Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Yılhk beyanname uygulamasıyla gettrilen sınırlar ve denetim eksikliği, ücretlileri yasadışı yollara itiyor
Vergi iadesine naylon faturaCANAN SOYSAL
Geçen yıl alelacele devreye sokulan yıl-
lık vergı iadesi uygulaması, uzun süredir
sessiz sedasız iş gören "naylon fatura
mafyası"na bu yıl yeni bir vurgun kapısı
açtı. Maliye Bakanlığı'nın vergi iadesine
konu olan harcamalann kapsamını sınır-
lıtutması veçalışanlan yıllıkgelirlerinin
üzerinde harcama belgesi toplamaya zor-
laması, "sahte satış belgesi pazan" ya-
rattı. Ücretliler, maaşlanyla orantılı en
yûksek vergi iadesini alabilmek için, pi-
yasaya sürülen sahte fîş ve faturalan, ko-
misyon ödeyerek satın alıyorlar.
Türkiye Gemi Sanayii'ne ait tersane-
lerde çalışan bir grup işçinin, kendilerine
sahte satış belgesi teklif eden kişilere tep-
ki göstermesi, vergi iadesinde naylon fa-
tura vurgununu ortaya çıkardı. Tersane iş-
çilerinin Cumhuriyet'e yaptıklan açıkla-
malara göre, sistem şöyle çalışıyor:
Devlet nasıl dolandırılıyor?
• Hayali şirketler adına sahte faturalar
düzenleniyor.
• Bilgisayar aracılığıyla, sahte faturalar imal
ediliyor.
• Yasal olmayan ve gerçeği yansıtmayan kira
sözleşmesi hazırlanıyor.
• Iflas etmiş şirketlere ait faturalar kullanıhyor.
• Kapsam dışı olan belgeler, gerçek dışı
beyanlarla bildirime kaydediliyor.
1 Neler vergi iadesi kapsamına giriyor? 1
1-Eğitim giderleri
* Eğitim amacıyla yapılan
ödemeler
* Servis giderleri
* Kırtasiye ve kitap giderleri
2-sağlık giderleri
* Tahlil ve diş protez ücreti
* Gözlük ve lens alımlan
3-Gıda giderleri
* Sigara, alkollü içkiler ve
hayvanlann tûkettiği gidalar
dışındakiler
* llaç, hastane giderleri, doktor 4-Cİyfm giderleri
ücreti 5-Konut klra giderleri
"Yıilık vergi iadesinden faydalanabil-
mek için gerekli rutardaki faturayı topla-
•vamayan ücretli çevresinde saüş belgesi
aramaya başbyor. Naylon fatura pazarla-
macılan, burada devreye giriyor. Ücretfi-
lere. para karşılığında fatura satan bu ki-
şilcr,yüzde 2 oranında komisyon alıvorlar.
100 milyonluk fatura için 2 milyon lira ko-
misyon ödeyen ücretli,bu faturalan özel gi-
der üıdirimine ait bildirime iştivor."
Tersane işçileri, verilen faturalann fa-
aliyet göstermeyen şirketlere ait olduğu-
nun anlaşıldığını belirttiler. Böylece mü-
kellef sahte faturalara para ödeyerek kay-
ba uğrarken yasal sorumluluğu da üstlen-
me ve cezai müeyyide riski altına giriyor.
Ancak Maliye etkin bir denetim sistemi-
ne sahip olmadığı için trilyonlarca liralık
zarar, kamunun hanesine yazılıyor.
Yetkililer, özel gider indiriminden ya-
rarlanmak için başka yollara da başvurul-
duğunu kaydettiler. Yetkililerin verdikJe-
ri bilgilere göre, bu yollardan biri yasal
olmayan kira sözleşmeleri. Genellikle ev
sahibinin haberi olmadan ve kiracmındol-
durduğu sözleşmelerde yıllık ve aylık ki-
ra ücretleri olduğundan çok görünüyor.
Bir başka yol da iflas etmiş şirketlere ait
faturalann kullanılması. Bu arada bilgisa-
yar aracılığıyla düzenlenen sahte fatura-
lann da kullanıldıgı ifade ediliyor.
Istanbul Serbest Muhasebeci ve Mali
Mûşavirler Odası Başkanı Yahya Ankan,
ücretlilerce hazırlanan özel gider indirimi-
ne ait bildirimlerin ancak bir ihbar olursa
Maliye Bakanlığı'ncadenetlendiğinedik-
kat çekerek eskiden aylık olarak toplanan
beyannamelerin yıllüc düzenlenmesi ve
kapsamın daraltılmasıyla bu tip sorunla-
nn ortaya çıktığını ifade etti.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Mü-
şavir ve Yeminli Mali Müşavir Odalan
Birliği Genel Başkanı MusUfa Özyûrek
ise Türkiye'de naylon fatura kullanımınm
oldukça yaygın olduğunu, ancak bunun
ilk kez vergi iadesinde kullanıldığını söy-
ledi. Tüm belgelerinin yüzde 3'ünün de-
netlendiğini söyleyen Ozyürek, geçen yıl
yürürlüğe giren yeni sistemle bu tip sah-
teciliklerin teşvik edildiğini vurguladı.
Maliye Bakanlığı Özel Gider Indirimi
Şube Müdürlüğü yetkilileri ise herhangi
bir açıklama yapmadılar.
TÎSK'TEN REKABET GÜCÜ ARAŞTIRMASI
Türk işadaım
riski seviyorANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye
Jşveren Sendikalan
Konfederasyonu' nun
hazırladığı (TİSK)
"Türkiye'nin
Rekabet Ğücü"
konulu araştırmada,
rekabet gücünün
arttınlması için
büyümeye öncelik
verilmesi, üretimin
ve ihraeatın
hızlandınlması önerildi.
Araştırmada, Türkiye'nin
girişimcilik ve risk alma oranında,
20 OECD ülkesi arasmda 5., AB
ülkeleri arasında da 3. sırada yer
aldığı belirtildi. Araştırmada,
çalışma hayatının, taviz
verilebilecek siyasi biralan olarak
görülmesının.uluslararası rekabet
gücünü azalttığı bildinldi.
TlSK'in Avrupa Birliği ülkeleri,
Japonya ve ABD ile karşılaştırmalı
olarak yaptığı araştırmasında,
girişimcilik ve risk almada
• Türkiye Işveren
Sendikalan
Konfederasyonu' nun
yaptığı araştırmada,
rekabet gücünün
arttınlması için
büyümeye öncelik
verilmesi, üretimin
ve ihraeatın
hızlandınlması
önerildi.
yakaladığı bu
avantajın,
yatınmlann
arttınlmasında
büyük önem
taşıdığını belirtti.
Türkiye'nin rekabet
gücünün, Avrupa
ülkelerine göre çok
belırli alanlarda
olduğu belirtilen
araştırmada
"Çalışma hayatı her
zaman en kolay siyasi
taviz verilen alan olarak göriilmüş,
geçmişte bu yolda izlenen popülist
politikalar ve verilen tavizler, zaralı
sonuçtar doğurmuş, uluslararası
rekabet gücümüz zayıflamışör.
Rekabetin hızlanması için
önündeki engeller kakJınlmahdır''
denildi.
Araştırmada, rekabet gücünün
arttınlması için devletin
ekonomideki rolünün küçüimesi,
işgücü piyasasının esnekleşmesi,
teknoloji ve yeniliklere önem
verilmesi, kârlılığın arttınlması,
ABD'nin yüzde 65.3'lük oranla yönetsel tekniklerin geliştirilmesi,
birinci sırada yer aldıgı, ABD'yi girişimciliğin teşviki gibi önerilere
yüzde 62.3 ve 60.1 'lik oranlarla
Almanya ve Isviçre'nin izlediği
bildinldi. Türkiye'nin, yüzde
57.8'lik oranla 20 OECD ülkesi
arasında 5., AB ülkeleri arasında 3.
sırada yer aldıgı bildirildi. TİSK,
girişimcilik ve risk alma
konusunda Türkiye'nin
y_erverildi.
Urerim ve ihraeatın arhşmın özel
sektör yatınmlannın arttınlmasma
bağlı olduğu belirtilen
araştırmada, dünya ekonomileri ile
rekabet edilebilmesinin, devletin
özel sektör yatınmlannm önünü
açmasma bağlı olduğu belirtildi.
Ş p a Z a r t e S l - t ş ç i emeklilerinin ocak ayı maaşları, 22 ocak pazartesi ve 24 ocak çarşam-
ba günleri ödenecek. ÎSSK Cenel Müdürlüğü'nün konuyla ilgili açıklamasında, kurumdan emekJi aylıği alanlara
ödemelerin her ayın 21 ve 23'ünde yapılması gerekriği, ancak bu ay 21 ocağın pazar gününe rastlaması nedeniyle ödeme
tarihlerinin birer gün kaydırıldığı belirtildi. Buna göre, tahsis numarasının son rakamı tek olanlara 22 ocak pazarte-
si günü, çift olanlara ise 24 ocak çarşamba günü emekli maaşı ödemesi yapılacak.
KIT saüslarına hız verîldi
AJSKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni
hükümet kuruluncaya kadar geçici olarak
görevde olan DYP-CHP hükümeti, KlT'le-
rin satış karannı arka arkaya devreye soku-
yor. Başbakan Tansu ÇUJer başkanlığında-
ki Özelleştirme Yüksek Kurulu (OYK)
dünkü toplantısında, Orman Işletmeleri
AŞ'nin 6, Sümer Holding'in 7 ve Tur-
ban'ın 2 işletmesinin satış karannı onayla-
dı. Dört tersanenin satışına ilişkin karar ise
iptal edildi.
24 aralıkta yapılan genel seçimlerin ar-
dından yeni hükümet için görüşmeler sü-
rerken geçici olarak görevde olan DYP-
CHP koalisyonunun oluşturduğu 52. hükü-
met giderayak KtT'leri satıyor. ÖYK'nin
dünkü toplantısında, ORÜS'ün 6, Sümer
Holding'in 7 ve Turban'ın 2 işletmesinin
• Özelleştirme Yüksek
Kurulu, ORÜS, Sümer
Holding ve Turban'ın satış
karannı onayladı. Dört
tersanenin satışına ilişkin
karar ise iptal edildi.
satış kararlannı onaylandı. Buna göre,
ORUS'ün Antaiya Işletmesi 211 milyar li-
raya Özmutlu Madencilik AŞ'ye; Ayancık
işletmesi de 200 milyar liraya, Belediye ve
Şoforler Odası'ndan oluşan ortak girişim
grubuna satıldı. Bafra İşletmesi 201 milyar
liraya Kuirpa Pazarlama AŞ'ye verilirken
Devrek İşletmesi Zeki Hacıkulaoğlu adlı
girişimciye 86 milyar lira beddelle satıldı.
ORUS'ün Düzce Işletmesi'ni Yılmaz
Trans AŞ 151 milyar liraya, Vezirköprü İş-
letmesi'ni de Vezirköprü Orman Ürünleri
AŞ 364 milyar liraya satın aldı aldı.
Aynca ORÜS'ün 75 milyar lıranın altın-
da teklif verilen 3 işletmesinin satış kara-
n, Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nca
onaylandı. ÖYK'nin geçen yıl nisan ayın-
da aldıgı karara göre, idare 75 milyar lira-
nın altında yapılan özelleştirme uygulama-
lannı onaylama yetkisine sahip. Buna gö-
re, ORÜS'ün Ardanuç tşletmesi 12 milyar
liraya Nihat Anadlı bir girişimciye, Pazar-
köy İşletmesi 11 milyar liraya Mehmet Ali
Yüceeradlı bir girişimciye, Ulupınar İşlet-
mesi de 23 milyar 110 milyon lira bedelle
Çevik Orman Ürünleri AŞ'ye satıldı.
Türkiye'deki şirketlere yatmm yapan îslam Kalkınma Bankası, yıllık raporunda ihracat potansiyeline dikkat çekti
6
Türldye, rekabet gücü en yüksek îslam ülkesi'
Ekonomi Servisi - Islam Kalkınma Ban-
kası, yıllık raporunda, Türkiye'nin, Islam
ülkeleri arasında önemli ihracatçı ülkeler
arasında yer aldığına işaret etti. Islam Kal-
kınma Bankası'nın (İKB) 1994-1995 faali-
yetlerini kapsayan yıllık raporunda, son yıl-
larda ihracatında arhş görülen üye ülkeler
arasında Türkiye de yeralırken Türkiye'nin
üye ülkelere ihracatında ise düşüş yaşandı-
ğı kaydedildi.
Raporun dünyada ticaretin serbestleşti-
rilmesinin üye ülkelere etkilerinin ince-
Iendiği bölümünde, Türkiye, Tunus,
Bangladeş, Mışır, Fas ve Pakistan gibi
pek çok üye ülkenin önemli birer tekstil ve
hazır giyim ihracatçısı olduğuna yer veril-
• Eczacıbaşı ve Albaraka Türk'e yatınm yapan Islam Kalkınma
Bankası, Türkiye'nin uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi ile
başja gıda olmak üzere pek çok sektörde rekabet avantajı
yakalayacağını savundu.
di. Tanmsal ticaretin serbestleştirilmesin-
den ithalatçı konumdaki pek çok üye ülke-
nin zarar göreceğinin ifade edildiği rapor-
da, Türkiye'nin bu gelişmelerden kazançlı
çıkacağı savunuldu. Raporda, şu görüşler
yer aldı: "Uruguaytunıçerçevesindetanm-
sal ihracat teşvikierinin kaldınlması. gıda-
da ithalata bağunlı pek çok üve ülkenin it-
halat faturalannın artmasuıa yol açacaknr.
Ancak Fas ve Türkiye gibi önemli gıda ihra-
catçısı ülkelerin, tanmsal ürünlerin ticareti-
nin serbostleştirilmesinden kazançlı çıkma-
sı bcklenmektedir."
Eczacıbaşı ve Albaraka
Bankanın raporunda, Hazıran 1994 - Ma-
yıs 1995 tarihleri arasında, toplam tutan
15.57 milyon dolar olan 8 projeye hisse alı-
mı yoluyla katılınıldığı belirtilirken Türki-
ye'den de Eczacıbaşı Yapı Sanayii ve Tica-
ret AŞ ile Albaraka Türk'ten de hisse alm-
dığı ifade edildi.
Eczacıbaşı Holding ise yaptığı açıklama-
da, Islam Kalkınma Bankası'nın Türkiye Sı-
nai Kalkınma Bankası aracılığıyla 1982 yı-
lında EYAP Yapı Gereçleri Sanayii ve Tica-
ret AŞ, "Artema Armatür Grubu"nun yüz-
de 25 hissesini satın aldığını, ancak bugün bu
payın binde 7.1 'e düştüğünü kaydetti. Yapı-
lan açıklamada, ;u ifade yer aldı: "Islam Kal-
kınma Bankası, 1982 yüından bugüne kadar
yapılan sermaye artışlanna katılmamıs ve
11.01.1996 itibanyia ortaklık payi binde 7.1 'e
düşmüştür. Bugün EYAP'ın toplam 1 trilyon
TL olan sermayesi içinde İslam Kalkınma
Bankası'nın payı 7.1 milyar TUdir."
IŞÇEMNEVREIMNDEN
ŞÜKRAN SONER
'Büzel ve İlham Verici'
Televizyon kanallan Avrasyagemisinin Istanbul'a
varışını naklen yayımlamakta yarışıyorlar. Spiker
"güzel ve ilham verici!" görüntüleri aktarmanın
övüncünde. Yazmaya çalıştığım çok farklı bir ko-
nunun notlannı bir yana atıp "güzel" görüntüyü ka-
çırmamak üzere televizyonun önüne koşturuyo-
rum.
Spikerter, "tarihian, tahhekılavuzluk!"gib\akı\a\-
maz abartılı sözcüklerie, kıyıda Çeçen ve Türk bay-
rakları i\e bekteşen bir grupla geminin görüntüsü-
nü veriyorlar. Geminin zincir atmasına ilişkin uzun
uzun yorumlar, varsayımlar yapılıyor. Pervaneler
hareket ediyor mu? Bacadan duman çıkıyor mu?
Akıntı mı gemiyi kıyıdan uzaklaştırıyor?..
Yaşamsal önemi olan ayrıntılar gibi bize sunulu-
yor. Biz de spikerlerin heyecanlı, kanlı-canlı anla-
tımlarının esiri olmuş, ekran karşısında saatleri öl-
dürüyoruz. Hâlâ şiddetle karşısında olunması ge-
reken bir terör eylemi ile karşı karşıya bulunduğu-
muz vurgulaması yok.
Bu nasıl aymazlık? Bu nasıl çifte standart? Biz ki
terörden çok canı yanmış, başka ülkelerin verdiği
destek ya da hoşgörünün çok ağır bedellerini öde-
miş, deneyimli birtoplumuz. Başımızayeni çorap-
lar örülmesi için elimizden geleni ardımıza koymu-
yoruz.
Türkiye'nin başına yeni yeni çoraplarördüren te-
rör eylemine odaklanmış medyanın gündeminin dı-
şına çıkabilmek için televizyonun sesini kesip ma-
samın başına, notlarıma dönüyorum. Nakliyat-lş
Sendikası tarafından hazırlanmış dosyada, medya-
mızın birkaç dakikasını bile ayırmadığı bizim insan-
lanmızın öyküsü var...
Sendikadan verilen bilgiye göre^ras Kargo'nun,
420 şubesinde 3000 kadar çalışanı var. Ancak bü-
yük çoğunluğu sigortasız. Haftalık yasal çalışma
süresinin nerede ise iki katına kadar zorunlu ve üc-
reti ödenmeksizin fazla çalıştırma yapılabiliyor. So-
nuç olarak ücretler asgari ücretin altında bir düzey-
de kalırken, 6 yıl sigortalı çalıştığım sanan işçinin
ancak 180 günlük sigorta priminin ödenmiş oldu-
ğu ortaya çıkıyor.
Aras Kargo işçileri sendikalaşarak yasal haklan-
nı aramaya çalışıyor. 1993 yılında DISK Nakliyat-
iş'te, Istanbul, Ankara ve Izmir'de başlayan sendi-
kal örgütlenmeye karşı, işveren bu merkezleri ta-
şeron şirketlere devrediyor. Yüzlerce sendika üye-
si olan işçi, işten atılıyor.
Işçiler 1994 yılı boyunca çeşitli pasif eylemleri de
koyarak, sendikalaşmak için yeniden direniyor. Ye-
niden yüzlercesi işten atılıyor. Medyamızın asla il-
gisini çekmeyen sayısız eylem, direniş sonunda
Denkar adlı taşeron şirkette 7.11.1994 tarihi ile ge-
çerli olmak üzere toplusözleşme yetkisi alınıyor.
Aras, taşeron şirketi feshederek yetki iptali için yar-
grya gidiyor, ancak davayı kaybediyor. Aylar toplu-
sözleşme masasına oturmaya çalışan sendika ile
işverenin açtığı yeni yeni davaların savaşımıyla ge-
çiyor.
Sendika masaya oturamadan grev aşamasına
geliniyor. işveren, polis gücünü de arkasına alarak,
bir yasal grev yaptırmıyor. Ikincisinde 110 işçiden
ancak 4'ünün katılabildiği grev oylamasında, 3 oy-
\a greve "hayır" karan çıkartılıyor. Ancak sendika,
yasal süresi içinde grev karan alarak75.6.1995 ta-
rihi itibarı ile greve çıkıyor. 30 civarında işçi greve
katılıyor. Greve çıkıldıktan sonra her gün greve ka-
tılan işçi sayısı artıyor. 70'i, 100'ü geçiyor. Greve ka-
tılmalar yoğunlaşınca, işçiler ve ziyaretçilerinden
gözaltına alınmalar başlıyor. Greve çıkan işçiler ye-
rine, yasal yasağa rağmen yeni işçiler alınıyor.
Sendika suç duyurusunda bulunuyor. Müfettiş-
lerin sendika lehine ve işverenin yasadışı grev kırı-
cılık yaptığı raporları ile yargıya gidiliyor. Yargı, iş-
Çiler lehine sayısız karariar veriyor. Ancak, yargının,
işveren aleyhine ihtiyati tedbir kararları uygulanmı-
yor.
Hukuk dışı uygulamaların sonu gelmiyor. Grev-
deki işçiler ve işyerleri yerine başka merkezlerde bir,
bir daha taşeron şirketler kuruluyor. Yine sendika
yargıya gidip davalan kazanıyor. Ancak bu kararla-
rı uygulatacak polis, savcılık, devlet gücü bulamı-
yor.
Aras Kargo'da işçiler ve sendikanın hak kavga-
sı, hukuk savaşı ve grevleri, dikkatinizi çekerim,
tam 190 gündür sürüyor. Medya, binlerce işçinin
yaşamını etkileyecek, yıllann hak-hukuk kavgasını
190 gündür süren grevi, yasadışı grev kırma eylem-
lerini, yargı kararlarının işletilmemesini yok sayıyor.
Medya bizi bize, çıkarlanmıza, haklarımıza yaban-
cılaştınyor. Bilincimizi "güzel ve ilham ı^e/7c/"gönjn-
tülerle yok etmeye çalışıyor.
ÇİFTÇt DOSTU SADULLAH USÜMİ
Tütün üreticisinin sabn taşıyor!..
T
ekel, tütün tespit çalışmalannı bitir-
mek üzere... Tüccann çalışmalan
ise hâlâ sürüyor. Bu nedenle Ege
Ekici Tütün Piyasası'nın açılışı şubat
ayının ortalannı bulacak. Ocak ayından son-
ra geciken her gün üreticinin aleyhine, tüc-
carvedevletin lehinegelişecek!.. Türkiye'nin
tütün rekoltesinin 200 bin ton olması hemen
hemen kesinleşmiş gibi. Ege'de 120 bin ton,
diğer bölgelerde ise 80 bin ton civannda tü-
tün bekleniyor.
Kalite ve verim oldukça iyi. Ancak, geliş-
melere bakılırsa üretici, geçmiş yıllarda oldu-
ğu gibi gene umduğunu bulamayacak. Çün-
kü, değişen hiçbirşey yok... Üreticilerin bek-
lentisinin hiçbiri degerçekleşmedi... Eski ha-
mam, eski tas... Yasası 1969'da çıktığı hal-
de, tütün kooperatifleri birtürlü kuoılamıyor.
Açık arttırmalı satışlara henüz başlanamadı.
Tütün piyasalan gene alıştığımız biçimde il-
kel metotlaria yürütülecek. Tütün, üreticinin
elinde gerçek degerini bulamayacak... Ürün
bedelleri gene geç ödenecek!..
Buna rağmen, gene üreticilere boi paralar
verildiği, tütün bedellerinin zamanında öden-
diği, üreticilerin de bu alışverişten memnun
kaldığı ilan edilecek... Bir Allah'ın kulu da gi-
dip köylerde araştırma yapmayacağı için,
üreticilerin şikâyetleri, fiyatlan beğenmediği,
devleti de tüccan da protesto ettiği köy hu-
dutlannın dışına taşamayacak!..
Sonuçta, gene üretici bir yıllık emeğinin
karşılığını alamadan, yeni yıl için çalışmala-
ra başlamak zorunda kalacak...
Tütün üreten diğer ülkelerin hepsinde "mil-
li politika"\ar vardır. Bu politikalar, hem ülke
ekonomisinin hem de üreticilerinin yararlan-
na göre hazırianmıştır. Herkes memnundur.
Hiçbir üretici veya tüccar "Acaba bu yıl na-
sıl bir politika izlenecek" diye fal bakmaz.
Hükümetlere gidip de yalvanp yakaran üre-
tici veya tüccar görülmemiştir. Sistem, ken-
di içinde yasalara uygun olarak çalışır gider!..
Türkrye'de ise "milli bir tütün polftikası"
yoktur... Senelerden beri hiçbir hükümet cid-
di bir politika oluşturmaya yanaşmamıştır.
Üreticilergece-gündüz tütünfiyatlaniçin ha-
yaller kurarken, tüccar da belirsizlik yüzün-
den bir plan ve program yapamaz!..
Hükümetlerimiz serbest pazar ekonomisi-
ni savunurlar ama, uygulamaya gelince oto-
ritersistemlerden vazgeçemezler. Hatta, ye-
ni yeni uygulamalaria kendi üreticilerinin ve
tüccannın başını derde sokariar...
Aslında tüccar da üretici de bizim insanı-
mızdır. Devlet ve Tekel de... Ancak, bugün-
kü sistemde çıkarlan çakışıyor. Biri çok ka-
zanınca, diğeri zarar ediyor. Diğer ülkelerde
olduğu gibi her kesimin hakkını rahatlıkla ala-
bileceği sistemler olmadığı için her yıl kızılca
kıyamet kopuyor...
Üstelik, artık aramıza yabancılar da kanş-
tı. Aynı pastaya onlar da ortak. Biz birbirimi-
ze düşünce, pastadan en büyük payı yaban-
cılar alıyor!.. Tüccanmız giderek eziliyor...
Üreticilerimiz yavaş yavaş batıyor... Bu ne-
denle, her kesimin ülke ekonomisine zarar
vermeden hakkını alabileceği bir "milli tütün
politikası" oluştunvak zonındayız...
Her yeni gelen hükümetin veya bakanın te-
mel değişiklikler yapmadan, uygulamada işi
kenanndan köşesinden çekmesi yarar yeri-
ne zarar getiriyor... Ancak, hükümetler tü-
tünden tamamen elini çekmemelidir. Orne-
ğin, destekleme ve denetleme hükümetlerin
işidir. Yabancı sigara sanayii, tütün ithalatı, ih-
racatı başıboş bırakılamaz!..
Yabancı şirketler tütün piyasalanmızda et-
kin hale geldiği için hükümetlerimizin Türk ih-
racatçısına da sahip çıkması gerekir. Zira ih-
racatçımız piyasadan silinirse, ileri yıllarda
yabancı firmalar rakipsiz kalır ve bundan da
en büyük zararı tütün üreticilerimiz görür...
Hükümetin kurulması geciktikçe tütün böl-
gelerindeki sıkıntı da artıyor. Zira üreticiler
ancak güvenoyu almış güçlü bir hükümetin
kendilerini koruyabileceğine inanıyori.. Ayn-
ca tütün piyasalannın biranönceaçılabilme-
si de gene hükümetin kurulmasına bağlı... Bu
nedenle hükümetin kuruluşu geciktikçe üre-
ticilerin de sabn taşıyor...
Tütün üreticileri aralık, ocak ve şubat ay-
lanndaparasızlıktan kınlırlar. Piyasa açılıp tü-
tününü satmadan da paraya kavuşması
mümkün değildir. Bu nedenle ocak ayı gel-
diği zaman, piyasanın açılabilmesi için gün
saymaya başJar.
Nitekim üreticiler, bu yıl da Ege Ekici Tü-
tün Piyasası'nın en geç şubat ayı başında
açılmasını ve satış işlemlerinin büyük bir kıs-
mının bayramdan önce bitirilmesini istiyor!..
Ama tüccar çok rahat... Geçmiş yıllarda ol-
duğu gibi, bu yıl da piyasalann açılışını ge-
ciktirebilmek için her fırsatı değerlendiriyor.
Daha önceleri ocak ayı sonunda bitireceği-
ni açıkladığı tütün tespitlerinin 7 şubata ka-
dar süreceği bildiriliyor...
Manisa'nın Akhisar ilçesi Türkiye'nin ve
Ege'nin en yoğun tütün bölgelerinden biri...
Akhisar'ın Ziraat Odası Meclis Başkanı Ab-
dullah Binboğa da tecrübeli bir tütün üreti-
cisi... Abdullah Binboğa üreticilerin beklen-
tisini şöyle dile getiriyor:
"Üreticiler, birinci kalite tütün için 300 bin
lira fiyat bekliyor. Piyasanın açılışı çok gecik-
ti. Hükümetin kuruluşunun gecikmesi üreti-
cileri sıkmtıya sokuyor. Biran önce kurulma-
sını istiyoruz... Zira, en büyük güvencemiz
hükümet... Tüccann tespitleri 7şubattabite-
cekmiş. Bu takdirde en geç 10 şubatta Ege
piyasası açılabilir. 1980 yılından sonra tütün
üreticileribüyüksıkınblaryaşadı. Çoğu borç-
lu ve paraya ihtiyacı var. Yeni ürününü eke-
bilmesi için para gerek. Bu nedenle tütün
bedellerinin ödenmesine mart ayı başında
başlanmalı ve aysonuna kadarbitirilmelidir...'
Abou: Türkiye tam üyelikte
Kıbns'ın gerisinde kalacak
ANKARA (Cumiıuriyet Bürosu) - Başba-
kan Tansu Çüler, Türkiye'nin Avrupa Birli-
ği'ne (AB) 3 yıl içinde tam üye olacağını öne
sürerken birliğin Türkiye Masası Sorumlusu
Serge Abou, bu konuda karamsar bir tablo
çizdi. Abou, AB'ye tam üyelik için gereken
koşullan taşımadığını bildirdiği Türkiye'nin,
bu konuda Kıbns ve Malta'mn gerisinde ka-
lacağının "bir gerçek" olduğunu vurguladı.
Kıbns sorununda çözüm için kendilerinin
de de\Teye girmesinin yanJış olmadığını sa-
vunan Abou, bu konuda yöneltilen eleştiri-
lere, "ABD, 'Adada çözüm için girişjmierde
bulunacağım' deyince niye Idmse kanşmı-
yor?" sözleriyle tepki gösterdi.
Abou, Avrupa Topluluğu Araştırma ve
Uygulama Merkezi'nde (ATAUM) dün ver-
diği konferansta, bir soru üzerine, Kıbns'ta
kalıcı bir çözüm için Avrupa'nın katkı yap-
maya çalışacağmı belirtti.
Abou. AB'nin adada çözûm çahalannın
yanlış olmadığını savunarak ABD'nin de ay-
nı konularda girişimleri olduğunu. ancak
kimsenin söz konusu girişimlere kanşmadı-
ğını kaydetti. "Bay Holbrooke'un (ABD Dı-
şişleri Bakan Yardımcısı) adaya geieceği, bir
a\ içinde sorunu çözümleyeceği söyleniyor.
Buna Idmse ses çıkarnuyor" diye konuşan
Abou, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kıbns sonınunun çözümü için bir tekeK
leşmeolmamalı. Herkes bu sorunuçözmekis-
tiyor. Niye biz de bu sorunun çözümüne ka-
nşm^alun?"
Türkiye, adadaki bir çözümün Bırleşmiş
Milletler (BM) platformunda olmasında ıs-
rar ediyor.
AB'nin Kıbns'ın tam üyelik başvurusunu
kabul ermesini "haksuhk" olarak nitelendi-
ren Türkiye, adadaki taraflara eşit davranıl-
madığını bildirdi.
AB'nin, Kıbns'ta olası bir çözüm içm tam
üyeliği bir araç olarak kullanmak istediğini
vurgulayan Ankara ise adanın. Türkiye ve
Yunanistan'm birlikte üye olmadıklan ulus-
lararası bir kuruluşa üye olamayacağını kay-
detti. Serge Abou, Kıbns ve Malta'nın AB'ye
tam üyeliklerinin, Türkiye'ye oranla daha
hızlı gerçekleşeceğinin bir gerçek olduğunu
söyleyerek Türkiye'nin tam üyeliği için ge-
rekli koşullann oluşmadıgını kaydetti. Abou,
"Maltave Kıbns, Fransa'daki birşehir kadar.
Onlan ekonomik açıdan sindirmek için bü-
yük bir çaba harcamanuz gerekmiyor. Unut-
mayın ki siz 65 mihonsunuz. \> nca Türldye,
birtik ülkeleriyle karşılaşnnldığında, en fakir
ülke aynı zamanda" dedi.
'Türkiye, yüksek bedei ödedi'
Türkiye ile AB arasındaki gümrijk birliği-
nin başanlı olacağını savunan Abou, 1992'de
Türkiye'de bir "çöl manzarası" olduğunu öne
sürdü. Abou, taraflar arasında imzalanan
gümrük birliği anlaşmasının "eşit ve denge-
li" olduğunu ileri sürerek şu görüşlerini ilet-
ti:
"tmzalanan anlaşma, eşit bir anlaşmadır.
Türkiye'de anlaşmaji protesto cdcnler, 'Da-
ha fazlası ahnamaz mıydı' diye soruyoriar.
Tabii ki alınabilirdi. Ama içinde bulunulan
koşullar bunu öngörmüyordu. Avnca, Türki-
ye'nin gümrük birliğine girmesi bedeisiz ot-
madı. Makro ekonomik disiplinlere uyum
sağlanması,gümrük duvarlanmn sınrianma-
sı yüzünden Türkiye yüksek bir bedel ödedi.
Ancak bu, Türkiye'deki ekonomik sistemin
modernizasvonu. \vnilonmesi için ödenen be-
del olarak görülmelidir."
Gümrük birliğinin Türkiye'ye verilen bir
ceza değil, bir şans olduğunu belirten Abou,
"Yeni Avrupa mimarisindeTürkiye'nin yeri-
ni oturtmanui güç olduğunu biliyorum. An-
cak Türkiye'nin sabit bir yeri vardır, bu da
gümrük biriiğJdir" diye konuşru.