27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 1996 CUMARTESİ 12 D1MYAZI Iran Cumhurbaşkanı Haşemi Rafsancani, geçici ve sorumsuz bir 'evlilik' olan siganın daha fazla yaygınlaşması içrn uğraş veriyor. Fuhuşunyasaladı siga Şeriat düzeninde İranlı kadın Dr. tLDENİZ KURTULAN / ran'da isteyen her erkeğin dört kansı ve olabildigince "siga"sı, yani geçici kansı olabilir. Siga", iran'da, özemkîe dinin ağır bastığı Kum, Meşhed gibi illerde oldukça yaygın bir kurumdur. Birbiriyle cinsel ilişkide bulunmak isteyen karşıt cinsler, erkeğin Arapça söyleyeceği bir iki tümceden sonra, birbirinin "helari olurlar. Anlaşma parayla sağlanır. Siga sonucundan erkeğe hiçbir sorumluluk yüklenmez. reokratik düzenin ideologlan, çokkarılılığı ve sigayı, görsel, işitsel ve yazılı basında sürekli önerip haklı nedenlerini açıklarlar. Ayetullah Gomi, "Avrupalıların çoğunun metresi var... Biz neden insani gereksinimlerimize gem vuralım? Bir horoz, kümes dolusu tavuğu doyuma ulaştırır. At deseniz, o da bir sürü aygın..." der. Rafsancani ise, gençlerin sorunları için çözümün "siga" olduğuna inanır. •2- Iran islamCumhuriyeti Medeni Yasa- sı'na göre, yani şeriat hükmü gereği, çokkanlılık, anayasa güvencesinde ve serbesttir. îsteyen her erkeğin dört kan- sı veolabildiğince *siga"sı. yanı sorum- suz geçici kansı olabilir. "Siga", tüm zamanlarda Iran'da, özel- likle dinın ağır bastığı Kum. Meşhed gi- bi illerde oldukça yaygın bir kurumdur. Birbiriyle cinsel ılişkide bulunmak iste- yen karşıt cinsler, erkeğin Arapça söyle- yeceği bir iki tümceden sonra, bırbınnin "hdal"! olurlar. Anla^ma tabii ki paray- la sağlanır. Siga sonucundan erkeğe hiç- bir sonımluluk yüklenmez. çokkanlılık ideolojisi Teokratikdüzenin ideologlan, çokka- nlılığı ve sigayı, sesli, görüntülü ve ya- zılıbasındadurmaksızınöneriphaklıne- denlerini açıklarlar Ayetullah Gomi, bu konuda şöyle der "Avrupaldann çoğunun metresi var_. Biz neden insani gereksinimlerimize gem vuralım? Bir horoz. kümes dolusu tavu- ğu doyuma ulaştınr. At deseniz, o da bir siirii avgırı... Şunu da eklemekte yarar var: Doğal koşullarda. kadın cinsel yön- den genellikle etkin değil, ama erkeğe ge- Unce™" (8) Dünkü bölümde adindan söz ettıği- miz, milletvekili Abbas Abbasi de Ulu- sal Şûra Meclisi'nde, çokkanlılık ve si- ga üzerine yaptıği uzun konuşmasının bir yennde şöyle der: "IranJı erkeklerin. evlenme türlerin- den "siga'yı pek tutmadıklannı sanıyo- runı. Buna gereksinimleri yoktur. Neden derseniz. Çiinkü evinde riazır, dört sü- rekli kansı var, derim. Buna hak kazan- mıştır. Azizpeygarnberiıniz,Hazreti Muham- met'in, evinde siirekli sekiz kansını ba- rmdırdığını bildikten sonra, bir Müslö- man erkek, neden tüm yaşam boyu, tek bir kadııun di/inin dibioe çöksün?*" (9). Milletvekilı Abbas Abbasi'nın Mec- lis'teki konuşması, Meclis üyelerinin ayakta alkışlanyla, lehte gösterileriyle ve "bravo" nidalanyla desteklendi (10). Ama milletvekili Abbas Abbasi'nin ter- sine, ülkenin bir numaralı adamı Cum- hurbaşkanı Haşemi Rafsancani, ülke gençlerinin toplumsal sorunlannın tek çözümünün "siga"da olduğuna inanır. Bu yüzden, u siga"nın. yanı geçici ve so- rumsuz e\ liliğin daha fazla, daha yaygın ışlerlik kazanması îçifı uğraş verdıği gör- sel ve yazılı basında sık sık yinelenir. Siga ve fuhuş Iran toplumunu kıvrandıran sancılan kolayca tanımlayıp sağalttıklannı sanan teokratik düzen öncüleri. kendi dedikle- n ve yaptıklanna inanıyorlar mı? Yoksa şeriat icabı mı konuşuyorlar? Koskoca bir ulus. kadınıy la erkeğiyle nasıl çokka- nhlığa, hele hele "siga r 'ya özendirilir? Yok Avrupalının metresi varmış, horo- zun kümes dolusu tavuğu. yok atın aygı- n. yok bilmem kımin... Bu tür bir ilişkinın toplumsal yaşam- da yaratabileceğı çöküntüleri orurup an- latmak mı gerek? Bu öyle bilinmeyen birkonu mu? Siga fuhusa yol açmaz mı? Ana olan. eş olan, evlat olan kadını. aile içınde ve dışında ufalamaz mı? Ya "siga" sonucu doğacak çocuklann adı ne olacak? Baba sorumluluğu yok! Mirastan hak sahibi değil! Boşanma kuraiları ve kadın Iran Islam Cumhunyetı Medeni Yasa- sı, boşanma hakkını erkeğin tekelıne su- nar. Ancak kimi özel durumlarda, nikâh akdinde evlenme dairesi defterine kay- dedilmesi koşuluyla kadın. söz söyleme hakkı kazanır. Bunlar kocanın evlenme sonrası, uyuşturucu bağımlısı olması ya da dine ters düşen davranışta bulunması gibi du- rumlardır. Saltanatdöneminin son yıllannda, ay- dın kadın örgütlennin savasımı sonucu yürürlüğe giren "Aileyi Koruma Yasası" gereği. erkeğin tek yanlı boşama hakkı, sınırlı ve yargının karanna bağlıydı. Bo- şanmak isteyen kadınlar bu yasadan ya- rarlanarak dava açabıimekte ya da mah- kemeden, anlasmalan olası olmadığına dair ilam alabılmekte ve bu belgeyle res- mi u evlendinne\« boşanma daireleri"ne başvurarak boşanmayı gerçekleştirebıli- yorlardı. Dönemjn Adalet Bakanhğı em- 1992'de onaylanan yasa, kadının özlük haklannı savunmaktan uzak. riyle ilgili daıreler, yasaya uygun ışlem görmek zorundaydı. hiçbir şekilde şeri- at hükümlerine uyarak başvurulan geri çeviremezdi. Buna veltenen dairelerin çalışma izni iptal edilir. daire başkanı için idari soruşturma açılırdı. "Aileyi Koruma Yasası", kendi çapın- da ailesel ilişkilerde az da olsa esenlik sağlamışken köktendincilerin iktidara gelmeleriyle şeriat düzeni silah zoruyla kuruldu. Hapisler, işkenceler ve idam- larlahalk sindirildi. Gelelim boşanma konusuna... Molla- lann şeriata uygun kaleme aldıklan "Ai- le Yasası" bir süre sonra, neden olduğu rahatsızlıklardolayısıyla çok eleştirildi. Yönetımdekiler bile buna kulak tıkaya- madılar. Resmi bir ağız olan, "Kadın, Toplumsal ve Kültiirel Şûrası, Tetkik ve Tanzim Plan Komitesi" Başkanı Feride Mostefevi, bu konuda şunlan söyler. " İran *da hemen hemen,açılanriim bo- şanma davalannda, kadının hukuksal haklan >t)k sayılır. Y'argı yüzde99 oranın- da erkeğin yaranna sonuçlanır." (II). Boşanma kadının aleyhine Şertata uygun "Özel Medeni Mahke- meleri'"nde boşanma davalannın hep ka- dınlann aleyhine sonuçlanması, Yargı- tay Başkanı Ayetutlah Yezdi'nin de gözü- ne çarpınca, 12 Şubat 1992 Cuma nama- zı vaazında. ".-Birçok boşanma davası mahkemelerde düğiimlenmiş kalmıs, bir türlii çözümlenemiyor... Örnegin kadın, kocasından 10-11 yıl ayn yaşadığı halde, hem de kocası başka bir evlilik yaptığı halde boşanamıyor" demek zorunda kal- dı. Ayetullah Yezdi'nin anlattığına gö- re, davalı koca uyuşturucu satma ve ba- ğımlılığı suçundan 10 yıl hüküm giy- miş... Kansı boşanmak ister, hem de ya- saya uygun olarak. Nikâh akdinde. daire deftenne gereken koşul işlenmîş. Ama yargıç haksız yere yokusa sürer ve evlen- me akdini düzenleyen memurun mütala- asını ister. Oysa adam yillar önce ölmüş ve kayıtlar yitmiş, batmış... Ayetullah Yezdi. "Akitnameyi koca da imzalamış oiduğundan, mütalaa>-a ne ge- rek var?" diyor vaazında. (12). Sistemyürümedi. Yürümediği için ya- kınma sesleri yükseldi. Bu seslere, yur- tiçinden ve yurtdışından kımi organlar. kımı uluslararası kurumlardadestek çık- tı \e nihayct beklenmedik bir halde, 13 yıllık iktıdar biraz gevşedi ve kadınlann biraz soluk ahna olanaklan dogdu. Gevşeme. Yargıtay'm "Tapu ve Ka- dastro Ka>ıtlan" konulu bir önergesin- de, evlenme akitlerinin varsa koşulu, ev- lenme belgelerine de işlenmesi istenme- siyle (13) kendisini gösterdi. Bir süre sonra meclisin 12 Mart 1991 günkü bir- leşiminde. "Boşanma Kurallannın Isla- hı Hakkındaki Yasa"yı onayladı. "Gü- venlik Kunseyi" yasaya muhalefet ettiy- se de yasa, Hakem Kurulu Komisyo- nu'nda yeniden tartışıldı ve sonunda meclisin 19 Kasım 1992 günkü oturu- mundaonaylandı. (14). Oysa tüm çabalar boşaydı. Çünkü "Boşanma Kurallannın Islahı Hakkın- daki Yasa"nın. hukuksal espriden yok- sun olması bir yana, yasanın düzenlen- mesınde hiçbir hukuk kuralına uyulma- mıştı, muğlaktı ve kadının özlük hakJa- nnı savunmaktan çok uzaktı. Ömeğin yasada şöyle bir madde v ar •*Erkek,haksız yere vedeinsafsızca ka- nsını boşamak isterse, mahkeme kara- nyla, "ortak yaşamlannın maddi karşılı- ğını' kansına vermeü_." (15). Şımdi burada, teokratik sistem ve ata- erkil düzende, haksızlık ve insafsızlığın ölçüsü nasıl saptanır? Ya da fıkıh ve şe- riatın hiçbir \erinde emsali olmayan, "ortak vaşamlannın maddi karşılıgı" na- sıl hesaplanır? Bılinmiyor... Bilinen şu ki her şey bıraz daha kargaşa burgacına gı- recek. Üstelik, "haksızve insafsızca "ka- nsını boşayabıldikten sonra, ona ödeye- ceğı varsayılan ve saptanması olası ol- mayan servet neye yarar? (8) Le Mornle. günlük gazete, 20 Ocak 1979. Parıs 19, 10) Selam. günlük gazete. 26 Aralık 1979. Tahran lll) Kevhan. günlük gazete. 11 Temmuz 1991. Tahran. (12) Ettelaal, günlük gazete. 21 Şubat 1992. Tahran. (13) Selam. günlük gazete. 17 Haziran 1992. Tahran (14) Selam. günlük gazete, 1 Temmuz 1992. Tahran (15) Ettelaal, günlük gazete, 11 Ocak 1993. Tahran Yarın: Kadın ve vesayet ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI / YILMAZ ŞÎPAL "Maaş farkımın kaynağı nedir? SORL: Gazetenizin 1 Ocak 1996 pazartesi günkü sayısında memurcmeklücrinin ınaaş cetvei- leri vayımlaııdı. Ben 2. dcrece2. kademeden öğretmen enıeklisiyim. 22 yılık hizmetim var. Ek göstergem 15.04.1995 tarihinde 2J00 idi 5Ocak 19% tarihinde iiç a>lık ma- as olarak bana 45 mihon 114 bin lira öden- di. Gazetenizde ise 16 mihon 662 bin lira ay- lık olarak görünüyor. Bunun üç avlık kar- şılığı da 49 milvon 986 bin lira oluyor. Aldı- gım maaşla listedeki rrıaaş arasında üç av- lık 4 milyon 870 bin lira farklılık var. Maaş farkımın kaynağı nedir? Bu farkulığa bir açıklama getirir misiniz? (A.S.) YANIT: Memur emekli aylıklan. A) Genel Aylık, B) Kı- dem Aylığı, C) Taban Aylık, D) Özel Tazminat top- lamından oluşmaktadır. 2. derece 2. kademeden 22 yıl hizmeti olan bir öğretmenin, 15 Kasım-31 Aralık 1995 dönemi ile 1 Ocak 1996 emekli aylığının hesabı: A) Genel Aylık 1.210 (Genel Aylık Göstergesi) + 2.200 (Ek Gös- terge) = 3.410 (Toplam Gösterge)x 1.695 (Genel Katsayı) = 5.779.950 (Aylığa Esas) x % 72 (22 yıl karşılığı aylık oranı) = 4.161.564.TL (Genel Aylık) B) Kıdem Aylığı 440 (22 yıl karşılığı kıdem göstergesi) x 1.695 (Genel Katsayı) = 745.800 (Kıdem Aylığa Esas) x % 72 (Aylık Oranı) = 536.976 TL. (Kıdem Aylığı) C) Taban Avlık 1.000 (Taban Aylık Göstergesi) x 10.175 (Taban Aylık Katsayısı) = 10.175.000 (Taban Aylığa Esas) x % 72 (Aylık Oranı) - 7.326.000 TL (Taban Ay- lık) D) Özel Tazminat Özel pazminat. en yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşan'nın genel aylık göstergesi (1.500) ve ek göstergesi (8.000) toplamının genel katsayı ile çarpımına göre hesaplanmaktadır. 1.500 (Genel Gösterge) + 8.000 (Ek Gösterge) x 1.695 (Genel Katsayı) = 16.102.500 (Özel Tazminata e- sas) Bu özel tazminat, 15 Kasım-31 Aralık 1995 dö- nemi için her hizmet sınıfı, her derece ve her kade- me için % 26 orandan hesaplanmaktaydı. 15 kasım-31 aralık dönemi özel tazminat 16.102.500 (Özel Tazminata Esas) x % 26 (1995 yılı tazminat oranı) =4.186.650( 1996 yılı Özel taz- minat tutan) 4.186.650 (Özel Tazminat) x % 72 (Aylık bağla- maoranı) = 3.014.388 TL (22 yıl karşılığı özel taz- minat) 1 Ocak 1996'dan sonra özel tazminat Ek Göstergesi 6.400 ve daha yüksek olanlarda % 100 tutan 16.102.500. Ek Göstergesi 3.600 (dahil) - 6.400 (hariç) olan- larda % 75'i tutan 12.076.875. Ek Göstereesi 2.200 (dahil) - 3.600 (hanç) olan- larda % 40 tutan 6.441.000. Ek Göstergesi 0 ile 2.200 (hariç) olanlarda % 26 tutan 4.186.650 emekli aylıklanna yeni hizmet yı- lına göre, 562 sayılı Yasa Hükmünde Kararname uyannca yansıyacaktır. Böylece 2. derece 2. kademeden, 22 yıl hizmet- ten sonra emekli olan bir öğretmenin aylığı. özel tazminattakı bu oran artışı nedenıyle. Ocak 1996'da, I milyon 623 bin 132 lira yükselmış olacaktır. 6.441.000 (1996 yılı % 40 tazminat tutan) - 4.186.650 (1995 yılı % 26 tazminat tutan) = 2.254.350 (1996 ıçın % 14lük artış farkı) x % 72 (22 yıl karşılığı aylık bağlama oranı) = 1.623.132 (Aylık fark) x 3 (3 ay) - 4.869 396 TL. Fark, özel tazminat oranının % 26'dan % 40'a yükselmesınden kaynaklanmaktadır. POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Bir Kar Yağar... Ocak ayının yansını aştık, istanbul'un kan gecikti. Eskiden yılbaşında şöyle bir serpiştirir, ben geliyorum diye görünürdü. Nemika (eşim), sabahleyin perdeyi şöyle bir araladı, bir çığlık "Aaa... Karyağmış" dedi. Baktım: "Yağmış değil, yağıyor" dedim. Incecikten çiseliyordu. Kann incecikten çiseleme-1 si bana Karacaoğlan'ı anımsatır. llk, Karacaoğlan di- zeye dökmüştür. "Yağar elif elif diye..." Cemal Süreya'nın Karacaoğlan dtye bir şiiri var- dır, orada, "Ülkemin ırmaklan dışan akar" der. Ger- çekten de ülkemizin ırmakları Anadolu'nun şurasın- dan burasından fışkırır, derlenir toparlanır, Karade- niz'e, Ege'ye, Akdeniz'e, Basra Körfezi'nedökülür. Bu sular taşar.. bir beladır; kurur bir beladır. Fırat'la, Dic-. le öyle değil mi? Şu Ortadoğu tuhaf bir coğrafyadır, petrolü Arabın- dır, suyuna ortak olurlar. Bakın Suriye'ye... Biraz ay-' ranı kabardı mı nehirterden hak ister. Bir zamanlar' 'Hatay' diye göz kırpardı. Şimdilerde Hatay'dan vaz geçmiş görünüyor, sularda direniyor. Suriye'nin elin- deki bir koz da PKK'lilerdir. Her anlaşmazlık belirti- sinde PKK kozunu öne sürüyor. Son günlerde çiğne- diği sakız budur. Dışanda yoğun bir kar yağışı var. Yağıştan ötürü okullar tatil ediliyor, yollar kapanıyor, gerek kent için- de olsun, gerek karayollannda olsun ulaşım durmuş görünüyor. Geçenlerde bir yazımda Kültür Bakanlığı'nca Nâ- zım Hikmet için dikilen heykelden söz etmiştim. Bu heykeli daha sağlam, daha dayanıklı olsun diye bronzla değiştirmişler. Böylece kınlmaz yapmışlar. Cehennem ateş demektir, şairler diyor ki, cehen- nemde ateş var sananlar, görüyortar ki, her gelen ate- şini beraberinde getiriyor. Pir Surtan Abdal, "Herkes ateşini kendi getirir" diyor. Anadolu'da, karda kışta okul çocuklan okula gider- ken koltuklannın altında birkaç odun getiriyorlar; ısın- mak için, okulu ısıtmak için. Hele bu kış biraz uzun sürerse, vay getirenlenn haline vay... Vay, vay, vay.. Çetin AHan'ın bir yazısında okumuştum: Hazreti Isa: "Herkes kendi çarmıhını sırtında kendi taşır" der- miş. Okula odun taşımakta, kendi çarmıhını kendi taşı- makta beleş dönemi çoktan kapanmış. Necip Fazıl Kısakürek, çarmıh, Isa, körolan göz- ler konusunda şöyle bir şiir söyler: Açılırdı kör olan gozlerime sürseler Isa'nın eli diye bir kadın bacağını Eski dost Tanju Okan'ın sol bacağını kesmişler, kurtarmışlar. Sağlık dilemek borcumuzdur. Elli gün sonra bir bacağı vererek canı kurtarmak var. Yıllar önce böyle kariı, fırtınalı bir kış günüydü. Tan- ju'yu Tariabaşı'nda, Barias Klüp'te, Cahit Irgat tanış- tırmıştı. Cıvıl cıvıl bir klüptü; kızlar, oğlanlar kaynaşı- yordu. Hele bir genç kız vardı ki, Tanju'yu hiç boş bı- rakmıyordu, dalaştıkça dalaşıyordu. Tanju, Cahit Ir- gat'a döndü: "Ağabey" dedi. "Anlaşılan rahat komayacaklar, bı- rakıpdöneyim." , . , „ * , , Döndümü, dönmedi mi unuttum. ı^.-i.i' . İnsani deli eden bir kış gecesinde incecikten kar yağryordu; elif elif diye tozuyordu. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1/ Içkıler hakkın- da yazılan kitap. 2/ Leyleğe benzer bir kus... Başıboş hayvan. 3/ Yuna- nistan'ın plaka ışareti... Ango- 4 la'nın başkenti. 4/ g Tropikal enlem- lerde yazın deniz- 6 den karaya, kışın j karadan denize doğru esen mev- 8 sım rüzgân... Sır. 5/Yankı... Su taş- y kını. 6/ Fotoğrafçıhkta "bula- nık" anlammda kullanılan sözcük... Yanarken güzel koktugu için tütsü olarak kul- lanılan birağaç. 7/TeIlürele- mentinin simgesi... Agn Da- ğı'naverilen bir başka ad. 8/ Borsadabelli miktardaki his- se senedini belırhnekte kul- lanılan işlem bınmi... Çıplak vûcut resmi. 9/ Eşek. YUKARIDAN AŞAĞrYA: 1/Deri ve kıl gibi organik do- kularda bulunan renk venci madde. 2/ Hunı bıçımınde çu- kuryer... Bir göz rengı. 3/Bonı sesı.. Ham ıpekten yapılmış astarlıkkumaş... Müstahkem yer. 4/Avrupa'dabir başkent... Dar ve kalınca tahta. 5/ Öğe. 61 Ince dantel... Kadastro ha- ntalanndaparsellertopluluğu. 7/Dengesını ustalıklakorur- ken top, bıçak, tabak gıbı nesnelen havaya atıp tutarak gös- teri yapan sanatçı. 8/ Yalnız bir kışınin kendi kanısına da- yanan... tneğin erkek yavrusu. 9/ Çok çevık bir köpek cın- sı... Gece. KAKIAL 3. SULH HUKÜK MAHKEMESİ SAITŞ MEMURLUĞU'NDAN EsasNo: 1994/8 satış Jzalei şüyu suretiyle satışına karar verilen Kartal-Sa- mandıra-Kozdere mevkiinde kain 9-12 pafta 1436 par- sel sayılı 482 147,50 m2 miktarlı tapuda her ne kadar tarla vasıflı ise de; kıymet takdirinin yapılmış bulun- duğu tarih olan 16/12/1994'te üzerinde 232 adet bina- nın bulunduğu gayrimenkul lİK'nin hükümlerine tev- fıkan açık artırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün 1. satış günü 11 /03/1996 saat 14.00- 14.20'de 2. satış günü ise 21/03/1996 aynı saatte Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda yapıla- caktır. Gayrimenkulün toplam değeri 329.531.000.000. - TL üzerinden yüzde 20 teminat alınacak 1. satış gay- rimenkul değerinin yüzde 75'i üzerinden 1. satış gü- nü satış gerçeklemediğinde 2. satışta yüzde 40 üzerin- den ihale açılacaktır. Gayrimenkulde hissedar olup adreslerinde buluna- mayan Osman Erol, Erdoğan Özfıdancı, Cihangir Cengiz, Sinan Özbilir, Muharrem Uğur, Abdülkerim Müştebak Saraç, Nihat Yıldınm, Murat Yıldınm'a sa- tış ilanı, satış günü ve yeri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 15/01/1996 Basın: 67007 Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle