25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 1996 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Cezaevi bunalınu • Baştarafı 1. Sayfada Sürgün gerekçesiv le başka ce- zaevlerine sevk vapılmaması. jtTEM \e polis işbiriiği ile ce- zaevlerine vapılan saldınlara son verilmesi. L mraııive kat- liamını protesto ettikleri ve devTİmci tutsaklara sahip çık- tıklan için gözaltına aiınan tiim insanlann serbest bıra- kılması." Nurtepe'de olaylar Ümraniye'deki Üsküdar E Tipi Cezaevfnde yaşananları protesto eden bır grup. dün Nurtepe'de ızınsız gösterı yaptı v e ıkı otobüsü v aktı. Ak- şam saatlerinde Nurtepe So- kollu Caddesi'nın TEM yolu sapağında toplanan yaklaşık 150 kışilık bir grup. yoldan çevirdıklen ikı beledıye oto- büsünü boşalttılar. Otobüsler- den bırisine molotofkokteyli atarak tahrip eden göstenci- ler, ikınci otobüsü de aynı cadde üzennde vaklaşık 300 metre ileriye götürerek ateşe verdiler. Olayın ardından çev- rede operasyon düzenleyen polıs, kuşkulu gördüğü kişile- ri gözaltına aldı. Operasyona yüzlerce çev ık ku\ vet polisi- nin yanı sıra altı panzer ve zırhlı taşıma araçları da katıl- dı. Bu arada Gebze Ceza- evi'nde Devrimcı Sol da\ası nedenıv le tutuklu bulunan sa- nıklar da Üsküdar E Tipı Ce- zaevı'ndeki olaylan protesto etmek içın 3 günlük açlık gre- vine baş'adıklannı açıkladı- lar. Bağcılar Yenımahalle'de ve Küçükköy Cengiz Topel Caddesi'nde cezae\ı olayla- nnı protesto etmek amacıyla, yaklaşık 30"ar kişıden oluşan iki grup dün gece lastık yak- tıktan sonra korsan yürüyüş düzenledı. Gösterıciler gü- venlik güçlerinin olav yerine gelmesınden sonra dagıldı. Bu arada. Istanbul'un çe- şitlı semtlerinde bazı >erlere kimlığıbelirsızkişilercegece atılan molotofkoktevliler. bır kişının yaralanmasına yol açarken maddı hasar meyda- na geldi. Emırgân'da Birinci Taşoca- ğı Sokak'ta bulunan Mert At- lı'ya( lSjaıtbakkaldükkânı- na atılan molotofkokteylıden Atlı. hafif yaralandı. Örnekte- pe Etibank Caddesi 26 numa- rada bulunan Güneş Kuyum- cusu'na. Eyüp Ülkü Ocakları Derneği'ne, Beyoglu Kulak- sız Fındık Sokak'ta bulunan bir ışyerine. Gazi Mahallesi Ismetpaşa Caddesi'nde iki yere molotofkokteyli atıldı; saldınlan üstlenen olmadı. Buca'daki eylem Ümranıve'dekı olayları protesto amacıyla Buca Ce- zaevı'nde DHKP C. TİKKO. MLKP. TDK.P da\alanndan yargılanan yaklaşık 200 tu- tuklunun başlattıgı eylem sü- rüyor. Sorunun çözümü ıçin Izmir Barosu 2. Başkanı Ca- fer Özkan da devreye girdi. Eylemciler, rehin aldıklan ce- zae\ i müdürleri Bahattin Güziük. Gürbüz Irgata ile 15 gardiyanı. Ümraniye olayla- rıyla ilgili ta'min edici bilgi ahnıncaya dek serbest bırak- mayacaklarını açıkladılar. Cezaevi yctkililen.jandar- mayı içeri sokmayacaklannı belırterek "Sorunıı göriişme- ler yoluyla çözmeye çalışıyo- nız"dedi!er. Rehinelerin serbest bırakıl- ması ve eylemin sona erdiril- mesi ıçin cezaevi savcılan ve yönetıcileri ile bir grup avu- katın katıldığı görüşmeler. sa- at 16.30 sıralannda sona erdi. Görüşmelerle ılaılı açıklama- larda bulunan ızmır Barosu Başkan Yardımcısı Cafer Öz- kan. rehin aiınan müdür ve görevlilen tutuldukları ko- ğuşta gördüğünü ve sağlık du- rumlannın iyı olduğunu söy- ledi. Özkan. şunları söyledi: "Jzmir'de idarenin yapacağı bir sev yok. Eylemciler. l'mra- nive Cezaev i'nde meydana ge- len olav laria ilgili olarak yetki- liler hakkında soruşturma açılmasım istiyoriar. Genelde cezaevi koşullannın iyileştirü- mesini talep ediyorlar." Rehin tutulan göre\lılerin îsimlerı şöyle: Müdür yar- dımcıları Ğiirbüz Irgalı ve Bahattin Güziük. ınfaz koru- ma başmemuru Mehmet Gü- ler, infaz koruma memurlan Nihat Lygun, Mehmet Koca- man. İbrahim Özdemir, Ziyat Sönmez, Vavuz Dostel. Birol Kahveci. Nural Karabulut. Mustafa Erdoğan, Sülevman KurfHaydar Taş. Sadık Ba- viryaka. Rıza Çelik. Fevzi Ko- çak. Sadık Doğu. Adana'da 30 gözaltı Ümraniye E Tipı Ceza- e\ı "ndekı olaylan protesto et- mek amacıyla İHD Adana Şubesi "nde bir araya gelen de- mokratik kıtle örgütü temsıl- cilerinin vürüyüşü sırasında gruba müdahale eden polis, 30 kışıyı gözaltına aldı. Basın açıklaması yapan de- mokratik kitle örgütlerınin temsilcileri. daha sonra Baş- bakan \ e Adalet Bakanlıgı" na telgraf çekmek için Büyük Postane"ye hareket etti. Gös- tericiler yürüyüş sırasında "Şehitlerölnıez" sloganıattı- lar. Aralannda İHD Adana Şu- be Başkanı Metin Çelik'ın de bulundugu grup. telgrafları çektıkten sonra postane önün- de güvenlik önlemi alan po- lisler tarafından zorla bir ara- ca bindirilerek emniyet mü- dürlüğüne götürüldüler. Sorun, cezaevi projesinde ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Grup Baş- kanvekılı \e eski Adalet Ba- kanı Oltan Sungurlu. son günlerde cezaevlerinde > aşa- nan olaylann temelinde. ce- zaevlerının yanlış projelendı- rilmesinden kaynaklanan so- runların bulunduğunu sa\u- narak 1991 yılında göreve geldıkten sonra Eskışehır Ce- zaevinı kapatan DYP-CHP koalisyon hükümetinın, bu cezaevini açma ihtiyacı ıçin- de olduğunu ılen sürdü. Cumhuriyefın. cezaevle- rinde son günlerde yaşanan olaylara ilişkin sorularını ya- nıtlavan Sungurlu. Türkı- ye'deki cezaes lerinin yapısı- nın özellikle terör suçları ne- deniyle tutuklu \e hükümlü- ler içın u\gun olmadığını vurguladı. Sungurlu. şunla- rı söyledi:"*Koruma açısın- dan uygun değil. Cezaevleri içindedevlet tam bir güvenlik sağlayamıyor. İçeride güven- lik sağlaııamayınca. içeride başkaları hâkim olunca. is- tenmeyen olaylar gelişiyor. Bütün dünya cezaevlerini in- eelettik. Özel bir komis>on oluşturuldu. Turkiye'de kaç tip cezaevi yapüır. nasıl yapı- lır. gerekli incelemelervapüdı. Sonra bu komisyonunjüri ol- ması kaydıyla cezaevi ihalesi- ne çıkjkk şartname hazırian- ÖL Ben. bakanlıktan aynldım. Benden sonra gelen arkadaş- lar. onu sürdürmediler." Sungurlu. dığerönemlı ne- denin ise "kamuoyu baskısı" olduğunu sav layarak "Ceza- evleri son derece farklıdır. Çok müdahale olur. basını- mız. siyasi partilerimizzaman zamanflkiryürütüıier. TabiL hiçbiryönetim kamuoyu bas- kısının djşında kalamaz. Do- la\ ısıyla birçok kaide zaman zaman ihlal edilir. O kaidele- rin ihlali de çoğu zaman mah- kûmlann aleyhine olur" dıye konuştu. Can kaybı önlenmeK ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu)-Uluslararası Af Ör- gütü (L'AÖ), Adalet Bakan- lığı'na gönderdiği mektupta. cezae% lerinde çıkan olaylar sırasında \urularak öldürü- len mahkûmların. "resmi makamlann ilgisi/liğinin kurbanlan olduğunu" sa\ u- narak Türkiye'yi kınadı. Merkezi Londra'da bulunan LAÖ. Türkiye'deki cezaev- lerinde sistematik işkence yapıldığını öne sürdü. 5 ocak cuma günü Adalet Bakanı FıruzÇilingiroğlu'na gönde- riien mektupta. hükümet. da- ha fazla can kaybına karşı acil önlem almaya çağnldı. Mektupta. cezaevlerine çağ- nlan polis ve jandarmanın, çıkan olaylan. yasadışı örgüt üyelerini "cezalandırmak" için kullandıklan iddia edil- di. UAÖ mektubunda. "Ör- güt, Türkiye'deki cezaevle- rinde mahkûmlara kötü mu- amele edildiğinc dair gelen haberler karşısında resmi makamlann ilgisizliğini ve güvenlik güçlerinin cezaevle- rine baskınlan sırasında mahkûmların öldürülmesi olaylarını şiddetle kınar ve Türkiye'yi daha fazla can kaybının önlonmesi için aci- len önlenıler aimaya çağmr" dendı.Üsküdar E Tipı Ceza- evi'nde meydana gelen olay- larda 3 mahkûmun güvenlik güçleriyle çıkan çatışmalar- da öldürüldüğüne dikkat çe- kilen mektupta. "Son olay- larda resmi makamlann. pek çok mahkûmun yaralanma- sı \e ölümü üla\lannı doğnı dürüst soruşturmamasL ce- zaevlerini basan polis ve as- kerlerin mahkûmJara saldır- malannı cesaretlendiriyor" görüşüne yer verildi. 'İşkence sistematik' LAÖ. Türkiye'de polis ve jandarma merkezlerinde gö- zaltına alınanlara sistematik ve yaygın biçimde işkence yapıldığını öne sürdü. UAÖ, mahkûmların protesto olay- lannı bastırmak için çağnlan polis ya da jandarmanın. ya- sadışı silahlı örgütlerin. hü- küm giyen ya da suçlanan üyelerini •cezalandırmak' için olaylan kullandıklannı da öne sürerek ölüm ve ağır yaralama olaylannın cezae\- İerinde sıkça yaşanmaya baş- ladığına dikkat çekti. Son olaylann benzerleri- nin geçmiş yıllarda Diyarba- kırvediğerbazı cezae%lerin- de de yaşandığını belirten UAÖ, cezaevi yetkililerinin, düzeni korumaktan sorumlu olduklannı kabul etmekle beraber. Adalet Bakanlığı'nı, bu tür olaylarda kuvvet kul- lanımını önleme ya da en aza indirme yolunda acil önlem- ler almaya çağırdı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Belki hiç gidemeyeceğim, ama haya- limin ulaştığı bir yere yasakh olmayı ka- bul edemem. Bu düşüncelerin "Gündem"\n bu- günkü konusuyla ilgisi yok gibi.. ama ne zaman cezaevleriyle ilgili bir gelişme ol- sa ister istemez "özgürlüklerin, özgür olma isteminin sınırsızlığt"n\ düşünü- rüm. "Bıçak", kimisine "kanı "anımsatır, ki- misine "ekmeği", kimine de "ağaçyon- tup şekillendirmeyi"... Cezaevleri de bende ilk, "özgürtüğü" çağrıştırıyor. Aslında cezaevi, "dörtduvar-kare de- mirler" değil. Bu "dar" bir kavram. Asıl tehlikeli olan, insanın kendi içindeki ve kendisini hapsettiği cezaevi. Özellikle "E tipi" cezaevlerinden aldığım mek- tuplarda, tutuklu ve hükümlülerin kul- landığı tümceler, dünyaya bakışları, "beyinlerindeki" cezaevinin duvarlannı yıktıklarını, demirlerden divit yaptıkları- nı gösteriyor. "E tipi" bir mektuptan bir paragraf aktaralım: "Cezaevlerindeki saldın ve direnişler, ne insan haklarının hümanist kavram- larına ne de saltyiyecek giyecek sorun- lanna hapsedilebilir. Sorunun temelin- de siyasi kimlik ve onur mücadelesi var- dır. Tüm politikalann odağında bizleri teslim almak, kişiliksizleştirmek; inanç- larımızdan, değerlerimizden vazgeçir- Cezaevlerinde 'Isyaıf... mek var. Direnişimizin odağında ise be- det ne olursa olsun siyasi kimliğimizi ve onurumuzu korumak vardır..." Bu. konunun başka bir yanı. Toplumsal önyargının en acımasızol- duğu konulann başında, cezaevi ve bu- radaki sakinler geliyor. Buradaki sakinler, toplumdaki ve yö- neticilerdeki duyarsızlığa kinli. toplum da buradaki sakinlere... Cezaevindeki bir olayın topluma yansıtılış biçimi bu durumu hemen ele veriyor: "Cezaevinde isyan..." Cezaevlerinde nedeni ne olursa ol- sun herhangi bir olay çıkmışsa bu isyan- dır. Olaylar bitince de başlık hazırdır: "İsyan bastınldı." Çok gerilere gitmeden son yıllara ba- kalım: - 1989'da Eskişehir Cezaevi'nde bir tünelin ortaya çıkarılmasından sonra hükümlülere verilen tüm haklar geri alın- dı. Açlık grevi başladı. Grevin 35. gü- nünde hükümlüler balık istifi araçlara konarak 16 saatlik bir yolculuktan son- ra Aydın Cezaevi'ne getirildi. Sonuç iki ölü, onlarca sakat. - 1991 'de Ankara Merkez Ceza- evi'nde iki hükümlünün firarından son- ra tutuklu ve hükümlülerin çoğu Eskişe- hir'e sürüldü. - 9 Şubat 1992'de Buca Cezaevi'nde tünel ortaya çıkarıldı. Yine hakların rafa kaldırılması, açlık grevi, sürgün. 43 gün süren açlık grevinin ardından onlarca sakat. - 17 Temmuz 1995'te Buca Ceza- evi'nden firar eden 4 hükümlünün ardın- dan gerginlik arttı ve 19-25 Eylül 1995'te meydana gelen olaylar sonunda 3 hü- kümlü yaşamını yitirdi. - Son olarak tutuklu ve hükümlülerle yakınlarının, "Ümraniye tabutluğu" adı- nı taktığı, Üsküdar E Tipi Cezaevi'nde yaşananlar. Tüm bu olaylarda dikkati çeken konu şu: - Devlet olayların üzerine "intikam" mantığıyla gidiyor. "Siz firar etmeye mi kalktınız, görürsünüz gününüzü. Her şeyyasak", "Eylememigiriştiniz; sizis- tediniz, cezanızı çekin"... Cezaevleri var oldukça... Şu anda cezaevinde bulunanların dünya görüşüne katılıp katılmamak ay- n konu. Örneğin, bana ulaşan mektup- lardaki düşüncelerin çoguna katılmıyo- rum. Ancak bu, "Bizim gibi düşünmü- yorlarsa buna layıktırlar" mantığını ge- tirmemeli. Üsküdar'da yaşananlarla birfikte di- ğer ülkelerden "patent" hakkını isteye- bileceğimiz bir "Türk tipi cezaevi" mo- deli ortaya çıktı. Temel özellikleri şunlar: - Bir kişi cezaevine girmişse mahke- me kararı gerekmez; suçludur. - Suçlunun hak istemeye hakkı yok- tur. Suçlunun hakkı, yönetimin verdiği kadardır. - Bir kişi cezaevine kendi düşüncele- ri ile girer, ama yönetimin düşünceleriy- le çıkmaya mecburdur. - Cezaevindekilere, sınırlı ölçülerde kendini aç bırakma, yaralanma ve ölme özgürlüğü verilir. Burada iki seçenek vardır; bu özgürlüklerini kanlı mı kulla- nacaklar, kansız mı? - Kansız isterlerse, belli bölgelere ip ve kemer bırakılır. - Kanlı isterlerse seçenek boldur. - Tutuklu ve hükümlü yakınları da po- tansiyel suçludur. Buna zaman zaman avukatlarını da dahil etmek gerekir. Bugün yeni yılın ilk pazarı. Kafamda yeni yıldan, yeni umutlardan söz etmek vardı. Belki doğayı çırılçıplak soyan kış- tan.. ya da doğanın sevinç gözyaşlann- dan, başkenti iki gündür yıkayan yağ- murdan... Ama cezaevleri gergin olunca insanın başka konulara eli varmıyor. Melih Cevdet Anday'ın cuma gün- kü yazısında, Bernard Shavv'ın derle- melerinden aktardığı bir özdeyiş vardı. 21. yüzyıla dört kala cezaevlerine nasıl bakmamız gerektiğini öğreten güzel bir tümceydi: "Cezaevleri var oldukça, hangimızin içinde olduğu hiç önemli değildir." OLAYLARIN ARDEVDAKT GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada caktır. Erbakan'ın zor bır iki- lemde olduğu dikkat çeki- yor. Bir yanıyla. RP'nin, Av- rupa'nın da kabul edebile- cegi demokrat bir parti ol- duğunu anlatmaya çalışıyor. Diğer yanıyla oy aldığı taba- nın "kadro" kesiminin is- temlerinı yerine getireceğine ilişkin işaretler vermeye ça- lışıyor. Şeyh Nâzım Kıbn- si' nın bugün gazetemizde y- er alan demeci, RP'nin iliş- kiler ağının bır başka boyu- tunu ortaya koyuyor. Anadolu'nun köylerine, kasabalarına, hatta bazı kentlerinecami, cumhuriyet dönemiyle birlikte girmiştir. Konunun bu yanı çok de- rın bir tartışma konusudur. Ancak, Türkiye'nin şeriat düzeniyle yönetilmesi ge- rektiğini düşunen grupların kendi aralannda anlaşama- dığını, "çarşafrenginde "bi- le "sorun" çıktığını göz önü- ne alırsak dın ve vıcdan öz- gürlüğunden" yana olan herkesin, laikliği sonuna ka- dar savunması gereklidir. Dikkati çeken o ki. Erba- kan ağzındakı baklayı ne çı- karıyor ne de yutuyor. * • • Tüm Yargı-Sen: Kansız da olabilirdi İSTANBU17A.NKAR.A (Cumhuri>et) -Tüm Yargı-Sen Başkanı Ali Yazıcı. ce- zaes lerindeki olay lann kamuoyuna yan- sıyan nedenlerinin "suni" olduğunu, te- melinde ise "devletin toplumsal muhale- feti bastırma" planının bulunduğunu sa- \undu. İHD. Adalet Bakanlıgı Ceza \e Tevkif E\leri Genel Müdürlüğü'ne Üs- küdar E Tipi Cezaevi'nde saptadıkları durumu bir rapor halinde göndenrken bazı siyasi panıler \ e çok sayıda demok- ratik kitle örgütü temsilcileri, olaylan kı- nadılar ve sorumluların cezalandırılma- sını istediler. Olaylarda haklı ve haksız aramanın yanlış olduğunu, genelin deöerlendiril- mesi gerektiğini belirten Başkan Yazıcı, şöyle devametti: "Siyasi tutuklular neler istemiş; de\ let, taahhüdünü niye>erincgetirmemiş? Tu- tukiu, 'Avukatımızla yüz yüze görüşe- lim", zivaretçiler "lçeri alınsın" demiş. Devletönce kabul etmiş. sonra hayatage- çirmemiş. Bunun nedeni açık. Zamlar giimbür gümbür gelivor. yaşama stan- dardı yü/de 25'e indirgendi. toplumsal muhalefet vükselhor. Bu muhalefeti na- sıl bastıracak? İs>ana mevdan verecek cezaevindeki insanı susturduğu zaman toplumu susturacak. ()la\ bu. Yoksa mahkûmlaria cezaev i yönetimi arasında- ki uy uşma/lık suni." Olav lann "istense>di, kansız" bir şe- kilde de bastınlabileceğini belirten Ali Yazıcı. "Bunlarilkdefaolmuyorki. Ba>- rampaşa''da defalarca oldu. Amaç,çözül- mekolsavdı, istenseydi çözülürdü" dedi. tHD tstanbul Şube Başkanı ErcanKa- nar. Adalet Bakanlıgı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne Üsküdar E Tipi Cezaevi'nde saptadıkları durumu bir rapor halinde gönderdiklerini söyle- di. Raporda mahkûmlaria görüştükleri- ni ve olaylara neden olarak gösterilen sa- yım \ermeme ve arama yaptırmama id- dialannın gerçeği yansıtmadığı bildirii- di. Medyada işlenen tünel iddiasının da gerçek olmadıgının belirtildiği raporda. ölümlere neden olan saldında esas paym, jandarmanın sınır tanımaz şiddeti ve hu- kuk dışı öldürme kastıyla davranmış ol- ması gerçekliğinin ortada olduğu vurgu- landı. Raporda. cezaevinde aslında açı- lışından beri jandarmanın tartışılmaz. başına buyruk keyfi yönetimi olduğu ve bu duruma cezaevi yönetiminin basiret- sız tutumunun da yol açtığı belirtilerek sorumlu cezaevi yönetiminin görevden alınması istendi. . CHP Istanbul II Başkanı Mehmet Ali Ozpolat da yaptıgı yazı lı açıklamada ce- zaevlerinde yaşanan olayları kınay'arak "Ümranhe Cezaevi'ndeki son olay an- cak diktatörlükJerde görülebilir'" dedi. CHP il örgütünün açıklamasmda, şu görüşlere yer verildi: "21. yüzyıla sadece dört yıl kahnışken ve hemen gümriik birtiği ertcsinde bu olavın vaşanmasu üikemizde demokrasi ve insan haklarının genişlemesinden ra- hatsız olan kesimlerin variığını bir kez daha bize kanıtlamaktadır. Batı standart- lannda bir demokrasi ve çağı yakalama iddiasındaki bir ülkede durumu yargı or- ganlannda görüşülmekte olan insanlara. hem de onlar dört du\ar arasında. dev- letin güvencesindev ken silah çekilivorsa durup düşünmek gerekir. Bu sorumsuz- luklann hesabını, unutmayalım ki tarih önünde hep birlikte vermek durumunda kalacağız. Bu ülkede polis de asker de yargı görevine sovunmaktan artık vaz- geçsin. Bizi vaşamakta olduğumuz cağ- dan utandırmasınlar. Suçun cezasını >ar- gı verir, infazı da >argı yapar. Polis ya da jandarma değil. Ayrıca devletin gücü dört duvar arasındaki bir tutuklu isyanı- nınu ölümler olmadan da vatıştırmaya vetmelidir. Cezaev leri birer işkencehane- ye çevrilemez. Bir insana bir suçtan do- lavı iki kez ceza verilemez." Perinçek'ten protesto İşçı Parti.M Genel Başkanı Doğu Pe- rinçek, cezaevlennde mevdana gelen ve 3 tutuklu \ e hükümlünün yaşamını yitir- mesiyle sonuçlanan olaylarla. devletin. yargısız infazlan resmileştirdiğini ileri sürdü. Perinçek. dün vaptığı yazılı açık- lamada. devletin cezaevi politikasının yıllardır şiddet üzerine kurulduğunu sa- vunarak olaylan protesto ettiğinı bildir- di. Devletın siyaM tutuklu ve hükümlü- leri yurttaşı olarak göımediğinı ıleri sü- ren Perinçek. şu görüşlen dile getirdi: "Cezaevlerinde koğuşlara girilerek devletin denetimi ve güvencesi altındaki yurttaşlann öldürülmesi. yargısız infazın resmileşmesidir. Bunu şiddetle protesto edivoruz." CIK MUTFAGIMDAN Demet ve Aydın yarışıyor, Sibel Alaş stres alıyor! i Bu aksam 1 7\ 1 5 NoePe farkh kutlama t Demet ve Aydın hem yarışıyor hem de parçalarıyla coşturuyor... Stres jürisi Sibel Alaş sevilen şarkılarıyla yarışmacıların stresini alıyor... Stres yaratan 'hınzır'lar ise Suat Sungur, Ayşegül Uygurer ve Ülkü Duru! LEYLA TAV ŞANOĞLÜ Istanbul da binlerce Rum Ortodoks ve Gregoryen Er- meni vatandaş, dün kilise- lerde düzenlenen ayinler ve törenlerle kendi Noellerini kutladılar. Hıristiyanlıkta mezheple- rin yorum farkhlıgından kaynaklanan bu alternatif kutlamalann kaynağı. şö> le anlatılıyor: Katolikler ve Protestan- lar, Isapeygamberin dogum günü olan 24 aralığı 25 ara- lığa baglavan gece. Noel'i kutluyorlar. Ortodokslar ve Gregoryenler için Noel yor- tusu ise Isa peygamberın Aziz Jean tarafından Ku- düs'te vaftiz edildiği 6 ocak aünü. Ortodokslar ayrıca Isa'nın nehir suyunda vaf- tiz edilişini. deniz suyuna haç atarak simgesel olarak kutluyorlar. Dün İstanbul'da Yeşilköy. Kuruçeşme ve Çengelköv Rum Ortodoks kiliselerin- deki avinlerin ardından. ha- çı suvaatnıatörenlenvapıl- dı. En görkemlısi de Çen- gelköy "deki A>a Yorgi Kili- sesı'nde oldu. Avnı akşam da Feri- köv : deki 12 Apostol Kilise- si'nde Patrik Bartholome- os'unda katıldığı birkonser verildi. Samatya >a da Türkçe adıyla Kocamustafapaşa da- ki Surp Kevork Ermeni Gregonen Kilisesi'ndedün sabah 09.30'da başlayıp I2 45"e kadar süren Noel ayini vardı. Avıni Türk Ermenileri Patrik Vekili Başpiskopos Mesrob Mutafvan vöneti- yordu. Sırtında işlemeli. uzun harmanisi. elinde asa- sıyla dualar okudu. vaaz verdi. Bunun ardından. ekmek ve şarabın kutsanması töre- ni yapıldı. Bu törende. Isa peygamberin çarmıha geril- nıeden bir gece önce hava- rilerivle birlikte >ediği son yemekte sö> lediği sözler veniden anıldı. Fes ve sarık Feministler ayı avında... Üstelilc İstanbul'da değil Kaçkarlar'da! • Baştarafı 1. Sayfada da şeyhi Londra'da tanıdıâı- nı ve o günden bu yana Müslüman olduğunu söyle- yen Ingiliz. artık şeyh unva- nına kavuşmuş ve adı da 'Şe)h YüsuP olmuş.. Fırsat bulmuşken Şeyh Nâzım'a soruyorum: - Peki Prens Charles da müritleriniz arasında mı? Onu Müslüman yaptığınız. sünnet cttirdiğiniz yazıhvor. Doğru mu bunlar? - Elbette Prens Charles Müslüman ve adı da Hüse- vin Charies. Aynca sadece Charles değil, kraliyet aile- sinin tümü sünnetlı. Prnes'in çocugunu sünnet e- den doktorun adını da bıh- vorum. - Peki prensi nasıl Müslü- man yaptınız? Kendisivle nerede, ne zaman göriiştü- nüz? Hüseyin adını ne za- man aldı? Bunlara açıklık getirebiJir misiniz? - Ruhani karşılaştık bitti... Daha resmi olarak karşılaş- madık... - İngiltere'de Müslüman vaptığınız. müritleriniz ara- suıa kattığınız başka şahsi- yetler, ünlüler var mıdır? - İ şte şarkıcı Bob (Geldof) meşhur degil mi. o. Onu 2- 3 ay önce Londra'da gör- düm. Bana geldi ve Müslü- man olmak istediğini söyle- di. O da bize katıldı. Şeyh Nâzım Kıbnsi, Türk milletinin Refah'ı destekle- yip öteki partileri paçavra ettiğini iddia ederek hükü- metin RP-ANAP arasında kurulacağını söylerken "Bi- rinci parti CHP, barajı ite kaka geçti. Ötekilerin de oyu kalmadı. ^ani milletin onlar- da ümidi kalmadı. köklü de- ğişiklik... A'sından Z'siııe ka- dar her müessesede değişik- lik lazım. Gümriik birliğin- de de lazım. Bizim alakamız İslam âlemivle değil mi? Bi- zim âlemimiz varken kâfire mi vaklaşmamız lazım? " dedi. " Benim devlet adamlarıv- la ilişkim yok" diven Şeyh Nâzım. diğer vandan RP li- deri Necmettin Erbakan ile bir defa Av rupa'da görüştü- ğünü belirtiyor ve "Başka görüştüğünüz devlet adamı var mıdır" şeklindeki soru- muza şu karşılığı verdi: "Ne sormazsın Cumhur- reisi ile görüşür müv üm, gö- rüşmez mivim? Cumhurre- isi beni bilir mi bilmez mi? Sayın Cumhurbaşkam'na da sor bakalım. Süleyman Bev beni tanır mı tanımaz mı? Tabii o şimdi Cumhur- reisi olduğu için yanına vak- laşmayan olmaz." - Refah iktidarında tür- ban serbest bırakılacak mı okullarda? - Hepsi serbest bırakıla- cak. Zaten bu. demokrasi- nin icabıdır. İstersem ben sarık korum. istersem tür- ban korum. Laiklik hükü- metin işidir. Halkın inancına laiklik konamaz. Nıye Müslüman- ları zorluyorlar şimdi? Her- kesin inancına nive kanşı- yorlar'1 Bu nasıl laikliktir? Halkın inancında laiklik dı- ve bir şey olamaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle