıl Müslü-
man yaptınız? Kendisivle
nerede, ne zaman göriiştü-
nüz? Hüseyin adını ne za-
man aldı? Bunlara açıklık
getirebiJir misiniz?
- Ruhani karşılaştık bitti...
Daha resmi olarak karşılaş-
madık...
- İngiltere'de Müslüman
vaptığınız. müritleriniz ara-
suıa kattığınız başka şahsi-
yetler, ünlüler var mıdır?
- İ şte şarkıcı Bob (Geldof)
meşhur degil mi. o. Onu 2-
3 ay önce Londra'da gör-
düm. Bana geldi ve Müslü-
man olmak istediğini söyle-
di. O da bize katıldı.
Şeyh Nâzım Kıbnsi, Türk
milletinin Refah'ı destekle-
yip öteki partileri paçavra
ettiğini iddia ederek hükü-
metin RP-ANAP arasında
kurulacağını söylerken "Bi-
rinci parti CHP, barajı ite
kaka geçti. Ötekilerin de oyu
kalmadı. ^ani milletin onlar-
da ümidi kalmadı. köklü de-
ğişiklik... A'sından Z'siııe ka-
dar her müessesede değişik-
lik lazım. Gümriik birliğin-
de de lazım. Bizim alakamız
İslam âlemivle değil mi? Bi-
zim âlemimiz varken kâfire
mi vaklaşmamız lazım? "
dedi.
" Benim devlet adamlarıv-
la ilişkim yok" diven Şeyh
Nâzım. diğer vandan RP li-
deri Necmettin Erbakan ile
bir defa Av rupa'da görüştü-
ğünü belirtiyor ve "Başka
görüştüğünüz devlet adamı
var mıdır" şeklindeki soru-
muza şu karşılığı verdi:
"Ne sormazsın Cumhur-
reisi ile görüşür müv üm, gö-
rüşmez mivim? Cumhurre-
isi beni bilir mi bilmez mi?
Sayın Cumhurbaşkam'na
da sor bakalım. Süleyman
Bev beni tanır mı tanımaz
mı? Tabii o şimdi Cumhur-
reisi olduğu için yanına vak-
laşmayan olmaz."
- Refah iktidarında tür-
ban serbest bırakılacak mı
okullarda?
- Hepsi serbest bırakıla-
cak. Zaten bu. demokrasi-
nin icabıdır. İstersem ben
sarık korum. istersem tür-
ban korum. Laiklik hükü-
metin işidir.
Halkın inancına laiklik
konamaz. Nıye Müslüman-
ları zorluyorlar şimdi? Her-
kesin inancına nive kanşı-
yorlar'1
Bu nasıl laikliktir?
Halkın inancında laiklik dı-
ve bir şey olamaz.