Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Multimedia• Multimedia '96
• Uygulamalar
• Ürünler
/ BIOS'UN İNCE
AYARLABI
Sisteın
performansını
bedavaya
artırmanın yollar
CHIPUCU:
Ufak kurrıazlıklar Wincî
verimini artırabilir
İLETİŞİMDE ERİŞİLEN SON NOKTA
INTERNET• Yeni Başlayanlar Için Rehber
• Internet Sokaklarında Yok Yok!
"Internet için Herşey" tek bir C
hem de herkese...
Bilgisayar
dünyasında sınırlar
kalkıyor.
.j . . . -J înÂAliJ "Jİ \^J .li.^.,
Amacmız,
bilgisayar
dünyasında doğru
adımlar atmak, en
kısa zamanda en yüksek
verimi almak ve başanh
sonuçlara ulaşmaksa, Chip'le tanışmanın
zamanı geldi.
Chip Türkiye'nin
en yeni bilgisayar dergisi.
Derginiz Chip'te bilgisayar dünyasındaki en son
gelişmelerden, piyasaya çıkmış yeni ürünlere,
yazılım-donanım konulannda detaylı bilgilerden,
Interaet, on-line, netsurfing
fflj ~
m
* " hakkında araştırmalara, Satın
*''• ^•^*- Alma Danışmam'nden,
o)ian, haber ve testlere
kadar bırçok bölüm yer
alıyor.
Aynca, uzmanlar
tarafından hazırlanan özel
sayılarda çeşitli konular ele
alımyor, her se\iyedeki bilgisayar
kullanıcılanmn yararlanacağı türden bilgiler,
konuyla ilgili demo'lar içeren CD-ROM'larla birlikte
veriliyor.
C h i p B i l g i s a y a r K ü l t ü r ü
VOGEL
Yönetim, işten çıkarma yapılmayacağına dair protokol imzalamadı
ÇEAŞ'ta işçiler istifa etti
SAMİH AZMİ EZER
ADHNA-Çukurova Elektrik AŞ (ÇE-
AŞ) işçileri, Istanbul'da yapılan genel
kurulla göreve gelen Uzan yanlısı yö-
netimin işten çıkarma yapılmayacağı ve
sözleşmelere uyulacağına ifişkin bir
protokol imzalanmaması üzerine top-
luca istifa ettiler.
ÇEAŞ ana giriş kapısında protoko-
lün imzalanmaması durumunda ÇE-
AŞ 'tan istifa edecekJerini açıkkyan iş-
çilerin iki gün önce başlayan bekJeyi-
şi dün de sürdü. Sabah saatlerinde,
Adana Elektrik Mühendisleri Odası
Başkanı Cemll Eryürek'in, bazı yöne-
tici arkadaşlanyla birlikte mühendis
ve işçilereyaptığı destek ziyareti alkış-
larla karşılandı. Bu arada, Tes-İş Sen-
dikası Genel Başkan Yardımcısı Mah-
mut Özonur, sendikanın 2 No'lu Şube
Başkanı AB Örk ve diğer yöneticiler,
Uzanlar, tarafından şirkete gönderilen
ternsilcilerle görüştüler
Özonur, *Onlara,3kasımdansonra
işe gircnler de dahı'L kapsam içi ve kap-
sam dışı hiçbir personelin kılına doku-
nulırtavacağı \e hem stndikavla hem
de kapsam dışı işverenleyapılan sözJeş-
melere harfiyen u\ ulacağma iljşkin bir
protokol imzalanmasının şart oiduğu-
nu büdirdik" dedi.
Şube Başkanı Ali Örk de şöyle ko-
nuştu:
"Hepimizin istifa mektubu cebimiz-
de. Protokol imzaiamayı kabul etmez-
lerse trafo merkezleri, santrallar ve di-
ğer işyerierinin anahtarlaruu, yetkisiz
yetkiiilere teslim edeceğiz, Hepimiz is-
tifa edeceğiz.''
Görüşmeler Adana Vali Vekili Ke-
mal Durukan'ın arabuJuculugunda dün
gece saatlerine kadar sürdü. "Elektrik
üretimini asla durdurma>acagız" açık-
lamasını yapan Durukan, Adana Em-
niyet Müdürü MehmetCündoğdu, Jan-
darma Alay Komutaıu Albay Ihsan As-
lan ve Tes-Iş Genel Başkan Yardımcı-
sı MehmetÖzonur'uçağırarakbirtop-
lantı yaptı.
Sendikacılar çark etti
Yaklaşık yanm saat süren toplantı-
dan sonra Özonur, Durukan'ın, Kemal
Uzan ile telefonla görüştûgünü belir-
terek şunlan söyledi:
"ValiVekili Durukan, Kemal Uzan'n,
toplu iş sözleşmesinin degıstirilmeyece-
ği garantisi ve iş güvenliği konusunda
teminat verdigini. sadece son yönetim
döneminde işe alınanlann durumlan-
nın görüşüleceğini söylcdiğini iletti."
Özonur, VaJı Vekili Durukan'ın is-
teği üzerine eylemi, Uzanlar ile proto-
kol imzalanıncaya kadar bir hafta sü-
reyle erteleme karan aldıklanru kaydet-
ti. Vilayetten aynlan Özonurve Örk, da-
ha sonra işçilerle görüşmek üzere ÇE-
AŞ tesislerine gittiler.
İşçilerden ret
Özonur, işçılere hitaben yaptığı ko-
nuşmada, Vali Vekili Durukan'a, "bir
hafta süre" verdiklerini ifade ederek,
"Memleket, bizim memleketünizdir.
Amacımrz,toplu işsözieşmesinin uygu-
lanmasuu ve iş giivencesini saglamak-
ü. Bu sözü de validen aldık" dedi. Özo-
nur'un konuşmasından sonra, bir haf-
talık süreyi kabul etmediklerini bildi-
ren işçiler, sloganlarattılar ve önceden
hazırladıklan istifa dilekçelerini 2 No'lu
Şube Başkanı Ali Örk'e teslim ettiler.
işçiler, istifalannın tespiti amacıyla te-
sislere bir de noter çağırdılar.
Bu arada, araJannda, Tes-lş 2 No'lu
Şube Başkanı Ali Örk'ün de bulundu-
gu 7 işçi fenalık geçirdi ve çeşitli has-
tanelerde tedavi altına alındı.
Bunun üzerine Sami Durukan, Çu-
kurova Elektrik AŞ'de (ÇEAŞ) yaşanan
gerginligi sona erdirebilmek amacıyla
sendika yöneticileri ile işveren temsil-
cilerini gece bir araya getirdi. Bu gö-
rüşmeden sonra bir açıklama yapan
ÇEAŞ Genel Sekreteri Seçkin Civan,
3 Kasım 1995'ten sonra işe alınan 85
kişinin iş akitlerinin feshedildiğini, bu
karann noter kanalıyla işçilere bildiril-
diğini kaydederek, bu tarihten önceki
kadroyla devam etmek istediklerini
ifade etti.
ÇEAŞ'ta denetim kuruluna Cem Uzan'ın iki sekreteri seçildi
h sekreteri denedeyecek
HACER
GEMİCİ
Çukurova Elekt-
rik'inmaliyapısını
Cem Uzan'ın sek-
reterteri denetleye-
cek.
Sanayi Bakanlı-
ği'nın Sermaye Pi-
yasası Kurulu'nu
(SPK) hiçe sayarak atadığı hususi mu-
rakıbın çalışmalanyla 24 Ocak ta top-
lanan Çukurova Elektrik AŞ'nin(ÇE-
AŞ) olağanüstü genel kurulunda denet-
çi olarak belirlenen Serra Tekand ile
Lütn.ve Güçyetmez'in Cem Uzan'ın
sekreterleri olduğu belirlendi. Uzan Ai-
lesi'nin ilgili yasanın sadece şirket yö-
neticileri ile kan bağı olan kışilenn de-
netıci olamayacağı yönündeki hükü-
münde, denetçilerin nitelikleri konu-
sunda detaya girilmemesi nedeni ile do-
ğan boşluktan yararlandığı ileri süriilü-
yor.
Böylece ÇEAŞ'ın 7.6 trilyon lirasını
kendi şirketlerine aktararak küçük ya-
tırımcıyı zarara uğratmakla suçlanan
Uzan ailesinın "yönetim anlayışını" bir
kez daha ortaya koyduğu belirtiliyor.
Küçük ortaklar adına hareket eden
Avukat 2^fer Saka, ÇEAŞ'ın genel ku-
rulunu "aile toplanösı" olarak nitelen-
dirirerek ne yeni yönetimi ne de denet-
çileri kabul ermediğini ifade ederken,
SPK de denetçi adı altında gösterilen iki
sekreterin niteliklerini araştırmaya baş-
ladı.
Halka açık bir şirket olan Çukurova
ElektrikIdehukuksavaşı devam ederken
Uzanlar'ın iki sekreterinin denetçi ola-
rak görevlendırilmesi denetçilerin ni-
telik veyetkileri konusunugündemegi-
tirdi. Türk Ticaret Kanunu'n un 347.
maddesine göre seçilmelerine aykın bir
hüküm olmasa bile konuyla ilgili uzman-
lardenetçilerin " biiançolan inceleye-
bilen, gelir ve giderleri kontrol ede-
bilcn, şirketin gelirlerinin bilançoya
yansımasını sağlajabilen bir yeterli-
likte olması" gerektigıni ileri sürüyor-
lar.
Aylık kazancı 25 milyon dolar civa-
nnda olan bir şirkette bu paranın usu-
lüne uygun olarak bilançoya intikal edip
etmeyeceğinin Cem Uzan'ın sekreter-
leri denetleyecek olmasının rahatsızlık
verici olduğunu ifade eden Avukat Za-
fer Saka "ipin ucunun kaçtığıoı" kay-
dediyor. Denetçilerin her şeyden önce
"bağunsz" olması gerektigini kaydeden
Saka, "Şirket yöneticilerininemrineça-
bşan bir denetçinin ne ölçüde etkili oîa-
cagı belli. L nıanm bu iki arkadaş ne ka-
dar agır bir sorumluluk albna girdikle-
rinin farkındadırlar. Eğer bu denetçiier
görevlerinin s
e r e
â' Kİhi \apma/Jar ve
daha önce olduğu gibi iştiraklere para
akıtılması gibi olavlar cereyan ederse
müşreteksorumfulugu da üsdenmiş olu-
yorlar"dcdı.
SPK inceliyor
Öte yandan SPK de ÇEAŞ'taki yeni
yönetimi inceleme altına aldı. SPKBaş-
kan Vekili Aydın Esen, yönetim kuru-
lu ve denetçilerin kendilerine sadece
isimlerinin geldiğmı belırterek, * Denet-
çi olarak getirilen kişilerin niteliklerine
bakacagı/- Arkadaşlanmı/dan biri bu
konu üzerinde duruyor. İlgili kanunda
çok kesin bir ııitelik tanımı otmadığı için
atanabilirler. Ancak işin mahiyen* açı-
sından baktığımı/da bu kişilerin o şir-
ketin mali taMosunu incetemesi. takip et-
mesi ve toplantılara kanjması gerekiyor.
Bu sırada ydsa>a,m^ zuata aykın bir du-
rum varsa bunun raporunu hazıriar. Bi-
zim kanımızgetirilen arkadaşiann bu ni-
teliklere uymadıgı yönündc"dedi
Refah'ın ANAP'Ia flörtüne İslamcı sanayici de destek verdi
MÜSİAD'ın çözümü 'ANAREFAH'
Ekonomi Servisi-
Refah Partisi'nin
ANAP ile yapmayı
planladığı koalisyon
formülüne kendine ya-
kın olan iş çevrelerin-
den de destek geldi. Is-
lami çevrelerin TÜSİ-
AD'ı olarak tanımla-
nan Müstakil Sanayici
ve Jşadamlan Derneği
(MUSlAD), ülkenin
içinde olduğu ekono-
mik, sosyal ve siyasal
sorunlann ANAP-RP
kolisyonu ile rahatlık-
la çözümlenebileeğıni
ifade etti. MÜSİAD
Genel Başkaru Erol Ya-
rar, 1995 yılı değerlen-
dirmeleri ile, 1996 yı-
lı beklentilerini açıkla-
dığı basın toplantısın-
da MÜSÎAD'ın gön-
lünden geçen hükümet
formülünü açıkladı.
Ekonomik sorunlann
ortadan kaldınlmayol-
lannın yanı sıra, güm-
rük birliği ve Güney-
do|u sorunu hakkında
ANAP ve RP'nin aynı
çözüm yollannı üret-
tiklerini belirten Yarar,
sözlenni şöyle sürdür-
dü: "RP, tabanı olduk-
ça ku\Tetli olan ve so-
kağa hakim olan bir
partkfir.ANAPise yurt-
dışında çok iyi tanınan
bir parti. Bu iki parti-
nin oluşturacağı hükü-
met, bu nedenle başan-
i k \ P R
deki artıştan kaynak-
landığını belirten Ya-
rar, Türkiye'de en kısa
zamanda bir fiyat is-
tikran sağlanması ge-
rektiğini dile getirdi.
Dış Ticaret Bakanlı-
ğı'nın hükümet tarafin-
dan kurulması gerekti-
gini de söyleyen Yarar,
diğer önerilerini ise
şöyle sıraladı: "Kısmi
monetizasy«na0diln>e-
ti, rant gelirleri vergi
kapsamına alınmalı,
gerçekçi döviz kuru be-
Brlenmeli.kDVoranla-
n indirimeJi,emlak>w-
güerigözden geçiribne-
li,özeileştiriunegözden
geçirilmeli, GB anlaş-
ması yeniden müzake-
reyeaçılmalı, KOBİ'le-
re destek sağlanmaiı."
MÜSİAD'IN 1996 YILI TAHMİNLERİ
kümctinin aynı başan-
yi göstereceğini sanmı-
yorum."
1995'te yaşanan y üz-
de 7.6'lık büyümenin
aşın ithalat ve tüketim-
GÖSTERGELER
1.SBMRY0
İSTİKRARTEDBİRLERİ
AUNİRSA
2.SENARYO
MEVCUT EKONOMİK
POÜTİKASÜRERSE
BLTrtJMEHIZl{%)
ENFLASYON ORANİ (%}
D^dZKURLARI
1/«ODolan(Arahk1996)
1 Aiman Markı (Araftk 1996)
- İHRACAT (Miiyar Dolar)
-fTHAUTpiyarE)olar)
- DŞ TİCARET (Miiyar Odar)
-BUTÇEAÇIĞirjnlyonTİL)
- İÇ BORÇ STOKU (Trilyon TL)
-DtŞBORÇSTÛKU (Miiyar Dote)
3
55
105.000 TL.
72.000 TL
27
38
t1
400
2.500
77
5
75
95.000 TL
65.000 TL
25
40
15
600
3.000
82
İŞÇİMNEVRENİNDEN
ŞÜKRAN SOIVER
DİSK'te Zor Dönemeç
DlSK'in toparlanması, "işçi sınıfının gereksinimleri-
neyanıtverilebilmesi, sendikalönceliklerin, sendikalsa-
vaşım çizgisininyeniden tanımlanabilmesi" amacı ile I.5
yıl arayia yeniden toplanan genel kurulu, örgüt için zor
bir dönemeç noktası.
Yönetim, görevde kalabileceği 1.5 yılı daha varken ve
olağanüstü genel kurul için görünen bir zorlama gün-
demde değilken hem de aylar öncesinden kabul gör-
müş, Türkiye gündemi ile baglantılı ertelenmek zorun-
da kalınmtş bir eğilimle seçimli genel kurulu istedi.
Ülkemizde sendikacının koltuk tutkusunun, hele de
Türk-lş örneginde yaşanan boyutlan ile, belki de "kay-
bedecek şeylerin çok fazla olması" ile baglantılı, siya-
setçiyi de aştığı bilinirken bu gönüllü sınavdan geçme-
yi DİSK yöneticileri açısından önemli bir özveri olarak
değerfendirmek gerek.
Gerçekşuki, DISKçokzorgünleryaşjyor. 12Eytül'ün
yaralan sanlamadı. DlSK'in fiilen kapatılması, yönetici-
lerinin ağır işkence görmeleri ve hapis yatmaları, üye-
lerinin 1984 sonrası toplu pazarlık düzeni içinde, ağır-
lıklı Türk-lş içinde başka sendikalarda örgütlenmek zo-
runda bırakılmalanndan sonra yeniden açılabilmesi,
DlSK'in gerçekten açılması anlamına gelmiyor.
18 Ocak 1992'de, 12 yıllık bir aradan sonra, yapılan
genel kurul, uzaktan DlSK'in yeniden sendikal yaşam-
da var olması gibi yanıltıcı bir görüntü verebilir. Yakın-
dan baktığınızda eski üyelerinin, sadece toplu pazarlık
hakkını kullanabilmek gibi bir zorlama ile de olsa baş-
ka sendikalarda örgütlenmiş, işyerleri değişmiş, dağıl-
mış, önemli bir çoğunluğu da işçilikten kopmuş, emek-
li oîmuş kadrolar olduğunu görürsünüz.
Doğal olarak genel kurul delegelennden başlayarak
taban ve tavan yönetim kadrolan, DlSK'i var eden, kim-
liğini veren her kademeden militan kadrolan için de ay-
nı sonuçlar geçerlidir. DİSK belki moral anlamda açıl-
mış, ama örgüt olarak yeniden ve yeni daha da zorlu
koşullarda sil baştan örgütlenmek, kimlik kazanmak
dunjmundadır.
Türkiye, DlSK'in mirasına haz/rdan konmuş, örgüt
olarak büyümüş, güçlenmiş konumdaki Türk-fş'in sa-
dece gücünden, moral değerierinden değil; örgütlülü-
ğünden bile çok şeyler yitirdiği bir süreç yaşıyor. 12 Ey-
lül öncesinde 2.5 milyon sendikalı işçi varken 1.5 mil-
yonunun sendikalı olduğu bir noktadan, bugün 5 mil-
yona varan sigortalı içinde sadece 900 bin kadannın sen-
dikal haklannı kullanabildiği ürkütücü bir gerileme nok-
tasına gelınmiş bulunuyor.
12 Eylül öncesinde örgütlenmenin kapılannın açık ol-
duğu kamuda ağırlıklı Türk-lş vardı. Işyeri işyeri çok
ağır bedeller ödenerek, büyük savaşım verilerek örgüt-
lenılen özef sektörde ise DİSK çalışmış, ışçiye sendikal
haklannı kullandırma kavgasını vermişti.
Kamuda sendikalı işçi sayısı yine tüm çalışanlan kap-
sıyor, ancak sayı, çalışan sayıstnın düşmesi ile baglan-
tılı bır-iki yüz bin kadar eksilmış bulunuyor.
DlSK'in ağıriıklı özel sektörde 500 bm kadar olan sen-
dikalı işçi sayısı ise yarı yarıya bir eksilme ile 250 bin ci-
varında sayı/ıyor. Özel sektörde 1980'den bu yana si-
gortalı çalışan sayısı, iki katından fazla artmışken Türk-
Iş'ın DlSK'ten aldığı mirası da yitirmesi ile birlikte yan
yarıya eksilerek sigortalı her bir işçiye sendikalı işçi sa-
yısı üçte birden, 9'da birlere kadar gerilemiş oluyor.
DlSK'in açılması ile bu ürkütücü sendikal boşluğun
doldurulabileceğini umanlar, şimdi büyük bir düş kınk-
lığı yaşıyor. 12 Eylül öncesınin sadece anayasa ve ya-
salar açısından var olan özgür sendikal ortamının de-
ğil, sendikal haklar anlamında tüm moral değerlerin de
yok olduğu atlanıyor.
En ileri teknolojiyi, yabancı ortaklığı seçen en büyük
işletmeler dahi bugün 12 Eylül öncesinden çok daha
bilinçli, örgirtlü olarak sendikalara kapılannı kapatmış
konumdalar. Yeni sömürü düzeninin tek ideolojisinin
egemenlığinde, üçlü üçgenin içinde sendikalara yer
vermemek kararlılığmdalar. Devletin küçültülmesi, özel-
leştirme, sosyal devlet ilkelerinden ve sendikal haklar-
dan vazgeçme, keyfi yönetim ve çoğunluk kıtleleri yok-
sullaştırarak uluslararası sermayenin çıkarlannı kollama,
tek ideoloji olarak yutturulmaya çalışılan bir paket mo-
del.
DİSK, genel moral değerlerin yitirildiği bir ortamda,
sil baştan, yeniden örgütlenmeye, eksik kadrolarla yo-
la çıktığında sermaye cephesinin örülü duvarları ile kar-
Şilaştı. Yeniden örgüt\enmenın yapılmaya çalışıldığı her
işyerinde, büyük bir işçi kıyımı ile karşılaşıldı. Sendikal
hakları kullanmaya çaJışma, işten atılma ile eşanlamlı
oldu.
Türk-lş özel sektörde yeniden örgütlenmede tüm-
den havlu atmış, yıllardır değil örgütlenme, yeni işyeri
kazanma, varolanlann kaybedilmesine seyirci konuma
gelmişti. DlSK'in böylesine acımasız bir kavgaya daya-
nacak, destek olacak ne üye tabanı ne de yönetim kad-
rolan kalmıştı. Bir kısırdöngü, birkaç yılda büyük umırt- .
lan, umutsuzluğa dönüştürdü.
Buna, yorgun kadrolann, 12 Eylül sonrası yaşanan kim-
lik bunalımından, değerler erozyonundan pay almalan
eklendi. İşin içine, olmayan örgütlülüğün tabela iktida-
nnın bireysel, kimi küçük çıkar kavgalan da katılınca
DlSK'in imajı, kimlik mirası hızla erozyona uğradı.
Işte DlSK'in dün olağanüstü toplanan genel kurulu,
bu geriye gidişe karşı "dur" diyebilmenin birçırpMmşı ola-
rak değerlendirilmelidir. Sorunlann boyutlan, gerçekçi
bir gözle görülüp öncelikler, savaşım çizgisi doğru ta-
nımlanabilir, DİSK ilkeleri, var olan bütün güçler bırleş-
tirilerek yaşama geçirilebilirse DİSK yeniden var olma-
nın ancak ilk ciddi adımlarını atabilir.
Genel kurulda, bunu başarmak yerine, küçük çıkar-
lar, iktidar kavgası egemen olursa DlSK'in sona gidişi-
ne, tarihe gömüHüşüne, kuruluşundatırnaklan ile savaşım
vermiş kimi kadrolar bile katkıda bulunmuş olabilir.
il tasarımı
O
tomobillerin dış gorünüşü son on yıl
içinde gittikçe birbirine benzemeye
başladı. işin kötüsü, hepsi birbirinden
monoton "düz" tasarımlar yaygınlaşmaya
başladı. Bu durjm 90'lann ilk yansında
geçici bir eğilim olarak görülse de bunun
öyle olmadığı sonradan anlaşıldı. Artık öyle
bir duruma gelındi ki arabaların üzerindeki
marka ışaretleri ve yazılan çıkanldığında
arabanın markasını bilmek pek öyle kolay
değil. Batı Avrupalı modeller Japonlara
benziyor. Japonlar birbirine benziyor,
Amerikalılar ise diğerlerine çok az benzese
de zevksiz tasanmları nedeniyle
kaybediyor. 80'li yıllardan rtibaren
otomobillerin hava dırencini azaltmak için
tasarımlar daha yuvarlak yapılmaya ve
köşeli hatlardan kaçınılmaya başlandı.
Girinti çıkıntı azalınca da otomobillerin
birbirine benzemesi kolaylaşıyor.
Birbirlerine benzemesi bir yana, genelde
ayrı ayn da iyi görünmüyoıiar. Dış görünüş
olarak yeterince yeni, taze, heyecan verici
otomobil üretitememesinin çeşitli nedenteri
var. Birincisı, çok satılan modeller geniş bir
hedef kitlesine sahip olduğu için "anoriım"
dış tasanma sahip olmalan gerekiyor. Yani,
ınsanlann çoğuna hoş görünecek ya da en
azından çoğunluk için itici olmayacak bir
dış görünüşe. Böyle olduğu zaman
tasanmda önemli yeni öğeler ancak büyük
tartışmalar ve elemeler sonucunda
kullanılabiliyor. Sonuçta genelde tasanm
olarak "suya sabuna dokunmayan"
otomobiller ortaya çıkıyor. Bir ingiliz
dergisinde bu tür tasanmlar için "otomobil
dünyasının McDonalds'lan" nitelemesi
kullanılmıştı. Yanı, karnınızı doyuruyor ama
lezzetli bir yemeğın yerini de tutmuyor.
Uzun yıllardan beri çok satan otomobillerin
çoğu bu sınrfa giriyor. Otomobil
tasanmındakı tutuculuk da tasanmlardaki
yenilikleri sınırlıyor Otomobil firmalan
bütün modellerinin birbirine benzemesini
istiyor. Yani mıni sınrfındaki bir otomobil ile
en büyük sınrftaki otomobilterinin aynı
aileden olduğunun anlaşılmasını ıstiyoıiar.
Aynı markanın diğer modellerinde görülen
tasanm öğeleri yeni bir modele fazlasıyla
(daha çağdaş bir şekilde yorumlanarak)
taşınıyor. Sonuçta birbirinden izler taşıyan
ve daha çok boyutlanyla ayırt edilen
otomobil tasanmlan ortaya çıkıyor. Pek
çok insanın otomobili dış görünüşünü
beğendiği için aldığı bir gerçek. Bu
nedenle son birkaç yıldır çok fazla olmasa
da sürüden ayrılan farklı tasanmlar
göriJlmeye başlandı. Bu tasanmlar
herkesin beğenisini kazanmıyor
belki ama en azından
diğerlerinden ayırt edılebılir
olmalan, farklı bir otomobil
isteyenleri çekiyor. Bu arada
örneğin Japonlar, bazı spor
otomobilleri tasarlarnadan önce
gazetecileri çağırıp bir spor
otomobilden hem teknik hem
de tasanm olarak ne
beklediklerini soruyor, ona göre
otomobil üretiyorlar; örneğin
Toyota Supra. Otomobil
üreticileri önce tasarımlarını
hedef müşteri krtlesıni temsil eden gruplara
göstererek tasanma nasıl tepki
gösterıleceğini bulmaya çalışıyor, son
olarak da bütün çabalarına rağmen
sundukları otomobiller bekledikleri ilgiyi
görmediğinde çok çabuk yeniliyortar. Son
on yıldır gittikçe sıradanlaşan tasanmlarda
birkaç yıldır "uçukluk" moda. •
ERKAN ALTtNSOY
MZ motosikletleri
artık Türk malı
D
ünyaca ünlü Alman MZ motosikletleri artık
sadece TünViye'de üretilerek dünyaya ihraç
ediliyor. Daha önce MZ motosikletlerinin Türkiye
dağıtıcısı olan Kanuni Motorlu Araçlar, 1990'dan
itibaren ülkemizde bu motosikletlerin montajına
başlamış. Doğu ve Batı
Almanya'nın
birleşmesinden sonra
Almanya'daki fabrika
özelleştırme kapsamına
alınınca, Kanuni Motorlu
Araçlar A.Ş. ve
Kombassan Holding, MZ
markasının patent hakkı ve
tesislerini almış. 19 ocakta
açılan fabrika şu anda
dünyada MZ'yı üreten tek
fabrika durumunda. 300
kişinin çalıştığı fabrikada motosikletlerin yüzde 9O'ı
yerii olarak üretiliyor. Türkiye'de şimdiye kadar 50
bınin üzerinde satılan MZ motosikletlerinin 275
yetkili satıcısı, 210 yetkıli servisi ve 75 yedek parça
bayii bulunuyor. 1995'te 9000 adet üretilen MZ'lenn
5000'i ihraç edilmiş, 4000 adedi ise iç piyasaya
verılmiş. Şu anda iki temel modeli bulunan MZ'lerin
fiyatlan 106 milyon ile 146 milyon lira arasında. •
Erol Yarar
'Herkes
haddini
bilmeli'
Ekonomi Servisi - MÜ-
SLAD Başkanı Erol Yarar,
başkanhğinı Bülent Eczacı-
başı'mn yaptığı Türkiye Eko-
nomik veSosyal Etüdler Vak-
fı'nın (TESEV) yapmayı
planladığı Kürt Konferansı ile
ilgili sert eleşnrilerde bulun-
du. Yarar, sanayicinin haddi-
ni aşarak, siyasi sorunlara
çözümbulmasının yanlış ola-
cağını belirterek, Türkiye'de
Kürt sorunu olmadığmı, böy-
le bir sorun olduğunu söyle-
yenleri esefle karşıladığını
kaydettı."Böyle konuşanlar
Türkiye'de yaşı>or olamaz"
diye konuşan Yarar, sözleri-
ni şöyle sürdürdü: "Tûrld-
ye'dc azuıbklar hiçbirsaman
ırk faktörüyle belirlenme-
miştir. Irklar, din faktönine
göre orta>a çıkar Aksi Tür-
ki\e'de bÖlüome>e yol açar,
bunu isteyenlerin ckmeğine
yağ sürer." Kürt konferansı
yapmanın, Kürtlerle savaş
yapıldığını kabul etmek ol-
duğunu öne süren Yarar, bu-
nu söyleyen işadamlannın,
sözlenni ılerde nasıl yuta-
caklarını merak ettiğini de
kaydettı.